Giriş

Orijinalini görmek için tıklayınız : Hadis yazımı ve bu konuda peygamberimizin tavrı.



halukgta
19-07-2011, 13:29
Geçen günlerde bir televizyon kanalında sanırım Diyanet görevlisi bir kişi hadisler ve Kur’an konusunda konuşma yapıyordu, ilgiyle izledim. Sizlere bahsetmek istediğim konu hakkında, yaptığı konuşmayı özet olarak anlatmak istiyorum. Daha sonrada üzerinde birlikte düşünelim.

Peygamberimiz ilk zamanlar hadis yazımını kesinlikle yasakladığını anlatıyor ve nedeni olarak da Kur’an ile karışma tehlikesi olabileceği söyleniyordu. Devamında ise Kur’an ın bazı ayetlerinin açıkça anlaşılamayacağı, anlatmak istediği konuların açık olmadığı ayetlerin olduğu söylenerek, peygamberimizin hadislerine bunun için mutlaka ihtiyaç duyulduğu belirtildi. Hatta bir ayeti örnek verip, Rahman elçisine kitabı ve hikmeti verdi sözünden, ona Kur’anı açıklama, anlama gücünü ve bilgisini verdi diyerek konuyu pekiştirmişti. Peygamberimizin son zamanları ise etrafındaki sahabeleri, Allahın elçisine tekrar müracaat ederek, bu hadislerin yazılmasına izin istediği, sahabelerin anlamları anlaşılamayacak ayetlerin, bizden sonrakilere ulaşmasında tehlikeler görüleceği ve bizlerinde ezberinden gideceğini öne sürülerek izin istendiğinde, Peygamberimizin hadislerin yazılmasına son zamanlarda izin verdiği anlatılıyordu.

Şimdide yukarıdaki fikri, düşünceyi, inanışı birlikte Kur’an rehberliğinde düşünelim. Peygamberimiz hadis yazımını ilk önce yasaklamasının nedeni olarak, Kuran ile karıştırılmasın diye yasaklamıştı fikri üzerinde duralım. Neden yasaklandığını söylemişlerdi hatırlayalım önce. Kur’an ile karıştırılmasın diye. Peki, madem Kur’an açık değil, anlaşılması zor ve anlamları kapalı, neden karışsın anlaşılır sözle anlaşılmayan söz? Siz olsanız anlamadığınız, açıklayamadığınız bir bilgi ile açıklanmış ve anlatılmış bir sözü karıştırır mısınız? Madem anlaşılması zor bir ayet indi, neden Rabbim elçisine bunu insanlara anlayacağı şekilde Kur’an da yaz demedi? Ne dersiniz?

Allah Kur’an ın muhkem ayetlerini indirirken, yalnız peygamberinin anlayacağı şekilde mi indirdi? Şöyle düşünelim, çünkü böyle düşünen ve savunanlarda var, Kur’an a ilgi azalmasın yalnız Kur’an a yönelin sin diye yasakladı, diyen bir fikirde var. Eğer Kur’an anlaşılması zor bir kitap ise, Allahın ayetleri açık ve anlaşılır değilse, ilginin olmasını nasıl düşünebiliriz? Hiç kimse anlamadığı ya da açıklayamadığı bir şeye çok fazla ilgi duymaz. Eğer ilk önce yasaklamasının nedeni ilginin azalmaması ise, daha sonra izin vermesi ilgiyi azaltmaz mı? Açıklanan ve anlaşılır hangi kitapsa ona yönelir insanlar.
Allah Kur’an da söz ettiği, ayetleri kullarına açıklasın, anlatsın sözünden, topluma kabul ettirmek için ikna etsin ve eski geleneklerinden vazgeçirmek için uğraş versin diye, ona ilim verdim, hikmet verdim diye aslında anlamak gerekmez mi bu sözlerden? Bakın sorular, mantıklı cevaplar bulamıyor dikkat ederseniz, bu düşünce için.

