Orijinalini görmek için tıklayınız : 27/07 Türkiye'de Neler oluyor
Sivas'ta feci kaza: 3 ölü
Sivas'ın Hafik İlçesi yakınlarında meydana gelen trafik kazasında bir kamyonla karşı yönden gelen otomobil çarpıştı. Kazada otomobildeki 3 kişi yaşamını yitirdi.
Kaza bugün saat 17.30 sıralarında Sivas-Erzincan Karayolu 31’inci kilometresinde bulunan Durulmuş Köyü yakınlarında meydana geldi. Sivas’tan Hafik İlçesi istikametine giden, 59 yaşındaki Mehmet Ali Doğan’ın kullandığı 34 YUK 56 plakalı otomobil, karşı yönden gelen ve Van’dan Bursa’ya ev eşyası taşıyan Hasan Güzel’in kullandığı 06 AU 2603 plakalı kamyonla çarpıştı.
Kaza sırasında kamyonunun altına girerek demir yığını haline dönüşen otomobilde sıkışan şoför Mehmet Ali Doğan ile araçta bulunan 65 yaşındaki Halil İbrahim Doğan ve 66 yaşındaki Dilber Doğan hayatını kaybetti.
Görevliler sürüklenerek uçurum kenarında güçlükle durabilen kamyonun altında kalan araca ulaşmakta zorluk çekti.
Uzun süre olay yerine çekici araç beklendi. Kamyonun çekilmesiyle birlikte otomobilin içerisinde sıkışmış halde bulunan cesetler, itfaiyenin çalışması sonucu güçlükle çıkarıldı. Cesetlerden bazılarının parçalara ayrıldığı gözlendi. Kazada hayatını kaybeden 3 kişi ceset torbalarına konularak Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi morguna kaldırıldı.
Kazaya karışan kamyon sürücüsü Hasan Güzel polis tarafından gözaltına alındı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Hürriyet
Kapkaççı, pusu kurularak yakalandı
İzmir Emniyet Müdürlüğü bünyesinde görev yapan huzur timleri, bayanların çantalarını çaldığı ileri sürülen bir kişiyi pusu kurarak yakaladı.
Emniyet güçleri, Yeşildere yolu üzerinde bayanların kullandığı seyir halindeki otomobillerin camlarını attığı taşlarla kıran daha sonra otomobillerin içindeki çantaları alıp kaçan kişinin yakalanması amacıyla çalışma başlattı.
Olayların hep aynı bölgede yaşanması ve zanlının eşkalinin aynı olmasını da göz önüne alan ekipler, bu kişiyi yakalamak için pusu kurdu.
Pusu gereği bir bayan polis, otomobili arızalandığı gerekçesiyle yol kenarına yanaştı. Tamirci görünümündeki diğer bir polis de aracın arızasını gidermek için geldi. Diğer sivil polisler de güzergah üzerinde önlem alarak zanlıyı beklemeye başladı.
Bir süre sonra, daha önceki olaylarda verilen eşkale uyan kişi, otomobilin yanına yaklaşarak koltuk üzerinde duran, bayan polise ait çantayı alıp kaçmak istedi. Bu sırada, bayan polis ile tamirci görünümündeki polis, kapkaççıya göz yaşartıcı sprey sıktı. Çevredeki diğer ekiplerin de gelmesiyle zanlı etkisiz hale getirildi.
Gözaltına alınan ve üzerinden kimlik çıkmayan zanlının, adının F.S. (29), olduğunu söylediği öğrenildi.
AA
Yol kenarında 15 kilo C-4 bulundu
Düzce İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, D-100 karayolu Bolu dağı mevkiinde metruk bir tesis önünde yol kenarına bırakılmış 15 kilogram C-4 tipi patlayıcı madde ele geçirdi.
Bir ihbar üzerine D-100 karayolunun Bolu Dağı mevkiinde operasyon düzenleyen jandarma ekipleri metruk bir tesis önünde yol kenarında 15 kilogram patlayıcı ile 27 adet elektrikli fünye buldu.
Yetkililer, patlayıcının C-4 tipi olduğunu belirtti.
AA
Polise esrarengiz saldırı
Ankara Demirlibahçe Karakolu'nda görevli polis memuru Koray Ünlü, sivil olarak Yenimahalle'deki evine giderken silah, sopa ve bıçakla 4 kişinin saldırısına uğradı. Olay yerinde çok sayıda kovan bulundu ancak..
Demirlibahçe Karakolu'nda görevli polis memuru Koray Ünlü, Yenimahalle'de 4 kişinin saldırısına uğradı.
Mesai saati dışında sivil olarak Yenimahalle'deki evine giden Ünlü'ye, 4 kişi, silah, sopa ve bıçakla saldırdı. Emniyet yetkilileri, olay yerinde çok sayıda boş kovan bulunmasına rağmen, Ünlü'nün yalnızca elinden ve kolundan bıçakla yaralandığını ve vücudunda sopa darbelerinden kaynaklanan ezikler bulunduğunu bildirdi.
Ankara Onkoloji Hastanesi'nde tedaviye alınan Ünlü'nün sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.
AA
Helikopterin havada kuyruğu koptu
Antalya, 5 polisin şehit olduğu helikopter faciasının ardından bir başka kazadan kıl payı kurtuldu. Antalya Orman Bölge Müdürlüğü'nün keşif helikopterinin pervanesi havadayken parçalandı.
Antalya Orman Bölge Müdürlüğü'ne bağlı keşif helikopteri havada pervanesi parçalanınca havalimanına zorunlu iniş yaptı. Antalya Orman Bölge Müdürü Ahmet Gedikağaoğlu'nun da içinde bulunduğu helikopter Doyran köyünde çıkan orman yangına gidiyordu.
Antalya, 5 polisin şehit olduğu helikopter faciasının ardından bir başka kazadan kıl payı kurtuldu. Antalya Orman Bölge Müdürlüğü'ne bağlı keşif helikopterinin arka pervanesi havadayken parçalandı. Doyran köyündeki orman yangını için havalanan keşif helikopterinin içinde Bölge Müdürü Ahmet Gedikağaoğlu, Orman Mühendisi Osman Karbay ve Antalya Orman İşletme Müdür Yardımcısı Ali Bahşi bulunuyordu.
Ahmet Gedikağaoğlu'nun verdiği bilgiye göre olay şöyle gelişti: Yangın ihbarının gelmesi üzerine helikopter gözlem amacıyla konuşlandığı Antalya Orman Bölge Müdürlüğü bahçesinden havalandı. Helikopter havalandıktan kısa bir süre sonra henüz belirlenemeyen sebeple arka pervanesi parçalandı. Olay üzerine zorunlu iniş yapmak zorunda kalan pilotlar Hüseyin Güney ile Ömer Savranoğlu, helikopteri Antalya Havalimanı'na başarı ile indirmeyi başardı. Kazada yaralanan olmadığı bildirildi.
