PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : AB'ye İspanya'dan çaktı, manşet oldu



kaptan-8
14-10-2011, 06:39
Only the registered members can see the link Çağlayan: (AB üyeliği) AB Türkiye'ye maalesef ikiyüzlü bir tutum sergiliyor. Türkiye bugünkü yapısıyla AB üyesi olduğu zaman AB'ye yük katmaya değil, AB'nin yükünü almaya gelecek olan bir ülke

Zafer Çağlayan "Sayın Sarkozy'ye diyorum ki, sen gel önce halkına Avrupa'da yaşanan bu krizin Fransa halkına, vatandaşlarına ne getireceğinin hesabını bir açıkla. Önce kendi ülkenle uğraş, bırak başka ül***le uğraşmayı'' dedi. Çağlayan'ın hem Sarkozy'ye mesajı hem de AB'ye yönelik eleştirisi Avrupa basınında yer buldu.

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, AB'ye tam üyelik konusunda, AB'nin Türkiye'ye ikiyüzlü bir tutum sergilediğini belirterek, ''Türkiye, bugünkü yapısıyla AB üyesi olduğu zaman AB'ye yük katmaya değil, AB'nin yükünü almaya gelecek olan bir ülke'' dedi.

Çağlayan, İspanya-Türkiye Yatırım ve İşbirliği Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği konusunda açıklamalarda bulundu.

Türkiye'nin AB'ye tam üyelik konusunun Türkiye'nin olmazsa olmazı olduğunu belirten Çağlayan, İspanya'nın bu konudaki desteğine teşekkür etti.

Türkiye'nin AB'ye tam üyelik konusunda çok önemli gayretler gösterdiğini ifade eden Çağlayan, ''AB Türkiye'ye maalesef ikiyüzlü bir tutum sergiliyor'' dedi.

Çağlayan, ''Türkiye bugünkü yapısıyla AB üyesi olduğu zaman AB'ye yük katmaya değil AB'nin yükünü almaya gelecek olan bir ülkedir'' diye konuştu.

Avrupa'daki duruma değinen Çağlayan, bugün Avrupa ekonomisinin özellikle bazı ülke liderlerinin başarısız ve beceriksizliğinden dolayı sıkıntı yaşadığını söyledi. Çağlayan, ''Karar almada gecikmesinden dolayı bugün Yunanistan sürekli sıkıntı yaşıyor. Bunun özellikle altını çizmek zorundayız. Yunanistan aldığı paranın tamamını belki hesapsız, programsız, plansız şekilde harcamış olmanın sıkıntısını yaşıyor. Şimdi söylüyorum, bunlar yapılırken AB neredeydi? Neden denetlenmedi, neden gerekli tedbirler zamanında alınmadı'' diye konuştu.

Türkiye AB'ye giriş noktasında her türlü eziyetle, her türlü sıkıntıyla karşı karşıya bırakılırken Yunanistan'a ilişkin gerekli denetimlerin neden yapılmadığı sorusunu yineleyen Çağlayan, Türk insanının malının girişine ticari engeller konulduğunu, girişlere vize gibi haksız rekabet unsuru uygulandığını anlattı.

Bakan Çağlayan, AB'nin toplam milli gelirinin yaklaşık 12,5 trilyon dolar olduğunu, Yunanistan'ın 227 milyar dolarlık bir milli hasıla ile AB'nin toplam 27 ülkesinin toplam gelirinin yüzde 2'sinden daha az gelire sahip olmasına rağmen, yaşadığı sıkıntı nedeniyle AB ekonomisinin sıkıntı yaşadığını ifade etti.