Acaba gerçekten Kur’an anlaşılması zor bir kitap mı, Rabbim zor anlaşılır bir kitap göndererek, daha sonra bizleri sorumlu tutar mı dersiniz? Birçok konuda yalnız elçisinin anlayabileceği bir kitap gönderip, kullarını zorda bırakır mı?(HÂŞÂ) Kur’anı herkes anlayamaz veli insanlar anlar derken, acaba bu insanların peygamberimize verilen ilimden, hikmetten mi verdi Allah da, yalnız onlar anlayabiliyorlar ne dersiniz? Bakın size yine cevap vermesi mümkün olmayan bir soru daha.

Kur’an dan bazı örnekler vermek istiyorum sizlere, acaba Allahın bu sözlerinden sizler, Kur’anın zor anlaşılır bir kitap mı olduğunu anladınız?

Kamer 17. Andolsun biz, Kuran'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?


Kamer 22 Yemin olsun ki, biz, Kuran'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?

Nahl 89; Gün olur, her ümmet için kendi aleyhlerine kendi içlerinden bir tanık çıkarırız. Seni de şu insanlar hakkında tanık olarak getireceğiz. Sana bu Kitap'ı indirdik ki her şey için ayrıntılı bir açıklayıcı, bir kılavuz, bir rahmet, Müslümanlara da bir müjde olsun.

Nisa 174; Ey insanlar! Size Rabbinizden apaçık, çok parlak ve güçlü bir kanıt gelmiştir. Biz size, her şeyi açık seçik gösteren bir ışık gönderdik. 175. ayet; Allah'a inanıp O'na sarılanları O, kendisinden bir rahmetin ve lütfun içine sokacak ve onları kendisine ulaşan dosdoğru bir yola kılavuzlayacaktır.

İsra 89; Yemin olsun, biz bu Kur’an da, insanlar için her benzetmeden nice örnekler sıraladık. Ama insanların çoğu inkâr ve nankörlükten başka bir şeyde diretmediler.

Kehf 54; Yemin olsun, biz, bu Kur’an'da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır.

Şimdi sormak istiyorum sizlere, yukarıdaki ayetleri okuduğunuzda Kur’an ın zor anlaşılan bir kitap olduğunu mu anladınız? Rabbin yemin billâh bu kitabı öğüt alasınız diye kolaylaştırdım ayetine, acaba iman etmiyor mu bu sözleri söyleyenler? Bu kitabı indirdik ki, her şey için açıklayıcı ve sizlere bir kılavuz olsun diyor Allah. Rabbinden apaçık ve çok parlak bir kanıt gelmiş, açık seçik her şeyi gösteren bir ışık gönderdik, her benzetmeden nice örnekler verdik, her türlü örneği değişik ifadelerle anlattık sözlerini hiç mi görmüyorlar da, Kur’anı anlamak ve açıklamak çok zordur diyebiliyor ve buna inanabiliyoruz.

Ben bu kadar açık ayetler dururken, bir bilinmeyenin peşinden koşulmasını hiç anlayamadım ve akıl erdiremedim, bilmem sizler ne dersiniz. Kur’ana anlaşılması zor diyenler, yukarıdaki ayetlere iman etmiyor anlamındadır, Allah huzurunda nasıl bir cezanın beklediğini de unutulmaması gerektiğini düşünüyorum.

Şimdide peygamberimiz son dönemlerde, sahabelerinin isteği üzerine bizler *******izde unutabiliriz, bizden sonrakiler birçok ayeti okuduklarında anlayamayacaklar, onun için yazmamıza izin ver ey Allahın resulü dedikleri sözleri düşünelim. İşin ilginci sahabelerin akıl ettiği bu anlayışı, bu düşünceyi acaba peygamberimiz akıl edemedi ve neredeyse Kur’anın doğru anlaşılmasını, ileri çağlara doğru aktarmayı hesaplayamadı da, çevresindeki sahabeler mi hatırlattı peygamberimize dersiniz? Ne dersiniz Rabbim peygamberimize Kur’an ile birlikte verdiği hikmet( ilim) hiç hesaba katılmadan bu sözleri söylediğimizde, bu sözlerin peygamberimize saygısızlık olacağının farkında bile değil miyiz?