Helikopterin herhangi bir arızasının bulunmadığını belirten Gedikağaoğlu, "Doyran'daki yangına giderken, helikopterin arka kuyruğu tamamen parçalandı. Daha önce herhangi bir arızası yoktu. Teknik bir nedenden dolayı arızalandığını tahmin ediyoruz. Ekipler helikopteri tamire alıp, kopan parçanın yenisini takacaklar. Herhangi bir can kaybı yok. Tamiri uzun süreceği için helikopterin seferden kaldırılacağını söylediler." dedi.
AA
Kadıkköy'e bir köftecide patlama
Kadıköy'de bir işyerinde meydana gelen patlama maddi hasara yol açtı. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Caferağa Mahallesi Güneşli Bahçe Sokak'taki bir köfteci dükkanında gece saatlerinde patlama meydana geldi.
Patlamada yaralanan olmazken köfteci dükkanında ve çevredeki bazı dükkanlarda maddi hasar oluştu. Köftecide inceleme yapan polis ekipleri, patlamanın gaz sıkışmasından kaynaklanmış olabileceğini belirttiler. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor
Balıkesir'de 3 polis bıçaklandı
Balıkesir'deki bir sokak düğününde çıkan kavgaya müdahale eden polisler, bıçaklı saldırıya uğradı. Olayda, 3 polis memuru yaralandı.
Alınan bilgiye göre, Gümüşçeşme Mahallesi Çakmak Sokak'ta dün gece bir düğünde, henüz belirlenemeyen nedenle kavga çıktı. Kavgaya müdahale ederek tarafları ayırmaya çalışan polisler, bazı kişilerin bıçaklı saldırısına uğradı.
Karın bölgesinden 2 bıçak darbesi alan Önleyici Hizmetler Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru Atilla Büyükbatmaz, Balıkesir Devlet Hastanesi'nde ameliyata alındı.
Kaşından yaralanan Cem Murat Keskin ile gözünden yaralanan Kemal Yılmaz'ın tedavileri ise ayakta yapıldı. Balıkesir Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya, olaydan sonra Balıkesir Devlet Hastanesine gelerek yaralı polis memurların sağlık durumlarıyla ilgili bilgi aldı. Uzunkaya, alkollü oldukları saptanan kişilerin saldırısına uğrayan 3 memurun da sağlık durumlarının iyi olduğunu belirterek olayla ilgili 5 kişinin gözaltına alındığını bildirdi..
(aa)
Akdeniz'de Türk feribotuna 2. taciz
İsrail'in, İskenderun feribotuna da telsizle müdahale ettikleri ortaya çıktı. Ancak feribot komutanı, bu tacize onların anlayacakları dilden cevap verip, yoluna devam etti.
Mustafa Ercan ve Mustafa İnsan'ın haberi
AKÇAKOCA deniz otobüsüne taciz ateşi açan İsrail hücumbotlarının, Beyrut’tan Türk vatandaşlarını tahliye eden Deniz Kuvvetleri’ne ait TCG İskenderun feribotuna da, telsizle müdahale ettiği ortaya çıktı. Akdeniz’de Türk gemilerine ikinci taciz, Kocaeli Belediyesi’ne ait Akçakoca deniz otobüsünün başmühendisi Semih Soylu’nun, Mersin’deki açıklamalarıyla öğrenildi. Soylu, kendilerine ateş açan İsrail hucümbotlarının aynı şekilde askeri İskenderun feribotunu da telsizle taciz ettiğini anlattı: "Bizim hadisemizden önce Deniz Kuvvetleri’mizin bir gemisine de aynı müdahale edildiğini telsizden duydum. İsrail botundan o gemiye ’Şu noktada bu şekilde gitmeniz lazım’ diyerek İngilizce olarak seslenildi. Gemi komutanı, ’Ben uluslararası kurallara göre seyrediyorum, uluslararası alanlarda bulunuyorum. Bütün kurallara uyuyorum. Ben emirlerimi sizden değil, Türkiye Cumhuriyeti’nden, amirlerimden alırım’ cevabını verdi. İsrailli askerler buna çok kızdılar. Hatta telsizden savaş gemimizin üstüne çok gittiler. O gemi, Deniz Kuvvetleri’ne ait TCG İskenderun feribotuydu. Bu telsiz konuşmalarına bizzat şahit oldum. Komutan doğruyu yapmıştı, göğsümüz kabardı."
Hürriyet
Özgür Erge
27-07-2006, 11:18
Konun başlığı değiştirilmiştir...
Balkondan düşen polis öldü
Elazığ'da, oturduğu evin balkonundan düşen polis memuru Alaattin Avçın, tedavi gördüğü Fırat Tıp Merkezinde hayatını kaybetti.
Alınan bilgiye göre, Elazığ Emniyet Müdürlüğü Lojistik Şube Müdürlüğü Satın Alma Büro Amirliğinde görevli polis memuru Alaattin Avçın, Abdullahpaşa Mahallesi 18. Sokakta oturduğu apartmanın 4. katındaki dairenin balkonunda, arızalı su tahliye borusunu değiştirmek isterken düştü. Fırat Tıp Merkezinde 4 gündür tedavi gören Avçın, tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Avçın'ın cenazesinin, Elazığ Emniyet Müdürlüğünde düzenlenecek olan törenin ardından Malatya'ya gönderileceği bildirildi.
AA
İstanbul'da 69 kaçak yakalandı
Gaziosmanpaşa'daki bir evde, Türkiye'ye kaçak giriş yaparak Avrupa ülkelerine gitmeye çalışan Pakistan, Ürdün ve Bangladeş uyruklu 69 kaçak ile bunları evinde saklayan bir kişi yakalandı.
Gaziosmanpaşa'daki bir evde, Türkiye'ye kaçak giriş yaparak Avrupa ülkelerine gitmeye çalışan Pakistan, Ürdün ve Bangladeş uyruklu 69 kaçak ile bunları evinde saklayan bir kişi yakalandı. İstanbul Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, istihbari çalışmalar sonucu yabancı uyruklu kişilerin saklandığı belirlenen Gaziosmanpaşa Taşoluk Beldesi'ndeki bir eve, mahkemeden alınan arama kararı uyarınca 19 Temmuz'da jandarmalarca operasyon düzenlendi. Operasyonda, Türkiye'ye yasadışı yollardan giriş yaparak Avrupa ülkelerine gitmeye çalışan 40'ı Pakistan, 28'i Bangladeş, 1'i de Ürdün uyruklu toplam 69 kaçak ile bu kişileri evinde saklayan Adem Ş. yakalandı. Adem Ş, sevk edildiği adli makamlarca tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 69 kaçak ise sınırdışı edildi.
2 eşli kocalara yargıdan kötü haber
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu resmi nikah dışında bir başka eşle yaşayan erkeklere yönelik tazminat kararı aldı.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, evlilik birliği içerisinde iken başka kadınlarla birlikte olan, iyi bir gelire sahip olmasına karşın, özürlü çocuğu ve evin ihtiyaçları ile ilgilenmeyen kocanın, eşine maddi ve manevi tazminat ödemesine karar verdi.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, davacı bir koca, 10 yıllık evliliklerinin son 3 yılında karısının kendisine olan güvensizliği, hakaretleri ve küçük düşürücü sözleriyle müşterek hayatı çekilmez hale getirdiğini belirterek, boşanma davası açtı.