-''Almanya ve Fransa'nın liderlerinin halkıyla yüzleşeceği gün geldi''

Bu konunun özellikle iki Avrupa ülkesinin liderlerinin aylarca bu konuyu konuşması, zamanında tedbir almaması, iç politikada tribünlere oynamasından kaynaklandığını ifade eden Çağlayan, şöyle konuştu:

''Onların da halkıyla yüzleşeceği gün gelmiştir. Bugün Avrupa'nın liderleri de, özellikle Almanya, Fransa kendi halklarına, AB'de yaşanan bu sıkıntının, ekonomik darboğazın kendi ülkelerine ne sıkıntılar getireceğini net bir şekilde anlatmalı, bunun zamanının geldiğini buradan hatırlatmak istiyorum. Bu hatırlatmayı yaparken üzüntüyle görüyoruz ki, Fransa Devlet Başkanı sanki her türlü sorununu halletmiş, kendi ekonomik meselelerini çözmüş, kendi halkının barış ve refahını sağlamış, kendi demokrasisini en iyi şekle çıkarmış, bunları yapması gereken bir noktadayken, olmayan, tarihle asla bağdaşmayan, tarihçilerin karar vermesi gereken, olmayan bir konu üzerinde dünyaya görüş açıklıyor. Ermenistan'a, kendi ülkesindeki Ermenilere 3-5 oy almak için resmen popülistlik yapmaya devam ediyor. Ben de buradan Sayın Sarkozy'ye diyorum ki, sen gel önce halkına Avrupa'da yaşanan bu krizin Fransa halkına, vatandaşlarına ne getireceğinin hesabını önce bir açıkla. Önce kendi ülkenle uğraş, bırak başka ül***le uğraşmayı. Bugün gerçekten Avrupa'nın gelmiş olduğu seviye bu noktada gerek Almanya gerek Fransa açısından sıkıntılı bir döneme gelmiştir.''

Türkiye'nin, Yunanistan'ın sıkıntıdan kurtulmasını dileyen, bu konuda çaba gösteren bir ülke olduğunu anlatan Çağlayan, krizin ilk başladığı zamanlarda 200'den fazla işadamıyla Yunanistan'a giderek, Yunan halkının yanında olduğunu, ekonomik işbirliğini arttırmak gerektiğini ifade ettiğini anlattı.

Bakan Çağlayan, Türkiye'nin, komşularının, dünya insanlarının zaaflarından faydalanan değil onların daha güçlü gerek demokratik haklara gerek ekonomik zemine sahip olmasını isteyen bir ülke olduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin sağladığı ekonomik istikrar ve Avrupa'nın içinde bulunduğu duruma dikkat çeken Çağlayan, ''Türkiye AB üyesi olduğu zaman Avrupa'ya güç kuvvet verir, Avrupa'ya yük katmaya gelmez'' dedi.

-''Türkiye sadece yatırım yapılabilecek, mal satılacak bir ülke değil''-

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye'nin sadece yatırım yapılabilecek, mal satılacak bir ülke olmadığını belirterek, coğrafya itibariyle İspanyolların Türkiye'yi, Türkiye'nin de İspanya'yı sıçrama noktası olarak görmesi gerektiğini kaydetti.

Çağlayan, bugün açıklanan Orta Vadeli Programı (OVP) değerlendirirken, Türkiye'nin küresel krize rağmen çok önemli hedefler açıkladığını ifade etti.

Çağlayan, İspanya-Türkiye Yatırım ve İşbirliği Zirvesinin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye-İspanya arasındaki siyasi ekonomik dostluğu daha fazla artırmak, buna daha fazla destek vermek, iki ülke arasındaki ekonomik ve siyasi ilişkileri çok daha yüksek seviyeye çıkarmak için koşa koşa İspanya'ya geldiğini söyledi.

Yaşanan küresel krize ve etkilerine değinen Çağlayan, ''dün bugünden kolaydı, yarın bugünden zor olacak'' dedi. Çağlayan, toplantının dünün değerlendirilmesi, bugünün tespiti, gelecekle ilgili eylem planı yapılması konusunda doğru zaman ve zeminde yapıldığını söyledi.

Çağlayan, ''küresel krizden çıkışın tek yolunun küresel işbirliklerinden geçtiğini'' vurguladı.

