PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : 28/07 Türkiye'de Nele oluyor



muzo
28-08-2006, 09:55
Cerrah bomba demedi İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Bağcılar'da yol güzergahında bir okul duvarına bırakılan paketin patlaması sonucu 6 kişinin yaralandığını söyledi.
28 Ağustos 2006 00:21


Olay yerindeki incelemelerinin ardından gazetecilere açıklama yapan Cerrah, ''Bahçe duvarına, vatandaşlarımızın da geçtiği yol güzergahına bir paket bırakıyorlar. Saat 21.30 civarı patlaması sonucu oradan geçen 6 vatandaşımız yaralanmış'' dedi.
Gazetecilerin, paketin okulun duvarına mı yoksa kaymakamlığa mı bırakıldığı yönündeki soruları üzerine Cerrah, ''okul duvarının dibine'' yanıtını verdi. Cerrah, olayda yaralanan vatandaşların hayati tehlikelerinin olmadığını öğrendiğini de kaydetti.
''Bombanın tipi belli oldu mu?'' şeklindeki soruya da Celalettin Cerrah, şu
karşılığı verdi: ''Arkadaşlarımız çalışıyor. Bombanın veya başka bir patlayıcının ne olduğunu bilmemiz şu anda mümkün değil. Laboratuvar incelemesi, olay yeri incelemesi ve bomba uzmanlarının incelemesi sonucu bir şey diyebiliriz. Şu an bir şey dememiz yanlış olur.''

AA

muzo
28-08-2006, 09:56
10 hektar orman yok yere kül oldu
Amasya'da Bekir Ç. adlı kişinin tarlasında yaktığı anız ateşinin sıçraması sonucu ormanlık alanda yangın çıktı. Orman yangınında yaklaşık 10 hektar kızılçam ve bozuk orman alanı zarar gördü.
28 Ağustos 2006 01:04



Kuzgöçe yöresinde, Bekir Ç. adlı kişinin tarlasında yaktığı anız ateşinin
sıçraması sonucu ormanlık alanda yangın çıktı.

Amasya Orman Bölge Müdürlüğü ile çevredeki belediyelerin itfaiye ekiplerinin çabaları sonucu yangın kontrol altına alınırken, yaklaşık 10 hektar kızılçam ve bozuk orman alanı zarar gördü.

Yetkililer, Bekir Ç'nin gözaltına alındığını ve soruşturmanın sürdürüldüğünü kaydettiler.

muzo
28-08-2006, 09:56
Marmaris'te şiddetli patlamalar
Muğla’nın Marmaris ilçesinde meydana gelen patlamalar sonucu onu İngiliz 11 tanesi Türk vatandaşı olan 21 kişi yaralandı. Yaralıların tedavisi sürerken, saldırganlar aranıyor...
28 Ağustos 2006 01:25




İlk patlama kent merkezinde bulunan Türk Hava Yolları satış bürosu önünde oldu.

Patlamanın ardından bazı dükkanların camları kırıldı. Bu patlamanın ardından, Kemal Seyfettin Ergin Bulvarı üzerinde yer alan Ali İnci Otel önünde şiddetli bir patlama daha meydana geldi.

Muğla'nın Marmaris ilçesinde, biri minibüste ve 2'si çöp kutusunda olmak üzere 3 ayrı yerde meydana gelen patlamalar sonucu 10 İngiliz turist ile 11 Türk vatandaşının yaralandığı bildirildi.

AA muhabirinin aktardığı bilgilere göre,bir minibüste ve 2 çöp kutusunda ard arda patlamalar meydana geldi. Patlamalar nedeniyle 10'u İngiliz turist olmak üzere 21 kişi çeşitli yerlerinden yaralandılar.

Yaralanan İngiliz turistlerin isimleri şöyle: ''Alex Bedford, Master Louis ve Suzanne Becford, Janet Hughes, Kevin ve Jenifer Smıth, Master Adam Pond, Katherin Urry, Mart Stringer, Dorothy Huger'' Patlamalarda, ''Seval Gözüaçık ile Özgür Ateş, Sebahat, Erdinç ve Rüzgar Kıvılcım Fırat, Yunus İnan, Ayten Dili, Ali Sarıdüz, Caner Çelik'' de yaralandı. Yaralılardan 2'sinin isimleri ise henüz belirlenemedi.

Yaralıların hayati tehlikeleri bulunmadığı öğrenildi. Yetkililer, patlamaların nedenlerinin araştırıldığını kaydettiler. Patlamalar sonrasında, Muğla Emniyet Müdürü Mehmet Emin Körpe de Marmaris'e gelerek incelemelerde bulundu. Bu arada, polis ve jandarma ekipleri ilçenin giriş ve çıkışlarında denetimlerini sıkılaştırdılar.