Davacı koca, özürlü çocuklarının velayetinin de karısına verilmesini istedi. Karısı ise davanın reddini ve boşanmaya hükmedildiği takdirde maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep etti.
Kartal 3. Aile Mahkemesi, çiftin boşanmasına, çocuğun anneye verilmesine, kadına nafaka ödenmesine karar verdi, ancak kadının tazminat istemini reddetti.
Kararın temyiz edilmesi üzerine, yerel mahkeme kararı, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nce bozuldu. Yerel mahkeme, olayda davalı eşin kocasına sinirlendiğinde, küfür de içeren hakaret vari sözler söylediği anlaşıldığından, tarafları ''eşit kusurlu'' kabul ederek, tazminat istemlerinin reddi yönünde daha önce verdiği kararda direndi.
Kadının kararı temyiz etmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, yerel mahkemenin tazminat isteminin reddi yönündeki kararını bozdu. Hukuk Genel Kurulu'nun kararında, davayı açan kocanın, evlilik birliği içerisinde başka kadınlarla birlikte olduğunun, sadakatsiz davranışlar içinde bulunduğunun, düzenli ve iyi bir gelire sahip olmasına karşın, özürlü müşterek çocuk ve evin ihtiyaçları ile ilgilenmediğinin anlaşıldığı belirtildi.
-''BUNALIMLI ZAMANDA SÖYLEDİĞİ SÖZLER''-
Kararda, Türk Medeni Kanunu'na göre, boşanmalarda, kusursuz veya az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan maddi tazminat ve boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın manevi tazminat isteyebileceğinin öngörüldüğü anımsatıldı. Kararda, şöyle denildi: ''Bütün gününü özürlü çocuğuna ayıran, yaşamını ona adayan bir annenin, eşinden beklemesi ve kendisine yardım etmesini düşünmesi kadar doğal bir gereksinim olamaz. Fakat, davalı kadın bu ilgiyi görmediği gibi, bir de eşinin ihanetiyle karşılaşmış, bu nedenle bunalımlı bir zamanında şahidin söylediği sözleri de söylemiş olabilir. Tepkiyle söylenen sözler nedeniyle kadını eşit kusurlu saymak mümkün değildir. Boşanmayla davalı kadın 10 yıllık evlilikten sonra özürlü çocuklarıyla yalnız kalmış, davacı eşinin desteğini yetirmiştir. O halde, mahkemece tarafların sosyal ekonomik durumlarıyla kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak, uygun bir miktarda maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Diğer taraftan davacının kusurlu hareketleri sonucu davalının kişilik haklarına ağır bir saldırıda bulunulduğu, duraksamadan uzaktır. Bu itibarla mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumları tazminata esas olan fiilin ağırlığıyla yine hakkaniyet kuralı dikkate alınarak davalı yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir.''
Tosya'da trafik kazası:1 ölü, 9 yaralı
Kastamonu'nun Tosya ilçesinde meydana gelen trafik kazasında 1 kişi öldü, 9 kişi yaralandı.
Alınan bilgiye göre, İstanbul'dan Gümüşhacıköy istikametine gitmekte olan Muhammet Kutun (25) idaresindeki 34 ZD 143 plakalı otomobil, Tosya D-100 kara yolu Ortalıca beldesinde yoldan çıktı. Sabah saatlerinde meydana gelen kazada, otomobildekilerden Emine Kutun (33) olay yerinde hayatını kaybetti. Otomobildeki, çoğu çocuklardan oluşan 10 kişiden 8'i ise ağır yaralandı.
Yaralılardan otomobil sürücüsü Muhammet Kutun Tosya Devlet Hastanesinde tedavi altına alınırken, henüz 2 aylık Seval, Fatma (4),
Abdülsellam (3), Suzan (28), Mustafa Kutun (31), Nilay (2), Nebile (9)
ve Melike Mallı (26) Kastamonu Devlet ve Ankara'da çeşitli hastanelere
kaldırıldılar.
AA
Bingöl'de mayın tuzağı: 1 şehit
PKK'nın mayın tuzakları bir faciaya daha neden oldu. Bingöl'ün Genç İlçesi kırsalında PKK'lı teröristlerin döşediği mayın patladı. 1 subay şehit oldu, 2 asker yaralandı.
Bingöl'ün Genç İlçesi kırsalında PKK'lı teröristlerin döşediği mayın patladı. Genç ilçesinin Yazıkonağı Kaygısız mahallesinde operasyon düzenleyen güvenlik güçleri, PKK'lı teröristlerin döşediği mayına bastı. 1 subay şehit oldu, 2 asker yaralandı.
Cihan
İzmir'deki cinayete Denizli'de itiraf
İzmir'de bir kadını öldüren zanlı, Denizli İl Emniyet Müdürlüğüne giderek polise teslim oldu ve suçunu itiraf etti.
Alınan bilgiye göre, Denizli Emniyet Müdürlüğüne başvuran M.Y. (23), İzmir'de bir hayat kadınını öldürdüğünü bildirdi. İhbar üzerine Denizli polisi, İzmir Emniyet Müdürlüğü ile bağlantı kurdu. M.Y'nin cinayeti işlediğini bildirdiği Küçükyalı semti 98 Sokak'taki Selin Apartmanı'na giden polis ekibi evin zilini çaldı. Kapının açılmaması üzerine panjuru açık olan camdan eve giren polisler, banyoda bıçaklanarak öldürülmüş 25-30 yaşlarında bir kadın cesedi buldu. Kadının üzerinden herhangi bir kimlik çıkmadı. Denizli Emniyet Müdürlüğüne teslim olan M.Y'nin, İzmir'de 3 gün önce para karşılığı birlikte olmak için ''Naz'' adlı kadını aracına aldığını, Küçükyalı semtindeki eve geldiklerinde kadının fazla para istemesi üzerine çıkan kavgada cinayeti işlediğini söylediği öğrenildi. Olayla ilgili soruşturmanın devam ettiği, ölen kadının kimliğinin belirlenmesi için çalışmaların sürdürüldüğü bildirildi.
AA
Türkler bunu hep yapıyor
Ortadoğu'daki savaşı durdurmak için çaba sarfeden ülkelerin başında gelen Türkiye, tarih boyunca savaştan kaçanlara ırk ayrımı yapmadan liman oldu. İşte örnekler:
Ortadoğu'da yanan ateşi söndürmek için en fazla çaba harcayan ülkelerin başında gelen Türkiye, savaştan kaçanların da ilk sığındıkları liman olarak tüm dünyanın takdirini topluyor. Tarih boyunca, zulme uğrayanların sığınacakları ilk kapı olarak gördükleri Türkler, bugüne kadar yüzbinlerce mazluma kucak açtı. Din, dil ve ırk ayrımı yapmadan, gördükleri zulümden kaçan binlerce kişiyi bağrına basarak insana verilen değeri en iyi şekilde sergileyen Türkler, örnek tutum ve tavrıyla tarihteki en büyük insanlık derslerini veren millet oldu.