Peygamberimizin Kur’an ile karışmasını engellemek, ya da Kur’an a ilginin azalmasını yok etmek için yasakladığına inandığımızda, acaba daha sonra izin vermesi ile ilk yasakladığını söyledikleri sözler çelişmez mi?

Madem okunduğunda bizler Kur’anı anlayamayız, neden okuyalım Kur’anı? Yazılan hadisleri okuyup işi garantiye almak varken, yanlış anlama riskine neden girelim? İşte böyle düşünmemizi isteyenler, emellerine ne yazık ki ulaştılar. Artık böylece ilk başvuracağımız kitap, hadis külliyatı oldu, Kur’an değil, çünkü o anlaşılması zor bir kitap ilan edildi. Rabbim affetsin bizleri. Daha sonra peygamberimizin izin verdiğini söylemek, peygamberimize apaçık bir iftiradır.

Kurana ilginin azalması ve Allahın sözleriyle karıştırılmasından korkan ve hadis yazımını yasaklayan Başöğretmenimiz Allahın elçisi Hz. Muhammet asla daha sonra serbest bırakıp, insanları Kur’an dan uzaklaştırmaz. Bu sözleri söylemek hiçbir aklın onayından geçmez. Bakın peygamberimizden size söylediklerimi doğrulayan birkaç hadis nakledeyim.

Benden sonra, benim adıma söylenecek çok söz duyacaksınız, Bu sözleri KURAN İLE KARŞILAŞTIRINIZ ki, benim sözüm olup olmadığı hakkında delalete düşmeyesiniz. Her kim ki, ben söylemediğim halde bu sözü peygamber söyledi dese BUYURSUN KENDİNİ CEHENNEMDEKİ YERİNE HAZIRLASIN.

Allah’ın elçisinden sözlerini yazmak için izin istedik, bize izin vermedi.
Tirmizi, Es Sunan, K. İlm 11

Biz hadis yazarken Hz. Peygamber yanımıza geldi ve “Yazdığınız şey nedir?” dedi. “Senden işittiğimiz hadisler” dedik. Hz. Peygamber: “Allah’ın kitabından başka kitap mı istiyorsunuz? Sizden evvelki milletler Allah’ın kitabı yanında başka kitaplar yazdıkları için yoldan çıktılar.”
El Hatib, Takyid 33

Sizce yukarıdaki sözleri söyleyen Allahın resulü, daha sonra izin verir mi? Bizler hadislere çok dikkatle yaklaşmalı ve tıpkı peygamberimizin söylediği gibi, çok dikkatli olmalıyız. Söylenen her peygamber sözüdür dediklerini, Kur’an süzgecinden geçirmeliyiz.

Allah bu Kur’anı ben koruyorum diyor, ya bizlere ulaşan rivayet hadislerin doğruluğunu kim ya da kimler koruyor? Bunu da lütfen düşünelim. Allah sizleri bu kitaptan sorumlu tutuyorum, bu kitaptan hesaba çekeceğim dedikten sonra, bu kitabı anlaşılması zor gönderip, Kur’an dışından da hesaba çeker mi dersiniz bizleri? Bu düşünceyi nasıl olurda Rabbim e layık görürüz, bunu da hesaba katalım ve yaptığımız saygısızlığın farkında olalım.

Şimdide peygamberimizin asla son zamanlarında hadis yazımına izin vermediğinin delili olarak, dört halife devrinde de, peygamberimizin hadis yazımı yasağını çok titizlikle devam ettirildiğinin kanıtlarını göreceksiniz. Eğer peygamberimiz daha sonra hadis yazımını serbest bıraksaydı bunlar yaşanır mıydı, lütfen değerlendirmesini sizler yapınız. Çünkü herkes kendi imtihanını yaşıyor.


