PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Ramazandan önce bir kaç tavsiye!!



CABBARİ
20-09-2006, 09:33
Ramazan'dan önce doktor...
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Meram Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, sağlık sorunu yaşayan kişilerin, oruç tutmaya karar vermeden önce doktor kontrolünden geçmelerinde büyük yarar olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Demir, ramazan ayı yaklaşırken pek çok kişinin, bu ayı oruç tutarak geçirmeyi planladığını belirtti. Orucu sadece, sağlık sorunu yaşamadan, uzun süre bir şey yememeye bünyesi uygun olan kişilerin tutmasının uygun olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Demir, bu nedenle oruç tutmaya karar vermeden önce bünyenin buna uygun olup olmadığının öğrenilmesi gerektiğini vurguladı. Tansiyon, mide-bağırsak ve şeker hastaları başta olmak üzere sağlık sorunu yaşayan kişilerin, oruç tutmaya karar vermeden önce doktor kontrolünden geçmelerinde büyük yarar olduğunu ifade eden Prof. Dr. Demir, şunları kaydetti:

''Tansiyon, mide-bağırsak ve şeker hastaları dışında kalp-damar, karaciğer rahatsızlığı ve hormonsal sorunları bulunan kişilere, ramazan ayına kadar olan bu 10 günlük süreyi değerlendirip, sağlık kontrolünden geçmelerini, mümkünse check-up yaptırmalarını tavsiye ediyoruz. Yapılacak sağlık kontrolünde, kişinin oruç tutmaya engeli olup olmadığı ortaya çıkacaktır. Bu kontroller, oruç tutulurken ortaya çıkabilecek üzücü durumların baştan önüne geçilmesine büyük katkı sağlayacaktır.''

CABBARİ
20-09-2006, 09:35
Uzmanlara göre Ramazan ayı boyunca kilo almamak ya da kaybetmek için sahura kalkarak yemek yemek, bilinenin tam tersi sonuçlar veriyor.

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Uzman Diyetisyeni Zühal Aynacı Bayel, ramazan süresince beslenmeye çok dikkat edilmesi gerektiği, aksi halde verim düşüklüğü başta olmak üzere bazı sağlık rahatsızlıkları gibi çeşitli olumsuzlukların yaşanabileceğini söyledi. Ramazan süresince toplam gıda alımının azaldığını belirten Bayel, ''Azalma yaşansa bile, iftarın ardından yenilen yemek çeşidi ve açlığın verdiği duyguyla, akşam saatinde tüketim miktarı artacaktır. Ayrıca iftarın ardından yemek yeme sıklığı da artabiliyor. Bunun sonucunda da kilo alınabiliyor'' dedi.

Oruç tutarken doğru ve bilinçli beslenilmesi halinde, vücut formunun korunabileceğine ve orucun toksinleri temizleyici etkisinden dolayı organizmanın bir ay süreyle dinlenerek, kendini yenileyeceğine dikkati çeken Bayel, şöyle devam etti: ''Bazı insanlar, ramazanda kolaylıkla kilo verilebileceğini düşünüyor.

Ancak bu sanıldığı gibi kolay değil. Ramazan süresince vücut zaten yeterince aç kalarak, zindeliğini kaybedecektir. Bunun yanında sahura da kalkmayıp, yorgunluk ve vücuttaki enerji düşüklüğü daha da artırılarak, sindirim sisteminin yavaşlamasıyla geceden yenen gıdaların hazmı zorlaşacaktır.

CABBARİ
20-09-2006, 09:36
Ramazanda formunu koruyarak çıkmak isteyenlere ''sahura kalkın'' önerisinde bulunan Bayel, şunları söyledi: ''Ramazanda formumuzu koruyabilmek için sadece sahura kalkmak da yeterli değil. Sahur yemekleri azar azar, iyice çiğnenerek yenmeli ve çiğ sebze, domates ve salatalık gibi yiyeceklere mutlaka yer verilmeli. Ayrıca iftarda orucu hafif besinlerle açtıktan sonra, sebze yemekleri tüketip, ağır yemeklerden kaçınılmalı. Ramazan süresince bol bol su içip, gün içindeki susuzluk giderilmeli, gece yatarken de süt veya sütlü tatlılar yenmeli.''

İFTAR VE SAHUR YEMEKLERİ

İftar yemeğinin ne çok sıcak, ne de çok soğuk olmamasına özen gösterilmemesi gerektiğini anlatan Bayel, iftarda önceliğin çorbaya verilmesi ve bunun ardından bir süre bekleyip, mideyi dinlendirdikten sonra yemeğe devam edilmesini tavsiye etti. Bağırsak problemi çekenlere çorbalarına kepekli ekmek katmalarını öneren Bayel, şunları kaydetti: ''İftarda vücudu yorduğu düşüncesiyle etli yemeklerden kaçılıyor, ancak, vücudun direncini kaybetmemesi için etli yiyeceklere de yer verilmeli. Ancak, etin yağsız olmasına özen gösterilmeli. Ayrıca iftar sofralarında yoğurt ve meyvelere de yer almalı. Sahurda ise protein içeriği fazla olan gıdalar, midenin boşalma süresini uzatarak, acıkmayı geciktireceği için yumurta, süt, yoğurt ve peynir yenmesi gün içindeki verimliliği arttıracaktır. Sahurun kahvaltı şeklindeki bir öğün olarak düşünülmesi ve tuzlu besinlerin tüketilmesinden kaçınılması gerekir. Çünkü tuz, gün içinde susuzluğun hissedilmesini arttırır.''