FAAİLLER ARANIYOR

Muğla Valisi Temel Koçaklar, Marmaris'in 3 ayrı noktasında meydana gelen patlamaları gerçekleştirenleri en kısa zamanda yakalayarak kamuoyunun önüne çıkaracaklarını belirtti. Koçaklar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilçenin 3 ayrı noktasında meydana gelen patlamalarda yaralanan 21 kişiden 9'unun taburcu edildiğini, diğerlerinin tedavilerinin ise Koçaklar, ''Polis ve jandarma ekiplerimiz olaya çok yönlü müdahale devam ettiğini bildirdi. Vatandaşlardan paniğe kapılmamalarını isteyen ediyor. Güvenlik güçlerimizin çalışması sonucu patlamaların faillerini en kısa zamanda yakalayarak kamuoyunun önüne çıkaracağız'' dedi



AA

muzo
28-08-2006, 09:57
Bolu'daki orman yangını kontrolde


Çevre ve Orman Bakanlığı, Bolu Mudurnu'daki orman yangınının 80 hektarlık alanda etkili olduğunu ve etrafının çevrilerek büyük ölçüde kontrol altına alındığını bildirdi.
28 Ağustos 2006 08:49



Çevre ve Orman Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, dün öğlen saatlerinde başlayan yangına Orman Genel Müdürlüğüne ait 4 helikopter, 16 arazöz, 6 dozer, 10 teknik eleman, 20 memur, 120 işçi ve 50 mükellef ile müdahale edildiği kaydedildi.

Açıklamada, yangının, 80 hektarlık bozuk ve normal karaçam ormanlarında etkili olduğu ve etrafının çevrilerek büyük ölçüde kontrol altına alındığı belirtildi.

muzo
28-08-2006, 09:58
Bursa'daki yangın yeniden canlandı

Bursa'nın Kestel ilçesine bağlı Barakfaki beldesi Narlıdere köyü mevkisinde çıkan ve dün gece büyük oranda kontrol altına alınan yangının, sabah saatlerinde etkili olan rüzgarın etkisiyle yeniden büyümeye başladığı bildirildi.
28 Ağustos 2006 09:19



Bursa Orman Bölge Müdürü Ali Girgin, Narlıdere köyü yakınlarındaki kızılçam ormanında çıkan yangını çalışmaların aralıksız devam etmesine rağmen tam anlamıyla kontrol altına alamadıklarını söyledi.

Yangında, şu ana kadar yaklaşık 35-40 hektar alanın zarar gördüğünü belirten Girgin, ''Dün gece büyük oranda kontrol altına aldığımız yangın, sabah saatlerinde etkili olan rüzgar nedeniyle yeniden büyümeye başladı'' dedi.

Girgin, yangına havadan ve karadan müdahalenin devam ettiğini, Orman Genel Müdürlüğünden helikopter talebinde bulunduklarını sözlerine ekledi.



AA

muzo
28-08-2006, 09:59
Bacanakların kavgası baldızı canından etti İzmir'in Gaziemir İlçesi'nde bir kadın, eniştesi tarafından pompalı tüfekle vurularak öldürüldü.
28 Ağustos 2006 09:39



Olay, Sarnıç Semti Menderes Caddesi numara 82 önünde gece saat 02.00 sularında meydana geldi. Hayri Dedeoğlu (48), eşinin kızkardeşi Gülser Durmaz'ın (39) imam nikahlı eşi olan Yücel Değer (45) ile bir lokantada karşılaşmaları üzerine aralarında tartışma başladı.

Olay yerinde bulunan ve bir süre önce imam nikahlı eşi Yücel Değer'den ayrılan Gülser Durmaz adlı ev hanımı, çıkan tartışmayı engellemeye çalıştı. Nedeni henüz belirlenemeyen tartışmanın büyümesi üzerine Dedeoğlu, yanında getirdiği av tüfeği ile Yücel Değer'i vurmak istedi. Bu sırada araya giren Gülser Durmaz, eniştesinin tüfeğinden çıkan kurşunla başından vuruldu. Ağır yaralanan talihsiz kadın olay yerinde hayatını kaybetti. Bacanağını vurmak isterken araya giren baldızını vuran Hayri Dedeoğlu ile Yücel Değer olay yerinden kaçarak kayıplara karıştı.

Kocası tarafından vurulan kız kardeşinin cesedini gören abla Seher Dedeoğlu ise sinir krizleri geçirdi. Olay yerinden kaçan Hayri Dedeoğlu'nun yakalanması için polis ekipleri çevrede geniş çaplı arama başlattı. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.




AA

muzo
28-08-2006, 12:16
ATM'lerin de sırrı çözüldü
20 yıldır soyguncuların iştahını kabartan ATM'leri de soymanın püf noktasını buldular. ATM'ler içindeki paralarla da soyguncuların en büyük hedeflerinde birisi oldu.



Soyguncular yıllardır bunları soyabilmek için çeşitli planlar yaptılar ama başarılı olamadılar Ancak son zamanlarda bunları soymanın püf noktasını buldular. Arka arkaya soygunlar gelmeye başladı. Polis şimdi ATM soygunlarının nasıl gerçekleştirildiğini geniş şekilde araştırmaya başladı.

PARA DOLUYDU

Bunun son örneği ise Adana'da yaşandı. Adana'da, bir bankaya ait otomatik para çekme makinesinin (ATM) kasasını oksijen kaynaklı makineyle açan hırsızlar, yaklaşık 120 bin YTL parayı alarak kayıplara karıştı. Adana'da 14 gün önce bir başka bankaya ait ATM'nin aynı şekilde soyulması soygunun ise bol miktarda paranın yerleştirilmesinin hemen ardından gerçekleşmesi şüphe uyandırdı.Olayla ilgili olarak A.M. isimli şahsın arandığı bildirilirken, soruşturma sürüyor.



Show TV

muzo
28-08-2006, 12:21
2'si Irak askeri 12 kaçak yakalandı

Irak'tan Türkiye'ye kaçak yollarla giren 12 Iraklı kaçak yakalandı. Yakalananlardan 2'sinin Musul'da 1 yıl Irak askeri olarak görev yaptıkları ve Türkiye'ye çalışma amacıyla girmek istedikleri belirtildi.