TARİHTEN ÖRNEKLER
İspanya'da zulme uğrayan Müslüman ve Yahudiler, Osmanlı Devleti'ne gönderdikleri bir elçi ile içler acısı durumlarını anlatır ve yardım isterler. Osmanlı Devleti, 1505 yılında İspanyol sahillerini vurmak için Kemal Reis kumandasında bir filo gönderir, zulme uğrayan bir kısım Müslüman ve Yahudi Türkiye'ye getirilerek ve katliamdan kurtarılır. İspanya'daki insanlık dramı ve yapılan zulümler iyice artınca Kaptan-ı Derya ve Cezayir Beylerbeyi Kılıç Ali Paşa'ya gönderilen bir fermanla İspanya'da zulme uğrayanlara yardım edilmesi emredilir. Birçok Müslüman ve Yahudi'nin, İspanya'dan önce Afrika sahillerine aktarıldığı daha sonra bunlardan bir bölümünün Adana, Tarsus gibi sancaklara yerleştirildiği tarihi kaynaklarda yer alıyor. Zulümden kaçarak sığınan bu insanlar, durumlarını toparlayıp verimli hale gelene kadar 5 yıl vergiden muaf tutulurlar. Tarihçi Bernard Lewis, bir eserinde, Avrupa'da baskı görüp kovulan Yahudilere Osmanlı'nın kucak açtığına dikkati çekiyor. Lewis, Osmanlı'nın, kovulan ve baskı gören Yahudileri her zaman kabul ettiğini, hatta baskılardan kurtulmaları için Osmanlı topraklarına çağrıldıklarını ifade ediyor.
SIĞINANLARI GERİ VERMEDİ
Avrupa'da katı yönetimlere karşı koyma ve hürriyet cereyanı sırasında ayaklanan beş bin Macar ve Polonyalı da zulümden kaçarak 1849'da Türklere sığındı. Osmanlı Devleti'nin savaşı göze alarak sığınan bu mültecileri vermemesi, bir insanlık destanı olarak tarihe geçti. Tarihi kaynaklara göre, 18. Asırda Macar lider Lajos Kossuth, uğradıkları zulümden kurtulmak için dönemin Padişahı Sultan Abdulmecid'e bir mektup yazarak kendisi ve arkadaşlarına kucak açılabilme imkanının olup olmadığını sorar. Sultan Abdulmecid'in, mültecilerin kendi misafirleri olduğunu belirterek saçlarının bir teline zarar gelmesini tebaasından 50 bin kişinin kurban edilmesine yeğleyeceğine dair garanti vermesi sonrası, 5 bin Macar ve Polonyalı mülteci Türk topraklarına iltica eder. Macar ve Lehlerin Osmanlı Devleti'ne iltica etmesinden sonra Rusya ve Avusturya devletleri, baskı yaparak mültecilerin kendilerine verilmesi hususunda ısrar ederler ve hatta Ruslar, mültecilerinin verilmemesi halinde savaş açacakları tehdidinde bulunurlar. Rusya ve Avusturya'nın isteklerinde direnmeleri üzerine genç Padişah Sultan Abdülmecid'in, büyük bir insanlık dersi vererek ''tahtımı veririm, başımı veririm, fakat devletime sığınanları asla geri vermem'' şeklindeki sözleri tarihe kaydedilir. Osmanlı'ya sığınan Polonyalılar, İstanbul, Halep, Vidin ve Silistre'ye yerleştirilirken, Kossuth liderliğindeki Macarlar ise Kütahya'da misafir edilmiştir.
''TÜRKLER TEHDİTLERE BOYUN EĞMEDİLER''
Osmanlı'ya sığınan Macar lider Kossuth ve arkadaşları, 21 ay sonra Kütahya'dan ayrılarak Londra'ya giderler. Londra'da büyük bir coşkuyla karşılanan Kossuth'un burada yaptığı konuşmada, kendilerine sığınma hakkı veren Türklere minnettarlığını şu sözlerle ifade eder: ''Bugünkü hayatıma ve hürriyetime sahipliğim, Avusturya ve Rusya'nın tehditlerine ve baskılarına rağmen beni ve arkadaşlarımı muhafaza eden Türkler sayesindedir. O Türkler ki, yüksek hislerle ve insan haklarına saygılı oluşlarıyla tüm tehditlere boyun eğmediler. Türk milleti bu yönüyle üstün bir güce sahiptir. Türklerin bugün ve istikbalde mevcut olması, Avrupa'nın ve insanlık aleminin yararınadır. Ben Türklerden gördüğüm lütuf ve saygının hatıralarıyla yaşıyorum.''
RUSLARA AÇILAN KUCAK...
1917 Bolşevik Devrimi sonrası ülkelerini terk eden Beyaz Ruslar, ilk durak olarak Türkiye'yi seçer. Rusya'dan kaçanları da engin hoşgörü ve misafirperverlikle kabul eden Türkler, kaçarken yanlarına hiçbir şey almayan Beyaz Ruslara yardım amacıyla Hilal-i Ahmer Cemiyeti tarafından onbinlerce göçmen için 1921 yılının ocak ayında ''halk çorbası'' kampanyası başlatır. Ayrıca, düzenlenen battaniye kampanyasıyla 1921 kışında binlerce Beyaz Rus'a yün battaniye sağlanır, sağlık sorunlarının çözümü için çeşitli fonlar oluşturulur. Sayıları 150 ila 200 bin arasında olan Beyaz Rusların Türkiye'yi seçmelerinde en büyük neden ise engin hoşgörü ve misafirperverliktir. Yazar Jak Delon, kaleme aldığı ''Beyoğlu'nda Beyaz Ruslar'' adlı eserinde Türkiye'ye kaçan Beyaz Rusların hayatını anlatırken, o dönemleri yaşayanların anılarına da yer veriyor. Eserde bir Beyaz Rus, Türkiye'yi seçme nedenlerini, ''Rusya'dan kaçarken hep şunları düşündük: İspanyol engizisyonundan kaçan Yahudilere kapılarına açan tek ülke olan Türkiye, 1920'lerde bizi de geri çevirmeyecektir'' sözleriyle özetliyor. 1905 yılında Çarlık Rusyası'ndaki meşrutiyet devrimi sırasında, ülkelerinden kaçmak zorunda kalan 30 bine yakın Rus'un da Türkiye'ye sığınarak hayatlarını kurtarabildikleri tarihi kaynaklarda yer alıyor.
İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI VE SONRASI
İkinci Dünya Savaşı sırasında zulme uğrayan binlerce insan yine Türkiye'ye sığınır. Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden 10 bini aşkın insanın, öldürülme ve eziyet görme korkusuyla kendilerini güvencede hissedebilecekleri tek ülke olan Türkiye'ye geldikleri biliniyor. Hitler döneminde siyasi ve ırkçı nedenlerle işlerinden olan, sanatlarını icra edemez hale gelen ve onun da ötesinde hayatları tehlikeye giren binlerce Yahudi kökenli ya da sosyal demokrat düşünceye sahip Alman, 1933'ten itibaren gidecek ülke ararken, aralarında bilim adamı, mimar, mühendis, sanatçıların da bulunduğu bir bölümü Türkiye'ye sığınır. Alman mültecilerden çoğu, genç Türkiye Cumhuriyeti'nde özellikle üniversiteler de önemli görevler alırlar. Hitler rejiminden kaçarak Türkiye'ye sığınan yaklaşık bin Alman mültecinin üçte ikisi, 2. Dünya Savaşı'nın bitiminden hemen sonra Amerika ve İngiltere'ye yerleşir, bir bölümü Almanya'ya geri dönerken 28 Alman da Türkiye'yi vatan olarak seçer. 1979 yılında İran'daki İslam devrimi sonrası rejim muhaliflerinin ilk sığındıkları ülke de Türkiye oldu. Sovyetler Birliği'nin 1979'da Afganistan'ı işgali sonrası sonrası ülkeden kaçan milyonlarca Afganlıdan yaklaşık 4 bin kişi Türkiye'ye göç etti. Birinci Körfez Savaşı sırasında da Saddam'ın korkusuyla Türkiye'ye kaçan binlerce Peşmerge, kurulan mülteci kamplarında en iyi şekilde misafir edildi. Bulgaristan'da Jivkov rejiminin baskı politikası nedeniyle 300 binin üzerinde Türk yine anavatana sığınmak zorunda kaldı. Türkiye, Sırp zulmünden kaçan Kosovalılara da kucak açtı.
AA
Yaşlı adam av tüfeğiyle öldürüldü
Denizli'nin Acıpayam ilçesine bağlı Yazır kasabasında, çobanlık yapan kişi öldürülmüş olarak bulundu.
Alınan bilgiye göre, eşi Mehmet Altun'un (66) eve gelmemesi üzere arama yapan Cennet Altun, Türkmentepesi mevkiinde eşini av tüfeğiyle öldürülmüş olarak buldu. Durumun jandarmaya bildirilmesi üzerine, soruşturma başlatan ekipler, daha önce Altun ile aralarında husumet olduğu belirtilen aynı kasabadan Mehmet Z. ve Hüseyin Z., üzere gözaltına alındı.
Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.
Cihan
İki aile arasında kavga: 6 yaralı
Hakkari'de iki aile arasında arazi anlaşmazlığı yüzünden çıkan kavgada 6 kişi yaralandı..
Hakkari'nin Durankaya beldesinde, 2 aile arasında çıkan taşlı sopalı kavgada, 6 kişi yaralandı.
Beldeye bağlı Yeni Mahalle'de yaşayan Tatlı ve Artık aileleri arasında arazi anlaşmazlığı nedeniyle tartışma çıktı.
Tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu iki aile fertleri birbirlerine taş ve sopalarla saldırdı.
Kavgada, 2'si ağır olmak üzere 6 kişi yaralandı. Yaralılardan durumu ağır olan Tahir Tatlı ve Hüseyin Artık, Hakkari Devlet Hastanesinde yapılan ilk müdahalenin ardından Van Devlet Hastanesine sevk edildi.
Güvenlik güçleri kavganın şehir merkezine yayılmaması için geniş güvenlik önlemi aldı.
Öte yandan, köy korucusu oldukları belirtilen aileler arasında silahlı çatışmanın yaşanmaması için de jandarma ekipleri de beldede konuşlandı.
AA
Mersin'de insan kaçakçılığı operasyonu
Mersin'de, insan kaçakçılığı yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınan 10 kişiden 7'sinin çıkarıldıkları mahkemece tutuklandığı bildirildi.
Mersin'de, insan kaçakçılığı yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınan 10 kişiden 7'sinin çıkarıldıkları mahkemece tutuklandığı bildirildi.
Mersin Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, bir süre
önce Mersin'in Bozyazı ilçesi açıklarında, 27 yabancı uyruklunun
yasadışı yollarla yurtdışına kaçırılması girişiminin ardından yapılan
operasyonlarda, olayla ilgili ''Eser Reis'' adlı teknenin kaptanı R.S.
ile biri Antalya'da olmak üzere 10 kişi yakalandı.
Bu arada, insan kaçakçılığında kullanıldığı belirtilen bir sürat
teknesine Alanya Yat Limanı'nda, Cumhuriyet Savcılığının talimatıyla
el konuldu.
''Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, göçmen ve gümrük
kaçakçılığı'' suçlarından adliyeye sevk edilen R.S, M.K, T.K, İ.A,
M.G, B.M. ve B.A. tutuklanırken, S.A, İ.A. ve M.Ş. tutuksuz
yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Bu arada, Mali Şube ekiplerinin düzenlediği başka bir operasyonda,
dolandırıcılık ve uyuşturucu kaçakçılığı suçlarından arandığı
bildirilen Z.K'nin, 6 adet sahte kredi kartıyla yakalandığı,
''Sahtecilik ve dolandırıcılık'' suçundan sevk edildiği nöbetçi
mahkemece tutuklandığı kaydedildi.
(KRM-MUT-ORK-MLK)
AA
Saltanat Kapısı törenle kapatıldı
Topkapı Sarayı Bab-ı Hümayun Kapısı (Saltanat Kapısı), törenle, Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç tarafından araç trafiğine kapatıldı.
Tören, saygı duruşunda bulunulması ve Mehter Takımı eşliğinde İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Bakan Koç törende yaptığı konuşmada, her zaman ''hiçbir şey eskisi gibi olmayacak'' dediklerini ifade ederek, Topkapı Sarayını, ''hiçbir şey eskisi gibi olmayacak'' bir şekilde kullanmaya başlamanın ilk adımını bugün attıklarını söyledi.
Atilla Koç, bahçenin araç trafiğine kapatılmasıyla bundan sonra ziyaretçilerin, mekanı ve mekanı çevreleyen her türlü canlı ve cansızı da seyredebileceklerini ve bundan etkileneceklerini dile getirdi. Bakanlık, İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Eminönü Belediyesinin, ''Artık hiçbir şey eskiden olduğu gibi çalakalem olmayacak'' anlayışını ortaya koymak istediğini ifade eden Koç, ''Elbette acelemiz var. Hem de çok acelemiz var, ama acelemiz hakikat ve hakikate bağlılığımızın önüne geçmeyecek'' dedi.
Koç, bakanlığı ile söz konusu kurumlar arasındaki ''Topkapı Sarayı
Bütünleştirme ve Sur-u Sultani Kapsamında Düzenleme Projesi''ne
ilişkin protokolün 8 ay önce imzalandığını hatırlatarak, şunları
söyledi:
''(Göç yolda düzelir) aceleciliğiyle beraber '10 defa ölçüp 1 defa
biçme' dengesini kurduk. Bundan sonra yolumuz açılmıştır. Bir şeyin
açılabilmesi için bir şeyin kapanması gerekiyor. Zaman süreci böyle
süre gidiyor. Bu sarayda yaşayanlar, bize İstanbul'u hediye ettiler.