Bakın Ayşe validemiz ve dört halifenin hadis yazımıyla yaptıkları savaşın, mücadelenin açık delillerini aşağıda sizlere naklediyorum. Sizce Peygamberimiz sağlığında yasakladığı hadis yazımına, daha sonra izin vermiş midir? Eğer izin verdiyse acaba peygamberimizin en yakınındaki sahabeleri, neden Hadis yazımının yasaklanmasını titizlikle devamına çalıştılar? Bunların cevabını herkes kendi nefsinde verecektir.

Rabbim kur’anın güneşini gönlümüzden eksik etmesin, yoksa asla gerçekleri hissedemeyiz, doğru ile yanlışı ayırt edemeyiz. Kur’anın nurunu, beşerin nuruyla değiştirirsek, ya da karıştırırda eş tutarsak inanın şerri hayır görür, asla Allahın doğru yolunu bulamayız. Birilerinin sözlerini doğrulamaya çalışmak yerine, gelin KUR’ANI ANLAMAYA ÇALIŞALIM.

SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK


DÖRT HALİFENİN BU KONUDAKİ ÇABALARI;
. Ebu Bekir’in aldığı önlemler

Hz. Ebu Bekir, peygamberin vefatından sonra Müslümanları toplayarak şöyle demişti: “Sizler, Peygamberden hadis rivayet ediyorsunuz ve bu hadislerde ihtilafa düşüyorsunuz. Sizden sonrakiler ise daha fazla ihtilaf edecektir. Peygamberden hiçbir şey tahdis etmeyin. Size bir soru soran olursa, “Bilgimizle sizin aranızda Allah’ın kitabı var” deyin ve onun helal kıldığını helal, haram kıldığını haram kılın”

[Zehebi, “Teskiretu’l Huffaz, I, 2-3]
Hz. Ebu Bekir vefat ettiği gece bir hayli huzursuz olmuş ve uyuyamamış, bunun sebebini soran kızı Hz. Aişe’ye sebebinin hadisler olduğunu söylemiş, sabah olunca da evde mevcut olan bütün yazılı hadisleri getirtip yaktırmış.

[Zehebi, I, 5]
Ömer’ın aldığı önlemler

Hz. Ömer diğer şehirlerdeki sahabelere mektuplar yazarak ellerinde yazılı bulunan hadis mecmualarını yok etmelerini istedi.

[İbn Abdilberr, 108]

Hadisler Ömer döneminde çoğalmıştı. Ömer halktan beraberlerinde bulunan hadis sayfalarını getirmelerini istedi. Sonra bunların yakılmasını emrederek şunu söyledi: Kitap Ehli’nin Mişna’sı gibi Müslümanların Mişnası’dır bunlar.

[İbn Sad/Tabakat 5/140]

Hz. Ömer Irak’a yolcuğa giden arkadaşlarına şöyle demişti: “Siz öyle bir ül***e gidiyorsunuz ki halkı arı uğultusu gibi Kur-an okur. Hadislerle onları meşgul etmeyiniz ve yollarını saptırmayınız.

[Hanbel, Kitabul Ilel 1/62-63]

Hz. Ömer şöyle der. “Ancak sizden önceki kavimleri hatırladım, onlar da kitaplar yazmışlardı ve Allah’ın Kitabı’nı bırakarak onlara sarılmışlardı. Allah’ın Kitabi’nı asla başka bir şeyle değiştirmem” başka bir rivayette “Ben yemin ederim ki, Allah’ın Kitab’nı hiçbir şeyle gölgelemem. ”

[El Hatip, Takyıdull İlm Sayfa 50; İbn Sad, Tabakat, 3/206]

. Osman’ın aldığı önlemler

Hz. Osman çok hadis nakletmelerinden ötürü Ebu Hureyre’yi Devş dağlarına göndermekle, Kab’ı Kırede dağlarına göndermekle tehdit etmiştir.

[Tahzırul Havas 10b. ]

Ali’nin aldığı önlemler

Hz. Ali’den rivayet edildiğine göre o yanında yazılı sahifeler bulunan kimseleri, bunlara müracaat etmekten sakındırmış ve “Sizden önceki insanlar, Rabb’lerinin Kitabını terk ederek âlimlerinin sözlerine uydukları için helak olmuşlardır” demiştir.

