Orijinalini görmek için tıklayınız : Türkiye'nin savunma sanayii projeleri ve yeni gelişmeler
bayram tv
02-02-2014, 22:57
Savunma Sanayii Müstaşarı Murad Bayar, Türkiye'nin milli savunma sanayiinde çok ilerleme kaydettiğinin altını çizerek, Gelişen denizcilik sektörü ile elde edinilen kazanımlar sonucu, ihtiyaç olması halinde, kendi uçak gemisini yerli imkan ve kabiliyetleri ile yapabilecek güçte olduğunu söyledi.
Murad Bayar, Türk Savunma Sanayiinin kabiliyetlerine ve projelerine ilişkin soruları yanıtladı.
Bayar, Türkiye'nin bölgesel bir güç olabilme yolunda Uçak Gemisi yapabilme kapasitesine ilişkin soru üzerine, Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından hazırlanan "2009-2016 Savunma Sanayii Sektörel Strateji Dokümanı" ile daha önce başlatılan askeri gemi sektörü atılımlarının en üst noktalara ulaştığını vurguladı.
"Tamamı yerli tersanelerde üretilen, dünya standartlarında birçok gemi projesi tamamlanmıştır veya tamamlanmaktadır" diye konuşan Bayar, Türkiye'nin uçak gemisi kapasitesi konusunda şunları söyledi:
"2016 yılı yerli katkı hedefleri doğrultusunda askeri gemilerde, sistemlerden alt sistemlere inildikçe artan yerlilik oranı hem sektörü geliştirmiş, hem de yerli kaynakların yurt içinde kalmasına imkan ve olanak sağlamıştır.
Gelişen sektör ile tasarım kabiliyetleri, ileri mühendislik ve teknoloji birleşerek geçmişte imkansız gibi görülen birçok proje hayata geçirilmiştir.
-UÇAK GEMİSİ YAPABİLME KAPASİTESİNE SAHİBİZ...
Sonuç itibariyle, gelişen denizcilik sektörü ile elde edinilen kazanımlar sonucu ihtiyaç olması halinde Türkiye kendi uçak gemisini 'Yerli İmkan ve Kabiliyetleri' ile yapabilecek güçtedir.
Burada önemli olan Türkiye'nin bölgesel bir güç olabilme yolunda Uçak Gemisi yapabilme kapasitesi var mıdır? değil 'Türkiye'nin bölgesel güç olması için uçak gemisine ihtiyacı var mıdır?' sorusuna cevap aramak daha doğru olabilir.
Maliyeti çok yüksek olan, yalnızca bir karakol görevi için bile denize açılması 100 milyon dolar bulan bu dev gemiye sahip olmak için aynı zamanda gemi ile birlikte sefere çıkacak en az 2 tane yeni destroyer, 1 adet denizaltı, 1 ASW, 1 ASuW, 1 konvansiyonel destek helikopteri, en az 4 tane füze botu, gemiye iniş-kalkış yapabilecek ekipmana sahip en az 40 kadar savaş uçağı, ayrıca yakıt tankeri ve yakıt değişim tesisi (eğer nükleer değilse), askeri tersanede özel bakım havuzuna ihtiyaç duyulmaktadır.
Bunlarla birlikte gemilerin büyüklüğüne göre 1000 ila 5000 kişi arasında personel bulundurulması gerekliliği de göz önünde bulundurulmalıdır. "
-MODERNİZASYON PROJELERİNİN YÜZDE 90'I YERLİ KAYNAKLI-
Son dönemde Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçları çerçevesinde toplam bedeli 20 Milyar Doları bulan modernizasyon projesi yürürlüğe konulmuş olup, bu projelerin yüzde 90'ının Türk Savunma Sanayiinin katılımıyla hayata geçirilmekte olduğunu belirten Bayar şunları söyledi:
"Yurtdışından hazır alıma gittiğimiz projelerin oranı maliyet bazında yüzde 10'un altına düşmüş bulunmaktadır. Bunlarda dahi, sözleşmelere konulan offset ve sanayi katılımı yükümlülükleri ile sanayimize önemli oranda iş imkanı yaratılmaktadır.
Geldiğimiz nokta itibarı ile, TSK ihtiyaçlarının yerli sanayimiz eliyle karşılanma oranı 2 katına çıkarak yüzde 52, 1'e, cirosu 2, 7 Milyar Dolara, ihracatı 853 Milyon Dolara, yıllık Ar-Ge harcamaları ise 600 Milyon Dolar seviyelerine ulaşmıştır.
Dünyada ilk 100 büyük savunma sanayii şirketi arasında artık bir Türk şirketi de bulunmaktadır.
Halihazırda Müsteşarlığımızca yürütülmekte olan 250'nin üzerinde projenin büyük kısmı 2000'li yıllarda sözleşmeye bağlanmış olup, son birkaç yıl içinde tamamlanma aşamasına gelen veya teslimatı gerçekleştirilen projelerin sayısı hayli fazladır.
BU ÇERÇEVEDEKİ PROJELER ŞÖYLE SIRALANIYOR:
Radar Elektronik Destek ve Elektronik Taarruz (RADAR ED/ET) Sistemleri Tedarik Projesi, Müşterek Elektronik Harp Simülasyon Sistemi (MEHSİM) Projesi, Tank Taşıyıcı Araç ve Römorku (TTAR) Projesi, KBRN Mobil Arazi Laboratuarı Projesi, Taktik Tekerlekli Araçları (TTA) 2½ Ton Projesi, Taktik Tekerlekli Araçları (TTA) 5-10 Ton Projesi, Taktik Tekerlekli Araçları (TTA) MKKA Projesi, Uzun Ufuk Projesi, MİLGEM Projesi Prototip Gemi Klaslama Hizmeti ve Prototip Geminin Geçici Teslimi, Sualtı Taarruz Timleri Harekatı için İntikal Botları Projesi, Süratli Müdahale Devriye Botu Projesinin, 2011 yılı içerisinde tamamlanması öngörülmektedir.
Ayrıca; Genel Maksat Helikopteri Projesi, Muharip Uçak Geliştirme Projesi, Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi, Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi, Mobil Sabit Radar Projeleri, Türk Tipi Hücumbot Projesi, Acil Müdahale ve Dalış Eğitim Botu Projesi, Yüzer Birlikler Sistem Cihaz Donanım Modifikasyonu ve Yenileştirme Projesi, 600 sınıfı Sahil Güvenlik Botları Projesi, Yüksek Frekans Elektronik Taarruz (HF/ET) Projesi, Seri Üretim Radar Elektronik Destek ve Elektronik Taarruz (RADAR ED/ET) Sistemleri Tedarik Projesi, Doğrudan Dizi Geniş Spektrumlu (DDGS) Elektromanyetik Sinyallerin Tespiti ve Karıştırılması Projesi, Hava Platformunda Uzaktan ED/ET Kabiliyeti Kazanımı (HAVA SOJ) Projesi, Radar ve Muhabere Aldatma ve Karıştırma Simülatörleri (RAKAS MUKAS) Tedarik Projesi, Yavuz Sınıfı Firkateyn Yarı Ömür Modernizasyonu Milli Elektronik Harp Suiti Projesi, Araca Monte Multi-Spektral Sis Cihazı (AMMSSC) Projesi, Proje Yönetimi Bilgi Sistemi Projesi.
Bütün bu yeni projelerin 2011 yılı içerisinde hayata geçirilmesi yönünde adımlar atılacaktır. "
İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI PROJELERİ...
Türkiye'nin, ANKA başta olmak üzere, İnsansız Hava Aracı (İHA) projelerinin uygulamasının da başarıyla sürdürüldüğünü belirten Bayar, İHA projeleri konusunda şöyle konuştu:
"HERON (2. Paket TİHA(MALE) Doğrudan Alım) Projesinde teslimatlar tamamlanmış olup, garanti süreci devam etmektedir.
ANKA (Özgün TİHA (MALE) Geliştirme) Projesinde uçuş ve yer testleri devam etmektedir. Aerostar ( Taktik Hazır Alım) Projesinde teslimatlar tamamlanmıştır. Karayel ( Taktik Geliştirme 'Katapult/Paraşüt) Projesinde Sözleşme imzalanmış olup ön tasarım hazırlık çalışmaları devam etmektedir.
ÇALDIRAN (Taktik Geliştirme- Pist) Projesinde Sözleşme görüşmeleri devam etmektedir. Gözcü ve Malazgirt Projerinde teslimatlar tamamlanmıştır. "
-GÖKTÜRK 2, GELECEK YIL FIRLATILACAK
Uydu projelerine de değinen Bayar, uydu ve uzay projelerinin Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaç duyacağı uydu görüntülerinin gerçek zamanlı olarak elde edilmesi ihtiyacının karşılanmasını sağlayacak bir Keşif Gözetleme Uydu Sistemi'nin, milli kritik teknolojilerin kazanılması ile yerli imkanların azami kullanımı ve uluslararası işbirliği çerçevesinde, tedarik edilmesi amacıyla Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve İtalyan Telespazio S. p. A. firması arasında 16 Temmuz 2009 tarihinde Göktürk-1 Keşif Gözetleme Uydusu Projesi Sözleşmesi'nin imzalanarak yürürlüğe girdiğini hatırlattı ve "GÖKTÜRK Keşif ve Gözetleme Uydusu Projesi kapsamında bir adet keşif ve gözetleme uydusu ve ilgili yer terminalleri tedarik edilecektir" dedi.
Murad Bayar, uydu projeleri kapsamında şunları söyledi:
"Proje kapsamında halihazırda tasarım faaliyetleri devam etmekte olup, yaklaşık 30 adet TAI mühendisi firma tesislerinde tasarım faaliyetlerine katılım sağlamaktadır.
GÖKTÜRK Keşif ve Gözetleme Uydusu Projesi Sözleşmesi kapsamında TAI A. Ş. arazisinde bir Uydu Montaj Entegrasyon ve Test Merkezi kurulumu da gerçekleştirilecektir.
Söz konusu tesis Savunma Sanayii Müsteşarlığı mülkiyetinde olacak olup, tamamlandığında işletmesi TAI tarafından yürütülecektir.
5 ton ağırlığa kadar; keşif gözetleme, haberleşme, ihbar-ikaz ve araştırma uydularının montaj, entegrasyon ve testini sağlayacak Uydu Montaj Entegrasyon ve Test Merkezi ile 3 uydu için aynı anda montaj, entegrasyon ve test kabiliyeti kazanılacaktır.
Bu projeyle uydu teknolojileri alanında geleceğe çok önemli bir yatırım yapılmakta olup, söz konusu tesisin işletmesinde görev alacak TAI personeli firma tesislerinde eğitim almaktadır.
2011 yılı içerisinde sözkonusu tesisin temel atma töreni yapılarak inşaat faaliyetleri başlatılacaktır.
Diğer taraftan, Milli Savunma Bakanlığı tarafından TAI ana yükleniciliğinde yürütülmekte olan Göktürk 2 Projesi kapsamında uydu kalifikasyon modelinin üretimi tamamlanmış olup, testlerine başlanmıştır. Söz konusu testlerin tamamlanmasını müteakip uçuş modelinin üretimine başlanacaktır. Göktürk 2 sözleşmesine göre uydunun 2012 yılının ikinci yarısında fırlatılması planlanmaktadır. " - ANKARA (Anadolu Ajansı)
bayram tv
02-02-2014, 22:58
Savunma Sanayii Müstaşarı Murad Bayar, ihtiyaç olması halinde, kendi uçak gemisini yerli imkan ve kabiliyetleri ile yapabilecek güçte olduğunu söyledi.
Murad Bayar, Türk Savunma Sanayiinin kabiliyetlerine ve projelerine ilişkin sorularını yanıtladı.
Bayar, Türkiye'nin bölgesel bir güç olabilme yolunda Uçak Gemisi yapabilme kapasitesine ilişkin soru üzerine, Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından hazırlanan ''2009-2016 Savunma Sanayii Sektörel Strateji Dokümanı'' ile daha önce başlatılan askeri gemi sektörü atılımlarının en üst noktalara ulaştığını vurguladı.
''Tamamı yerli tersanelerde üretilen, dünya standartlarında birçok gemi projesi tamamlanmıştır veya tamamlanmaktadır'' diye konuşan Bayar, Türkiye'nin uçak gemisi kapasitesi konusunda şunları söyledi:
''2016 yılı yerli katkı hedefleri doğrultusunda askeri gemilerde, sistemlerden alt sistemlere inildikçe artan yerlilik oranı hem sektörü geliştirmiş, hem de yerli kaynakların yurt içinde kalmasına imkan ve olanak sağlamıştır.
Gelişen sektör ile tasarım kabiliyetleri, ileri mühendislik ve teknoloji birleşerek geçmişte imkansız gibi görülen birçok proje hayata geçirilmiştir.
UÇAK GEMİSİ YAPABİLME KAPASİTESİNE SAHİBİZ..
Sonuç itibariyle, gelişen denizcilik sektörü ile elde edinilen kazanımlar sonucu ihtiyaç olması halinde Türkiye kendi uçak gemisini 'Yerli İmkan ve Kabiliyetleri' ile yapabilecek güçtedir.
Burada önemli olan Türkiye'nin bölgesel bir güç olabilme yolunda Uçak Gemisi yapabilme kapasitesi var mıdır? değil 'Türkiye'nin bölgesel güç olması için uçak gemisine ihtiyacı var mıdır?' sorusuna cevap aramak daha doğru olabilir.
Maliyeti çok yüksek olan, yalnızca bir karakol görevi için bile denize açılması 100 milyon dolar bulan bu dev gemiye sahip olmak için aynı zamanda gemi ile birlikte sefere çıkacak en az 2 tane yeni destroyer, 1 adet denizaltı, 1 ASW, 1 ASuW, 1 konvansiyonel destek helikopteri, en az 4 tane füze botu, gemiye iniş-kalkış yapabilecek ekipmana sahip en az 40 kadar savaş uçağı, ayrıca yakıt tankeri ve yakıt değişim tesisi (eğer nükleer değilse), askeri tersanede özel bakım havuzuna ihtiyaç duyulmaktadır.
Bunlarla birlikte gemilerin büyüklüğüne göre 1000 ila 5000 kişi arasında personel bulundurulması gerekliliği de göz önünde bulundurulmalıdır.''
MODERNİZASYON PROJELERİNİN YÜZDE 90'I YERLİ KAYNAKLI...
Son dönemde Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçları çerçevesinde toplam bedeli 20 Milyar Doları bulan modernizasyon projesi yürürlüğe konulmuş olup, bu projelerin yüzde 90'ının Türk Savunma Sanayiinin katılımıyla hayata geçirilmekte olduğunu belirten Bayar şunları söyledi:
''Yurtdışından hazır alıma gittiğimiz projelerin oranı maliyet bazında yüzde 10'un altına düşmüş bulunmaktadır. Bunlarda dahi, sözleşmelere konulan offset ve sanayi katılımı yükümlülükleri ile sanayimize önemli oranda iş imkanı yaratılmaktadır.
Geldiğimiz nokta itibarı ile, TSK ihtiyaçlarının yerli sanayimiz eliyle karşılanma oranı 2 katına çıkarak yüzde 52,1'e, cirosu 2,7 Milyar Dolara, ihracatı 853 Milyon Dolara, yıllık Ar-Ge harcamaları ise 600 Milyon Dolar seviyelerine ulaşmıştır.
Dünyada ilk 100 büyük savunma sanayii şirketi arasında artık bir Türk şirketi de bulunmaktadır.
Halihazırda Müsteşarlığımızca yürütülmekte olan 250'nin üzerinde projenin büyük kısmı 2000'li yıllarda sözleşmeye bağlanmış olup, son birkaç yıl içinde tamamlanma aşamasına gelen veya teslimatı gerçekleştirilen projelerin sayısı hayli fazladır.
Bu çerçevedeki projeler şöyle sıralanıyor:
Radar Elektronik Destek ve Elektronik Taarruz (RADAR ED/ET) Sistemleri Tedarik Projesi, Müşterek Elektronik Harp Simülasyon Sistemi (MEHSİM) Projesi, Tank Taşıyıcı Araç ve Römorku (TTAR) Projesi, KBRN Mobil Arazi Laboratuarı Projesi, Taktik Tekerlekli Araçları (TTA) 2½ Ton Projesi, Taktik Tekerlekli Araçları (TTA) 5-10 Ton Projesi, Taktik Tekerlekli Araçları (TTA) MKKA Projesi, Uzun Ufuk Projesi, MİLGEM Projesi Prototip Gemi Klaslama Hizmeti ve Prototip Geminin Geçici Teslimi, Sualtı Taarruz Timleri Harekatı için İntikal Botları Projesi, Süratli Müdahale Devriye Botu Projesinin, 2011 yılı içerisinde tamamlanması öngörülmektedir.
Ayrıca; Genel Maksat Helikopteri Projesi, Muharip Uçak Geliştirme Projesi, Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi, Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi, Mobil Sabit Radar Projeleri, Türk Tipi Hücumbot Projesi, Acil Müdahale ve Dalış Eğitim Botu Projesi, Yüzer Birlikler Sistem Cihaz Donanım Modifikasyonu ve Yenileştirme Projesi, 600 sınıfı Sahil Güvenlik Botları Projesi, Yüksek Frekans Elektronik Taarruz (HF/ET) Projesi, Seri Üretim Radar Elektronik Destek ve Elektronik Taarruz (RADAR ED/ET) Sistemleri Tedarik Projesi, Doğrudan Dizi Geniş Spektrumlu (DDGS) Elektromanyetik Sinyallerin Tespiti ve Karıştırılması Projesi, Hava Platformunda Uzaktan ED/ET Kabiliyeti Kazanımı (HAVA SOJ) Projesi, Radar ve Muhabere Aldatma ve Karıştırma Simülatörleri (RAKAS MUKAS) Tedarik Projesi, Yavuz Sınıfı Firkateyn Yarı Ömür Modernizasyonu Milli Elektronik Harp Suiti Projesi, Araca Monte Multi-Spektral Sis Cihazı (AMMSSC) Projesi, Proje Yönetimi Bilgi Sistemi Projesi.
Bütün bu yeni projelerin 2011 yılı içerisinde hayata geçirilmesi yönünde adımlar atılacaktır.''
ORTADOĞU ÜLKELERİNDEKİ KARIŞIKLIKLARIN ETKİSİ
Müsteşar Bayar, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerindeki karışıklıkların, Türk savunma sanayii ihracatına pazar açısından etkisi konusunda ise ''Kuzey Afrika ve Ortadoğudaki son gelişmelerin, savunma ürünleri ihracatımıza etkisini tesbit etmek için henüz erken, biz ihracata yönelik çalışmalarımızı devam ettiriyoruz'' yanıtını verdi.
İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI PROJELERİ...
Türkiye'nin, ANKA başta olmak üzere, İnsansız Hava Aracı (İHA) projelerinin uygulamasının da başarıyla sürdürüldüğünü belirten Bayar, İHA projeleri konusunda şöyle konuştu:
''HERON (2. Paket TİHA(MALE) Doğrudan Alım) Projesinde teslimatlar tamamlanmış olup, garanti süreci devam etmektedir.
ANKA (Özgün TİHA (MALE) Geliştirme) Projesinde uçuş ve yer testleri devam etmektedir. Aerostar ( Taktik Hazır Alım) Projesinde teslimatlar tamamlanmıştır. Karayel ( Taktik Geliştirme –Katapult/Paraşüt) Projesinde Sözleşme imzalanmış olup ön tasarım hazırlık çalışmaları devam etmektedir.
Çaldıran (Taktik Geliştirme- Pist) Projesinde Sözleşme görüşmeleri devam etmektedir. Gözcü ve Malazgirt Projerinde teslimatlar tamamlanmıştır.''
GÖKTÜRK 2, GELECEK YIL FIRLATILACAK
Uydu projelerine de değinen Bayar, uydu ve uzay projelerinin Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaç duyacağı uydu görüntülerinin gerçek zamanlı olarak elde edilmesi ihtiyacının karşılanmasını sağlayacak bir Keşif Gözetleme Uydu Sistemi'nin, milli kritik teknolojilerin kazanılması ile yerli imkanların azami kullanımı ve uluslararası işbirliği çerçevesinde, tedarik edilmesi amacıyla Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve İtalyan Telespazio S.p.A. firması arasında 16 Temmuz 2009 tarihinde Göktürk-1 Keşif Gözetleme Uydusu Projesi Sözleşmesi'nin imzalanarak yürürlüğe girdiğini hatırlattı ve ''GÖKTÜRK Keşif ve Gözetleme Uydusu Projesi kapsamında bir adet keşif ve gözetleme uydusu ve ilgili yer terminalleri tedarik edilecektir'' dedi.
Murad Bayar, uydu projeleri kapsamında şunları söyledi:
''Proje kapsamında halihazırda tasarım faaliyetleri devam etmekte olup, yaklaşık 30 adet TAI mühendisi firma tesislerinde tasarım faaliyetlerine katılım sağlamaktadır.
GÖKTÜRK Keşif ve Gözetleme Uydusu Projesi Sözleşmesi kapsamında TAI A.Ş. arazisinde bir Uydu Montaj Entegrasyon ve Test Merkezi kurulumu da gerçekleştirilecektir.
Söz konusu tesis Savunma Sanayii Müsteşarlığı mülkiyetinde olacak olup, tamamlandığında işletmesi TAI tarafından yürütülecektir.
5 ton ağırlığa kadar; keşif gözetleme, haberleşme, ihbar-ikaz ve araştırma uydularının montaj, entegrasyon ve testini sağlayacak Uydu Montaj Entegrasyon ve Test Merkezi ile 3 uydu için aynı anda montaj, entegrasyon ve test kabiliyeti kazanılacaktır.
Bu projeyle uydu teknolojileri alanında geleceğe çok önemli bir yatırım yapılmakta olup, söz konusu tesisin işletmesinde görev alacak TAI personeli firma tesislerinde eğitim almaktadır.
2011 yılı içerisinde sözkonusu tesisin temel atma töreni yapılarak inşaat faaliyetleri başlatılacaktır.
Diğer taraftan, Milli Savunma Bakanlığı tarafından TAI ana yükleniciliğinde yürütülmekte olan Göktürk 2 Projesi kapsamında uydu kalifikasyon modelinin üretimi tamamlanmış olup, testlerine başlanmıştır.
Söz konusu testlerin tamamlanmasını müteakip uçuş modelinin üretimine başlanacaktır. Göktürk 2 sözleşmesine göre uydunun 2012 yılının ikinci yarısında fırlatılması planlanmaktadır.''
F-35 VE A400 M PROJELERİ..
Murad Bayar, ''F-35 ve A400 M projeleri takvimine uygun yürüyor mu bu projelerden F-35 projesinde Türkiye'nin istekleri karşılanmaktamıdır?'' şeklindeki soruya ise şu yanıtı verdi:
''F-35 projesi geliştirme faaliyetlerinde yaşanan aksaklıklar nedeniyle, projenin geliştirme takvimi yaklaşık olarak 2 yıl uzatılmıştır. Üretim takviminde ise geliştirme fazındaki ilerlemeye paralel olarak çeşitli düzenlemelerin yapılması söz konusudur.
Proje kapsamında Türkiye'nin isterlerinin gerçekleştirilebilmesi için teknik ve politik düzeyde girişimler devam etmekte ve süreç yakından takip edilmektedir.
A400M Projesi kapsamında ise, katılımcı tüm ülkeler tarafından onaylanan son değişiklik ile sözleşme takviminde bir öteleme yapılmıştır.
Bu kapsamda Türkiye'ye Aralık 2009'da teslim edilmesi planlanan ilk uçağın teslimatı şuanda Eylül 2013 olarak planlanmıştır.''
bayram tv
02-02-2014, 22:58
Only the registered members can see the link
ALTAY
Yerli tank tanıtıldı
Yerli tank "Altay", Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı törenle tanıtıldı.
Koç Topluluğu şirketi Otokar'ın ana yükleniciliğinde tasarlanan ve geliştirilen Türkiye'nin ilk milli ana muharebe tankı ''Altay''ın ilk prototipleri, Otokar'ın Sakarya'daki fabrikasında düzenlenen törenle tanıtıldı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tören öncesinde Otokar tarafından üretilen muharebe araçlarını inceledi.
''Kaya'' adlı muharebe aracına binen Erdoğan, burada yetkililerden aracın özelliklerine ilişkin bilgi aldı. Erdoğan'a Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel de eşlik etti.
Proje, ülkemizin prestijini artıracak
Erdoğan konuşmasında, Türkiye'nin, "Ülkemizin prestijini artıracak olan bu proje, dünya savunma liginde üst basamaklara yükselme yönündeki hedefimize önemli katkılar sağlayacak" dedi.
İrademiz tamdır
Böylesine detaylı ve zorlu test süreçlerinin başarı ile tamamlanması sonrasında, seri üretim faaliyetlerinin de zaman kaybetmeksizin başlatılacağını belirten Erdoğan, ''Bu konuda irademiz tamdır ve gereken kararları zamanında alacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın'' dedi.
Başbakan Erdoğan, ''Son 100 yıl içinde, gerek Birinci Dünya Savaşı'nda, yaşadığımız o Kurtuluş Savaşımızdaki sıkıntıları hatırlarsak, bugün Altay Tankı'nın ne anlam ifade ettiği çok daha iyi anlaşılacaktır'' şeklinde konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasının ardından, milli tank ''Altay'' kısa bir film gösterimiyle tanıtıldı. Daha sonra ''Altay'' tankı, törenin yapıldığı salona getirildi.
Törende Başbakan Erdoğan, ''Altay'' tankının yapımında emeği geçen kurum ve kuruluşların temsilcilerine birer plaket verdi.
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç da Başbakan Erdoğan'a ''Altay'' tankının maketini sundu.
15 Kasım 2012 - SAKARYA/ANADOLU AJANSI
bayram tv
02-02-2014, 22:59
Only the registered members can see the link
Savunma sanayi alanında önemli kararlar
SSM’de 5 saat süren toplantı sonrası fuze sistemi ve uçak gemisi ihalesinin ertelendiği açıklandı.
BAŞBAKAN Erdoğan başkanlığında Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nda (SSM) gerçekleştirilen toplantıda Türkiye’nin altı yıldır gündeminde olan 17 milyar lirayı geçen Patriot tipi uzun menzilli hava ve füze savunma sistemi ihalesi ile ilk uçak gemisini yapacak firmanın belirleneceği ihale ertelendi. 5 saat süren İcra Komitesi Toplantısı’ndan “görüşmelere devam” kararı çıktı.
Toplantı sonrasında SSM tarafından yapılan yazılı açıklamada “Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi Projesi kapsamında görüşmelere devam edilmesine” karar verildiği kaydedildi. Toplantıda alınan bir diğer karar ise Türkiye’nin ilk uçak gemisini kimin yapacağı oldu.
3 milyar dolar değerindeki 220 metrelik yüzer savaş karargâhı projesine gelen teklifleri görüşen Komite, “Teklif veren firmalarla tekliflerini iyileştirmeleri için çalışmaların devam edilmesine karar verdi.
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in de katıldığı toplantıda alınan kararlar:
Simülatör projesi için görüşme
- ’Terörist Saldırılara Karşı Dayanıklı Modüler Geçici Üs Bölgesi Kurulumu Projesi’ kapsamında ASELSAN Elektronik Sanayii ve Ticaret AŞ ile sözleşme görüşmelerine başlanacak.
-’ATAK Helikopter Simülatörü Projesi’ kapsamında, HAVELSAN ile sözleşme görüşmelerine başlanmasına karar verildi.
-’Askeri ve sivil hafif sınıf helikopterlerin özgün olarak tasarlanıp geliştirilmesi için, TUSAŞ-Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ ile sözleşme görüşmelerine başlanmasına karar verildi.
- ‘Uydu Fırlatma Sistemi Projesi’ kapsamında, ön kavramsal tasarım için, ROKETSAN ile sözleşme görüşmelerine başlanacak.
- Göktürk 3 Uydu Projesi’nin TÜBİTAK ve ASELSAN’ın desteğiyle milli olarak geliştirilmesi için, TUSAŞ ile sözleşme görüşmelerine başlanmasına karar verildi.
- Denizaltı Savunma Harbi ve Keşif Karakol Gemisi Projesi kapsamında, hizmete alınan Heybeliada ve inşası devam etmekte olan Büyükada gemilerine ilave olarak 6 geminin seri üretimi için ‘’RMK Marine Gemi Yapım Sanayii’’ ve ‘’Deniz Taşımacılığı İşletmesi AŞ’’ ile sözleşme görüşmesine başlanmasına karar verildi.star gazete
bayram tv
02-02-2014, 22:59
Savunma sanayi alanında önemli kararlar
SSM’de 5 saat süren toplantı sonrası fuze sistemi ve uçak gemisi ihalesinin ertelendiği açıklandı.
BAŞBAKAN Erdoğan başkanlığında Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nda (SSM) gerçekleştirilen toplantıda Türkiye’nin altı yıldır gündeminde olan 17 milyar lirayı geçen Patriot tipi uzun menzilli hava ve füze savunma sistemi ihalesi ile ilk uçak gemisini yapacak firmanın belirleneceği ihale ertelendi. 5 saat süren İcra Komitesi Toplantısı’ndan “görüşmelere devam” kararı çıktı.
Toplantı sonrasında SSM tarafından yapılan yazılı açıklamada “Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi Projesi kapsamında görüşmelere devam edilmesine” karar verildiği kaydedildi. Toplantıda alınan bir diğer karar ise Türkiye’nin ilk uçak gemisini kimin yapacağı oldu.
3 milyar dolar değerindeki 220 metrelik yüzer savaş karargâhı projesine gelen teklifleri görüşen Komite, “Teklif veren firmalarla tekliflerini iyileştirmeleri için çalışmaların devam edilmesine karar verdi.
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in de katıldığı toplantıda alınan kararlar:
Simülatör projesi için görüşme
- ’Terörist Saldırılara Karşı Dayanıklı Modüler Geçici Üs Bölgesi Kurulumu Projesi’ kapsamında ASELSAN Elektronik Sanayii ve Ticaret AŞ ile sözleşme görüşmelerine başlanacak.
-’ATAK Helikopter Simülatörü Projesi’ kapsamında, HAVELSAN ile sözleşme görüşmelerine başlanmasına karar verildi.
-’Askeri ve sivil hafif sınıf helikopterlerin özgün olarak tasarlanıp geliştirilmesi için, TUSAŞ-Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ ile sözleşme görüşmelerine başlanmasına karar verildi.
- ‘Uydu Fırlatma Sistemi Projesi’ kapsamında, ön kavramsal tasarım için, ROKETSAN ile sözleşme görüşmelerine başlanacak.
- Göktürk 3 Uydu Projesi’nin TÜBİTAK ve ASELSAN’ın desteğiyle milli olarak geliştirilmesi için, TUSAŞ ile sözleşme görüşmelerine başlanmasına karar verildi.
- Denizaltı Savunma Harbi ve Keşif Karakol Gemisi Projesi kapsamında, hizmete alınan Heybeliada ve inşası devam etmekte olan Büyükada gemilerine ilave olarak 6 geminin seri üretimi için ‘’RMK Marine Gemi Yapım Sanayii’’ ve ‘’Deniz Taşımacılığı İşletmesi AŞ’’ ile sözleşme görüşmesine başlanmasına karar verildi.star gazete
bayram tv
02-02-2014, 23:00
"ANKA"ya tam not
TUSAŞ tarafından geliştirilen, "ANKA" İnsansız Hava Aracı Sistemi, kabul test sürecini başarıyla tamamladı.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ TUSAŞ'tan yapılan yazılı açıklamaya göre, 30 Aralık 2010 tarihinden bu yana uçuş testlerine devam edilen ''ANKA'' İnsansız Hava Aracı (İHA) Sistemi, 20 Ocak 2013 Pazar ve 22 Ocak 2013 Salı günlerinde yapılan uçuşlarla kabul test sürecini tamamladı.
Pazar günü 09.05'te başlayan uçuş, 200 kilometrelik menzili ve 18 saat uçuş süresi gösterimi yapılmasının ardından pazartesi sabahı 03.15'te gece yapılan otomatik inişle başarıyla tamamlandı.
Konya istikametinde 40-45 kts hızlara varan rüzgar koşulları altında yapılan menzil uçuşunda veri linki üzerinden Esenboğa Meydanı ile temas ve koordinasyon da sağlandı.
Salı günü yapılan uçuşta da gece koşullarında otomatik kalkış ve iniş gösterimi yapıldı.
Ekim ayından bu yana Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı (Hv.K.K.) temsilcilerinin katılımıyla sürdürülen kabul sürecinde 130'a yakın yer ve uçuş test prosedürü başarıyla gerçekleştirildi ve sistemin göreve hazır olduğu görüldü.
Hv.K.K. ihtiyacı için on adet sistemin seri üretimine yönelik sözleşme görüşmeleri devam ediyor ve sürecin 2013 yılı ortalarında tamamlanması öngörülüyor.
24 Ocak 2013 |11:36 |Anadolu Ajansı
bayram tv
02-02-2014, 23:01
Only the registered members can see the link
Türkiye'nin İlk Yerli Savaş Uçağının Temelleri Atılıyor
Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, üniversiteler ile yapılan işbirliği anlaşmasında hedefin Türkiye'deki kurumların uçak konusundaki bilgi ve birikiminden yararlanmak olduğunu belirterek, "Projenin amacı Türkiye'nin ilk savaş uçağını üretmek."
Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, üniversiteler ile yapılan işbirliği anlaşmasında hedefin Türkiye'deki kurumların uçak konusundaki bilgi ve birikiminden yararlanmak olduğunu belirterek, "Projenin amacı Türkiye'nin ilk savaş uçağını üretmek. On yıl içerisinde ilk uçuşumuzu yapmayı hedefliyoruz" dedi.
Jet Eğitim Uçağı ve Muharip Uçak Kavramsal Tasarım Projesi kapsamında Savunma Müsteşarlığı ile Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Bilkent Üniversitesi arasında Savunma Sanayi-Üniversite İşbirliği imzalandı.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı Nuri Demirağ Konferans Salonu'nda düzenlenen törene, Savunma Sanayii Müsteşarı Murat Bayar, ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar, İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, TAİ Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Kaya, Bilkent Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cemal Yalabık, Türk Silahlı Kuvvetleri Geliştirme Vakfı (TSKGV) Başkanı Hayrettin Uzun, TAI Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı ve çok sayıda pilot katıldı.
"PROJENİN AMACI TÜRKİYE'NİN İLK SAVAŞ UÇAĞINI YAPMAK"
Törende bir konuşma yapan Savunma Sanayi Müsteşarı Bayar, projenin amacının Türkiye'nin bütün birikimini yansıtıp Türkiye'ye ait bir savaş uçağı yapmak olduğunu söyledi. Projeye bir takvim koymadıklarını ama bir takvim koymaları durumunda projenin 50 yıllık bir proje olduğunu belirten Bayar, projede ilk on yıl içerisinde ilk uçuşu yapmak istediklerini vurguladı.
"TÜRKİYE ŞİMDİ SAVAŞ UÇAĞINI ÜRETEMEZ AMA 10 YIL SONRA EVET DİYEBİLİRİZ"
Bayar, "Bize bazı sorular soruluyor. Türkiye bugün itibariyle savaş uçağı yapabilecek teknolojiye, birikime ve kapasiteyi sahip mi? diye. Bunun cevabının objektif ve realist olarak bugün itibariyle hayır dememiz gerekiyor. Ama biraz daha ileriye dönükte tam olarak evet diyemiyoruz diye diplomatik bir cevap veriyoruz. Bugün itibariyle tabii ki. Türkiye'nin gelişme rotasına dikkate alarak 10 yıl içerisinde hedefliyoruz. Onun bu çalışmayı yapmaktayız" dedi.
"SAVAŞ UÇAĞINI TÜRKİYE'DE BİR KURUM TEK BAŞINA YAPAMAZ"
Bir savaş uçağını Türkiye'de bir kurumun tek başına yapamayacağını sözlerine ekleyen Bayar, Türkiye'nin bütün bu alandaki kapasitesini, birikimini ve bilgisini bir araya koyulması durumunda yapılabileceğini kaydetti.
Türkiye'nin bütün beyin gücünü bu işin arkasına koyması gerektiğini vurgulayan Bayar, Üniversiteler ve Savunma Sanayi alanındaki işbirliğinin hızlı bir şekilde geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
"TÜRKİYE'DE HAVACILIK VE UZAY MÜHENDİSLİĞİ ALANINDAKİ AKADEMİK KAPASİTEMİZ ÇOK SINIRLI"
Üniversiteler ile ilgili havacılık sektöründe paylaşılan bilgilerin sınırlı olduğunu dile getiren Bayar, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu adımı çok önemsiyoruz. Gerek TAI'nın üniversiteler ile daha iç içe geçmesini bu projeyle etkin bir şekilde göreceğiz. Gerçekleştirdiğimiz toplantı bir dönem noktasıdır. Bunun geçmişi o kadar kuvvetli değildir. Bundan sonra derinleşerek devam edecek. Türkiye'de havacılık ve uzay mühendisliği alanındaki akademik kapasitemiz çok sınırlı. Uçak ve uzay alanında biraz daha zenginleşme gerekiyor. Artık bu projeler tetikler diye ümit ediyorum. Aslında mevcut bölümlerden mezun olanlarda yeterli değil. Gönünüzde de bunu görüyoruz. Savunma Sanayii Müsteşarlığı olarak uçak mühendisi almak için sınav yaptığımız da hemen hemen hiç başvuru gelmiyor. Mezun olan sınırlı sayıdaki öğrencileri TAI alıyor ve bize kimse kalmıyor. Uçak bölümlerinin mezunlarından başvuru bile alamıyoruz. Böyle bir sıkıntımız var. Ama bu şunu gösteriyor, hakikaten az sayıda mezun veriyoruz. Bunlarda sanayide kendi yerini buluyor.
Bize tercih etmiyorlar. Burada bir güçlenme gerekiyor."
"HAYALİM TÜRKİYE'NİN YAPTIĞI SAVAŞ UÇAĞINI GÖRMEK"
TAI Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Kaya ise yaptığı konuşmada, bir savaş pilotunun en büyük hayalinin ülkesinin yaptığı bir savaş uçağını görmek olduğunu söyledi. Kendisinin en büyük hayalinin Türkiye'nin yaptığı bir savaş uçağını görmek olduğunu ve bu hayalin gerçekleştiğini görürse gözlerinin açık gitmeyeceğini sözlerine ekleyen Kaya, "Buradaki pilot arkadaşlarım bana bakarak gülüyorlar, gerçekten her pilotun hayalidir. Biz ambargo dönemlerini, 3 ay uçamadığımız dönemleri gayet iyi hatırlıyoruz. İmzalanan anlaşmanın ulusal bir sinerji yaratacağına inanıyorum" dedi.
Yapılan konuşmaların ardından günün anısına hazırlanan sertifika imzalandı.
08 Şubat 2013| Saat|19:05|İhlas Haber Ajansı
bayram tv
02-02-2014, 23:01
Roketsan'ın Lazer Güdümlü Füzesi "Cirit" Bae Yolcusu
Savunma Sanayisi Müsteşarı Murat Bayar, Abu Dabi Savunma Sanayisi Fuarı'ndaki önemli gelişmelerden birisinin, ROKETSAN'ın geliştirdiği lazer güdümlü roket "Cirit"in Birleşik Arap Emirlikleri Silahlı Kuvvetleri için yaklaşık 200 milyon dolarlık...
Savunma Sanayisi Müsteşarı Murat Bayar, Abu Dabi Savunma Sanayisi Fuarı'ndaki önemli gelişmelerden birisinin, ROKETSAN'ın geliştirdiği lazer güdümlü roket "Cirit"in Birleşik Arap Emirlikleri Silahlı Kuvvetleri için yaklaşık 200 milyon dolarlık sözleşme imzalanması olduğunu söyledi.
Kocaeli'de Türk Silahlı Kuvvetleri için üretilen kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer koruyucu kıyafetlerin ilk partisinin teslim törenine katılan Bayar, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Türkiye'nin Abu Dabi'deki Savunma Sanayisi Fuarı'na büyük katılım gerçekleştirdiğini ifade eden Bayar, bölgeye uzun zamandır Türk Savunma Sanayisinin tanıtımı için önemli yatırım yaptıklarını bildirdi.
Fuarda, yapılan tanıtımların sonuç aldığını memnuniyetle ifade edebileceğini dile getiren Bayar, "Bölge ülkeleri ve silahlı kuvvetlerinin ilgisini çekmiş durumdayız. Ürünlerimiz, şirketlerimiz de bir güven geliştirmiş durumda" dedi.
Fuara katılan 59 firmanın içinde ana firmalarla birlikte KOBİ'lerin, Teknokent ve Ostim'den firmaların katıldığına dikkati çeken Bayar, şöyle konuştu:
"Fuardaki en ciddi katılımcılardan biriydik, şirketler ve ürünlerimiz büyük ilgi gördü. Fuardaki önemli gelişmelerden birisi, ROKETSAN'ın geliştirdiği lazer güdümlü roketlerimiz 'Cirit'in Birleşik Arap Emirlikleri Silahlı Kuvvetleri için sözleşme imzalanmasıydı. Bu 200 milyon dolara yakın bir sözleşme. Artık şirketlerimiz, yüksek teknoloji ürünlerini dünya ülkelerine ihraç eder bir konuma gelmiş bulunuyor."
"Uluslararası satış görüşmeleri başladı"
Bayar, savunma sanayisinin yerlileşmesi kapsamında yürütülen çalışmalarda ana platformların yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladığını vurgulayarak, "Altay" tankının test aşamalarına başlanacağını, insansız hava aracı "Anka"nın test aşamasının tamamlandığını ve seri üretime başlanacağını, "Atak" helikopterinin ise teslimat aşamasında olduğunu kaydetti.
"Ana platformlarımız envanterlerimize girip, gerçek harekat ortamlarında kullanılmaya başladığında hepsinin ihracatını göreceğimize inanıyorum" diyen Bayar, "Burada en önemli çıta, TSK'nın ihtiyaçlarını karşılama ve o standartları sağlama çıtasıdır. Bunu sağladığımızda hepsine müşteri bulacağımıza inanıyorum.
'Atak' helikopterini bu yıl TSK envanterine alacağız. Bu seneden sonra uluslararası pazarda önemli bir ihracat rakibi olacağını düşünüyorum. 'Altay' tankımızın 2015'e kadar test süreci devam edecek, 2015'de seri üretime alacağız.
'Anka' insansız hava aracımız da bu yıl geliştirme aşamasını tamamladı. 3 sistemimiz için de bir takım uluslararası satış görüşmeleri başladı" ifadelerini kullandı.
20 Şubat 2013 - Anadolu Ajansı
bayram tv
02-02-2014, 23:01
ANKA seri üretime geçiyor
Savunma Sanayii Müsteşarı Bayar, ANKA projesinin tasarım-geliştirme safhasını başarıyla tamamladığını, bundan sonraki sürecin seri üretim olduğunu söyledi.
Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, milli imkanlarla tasarımı gerçekleştirilen insansız hava aracı ANKA ile ilgili olarak bir iki ay içerisinde Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TAI TUSAŞ) ile sözleşme imzalanacağını söyledi.
AA muhabirinin konuya ilişkin sorularını yanıtlayan Bayar, ''Önümüzdeki bir iki ay içerisinde TAI ile sözleşme imzalayacağımızı düşünüyorum. Bunlar seri üretim uçakları olacak. Tasarım-geliştirme uçaklarından biraz daha ileri bir tasarım ve versiyon olacak. Bazı özelliklerini daha da geliştirmeyi düşünüyoruz ama bugün itibariyle ANKA uçağımız olgunlaşmış ve başarılı bir insansız hava aracıdır'' diye konuştu.
01 Mart 2013 - AA
bayram tv
02-02-2014, 23:01
Only the registered members can see the link
Atak Helikopterlerinde Sona Gelindi
Savunma Sanayi Müsteşar Yardımcısı Faruk Özlü, üretilen ilk 6 ATAK helikopterinin test aşamasının tamamlanmak üzere olduğunu söyledi.
07 Nisan 2013 DÜZCE (AA)
bayram tv
02-02-2014, 23:02
Savunma sektörü hedef büyüttü
Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği (SSI) Başkanı Latif Aral Aliş, savunma ve havacılık sanayi sektöründe ihracat hedefini 1,5 milyar dolar olarak belirlediklerini söyledi.
Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği (SSI) Başkanı Latif Aral Aliş, savunma ve havacılık sektöründe sürekli bir gelişme ve ilerleme yaşandığını, ihracatın son yıllarda düzenli olarak arttığını vurguladı. Sektörün ihracatının 2008-2010 yılları arasında 600 milyon dolar civarında bulunduğunu belirten Aliş, 2011 yılında 800 milyon dolara, 2012 yılında ise 1,3 milyar dolara ulaştığını ifade etti.
Aliş, savunma sanayi ihracatının 2013 yılının ilk 2 aylık döneminde de geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 33 artışla 164 milyon dolar olarak gerçekleştiğini bildirdi.
Savunma ve havacılık sanayi sektörünün 2013ihracat hedefini 1,5 milyar dolar olarak belirlediklerine işaret eden Aliş, şöyle konuştu:
"Birlik olarak 2013 ve izleyen yıllarda hedeflerin gerçekleştirilmesi için aktif olarak çalışacağız. Artık savunma sanayinde (ihracatçı ülkelere ihracat yapabilen) bir konuma geldik. Örnek olarak, sektörün en fazla ihracat yaptığı ülke olan ABD, 2012 yılında sektör ihracatımızdan yüzde 39 pay aldı. Daha alınacak çok yol var. Önemli olan nihai ürünü, asıl çözümü, çeşitlendirilmiş olarak ve geniş finansal olanaklarla sunabilmek. Bunu zaman zaman yineliyoruz; küresel olarak oturmuş bir sistem var ve bunu zorlamaya çalışmak bile çok çaba gerektiriyor."
Aliş, mevcut pazarlara ek olarak Orta Asya ve Uzak Doğu bölgeleri ile olan iş hacminin daha da gelişmesini ve Afrika'nın öncelikli pazarlar arasına girmesini beklediklerini kaydetti.
07 Nisan 2013 - 15:04 - Anadolu Ajansı
bayram tv
02-02-2014, 23:02
Only the registered members can see the link
TÜBİTAK savunma sanayide atağa kalktı
Yaptığı çalışmalarla ülkenin gururu haline gelen TÜBİTAK, 2012 yılında savunma sanayi projelerine ağırlık verdi.
Gündelik yaşamdan uzay bilimlerine, eğitimden yazılıma kadar birçok alanda teknolojik çalışmalar yapan Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), son dönemde savunma sanayi alanında yaptığı başarılı çalışmalarla dikkatleri çekiyor.
AA muhabirinin TÜBİTAK'ın "Ulusal Hedefler Doğrultusunda 2012" adlı çalışmasından yaptığı derlemeye göre, TÜBİTAK, ilk milli seyir füzesi, beton delici bomba, jetlerde kullanılan hassas güdüm kiti, ısıl pil teknolojisi, lazer detektörler, kriptolu cep telefonu gibi önemli çalışmalara imza atıyor.
TÜBİTAK'ın füze teknolojilerindeki çalışmalarıyla, bu alanda önemli savunma sanayi ülkeleri arasına adını yazdıran Türkiye, söz konusu çalışmalarla hava savunmasında da önemli taktiksel üstünlüklere sahip oldu.
Gelişmiş silah sistemlerinin en kritik bileşenlerinden biri olan ısıl pil teknolojisi TÜBİTAK tarafından tamamen yurt içi kaynaklar kullanılarak geliştirildi.
Yerli gözlem uyduları Rasat ve Göktürk-2'yi uzaya taşıyan Türkiye, dünyadaki "uzay ligi"nde de yerini almış oldu.
TÜBİTAK'ın yerli imkanlarla geliştirdiği ve ürettiği ilk yerli gözlem uydusu RASAT, 2011 yılının Ağustos ayından bu yana uzayda görüntü alıyor. RASAT tarafından dünyanın dört bir tarafında çekilen görüntüler, TÜBİTAK yer istasyonundan başarıyla indiriliyor.
AA - TRT
bayram tv
02-02-2014, 23:02
Only the registered members can see the link
ATAK gösteri uçuşu yaptı
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve konuk bakanlar, Türk mühendisleri tarafından geliştirilen T129 ATAK helikopterinin gösterisini izledi.
Milli Savunma Bakanı Yılmaz, 11. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı kapsamında İstanbul'a gelen konuk ülke bakanları ile Büyükçekmece açıklarında demirleyen TCG Heybeliada savaş gemisine geçti.
T129 ATAK helikopterinin gösterisi, yaklaşık 20 dakika sürdü.07 Mayıs 2013 - 18:19 - AA
bayram tv
02-02-2014, 23:03
Only the registered members can see the link
TÜBİTAK ile NATO arasında işbirliği
TÜBİTAK ile NATO'nun İletişim ve Enformasyon Sistemleri Ajansı arasında Ar-Ge alanında işbirliği anlaşması imzalanacak.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'ndan (TÜBİTAK) yapılan yazılı açıklamaya göre, Kurumun savunma, güvenlik ve uzay alanındaki önemli projeleri, 7-10 Mayıs arasında gerçekleştirilecek "11. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı"nda sergilenecek.
Fuarda, TÜBİTAK'ın Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM) ile NATO'nun bilişim sistemleri, bilgi güvenliği ve telekomünikasyon alanlarındaki projelerini yürüten İletişim ve Enformasyon Sistemleri Ajansı (NCIA) arasında Ar-Ge alanında işbirliği anlaşması imzalanacak.
Anlaşma kapsamında iki kurum arasında bilimsel bilgi değişimi, teknoloji geliştirme ve ortak Ar-Ge çalışmaları yapılacak.
İşbirliği anlaşması, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak ile NCIA Genel Müdürü Emekli Korgeneral Koen Gijsbers tarafından imzalanacak.
AA
bayram tv
02-02-2014, 23:03
Only the registered members can see the link
YAK göreve hazır
Türk mühendislerince tasarlanan uzaktan komutalı gözetleme ve atış platformu Yüksel Atış Kulesi (YAK), atış testlerini başarıyla geçti ve seri üretim aşamasına geldi.
Zırhlı araçların üzerine monte edilen ve sensörleri sayesinde hareket halindeki hedefleri, üzerindeki makineli tüfek ve bombaatar silahlarıyla etkisiz hale getirebilen YAK, IDEF'te tanıtılacak.
Yüksel Savunma Sistemleri AŞ Yönetim Kurulu Murahhas üyesi Hayri Esen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "YAK, henüz prototip halindeyken bile Ortadoğu, Körfez ve Afrika ülkelerinden yoğun ilgi gördü" dedi.
Esen, YAK'ın İstanbul'da 10 Mayıs tarihine kadar IDEF Savunma Sanayii Fuarında sergileneceğini söyledi.AA
bayram tv
02-02-2014, 23:04
Only the registered members can see the link
ANKA göreve hazır
Milli imkanlarla tasarımı gerçekleştirilen insansız hava aracı ANKA'nın testlerde başarılı performans ortaya koyduğu ve göreve hazır olduğu bildirildi.
TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen 11. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı (IDEF'13) katılımcılarından Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ'nin (TUSAŞ) standında yer alan insansız hava araçları "ANKA" ile "R-300 helikopter" büyük ilgi görüyor.
TUSAŞ İHA Sistemleri Mühendislik Grup Müdürü Remzi Barlas, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ocak ayında Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı yetkililerinin katılımıyla gerçekleştirilen testlerde, ANKA'nın, 120 kilogram ağırlığındaki kamera ile 23 bin fit yüksekliğe çıkıp görüntü aktardığını, 18 saat havada kaldığını ifade etti.
ANKA'nın testlerde başarılı bir performans ortaya koyduğunu vurgulayan Barlas, "Hata modlarını irdeledik ve şu anda bize göre artık hatası hiç kalmamış olan uçağımızı göreve hazır hale getirdik. Bunu da kabul testlerinde bir kere daha kanıtlandı. ANKA, bugün itibarıyla envanterimizdeki Heronlara denk görev yapabilecek kapasiteye sahip" diye konuştu.
Barlas,, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) uydu haberleşme sistemleri, haberleşme rölesi gibi istekleri bulunduğunu ifade ederek, "Bu konuda çalışıyoruz. TSK için ANKA'nın üst versiyonunu haz08 Mayıs 2013 - AA
bayram tv
02-02-2014, 23:04
Only the registered members can see the link
Savunmaya 45 milyarlık bütçe
Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) tarafından sözleşmeye bağlanmış projelerin tutarı, son 5 yılda yüzde 85 artarak 45 milyar 387 milyon liraya ulaştı.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, yeni nesil savaş uçağı (JSF), yeni tip denizaltı, ALTAY Milli Muharebe Tankı, ATAK Helikopteri, A400M ulaştırma uçağı, MİLGEM Muharebe Gemisi, güdümlü füze gibi projelerin yürütüldüğü Türk savunma sanayinin cirosu ve ihracatı, son yıllarda büyük artış gösterdi.
SSM, 2016 yılında savunma ve havacılık sektör cirosunun 8 milyar dolara, ihracatın 2 milyar dolara ulaşmasını hedefliyor.
Savunma firmalarının özkaynaklarıyla gerçekleştirdikleri Ar-Ge yatırımları 200 milyon dolar, dış finansman dahil yaptıkları Ar-Ge harcamaları da 2011 yılına göre yüzde 15 artarak 772 milyon dolar oldu.
Özellikle 2004 yılından itibaren Savunma Sanayii Müsteşarlığının iş yükü sürekli artış gösterdi. Sözleşmesi imzalanmış projelerin toplam bedeli 2008 yılında 24,5 milyar lira iken, bu rakam 2009'da 36,6 milyar liraya, 2010'da 38,5 milyar liraya, 2011'de 40,9 milyar liraya çıktı. 2012 yılına gelindiğinde yürürlükteki proje sayısı 310'a, SSM'nin yönettiği bütçe, yani sözleşmeye bağlanmış 180 projenin bedeli de 5 yıl öncesine göre yüzde 85 artarak 45,4 milyar liraya ulaştı.
Savunma Sanayii Müsteşarlığının en büyük projeleri arasında ilk sırayı 16 milyar dolarla Müşterek Taarruz Uçağı (JSF) alırken, bu projeyi, 3,3 milyar dolarla ATAK Helikopteri, 2 milyar avro ile Yeni Tip Denizaltı projesi izliyor.
bayram tv
02-02-2014, 23:04
Only the registered members can see the link
Türkiye "lazer silah" üretmeye hazırlanıyor
Türkiye "lazer silah" üretebilmek için çalışmaları başlattı.
Bakan Ergün, benzeri sadece ABD’de olan lazer silahının yerli olarak üretimi için TÜBİTAK’ın yüksek bütçeli projelere destek olmaya hazırlandığını açıkladı
TÜBİTAK, savunma sanayinde devrim yaratacak yeni bir projeye öncü oluyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, TÜBİTAK’ın, dünyada sadece ABD’de bulunan lazer silahın yerli olarak geliştirilmesi için yüksek bütçeli projelere destek vereceğini açıkladı.
ABD’nin insansız hava araçlarını düşürmede ve gemileri etkisiz hale getirmede kullanacağı Lazer Silah Sistemi (LaWS) büyük yankı uyandırmıştı. Amerikan Donanması’nın tanıttığı lazer silahı geliştirebilmek için Rusya, Çin, İsrail ve Almanya ’da da benzer çalışmalar yapılıyor. Geleceğin silahlarından biri olarak gösterilen sistemi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterine katmak için Türkiye de kolları sıvadı.
Ergün, TÜBİTAK Savunma ve Güvenlik Teknolojileri Araştırma Destek Grubu (SAVTAG)’nun öncülüğünde başlatılan çalışmalarda lazer silah geliştirecek yüksek bütçeli projelerin destekleneceğini bildirdi. Kurum, 1007 Programı kapsamında Yüksek Güçlü Lazer Silah Sistemi (YGLSS) geliştirilmesi için 24 Mayıs’ta çağrıya çıktı.
2 adet geliştirilecek
Ergün, müşteri kurumun Milli Savunma Bakanlığı Ar-Ge ve Teknoloji Dairesi olduğu çağrı kapsamında üniversiteler, özel kuruluşlar ve kamu Ar-Ge kuruluşlarının “Proje Yürütücüsü” olarak yer alabileceğini ifade etti.
“Proje Yöneticisi Kuruluş”un ise proje sonunda kullanılabilecek 2 adet yüksek güçlü lazer silah sisteminin istenen teknik özelliklerde üretilmesinden sorumlu olacağını belirten Ergün, “Lazer sistemi ile kara, deniz ve havada tehdit unsuru oluşturan hedefler algılanacak, takip edilecek ve lazerle etkisiz hale getirilecek” diye konuştu.
Proje kapsamında öncelikle insansız hava araçları, seyir füzeleri ve havan mühimmatlara karşı kullanılacak bir lazer silahının milli olarak geliştirileceğinin altını çizen Bakan Ergün, söz konusu lazer silahının bütün bileşenlerinin milli olarak geliştirilmesinin amaçlandığını kaydetti.
Lazer silahı bu yıl ABD donanması envanterine girdi.
Tamamen milli olacak
Nihat Ergün, çalışmaya ilişkin şu bilgileri verdi:
“Silah sisteminin en kritik bileşenlerinden biri olan lazer kaynağı tamamen yurtiçi yetenekler kullanılarak geliştirilecek. Projenin birinci dönemi süresince farklı teknolojilerin kullanıldığı en fazla 4 farklı lazer kaynağının geliştirilmesi TÜBİTAK tarafından desteklenecek. Türkiye’nin geliştireceği milli lazer teknolojisi öncelikle savunma sanayinde teknolojik kazanım sağlayacak. Kazanımının yanında üretim sanayiinde de uygulama alanı olacak.”
Proje Başvuruları 26 Temmuz’a Kadar Alınacak
TÜBİTAK’a başvuru yapacak projelerin süresi en fazla 6 yıl olacak. Proje başvuruları çağrı kapanış tarihi olan 26 Temmuz saat 17.30’a kadar kuruma elden teslim edilecek.
Tübitak - Milliyet - Ajanslar
bayram tv
02-02-2014, 23:05
Only the registered members can see the link
HÜRKUŞ ilk uçuşunu gerçekleştirdi
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin olası eğitim uçağı ihtiyacına cevap verecek, Türkiye'nin ilk temel eğitim uçağı HÜRKUŞ, ilk uçuşunu gerçekleştirdi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin olası eğitim uçağı ihtiyacına cevap verecek ve dünya pazarında pay sahibi olabilecek özgün bir eğitim uçağının yurtiçi imkanlar kullanılarak tasarımı, geliştirilmesi, prototip üretimi ve uluslararası sertifikasyonunun gerçekleştirilmesi kapsamında geliştirilen HÜRKUŞ, bu sabah ilk uçuşunu yaptı.
Havacılık ve uzay merkezi TUSAŞ'ın 2006'da çalışmalarına başladığı HÜRKUŞ, Türk mühendislerin ürettiği özgün eğitim uçağı niteliklerine sahip. Avrupa Sivil Havacılık Otoritesi EASA CS 23 kurallarına göre tasarlanan eğitim uçağında, öğretmen ve öğrenci pilot arka arkaya oturabiliyor. Tek turboprop motorlu bir konfigürasyona sahip HÜRKUŞ'un, gece ve gündüz görev yapabilme kabiliyeti bulunuyor.
Genel kullanım, aletli uçuş, seyrüsefer ve formasyon eğitim aşamalarını gerçekleştirebilme amacıyla üretilen HÜRKUŞ'da, standart uçak sistemlerinin yanı sıra, kabin basınçlandırma, koltuk fırlatma sistemi, uçak üzeri oksijen üretimi sistemi (OBOGS) de yer alıyor.
Türkiye'nin, gelişmiş bir hava aracının tüm unsurlarıyla hazırlanan ilk projesi HÜRKUŞ'un tasarımında 50 mühendis, seri üretim safhasında ise 50 mühendis ve 350 teknisyen çalıştı.