Şırnak Valiliği, Silopi İlçesi Habur-Aydoğdu Jandarma Sınır Takım Komutanlığı'nda görevli askerlerin 26 Ağustos'ta, Irak'tan Türkiye'ye yasa dışı yollarla giren 12 Iraklı'yı yakaladığını açıkladı. Yakalananlardan 2'sinin Musul'da 1 yıl Irak askeri olarak görev yaptıkları ve Türkiye'ye çalışma amacıyla girmek istedikleri belirtildi. Yakalanan kaçakların sağlık kontrolünden sonra savcılığa çıkarılacağı ve sınır dışı edileceği belirtildi.

vatan

muzo
28-08-2006, 12:21
Mersin'de 2 fuhuş oteli kapatıldı

Mersin'in Erdemli ilçesine bağlı Kızkalesi beldesinde 4 otel hakkında, “fuhuşa yataklık” iddiasıyla alınan karar kapsamında 2 otel daha kapatıldı.



Daha önce bir otelin kapatıldığı beldede Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan belgeli bir otel hakkında ise mahkemenin verdiği yürütmeyi durdurma kararı gereğince işlem yapılmadı. Otellerden biri 20, diğeri 3 gün süreyle kapatıldı.

İşletmeciler, kaymakamlığa başvurarak uygulamanın ertelenmesini istediklerini ancak, kendilerine 3 gün süre tanındığını belirttiler.




AA

muzo
28-08-2006, 12:22
Gebze'de silahlar konuştu: 2 ölü
Kocaeli'nin Gebze ilçesinde iki grup arasında çıkan silahlı kavgada silahlar konuştu. Bir kişinin kuru sıkı tabancayla ateşine karşı gruptan gerçek silahla karşılık verildi:



Ulus Mahallesi'nde boş bir arazide henüz kimlikleri belirlenemeyen birkaç kişi ile Evren Olgun, Recep Semerci ve Yaser Kaymakçı arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine gruptan bir kişi kurusıkı tabancayla karşı gruba ateş etti.

Karşı grubun gerçek silahla karşılık vermesi üzerine Evren Olgun, Recep Semerci ve Yaser Kaymakçı yaralandı. Evren Olgun kaldırıldığı Beylikbağı Lokman Hekim Polikliniğinde, Recep Semerci Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alınan Yaser Kaymakçı'nın durumunun ağır olduğu belirtildi. Olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğü bildirildi.



AA

serdarr78
28-08-2006, 13:45
Only the registered members can see the link

Bölücü başı Öcalan'ın çağrısı üzerine 1999 yılının 1 Ekim günü gelip teslim olan en has adamı Seydi Fırat, nasıl teslim olduğunu anlattı. Askerler Fırat'a nasıl davrandı?...
28 Ağustos 2006 Pazartesi 12:20
3N+1K
KİM: Seydi Fırat, 44 yaşında. Muşlu. Lise mezunu. 80 darbesi sırasında Almanya"ya gitti. Fransa ve Hollanda"dan sonra Ortadoğu"ya geçip, uzun yıllar Bekaa ve Kandil"de yaşadı. PKK"nın siyasi kanadında yer alan Fırat, Öcalan"ın isteğiyle 1999"da sekiz kişilik bir grupla birlikte Türkiye"ye teslim oldu. Muş Cezaevi"nde yattı. İnfaz yasasındaki değişiklik nedeniyle beş yıl sonra çıktı. İki yıldır Ankara"da yaşıyor. Fırat, Kürt sorunu üzerine çeşitli konferanslar veren Barış ve Demokratik Çözüm Grubu"nun üyesi.

NEDEN: Fırat"la Kandil"i, Bekaa"yı, Öcalan"ı, PKK"yı biliyor diye konuşmadık. “Herkese bazı çağrılarda bulunmak istiyorum” dediği için de Fırat"la konuştuk. Çünkü her kim, tek bir ana kuzusunun daha ölmemesi için bir sözcük eder, biz o bir sözcüğü bile dinleriz.

NE ZAMAN: 24 Ağustos.

NEREDE: VATAN"ın Ankara bürosunda.

* Deniyor ki Türkiye"nin PKK"dan kurtulması için önünde dört şık var: 1- ABD"nin elinden tutup, Barzani"yle anlaşacak. 2- Öcalan"la görüşecek. 3- Güneydoğu"dan vazgeçecek. 4- Çatışmaya aynen devam edecek?...

Bir kere Güneydoğu verilsin şıkkı, zaten düşünülse bile bir çözüm değildir. Ya ver, ya vur, olmaz. Kaldı ki, PKK da buna inanmıyor. Türkiye"nin üniter yapısı aynen korunmalıdır. Ama daha demokratikleşerek... O nedenle sorun mutlaka Türkiye"nin içinde çözülmelidir.

* Peki Barzani"yle masaya oturmalı mı?
Hayır, Türkiye"nin PKK sorununu çözmek için masaya oturacağı Barzani değil, Türkiye Kürtleridir. Türkiye bu işi Barzani"ye ihale ederse, inanın yaptığı en büyük hata bu olur. Bir kere Barzani Kürt sorununu çözemez.

* Neden?
Hem konumu buna el vermiyor, hem de Türkiye"deki Kürtlerin kendi özgürlükleri, kendi düşünceleri vardır. Barzani bunları temsil eden bir isim değil ki, PKK sorununu o çözmeye kalksın.