İstanbul'u hediye ederken bir şeyi kapattılar, Ortaçağı kapattılar,
Yeniçağı açtılar. Bu kadar benzetme belki mübalağalı olabilir, ama
artık Topkapı için yeni bir çağ başlıyor.''
KADİR TOPBAŞ
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da kentin
kültürel miras ve değerlerini koruma, kullanma ve geleceğe taşıma
sorumluluğu içinde hareket ettiklerini söyledi.
Topbaş, İstanbul'un artık dünyayı etkileyen duruma geldiğini ve
kentte ciddi bir değişiklik ve dönüşümün yaşandığını belirterek, buna
paralel olarak da şehrin turizmden aldığı payın yükselmeye başladığını
anlattı.
Kadir Topbaş, İstanbul'un geçmişten gelen tüm mirasını korumak
amacıyla hareket ettiklerini dile getirerek, şöyle konuştu: ''İstanbul'un bu bölgelerinde yıpranmaya müsaade etmeyeceğiz. Topkapı Sarayının kapısında otobüslerin izleri var. Bu yanlış kullanım. Dünyanın her yerinde müze alanlarında insanlar uzun mesafeler yürüyor. Doğru olan budur. Bugüne kadar cesaret gösterilerek bu karar alınamamıştı. Sayın Atilla Koç'u bu konuda karar aldığı için kutluyor ve teşekkür ediyorum. Sarayın bahçesi adeta otobüs otoparkına dönmüştü. İnsanlar o ortamda tarihi hissedemiyorlardı. Artık insanlar sarayın bahçesine yürüyerek girecek ve tarihi hissedecek.''
OTOBÜSLER ÇATLADIKAPI'DA PARK EDECEK
İstanbul Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı da Topkapı Sarayının
Bab-ı Hümayun Kapısının İl Özel İdaresi tarafından 2 yıl önce 250
milyar liraya restore edildiğini, ancak o dönemde kapının
kapatılmadığını söyledi.
Taşbaşı, restorasyondan sonra da içeri giren otobüslerin kapının
sağına soluna çarptıklarını, çizdiklerini ve egzoz gazı ile dokusunu
tahrip ettiklerini vurgulayarak, Bab-ı Hümayun Kapısının
kapatılmasının çok olumlu bir gelişme olduğunu belirtti.
Çatladıkapı'da bir top sahasının otobüslerin park etmesi için
tahsis edildiğini kaydeden Taşbaşı, İl Özel İdaresinin 20 trilyon
lirayı tarihi ve kültürel varlıkların korunmasına ilişkin projelere
ayırdığını bildirdi.
KOÇ, KAPIYI KAPATTI
Konuşmaların ardından Kültür ve Turizm Bakanı Koç, Topkapı Sarayı
Bab-ı Hümayun Kapısını, sembolik olarak kapının sağ kanadını iterek
araç trafiğine kapadı. Bakan Koç, ''Vatandaşlar içeri, otobüsler
dışarı'' diye konuştu.
Daha sonra Topkapı Sarayının bahçesini gezen Koç, burada yaptığı
açıklamada, bahçenin Türk bahçelerinin en güzel örneklerinden biri
olduğunu söyledi.
Sarayların en önemli algılanma yerlerinin bahçeleri olduğuna
işaret eden Koç, Selçukluların da bahçe mimarisinin çok güzel olduğunu
ve bunun örneklerini Konya ve Alanya'da inşa etmeye yakında
başlayacaklarını kaydetti.
Koç, bahçenin zenginlik, hayat, güzellik ve medeniyet olduğunu
dile getirdi.
Törene TURSAB Başkanı Başaran Ulusoy, Eminönü Belediye Başkanı
Nevzat Er, Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü Nurullah Çakır da katıldı.
Topkapı Sarayındaki törenin ardından Atilla Koç, Kadir Topbaş ve
beraberindekiler yürüyerek Ayasofya Müzesine geldi ve müze bahçesinde incelemelerde bulundu.
Bakan Koç, burada kendisine ilgi gösteren yabancı turistlerle
hatıra fotoğrafı da çektirdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Ayasofya'daki incelemeye ilişkin, ''Ayasofya'daki sebili Hamidiye olarak hizmete geçirecekleri'' bilgisini verdi.
AA
Şanlıurfa'da töre cinayeti Şanlıurfa'da sevdiğine kaçtıktan sonra, ailesinin iknasıyla geri döndüğü bildirilen bir genç kızın ağabeyi tarafından bıçaklanarak öldürüldüğü iddia edildi.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Muradiye Mahallesi'nde yaşayan Azize T. (21), bir süre önce sevdiği ve İzmir'de bulunan teyzesinin oğlu M.K'ye kaçtı. Daha sonra ağabeyi tarafından ikna edilerek eve çağrılan Azize T, 3 gün önce Şanlıurfa'ya döndü. Bugün kardeşiyle evde kimsenin bulunmadığı bir sırada, bir süre tartışan A.T, daha sonra ekmek bıçağıyla kız kardeşi Azize T'yi bıçakladı.
Bunun üzerine sokağa kaçmaya çalışan Azize T'yi sokakta da yakalayan A.T, burada da genç kızın boğazını kesti. Azize T. olay yerinde yaşamını yitirirken, çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, A.T'yi gözaltına aldı. Bu arada, pazara alışverişe gittikten sonra olaydan habersiz olarak eve döndüğü belirtilen genç kızın annesi de ifadesine başvurulmak üzere polis merkezine götürüldü. Olayla ilgili soruşturma sürdürülürken, polis ekipleri söz konusu bölgede geniş güvenlik önlemi aldı.
AA
Eline iğne batan hemşire Hepatit oldu
İzmir Alsancak Devlet Hastanesinde, hastadan kan aldığı şırınga eline batan hemşire, Hepatit C’ye yakalandı. Şırınganın batmasının ardından hemen kan tahlili yaptıran ve o sırada test sonucu negatif çıkan 25 yıllık hemşire N.K’nin kan testi, 3
Alsancak Devlet Hastanesi Nefroloji Bölümünde görevli hemşire N.K (45), 16 Martta bir hastadan tahlil için kan aldı. Hastanın kanının içinde bulunduğu şırınga dalgınlıkla eline batan N.K, hemen elini yıkayarak herhangi bir hastalığa yakalanıp yakalanmadığını öğrenmek için test yaptırdı. Testi negatif çıkan N.K, hastanede çalışmaya devam etti. İştahsızlık, halsizlik, idrar renginde değişim yaşayan N.K, 3 ay sonra kanını tekrar test ettirdi. Testi bu kez pozitif çıkan ve Hepatit C’ye yakalandığı belirlenen N.K, hastaneden izin alarak tedavisine başlandı.
Hepatit C’ye yakalandığını öğrenmesiyle birlikte psikolojisinin alt üst olduğunu söyleyen N.K, ilk olarak çocuklarının aklına geldiğini belirtti. Tedavisinin Ege Üniversitesi Hastanesinde sürdüğünü belirten N.K, "Haftada bir iğne vuruluyor. İğne sonrasında ise vücut direncim düşüyor. Hayata karşı insanın sevgi hissi kalmıyor" dedi.