Adını, Türk havacılık tarihinin en önemli pilotlarından Vecihi Hürkuş'tan alan uçak, tamamen Türk mühendisler tarafından geliştirildi.
bayram tv
02-02-2014, 23:05
'Savunma'da ABD'ye yüklendik!
Ağustos ayında, savunma ve havacılık sanayi sektöründeki ihracatın yüzde 38,4'ü ABD'ye gerçekleştirildi. Türkiye'de ağustos ayında, savunma ve havacılık sanayi sektöründeki ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19,9 azalırken, gerçekleştirilen ihracatın yüzde 38,4'ü ABD'ye yapıldı.
ABD'Yİ KİM TAKİP ETTİ?
Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) kayıtlarından derlenen bilgiye göre, Türkiye'de, savunma ve havacılık sanayi sektöründe ihracat yapan firmalar, ağustos ayı performansını geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 19,9 azaltırken, 91 milyon 461 bin dolara geriledi. Türkiye'nin geçen aydaki ihracatının yüzde 0,9'unu kapsayan savunma ve havacılık sanayi sektöründe, söz konusu dönemde ihracat yapılan ülkeler arasında ilk üç sırayı ABD, Birleşik Arap Emirlikleri ve İtalya aldı.
ABD'ye 35 milyon 153 bin dolar, Birleşik Arap Emirlikleri'ne 14 milyon 649 bin dolar, İtalya'ya 8 milyon 525 bin dolar ihracat yapıldı. Söz konusu ayda savunma ve havacılık sanayi sektöründe en fazla ihracat, 45 milyon 439 bin dolar ile Ankara'dan gerçekleşti.
Habertürk
bayram tv
02-02-2014, 23:06
Only the registered members can see the link
TSK'nın ihtiyaçlarını yerli savunma sanayi karşılıyor
TSK’da ihtiyaçlar listesi ithal tekelinden kurtuluyor. Yerli üretimin yüzde 54’e çıktığı ifade ediliyor.
Star Gazetesi'nin haberine göre AK Parti Ar-Ge Başkanlığı Savunma Sanayi’ndeki gelişmelerle ilgili bir rapor hazırladı. Raporda toplam savunma ve havacılık cirosunun 4 kat arttığına değinilirken, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) ihtiyaçlarının yurtiçinden karşılanma oranının da periyodik olarak artarak yüzde 54’e çıktığına vurgu yapıldı. Savunma ve havacılık sanayindeki ihracat artışı da yine bu rakamlara paralel olarak son 10 yılda 5 kat arttı.
İHTİYAÇLAR YERLİ OLUYOR
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu tarafından hazırlanan raporda, TSK’nın savunma ve havacılık ihtiyaçlarının yüzde 54’ünün yerli sermayeden karşılandığı bilgisi yer aldı. Ayrıca toplam savunma ve havacılık cirosu da 2012 yılı itibariyle 4 kat artarak yaklaşık 5 milyar dolara yaklaştı. Türkiye’nin havacılık ve savunma alanındaki ihracatının da 5 artarak 1,2 milyar dolar seviyesine yükseldiği belirtildi.
Bu habere dikkat! Ana diliniz gibi ingilizce konuşmanın sırrı çözüldü. Uzmanlar ingilizce konuşmak için bu yöntemi uyarıyor. Nasıl mı? Tıklayın!
HEDEF İLK 10’A GİRMEK
Geçtiğimiz 10 yıl içerisinde hayata geçirilen projeler kapsamında üretilen ilk yerli savaş teknolojileri de yine raporda kendisine yer buldu. Türkiye’nin kendi tasarımı ilk tankı ALTAY, ilk operatif insansız hava aracı ANKA, ilk savaş gemisi MİLGEM, ilk piyade tüfeği MPT ve ilk eğitim simülatörlerinin üretiminin ardından ihraç edilmeye başlandığının da altı çizildi.
EN GÖZDE 6 DEV PROJE
Öte yandan 2023 vizyonu kapsamında tamamlanacak olan projeler şöyle sıralandı:
- Jet eğitim uçağı
- İstihbarat uydusu
- Muharip uçak
- Çıkarma gemisi
- TF 2000 fırkateyni
- Orta sınıf helikopter
bayram tv
02-02-2014, 23:06
Only the registered members can see the link
THK Üniversitesi polis için İHA yaptı
THK Üniversitesi Rektörü Ban, "Üniversitemizde yapılan İnsansız Hava Araçları polisin işini kolaylaştıracak" dedi.
Türk Hava Kurumu (THK) Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ünsal Ban, AA muhabirine yaptığı açıklamada, THK Üniversitesinin Ar-Ge çalışması olarak hayata geçirilen İHA’ların protatip üretiminin yaklaşık 6 ay süren çalışma sonucunda yapıldığını belirtti.
THK’nın 60 yıllık model uçak ve radyo kontrolü tecrübesinin bulunduğunu dile getiren Ban, test sürüşleri devam eden İHA’nın istenilen adrese giderek, oradaki ses ve görüntülerin merkeze aktarılabildiği gibi yüz tanıma sisteminin de bulunduğunu kaydetti.
Şu an için 45 dakika havada kalma süresiyle 40 kilometre çapı olan alan içinde istenilen yere gidebilen İHA’nın, yurt dışında 70 bin dolara satıldığını, üniversitelerinde ise yaklaşık 10 bin dolara mal edildiğini bildiren Ban, “Fiyatının düşük olması nedeniyle şehir ve sınır güvenlikleri daha rahat korunabilecek. Ayrıca 60 kilograma kadar faydalı ürün taşıma kapasitesine de sahip olacak olan bu araçlar, eylemlerde ve sınır güvenliklerinin sağlanmasında polisin işini çok kolaylaştıracak” diye konuştu.
Ban, maliyetlerinin düşük olması ve yüz tanıma sisteminin bulunması nedeniyle ilk sayılabilecek söz konusu araçların seri üretiminin Emniyet Genel Müdürlüğünün isteklerinin ve kullanım alanlarının belirlenmesinin ardından gerçekleşeceğini söyledi.
Üniversite olarak cihazı sürekli geliştirme yönünde emek sarf ettiklerini dile getiren Ban, şöyle devam etti:
"Şu anda bin metre ve 3 bin feet civarında yüksekten gidişini sağlıyoruz. Uçağı sürekli menzilini artırma, havada kalış süresini artırma ve teknik özelliklerinin daha da yüksek seviyelere ulaşması için Ar-Ge çalışması yapıyoruz. Emniyet Genel Müdürlüğünün istediği özelliklere göre de dizayn yapabiliyoruz.
Yani Müdürlüğün özel hareket, çevik kuvvet, trafik gibi birimleri uçağa farklı modifiye isteyebiliyor. Onların isteklerine göre de uçağımızın üzerinde teknik özelliklerini geliştirmeye çalışıyoruz.”
bayram tv
02-02-2014, 23:06
Füze Savunma Sistemi Projesini Çinli Kuruluş Kazandı
Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısında alınan karara göre, uzun menzilli hava ve füze savunma sistemi projesi kapsamında sistem ve füzelerinin, Çinli CPMIEC kuruluşu ile Türkiye'de ortak üretilmesi amacıyla sözleşme görüşmelerine başlanacak...
Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısında alınan karara göre, uzun menzilli hava ve füze savunma sistemi projesi kapsamında sistem ve füzelerinin, Çinli CPMIEC kuruluşu ile Türkiye'de ortak üretilmesi amacıyla sözleşme görüşmelerine başlanacak Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısında alınan karara göre, uzun menzilli hava ve füze savunma sistemi projesi kapsamında sistem ve füzelerinin, Çinli CPMIEC kuruluşu ile Türkiye'de ortak üretilmesi amacıyla sözleşme görüşmelerine başlanacak.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında yapılan Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı sona erdi. Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nda yapılan toplantıya Başbakan Erdoğan'ın yanı sıra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar ve diğer yetkililer katıldı.
Yaklaşık 3 saat süren toplantının ardından bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya göre, Savunma Sanayii İcra Komitesi, teklif değerlendirmesi devam eden konular hakkında karar aldı. Uzun menzilli bölge hava ve füze savunma sistemi projesi kapsamında Çin Halk Cumhuriyeti'nden CPMIEC kuruluşu ile değerlendirmeye esas teklif bedeli üzerinden, füze ve sistemlerinin Türkiye'de ortak üretilmesi amacıyla sözleşme görüşmelerine başlanmasına karar verildi.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın 15 adet yeni nesil temel eğitim uçağı ihtiyacının karşılanması amacıyla Tusaş Türk Havacılık ve Uzay Sanayii ile HÜRKUŞ uçaklarının seri üretimi için sözleşme görüşmelerine başlanacağı açıklandı.
KOÇ GRUBU TARAFINDAN KAZANILAN İHALE İPTAL EDİLDİ
Açıklamada, Denizaltı Savunma Harbi ve Keşif Karakol Gemisi (MİLGEM) projesi kapsamında 3 Ocak 2013 tarihli Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısında alınan karar da iptal edildi. İptal edilen kararda, MİLGEM Projesi kapsamında üretilecek gemiler Koç grubuna ait RMK Marine tarafın yapılacaktı. Toplantıda alınan karara göre, ilk 2 gemi gibi 3'üncü ve 4'üncü gemiler de İstanbul Tersanesi Komutanlığı'nda inşa edilecek ve kalan 4 gemi için ihale tekrar edilecek.
Toplantıda ayrıca, Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından yürütülen bazı projeler kapsamında oluşan ihtiyaçların giderilmesi için çeşitli sözleşmelerde değişiklik yapılmasına ve kaynak tahsisi konusunda Savunma Sanayii Müsteşarlığı'na yetki verilmesine karar verildi.
26 Eylül 2013 - 20:30 - ANKA
bayram tv
02-02-2014, 23:06
Only the registered members can see the link
TCG Büyükada Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na Teslim Ediliyor
MİLGEM Projesi'nin ikinci gemisi olan TCG BÜYÜKADA, bugün düzenlenecek törenle İstanbul Tersanesi Komutanlığı'nda Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na teslim edilecek.
Savunma Sanayii Müsteşarlığından yapılan açıklamaya göre, ilk kez 1993'te kavram olarak ele alınan MİLGEM Projesi, 14 Mayıs 2004'te Savunma Sanayii İcra Komitesinin kararı ile fiilen başlatıldı.
Karar doğrultusunda, birinci gemi olan prototip gemi TCG-HEYBELİADA için geminin tasarımı, inşası, sistem entegrasyonu, performans sorumluluğu ve bu faaliyetlere ilişkin takvim sorumluluğunun İstanbul Tersanesi Komutanlığı'na, dizayn ve inşa faaliyetleri için gerekli sistem, malzeme ve hizmetlerin tedarik sorumluluğunun ise Savunma Sanayii Müsteşarlığına ait olduğu bir proje modeli oluşturuldu.
Proje kapsamında gemilerin tekne inşa ve donatımı için gerekli olan sistem/malzeme ve hizmetler ile bir kısım dizayn hizmetinin azami ölçüde yurt içinden tedarik edilmesi ve bu sayede askeri gemi inşa alanında yurt içi imkan ve olanakların tespit edilerek geliştirilmesi sağlandı.
Proje kapsamında ilk defa korvet tipi bir savaş gemisi Türk Deniz Kuvvetleri'nin denizcilik ve muharebe isteklerini karşılayacak şekilde milli tasarım ile geliştirildi ve inşa edildi.
MİLGEM Projesi, keşif ve gözetleme, hedef tespit, teşhis ve tanıma, erken ihbar görevleri ile üs ve liman savunması, denizaltı savunma harbi, su üstü harbi, hava savunma harbi, amfibi harekat ve karakol faaliyetlerini icra edecek 8 denizaltı savunma harbi ve keşif karakol gemisinin yerli tasarım, inşa, donatım ve entegrasyonu ile tedarikini içeriyor.
MİLGEM Projesi'nin birinci gemisi olan TCG HEYBELİADA 27 Eylül 2011'de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na teslim edilmişti. Preveze Deniz Zaferi'nin 475.yıldönümü olan 27 Eylül 2013 tarihinde de projenin ikinci gemisi TCG BÜYÜKADA teslim edilecek.
Teknik Özellikleri
Yerli imkanlar kullanılarak üretilen ve üstün manevra kabiliyeti bulunan TCG Büyakada, yerli imkanlarla üretilmesi yanında sahip olduğu teknolojik özellikleri ile de dikkat çekiyor. Radara yakalanmayan gemi ‘hayalet’ olarak nitelendiriliyor. Gemide kullanılan malzeme ve su üstünde kalan tekne forma ve üst yapıların geometrik şekilleri RKA Kestirim Sistemleri ile sürekli olarak değerlendirilmiş ve silah ve diğer malzemelerin en az şekilde etkilenmesi gerçekleştirilmiş bulunuyor.
Geminin boyu 99. 5 metre, su hattı boyu 90. 4 metre olarak inşa edildi. Genişliği 14.4 metre olan gemide29 knot hız yapabilecek tahrik sistemi bulunuyor. 10 ton ağırlığında bir helikopterin büyük servis, iniş ve kalkış hareketlerini yapabileceği bir pisti de barındıran gemide aynı anda 108 kişilik personel çalışabiliyor.
Gemi, 5 deniz durumuna kadar (denizdeki havanın durumu) kısıtsız şekilde hareket kabiliyeti taşırken bu durumun üzerindeki hava koşullarında kısıtlı hareket potansiyeline sahip bulunuyor.
İçindeki personeli 10 gün boyunca desteksiz şekilde denizde taşıma kabiliyeti olan geminin aynı zamanda tatlı su üretim sistemi de bulunuyor. Korvetin su üstü harbi, deniz altı savunma harbi, hava savunma harbi, keşif gözetleme, asimetrik tehditlere karşı savunma ve komuta kontrol görevlerini de yapabilme becerisi bulunuyor.
AA - CHA
bayram tv
02-02-2014, 23:07
Only the registered members can see the link
TCG Büyükada Resmen Teslim Edildi
TBMM Başkanı l Çiçek ile Başbakan Erdoğan, MİLGEM Proje Ofisi tarafından dizayn ve entegrasyonu milli imkanlarla yapılan TCG Büyükada gemisinin teslim törenine katıldı.
Cumhurbaşkanı Vekili ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Tersanesi Komutanlığı bünyesinde teşkil edilen MİLGEM Proje Ofisi tarafından dizayn ve entegrasyonu tamamen, milli imkanlarla yapılan TCG Büyükada gemisinin teslim törenine katıldı.
Projenin ikinci gemisi Büyükada’nın teslim töreni, Pendik’teki İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda yapıldı. Törene, Çiçek ve Erdoğan’ın yanı sıra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım da katıldı.
İstiklal Marşı’nın söylenmesiyle başlayan törende, MİLGEM Projesi hakkında bilgi verildi.
Törende konuşan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Recep Bülent Bostanoğlu, günümüz dünyasında denizlerin ekonomik, siyasi ve askeri alanda önemini her geçen gün daha da hissettirdiğini, insanlığın vazgeçilmez hayat alanını ve ekonomik mücadele zeminini oluşturduğunu söyledi.
Deniz kuvvetlerinin güçlenmesi idealinin, ulaşılmak istenen bir hedef ve devlet politikası olarak Cumhuriyet döneminde varlığını sürekli koruduğunu anlatan Bostanoğlu, milli gemi inşa ve onarım sanayisinin tohumlarının cumhuriyetin ilk yıllarında atıldığını söyledi.
Gölcük Akaryakıt Gemisi’nin inşasından sonra askeri gemi inşa faaliyetlerinin yabancı ülkelerle işbirliği yapılarak 1970’lı yıllardan sonra denizaltı, hücumbot ve fırkateyn inşası şeklinde devam ettiğini kaydeden Bostanoğlu şöyle konuştu:
"1990’lı yıllara gelindiğinde askeri tersanelerde ulaşılabilen birikim, milli bir harp gemisinin ülkemizde tasarlanması ve inşa edilmesi konularında bize cesaret vermiştir. Bu özgüven Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ile MİLGEM Proje Ofisi öncülüğünde yerli kurum ve firmaların katkılarıyla tamamen milli olarak tasarlanan MİLGEM korveti dizayn ve inşa çalışmalarına 2004 yılında başlanmıştır. MİLGEM Projesi, yerli imkanlarla küresel ölçekte neler yapılabileceğini gösteren, işçisinden mühendisine tamamen Türk milletinin omuzlarında yükselen, milli olarak geliştirilen, kritik görev sistemlerinin tek bir platformda buluştuğu örnek bir projedir. Yine milli imkanlarla geliştirilen ve Genesis adı verilen gemi entegre savaş idare sistemimiz, proje kapsamında ilk defa milli bir platformda kullanılmış, bu sayede Türkiye savaş yönetim sistemini geliştirme ve entegrasyon sistemine sahip, az sayıda ülke arasına girmiştir. İki yıl önce bugün hizmete giren MİLGEM Projesi’nin ilk gemisi Heybelida, o zamandan bugüne Atlas okyanusu ve çevre denizlerde şanlı bayrağımızı dalgalandırmış, dost ve müttefik bir çok ül***e liman ziyaretleri icra etmiş, katıldığı harekat ve tatbikatlarda kendisine verilen her türlü göreve başarıyla tamamlamış, böylece Türk milletinin güvenine mazhar olmuştur."
Bostanoğlu, Heybeliada’nın kardeşi olan Büyükada’nın da aynı şekilde yüce Türk milletine başarıyla hizmet edeceğine inandığını ifade ederek, MİLGEM Projesi kapsamındaki Burgazada ve Kınalıada’nın inşasının da İstanbul Tersanesi Komutanlığında gerçekleştirileceğini bildirdi.
Bugün Burgazada için yapılacak ilk kaynak ile MİLGEM Projesi’nin sürekliliğinin perçinlenmiş olacağını belirten Bostanoğlu, MİLGEM Projesi’nde yakaladıkları sinerjiyle Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile birlikte çalışmalarını sürdüreceklerini anlattı.
Çiçek ve Erdoğan gemiyi gezdi
Only the registered members can see the link
Törende daha sonra TGC Büyükada Komutanı’na hizmete giriş ve kuruluşa alınış belgesi ile komutan flandrası verildi.
Gemi komutanının ant içtiği törende, TCG Büyükada’ya gemi personelinin sevki gerçekleştirildi. Büyükada’ya komutan flandrasının toka edilmesinin ardından, Burgazada’nın ilk kaynağı yapıldı.
Törende daha sonra Cumhurbaşkanı Vekili ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a tören anı objeleri takdim edildi.
Çiçek ve Erdoğan ile diğer katılımcılar törenin sonunda TCG Büyükada’yı gezdi.
bayram tv
02-02-2014, 23:07
Only the registered members can see the link
Çin’e füze ihalesi, NATO’ya ‘One minute’ mi?
Türkiye’nin uzun zamandır envanterine katmak istediği uzun menzilli füze savunma sistemi için NATO ülkeleri yerine Çin’i tercih etmesi Ankara’nın hem Washington, hem de Brüksel ile ittifak açısından ciddi soru işaretlerine neden oldu.
Üstelik tercih edilen CPMIEC firmasının Suriye, İran ve Kuzey Kore’yi ilgilendiren 'nükleer silahların yaygınlaştırılması anlaşmalarını' ihlal etmesinden dolayı Şubat 2013’ten itibaren ABD’nin yaptırım uygulanan firmalar listesinde olması durumu daha da ciddileştiriyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan ismi açıklanmayan bir sözcü, Türk hükümetinin kararı açıklamasının hemen ardından Washington’un 'ciddi kaygılarını' Ankara’ya aktardığını bildirdi.
Sözcü’nün açıklamasında Türk hükümetinin ABD tarafından yaptırım uygulanan bir firmayla görüştüğüne dikkat çekilirken, söz konusu Çin füze savunma sisteminin 'NATO sistemlerine ya da toplu savunma kabiliyetlerine entegre edilemeyeceği de' açıkca belirtilmiş oldu.
Dışişleri Sözcüsü, 'Bu konudaki görüşmelerimiz sürecek' diyerek de, Washington’un bu işin peşini bırakmayacağı mesajını da vermiş oldu.
Türk hükümetinden ise şu ana kadar ne hangi ölçütlere göre Çin firmasının tercih edildiği, ne de uluslararası tepkiler konusunda bir açıklama geldi.
Suriye bunalımının derinleşmesi ve bu ülkenin elindeki güçlü füzelere karşı envanterinde anti-balistik savunma sisteminin bulunmaması, Türkiye’nin uzun süredir üzerinde çalıştığı, ancak yüksek maliyet nedeniyle ertelediği ihale sürecini hızlandırmasına neden oldu.
Türkiye, ihale süreci devam ederken, ara formül olarak NATO’ya başvurmuş ve Almanya, Hollanda ve ABD’den 2’şer adet Patriot savunma sistemini Suriye’den kaynaklanabilecek bir saldırıya karşı Adana, Gaziantep ve Kahramanmaraş kentlerine konuşlandırmıştı.
Çin’in avantajı fiyatı
Çin’in CPMIEC firmasının FD-2000 füze savunma sistemiyle kazandığı ihalede, ABD’li Raytheon ve Lockheed Martin ortaklığının önerdiği Patriot sistemi, Rus firması Rosoboronexport’un S-300 sistemi ve İtalyan-Fransız Eurosam konsorsiyumun önerdiği SAMP/T Aster 30 sistemi yarışıyordu.
İhaleyi Patriot, ya da Aster sistemlerinden birinin kazanması daha yakın bir olasılık olarak görülüyordu.
Savunma sanayi uzmanlarına göre, Türkiye’nin FD-2000’ini seçmesinin en önemli nedeni Çin firmasının diğer rakiplerine göre daha avantajlı bir fiyat sunması.
CPMIEC ile yapılan görüşmelerde sistemin toplam maliyetinin 3 milyar dolara kadar düşürülmesi ve ayrıca bu firmanın teknoloji transferine de yeşil ışık yakması Türkiye’nin bu firmayı tercih etmesini kolaylaştırdı.
Bu seçim, Türk hükümetinin yerli kaynaklarla milli bir savuna sanayi geliştirilmesi politikasıyla da uyumlu.
Başbakan Tayyip Erdoğan, Denizli’de halka seslenirken, füze ihalesine değinmeden, Türkiye’nin dünyanın en güçlü savunma sanayilerinden biri olacağını belirtirken, 'Artık ithal eden değil, ihraç eden ülke olacağız' dedi.
Ayrıca, Want China Times gazetesinin iddiasına göre, Türkiye’de yapılan testlerde FD-2000 sistemi rakiplerine göre daha iyi bir performans gösterdi.
Patriotları üreten Raytheon şirketinin sözcüsü Mike Doble ise, kararın açıklanmasının ardından yaptığı açıklamada, Türk hükümetinden bu konuyla ilgili bilgilendirme almayı umduklarını kaydederken, 'NATO’nun Patriot sistemlerini uzun süredir desteklediğini ve aralarında Türkiye’nin de olduğu 5 müttefik ül***e konuşlandırdığını' anımsattı.
NATO’ya entegre edilemeyecek
Ancak, Çin füze savunma sisteminin NATO sistem ve kabiliyetleriyle birlikte çalışamayacak olması en önemli güçlük olarak değerlendiriliyor. NATO üyelerinin, Çin gibi bir ülkenin Amerikan yaptırımına uğramış bir firmasının ittifakın en değerli anti-balistik füze sistemlerine entegre edilmesine tamamen karşı çıkacakları biliniyor.
2012 senesinde Malatya-Kürecik’de önemli bir NATO radar merkezinin kurulmasına onay vererek, ittifakın kapsamlı anti-balistik füze sisteminde önemli bir rol oynama kararı veren Ankara’nın şimdi Çin firmasını tercih etmesinin siyası sonuçları da olabileceği kaydediliyor.
Ankara’daki bir NATO ülkesi diplomatına göre, Türkiye’nin Çin firmasını tercih etmesi iki açıdan sorunlu. 'Birincisi, Türk yetkililer bu alacakları sistemi NATO’ya entegre edemeyeceklerini biliyor olmalılar. NATO desteği olmadan tek başına Çin savunma sistemi Türkiye’nin güvenliğine ne kadar katkıda bulunabilir?' diye soran diplomat, şöyle devam etti:
“İkinci soru; bu tercih Türkiye açısından müttefiklik ilişkisini gözden geçirme anlamına mı geliyor? NATO ülkeleri, geçen sene Türkiye’nin başvurusu üzerine hemen toplanıp bir dayanışma gösterdi ve Patriotlar yerleştirildi. Hükümetin bu tercihi tartışılacak bir gelişme.”
bayram tv
02-02-2014, 23:08
Only the registered members can see the link
Hürkuş 5 yılda teslim edilecek
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) Uçak Grup Başkanı Özcan Ertem, ilk HÜRKUŞ modelinin sözleşmeden sonraki dördüncü yılda teslim edileceğini söyledi. Ertem, "Kalan 14 uçak da takip eden yıl içinde Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na teslim edilecek" dedi. Hava Kuvvetleri için seri üretimine karar verilen Türkiye'nin ilk temel eğitim uçağı HÜRKUŞ uçuş testlerine 29 Ağustos 2013'te başladı. İki yıl test edilecek uçaklar, Avrupa Havacılık Emniyeti'nden (EASA) tip sertifikası alacak.
Sabah
bayram tv
02-02-2014, 23:09
Only the registered members can see the link
Yerli Hava Savunma Sistemi Füzeleri Test Edildi
TSK'nın alçak irtifa hava savunma ihtiyacının milli olanaklarla karşılanması amacıyla başlatılan, Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi Projesi kapsamında, yurt içinde geliştirilen ve üretilen füzelerin ilk deneme atışları başarıyla gerçekleştirildi
Türk Silahlı Kuvvetlerinin (Tsk) alçak irtifa hava savunma ihtiyacının milli olanaklarla karşılanması amacıyla 2011 yılında Savunma Sanayii Müsteşarlığınca başlatılan, Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi (HİSAR-A) Projesi kapsamında yurt içinde geliştirilen ve üretilen füzelerin ilk deneme atışları başarıyla gerçekleştirildi.
Savunma Sanayii Müsteşarlığından yapılan yazılı açıklamada, proje çerçevesinde yurt içinde geliştirilen ve üretilen füzelerin ilk deneme atışlarının Tuz Gölü atış sahasında yapıldığı bildirdildi.
Yapılan testlerde füzenin, fırlatma aracından sorunsuz bir şekilde ayrıldığı ve hesaplanan yörüngede kararlı bir şekilde uçuşunu tamamladığı belirtilen açıklamada, "Deneme atışları sırasında radar ve diğer ölçüm cihazlarıyla füzeye ilişkin veriler planlandığı şekilde alındı" ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, ana yükleniciliğini ASELSAN firmasının yürüttüğü HİSAR-A Projesi'nde, radar, komuta kontrol ve atış kontrol sistemlerinin Aselsan, füze sistemlerinin de Roketsan firması tarafından geliştirildiği, projede yurt içinden çok sayıda sanayi kuruluşunun da görev aldığı kaydedildi.
Alçak irtifa hava savunma füze sisteminin Türk mühendisleri tarafından tasarlandığına işaret edilen açıklamada, di*** fırlatma kabiliyeti sayesinde tüm hava unsurlarına karşı koruma sağlayan sistemin 2017 yılında Tsk envanterine girmesinin planlandığı hatırlatıldı.
bayram tv
02-02-2014, 23:10
Only the registered members can see the link
İkinci milli helikopterde ilk adım
TÜRKİYE’nin milli saldırı helikopteri ATAK’ın ardından başka bir helikopter projesi için de bugün (11.10.2013) kritik bir adım atıldı.
Özgün Helikopter Programı için ilk toplantı bugün TAI’de yapıldı. Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar’ın da katılımıyla yapılan toplantıda üretim takvimi de ortaya çıktı. Buna göre ilk uçuşun 60. ayda gerçekleştirilmesi, sivil sertifikasyonun 78. ayda alınması ve 90. ayda Askeri Kalifikasyonun tamamlanması hedefleniyor.
Proje, Türk Silahlı Kuvvetleri ve diğer ihtiyaç sahibi makamların eğitim helikopteri ve hafif sınıf genel maksat helikopteri ihtiyacının özgün tasarım bir platform ile karşılanmasını, milli imkanlarla tasarımı, geliştirmeyi ve üretimi kapsıyor.
Helikopter, 5 ton sınıfında, 3 mürettebat ve 9 yolcu kapasiteli bir “hafif sınıf genel maksat” olacak.
Tamamlanma aşamasında olan ATAK projesinde ise helikopterlerin teslimi için gün sayılıyor.
Hürriyet
bayram tv
02-02-2014, 23:10
Only the registered members can see the link
Şimdi sıra ‘milli motor’da
Türkiye'nin yerli milli projelerinde ithal motor kullanılması nedeniyle giderek artan sıkıntı için çözüm aranıyor.
Milli tank Altay, milli helikopter Atak, milli eğitim uçağı Hürkuş ve milli gemide kullanılacak motorlar ABD, Kanada, Fransız ve Alman yapımı.
Son olarak ABD'nin, motorunu verdiği Atak helikopterlerinin ihracatına blok koyması nedeniyle aynı sıkıntının diğer projelerde de yaşanmasından endişe ediliyor. Milli motor geliştirmek için özel sektörün de içinde olduğu arayışlar başladı.
İHRACAT İÇİN 'LİSANS' ŞARTI
Türkiye'nin savunma sanayi kapasitesini artıracak milli projelerde motor problemi yaşanıyor. Maliyeti oldukça yüksek projelerin finansmanının sağlanabilmesi için ihraç edilmesi gerekiyor. Ancak savunma projelerinde motor gibi kritik parçaları tedarik eden ülkelerin ihracat lisansı vermesi şartıyla ihracat gerçekleştirilebiliyor. Son olarak Atak Helikopteri'nin Pakistan'a ihracı konusunda ABD yönetiminin izin vermemesi üzerine gözler diğer projelere çevrildi.
YERLİ MOTOR ÜRETEMİYORUZ
Atak helikopterinde Amerikan motorunun kullanılmasının yanı sıra diğer milli projelerde de ithal motorlar kullanılıyor. Türkiye'nin yerli motor üretme kabiliyetine sahip olmaması nedeniyle, savunma sanayi de üretimde sıkıntı yaşıyor. Milli Tank Altay'da Fransız, eğitim uçağı Hürkuş'ta ise Kanada üretimi motor kullanılıyor. Aynı şekilde milli insansız hava aracı ANKA, milli gemi MİLGEM'de de ithal motorlar kullanılıyor.
ANKA'DA DİZEL MOTOR ATAĞI
Türkiye'nin yerli motor üretme kapasitesine sahip olması otomotivden savunma sanayine kadar pek çok alanda büyük atılım sağlayacak. Bunun için özel sektörü de kapsayan çıkış yöntemi aranıyor. İlk etapta ANKA'nın yerli bir dizel motora sahip olabilmesi için önemli mesafe katedildi. Yapımı en karmaşık motorlardan biri olan tank motoru için ise arge çalışmalarının kapasitesinin yükseltilmesi gerekiyor. Diğer projelere yönelik yerli motor üretimi için çalışmalar sürerken, yatırım maliyetlerinin milyar dolarlar seviyesinde olduğu ifade ediliyor.
bayram tv
02-02-2014, 23:10
Only the registered members can see the link
300 adet silahlı kirpi istendi!
Türk Silahlı Kuvvetleri'nden önemli adım!Hakkari-Yüksekova bölgesinde terörle mücadelede kullanılmak üzere modüler üs bölgelerinin kurulumuna hız veren Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), önemli bir adım daha attı.
BMC’ye el koyan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile Kirpilerin üretiminin yeniden başlamasına ilişkin yaptığı anlaşma üzerine Genelkurmay, yeni bir istekte bulundu. Daha önce silahsız olarak teslim alınan mayına dayanaklı Kirpilerin silahlandırılması istendi. İlk etapta Kara Kuvvetleri Komutanlığı için 300 silahlı Kirpi talebinde bulunuldu.
BMC’nin TMSF’ye devredilmesinin ardından, bu şirketin ürettiği mayına dayanıklı zırhlı araç Kirpi’nin üretiminin devam etmesi yönünde karar alındı. 2009’da 468 zırhlı araç için BMC ile anlaşma imzalanmış, ancak firmanın yaşadığı maddî sıkıntı yüzünden araçların 278’i teslim edildikten sonra üretimi durmuştu. Daha sonra küçük bir teslimat daha yapıldı. Kalan Kirpilerin ise üretimi bitirilemedi.
Zaman’ın edindiği bilgiye göre üretimin başlamasıyla birlikte ilk 300 Kirpi eskisi gibi silahsız olarak verilecek. Fakat sonraki 300 Kirpi silahlandırılacak. Kirpi’nin üzerine yerleştirilecek otomatik silah, aracın içinden kumandayla kontrol edilecek. Böylece, saldırı durumunda Mehmetçik aracı terk etmeden teröristlere cevap verme imkanı bulacak.
bayram tv
02-02-2014, 23:11
YEPSAN'dan hava savunma sanayisine yeni sistem
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş ile 2012 yılı sonunda imzaladığı alt yüklenici sözleşmesiyle Boeing ve Airbus uçakları için sac şekillendirme parçaları üreten Bursa’da kurulu YEPSAN Savunma Sanayi ve Havacılık AŞ, savaş uçaklarına mühimmat yüklemek için yazılımı ve mühendislik çalışmaları tamamen yerli olacak bir robot sistemi geliştiriyor.
Depodaki mühimmatı raftan doğrudan alıp insan eli değmeden uçağa kadar götürerek mekanizmaya takacak robot sisteminin üretimine, gelecek yıl başlanacak.YEPSAN Savunma Sanayi ve Havacılık AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Baş, Ankara’da Başkent Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) 18 bin metrekare alanda 5 bin 500 metrekare kapalı bölüme sahip fabrika inşa ettiklerini, tezgah yatırımlarını tamamladıklarını ve gelecek ay ortalarında üretim faaliyetine başlamayı planladıklarını belirtti.
Şu ana kadar 9 milyon doları aşkın bir yatırım harcaması yaptıklarını, belirten Baş, yatırımın maliyetinin 12 milyon doları bulacağını söyledi.
Yatırımlarının yüzde 80’inin, Boeing ve Airbus uçaklarının parça imalatını kapsadığına işaret eden Baş, havacılık alanındaki yatırımlarının, savunma sanayisinde faaliyet gösteren şirketlerin de ilgisini çektiğini vurguladı.
HÜRKUŞ İÇİN DE ÇALIŞMA
Baş, Agusta helikopterleri için simülatör anlaşması yaptıklarına da değinerek, “Agusta helikopterinin bir modeli için Katar’a helikopter simülatörü imal ediyoruz. Teslimatı, kamu kurumlarından biri üzerinden yapacağız. Yine denizaltıların elektronik beyinlerinin kabinlerini yaptık. 3 adet kabin teslimatını gerçekleştirdik” dedi.
Baş, Türkiye’nin ilk temel eğitim uçağı HÜRKUŞ’un, iniş takımları ve yakıt depolarının üretimiyle ilgili bir çalışmalarının olduğunu da söyledi.
Kaynak: YEPSAN'dan hava savunma sanayisine yeni sistem - AirStar - Star Gazete
bayram tv
02-02-2014, 23:11
Only the registered members can see the link
Yerli kasırga!
İki Türk buldu, ABD peşlerine düştü
Sabancı Üniversitesi’nden Alper Keçeli ve Koç Üniveritesi’nden Emre Tok isimli iki genç mühendisin bitirme tezi olan kendi kendini yok eden mermi çalışmasından doğan 'Sırtlan' adı verilen sıvı zırh projesi bir yılda gerçeğe dönüştü.
Savunma sanayi için kurşun geçirmez zırh geliştirmeye odaklandılarını belirten Keçeli ve Tok, “Projemizle, geçen yıl İstanbul Teknik Üniversitesi ve ARI Teknokent tarafından düzenlenen inovasyon atölyesi ‘ARI Çekirdek’ finalinde 2. olmamızın ardından, İTÜ Teknokent’te, Bellum Technologies adıyla firma kurduk. Bir yıldır geliştirdiğimiz sıvı zırh teknolojisini, hem teknokentteki laboratuvarda hem de atış poligonlarında test ediyoruz. 11 ay oldu, zırhımız ilk günkü kadar sağlam. Bu teknolojiyle adım adım ‘Iron Man’e doğru gideceğiz” diyor.
Bir yıl içinde en az 3 yıl dayanıklı olacak şekilde tamamen giyilebilir bir zırh geliştirmeye odaklandıklarını belirten Bellum Technologies’in kurucuları, normalde sıvı bir malzeme olan ve kuvvet uygulanınca katılaşan sıvı zırh teknolojisinin dünya standartlarındaki ön balistik testlerini tamamlayıp sertifikasyon sürecine girmişler ve patent başvurusunu da geçen temmuz ayında yapmışlar.
PENTAGON’DAN DAVET ALDI
“Dünyada, sıvı zırhın çalışabilir tek prototipini biz ürettik” diyecek kadar iddialı olan genç mühendislerin bu iddiasını güçlendiren ise dünyanın en büyük savunma sanayi şirketlerinden birinin Bellum’un peşine düşmesi. Pentagon’dan ABD’li üst düzey bir askeri diplomat aracılığıyla “Gelin, bu zırhı bizim savunma laboratuvarlarında geliştirin” teklifi aldıklarını belirten Keçeli ve Tok, bir aydır söz konusu savuma şirketlerinden biriyle görüştüklerinin altını çiziyor.
ALKIŞ ÇOK AMA YATIRIM YAPAN YOK
Geliştirdikleri teknolojiyi bir yıldır Türkiye’de katıldıkları çeşitli etkinliklerde paylaştıklarından ancak herhangi bir yatırım alamadıklarından şikâyet eden Keçeli ve Tok, “O kadar çok kişi tarafından ayakta alkışlandık ki, her alkışa 1 dolar alsaydık, şu anda zengin olurduk. Ama ODTÜ ve İTÜ’de katıldığımız yarışmalarda aldığımız ödüller dışında hiç kimseden yatırım almadık” diyor.
Otomobillerde kaza kalkanı olarak da kullanılabilir
Hammadesi plastik bazlı polimer olan Bellum’un geliştirdiği teknolojide, sıvı zırh maddesi balistik kumaşlara tutunuyor ve akmadan kalabiliyor. Şu an için kullanılan zırhlara göre çok daha hafif ve esnek bir madde olmasından ötürü kullanıcıya (asker…) hareket özgürlüğü sağlıyor. Ancak mermi ya da farklı sert darbelere maruz kaldığında, madde katılaşarak bu dış etkenlerden kişiyi koruyor. Keçeli ve Tok’un verdiği bilgiye göre bu teknoloji, darbeye dayanıklılık gerektiren farklı alanlara da uygulanabilir. (Otomobil şasesine uygulanması durumunda sıvı zırhın kaza anında katılaşarak hasarı en aza indirgemesi veya inşaat sektöründe kulanılması durumunda depreme karşı(Necdet ÇALIŞKAN / HABERTÜRK)
bayram tv
02-02-2014, 23:12
Only the registered members can see the link
Savunma sanayi maden buldu!
Çelikten 3 kat daha hafif
Bor madeni, enerji, sağlık, gıda, otomotiv ve kozmetik sektörlerinden sonra savunma sanayinde de kullanılacak.
Bor madenini nanoteknolojiyle işleyerek çeşitli sektörlerde kullanan FHM Nanoteknoloji Akademisi Genel Müdürü Mehmet Can Arvas, Türkiye'nin bor madeni rezervlerinin büyük bir çoğunluğuna sahip olduğunu söyledi.
Nano kompozit ve yerli kaynakları kullanarak bor madeninden son olarak alüminyum zırh elde ettilerini belirten Arvas, ürünün çelikten 3 kat daha hafif olduğunu vurguladı. Arvas, alüminyum zırhın, savunma sanayisine yönelik çelik yelekler, zırhlı personel taşıyıcılar, para nakil araçları, çelik miğferler, karakol gibi yüksek korumalı binalar ve otomobillerin dış kısımlarında kullanılabileceğini bildirdi.
"DEVRİM SAYILACAK BİR ÇALIŞMA"
Bor madeninin, savunma sanayisinde de kullanılmasının ül***e büyük katma değer sağlayacağını ifade eden Arvas, aynı zamanda uluslararası platformlarda Türk teknolojisine olan güvenin de tescilleneceğini anlattı.
Arvas, bor madenini 5 ila 50 nanometre arasında üretilmesinin devrim sayılacak bir çalışma olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu: "Nano bor malzemeler, doğal ve katkısız özellikleri nedeniyle çok farklı sektörde kullanılır. Alüminyum zırh, dünya çapında bir yeniliktir, çelik konstrüksiyonun yerine geçebilir. Zırhlı otomobillerde kullanıldığında da hafifliği nedeniyle daha az yakıt tüketiyor, lastik aşınmasını azaltıyor, aracın hız ve performansını artırıyor. Karakol ve dış bina korumaları konusunda ise yüksek güvenlik imkanı sunuyor."
YURT DIŞINDAN BÜYÜK TALEP
Nanoteknolojiyle elde edilen borlu alüminyum kompozit zırhın, hafifliği, çelikten ucuz olması, rahat işlenmesi gibi avantajlarının bulunduğuna işaret eden Arvas, yurt dışından yaklaşık 100 milyon dolarlık sipariş aldıklarını bildirdi.
Arvas, talepleri karşılamak amacıyla bazı yerli gruplarla yatırım işbirliği için görüşmelerin sürdüğünü anlattı.
TÜRK İŞ ADAMLARINA SİTEM
Türk işadamlarını yeterli ve doğru Ar-Ge yatırımı yapmadıkları konusunda eleştiren Arvas, "Gelişmiş ülkeler, inovasyon ve Ar-Ge çalışmalarına büyük kaynak ayırıyor. Türkiye'de ise işadamları devletten destek almadan hiçbir üretime sıcak bakmıyor. Sadece yabancı ülkelerden alınan distribütörlüklerle çalışmalarını sürdürüyorlar. Distribütörlükler alınarak değil, verilerek kalkınma sağlanır" değerlendirmesine bulundu.(AA)
bayram tv
02-02-2014, 23:13
Türkiye'nin İHA Atağı, Avrupa Devletlerini Panikletti
Wall Street Journal gazetesi, Türkiye'nin ürettiği insansız hava araçlarını Avrupa ve Ortadoğu ülkelerine satmak için görüşmeler yürüttüğünü yazdı.
Türkiye, Avrupa ve Ortadoğu ülkelerine insansız hava aracı (İHA) ihraç etmeye hazırlanıyor. ABD'li Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin ortak bir İHA'yı tasarımdan üretime taşıyamadığını belirterek, yakında Türkiye'nin Avrupa'yı sollayabileceğini yazdı.
ORTADOĞU PAZARLARINI YOKLUYOR
Marietta Cauchi imzalı haberde Türk insansız hava araçlarının satış için Avrupa ve Ortadoğu pazarlarını yokladığı belirtildi. Haberde Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ'nin (Tusaş / TAI) Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 3 yıldır kullandığı istihbarat, gözetleme ve keşif (ISR) amaçlı İHA sistemlerini Avrupa ülkelerine satmak için görüşmeler yürüttüğü belirtildi.
AVRUPA İHTİYAÇ DUYUYOR
TUSAŞ Pazar Geliştirme Şefi Bülent Batmaca, WSJ'ye, "Avrupa'nın insansız hava aracına ihtiyacı var. Biz de bunun için iyi bir aday olduğumuzu düşünüyoruz" dedi. Milliyet'in haberine göre, Avrupa'nın büyük İHA projeleri finansman sorunları nedeniyle başlangıç aşamasında bulunuyor. Avrupa ülkeleri Amerikan ve İsrail malı İHA'ları almayı tercih ediyor. WSJ, NATO'nun Avrupa ülkelerine özellikle İHA ve tanker uçak konusunda daha yakın işbirliği çağrısı yaptığını da yazdı. Batmaca gazeteye yaptığı açıklamada, Tusaş'ın NATO ile olası insansız hava aracı programları konusunda da ön görüşmeler yürüttüğünü belirtti. Tusaş Dubai'deki Air Show'da bazı Ortadoğu ülkeleriyle anlaşma fırsatlarını kollarken Batmaca, "Buna yakınız" açıklamasını yaptı.
26 BİN FEET'TE SORUN YOK
TUSAŞ'ın orta irtifa uzun havada kalışlı insansız hava aracı ANKA. ANKA'nın 26 bin feet'e varan uçuş irtifalarında motor, iniş takımı, buzdan koruma gibi temel sistemlerinin yanı sıra gece/gündüz görüş sağlayan kamerası, hava telsizi, veri kayıt sistemi gibi sistemleri de sorunsuz çalışıyor.
TESLİMATLAR 2016'DA BAŞLAYACAK
Bu yıl ekimde ANKA'nın seri üretimine yönelik Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve Tusaş arasında sözleşme imzalandı. ANKA İHA sistemi, halihazırda sahip olduğu kabiliyetlere ilave olarak uydu üzerinden kontrol, kriptolu veri linki, milli uçuş kontrol bilgisayarı ve yüksek çözünürlüklü kamera özelliklerini içerecek. Sözleşme kapsamında tedarik edilecek 10 adet ANKA İHA'sı ve ilgili yer sistemlerinin 2016'da başlayacak teslimatları 2018 yılında tamamlanacak.
İnsansız hava aracı ANKA:
Only the registered members can see the link
bayram tv
02-02-2014, 23:14
Keskin nişancıları yerli "AKAR" eğitecek
Yerli bir firma tarafından üretilen Akıllı Atış Eğitim Robotu (AKAR), özel harekat polislerinin keskin nişancı eğitimlerinde kullanılacak.
ANKARA - Hüseyin Karatepe/Bülent Karaaslan
Gelişmiş hareket kabiliyetinin yanı sıra, sanal zekaya da sahip olan robot, tamamen yerli üretim olma özelliğini taşıyor.
Konuya ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan üretici firmanın Genel Müdürü Sefer Erseven, projenin yaklaşık 2 yıllık bir süreyi kapsadığını ifade ederek, AKAR'ın Polis Özel Harekat birimi personelinin eğitiminde kullanılmasının amaçlandığını kaydetti.
Emniyet Genel Müdürlüğü ile yapılan proje kapsamında prototip robot üretimlerinin gerçekleştirildiğini belirten Erseven, "Yaklaşık 2 yıllık bir zaman zarfımız vardı. Prototip üretimlerimiz yapıldı ve seneye teslimatın yapılmasını planlıyoruz. Tamamen yerli ve Türk mühendislerimizle firmamız tarafından üretiliyor. Robotun üzerindeki yazılım da bizim tarafımızdan geliştiriliyor" diye konuştu.
Robotun bazı özellikleri
AKAR'ın görünümü, hız, boyut, şekil ve davranış bakımından insana benzer şekilde tasarlandı. 4x4 zırhlı donanımı sayesinde arazi şartlarına uygun şekilde geliştirilen robot, rehine kurtarımında, özel harekat birimlerinde ve güvenlik güçlerinin eğitimlerinde kullanılmak için üretildi.
AKAR'ın her tekerleği yüksek torklu elektrik motoruna sahip olacak. Platform üzerindeki mankenin rehine senaryolarında kullanılabilmesi için aynı platform üzerinde iki farklı hedef sistemi kullanılabilecek özellikte.
Yazılımına istenilen eğitimlerin uygulanabildiği AKAR'ın sistemi, eğitime katılanların başarılarını kontrol edebilmek için raporlama yapılabilir özellikte tasarlandı.
İvmeli hız kontrolü, frenleme kontrolü, uzaktan kontrol, navigasyon, farklı senaryolar belirleyebilme ve hedef sistemi gibi özelliklerin bulunduğu robotta, gece eğitimleri için ışıklandırma, araç kontrol, navigasyon, engel tespit, haberleşme ve personelin performanslarının takibi sistemleri de bulunuyor.
AA
bayram tv
02-02-2014, 23:14
Only the registered members can see the link
Bayar: Füzede öncelik Çin'de
Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar, Uzun Menzilli Hava Savunma Sistemi ile ilgili ihale sürecinin tamamlandığını ve önceliğin Çin'de olduğunu söyledi. Bayar, Çin'le sonuç alınamazsa diğer firmalara geçeceklerini söyledi.
Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar, Çin'in ilk sırayı aldığı Uzun Menzilli Hava Savunma Sistemi ihalesini değerlendirdi.
NTV'nin sorularını yanıtlayan Bayar, Çin’le yürütülen sözleşme sürecinde ilk kapsamlı değerlendirmenin Ocak ayında yapılacağını sözleşmeye imzaların ise 2014'in ilk yarısında atılmasının planlandığını belirtti.
Bayar, ihalede 2 ve 3. sırada yer alan firmalardan ise henüz yeni bir teklif gelmediğini söyledi.
Uzun Menzilli Hava Savunma Sistemi ile başlayalım. Bu ihale Türkiye'ye ne gibi yetenekler kazandıracak?
Hava savunma sistemleri diyince tabi silahlı kuvvetlerin temel yeteneklerinden biri olması gereken bir alan bu. Bunu alçak, orta, yüksek irtifa diye de ayırabiliriz. Burada konuştuğumuz yüksek irtifa hava savunma sistemi. Türkiye hava sahasının düşman unsurlarından korunması tabi önce bunların tespit edilmesi ve gerekirse müdahalede bulunması birinci görevi. İkinci görevi de balistik füzelere karşı koruması ancak bu daha sınırlı bir yetenek. TSK envanterinde şu anda artık miadını doldurmuş sistemleri yenilemek için yaptığımız ihaleler. Bizim için son güncel gelişmelere bakılarak gelişen bir süreç değil en az 10 senelik bir geçmişi var.
Türkiye bunu yerli imkanları ile üretme şansı var mıydı?
2006-2007 yıllarında bu ihale başlamadan önce bir fizibilite yaptırdık ve bütün sanayimizin katılımıyla gerçekleştirdik. Alçak ve orta irtifa sistemlerini Türkiye kendi teknolojileriyle yapabilir sonucu çıktı. Bu iki projede başladı. Yüksek irtifada bizim uluslar arası çözüm ihtiyacımız olduğunu ortaya çıkardı.
Çin’le yapılan müzakerelerin devam ettiğini biliyoruz ama bu tepkiler doğrultusunda bir yavaşlatma ya da durma söz konusu oldu mu?
Bu ihtiyaca cevap verecek en iyi çözümü bulmak ve bunu da en rekabetçi şekilde bulmak bizim görevimiz. Bizim için başarı, biz iyi bir ihale oluşturduk. Aynı ihalede batıdan doğudan sitemlerin birlikte yarışması çok olağan bir durum değil.
Tekliflerin güncellenmesi için 31 Ocak’a kadar bir süre tanınmıştı. Çin dışında Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa-İtalya ortaklığından size dönük yeni bir teklif bir girişim oldu mu acaba?
Resmi bir teklif gelmedi henüz. Bizim açımızdan ihale süreci aslında tamamlandı. Şimdi o sıralamaya göre bir sözleşme görüşmeleri yapıyoruz. Bizim dediğimiz tekliflerinizi güncel tutun birinciden sonuç alamazsak size geçeceğiz. Ama henüz bize ulaşmış yeni bir teklif yok.
Peki sözleşme konusunda Savunma Sanayi Müsteşarlığı imza yetkisine sahip ama eğer sözleşme imzalama aşamasına gelirse yeniden toplanıp icra komitesinde görüşülür mü yoksa yeniden Başbakan'ın onayına mı sunulacak nasıl bir süreç izlenecek acaba?
Bizim aldığımız yetki alınan teklife göre sözleşmenin oluşturulması. Ama bunu sonucunda alınan teklif ve oluşan sözleşmede bir takım zorluklar görürsek icra komitemize geri gidip tekrar arz edeceğiz. O zaman ikinci, üçüncüye geçiyoruz diye bir bilgi sunmamız gerekir. Ama süreç olarak icra komitesi bize bu yetkiyi vermiş bulunuyor.
Ne kadarlık bir süre öngörüyorsunuz? Çin’le birlikte gerçekleştireceğiz dediğimiz tarih hangi tarih olacak?
Birkaç aşamadan geçerek bu sonuca varacağız. Birinci aşama bu değerlendirmeyi yaptığımız taktirde bunu bir iki ay içinde bitirmeyi hedefliyoruz. Ondan sonra sözleşmenin detayı yine çalışılacaktır tabi bunu da 2014’ün ilk yarısında tamamlarız imzaları atmak üzere. Ondan sonra bu proje kredi finansmanıyla yapılacak bu kredinin de müzakeresini hazine müsteşarlığımız yapacak. Orada da o kredi anlaşması onaylandıktan sonra bizim sözleşmemiz yürürlüğe girecek. Bu adımlarda bir sıkıntı yaşanırsa yine ikinci üçüncüye dönülebilir.
Çin firmasının adı ortaya çıktığından beri özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nden ve NATO’dan tepkiler yükseldi. Sizce bu tepkiler ticari mi yoksa siyasi temele dayanan eleştiriler mi?
Biz NATO üyesi bir ül***iz ve müttefiklerimizin hassasiyetlerini dikkate almak durumundayız. Zaten bu sistemin entegrasyon konuları gerek bizim savunma sistemimize, gerek NATO ile irtibatlı olması gereken kısımları zaten projenin kriterlerinden biri. Bununla ilgili de bizim nasıl yapacağımız belli. Bundan sonrasında istişarelerimiz devam edecek. Onların hassasiyetleri bilgi güvenliği konusunda teknoloji konularında muhakkak bize dikkate alacağız bunları.
Çin ismi ortaya çıktığında böyle tepkiler geleceği göz önüne alınmış mıydı?
Muhakkak. Batı sistemi olmayan bir sistem yani Rus sistemi de seçilse bu hususların dikkate alınması gerekeceği biliniyor. Bizim açımızdan bu siyasi bir karar değil. Türkiye'nin ihtiyaçlarına menfaatlerine en uygun çözümü seçiyorsunuz.
Tepkiler geldi ama somut bazı adımlar da gelmeye başladı. ASELSAN’ın bir Amerikan şirketinden danışmanlık teklifi ve bu teklifin de bu ihale gerekçesi ile reddedildiğine ilişkin haberler yer aldı. Buna benzer başka adımlar da gelebilir mi?
Biz burada siyasi bir adım atmıyoruz ama Türkiye burada bu türden bir yaklaşımla karşı karşıya kalırsa şu an erken ama diyelim öyle bir noktaya doğru gittik. Türkiye'nin aslında savunma sanayi alanında yatırımları, çalışmaları ve iradesini şekillendiren başlangıç malum 1974 Kıbrıs Harekatı'nın arkasından gelen ambargodur. Türkiye bir yola çıktı savunma sanayisinde kuracak geliştirecek. Şimdi böyle bir tavırla karşı karşıya kalırsa, bu çalışmalarımızı hızlandırır ancak. Savunma sanayisini de biz barış ve huzur dönemleri için kurmuyoruz. O taktirde böyle bir şeyle karşılaşırsak bize etkisi böyle olacaktır. Türkiye eğer tankını, insansız hava aracını, savaş gemisini, helikopterini, uçaklarını yapmaya başlamışsa bunu düşünüyorsa bunu yarım yapamazsınız. Bunlar yapılabilir bunu gördük.
Çin’le bu iş biter şeklinde bir oran vermeniz mümkün mü?
Bizim açıkçası daha önceki projelere bakarsak ikinci teklife geçtiğimiz pek bir projemiz yok. Ama her zaman bir kapıyı aralık bırakmak lazım.
Atak projesini konuşmak isteriz biraz. Kabul testlerinin sonuncusundan geçemedi. Takvim sarktı mı biraz ne gibi sıkıntılar var?
Bu işler hakikatten uluslar arası standartlar ve sistem neyi gerektiriyorsa o şekilde yapıyoruz. Biz yaptık oldu gibi bir yaklaşım yok. Standartlar neyse bunu talep ediyoruz. Bu zorluklar dolayısıyla yaşanır her projemizde.Haftalarla ifade edeceğimiz bir noktaya geldik diye düşünüyorum ben. Her adımda bu sorunları çözüyoruz ve ürün daha mükemmel hale geliyor. Biz bu sistemleri kullanıma verdiğimiz de bu geri besleme devam edecek. Bu aslında bizim savunma sanayi teknolojimizi geliştirme ve derinleştirmemizin en önemli dinamiğidir.
Hürkuş seri üretime geçecek ama ilerleyen dönemde silah taşıyabilir bir kapasiteye ulaşacak mı?
Ulaşacak, çünkü tasarımında bu dikkate alındı. Şu anda Hürkuş’un bir buçuk ton görev yükü taşıma kapasitesi var. Bu da dünyada yeni gelişen bir konsept.
2023 hedeflerinden birisi milli savaş uçağı. Kavramsal tasarım aşaması devam ediyor ne aşamadayız artık?
Daha çok başındayız ama önce tabi kavramsal tasarımın ortaya çıkması gerekiyor. Burada şu anda üç alternatif konsept tasarım ortaya çıkmış durumda. Önümüzdeki 6 ay içinde de bunlardan biri seçilecek. İcra komitemize bir sunum yapacağız ve sonraki aşama içinde bir planlama şekilleniyor. Bundan sonra da seçilen uçağın tasarım geliştirme aşamaları başlayacak.10 yılda ilk uçuşumuzu yapacağız ikinci 10 yılda üretip silahlı kuvvetlere vereceğiz 3 on yılda bu artık harekat yapan bir uçak olacak.
Altay tankı projesine geçelim test aşamaları nasıl ilerliyor? Bir yandan da motor tartışması var Türkiye artık kendi dizel motorunu üretme niyetinde bu çalışmalar ne seviyede?
Kara araçları alanı savunma sanayimizin aslında son derece olgunlaştırdığı bir alan. Tankta bunun en üst kademesidir. Orada 2013 ve 14 yılları projemizde son testlerin yapılacağı yıllar. Otomotiv yetenekleri, atış yetenekleri, kendisini koruması testlerini yapıyoruz ve oldukça iyi gidiyor. Bundan sonra seri üretim planlamasına önümüzdeki sene başlayacağız. Motor konusu çok önemli bir konu bundan sonraki dönemde Türkiye'nin gündemini işgal edecek konulardan biri. Dizel motorlar için bir çalışmamız var. İki yerli firmamızın teklifi var, iki ülkeden de teknik destek ama oradaki mühendislik şirketlerinden Almanya ve Avusturya bunlar. Japonya’nın da bir alternatif önerisi oldu onlarla da görüşmemiz gidiyor. Burada biz bir motorun lisanslı üretimini hedeflemiyoruz kendimize ait olacak bir motorun geliştirilmesini ve bunu yaparken bir takım teknolojik desteği almak. Şu andaki geliştirme takvimleri 5 sene civarında. Bizim belki Altay tankının ilk paketini hazır motorla vermemiz anlamına gelir devamında kendi motorumuzu koymamız anlamına gelir.
TSK’da uzun yıllardır G3 piyade tüfekleri kullanılıyor ne zaman yeni bir silaha sahip olacak Türk askeri?
En önemli konu bu aslında. Orada artık son noktadayız tüfek tamam bütün testleri geçti başarıyla. Seri üretim için bir iki yüz tüfeklik bir pilot parti üretimini yapıyoruz bu bitince seri üretime başlıyoruz. Önümüzdeki yaz aylarında ilk seri üretim tüfeklerimiz birliklerimize vermeye başlayacağız. Bütün envanteri yenilemek olarak bakarsak bir 10 sene gideriz. Hafif silahların tamamında, tabancada da çalışıyoruz Türkiye'nin marka bir tabancası da çıkacak.
bayram tv
02-02-2014, 23:15
Only the registered members can see the link
Uydu muhabere sisteminde imzalar tamam
ASELSAN ile Savunma Sanayii Müsteşarlığı arasında, X-Band Uydu Muhabere Sistemi Projesi ile ilgili 167 milyon 388 bin 58 dolar tutarında sözleşme imzalandı.