[İbn Abdilberr, 108]

Ayşe annemizin mücadelesi

•İbn Abbas’ın Allah’ın görülmesi hakkındaki rivayetine karşı çıkması. (Zerkeşi, IV Fasıl, 6. hadis)
•İbn. Ömer’ın “ailesinin ağlamasıyla ölünün azap çekeceğini” rivayetine karşı çıkması. (Zerkeşi, II. Fazıl, Hz. Ömer, 1. hadis)
•Ebu Hureyre’nin “Uğursuzluk üç şeydedir” rivayetine karşı çıkması. (Zerkeşi, VII Fasıl, Ebu Hureyre, 2. hadis)
•İbn Ömer’ın ölülerin işiteceğine dair rivayete karşı çıkması (Zerkeşi, V. Fasın, İbn Ömer, 10. hadis)

Hadis rivayet eden sahabelerin bundan vazgeçmeleri

Şeddad, İbni Abbas’a “Hz. Peygamber bir şey bıraktı mı? ” diye sordu. O da “Sadece Kuran’ın iki kapağı arasında olanları bıraktı” cevabını verdi.

[Buhari, K. Fezailul Kur-an 16; Müslim K. Fezailus Sahabe 30, 31; Ebu Davud K. Fiten 1, Tırmızı K. Fiten 43]

İbn Mesud elinde bir hadis sayfasıyla geldi. Sonra su isteyerek sayfaları sildi, sayfanın yakılmasını emretti ve şunu söyledi: “Allah kime bir hadis sayfasının yerini bildirirse ve o da beni bundan haberdar etmezse Allah’a yemin ederim ki, Hindistan’da dahi olsa onu arar bulur ve yok ederim.

[Ebu Reyye, Muhammedi Sünnetin Aydınlatılması, s. 27]



Oluşturulan notların yakılması/imha edilmesine dair

Ebu Musa el Eşari’nin bir taraftarı, teşvik üzerine hocasının hadislerini yazmış; ancak o bunu öğrenince hepsini imha ettirmiş.

[İbn Sad, IV, 112]


Ubeyde b. Kays, kitaplarının yakılmasına veya başka türlü imha edilmesine, vasiyetinde yer vermişti.

[İbn Hanble, Ilel, I. 104]

Ömer, Şam’a geldiğinde Zeyd b. Sabit’in diyete dair sahifesini sorup getirtti ve onu parçaladı.

[İbn Hanbel, Ilel, I, 206]

Kur-an’ın öngörüsü


45: 6… Allah`tan ve ayetlerinden başka hangi hadise inanıyorlar?

12: 111 Bu, uydurma bir hadis değildir. Ancak kendinden önceki kitapların doğrulayıcısı, her şeyin detaylı açıklaması, inanan bir toplum için bir rehber ve rahmettir.

osmann
19-07-2011, 17:51
yahu halukgta...yazdıkların o kadar fazla ki okuyamıyorum hepsini...ayrıca yazdıklarının başını okuduğum halde artık senin yazdıklarına endişe ile bakıyorum...bilemiyorum, bende fazla ilim yok doğrumuyum yanlışmıyım...onun için endişeliyim...
iki konu açmış idin...ikisininde de (biri bu konu)kuranı direk okumak ve başka yerden yardım almamak ile ilgili idi.
hadisler sünnet değilmi? kuranda namaz kılmayı emreder. ama nasıl kılınacağını yazmaz...oruç keza öyle...bunlar peygamber efendimiz s.a.v.tarafından öğretilmedimi? hadislerde namazın hikmeti ile ilgili bilgiler yokmu? komşu hakkının ve sosyal hayat vs.
dört halife zamanında çıkan uydurma hadislerin toplatılarak yakıldığı doğrudur...bunlar sadece o zamanla sınırlı değildi ki. gününüme kadar yapılmıştır bu işlem... günümüzde sahih bildiğimiz tırmızi, buhari gibi kitaplarında okunmaması mı gerekir? nedir? hadislere karşımısın bilader? selametle...

halukgta
19-07-2011, 18:34
En doğru yöntem, Kur'an dışından okuduğunuz her bilgiye önce endişeyle bakmaktır. Daha sonra bu bilgileri Kur'an süzgecinden geçirip, öyle kabul etmektir. Rabbim de bizlerin bunu yapmasını istiyor, peygamberimizde bizleri buna teşvik ediyor.