Türkiye'nin geçmişte yaşadığı sorunların bugün AB'deki pek çok ülkede yaşandığını ifade eden Çağlayan, Türkiye'nin oldukça geniş kriz bir kriz tecrübesine sahip olduğunu kaydetti. Türkiye'de 1980'deki askeri darbenin ardından 1994, 1997, 1999, 2001 yılında krizler yaşandığını anlatan Çağlayan, 2008 küresel krizinin etkileri de düşünüldüğünde Türk işadamlarının 1980'den itibaren 6 kriz yaşadığını söyledi. Çağlayan, kendisinin bir kalp krizi de geçirdiğini hatırlatarak, ''Benim kriz tecrübem daha fazla. Bir de kalp krizi yaşadım. 7 kriz yaşamış biri olarak bugün gelinen durumu çok iyi bilen, karar alma organından biri olarak Türkiye'nin başarı hikayesini paylaşmak istiyorum'' diye konuştu.

Bakan Çağlayan, 2001 krizinin en önemli nedenlerinden birinin Türkiye'de o dönemde yaşanan siyasi istikrarsızlık olduğunu, Türkiye'nin 10 yıl önce IMF'den destek almak zorunda olan bir ülke konumunda bulunduğunu kaydetti.

Çağlayan, Türkiye'nin günümüzde ise 2008'de başlayan küresel krizden 2009'da biraz etkilenen, sonrasında ekonomisi giderek güçlenen 2011 yılı ilk çeyreğinde dünyanın en yüksek, ikinci çeyreğinde Çin'den sonra ikinci en yüksek büyüme performansı gösteren dünyanın önemli ülkelerinden biri haline geldiğini anlattı.

-''Ekonomik istikrar siyasi istikrara bağlı''-

Bakan Çağlayan, ''Türkiye, Avrupa piyasalarının dünya ekonomisinin bu kadar karıştığı bir ortamda 2001 yılındaki kötü ekonomik performansla karşı karşıya olsa tahmin ediyorum, Yunanistan'dan daha kötü şartlarla karşılaşabilirdi'' değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin bugün dünyanın büyümekte, ekonomik gelişmede zorlandığı bir ortamda büyük performans gösterdiğine işaret eden Çağlayan, ekonomik istikrarın siyasi istikrarla sağlanacağını kaydetti.

Türkiye'yi 9 yıl başarıyla yöneten hükümetin seçimler sonrasında, gelecek 4 yılı, aslında gelecek 12 yılı tasarladığını ifade eden Çağlayan, projeksiyonları Türkiye'nin 100. kuruluş yıl dönümü olan 2023 yılına göre yaptıklarını ve hedefler koyduklarını anlattı.

Türkiye'nin ihracatının bu yıl sonu itibariyle 135 milyar doları bulacağını, bu rakamın 8 yıl önce 36 milyar dolar olduğunu kaydeden Çağlayan, ''2023'te bu rakamı 500 milyar dolara çıkarma hedefimiz var'' dedi.

Çağlayan, 2023 için Türkiye'nin 2 trilyon dolardan fazla bir milli gelir öngördüğünü, hedefin Türkiye'yi 2023'te dünyanın ilk 10 ekonomisi içine girmesi olduğunu, bu hedefler için Türkiye'nin her zamankinden fazla siyasi ve ekonomik istikrara önem vereceğini vurguladı.

Özel sektörün ve uluslararası sermayenin Türkiye'de yatırım yapmasına geçmişten daha fazla değer verecek bir anlayış içinde olunacağını belirten Çağlayan, hükümetleri döneminde özelleştirmenin neredeyse tamamının yapıldığını, alanın özel sektöre bırakıldığını kaydetti.

-Doğrudan yatırımlar-

Uluslararası sermayenin Türkiye'ye gelmesini istediklerini, Türkiye Cumhuriyeti başbakanının ve bakanlarının ''yabancı'' kelimesini dışladığını anlatan Çağlayan, ''Türkiye'ye yatırım yapanları en az kendimiz gibi görüyoruz, uluslararası sermayeyi Türkiye'de yatırım yapan herkesi başımızın üstünde tutuyoruz'' dedi.