ASELSAN ile Savunma Sanayii Müsteşarlığı arasında, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Uydu Muhabere Sistemi kapsamındaki X-Band Uydu Muhabere Sistemi Projesi ile ilgili toplam bedeli 167 milyon 388 bin 58 dolar tutarında sözleşme imzalandı.
ASELSAN'ın Kamu Aydınlatma Platformu'na yaptığı açıklamaya göre, Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile ASELSAN arasında, TSK Uydu Muhabere Sistemi kapsamındaki X-Band Uydu Muhabere Sistemi Projesi ile ilgili olarak 20 Aralık 2013 tarihinde, toplam bedeli 167 milyon 388 bin 58 dolar tutarında bir sözleşme imzalandı.
Söz konusu sözleşme kapsamında teslimatlar 2019 yılı sonuna kadar gerçekleştirilecek.
AA
bayram tv
02-02-2014, 23:15
Only the registered members can see the link
Katara Türk Hücumbotu
Yonca Onuk A. ortaklığı tarafından Katar Emirliği Deniz Kuvvetleri için inşa edilen ve sınıfının ilk gemisi olan ileri kompozit ONUK MRTP34 yüksek hızlı hücümbotu, Savunma Sanayii Müsteşarı Bayar'ın da katıldığı törenle teslim edildi Yüksek hızlı hücümbotu, 21 personeliyle yaklaşık 3 gün lojistik destek.
Yonca-Onuk A. ortaklığı tarafından Katar Emirliği Deniz Kuvvetleri için inşa edilen ve sınıfının ilk gemisi olan ileri kompozit ONUK MRTP34 yüksek hızlı hücümbotu teslim edildi.
Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, Tuzla'daki Yonca-Onuk Tersanesi'nde düzenlenen teslim töreninde yaptığı konuşmada, bölgenin iki kardeş ülkesi Türkiye ile Katar'ın ilişkilerinin gelişerek ve artarak sürdüğünü, iki ülkenin din, tarih ve gelenek gibi önemli bağları bulunduğunu söyledi.
Bayar, bu sağlam ilişkilere bağlı olarak iki ülke arasında Savunma İşbirliği Anlaşması ve Savunma İşbirliği Protokolü'nün 2011'de imzalandığını hatırlatarak, söz konusu anlaşmaların, Yonca-Onuk'un hızlı devriye botları, Kale-Baykar'ın insansız hava araçları, Havelsan'ın AW-139 helikopter simülatörü gibi projelerle somutlaştığını anlattı.
Yonca-Onuk A. ortaklığı ile Katar Emirliği Deniz Kuvvetleri'nin yaptığı sözleşmeyle MRTP16'nın bir süre önce teslim edildiğini ve ONUK MRTP34'ün bugün teslim edileceğini dile getiren Bayar, ilave ONUK MRTP34 projelerinin devamını desteklediklerini kaydetti.
Bayar, müsteşarlık olarak Mart 2014'te düzenlenecek DIMDEX Deniz ve Savunma Fuarı'na 25 firmayla katılmayı planladıklarını ifade ederek, bu işbirliğinin diğer savunma konularında yeni girişimlere öncülük yapacağına inandığını belirtti.
"Botlar, Katar Deniz Kuvvetleri'ne ilave güç sağlayacak"
Katar Emirliği Deniz Kuvvetleri Komutanı Mohammed Bin Nasser Al-Mohannadi de Katar ve Türkiye arasında imzalanan anlaşmayla 6 yüksek manevra kabiliyetinde MRTP16'lardan üçünün bitirilerek teslim edildiğini kaydetti.
Kalan 3 botun inşa edildiğini ifade eden Mohannadi, "Yeni platformlar, Katar Deniz Kuvvetleri'ne daha büyük görevler ekleyecektir. Bu botlar, Katar Deniz Kuvvetleri'ne ekonomik ve kontrollü suların korunması için ilave güç sağlayacaktır" dedi.
Konuşmaların ardından Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, Katar Emirliği Genelkurmay Başkanı Ghanim Bin Shaheen Al Ghanim, Katar Emirliği Deniz Kuvvetleri Komutanı Mohammed Bin Nasser Al-Mohannadi ve Yonca-Onuk A. ortaklığının Yönetim Kurulu Başkanı Şakir Yılmaztürk tarafından kurdele kesilerek, botun teslimatı yapıldı. Bota, Katar bayrağı çekildi.
Hücümbotunun özellikleri
Yonca-Onuk A. ortaklığı tarafından Katar Emirliği Deniz Kuvvetleri için inşa edilen ve sınıfının ilk gemisi olan ileri kompozit ONUK MRTP34 yüksek hızlı hücümbotu, 42 knots üzerinde sürate sahip. 36,80 metre tam boydaki hücümbotu, 21 personeliyle yaklaşık 3 gün lojistik destek almadan harekat yapma özelliğine sahip. Hücümbotuna, Katar Emirliği Deniz Kuvvetleri tarafından "THAT ASSUARY (Q-31)" adı verildi.
Dünya denizlerinde 2004'ten bu yana görev yapan ONUK MRTP33'lerin gelişmiş bir devamı olan ONUK MRTP34, denizcilik, performans ve taşıyabileceği görev, silah, sistem yükü açısından bilinen 250-300 tonluk hücümbotlardan üstün olmak amacıyla tasarlandı.
Bugün itibarıyla Türkiye ve 7 ülkede 130'un üzerinde ONUK MRTP yüksek hızlı ileri kompozit hücümbot görev yapıyor. Botların tasarımı ve üretimi tamamen Türk mühendis ve işçileri tarafından yapıldı. (AA)
bayram tv
02-02-2014, 23:15
Only the registered members can see the link
Bir sonraki Hürkuş silahlı olacak
Türk Hava Kuvvetlerine 15 eğitim uçağının teslim edileceği sözleşme kapsamında, 25 yerli yan sanayi şirketi görev alacak.
Yeni Nesil Temel Eğitim Uçağı Hürkuş-B sözleşme imza töreni, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) tesislerinde gerçekleştirildi.
Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, silahlı kuvvetlerin ihtiyaçlarının yerli tasarımlarla karşılanmasının ana politikalarından biri olduğunu ifade etti.
Hürkuş-B'nin ardından silah da taşıyabilen Hürkuş-C'nin üretilmesinin planlandığını belirten Bayar, "Dolayısıyla,Hürkuş-B'yi teslim ederken Hürkuş-C'nin de tasarımları yapılacak. Böylelikle hava aracına birkaç fonksiyon zenginliği daha yaratmış olacağız. Bu üretimler birçok ülkenin ilgisini çekecek. Dünyada bu kapsamda 4 uçak var. Bunların rakibi olarak pazara çıkacak. Bunlar, dünya hava kuvvetlerinde temel yeri olan uçaklar" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de havacılık kültürünün geliştirilmesi gerektiğine işaret eden Bayar, söz konusu uçakların üretiminin Türkiye için bir başarı olduğunu ve uçakların 48 ayda teslim edilmesinin planlandığını söyledi.
TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Kaya da çağın gereksinimlerine uygun silah sistemlerinin milli sanayi tarafından karşılanmasından memnuniyet duyduklarını dile getirerek, "Hürkuş-B uçaklarıyla verdiğimiz milli katkının artarak devam edeceğini değerlendirmekteyim" dedi.
TUSAŞ Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı da projeyle birçok ilke imza atıldığını belirterek, "İlk insanlı uçağımız. Bazı sıkıntıları yaşamamıza rağmen bu günlere eriştik. Ağustosun sonunda ilk uçuşumuzu yaptık. Hamdolsun başarılı bir uçuş oldu. Bugüne kadar 15 sorti uçuşunu tamamladı. SHGM sertifikasyonu tamamlana kadar uçuşlarımız devam edecek" diye konuştu.
Hürkuş'un son derece önemli bir proje olduğunu ve aynı hassasiyet içinde uçağı üreteceklerine işaret eden Dörtkaşlı, "ANKA, ATAK için ne kadar ihracat şansı varsa Hürkuş için de o kadar ihracat şansı var. Fazlası var, eksiği yok. Bütün bunları yaparken ASELSAN'la beraber 30'a yakın yan sanayi şirketimizle birlikte çalışacağız. Bu projeyi zamanında gerçekleştirmeye çalışacağız" değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmaların ardından Bayar, Dörtkaşlı ve Kaya yeni nesil temel eğitim uçağı Hürkuş-B'nin sözleşmesini imzaladı.
Sözleşme kapsamında Türk Hava Kuvvetlerine 15 eğitim uçağı teslim edilecek. Teslimatta ilk uçak 2018'de, son uçak 2019'da gerçekleştirilecek. Projede ASELSAN'ın da bulunduğu 25 yerli yan sanayi şirketi görev alacak. Uçağın yazılım ve aviyonik sistem entegrasyonunu ASELSAN yapacak.
Kanat açıklığı 10 metre, yüksekliği 2.16 metre olan Hürkuş'un tasarımında 140 mühendis ve 70 teknisyen görev yapacak.(AA)
bayram tv
02-02-2014, 23:16
Only the registered members can see the link
Türkiye'de ulusal roket ve füze araştırma ve üretim programlarına önderlik yapan Roketsan'ın 2013'de hem cirosunu hem de karını katladı.
Roketsan Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Kaptan geçen yıl cirolarını 2, karlarını ise 4 kat artırarak yüzde 40'lık büyüme sağladığı söyledi.
Ege Bölgesi Sanayi Odası'nda konuşan Kaptan, Roketsan olarak büyüme rekoru kırdıklarını ifade etti. Kaptan: "Geçen yıl ciromuzu 2, karımızı 4 kart artırarak yüzde 40'lık büyüme sağladık" diyen Kaptan, kontrata bağlanmış 3,5 milyar dolardan fazla işlerinin olduğunu belirtti.
Bu kadar Kaptan, hızlı gelişen bir kuruluş olduklarını ve uzaya uydu fırlatacaklarını belirterek, "Cirit füzesini ABD bile yapamadı, biz yüzde 40'lık ihracat rakamına ulaştık. Geçen yıl 400 milyon liralık alım yaptık. Kalifiye edilmiş ve testlerden geçirilmiş parçaların yanı sıra genel kullanıma hitap eden parçalar da alıyoruz." diye konuştu.
Kaptan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin modernizasyon çalışmalarına yerli üretimle katkıda bulunmayı amaçladıklarını, bu kapsamda İzmir ve Ege'den yeni alt yüklenicilerle çalışmak istediklerini söyledi.
bayram tv
02-02-2014, 23:17
Savunma sanayi ihracat atağında
Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği (SSİ), sektörün 2013 yılında yaklaşık 1.4 milyar dolarlık ihracat yaptığını duyurdu
Sektörün 2013 yılında yaklaşık 1 milyar 391 milyon dolarlık ihracat yaptığı açıklanırken, 2023 yılında 25 milyar dolar ihracat hedeflendiği belirtildi.
Yüzde 10 arttı
SSİ Başkanı Latif Aral Aliş, sektörün 2012 yılında AR-GE’ye yaklaşık 773 milyon dolarlık kaynak ayırdığını bildirdi. Türkiye’nin, savunma ve havacılık sektöründe dünyanın önde gelen aktörlerinden biri olma hedefine doğru hızla ilerlediğini kaydeden Aral şunları kaydetti:
“2011 yılında 884 milyon dolar ihracat gerçekleştirildi, ihracat yüzde 43 artışla 2012’de 1 milyar 262 milyon dolara yükseltildi. Bu yıl da yüzde 10 artış yakaladık. Uluslararası rekabetin ve gücün yoğun yaşandığı savunma ve havacılık sanayi, çizdiği başarılı görüntü ile birçok sektörü geride bıraktı. Türkiye’nin genel ihracatı açısından durgun geçen 2013, savunma ve havacılık ihracatı açısından belirgin bir gelişmeye sahne oldu. Sektörün ‘stratejik plan’ çerçevesinde 2014 hedefi yüzde 44 artışla 2 milyar dolara ulaşmaktır.”
İftiharlık projeler
Latif Aral Aliş, daha sonra şunları söyledi:
“Sektör 2013’te atağa geçti. İhracatımızdaki artış trendi hızla yükselmekte. Bu noktada olmamızda en önemli pay, 527 milyon dolarlık ihracatı ile medarı iftiharımız olan, ATAK, HÜRKUŞ, ANKA ve F16 gibi dev projelere imza atan TUSAŞ’a aittir. TUSAŞ hizmet ihracatını dahil etmeden, sektör ihracatının yüzde 40’ını gerçekleştirmiştir. Global düzeyde bir havacılık şirketi olan TUSAŞ, savunma ve havacılık sanayi ihracatının da lokomotifi konumundadır.”
ABD ilk sırada
“Türkiye’nin, sektörde dünya pazarında en büyük dilime sahip olan ABD’ye de ürün satmakta olduğu bilgisini paylaşan Aliş, ABD’nin Türkiye’nin ihracatında ilk sırada yer aldığını bildirdi.
Aliş’in verdiği bilgiye göre, 2013’de en çok ihracat yapılan bölgeler sırasıyla, Kuzey Amerika (ABD), BDT, AB, Hazar Bölgesi, Körfez bölgesi ve Güneydoğu Asya ülkeleri oldu.Milliyet
bayram tv
02-02-2014, 23:17
Only the registered members can see the link
Proje pazarında çalışmalar tanıtıldı
ODTÜ ve ODTÜ Teknokent’in ev sahipliğinde, Savunma Sanayi Müsteşarlığı himayesinde, çok sayıda savunma sanayi firmasının bir araya geldiği Teknokent Savunma Sanayii (TSSK) II. Proje Pazarı, ODTÜ Kültür Kongre Merkezi’nde gerçekleşti.
Yüzde yüz yerli katkı ile geliştirilen savunma sanayi ürünleri ve savunma sanayii için yüksek teknoloji çözümler üreten KOBİ’lerin projelerinin tanıtıldığı etkinlik, katılımcılardan büyük ilgi gördü. Toplam kayıtlı katılımcı 300 kişi olurken, etkinliği yaklaşık 350 kişi ziyaret etti. TSSK Proje Pazarı’nın ikincisine, ODTÜ Teknokent – TSSK firmalarından oluşan 29 KOBİ’nin yanı sıra, ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN, TAI ve FNSS gibi sektörün ana yüklenicileri ile Bilkent Cyberpark, Gazi Teknopark ve Hacettepe Teknopark da katıldı. OSSA Savunma ve Havacılık Kümelenmesi, Eskişehir Havacılık Kümelenmesi ile İzmir’de yerleşik Havacılık ve Uzay Kümelenmesi de etkinlikte stant açarak firmalarını tanıtma imkanı buldu. Kurulan firma stantlarında gerçekleştirilen işbirliği görüşmeleriyle devam eden etkinlikte, firmalar birbirlerini yakından tanıma şansı yakaladı.Hürriyet Ankara
bayram tv
02-02-2014, 23:18
Only the registered members can see the link
ATAK Bahreyn'de görücüye çıkıyor!
Uluslararası Bahreyn Havacılık Fuarı'nda görücüye çıkacak olan "T129 ATAK" Taarruz ve Taktik Keşif Helikopteri uçuş gösterisi gerçekleştirecek. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ'den (TUSAŞ) yapılan yazılı açıklamada, TUSAŞ'ın 16-18 Ocak tarihleri arasında Bahreyn Sakhir Hava Üssü'nde düzenlenecek "Uluslararası Bahreyn Havacılık Fuarı"na, Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın himayesinde katılacağı bildirildi.
Fuarda, "T129 ATAK" Taarruz ve Taktik Keşif Helikopterinin sergileneceği ve uçuş gösterisi gerçekleştireceği belirtilen açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyaçlarına uygun şekilde milli aviyonik ve silah sistemleriyle teçhiz edilmesi sonucu ortaya çıkan "ATAK"ın kendi sınıfında en etkin taarruz helikopteri olma unvanını elinde bulundurduğu belirtildi.
İLK 100 ARASINDA
TUSAŞ, sabit ve döner kanatlı hava platformlarından uydu sistemleri ve insansız hava araçlarına kadar entegre havacılık ve uzay sistemlerinin tasarım, geliştirme, modernizasyon, üretim, entegrasyon ve yaşam döngüsü destek süreçlerinde Türkiye'nin teknoloji merkezi konumunda olup; havacılık, uzay ve savunma sanayisinde küresel ilk yüz oyuncu arasında yer alıyor. TUSAŞ'ta 1600'ü mühendis olmak üzere yaklaşık 4600 personel çalışıyor.
bayram tv
02-02-2014, 23:25
Only the registered members can see the link
Aselsan 56 milyon liralık sipariş aldı
Aselsan, yurt dışından elektronik harp sistemlerine yönelik toplam 26.7 milyon dolarlık (yaklaşık 56 milyon lira) sipariş aldığını açıkladı.
Aselsan’dan Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamada "ASELSAN, bir yurt dışı müşteriden, elektronik harp sistemlerine yönelik toplam 26.070.132,- ABD Doları tutarında sipariş almıştır. Teslimatların 2014 yılı içerisinde tamamlanması öngörülmektedir" denildi.İHA
bayram tv
05-02-2014, 23:32
Only the registered members can see the link
Savunma Sanayi, yakıt kimyasalları kapsamında 7 projeye imza attı
Murad Bayar, kamu ve özel sektör işbirliğiyle ilgili, "Türkiye'nin gücü buradan doğacak. Bu formülasyon önemli. Bunun sonucunda da güçlü bir kimyasal reaksiyon bekliyoruz" dedi.
Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, kamu ve özel sektör işbirliğiyle ilgili, "Türkiye'nin gücü buradan doğacak. Bu formülasyon önemli. Bunun sonucunda da güçlü bir kimyasal reaksiyon bekliyoruz" dedi.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı Ar-Ge ve Teknoloji Yol Haritası kapsamında yürütülen Roket Yakıt ve Bileşen Teknolojileri Teknoloji Kazanım Yol Haritası Projeleri ile Teknoloji Kazanım Yükümlülüğü (TKY) Projeleri’nin imza töreni gerçekleşti. Roket Yakıt ve Bileşen Teknolojileri Teknoloji Kazanım Yol Haritası Projeleri kapsamında 4, Teknoloji Kazanım Yükümlülüğü Projeleri kapsamında da 3 olmak üzere toplam 7 proje imzalandı.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nda gerçekleşen törende konuşma yapan Savunma Sanayii Müsteşarı Bayar, söz konusu projelerin savunma sanayisi için son derece önemli olduğunu kaydetti. Savunma sanayisinde özel sektör ve kamu işbirliğinin önemli olduğunu belirten Bayar, "Türkiye'nin gücü bu birliktelikten doğacak. Bu formülasyon çok önemli. Bunun sonucunda da güçlü bir kimyasal reaksiyon bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
“İHRACATIMIZI SÜREKLİ ARTTIRARAK DAHA ÜST BOYUTLARA ULAŞTIRMAYI HEDEFLİYORUZ”
ROKETSAN Genel Müdürü Selçuk Yaşar, ROKETSAN'ın kuruluşundan bu yana büyük değişim içinde olduğunu anlatarak, "Bugünkü imza töreni, savunma sanayimizdeki bu atılıma, bizim 25 yıl önce başlayan yakıt maceramıza ciddi derinlik kazandıran projelerdir" değerlendirmesini yaptı.
Son 5 yılda cirolarında büyük artış yaşandığını söyleyen Yaşar, cirolarının yüzde 30'unun ihracat gelirlerinden oluştuğunu ifade etti. Savunma sanayisinin katma değeri yüksek ürünler ihraç ettiğini de kaydeden Yaşar, "İhracatımızı sürekli arttırarak daha üst boyutlara ulaştırmayı hedefliyoruz. Bugünkü projelerle bu yeteneğimizi daha da art inanıyoruz" dedi.
ROKETSAN'ın bugüne kadar yakıt kimyasallarına büyük yatırım yaptığını belirten Yaşar, bu konuda epey bir yol kat ettiklerini ve imzalanacak projelerin de bunun tamamlayıcısı olacağını söyledi.
İMZA ATILAN 7 PROJE
İmzalanan Roket Yakıt ve Bileşen Teknolojileri Teknoloji Kazanım Yol Haritası Projesi ile yurt dışından temininde güçlük çekilen yeni nesil az dumanlı/dumansız ve duyarsız kompozit katı yakıt formülasyonlarında ihtiyaç duyulan maddeler, jet yakıtının yurt içi imkanlarla sentezlenmesi, mühimmat, roket ve füze sistemlerinde yer alan sistemlerin geliştirilmesi sağlanmış olacak.
Teknoloji Kazanım Yükümlülüğü Projeleri kapsamındaki Fırçasız Doğru Akım Motoru Geliştirilmesi Projesi ile tanksavar ve hava savunma sistemleri başta olmak üzere güdümlü füze kontrol tahrik sistemlerinde kullanılmak üzere konvansiyonel doğru akım servo motorlar yerine kullanılacak yüksek hacimsel verimliliğe sahip motorların üretilmesi hedefleniyor.
İHA - SSM
bayram tv
05-02-2014, 23:32
Only the registered members can see the link
İsrail'de 'Türk uçak gemisi' alarmı
Jerusalem Post gazetesi, Türkiye'de 'ilk yerli uçak gemisi' olarak tanınan 'Havuzlu Çıkarma Gemisi' ihalesinin tamamlanarak projenin uygulamaya geçirilmesi yolunda ilk adımın atılmasının İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesiminin tüm güvenlik hesaplamalarını altüst ettiğini yazdı
Savunma Sanayi İcra Komitesi toplantısının geçen ay yaptığı açıklamaya göre, 'Milli' ve 'Gemi' kelimelerinin kısaltılarak birleştirilmesi ile oluşturulan 'MİLGEM Projesi' kapsamında yapılan ihaleyi Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan'a ait olan Sedef Denizcilik şirketi kazandı. Jerusalem Post gazetesinde Michael Tanchum imzasıyla yayımlanan yazıda, Türkiye'nin bu kararla Doğu Akdeniz'deki dengeleri değiştirme yolunda önemli bir adım attığı belirtilerek, şöyle denildi:
"Türkiye, uçak gemisi olarak da fonksiyon görebilecek olan çok amaçlı amfibi saldırı gemisi ihalesini tamamlayarak Doğu Akdeniz'de potansiyel olarak beklenmedik bir deniz üstünlüğüne kavuştu."
Gazete, bu kararla beraber İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs'ın tehdit algılarının arttığını bildirirken, "İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs'ın tehdit algılamalarının artması, İsrail'in doğalgazını daha önce planladığı şekilde Güney Kıbrıs'taki LNG terminali üzerinden Yunanistan yoluyla Avrupa'ya mı, yoksa denizaltından bir boru hattıyla Türkiye'ye mi sevk edeceğine ilişkin kararını etkileyecek" diye yazdı.
Deniz Kuvvetleri Eski Komutanı Emekli Oramiral Murat Bilgel'in 2012 yılı Mart ayında "Türkiye'nin stratejik hedefi kıyılarda değil aynı zamanda açık denizlerde harekat yapmaktır" sözlerine atıfta bulunan Jerusalem Post, burada açık denizle Doğu Akdeniz'in kast edildiğini belirtti. Gazete, şunları yazdı:
"Türkiye'nin yeni Çıkarma ve Helikopter Gemisi (LHD) yarım milyar ile 1 milyar dolar arasında bir paraya mal olacak ve Türkiye'ye o arzuladığı Doğu Akdeniz'de açıkta varlık gösterme şansını kazandıracak. Bu da Yunanistan, Güney Kıbrıs ve İsrail'in görmezden gelemeyeceği bir durumdur. Yeni Türk LHD gemisi Sedef Tersanesi'yle İspanyol Navantia şirketi tarafından inşa edilecek ve İspanyol Deniz Kuvvetleri tarafından kullanılan Juan Carlos I sınıfı L-61 gemisinin aynısı olacak. Türkiye, İspanya'nın ardından bu sınıftaki bir gemiye sahip olan ikinci ülke olacak.
Türk Donanması'na açık deniz yeteneği kazandıracak olan yeni LHD, Doğu Akdeniz'deki dengeleri değiştirecek. "Havuzlu Çıkarma Gemisi" olarak da nitelenen bu sınıf LHD'lerin birinci misyonu herhangi bir harekat alanına kuvvet nakli yapmak. Bir çıkarma gemisi olarak LHD, 1.000 kişilik bir taburu 150 aracıyla ve çıkarma için sevk edilecek tanklarla beraber nakledebilir.LHD, Türkiye'nin mevcut deniz kuvvetiyle birlikte Ankara'ya Kıbrıs ve İsrail'in açık denizdeki doğalgaz sahalarına güç nakletme yeteneğini kazandıracak ve kısa vadede bölgeyi kontrol etmesine imkan sağlayacak.
Bu da İsrail'in açık denizden, yani Tamar ve Leviathan sahalarından çıkardığı doğalgazı nasıl ihraç edeceğine ilişkin kararını etkileyecek. Nitekim, Türkiye'nin yeni uçak gemisi ve hizmete sokmayı planladığı diğer deniz unsurları daha devreye girmeden Doğu Akdeniz'deki stratejik dengeyi değiştirdiği gibi, Türkiye'nin komşularına dayatacağı talepleri de değiştirecektir."
DHA
hilalyıldız
06-02-2014, 12:05
S.AYüce Rabbim kem gözlerden korusun.Dış ve iç düşmanların nazarından korusun.Yapanlardan ALLAH razı olsun.emeği geçenlere ALLAH yar ve yardımcısı olsun inşaALLAH.AEO.:praying::praying::praying::45::45::45::present::present::present:
adolf hitlerin yahudi soykırımını yukarıdaki yazıyı okuduktan sonra daha iyi anlıyorum....yaaa kıç kadar memleket oturmuyor götünün üstüne gidiyor filistinine pislik yapıyor türke ibnelik ediyor yok bilmem orasını burasını karıştırıyor..rahat kıçına batıyor...bir tokatlık canı varda yatıp kalkıp dua etsin amerika şerefsizine....yaa kardeşim nekadar şerefsiz bir milletmiş bu israil yaaa...türkiye gemi yapıyor diye israilin uykuları kaçıyor...hani inek doğurur öküzün götü ağırır derlerya buda o hesap.......savunma sanayimizdeki gelişmeler ve yenilikler hakkında bizleri bilgilendirdiği için bayram tv arkadaşıma teşekkür ederim....ayrıca form yöneticileri yukarıdaki ifadelerimi ağır bulduysalar kusura bakmasın...milli duygularım kabardıda...
bayram tv
07-02-2014, 22:56
Only the registered members can see the link
Türk savunma sanayi şirketleri Azerbaycan'da ürünlerini tanıttı
Türk savunma sanayisinin temsilcileri, ürünlerini Azerbaycan Savunma Bakanlığı yetkililerine tanıttı.
Azerbaycan Savunma Bakanlığının daveti üzerine Bakü'ye gelen bazı Türk savunma sanayi firmalarının yetkileri, şirketlerinin ürün ve kabiliyetleri hakkında, bakanlık yetkililerine sunumlar yaptı.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş (TUSAŞ) tarafından üretilen insansız hava aracıyla (ANKA) yakından ilgilenen Azerbaycanlı yetkililerin, teklifleri inceledikten, ANKA'nın Azerbaycan hava ve arazi şartlarına uygun olup olmadığını araştırdıktan sonra, alım satım işlemlerini gündeme getirecekleri öğrenildi.
Azerbaycan Savunma Bakanı Zakir Hasanov, aralık ayında TUSAŞ'ta incelemelerde bulunmuştu.
bayram tv
02-03-2014, 17:56
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Dünyanın gözü Türk Samuru'nda
Birçok ülke, Türk mühendislerce tasarlanan en gelişmiş nehir geçiş aracı "Samur"u ordularına kazandırmak için Türk yetkililerle görüşüyor.
Türk mühendisler tarafından tasarlanan ve milli imkanlarla yapılan Samur, Türk ordusu için nehirleri engel olmaktan çıkardı. Dünya ordularının, en gelişmiş nehir geçiş aracı olarak gösterilen Samur'u bünyesine katmak için Türk yetkililerle görüştüğü belirtildi.
Harekat sırasında nehirle karşılaşan ordunun, hız kesmeden ve tüm zırhlı araçlarıyla akarsu engelini aşması için tasarlanan milli seyyar yüzücü hücum köprü aracı "Samur", Türk ordusunun gözbebeklerinden biri oldu. Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine 2011 yılında giren araç, sahip olduğu yeteneklerle tüm dünyadan ilgi gördü.
Su üzerinde sırtındaki yükle ilerleyebilme yeteneği nedeniyle "Samur" olarak adlandırılan seyyar yüzücü hücum köprü aracı, hem karada hem de suda ilerleyebiliyor. Tüm tasarımı, yazılımı Türk mühendislerce yapılan araç, zırhlı araçların geçemeyeceği derinlik ve yüzemeyeceği akıntıya sahip bir nehirle karşılaşıldığında hız kesmeden suya giriyor. Harekat sırasındaki ihtiyaca göre seyyar bir köprüye dönüşebilen Samur, istendiğinde bir feribot gibi çalışıyor. Yaklaşık 13 metre uzunluğunda, 36 ton ağırlığındaki bu araç, karadaki bir tankı üzerine çok kısa sürede alarak karşı kıyıya geçirebilmesinin yanı sıra, birbiriyle kenetlenerek metrelerce uzunlukta köprü oluşturabiliyor. Böylece su engeliyle karşılaşan ordu, hiç vakit kaybetmeden ilerlemesini sürdürüyor.
Dünyada benzeri yok
Sürücü bölmesi biyolojik, kimyasal, radyolojik ve nükleer koruma özelliğine sahip seyyar yüzücü hücum köprü aracının camlarının da kurşun geçirmez niteliği bulunuyor. Gece görüş kameralarıyla zifiri karanlıkta harekat imkanı bulunan Samur, sahip olduğu bu imkanlarla dünya ordularındaki benzerlerine fark atıyor. Pek çok ülkenin, ordusuna bu aracı kazandırmak için Türk yetkililerle görüştüğü öğrenildi.
Askeri Köprücülük Öğretmeni Üsteğmen Tolga Hanoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Samur'un başka ordulardaki köprü tesisatlarıyla karşılaştırıldığında en gelişmiş nehir geçiş aracı olarak değerlendirildiğini vurgulayarak, hem karada, hem suda hareket etme yeteneğine sahip olduğuna dikkati çekti. Aracın envantere kazandırılmasıyla İstihkamlar için nehrin artık engel olma vasfının ortadan kalktığını kaydeden Üsteğmen Hanoğlu, "Bu tesisatın eğitimi İstihkam Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı bünyesinde verilmektedir" dedi.
AA
bayram tv
02-03-2014, 17:57
Only the registered members can see the link
F-35'in füzesi TÜBİTAK'tan...
Türk Hava Kuvveteri'nin 2016'dan itibaren kullanacağı F-35 savaş uçaklarında TÜBİTAK-SAGE tarafından geliştirilen yerli seyir füzesi SOM kullanılacak.
Kokpit.aero'nun haberine göre SOM-J olarak adı verilen projede füzenin boyutları yüzde 25 civarında küçülecek. Uçağın gövde içindeki silah taşıma noktasına yerleştirilecek füze ile F-35'in görünürlük özelliğinin korunması sağlanacak.
Atış testleri başarıyla gerçekleştirildi
Atış testleri Hava Kuvvetleri'nin hem F-4E 2020 hem de F-16 savaş uçaklarından başarıyla yapılan SOM Füzesi en son Konya'da yapılan Anadolu Kartalı Tatbikatı'nda denenmişti. SOM füzesinin B1 modeli, 300 kilometre uzaklıkta Antalya civarından uçaktan ateşlenmiş, Konya'daki atış sahasında hedef olan otobüsün planlandığı gibi üst camından girerek patlamıştı.Trt Türk
bayram tv
02-03-2014, 17:58
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
TSK'nın 10 yıllık özlemi bitti!
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 10 yıllık rüyası gerçek oldu. İlk havadan ihbar ve kontrol uçağı Konya'daki 3'üncü Ana Jet Üs Komutanlığı'na teslim edildi. Uçak 21 Şubat 2014 tarihinde düzenlenecek tören ile Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine alınacak.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndan yapılan açıklamada şöyle denildi:
"Hava Kuvvetleri Komutanlığımızın ihtiyaçları doğrultusunda, Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından yürütülmekte olan Barış Kartalı Projesi kapsamında ilk HİK Uçağı, başlangıç teslimatı için, TUSAŞ (Akıncı/Ankara) tesislerinden konuşlanacağı birlik olarak belirlenen 3'üncü Ana Jet Üs Komutanlığı (Konya)na intikal etmek üzere havalanmış bulunmaktadır.
Projede ana yüklenici Boeing firması olup, uçak ve sistemlerin tasarım, üretim, test ve bakım idame faaliyetlerinde HAVELSAN, TUSAŞ, MİKES, ASELSAN ve Türk Hava Yolları gibi birçok yerli firma görev almaktadır.
Barış Kartalı HİK sistemi gerçekleştirilecek birlik kabul kontrollerinin ardından 21 Şubat 2014 tarihinde 3'üncü Ana Jet Üs Komutanlığı (Konya)nda düzenlenecek tören ile Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine alınacaktır."Yenişafak
bayram tv
02-03-2014, 17:58
Only the registered members can see the link
‘Uzun menzilli füzeler milli sistemle uyumlu’
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, uzun menzilli hava ve füze savunma sistemi projesinin, milli sistemlerle uyumlu olacağını bildirdi. Yılmaz, “Sistemlerin entegrasyonunda yerli alt yüklenici firma ya da firmalar görev alacaktır” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu’nun Çin’in CPMIEC firması ile yürütülen uzun menzilli hava ve füze savunma sistemine ilişkin soru önergesini yanıtlayan Yılmaz, şunları kaydetti:
“Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi projesi kapsamında yüklenici adayı CPMIEC kuruluşu tarafından yapılan ve/veya yaptırılan tasarım, geliştirme ve eklemelere ilişkin fikri ve sınai mülkiyet hakları ülkemize ait olacak. Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi, milli savunma ihtiyaçlarının karşılanması için tedarik edilmekte olup, tedarik edilecek sistemler milli sistemlerle uyumlu olacaktır.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından yürütülen tedarik projeleri, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 3/b maddesi ve bu kanuna dayanılarak çıkarılan 2009/15108 sayılı Bakanlar Kurulu kararı kapsamında yürütülmektedir.
İlgili projeler kapsamında gerçekleştirilen ihalelerde; alınan tekliflerin maliyet etkinlik incelemesi ile teklif bedeli, teklifin idari ve teknik yeterliliği, sanayi katılımı ve offset şartları birlikte değerlendirilmektedir.
Sistemlerin entegrasyonunda yerli alt yüklenici firma ya firmalar görev alacaktır. Proje kapsamında yürütülecek tüm faaliyetlerin maliyeti teklif bedeli içerisinde yer almaktadır.”
Son tarih 30 Nisan
Bir süre önce Türkiye’nin uluslararası yankı yaratan uzun menzilli hava savunma sistemi ihalesinde 31 Ocak olarak belirlenen 3 ayrı firmanın tekliflerinin geçerlilik süresi 3 ay ötelenerek 30 Nisan’a uzatılmıştı.
MERİÇ TAFOLAR / MİLLİYET
bayram tv
02-03-2014, 17:59
Only the registered members can see the link
Sikorsky Türkiye'de üretilecek
Gelecek hafta Sikorsky firması ile sözleşme imzalanması bekleniyor.
Savunma Sanayi İcra Komitesi'nin Nisan 2011'de aldığı kararla Amerikan Sikorsky firmasıyla sözleşme görüşmelerine başlanmıştı. Ancak aradan 3 yıl geçmesine rağmen, Amerika Birleşik Devletleri kaynaklı bazı sıkıntılar nedeniyle sözleşme bir türlü imzalanamadı. Genel Maksat helikopterinde sıkıntılar büyük ölçüde giderildi ve gelecek hafta TUSAŞ tesislerinde Sikorsky firması ile sözleşme imzalanması bekleniyor.
3,5 MİLYAR DOLARA MAL OLACAK
3,5 milyar dolara mal olması planlanan proje kapsamında ilk etapta 109 adet genel maksat helikopteri Türk Havacılık ve Uzay Sanayi tesislerinde üretilecek. Bu sayının daha sonra 600'e kadar yükselebileceği belirtiliyor. Ayrıca, Türkiye bu helikopterleri ihraç etme hakkına da sahip olacak.
Helikopterler, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yanı sıra Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı, Özel Kuvvetler Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından kullanılacak.
İlk etapta üretilecek 109 helikopterin, 30'u Jandarma Genel Komutanlığı'nın, 20'si Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın, 6'sı Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın, 2'si Genel Kurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı'nın, 11'i Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın, 20'si Emniyet Genel Müdürlüğü'nün ve 20'si de Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın kullanımına verilecek.
TÜRKİYE'DE T-10 İSMİNİ ALACAK
Blackhawk yani Kara Şahin olarak bilinen helikopterler, birtakım yeni tasarım uygulamalarının ardından Türkiye'de T-10 ismini alacak.
10 ton ağırlığındaki helikopterler 18 personel taşıyabiliyor.
İhalenin Türk savunma sanaysine de büyük katkı sağlaması bekleniyor.
HELİKOPTERİN YÜZDE 67'Sİ TÜRKİYE'DE ÜRETİLECEK
Sözleşmeye göre helikopterin gövde, motor, aviyonik sistemleri gibi bazı önemli parçaları Türkiye'de üretilecek.
Görev bilgisayarının yazılımını da Türk mühendisler yapacak.TRT Haber
bayram tv
02-03-2014, 17:59
Endonezya’ya Türk tankı
Türk savunma sanayii şirketleri dünyanın birçok ülkesine ihracat yapar konuma geldi. Sektörün en büyük oyuncusu olan Nurol Holding şirketi FNSS, Endonezya ordusu için yerli bir şirketle ortak tank üretecek.
Türkiye savunma sanayi alanında başarıdan başarıya koşuyor. Ordunun ihtiyaçlarının büyük kısmını yerli üreten Türkiye, birçok ül***e de ihracat yapıyor. Son 10 yılda yerli tank, uçak, tüfek, füze gibi stratejik ürünleri üreten Türk şirketleri bu ürünleri 60 ül***e satıyor. Son olarak Nurol Holding’in savunma sanayi alanında faaliyet gösteren iştiraki FNSS Savunma Sistemleri, Endonezya ordusu ile ortak tank üretimi için anlaşma imzaladı.
Yerli şirketle ortak üretim
6 Şubat’ta Jakarta’da imzalanan anlaşmaya göre FNSS şirketi Endonezyalı PT Pindad şirketi ile tank üretecek. 25 ton ağırlığında 7.62 mm eksenli ve 105 mm yivli silahlar ile donatılacak olan tank son teknolojiye sahip olacak. İlk etapta 10 adet üretilmesi planlanan tankın uzun vadede 30 adede çıkarılması planlanıyor.
Türkiye’nin savunma sanayii lideri
FNSS, geçtiğimiz aylarda internet sitesinden Ortadoğu’da müttefik bir ülke ile ‘M113 zırhlı muhabere aracı modernizasyonu’ için 360 milyon dolarlık imza attığını açıklamış, ancak son dönemde bölgede yaşanan gelişmeler nedeniyle ülke ismi vermekten kaçınmıştı. FNSS son ticari işbirlikleri ile ihracat yaptığı ülke sayısını 7’ye yükseltti. İhracat rakamı ise 1 milyar doları aşmış oldu.
Kaan Zenginli/İstanbul - Star
bayram tv
02-03-2014, 17:59
Only the registered members can see the link
Savunmanın yüzde 60‘ı yerli!
Savunmada milli imkanlara eğilimini arttıran Türkiye, dünya devleri arasında yerini alıyor.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM), 2014 Performans Programı'yla yol haritasını çizerken, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz TSK ihtiyaçlarına yönelik yürürlüğe konulan modernizasyon projelerinin maliyet bazında yüzde 90'ının Türkiye sanayisinin katılımıyla hayata geçirildiğini söyledi. Yurtdışından hazır alıma oranının maliyet bazında yüzde 10'un altına düştüğünü belirten Yılmaz, 2012 rakamlarıyla, TSK ihtiyaçlarının yurt içinden karşılanma oranının yüzde 60'a ulaştığını ifade etti.
30 MİLYAR DOLARLIK PROJE
2003 yılından bugüne kadar maliyeti 30 milyar doları bulan savunma sanayi projesinin yürürlüğe konduğunu söyleyen Yılmaz, ‘2012 yılı sonu itibariyle toplam savunma ve havacılık sektör cirosu 4,75 milyar dolar olmuş, ihracatı 1,26 milyar dolar, AR-GE harcamaları ise 772 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir’ dedi.
2 MİLYAR DOLAR İHRACAT YOLDA
Bakan Yılmaz, hedefin önümüzdeki planlama dönemi yani 2016 sonuna kadar savunma ve havacılık sektör cirosunun 8 milyar dolara, toplam savunma ve havacılık sektör ihracatının ise 2 milyar dolara ulaşması olduğunu söyledi. Yılmaz ‘2023 vizyonu çerçevesinde, ülkemizin dünyada savunma sanayii alanında en gelişmiş ilk 10 ülke arasına girmesi için yılmadan ve yorulmadan büyük bir hassasiyetle çalışacağız’ dedi.
2014 MİLLİ PROJELERDE ATAK YILI OLACAK
Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın 2014 Performans Programı'nda milli projelerdeki son durum ve bu yıl ki hedefler de sıralandı. Öne çıkan projeler şöyle:
- Büyük ilgi gören milli tank ALTAY'da prototip üretimine başlanacak.
- Milli Denizaltı Projesi'nde (MİLGEM) seri üretim hızlanıyor. Özgün denizaltı için de fizibilite çalışması yapılacak
ve Türkiye, kendi denizaltısını üretmek için fiilen düğmeye basmış olacak.
- Yerli hafif genel maksat helikopterinde birinci faz tasarımı tamamlanacak. çalışmalarına hiz verilen ATAK'ta 9 helikopterin bu yıl teslimi hedefleniyor.
- Muharip Uçak ve Jet Eğitim Uçağında kavramsal tasarım tamamlanacak. Türkiye kuruluşunun 100. yıldönümüne bu uçakları üretmiş olarak girmek istiyor.
- Deneme uçuşları başarıyla tamamlanan HÜRKUŞ'ta prototip uçağın gerekli testleri tamamlanarak seri üretime geçilecek.
- İnsansız hava araçlarında (İHA) da dönüm noktası olacak. Taktik İHA'da ve ANKA'da ilk teslimatlar yıl içinde yapılacak. İHA'lar için seri üretime geçilecek.
- Uzun ve orta menzilli tanksavar füze sistemlerinde atılım planlanıyor. Cirit füzesinde seri üretime geçilecek. Alçak ve orta irtifa hava savunma füze sistemlerinde de tasarım planlanıyor.
- Bu yıl planlanan çalışmalar arasında radar gözlem uydusunda sistem ve alt sistem tasarımlarında da atılım öngörülüyor. Çok fonksiyonlu radarda projesinde ise prototip üretimine başlanacak.
TEKNOPARK İSTANBUL BU YIL HAYATA GEÇECEK
Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar da, ihracatta öncelikli ülkelerle irtibatın güçlendirilmesini hedeflediklerini belirtirken, MİLGEM'de seri üretim sözleşmesinin hızlanmasını, ATAK helikopterinin envantere alınmasını öngördüklerini belirtti. Milli projelerdeki hedeflere dikkat çeken Bayar, "Teknopark İstanbul, UMET (Uydu Montaj, Entegrasyon ve Test Merkezi), ASELSAN Radar Elektronik Harp Merkezi, Kazan Havacılık Kümelenmesi gibi yatırım projelerimiz 2014 yılı içinde hayata geçirilecektir" bilgisini verdi.
(Akşam)
bayram tv
02-03-2014, 18:00
Only the registered members can see the link
Barış Kartalı, TSK'ya katıldı
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirilen törende "Barış Kartalı" orduya teslim edildi.
''Barış Kartalı" projesi kapsamında havadan ihbar ve kontrol uçağının, 3. Ana Jet Üssü'nde düzenlenen Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine giriş töreni için Konya'ya gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan burada bir konuşma yaptı
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
"Farklı bir gururu taşıyoruz. 2003'te ilk adımı attık ama bazı sıkıntılar yüzünden bugüne ertelendi. Verdiğimiz emeklerin karşılığını alıyoruz. Donanmamız milli savaş gemileriyle donatıldı. Uçakların modernizasyonunu gerçekleştiriyoruz. Cumhuriyet tarihinde ilk tasarım uçağı olan Hürkuş gökyüzüyle buluştu.
Havadan erken kontrol uçağını TSK'ya teslim ediyoruz. 4 uçaklık filonun ilk uçağı bu yıl göreve başlayacak. Bugün havadan kontrol ve istihbarat uçağını ordumuzun envanterine katıyoruz. Uçaklarımızın çalkantılı bir dönemde ordumuza katılmasını çok önemli buluyorum. Havadan ihbar ve kontrol uçakları ordumuzun gökyüzünde adeta gözü olacak. Barış Kartalı hava savunmamıza önemli katkıda bulunacak. Hava sahamıza karşı tehlikede erken uyarı olacak. Ayrıca 109 helikopter daha TSK'ya katılacak.
Bu süreçte elde edilen teknolojik birikim ülkemize fayda sağlayacak. Tüm bu çalışmalarla gayemiz zorlu coğrafyamızda ortaya çıkan savunma noktasında askerimizi kimseye muhtaç etmemektir."
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün açıklaması ise şöyle:
"Böyle bir projenin hayata geçirilmesinden ötürü çok mutluyum. Güçlenecek hava kuvvetlerimiz için gurur duyulacak bir gün. Barış Kartalları gücümüze güç katacak ve ordumuzun gözü olacak.
Bu uçaklara ilk sahip olma arzumuz 2002 yılında ortaya çıkmıştı. Bu süreçte görev alanların büyük emeği geçmiştir.
Ordumuza katılacak olan 4 Barış Kartalı uçağının adlarının Kuzey, Güney, Doğu ve Batı olarak seçilmesini de doğru bir tercih olarak gördüğümü belirtmek isterim."Sabah - Ajanslar
bayram tv
02-03-2014, 18:01
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Deniz karakol uçakları basına tanıtıldı
Deniz Hava Komutanı Tümamiral Üstem, "Deniz havacılar olarak gökyüzü ve denizler şeklinde taahhüt ettiğimiz iki mavi arasında bir asrı geride bırakmış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz" açıklamasında bulundu.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde görev yapan deniz karakol uçakları, basın mensuplarına tanıtıldı.
Deniz Hava Komutanı Tümamiral Hakan Üstem, Deniz Hava Eğitim Merkezi Komutanlığında düzenlenen programda yaptığı açıklamada, vatanın göklerdeki nöbetçileri olduklarını söyledi.
Tümamiral Üstem, 2014'ün Türk deniz havacılığının kuruluşunun 100. yılı olduğunu anımsatarak, şöyle konuştu:
"Deniz havacılar olarak gökyüzü ve denizler şeklinde taahhüt ettiğimiz iki mavi arasında bir asrı geride bırakmış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Bugün sizlere Deniz Kuvvetlerinin en önemli unsurlarından biri ve resmi kabul töreni önümüzdeki aylarda yapılacak uçakları tanıtıyoruz. Türk Deniz Kuvvetlerinin ülkemizin denizlerdeki halk ve menfaatlerinin korunması görevini yerine getirmesinde etkin kullanılan deniz karakol uçakları, modern elektronik sistemler ve cihazlarla donatılmış, su üstü ve deniz altı savunma harbi icra etme kabiliyetine sahip, arama kurtarma harekatında etkin kullanılabilen, dünyada en az sayıda ülkenin sahip olduğu hava vasıtalarıdır. Türk Deniz Kuvvetlerinin modern deniz kuvvetine sahip olma ve geliştirme vizyonu kapsamında 2002 yılında başlanan çalışmaların sonucu olarak bugüne kadar 4 deniz karakol uçağının kabulü yapılmıştır, diğer 2 deniz karakol uçağının kabulünün ise temmuza kadar yapılması planlanmaktadır.
Bugün deniz karakol uçaklarımızla ilgili hem teorik bilgi alma hem de uçakların sahadaki görevlerine ilişkin uçuş faaliyetlerini gemiden izleme imkanı bulacağız."
Deniz Hava Harekat Komutanı Kurmay Albay Akıncı
Deniz Hava Harekat Komutanı Deniz Kurmay Albay Burhan Akıncı ise 100. yılını kutladıkları deniz havacılığının temellerinin Osmanlı İmparatorluğu döneminde atıldığını anlattı.
Donanma Cemiyeti'nin katkılarıyla, 1914 yılında ilk deniz uçağının satın alındığını, aynı yıl 25 Haziran'da Yeşilköy'de Deniz Tayyare Mektebi kurulduğunu, donanmanın güverte ve çarkçı sınıflarından subay atanmasıyla Türk Deniz havacılığının fiilen başladığına işaret eden Kurmay Albay Akıncı, şunları belirti:
"Anılan uçaklar 1. Dünya Savaşı ve özellikle Çanakkale Harbi'nde önemli görevler icra etmiştir. Cumhuriyet döneminde Deniz Tayyare Bölüğü olarak İzmir'de kurulan teşkilat, zaman içinde uçak sayısının artmasıyla tabur, alay ve tugay seviyesine kadar çıkarılmış ancak 2. Dünya Savaşı sonrasında eskiyen deniz uçaklarının yenilenememesi nedeniyle 1947 yılında lağvedilerek deniz havacılık tarihinin ilk dönemi kapanmıştır. Dünyadaki gelişmelere paralel, 1960'lı yılların sonunda Türk Deniz Kuvvetleri, helikopter ve uçaklardan oluşacak iki filo ile Türk deniz havacılığının yeniden kurulması kararını almıştır. Bu kapsamda; 301. Filo, Deniz Karakol (D/K) uçağı filosu olarak 18 Ekim 1971'de Etimesgut/ Ankara'da kurulmuş ve 14 Temmuz 1976'da Cengiz Topel Meydanı'na taşınmıştır.
351. Deniz Helikopter Filosu ise 15 Ağustos 1972'de Güvercinlik/Ankara'da kurulmuş ve 19 Mayıs 1973'de Cengiz Topel Meydanına intikal etmiştir. Her iki filonun da Cengiz Topel Üssü'nde konuşlandırılmasını müteakip, 4 Ağustos 1976'da Donanma Komutanlığı bağlısı birlik olarak Deniz Hava Üs Komutanlığı teşkil edilmiştir. Deniz Kuvvetleri Komutanlığının deniz karakol uçağı ve deniz helikopteri ihtiyacına yönelik çalışmalar neticesinde öncelikle AB-204 helikopterleri ile S-2A deniz karakol uçakları teslim alınmıştır. Bilahare envantere daha gelişmiş imkan kabiliyete haiz AB-212 helikopterleri ve S-2E uçaklarının girmesiyle gelişim süreci devam etmiştir. 2000'li yıllarla dünyadaki en gelişmiş deniz muharebe helikopterinden biri sayılan S-70B Seahawk helikopterleri envantere girmeye başlamış ve buna paralel modern deniz karakol uçağı edinme faaliyetlerine hız verilmiştir."
Kurmay Albay Akıncı, çağın gerekliliklerine uygun, modern silah ve sistemlerle donatılmış deniz karakol uçağı teminine yönelik başlatılan Deniz Karakol ve Sahil Güvenlik Uçakları Görev Ekipmanları Tedarik ve Platformlara Entegrasyonu (MELTEM) projeleri kapsamında, ilk olarak 6 CN-235 uçağının 2001-2002 yıllarında Türk Deniz Kuvvetleri envanterine dahil edildiğini dile getirdi.
MELTEM-2 Projesi kapsamında da daha gelişmiş komuta kontrol ve modern keşif gözetleme sistemleriyle donatılan CN-235 D/K uçaklarının 2013 itibarıyla teslim alındığına dikkati çeken Kurmay Albay Akıncı, denizlerdeki dost ve müttefik unsurlarla müşterek veya müstakil, gece , her türlü şartta etkin görev yapılmaya başlandığını aktardı.
MELTEM-3 Projesi ile de geçen yıl 2 ATR-72 600 genel maksat uçağının envantere girdiği bilgisini veren Kurmay Albay Akıncı, sözlerini şöyle tamamladı:
"Proje kapsamında 2017-2018 yıllarında 6 ATR-72 600 deniz karakol uçağına sahip olunması hedeflenmektedir. Platformlu gemilerin sayısının artması, donanmanın görev alanının sadece çevre denizlerle sınırlı kalmaması, denizlerde yatan hak ve menfaatlerin öneminin kavranması nedeniyle deniz hava gücümüzün de önemi artmış ve yapılan hamlelerle bugünkü düzeye gelinmiştir. Deniz hava gücüne ihtiyacın önümüzdeki dönemde daha da artacağına inançla bu alandaki yatırımlara devam edilmektedir. Başlangıçta sadece Cengiz Topel Üssü'nde konuşlu bulunan deniz hava unsurları, 4 Ağustos 2010'da 5 coğrafyada bulunacak şekilde Deniz Hava Komutanlığı çatısı altında yeniden teşkilatlandırılmıştır.
Deniz Hava Komutanlığı, günümüzdeki yapısı, gerçekleşmekte olan projeleri, ileri teknoloji silah ve sistemlerle donatılan uçak-helikopterleri ile Karadeniz, Ege ve Akdeniz'de önemi ve etkinliği göz ardı edilemeyecek, güçlü bir deniz hava gücüne dönüşmüştür."
Basın mensupları, açıklamanın ardından Deniz Hava Harekatı Destek Merkezi ve deniz karakol uçaklarını gezdi.BloombergHT - AA
alıntıdır..
bayram tv
02-03-2014, 18:02
Only the registered members can see the link
Türk bilim adamları, nötron radyasyonun yoğun olduğu yerlerde zırh görevi üstlenecek nanokompozit malzeme üretecekler.
Fırat, Bitlis Eren, Selçuk ve Kocaeli üniversiteleri ile ABD'nin Maine Üniversitesinin ortaklığında, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun (TEAK) desteğiyle yürütülen "Nano Parçacık Katkılı Polimer Tabanlı Nanokompozit Materyallerin Üretilmesi ve Geliştirilmesi Projesi" çerçevesinde 5'i Türk 6 bilim adamı, nötron radyasyonun yoğun olduğu yerlerde zırh görevi üstlenecek nanokompozit malzeme üretmek için çaba sarf ediyor.
Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Öğretmenliği Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve proje yürütücüsü Doç. Dr. Oktay Baykara, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bitlis Eren, Selçuk, Kocaeli ve Maine üniversiteleri ile ortaklaşa yürüttükleri projeye, TÜBİTAK'ın yaklaşık 300 bin lira, TEAK'ın ise laboratuvar desteği verdiğini söyledi.
Projede kendisiyle beraber 5 Türk akademisyenin ve bir Amerikalı bilim adamının görev aldığını anlatan Baykara, proje üzerinde bir yılı aşkın süredir çalıştıklarını ve ön hazırlıkları tamamladıklarını belirtti.
Malzemeyi nanobor ve plastikten üretecekler
Uygulamalı nükleer fizik ve çevresel radyasyon konularında çalışmaları bulunan Baykara, nükleer alanlarda kullanılan zırhlama materyallerine alternatif olarak kullanılabilecek bir malzeme üretmek için çalıştıklarını bildirdi.
Bu malzemeyi, birçok alanda kullanılan bor madeninin farklı bir hali olan nanobordan yapmayı planladıklarını ifade eden Baykara, ''Nanobor maddeyi, piyasada satılan ve pet şişe yapımında da kullanılan plastik malzemeyle harmanlayıp nanokompozit malzeme oluşturacağız. Üretmeyi amaçladığımız bu malzeme, nötron radyasyonun yoğun olduğu yerlerde zırh görevi üstlenecek" diye konuştu.
Nötron ve gama radyasyona karşı soğurma (emme) özelliği taşıyacak malzemenin, yoğun radyasyonlu alanlarda mevcut sistemin yerine kullanılacağını belirten Baykara, şunları kaydetti:
''NASA'nın (ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi) da benzer malzemelerin üretimine büyük önem verdiği ve uzay teknolojisinde kullandığı nanomateryaller; nükleer reaktörler, hava sanayisi ve nükleer tıp gibi birçok alanda alternatif malzeme olacak. Örneğin, hava sanayisinde alüminyum, nükleer reaktörde beton, hastanelerde beton ve kurşun kullanılır. Bunlara alternatif, toksit olmayan, çevre dostu, dayanıklı, yerli üretim, teknolojik altyapısı olan ve nanoteknoloji kullanılacak bir malzeme üretmenin peşindeyiz.'"
Dünyada ses getirecek bir malzeme olacak
Projenin 30 ay süreceğini ve ilk 15 ay içerisinde ilk prototipi üreteceklerini bildiren Doç. Dr. Baykara, ilerleyen aşamalarda patentini alacakları malzemenin üniversite-sanayi iş birliğiyle seri üretimini yapmayı planladıklarını kaydederek, "Yapacağımız malzeme, bu anlamda dünyada ses getirecek bir malzeme olacak. Yaptığımız literatür taramalarında Türkiye'de benzerini görmedik. Bizim amacımız, dışarıdan hazır teknoloji almak değil, teknolojiyi kendimiz üretebilecek duruma gelmek" diye konuştu.
AA
beaverss
02-03-2014, 22:01
hepsi çok güzel gelişme inş devamı gelir
bayram tv
09-03-2014, 17:40
Only the registered members can see the link
Savunma sanayinin yıldızı oldu
Türkiye’nin ilk milli keskin nişancı tüfeği JMK Bora-12, yurtdışında girdiği birçok testi başarıyla tamamlarken, jandarmanın operasyonel birliklerince de kullanılmaya başlayan tüfeklere, yurtdışından yoğun ilgi gösteriliyor.
Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı Özel Operasyon Taburundaki keskin nişancılar, milli keskin nişancı tüfeği Bora-12 ile hedefi 12’den vuruyor. Jandarma Genel Komutanlığı ile ortak yürütülen “7.62 mm. Keskin Nişancı Tüfeği Projesi Sözleşmesi” 2005’te Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu ile Jandarma Genel Komutanlığı’nca imzalandı.
ORTA MESAFEDE ETKİLİ
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) birliklerinde kullanılan, mevcut keskin nişancı tüfeklerine alternatif olarak üretilen milli keskin nişancı tüfeğiyle iç ve dış tehditlere karşı mukavemet gösterilmesi, bunların imhası için orta mesafede olmak üzere vuruş ve yüksek kullanım etkinliğine sahip keskin nişancı tüfeğinin tasarlanması hedeflenmişti.
SİPARİŞ YAĞIYOR
Üretiminin tamamlanmasının ardından jandarmanın operasyonel birliklerine dağıtılan milli keskin nişancı tüfeği ayrıca Azerbaycan, Türkmenistan ve Suudi Arabistan’a ihraç edildi.
Pakistan’da üç, Suudi Arabistan’da ise bir defa düzenlenen atışların ve çevresel testlerin gerçekleştirildiği müsabakalarda kullanılan tüfeğin, tüm testleri başarıyla tamamlandı. Pakistan’daki müsabakalara İngiltere’den, ABD’den, Güney Afrika’dan Suudi Arabistan’daki testlere ise Alman firmalar da katıldı.
6.5 KİLO AĞIRLIĞINDA
Milli keskin nişancı tüfeği özellikleriyle de dikkati çekiyor. 7,62 milimetre kalibreli tüfeğin etkili menzili 800 metre oldu. Aksesuarsız ve şarjörsüz 6,5 kilogram ağırlığındaki tüfekte 10 mermi kapasiteli şarjör bulunuyor.
