umsado
04-01-2006, 18:33
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, ”kaçakçılıktan yargılanan kişinin free-shop açması için talimat verildiği” yönündeki iddialarla ilgili olarak, “Madem böyle birşey var, böyle bir talimat var; niye şu ana kadar gündeme gelmiyor da, özellikle Kapıkule'yle ilgili soruşturmaların başladığı bir dönemde bunlar gündeme geliyor?” dedi.
Tüzmen, pilot bölge seçilen Gemlik Gümrük Müdürlüğü'nde “Dış Ticarette E-Belge Projesi”ni başlatmak üzere geldiği Bursa'nın Gemlik İlçesi'nde, bir gazetenin manşetinde “Tüzmen'e ağır itham” başlığıyla yer alan haberde kendisiyle ilgili “kaçakçılıktan yargılanan kişinin free-shop açması için talimat verdiği” yönünde iddialar bulunduğunu hatırlatan bir basın mensubunun, bu konudaki görüşlerini sorması üzerine şunları söyledi:
“Madem böyle birşey var, böyle bir talimat var; niye şu ana kadar gündeme gelmiyor da, özellikle Kapıkule'yle ilgili soruşturmaların başladığı bir dönemde bunlar gündeme geliyor? Bir yanlış varsa o dönemde de gündeme gelmesi lazımdı. Bu enteresan, bu bana çok ilginç geldi. Bir kere buna bakmak lazım, ben bunun yorumunu size bırakıyorum.
İkincisi keşke öyle bir şeyler olsa, ben bugüne kadar imza atmaktan yorulan bir bakanım. Bana zaten herşey, yukarıya gelir imzalanır. Öyle birşey var da, yani zaten imza atmakta zorlanan arkadaşlar neden bize bunu da getirmemişler de, imzalayalım biz, kendileri imzalamışlar? Bir de bunu sormak lazım. Bu iki soru bence ilginç.”
"BUGÜNE KADAR HİÇBİR USULSÜZ TALİMATIM OLMAMIŞTIR"
Geçmişte bürokrasideki hayatını gayet iyi bildiklerini, siyasi hayatının da iyi bilindiğini belirten Tüzmen, şöyle konuştu:
“Allaha çok şükür, bugüne kadar hiçbir usulsüz talimatım olmamıştır. Kapıkule'de biliyorsunuz, yani gümrük artık kendisini temizliyor. Bir temizlik süreci başladı. Bunun arkasından hemen Kapıkule'deki işlerle ilgili soruşturma derinleştirilince, Gürbulak'la ilgili de soruşturma yapılması gerekince, Gürbulak'la ilgili soruşturma kapsamına giren bu arkadaşlar hemen açıklamalar yapmaya başladılar. Enteresandır, niye şimdi? Madem o zaman böyle bir hata,
madem böyle birşey vardı, niye o zaman hiç kimse öyle bir şey söylemiyor da, bugün bunları gündeme getiriyor? Kaldı ki, öyle bir talimat falan da söz konusu değil.”
Tüzmen, free-shoplarla ilgili işlerde önce raporların hazırlandığını, ondan sonra ilgili gümrük başmüdürlerinin devreye girdiklerini ve Ankara'yla yazışmaların yapıldığını belirtti. Ankara'daki bürokratların, bu konuda eğer uygunsa “uygunluk” verdiklerini, bu şekilde işlemlerin başladığını anlatan Tüzmen, şöyle devam etti: "Gürbulak'taki olaya gelince, o tamamıyla Yüksek Planlama Kurulu kararıdır. Alınan karar, (yap-işlet-devret) modeliyle, o çalışmalar biliyorsunuz. Orada da Uluslararası Nakliyeciler Birliği'ne verilmiş bir birim. Uluslararası Nakliyeciler Birliği de daha sonra kendi içerisinde Gümrük Müsteşarlığı ile oturur, bir sözleşme yapar. Şimdi o sözleşmeler, karşılıklı olarak o anlaşmalar tamamıyla müsteşarlık bünyesinde. Bakın, o dönemin müsteşarı atmıştır imzayı, Uluslararası Nakliyeciler Birliği Başkanı atmıştır imzayı... O sözleşme kapsamında da buradaki free-shoplar dediğimiz dış hatlarla ilgili mağazaların bir takım devirleri, sözleşmeleri ve dışarıya ne şekilde verileceği esasları belirlenmiştir. Bu işlemler bu seviyede yapılır ve bitirilir.”
Bir takım soruşturmalara konu olan, yargı sürecindeki bir işlemle ilgili kendisinin yapabileceği açıklamanın bu kadar olduğunu vurgulayan Tüzmen, “Ama, şuna üzüldüm. Çünkü, açıkçası ben bugüne kadar hep açık oldum, hep bu şekilde konuştum. Yani ben öyle birşeyler olsa zaten derim ki, (Arkadaş ben bu işi söylerim, yaparım) ve ben işlemlerin hızlandırılması için zaten elimden geleni yaparım” diye konuştu. Tüzmen, "Açık söylemek gerekirse, böylesine dönemlerde sonradan yapılan bu tip açıklamaları da, son derece üzücü birer olay olarak nitelendiriyorum.” diyerek sözlerini tamamladı.