Bakan Çağlayan, Türkiye'nin kurulduğu tarihten 2003 yılına kadar, 80 yıllık tarihinde 14,5 milyar dolar doğrudan yatırım alan bir ülke olduğunu, 2003 yılı 2011 yılı ilk 8 ayında ise Türkiye'ye 105 milyar dolar doğrudan yatırım geldiğini söyledi. Çağlayan, 2010'da 9,3 milyar dolar doğrudan yatırım olan Türkiye'ye bu yılın ilk 8 ayında 10,1 milyar dolar doğrudan yatırım geldiğini, bu yılın tamamında doğrudan yatırımların 13 milyar doları geçmesinin öngürüldüğünü söyledi.

Türkiye'ye bu yıl gelen doğrudan yatırımın yüzde 91'inin Avrupa kaynaklı olduğuna işaret eden Çağlayan, bunun hizmet ve sanayi sektöründe önemli yatırımların Türkiye'ye gelmeye devam ettiğini anlattı.

Bir yatırımın geri dönüşünün ortalama 8-10 yıl olduğunu kaydeden Çağlayan, bu nedenle bir yatırımın ülkede o günkü şartlara değil, ülkenin 20-25 yılının geleceğine yapıldığını, yatırımcıların Türkiye'nin geleceğini iyi gördükleri için yatırım yaptıklarını ifade etti.

Çağlayan, Türkiye'nin çok daha fazla yatırım alabilecek bir yapıya sahip olduğunu, önemli bir coğrafyada bulunduğunu, Türkiye'ye 4 saat uçuş mesafesinde toplam 1,5 milyar insanın yaşadığını, dünya ekonomisinin 3'te birinin olduğu 56 ülke bulunduğunu, Türkiye'nin yer aldığı coğrafya ile doğu ve batı arasında önemli bir geçiş koridoru özelliği taşıdığını kaydetti.

-Türkiye-İspanya 2 saat 45 dakika-

Türkiye'nin en doğusundan İspanya'nın en batısına insanı, bir eşyayı 4 saatte getirme imkanı bulunduğunu belirten Çağlayan, ''Ben sizi, bir eşyayı Türkiye'den İspanya'ya 2 saat 45 dakikada gönderirim. Türkiye-İspanya arasında uçuş süresi 3 saat 45 dakika, iki ülke arasındaki 1 saat farkı düştüğünüzde 2 saat 45 dakika eder. Türkiye bu açıdan avantajlı'' diye konuştu.

Bu konuda tersi durumun da sorulabildiğini belirten Çağlayan, bu durumda ''Ekonomi bakanıyım, ben gidenle ilgileniyorum esprisini yaptığını'' söyledi.

-''Türkiye ve İspanya birbirini sıçrama noktası olarak görmeli''-

Türkiye'nin müteahhitlik sektöründe dünya ikincisi olduğunu, Türk firmalarının birçok ülkede büyük miktarlarda yüklenicilik üstlendiklerini de hatırlatan Çağlayan, toplantıya katılan İspanyol işadamlarına ''Afrika'da, Orta Doğu'da ve Kafkas coğrafyasında müteahhitlik sektöründe elde ettiğimiz avantajları sizlerle paylaşmak isteriz. Türkiye sadece yatırım yapılabilecek, mal satılacak bir ülke değil. Türkiye'yi kendinize coğrafyası açısından bir sıçrama alanı olarak görmenizi istiyorum, bizim de İspanya'yı bir sıçrama noktası olarak görmemiz gerekiyor'' diye seslendi.

Türkiye'de enerji, sağlık hizmetleri, altyapı, üstyapı konusunda çok önemli yatırımlar yapılacağını belirten Çağlayan, bu konuda ikili işbirliklerinin son derece önemli olduğunu vurguladı.