Atış hassasiyetini maksimuma çıkaran serbest salınımlı namlunun bulunduğu tüfekte kullanıcıya göre ayarlanabilen, amortisörü sayesinde kullanıcı üzerine gelen geri tepme kuvvetini sönümleyebilen fonksiyonel dipçik yer alıyor. Kullanıcıya göre ayarlanabilen yanaklık ve kabzaya sahip tüfeğe dürbün, gece görüş sistemleri ve lazer de takılabiliyor.AA
bayram tv
09-03-2014, 17:41
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Roketsan Avrupa'da "CİRİT" atacak
Roketsan tarafından geliştirilen, sabit ve hareketli hedeflere karşı yüksek hassasiyet ile sınıfının en uzun menzilli füzesi olan "CİRİT" Avrupa'da görücüye çıkacak
Roketsan Genel Müdürü Selçuk Yaşar, sabit ve hareketli hedeflere karşı yüksek hassasiyet ile sınıfının en uzun menzilli füzesi olan CİRİT'in mayıs ayında Almanya'da düzenlenecek bir fuarla Avrupa'da tanıtılacağını belirterek, "CİRİT'in başarısını Avrupa ülkelerine taşımak istiyoruz. CİRİT, Avrupa'da görücüye çıkacak, büyük bir lansman olacak" dedi.
Son yıllarda büyük bir atılım gerçekleştiren Roketsan ve Türk savunma sanayisi ürünleri hakkında AA muhabirine açıklamalarda bulunan Roketsan Genel Müdürü Yaşar, hafif zırhlı/zırhsız sabit ve hareketli hedeflere karşı yüksek hassasiyet ile sınıfının en uzun menzilli füzesi olan CİRİT'in Avrupa'da görücüye çıkacağını söyledi.
CİRİT'in Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki kalifikasyonunun tamamlandığını ifade eden Yaşar, "Çok başarılı sonuçlar alındı. 2013 başında 190 milyon dolarlık bir ihracatımız olmuştu. Bu başarılı bir sonuçla, Birleşik Arap Emirlikleriyle ilişkilerimizin giderek daha da artacağını düşünüyoruz. Zaten CİRİT füzemiz oradaki 4'üncü projemiz" diye konuştu.
Yaşar, CİRİT füzesine gösterilen ilgiden dolayı memnuniyet duyduklarını dile getirerek, füzenin Birleşik Arap Emirlikleri'ne, Orta Doğu bölgesine ve Türkiye ile dost ülkelere ihracat şansının giderek arttığını, uzun vadede de bu potansiyellerini güçlendirmek istediklerini vurguladı.
İhracat pazarlarının giderek çeşitliğine dikkati çeken Yaşar, şunları kaydetti:
"Avrupa'daki helikopter üreticileriyle çalışıyoruz. Mayıs ayında Almanya'da Türkiye'nin de katılacağı çok büyük bir fuar gerçekleştirilecek. Burada CİRİT füzeminizin başarısını Avrupa ülkelerine taşımak istiyoruz. Avrupa'nın da önemli helikopter üreticileri var. Bunların ihraç ettiği ülkelere CİRİT'in helikopter üzerinden başarıyla atılabilen bir sistem olması dolayısıyla, helikopter üreticileriyle işbirliği yapıp 3. ülkelere füzemizi pazarlama hedefimiz var. Gayet de olumlu ilerliyoruz. CİRİT, Avrupa'da görücüye çıkacak, büyük bir lansman olacak."
CİRİT füzesinin özellikleri
Roketsan tarafından tasarlanan 2,75” Lazer Güdümlü CİRİT füzesi, ucuz ve hassasiyeti düşük güdümsüz roketler ile yüksek maliyetli güdümlü Anti-Tank füzeleri arasındaki boşluğu doldurmak amacıyla tasarlandı.
CİRİT, Roketsan tarafından geliştirilmiş olan standart CİRİT POD'undan ve Akıllı POD'dan atılabiliyor. Akıllı POD, sahip olduğu platform ile iki yönlü veri iletişimi ve envanter bilgisi sağlama özellikleri ile CİRİT füzesinin etkinliğini arttırmaktadır. CİRİT, yükleme ve boşaltmayı kolaylaştıran tüp komplesi içerisinde bulunuyor.
Füze, aerodinamik yapısı ve kompozit katı yakıtlı motoru sayesinde, klasik 2,75” füzelere göre, 8 kilometre ile sınıfının en uzun menziline sahip. Ayrıca CİRİT füzesi çok maksatlı (Zırh Delici, Anti-Personel ve Yangın Çıkarıcı) harp başlığı ile birlikte yüksek infilaklı harp başlığı opsiyonlarını da barındırıyor.
Sistem, çeşitli platformlara (Helikopter, insansız hava aracı, kara aracı, sabit platform, hafif saldırı uçağı, deniz platformu) entegre edilebiliyor.
Ulusal füze ve roket programlarının öncüsü Roketsan
1988 yılında ulusal füze ve roket programlarında öncü olmak üzere Savunma Sanayii İcra Komitesi kararıyla kurulan ROKETSAN, bugün Türkiye savunma sanayinin teknoloji üreten stratejik merkezlerinden biri olarak faaliyet gösteriyor.
Roket ve füze sistemleriyle ülke savunmasına hizmet eden ROKETSAN, özgün ürünleri ve ileri teknolojisi ile yurt içinde ve yurt dışında birçok firmayla çalışıyor.
Yapısal, termal, mekanik tasarımlar, iç balistik, güdüm-kontrol, silah sistemleri, aerodinamik, kompozit malzeme, yakıt sistemleri ve harp başlığı teknolojilerinde uzmanlaşmış olan ROKETSAN, ulusal ve uluslararası projelerin güvenilir ortağı olarak görülüyor.
bayram tv
13-03-2014, 22:08
Yerli füze MIZRAK hedefi 12'den vurdu
Yurt içi altyapı kullanılarak tasarlanan ve testlerden başarıyla geçen uzun menzilli tanksavar füzesi "MIZRAK-U" ilk testinde hedefi yüzde 100 başarıyla vurdu.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile Roketsan'ın birlikte yürüttüğü uzun menzilli tanksavar füzesi MIZRAK-U'nun test süreci hakkında bilgi veren Roketsan Genel Müdürü Selçuk Yaşar, füzenin Konya Karapınar'daki ilk testinde helikopterden kızılötesi arayıcı başlığıyla yapılan atışta yüzde 100 başarı elde ettiğini kaydetti.
"MIZRAK-U"nun test sürecinin bu yıl devam edeceğini ve kalifikasyonunun tamamlanacağını ifade eden Yaşar, 2015 yılında seri üretime geçmeyi planladıklarını bildirdi. Seri üretimin ardından füzenin ihracını gerçekleştirmeyi hedeflediklerini ifade eden Yaşar, "Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) dünyada büyük bir referans. Dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullandığı bir ürün müşterinin büyük ilgisini çekiyor, güven duyuyor ve kabul görüyor. Dolayısıyla MIZRAK'ın, TSK'nın envanterine girdikten sonra CİRİT'e benzer bir şekilde çok kapsamlı pazarlarda ihracat yapılabileceğini düşünüyorum" diye konuştu.
Füzenin özellikle Orta Doğu, Avrupa ve Uzakdoğu ülkelerine ihraç edilebileceğine işaret eden Yaşar, "Dünyada bizim yaptığımız gibi şu anda modern, yeni nesil bir tanksavar tasarımı yok. Dünyadaki şu anda en yeni tanksavar füze tasarımı Roketsan tarafından yapılıyor. Mevcut sistemlerin en iyi özelliklerini alarak yaptığımız bir tasarım. Dolayısıyla en üst teknoloji diyebiliriz. Bu çerçevede ihraç şansının da yüksek olacağını düşünüyorum. Çok üstün özellikleri var. Pazarda çok iddialı bir ürün olacak" ifadesini kullandı.
Etkin zırh delme yeteneğine sahip
Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na ait AH-1S helikopterinden 3 bin 500 metre menzile yapılan ilk güdümlü atışta hedefi başarı ile vuran MIZRAK-U proje çalışmalarında önemli bir aşamayı geçti.
ATAK helikopterinde kullanılmak üzere geliştirilen MIZRAK-U füzesi, Roketsan tarafından yurt içi altyapı kullanılarak tasarlandı. Rakiplerine karşı önemli teknik üstünlüklere sahip olan füzenin bu yıl içerisinde kalifiye edilmesi hedefleniyor.
Ana muharebe tanklarına karşı kullanılacak olan MIZRAK-U füzesi azami 8 kilometre menzili ile yüksek vuruş hassasiyeti ve etkin zırh delme yeteneğine sahip.
AA
Only the registered members can see the link
beaverss
14-03-2014, 09:02
çok güzel çalışmalar inş devamı gelir
bayram tv
29-03-2014, 15:30
Savunma Sanayi 2023 ihracat hedefine emin adımlarla ilerliyor
SAVUNMA ve Havacılık Sanayi, ‘cumhuriyet’in 100. yılında 25 milyar dolarlık ihracat hedefine emin adımlarla ilerliyor. Birçok sektörün ihracatı alarm verirken bu sektörde ihracatçı firma sayısı 1 yılda ikiye katlandı ve ihracatı 1.4 milyar dolara ulaştı. SSI Başkanı Latif Aral Aliş, birliğe üye firma sayısının 240’a yükseldiğini açıkladı.
ORTALIK toz duman ve ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı’ için koyduğumuz 500 milyar dolarlık ihracat hedefi artık pek konuşulmuyor. Ancak bir sektör var ki, her şeye rağmen yoluna aynı tempoyla devam ediyor. O sektör, Türk savunma sanayi. Hedef, 2023 yılı hedefi ise 25 milyar dolarlık ihracat yapmak. Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçılar Birliği (SSI) Başkanı Latif Aral Aliş, geçen yıl birliğe üye firma sayısının 120 olduğunu bu yıl ise 240’a yükseldiğini belirterek, üye sayımızın 600 çıkmasını bekliyoruz. Türk savunma ve havacılık sanayisinde yeni şirket ve yeni ürün sayısı hızla artıyor” dedi. Başkan Aliş, 2013’te 1.4 milyar dolarlık ihracata ulaşan sektörün 2014’te bu yeni firma ve ürünlerin etkisiyle 2 milyar dolarlık ihracata ulaşacağını söyledi. Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023 yılı için sektörün 25 milyar dolarlık ihracat hedefi koyduğunu anlatan Latif Aral Aliş, şöyle devam etti:
TALEP PATLAMASI VAR
“Biz bu hedefe kolay ulaşırız. Çünkü çok sayıda yeni ürünümüz devreye giriyor. 2013’te sektörümüzde Ar-Ge için 500 milyon lira harcandı. Bu çok önemli bir kaynak. Bu yıl da aynı tempoyla devam edeceğiz. Savunma ve Havacılık Sanayi Tanıtım Grubu’muzu da kurduk. Türk savunma sanayisini dünyada daha etkili tanıtmaya başlıyoruz. Bütçemizin yüzde 90’ını da yurt dışında kullanacağız. Asya pazarlarında Malezya, Endonezya, Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Srilanka ve Filipinler’de tanıtım yapacağız. Buralardan alım heyetlerini Türkiye’ye davet edeceğiz. Türkiye’den oraya heyetler götüreceğiz. Bu ülkelerde silah alımı çok hızlı yükselmeye başladı. Yüzde 30’lar civarında artış var.”
IWA’DA İSPANYA’YI GEÇTİK
7-10 Mart tarihlerinde Almanya’nın Nürnberg kentinde düzenlenen ‘Hafif Silahlar (tabanca, tüfek) ve Spor Silahları Fuarı IWA’ya bu yıl 66 Türk firmasıyla katılım düzenlediklerini söyleyen Latif Aral Aliş, bu fuara katılan Türk firması sayısının da geçen yıl 52 olduğunu hatırlattı. Aliş, “Bu sene İspanyolları adeta süpürdük. Onlardan kalan yerleri tuttuk. İspanyollar artık bizim kalitemiz ve fiyat rekabetimize dayanamıyor. Sırada İtalyanlar var. Karşımızda zorlanmaya başladılar” dedi.
İngiliz asilzadesine 40 bin Euro’luk tüfek
AYNI zamanda Sarsılmaz Silah Sanayii’nin de yönetim kurulu başkanı olan Latif Aral Aliş, 1998’de İtalya’da satın aldıkları Vincenzo Bernardelli silah fabrikası ve markasının da küresel pazarda çok güçlü bir oyuncu haline geldiğini anlattı. İtalya’daki fabrikaya yakın zamanda İngiltere Kraliyet ailesinden bir asilzadenin çok özel bir av tüfeği siparişi verdiğini söyleyen Aliş, “40 bin Euro’luk bir tüfek oldu. markamızın başarısı bizde başka küresel markaları da satın alma konusunda istek uyandırdı” dedi. Aliş, kraliyet ailesinin üyesinin ismini veremeyeceklerini, tüfeğin de kişiye özel figürlerle süslendiği için teşhir edilemeyeceğini belirtti.
Only the registered members can see the link
bayram tv
29-03-2014, 15:30
Only the registered members can see the link
Savunma devi ilk kez Ankara dışına çıkıyor!
Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) yerleşkesinde yapımına başlanan ve ASELSAN'ın yurtiçinde Ankara dışındaki ilk yatırımı olan tesisin yapımına başlandı. Tesiste, morötesi, görünür ve yakın kızılötesi bantlar için hassas optik elemanlarının üretimi gerçekleştirilecek.
TABANA YAYILACAK
Tesisin üretime başlamasıyla CÜ Optik Bilimler Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Optik Mühendisliği Bölümü'nün projelerini sanayiye aktarması amaçlanıyor. ASELSAN tarafından tasarlanarak yurtdışında ürettirilen morötesi, görünür ve yakın kızılötesi bantlar için hassas optik elemanların üretiminin yapılacağı tesisle, teknolojinin tabana yayılması hedefleniyor.
Uydu teleskoplarındaki optikler ve opto-medikal ürünlerle sivil sektöre de hizmet verecek tesis, optik ürünler kullanan tüm yurt içi firmaların ihtiyacına cevap vermenin yanı sıra ihracat için de çalışacak. ASELSAN Genel Müdürü Cengiz Ergeneman, Türkiye'deki 24 üniversiteyle ortak çalışmalar gerçekleştirdiklerini söyledi. Yurtdışında başarılı çalışmalar yaptıktan sonra Türkiye'ye dönen akademisyenlerle irtibata geçtiklerini dile getiren Ergeneman, başarılı öğretim üyeleriyle projeler yaptıklarını belirtti.
ASELSAN'ın üniversitelerle çalışma yapabilmesi için kentteki sanayicinin de konuya ilgi duyması gerektiğini aktaran Ergeneman, CÜ'de bu şartlar oluştuğu için hassas optik tesisinin hayata geçtiğini ifade etti. Yurtdışındaki çalışmalarını yakından takip ettikleri Prof. Dr. Sezai Elagöz'ün CÜ Mühendislik Fakültesi Nanoteknoloji Mühendisliği'nde göreve başlamasının ardından Elagöz ile 2 proje başlattıklarını anlatan Ergeneman, "Böylelikle mühendislerimiz Sivas'a gidip geldi ve CÜ ile ilişkilerimiz başladı. Yaptığımız görüşmeler sonunda ASELSAN ve Sivas Optik Malzemeleri Sanayi ve Ticaret AŞ'nin yüzde 50 ortaklığıyla tesisin kurulmasına karar verdik. Burada morötesi, görünür ve yakın kızılötesi bantlar için hassas optik elemanların üreteceğiz. Daha sonra da tasarım işlerini burası yapacak" diye konuştu.
HEDEFTE NE VAR?
Cengiz Ergeneman, tesiste üretilecek merceklerin savunma sanayinde her türlü gözlüklerde, dürbünlerde kullanılabileceğine dikkati çekerek, "Tesis, uzay teleskobu üretebilecek mercekleri de yapabilecek konuma gelebilir. Belki uzay teleskobunun kendisini üretebilir" dedi.
Tesis üretime başladığında yurt dışına da mercek satar duruma geleceklerini belirten Ergeneman, "Bu optikleri tasarlamamıza rağmen yurt dışında imal ettiriyorduk. ASELSAN'ın ihtiyacı buradaki tesisi fizibıl hale getirdi" dedi. Ergeneman, merceğin cinsine göre üretim adedinin değişeceğini, tesise toplam 15 milyon dolarlık bir yatırım yapılacağını söyledi. Tesisin savunma sanayiyle ilgili farklı konularda da çalışma yapmasını istediklerini ifade eden Ergeneman, "ASELSAN'ın yurt içinde Ankara dışındaki ilk yatırımı. Bu yatırımların devam etmesini istiyoruz. Belli konularda bilgi birikimi varsa bu tür teknoloji şirketleri kurmayı düşünüyoruz. Bunların kendi konusunda derinlemesine gitmesini istiyoruz" dedi. Temeli 16 Mart Pazar günü Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın katılımıyla atılan tesisin bir yılda tamamlanarak hizmete açılması planlanıyor.
Only the registered members can see the link
bayram tv
29-03-2014, 15:35
Katar'ın başkenti Doha'da 25-27 Mart tarihlerinde düzenlenen 4. Uluslararası Denizcilik ve Savunma Fuarı (DIMDEX)'nda Türk şirketleri Katar ile 55 milyon dolar değerinde askeri techizat anlaşması imzadı.
Only the registered members can see the link
bayram tv
02-04-2014, 00:03
Only the registered members can see the link
Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar görevinden alındı.
Son 10 yılda onlarca savunma sanayi projesine imza atan Murad Bayar, üçlü kararnameyle görevden alındı. Bayar’ın ismi son olarak tartışmalı Milgem ihalesi ve Çin füzesiyle ilgili olarak gündemdeydi
Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) görevini 10 yılı aşkın bir süredir yürüten Murad Bayar, Katar’da savunma fuarındayken görevden alındı. Bayar’ın SSM’deki son mesajı Çin ile yapılan ve NATO üyesi ülkelerin tepkisine neden olan uzun menzilli hava savunma füzesi sistemi görüşmeleri konusunda oldu. Bayar, “İlk hedefimiz, Çin ile uzun menzilli hava savunma füzesi sistemi konusunda görüşmeleri tamamlamak ve sözleşmeye varmak” açıklaması yaptı.
Resmi gazete’de dün yayımlanan atama kararnamesine göre Bayar, başka bir göreve atanmak üzere bu görevinden alındı. Bir süre önce Bayar’ın görevden alınarak Türkiye’nin Ottawa Büyükelçisi olarak atanacağı, yerine de Danıştay 6. Daire üyesi İbrahim Erin’in getirileceği iddiaları kulislere yansımıştı.
ABD’den geri getirildi
1989’dan 1998’e kadar Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nda çalışan Bayar, Türk F - 16’larına takılacak Elektronik Harp Sistemleri projesinin (SPEWS-2) başındayken üstleriyle görüş ayrılığı üzerine şube müdürlüğü görevinden alınmış, Booz Allen Hamilton danışmanlık firmasında çalışmaya başlamıştı. Bayar daha sonra Başbakan Erdoğan’ın da isteğiyle ABD’den Türkiye’ye getirilip SSM’nin başına geçirilmişti.
Milli jetin imzasını attı
Bayar’ın 10 yıl yönettiği SSM, bu süre zarfında önemli projelere imza attı. Bunlar arasında Müşterek Elektronik Harp Simülasyon Sistemi (MEHSİM) Projesi, Tank Taşıyıcı Araç ve Römorku (TTAR) Projesi, KBRN Mobil Arazi Laboratuarı Projesi, Taktik Tekerlekli Araçları (TTA) Projesi, MİLGEM Projesi, Sualtı Taarruz Timleri Harekatı için İntikal Botları Projesi, Genel Maksat Helikopteri Projesi, Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi, Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi, Mobil Sabit Radar Projeleri, Türk Tipi Hücumbot Projesi, Acil Müdahale ve Dalış eğitim Botu Projesi, Yüksek Frekans Elektronik Taarruz Projesi gibi projeler yer aldı. SSM’nin üzerinde çalıştığı son önemli projelerden birisi de Türkiye’nin kuruluşunun 100. yılına yetiştirilmesi amaçlanan milli savaş jetiydi. 2010’da ilk kez gündeme gelen milli jet projesi için 2011’de imzalar atılmıştı.
Sonuca varmaya yakındı!
Bayar, NATO ülkelerinin tepki gösterdiği Çin füzesi projesine de sahip çıktı. Görevden alma kararının yayımlandığı sırada Katar’daki Uluslararası Denizcilik ve Savunma Fuarı’nda (DIMDEX) konuşan Bayar, “İlk hedefimiz, Çin ile uzun menzilli hava savunma füzesi sistemi konusunda görüşmeleri tamamlamak ve sözleşmeye varmak. Şu anda Çin ile görüşmelerimizde tıkanma yok” dedi.
Bayar, füze sistemi konusunda ABD ve Avrupa’dan gelen yeni fiyat ve ortak üretim tekliflerine kapalı olmadıklarını, ancak öncelikli hedefin yeni teklifler değil, Çin ile sonuca varmak olduğunu vurguladı.
SSM’nin önem verdiği projelerden MİLGEM, son dönemlerde bir ses kaydı iddiası ile gündeme gelmişti.
‘Başmüşavir oldu’
Üçlü kararname ile başka bir göreve atanmak üzere görevinden alındığı açıklanan Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar Başbakanlık Başmüşaviri olarak atandı. Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın açıklamasında, “Bayar’ın Başbakanlık Başmüşaviri olarak atanması uygun görülmüştür” denildi. Savunma Sanayii Müsteşarlığına Müsteşar Yardımcısı Faruk Özlü’nün vekâlet edeceği belirtildi.(Milliyet)
bayram tv
02-04-2014, 00:04
Only the registered members can see the link
Temsili görsel
'Özgün Helikopter'in ön tasarımı tamam
Savunma Sanayii Müsteşarlığının talebi doğrultusunda Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) tarafından yapımına başlanan yerli helikopter projesi "Özgün Helikopter"in ön tasarımının tamamlandığı, helikopterin şeklinin belirlendiği öğrenildi.
TUSAŞ Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı, Özgün Helikopter'in müşterisinin Savunma Sanayii Müsteşarlığı olduğunu ancak ortaya çıkacak ürünün hem sivil hem de askeri sertifikasyona sahip olacağını söyledi.
"Çalışmalarımız takvimine uygun olarak devam ediyor"
Özgün Helikopter'in 5 ton sınıfında genel maksat helikopteri olduğunu ifade eden Dörtkaşlı, şöyle konuştu:
"Çalışmalarımız takvimine uygun olarak devam ediyor. Avrupa Havacılık Otoritesinin sertifikasyonu altında tamamlanacak. Sonunda ortaya çıkacak ürün hem sivil sertifikasyona hem de askeri sertifikasyona sahip olacak. 5 ton sınıfındaki bu ürün, şu an uçan UH-1H ya da ambulans görevinin yapan helikopterlerin vazifesini görecektir. Projeyi arada önemli kilometre taşları olmakla birlikte 6. yılda sivil sertifikasyonunu, 7.5 yıl sonra da askeri sertifikasyonunu tamamlamayı düşünüyoruz."
"6 yıl sonra havada göreceğiz"
Helikopterle ilgili çalışmaların ODTÜ Teknokent'te yerleşik TUSAŞ ekibi tarafından yapıldığını belirten Dörtkaşlı, "Bu helikopter için başlatılan özgün, türbin motor geliştirme projemiz de var. Onu da yine bizim Eskişehir'deki iştirakimiz TUSAŞ tarafından yapılacak. Türkiye'de ilk defa bu ölçekte, bu boyutta bir türbin motor geliştirme projesi olacak" dedi.
Dörtkaşlı, tasarımın tamamen kendilerine ait olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
"Helikopterin 5. yıldan itibaren teker kesmeye başlayacağını düşünüyoruz. Belki daha erken de olabilir ama bunun sertifikasyonu tamamlanmış hali için hedefimiz 6 yıl. Altı yıl sonra bu ürünümüzü havada göreceğiz. 2020 çok iyi bir tarih. İnşallah cumhuriyetimizin 100. yılında hizmet verecek noktaya gelir. Ürün yerli olunca satış hakkı da bizim olacak. Bu sınıftaki helikopterlere ciddi talep olacağına inanıyorum. Zaten bizim sektörümüzün şöyle bir özelliği var. İçerideki müşterimiz çok kuvvetli, referansı da çok kuvvetlidir. Dolayısıyla onlar için geliştirdiğimiz sistemin yurt dışında önemli oranda rağbet göreceğini tahmin ediyorum. Ön tasarım aşamasını tamamlıyoruz. Helikopterin şekli şemaili, iç yerleşim planı, isteklerin gözden geçirilip müşteri tarafından doğrulandığı dönemi geçiyoruz. Bundan sonra iyice detaya inmeye başlıyoruz. 'Şekli şemaili ortaya çıktı' diyebiliriz."
(AA)
rselturk
02-04-2014, 01:06
Sevgili Bayram Tv,Türk Savunma Sanayii ile ilgili haberleriniz çok güzel.İnşallah öngörülen zaman içinde hepsi gerçekleşir.Bizler de Türk insanının fırsat verilince neleri yapmaya muktedir olduğunu görür, gururlanırız.Onlara işlerinde başarılarının sürekli olmasını dilerim!..
Yalnız başarılı bir müsteşarın görevden alınmasını doğrusu anlayamadım.Son zamanlarda üst düzey devlet bürokrasisindeki sağa sola savrulmaları da dikkate alınca, acaba bu da mı "Paralel" demekten kendimi alamıyorum!..:49:
Biz bu iktidara 91 yıllık geleneği olan , saygın bir devlet yapısı teslim ettik,onlar on yılda yarısı "paralel,"yarısı "yamuk" bir yapıya çevirmeyi başardılar. Yazık ettiler!...:nono::
bayram tv
05-04-2014, 01:42
Only the registered members can see the link
Yeryüzünü yerli İHA'lar gözetleyecek
TUSAŞ Motor Sanayi AŞ'nin bünyesinde oluşturulan ve yerli tasarım hava araçları motorlarının tasarımlarını gerçekleştiren yaklaşık 200 kişilik ekip, yerli İHA motoru üretmeyi hedefliyor.
TEI Genel Müdürü Mahmut Akşit, kurumun, uçak ve helikopter motorlarının bakım onarımlarının yapılması ve parça imalatçısı olmanın dışında tasarımcı olarak da Türk ordusunun ihtiyacının karşılanmasını amaçladığını belirterek, söz konusu hedef doğrultusunda oluşturulan bir Ar-Ge ve tasarım grubunun bulunduğunu kaydetti.
Tasarım grubunun büyümeye devam ettiğini ifade eden Akşit, şöyle konuştu:
"Şu anda yaklaşık 200 kişilik bir tasarım grubumuz var. Gebze'de doğrudan General Electric uçak motoru (GE Aviation) tasarım ekibi ile çalışan 100 kişilik bir mühendislik ekibimiz var. Bu ekip şu anda uçmakta olduğumuz birçok motor da dahil olmak üzere General Electric tarafından üretilen motorların tasarım ve iyileştirme işlemlerinde doğrudan General Electric ekibiyle entegre olarak çalışıyor. Onun dışında Eskişehir'de bir tasarım grubumuz var. Eskişehir'deki grubumuz içinde şu anda insansız hava araçlarının motoruyla uğraşan bir ekibimiz var. Ayrıca jet ve helikopter motorları konusunda çalışan ekiplerimiz de var. Onlar da büyüyor. İnsansız hava araçlarında genellikle düşük hızda ancak yüksek irtifada uçağın yavaş seyretmesine imkan tanıyacak pistonlu motorlar kullanılmaktadır. İlk etapta heronlar konusunda yaşanan sıkıntı sebebiyle yurtdışından bakım-onarımda destek alınamaması nedeniyle onların bakım-onarımlarını, yedek parçalarının tasarım ve imalatını gerçekleştirdik. Düzenli değişmesi gereken parçaları kendimiz, buradaki mühendislik ekibimizle tekrar tasarladık, mevcut yapıya adapte ettik ve uçurduk. Böylece yedek parça ihtiyacını bu şekilde karşıladık. Şu anda ordumuzun elindeki heronların büyük çoğunluğu o parçalarla TEI adaptasyonu motorlarla uçuyor."
"Komple TEI tasarımı, yeni motor"
Akşit, bunun yanında Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ (TAI-TUSAŞ) tarafından insansız hava aracı ANKA'nın imal edildiğini hatırlattı.
ANKA'nın mevcut motorunun Alman Thielert firması tarafından üretildiğini anımsatan Akşit, şöyle devam etti:
"ANKA'nın motorunda irtifa yeteneğini, yetkinliğini istenilen seviyeye getirmek için modifikasyonlar yapıyoruz. Mevcut motorların modifikasyonların yanında ANKA için tamamen yeni, komple TEI tasarımı bir motor geliştiriyoruz. Bu arada Thielert, Çinli bir firmaya satıldı. Çinli firma, askeri amaçlı motor satışını durdurdu. ABD ordusunun elinde de ciddi miktarda 'Predator' gibi insansız hava araçları (İHA) var. Bunların baz motorlarını da Thielert firması yapıyordu. Bunların temininde de bir sıkıntı oluştu. Tasarım ekibimiz hem TAI'nin hem de ordumuzun ihtiyacı kapsamında yeni tasarım işini yürütüyor. Yeni motorumuz başarıyla testleri geçince ABD ordusunun bu sınıftaki ihtiyaçlarını karşılamak amaçlı onlara da motor satma imkanı olacak. Yaklaşık 2 yıl içinde tamamen yerli tasarım ve imalatı bize ait İHA'lara sahip olacağız."
bayram tv
05-04-2014, 01:42
Only the registered members can see the link
Türkiye geleceğin uçağını teslim aldı!
Türk Hava Kuvvetleri, Fransa'dan sonra dünyada ikinci kullanıcısı olduğu A400M askeri nakliye uçağını İspanya'nın Seville kentinde teslim aldı. Kayseri'ye uçan A400M, Erkilet 12'nci Ana Ulaştırma Üs Komutanlığı'na bağlı 221'nci Filo tarafından kullanılacak. İkinci uçağın ise yıl sonunda teslimatı planlanıyor.
Almanya, Fransa, İngiltere, İspanya gibi bugün Avrupalı havacılık devi Airbus'ın hissedarlarıyla birlikte Türkiye'nin de ortak olduğu projede toplam 174 uçak imal edilecek. Türkiye 10 uçak alacak. Projede Türkiye'yi TAI (Türk Havacılık ve Uzay Sanayi) temsil ediyor. Motor konusunda ise Eskişehir merkezli TEI, başını Rolls Royce'un çektiği konsorsiyumda yer alıyor.
1 MİLYAR EURO'LUK PARÇAYI TÜRKİYE YAPACAK
Toplam 500 Türk mühendisin 4 milyon saat tasarımına katkı yaptığı bu projede, 1 milyar Euro'luk parça imalatı Türkiye'de gerçekleşiyor. Airbus'ın araştırması, gelecek 30 yılda 1000 uçaklık pazarı ortaya koyuyor. Uçak satışı oldukça Türkiye proje ortağı olarak bu satıştan pay alacak.
Türkiye, 2018'e kadar teslim alacağı 10 adet A400M uçağı ile stratejik bir güce kavuşacak. Dört motorlu A400M, 116 paraşütçü taşıyabiliyor. Menzili 9 bin 300 kilometreye kadar çıkan uçağın hızı saatte 780 kilometre.
TESLİMATI EKİM AYINA PLANLANMIŞTI
Airbus'ın askeri kanadı, uçağı Türkiye'ye teslimatı için Ekim 2013'ü hedeflemişti. Ancak Türkiye ilk uçakla birlikte verilecek yedek parça stokunun tamamlanmadığını belirterek teslimat sürecini nisan ayına erteletmişti.
bayram tv
06-04-2014, 12:14
Only the registered members can see the link
Türkiye 5 ülkeden biri oldu
Aselsan ve ODTÜ, Kızılötesi çipi seri üretmeyi başardı.
Aselsan ve ODTÜ 15 yıl boyunca birlikte çalıştı optik ve kızılötesi dedektörde yurtdışına bağımlılığı sona erdirdi. Milyonlarca dolar harcandı yeni bir tesis kuruldu. Türkiye bu dedektörleri seri üretebilen dünyadaki 5. ülke oldu.
bayram tv
08-04-2014, 23:37
Only the registered members can see the link
Milli savaş uçağı 100. yılda göklerde
Milli Muharip Uçak Projesi'nde taslak tasarım ve fizibilite çalışmaları tamamlandı. İlk uçuş tarihi olarak Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümü olan 2023 hedefleniyor.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) tarafından 2.5 yıl önce başlatılan Milli Muharip Uçak Projesi'nde taslak tasarım ve fizibilite çalışmalarının tamamlandığı, ilk uçuş tarihi olarak Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümü olan 2023'ün hedeflendiği bildirildi.
TUSAŞ Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Milli Muharip Uçak Projesi'nin yaklaşık 2.5 yıl önce başlatılan bir çalışma olduğunu belirterek, Savunma Sanayii İcra Komitesinden bununla ilgili kararın çıktığını söyledi.
Dörtkaşlı, bir sonraki nesil muharip uçağın TUSAŞ'ın önderliğinde Türkiye'de tasarlanması ve üretilmesine yönelik bir proje olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
"İlk 2 yıl fizibilite hazırlama süresiydi. Bununla ilgili Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile bir sözleşme gerçekleştirdik ve raporumuzu teslim ettik. Bundan sonraki safha için müsteşarlığımızdan görev bekliyoruz. İlk uçuş olarak 2023'ü hedefliyoruz ama tüm sertifikasyon süreçlerinin tamamlanması ve envantere girmesi 2030'lardan sonrası için hedefleniyor. Dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Türk Hava Kuvvetlerinin envanterinde önce F16'larla birlikte ilerleyen dönemde ise F16'lardan sonra görev yapacak bir muharip uçaktan bahsediyoruz."
"Görünmezlik özelliği daha fazla olacak"
Dörtkaşlı, söz konusu uçakla ilgili taslak tasarımı ve fizibilitenin tamamlandığını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Fizibilite raporunda değişik alternatifleri idareye teslim ettik. Savunma Sanayii Müsteşarlığı bunu Türk Hava Kuvvetleri ile değerlendiriyor. Nihai cevapları almadık ama bu uçak bir sonraki nesil özelliklerine sahip olacak. Görünmezlik özelliği daha fazla olacak. Harekat yarı çapı etkinliği ve içerdiği teknolojiler ve milli unsurlar açısından 2035'lerde ve daha sonraki 30-40 boyunca görev yaparken herhangi zafiyet değil üstünlük yaratacak özelliklerini belirliyoruz. Bununla ilgili tasarımı ve fizibilite tamamlandı, şu an karar aşamasında."
(AA)
bayram tv
10-04-2014, 20:45
Only the registered members can see the link
Türk mühendislerden "radarda görünmezlik" teknolojisi
Türk mühendisler, kara, deniz ve hava araçlarına radara yakalanmama özelliği kazandıran özel bir teknoloji geliştirdi.
Hacettepe Teknokentinde faaliyet gösteren Türk mühendisler, kara, deniz ve hava araçlarına radara yakalanmama özelliği kazandıran özel bir teknoloji geliştirdi.
Anti-radar özellikli kumaş, sabit ve hareket halindeki tankların ve zırhlı araçların radar ve termal kameralara yakalanmamasını sağlıyor.
Mühendislerin geliştirdiği insansız hava araçlarının gövdelerine uygulandığında anti-radar özelliği kazandıran kompozit malzeme de dünyada ilk olma özelliği taşıyor.
Hacettepe Teknokentinde faaliyet gösteren Türk savunma sanayi şirketlerinden TDU Teknoloji Genel Müdürü Ümit Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 10 yıldır radarda görünmezlik teknolojileri üzerine çalıştıklarını belirterek, son iki yılda da KOSGEB desteğiyle anti-radar özellikli "gizleme ağı" prototiplerini başarıyla geliştirdiklerini bildirdi.
Geliştirdikleri teknolojinin iki ayrı ürün şeklinde ortaya çıktığını ifade eden Öztürk, bunlardan birinin radarda görünmezlik sağlayan kumaş yapılar, diğerinin ise radara yakalanmayan kompozit malzeme olduğunu belirtti.
Kumaş yapıların anti-radar özellikli "gizleme ağı" olarak bilinen bir yapı olduğunu anlatan Öztürk, ürünün "görsel", "ayar", "termal" ve "anti-radar" özelliklerine sahip olduğunu kaydetti.
Dünyada bu kumaşların anti-radar özelliğini sağlayabilen ülkelerin İsrail ve ABD olduğuna işaret eden Öztürk, "Dünya pazarını ellerinde bulunduran bu ülkelerin ardından Türkiye de anti-radar özellikli kumaşları yapabilen üçüncü ülke oldu" dedi.
Öztürk, anti-radar özellikli kumaşların özel gemoteriye sahip iplikler kullanılarak yapılan örgü desenlerinin nanoteknoloji temelli olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Ürünümüzü farklı renk ve desenlerde basabiliyoruz. Çöl rengi, orman yeşili ve bozkır iklimi için özel renklerde üretebiliyoruz. Ürün dayanıklı malzemeden üretildi. Kumaş, sabit duran tankların ve zırhlı araçların üzerine örtüldüğünde anti -radar ve anti-termal özellik kazandırıyor. Ayrıca mobil kamuflaj sistemini de geliştirerek, tank ve diğer zırhlı araçların hareket halindeyken deradar ve termal kameralara yakalanmamasını sağladık.
TÜBİTAK'ta yaptırılan testlerde özellikle anti -radar özellik için gerekli değerlerin çok üzerinderadar soğurma değerlerinin elde edilmesi başarımızı pekiştirdi. Ürün yüzde yüz yerli imkanlar ve yerli mühendisler tarafından geliştirildi."
Only the registered members can see the link
Kompozit malzemeyle görünmez uçaklar yapılacak
Ümit Öztürk, ikinci ürünleri olan anti-radar özellikli kompozit malzemenin ise dünyada bir ilk olduğunu belirtti.
Bu malzemenin mevcut kullanımdaki anti-radar özellikteki boyalara karşı üstün özelliklerinin bulunduğuna işaret eden Öztürk, şöyle konuştu:
"Askeri araçlar, anti-radar özellik boya kullanılmadan bu malzemeyle yapıldığında büyük avantaj katıyor. İnsansız hava araçlarının gövdelerinin normal kompozit malzeme ile yapılıp üzerine anti-radar boya uygulaması dünyada kullanılan geçerli yöntem iken, geliştirdiğimiz kompozitin kullanılması halinde boya uygulamasının aracın ağırlığını artırması ve atmosferik şartlarda özelliğini kaybetmesi gibi dezavantajları da ortadan kalkacak."
Prototiplerini ürettikleri bu malzemelerin yerli savunma sanayine ciddi katkı sağlayacağını vurgulayan Öztürk, yerli üretimle birlikte kara, hava ve deniz platformlarının dünya pazarındaki rekabet gücünün de artacağını söyledi.
Bu malzemelerin yerli ürünlere uygulanması için SSM ve TUSAŞ yanında diğer büyük savunma sanayi firmaları ile görüşmelerin devam ettiğini ifade eden Öztürk, şunları kaydetti:
"Türk Silahlı Kuvvetlerinin sadece multispektral gizleme ağı ihtiyacının yerli olarak giderilmesi halinde yüz milyon Dolardan fazla bir bedelin yurt dışına çıkmasının engellenecek. Tamamen yerli imkanlarla üretilen anti-radar özellikli kompozit malzemenin TAI yapımı ANKA insansız Hava aracında kullanımının gerçekleşmesi durumunda ANKA rakipleri karşısında öne çıkacaktır. Prototiplerini başarıyla hazırladığımız ürünlerimizin üretim iznini aldıktan sonra yatırımcılarla birlikte seri üretime başlayacağız."
Ümit Öztürk, anti-radar özellikli ürünlerini 24-28 Mart 2014 tarihlerinde Katar'da düzenlenen DIMDEX fuarında sergilendiğini ve büyük ilgi gördüğünü sözlerine ekledi.
(AA)
beaverss
10-04-2014, 21:16
çok güzel gelişmelr inş devamları gelir ......
bayram tv
16-04-2014, 23:46
Only the registered members can see the link
Türkiye modern harp başlığı üretecek
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık, "Dünyada sadece birkaç ülkenin sahip olduğu modern Harp Başlığı Üretim Tesisi'nin açılışını bu yıl içinde yapacağız" dedi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, dünyada sadece birkaç ülkenin sahip olduğu modern Harp Başlığı Üretim Tesisi'nin açılışını bu yıl içinde yapacaklarını belirterek, "Bu tesiste üretilecek harp başlıkları ve uçak bombaları ile Türkiye, savunma sanayinin bu çok önemli alanında yurt dışına bağımlılıktan kurtulacak" dedi.
Türkiye'nin savunma gücünü artıran yerli silah sistemlerini tasarlayan ve geliştiren TÜBİTAK, modern patlayıcıların üretim ve dolumunun yapıldığı tesislerin tasarımı, kurulumu ve işletmeye alınması konusunda da çalışmalar yürütüyor.
TÜBİTAK Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü (SAGE) ile Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) arasında imzalanan sözleşme ile TÜBİTAK mühendisleri tarafından ileri teknolojiye sahip Harp Başlığı Üretim Tesisi tasarlandı. Tesis, yakın zamanda Kırıkkale'deki MKE Mühimmat Fabrikası yerleşkesinde faaliyete geçirilecek.
"İzin alan değil, izin veren olacağız"
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, bu tip ileri teknolojiye sahip üretim tesislerinin tasarım ve kurulumunu dünyada sadece birkaç ülkenin yapabildiğini söyledi. Türkiye'nin her alanda olduğu gibi savunma sanayinde de her geçen gün dünyada daha fazla söz sahibi olmaya başladığını dile getiren Işık, şunları kaydetti:
"Bir alanda söz sahibi olmak için mümkün olduğunca dışa bağımlılığı azaltmanız gerekiyor. Patlayıcı üretim tesislerinde kullanılan özel üretim ekipmanları, Füze Teknolojileri Kontrol Rejimine tabi olup yurt dışından alımı, yüklenici firmanın bulunduğu ülkenin hükümet iznini gerektiriyor. Yani sizin bu ekipmana ihtiyacınız var ama alacağınız ülkenin hükümeti size izin vermezse, bunu alamıyorsunuz. Açacağımız tesiste yapılacak çalışmalarla bu durumu artık tersine çevireceğiz. Artık izin alan değil, izin veren olacağız."
Tesis A'dan Z'ye Türk mühendislerin elinden çıkıyor
Bakan Işık, modern mühimmatlar için patlayıcı üretilecek tesiste kurulan tüm özel üretim ekipmanlarının da yerli firmalarla birlikte yurt içinde tasarlanıp üretildiğini bildirdi. Öte yandan, bu tesiste üretilecek modern patlayıcıların formülasyonu ve üretim süreçlerini de TÜBİTAK mühendislerinin geliştirdiğini anlatan Işık, tesisle ilgili şu bilgileri verdi:
"Modern patlayıcıların üretimi için gerekli teknik ve üretim bilgi paketleri, proje kapsamında MKE'ye aktarılacak. Söz konusu tesis, MKE Mühimmat Fabrikası yerleşkesinde 55 dönümlük arazi üzerinde kurulacak ve 11 ayrı üretim biriminden oluşacak. Dünyada sadece bir kaç ülkenin sahip olduğu modern tesisin açılışını bu yıl içinde yapacağız. Tesiste, tam kapasite çalışıldığında yıllık 600 ton plastik patlayıcı üretimi yapılabilecek. Bu tesiste üretilecek harp başlıkları ve uçak bombaları ile Türkiye, savunma sanayinin bu çok önemli alanında yurt dışına bağımlılıktan kurtulacak."
(AA)
bayram tv
17-04-2014, 20:23
Only the registered members can see the link
Türkiye'nin ilk stratejik nakliye uçağı Kayseri'de
Türkiye'nin de üretim ortağı olduğu geleceğin nakliye uçağı olarak nitelendirilen A400M, Türkiye'ye geldi. "Atlas" adı verilen A400M, İspanya'nın Sevilla kentinden yaklaşık 4 saat süren uçuşun ardından Kayseri 12. Ulaştırma Ana Üs Komutanlığına indi.
"Atlas" adı verilen uçağı, Kayseri Garnizon Komutanı Tümgeneral Ali Demiral ve diğer askeri yetkililerin katılımıyla karşılandı. Uçak piste indikten sonra su sıkan iki itfaiye aracının arasından geçti.
İLK STRATEJİK NAKLİYE UÇAĞI
Türkiye'nin ilk stratejik nakliye uçağı olan A400M, Türk mühendislerinin tasarım ve imalatına katıldığı ilk uluslararası uçak projesi. 37 ton yük taşıyabilen uçağın, Kayseri 12. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı 221. filoda görev yapacak.
Türk Hava Kuvvetleri, proje kapsamında, 2013 yılında 1, 2014 yılında 1, 2015'ten 2018'e kadar da her yıl 2 uçak teslim alacak. 2018'de son uçak yani 10'uncu A 400M Türkiye'ye teslim edilecek. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ'nin (TUSAŞ) aktif olarak yer aldığı projede, yaklaşık 500 Türk mühendis görev yaptı. Uçağın imalatında yaklaşık 1,5 milyar avroluk üretim gerçekleştirecek olan TUSAŞ, satılacak uçaklardan da ayrıca pay alacak.
TOPRAK PİSTLERE İNİŞ YAPABİLİYOR
A400M'in seyir yüksekliği 11 bin 300 metre, maksimum hızı saatte 780 kilometre. 4 motorlu olan A400Mnakliye uçağı, toprak pistlere de inip kalkabiliyor. Her biri 11 bin beygir gücünde 4 adet turboprop motor, uçağa jet performansı sağlıyor.
YAKIT İKMALSİZ ABD'YE UÇABİLİYOR
İstanbul'dan kalkıp yakıt ikmali yapmaksızın ABD kıtasına gidebilen uçağın kabini 17 metre uzunluğunda. Uçak, gerektiğinde 66 sedye ve 25 sağlık personeli ile kısa sürede "uçan hastane" haline getirilebiliyor.(Mustafa Önal - Anadolu Ajansı)
bayram tv
23-04-2014, 01:32
Only the registered members can see the link
Otokar, Cobra 2’sini Malezya’da tanıttı
Türkiye’nin önemli savunma sanayi üreticisi Otokar, tamamen kendi geliştirdiği yeni nesil Cobra’yı, Malezya’da düzenlenen fuarda tanıttı.
Kuala Lumpur’da düzenlenen savunma sanayi fuarında görücüye çıkan ikinci nesil Cobra, Aselsan tarafından geliştirilen çok namlulu füze fırlatma sistemiyle de donatılmış. Geçen yıl İstanbul’da ilk kez tanıtılan zırhlı 4x4 araç, 9 kişilik personel taşıma kapasitesi de sunarken, farklı iklim ve arazi koşullarında rahatlıkla hareket edebiliyor. Yeni Cobra 2’nin, daha kalın bir zırha sahip olduğu belirtiliyor. Otokar, bir önceki Cobra’yı, aralarında Malezya’nın da bulunduğu, dünyanın pek çok ülkesine ihraç etmişti.(Milliyet)
bayram tv
23-04-2014, 01:33
Only the registered members can see the link
Aselsan AR-GE harcamalarını artırdı
Türkiye'nin büyüğü hedeflere böyle ulaşacak
Aselsan, 2010-2013 arasındaki dönemde Ar-Ge harcamalarını 378 milyon liradan 728 milyon liraya çıkardı.
Kritik teknolojileri kullanarak özgün milli ürün ve sistemler geliştiren Aselsan, Ar-Ge yatırımlarıyla da yurtiçinde mevcut olmayan teknolojilerin kazanılmasında önemli mesafe katetti. Şirketin uzun vadeli hedeflerine ulaşılması açısından Ar-Ge harcamaları önemli oranda artırıldı.
ÖNCEKİ RAKAM KAÇTI?
Bu çerçevede Aselsan, 2010'da 378 milyon lira, 2011'de 447 milyon lira ve 2012'de 581 milyon lira tutarında Ar-Ge harcaması yaparken, 2013'te söz konusu rakam 728 milyon liraya yükseldi. Ayrıca, bu merkezlerde çalışan personel sayısı da arttı. 2009'da bu merkezlerde bin 469 personel istihdam edilirken, bu sayı 2013'te 2 bin 293'e ulaştı.
47 ÜL***E İHRACAT
Geçen yıl 2 milyar 171 milyon lira net satış yapan şirketin aynı dönemdeki karı ise 238 milyon lira oldu. İhracat yapılan ülke sayısını, geçen yıl 47'ye yükselten şirket, 2013'te yurt dışı pazarlarda yaptığı sözleşmelerle 213 milyon dolarlık sipariş aldı. Yetişmiş insan gücü sağlamasının yanında, sanayinin teknoloji geliştirme faaliyetlerine katkı yapan 24 üniversiteyle işbirliği kuran Aselsan, 2009'dan bu yana bu üniversitelerle 240 projede 132 milyon dolar tutarında işbirliği sağladı.
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ) ve yan sanayi firmaları ile çeşitli alanlarda işbirliklerine de giden Aselsan, 2013 yılı içerisinde yapılan işler karşılığında 332'si KOBİ olmak üzere 399 yurt içi alt yükleniciye 280 milyon dolar ödeme yaptı. Personelin yüzde 60'ı mühendis, yüzde 27'si teknik personel olan şirketin, çalışanların yüzde 35'i lisansüstü eğitime sahip.(AA)
bayram tv
24-04-2014, 21:20
İlk EDH Helikopteri TSK Envanterinde
ATAK Projesi kapsamında, ilk EDH helikopterinin 22 Nisan 2014 tarihinde kabul edilerek Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine alındığı açıklandı.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı, ATAK Projesi kapsamında, ilk EDH helikopteri 22 Nisan 2014 tarihinde kabul edilerek Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine alındığını açıkladı.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı'ndan yapılan açıklamada, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın ihtiyaç duyduğu 9 adet T129 Erken Duhul Helikopteri (EDH) ile 50 adet taarruz ve taktik keşif maksatlı T129 ATAK helikopterinin tedarik edilmesini içeren ve 07.09.2007 tarihinde Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve TUSAŞ firması arasında sözleşmesi imzalanan ATAK Projesi kapsamında, ilk EDH helikopteri 22 Nisan 2014 tarihinde kabul edilerek Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine alındığı kaydedildi.
HELİKOPTER SANAYİİNİN ALTYAPISI İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR KİLOMETRE TAŞI
Açıklamada şöyle denildi:
"Ülkemizde helikopter sanayii altyapısının kurulmasında çok önemli bir kilometre taşı olan ATAK projesi kapsamında, 42 milli aviyonik/silah ekipmanın yurt içinde üretimi gerçekleştirilmiş, Türkiye'de ilk defa "Pal"üretim kabiliyeti kazanılmış ve helikopterin tek üretim hattı TUSAŞ'ta kurulmuştur. Helikopter gövdesinde yaklaşık 6.400 adet parçadan 6.200 parça detay üretimi TUSAŞ tarafından gerçekleştirilmektedir. Helikopterin üçüncü ülkelere satışında, projedeki mevcut iş paylaşımı aynen korunacak olup, üretim yalnızca Türkiye'de gerçekleştirilecektir.
Proje kapsamında ana yüklenici TUSAŞ, Helikopter üretimi ve aviyonik-silah sistemlerinin helikopter üzerine enstalasyonundan sorumlu olup, ASELSAN Milli Görev Bilgisayarı ve Silah Sistemi entegrasyonundan, Agusta Westland ise performans ihtiyaçlarını karşılayan "uçabilir" durumdaki helikopter sağlanmasından sorumludur.
2 mürettebatlı ATAK Helikopteri, her biri 1.360 hp gücünde olan 2 adet LHTEC CTS800-4ATurboshaft motoruna sahip olup, azami 288 km/h hıza ulaşmaktadır. Maksimum kalkış ağırlığı 5.000kg olan Helikopterin menzili 556km'dir. Burunda taşıdığı 20 mm'lik 500 mermi kapasiteli topa sahip ATAK helikopteri, kanat altındaki 4 pod ile toplam 76 adet roket atabilmektedir."
(İHA)
Only the registered members can see the link
bayram tv
24-04-2014, 21:21
Only the registered members can see the link
F-35‘lere dünyadan sipariş yağıyor
En önemli parçaları Türk firmaları tarafından üretilen F-35'ler dünyanın tercihi oldu. Avustralya 58 uçaklık siparişini kesinleştirirken, Güney Kore de 40 uçak alacağını açıkladı. Kanada ise 65 uçak için gün sayıyor.
İŞTE GELECEĞİN UÇAĞI F-35!
Türkiye'nin de proje ortağı olduğu dünya savunmasının gözdesi oldu.Avustralya Hükümeti hava kuvvetlerini yeniden güçlendirme kararı alırken, bu kapsamda 58 adet F35'i filosuna katma kararı veri.
Akşam'ın haberine göre, uçakların Avustralya'ya toplam maliyeti 11.6 milyar doları buluyor. İlk uçak 2018 yılında ül***e gelecek, 2020 yılında ise ilk görevini yerine getirecek. Siyasi ve askeri olarak sakin bir coğrafyada bulunan Avustralya'nın toplam uçak sayısı da bu alımlarla blirlikte 72'ye ulaşacak. Hükümet 2009 yılında da 14 F-35'in hava kuvvetleri filosuna dahil edilmesini onaylamıştı.
KORE VE KANADA SIRADA
Projenin ortakları arasında yer alan fakat son birkaç yıldır konuyla ilgili net kararını veremeyen Kanada'nın da artık hükümet içi pazarlıklarda son geldiği ve 65 uçaklık siparişi bugün yarın verebileceği ifade ediliyor. Bunun yanında proje ortağı olmayan Güney Kore de, uçakların teknik özeliklerinin rakiplerine karşı olan avantajlarını göz önünde bulundurarak F-35'te karar kıldığını açıkladı. Buna göre Güney Kore Hükümeti 40 uçak için toplam 6.8 milyar dolarlık ödeme yapacak.
- F-35 müşterek taaruz uçağını, tek pilotla kullanılıyor ve uçağın tek moturu bulunuyor.
- Uçağın, konvansiyonel (yatay) iniş ve kalkış yapabilen (CTOL), kısa kalkış özelliği bulunan, dikine iniş yapabilen (STOVL) bir yapısı da var.
- Uçak gemisine inebilen özelliğiyle üç versiyonlu üretimi gerçekleşebiliyor.
9 ORTAKTAN BİRİ TÜRKİYE
- Projede alt yüklenici olarak Lockheed Martin, Northrop Grumman yer alıyor. Projeye dokuz ülke ortak: ABD, İngiltere, İtalya, Hollanda, Kanada, Türkiye, Avustralya, Norveç, Danimarka.
- Türkiye proje kapsamında 100 adet uçak satın almayı planlıyor. Siparişlerin 2015'te başlaması ve ilk uçağın 2017'de Türk Hava Kuvvetleri'ne teslim edilmesi planlanıyor. Uçakların F16'ların yerine kullanılması hedefleniyor.
TÜRK ŞİRKETLERİN PAYI 7.5 MİLYAR $
- F35'lerin yapımında Türk şirketlerinin rolü çok büyük. Uçakların en önemli parçası olarak kabul edilen orta gövdenin yanı sıra kompozit parça ve adaptör TAİ tarafından üretiliyor. HAVELSAN, Kale ve Mikes de projede üretici olarak yer alıyor. Türk şirketlerinin iş hacmi 7.5 milyar dolar seviyesinde. Uçaklara gelen her sipariş Türk şirketlerinin iş hacmini de yukarı çekiyor.
Habertürk
bayram tv
30-04-2014, 21:23
Only the registered members can see the link
İkinci Nesil ANKA'lar için Harekete Geçiliyor
Türkiye’nin, ikinci nesil milli insansız hava aracı ANKA-S için düğmeye basıldı. Uydu üzerinden kontrol edilecek yeni ANKA mesafeye bağlı kalmaksızın" gözetleme yapabilecek.
Türkiye Milli İnsansız Hava Aracı (İHA) ANKA'nın ikinci nesil uçağı için harekete geçti.
ANKA-S adı verilen yeni İHA'nın en önemli özelliği, yer istasyonundan değil doğrudan uydu üzerinden kontrol edilmesi olacak. Böylece Türkiye ''mesafeye bağlı kalmaksızın'' gözetleme ve istihbarat faaliyeti yapabilecek.
DOĞRUDAN BİLGİ AKTARACAK
Kamera ve motor sistemleri de geliştirilecek olan yeni ANKA, istenmesi durumunda yerdeki Mehmetçiğin telsiz ve bilgisayarına doğrudan bilgi aktaracak. Böylece operasyonlar sırasında kör nokta kalmayacak. Bunun yanı sıra ANKA-S'in kamerası da yenilenecek. Yeni kamera çok daha yüksekten çok daha net görüntü elde edebilecek görüntüler doğrudan askeri birliğe gönderilebilecek. Böylece operasyonlar daha güvenli hale gelecek.
KAPASİTE İKİ KAT ARTACAK
Mevcut ANKA, sadece 200 km'lik bir çap içerisinde hareket ediyor ve yer istasyonundan kontrol ediliyor. 2018 yılında tamamlanması öngörülen yeni İHA projesi, Türk Hava Kuvvetleri'nin izleme, gözlem ve istihbarat kapasitesini ikiye katlayacak. Hali hazırda yakıt ikmali için fırlatıldığı istasyona geri dönmesi gereken ANKA'nın yeni modelinde ise bu zorunluluk ortadan kalkacak. ANKA-S sivil hava limanları da dahil herhangi bir alana inerek yakıt ikmali yapabilecek.
SİVİL HAVA SAHASINDA DA UÇACAK
TUSAŞ Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı, yeni insansız hava aracının, daha uzun süre havada kalabileceğini yüksek irtifada uçacağını, üzerinde, hem sensörleri hem de silah sistemlerini taşıyabileceğini söyledi. Dörtkaşlı, "Yeni aracın sivil hava sahasında görev yapması için çalışma var. Sivil hava sahasında emniyetli uçabilecek sertifikasyon istemlerini karşılayabilecek. Proje uygunlaşıyor. ANKA'yı tasarlarken edinmiş olduğumuz tecrübe ve sıkıntıların giderilmesi adına yapılan çalışmalar insansız hava araçlarında daha iddialı olmamızı ve süreleri daha kısa tutarak üretimi gerçekleştiriyoruz. Bu bizi daha da cesaretlendiriyor" diye konuştu.
SİLAH DA EKLENEBİLECEK
Yeni ANKA modellenirken, ele alınan örnek ise ABD tarafından anakaradan kontrol edilirken, Afganistan'da bile görev yapabilen Reaper türü İHA'lardan alındı. ANKA-S ilk etapta silahsız olarak üretilecek. Ancak ANKA'nın 3. modelinde silah sistemlerinin uçağa eklenebileceği vurgulanıyor.
Kaynak: Akşam
bayram tv
30-04-2014, 21:25
Only the registered members can see the link
Barış Kartalı 2 Türkiye'ye teslim edildi!
Erken ihbar ve kontrol uçağı, Hava Kuvvetleri Komutanlığına teslim edildi
Barış Kartalı Projesi kapsamında ikinci havadan erken ihbar ve kontrol uçağı, Hava Kuvvetleri Komutanlığına teslim edildi.
Savunma Sanayii Müsteşarlığından (SSM) yapılan açıklamaya göre, Barış Kartalı Projesi kapsamında ikinci havadan erken ihbar ve kontrol uçağının kabul test faaliyetleri başarı ile icra edilerek, Hava Kuvvetleri Komutanlığına teslimi gerçekleştirildi.(AA)
bayram tv
05-05-2014, 22:16
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Kale Grubu, MKEK ile ürettiği ilk milli piyade tüfeğinin ardından ilk milli jet motorunu da üretecek.