Bayel, oruç tutmanın, sağlıklı insanların metabolik dengesini değiştirmeyeceğini, ancak şeker hastalarının, hamilelerin, bebek emziren annelerin ve 9 yaşın altındaki çocukların oruç tutmaları halinde metabolizma dengelerinin bozabileceği uyarısında bulundu.

CABBARİ
20-09-2006, 09:37
Kampanya kapsamında, sigarayı bırakanlar için kritik ilk 2 haftayı atlatmak için Ramazan’ın büyük fırsat olduğu vurgulanıyor ve din adamları cemaati sigarayı bırakmaya etkin biçimde teşvik edebilmeleri için bilgilendiriliyor.

Dünyadaki tüm Müslümanları, kötü ve zararlı alışkanlıklardan uzaklaştıran ve arındıran kutsal Ramazan ayı, bu kez nikotinin esiri olup hem kendilerinin hem yakınlarının hayatını tehlikeye atan sigara bağımlılarının kurtarılması amacıyla düzenlenen önemli bir kampanyaya vesile oluyor.

“İftara kadar değil, sonsuza kadar” sloganıyla IQS Türkiye Sigara Bırakma Merkezleri tarafından İstanbul İl Müftülüğü’nün desteğiyle gerçekleştirilen Ramazanda Sigarayı Bırakma Kampanyası çerçevesinde, İstanbul’daki yaklaşık 2000 camide, din adamları, cemaati bilgilendirip, sigarayı bırakmaya teşvik edecek. Kampanya, IQS tarafından, IQS Sigara Bırakma Merkezleri’nin bulunduğu İzmir, Adana, Antalya, Konya, Kocaeli, Bursa ve Mersin gibi illerde de, İl ve İlçe Müftülüklerinin işbirliği ile yaygınlaştırılacak.

Ramazan’da Sigara Bırakma Kampanyası çerçevesinde, İstanbul İl Müftülüğü’nün desteğiyle hazırlanan bilgilendirici kitaplar ve afişler, 32 İlçe Müftüsü kanalıyla tüm din adamlarına ulaştırıldı.

Ayrıca, 9’u İstanbul’da olmak üzere, Ramazan sonuna kadar çeşitli illerde İlçe Müftülükleri’nin kendi bölgelerindeki din adamları ile gerçekleştirecekleri aylık toplantılara IQS yetkilileri de katılarak, sigarayla etkin mücadele konusunda din adamlarını bilgilendirecekler. Ramazan öncesinden başlayarak, din adamları, vaaz ve hutbelerinde, cemaati sigaranın zararları konusunda bilgilendirerek, sigarayı bırakmaya teşvik eden mesajlar verecekler. Camilerin girişindeki panolarda da cemaati uyaran afişler yer alacak.

Ramazanda Sigarayı Bırakma Kampanyası çerçevesinde, IQS’in 8 ildeki 18 Sigara Bırakma Merkezi’nde, sigarayı bırakmak isteyenlere, Patenti IQS’e ait bilgisayar destekli RISE cihazı ile kulağa mikro masaj ve 6 ay boyunca tersine öğrenme yöntemi ile takip sisteminden oluşan IQS programına, katılım ücreti olarak, günde 1 paketten 6 aylık sigara maliyeti tutarında bir bedel ödeniyor.

Mikro masaj yoluyla, vücudun doğal yoldan beta endorfin (mutluluk hormonu) salgılaması sağlanarak, nikotin yoksunluğundan kaynaklanan, özellikle ilk 2 haftadaki sıkıntıların kolayca atlatılması sağlanıyor. Bu kritik dönemin atlatılmasında, oruç nedeniyle Ramazan ayının büyük bir fırsat olduğu vurgulanıyor. IQS Sigara Bırakma Merkezleri’nde 6 aylık programa katılıp, sigarayı bırakamayanların ödedikleri ücret iade ediliyor.
Ramazanda Sigarayı Bırakma Kampanyası ile ilgili ayrıntılı bilgiye IQS’in 0212 444 0 477 numaralı Sigara Bırakma Hattı ve Only the registered members can see the link internet adresinden ulaşılabiliyor.

CABBARİ
28-09-2006, 17:08
1900'lü yıllarda Alman profesör Arnold Ehret'in geliştirdiği bir teori; bugün dini inançlarına aykırı olmasına karşın dünya genelinde yüzlerce insana oruç
tutturuyor. Aktüel'in haberine göre; kanserden sindirim sistemi hastalıklarına kadar birçok hastalığın oruçla tedavi olacağını iddia eden Ehret'in önerdiği
bu yöntem, dünyada uzun yaşam tutkunlarının tercihi.