"BİR HEMŞİRE HAYATINI KAYBETTİ"
Konuyla ilgili olarak AA muhabirinin görüştüğü Türk Sağlık-Sen İzmir Şube Başkanı Ahmet Doğruyol, pek çok ülkede sağlık çalışanlarının iş riskinin bulunduğunu, Türkiye’de de bu alandaki çalışanların birçok sıkıntıyla karşı karşıya bulunduğunu söyledi.
Doğruyol, "Hemşireler yoğun çalıştıklarından dolayı bu tür olaylarla birebir karşı karşıyalar" dedi. Sağlık çalışanlarının gelen vatandaşın tedavisiyle ilgilendiğini, o kişinin nasıl bir hastalık taşıdığını bilemeyeceğini belirten Doğruyol, şöyle konuştu:
"İki yıl önce görevi başında Hepatit C’ye yakalanan bir hemşire arkadaşımız hayatını kaybetti. Sağlık çalışanları hastalıklarla karşı karşıya kalıyor. AIDS, Hepatit C, Tüberküloz gibi hastalıkları kapma riski her zaman yüksektir. Sağlık çalışanlarına yönelik, Sağlık Bakanlığı ve hastane idareleri tarafından koruyucu ve destekleyici yasa mevcut değil. Ne yapacaklarını bilemiyorlar. Bu hastalığa bulaşan bir personel kendi imkanlarıyla mücadele yönünü arıyor. O zaman raporlu ya da izinli olduğu için ek ödemeden yararlanamıyor. Hepatit C aşısı devlet tarafından ödenmiyor. Bu tür risklere karşı en azından ülkemizde asker ve polise, sağlık camiasında da sadece röntgen teknisyenlerine verilen fiili hizmet zammının bütün sağlık çalışanlarına ödenmesi gerekmektedir."
"İŞ YOĞUNLUĞU HATA PAYINI ARTIRIYOR"
Türk Hemşireler Derneği İzmir Şube Başkanı Çiğdem Kurcan da hemşirelerin özellikle ayda 8-9 nöbet tutarak yoğun bir şekilde çalıştığını kaydetti. İzmir genelinde 7-8 bin hemşirenin bulunduğuna, ancak bu sayının yetersiz olduğuna dikkat çeken Kurcan, "Her hastanenin hemşire açığı var. Hemşire eksikliğinden dolayı çalışma koşulları zorlaşıyor. İş yoğunluğu da hata payını artırıyor" diye konuştu.
AA
Çeşme'de rehine dehşeti
Ahmet Bingül bıçak tehdidi ile girdiği evde karnını doyurdu, yolda polisle karşılaşınca da 17 yaşındaki bir kızı bıçakla rehin aldı. Vatandaşlar yaşananlara isyan etti...
İzmir'in Çeşme İlçesi'nde, aç kalınca bıçak tehdidiyle girdiği evde karnını doyuran 27 yaşındaki Ahmet Ender Bingül, ihbar üzerine gelen polislerden kaçarken yolda karşılaştığı 17 yaşındaki İdel Caroline Aykın'ın boğazına bıçak dayayıp rehin aldı. Bingül, dalgınlığından yararlanan polisler tarafından yakalanırken öfkeli vatandaşlar tarafından linç edilmek istendi.
Musalla Mahallesi Karadağ Mevkii 1089'uncu Sokak'ta dün öğle saatlerinde 17 numaradaki yazlığa giden Ahmet Ender Bingül, ev sahibi Şehriban Özbek'i bıçakla tehdit ederek mutfakta karnını doyurdu. Ev sahibi Özbek, başka bir odadan polise telefon ederek yardım istedi. Karnını doyurduktan sonra evden çıkan Bingül, ihbar üzerine gelen polisleri görünce kaçmaya başladı.
Yakalanacağını anlayan Ahmet Ender Bingül, aynı bölgede oturan kaptan Hüseyin Aykın'ın yolda yürüyen kızı 17 yaşındaki İdel Caroline Aykın'ın boğazına bıçak dayayıp rehin aldı. Polislerden peşini bırakmalarını isteyen Bingül, aksi halde kızı bıçaklayacağı tehdidinde bulundu.
Yaklaşık beş dakika boyunca genç kızı rehin alan A.E.B., bir anlık dalgınlığından yararlanan polisler tarafından etkisiz hale getirildi. Olaya tanık olan vatandaşlar saldırganları linç etmeye kalkıştı. Polislerin güçlükle ekip otosuna bindirdiği saldırgan karakola götürüldü.
Gözaltına alınan Ahmet Ender Bingül'ün, “Diyarbakır'dan Çeşme'ye geldim. İş bulamadığım için aç kaldım. Girdiği evde karnını doyurup çıkarken polisleri gördüm ve paniğe kapılıp yakalanmamak için yolda karşılaştığım kızı rehin aldım'' dediği ifade edildi. Psikolojik sorunları olduğu ileri sürülen zanlı, işlemlerinin ardından Çeşme Adliyesi'ne sevk edildi.
Milliyet
Askeri uçak düştü: 3 asker şehit
Konya 3 ncü Ana Jet Üs K.lığına (Konya) ait bir adet F-5A uçağı düştü. Kazada pilot ve yerde görev yapmakta olan iki er şehit öldü. Kaza ile ilgili incelemeler sürüyor.
Konya'da bir askeri uçak düştü. Pilot ve yerde görev yapmakta olan 2 er şehit oldu.
Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği'nden yapılan açıklamaya göre, Konya'daki 3. Ana Jet Üs Komutanlığına ait bir F-5A uçağı bugün saat 15.33'te kalkışı müteakip, henüz belirlenemeyen bir nedenle düştü.
Kazada pilot ve yerde görev yapmakta olan 2 erin şehit olduğu, kaza ile ilgili inceleme ve araştırmanın devam ettiği bildirildi.
ŞEHİT OLAN PİLOTUN YÜZBAŞI AKGÜN SEZGİNER OLDUĞU ÖĞRENİLDİ
Konya'da düşen savaş uçağında şehit olan pilotun Yüzbaşı Akgün Sezginer olduğu öğrenildi.
Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığında kalktıktan sonra düşen tek
kişilik F-5A savaş uçağında şehit olan pilotun Yüzbaşı Akgün Sezginer
olduğu belirtildi.
Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği, Konya'daki 3. Ana Jet
Üs Komutanlığına ait F-5A uçağının bugün saat 15.33'te kalkışı
müteakip, henüz belirlenemeyen bir nedenle düştüğünü, kazada pilot ve
yerde görev yapmakta olan 2 erin şehit olduğunu açıklamıştı.
AA
Çaycuma'da trafik kazası: 1 ölü
Zonguldak'ın Çaycuma ilçesinde meydana gelen trafik kazasında bir otomobil yol kenarındaki tretuvara çarptı. Kazada 1 kişi öldü, 2 kişi yaralandı.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Mustafa Kayabaşı yönetimindeki 67 AD 046 plakalı otomobil, Kayıkçılar köyü mevkiinde, yol kenarındaki tretuvara çarptı.