Alıntı hurriyet.com.tr
Tüzmen, pilot bölge seçilen Gemlik Gümrük Müdürlüğü'nde “Dış Ticarette E-Belge Projesi”ni başlatmak üzere geldiği Bursa'nın Gemlik İlçesi'nde, bir gazetenin manşetinde “Tüzmen'e ağır itham” başlığıyla yer alan haberde kendisiyle ilgili “kaçakçılıktan yargılanan kişinin free-shop açması için talimat verdiği” yönünde iddialar bulunduğunu hatırlatan bir basın mensubunun, bu konudaki görüşlerini sorması üzerine şunları söyledi:
“Madem böyle birşey var, böyle bir talimat var; niye şu ana kadar gündeme gelmiyor da, özellikle Kapıkule'yle ilgili soruşturmaların başladığı bir dönemde bunlar gündeme geliyor? Bir yanlış varsa o dönemde de gündeme gelmesi lazımdı. Bu enteresan, bu bana çok ilginç geldi. Bir kere buna bakmak lazım, ben bunun yorumunu size bırakıyorum.
İkincisi keşke öyle bir şeyler olsa, ben bugüne kadar imza atmaktan yorulan bir bakanım. Bana zaten herşey, yukarıya gelir imzalanır. Öyle birşey var da, yani zaten imza atmakta zorlanan arkadaşlar neden bize bunu da getirmemişler de, imzalayalım biz, kendileri imzalamışlar? Bir de bunu sormak lazım. Bu iki soru bence ilginç.”
"BUGÜNE KADAR HİÇBİR USULSÜZ TALİMATIM OLMAMIŞTIR"
Geçmişte bürokrasideki hayatını gayet iyi bildiklerini, siyasi hayatının da iyi bilindiğini belirten Tüzmen, şöyle konuştu:
“Allaha çok şükür, bugüne kadar hiçbir usulsüz talimatım olmamıştır. Kapıkule'de biliyorsunuz, yani gümrük artık kendisini temizliyor. Bir temizlik süreci başladı. Bunun arkasından hemen Kapıkule'deki işlerle ilgili soruşturma derinleştirilince, Gürbulak'la ilgili de soruşturma yapılması gerekince, Gürbulak'la ilgili soruşturma kapsamına giren bu arkadaşlar hemen açıklamalar yapmaya başladılar. Enteresandır, niye şimdi? Madem o zaman böyle bir hata,
madem böyle birşey vardı, niye o zaman hiç kimse öyle bir şey söylemiyor da, bugün bunları gündeme getiriyor? Kaldı ki, öyle bir talimat falan da söz konusu değil.”
Tüzmen, free-shoplarla ilgili işlerde önce raporların hazırlandığını, ondan sonra ilgili gümrük başmüdürlerinin devreye girdiklerini ve Ankara'yla yazışmaların yapıldığını belirtti. Ankara'daki bürokratların, bu konuda eğer uygunsa “uygunluk” verdiklerini, bu şekilde işlemlerin başladığını anlatan Tüzmen, şöyle devam etti: "Gürbulak'taki olaya gelince, o tamamıyla Yüksek Planlama Kurulu kararıdır. Alınan karar, (yap-işlet-devret) modeliyle, o çalışmalar biliyorsunuz. Orada da Uluslararası Nakliyeciler Birliği'ne verilmiş bir birim. Uluslararası Nakliyeciler Birliği de daha sonra kendi içerisinde Gümrük Müsteşarlığı ile oturur, bir sözleşme yapar. Şimdi o sözleşmeler, karşılıklı olarak o anlaşmalar tamamıyla müsteşarlık bünyesinde. Bakın, o dönemin müsteşarı atmıştır imzayı, Uluslararası Nakliyeciler Birliği Başkanı atmıştır imzayı... O sözleşme kapsamında da buradaki free-shoplar dediğimiz dış hatlarla ilgili mağazaların bir takım devirleri, sözleşmeleri ve dışarıya ne şekilde verileceği esasları belirlenmiştir. Bu işlemler bu seviyede yapılır ve bitirilir.”
Bir takım soruşturmalara konu olan, yargı sürecindeki bir işlemle ilgili kendisinin yapabileceği açıklamanın bu kadar olduğunu vurgulayan Tüzmen, “Ama, şuna üzüldüm. Çünkü, açıkçası ben bugüne kadar hep açık oldum, hep bu şekilde konuştum. Yani ben öyle birşeyler olsa zaten derim ki, (Arkadaş ben bu işi söylerim, yaparım) ve ben işlemlerin hızlandırılması için zaten elimden geleni yaparım” diye konuştu. Tüzmen, "Açık söylemek gerekirse, böylesine dönemlerde sonradan yapılan bu tip açıklamaları da, son derece üzücü birer olay olarak nitelendiriyorum.” diyerek sözlerini tamamladı.
Alıntı hurriyet.com.tr