* Ama Sünni Kürtler üzerindeki etkisinin giderek arttığı söyleniyor?
Ben buna inanmıyorum. Bir sempati olabilir, ama Türkiye Kürtleriyle Barzani arasında köklü bir bağ yok. Türkiye"deki Kürtler asla Barzani"yi dinlemez.

* Güneydoğu"da bir anket yapılsa Öcalan mı, Barzani mi diye, Barzani çıkar bile deniyor?
Ona da inanmıyorum. Çok abartılı bir yaklaşım. Bazı aileler ve çevreler var. Onlar Türkiye"de böyle bir izlenim yaratmaya çalışıyorlar, ama asla doğru değil.

* Peki ABD"yi çözüm için uygun adres olarak görüyor musunuz?
Ben ABD"nin böyle bir aracılık pozisyonuna girdiğini bile görmüyorum. İkincisi niye ABD"yle olsun ki... Türkiye"nin bunu çözmeye gücü yok mu? Niye Türkiye ABD"ye bağımlılığını artırsın ki... ABD PKK"nın tasfiyesini merkezine alırsa, bunu çok saf bir biçimde yapmayacaktır. Türkiye"ye, sen de benim için bir şeyler yap, diyecektir.

ETKİLİ OLACAĞINI SANMIYORUM
* Siz ABD"nin PKK"yı gerçekten tasfiye etmeyi isteyeceğine inanmıyor musunuz?
Asla. Buna bir kere gücü yetmez. Irak sorunları içinde boğulan, İran tarafına sıkıştırılan bir ABD PKK"ya ne yapabilir?

* En azından isterse bombalar yağdıramaz mı?
Onu Türkiye ABD"den daha iyi yapar. Türk pilotları ABD"den daha tecrübeli. Ki benim bildiğim PKK da en az kayıplarını uçak saldırılarında vermiştir. Kendi korunma yöntemleri ve dağlar bunu hep engellemiştir. Yani ABD istese bile PKK"yı tasfiye edemez. Türkiye de ABD"nin PKK"yı tasfiye edeceğine inandığını hiç sanmıyorum.

* Ya peşmerge istese PKK"yı bitirebilir mi?
Barzani"nin de Talabani"nin de çok ağır sorunları var. Bölge her şeye gebeyken onların da esas politikaları kendilerini korumak üzerine kurulu. Bu yüzden kayıp vermeye tahammülleri yok. Daha önemli bir sebep de eğer bunu yaparlarsa kendi toplumları tarafından güven kaybına uğrarlar. Sonuçta PKK"lı da bir Kürt"tür. Türkiye bu duyguyu anlamamaya inat ediyor, ama işin gerçeği bu. Bir Kürt bir Kürt"ü kendisine saldırmadığı sürece öldürmez. Üçüncü neden de gelecek. Eğer bugün PKK"yı tasfiye işine girişirlerse geleceğe ilişkin yeniden yapılanma projeleri suya düşer, Türkiye"deki Kürtleri karşılarına almış olurlar.

* Koordinatör meselesini nasıl değerlendirdiniz?
Şu anda çok belirsiz, ama bu haliyle ben pek etkili olacağını sanmıyorum. Tabii Amerika da şunu biliyor: Irak"ta en çok güvenebileceği grup Kürtler. Bunun içine Suriye Kürtlerini, İran Kürtlerini de katmak ister mi, koordinatörüne ne için ihtiyaç duyuyor, orasını bilemeyiz.

* Peki Avni Özgürel"in önerisini okuduğunuzda ne düşündünüz?
Doğrusunu isterseniz ben bu ülkenin milliyetçilerinden özellikle bir bölümünün bazı solcularından daha gerçekçi düşündüğünü görüyorum. Avni Özgürel, ara yollarda Türkiye"nin zaman ve enerji kaybetmesini istemiyor.

* Ama milliyetçi biri için şaşırtıcı bulmadınız mı?
Bence tam tersi. Avni Özgürel gerçek bir milliyetçi olduğu için Türkiye"nin çıkarlarını düşünüyor. O, Türkiye"yi bu işten en az zararla çıkarmanın derdinde.

* O yazıdaki düşünceler sizce sadece Özgürel"le mi sınırlı, yoksa daha geniş bir kesimi temsil ediyor mu?
Ben Türkiye"de böyle bir eğilimi görüyorum. Türkiye"de akli bir milliyetçilik başladı. Türkiye"ye zerre zarar gelmemesi için stratejiyi iyi değerlendiren bir milliyetçilik bu.

* Sizce Öcalan"ın şu anda devletin nezdinde konumu nedir?
Devletin bire bir olarak ne düşündüğünü ben tam bilemem, ama en azından şöyle bir durum var: Devlet Öcalan"ın barışı istemek konusunda istikrarlı olduğu intibasına herhalde vardı. Çünkü ilk başlarda Öcalan"ın, bazı sözleri sırf hayatta kalmak için söylediği sanılıyordu.

* Ateşkese hali hazırda örgüt adına karar verecek tek kişi Öcalan, değil mi?
Tabii, o.

* Yani ABD ya da Barzani araya girdi diye olmaz mı?
Açık bir şey söyleyeyim mi, lütfen kesin bilgi olarak kabul edin: PKK, ne ABD"nin ne de Barzani"nin dayatmasıyla silah bırakmaz. Bunu kendi örgüt bağımsızlıklarına büyük hakaret olarak görüyorlar. Tasfiye olmayı göze alırlar, ama onların dayatmasıyla silah bırakmazlar. Örgüt psikolojisi budur.

