PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Japonya'da Kızlar Fantezi Kıyafetiye Sokaklarda En büyük Fantazisi Okuyun Güzel Yazı!



ruzgarm
28-08-2006, 17:14
JAPONYA'DA KIZLAR FANTEZİ KIYAFETİYLE SOKAKLARDA
Japonların en büyük fantazisi

Vatan Gazetesi yazarı Dilek Önder'in yazısı...

Japonya’ya ilk giden benmişim gibi orayı anlatmaya hiç niyetim yok. Basketbol Milli Takım sponsoru Turkcell ekibiyle izlediğimiz maçların son 5 saniyelerinde yüreğimizin ağzımıza nasıl geldiğini de anlatmayacağım.

Ne mi anlatacağım?

Var canım...

Benim de kendime göre küçük bir dünyam, hislerim ve gözlemlerim var.

Size kısaca kendimden bahsetmek isterim...

(Anlatırsam, görürsünüz....)

Japonya deyince ilk aklınıza gelen geyşalar oldu değil mi?

Geyşa deyince de aklınız kaydı...

Fantezi, mantezi durumları...

Hiiç öyle sandığınız gibi değil.

Orada, geyşaları unutup, liseli kız fantezisine geçmeniz lazım.

Sokaklarda gördüğünüz okul kıyafetli kızları görüp saf saf, “Burada herhalde okullar açık” diye düşünmeyin.

Pilili mini eteklerinin altına, diz üstüne kadar siyah çorap giyen genç kızların aslında okula falan gitmediklerini, bu kıyafetin aslında bir fantezi ürünü olduğu bilin.

Hatta bazıları pilili etekleriyle diz üstü çoraplarının arasında siyah bir bant takıyor.

Jartiyer efekti bu, oraya kalem kutularını koymuyorlar yani...

Bizim güzellik anlayışımıza hiç de uymayan tıknaz, çarpık bacaklı kızlara bakarken onların sadece Japon erkeklerine seksi geldiğini düşünüyordum.

Ta ki, bizim ekipteki erkeklere sorana kadar...

Onlara da seksi geliyorlarmış.

Haydaa...

Yok canım, olay başka...

Bence fantezi kıyafeti giymiş bir kadın, ne olursa olsun, güzel- çirkin farketmez, ne giymiş olursa olsun, o da fark etmez, onlara sevişmeyi pardon **** yapmayı hatırlattığı için ****** geliyor.

Yani siz burada bir geyşa fantezisi yaşamak istiyorsanız, kimonoya falan gerek yok, kızınızın ya da bir arkadaşınızın kızının okul formasını giymeniz gerekiyor.

Ama kızınıza yakalanırsanız ona ne dersiniz bilemem.

Şimdi aklımı kurcalayan bir başka konuyu anlatacağım...

Japonya’da her şey küçük ya...

Hatta hani, Japon erkekleri batılı erkeklerle yatan kadınlarla birlikte olmazlarmış ya...

Kıyas meselesinden...

Galiba başka bir kıyas meselesi de kadınlar için var.

Nasıl anlatacağım ki şimdi?

Oradaki bütün pedler ya da tampaxlar bizdekinin yarı ebadında...

En büyük boyu, küçük parmağınızın yarısı kadar.

Bilmem anlatabildim mi?

Yani bu şimdi kadınlar için de bir kıyas derdinin başlangıcı olabilir mi?

Bir de başımıza bu mı çıkacak? Şimdi bu Japonya’da Dünya Basketbol Şampiyonası kimsenin umurunda değil.

Başka dertleri var onların.

Mesela beyaz kalmak gibi...

Yani dünyanın hemen her yerinde yaz aylarında vitrinleri bronzlaştırıcı ürünler doldururken burada tam tersine beyazlaştırıcılar var. Bütün ünlü markaların cilt bakım reyonlarında ön sıralarda beyazlaştırıcı kremler duruyor. Kadınlar sokaklarda güneşten yanmamak için şemsiye ile dolaşıyorlar.

Öyle sağlıklarını falan düşündüklerinden değil; orada yanık ten, kırsallığı belki fakirliği temsil ediyor.

Kentli kadının simgesi, beyazlığı...

Bir de tuvaletlerini anlatayım, ne olur?

Umumilerden özellere, hepsi yandan kumandalı.

Hani resimlerini görürüz ya, klozetin üzerinde birtakım düğmeler falan... Birine basıyorsun su fışkırıyor, öteki kurutuyor diğeri parfüm püskürtüyor. Aynen öyle. Yalnız su sıcak olduğu için biraz tedirgin oluyorsunuz. Bizde su gitgide ısınır ya, öyle olur mu diye...

Ama basmaya cesaret edemediğim iki düğme daha vardı. Şimdi merak ediyorum: Acaba bir şeyler kaçırdım mı?


kaynak : HaberTürk