İzmir'deki fabrika 6 Haziran'da üretime başlayacak
Kale Grubu, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) ile üretimine başladığı milli piyade tüfeğinin ardından şimdi de ilk jet motorunu üretecek. Üstelik dünyanın en gelişmiş savaş jeti olan F35'e. Amerikalı Pratt&Whitney ile İzmir'de bir fabrika açtıklarını söyleyen Kale Teknik Grubu Başkanı Osman Okyay, "Fabrikanın birinci etap yatırımını tamamladık. Bu fabrika sayesinde dünyanın en gelişmiş savaş uçağı olan F35'lerin çok kritik motor parçaları artık İzmir'de üretilecek. Yüzde 51 Kale Grubu yüzde 49 Pratt&Whitney ortaklığı olacak" ifadelerini kullandı. İlk yıl 12 milyon dolar ciro hedeflediklerini belirten Okyay, "Ciro 100 milyon dolara çıktığında 700 kişiye istihdam sağlamış olacağız" dedi.
FÜZE İÇİN YERLİ MOTOR
Türkiye'nin ilk yerli jet motorunu da ürettiklerini belirten Okyay, bu motorun halihazırda 180 kilometre menzilli Hassas Güdümlü Standoff Mühimmat (SOM) füzelerinde kullanılacağını belirtti. Sektöre 1989'da girdiklerini söyleyen Okyay hedeflerini şöyle açıkladı: "Havacılık ve savunma alanında 2013'ü 109 milyon lira ile noktaladık. Bu yıl için 200 milyon lira ciro hedefimiz var. 2018 hedefimiz, 400 milyona ulaşarak, stratejik oyuncusu olduğumuz sektörün, ekonomi ölçeğinde de liderleri arasına girmek. Gelecek 5 yıl içinde de, bu alanda 70 milyon dolarlık yatırım planlıyoruz."
Milli piyade tüfeği Mehmetçik-2 yolda
Türkiye'nin ilk Milli Piyade Tüfeği projesinde sona geldikleri müjdesini veren Okyay, "Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu'nun ana yükleniciliğinde "Türkiye'nin geliştirdiği ilk otomatik piyade tüfeğinde ilk prototiplerimiz çıktı" dedi. İkinci tüfek üretimini de yaptıklarını belirten Okyay, "Mehmetçik 1 tüm testleri geçti. Ordu zamanla eskiyen tüfekleri yenileriyle değiştirecek. Senelik üretim kapasitemiz 20 bin adet" dedi.
İnsansız hava aracı başarılı oldu
Kale Kalıp-Baykar iş ortaklığı olarak üstlendikleri Türkiye'nin gözlem amaçlı Taktik İnsansız Hava Aracı (İHA) tasarımını tamamladıklarını açıklayan Okyay, "İlk testinden başarılı çıkan İHA'ları bu yıl içinde teslim edeceğiz. Toplamda 12 adet kesin, 6 adet opsiyonlu olmak üzere 18 araçtan teslimi yapacağız" dedi. Okyay, "Tasarımı ve üretimi ile destek verdiğimiz bu projenin parçası olmaktan büyük gurur duyuyoruz" diye konuştu. (Sabah)
beaverss
05-05-2014, 22:57
İnşAALLAH Ardı kesilmeden devam eder projeler...
bayram tv
09-05-2014, 22:35
Türkiye, dünyanın en gelişmiş savaş uçaklarından biri olarak gösterilen F-35'lerden ilk etapta 2 adet alma kararı verdi.
Savunma Sanayii İcra Komitesi , Müşterek Taarruz Uçağı Projesi kapsamında 2018 yılında teslim alınması planlanan ilk 2 uçağın sipariş edilmesini kararlaştırdı. Türkiye geçen yıl bu uçakların maliyeti fazla olacağı için alım kararını bu yıla ertelemişti. Türkiye toplamda ise 100 adet F-35 alacak.
ABD’nin birinci müşterisi ve destekçisi olduğu projede Türkiye, İtalya, Hollanda, Kanada, Norveç, Danimarka, Avustralya ve İngiltere’nin ortaklığı bulunuyor. Programın toplam uluslararası maliyeti ise yaklaşık olarak 40 milyar olarak tahmin ediliyor.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın envanterinde yer alan F-4’lerin yerini alacak F-35’ler radara yakalanmadığı için hayalet uçak olarak da nitelendiriliyor.
F-35, havadan yere saldıran diğer uçakların aksine hedefe fark ettirmeden yaklaşabiliyor. Pilota sadece vuracağı hedefi uzaktan seçip tetiğe basmak kalıyor. F-35’lerin gelişmiş versiyonları di*** iniş kalkış da yapabiliyor. Ancak Türkiye'nin alacağı versiyonda bu özellik bulunmuyor.
Only the registered members can see the link
bayram tv
09-05-2014, 22:37
Only the registered members can see the link
A400M Koca Yusuf Göreve Hazır!
Türkiye'nin de üretim ortağı olduğu "geleceğin nakliye uçağı" olarak nitelendirilen ve uzun uçuş özelliğiyle ön plana çıkan A400M göreve hazır.
12. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı 221. Filo Komutanı Hava Kurmay Pilot Yarbay Yıldırım Açıkel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, A400M uçağının Türkiye için çok önemli olduğunu söyledi.
A400M'in Türkiye'nin stratejik anlamda ilgi sahasını, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) ise operasyon menzilini genişleteceğini ifade eden Açıkel, uçağın TSK ve Türkiye'ye sürat, menzil ve taşıyacağı kapasite anlamında çok önemli kazanımlar getireceğini vurguladı.
Uçağın havada yakıt ikmali yapma özelliğine sahip olduğunu belirten Açıkel, şunları kaydetti:
"A400M havada yakıt alabildiğinde menzil sorunu kalmıyor. Dünyanın herhangi bir yerinde Birleşmiş Milletler, NATO veya milli hareket kapsamında, insani yardım harekatı, personel ve malzeme nakilleri, insanların tahliyesi görevleri sorunsuz bir şekilde gerçekleştirilebilecek. 37 ton malzeme taşıyabilen A400M, 50 ton yakıt alarak azami 141 ton ile kalkış yapabiliyor. Oldukça uzun bir menzile sahip uçak, 37 ton yük ile 3 bin kilometre mesafeye, 10 ton yük ile 9 bin kilometre mesafeye uçabiliyor. Kayseri, Ankara veya İstanbul'dan kalkan uçak Amerika kıtasına uçabilmektedir."
A400M'in havada yakıt ikmali yapılması durumunda maksimum kapasiteyle sınırsız menzile uçabildiğini vurgulayan Açıkel, "Pervaneli olmasına rağmen jet motorlu uçaklarla aynı performansa sahip A400M uçağı, 37 bin fit irtifada saatte 800 kilometre gibi yüksek bir hıza ulaşarak görevin hızlı bir şekilde tamamlanabilmesini sağlayacak" diye konuştu.
A400M'in mevcut ulaştırma uçaklarına göre 2 kat daha fazla kapasiteye sahip olduğuna dikkati çeken Açıkel, cougar ve sikorsky tipi helikopterlerin, zırhlı araçların, 32 tonu geçmeyen hafif tankların bu uçakla taşınmasının mümkün olacağını ifade ederek, "Altay tankının, 6 landrover cipin, 2 orta boy kargo kamyonunun, 3 ZPT ve 2 Atak helikopterin, üzerinde araç, cihaz, malzeme yüklü halde tırların ve gemi konteynerlerinin bu uçakla yüksek hızda görev yerlerine ulaştırılabilmesi mümkün olacak. 116 tam donanımlı paraşütçü komandoyu aynı anda taşıyabileceğiz. Sedyeyle 66 yaralı ve 40 sağlık personelini aynı anda taşıyabileceğiz. Ayrıca bu uçakla hem malzeme hem komandoları görev yerlerine indirebileceğiz. Daha önce bir uçakla komandoları, diğer uçakla malzemeleri bölgeye bırakıyorduk" şeklinde konuştu.
Kendi kendine iniş yapabilen uçak
A400M'in diğer ulaştırma uçaklarında olmayan, sivil uçakların da çok az kısmında bulunan hcad up display ekranına sahip olduğunu belirten Açıkel, şöyle devam etti:
"Bu baş yukarıda görüntü sistemi demek. Uçağın alt gövdesindeki sistemlerin hiçbirisine bakmadan sadece buradaki hcad up display vasıtasıyla uçağın uçurulması mümkün. Alt bölümde 8 adet çok amaçlı görüntü paneli mevcut. Normal uçaklardan farklı yandan kumanda sistemi mevcut. Gaz kolu manuel kullanım dışında otomatik sistemle donatılmış. Tamamen sinyalizasyon üzerine tasarlanmış kumanda tekniği var. Uçaktaki her şey otomatik. A400M, kendi kendine uçabilen, kendi kendine inip, kendi kendine frenlemesini yapıp durabilen uçak."
Üstün koruma özelliği
A400M'in aynı zamanda askeri kabiliyetler anlamında elektronik harp koruma sistemlerine sahip olduğuna dikkati çeken Açıkel, düşman sahasına girildiğinde radar veya ısı güdümlü füzelere karşı kendini koruyabildiğini söyledi.
A400M'in alçak irtifadan zamanlamasını ayarlayarak sıfır hatayla istenilen koordinata malzeme ve personeli bırakacak imkan ve kabiliyete sahip bir uçak olduğunu dile getiren Açıkel, "Yerden herhangi bir ısı veya radar güdümlü füze atıldığı zaman uçak üzerindeki radar ve füze ikaz sistemiyle atılan füzenin sinyali alınıyor. Daha sonra bilgisayar sistemi vasıtasıyla chaff ve flare savunma sistemleri aracılığıyla radar güdümlü füzelere karşı metal parçacıkları, ısı güdümlü füzelere karşı ise ısı saçan parçacıklar göndererek koruma sağlıyor" diye konuştu.
Uçağın Proje Müdürü Osman Soylu da Türkiye'ye 2018 yılına kadar 9 uçak daha geleceğini ve toplamda 10 A400M uçağının Türkiye'de hizmet vereceğini söyledi.(AA)
bayram tv
09-05-2014, 22:38
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlenen bilgiye göre, sektör nisan ayında 134 milyon 220 bin dolarlık ihracat yaptı.
Bu rakamla, savunma ve havacılık sanayisinin ocak-nisan dönemindeki dış satımı 456 milyon 664 bin dolar olurken, geçen yılın aynı dönemine göre artış oranı da yüzde 19,1 olarak gerçekleşti.
Sektör, söz konusu dönemde en fazla ihracatı Amerika Birleşik Devletleri'ne yaptı.
Bu ül***e gerçekleştirilen 187 milyon 81 bin dolarlık ihracat, toplam sektör ihracatının yüzde 41'ini oluşturdu.
ABD'yi 38 milyon 726 bin dolarla Birleşik Arap Emirlikleri, 34 milyon 102 bin dolarla İtalya, 25 milyon 670 bin dolarla İspanya, 22 milyon 293 bin dolarla Malezya takip etti.
Ankara, 212 milyon 185 bin dolarla bu dönemde en çok savunma ve havacılık ihracatı yapan kent oldu.
Başkenti, 89 milyon 427 bin dolarla İstanbul, 86 milyon 5 bin dolarla Eskişehir, 28 milyon 890 bin dolarla İzmir, 12 milyon 367 bin dolarla Konya izledi.
(TRT)
bayram tv
09-05-2014, 22:41
Only the registered members can see the link
MKEK "Milli Piyade Tüfeği"nin ilk sevkiyatını yaptı
Kırıkkale Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) Silah Fabrikası'nda üretilen Türkiye'nin ilk yerli Milli Piyade Tüfeği'nin ilk sevkiyatı yapıldı.
Silah Fabrikası Üretim Kısım Müdürü Mehmet Topluoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, fabrikada, mühendisler, işçilerle beraber ilk defa özgün, yerli bir silah olan Milli Piyade Tüfeği'nin üretildiğini belirtti.
200 Milli Piyade Tüfeği'nin Ankara Yenikent 11. Ana İkmal Bakım Merkezi Komutanlığına gönderileceğini ifade eden Topluoğlu, şunları kaydetti:
"Orada 18 birliğe dağıtımı yapılarak kullanılacak, geri beslemeler olacak. Güzel bir proje çalışması oldu. Bu hafta içinde askeriyenin komuta kademesine sunuldu. Kurmay başkanlarına, kuvvet komutanlarına, oradaki öngörüler de çok üst düzeyde, beklentilerinin üzerinde bir piyade tüfeği projesinin yapılarak seri üretim aşamasına geldiğini söylediler. Bu da bizi ayrıca gururlandırdı. Proje 2009 yılının Mart ayında başladı, şu anda projenin, tasarım, doğrulama, üretim ve kalite aşamaları tamamen bitti, proje dosyası kapandı. Seri üretim sözleşmesi imzalanacak. Yurt dışından da bekleyen ülkeler var. Emsallerinden çok üstün özellikleri olan bir silah. İlk sipariş ve üretim tabi ki Silahlı Kuvvetlerimize yapıldı."
Türk Metal Sendikası Kırıkkale Şube Başkanı Mürsel Öcal da her şeyiyle yerli Milli Piyade Tüfeği'nin birliklere ulaşacağını söyledi.
Tüfeğin üretiminde emeği geçen mühendislere, işçilere teşekkür eden Öcal, kapasitesi yettiği kadar tüfeğin üretim, montaj, testler ve satışın MKEK tarafından gerçekleşmesini istediklerini kaydetti.
MKEK Silah Fabrikası'nda yapılan törenin ardından Milli PiyadeTüfeği'nin ilk sevkiyatı Ankara Yenikent'te bulunan 11. Ana İkmal Merkezi Komutanlığına yapıldı.(AA)
bayram tv
09-05-2014, 23:22
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
MİLLİ TÜFEĞİN ÖZELLİKLERİ-
KALİBRE: 7,62 mm
AĞIRLIK: 4,3 kg
ETKİLİ MENZİL: 600 metre
BOY: 92 cm
NAMLU ÖMRÜ: 10 bin atım
MERMİ NAMLU ÇIKIŞ HIZI: 800 m/sn
ŞARJÖR KAPASİTE: 20 fişek
ATIŞ SÜRATİ: 650 atım/dakika
bayram tv
21-05-2014, 20:42
Only the registered members can see the link
ASELSAN iki devle işbirliği anlaşması imzaladı
ASELSAN, Rolls-Royce ile motor kontrol sistemleri alanında, Airbus Grup ile de sivil ve askeri aviyonik sistemler, uydu haberleşme sistemleri, elektro-optik ve lazer sistemleri ve emniyetli telsiz haberleşmesi alanlarında işbirliği yapacak.
Konuya ilişkin yapılan açıklamaya göre ASELSAN, Türkiye'nin partner ülke olduğu Uluslararası Berlin Uzay ve Havacılık Fuarı ILA 2014'te Rolls-Royce ve Airbus Grup ile işbirliği anlaşmaları imzaladı. İmza törenine Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir de katıldı.
Rolls-Royce Savunma ve Müşteri İlişkileri Başkanı Bob Stoddart, anlaşmayla ilgili şu açıklamalarda bulundu:
"ASELSAN ekibiyle yapmış olduğumuz çok olumlu geçen ilk müzakerelerin ardından inanıyoruz ki motor kontrol sistemleri ve motor sağlığı izleme sistemleri alanlarında her iki şirketin de Türkiye pazarında işini büyütmesini sağlayacak heyecan verici fırsatlar olacaktır. Bu mutabakat muhtırası bize daha anlamlı müzakereler yürütülmesine ve gelecek dönemdeki potansiyel işbirliği arayışlarına imkan vermektedir."
Mutabakat metnini ASELSAN adına imzalayan Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Canpolat da bu işbirliğinden doğacak sinerjinin ve çözümlerin hem Türkiye hem de küresel pazara fayda getireceğine inandıklarını bildirdi.
Airbus Grup ile işbirliği
ASELSAN, Airbus Grup ile de sivil ve askeri aviyonik sistemler, uydu haberleşme sistemleri, elektro-optik ve lazer sistemleri ve emniyetli telsiz haberleşmesi alanlarında işbirliğine yönelik bir çerçeve anlaşma imzaladı.
Uluslararası Berlin Uzay ve Havacılık Fuarı ILA 2014'te imzalanan anlaşma ile güçlerini birleştiren iki şirket, yeni pazarlara ulaşma yolunda lider aviyonik ve havacılık üreticileri olarak pozisyonlarını daha da sağlamlaştırmayı ve fark edilir nitelikte rekabet kazanımı hedefliyor.
Airbus Grup Uluslararası Kıdemli Başkan Yardımcısı Marko Miklis, imza töreninde, "Türkiye'nin lider elektronik şirketi" ile olan işbirliklerinin olumlu yönde gelişmesinden mutluluk duyduklarını belirtti. Miklis, her iki şirketin de Türkiye ve ihraç pazarına uygulanabilecek rekabetçi ürünlerinin ve çözümlerinin olduğuna yürekten inandıklarını kaydetti.
ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Canpolat da Türk elektronik sanayisindeki liderlik rolüne ek olarak Airbus Grup'la yapılan işbirliği ile küresel pazarlara daha çok erişim sağlayacaklarını ifade etti. Canpolat, "İnanıyoruz ki uzun vadeli işbirliğinin ortaya çıkardığı sinerji, yenilikçi çözümler ortaya koyacak ve her iki firmanın dünya çapında başarısında rol alacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
Yapılacak işbirliği çerçevesinde bir koordinasyon komitesi kurulacak ve her iki tarafın temsil edildiği çalışma grupları oluşturularak kurumsallaşma sağlanacak. İşbirliğinin kapsamı ilerleyen dönemlerde mevcut anlaşmanın da ötesinde genişletilebilecek.
Only the registered members can see the link
bayram tv
21-05-2014, 20:43
Only the registered members can see the link
ROKETSAN'dan Airbus ile işbirliği
ROKETSAN ile Airbus Defence and Space arasında askeri havacılık alanlarını içeren gelecekte yapılacak işbirlikleri için mutabakat muhtırası imzalandı.
Konuya ilişkin yapılan açıklamaya göre, ROKETSAN, Türkiye'nin partner ülke olduğu Uluslararası Berlin Uzay ve Havacılık Fuarı ILA 2014'te Airbus Defence and Space ile askeri havacılık alanlarını içeren gelecekte yapılacak işbirlikleri için mutabakat muhtırası imzaladı.
Anlaşmaya göre iki şirket öncelikli olarak olası işbirliği alanlarını netleştirmek için teknik ve ticari bilgi alış verişinde bulunacak. Muharebe hava sistemleri, silah entegrasyonu ve Türkiye’nin özgün savaş uçağı da dahil olmak üzere geleceğin muharebe sistemleri olası işbirliği alanları olacak.
Airbus Defence and Space, Askeri Uçaklar Başkanı Domingo Urena-Raso, Roketsan’ın havacılık sektöründeki başarılarını takdirle karşıladıklarını belirterek, "Türk sanayi ile var olan mükemmel ilişkimizi daha da geliştirecek olan işbirliği için sabırsızlanıyoruz” ifadesini kullandı.
Mutabakat metnini ROKETSAN adına imzalayan Genel Müdürü Selçuk Yaşar da "Silah sistemlerimiziAirbus Defence Space’in var olan ve gelecekte olabilecek platformlarına entegre edebilmek gibi işbirliğimizin getireceği fırsatları dört gözle bekliyoruz. İki şirket arasındaki bu girişimin ileride daha da büyük bir işbirliğine dönüşmesini umuyoruz" değerlendirmesinde bulundu.AA
bayram tv
27-05-2014, 01:16
Only the registered members can see the link
ASELSAN Kazakistan'da KAE ile büyüyor
ASELSAN'ın iştiraki Kazakistan ASELSAN Engineering (KAE), Kazak ordusunun helikopterleri ve zırhlı araçlarının modernizasyonunda görev almak için anlaşma imzaladı.
ASELSAN'dan yapılan açıklamaya göre, KAE, başkent Astana'daki savunma sanayi fuarı KADEX'te Kazak ordusunun helikopterleri ve zırhlı araçlarının modernizasyonunda görev almak için iki imza attı.
KAE, Eurocopter firmasının aynı şehirde faaliyete geçirdiği Eurocopter Kazakistan Engineering (EKE) arasında genişletilmiş bir işbirliği mutabakatı anlaşması imzalandı. Airbus grubunun iştiraki olan EKE ile imzalanan işbirliği anlaşması kapsamında Kazakistan'da yerli üretilen EKE helikopterlerine KAE'de üretilecek aviyonik cihazlar entegre edilecek. Yapılacak çalışmayla helikopterlere farklı görevler için geliştirilen ASELSAN sistemleri entegre edilecek. Üretilecek helikopterler Kazak ordusunun ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirilecek.
İşbirliği anlaşmasına KAE üst yöneticisi Tarık Ziya Kaboğlu ve EKE üst yöneticisi Tristan Serretta imza attı. Törene ASELSAN Genel Müdürü Cengiz Ergeneman, Kazakistan Engineering (KE) Başkanı Bolat Smagulov ve Airbus Helicopters (AHD) temsilcisi Onesime Volkoff da katıldı.
Zırhlı araçların üretim ve bakımı alanında faaliyet gösteren Semey Engineering firmasıyla da işbirliği mutabakatı yapan KAE, imzalanan anlaşmayla Kazakistan ordusunun envanterindeki T-72 Ana Muharebe Tankı, BTR, BRDM ve diğer zırhlı araçlarının son teknolojiler kullanılarak modernize edilmesini sağlayacak.
Türk ve Kazak mühendisler birlikte çalıştı
Fuar kapsamında KAE ve Semey Engineering mühendislerinin modernize ettikleri BRDM zırhlı araç da ziyaretcilere gösterildi. BRDM, asimetrik tehditlere karşı tam donanımlı mobil bir keşif gözetleme aracına dönüştürülerek fuarda ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Araç üzerinde ASELSAN ürünü uzun menzilli elektro-optik sistemler, SARP Uzak Komutalı Stabilize Silah Sistemi, ACAR Kara Gözetleme Radarı, termal nişangah ve atış kontrol sisteminin entegre edildiği BTR-70 Zırhlı Personel Taşıyıcı ve haberleşme sistemleri yer aldı.
ASELSAN, geçtiğimiz günlerde Berlin'de düzenlenen ILA Fuarında da Airbus ile bir mutabakat muhtırası imzalamıştı.(AA)
bayram tv
27-05-2014, 01:17
Only the registered members can see the link
Elektro optik üretimine başlandı
ASELSAN Genel Müdürü Cengiz Ergeneman, ASELSAN ile Kazakistan Engineering şirketinin ortaklaşa kurduğu ve geçen yıl sonunda Astana'da hizmete giren fabrikada elektro optik üretimine başlandığını kaydetti.
Ergeneman Aselsan'ın da katıldığı Kazakistan Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı KADEX 2014'de gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Ergeneman, 2013 sonunda başkent Astana'da faaliyete geçen Kazakistan Aselsan Engineering fabrikasında sadece elektro optik üretiminin değil her türlü elektronik sistem ve cihazın üretilmesini mümkün olduğunu söyledi.
Yazılım tabanlı üretim tesislerinin kısa sürede devreye alınmasının beklendiğini belirten Genel Müdürü Ergeneman, Kazak yerel firmalarıyla çeşitli işbirlikleri yaptıklarını kaydetti.
Ergeneman, Kazak yerel araç firmasıyla yürüttükleri projeyle geliştirdikleri stabilize silah sistemlerini araçların üzerine koyduklarını ve elektro optik sistemle donatarak KADEX 2014'de sergilediklerini belirterek, bu tür geliştirmelerle birlikte platform modernizasyonu işlerine de girebileceklerini dile getirdi.
Aselsan tarafından geliştirilen kaideye monteli Stinger sistemi olduğunu hatırlatan Ergeneman, Aselsan'ın Kazakistan'ın kullandığı emsal füzeler için de aynı sistemi geliştirmek için mühendislik çalışmalarına başladıklarını, prototipini oluşturarak gerekli denemeleri yaptıktan sonra kaideye monteli sistemi Kazakistan ordusunun emrine vermeyi istediklerini belirtti.
Kazakistan ASELSAN Engineering
Kazakistan ASELSAN Engineering, Şubat 2011'de kurulmuştu. Kazakistan'ın askeri ve sivil kuruluşlarla bölge ülkelerinin ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik elektro optik ve elektronik cihaz ve sistemlerini üreten şirketin fabrikasında 3 bin gece görüş cihazı, 1200 termal nişangah, 3 bin adet de gündüz görüş nişangahı üretme kapasitesi bulunuyor.
KAE sermayesinin yüzde 50'si Kazakistan Engineering şirketine, yüzde 49'u ASELSAN'a, yüzde 1'i de Türkiye'nin Savunma Sanayi Müsteşarlığına ait.(AA)
bayram tv
28-05-2014, 23:45
Only the registered members can see the link
Milli gururumuz TSK’nın emrinde
Türkiye’nin ilk stratejik amaçlı A400M Atlas stratejik ulaştırma uçağının göreve başlamasının ardından "Rahvan" uçak çeker aracı Türk Silahlı Kuvvetlerine kazandırıldı.
Kayseri, Türkiye’nin ilk stratejik amaçlı A400M Atlas stratejik ulaştırma uçağının Erkilet 12. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığına tesliminin ardından, bu kez 2. Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanlığının imkan ve kabiliyetleri ile üretilen ’Rahvan’ uçak çeker aracını Türk Silahlı Kuvvetlerine kazandırmanın gururunu yaşadı.
Only the registered members can see the link
’Rahvan’ Uçak Çeker Aracı’nın hizmete girişi nedeniyle 2. Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanlığında tören düzenlendi. Törene Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk, Kayseri Valisi Orhan Düzgün, Hava Lojistik Komutanı Korgeneral Tayfur Fikret Erbilgin, 2. HİBM ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Ali Demiral, Hava Lojistik Başkanı Tümgeneral Yılmaz Özkaya, 3. HİBM Komutanı Tuğgeneral İhsan Özdemir, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Sistem Yönetimi Başkanı Tuğgeneral Reha Er, 12. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanı Tuğgeneral Mehmet Cahit Bakır, Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Aydoğan Aydın ve Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Namık Boran ile üst düzey askeri yöneticiler ve çok sayıda davetli katıldı.
Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk, törende yaptığı konuşmada, Rahvan uçak çeker araçları ile Türk Hava Kuvvetlerinin bir milli yetenekle daha donatıldığını belirtti.
Hava Kuvvetlerinde uçuş ve yer destek sistemlerinin önemine işaret eden Orgeneral Öztürk, bu kapsamda Rahvan Uçak Çeker Aracı’nın Hava Kuvvetlerinin yer destek sistemini güçlendireceğine dikkati çekerek, “Rahvan’ın iki önemi bulunmaktadır. Birincisi, milli imkanlar ile Kayseri 2. Hava İkmal Bakım Merkezi’nde üretilmiştir. İkincisi ise Hava Kuvvetleri tamamen kendi personeli ile Rahvan’ı üretmiştir. Bundan büyük mutluluk duyuyoruz” diye konuştu.
Orgeneral Öztürk, ilk etapta üretilen 10 Rahvan Uçak Çeker Aracı’nın birliklerde hemen kullanıma başlanacağını ifade ederek hayırlı olması temennisinde bulundu.
Only the registered members can see the link
2. Hava İkmal Bakım Merkezi ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Ali Demiral da ilk milli uçak çeker aracı Rahvan’ın araştırma ve tasarım çalışmalarının 3 yıl sürdüğünü, ilk prototip aracın 2010 yılında üretilerek test çalışmalarının yapıldığını anlattı.
Ankara ve Konya’daki askeri üslerde yapılan test çalışmalarında kullanıcılardan gelen taleplerin de dikkate alınarak tasarımın yenilendiğini ve bugünkü hali ile Hava Kuvvetlerinin kullanımına hazır hale getirildiğini ifade eden Tümgeneral Demiral, seri üretimin Kayseri’deki tesislerde devam ettiğini dile getirerek, “Türk milleti ve Türk Silahlı Kuvvetleri için tarihi bir gün yaşıyoruz” dedi.
Konuşmaların ardından 15 Mayıs’ta üretimi tamamlanan ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine giren 10 adet Rahvan uçak çeker aracı, törenle Türkiye’nin değişik bölgelerindeki askeri üslerin komutanlarına teslim edildi.
Rahvan’ın manevra kabiliyetinin sergilendiği kısa bir gösteri sürüşünün ardından Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk ve Vali Orhan Düzgün, beraberindekilerle Rahvan’ı inceledi. Tören, hatıra fotoğrafı çektirilmesinin ardından verilen kokteylle sona erdi.(İHA)
beaverss
29-05-2014, 06:17
çok güzel gelişmeler inş devamı gelir..
bayram tv
09-06-2014, 01:16
Only the registered members can see the link
ASELPOD hedefleme sistemi ABD'ye gönderildi
ASELPOD Özellikler :
Yüksek Çözünürlüklü, 3. nesil Termal Kamera
· Lazer Mesafe Bulucu / Hedef İşaretleyici
· Lazer Nokta İzleme Birimi
· Lazer Aydınlatma Birimi
· Gelişmiş otomatik video hedef izleyici sayesinde, çoklu hedef takibi, Termal ve Gündüz Kameraları videolarında aynı anda takip yapabilme
· Termal / Gündüz Videosu kayıt edebilme
· Gelişmiş Görüntü İşleme Algoritmaları
· Hedefe ait hassas coğrafi konum bilgilerini hesaplayabilme
· Gelecekteki ilave görev isterleri için genişleme imkânı
· Ağırlık : 220 kg
· Boy : 240 cm,
· Çap : 43cm
· Isıtma / Soğutma : Buhar Döngülü Soğutma Sistemi ve Hava Soğutmalı
Only the registered members can see the link
bayram tv
09-06-2014, 01:20
Only the registered members can see the link
F-16'lar Kanatlı Güdüm Kiti ile vuracak
Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından kullanılan mevcut güdümsüz MK-83 ve MK-82 genel maksat bombalarını modern mühimmata dönüştürülmesi amacıyla başlatılan proje kapsamında test atışlarına devam ediliyor.
F-4E 2020 ve F-16C Blok 40 savaş uçakları ile gerçekleştirilen Kanatlı Güdüm Kiti atış testleri ve entegrasyon faaliyetleri tamamlanmasıyla birlikte Hava Kuvvetleri'ne teslim edilecek. Projenin 2014 yılı sonunda tamamlanması planlanıyor.
MENZİLİ 100 KM
Makina Kimya Endüstrisi Kurumu tarafından üretilen klasik mühimmat TÜBİTAK-SAGE'nin geliştirdiği kanatlı güdüm kiti ile akıllı hale getiriliyor. Böylece mevcut havadan karaya atılan MK-82 ve MK-83 bombaları her türlü hava koşulunda hassas vuruş yeteneği kazandırılıyor. Pençe-2013 tatbikatında gerçekleştirilen atış testlerinde Kanatlı Güdüm Kiti takılı olan MK-83 mühimmatı 100 km menzil'den hedefi imha etmişti.
ASELSAN-TÜBİTAK ORTAKLIĞIYLA ÜRETİLİYOR
TÜBİTAK-SAGE ile ASELSAN arasından imzalanan sözleşme kapsamında, TÜBİTAK SAGE güdüm kitlerinin geliştirilmesinden, ASELSAN ise kitlerin üretiminden ve satışından sorumlu olacak. Kanatlı Güdüm Kiti projesi ile birlikte Hava Kuvvetleri'ne ait savaş uçakları düşman hava savunma sistemlerinin etkili alanına girmeden hedefleri etkisiz hale getirecek.
Teknik Özellikler:
· 10 m hassasiyetle yüksek hızda öldürücü vuruş
· 10o-80o arasında ayarlanabilir vuruş açısı
· 600 knot uçuş hız limiti
· KKS/ANS ile yüksek hassasiyet
· Güçlü yok edici etki
Only the registered members can see the link
bayram tv
10-06-2014, 23:04
Only the registered members can see the link
Yerli "ATAK" teslim edildi
Milli imkanlarla geliştirilen taarruz ve taktik keşif helikopteri T-129 ATAK, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı törenle Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim edildi.
Cumhurbaşkanı Gül, Kara Havacılık Komutanlığı'nda düzenlenen ATAK Helikopteri Teslim Töreni'nde, projenin gerçekleşmesinde emeği geçenleri, 2004 yılında Savunma Sanayi İcra Komitesi'nde alınan stratejik kararın altında imzası bulunanları tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Gül, şöyle konuştu:
"Buraya birkaç kilometre uzak mesafede, TAİ'nin ana üstlenici olduğu yerde, bu helikopterleri Türkiye'de ürettik. Nasıl Boeing, Airbus o zaman ana üstleniciyse bu sefer, burada da TAİ ana üstlenici oldu. Tabii ki başka yerlerden aldığımız destekler de söz konusu oldu. Bu, Türk savunma sanayinin, helikopter yapımında, 'know how' başta olmak üzere geldiği noktayı göstermektedir. Biz, bu helikopterin sadece mekanik kısımlarını değil, çok önemli sistemlerini, elektronik harp, silah ve aviyonik sistemlerini de Türkiye'de yaptık. Bunlar, çok sofistike, ileri teknoloji isteyen noktalardı. Bunların tabii gururunu yaşama hakkımız da vardır."
"TSK'yı donatacak teçhizatın önemli kısmını üretmeye başladık"
Bu coğrafyada yaşayan herkesin "Hazır ol cenge, istiyorsan sulhu salah" sözünü bildiğini ifade eden Gül, şunları söyledi:
"Savaşmamak için, başkasının yanlışa girip, size karşı yanlış yapmaması için hazırlıklı olmak durumundasınız. Türkiye, uzun süredir bu hazırlığını güçlü bir şekilde yapmakta ve caydırıcılığına her gün yeni güç katmaktadır. Bundan da şüphesiz büyük bir gurur duyuyoruz.
1974 Kıbrıs Barış Harekatı, bize çok şeyler öğretti. Savunma konusunda sadece dışa bağımlılığın doğru olmadığını... O günden bugüne çok önemli siyasi kararlar alındı ve bugün geldiğimiz noktada, Türkiye içerisinde Silahlı Kuvvetlerimizi donatacak teçhizatın önemli kısımlarını üretmeye başladık. Bunları müttefiklerimizle de yeri geldiğinde paylaşmaya başladık. Bugün artık sadece konvansiyonel tehlikelerle karşı karşıya değiliz. Bugün terör, kaçakçılık, radikalizm gibi çağın ortaya çıkardığı tehditler de var. Bütün bunlara karşı en güçlü mücadele vermek, kendinizi en iyi şekilde koruyabilmek, kendinize gelebilecek zararları uzakta tutabilmek için Silahlı Kuvvetlerimizi daima güçlü tutmalıyız. Bu uğurda yapılan büyük gayretleri Türk milleti de büyük bir takdirle karşılamakta ve büyük gurur duymaktadır.
Bu vesileyle şunu da ifade etmek isterim, topraklarımızın dokunulmazlığının, Türkiye'nin bağımsızlığımızın garantisi tabii ki Silahlı Kuvvetlerimizdir. Türk Silahlı Kuvvetleri'ni Türk milleti daima göz bebeği gibi korumuştur, bundan sonra da daima göz bebeği gibi koruyacaktır ve bunda titiz davranacaktır."
"Bizim için bir nevi istiklal ve istikbal mücadelesi"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da törende yaptığı konuşmada ATAK helikopterlerinin ülke, millet, Türk Silahlı Kuvvetleri için hayırlara vesile olmasını diledi.
ATAK Helikopter Projesi'nin, ülkeyi gelmiş olduğu noktadan daha da ileri taşıyacağı yönündeki inancını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Silahlı kuvvetlerimizin ihtiyaç duyduğu savunma sistemlerinin, yerli imkanlarla karşılanması, göreve geldiğimiz günden bu yana temel önceliklerimizden biri oldu, olmaya devam edecektir. Biliyoruz ki yerli sanayimizin geliştirilmesi, silahlı kuvvetlerimizin ihtiyaçlarının yerli firmalarımız tarafından özgün ürünlerle karşılanması, bunun altını özellikle çiziyorum, bizim için bir nevi istiklal ve istikbal mücadelesidir. 12 yıldır hep bu bilinçle hareket ettik. Yerli firmalarımıza, kendi insanımızın potansiyeline güvendik. Türkiye'nin savunma ihtiyaçlarının, yurt içinden karşılanması, ordumuzun modernizasyonu, her alanda çok kritik, çok büyük çaplı projeler başlattık. Kara, hava, deniz platformu, insansız hava araçları, uydu teknolojileri, muhabere elektronik ve bilgi sistemleri gibi birçok alanda önemli projelere imza attı. Başlattığımız bu projeler, artık meyvelerini vermeye başladı."
Milli tank ALTAY, milli gemi MİLGEM, insansız hava aracı ANKA, başlangıç temel eğitim uçağı HÜRKUŞ'un son dönemde yerli imkanlarla hazırlanan projelerden sadece birkaçı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"İşte bugün bu başarı zincirine yeni bir halka daha ekliyoruz. ATAK Projesi kapsamındaki ilk helikopterimizi, silahlı kuvvetlerimize dahil etmenin bugün bahtiyarlığını yaşıyoruz. ATAK helikopterinin bugün geçmişini bilenler, bugünlere hiç de kolay gelinmediğine, çok büyük emekler sarf edildiğine şahitlik ettiler. Yıllarca ilerleme sağlanamayan diğer pekçok proje gibi bu projeyi gerçek anlamda hayata geçirmek bizlere nasip oldu. 2004 yılında bu konuda verdiğimiz stratejik kararla çıktığımız yolda işte bugünlere geldik. Burada hep birlikte şahit olduğumuz tablo, verdiğimiz kararın ne kadar doğru, ne kadar yerinde olduğunu gösteriyor."
"Bize çok büyük güç katacaktır"
ATAK helikopterlerinin, görev bilgisayarı dahil olmak üzere cihaz ve ekipmanlarının çoğunun Türk mühendislerce tasarlandığına vurgu yapan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Modern elektronik ve silah ekipmanlarıyla donatılan helikopterlerimiz, terörle mücadelede ve ülke bütünlüğümüze yönelik eylemlerde inanıyorum ki bize çok büyük güç katacaktır. Bunun yanında helikopterlerimiz sınırlarımıza yönelik her türlü saldırıda caydırıcı güç oynayacak, barış ortamının güvence altına alınmasına da katkı sağlayacaktır. 2004 Mayısı'nda, aldığımız kararla yalnız helikopter üretimi değil insansız hava aracı ve modern tankın üretimi için de yeni bir yol haritası belirleme çalışmalarına başladık.Helikopter projemiz için Savunma Sanayi Müsteşarlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı personelimiz hakikaten özverili bir çalışma yaptı. Bu çabalar neticesinde böyle büyük proje için kısa sayılabilecek bir sürede ihaleyi gerçekleştirdik. Sözleşmeyi imzalayarak, takvimi başlattık."
"Türkiye ATAK Projesi ile artık helikopter satın alan bir ülke konumundan helikopter üreten ve helikopter satan bir ülke konumuna yükselmiştir" vurgusunu yapan Erdoğan, bunun herkes için büyük bir başarı, tarihi bir adım, ülkemiz ve millet için iftihar edilecek bir durum olduğunu kaydetti.
ATAK Projesi'nin, yalnızca silahlı kuvvetlere katacağı güç nedeniyle değil savunma sanayine yönelik rol modellik göreviyle de stratejik öneme sahip olduğuna işaret eden Erdoğan, projede emeği geçen tüm kurumlara ve çalışanlara teşekkürlerini iletti, ATAK helikopterinin silahlı kuvvetlere ve Türkiye'ye hayırlı olmasını temenni etti.
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar da yaptığı konuşmada, Türkiye'nin jeostratejik konumunun, fırsatlar sağlamasının yanı sıra bir çok riski de beraberinde getirdiğini belirtti.
Türkiye'yi dış tehditlere karşı korumak, sınırların güvenliğini sağlamak, terörle mücadele, arama kurtarma, insani yardım ve uluslararası barışı koruma faaliyetlerine TSK'nın fedakarlıkla katkı sağladığını ifade eden Akar, bunu yerine getirirken etkin silahlı kuvvetlere ihtiyacın arttığını söyledi. Orgeneral Akar, bunun, disiplinli personelin yanı sıra güçlü birlikler ve milli imkanlarla üretilen harp silah araç ve gereçleriyle mümkün olabileceğini vurguladı.
Orgeneral Akar, "Son dönemde milli imkanlarla geliştirilen silah sistemleri Türkiye'nin sınıf atladığının göstergesidir" dedi.
Gül ve Erdoğan pilot kabininde poz verdi
Cumhurbaşkanı Gül'ün konuşmasının ardından TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özel, Milli Savunma Bakanı Yılmaz, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akar ve diğer yetkililerin sahneye gelmesiyle fotoğraf çektirildi.
ATAK helikopterinin tanıtım filminin ardından, helikopterler gösteri uçuşu gerçekleştirdi. Daha sonra Cumhurbaşkanı Gül, TBMM Başkanı Çiçek ve Başbakan Erdoğan pilot montu giyerek helikopterlerin yanına gitti. Gül, ATAK helikopterlerinin pilotlarıyla tek tek tokalaştı.
Pilot kabinine oturan Gül ve Erdoğan, basın mensuplarına poz verdi. Helikopterin önünde gerçekleşen fotoğraf çekiminin ardından resepsiyona geçildi.
Törene Cumhurbaşkanı Gül, TBMM Başkanı Çiçek, Başbakan Erdoğan, Yargıtay Başkanı Ali Alkan, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Ali Babacan ve Emrullah İşler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özel, Somali Genelkurmay Başkanı Tuğgeneral Dahir Adan Elmi, bakanlar, bazı milletvekilleri, kuvvet komutanları, Savunma Sanayi Müsteşarı İsmail Demir, yerli savunma sanayi şirketlerinin genel müdürleri ile diğer davetliler katıldı.
Helikopterin özellikleri
Yakın hava desteği görevleri ve çok amaçlı görevler için iki tip tasarlanan ATAK helikopteri, ağır silah yükü ile zorlayıcı "sıcak hava-yüksek irtifa" görevlerini başarıyla yerine getirebiliyor.
ATAK, yakın hava desteği görevleri için güdümsüz roketler (76 adet) ve 20 milimetre top ile donatılmasının yanı sıra çok amaçlı görevlere uygun biçimde en modern elektronik harp gereçleri entegre edilerek, 8 güdümlü anti-tank füzesi "mızrak", 12 güdümlü "cirit", 2 "stinger" ile görev yapabiliyor.
TSK için 50 helikopterin tedarikine yönelik başlatılan program kapsamında, milli aviyonik ve silah sistemleri ile teçhiz edilmesi sonucu ortaya çıkan ATAK helikopteri, dünyada kendi sınıfındaki en etkin taarruz helikopteri olma özelliği taşıyor.
TUSAŞ tesislerinde üretimi tamamlanan ATAK helikopteri prototipi, ilk uçuşunu 17 Ağustos 2011'de gerçekleştirmişti.(AA)
bayram tv
10-06-2014, 23:11
Only the registered members can see the link
"Radara yakalanmayan" tekstil malzemesi
MKÜ Mühendislik Fakültesi'nde TÜBİTAK tarafından desteklenen proje kapsamında, askeri teçhizatın radara yakalanmamasını sağlayacak tekstil malzemesi üretildi.
Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Mühendislik Fakültesi'nde TÜBİTAK tarafından desteklenen proje kapsamında, askeri teçhizatın radara yakalanmasını önleyebilecek tekstil malzemesi üretildi.
MKÜ Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Muharrem Karaaslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Radara Yakalanmayan Tekstil Malzemesi" projesinin Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBiTAK) tarafından kabul edildiğini ve 25 bin lira destek alındığını bildirdi.
Proje kapsamında bir yıl önce Çukurova Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr İlhami İlhan, Fizik Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Mehmet Esen, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampüsü'nden Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cumali Sabah, MKÜ Mühendislik Fakültesi'nden Yrd. Doç. Dr. Emin Ünal, Yrd. Doç. Dr Oğuzhan Akgöl ve doktora öğrencisi Furkan Dinçer ile çalışmalara başladıklarını ifade eden Karaaslan, bu kapsamda uzun uğraşlar sonucu mikrodalga frekansında radara yakalanmayan tekstil malzemesi üretildiğini söyledi.
"Dünya literatüründe ilk"
Projeyle genel amacın askeri teçhizatın radara yakalanmaması olduğunun altını çizen Karaaslan, şu bilgileri verdi:
"Radarlar, cisimleri tanımlamaya ve özelliklerini belirlemeye çalışan cihazlardır. Radarlar, ghz seviyesinde mikrodalga sinyalleri gönderir. Bu sinyaller geri döndüğünde cismin özeliğiyle ilgili geometrik şekiller ortaya çıkar. Bizim yaptığımız çalışmayla bu sinyaller emiliyor ve geri dönmüyor. Ürettiğimiz tekstil malzemesinin arka tarafı tamamen metal, ön tarafında ise farklı parçalı geometriler şeklinde metaller kullanıldı. Bu parçalı metallerin sinyalleri emme miktarlarını araştırdık. Elde edilen sonuca göre, gönderilen sinyallerin tamamının bu tekstil malzemesi aracılığıyla emildiği görüldü. Malzemenin özellikle 4,5 ghz civarında sinyalde tam emilim sağladığı tespit edildi. Bu malzeme, elektromanyetik sinyallerin, açılarından bağımsız olarak radara yakalanmaması bakımından dünya literatüründe bir ilk. Bu malzemeyle, bütün cephaneliklerin, hangarların, tankın, topun istediğiniz herhangi bir askeri cihazın radara yakalanmasını engellemeniz mümkün. Yani, teçhizatı karşı tarafın sizi göremeyeceği hale getirebilirsiniz."
Yrd. Doç. Dr. Muharrem Karaaslan, yaptıkları bu çalışmanın tekstil alanında dünyada en önemli bilimsel dergilerden olan Journal of Industrial Textiles'de yayınlandığını ve sonuçlarının da çok beğenildiğini kaydetti.
TÜBİTAK'A yeni proje
Proje kapsamında İlk etapta küçük bir parça yaptıklarını aktaran Karaaslan, gerçek boyutta ve daha yüksek frekanslara karşı koruma sağlayacak tekstil malzemesi üretmek için daha kapsamlı bir çalışma yapmayı planladıklarını anlattı.
TÜBİTAK'a sundukları 300 bin lira bütçeli ikinci projenin kabul edilmesini umut ettiklerini dile getiren Karaaslan, "Radara Yakalanmayan Tekstil Malzemesi" projesinin Doğu Akdeniz üniversiteleri arasında yapılan yarışmada 61 proje arasında birinci seçildiğini, ayrıca doktora öğrencisi Furkan Dinçer'in de Oxford Üniversitesi'nden konuyla alakalı çalışmak amacıyla davet aldığını sözlerine ekledi.
(AA)
beaverss
10-06-2014, 23:44
inş bu gelişmelerin ardı kesilmez Artık dünyada bizim ülkemizdende bahsedilecek bu gurur verici
bayram tv
16-06-2014, 00:16
Only the registered members can see the link
Türk bilimi "yanmayan elbiseler"de yüksek teknoloji üretti
Türk mühendisler, güvenlik güçlerinin kullanımına yönelik normal bir kumaş görünümünde ancak 2 bin dereceye kadar dakikalarca yanmayan, gece görüş dürbünleriyle görülemeyen nanoteknoloji temelli elbiseler üretti.
Hacettepe Teknokenti'nde çalışan Türk mühendisler, güvenlik güçlerinin kullanımına yönelik normal bir kumaş görünümünde ancak 2 bin dereceye kadar dakikalarca yanmayan, gece görüş dürbünleriyle görülemeyen nanoteknoloji temelli elbiseler üretti.
Tamamen yerli teknolojiyle ilk örnekleri 14 yıl öncesine dayanan son teknoloji ürünü yeni elbiseler, dünyadaki örneklerinden çok ileri özellikler taşıdığı için ihraç edilmiyor, hatta fuarlara bile götürülmüyor. Bu kumaşların kullanıldığı çelik yeleklerin ağırlığı da nanoteknoloji kullanılarak 3-4 kilogramdan 1 kilogramın altına düşürüldü.
Hacettepe Teknokenti'ndeki Türk Savunma Sanayi firmalarından "ARGUS Savunma" Yöneticisi İbrahim Sezgin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, balistik koruyucu malzemeler ve taktik ekipmanlar konusunda Ar-Ge çalışmalarını uzun yıllardır yürüttüklerini anlattı.
Geliştirdikleri son teknoloji ürünü yanmaz elbiselerin ilk örneğinin 14 yıl önce özel kuvvetler tarafından kullanıldığını anlatan Sezgin, yeni ürünün normal bir kumaş görünümünde olduğunu ve istenen her modelde yapılabildiğini söyledi. Elbiselerin aynı zamanda infrared, termal, su geçirmez ve antistatik özelliklerinin de bulunduğunu belirten Sezgin, ürünlerin tamamen yerli mühendislerle ve yerli tasarımla geliştirildiğini bildirdi.
Yanmaz elbiseleri nanoteknolojinin avantajlarını kullanarak çok ileri bir seviyeye taşıdıklarını kaydeden Sezgin, şöyle konuştu:
"Kumaşların yanmazlık derecesini nanoteknolojiyi kullanarak bin 500 derece birden arttırarak 2 bin dereceye çıkardık. Kumaşlarımız dakikalar boyunca yanmazlık özellikleriyle dikkati çekiyor. Özellikle bu elbiselerin kullanım alanı toplumsal olaylarda öne çıkıyor. Örneğin molotofkokteylinin yol açacağı alev önemli bir risk oluşturuyor. Bu nedenle bütün üretim standartlarımızda ISO kalite belgesine sahibiz, ABD ve Avrupa'daki standartların çok daha üzerindeyiz. Yerli teknolojiyle geliştirdiğimiz yanmaz elbiseler, dünyadaki örneklerinden çok daha ileri özellikler taşıyor. Kumaşlarımızı, içlik, yanmaz elbise ve başlık olmak üzere nanoteknolojinin de katkısıyla çok ince şekilde geliştirdik. Elbiselerimiz aynı zamanda gece görüş dürbünleriyle görülemiyor ve su geçirmiyor."
Çelik yelekler 1 kilogramın altına düştü
İbrahim Sezgin, balistik koruyucu çelik yeleklerini de son teknolojiyle yeniden geliştirdiklerini belirtti. Bir kilogram ağırlığın altına düşürülen yelekleri tüm dış etkenlere karşı dayanıklı hale getirdiklerini bildiren Sezgin, "Sudan, terden, nemden etkilenmeyen yelekler, teknolojide gelinen son nokta. Daha önceki 13-14 kilogramlık yeleklerin ağırlığı, ek teçhizatların kullanılması halinde bir kilogramın altına düşüyor. Yelekler, farklı kullanım şekilleriyle cepler ya da farklı aparat ve aksesuarlarla daha ergonomik ve daha işe yarar şekilde kullanılabiliyor" dedi.
Çelik yeleklere zırh deliciler hariç 9 mm, 10 mm, 9.65 mm, 38 kalibre, 45 kalibre, 3.57 Magnum, 41 Magnum, 44 Magnum, Pompalı Tüfek, Otomatik Tabanca ve MP-5 gibi silahların tümünü tutacak özellikler kazandırıldığının altını çizen Sezgin, şu bilgileri verdi:
"Yeleklere 1 kilogramlık plaka ilave edildiğinde AK-47, G3, Kaleşnikof, M16, M4 gibi yüksek hızdaki tüfek mermilerini da tutma özelliği verebiliyoruz. Bu plakaları 2 kilograma çıkarttığımız anda zırh delici keskin nişancı mermilerini bile tutacak nitelik kazandırabiliyoruz. Örneğin bir derimont ya da pilotmont kullanımı görünümünde günlük hayatta rahat kullanımlı şekilde de yapıyoruz. Yelek ilave plakayla bütün tüfek mermilerini tutan kurşun geçirmez bir yelek haline gelebiliyor. İhtiyaç olmadığında ise çok hızlı bir şekilde plakaları ve panelleri çıkartmak ve ortalama yarım kiloluk bir yelekle göreve devam etmek mümkün hale geliyor."
Sezgin, balistik koruyucu kurşun geçirmez yeleğin yurt dışı muadillerine göre dörtte bir oranında hafif olması, fiyat avantajı ve yanması geciktirilmiş ve infrared kumaşlardan yapılabildiğini bildirdi.
Kurşun, bomba ve patlayıcılara özel elbiseler
Sezgin, güvenlik güçlerinin kullandığı elbiselerin sadece yanmazlık özelliğinin bulunduğunu, kurşun, bomba ve patlayıcılara karşı da özel koruma alanlarının bulunduğunu belirterek, "Ürünlerimizin milli kaynaklarla ve yerli teknolojiyle üretilmesi ve geliştirilen bazı ürünlerin dünyada ilk ve tek olması sebebiyle, ülke içinde güvenlik güçleri tarafından kullanılmasını istiyoruz. Bu teknolojiye sahip olmada ülkemizin diğer ülkelere üstünlük sağlaması açısından ihracatını yapmıyoruz, hatta fuarlara bile götürmüyoruz" diye konuştu.
Ürün isimlerinin tamamını Çanakkale şehitlerine atfettiklerini bildiren Sezgin, hücum yeleklerinin Anafarta, çelik yeleklerinin Gelibolu, nanoteknoloji elbiselerini de 57. Alay şehitleri anısına "57" ismiyle markalandırdıklarını sözlerine ekledi.
ozkan0606
16-06-2014, 00:45
çok güzel bir konu teşekkürler hepsini okudum çok yararlı bilgiler :D
bayram tv
23-06-2014, 21:12
Only the registered members can see the link
Milli Seyir Füzesi GEZGİN için düğmeye basıldı
Tomahawk benzeri, denizaltı ve geminin yanı sıra karadan da atılacak yeni bir seyir füzesi için çalışmalar başlatıldı. Gezgin adı verilen projede hangi füze teknolojileri kullanılacak?
Milli Seyir Füzesi GEZGİN için düğmeye basıldı
Teknolojik gelişimi TÜBİTAK-SAGE, imalatı da ROKETSAN tarafından yapılan yerli seyir füzesi SOM’dan edilen tecrübeler yeni nesil daha büyük bir füze sistemine uygulanacak. GEZGİN adı verilen Milli Seyir Füzesi, Amerikan Tomahawk benzeri bir özelliklere sahip olacak.
Büyüklük ve ağırlık nedeniyle Hava Kuvvetleri envanterindeki uçakların taşıyamayacağı yaklaşık 1500 kilogramlık füze, denizaltı, gemi gibi su üstü platformlarının yanı sıra karadan da atılabilecek. İlk etapta 300 kilometrelik menzile sahip olacak füzelerin ilerleyen zamanda daha uzun süre havada kalacak şekilde modifikasyonların yapılması planlanıyor.
bayram tv
06-07-2014, 02:53
Only the registered members can see the link
Savunma sanayi ihracatı 800 milyon dolara yaklaştı
Türk savunma sanayi ihracatı, yılın ilk yarısında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14 artarak 779 milyon 267 bin dolara ulaştı.
Türk savunma sanayi ihracatı, yılın ilk yarısında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14 artarak 779 milyon 267 bin dolara ulaştı. En fazla ihracat ABD'ye yapılırken, bu ül***i BAE ve İtalya izledi.
AA muhabirinin Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlediği bilgilere göre, Türk savunma sanayisinin ihracattaki atağı hız kesmeden devam ediyor. Geçen yılın haziran ayında 171 milyon 487 bin dolar olan savunma ve havacılık sanayi ihracatı, bu yılın aynı ayında yüzde 5,1 artarak 180 milyon 262 bin dolara yükseldi.
Savunma ve havacılık sanayi sektörü, bu yılın ilk yarısında ise 779 milyon 267 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Geçen yılın ilk yarısında 681 milyon 814 bin dolarlık ihracat yapan sektör, böylece ihracatını söz konusu dönemde yüzde 14 arttırma başarısı gösterdi.
En çok ihracat ABD'ye
Söz konusu dönemde en çok savunma ve havacılık ihracatı ABD'ye yapıldı. Bu ül***e yapılan ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 26 artarak 297 milyon 788 bin dolara yükseldi.
Sektörde en çok ihracat yapılan ülkeler sıralamasında ABD'yi 59 milyon 687 bin dolarla Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), 48 milyon 224 bin dolarla İtalya, 40 milyon 948 bin dolarla İspanya ve 40 milyon 600 bin dolarla Malezya takip etti.
Türk savunma ve havacılık sanayisi, böylece söz konusu dönemde toplam 142 ülke ve serbest bölgeye 779,2 milyon dolarlık ihracat yaptı.
AA
bayram tv
06-07-2014, 02:53
Only the registered members can see the link
Savunma sanayi ihracatı 800 milyon dolara yaklaştı
Türk savunma sanayi ihracatı, yılın ilk yarısında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14 artarak 779 milyon 267 bin dolara ulaştı.
Türk savunma sanayi ihracatı, yılın ilk yarısında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14 artarak 779 milyon 267 bin dolara ulaştı. En fazla ihracat ABD'ye yapılırken, bu ül***i BAE ve İtalya izledi.
AA muhabirinin Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlediği bilgilere göre, Türk savunma sanayisinin ihracattaki atağı hız kesmeden devam ediyor. Geçen yılın haziran ayında 171 milyon 487 bin dolar olan savunma ve havacılık sanayi ihracatı, bu yılın aynı ayında yüzde 5,1 artarak 180 milyon 262 bin dolara yükseldi.
Savunma ve havacılık sanayi sektörü, bu yılın ilk yarısında ise 779 milyon 267 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Geçen yılın ilk yarısında 681 milyon 814 bin dolarlık ihracat yapan sektör, böylece ihracatını söz konusu dönemde yüzde 14 arttırma başarısı gösterdi.
En çok ihracat ABD'ye
Söz konusu dönemde en çok savunma ve havacılık ihracatı ABD'ye yapıldı. Bu ül***e yapılan ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 26 artarak 297 milyon 788 bin dolara yükseldi.
Sektörde en çok ihracat yapılan ülkeler sıralamasında ABD'yi 59 milyon 687 bin dolarla Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), 48 milyon 224 bin dolarla İtalya, 40 milyon 948 bin dolarla İspanya ve 40 milyon 600 bin dolarla Malezya takip etti.
Türk savunma ve havacılık sanayisi, böylece söz konusu dönemde toplam 142 ülke ve serbest bölgeye 779,2 milyon dolarlık ihracat yaptı.
AA
bayram tv
21-07-2014, 20:20
Only the registered members can see the link
20 Temmuz 2014 11:26 (Son güncelleme 20 Temmuz 2014 11:33)
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Elvan, DHMİ Genel Müdürlüğünce geliştirilen Hava Aracı Takip Cihazı’nın üretimine başlandığını belirterek "Cihazların 2 tanesi helikopterlerimize takıldı ve hizmete başladı" dedi.
ANKARA - TAMER TOĞANAŞ
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, söz konusu sistemin GSM ve uydu üzerinden pozisyon tespiti ve veri gönderimi yapabildiğini söyledi.
Saatte 250 kilometre sürat altında uçan ve sistemin takıldığı hava araçlarının monitör üzerinden takip edilebildiğini kaydeden Elvan, "Esenboğa Havalimanı Uçuş Bilgi Merkezi ünitesinde oluşturulan ‘Hava Aracı Takip Merkezi’ne, ağ üzerinden iletilen verilerle beslenen bir sistem kuruldu. Ülkemiz dijital haritası üzerinden helikopter gibi 250 kilometre sürat altında uçan hava araçlarının devamlı takibini yapabiliyoruz" diye konuştu.
Bakan Elvan, söz konusu sistemin acil ya da olağanüstü durumlarda da ikaz alma yeteneği bulunduğuna dikkati çekerek, bu sayede gerektiğinde zaman kaybetmeden arama kurtarma faaliyetlerinin yapılabileceğini vurguladı.
Türkiye içerisinde görerek uçuş yapan (VFR) TC tescilli helikoptere söz konusu sistemin teçhiz edilmesi yönünde çalışmaların sürdüğünü belirten Elvan, sivil ve askeri havacılık faaliyetlerinde kullanımının yaygınlaştırılmasını hedeflediklerini sözlerine ekledi.
sonsuz7878
22-07-2014, 00:38
TEŞŞEKÜRLER
bayram tv
23-07-2014, 20:43
Only the registered members can see the link
Temsili
YERLİ UÇAKLA İLGİLİ BAŞBAKAN'A ÖZEL SUNUM YAPILDI
İlk yerli savaş uçağıyla ilgili proje çalışmasında tasarımlar belirlendi, Başbakan Erdoğan'a konuyla ilgili sunum yapıldı.