Birçok Türk firmasının İspanya'da yatırım yaptığını, Türkiye'de 400'den fazla İspanyol firmasının yatırımı bulunduğunu kaydeden Çağlayan, sadece Garanti Bankasına ortak olan BBVA'nın yatırımının bile çok önemli bir yatırım olduğunu olduğunu söyledi.

-İki ülke birbirine rakip değil tamamlayan yapıda-

Türkiye'nin Avrupa'nın 6., İspanya'nın ise 5. ekonomisi olduğunu, Türkiye'nin milli gelirinin 2010 rakamlarına göre 740 milyar dolar, iki ülkenin milli gelirinin ise toplam 2,2 trilyon dolar olduğunu anlatan Çağlayan, iki ülke arasındaki 8 milyar dolarlık ticaret rakamının çok düşük olduğunu ifade etti. Çağlayan, bu rakamın rahatlıkla 18 milyar dolara gelebileceğini, iki ülkenin sanayi ve hizmetler sektörüne bakıldığında birbirine rakip değil tamamlayan bir yapı içinde olduğunu, iki ülke arasındaki ticaret hacminin artmasını ümit ettiğini anlattı.

Çağlayan, 2023 yılına kadar Türkiye'de 120 milyar dolar enerji yatırımı yapılacağını, dünya enerji havzası olan hazar havzası ile bu enerjiye ihtiyaç duyan bir yapının arasında bulunan Türkiye'nin güvenli bir enerji geçiş koridoru olacağını kaydetti.

-''Marmaray konusunda teklif veren İspanyol firması avantajlı''-

Türkiye'de 10 yılda 50 milyar dolardan fazla ulaşım yatırımı yapılacağını belirten Çağlayan, İspanyol firmalarının yüksek hızlı tren konusunda Türkiye'deki çalışmalarının artarak devam edeceğini, Marmaray konusunda teklif veren İspanyol firmasının da avantajlı bir konumda bulunduğunu anlattı.

Çağlayan, Türkiye'nin tarım alanında da son derece önemli yatırımlar gerçekleştireceğini, bu açıdan İspanyollar için yatırım yapılabilir bir ülke olduğunu, Türkiye'de 2023 yılına kadar 8,5 milyon hektar alanın sulamaya açılmasının hedeflendiğini söyledi.

-Orta Vadeli Program-

Türkiye'de bugün Orta Vadeli Program (OVP) açıklandığını kaydeden Çağlayan, Türkiye'nin küresel krize rağmen çok önemli hedefler açıkladığını vurguladı.

Çağlayan, OVP'de bu yıl Türkiye büyümesi yüzde 7,5 öngörüldüğünü, ancak bu rakamın yüzde 8'e yakın bir rakam olacağını düşündüğünü söyledi.

2012 yılında bu yıla nazaran büyümenin biraz azalacağını kaydeden Çağlayan, ancak 2013, 2014 yıllarında Türkiye'nin ortalama yüzde 5'ler seviyesinde büyüyeceğini, Avrupa'nın büyüme noktasında son derece sıkıntılı olduğu bir ortamda bunun çok önemli olduğunu söyledi.

Bakan Çağlayan, şöyle devam etti:

''İşsizlik konusunda, Türkiye işsizliği ciddi manada yüzde 10'ların altına düşürmüş bir ülke olarak gerek ihracatını ve gerek dış ticaretini fazlasıyla artıracak. Dış ticaret açığını ve cari açığını önemli oranda azaltacak bir program benimsemiştir.

Bu yıl cari açık beklentimiz yüzde 9,4'tür gayri safi milli hasılaya. Ancak bunun 2014 yılına kadara kadar yüzde 7'lere düşürülmesi noktasında çok önemli çalışmalar yapılacaktır.

Bu yıl yüzde 8 civarında bir enflasyon rakamı tahmini varken, 2014'e kadar bu enflasyon rakamını da yüzde 5'ler seviyesine indirecek olması işadamları açısından önemlidir.''