İran Türkiye"yi bataklığa çekmeye çalışıyor
* Sizce İran Kandil"i niçin vuruyor?
Birincisi PKK"nın kendi topraklarına yönelik etkisini daraltmak. İkincisi, Türkiye"yi daha çok Irak"a girmeye teşvik etmek, bataklığa sokmak. Çünkü Türkiye K. Irak"a girerse, hem Kürtlerle Türkleri karşı karşıya getirmiş olacak, hem ABD"nin kurduğu sistemi çökertecek, hem de bu kaos ortamında kendisi ciddi zaman kazanacak. Üçüncüsü de tabii Türkiye"yi kendi cephesine çekmek, “Bak ben senin için Kandil"i vuruyorum” demek.

* Kuzey Irak"a girmek Türkiye için niye bir bataklık?
Türkiye Kuzey Irak"a en son 1997"de harekât düzenledi. Zaho"dan girdi, Hacıümran"dan çıktı. O zaman KDP"den de destek almasına karşın sorunu çözemedi. Üstelik şimdi girdiğinde karşısında Iraklı Kürtleri bulacak. Çünkü Iraklılar, “Türkiye bir tek PKK için gelmez, kesin burada kalacak” diye endişe duyuyorlar.

Orman yangınlarını nefretle kınıyoruz
“Ormanların yakılması, ekolojiye zarar verilmesi kim yaparsa yapsın insanlık dışı durum. Duyduğumuz kadarıyla PKK bunu reddetti. Tabii Emniyet bu iddiayı delilleriyle kanıtlarsa o zaman herkesin buna karşı tavır alması gerekir. Kim yaptıysa nefretle kınıyor, lanetliyoruz.”

İşte "teslim olma eylemi"nin hikayesi
Seydi Fırat, birazdan okuyacağınız bu bölümü aslında yazılmamak kaydıyla anlattı. Ama Fırat"ı dinledikçe bir teslim olma kararının ilk kez bu kadar net anlatıldığını fark ettik ve asıl röportaj konusu kadar önemli bulduk. “Dağdakilerin indirilmesini tartışan Türkiye"de bunlar da konuşulmalı” fikrine sonunda Fırat da ikna oldu. Böylece ortaya her ayrıntısı önemli, PKK"nın tarihinde ilk kez rastlanan bir “teslim olma eylemi” nin öyküsü çıktı:

* Teslim olmaya nasıl karar verdiniz?
Öcalan 99"da yakalandıktan sonra üç önemli karar aldı: Birincisi örgüte "Çatışmayı bitir" dedi. İkincisi, PKK"yı 2 Ağustos"ta Türkiye"den çıkarttırdı. Üçüncüsü de iyi niyet jesti olarak PKK"dan üst düzey bir grubun Türkiye"ye teslim olmasını istedi. Ben o grubun içindeydim.

* Öcalan"ın isteğini duyunca ilk ne yaptınız?
Önce askeri ve siyasi kanattan toplam sekiz kişilik bir grup oluşturduk. Sonra da nereden giriş yapacağımız konusunu tartıştık. Çünkü yolda herhangi bir çatışmanın içine düşmememiz gerekiyordu. Bizim ölmemiz yeni sorunlar yaratırdı. Bu yüzden ilkin Zaho üzerinden Habur"a girmeyi düşündük. Ama o zamanlar KDP"den kaynaklı sorunlar vardı. Bu şıkkı eledik. Daha sonra BM"ye başvurup, Mahmur kampına gitmemiz gündeme geldi. Fakat o da gerçekleşmeyince direkt Jandarma"ya teslim olmaya karar verdik.

ÖCALAN ARACI OLDU
* Jandarma"ya bu talebinizi önceden nasıl haber verebildiniz?
Öcalan"ın avukatları bize aracılık etti. Önce Diyarbakır Valisi"ne gittiler. O yardımcı olmayacağını söyleyince, bu kez Jandarma"ya gittiler. Jandarma olumlu yaklaşım göstermiş.

* Jandarma Genel Komutanlığı mı yoksa bölgedeki jandarma mı?
Zaten Böyle bir tavır merkezi olur. Her şeyden Ankara"nın haberi vardı.

* Giriş nereden oldu?
Şemdinli. Yaklaşık bir aylık yürüyüşümüzden sonra sınıra yaklaştığımızda Jandarma"nın telsiz frekansına girdik. Koordinatlarımızı, niyetimizi, kimliklerimizi bildirdik. Onlar önce helikopterle gelip almayı teklif etti ama bölgede PKK"lılar da olduğu için bir çatışma olmasın diye “Yok, biz geliriz” dedik. 5-6 saat daha yürüdükten sonra bir tepeye vardık. Baktık, aşağıda askeri güçler var. Onlar bize işaret etti, bu taraftan diye. O yönden doğru geldik, geldik, geldik; 200 metre kala bir asker öne çıktı. Dedi ki, “Siz de silahınızı bırakın, ben de silahımı bırakayım, orta yerde buluşalım.” Orta yerde buluştuk.

