ufuk
10-11-2006, 11:28
Tarihi belirleyen insan hatalarıdır, derler. Böyle bir hata, robot kabusunu sadece filmlerde görmekten fazlasının yaşanmasına yol açabilir.
Japonya'da şarap görevlisi olarak geliştirilen robotlar, iyi şarapla kötü şarabı ayırma, küçük bir yudumdan şarap markasını belirleme ve buna eşlik edecek peyniri seçme yeteneklerine sahip olarak programlanıyor.
NEC System Technologies ve Mie Üniversitesi'nin robot çalışmalarında buraya kadar bir sorun yok. Sorun, sıra diğer mezelere gelince ortaya çıkıyor. Mezeleri ayırmak üzere programlanan bir robot insan ile karşılaşınca, onu da meze kategorisinde değerlendiriyor.
İnsanın bu sınıflandırmada oturduğu yer, çiğ et kategorisi.
Robot, kızılötesi spektrometresinin menziline yerleştirilen nesneye, bir kızılötesi ışın gönderiyor. Buradan yansıyan ışını analiz eden robot, nesnenin ne olduğuna karar veriyor. Siz elinizi oraya koyduğunuzda, salam ya da pastırma olarak görünmeniz sadece kilonuza bağlı.
Bu sistem açığının ortaya çıkması için robotun, Wired dergisinin eline düşmesi gerekmiş. Muhabirin denemesi domuz pastırması sonucunu verirken, kameraman lüks lokantalara layık prosciutto (ince dilimlenmiş çiğ et) olarak tanımlanmış.
Tabii bu sahne, Arnold Schwarzenegger'in dövüştüğü robotların insanları ne şekilde gördüğüne de açıklık kazandırıyor. Robotlar aslında et derdinde, zavallı insanlar da can derdinde... Arnold'un canı insan çekmediğine göre, o aslında vejetaryen olmalı.
(mynet'ten alıntıdır)
Japonya'da şarap görevlisi olarak geliştirilen robotlar, iyi şarapla kötü şarabı ayırma, küçük bir yudumdan şarap markasını belirleme ve buna eşlik edecek peyniri seçme yeteneklerine sahip olarak programlanıyor.
NEC System Technologies ve Mie Üniversitesi'nin robot çalışmalarında buraya kadar bir sorun yok. Sorun, sıra diğer mezelere gelince ortaya çıkıyor. Mezeleri ayırmak üzere programlanan bir robot insan ile karşılaşınca, onu da meze kategorisinde değerlendiriyor.
İnsanın bu sınıflandırmada oturduğu yer, çiğ et kategorisi.
Robot, kızılötesi spektrometresinin menziline yerleştirilen nesneye, bir kızılötesi ışın gönderiyor. Buradan yansıyan ışını analiz eden robot, nesnenin ne olduğuna karar veriyor. Siz elinizi oraya koyduğunuzda, salam ya da pastırma olarak görünmeniz sadece kilonuza bağlı.
Bu sistem açığının ortaya çıkması için robotun, Wired dergisinin eline düşmesi gerekmiş. Muhabirin denemesi domuz pastırması sonucunu verirken, kameraman lüks lokantalara layık prosciutto (ince dilimlenmiş çiğ et) olarak tanımlanmış.
Tabii bu sahne, Arnold Schwarzenegger'in dövüştüğü robotların insanları ne şekilde gördüğüne de açıklık kazandırıyor. Robotlar aslında et derdinde, zavallı insanlar da can derdinde... Arnold'un canı insan çekmediğine göre, o aslında vejetaryen olmalı.
(mynet'ten alıntıdır)