Bizlerin ilk yapacağı Kur'anı anlayarak bolca okumak, ayetler arasında mukayese yapıp, düşünerek anlamaya çalışmak olmalıdır. Yani bizler kendi imtihanımıza bizzat kendimiz hazırlanmalıyız. Birilerinin verdiği cevaplarla imtihanımızı yaşarsak, doğru yolda olduğumuzu asla bilemeyiz. Daha sonrada her bilgiden olabildiğince faydalanarak bilgilerimizi çoğaltmalıyız. Eğer ana kaynaktan hiç bilgi almadıysak, bizlere öğretilen bilgilerin hangisinin doğru olduğunu da, anlamamız mümkün olmayacaktır.


Örneğin bizlere namazın nasıl kılınacağını, orucun nasıl tutulacağını, Kur'an öğretmez diye öğrettiler, ama Kur'ana baktığınızda her konuda detay verdiğini görürüz. Fakat beşeri ilaveleri Kur'anda görmediğimiz de, hemen fitne fesat sokanlar şöyle derler. Bakın işte bunlar Kur'anda yazmıyor. Demek ki her şey Kur'anda yokmuş fitne siyle, adeta Kur'anı eksik gösterip, peygamberimizi adeta eksik tamamlayıcı olarak anlatırlar. Halbuki Allah biz her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdik ki anlayasınız diyen Rabbim in sözlerini duymazlar.


Allah sizlere bir güneş, rehber gönderdim diyor da, sizleri bu kitaptan sorumlu tutuyorum diyorsa, namaz kılma konusunda da, oruç konusunda da bizleri ilgilendiren her şey var demektir. Bizler bize öğretilenleri Kur'anda bulamadığımızda, yaptığımız bu yanlışın artık farkına varmalıyız. Çünkü peygamberimiz bizlere, yalnız ve yalnız Kur'an ile hükmetmiş ve kendisi de yalnız Kur'ana uymuştur.

Saygılarımla

saygılarımla

osmann
20-07-2011, 09:02
Örneğin bizlere namazın nasıl kılınacağını, orucun nasıl tutulacağını, Kur'an öğretmez diye öğrettiler, ama Kur'ana baktığınızda her konuda detay verdiğini görürüz.[/B] saygılarımla

bana kalına boyadığım yerle ilgili ayet ismi ve numaralarını ver...dediğin gibi herşey ayan beyan yazıyorsa burada açıklarım. yazmıyorsa yazdıklarının doğruluğunu tartışmak gerekir...(şayet ayet ismi vermezsen yine tartışmak gerekir...tehlikeli işler bunlar. öyle "ben yazdım oldu" demekle olamayacak şeyler. selmetle...

unlu51
20-07-2011, 10:09
Namaz peygamber efendimizin öncesinde ve zamınında zaten kılındığı için kuranda açık tarif edilmemiştir sanırım kuranda da bahseder ya İbrahimin dinine uyan hanif kişiler diye.
Saygılar

osmann
20-07-2011, 11:12
Namaz peygamber efendimizin öncesinde ve zamınında zaten kılındığı için kuranda açık tarif edilmemiştir sanırım kuranda da bahseder ya İbrahimin dinine uyan hanif kişiler diye.
Saygılar

nasıl kılınacağı hz.ibrahime tarif edilmişmi? yazıyormu? kılınma şekli biliniyormu? kuranda namaz kıl derken vakitleri, her vakitte kaçar rekat kılınacağı? kılarken hangi surelerin okunacağı belirtiliyormu? hz ibrahim zamanında kılınan namazla peygamber efendimizin öğrettiği namaz aynımı? sureler aynımı? hz ibrahim zamanında namazda ne okunuyordu? ezan varmıydı? vs.vs.vs.
gene söylüyorum "tehlikeli şeyler bunlar" öyle "ben yazdım oldu" denemez...
hele bu zamanda dinimiz açısından at izi ile it izinin birbirine karıştığı dönemde kesin olarak bilmeyenlerin yorum yapmaması lazım... bişeyler yapayım derken dinimizden olmayalım allah muhafaza...
selametle...

halukgta
20-07-2011, 12:48
Bu konuda detaylı yazdığım bir yazımı ekledim. Lütfen okuyunuz.