* Buluşunca asker size ilk ne söyledi, hatırlıyor musunuz?
“Merhaba, hoş geldiniz” dedi. Sonra bizi Tümgeneral"in yanına götürdü. Tümgeneral dedi ki, “Ben 10 yıl sizinle çarpıştığım için bu rütbeye geldim. Ama şimdi sizi teslim alıyorum. Şu anda sadece bu görev için burada bulunuyorum.” Biz de kendisine PKK Konsey"i tarafından dört ayrı makama yazılmış, barış içerikli mektuplarımızı sunduk. Tarih 1 Ekim 1999. Jandarma bizi önce Van"a getirdi. Orada dört gün boyunca bir heyet tarafından sorgulandık.

* Heyette kimler vardı?
Heyet"e “Kimle görüşüyoruz?” diye sorduğumuzda bize “Kısaca devletle görüşüyorsunuz” dediler. Tahmin ediyorum, Dışişleri"nden Genelkurmayı"na kadar pek çok yerden, karma bir heyetti. Burada da ifademiz alındıktan sonra Mahkeme"ye, oradan da Muş Cezaevi"ne sevk edildik.

* Nasıl bir muamele gördünüz?
Bu aşamaların hiçbirinde tek bir incitici muameleyle karşılaşmadık. Özellikle asker son derece ciddi davrandı. Ne tavizde bulundu ne de provokatif bir tacizde... Ama heyetin tutumu bizi kullanma, bizden sadece bilgi alma ve sorunu olduğu yerde bırakma yönündeydi. Çünkü Öcalan yeni yakalanmış, “örgüt tasfiye aşamasında” havası hâkimdi. Bugüne kadar ki tüm Kürt isyanlarında lider yakalandığı anda örgüt çöktüğü için burada da öyle olacak sanılıyordu. Bugün yeniden başlayan şiddeti 1999"dayken asla tahmin edemiyorlardı. Oysa bu bir fırsattı.

* Neyin fırsatı?
Biz, ceza almasaydık demiyoruz. Ama bizim çok önemli bir adım attığımız görülmedi. Biz Ortadoğu"daki hiçbir örgütün kültüründe olmayan bir şeyi yapmıştık. Bu bir ilktir ve bu düzeyde başka bir örneği de yoktur. Siz hiç Hizbullah"ın gidip BM"ye silah teslim edeceğini düşünebiliyor musunuz? Ama o sırada PKK buna hazırdı. Herkes çözüme çok yakındı. Fakat hükümet daha fazlasına cesaret edemedi. Etseydi, bugün bunları yaşıyor olmayacaktık.

* Peki teslim olduktan sonra siz neler yaşadınız; meselâ ailenizi kaç yıl aradan sonra, ilk nasıl gördünüz?
19 yıl olmuştu. Cezaevine geldiler. Annem ilk gördüğünde beni tanıyamadı. “Anne ben Seydi” deyince tanıdı. Babam ben yokken ölmüş. 18 yaşında evden çıktıktan sonra babamı bir daha göremedim.

* Cezanız bittiğinde (Kasım 2004) toplam 24 yıldır Türkiye"yi ilk kez görüyordunuz. Sokağa çıktığınızda size en garip gelen şey ne oldu?
Bir otobüse binmiştim. Bir tartışma çıktı ve insanlar birden şoföre bağırmaya başladılar. Bu bana çok acayip gelmişti. Ben giderken insanlar daha tahammüllü, birbirine karşı daha nazikti. Ama sokağa çıktığımda bir de gördüm ki herkes birbirine bağırıyor. İnsanlar çok değişmiş.

DİPNOT
Radikal yazarı Avni Özgürel, 16 Ağustos"taki “Tuzağın Eşiğindeki Türkiye (4)” başlıklı yazısında özetle Öcalan"la mutabakat yapılması, terör suçlarını kapsayacak bir genel af çıkarılması, Öcalan"ın cezasının ikamet zorunluluğuna dayalı bir infaza dönüştürülmesi başta olmak üzere çeşitli önerilerde bulundu. Özgürel"in yazısı “Bunları yazarken şehitlerimizin acısını yüreğimde hissettiğimi söylememe gerek yok. Ama on yıl sonra onların hatırası önünde ülkenin parçalanmışlığına engel olamamışlığın utancıyla elimiz böğrümüzde durmak istemiyorsak (...) bunun yapılması gerektiğine inanıyorum.” diye bitiyor.



Kaynak: Vatan

muzo
28-08-2006, 14:44
Kaş'ta bir yangın helikopteri düştü

Kaş'ta haftalardır süren orman yangınını söndürme çalışmalarına katılan bir helikopterin barajdan su almak isterken düştüğü açıklandı.


Antalya'nın Kaş ilçesindeki orman yangınını söndürme ve soğutma çalışmalarına katılan Orman Genel Müdürlüğü'ne ait Kamof-32 tipi söndürme helikopteri, Kaş ilçesine bağlı Gömbe beldesi yakınlarındaki, Gömbe Göleti'nden su alırken düştü.

serdarr78
28-08-2006, 14:55
Only the registered members can see the link

Kredi kartı ekstresinin yüzde 10'luk asgari tutarını ödeyerek borcunu bir sonraki aya erteleyenlere kötü haber. Kredi kartındaki asgari limit 1 Eylül'de iki katına çıkıyor....
28 Ağustos 2006 Pazartesi 14:52
Bugüne kadar yüzde 8-10 olan kredi kartı asgari ödeme limitinin yüzde 20'ye çıkmasının, birçok kart borçlusunu sıkıntıya sokması bekleniyor. Tüketiciler Birliği bu konuda şöyle uyardı: Borcu borçla kapatmak sorunu çözmez. Daha düşük faiz uygulayan bankaların verdiği kredi kartlarını tercih edin.

