Giriş

Orijinalini görmek için tıklayınız : her insanın başına gelecek şey nedir?



western32483
14-10-2006, 02:01
Doğan Cüceloğlu'nun eğitimdeki katılımcılarla aralarındaki konuşma:



DC: Arkadaşlar, aranızda ölümcül hastalığı olan var mı?

Katılımcılardan Biri: Allah'a şükür, hocam, bildiğimiz kadarı ile yok.

DC: Ne güzel! Peki, bana, istisnasız tüm insanların, yani altı milyar

insanın da başına geleceği garanti bir şey söyler misiniz? Cevap

neredeyse otomatik olarak çıkar:

K: Ölüm.

DC: Gerçekten de ölüm tüm insanların başına geleceği kaçınılmaz olan

tek şeydir. Doğum da tüm insanların başına kesinlikle gelmiştir, ama

bundan sonra gelmesi kesin olan tek şey ölümdür. Diğer hiç biri insanların

tümünün başına gelmeyecektir. Peki, madem öleceğimiz garanti, bu benim

ölümcül bir hastalığım olduğunu göstermez mi? Katılımcılar burada

sessizce, başlarıyla onaylamaya başlar. Öleceğim belli ise benim ölümcül

bir hastalığım olduğu da açıktır. Şu şekilde devam ederim:

Peki, ne zaman öleceğimizi biliyor muyuz?

K:Hayır

DC:Şu saniye içinde olma olasılığı var mı?

K:Var.

DC:Yarın?

K:Evet.

DC: 30 yıl sonra?

K: Olabilir.

DC: Peki bunlardan hangisinin sizin başınıza geleceğini biliyor musunuz?

Mesela bu akşam eve sağ salim varacağınızı nereden biliyorsunuz? Sınıf

sessizce dinlemeye devam eder. Çünkü genellikle yaşama böyle hiç

bakmamışlardır. Sözümü sürdürürüm:

DC: Peki bir de tersini düşünelim, bu akşam eve döndüğünüzde, bu sabah

evden çıkarken sağ salim bıraktıklarınızı sağ bulma garantiniz nedir?

Var mıdır böyle bir garanti?

K: Yoktur hocam.

DC: Peki nereden biliyoruz, az sonra telefonumuzun çalmayacağını ve

evdekilerden birinin az önce öldüğünün bize söylenmeyeceğini?

Katılımcılar burada rahatsız olmaya başlarlar.

K: Hocam konuyu değiştirsek?

DC: Ama en yalın ve açık gerçek üzerine konuşuyoruz, biraz daha devam

edelim bence. Peki, acaba bunu dün gece bilseydiniz, yani evde akşam

birlikte olduğunuz kişilerden birinin yarın ölüm günü olduğunu

bilseydiniz, o zamanı aynı dün gece olduğu biçimde mi geçirirdiniz? Yoksa

farklı şeyler mi yapardınız?

K: Kesinlikle çok farklı geçerdi Hocam.

DC: Şimdi sizden rica ediyorum, lütfen bir an arkanıza yaslanın,

gözlerinizi kapatın ve bu sabah evden çıkarken evde bıraktıklarınızdan

birinin gerçekten öleceğini düşünün, dün akşamınızı nasıl geçirirdiniz?

Aynı iletişim mi olurdu? Onunla aynı konuları mı konuşurdunuz? Aynı

konular, tartışma ya da gerginlik konusu yaratır mıydı? Yoksa önemsiz

hale mi gelirdi? Bu sabah evden çıkarken, bu son görüşünüzde ona ne

derdiniz? Onun boynuna sarılmakta tereddüt eder miydiniz? Çok sıkı sarılmaya
mı,

aynaya mı vakit ayırırdınız? Ona "yüreğinizin taa derininden gelen bir

"seni gerçekten çok seviyorum" demeye ne gerek var diye düşünür müydünüz?

Onun ölecek olması sizin ona duyduğunuz sevgiyi yoğunlaştırmaz mıydı?

Burada bazı katılımcıların ağladığı olur. Belli ki dün akşam

yaptıklarından bir kısmının ne kadar anlamsız olduğunu şimdi fark
etmişlerdir.

DC: Şimdi gözlerinizi açabilirsiniz, acaba kaç tartışmamızı bu kadar

gereksiz biçimlerde yapıyoruz, kaçı gerçekten yaşamda karşımızdakinin

varlığından daha önemli, hangilerinde "şimdi kalbini kırdım, ama zaman

içinde ben ondan özür dilemesini bilirim?" diye kendi kabuğumuza çekilip

tartışmaları donduruyoruz. Yarattığımız kırgınlıkları tamir etme

olanağımız gerçekten var mı? Buna zamanımız gerçekten kaldı mı?

ALINTIDIR

07SARAY
15-10-2006, 17:26
çok doğru bence gerçekten ne zaman ne olacağını hiç birimiz bilemiyoruz onun için sevdiklerimize ve bizi sevenlere daha çok zaman ayırmalıyız.