Türkiye'yi bugün Avrupa ülkelerinden farklı kılan en önemli olgunun bütçe açığı olduğunu belirten Çağlayan, ''Bütçe açığımız 2009 küresel krizinde yüzde 3,6'ydı. 2011 yılı itibariyle bu rakam şimdi yüzde 1,7 seviyesine düşüyor. 2014 yılına kadar hükümetimizin öngördüğü bütçe açıkları GSMH'nın sadece yüzde 1'i seviyesinde olacaktır. Bugün Avrupa'nın birçok ülkesinde bütçe açıklarının yüzde 10'lu, 14'lü, 15'li rakamlarda olduğunu belirterek bunu söylüyorum. Türkiye 2014 yılına kadar bütçe açıklarını yüzde 1'e düşürecektir. Bu bir başarı hikayesidir'' diye konuştu.

Çağlayan, Türkiye'de bu yıl sonu itibariyle AB tanımlı bütçe toplam borcunun milli gelirin yüzde 39,8'ine ineceğini, 2014 yılına kadar bu rakamın yüzde 32'ler seviyesine düşürüleceğini anlattı.

-''Türkiye izlenmesi gereken bir ülke''-

Zafer Çağlayan, Türkiye'de yeni bir teşvik sisteminin uygulamaya konulacağını, bu konudaki çalışmaların sürdüğünü, yıl sonuna kadar sürecin tamamlanacağını ve bu yıl sonu itibariyle Türkiye'de yeni bir yatırım teşvik sistemi olacağını da kaydetti.

Türkiye'deki yatırımlar, cari açık, Türkiye'nin hammadde ve hammaddeye ulaşım konusunda avantajları ve uygulanacak yeni teşvik sistemini hatırlatan Çağlayan, ''Türkiye bu konuda izlenmesi gereken bir ülke. Bu konuda menfaatiniz açısından bizleri izlemeyi ihmal etmeyin'' dedi.

Türkiye'nin dünyanın en iddialı ar-ge teşvikleri veren ülkelerden biri olduğunu da belirterek, İspanyol firmalarını ar-ge merkezlerini Türkiye'de yapılandırmaya davet etti.

-Türkiye futbolcu ihracatında İspanya'dan önde-

Konuşmasında, Mesul Özil, Hamit Altıptop, Nuri Şahin, Arda Turan ve Mehmet Topal'ın İspanya'da çeşitli takımlarda forma giydiğini de hatırlatan Çağlayan, ''Biz size futbolcu ihracatı yapıyoruz'' dedi.

Çağlayan, mal satımında ticaretin İspanya lehine olduğunu ancak futbol ticaretinde Türkiye'nin önde olduğunu söyledi.

-İspanya'ya ''vahşi kaplan'' uyarısı-

Günümüzde, hızlı olanın yavaş olanı yemek durumunda kaldığını belirten Çağlayan, şu fıkrayı anlattı:

''Afrika'da bir uçak düşmüş. Sadece bir Japon bir de Amerikalı kurtulmuş geri kalan herkes ölmüş. Uçaktan çıkan, olayın şokunda olan Japon ve Amerikalı bir bakmışlar uzaktan bir jaguar koşarak geliyor. Japon hemen spor ayakkabılarını giymeye başlamış, Amerikalı da şaşkın şaşkın ona bakıyormuş. Amerikalı Japona, 'ne yapıyorsun? vahşi bir kaplandan daha hızlı mı koşacağını sanıyorsun?' demi. Japon da 'Vahşi bir kaplandan daha hızlı koşamayacağımı biliyorum ama şu an senden daha hızlı koşmam gerektiğini biliyorum' cevabını vermiş.''

Çok seyahat eden biri olduğunu, işadamlarıyla dünyanın birçok ülkesine gittiğini kaydeden Çağlayan, ''İspanya'ya gelirken uçaktan aşağıya baktım. Bu tarafa doğru vahşi kaplanlar geliyordu. Benden sizi uyarması diye konuştu.

Toplantı sonrasında DEİK ile İspanya İşverenler ve Sanayiciler Konfederasyonu (CEEOE) arasında işbirliği anlaşması imzalandı.

AA