Tüketicilerde eylül ayı kart ekstresi kâbusu yaşanacak
Kredi kartı asgari tutar ödemesinde1 Eylül Cuma günü yürürlüğe girecek yüzde 20'lik yeni oran, düşük gelirli birçok tüketici için sıkıntılı günlerin habercisi olarak değerlendiriliyor.

Kredi kartı borcunu asgari sınırdan ödeyebilen tüketiciler için sıkıntılı dönem 1 Eylül Cuma günü başlıyor. 1 Mart 2006 tarihinde yürürlüğe giren Banka Kartları ve Kredi Kartları Yasası'nda, asgari tutarın dönem borcunun yüzde 20'sinden aşağı olamayacağı hükme bağlanırken, altı ay için bu oranın yüzde 10 olarak uygulanacağı düzenlenmişti. Yasa gereği 1 Eylül Cuma gününden itibaren asgari sınır yüzde 20'den az olamayacak. Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Bülent Deniz, asgari tutar ödemesinde yürürlüğe girecek olan yüzde 20'lik yeni oranın, bir çok tüketici bakımından sıkıntılı günlerin habercisi olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: "Yıllardır kredi kartının yüzde 5-10'luk kısmını ödeyerek bütçe yapmaya çalışan tüketici bakımından içinde bulunulan çıkmaz, Eylül ayı ekstreleri ile birlikte daha da derinleşecektir. Asgari tutarı ödeyen kart kullanıcısının zaten ekonomik rahatlık içinde olmadığı ve Eylül ayının da yakacak ve eğitim gibi mevsimsel giderlerin olduğu dönem olduğu dikkate alındığında, oranın yükselmesi ile birlikte tüketiciler bakımından yeni maddi kaynaklara ihtiyaç olacak. Tüketicilere, 'Eylül ayına dikkat' diyoruz. Bu ay kredi kart ekstreleriniz için ödeyeceğiniz tutar daha yüksek olacaktır."

TÜKETİCİ KREDİSİ TAVSİYESİ
İlave giderler için yeni kredi kartı almanın tüketicilerin içinde bulundukları sorunu çözmeyeceğini, aksine daha da içinden çıkılmaz hale getireceğini vurgulayan Bülent Deniz, bu durumdaki tüketicilere, faiz oranlarının çok daha düşük olduğu tüketici kredisi gibi kaynakları önerdi. Deniz, BDDK Başkanı Tevfik Bilgin'in geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada vurguladığı, "kredi kartı konusunda bankalar, dünyada benzeri görülmemiş uygulamalar yapmaktadırlar" şeklindeki tespitinin en güzel örneğinin, asgari tutar ödemesi olduğunu da ifade ederek, "Dünyada hiçbir ülkede olmayan bu uygulama nedeniyle, kredi kart borçları toplum için sorun oluşturmuştur. Bu nedenle yasanın hazırlık çalışmalarında asgari tutar ödemesi uygulamasının yasaklanması yönünde tekliflerimiz oldu. Ancak, tekliflerimiz dikkate alınmadı" dedi.

antigs28
28-08-2006, 16:52
Hükümet'ten Lübnan'a asker kararıAdalet Bakanı Cemil Çiçek, hükümetin Lübnan'a asker gönderme kararı aldığını açıkladı. Çiçek en geç 19 Eylül'de Meclis'in toplanacağını belirtti ve Sezer'e de cevap verdi.Only the registered members can see the link
ÇİÇEK'TEN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR:
PRENSİP OLARAK LÜBNAN'A ASKER GÖNDERME KARARI ALDIK. SÜREÇ TAMAMLANDIĞI ZAMAN MECLİS'İ TOPLANTIYA ÇAĞIRACAĞIZ.
SÜREÇ TAMAMLANDIĞINDA BU HAFTA YA DA GELECEK HAFTA KONU MECLİSE GELİR. 19 EYLÜL OLABİLİR...
SEZER'İN FİKRİNE KATILMIYORUZ AMA SAYGI DUYUYORUZ
LÜBNAN'A ASKER GÖNDERME KONUSUNDA DEVLETİMİZİN BÜYÜKLÜĞÜNE YAKIŞMAYAN TUTUMLAR SERGİLENİYOR.
Bakanlar Kurulu'nun ardından Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek gündemle ilgili açıklamalar yaptı:
"Bakanlar Kurulu'nun en önemli gündemi Ortadoğu'daki gelişmelerdi. Türkiye bölgesindeki gelişmeleri yakından takip etmektedir. Bir üçüncü ülke gibi olayları takip etmesi milli menfaatler açısından uygun değildir. Türkiye krizin çıktığı günden bu yana bölgede olumlu gelişmelerin sağlanması için çaba sarfetmiştir."
"BM'nin kararı doğrultusunda çalışmalar yapılıyor. Yarın öğleden sonra yine bir toplantı yapılacak. Birkaç gün içinde Meclis'i toplantıya çağırmış olacağız. Asker gönderme konusu zaten insani yardım amacıyla hava sahasının kullanılması mümkündü."
"Hava sahasının yardım amacıyla kullanılmasıyla ilgili bugün de bir karar imzaya açıldı."
LÜBNAN İÇ POLİTİKA MALZEMESİ YAPILIYOR
"Lübnan'a asker gönderilmesi bazı çevrelerce iç politika malzemesi yapılacağını biliyoruz. Nitekim yapılıyor da. Denizler ötesinde birçok ülke Ortadoğu için çaba sarfederken, bir bölge ülkesi olarak bunu kale arkasından izlemeyiz."
"17001 sayılı karara baktığımızda esas itibariyle üzerinde durulan konu barış amacıyla asker gönderilmesidir. Bizim bu katkımıza tarafların olumlu cevap vermesi önemliydi. Her seviyede görüşme yapılmıştır. Bizim bu güce katkı vermemiz noktasında olumsuz bir düşünce yok. Tam tersi bizim orada olmamız istenmiştir."
SEZER'E ELEŞTİRİ
"Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri olarak geriye dönük 28 kez, BM kararlarına uygun olarak barışı ve kendi menfaatlerimizi korumak adına asker gönderilmiştir. Şimdi sanki ilk defa asker gönderiliyor gibi bir eleştiri var. Devletimizin büyüklüğüne yakışmayan değerlendirimeler yapılıyor."
"En kısa sürede süreci tamamlayıp Meclis'i toplayacağız."
"Meclis'i 19 Eylül'de asker gönder8me için toplayabiliriz."
"Türk askerinin Hizbullah'ı silahsızlandırma görevi olmayacak."
Çiçek Cumhurbaşkanı Sezer'in açıklamalarıyla ilgili olarak bir soruya karşılık da "Sezer'in fikrine saygı duyuyoruz ama katılmıyoruz" dedi.