Son yıllarda zehirli maddelerden arınmak için uygulanan detoks programları popülerleştikçe, oruç da Avrupa ve Amerika'da el üstünde tutulmaya başladı. Bu
talebin başlangıcına imza atansa; 1900'lü yılların başında yaşayan, 'oruçla sağlıklı yaşam' ekolünün kurucusu Prof. Dr. Arnold Ehret...

Arnold Ehret'in Teorisi...
İlk olarak Alman fizyoterapi uzmanı Ehret tarafından geliştirilen oruç terapisi, hastalık ve beslenme bağlantısını esas alıyor. Ünlü doktor, çocukluktan
itibaren tüketilen çoğu besinin iyi sindirilemeyen ve dışarı atılamayan parçaları nedeniyle bağırsaklar ve damarların zamanla tıkandığını ve bunun sonunda
da hastalıkların ortaya çıktığını iddia ediyor. Ehret'in teorisine göre bu tıkanıklıkları açmanın tek yolu ise oruç tutmak! Ehret, Türkçe'ye de çevrilen
'Şifalı Besinler ve Mukussuz Şifa Diyeti' adlı kitabında, "Doğa, oruç metoduyla her hastalığı iyileştiriyor. İşte bu, doğanın her vücutta en önemli faktörün;
atık, yabancı madde ve mukus (ürik asit, kandaki zehirler ve doku bozulmaları) olduğunu kanıtlıyor" diyor. Yüzyıldan fazla bir süre önce yazılmış olmasına
karşılık, günümüzde de hâlâ hastalıklarından oruç terapisiyle kurtulmak isteyenlerin referansı olan kitabın yazarı Ehret'in Türkçe'ye çevrilen bir diğer
kitabı da 'Oruçla Yeniden Sağlığa Kavuşma ve Gençleşme'...

HALSİZLİK İYİLEŞME BELİRTİSİ
Ehret'in teorisi, kitabında şöyle yer buluyor kendine: "Organizmanın işlevi, dokuları etkileyen aşırı kan basıncıyla sürekli engellenmektedir. Yemek yeme
durduğunda bu basınç ortadan kalkar, kan damarları daralır, kan yoğunlaşır ve aşırı su vücuttan atılır. Bu olay orucun ilk günlerinde gerçekleşir. Fakat
sonraki günlerde kan dolaşımındaki engeller gittikçe büyür. Çünkü damarların çapı daralır ve kan akımı vücudun birçok yerinden geçerek tıkanık bölgelerin
içinde ve etrafında dolaşır. Dokuların iç duvarlarından sökülen mukus, basınçla dışarı atılır." Ehret'e göre orucun 4 ya da 5'inci gününü takiben birkaç
günlük halsizlik ve hastalık haline damar çeperinden kopup kana karışan işte bu zehirli maddeler neden olur. Teoriye göre bu; vücudun iyileşmesi yönünde
önemli bir belirtidir... Ortalama alışkanlıklarla beslenen bir insanın barsaklarında en az beş kilo dışarıya atılmamış dışkıyla dolaştığını belirten Ehter,
bunun vücut sisteminin zehirlenmesine neden olduğunu belirtiyor. Bu nedenle de oruç terapisinin yapıldığı merkezlerin çoğunda terapi öncesinde hastalara
ya lavman yapılıyor, ya da müshil ile barsaklar temizleniyor.

BEYDEMİR: BİR HURMA YETER
Bu teorinin günümüzdeki savunucularından 'Sağlık İçin Oruç, Bıçaksız Ameliyattır' kitabının yazarı Gülhan Beydemir'e göre ise beslenmek için günde bir hurma
yeterli... ABD'de öğrendiği oruç terapisi sayesinde hastalığını yendiğini söyleyen Beydemir, yılın altı ayını oruç tutarak geçirdiğini söylüyor.

ELPE: AÇ KALMA AZAMASIK YE
Prof. Dr. Arnold Ehret'in teorisini yorumlayan beslenme uzmanı ve diyetisyen Suzan Elpe ise doktor kontrolünde yapılması durumunda kısa süreli oruç terapilerinin
bedene zarar vermeyeceğini söylüyor: "Kimi hastalıklarda metobolizmanın asla aç kalmaması gerekir. Şeker hastalarında olduğu gibi..." Elpe, mide ve sindirim
sistemini dinlendirmek için Ramazan ayının iyi bir fırsat olduğunu belirtse de, fazla sürede oruç tutmanın çok da sağlıklı bir yöntem olmadığı düşüncesinde.
Elpe, fazla besin tüketmemenin uzun yaşam için etkili olduğunun bilimsel olarak kanıtlandığın belirtiyor ve ekliyor: "Vücudu aç bırakmak yerine, az ve
sık yemek en etkili yöntemdir." Tüm bu düşüncelere karşın, son zamanlarda oruç terapisi ile ilgili olarak yayımlanan kitap ve bu konuda hizmet veren terapi
merkezlerinin sayısına bakılırsa; oruç çoktan önemli bir alternatif tedavi metodu haline dönüşmüş durumda...