Özgün bir uçak tasarımı için İsveçli SAAB şirketinden de yardım alan Savunma Sanayi Müsteşarlığı, avcı tipinde, gelişmiş radar özelliklerine sahip, yüksek manevra kabiliyeti olan üç farklı tasarım belirledi. Sabah Gazetesi'nde yer alan habere göre; Görünmezlik zırhına sahip olacak uçakların üretimi 2023 yılına kadar tamamlanacak. Türkiye'de tasarlanıp yapılacak uçağın, Hava Kuvvetleri'nde 1988'den bu yana kullanılan F-16'ların yerini alması planlanıyor.
Başbakan'a özel sunum
Türkiye'nin en prestijli projesi olan "FX/TX" adı verilen ilk yerli savaş uçağının 2011'de başlayan ve iki yıl süren çalışmalar sonucunda ayrıntıları belli oldu. Savunma Sanayi Müsteşarlığı belirlenen üç farklı tasarım örneğini Başbakan Erdoğan'a sundu. Tasarım için İsveçli SAAB şirketinden de yardım alan müsteşarlık, ilk yerli savaş uçağının motor seçimi için çalışmalara başladı. Belirlenen üç farklı tasarımdan birine Başbakan Erdoğan başkanlığında toplanan komite karar verecek.
Motor seçimi için görüşme yapıldı
Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın 2020'li yıllarda jet eğitim ve muharip uçak ihtiyacının milli imkanlarla karşılanmasına yönelik proje kapsamında, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın ihtiyaçları doğrultusunda konsept geliştirme ve tasarım çalışmaları sürdürüldü. TUSAŞ tarafından bu ihtiyaçları karşılamayı hedefleyen üç konfigürasyon üzerine çalışıldı. Uzmanlar özgün bir uçak tasarımı için İsveçli SAAB firmasıyla çalışmalarına devam ediyor. Yeni nesil savaş uçağı yapabilen ülkeler arasında olan İsveç, Türkiye'ye tasarım konusunda bir yol haritası çiziyor. Belirlenen üç tasarımdan ilki, kuyruk-kanatlı ve çift motorlu olurken, ikincisi ise kuyruk-kanatlı ve tek motora sahip. Üçüncü tasarımda ise önkuyruk-kanat ve tek motor öne çıkıyor. Her üç tasarımın ortak özelliği ise düşük görünürlük, yüksek manevra kabiliyeti ve gelişmiş radar özellikleri olacak. Başbakan Erdoğan'a yapılan özel sunumun ardından uygun motorun seçimi için firmalarla görüşmeler başladı.
Görünmez olacak
Yerli savaş uçağı 'hayalet' özelliğine sahip olacak, radarda görünmezlik zırhı taşıyacak. Anti-radar özelliğine de sahip olması planlanan uçak için uçağın gövdesinde radara yakalanmasını önleyen kompozit malzeme kullanılacak. Amerika ve İsrail'de uzun yıllardır kullanılan ve İsrail'in 25 ül***e sattığı bu kompozit malzemenin Türkiye'de de üretimine başlandı. Her türlü görsel, radar, kızılötesi ve termal izi azaltan bu ürün İnsansız Hava Araçlarının ardından, savaş uçağında da kullanılacak. Tasarımlar arasında tek pilotlu ve iki pilotlu olmak üzere iki seçenek bulunuyor. Cumhuriyetin 100'üncü yılına yetiştirilmesi planlanan ilk Türk savaş uçağı F-4 ile F-16'ların en eski modelinin yerini alacak. Avcı tipinde tasarlanacak uçak havadan havaya muharebe ve önleme görevlerinde yer alacak.
bayram tv
23-07-2014, 20:43
Only the registered members can see the link
Türkiye "tavşan" İHA alıyor
Savunma Sanayi Müsteşarlığı, Türkiye'nin Çin'den almayı planladığı uzun menzilli hava savunma füzelerinin testlerinde kullanmak üzere insansız hava uçağı almak üzere ihaleye çıktı.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Çin'den almayı planladığı uzun menzilli hava savunma füzelerinin test atışlarını yapmak için "yüksek hızlı hava hedefi" adı verilen uçakları satın alacak.
Uzun menzilli seyir füzelerini taklit edebilen insansız uçaklarının yurt dışından hazır alımı için Savunma Sanayi Müsteşarlığı teklife çağrı dosyası oluşturdu. Teklife çağrı dosyası alan ilk firma ise Amerika Savunma Bakanlığı'na kurtarılabilir hava hedefleri satan Composite Engineering Inc. (CEİ) oldu. CEİ'nin ürettiği yüksek hızlı hedefler amerikan füzelerinin deneme atışlarında ve askeri birliklerin eğitiminde kullanılıyor.
Savunma Sanayi Müsteşarlığı, Türkiye'nin Çin'den almayı planladığı uzun menzilli hava savunma füzelerinin testlerinde kullanmak üzere insansız hava uçağı alıyor. Alınacak hedef uçaklar, tek kullanımlık olmayacak. Hedef uçakların arkasında taşıdıkları hedef, füze ile vurulduktan sonra, uçak paraşütle yere inecek. Deneme testlerinden etkilenmeyecek olan uçaklar, onarılıp yeniden kullanılabilecek. Yurtdışından hazır alımı yapılacak olan hava hedefleri için ilk sırada teklif veren firma CEİ firması oldu. CEİ'nin ürettiği çeşitli uçma yeteneğine sahip, yüksek performanslı hava hedef sistemlerini ABD Savunma Bakanlığı da kullanıyor. Hava hedefleri Amerika da füze deneme atışlarında ve askeri birliklerin eğitiminde kullanılıyor.
Hava kuvvetleri komutanlığı kullanacak
Müsteşarlık, yurt dışından hazır alımı yapacağı uçaklar ile birlikte 4 adet hızlı hava atış hedefi, 2 adet yer kontrol istasyonu, yer sistemleri, 2 adet fırlatma sistemi, görev teçhizatı, yer destek ekipmanları, ikmal malzemeleri, eğitim desteği de edinecek. Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın ihtiyacı doğrultusunda alınacak olan hedef uçaklar ile envanterde halen kullanılan mühimmatlara ilişkin eğitimin geliştirilmesi, hava savunma sistemi taktiklerinin denenmesi, mühimmat ömürlerinin belirlenmesi, canlı atış verilerinin elde edilmesi ve eğitim atışlarında etkinlik sağlanması amaçlanıyor.
Vuracak ama düşmeyecek
Türkiye'nin Çin ile ortak olarak üretmeyi planladığı ve 3 milyar dolara mal olacak hava savunma füzelerinin testlerinde de kullanılacak uçaklar ile aynı zamanda alçak ve orta irtifa savunma füzelerinin de testleri yapılacak. Yeni alınacak olan hedef uçaklar envanterdekiler gibi tek kullanımlık olmayacak. Uçakların arka kısmına yerleştirilecek hedef alanları ile füze atışı denemeleri yapılacak. Füze, hedef bölgeyi vuracak, düşen uçak paraşütle güvenli bir şekilde iniş yapacak. Aynı zamanda füze taklidi yapabilen yüksek hızlı uçaklar, keskin manevralarda da test atışlarını güçlendirecek. Tek kullanımlık olamayan hedef uçaklar füze atış testlerinin yanı sıra askeri birliklerin eğitimlerinde de kullanılacak.
(SABAH)
bayram tv
23-07-2014, 20:43
Only the registered members can see the link
Türk Hava Kuvvetleri'nden 10 ANKA siparişi
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) Uçak Grup Başkanı Özcan Ertem, yerli insansız hava aracı ANKA'nın prototiplerinin belirli seviyeye geldiği görüldükten sonra Türk Hava Kuvvetleri'nin 10 uçaklık seri sipariş verdiğini belirterek, bunun üzerinde çalıştıklarını söyledi.
Ertem, dünyada çeşit sikletlerde insansız hava araçları bulunduğunu kaydederek, ANKA'nın 1,5 ton ve üzeri sınıfta pazar bulmaya çalıştığını anlattı.
Aynı pazarda İsrail'in Heron, ABD'nin Predator araçları bulunduğuna dikkati çeken Ertem, 2005'te başlayan çalışmalar sonucunda ANKA'nın 5 yıl sonra ilk uçuşunu yaptığını anımsattı.
Ertem, 2010'dan bu yana da yüksek miktarda uçuş biriktirdiklerini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bana göre ANKA'yla bulunduğu sektör itibarıyla bu 2 uçağa ciddi rakip olduğumuzu düşünüyorum. Onlardan birtakım yerlerde avantajlarımız da var. Mesela motor tipimiz daha farklı, jet uçakların kullandığı yakıtı kullanan motor seçtik. Dolayısıyla bunu kullanacak hava kuvveti, F-16'sına ne koyuyorsa ANKA'ya da aynı yakıtı koyup uçabilecek. Bilgisayar sistemleri ve yazılımlarının tümü bize ait. Tüm bu unsurlar istediğimiz ül***e istediğimiz şekilde bunu verebilme fırsatını veriyor. Türk Silahlı Kuvvetlerinin uçağı alıp kullanmaya başlaması ve onun ihracat potansiyelinin bununla başlaması en önemli hedeflerimizdendir."
"YURT DIŞINDAN BAZI ÜLKELER ANKA İLE İLGİLENİYOR"
ANKA'nın TSK'nın ihtiyaçları doğrultusunda geliştirildiğini vurgulayan Ertem, belirli miktarda prototipinin yapılması üzerine odaklandıklarını aktardı.
Ertem, ilk prototiplerin istekleri karşılayıp karşılamadığının görülmesinin beklendiğini belirterek, "Bu prototiplerin belirli seviyeye geldiği görüldükten sonra 10 uçaklık seri siparişi, Türk Hava Kuvvetleri yeni verdi. Şimdi onun üzerine çalışıyoruz. Şu anda bile bu uçakla ilgilenen ülkeler var. Türk Hava Kuvvetlerinin alacak olması da onlar için güzel bir referans. Tahmin ediyorum Türk Hava Kuvvetleri 'ben aldım, uçuruyorum' diyene kadar onlar da izlemeye devam edecektir" şeklinde konuştu.
ANKA'yı uluslararası fuarlarda sergilediklerini ifade eden Ertem, stantlara rakiplerin, sistem sağlayıcılar ve basının oldukça fazla ilgi gösterdiğini söyledi.
Ertem, uçaktaki bilgisayar ve yazılımlarla ilgili şunları kaydetti:
"Milyonlarca satır bilgisayar kodundan bahsediyoruz. Bu kodların hepsi de Türkiye'de geliştirilmiştir. Aslında bu, işin en stratejik yönünü oluşturuyor. Dolayısıyla bunu 'kim tasarladı, kim düşündü ve ne şekilde tasarladı' diye bakmak lazım. Dünyada en liberal görünen ekonomilerde bile havacılık, uzay sanayi ve mutlaka devletlerin dikkat ettiği sanayiler oluyor. Çok şükür, devamlı büyüyoruz ve geleceğe dair ciddi hedeflerimiz var. Son dönemde bu projelere katılmak isteyen çok ciddi yerli sanayicimiz oluştu. Yardımcı sanayi ile bu işe giriyor olmak çok güzel. Bu entegratör rolümüzü diğer bütün ürünlere doğru taşımak istiyoruz."
(Sabah)
bayram tv
23-07-2014, 20:44
Only the registered members can see the link
Tusaş Farnborough Havacılık Fuarı'na T129 Atak ve Anka ile Katılıyor
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (Tusaş), 14-20 Temmuz tarihleri arasında İngiltere'de düzenlenecek olan Farnborough Havacılık Fuarı'na (FIA 2014) bu yıl taarruz helikopteri T129 ATAK ve insansız hava aracı ANKA ile katılıyor.
Fuarda, "T129 ATAK" Taarruz ve Taktik Keşif Helikopteri 14, 15 ve 16 Temmuz günlerinde uçuş gösterisi yapacak. Ayrıca, ANKA da, İnsansız Hava Aracı (İHA) Sistemi ile birlikte statik alanda da sergilenecek.
DÜNYANIN EN ETKİN TAARRUZ HELİKOPTERİ
Taarruz ve Taktik Keşif görevleri için çok amaçlı olarak tasarlanmış olan yeni nesil T129 ATAK Helikopteri, Agusta Westland tasarımı A129 gövdesinin, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyaçlarına uygun şekilde, motor, aktarma organları ve kuyruk pallerinin değiştirilmesine ilave olarak, milli aviyonik, elektro-optik ve silah sistemleri ile donatıldı.
Ağır silah yükü ile zorlayıcı "sıcak hava-yüksek irtifa" görevleri için optimize edilen ve ağırlık-güç oranında sınıfında en iyiyi sergileyen T129 ATAK Helikopteri, dünyanın en etkin taarruz helikopteri olma unvanını da elinde tutuyor.
ANKA HER TÜRLÜ HAVA KOŞULUNDA GÖREVDE
"ANKA" Orta İrtifa Uzun Havada Kalışlı İHA Sistemi de, gece ve gündüz, her türlü hava koşulunda, keşif, gözetleme, sabit/hareketli hedef tespit, teşhis ve gerçek zamanlı görüntülü istihbarat görevleri ve otomatik iniş kalkış dahil bir çok uçuş yeteneği ile donatıldı.
Dizel motor ve zamandan bağımsız "Buzdan Koruma Sistemi" kullanılan ANKA, Gelişmiş Yer Kontrol İstasyonu ve yedekli, güvenlik korumalı haberleşme hatları ile operasyon emniyeti ve kolaylığı sağlıyor.
Tusaş'ın dünyanın önde gelen uluslararası havacılık projelerinde, tasarım ve üretimi kapsayan uzun dönemli iş ortaklıkları bulunuyor.
FIRLATMA KOLTUĞU ALT SÖZLEŞMESİ İMZALANACAK
Tusaş ile İngiliz havacılık şirketi Martin Baker arasında, 14 Temmuz günü "HÜRKUŞ" Yeni Nesil Temel Eğitim Uçağı Projesi kapsamında, "Fırlatma Koltuğu Alt Sözleşme İmza Töreni" de düzenlenecek.
Küresel sivil ve askeri havacılığın gelişen eğitim uçağı ihtiyaçlarına uygun olarak, özgün olarak tasarlanıp geliştirilen, "HÜRKUŞ" Yeni Nesil Temel Eğitim Uçağı, yeni sayısal kokpit, yüksek tandem oturma düzeni, kesintisiz görüş sağlayan kanopi, kabin içi oksijen üretim sistemi ve değişik görev konfigürasyonlarına uygun güçlü motor sistemi ile donatıldı.(DHA)
bayram tv
23-07-2014, 20:44
fP8dgi8nqNU
alıntı...
bayram tv
25-07-2014, 20:52
Milli füze testlerden başarıyla geçti
Milli imkanlarla geliştirilen orta irtifa hava savunma füzesi Hisar-O'nun ilk uçuş testi başarıyla gerçekleştirildi.
Only the registered members can see the link
bayram tv
28-07-2014, 20:02
Only the registered members can see the link
26 Temmuz 2014 17:13 (Son güncelleme 26 Temmuz 2014 17:14)
TÜBİTAK tarafından başlatılan Elektronik Harp Podu Projesi ile F-16 savaş uçakları, harekat esnasında düşman radarları ve hava savunma sistemlerine karşı daha güvenli olacak.
ANKARA
TÜBİTAK tarafından başlatılan Elektronik Harp Podu Projesi ile F-16 savaş uçakları, harekat esnasında düşman radarları ve hava savunma sistemlerine karşı daha güvenli olacak.
TÜBİTAK'tan alınan bilgiye göre, teknik çerçevesi Milli Savunma Bakanlığı ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı işbirliğiyle oluşturulan projenin çağrı sürecinde de son aşamaya gelindi.
Yerli sanayi ile üretilecek ve F-16 uçaklarını radar karşısında koruyacak olan elektronik harp podunun (EH Pod) uçak başına maliyeti yaklaşık 2 milyon dolar olacak. Sistem, harekat esnasında düşman radarları ve hava savunma sistemlerine karşı savaş uçağının güvende olmasını sağlayacak.
Sistem, düşman radarı tespit edildiğinde pilotu ikaz edecek. Dünyada sadece 5 ülkenin üretebildiği sistem, radar algılayıcı ve karıştırıcı özelliklere sahip olacak.
Böylece savaş uçaklarının pilotları, kendilerine verilen görevleri düşman hava savunma sistemlerinin veya düşman uçaklarının bulunduğu ortamlarda bile emniyetli bir biçimde icra edebilecek.
Sistemin maliyetinin yaklaşık 135 milyon lira olması bekleniyor.
Muhabir: İbrahim Yılmaz
bayram tv
30-07-2014, 13:21
Only the registered members can see the link
TUSAŞ Uçak Grup Başkanı Ertem, HÜRKUŞ çalışmalarına yönelik, "Uçakları teslim edene ihracat ağırlıklı siparişler olabilir" dedi.
KOCAELİ - KADİR YILDIZ
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) Uçak Grup Başkanı Özcan Ertem, "(HÜRKUŞ) Şu anki dış temaslarımız gösteriyor ki biz bu uçakları teslim edene kadar olan sürede bunların arkasının geleceği ve yeni bir takım siparişler, ihracat ağırlıklı siparişler olabilir" dedi.
Ertem, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk Hava Kuvvetleri'nin HÜRKUŞ'un prototipini beğendiğini söyledi.
"Türk Hava Kuvvetleri, 15 uçaklık bir seri siparişi verdi" diyen Ertem, bu siparişin 40 adet de opsiyonu olduğunu kaydetti.
Ertem, çalışmalara başladıklarını ve yardımcı sanayi firmalarına kendileriyle ilgili parça siparişleri verdiklerini dile getirerek, "Bu parçaların ilkinin gelmesi 1.5-2 yıllık zaman alıyor. O nedenle bizim de ilk uçağı teslimimiz 4'üncü yıla kadar sürüyor. 4'üncü yılda ilk teslimatı yaptıktan sonra onu takip eden yılda kalan 14 uçağı teslim edeceğiz. İnşallah 2019'a geldiğimizde 15 uçağı teslim etmiş olacağız. Şu anki dış temaslarımız gösteriyor ki biz bu uçakları teslim edene kadar olan sürede bunların arkasının geleceği ve yeni bir takım siparişler, ihracat ağırlıklı siparişler olabilir" diye konuştu.
TSK ile HÜRKUŞ C modeli üzerinde çalışmamız var
HÜRKUŞ'ta 3 model olduğunu, bunlardan HÜRKUŞ A'nın sivil elektronik aletlerle donatıldığını belirten Ertem, bunun hem Türk Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü hem de Avrupa Sivil Havacılık Otoritesi tarafından test edilerek ruhsatlandırıldığını bildirdi.
Ertem, ruhsatı gelecek yıl almayı planladıklarını ifade ederek, bunun uçağın uçuşa elverişli olduğunu ve her türlü havada görev yapabileceğini gösterdiğini vurguladı.
Türk Hava Kuvvetleri'nin (TSK) askeri elektroniklerle donatılmış tipi olan HÜRKUŞ B modelini alacağına değinen Ertem, şöyle konuştu:
"Burada özellikle uçağın kokpitinde savaş uçakları gibi ekranlar onların yönetimi olacak. Pilotların ellerindeki lövyeler ve butonları ona göre değişiyor. HÜRKUŞ C ise yaklaşık 1.5 ton kadar kanatlarının altına yük alabilen bir uçak. Bununla ilgili henüz bir siparişimiz yok ama Türk Silahlı Kuvvetlerimizle, bir 'HURKUŞ C'miz olsa bunda hangi görevlere gider? İçinde neler taşıması gerekir? Havada ne kadar uçması lazım? Kendini nasıl koruyacak? Nasıl vuracak?' gibi bir çalışmamız var. Bunun tanımı yapıldığında zannediyorum HÜRKUŞ C'den de bir sipariş olacaktır."
Dünya seviyesinde bir ürün ortaya çıkarmamızda bir engel yok
HÜRKUŞ'un dünyada bu kapsamdaki 4 uçağa rakip olduğuna dikkati çeken Ertem, şunları kaydetti:
"Bunların kendilerine göre ulaştıkları bir pazar da var. Bunlar içinde değişik motor güçlerine sahip olanlar var ama biz bunlarla hemen hemen en üst motor gücü grubundayız. Bu en üst motor grubu altında taşıyacağımız silahlar için de en fazla fırsatı veren motoru getiriyor. Belki en az yakanı değil ama en çok taşıyanı. Dolayısıyla pazardaki pozisyonumuzu ona göre oturtmaya çalıştık. Bu tür uçakların bir pazarı doğuyor. Biz de bu pazardan kendimize bir pay çıkarabileceğiz. Uçağa ismini verdiğimiz Vecihi Hürkuş, 1925'de çizdiği uçağa binip uçmuş bir insan. Türkiye aslında kendi uçağını yapmaya soyunmuş, uçurmuş hatta yurt dışına bir ihracatı bile var 1940'ların sonunda ama bir şekilde devamı gelmemiş. Son 10 yılda geliştirme projelerinin verilmesiyle bir atağa kalktık. ANKA, ATAK ve HÜRKUŞ projelerinin hepsi aslında bize güvenilerek verilen projelerin sonuçlarıdır. Türk mühendisinin bu projeleri yapabilir olduğunu düşünüyorum. Bu iş için kaynak ayırmak sonra sabır göstermek lazım. Çünkü bu uçak 6-7 yılda bu boyutlarda çıkabiliyor. Savaş uçağı yaklaşık 10 yılda tam yeteneklerine kavuşuyor. Dolayısıyla o sabrı göstermek gerekiyor. Bunu gösterince de dünya seviyesinde bir ürün ortaya çıkarmamızda bir engel yok."
bayram tv
12-08-2014, 00:24
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
ASELSAN dünyanın en büyük ilk 100 savunma sanayi kuruluşları listesinde 74'üncü sıradan 67'nci sıraya yükseldi.
ASELSAN'dan yapılan yazılı açıklamada, ABD merkezli haftalık Defense News dergisi tarafından belirlenen dünyanın en büyük 100 savunma sanayi firmasının listelendiği "Top 100" listesinin yayınlandığı bildirildi.
Geçen sene 74'üncü sırada yer alan ASELSAN'ın bu yıl 67'nci sıraya yükseldiği belirtilen açıklamada, 2013 yılı savunma cirosunun yüzde 16,1'lik artışla 1 milyar dolar olarak gerçekleştiği ve cironun yüzde 97,1'inin savunma sanayii faaliyetlerinden elde ettiği kaydedildi.
ASELSAN'ın yakın gelecekte dünya çapındaki ilk 50 savunma sanayi firmasından biri olmayı hedeflediğine değinilen açıklamada, "Defense News dergisi tarafından her yıl bir önceki yılın savunma satışları baz alınarak yayınlanan ve dünyanın en prestijli savunma sanayi listesi olarak kabul edilen ''Defense News Top 100''ün gelecek vaat eden savunma sanayi şirketleri olarak da kabul ediliyor" ifadesi kullanıldı.
Kaynak: AA
bayram tv
12-08-2014, 00:43
Yerli "İHA"dan Rekor
UzqvxI0DQOk
Türkiye insansız hava aracı üretiminde dünya devleriyle yarışacak seviyeye geldi. Yerli üretim Bayraktar, 24 saat gökyüzünde kalarak Türkiye rekoruna imza attı. Bu özel araçlar sadece Türk ordusuna hizmet etmekle kalmayacak, bir çok ül***e de ihraç edilecek.
bayram tv
19-08-2014, 01:18
Only the registered members can see the link
TÜMOSAN ALTAY'A GÜÇ KATACAK
Savunma Sanayii İcra Komitesi, milli tank ALTAY'a entegre edilmesi amacıyla geliştirilecek "Güç Grubu" için, TÜMOSAN AŞ ile sözleşme görüşmelerine başlanmasını kararlaştırdı.
Savunma Sanayii Müsteşarlığından (SSM) yapılan açıklamada, Komite'nin, 6 Ağustos'ta teklif değerlendirme çalışmaları tamamlanan Güç Grubu Geliştirilmesi Projesi kapsamında, ALTAY Tankına entegre edilmesi amacıyla geliştirilecek "Güç Grubu" için, TÜMOSAN AŞ ile sözleşme görüşmelerine başlanması kararını aldığı bildirildi.(AA)
Only the registered members can see the link
bayram tv
19-08-2014, 01:19
Türkiye ABD’den 320 milyon dolarlık füze alıyor
BÖLGE ülkelerindeki kriz, Türkiye’yi savunma alımlarına itiyor. ABD Savunma Güvenlik ve İşbirliği Dairesi (DSCA) Türkiye’nin 320 milyon dolar değerinde çok sayıda gelişmiş AMRAAM füzesi satın almak için talepte bulunduğunu açıkladı.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı için alınan füzeler F-35 ve F-16’larda kullanılacak. DSCA, daha önce Türkiye’nin çok sayıda denizaltı torpidosu talep ettiğini açıklamıştı. Türk askeri kaynaklar da bu alımı doğruladı. ABD Kongresi’nin onayına satışla ilgili çarpıcı ayrıntılar da yer alıyor. Füzelerin nerede kullanılacağı da açıklandı.
F-16 VE F-35’LER İÇİN
Alınacak füzeler, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın envanterine 2018’de girecek hayalet uçak F-35’lerde kullanılacak. Füzeler gerekli olması durumunda envanterdeki F-16’lara takılacak. Türkiye 145 adet orta menzilli havadan-havaya AMRAAM füzesi, 40 adet ateşleyici, 10 adet füze yönlendirme sistemi için ABD’ye 320 milyon dolar ödeyecek. ABD Senatosu’na gönderilen onay isteğinde “füzelerin NATO üyesi olan Türkiye’nin deniz ve kara sınırlarından gelecek hava tehditlerine karşı kullanılabileceği” belirtildi.
DSCA açıklamasında, “Türkiye, bölgede barış ve istikrarın sağlanmasında ABD’nin ortağı. Bu NATO müttefikimizin, bölgede kabul edilebilir bir askeri dengeye katkıda bulunacak şekilde güçlü ve hazır bir savunma imkan ve kabiliyeti geliştirmesi ve bunu korumasına destek verilmesi, ABD’nin ulusal çıkarı için hayatı önem taşıyor” denildi.
SURİYE’Yİ VURAN FÜZELER
Suriye’ye ait bir askeri helikopter, geçen yıl Türk savaş uçaklarının kullandığı bu füzelerle düşürüldü. Mart’da düşürülen Suriye savaş uçağını da aynı tipteki füzeler vurdu. 20 ülkenin envanterinde yer alan bu füzelerden Türk Hava Kuvvetleri’nin elinde de var. Ancak, alınan füzelerle bu sayı daha da artırılıcak. AMRAAM füzeleri savaş uçaklarından fırlatılarak diğer hava araçlarını vurmaya yarıyor. 1980’lerin sonunda geliştirilen füzeler, takip sistemlerinin zor yanıltılması nedeniyle en ölümcül füze olarak biliniyor. Ses hızının 4 katı üzerinde uçabilen ve 72 kilometre menzilli füze, pilot tarafından atıldığına “aktif” yani kendi başına veya “yarı aktif” yani uçak radarından bilgi alarak hedefini bulabiliyor. Kendisine karşı bir yanıltma yapıldığında füze bu defa üzerindeki özel bilgisayar sayesinde kendisini “yanıltmanın yapıldığı merkeze” yönlendiriyor.Cengizhan ÇATAL/Hürriyet
beaverss
19-08-2014, 11:33
demekki bu yaptıklarımız yeterli değil hala dışarı bagımlıyız
bayram tv
24-08-2014, 22:25
XmTDv79Id_k
bayram tv
01-09-2014, 21:30
Only the registered members can see the link
Uzun Menzilli Füze Savunma Sistemi Projesi İhalesi
ABD, İtalya, Fransa ve Çin...
Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM), Çin, ABD ve İtalyan-Fransız firmalarının yarıştığı, Türkiye'nin en büyük savunma ihalelerinden Uzun Menzilli Füze Savunma Sistemi Projesi'nde taraflardan tekliflerin 31 Aralık 2014'e kadar geçerliliğinin korunmasının istendiğini bildirdi.
SSM'den yapılan açıklamada, uzun menzilde ve alçak/orta/yüksek irtifada hava savunmasını sağlamaya yönelik olarak tedarik edilecek proje ihalesine ilişkin bilgiler paylaşıldı.
Bu kapsamda, 26 Eylül 2013 tarihli Savunma Sanayii İcra Komitesi (SSİK) kararına istinaden Çin Halk Cumhuriyeti CPMIEC kuruluşu ile sözleşme görüşmelerine başlandığı hatırlatılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Tedarik edilmesi planlanan hava savunma sistemi çok sayıda sistem ve alt sistemden oluşan oldukça kompleks bir sistemdir. Söz konusu sistemin tedarikinde yurt içinde kurulacak altyapı, ortak üretim alanları, teknoloji transferi, sanayi katılımı gibi konularda stratejik planımıza uygun birçok detaylı çalışma ve incelemenin yapılması doğal bir süreçtir. Bu doğrultuda sözleşme görüşmeleri devam etmekte ve Müsteşarlığımız SSİK kararları doğrultusunda çalışmalarını sürdürmektedir. Bu kapsamda, sürecin dışında kalmak istemeyen ilgili taraflardan sık tekrarlı uzatmaları da önlemek amacıyla, 31 Aralık 2014 tarihine kadar tekliflerinin geçerliliğini korumaları istenmiştir."
Proje dışında Müsteşarlık bünyesinde füze esaslı savunma sistemleri de dahil çok sayıda farklı projenin yürütülme ve planlama safhasında olduğu belirtilen açıklamada, bunlarla ilgili çeşitli ülke ve firmalarla görüşmelerin yapıldığı, bu gibi görüşmelerin söz konusu proje ile doğrudan ilişkilendirilmemesi gerektiği kaydedildi.
PROJE TARTIŞMA KONUSU OLDU
Türkiye'nin uzun menzilde ve alçak/orta/yüksek irtifada hava savunmasını sağlamak amacıyla yürütülen proje, 26 Eylül 2013'te Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Savunma Sanayii İcra Komitesi (SSİK) kararıyla başlamıştı.
ABD'nin Patriot sistemi, Çin'in FD-2000 füzesi ve İtalyan-Fransız ortaklığıyla geliştirilen Samp-T sisteminin yarıştığı ihale kapsamında, Çin Halk Cumhuriyeti'nden CPMIEC kuruluşu ile sözleşme görüşmelerine başlanmasına karar verilmişti. Bu karar, NATO, ABD ve Avrupalı yetkililerce tartışma konusu olmuştu.
SSİK talimatı gereği, CPMIEC ile görüşmelerden sonuç alınamaması halinde ikinci sıradaki EUROSAM konsorsiyumu ile, onlarla yapılan görüşmelerden de sonuç alınamaması halinde üçüncü sıradaki ABD ile sözleşme görüşmelerine başlanması kararlaştırılmıştı.
FÜZELERİN ÖZELLİKLERİ
Patriot sistemi füze fırlatıcılarına 16 füze birden yerleştirilebilme ve yüksek düzeyde isabet gücüne sahip bulunuyor. Patriot füzelerinin hava savunma radarları, düşman füzelerinin yerini 100 kilometre uzaklıktayken saptıyor ve kilitlendikten sonra da 15-20 saniye içinde hedefi yok ediyor. Patriotlar 70 kilometre menzile sahip bulunuyor. Sistem, kitle imha silahları bulunan taktik balistik füzelere karşı da etkin savunma sağlıyor.
Çin'in dikine fırlatma kabiliyetli uzun menzilli hava savunma füzesi FD-2000 füze sistemi ise ikili ve altılı bataryalar halinde konuşlandırılıyor. Füze 20 bin metre irtifa ve 100 kilometre menzile sahip.
İtalyan-Fransız ortaklığıyla geliştirilen Samp-T sistemi, bir lançerde 8 füze taşıyabiliyor. Hedef belirlendikten sonra 10 saniye içinde tüm füzeler ateşlenebiliyor.
bayram tv
09-09-2014, 22:08
Only the registered members can see the link
Ülkelerin savunmasında geleceğin teknolojik silahı olarak tabir edilen "lazer silah" için çalışan Türk mühendisler, 120 milyon lira bütçeli projeyi tasarım aşamasına getirdi.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, geliştirdiği yüksek teknolojili ürünlerle Türk Silahlı Kuvvetlerinin vurucu gücünü artıran Bilim, Sanayi Teknoloji Bakanlığı'na bağlı çalışan Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), savunma sanayisinde devrim yapacak yeni bir projeye öncülük ediyor.
TÜBİTAK'ın dünyada sadece sayılı ülkelerde bulunan lazer (Only the registered members can see the link) silahın geliştirilmesi için başlattığı projenin diğer ortakları ASELSAN ve Bilkent Üniversitesi. Savunma sanayisinde büyük devrim olacak lazer (Only the registered members can see the link) sistemi, TÜBİTAK'ın yüksek bütçeli çalışmaları arasında yer alırken, Milli Savunma Bakanlığı da projeyi yakından takip ediyor. Türkiye'nin önemli kurumlarını bir araya getiren proje için TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM), TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM), TÜBİTAK Ulusal Metroloji Enstitüsü (UME) ve Bilkent Üniversitesi Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (UNAM) birlikte çalışıyor.
İki lazer (Only the registered members can see the link) sistemi geliştirilecek
Türk mühendisler, ülkelerin savunmasında geleceğin teknolojik silahı olarak tabir edilen " lazer (Only the registered members can see the link) silahlar" için çalışmalarını tüm hızıyla sürdürüyor. Yüksek GüçlüLazer (Only the registered members can see the link) Sistemi (YGLS) Projesi'nin bütçesi 120 milyon lira olarak planlanıyor.
Bu yılın başında hız kazanan çalışmalarda birinci altı aylık dönem tamamlandı. Yüksek güçlü lazer (Only the registered members can see the link) sistemlerinin yerli olarak geliştirilmesi için başlatılan projede, tasarım aşamasına geçildi. Proje için tedarik faaliyetleri devam ediyor.
Dünyada sayılı ülkelerde var olan teknolojiyle 6 yıl içinde 2 ayrı lazer (Only the registered members can see the link) silah geliştirilmesi hedefleniyor.
Kara, deniz ve havadaki tehditlere, lazerli koruma
Proje yöneticisi kuruluş olan TÜBİTAK BİLGEM, proje sonunda kullanılabilecek 2 yüksek güçlü lazer (Only the registered members can see the link) sisteminin, istenen teknik özelliklerde üretilmesinden sorumlu olacak. Lazer (Only the registered members can see the link) sistemi ile kara, deniz ve havada tehdit unsuru oluşturan hedefler algılanacak, takip edilecek ve lazerle etkisiz hale getirilecek.
Yüksek Güçlü Lazer (Only the registered members can see the link) Sistemi Projesi kapsamında geliştirilecek silahlar; insansız hava araçları, seyir füzeleri ve havan mühimmatlarına karşı kullanılabilecek.
bayram tv
14-09-2014, 23:37
Only the registered members can see the link
Milli Piyade Tüfeği Artık Kışlalarda
Test aşamasını başarıyla tamamlayan Milli Piyade Tüfeği MPT-76 kışlalarda göreve hazır.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterindeki 500 bin G-3 piyade tüfeğinin yerini alacak olan yerli üretim MPT-76'nın test aşaması bitti. MPT-76 piyade tüfeği artık kışlalarda.
Yerli üretim olan MPT-76 piyade tüfeği, ismini Milli Piyade Tüfeği'nin baş harflerinden oluşan kısaltmadan alıyor.
DAKİKADA 650 MERMİ
4.1 kg ağırlığındaki MPT-76, 600 metre etkili menzile ve dakikada 650 mermi atım hızına sahip.
zAOZyjMMmzc
bayram tv
14-09-2014, 23:38
Only the registered members can see the link
Azeri Askeri için geceyi ASELSAN Aydınlatacak
ASELSAN Basın Odası Haberler Azeri Askeri için geceyi ASELSAN Aydınlatacak
ASELSAN, ALOV ile Azerbaycan Ordusunun gece görüş ve termal nişangâhları için işbirliği yaptı.
Anlaşmaya ASELSAN adına Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hasan Canpolat ve Genel Müdür Yardımcısı Özcan Kahramangil, Azerbaycan Cumhuriyeti Savunma Sanayisi Bakanlığı ALOV Optik Mekanik Üretim Birliği adına Genel Müdür Kemal Askarov imza attı. Anlaşma töreni başkent Bakü'de devam eden Savunma Sanayi Fuarı ADEX'te düzenlendi. İmza töreninde Azerbaycan Savunma Sanayii Bakanı Yaver CAMALOV da hazır bulundu.
Mutabakat Metni ile; Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri ile Azerbaycan Hükümetine bağlı diğer Güvenlik Kuvvetlerinin modernizasyonu ve yenilenmesi kapsamında birlikte çalışılması karara bağlandı. İlk olarak Azeri Kuvvetleri tarafından tedarik edilmesi planlanan 4x ve 6x Gece Görüş Nişangâhları ve Yeni Nesil Termal Nişangâhlar konusunda işbirliği ve teknik çözüm önerileri üzerinde birlikte çalışılacak. Ayrıca ALOV'un Azerbaycan'da 4x ve 6x Gece Görüş Nişangâhları ve Yeni Nesil Termal Nişangâhlar alanında uzmanlaşmış bir merkez konumuna getirilmesi hususunda çalışmalar yapılacak.
bayram tv
14-09-2014, 23:39
Only the registered members can see the link
NATO ülkeleri kriptolu yazılım için sıraya girdi
Türkiye’nin aldığı A400M ATLAS uçağı için TÜBİTAK’ın geliştirdiği kripto sistemi NATO’nun da dikkatini çekti. Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya, İspanya, Belçika, Lüksemburg da aynı sistemi almak için TÜBİTAK’ın kapısını çaldı.
TÜBİTAK’ın Türkiye’nin satın aldığı A400M ATLAS askeri uçakları için geliştirdiği yer bilgisayarı ile uçaktaki kontrol bilgisayarı arasında uçuş bilgilerinin kriptolu bir şekilde taşınmasını ve aktarımını sağlayan sistemi Türkiye dahil NATO üyesi 8 ülke kendi askeri uçaklarında kullanmak için istedi.
Türkiye’nin onayı ile TÜBİTAK da ilk parti sistemi NATO uçaklarına entegre edilmek üzere gönderdi. TÜBİTAK’ta görevli Türk bilimadamları tarafından geliştirilen sistem birçok ülkenin uçaklarında görmek istediği cihazlar arasına girdi.
Airbus tarafından üretilen en gelişmiş A400M ATLAS askeri dev kargo uçaklarında kullanılmak için tasarlanan cihazı almak için NATO ülkeleri Türkiye’nin kapısını çaldı.
Sistemin diğer uçaklarda da kullanımı için anlaşmalar yapılırken TÜBİTAK sistemin seri üretimine geçti. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu NATO üyesi 8 ülkenin kullanacağı yeni nesil Airbus A400M askeri nakliye uçağının elektronik aksamını geliştiren EADS Cassidian firmasına ilk parti cihaz gönderildi.
Yer bilgisayarı ile A400M kontrol bilgisayarı arasında uçuş bilgilerinin kriptolu bir şekilde taşınmasını ve aktarımını sağlamak için TÜBİTAK tarafından tasarlanan ‘DTM veri transfer cihazını’ kullanacak olan NATO üyesi 8 ülke şunlar: Türkiye, Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya, İspanya, Belçika, Lüksemburg.
SİSTEMİN ÇALIŞMASI
DTM cihazı, TÜBİTAK tarafından geliştirilmiş NATO onaylı SIR (kriptolu bellek) ile arayüz uyumlama cihazı olan Interface Adaptorden (IA) oluşuyor. DTM cihazı, SIR’da güvenli bir şekilde saklanan gizli uçuş verilerini Ethernet arabirimi üzerinden uçağın kontrol bilgisayarına aktarıyor. Benzer şekilde cihaz, uçağın kontrol bilgisayarında bulunan uçuş raporlarını güvenli bir şekilde SIR’da saklıyor ve USB arabirim üzerinden yer bilgisayarına aktarma yapıyor.
(stargazete)
bayram tv
14-09-2014, 23:39
Only the registered members can see the link
Üçüncü Barış Kartalı uçağı teslim edildi
Boeing, Türk Hava Kuvvetleri’ne üçüncü Havadan İhbar Kontrol (HİK) uçağının teslim edildiğini açıkladı. 4 Eylül’de yapılan teslimat sonrasında kalan son uçak, önümüzdeki yıl başında teslim edilecek.
Türk Hava Kuvvetleri’nin HİK ihtiyacını karşılamak üzere teslimatı bu yıl içinde başlanan E737 uçaklarından üçüncüsü Ankara’da TAI tesislerinde teslim edilerek Konya’ya uçtu. Barış Kartalı Projesi’nde modifikasyonu Türkiye’de tamamlanan uçak, göreve başladı.
Boeing yetkilileri, kalan dördüncü uçağın önümüzdeki yıl başında teslim edileceğini açıkladı.
Gövdesi üzerinde 380 kilometre menzile sahip Northrop Grumman'in radarını taşıyan uçak, 1 metre kanat açıklığına sahip İnsansız Hava Araçlarını tespit edebiliyor. HİK uçağı, sivil 737 ailesinin 700 serisinden geliştirildi. Barış Kartalı Projesi’nde Türk şirketlerinin 576 milyon TL iş payı bulunuyor.
Barış Kartalı havadan erken ihbar uçakları 100’den fazla yer radarının kapasitesini coğrafi engellere takılmadan gerçekleştirebiliyor ve yer radarlarının olası arızaları durumunda yedekleme niteliği bulunuyor. Proje kapsamında Türkiye’nin toplam yükümlülüğünün 1.5 milyar dolar olduğu belirtilmişti.
bayram tv
14-09-2014, 23:40
Only the registered members can see the link
Azerbaycan MİG-29 uçakları SOM füzesi mi atacak?
Tübitak-SAGE tarafından 2006 yılında geliştirme çalışmalarına başlanan SOM füzesiyle bir çok ülke yakından ilgileniyor.
Azerbaycan'da düzenlenen ADEX-2014 savunma sanayi fuarı kapsamında Roketsan standında sergilenen SOM füzesine Azerbaycanlı yetkililer yoğun ilgi gösterdi. Türk Hava Kuvvetleri'nin milli seyir füzesi ihtiyacı kapsamında üretimi ve teslimatları devam eden SOM füzesinin Azerbaycan Hava Kuvvetleri envanterinde yer alan MİG-29 savaş uçaklarına entegrasyonu konusunda çalışmalar yapılacak.
Bu konuda Kokpit.aero'nun sorularını yanıtlayan askeri yetkililer,NATO üyesi bir ülke tarafından geliştirilen füze sisteminin Rus menşeli bir uçağa entegre edilmesi noktasında ciddi sorunlar ile karşılaşılabileceğini ve en başta böyle bir entegrasyon için Rusya'nın izin vermesi gerekeceğini söyledi. Ayrıca ABD'nin NATO üyesi ve aynı zamanda stratejik ortağı olan Türkiye'ye bile bu konuda belli kısıtlamalarının mevcut olduğunu bu sebeple Rusya'nın göz ardı edilemeyecek bir konumda bulunduğunu da sözlerine ekledi.
DÜNYA SOM FÜZESİNİ TAKİBE ALDI
Tübitak-SAGE tarafından 2006 yılında geliştirme çalışmalarına başlanan SOM füzesini bir çok ülke yakın takibe aldı. Özellikle F-35 savaş uçağını envanterine katacak olan Avustralya, Güney Kore ve Singapur SOM'un F-35 entegrasyonu ile yakından ilgileniyor. Bu konuda geçtiğimiz aylarda Avustralya'dan üst düzey bir heyet Ankara'ya geldi. Yetkililer tarafından Avustralya'lı heyete SOM füzesi hakkında bilgi verildi. F-35 savaş uçağına entegrasyon çalışmalarının olumlu sonuçlanması durumunda birçok ülkenin SOM-J füzesini talep edeceği düşünülüyor.
bayram tv
14-09-2014, 23:40
Only the registered members can see the link
ADEX 2014'e Roketsan damgası
Roketsan'ın, Azerbaycan'da düzenlenen Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı'nda (ADEX 2014) en dikkati çeken kuruluşlar arasında yer aldığı belirtildi
ANKARA - Roketsan'dan yapılan yazılı açıklamada, Bakü'de bu yıl ilk kez düzenlenen fuara Savunma Sanayii Müsteşarlığı koordinasyonunda katılım sağlandığı ve Roketsan'ın fuarın "başrol oyuncularından biri olduğu" kaydedildi.
Fuarda, Roketsan standını Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Azerbaycan Savunma Bakanı Zakir Hasanov, Azerbaycan Savunma Sanayii Bakanı Yaver Cemalov, Hava Kuvvetleri Komutanı Ramiz Firudin'un aralarında bulunduğu çok sayıda davetlinin ziyaret ettiği bildirildi.
Kapalı alanda sergilenen ürünlere ilave olarak, Azerbaycan'a teslimatı gerçekleştirilen silah sisteminin tanıtımının da ilk kez yapıldığı fuarda, Roketsan'ın standı büyük ilgi gördü. AA
bazı paylaşımlar alıntıdır..
bayram tv
29-09-2014, 20:36
Only the registered members can see the link
Afyon Kocatepe Üniversitesi'nin (AKÜ) TÜBİTAK desteğiyle yürüttüğü proje kapsamında, nano teknoloji kullanılarak daha hafif ve ince çelik zırhlı yelekler üretilebilecek.
AFYONKARAHİSAR - Canan Tükelay
AKÜ Teknoloji Fakültesi Makine Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kubilay Aslantaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Hibrit Kompozit Malzemeden Zırh Tasarımı ve Balistik Özelliklerinin Araştırılması" projesinin temel hedefinin özellikle orduda kullanılan ve ağırlıkları nedeniyle taşınması zor olan çelik zırhlı yeleklerin inceltilmesi olduğunu söyledi.
TÜBİTAK tarafından desteklenen projede, nano teknoloji yöntemi kullanılarak hibrit kompozit (farklı takviye elemanları ile farklı şekillerde bir araya getirilmiş) malzeme üretimi ve üretilen bu malzemenin mevcut kullanılan malzemelerle kıyaslanacağını dile getiren Prof. Dr. Aslantaş, bu projenin Türkiye'nin özellikle savunma sanayisinde önemli katkılar sağlayacağını umduklarını kaydetti.
Nano partükül takviye edilmiş olan malzemeleri özel birleştirme ve presleme yöntemiyle bir araya getirerek mevcut halinden daha ince yelekler üretebileceklerini ifade eden Aslantaş, şöyle konuştu:
''Buradaki asıl amacımız, hali hazırda kullanılan koruyucu zırhların içerisine karbon nano tüp ve karbon nano kil gibi malzemelerin özel kimyasal işlemlerle dahil edilmesiyle hem mukavemetini artırmaktır. Ayrıca, takviye elemanlarının kullanılmasıyla da zırh kalınlığında bir miktar azalmanın da mümkün olacağını ümit ediyoruz. Tabi ki bu muhtemel incelme de zırh malzemesinde hafiflemeye neden olacaktır. Projenin yürütücülüğünü, Ege Üniversitesi Makine Mühendisliği'nden Doç. Dr. Yeliz Pekbey yapmaktadır. Şu an 3 farklı nano partikül malzemesi kullanılarak yüze yakın numune üretilecek ve balistik testine tabi tutulacaktır.''
Ayrıca Pamukkale Üniversitesi'nden Doç. Dr. Emin Ergun'un da projeye destek verdiğini dile getiren Aslantaş, ''Kompozit malzemelerin üretimi İzmir'de, bazı mekanik testleri Denizli'de ve balistik testleri ise Afyonkarahisar'da yapılacaktır'' dedi.
Aslantaş, proje sonunda elde ettikleri sonuçların kentteki askeri fabrika ve savunma sanayi temsilcileriyle paylaşacaklarını anlattı.
bayram tv
05-10-2014, 23:39
Only the registered members can see the link
Roketsan ve Femsan'dan ‘fırçasız motor’
Elektrikli motor ve servo konusunda çalışmalar yapan İstanbul merkezli Femsan, Roketsan için özel bir tasarım geliştiriyor.
Roketsan ve Femsan'dan ‘fırçasız motor’
Proje kapsamında, tanksavar ve hava savunma sistemleri başta olmak üzere, güdümlü füze kontrol tahrik sistemlerinde kullanılmak üzere fırçasız motor tasarlanıyor. Bu sistem, konvansiyonel doğru akım (DC) servo motorlarının yerini alabilecek, yüksek hacimsel verimliliğe sahip, nüvesiz yani coreless tipte olacak.
Ayrıca projeden kazanılacak tasarım yeteneği ile önümüzdeki dönemde değişik platform ve sistemler içinh ihtiyaç duyulabilecek farklı ebatlardaki fırçasız servo motorların yurt içinde yapılmasına imkan sağlayacak. Projede 3 farklı tipte 16 adet elektrik motoru Roketsan’a teslim edilecek.
ASELSAN'IN TEK SERVO MOTOR TEDARİKÇİSİ
Femsan, Aselsan tarafından üretilen silah platformlarının tamamı için servo motor tedarikçisi konumunda. Aselsan’ın geliştirdiği STAMP, STOP ve SARP isimli makineli tüfek platformlarındaki yerli katkı payı Femsan’ın servo motor imalatı ile hayata geçirildi. Bu sistemler, uzun yıllardır dışarıdan satın alınıyordu.
kokpit.aero
bayram tv
06-10-2014, 20:17
Only the registered members can see the link
Sentetik jet yakıtını ODTÜ yapacak!
Füzelerde çok özel yakıtlar kullanılır. Dünyada sadece bir kaç ülke tarafından üretilebilen sentetik yakıt için ODTÜ Kimya düğmeye bastı. Yerli füze yakıtı ne zaman üretime geçecek?
Roketsan’ın ana yüklenici, ODTÜ Kimya Bölümü’nün ise alt yüklenici olduğu projede, ihracat kısıtlamasına tabi olan sentetik jet yakıtının yurt içi imkanlarla sentezlenmesi, karakterizasyonu ve doğrulanmasına yönelik teknolojilerin geliştirilmesi çalışmaları başladı.
Projede, sentetik jet yakıtının ana bileşeni olan ekzo-tetrahidrodisiklopentadien malzemesinin MIL-DTL-87107E numaralı askeri standartta tanımlanan özellikleri sağlayacak şekilde laboratuar ölçekli sentesi ve ölçek büyütme çalışmaları gerçekleştirilecek. Sentetik jet yakıtının en az 1,5 ton/yıl kapasiteli üretimine yönelik alt yapı kazanımı hedefleniyor.
Sözleşmenin ardından çalışmaların 13 ayda tamamlanması, ölçek büyütme, onay ve imalata geçilmesinin ise Temmuz 2016’da yapılması planlanıyor.
Only the registered members can see the link
bayram tv
06-10-2014, 20:18
Only the registered members can see the link
Türkiye atağa kalkıyor!
Türkiye, yerli uçak, helikopter, IHA ve balon rotasını belirledi. Bu araçlar, tasarımından tüm parça ve elektronik aks***** kadar her şeyi yerli yapılacak. Parça üretimine katkı sağlamak isteyen Türk firmaları da teşvik ile desteklenecek.
Türkiye, havacılık alanında yerli üretim için atağa kalkıyor. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Uzay ve Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından Havacılık ve Uzay Teknolojileri Alanında Desteklemede Öncelikli Projeler yönetmeliği yayımlandı. Buna göre havacılık alanında yıllardır dışa bağımlı kalan Türkiye, artık kendi uçağını, helikopterini, insansız hava aracını (İHA) ve balonunu kendisi üretmek için harekete geçti. Bu konuda parça üretimi yapan şirketlere yönelik de teşvik paketi hazırlandı.
TAMAMEN YERLİ ÜRETİM
Star'ın haberine göre, yönetmeliğin devreye girmesiyle birlikte Türkiye, hem yıllardır yurt dışından aldığı hava araçlarındaki yaşadığı sıkıntıları bitirecek hem de savunmaya harcadığı bütçenin büyük bir kısmını yurt içinde tutarak ekonomiye önemli katkı sağlayacak. Proje kapsamında Türkiye, hava araçlarının dış parçalarının yanı sıra özellikle hava araçları ve motorlarında kullanılan yüksek teknolojili malzemeleri yerli olarak geliştirmeyi hedefliyor. Buna göre hava araçlarının motor, haberleşme, seyrüsefer, izleme, uçuş kontrol, uçuş veri kayıt sistemleri, kara kutu, radar, mekanik sistemleri, donanım ve yazılım dahil hepsini yerli olarak geliştirecek. Öte yandan Türkiye, ilk etapta savaş uçağı ve İHA'lara ağırlık verecek. Kendi savunmasını güçlendirmesinin yanı sıra üretilen hava araçlarını yurt dışına da satacak. Böylece Türkiye'nin cari açığını da önemli oranda kapatmış olacak.
TEŞVİK PAKETİ HAZIRLANDI
Teşvik paketini de hazırlayan Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Uzay ve Havacılık Genel Müdürlüğü bu alanda malzeme üretecek firmalara destek sağlayacak. Hazırlanan teşvik paketine göre yerli hava araçları yapımındaki malzemeler sadece Türkiye'de üretim yapan firmalardan alınacak. Fabrika kuracak firmalara vergi, Ar-Ge ve yer gibi teşvikler sağlanacak. TÜBİTAK, ASELSAN, Üniversiteler gibi devlet kurumlarından firmalara Ar-Ge desteği sağlanacak.
Only the registered members can see the link
bayram tv
15-10-2014, 19:57
Only the registered members can see the link
Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine yeni giren Atak Taarruz Helikopteri ile Milli Piyade Tüfeği, performanslarıyla göz dolduruyor.
ANKARA - Sarp Özer
Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterine giren Atak Taarruz Helikopteri ve Milli Piyade Tüfeği (MPT 76), performanslarıyla göz doldururken birçok ülkenin de ilgisini çekiyor.
Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) Kırıkkale Silah Fabrikası'nda üretilen Türkiye'nin ilk yerli Milli Piyade Tüfeği, yapılan ilk sevkıyatının ardından bazı komando birlikleri ve özel kuvvetlere deneme amaçlı dağıtıldı.
Birliklerde yapılan binlerce atış sonrasında tüfeklerle ilgili geri bildirimler de alınmaya başlandı.
Kullanıcılarından geçer not alan tüfek, hem sağ elini hem de sol elini kullananlara uygun olarak tasarlandı. Piyade tüfekleri arasında en hafif olma özelliğine sahip MPT 76, aralarında kum, toz, çamurun da bulunduğu 36 ayrı testten başarıyla geçti.
Milli Piyade Tüfeği'nin üretiminin ardından gelecek yıl tüm komando birliklerine dağıtılması planlanıyor. Piyade tüfeğinin en moderni olma özelliğini taşıyan MPT-76'ya dost ve müttefik ülkelerden de yakın ilgi gösteriliyor.
Atak Taarruz Helikopteri
Kara Kuvvetleri Komutanlığının envanterine yeni giren Atak Taarruz Helikopteri de performansıyla göz dolduruyor.
Son olarak katıldığı Ateş Serbest - 2014 faaliyetinde hedefleri vuran ve komuta kademesinden büyük alkış alan helikopter, milli imkanlarla üretilmesi bakımından da ayrı önem taşıyor.
Top ve roketin yanı sıra akıllı füzeleri de atma kabiliyetine sahip Atak'ın işletim sistemi de Türk mühendislerince geliştirildi.
Atak Taarruz Helikopteri'ni almak isteyen bazı ülkelerle de görüşmeler sürüyor. Atak'ı, kendi envanterlerine almak isteyen birçok ül***le görüşmeler devam ediyor.
Klasmanında ayrı bir yeri olan Atak'ın üretimiyle ilgili proje 1996'da başladı. İlk uçuşunun 2011'de gerçekleştirilen Atak Taarruz Helikopteri, Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine yeni katıldı.
bayram tv
17-10-2014, 00:24
Only the registered members can see the link
Savunma sanayisi ihracata özel "kredi sistemi" istiyor
12 Ekim 2014 11:24 (Son güncelleme 12 Ekim 2014 11:29)
TOBB Türkiye Savunma Sanayi Meclisi Başkanı Küçükseyhan, savunma sanayisinde ihracatın ve uluslararası firmalarla rekabet gücünün artırılması için sektöre özel "ihracat kredi sistemi" kurulmasını istedi.
ANKARA - AYŞENUR SAĞLAM
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Savunma Sanayi Meclisi Başkanı Yılmaz Küçükseyhan, savunma sanayisinde ihracatın ve uluslararası firmalarla rekabet gücünün artırılması için sektöre özel "ihracat kredi sistemi" kurulmasını istedi.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Küçükseyhan, TOBB Türkiye Savunma Sanayi Meclisi'nin Ankara'da düzenlediği toplantıda, Güney Asya hedef pazarlarından Hindistan'a ihracat izni verilmesi ve serbest ticaret anlaşması imzalanması yönünde girişimde bulunduklarını bildirdi.
Savunma sanayisinin yeni pazarlara açılabilmesi için gerekli kredi sisteminden mahrum olduğunu belirten Küçükseyhan, ihracatın ve uluslararası firmalarla rekabet gücünün artırılması için sektöre özel "ihracat kredi sistemi" kurulması gerektiğini vurguladı.
Küçükseyhan, ayrıca, yerli malı tanımı ile sanayi işbirliği programı alanlarında çalışmalar yürüttüklerini
"Savunma sanayi planlaması ortak akıl tarafından yapılmalı"
Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir, sektör temsilcilerinin bir araya geldiği toplantıdaki konuşmasında, savunma sanayisinin diğer sektörlerle beraber yürüyebilmesi ve rekabetçi yapıya kavuşabilmesi gerektiğine işaret etti.
Teknolojik ihtiyaçların milli sanayi eliyle karşılanması yönündeki beklentilere değinen Demir, şunları kaydetti:
"Kendi kendimize yetkinliğimiz ve yeterliliğimiz en önemli parametrelerden. Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarının yer aldığı On Yıllık Temin ve Tedarik Programı'nda yer alan modernizasyon projeleri hakkında ilgili paydaşların sürekli bilgilendirilmesi gerekiyor. İhtiyaç makamlarının 10 yıllık tedarik planlarını bilmemiz önemli."
Demir, ihtiyaçların akıllı tedarik konseptine uygun olarak önceliklendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, Savunma Sanayii Müsteşarlığını sadece istekleri cevaplayan konumdan, daha etkin ve hazırladığı stratejik planı uygulama yetkisiyle donatılmış bir kuruma dönüştürmenin önem arz ettiğini ifade etti.
Proje yönetim etkinliğinin geliştirilmesi gerektiğine işaret eden Demir, şöyle devam etti:
"Bu ülke hepimizin, silahlı kuvvetler hepimizin. Bir ferdimiz diğerinden daha az vatansever değil. Ülkenin savunma sanayisi planlaması ortak akıl tarafından yapılmalı. Ortak aklın, bilimsel analizlerin bu konuda ül***e, savunma sanayisine ve tüm sanayimize yön vermesi gerekiyor. Ülkenin kaynakları, belli bir sinerji oluşturacak şekilde bir araya getirilmeli."
"Kamu Alımları Üst Kurulu oluşturulmalı"
Savunma Sanayii Müsteşarlığı Müsteşar Yardımcısı Sedat Güldoğan da Türkiye'nin kamu alımlarını planlayabilecek "Savunma Sanayi İcra Komitesi" gibi bir kurula ihtiyaç duyduğunu kaydetti.