Sürücü Kayabaşı (29) olay yerinde yaşamını yitirdi, yaralanan Niyazi Sarıçelebi (17) ile Taner Koç (20), Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesine kaldırıldı.
AA
Belçikalı kadın tecavüze uğradı
Belçika Dışişleri Bakanlığı, kızı ile birlikte Türkiye'de tatil yapan Belçikalı bir kadının 3 kişinin tecavüzüne uğradığını daha sonra dağlık bir bölgede terk edildiğini açıkladı.
Belçika televizyon kanalı RTL-TVİ'nin bugün verdiği haberi doğrulayan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Rudy Huygelen, kızı ile tatilde bulunan Belçikalı kadının cumartesi günü 3 kişi tarafından kaçırılarak tecavüze uğradığını, daha sonra dağlık bir bölgede terk edildiğini ifade etti.
Sözcü, olaydan Belçika Dışişlerinin haberdar edildiğini, kadının
yetkililerden Fransızca bilen bir avukat talebinde bulunduğunu, Belçika Konsolosluğunun gerekli girişimleri ve yardımı yaptığını belirtti.
AA
Gazeteciye meydan dayağı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde Basın Mensupları Derneği Başkanı Erdal Özcan, kimliği belirsiz 3 kişinin sopalı saldırısına uğradı.
Edinilen bilgiye göre, Kazimiye Mahallesi'nde evine doğru yürüyen
Özcan, sopalı 3 kişinin saldırısına uğradı. Vatandaşlar saldırganlara
müdahale ederek Özcan'ı, saldırganların elinden kurtardı.
Çorlu Devlet Hastanesinde ilk tedavisi yapılan Özcan, daha sonra
Cumhuriyet Polis Merkezi'ne giderek ifade verdi.
Özcan'ın ifadesinde, kendisine saldıran şahısları tanımadığı ve
olayın son dönemde yazdığı yazılarından kaynaklanmış olabileceğini
söylediği öğrenildi.
Erdal Özcan, Çorlu'da yerel olarak yayınlanan Devrim Gazetesi ile
Hürriyet Gazetesi ve Doğan Haber Ajansı'nın Çorlu temsilciliğini
yapıyor.
AA
Dur ihtarına uymadı vuruldu
Gaziantep'te polisin şüpheli bir otomobili takibe almasıyla başlayan olaylar filmleri aratmayacak bir kovalamacaya dönüştü. Polisin ''dur'' ihtarına uymayan kişi polis otosuna çarparak kaçtı. Şüpheli tabancayla vurularak yakalandı.
Edinilen bilgiye göre, Kilis-Gaziantep karayolunda yol kontrol ve
denetim çalışması yapan polis ekipleri, ''dur'' ihtarına uymayan Berat
G'nin kullandığı 63 UB 348 plakalı otomobili takibe aldı.
Polisten kaçarak kent merkezindeki Konak Mahallesi'nde ara
sokaklara giren otomobilin bir ekip otosuna çarpıp kaza yapması
üzerine, otomobil sürücüsü Berat G, araçtan inerek kaçmaya başladı.
Bu sırada araçta bulunan Nihat K. da araçtan inip, polis ekiplerine ateş ederek kaçtı. Polisin ''dur'' ihtarı yaptığı Berat G, uyarıyı dikkate almaması üzerine açılan ateş sonucu ayağından yaralandı. Etkisiz hale getirilen Berat G. ile araçta bulunan Emine Ç, gözaltına alınırken, Nihat K'nın ise kaçtığı belirtildi. Otomobilde yapılan aramada 1 adet tabanca ele geçirildi. Emine Ç, Nihat K. ve Berat G'nin hırsızlıktan sabıkalı oldukları öğrenildi.
Berat G'nin ayakta yapılan tedavisinin ardından, Emine Ç. ise emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edildi.
Nöbetçi mahkemeye çıkarılan Berat G, tutuklandı, Emine Ç. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
AA
Şişli Etfal'de elektrikler kesildi
Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde bir arıza nedeniyle elektrikler kesildi. Bölgeye hastanenin tüm elektrik ihtiyacını karşılayacak 4 adet jeneratör ile 2 adet aydınlatma kulesi gönderildi.
Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezinden (AKOM) yapılan açıklamaya göre, hastane yetkililerinin yardım talebi üzerine, bölgeye hastanenin tüm elektrik ihtiyacını karşılayacak 4 adet jeneratör ile 2 adet aydınlatma kulesi gönderildi.
Sağlık hizmetlerinin aksamaması için talep halinde Büyükşehir Belediyesinin diğer birimlerinden de takviye yapılmak üzere ekipler hazır bekletiliyor.
AA
Elektrik direğinde kalbi durdu
Kastamonu'da Başkent Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi’nde (BEDAŞ) görevli elektrik teknisyeni, 52 yaşındaki Hüseyin Çöpüroğlu, çıktığı elektrik direğinde geçirdiği kalp krizi sonucu öldü.
Turan KURT'un haberi
BEDAŞ'a bağlı Kastamonu Müessese Müdürlüğü’nde çalışan 4 çocuk babası elektrik teknisyeni Hüseyin Çöpüroğlu, merkez Akkaya Kaşçılar Köyü yakınlarındaki arızayı gidermek için direğe çıktı. Hüseyin Çöpüroğlu, emniyet kemeriyle çıktığı direkte kalp krizi geçirerek öldü. Çöpüroğlu’nun direkte asılı kalan cesedi arkadaşlarının yardımıyla indirilerek Kastamonu Dr. Münif İslamoğlu Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Çöpüroğlu’nun yıl sonunda emekli olmaya hazırlandığı belirtildi.
Hürriyet
Avrupa'dan Asya'ya gidiş kilitlendi
Boğaz Köprüsü yakınlarında meydana gelen maddi hasarlı iki trafik kazası trafiği adeta felç etti. Saat 18.00'den bu yana hem E-5, hem de TEM'de Avrupa'dan Asya'ya gidiş yönü tıkalı.
İstanbul E-5 karayolunun Boğaz Köprüsü yakınlarında meydana gelen maddi hasarlı iki trafik kazası trafiği adeta felç etti. Kaza nedeniyle E-5'ten ilerleme imkanı bulamayan sürücüler TEM'e yönelince her iki tarafta da Avrupa'dan Asya'ya gidiş kilitlendi.
Kaza nedeniyle E-5'ten ilerleme imkanı bulamayan sürücüler TEM'e yönelince her iki tarafta da Avrupa'dan Asya'ya gidiş kilitlendi.
Saat 18. 00'den bu yana hem E-5, hem de TEM'de Avrupa'dan Asya'ya gidiş yönü tıkalı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaştırma Dairesi yetkilileri de trafikteki tıkanmanın iki trafik kazasından kaynaklandığını duyurdu.
CNN Türk
Powered by vBulletin® Version 4.2.5 Copyright © 2025 vBulletin Solutions, Inc. All rights reserved.