Only the registered members can see the link

osmann
20-07-2011, 17:52
Bu konuda detaylı yazdığım bir yazımı ekledim. Lütfen okuyunuz.

Only the registered members can see the link

yahu babacım zaten yazdıkların destan...bunca yazının okunması için çok zamana ihtiyaç var...ben sadece ayet ismi ve numarası istiyorum...o kadar... dediğim gibi çok fazla bilgim yok. ufaktan bağlı olduğum bir hocam var. ona danışacağım söyleyeceklerini / yazacaklarını. özellikle hadislerin (sahih) ortadan kaldırılması ile ilgili bu zamanlarda büyük bir gayret var. bundan dolayı yazdıklarını endişe ile karşılıyorum. yoksa kişisel değil...ve şayet doğru ise yazdıkların sana dua ederim ama yanlışsa bedduaya hazırlan... :nono::(aleni yapmam, kulakların çınladığında "aha osman saydırıyor" dersin...

not:namaz ile ilgili yazının bir kısmını okudum..nasıl kılınacağını yazmıyor...neler okunacağını anlatmıyor...
iyice endişem arttı senin yazdıkların hakkında...
hadislere karşımısın değilmi? sahih hadislerden bahsediyorum...ve lütfen kısa ve öz cevap yaz..iş yerindeyim fazla vakit ayıramıyorum...

ayrıca namazın nasıl kılınacağını miraç gecesi cebrail aleyhisselam öğretmedimi pergamber s.a.v. efendimize?
bunun için bile hadise başvurmak gerekmiyormu?

selametle...

halukgta
20-07-2011, 22:25
Bu kadar önemli konulara biraz zaman ayırıp, incelemek gerekir. Birilerine sorarak imtihan verilmez, önce bunu hatırlatmak isterim.

Hiç kimse peygamberimizin hadislerine karşı olamaz, önemli olan hangisinin peygamberimizin sözleri olduğunu anlamak için, Kur'an süzgecinden geçirmeliyiz. Zaten peygamberimizde bir hadisinde, benim adıma bir sürü sözler uyduracaklardır, hangisinin benim sözlerim olduğunu anlamak istiyorsanız, Kur'ana bakınız demiştir.

Dua yada beddua konusuna gelince. Ben sizi eğer Kur'anın hüküm vermediği bir hükme inandırmaya çalışıyorsam, ben zaten Allah ın lanetini hak etmişim demektir. Yok eğer siz Allah ın hüküm vermediği bir hükme, buda Allah katındandır diyenlere inanırsanız, işte o zaman siz düşünün.

Kur'ana uyan onun onayından geçen her hadis benim başımın tacıdır. Kur'anın onay vermediği hiç bir bilgiye de asla inanmam, inanırsam hesabını veremem.


Size tavsiyem, dini, İslamı başkalarından öğrenmeyin, onun yaptığı yanlışları tekrarlama tehlikeniz vardır. İslamı Kur'andan öğrenmeye çalışınız. Çünkü herkes kendi imtihanını yaşar. Kur'anı anlamak adına çaba gösteriniz, bakın nasıl farklı düşündüğünüzü göreceksiniz. Daha sonrada her bilgiden yararlanınız, yanlışı görüp, Kur'an ile karşılaştırma imkanınız olduğu sürece korkmayınız. İçten ve samimi cevaplar verdiğiniz için, bende elimden geldiğince cevap vermeye çalışıyorum.