Bu kapsamda, Yerli Malı Tebliği'nin bir başlangıç olduğunu belirten Güldoğan, kamu alımları üst kurulu şeklinde stratejik bir yapı oluşturulmasının daha etkin olacağını vurguladı.
Ankara Havacılık ve Uzay Kümelenmesi çalışmaları hakkında da bilgi veren Güldoğan, "Havacılık ve Uzay Organize Sanayi Bölgesi için 7,3 milyon metrekareye ulaşan alan belirlendi. 1-2 ay içinde de gerekli duyurular yapılarak ön tahsisler için talepler toplanmaya başlanacak" ifadelerini kullandı.AA
bayram tv
17-10-2014, 20:11
Only the registered members can see the link
ATAK göreve hazır
Milli imkanlarla üretilip TSK envanterine katılan taarruz helikopteri T-129 ATAK, Kara Havacılık Komutanlığının deneyimli pilotlarından tam not aldı.
ANKARA
Milli imkanlarla üretilip TSK envanterine katılan taarruz helikopteri T-129 ATAK, Kara Havacılık Komutanlığının deneyimli pilotlarından tam not aldı.
Genelkurmay Başkanlığı, T-129 ATAK helikopterinin tanıtılması amacıyla, Güvercinlik'teki Kara Havacılık Komutanlığının kapılarını basın mensuplarına açtı.
Yarbay Aydın Lafçı ve Yüzbaşı Kemal Kocaaslan'ın uçuşa ilişkin brifinginin ardından, T-129 ATAK'ın teknik özellikleri ve silah sistemi hakkında basın mensuplarına bilgi verildi. Ardından, Kara Havacılık Komutanlığının deneyimli pilotları, 2 helikopter ile gösteri uçuşu yaptı.
Sahip olduğu manevra kabiliyeti ve gelişmiş silah sistemiyle göz dolduran T-129 ATAK, sınıfındaki diğer helikopterler için yapılması oldukça güç olan manevraları başarıyla gerçekleştirdi. Havacılık sektöründeki en son teknoloji kullanılarak üretilen ATAK, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da birçok operasyonda görev almış Kara Havacılık Komutanlığının deneyimli pilotlarından da tam not aldı.
Pilotlar, üstün manevra kabiliyeti, güçlü motorları ve silah sistemiyle T-129 ATAK'ın sınıfının en üstün helikopterlerinden biri olduğunu vurguladı.
Yüksek manevra kabiliyeti
T-129 ATAK, 5 palli ana rotor, güçlü motoru, yeni nesil hedef tespit sistemi, entegre kask sistemi, etkin ve özgün silah teknolojisi, sayısal kokpit mimarisi, görev bilgisayarları ile gelişmiş uçuş ve atış kontrol istemleriyle öne çıkıyor.
Helikopter, iki pilotun da maksimum görüşe sahip olduğu tandem adı verilen önlü arkalı kokpit dizaynıyla dikkati çekiyor. Yüksek manevra kabiliyetine sahip ana rotor sistemi ve her biri bin 292 beygir güç üreten iki motoru helikopteri benzerlerinden üstün kılıyor.
Ortalama görev ağırlığıyla 274 kilometre hıza ulaşabilen ATAK, standart yakıt ile 3 saat havada kalabiliyor ve 519 kilometre menzile ulaşabiliyor.
14 metre 60 santim uzunluğa ve 3 metre 95 santim yüksekliğe sahip helikopter, paller ile gövdenin yakın olmasının da etkisiyle üstün bir manevra kabiliyeti gösteriyor. ATAK, 90 dereceye yakın açılarla yükselme, dalma, burun ya da kuyruk sabit kalacak şekilde kendi etrafında dönme ve yana uçuş gibi helikopterler için zor kabul edilen manevraları başarıyla gerçekleştiriyor.
Lazer güdümlü roket
Helikopter, tamamen milli imkanlarla üretilen silah ve güç kontrol sistemiyle de dikkati çekiyor. Türkiye'de üretilen ve birçok ülkenin talep ettiği lazer güdümlü Cirit füzesi ile uzun menzili ile dikkati çeken Mızrak tanksavar füzesi de ATAK'ın silahları arasında bulunuyor.
Helikopterde 4 istasyona ihtiyaca göre yüklenen ve otomatik olarak tanınıp MFD vasıtasıyla yönlendirilebilen antitank füze, güdümlü ve güdümsüz roket ile havadan havaya füze sistemi bulunuyor.
İstasyonlara, 8 adet uzun menzilli güdümlü tanksavar füzesi Mızrak, 12 adet güdümlü roket Cirit, 4 adet havadan havaya Stinger füzesi ve 76 güdümsüz roket yerleştirilebiliyor. Helikopterde, 500 mermi atabilen 20 milimetrelik burun topu bulunuyor.
Avcı kaskı
ATAK helikopteri yeni nesil gece görüş sistemi ve gelişmiş termal görüş sistemi sayesinde hedefi uzak mesafeden tespit edip ateş altına alabiliyor. Helikopterde ASELSAN özgün üretimi ASELFLIR-300T gece-gündüz termal görüş ve hedefleme sistemi ile Avcı kaska montajlanmış nişangah sistemi bulunuyor.
Tamamen milli imkanlarla üretilen kaska entegre görüş sistemi ile ihtiyaç duyulan tüm uçuş gösterge ve referans bilgileri gözünün hemen önündeki vizöre taşınabiliyor. Böylece pilot, göstergelerle meşgul olmadan doğrudan hedefe odaklanabiliyor. Avcı sistemi, helikopterin burun topunu pilotun baktığı noktaya yönleniyor. Bu sayede pilot düşmandan önce ateş etme imkanı kazanıyor. Helikopterde merminin düşeceği yeri hesaplayabilen sistem de bulunuyor.
Helikopterde milli kriptolama yeteneğine sahip haberleşme sistemleri, sayısal video kayıt sistemi ve sayısal harita uygulamaları da bulunuyor.AA
bayram tv
23-10-2014, 02:32
Only the registered members can see the link
Aselsan'a jandarmadan büyük sipariş
ASELSAN ile Jandarma Genel Komutanlığı arasında JEMUS Projesi ile ilgili 102 milyon 500 bin dolar tutarında sözleşme imzalandı.
ASELSAN ile Jandarma Genel Komutanlığı arasında Jandarma Entegre Muhabere ve Bilgi Sistemi (JEMUS) Projesi ile ilgili 102 milyon 500 bin dolarlık sözleşme imzaladı.
Şirketimiz ile Jandarma Genel Komutanlığı arasında Jandarma Entegre Muhabere ve Bilgi Sistemi (JEMUS) Projesi ile ilgili olarak 16.10.2014 tarihinde, toplam bedeli 102.500.000,- ABD Doları tutarında bir sözleşme imzalanmıştır.
Söz konusu sözleşme kapsamında teslimatlar 2015-2017 yıllarında gerçekleştirilecektir.
Only the registered members can see the link
bayram tv
23-10-2014, 02:33
F-35'te Türk Füzesi Kullanılacak
Türkiye, 9 ülkenin katılımıyla üretilen F-35 savaş uçağı projesinde Türk yapımı SOM füzesinin kullanılması için görüşmelere başladı.
Türkiye'nin proje ortağı olduğu F-35 savaş uçaklarının uzun menzilli seyir füzelerinin Türkiye'de üretilmesi için yarın bir anlaşma imzalanıyor.
FÜZELER F-35'LERE UYARLANACAK
Roketsan ile ABD'li Lockheed Martin firması arasındaki anlaşmaya göre Türkiye'de üretilen SOM füzeleri ilk etapta F-35'lere uyarlanacak. Daha sonra seri üretime geçilerek füzeler Türkiye üzerinden F-35 kullanıcısı ülkelere pazarlanacak. Konuya ilişkin iş birliği anlaşması Roketsan ile Lockheed Martin Füze ve Atış Kontrol bölümü arasında Ankara'da imzalanacak.
OTOBÜSÜN CAMINDAN İÇERİ GİRMİŞTİ
SOM-J olarak adı verilen projede füzenin boyutları yüzde 25 civarında küçülecek. Uçağın gövde içindeki silah taşıma noktasına yerleştirilecek füze ile F-35'in görünürlük özelliğinin korunması sağlanacak.
Atış testleri Hava Kuvvetleri'nin hem F-4E hem de F-16 savaş uçaklarından başarıyla yapılan SOM Füzesi en son Konya'da yapılan Anadolu Kartalı Tatbikatı'nda denenmişti. SOM füzesinin B1 modeli, 300 kilometre uzaklıkta Antalya civarından uçaktan ateşlenmiş, Konya'daki atış sahasında hedef olan otobüsün planlandığı gibi üst camından girerek patlamıştı.
9 ÜLKENİN ORTAK PROJESİ
Eski nesil avcı uçaklarından dört kat daha fazla etkili ve havadan havaya mücadele kabiliyeti yüksek. 1990 yılında tasarlandıktan sonra, ABD ve İngiltere'nin başını çektiği bir konsorsiyum tarafından hayata geçirildi.
Projede, 2002'de dahil olan Türkiye'nin de içinde olduğu toplam 9 ülkenin ortaklığı bulunuyor. Rutin kontrolün yapıldığı sırada bir uçağın motorunda problem tespit edilmesi üzerine ABD Savunma Bakanlığı tarafından bir süre uçuşları askıya alındı.
ABD'nin Texas eyaletinde 2005 yılından beri yapımı devam eden uçağın A, B ve C serilerinin yeni kabiliyetleri geçen günlerde New York'ta basına tanıtıldı.
4LLRu8Zsv8g
bayram tv
23-10-2014, 02:34
Only the registered members can see the link
ROKETSAN ile Lockheed Martin arasında anlaşma imzalandı
ROKETSAN ile Lockheed Martin arasında, F-35 savaş uçağında yerli imkanlarla üretilen yeni nesil hassas güdümlü füze SOM-J'nin kullanılması için işbirliği anlaşması imzalandı
Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir, "Lockheed Martin ile kuracağımız uzun dönem stratejik ortaklık sayesinde SOM-J füzesinin başta ABD olmak üzere, diğer dost ve müttefik ülkelerin silahlı kuvvetleri için rekabetçi bir seçenek olarak öne çıkabileceğini tahmin ediyorum" dedi.
ROKETSAN ile Lockheed Martin Martin Missiles and Fire Control arasında, F-35 savaş uçağında yerli imkanlarla üretilen yeni nesil hassas güdümlü füze SOM-J'nin kullanılması için işbirliği anlaşması imzalandı.
Demir, Savunma Sanayii Müsteşarlığında gerçekleştirilen imza töreninde, savunma sanayisi açısından önemli bir işbirliğinin temelinin atıldığını belirterek, "Kavramsal tasarımdan sistem mühendisliğine, tasarım doğrulamasından uçuşa elverişlilik testlerine kadar tüm mühendislik süreçlerini Türkiye'de yürüttüğümüz bir ürünün, ihracat pontansiyeline yönelik güçlü bir adımı atmış olacağız" diye konuştu.
Türk Hava Kuvvetleri'nin ihtiyaçlarına yönelik geliştirilen SOM-J füzesinin çeşitli konfigürüsyonlar yapılarak diğer F-35 kullanıcıları tarafından da tercih edilebileceğini ifade eden Demir, "Lockheed Martin ile kuracağımız uzun dönem stratejik ortaklık sayesinde SOM-J füzesinin başta ABD olmak üzere, diğer dost ve müttefik ülkelerin silahlı kuvvetleri için rekabetçi bir seçenek olarak öne çıkabileceğini tahmin ediyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Füzenin geliştirme aşamasının TÜBİTAK tarafından, endüstrileştirme aşamasının ise ROKETSAN tarafından gerçekleştirildiğini anlatan Demir, projede emeği geçenlere teşekkür etti.
Tören öncesinde ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass ile görüştüklerini kaydeden Demir, "Türkiye ile ABD arasında askeri işbirliği alanının, artık bir müşteri-satıcı ilişkisinden çok, ortak üretim, ortak faaliyetler zincirine dönüşmesi gerektiğini konuştuk" dedi.
ROKETSAN Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Kaptan da iki şirket arasındaki işbirliğinin önemine dikkati çekerek, "Lockheed Martin ile bu işbirliğinin yeni pazarlara, yeni ufuklara, yeni yatırımlara, yeni fırsatlara dönüşeceğini ve her iki ül***e büyük katkılar sağlayacağını düşünüyoruz. ROKETSAN olarak hedefimiz, üstün teknoloji ürünlerimiz ile Türkiye'nin gururu olmaya devam etmektir" diye konuştu.
Söz konusu işbirliğinin Türk savunma sanayisi için büyük bir adım olduğunu belirten Kaptan, yeni nesil uzun menzilli füze sistemine ilişkin böyle bir anlaşmaya imza atmaktan dolayı gurur duyduklarını ifade etti.
Lockheed Martin Missiles and Fire Control Başkan Yardımcısı Rick Edward da "Türkiye'nin son yıllarda füze sanayisinde gerçekleştirdiği gelişme bütün dünyada takdire değer. Türkiye'nin F-35 füze sistemine katılması çok önemli. Biz Türkiye'yi, Türk Silah Kuvvetlerini ve öteki müşterilerimizi asla bu füze sistemiyle hayal kırıklığına uğratmayız" diye konuştu.
TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Abdullah Çavuşoğlu da böyle bir çalışmaya katkı sağladıklarından dolayı gurur duyduklarını ifade etti.
Konuşmaların ardından anı belgesi ve işbirliği anlaşması imzalandı.
SOM sistemi
Türkiye'de özgün olarak geliştirilen SOM sistemi, otonom, uzun menzilli, düşük görünürlüklü, tüm hava şartları için tasarlanmış, yüksek hassasiyetli havadan karaya seyir füzesi olarak tanımlanıyor. SOM-J varyantı ise Türk Hava Kuvvetleri'nin ihtiyacını karşılamak üzere, F-35 uçağının iç silah istasyonunda taşınabilecek şekilde özel olarak geliştiriliyor.
İşbirliği anlaşması kapsamında, SOM-J'nin ABD ve F-35 kullanıcısı diğer ülkelerin hizmetine sunulması için şirketler arasında ortak çalışma yapılması ve füzenin diğer hava platformlarına uygulanmak üzere tüm dünyada birlikte pazarlanması öngörülüyor.
bayram tv
09-11-2014, 13:19
F-35 New York’ta tanıtıldı
ABD'nin, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu yakın müttefikleriyle ürettiği F-35 savaş uçağının tanıtımı New York'ta yapıldı.
Only the registered members can see the link
bayram tv
09-11-2014, 13:22
F-35'in test görüntüleri yayınlandı
ABD'nin aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 9 müttefikiyle ürettiği F-35'in test uçuşu görüntüleri yayınlandı
ABD'nin aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 9 müttefikiyle ürettiği F-35 Şimşek II (Lightning) Müşterek Taarruz Uçağı'nın test uçuşu görüntüleri yayınlandı. Amerikan Deniz Kuvvetleri'ne ait görüntülerde F-35'in uçak gemisi için üretilen C versiyonunun başarıyla iniş ve kalkış yaptığı görülüyor.
California'nın San Diego şehrinin Pasifik Okyanusu açıklarında USS Nimitz gemisinde yapılan testler, iki hafta sürecek. F35 Şimşek II, F16'lara göre 2 kat daha hızlı ve gizli uçuş özelliğine sahip. Beşinci nesil savaş uçağı olarak tanımlanan F35, radara yakalanmadan hedefini imha edebiliyor.
F-35'e füze için imzalar atıldı
Uçağın üreticisi Lockheed Martin yetkilileri, daha önce Türkiye'nin verdiği 100 uçak siparişinden ilk ikisinin 2018'de teslim edileceğini açıklamıştı. Türkiye'nin uçak başına 80-85 milyon dolar ödeme yapması bekleniyor.
ABD'nin ana üstlenicisi ve destekçisi olduğu projede Türkiye, İtalya, Hollanda, Kanada, Norveç, Danimarka, Avustralya ve İngiltere yer alıyor.
i0AKSV8Siwo
MwHanYrZ2ZM
bayram tv
09-11-2014, 13:22
Only the registered members can see the link
TSK'da yeni dönem!
Mehmetçiğin yeni botları hazır
Eski botlara göre Mehmetçiğe daha fazla hareket kabiliyeti sağlayan ve yüksek teknoloji ile üretilen yeni nesil askeri botlar TSK'ya teslim edildi.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı, askerlere daha rahat ve zorlu iklim koşullarına daha dayanıklı bot üretilmesine karar verdikten sonra gerçekleştirilen Ar-Ge faaliyetleri sonucunda yeni nesil askeri botun sahip olması gereken özellikleri belirlendi. Botların dünya genelinde birçok ordunun da ekipman tedarikçisi olan YDS AŞ tarafından üretilmesi kararlaştırıldı.
Askerlerin sıklıkla yaşadığı "botun vurması'', ''ayağı kavramama" gibi birçok sorununa da çözüm sunan yeni nesil botlar, Mehmetçiğin hareket kabiliyetini artırıcı şekilde tasarlandı.
Zorlu koşullara karşı daha dayanıklı olması için üretilen botlar, ayrıca eskilerine göre yaklaşık 300 gram daha hafif hale getirildi.
Botlar, nefes alabilir, su geçirmez ve darbeye dayanıklı olarak üretilirken, gelişmiş taban teknolojisi sayesinde yaz-kış da kullanılabilecek.
'DÜNYANIN EN İYİ BOTU'
YDS AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Yakupoğlu, Mehmetçiğin yeni tip botlarla daha rahat edeceğini ifade ederek, "Yeni nesil botlar doğa botu sağlamlığında, spor ayakkabı rahatlığında. Dünyanın en iyi botu diyebiliriz" diye konuştu.
Botların uzun yıllar boyunca bozulmadan giyilebileceğini kaydeden Yakupoğlu, "Askerimiz yaz-kış tek botla görevini en iyi şekilde ifa edebilecek. Bu devlet açısından da bir kazanç. Botun iç tabanına uyguladığımız teknoloji sayesinde etkili bir yalıtım özelliği kazandırıldı" dedi.
bayram tv
11-11-2014, 21:06
Only the registered members can see the link
MİLLİ DENİZALTI PROJESİ
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Recep Bülent Bostanoğlu, milli denizaltı yapılması için proje çalışmalarının devam ettiğini söyledi.
Güney Ege'deki uluslararası sularda devam eden Mavi Balina- 14 Fiili Deniz Davet Tatbikatı'na katılan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Recep Bülent Bostanoğlu, Türk mühendis ve işçisinin eseri olan firkateynlerimizden sonra şimdi de milli denizaltı yapılması için proje çalışmalarının 2018 yılına kadar yetiştirilmeye çalışıldığı belirtti.
"6 ADET DENİZALTI ÇALIŞMASI DEVAM EDİYOR"
6 yeni denizaltı üreterek 2024 yılında donanmadaki 14 olan denizaltı sayısını 20'ye çıkarmayı planladıklarını açıklayan Oramiral Recep Bülent Bostanoğlu, "Almanya ile işbirliği altında 6 adet havadan bağımsız denizaltının inşa projesi çalışmaları devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde bu konuda bazı koordine toplantıları yapıldı. Önümüzdeki günlerde ileri adımlar atılacak. Diğer tüm projelerde olduğu gibi biz de hassasiyetle bu konuyu takip ediyoruz. Geleceği planlamak bizim en önemli görevlerimizden bir tanesi. Bu gemi yapıldıysa (TCG Büyükada), geçmişte büyüklerimizin yaptığı öngörüler ve zamanındaki planlamalar sayesinde oldu. Bunda en önemli unsurlardan bir tanesi nitelikli insan gücü. Biz deniz kuvvetleri olarak daima nitelikli insan gücüne büyük önem atfetmekteyiz" dedi.
"15 GÜN SUYUN ALTINDA KALABİLECEK"
Yeni yapılacak denizaltıların şu an hizmette olanlardan farkının 15 gün su altında kalabilecek olmaları olduğunu belirten Orgenaral Bostanoğlu, "Denizaltılar, 66.3 metre boya sahip, su üstü deplasmanı bin 854 ton, dalmış deplasmanı 2 bin 13 ton olacak olarak inşa edilecek" diye konuştu.
DHA
bayram tv
11-11-2014, 21:06
Only the registered members can see the link
ATAK'lar yuvalarına uçtu
Kara Kuvvetleri Komutanlığı envanterine giren ve Ankara Güvercinlik'teki Kara Havacılık Komutanlığında bulunan 5 ATAK helikopteri, konuşlanma yerleri olan Malatya'daki 2'nci Kara Havacılık Alay Komutanlığına götürüldü.
Hava Kuvvetleri Komutanlığından, gelecekte envanterine girmesi planlanan AMRAAM füzelerinin, İsveç'teki test atışlarına katılım sağlandı.(AA)
bayram tv
22-11-2014, 13:14
Only the registered members can see the link
METEKSAN "insan tanıyan" radar üretti
Savunma sanayi şirketi METEKSAN, sınır ve alan güvenliğine yönelik "insan ayırt edebilen" çevre gözetleme radarı "Retinar PTR"yi üretti. Radar 4 kilometreye kadar tarama yapabiliyor.
ANKARA
Savunma sanayi şirketi METEKSAN, sınır ve alan güvenliğine yönelik "insan ayırt edebilen" çevre gözetleme radarı "Retinar PTR"yi üretti. Radar, bölgedeki insan hareketliliğini tespit ederken, 4 kilometreye kadar tarama yapabiliyor.
Radarın tanıtımına ilişkin toplantı, Ankara Bilkent Otel'de gerçekleştirildi.
Toplantıda konuşan METEKSAN Genel Müdürü Selim Murat Erciyes, ürünün yurtiçi ve yurtdışı ihtiyaçlara yönelik geliştirildiğini söyledi.
Radarın yüksek teknoloji kullanılarak üretildiğini belirten Erciyes, "Ürünü ihraç etmenin mutluluğunu yaşayacağımızı düşünüyorum" ifadesini kullandı.
Ürün hakkında bilgi veren Genel Müdür Yardımcısı Selçuk Kerem Alparslan da radarının konuşlandığı noktada tarama yaparak, güvenlik bölgesi oluşturduğunu söyledi.
Radarın bölgedeki hareketlenmeyi tespit edebildiğini ifade eden Alparslan, "Radar, bölgedeki hareketlenmeyi detaylı inceleyerek takip edebiliyor. İnsan ve hayvan teşhisi dahil çok ciddi sonuçlar sunan radar, karakol, kamp, kıyı, kritik tesisler, boru hatları, enerji santralleri ve hava alanları gibi tesislerin güvenliğini sağlayacak bir sistem. Tasarımı kompakt ve hafif olarak yapıldı. Taktik saha için son derece uygun. Taşınabilir olmasının yanı sıra araca konfigürasyonu söz konusu. Bu şekilde aslında tam güvenliği sağlayacak bir yapı olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.
"Kullanmak için uzman olmaya gerek yok"
Radarın 2 kişi tarafından rahatlıkla taşınabildiğine dikkati çeken Alparslan, şöyle devam etti:
"Çok rahat kullanılan bir arayüzü var. Dizüstü bilgisayarla kontrol ediliyor. Uzman bir operatör olmanıza gerek yok. Tabletten, akıllı telefondan da kullanılabiliyor. Bunların dışında, en önemli fark yarattığımız yerlerden birisi, insan ve hayvanları ayırt edecek algoritmalar içeriyor. Ürün tamamen milli olarak geliştirildi. Özgün bir yapısı var. Bu sayede değişik kullanım ihtiyaçlarına göre uyarlanabilir. Bunun ötesinde üretiminde dışa bağımlılık sıfır."
Radarın 4 kilometreye kadar tarama yapabildiğini belirten Alparslan, "Algılanması, tespit edilmesi zor bir radardır. Güç tüketiminin de az olmasına dikkat ettik. Yaklaşık 8 saat operasyon yapabiliyorsunuz" dedi.
beaverss
22-11-2014, 13:22
Only the registered members can see the link
METEKSAN "insan tanıyan" radar üretti
Savunma sanayi şirketi METEKSAN, sınır ve alan güvenliğine yönelik "insan ayırt edebilen" çevre gözetleme radarı "Retinar PTR"yi üretti. Radar 4 kilometreye kadar tarama yapabiliyor.
ANKARA
Savunma sanayi şirketi METEKSAN, sınır ve alan güvenliğine yönelik "insan ayırt edebilen" çevre gözetleme radarı "Retinar PTR"yi üretti. Radar, bölgedeki insan hareketliliğini tespit ederken, 4 kilometreye kadar tarama yapabiliyor.
Radarın tanıtımına ilişkin toplantı, Ankara Bilkent Otel'de gerçekleştirildi.
Toplantıda konuşan METEKSAN Genel Müdürü Selim Murat Erciyes, ürünün yurtiçi ve yurtdışı ihtiyaçlara yönelik geliştirildiğini söyledi.
Radarın yüksek teknoloji kullanılarak üretildiğini belirten Erciyes, "Ürünü ihraç etmenin mutluluğunu yaşayacağımızı düşünüyorum" ifadesini kullandı.
Ürün hakkında bilgi veren Genel Müdür Yardımcısı Selçuk Kerem Alparslan da radarının konuşlandığı noktada tarama yaparak, güvenlik bölgesi oluşturduğunu söyledi.
Radarın bölgedeki hareketlenmeyi tespit edebildiğini ifade eden Alparslan, "Radar, bölgedeki hareketlenmeyi detaylı inceleyerek takip edebiliyor. İnsan ve hayvan teşhisi dahil çok ciddi sonuçlar sunan radar, karakol, kamp, kıyı, kritik tesisler, boru hatları, enerji santralleri ve hava alanları gibi tesislerin güvenliğini sağlayacak bir sistem. Tasarımı kompakt ve hafif olarak yapıldı. Taktik saha için son derece uygun. Taşınabilir olmasının yanı sıra araca konfigürasyonu söz konusu. Bu şekilde aslında tam güvenliği sağlayacak bir yapı olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.
"Kullanmak için uzman olmaya gerek yok"
Radarın 2 kişi tarafından rahatlıkla taşınabildiğine dikkati çeken Alparslan, şöyle devam etti:
"Çok rahat kullanılan bir arayüzü var. Dizüstü bilgisayarla kontrol ediliyor. Uzman bir operatör olmanıza gerek yok. Tabletten, akıllı telefondan da kullanılabiliyor. Bunların dışında, en önemli fark yarattığımız yerlerden birisi, insan ve hayvanları ayırt edecek algoritmalar içeriyor. Ürün tamamen milli olarak geliştirildi. Özgün bir yapısı var. Bu sayede değişik kullanım ihtiyaçlarına göre uyarlanabilir. Bunun ötesinde üretiminde dışa bağımlılık sıfır."
Radarın 4 kilometreye kadar tarama yapabildiğini belirten Alparslan, "Algılanması, tespit edilmesi zor bir radardır. Güç tüketiminin de az olmasına dikkat ettik. Yaklaşık 8 saat operasyon yapabiliyorsunuz" dedi.
sınır güvenligimiz için çok iyi gelişme
bayram tv
04-12-2014, 22:20
Türkiye'nin ilk Uzay Sistemleri Merkezi kuruldu
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) bünyesinde kurulan Türkiye'nin ilk Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi’nin (USET) inşası tamamlandı.
Yatırım maliyetleri Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve TÜRKSAT AŞ tarafından karşılanan merkezin işletmesi TUSAŞ tarafından yapılacak. Yaklaşık 3 bin 800 metrekarelik merkezde, kütlesi 5 tona kadar olan birden fazla uydunun aynı anda montaj, entegrasyon ve test faaliyetleri gerçekleştirilecek.
UYDUNUN TESTLERİ BU ÜSTEN YAPILACAK
Uluslararası uzay projelerine de hizmet verilecek merkezde, ilk olarak Göktürk-1 Uydusunun ileri entegrasyon ve çevresel testleri gerçekleştirilecek. Uydu bu testlerin ardından fırlatma sahasına TUSAŞ'tan gönderilecek.
DÜNYADA SAYILI SİSTEM
Türkiye, dünyada az sayıda ülkede bulunan bu tesis sayesinde uzay sistemleri montaj, entegrasyon ve test hizmetleri alanında uluslararası oyuncu konumuna gelecek.
Merkez, askeri havaalanına doğrudan bağlantısı sayesinde uydunun kara yoluyla taşınması gerekliliğini ortadan kaldıracak, emniyet, maliyet ve risk yönetimi açısından büyük avantaj sağlayacak.
USET'TEKİ TEST SİSTEMLERİ
Merkezdeki uydu testleri, oluşabilecek elektromanyetik etkileşimlerin saptanabilmesi ve uydu üzerindeki ekipmanın elektromanyetik açıdan birbiriyle uyum içinde çalıştığının doğrulanması amacıyla dış ortamdan arındırılmış odada yapılacak.
Elektro-dinamik sarsıcılarla gerçekleştirilecek titreşim testlerinde ise fırlatıcının harekete geçmesiyle ortaya çıkan mekanik yüklerin uyduya etkisi gözlemlenecek. Fırlatıcının hareketinden bir süre sonra üzerindeki yakıt tanklarını bırakması, uydunun fırlatıcıdan ayrılması gibi safhalarda ortaya çıkan şok yüklerinin testleri gerçekleştirilecek.
GÜNEŞ PANELİ AÇILMA TEST DÜZENEĞİ
Fırlatılmadan önce güneş panellerinin uzayda doğru bir şekilde açılacağının ve patlayıcı cıvatalardan kaynaklanan şok kuvvetinin uyduya ve güneş panellerine zarar vermeyeceğinin doğrulanması, Güneş Paneli Açılma Test Düzeneği kullanılarak gerçekleştirilecek.
Çevresel ve işlevsel testlerden başarıyla çıkan uydu, ancak bu aşamalardan geçtikten sonra fırlatıcıya gönderilmek üzere hazır hale gelecek.
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
bayram tv
04-12-2014, 22:20
Bayraktar Taktik İnsansız Hava Aracı kabul edildi
İHA Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yaptığı testlerin ardından kabul edildi.
Proje, toplam 6 pilotsuz uçak ve yer sistemlerinden oluşuyor.
MİLLİ imkanlarla tasarlanan ve özgün sistemlere sahip Bayraktar Taktik İnsansız Hava Aracı (İHA) Blok 2 Sistemi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yaptığı testlerin ardından kabul edildi. Proje, toplam 6 pilotsuz uçak ve yer sistemlerinden oluşuyor.
Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) tarafından 6 Ocak 2012 tarihinde başlatılan proje, Kale ve Baykar şirketleri tarafından hayata geçirildi. İlk defa milli tasarım taktik sınıftaki pilotsuz uçak olan Bayraktar, Keşan’da 17-22 Kasım 2014 tarihleri arasında özel testlerden tam not aldı.
DÜŞMANLARIN KORKULU RÜYASI
Toplam 6 uçak ve yer sistemlerini içeren projede Taktik İHA, kabul testleri sırasında buzlanma şartlarından saatte 87 kilometre hızla esen darbeli rüzgâra, gece uçuştan 37 kilometre/saat hızla esen yan rüzgârda kalkış ve inişe kadar zorlu testlerden başarıyla çıktı. Bayraktar ayrıca fonksiyonel ve performans uçuşları otomatik taksi, otomatik kalkış, seyir, yarı otonom kullanım, otomatik iniş ve otomatik park işlemleri ile hatasız bir sergilendi.
Tamamen milli ve özgün tasarıma sahip Bayraktar Taktik İHA Sistemi, test uçuşları sırasında 24 saat 34 dakika kalmış ayrıca 8 bin 238 metre yüksekliğe çıkarak rekor kırmıştı.
kZ3rXgQUWlo
bayram tv
04-12-2014, 22:22
Only the registered members can see the link
Hürkuş yerine Kore uçağı alınıyor!
TÜRK Hava Kuvvetleri, milli tasarım Hürkuş uçağının testleri sürerken Güney Kore imalatı KT-1 tipi 15 eğitim uçağı alacak.
Güney Kore’ye ek KT-1 siparişi verilmesinin Hürkuş’un geleceğine balta vuracağına dikkat çeken uzmanlar, bu anlaşmanın milli projeyi derinden etkileyeceğine dikkat çekti
Güney Kore’de yayın yapan JoonGang Gazetesi’nin haberine göre, Türkiye ve uçağı imal eden KAI şirketi 4 Aralık’ta 150 milyon dolar tutarındaki anlaşmayı imzalayacak.
Tek motorlu KT-1’ler, 2007’de Hava Kuvvetleri’nde hizmet ömürlerini doldurmaya başlayan T-37 uçaklarının yerine seçilmişti. Toplam 40 uçak için varılan anlaşmaya göre teslimat 2010’da başlanmıştı. Ancak bu uçakların göreve hazırlık oranı beklenenden düşük çıkmıştı.
KT-1 Projesi sürerken Savunma Sanayi Müsteşarlığı, Özgün Başlangıç Uçağı Projesini hayata geçirilmesi için Türk Havacılık ve Uzay Sanayi’ne (TAI) görev vermişti. Özgün tasarımı TAI mühendisleri tarafından gerçekleştirilen uçağa, Türk havacılık tarihinde bir çok ilke imza atan Vecihi Hürkuş’a atfen ’Hürkuş’ adı verilmişti. Çok güçlü motora sahip uçak ilk uçuşunu geçen yıl yapmıştı. İki uçakla test çalışmaları süren projede sertifikasyon çalışmalarına önümüzdeki yıl başlanacak olan ’Hürkuş’, uzun yıllar sonra ilk Türk tasarımı uçak unvanını taşıyor.
YERLİ UÇAK HÜRKUŞ’U ETKİLEYECEK
Güney Kore’ye ek KT-1 siparişi verilmesinin Hürkuş’un geleceğine balta vuracağına dikkat çeken uzmanlar, bu anlaşmanın milli projeyi derinden etkileyeceğine dikkat çekti. Türk Hava Kuvvetleri, geçen yıl Hürkuş’a ilk siparişi vermişti.
İmzalanan anlaşmaya göre B modeli olarak adlandırılan askeri eğitim amaçlı tasarlanacak uçakta ilk teslimat 2017 yılında yapılacak. Kalan uçaklar 2018’de teslim edilecek. Güney Kore’ye verilecek siparişle birlikte KT-1’lerin de 2017-2018’de Hava Kuvvetleri envanterine girmesi bekleniyor.
Uzmanlar, Hürkuş’un önümüzdeki yıl dünyanın en büyük havacılık fuarı Paris Air Show’da sergileneceğine dikkat çekerken, Türkiye’nin ek KT-1 siparişi vermesinin Hürkuş’ın gelecekte satışını olumsuz etkileyeceğini belirtiyor.
bayram tv
04-12-2014, 22:23
Only the registered members can see the link
İlk HÜRKUŞ 2018'de envantere geçecek
Milli Savunma Bakanlığı, sözlemeye göre ilk HÜRKUŞ'un 2018'de envantere alınmasının öngörüldüğünü bildirdi.
Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, TUSAŞ ile imzalanan sözleşmeye göre ilk HÜRKUŞ'un 2018 yılında envantere alınmasının öngörüldüğü belirtilerek, "HÜRKUŞ uçağının geliştirilmesi tamamlanıncaya kadar KT-1T uçaklarına ihtiyaç olduğu değerlendirilmektedir. Bu değerlendirme neticesinde Savunma Sanayii İcra Komitesi tarafından sözleşmedeki 15 uçaklık opsiyon işletilmiş ve söz konusu uçakların alımına karar verilmiştir" denildi.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, dün ve bugünkü bazı gazetelerde, "Türk Hava Kuvvetlerinin HÜRKUŞ yerine Güney Kore'den KT-1T uçaklarının alımına öncelik verdiği ve bunun HÜRKUŞ'un dünya pazarına açılmasını olumsuz yönde etkileyeceği"ne dair haberlerin yer aldığı belirtildi.
Hava Kuvvetleri Komutanlığının yeni nesil temel eğitim uçağı ihtiyacını, yurtiçinden özgün bir uçakla karşılamak maksadıyla 26 Eylül 2013'te Savunma Sanayii İcra Komitesi kararı alındığı hatırlatılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Savunma Sanayii İcra Komitesi kararı kapsamında TUSAŞ ile imzalanan sözleşmeye göre ilk HÜRKUŞ'un 2018 yılında envantere alınması öngörülmektedir.
Türk Hava Kuvvetlerine pilot yetiştirilmesinde ve 2015 yılında açılması planlanan çok uluslu uçuş okulunda, KT-1T ve HÜRKUŞ eğitim uçaklarının kullanılması planlanmıştır. Ancak HÜRKUŞ uçağının geliştirilmesi tamamlanıncaya kadar KT-1T uçaklarına ihtiyaç olduğu değerlendirilmektedir. Bu değerlendirme neticesinde Savunma Sanayii İcra Komitesi tarafından sözleşmedeki 15 uçaklık opsiyon işletilmiş ve söz konusu uçakların alımına karar verilmiştir."AA
bayram tv
06-12-2014, 10:27
Only the registered members can see the link
Roketsan'da hedef ilk 100'e girmek
Roketsan Yönetim Kurulu Başkan Vekili Çamlıca, hedeflerinin ilk 100 firma arasına girmek olduğunu ve dünyanın en iyi füzelerini yapan ülkelerini yakalamak ve geçmek olduğunu bildirdi.
Roketsan Yönetim Kurulu Başkan Vekili Zafer Çamlıca, hedeflerinin ilk 100 firma arasında girmek olduğunu belirterek, "Diğer bir hedefimiz de dünyanın en iyi füzelerini yapan ülkeleri yakalamak hatta onları geçmek" dedi.
Çamlıca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Roketsan'ın savunma sanayisinde dünyada ilk 200 şirket arasında yer aldığını söyledi.
"Bu işi yapan ilk 100 firma arasına girmek hedeflerimiz arasında. Diğer bir hedefimiz de dünyanın en iyi füzelerini yapan ülkeleri yakalamak hatta onları geçmek" diyen Çamlıca, "Modern silah ve teçhizata sahip olma hedefiyle silah sistemi teknolojilerindeki gelişmeleri yakından izleyerek ihtiyaçlarını ve önceliklerini belirlemekte olan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), günümüz harplerinin en önemli silahlarından biri haline gelen modern roket ve füze sistemlerinin yurt içinde üretilmesini güçlü biçimde destekliyor. TSK'nın bu politikası, Roketsan'a stratejik önem kazandırdı" ifadesini kullandı.
"TSK envanterine önemli yeni ürünler kazandırılmıştır"
Avrupa Ortak Stinger Üretim Konsorsiyumu'na katılan yerli ve yabancı 15 üretici firma arasında 2. büyük iş payına sahip olduklarını, bu sayede başta kompozit yakıt teknolojisine dayalı sevk sistemleri olmak üzere pek çok ileri teknoloji elde ettiklerini aktaran Çamlıca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kazanımlar daha sonra alınan projelerin başarıyla tamamlanmasında en büyük dayanağı oluşturmuştur. Kara Kuvvetlerinin ateş gücünü artıracak uzun menzilli roket ve füzelerin üretilmesi amacıyla başlatılan projeleri gerçekleştirebilmek için üretim altyapısı kuvvetlendirildi. TSK envanterine önemli yeni ürünler kazandırılmıştır. CİRİT Füze Projesi'nde özgün tasarım çalışması yapılarak lazer arayıcı başlık, ara safha güdüm, elektromekanik kontrol tahrik sistemi, duyarsız roket motoru ve duyarsız harp başlığı gibi ileri teknolojiler geliştirilmiş ve kullanılmıştır."
Yurt dışına sistem seviyesinde ürün ve hizmet satışı dönemi başladığını aktaran Çamlıca, uzun menzilli tanksavar füzesi, orta menzilli tanksavar füzesi tasarımı ve geliştirilmesi projeleri sayesinde geniş bir sanayi yapılanmasının ortaya çıktığını, bu projelerle arayıcı başlık, füze üstü RF veri bağı ve duyarsız tandem harp başlığı gibi yeni füze teknolojilerinin kazandırılması çalışmalarına devam edildiğini belirtti.
"1988 yılında 25 kişilik çekirdek kadrosuyla faaliyetine başlayan Roketsan kuruluşunun personel sayısı bugün itibarıyla yüzde 51'i mühendis olmak üzere bin 850 kişi olmuştur" diyen Çamlıca, "Projelerimiz içinde seri üretimin yanında, sistem tasarımı da önemli paya sahiptir. Sahip olduğumuz güçlü altyapı ve teknolojik yetenekler, paydaşları nezdinde yarattığı güven duygusu, doğru pazar geliştirme gayretleri sayesinde geleceğe güven ve umutla bakıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Roketsan'ın kuruluşundan bugüne kadar geçen sürede gerçekleştirdiği çalışmaları örneklerle anlatan Çamlıca, "Yurt içi çalışmalarının yanında ağırlıklı olarak Ortadoğu Bölgesi'nde ürün, tasarım ve hizmet kalitesini müşterilerine ispatlamış bulunan Roketsan, Amerika Kıtası'ndan Uzak Doğu'ya, Güney Afrika'dan Kuzey Avrupa'ya kadar birçok bölgede de pazar geliştirme faaliyetlerini yoğun biçimde sürdürüyor. Roketsan, dünya devi savunma sanayi şirketleri arasında marka haline gelmiştir" görüşünü paylaştı.
Yüzde 40'a varan ihracat gerçekleştirdiklerine işaret eden Çamlıca, şunları kaydetti:
"Bu, bizim için çok önemli. Öncelikli hedefimiz TSK'nın ihtiyacını karşılamak ama satış da ihracat da yapmak durumundasınız. Bu işi yapan ilk 100 firma arasına girmek hedeflerimiz arasında. Diğer bir hedefimiz de dünyanın en iyi füzelerini yapan ülkeleri yakalamak hatta onları geçmek."
Çamlıca, F-35 savaş uçağı için SOM-J füzesi çalışmalarının devam ettiğini sözlerine ekledi.
bayram tv
14-01-2015, 23:42
Only the registered members can see the link
Askeri öğrenciler "radyasyondan koruyucu kumaş" geliştirdi
Işıklar Askeri Hava Lisesi öğrencileri "Milli Kalkan Sodyum Pentaborat" projesi kapsamında radyasyondan koruyan kumaş geliştirdi.
Bursa'da, Işıklar Askeri Hava Lisesinde bir grup öğrenci tarafından "Milli Kalkan Sodyum Pentaborat" adlı proje çerçevesinde, radyasyondan korunmaya yönelik kumaş geliştirildi.
Okulun son sınıf öğrencilerinden Tahsin Elmas, AA muhabirine yaptığı açıklamada, arkadaşları Seyit Alp Herdem ve Yaşar Harun Kıvrıl ile 1,5 yıl önce proje belirleme çalışmaları sırasında Türkiye'de kimyasal, biyolojik ve radyoaktif saldırılara karşı kullanılan koruyucu kıyafetleri incelediklerini ve bunların ithal edildiğini öğrendiklerini söyledi.
Bu kıyafetler için her yıl yurt dışına milyonlarca doların aktarıldığını gördüklerini vurgulayan Elmas, "Bunun üzerine, 'Bir milli koruyucu kıyafet üretebilir miyiz' fikriyle yola çıktık ve Hava Öğretmen Binbaşı Mustafa Şevik danışmanlığında proje çalışmalarına başladık" dedi.
Elmas, radyasyonun 21'inci yüzyılın en büyük sorunlarından biri olduğunu, bu nedenle buna çözüm bulmak için iyi bir çalışma dönemi geçirdiklerini anlattı. Türkiye'nin, dünyadaki bor rezervinin yüzde 72'ine sahip olduğunu dile getiren Elmas, "Boru sentezleyemediğimizden, özel bor türevi haline getiremediğimizden dolayı bu milli varlığımız heba olmakta. Hem kendi varlığımızı koruyup hem de bunu radyasyonda kullanmayı amaçladık" diye konuştu.
Özel bir bor türevi olan sodyum pentaboratı ülkede ilk defa sentezlediklerini anlatan Elmas, şunları kaydetti:
"Sodyum pentaborat kullanarak bir koruyucu kıyafet üretimi gerçekleştirdik. Ürettiğimiz kumaşı radyasyon testlerine tabi tuttuk. Test sonucunda, ürettiğimiz kumaşın yüzde 75 gibi oldukça yüksek bir oranda radyasyonu önlediğini fark ettik. Ayrıca gama testi neticesinde sodyum pentaborat miktarının artışına paralel bir şekilde kumaşın arkasına geçen gama radyasyonunun azaldığını fark ettik. 3 farklı enerjide de bu teyit edildi. Ayrıca 'x' ışını testinde de sodyum pentaboratla aynı değere sahip kurşun eş değeri belirlendi ve sodyum pentaboratın kurşuna göre 2,5 kat hafif olduğu ortaya konuldu. Bu neden önemli; şu anda günümüzde kurşun koruyucular kullanılmakta. Kurşun koruyucular oldukça ağır olduğundan dolayı hareketleri kısıtlamakta ve iş verimini düşürmekte. Yaptığımız sodyum pentaborat kumaş 5 kilogram ağırlığında olduğu için hem hareket kısıtlamasını önlüyor hem de iş verimini artırıyor. Bu kapsamda bu kumaşların ülkemizde her yerde kullanabileceğini düşünüyorum."
Işıklar öğrencilerinin projesi ABD yolunda
Projenin geçen sene Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından gerçekleştirilen okullar arası yarışmada kimya kategorisinde Türkiye birincisi seçildiğini, ayrıca yarışmanın en prestijli ödülü olan "Yılın Genç Araştırmacıları Ödülü"nü kazandıklarını ifade eden Elmas, mayısta ABD'de gerçekleştirilecek "Dünya Liselerarası Proje Yarışması"nda ül***i temsil edecekleri bilgisini verdi.
Elmas, elde ettikleri kumaşın özellikle hastane, nükleer santral, üniversitelerde radyasyon deneyi yapılan laboratuvarlarda ve askeri alanlarda nükleer saldırılara karşı korunmaya yönelik olarak kullanılabileceğini bildirdi.
Kumaşın ardından "kanopi"de de yarar sağladı
Kıvrıl ise projenin tüm insanlığı ilgilendiren ölçekte olduğunu vurguladı.
Pilotların, yüksek irtifada uçtukları için uzaydan gelen kozmik radyasyonlara maruz kaldığını ve onların pek çoğunun ölüm nedenlerinin başında kanserin geldiğini bildiren Kıvrıl, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Pilotların radyasyona maruz kalmasına engel olmak istedik. Bunun için de pilotların oturduğu yerin üst kısmındaki camı yani 'kanopi' dediğimiz kısmı sodyum pentaboratla kapladık. Daha sonra da bu kanopinin yapıldığı malzemenin içine sodyum pentaborat ekleyerek üretim çalışmaları gerçekleştirdik. Bunun ardından radyasyon testlerini yaptık. Ürettiğimiz kanopinin, gelen radyasyonların yüzde 49'unu, kapladığımız kanopinin ise yüzde 12'sini durdurduğunu gördük. Ayrıca ürettiğimiz kanopi örnekleri sadece bir santimetre kalınlığında ama normal uçaklarda kullanılan kanopiler 3 santimetre kalınlığında. Bunun kalınlığı arttığında engelleme miktarının daha da aratacağını düşünüyoruz. Bu konuda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz."
AA
bayram tv
14-01-2015, 23:42
Only the registered members can see the link
Milli Savaş Uçağı Olarak FX-1 Tercih Edildi
Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında toplanan Savunma Sanayii İcra Komitesi'nin (SSİK) milli savaş uçağı projesine ilişkin kararının ayrıntılarına ulaşıldı. Komite, milli savaş uçağında çift motorlu FX-1 modelini tercih etti.
6 UÇAK HAZIRLANMIŞTI
Tusaş liderliğinde 2011'de başlatılan projede ilk olarak 6 uçak tasarımı hazırlanmıştı.
HER ŞEYİYLE "FAZLA"
SSİK, maliyeti yüksek olmasına karşın, boyu diğerlerinden daha uzun olan, daha fazla silah yükü taşıyabilen, daha yüksek hızlara ve menzile ulaşabilen çift motorlu FX-1 modelini tercih etti.
UÇAKTA YAPAY ZEKA VAR
Uçak tüm donanımın yanı sıra aktif elektronik tarama yapabilen yapay zekâya sahip olacak ve daha uzun menzilli AESA radarı bulunacak.
(Kaynak: Habertürk)
bayram tv
14-01-2015, 23:42
Only the registered members can see the link
Türk savunma sanayi ihracatta hız kesmedi
Türk savunma ve havacılık sektörünün 2014 yılı ihracatı, bir önceki yıla göre yüzde 18,7 artarak 1 milyar 647 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Dünyada 150'nin üzerinde ülke ve serbest bölgeye ihracat yapan bu sektördeki en büyük satış ise 547 milyon dolar ile ABD'ye yapıldı.
AA muhabirinin Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerinden derlediği bilgilere göre, "yerlileşme" oranı son 12 yılda büyük oranda artan Türk savunma ve havacılık sektörü, ihracatını artırmaya "hız kesmeden" devam ediyor.
Aralık 2014'te 175 milyon dolarlık ihracatla bir önceki yılın aynı ayına göre satışını yüzde 7 artıran Türk savunma ve havacılık sektörü, 2014 yılını da 2013'e göre yüzde 18,7'lik artış ve 1 milyar 647 milyon dolarlık dış satımla tamamladı.
En büyük alıcı ülke ABD
Dünyada 150'nin üzerinde ülke ve serbest bölgeye ihracat yapan Türk savunma ve havacılık sanayisine en büyük ilgiyi ise ABD gösterdi.
ABD'ye 2014 yılında 547 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken bu ül***e yapılan satış oranı, sektörün gerçekleştirdiği ihracatın yüzde 33'üne denk geldi.
Türk savunma ve havacılık sektörünün en fazla ihracat gerçekleştirdiği ikinci ülke 120 milyon dolar ile Malezya, üçüncü ülke ise 106 milyon dolarlık dış satım ile Birleşik Arap Emirlikleri oldu.
bayram tv
14-01-2015, 23:43
Only the registered members can see the link
Hava Kuvvetlerinin harekat kabiliyetini 3 kat artırıyor
"Geleceğin nakliye uçağı" olarak nitelendirilen ve tank, tır, helikopter taşıyabilen A400M, Türk Hava Kuvvetleri'nin harekat kabiliyetini 3 kat artırıyor.
Türkiye'nin de üretim ortağı olduğu "geleceğin nakliye uçağı" olarak nitelendirilen ve tank, tır, helikopter taşıyabilen A400M, Türk Hava Kuvvetleri'nin harekat kabiliyetini 3 kat artırıyor.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı, A400M Stratejik Ulaştırma Uçağı Programı kapsamında tedarik edilerek, Kayseri 12. Hava Ulaştırma Ana Üssü 221. Filo Komutanlığı'na teslim edilen ikinci A400M uçağı görev bekliyor.
Üstün teknolojiyle donatılan ve gerektiğinde pilotsuz uçabilen A400M'lerde İspanya'da yaklaşık 2,5 ay eğitim gören personeller görev alabiliyor.
Havada yakıt alabilme özelliğiyle menzil tanımaksızın uçabilen A400M'ler, normal kargo uçaklarına göre de daha fazla yük taşıyarak ülkelere stratejik anlamda önemli kolaylıklar sağlıyor.
12. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı 221. Filo Komutanı Hava Pilot Kurmay Binbaşı Engin Yetgin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üstün uçuş özellikleriyle donatılan A400M'lerin Türk Hava Kuvvetleri'nin harekat kabiliyetini arttırdığını söyledi.
Aldıkları ilk A400M'in 8 ay gibi kısa bir sürede 6 ül***e toplamda 300 saatlik uçuş gerçekleştirerek farklı görevleri icra ettiğini belirten Yetgin, ikinci uçakla birlikte Türk Hava Kuvvetleri'nin daha da güçlendiğini ifade etti.
Yeni nesil stratejik nakliye uçakları sayesinde dünyanın herhangi bir yerinde Birleşmiş Milletler, NATO veya milli harekat kapsamında, insani yardım, personel ve malzeme nakli ve insan tahliyesi görevlerini sorunsuz bir şekilde gerçekleştirebildiklerini anlatan Yetgin, "37 ton malzeme taşıyabilen A400M, 50 ton yakıt alarak azami 141 ton ağırlıkla kalkış yapabiliyor. Oldukça uzun bir menzile sahip uçak, 37 ton yükle 3 bin kilometre mesafeye, 10 ton yükle 9 bin kilometre mesafeye uçabiliyor. Kayseri, Ankara veya İstanbul'dan kalkan uçak Amerika kıtasına sorunsuz ulaşabiliyor" diye konuştu.
10 A400M 30 normal kargo uçağına bedel
Yükseklikleri veya ağırlıkları nedeniyle normal kargo uçaklarıyla taşınması imkansız olan yüklerin A400M'ler sayesinde rahatlıkla taşınabildiğine dikkati çeken Yetgin, şunları kaydetti:
"Yurt içinde 2 helikopter taşıdık. A400M'ler olmasaydı ayrı ayrı pilotları bu helikopterleri uçurarak götürmek zorunda kalacaktı. Yine stratejik öneme sahip yükleri parçalamak zorunda kalmadan toplu halde emniyetli ve hızlı bir şekilde taşıyabiliyoruz. Her bir A400M uçağı Türk Hava Kuvvetleri'nin harekat kabiliyetini 3 kat artırıyor. 2018 yılına kadar 10 uçağa ulaşacağız. Uçakların tamamını alınca 10 A400M'le 30 normal kargo uçağının yapmış olduğu görevi yapabileceğiz. Bu da ülkemizin elini her anlamda güçlendirecektir."
Yetgin, bu uçakların her biriyle Altay tankı, 6 landrover cip, 2 orta boy kargo kamyonu, 3 ZPT ve 2 Atak helikopteri, üzerinde araç, cihaz, malzeme yüklü halde tırlar ve gemi konteynerleri gibi yükleri istenilen en uzak mesafeye rahatlıkla taşıyabileceklerini vurguladı.
Sıfır görüş şartlarında iniş yapabiliyor
Uçakların üstün teknolojik donanımlara sahip olduğunu dile getiren Yetgin, şöyle devam etti:
"A400M'ler, diğer ulaştırma uçaklarında olmayan sivil uçakların da çok az kısmında bulunan head up display ekranına sahip. Bu özellikle pilot uçağın alt gövdesindeki sistemlerin hiçbirisine bakmadan sadece baş üzerindeki head up display vasıtasıyla uçağı uçurabiliyor. Alt bölümde 8 çok amaçlı görüntü paneli, normal uçaklardan farklı olarak fly-by-wire sistemi olarak adlandırdığımız yandan kumanda sistemi mevcut. Uçağımız, Cat 3 ILS özelliği ile sıfır görüş şartlarında iniş yapabildiği gibi kızıl ötesi görüş sistemiyle ışıklandırılmamış alanlara da iniş yapma kabiliyetine sahip. Gaz kolu manuel kullanım dışında otomatik sistemle donatılan uçakta, tamamen sinyalizasyon üzerine tasarlanmış kumanda tekniği bulunuyor. A400M'ler kendi kendine uçabilen, inebilen, frenlemesini yaparak durabilen bir uçaklar."
(AA)
bayram tv
14-01-2015, 23:43
A400M ilk Atlantic görevini başarıyla tamamladı
Türkiye'nin de üretim ortağı olduğu ilk A400M, İstanbul'dan Amerika kıtasına malzeme taşıyarak 12 saatlik uçuşla transatlantik görevini tamamladı.
Türkiye, İngiltere, Fransa, Belçika ve Lüksemburg'un uluslararası konsorsiyumuyla üretilen ve Türk mühendislerinin tasarım ve imalatına katıldığı A400M, mevcut kargo uçaklarından 3 kat daha fazla yükü daha hızlı taşıyabilmesiyle dikkat çekiyor.
Bu özelliğiyle 3 kargo uçağının taşıdığı yükü tek başına daha çabuk ve daha uzak mesafelere götürebilen A400M, zaman ve personel tasarrufuna da imkan tanıyor.
Türk Hava Kuvvetleri bünyesinde ilki Kayseri'deki 12. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı'nda konuşlandırılan A400M uçağı, 221. Filo Komutanlığı'nda görev yapıyor.
Filo Komutanı Hava Pilot Kurmay Binbaşı Engin Yetgin, yaptığı açıklamada, A400M'in şu anda dünyanın en büyük nakliye uçağı olma özelliğine sahip olduğunu söyledi.
Uçağın dünyada sadece belli ülkelerde olmasının Türk Hava Kuvvetleri'ni birçok ül***e göre daha avantajlı konuma getirdiğini belirten Yetgin, şunları kaydetti:
"12 Mayıs 2014'te Türk Hava Kuvvetleri envanterine giren ilk A400M uçağı, yurt dışı görevleri kapsamında İngiltere, İtalya, İspanya, Afganistan ve Ekvator Ginesi ile ABD görevini icra etmiştir. Bu görevler kapsamında yaklaşık 300 saatlik uçuş gerçekleştirdik. Özellikle ABD görevi sırasında İstanbul'dan kalkarak 12 saatlik uçuş yaptık. Gidiş ve geliş toplam 45 tonluk malzemeyle Atlantik üzerinden uçarak bir ilke imza attık. Modern uçuş sistemleriyle donatılmış A400M uçağı, mevcut nakliye uçaklarından 3 kat daha fazla yükü, yaklaşık 800 kilometre hızla çok daha uzak mesafeye taşıyabiliyor. Bu da görevlerin çok daha hızlı, daha az personelle, daha kısa sürede tamamlanmasını sağlıyor. A400M ile taşıdığımız yükü normalde 3 orta sınıf nakliye uçağıyla taşıyabiliyoruz."
Normal nakliye uçaklarının en fazla 550 kilometre hıza ulaşabildiğine dikkati çeken Yetgin, "Bu görevleri A400M ile yapmamış olsaydık ya peş peşe 3 uçak gönderecektik ya da bir uçağımız sürekli gidip gelecekti ki bu da çok fazla zaman alacaktı. Bu da A400M'nin ne kadar isabetli bir yatırım olduğunu gösteriyor" dedi.
(AA)
bayram tv
14-01-2015, 23:44
Only the registered members can see the link
Polisin yeni yerli silahı: CANİK
Türk polisinin yüzde 100 yerli silahı Samsun’da üretiliyor.
Yurt Savunma Sanayi geçen yıl olduğu gibi bu yıl da yabancı firmaları geride bırakarak Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 25 bin adet tabanca ihalesini performansıyla nefes kesen “Canik TP9SF” marka ve modeli ile kazandı.
Testleri başarıyla geçti
Ankara’da Emniyet Genel Müdürlüğü Gölbaşı Özel Harekat Tesisleri’nde yapılan test atışlarında Canik TP9SF marka tabanca performansıyla ihaleye giren firmaları geride bırakıp, testleri başarı ile geçerek Türk polisinin yeni silahı oldu.
Yurt Savunma Sanayi Genel Müdürü Utku Aral geçen yıl da Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 25 bin tabanca alımıyla ilgili ihalesini yine yerli ve yabancı diğer firmaları geride bırakarak kazandıklarını belirteti.(İHA)
bayram tv
14-01-2015, 23:44
KT-1 uçağı imzası rafa kaldırıldı
Hava Kuvvetleri’nin ‘acil ihtiyaç’ gerekçesiyle Güney Kore’den 15 adet KT-1 eğitim uçağı alınması talebi, rafa kaldırıldı.
Kararda, KT-1 uçaklarının alınması durumunda, yerli olarak geliştirilen Hürku şeğitim uçağı projesinin zarar göreceği endişesi etkili oldu. Türk Hava Kuvvetleri’nin emektar T-37 eğitim uçaklarının hizmet ömürlerini tamamlamaya başlaması üzerine, 2007 yılında Güney Koreli üretici KAI’ye 350 milyon dolar maliyetle 40 adet KT-1 uçağı siparişi verilmiş, 15 uçak ise ‘opsiyon’ olarak sözleşmede yer almıştı. Buna paralel olarak yerli uçak ‘Hürkuş’ üretimi için de harekete geçilmişti.