muzo
28-08-2006, 21:13
Antalya merkezde patlama: 3 ölü
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)


Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)


Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)


Antalya Dönerciler Çarşısı'nda meydana gelen patlamada ilk belirlemelere göre 3 kişi öldü, 10 kişi yaralandı. Saldırının terör eylemi olabileceği belirtildi.



Antalya'da Belediye İşhanı önünde meydana gelen patlamada ilk belirlemelere göre 3 kişinin öldüğü, çok sayıda yaralı olduğu bildirildi.

Dönerciler Çarşısı'nın karşısındaki Belediye İşhanı önünde henüz belirlenemeyen nedenle meydana gelen patlama sonucu, ilk belirlemelere göre 3 kişi öldü, çok sayıda yaralı da çeşitli hastanelere kaldırıldı.

Patlamanın ardından çıkan ve park halindeki bazı motosikletlerin de tahrip olduğu yangın, itfaiye ekipleri tarafından kısa sürede söndürüldü. Yangının söndürülmesinden sonra olay yerinde bir bölümü yanmış iki ceset görüldüğü bildirildi.

Olay yerine sevkedilen çok sayıda ambulans yaralıları, Atatürk Devlet Hastanesi, Devlet Hastanesi, Akdeniz Üniversitesi hastanelerine taşıdı. Olaydan sonra güvenlik çemberine alınan bölge araç ve insan trafiğinden arındırıldı.

Bu sırada olay yerine yaklaşık 200 metre ötede İsmetpaşa Caddesi'nde bir şüpheli paket görülmesi üzerine, cadde trafiğe kapatıldı ve bölgeye bomba imha ekipleriyle itfaiye araçları sevkedildi.

muzo
28-08-2006, 21:15
Samsun'da kaza: 7 yaralı
Samsun'un Çarşamba ilçesinde bir minibüsün takla atması sonucu meydana gelen trafik kazasında, 7 kişi yaralandı.


Edinilen bilgiye göre, Ordu'dan Samsun yönüne gelen Hüseyin Karagöz yönetimindeki 55 AH 880 plakalı minibüs, Söğütlü yöresinde takla attı.

Kazada yaralanan sürücü Hüseyin Karagöz ile aynı araçtaki Seval Karagöz, Zekiye Karagöz, Yunus Emre Karagöz, Mehmet Çıkış, Savaş Çıkış ve Aşkın Çıkış, Terme Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı

muzo
28-08-2006, 21:15
Antalya'daki patlamada son durum
Antalya'da Emniyet Müdürlüğü, Belediye İşhanı önünde meydana gelen patlamada, 3 kişinin öldüğünü, 1'i ağır 20 kişinin de yaralandığını açıkladı.
Antalya Emniyet Müdürlüğü Basın Sözcüsü Akif Aktuğ, patlamanın meydana geldiği bölgede gazetecilere yaptığı açıklamada, Belediye İşhanı önündeki park halindeki motosikletlerin arasında meydana gelen patlamada, 3 kişinin öldüğünü, 1'i ağır olmak üzere de 20 kişinin de yaralandığını söyledi.

Aktuğ, yaralıların çeşitli hastanelerdeki tedavilerinin sürdüğünü, savcılığın da olayla ilgili soruşturma başlattığını kaydetti. Olay yerinde kanıt ve belirleme çalışmalarının sürdüğünü, elde edilen bulguların daha sonra açıklanacağını kaydeden Aktuğ, olayla ilgili olarak 2 kişinin eşkalinin belirlendiğini, patlamanın nedeninin henüz belirlenmediğini, araştırmaların sürdüğünü sözlerine ekledi.

-ÖLENLERDEN 2'SİNİN KİMLİĞİ BELİRLENDİ-

Bu arada patlamada ölenlerden 2'sinin kimliği belirlendi. Patlamada ölenlerden birinin, Şırnak doğumlu İmran Arık, diğerinin de emekli polis memuru Bakil Aykurt olduğu açıklandı.

AA