Kur'an namazın nasıl kılınacağını anlatmadan, izah etmeden asla sorumlu tutmayacağının farkında olunuz. Şöyle düşünün, okulda öğretmenimiz açıklamadığı, anlatmadığı bir konudan imtihanda soru sorar mı? Allah ta aynısını söylüyor, sizleri Kur'andan hesaba çekeceğim. Bize öğretilenleri değil, Allah ın söylediklerini anlamaya çalışınız.

Namazın nasıl kılınacağı konusunun miraçta peygamberimize öğretildiğini söylemişsiniz. Lütfen önce Miraç olayına Kur'an onay veriyor mu onu araştırınız. Kur'an asla ve asla miraçtan bahsetmez. Eski Diyanet İşleri Başkanı Süleyman Ateş dahi, miracın olmasının Kur'ana ters düştüğünü acıkça söylemek zorunda kalmıştır.

Lütfen çok iyi araştırınız, bakın dine karıştırılmış o kadar hurafeler var ki, tüm bunlardan kurtulmadan, asla Kur'an gerçeklerinin farkına varamazsınız kardeşim. Önce Kur'anı anlayarak bolca okuyunuz, gerçekleri o zaman anlayacaksınız. Allah cümlemizin yardımcısı olsun.

Saygılarımla Halukgta

osmann
20-07-2011, 23:33
hasbünallaaaahhh...yahu sen miraç mucizesi yokturmu diyorsun?
miraçta 5 vakit namaz farz kılınmadımı? burak vs.peygamberimizin miraç ile ilgili hadisleri? diğer peygamberlerle görüşmeleri.? peygamber efendimiz miraç mucizesini açıklamış.
inanılmamasınında ne anlama geldiği açıktır...

tehlikeli bir adamsın...(yanlış anlama anlattıklarından bahsediyorum.kişisel olarak değil..) yani işin ucunda gayya ya düşmek var...allak bullak ettin ortalığı...anlaşılan ilmin var. benim senin kadar ilmim yok. bu yazdıklarını print edip araştıracağım...sonucu söylerim...(sonuç derken neye ikna olduğumu) hangi mezheptensiniz bu arada? şia mı? ben hanefiyim...

osmann
21-07-2011, 10:45
halukgta... ben 2 gündür seni ve yazdıklarını araştırdım. farklı forumlara üye olduğunu oradada paylaşımların olduğunu gördüm... girdim. saatlerce okudum.
--baş örtüsü kuranda yazmaz diyorsun
--namaz 5 vakit değil 3 vakit diyorsun
--berat mucizesi yoktur diyorsun...
--hadis kitaplarını diskalifiye etmek için uğraş veriyorsun anlaşılan...ve tuhaftır (bunu dün akşam hanım hatırlattı) bunu yaparken özellikle şimdi açılmış konuda dahi, hadisleri örnek vererek yapıyorsun...yani hem hadislerden dini öğrenmeyin kurana bakın diyorsun.hemde hadislerin hükmü olmadığını ispat için hadisleri kullanıyorsun. bu ne turşu bu ne lahana kardeşim... her müslüman dinini gereğini yapmasa bile sünnetin ne olduğunu ne kadar önemli olduğunu bilir. hadis kitaplarının (sahih lerden bahsediyorum) ne kadar önemli olduğunu bilir. o kitaplara laf dahi etmez...
sen bunları değersiz kılmak için uğraşıyorsun. (baştaki endişem buydu...şu an eminim)
şia mısın, hangi mezheptensin anlamadım...ben senin karşındayım. bana hala namazla ilgili soruma cevap vermedin...vereceğinide sanmıyorum. ayet numarası ve ismi verecektin namaz kılmakla ilgili. vermeyeceğini biliyorum. ama ilmine hayran kaldım doğrusu... güzel yetiştirmişsin kendini.(yada yetiştirmişler seni) fakat bozuk bu ilim. hanefi mezhebine uymaz...diğerlerinede uyacağını zannetmiyorum. aman peygamberim canım peygamberim de de sonrada onun yaptıklarını söylediklerini çöpe at. olmadı haluk efendi..