HÜRKUŞ YETİŞTİ
Hürkuş’u milli imkânlarla geliştirdi ve ürettiği 2 adet prototip uçağın uçuş testlerine başladı. Bunun üzerine Güney Kore’den‘opsiyonel’ 15 uçağın alımından geçen yıl vazgeçilmişti. Hava Kuvvetleri, “Acil ihtiyacımız var” diyerek opsiyonun kullanmasını yeniden tale petti. Güney Kore firmasıyla 4 Aralık’ta sözleşme imzalanacağı açıklandı. Ancak imza töreni son dakikada ertelendi. Erteleme kararında Hükümetin yerli uçaktan yana tavır koymasının etkili olduğu belirtildi.
Only the registered members can see the link
bayram tv
14-01-2015, 23:45
Only the registered members can see the link
Patriot hava savunma sistemine Roketsan imzası
Roketsan ve Raytheon şirketleri, Patriot CAS Sistemi konusunda Roketsan Elmadağ tesislerinde yeni bir sözleşme imzaladı. Anlaşma kapsamında, Patriot GEM–T Hava Savunma Füzesinin kontrol ünitesi üretimi, Roketsan tarafından yapılacak.
Roketsan ve Raytheon firmaları arasında 17 Aralık 2014 tarihinde imzalanan sözleşmeyi, Raytheon’s Integrated Defense Systems adına Programlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ralph ACABA ve Roketsan adına Yönetim Kurulu Başkanı Vekili Tümg. (E) Zafer ÇAMLICA ve Genel Müdür Selçuk YAŞAR yaptı.
ROKETSAN DÜNYADA TEK KAYNAK
ABD’de yerleşik Raytheon firması tarafından üretilen Patriot Uzun Menzilli Hava Savunma Sistemi füzesi olan GEM-T içerisinde bulunan Kontrol Tahrik Sistemi’nin üretimini ve uçuş öncesi tümleşik testlerinin yapılmasını kapsayan projede Roketsan, GEM-T Füzesinin Kontrol Tahrik Bölümü Üretim Hattının kalifiye edilmesi ile Patriot GEM-T Füzesi Kontrol Bölümü üretimi için dünyada tek kaynak oldu. Proje kapsamında Raytheon firması tarafından Roketsan’a 2010 ve 2011 yıllarında “Tedarikçi Mükemmeliyeti” ödülleri, 2012 yılında ise tercih edilen tedarikçi ödülü verildi.
KRİTİK PARÇA
Kontrol Bölümü, Patriot GEM-T füzesinin önemli bir alt-komplesi olup füzenin uçuş sırasında ihtiyaç duyduğu manevraları gerçekleştirebilmesini sağlıyor. Bu komple, füzenin en arka kısmında yer alan, hidrolik, pnömatik ve mekanik sistemlerden oluşan bir yapıdır.
Only the registered members can see the link
bayram tv
14-01-2015, 23:45
Bakan Yılmaz'dan uzun menzilli füze açıklaması
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, uzun menzilli hava savunma füzesi projesinde teknoloji transferi, Türkiye'de ortak üretim, en kısa zamanda teslim ve uygun fiyat olmak üzere 'Dört başı mamur' bir teklifin oluşmasını beklediklerini söyledi.
Bakan Yılmaz, AK Parti'nin Bayraklı ilçe kongresine katılmak üzere geldiği kentte, İzmir Valisi Mustafa Toprak'ı makamında ziyaret etti. Bakan Yılmaz, İzmir'in, Osmanlı döneminden bu yana Türkiye'nin batıya açılan yüzü olduğunu, mevcut durumundan çok daha iyi bir konuma gelmesi için çaba gösterdiklerini söyledi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme eski Bakanı Binali Yıldırım'ın İzmir için vaat ettiği 35 projenin adım adım gerçekleştirildiğini söyleyen Bakan Yılmaz, Türkiye ile birlikte İzmir'in yaşam standardını yükseltme hedefine İzmirliler'in de katılımını beklediklerini ifade etti.
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Valilik ziyareti sırasında, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Altay milli tankı ve uzun menzilli hava savunma füzeleriyle ilgili üretim sürecine ne zaman geçileceği yönündeki soruya yanıt veren Bakan Yılmaz, Altay tankının 2017 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girmesini hedeflediklerini, prototipler üzerinde test çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Ocak ayında yapılacak Savunma Sanayi İcra Komitesi toplantısında seri üretime ne zaman geçileceği konusunda bir karar alınacağını, 2017 hedefine uygun bir karar alınacağını düşündüğünü söyledi. Uzun menzilli füzeler için Çinli firmayla görüşmeler devam ederken ikinci ve üçüncü teklifleri sunan firmalara da bu tekliflerin geçerlilik sürelerini uzatmaları yönünde talepte bulunduklarını anlatan Bakan Yılmaz, şöyle konuştu:"Muhtemelen henüz görüşmeler tamamlanmadı. Bir daha süre uzatımı isteyeceğiz. Ocak ayında yapacağımız Savunma Sanayi İcra Komitesi toplantısında bunun da çerçevesini somut bir hale getiririz."
Bakan Yılmaz, füze konusundaki karar üzerinde en etkili hususun teknolojik paylaşım olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
"Bağımsız bir Türkiye istiyorsak, savunma sanayisinde kendine yeterli bir Türkiye olması lazım. Savunma sanayisinde bağımsız olmayan bir ülkenin bağımsız olduğu söylenemez. Biz diyoruz ki birincisi teknoloji paylaşımı, ikincisi ortak üretim. Ortak üretim dediğimiz Türkiye'deki sanayinin katılımı. 3.5 milyar dolarlık bir projenin bir kısmı Türkiye'de üretilsin istiyoruz. Ama teknolojik transfere imkan veren bölümlerin Türkiye'de üretilmesini istiyoruz. Yoksa teknolojik transferi gerektirmeyen, fason üretimlerin Türkiye'de yapılması değil. Teknoloji transferi bir, Türkiye'de ortak üretim iki, en kısa zamanda teslim üç, bir de fiyatın makul olmasıyla dört başı mamur bir teklifin olmasını bekliyoruz. Bu ana kadar bunlar oldu mu? Türkiye için en iyi neticeyi almak için görüşmelerimiz devam ediyor."
Only the registered members can see the link
bayram tv
14-01-2015, 23:46
Only the registered members can see the link
SAVUNMA SANAYİ TEKNOLOJİLERİNDE YÜKSEK ÖZ YETERLİLİK HEDEFİ İÇİN BÜYÜK ADIM
Savunma sanayi teknolojilerinde yüksek öz yeterlilik hedefi için büyük bir adım atıldı.
Makine Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) tarafından TÜBİTAK’ın desteğiyle 2009 yılında yapımına başlanan ve 50 milyon TL’ye mal olan Türkiye’nin ilk yerli tasarım Duyarsız Patlayıcı Üretim Dolum Tesisi (DUPAT) hizmete açıldı. Açılışa Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı fikri ışık, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Beşir Atalay, MKE Genel Müdürü İzzet Artunç, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak, TBMM Savunma Sanayi Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kırıkkale milletvekili Oğuz Kağan Köksal, Kırıkkale Valisi Ali Kolat ve davetliler katıldı.
Törende konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Türkiye’nin artık gıpta eden değil, gıpta edilen ülke konumuna geldiğini belirterek, “Türkiye artık dostuna güven, düşmanına korku veriyor” dedi.
Türk milletinin çok duyarlı olduğu yurt savunması alanında çok önemli bir tesisi hizmete açtıklarını dile getiren Bakan Işık, bunun gerçekten büyük bir gurur ve onur olduğunu söyledi. Bakanlık olarak üretimde üç temel önceliklerinin bulunduğunu açıklayan Bakan Işık, bunların yerli, yenilikçi ve yeşil anlayışı olduğunu belirtti.
Tesisin yüzde 100 yerli olduğunu anlatan Bakan ışık, “AR-GE’si yerli, mühendisliği yerli, üretimi yerli. Her şeyi ile yerli. Bu tesis Ar-Ge sonucu ortaya çıktı. Özellikle Türkiye’nin dışa bağımlılığını ortadan kaldıran önemli bir tesis. Üretim yapılırken hem inşaat aşamasında hem de işletme aşamasında insana ve çevre ye saygıyı en üst derecede dikkate alan bir üretim tesisi. Tesisimizin TSK ve ülkemize hayırlı olsun” diye konuştu.
Dünyada savunma sanayi sektöründe büyük bir rekabet ve yarış olduğuna dikkat çeken Bakan Işık, “Bu sektör birkaç açıdan diğer sektörlerden çok farklı. Bu sektör diğer sektörleri geliştirme, potansiyeline kabiliyetine kapasitesine sahip olan öncü sektör. İnternet buluşu bile bu sektörün bilim dünyasına hediye ettiği bir buluş. Savunma her açıdan önemli. Bu sektörde dünyanın 100 büyük şirketinin yıllık cirosu 411 milyar dolar. Türkiye’nin ihracatının 160 milyar dolar olduğunu düşünürseniz sadece 100 büyük şirketin yüz büyük şirketinin ne kadar anlamlı olduğunu düşünmek daha kolay” ifadelerini kullandı.
bayram tv
14-01-2015, 23:46
Savunma ihracatı yüzde 35 artış gösterdi
Geçen yılın kasım ayına göre bu yıl Savunma ihracatı yüzde 35 artış gösterdi
Türkiye'nin savunma sanayisi ihracatı kasım ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 35 artarak 1,5 milyar dolara yaklaştı.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, özellikle son 10 yılda yerlilik oranını artıran Türk savunma sanayisi, ihracat atağına da devam ediyor.
Geçen yılın kasım ayında yaklaşık 110 milyon dolarlık ihracat yapan sektör, bu yılın aynı ayında ihracatını yüzde 35 artırarak 147 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi.
Savunma sanayisinde, Ocak-kasım dönemi itibariyle geçen yıl 1 milyar 225 milyon dolarlık ihracat yapılırken, ihracatçılar söz konusu rakamı bu yılın aynı döneminde yüzde 20 artırarak 1 milyar 472 milyon dolara yükseltti.
İhracatta ilk sıra değişmedi
Uluslararası alanda rekabet gücünü artıran Türk savunma ve havacılık sanayisi, ocak-kasım döneminde 150'den fazla ülke ve serbest bölgeye toplam 1,4 milyar dolardan fazla ihracat yapma başarısına imza attı.
Söz konusu dönemde en çok savunma ve havacılık ihracatı daha önce de olduğu gibi yine ABD'ye yapıldı. Bu ül***e yapılan ihracat 508 milyon doları aştı.
Sektörde en çok ihracat yapılan ülkeler sıralamasında ABD'yi 109 milyon dolarla Malezya, 87,5 milyon dolarla Birleşik Arap Emirlikleri, 83,6 milyon dolarla İspanya ve 74,8 milyon dolarla İtalya takip etti.
bayram tv
14-01-2015, 23:47
Only the registered members can see the link
ASELSAN Ürdün'de fabrika açtı
ASELSAN'ın, Ürdün Silahlı Kuvvetleri ile bölge ülkelerinin sınır güvenliği ekipmanlarını üreteceği fabrikanın açılışı gerçekleştirildi.
Ürdün Kralı Abdullah, ASELSAN'ın, Ürdün Silahlı Kuvvetleri ile bölge ülkelerinin sınır güvenliği ekipmanlarını üreteceği fabrikasının açılışını gerçekleştirdi.
ASELSAN ile King Abdullah II Design & Development Bureau (KADDB) Yatırım Grubu (KIG) tarafından ortaklaşa kurulan ve Ürdün Silahlı Kuvvetleri ile bölge ülkelerinin sınır güvenliği ekipmanlarının üretileceği ASELSAN Middle East Fabrikası, Kral Abdullah'ın katıldığı törenle açıldı.
Yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleştirilen törene, Milli Savunma Bakan Yardımcısı Hasan Kemal Yardımcı ve ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Canpolat'ın yanı sıra çok sayıda askeri yetkili katıldı.
Tesiste incelemelerde bulunan Kral Abdullah, elektronik ve elektro optik üretim sistemleri hakkında yetkililerden bilgi aldı.
Tesis çalışanlarıyla toplu hatıra fotoğrafı çektiren Kral Abdullah'a, ASELSAN tarafından üretilen gece görüş dürbünü hediye edildi. Kral Abdullah, anı defterini imzalamasının ardından tesisten ayrıldı.
Küresel pazarlarda genişlemeye devam edeceğiz
Milli Savunma Bakan Yardımcısı Hasan Kemal Yardımcı, açılışın ardından yaptığı konuşmada, "Teknolojisi yüksek, övüneceğimiz bir şirketin açılışı için buradayız. Daha yüksek ticaret rakamlarına ulaşmak için yerinde üretim ve teknoloji transferi yapılabilir" dedi.
ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı Canpolat da tesisin sadece Ürdün değil bölge pazarları için kurulduğunu ifade ederek, "Bu bir başlangıç. Zaman içinde burada başka yetenekler de kazanacağız. Yazılım tabanlı sistemler, elektronik kart üretimi yaparak bütün Ortadoğu ve Afrika'ya açılacağız. Ürdün'ün tüm Arap dünyası ile olan iyi ilişkileri göz önüne alındığında, en uygun noktanın burası olduğu ortaya çıkıyor" diye konuştu.
Diğer bölgelerde de benzer şekilde yatırım yapacaklarını ve önümüzdeki dönemde dış yatırımlara ağırlık vereceklerine işaret eden Canpolat, "Bu yöntemle küresel pazarlarda genişlemeye devam edeceğiz. Ürdün de küresel pazarlara yerleşme stratejimizin bir adımı" değerlendirmesinde bulundu.
ASELSAN Middle East hakkında
"Aselsan Middle East PSC LTD" isimli ortak girişim şirketi, Ürdün ve Ortadoğu pazarına yönelik cihaz ve sistemler üretmek amacıyla, yüzde 51'i KIG ve yüzde 49'u da ASELSAN'a ait olmak üzere 2 milyon Ürdün Dinarı sermaye ile kuruldu.
Şirketin Ürdün KADDB Endüstri Parkı'ndaki fabrikasında, Türkiye’den transfer edilen teknoloji yoluyla Ürdünlü teknisyen ve mühendisler tarafından üretim gerçekleştiriliyor.
Fabrikada gece görüş ve termal görüş cihazlarının üretim ve test hatları, çevre koşulları laboratuvarı, ölçüm ve kalibrasyon laboratuvarı, malzeme depolama ve paketleme hattı bulunuyor. Ayrıca 2015 ilk yarısında elektronik kart üretim ve test hattının da kurulması planlanıyor.
Şirket bünyesinde, ilk aşamada monoküler gece görüş cihazları, gece görüş silah dürbünleri ve tanksavar termal nişangahları üretilmeye başlandı. Şirket ayrıca, Ürdün Silahlı Kuvvetleri’ne özel olarak tasarlanan SAGER Termal Görüntüleme Sistemi üretimini gerçekleştirerek, ilk ihracat anlaşmasını da imzaladı.
İkinci aşamada, elektronik ve elektro-optik alanında başlayan ürün ve sistemlerin çeşitlenerek başta haberleşme sistemleri olmak üzere platform modernizasyon faaliyetlerine de girilmesi hedefleniyor.
İlerleyen dönemlerde şirket içerisinde Ar-Ge faaliyetlerine başlanarak, ortak tasarım ve geliştirme projeleri başlatılması da planlanırken, Ürdün yan sanayisine yapılacak benzeri teknoloji transferleri ile bölgeye teknolojik derinlik kazandırılması amaçlanıyor. Şirketin, gelecekte bölgesel bakım onarım merkezi de olması planlanıyor.
Only the registered members can see the link
bayram tv
14-01-2015, 23:48
Only the registered members can see the link
FNSS, know-how içeren ihracata başladı
Türkiye'nin en büyük savunma sistemi ihracatçılarından FNSS, Malezya silahlı kuvvetlerine sistem geliştirme, tasarım, üretim, lojistik desteği veriyor. FNSS Program Direktörü Ceyhun Süer, know-how satışının da gündemde olduğunu dile getirdi
Zırhlı kara araçları üreticisi FNSS, savunma sanayiinde Türkiye’nin en büyük sistem ihraçlarından biri olan Malezya’ya 8x8 zırhlı kara araçları programında teslimatlara başladı. DÜNYA’ya açıklamalarda bulunan FNSS Program Direktörü Ceyhun Süer, know-how içermesi nedeniyle projeye büyük önem verdiklerini kaydetti.
FNSS ile Malezya DRB Hicom Defens Technologies Sdn. Bhd. (DEFTECH) arasında 2011’de başlayan program çerçevesinde ilk 12 adet 8x8 lastik tekerlekli AV-8 zırhlı muharebe aracı teslim edildi. FNSS’den yapılan açıklamada, Malezya’nın Pekan şehrinde bulunan DEFTECH üretim tesislerinde, 6 Aralık günü yapılan törene Malezya Başbakanı Dato’ Sri Mohd Najib Bin Tun Haji Abdul Razak, Kara Kuvvetleri Komutanı General Datuk Raja Mohamed Affandi bin Raja Mohamed Noor’un da katıldığı belirtildi.
FNSS’in, program kapsamında Malezya Silahlı Kuvvetleri için 12 değişik konfigürasyonda 257 adet 8x8 Tekerlekli Zırhlı Muharebe Aracının (AV-8) geliştirilmesi, üretimi ve teknoloji tansferini üstlendiği kaydedildi. Proje ilk ilan edildiğinde FNSS’in toplam üstlenimi 559 milyon dolar olarak açıklanmıştı.
FNSS’nin PARS 8x8 aracı temel alınarak, Malezya silahlı kuvetlerinin ihtiyaçlarına göre geliştirilen AV-8’in son montajının Malezya’da olacağı ve FNSS’in sistem entegratörü olarak araç gövdesi, bazı zırhlı plakaların üretilerek gönderimi, diğer sistemlerin tedarikinden sorumlu olduğu kaydedildi. FNSS Program Direktörü Ceyhun Süer, Malezya’ya bu kapsamda sistem geliştirme, tasarım, üretim, lojistik destek eğitimleri verildiğini ve know-how satışının da sözkonusu olduğunu belirtti. Bu açıdan FNSS için önemli bir adım olduğunu belirten Süer, proje kapsamındaki teslimatların 2018 sonuna kadar tamamlanmasının planlandığını kaydetti.
Only the registered members can see the link
bayram tv
14-01-2015, 23:48
Only the registered members can see the link
HÜRKUŞ yapısal testleri başarıyla tamamladı
14 Ocak 2015 19:26 (Son güncelleme 14 Ocak 2015 19:34)
Türk mühendisler tarafından TUSAŞ'ta tasarlanan ve üretilen yeni nesil temel eğitim uçağı HÜRKUŞ, yapısal testlerin sonuncusu olan Azami Yük Uygulama Adımı'nı da başarıyla tamamladı.
ANKARA
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ'den (TUSAŞ) yapılan yazılı açıklamada, sertifikasyon sürecinde uçağa bindirilecek yüklerin özel yapım test düzeneğinde uygulandığı testin, dün TUSAŞ tesislerinde yapıldığı belirtilerek, "TUSAŞ'ta Türk mühendisler tarafından tasarlanan ve üretilen yeni nesil temel eğitim uçağı HÜRKUŞ, yapısal testlerin sonuncusu olan Azami Yük Uygulama Adımı'nı başarıyla tamamladı" denildi.
Açıklamada, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) gözetiminde gerçekleştirilen testler esnasında sertifikasyon gereksinimi olan maksimum yükün, statik test uçağına başarı ile uygulandığı bildirildi.
Bir buçuk yıl boyunca gerçekleştirilen testlerde statik test uçağına, HÜRKUŞ'un uçuş esnasında maruz kalabileceği farklı tipte kritik yükler uygulandığı bildirilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Tüm test koşulları başarı ile tamamlanarak ilgili sertifikasyon gereksinimleri yerine getirildi. Gerçekleştirilen tüm test adımları Avrupa Sivil Havacılık Otoritesi (EASA) ve SHGM'nin katılımları ile planlanarak icra edildi. Türkiye'de ilk kez gerçekleştirilen Tam Boy Uçak Statik Testi ile TUSAŞ başta olmak üzere ülkemiz havacılık endüstrisi önemli bir deneyim ve kabiliyet de kazandı. Ayrıca HÜRKUŞ Projesi'nde önemli bir kilometre taşı tamamlandı."
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
ANKA-B İlk Uçuşunu Gerçekleştirdi
ANKA insansız hava aracının yeni ve geliştirilmiş versiyonu ANKA-B ilk uçuşunu gerçekleştirdi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin keşif, gözetleme ve istihbarat imkanlarını artırmak maksadıyla Orta İrtifa Uzun Uçuş Dayanımlı (MALE) kategorideki insansız hava aracı sistem ihtiyacını karşılamak üzere geliştirilen ANKA insansız hava aracının geliştirilmiş yeni versiyonu ANKA Blok B 30 Ocak 2015’de ilk uçuş testini gerçekleştirdi.
TUSAŞ’dan yapılan basın açıklamasında 2013 yılında Blok A konfigürasyonuna yönelik kabulleri tamamlanan ANKA İnsansız Hava Aracı Sistemi’nde elde edilen deneyimler ile geliştirilen “Yeni Nesil Yüksek Performans ANKA Blok B”, 30 Ocak 2015 tarihinde ilk uçuşunu başarı ile gerçekleştirildi denildi.
Blok B versiyonunun ilk uçuşunda otomatik kalkış ve iniş ile yapılan ilk uçuşta, farklı otopilot ve iniş modlarının testleri eksiksiz tamamlandı.
Blok B versiyonu Blok A uçağında taşınmakta olan EO/IR kameraya ek olarak, SAR/ISAR/GMTI radarı taşıyabilen sistem, faydalı yük taşıma kapasitesi ile yeni nesil entegrasyon projeleri için de önemli bir alt yapı sağlamakta.
Only the registered members can see the link
7 denizde hüküm süren Türk botu: Kaan
Ekber Onuk, trafik kazasında kaybettiği oğlu Kaan’ın tasarımı olan tekneleri üreterek Sahil Güvenlik Komutanlığı emrine vermenin yanı sıra 6 ayrı ül***e de ihraç etti. Radara yakalanmama özelliğiyle hayalet bot olarak anılan Kaan, dünya askeri pazarının gözdesi...
Dünyanın en hızlı ve kullanışlı hücumbotları Kaan teknelerini Tuzla’da üreterek 6 ül***e ihraç eden Dr. Ekber Onuk, 1996’da trafik kazasıda kaybettiği oğlu Kaan’ın tasarladığı teknelerin dünya lideri olmasının gururunu yaşıyor. Uluslararası askeri tekne piyasasına Kaan markasını kabul ettiren Ekber Onuk ile Marmara denizinde saatte 55 knots (110 km) hızda bir seyre çıktık. Dönüş manevralarında bile hiç hız kaybetmeyen Kaan hücumbotlarından 7 ülkede toplam 126 tane bulunuyor.
Yüksek teknolojiyle üretilen Kaan sınıfı askeri hücumbotların şaşırtan manevra kabiliyeti ve ezberleri bozan sürati denizde rakipsiz olmasını sağlıyor. Ekber Onuk’un Tuzla’da ürettiği Kaanlar, dünyanın 7 denizinde boy gösteriyor. Kaan botları, gövdesine etkili silahlar monte edilmesiyle mükemmel bir hücumbota dönüşüyor. Karasuları geniş olan ülkeler, sahil güvenlik, insan kaçakçılığı, antiterörizm, uyuşturucu kaçakçılığı, korsanlık, askeri sıcak karşılaşma ve sınır güvenliği gibi pek çok amaçla Kaan botlarını kullanıyor. Botlardan Türkiye’de 60, Gürcistan, Malezya, Pakistan, BAE, Katar ve Mısır’da toplam 66 tane bulunuyor.
Only the registered members can see the link
‘Kaan geleceği görmüştü’
Ekber Onuk, botlara ismini veren oğlu Kaan’ın 1996’da trafik kazasında hayatını kaybetmesinin ardından arkadaşlarıyla birlikte onun hayalini gerçekleştirdiklerini belirtti. Ekber Onuk, Fransa’daki Toulouse Üniversitesi’nde Uçak Mühendisliği’nin ardından yüksek lisansını İTÜ’de Uçak ve Uzay Bilimleri Bölümü’nde yapmaya başlayan oğlu Kaan’ın adeta geleceği gördüğünü söyledi. Kendisi de uçak mühendisi olan Ekber Onuk, “Kaan çocukluğundan beri benimle çalışırdı. İlk tekne tasarımlarını eğitimi sürerken yaptı. Ünlü stratejistler, en büyük deniz savaşının Norveç denizinde ABD ile SSCB arasında olacağı düşünüyordu. Tüm ülkeler de savaş politikalarını bu tez üzerine kuruyordu. Fakat Kaan, süper güç kavramı değişince ülkelerin karasularını korumak için güçlü ve hızlı teknelere ihtiyaç duyulacağını ilk fark edenlerden oldu. Kaan, büyük gemiler yerine küçük, hızlı, hareketli ve yüksek silah kapasitesine sahip teknelerin üretilmesini öneriyordu. 1995’te bunu öngören Kaan’ın fikri 1996’da tüm dünyada kabul edildi. Hatta bu tür teknelerin karşısında büyük gemilerin çaresiz kaldığı kanıtlandı. Kaan bu ileri görüşlülüğü ve tasarımını yaptığı hücumbotla, hücumbot teknolojisinin geleceğini belirledi” dedi.
‘Kaan’ı denizlerde yaşatıyor’
Dr. Onuk, Ocak 1996’da Kaan’ı trafik kazasında yitirilmelerinin ardından bir süre durgunluk yaşadıklarını ama Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın Sahil Güvenlik Komutanlığı adına açtığı ihaleyi kazanmalarıyla oğlunun adını yaşatmak için harekete geçtiklerini vurguladı. Onuk, “Böylece Kaan’ı denizlerde yaşatacak marka arkadaşları tarafından yaratıldı. Sahil Güvenlik Komutanlığı botlara Kaan ismini vererek bizi mutlu etti” diye konuştu.
Only the registered members can see the link
GÖKHAN KARAKAŞ TEST SÜRÜŞÜ YAPTI:
‘Rakipsiz bir tekneyi kullanmanın gururu’
Türk mühendisliğinin ve silah teknolojisinin geldiği seviyeyi kanıtlayan Kaan MRTP 20’ye bindiğim ilk dakikadan itibaren heyecanlı bir seyir yaşayacağımı hissediyordum. KAAN 20’nin denizdeki yoğun sürtünmeye rağmen 55 knots hıza erişmesi Tuzla’dan Büyükada’ya olan mesafenin sadece birkaç dakika içinde alınacağını bildiriyordu. Ekber Onuk’un oğlunun adını taşıyan hücumbotla Marmara’nın sularında yol alırken üstün su tutuş hakimiyeti dikkat çekti. Amatör bir denizci olarak rakipsiz bir tekneyi kullanma gururunu yaşatan Ekber Onuk, özellikle manevralarda göreceklerim için beni uyarmıştı.
Çift makineli Kaan 20’nin hız göstergesini 55 knots’a dayadığımda önce iskele (sol) manevrası yaptım ve Onuk’un ne kadar haklı olduğunu anladım. Tekne sola yatarken hız kaybetmiyor, oturduğumuzda altımızda ikiye ayrılan denizin bizi rahatsız etmesini engelliyordu. Bu kez Büyükada’ya doğru tam gaz verdiğimde sancak (sağ) manevrada aynı hissi verdi. Tekne büyük bir eğimle denize doğru yatmadığı gibi düşmeyen süratin göreve giden askeri birliğin zaman kaybetmediğini anlatıyordu. Gelişmiş navigasyon ve radar aletleri ile mükemmel bir deniz aracı olan KAAN MRTP 20’ye Aselsan’ın yaratıcı mühendislerinin geliştirdiği yüksek atış gücündeki silahların monte edilmesiyle caydırıcı güç olduğunu görmek mümkün. Hücumbotun dünyanın 7 denizinde etkili bir savunma ve karşı saldırı teknesi olarak tercih edilmesi, Kaan’ın yıllar önceki ileri görüşlülüğünün bir sonucu.
Only the registered members can see the link
Yerli üretim, hızlı ve hafif
Kaan sınıfı hücumbotların yüksek sürati ile radara yakalanma riskinin en aza indirildiğini söyleyen Onuk şöyle devam etti: “Kaanlar, emsallerinden hem hafif hem hızlı. Açık denizde, kıyı şeridinde, sığ sularda, kötü hava koşullarında hatta fırtınada bile görevini yapabilen bir hücumbot ile dünya askeri tekne pazarında lideriz. Sahil Güvenlik ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ASELSAN tarafından geliştirilen mükemmel silah sistemini teknelerimizin üzerine taktırıyor. Böylece benzersiz bir askeri tekne oluyor. Kaan, Türk mühendisliğinin geldiği gücü ve askeri teknolojiyi dünya denizlerinde kanıtlıyor. Şimdi sahil güvenlik ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı emrindeki botlar özellikle Ege denizinde büyük başarılar elde ediyor. Gurur duyuyorum hepsiyle. Kaan botlarına her binişimde ‘Oğlum da buralarda bir yerlerde’ diyorum. Bizi izlediğini düşünüyorum. Adını ve hatırasını yaşattığımı düşünüyorum.”
Only the registered members can see the link
Babası gibi uçak mühendisi olacaktı
Dr. Ekber Onuk, İTÜ Makine Fakültesi Uçak Mühendisliği Bölümü’nün ardından doktorasını NATO Von Karmann Istu-itute For Fluid Dynamics’de yaptı. Havacılık sektöründe yer alan Onuk, çeşitli ülkelerde faaliyetlerde bulundu. Oğlu Kaan ise St Joseph Fransız Erkek Lisesi’ni matematik birincisi olarak bitirdikten sonra Fransa’daki Universite Paul Sabatier’e kabul edilen ilk Türk öğrenci oldu. 2 yıl uzay ve uçak teknolojisi eğitiminin ardından İTÜ Uzay ve Uçak Mühendisliği Fakültesi’ne geçen Kaan Onuk, 22 yaşındayken 1996’da trafik kazasında yaşamını yitirdi.
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
T129’un ilk yurtdışı müşterisi Bahreyn mi olacak?
TAI ve Aselsan tarafından geliştirilen T129 helikopteri ile Bahreyn yakında ilgileniyor. Bahreyn Hava Kuvvetleri ne planlıyor?
Uluslararası Savunma Dergisi Janes’in haberine göre, Bahreyn Hava Kuvvetleri T129 ATAK taarruz helikopteri ile yakından ilgileniyor. Londra’da Uluslararası Askeri Helikopter Konferansı’nda konuşan Bahreyn Hava Kuvvetleri Planlama Müdürü Albay Salah El Mansur, iki aşamalı modernizasyon programı üzerinde çalıştıklarını açıkladı.
Janes’in sorularını yanıtlayan Albay Mansur, şunları söyledi:
“Çok genç bir hava kuvvetiyiz. 1985’te ilk F-5’lerimizi aldık. Bunu 1990’da F-16’lar izledi. Şu an filo yapımızı modernize etmemiz gerekiyor. Birinci aşamada Bahreyn Hava Kuvvetleri AH-1 Cobra taarruz helikopterlerini modernize edecek. Yeni nesil silah kullanabiler hale getirilecek AH-1 Cobra’ların aynı zamanda avionik ve görüş sistemleri de değişicek. Benzer bir modernizasyon F-16’lara da 2016-2019 arasında uygulanacak.
İKİNCİ AŞAMA YENİ TAARRUZ HELİKOPTERLERİ
İkinci aşamayı yeni nesil taarruz helikopterlerinin alınması oluşturuluyor. Bahreyn Hava Kuvvetleri’nin 4+ nesil helikopterlere ihtiyacı var. Halen TAI ile T129 ATAK için görüşmeler yapıyoruz. Eğer anlaşma sonuçlanırsa, BO-105 Bolkow helikopterlerini T129 ile değiştirmek istiyoruz. BO-105’ler 1978’den bu yana kullanılıyor”
JANES’İN ANALİZİ
Bu bilgilerin ilk ağızdan verildiğine dikkat çeken Janes, yaptığı analizde ise şunlara dikkat çekiyor:
2014 başında Bahreyn çeşitli ihtiyaçlar için görüşmelere başlamıştı. Örneğin taarruz helikopterinde T129, Bell AH-1Z Viper, Airbus Tiger, Boeing AH-64E Apache, Denel Rooivalk, Mil Mi-35 'Hind', Mi-28 'Havoc' ve Kamov Ka-50/52 'Hokum' önerilmişti.
Albay Mansur, Bahreyn’in seçimini yaptığını ve T129 konusunda görüşmelere geçildiğine dikkat çekiyor. Burada eğer T129 alınması durumunda AH-1 Cobra’lar bir sure daha görevde kalacak.
TAI FUARA GÖTÜRMÜŞTÜ
TAI, geçen yıl ocak ayında yapılan savunma fuarına T129’u götürmüş ve tanıtım uçuşları yapmıştı. Bahreyn Hava Kuvvetleri helikoptere büyük ilgi göstermişti.
Only the registered members can see the link
ATAK T129'un en yeni videosu
exuS697hgwc
Only the registered members can see the link
Dünya silah devi Türk oluyor!
Amerika ve dünyanın ilk 5 büyük silah şirketi arasında yer alan önemli bir kurum yakında Türk bayrağı altında hizmet vermeye başlayacak. Geçen hafta Amerika- Las Vegas’ta yapılan dünyanın en büyük silah fuarı, ‘Shot Show 2015’te Türkiye’de sektörün lideri olan Sarsılmaz Silah Sanayi AŞ ile Amerikan şirketi arasında yapılan görüşmelerde satın alma konusunda önemli bir aşama kaydedildi.Sarsılmaz’ın satın alacağı Amerikan silah devinin ismi hakkında bu aşamada bilgi verilmezken, yakın bir süre içinde neticenin açıklanacağı ifade edildi.
Sarsılmaz Silah Sanayi AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Latif Aral Aliş, 1720’de kurulan İtalyanların dünyaca ünlü Vincenzo Bernardelli Silah Fabrikası’nı 1998 yılında satın alarak bölgede önemli oyuncu haline geldiklerini, Amerika’nın yivli silah üreten en ünlü markasını satın aldıktan sonra ise dünya silah pazarının en etkin coğrafyası Kuzey Amerika ve dünyada ilk beşte yer alan hatta liderliği zorlayan konuma yükseleceklerini söyledi.
TÜRKİYE'DE 100 TL İTALYA’DA 300 TL
Türkiye’de her türlü tabanca, askeri silah ve av tüfeği üretebilen tek özel kuruluş olduklarına vurgu yapan Aliş, Sarsılmaz’da üretime 1800’lü yılların sonlarında başladığını belirterek planlarını şöyle anlattı: “Düzce’deki 100 bin m2 açık ve 36 bin 400 m2 kapalı fabrikamızda üretim, entegre tesislerde, otomasyon teknolojisi ile gerçekleşiyor. Bernardelli’yi satın aldıktan sonra önemli oranda bu markanın ürünlerini de Türkiye’de yapmaya başladık. Amerika’dan satın alacağımız silah şirketi içinde aynı modeli uygulayacağız, ancak bu markaları kendi pazarlarında daha etkin hale getireceğiz.”Aliş, dünya silah piyasasında markalarının önemini anlatırken ilginç bir örnek verdi; “Türkiye’de üretilen bir silah 100 TL ise aynı silahı İtalya’daki markamız Bernardelli imzası altında asgari 300 TL’ye satıyoruz. Bu sebeple Bernardelli’nin tüm alt ürünlerini Türkiye’de yapıyor, son montajı, finishingi İtalya’da gerçekleştiriyoruz. Yeni satın alacağımız şirkette aynı modeli uygulayıp, Türk mühendisleri, Türk sanayisi ve hammaddesiyle nitelikli ihracatı artırarak devam eedceğiz.”
ABD’YE RENKLİ TABANCA TÜRKİYE’DEN
Sarsılmaz’ın 46 çeşit tabanca ürettiğini ifade eden Latif Aral Aliş, ABD’de ‘Lady Gun’ ismiyle renkli tabanca kullanımını da kendilerinin başlattığını ve ayda 4 bin adet sattıklarını belirtti. Amerika’daki okul baskınları sonrası silah satışıyla ilgili tartışmaların gündeme geldiği günlerde National Rifle Associaton of Amerika (NRA) Başkanı bir görüşmesinde, “Çocukları vuruluyor, annelerin de silahlanması lazım. Onlara uygun silahlar geliştirmeliyiz” açıklaması üzerine Amerika pazarı için renkli silah üretimini başlattıklarını vurgulayan Aliş, daha sonra başka şirketlerin de kendilerini takip ederek bu pazara girdiğini söyledi.
77 ÜL***E SİLAH SATIYOR
Bugün halihazırda 77 ül***e silah ihracat yapan Sarsılmaz, Türkiye’deki üretiminin büyük bölümünü de yurtdışına satıyor. Milli Savunma Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ihalelerinde ürünlerinin gösterdiği yüksek performans neticesinde, her iki kurumda da Sarsılmaz silahları kullanılıyor. Türkiye’nin NATO’nun en büyük ordularından birine sahip olması ve Sarsılmaz’ın da TSK’ya silah tedarik etmesi, dünya markası olma yolunda ve ihracatta ciddi referans olduğuna dikkat çekmek gerekiyor.
ABD’DE ‘SAR ARMS’ OLDU
Dünyanın bir numaralı şirketi Remington’a otomatik tüfeği Sarsılmaz’ın yaptığına dikkat çeken Aliş, markalarının ilk 15’te, fabrikalarını ise ilk 5 içinde yer aldığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Dünyada ilk 15’teyiz, amacımız ilk 5 marka arasında yer almak. ABD’de, ‘Sar Arms’ ismiyle bir şirket kurduk. İsim haklarını aldık. Yakında imalata başlıyoruz. ‘Sar Arms’ markasını ABD’de tescil edince satışlarımız % 20 arttı. Eğer, ‘Made in USA’ yaparsak % 50 daha artacaktır. Sar Arms, ABD polisi ve askeri tarafından kullanılıp, referans olunca daha fazla satmaya başladık.
”SHOT SHOW’UN GÖZDESİ
Sarsılmaz Silah Sanayi, Las Vegas’ta her yıl yapılan, 1.650 küresel şirketin katıldığı dünyanın en büyük silah fuarı Shot Show’un en prestijli bölümünde, dünyanın en büyük 15 silah şirketiyle birlikte 2 stant birden açarak ürünlerini sergiledi. 3-4 metrekare yer için şirketlerin 4-5 yıl beklediği bu fuarda, gelecek yıl Sarsılmaz bir stant daha açıp silah aksesuvarlarıyla burada yer alacak.
(Habertürk)
Ülkemizi dünyanın en büyük silah fuarı olan Las Vegas Shot Show'da temsil eden ürünümüz MPT-76.
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
TxVxT_tTzJ4
Only the registered members can see the link
Türkiye savunmada ihtiyacının yüzde 60'ını karşılıyor
Türkiye'de, KOBİ'lere savunma sanayi projelerinde daha çok yer verilmesi, off-set anlaşmaları ve firmaların Ar-Ge faaliyetlerini artırmasıyla savunma sanayinde 2000'li yıllarda yüzde 20 olan yerli tedarik oranını yüzde 60'a çıkardı.
Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği Başkanı Latif Aral Aliş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, savunma ve havacılık sektöründe Türkiye'de binden fazla firmanın faaliyet gösterdiğini, 30 binden fazla kişinin istihdam edildiğini belirtti.
Ülkenin savunma ve havacılık alanında son yıllarda büyük atılımlar gerçekleştirdiğini ifade eden Aliş, ihracatın her yıl rekor kırarak artış gösterdiğini söyledi.
Aliş, özgün ürünler, Ar-Ge yatırımları ve uluslararası proje ortaklıkları ile her geçen gün daha da güzel işler yaptıklarını anlatarak, 2008'de 600 milyon dolar civarında olan ihracatın 2014 yılı sonu itibariyle 1 milyar 648 milyon dolara ulaştığını aktardı.
"İhracatını oransal olarak en çok artıran 3. sektör"
İhracat artış oranının yüzde 4 olduğu Türkiye ortalamasında, sektörün geçen yıla göre ihracat artış oranının yüzde 18,7 olduğunu vurgulayan Aliş, şöyle konuştu:
"Sektörümüz ihracatını oransal olarak en çok artıran 3. sektör. Bu, büyük bir başarı, ancak bu performansımızı daha yukarılara taşımalıyız. İhracatın yanında yerli tedarik oranını daha da artırmalıyız. İki binli yılların başında Türkiye'nin savunma ihtiyaçlarını yurtiçinden karşılama oranı yüzde 20'lerdeyken, bugün yüzde yüzde 60'a yakınını karşılıyor. KOBİ'lere savunma sanayi projelerinde daha çok yer verilmesi, off-set anlaşmalarının yanı sıra Türk firmalarının gerçekleştirdiği Ar-Ge yatırımları ile daha çok kabiliyete sahip olunması yerli tedarik oranını daha da artırmaktadır, artıracaktır."
Aliş, NATO'nun ve Avrupa Birliği'nin ortak tedarik çalışmalarına ağırlık verdiği bu dönemde uluslararası pazarlara açılmak ve yeni işbirlikleri geliştirmenin sektörün bir numaralı gündem maddesi olması gerektiğini belirtti.
"Yeni platformlarla ihracat katlanarak artacak"
Aliş, Türk savunma ve havacılık sektöründe son 10 yılda yapılan yatırımların karşılığını görmeye başladıklarını dile getirerek, firmaların kendilerini sürekli yenileyip Ar-Ge ve altyapı yatırımlarına önem verdiklerini vurguladı.
Hava, kara, deniz platformlarının bir bir ortaya çıktığına vurgu yapan Aliş, şunları kaydetti:
"ATAK helikopteri, ANKA insansız hava aracı, HÜRKUŞ eğitim uçağı, füze sistemleri, hafif silah ve mühimmatları, piyade tüfeği, uydu entegrasyon ve test merkezi, sahil güvenlik botları, yazılımlar ve daha bir çoğu... Türk savunma ürünleri önümüzdeki dönemde dünyanın radarında olacak. Yeni platformlarımızın satışa hazır hale gelmesiyle önümüzdeki yıllarda ihracatımız katlanarak artacak ve Türkiye savunma sanayinin yeni söz sahibi ülkelerinden biri haline gelecek. Bunun için de hep üzerinde durduğumuz tanıtım ve pazarlama faaliyetlerine artık ajandamızın en üst sıralarında yer ayırmalıyız."
IDEF 2015 İstanbul'da
Aliş, 2013 yılında kurdukları Savunma ve Havacılık Tanıtım Grubu'nun savunma sanayinde global bir Türkiye markası oluşturmak için çalıştığını belirterek, böylece firmaların tanıtım faaliyetleri için bir bir anlamda aracılık yapıldığını ifade etti.
Uluslararası sektör fuarlarının çok önemli olduğunu kaydeden Aliş, "Türkiye olarak farklı kıtalarda, farklı ülkelerde fuarlarda boy göstermeye devam edeceğiz. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı (IDEF) bu yıl Mayıs ayında İstanbul'da yapılacak. Global anlamda önemli savunma fuarlarından biri. Fuarın ihracat performansımıza önemli katkı sağlayacağını düşünüyoruz" diye konuştu.
Only the registered members can see the link
HAVADA TÜRK GÖLGESİ
Aselsan uçakların düşman radarlarını karıştırmasını ve aldatmasını sağlayacak bir sistem üzerinde çalışırken, Savunma Sanayi Müsteşarlığı Gölge adını verdiği benzer bir program için düğmeye bastı
Türkiye, ‘havadan’ elektronik taarruz için atağa kalktı. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’na bağlı Aselsan, milli bir havadan elektronik destek (ED) - elektronik taarruz (ET) sistemi üzerinde çalışmasını sürdürürken, Savunma Bakanlığı Müsteşarlığı benzer bir sistem için yeni bir ihale açtı. Yeni programa ‘Gölge’ adı verildi. ED/ET sistemi hava harekatında, düşmanın radar ve haberleşme imkânlarını uzaktan dinlenmeye, karıştırmaya veya aldatmaya yarıyor.
Amerika’nın önde gelen gazetelerinden USA Today’in sahibi olan Gannett grubu bünyesindeki Defense News (Savurma Haberleri) dergisi, yeni ihaleyi, “Türk sinyal karıştırıcı (jammer) programında acil ihtiyaç” başlıklı bir haberle duyurdu.
Defense News dergisine konuşan kaynaklar, ihaleye başvuru süresinin 23 Şubat’ta bittiğine işaret ederek, aciliyet vurgusunun Aselsan’ın benzer bir proje üzerinde çalışmasından ve sürenin kısalığından kaynaklandığı yorumunu yaptı.
‘200 milyon dolar tutar’
Habere göre, Batılı bir havacılık yetkilisi de, bu boyutta ve karmaşıklıkta bir program için kısa bir başvuru süresi olduğunu söylerken bir diğer kaynak ise programın Türkiye’ye 200 milyon dolara mal olacağı tahmininde bulundu.
Bir ihale yetkilisinin Aselsan programında gecikmeler olduğunu dile getirdiğini de yazan dergi, söz konusu yetkilinin, “O program yolunda ve ilerliyor. Ancak Aselsan’ın teslim tarihinden önce birkaç sisteme ihtiyaç olabilir” sözlerine yer verdi. Defense News’a konuşan bir Aselsan yetkilisi ise satın alma ihalesinin yerli projenin rafa kalkması anlamına gelmediğini belirterek, “Yerli sistem için çalışma sürüyor. Bu arada görünüşe göre kısa sürede teslim edilecek ekstra sistemlere ihtiyaç var” yorumunda bulundu.
Macera, 1990’ların sonunda başladı
Defense News dergisi Türkiye’nin elektronik destek (ED) - elektronik taarruz (ET) sistemi çalışmalarını şöyle özetledi:
- 1990’ların sonunda Türkiye, düşmanın radar ve haberleşme imkânlarını hedef alan uzaktan sinyal karıştırmaya yönelik 10 yer istasyonu ve 4 uçak almaya karar verdi.
- 2000’lerin ortasında program, kara ve hava olmak üzere 2’ye ayrıldı. Temmuz 2009’da Aselsan kara kuvvetleri için prototip bir sistem üretmek için 71 milyon dolarlık ihale kazandı. Bu program halen sürüyor.
- 2007 yılında Aselsan, yabancı teknolojik destekle, hava kuvvetleri için bir sistem üzerinde çalışmakla görevlendirildi.
- 2008 yılında uçak üreticisi Antonov, Bombardier, Boeing, Airbus, Cessna, Gulfstream ve Embraer’le konuyla ilgili görüşüldü.
- 2009 yılında Türkiye Aselsan’ı yerli bir ED/ET sistemi üretmek ve bir uçağı bu sistemle donatmakla görevlendirildi. 2012’ye kadar uçak üreticileriyle görüşen Aselsan, 4 uçak alımıyla ilgili teklif istedi.
- 2013’te teklifler geldi ancak üreticilerden sistemi uçağa entegre etmesi isteniyordu. Aselsan o zamandan beri Gulfstream ile görüşmeleri sürdürüyor.
Milliyet
Only the registered members can see the link
Milli Savaş Uçağının motoru Eurojet mi olacak?
ASELSAN, Eurofighter uçağına güç veren motorun imalatçısı Eurojet ile iş birliği için imza attı. Milli Savaş Uçağının motoru Avrupa'dan mı alınacak?
Eurofighter Typhoon’un EJ200 motor sistemlerini üreten EUROJET firması arasında işbirliği yapılmasına yönelik olarak ASELSAN bir Mutabakat Muhtırası imzaladı. İmzalar ASELSAN Genel Müdürü Dr. Faik Eken ve EUROJET CEO’su Clemens Linden tarafından atıldı.
Firmalar arasında başlayan karşılıklı görüşmeler sonucunda yapılan bu anlaşma ile taraflar, motor kontrol sistemleri, motor sağlığı izleme sistemleri ve EJ200 motor programı kapsamında yazılım geliştirme konularındaki ortak çalışma alanında ilk adımını attı.
NELER YAPILACAK
Motor kontrol sistemleri, motor üzerine yerleşik sensör verilerini kullanarak motorun optimum performansta çalışmasını denetleyen elektronik birimlerdir. Motor sağlığı izleme sistemleri yardımıyla, motor performansı uçuş esnasında izlenmekte ve toplanan verilerin yerde bulunan bakım merkezinde analiz edilmesiyle motor bileşenlerinin ve parçalarının kalan ömürleri hesaplanabilmektedir.
Yapılacak ortak çalışma kapsamındaki faaliyetlerin daha verimli yürütülmesi için tarafların katılımı ile düzenli olarak bir araya gelecek bir Yürütme Kurulunun kurulması ve ortak çalışılacak konularda ayrı çalışma gruplarının oluşturulmasına karar verildi.
Taraflar, belirlenen konu başlıklarının ötesinde, potansiyel işbirliği kapsamının genişletilmesi konusunda da görüş birliğine vardı.
TERCİH ÇİFT MOTORDAN YANA
Geçtiğimiz günlerde yapılan SSİK toplantısında Milli Savaş Projesi için FX-1 olarak adlandırılan çift motorlu modele sıcak bakılmıştı. Resmi açıklanın ise bir sonraki toplantının ardından yapılması planlanıyor. Henüz motor tercihi konusunda da bir açıklama yapılmadı.
Eurofighter uçağında iki adet EJ200 tipi motor bulunuyor. Boş ağırlığı 989 kilogram olan motorlar, en fazla 13 bin 500 libre itiş gücüne sahip. Bypass oranı ise 0.4:1. Hindistan'ın savaş uçağı projesi Tejas için de seçilen bu motorların rakipleri arasında General Electric imalatı F414 ile Snecma'nın M88 motorları bulunuyor.
1000 MOTOR TESLİM EDİLDİ
Eurofighter Typhoon uçağının EJ200 motor sisteminin geliştirme, üretim, bakım ve ihracat faaliyetlerini gerçekleştiren EUROJET Turbo GmbH, Rolls-Royce (İngiltere), MTU Aero Engines (Almanya), Avio Aero (İtalya) ve ITP (İspanya) şirketlerinin ortaklığındaki konsorsiyumu.
EJ200 motoru, olağanüstü performansını Eurofighter Typhoon üzerinde kanıtlamıştır.İlk motor teslimatının 2003 yılında yapılmasından bu yana geçen sürede, 1000 adedin üzerinde EJ200 motoru altı farklı ülkenin filolarına teslim edilmiş olup 500.000’den fazla uçuş saatine ulaşılmıştır.
Only the registered members can see the link
kokpit.aero
ASELSAN Radar ve Elektronik Harp Teknoloji Merkezi açıldı
Only the registered members can see the link
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz yıl yeniden yapılanan ASELSAN’ın, Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda daha güçlü bir işleyişe kavuştuğuna inandığını ifade etti.
Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde 157 milyon dolar yatırımla kurulan ASELSAN Radar ve Elektronik Harp Teknoloji Merkezi'nin açılışı yapıldı.
Only the registered members can see the link
Açılış törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Adalet Bakanı Kenan İpek, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Katar Savunma Bakanı Hamad Bin Ali el-Atiyye, yabancı ülkelerin askeri temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve beraberindekiler, kurdele keserek, merkezin açılışını gerçekleştirdi.
Törende yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, merkezin ülkemize kazandırılmasında Türk Silahlı Kuvvetleri'ni Güçlendirme Vakfı yöneticileri başta olmak üzere, emeği geçen herkesi tebrik ettiğini belirterek, ASELSAN'ın, ülkemizde ve dünyada kendi alanında her geçen yıl daha yükseğe çıkan başarılarıyla iftihar kaynağı olmaya devam ettiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz yıl yeniden yapılanan ASELSAN'ın, Türkiye'nin 2023 hedefleri doğrultusunda daha güçlü bir işleyişe kavuştuğuna inandığını ifade ederek, "Bu yıl 40'ıncı kuruluş yıldönümüne ulaştığımız ASELSAN'a 41 kere maşallah diyor, bu güzide kuruluşumuzdan daha çok hizmetler beklediğimizi özellikle belirtmek istiyorum." dedi.
"SAVUNMA SANAYİMİZİN İHTİYAÇLARI İÇİN DIŞARIYA VERECEK TEK KURUŞUMUZ YOK"
Konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayiinin kamudaki sorumlularına ve özel sektördeki temsilcilerine de şöyle seslendi: "Mevcut projelerimizi süratle tamamlayalım. İşte 1974 Kıbrıs harekâtında gördük, yanımızda olması gerekenler bir anda bize bütün desteklerini kestiler mi? Kestiler. İyi ki kestiler. Onlar bize orada desteklerini kestiler, susturma tekniklerini kullanmak suretiyle telsizlerimiz çalışamaz hale geldi. Ondan sonra geldik, ASELSAN'ı kurduk. Üretim aşamasına gelmiş olan ürünlerimizi süratle Türk Silahlı Kuvvetlerimizin envanterine dahil edelim. Yeni projeleri süratle gündemimize alalım. AR-GE faaliyetlerini, tasarım, prototip üretimi faaliyetlerini olabildiği kadar hızlandıralım. Bizim, savunma sanayimizin ihtiyaçları için dışarıya verecek tek kuruşumuz yok. Çünkü bu millet, kendi refahından, çoluğunun, çocuğunun rızkından artırdığı kaynaklardan bu alanı besliyor, destekliyor. Savunma sanayi bütçemizi bu anlayışla değerlendiriyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeni Türkiye'nin, savunma sanayinde, sadece kendi kendine yeten değil, tüm dostlarına, tüm kardeşlerine de yardımcı olan, onların da ihtiyaçlarını karşılayan bir Türkiye olacağını vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu konuda, Cumhurbaşkanı olarak ben de, Hükümetimiz de sonuna kadar sizin yanınızdayız; bundan şüpheniz olmasın. ASELSAN'ı, bugüne kadar ki başarıları ve yürütmekte olduğu projeleri için kutluyorum. Ama yetmez. Bizim ASELSAN çapında daha pek çok savunma sanayi kuruluşuna ihtiyacımız var. Bu konuda özel sektörümüzün çok daha gayretli olması, adeta bir rekabet alanı oluşturmasının da gereğini savunuyorum. Diğer şirketlerimizden, üniversitelerimizden bu konuda çok daha fazla gayret bekliyorum."
"ASELSAN RADAR VE ELEKTRONİK HARP MERKEZİ'NİN ÜLKEMİZE HAYIRLI OLMASINI DİLİYORUM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı: "Biz de, bir daha uçak üretmek için kurduğumuz fabrikada masa üretmek zorunda kalma utancını yaşamak istemiyoruz. Bu ülke, benzini olmadığı için yolda kalan arabaya bakıp otomobil fabrikası kurmaktan vazgeçme gafletine, inşallah bir daha kapılmayacak. Bu düşüncelerle, ASELSAN Gölbaşı Yerleşkesi Radar ve Elektronik Harp Merkezi'nin ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu tesisin ülkemize kazandırılmasında emeği geçenleri, bir kez daha tebrik ediyorum. Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyor, Allah yar ve yardımcımız olsun diyorum."
Başbakan Ahmet Davutoğlu da, "ASELSAN'ın 40. yılında, Radar ve Elektronik Harp Teknoloji Merkezi'nin kuruluşu tarihi bir adımdır. Bu adım milletimizde gurur, Türkiye'ye dönük olarak herhangi bir şekilde olumsuz kanaat besleyenlerde bir korku, dost ülkelere de büyük bir güç, destek ve heyecan uyandırmıştır" dedi.
"ASELSAN 40 YIL İÇİNDE BÜYÜK MESAFE ALDI"
Başbakan Davutoğlu, "Teknolojide bağımsız olmadığınız zaman, en zor anlarda başvurduğunuz teknoloji sizi yalnız bıraktığında, o anda insani kapasitenizi zorladığında büyük kahramanlıklar yazabilirsiniz ama teknolojik altyapınızın mutlaka onunla uyumlu olması lazım. ASELSAN böyle bir tecrübeden hareketle kuruldu ve 40 yıl içinde büyük mesafe aldı" diye konuştu.
"BU KAPASİTEYE GELİŞİ TARİHİ BİR DÖNÜM NOKTASIDIR"
Başbakan Davutoğlu, "Bu binada üretilen her şey, yüzde 100 Türk yapımı, Türk mühendislerinin, Türk tasarımcılarının, Türk iş gücünün, emeğinin ortaya koyduğu eserler. 12 yılda kat ettiğimiz mesafe olağanüstü. Bu mesafe bizi rehavete sürüklemeyecek. Bugün ASELSAN Radar ve Elektronik Harp Teknoloji Merkezi'nin bu anlamda kuruluşu, bu kapasiteye gelişi tarihi bir dönüm noktasıdır" dedi.
"ASELSAN'IN BAŞARISI ÖNCÜ OLDU"
Törende konuşan Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, şunları söyledi:
"TSK'nın ihtiyaçlarının yurt içinden karşılama oranı yüzde 55'e çıkmıştır. Kaydedilen bu başarıda, ASELSAN'ın da öncü rolü olduğunu belirtmek isterim. 1975 yılında sadece telsiz üretimiyle başlayan ASELSAN bugün artık TSK ile dost ve müttefik ülkeler için uydu haberleşme sistemleri, aviyonik seyrüsefer sistemleri, termal görüş, hava savunma sistemleri, radar ve elektronik harp sistemleri, taktik saha muharebe sistemi, atak helikopteri ile Altay ana muharebe tankının atış kontrol görev bilgisayarı ile tüm elektronik sistemlerini üretmektedir. ASELSAN, yurt içinde gösterdiği başarılı çalışmalarını yurt dışına da taşımaktadır. Bu kapsamda Kazakistan, Ürdün Birleşik Arap Emirlikleri'nde ortak üretim fabrikaları, Pakistan'da ASELSAN lisanslı telsiz üretim tesisi, Güney Afrika'da bir Ar-Ge şirketi faaliyet göstermektedir. Ayrıca Suudi Arabistan'da ASELSAN lisansıyla telsiz üretimi yapılacak bir tesisin inşaatı devam etmekte olup bu yılın içinde açılışının yapılması planlanmaktadır."
Yılmaz, bugün açılışı yapılan ASELSAN Gölbaşı Yerleşkesi Radar Elektronik Harp Teknoloji Merkezi'nde de yurt dışından temini büyük kısıtlamalara tabi olan radar ve elektronik harp sistemlerinin yapı taşlarından modüllerin üretiminin gerçekleştirileceğini bildirdi. İsmet Yılmaz, bu modüllerde kullanılacak transistörlerin de yine ASELSAN ve Bilkent Üniversitesi ortaklığıyla Ankara'da inşası devam eden fabrikada üretileceğini hatırlattı.
"ASELSAN BİR DÜNYA MARKASI HALİNE GELDİ"
ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hasan Canpolat, Radar ve Elektronik Harp Teknoloji Merkezi Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, ASELSAN'ın kuruluşundan bugüne Türkiye'de savunma sanayinin omurgasını oluşturup bir dünya markası haline geldiğini söyledi. Canpolat, Türkiye'nin, radar ve elektronik harp alanında dışa bağımlılıktan kurtulan ve bu alanlarda tasarım ve üretim yapabilen çok az sayıda ülke arasına girdiğini belirtti.
Türk savunma sanayinin gündeminde olan bütün projelerin kritik teknolojilerinin geliştirilmesinde görev yapan ASELSAN'ın gelişiminin son 10 yılda hızlandığını ifade eden Canpolat, "ASELSAN son dönemde dünyada en hızlı büyüyen 4. savunma sanayi firması olarak gösterilmektedir" diye konuştu.
ASELSAN'ın büyürken sürekli olarak Ar-Ge'ye, teknolojiye, insan gücüne yatırım yaptığını dile getiren Canpolat, şirketin tek başına savunma sanayi Ar-Ge'sinin yüzde 34'ünü, Türkiye'nin ticari Ar-Ge'sinin yüzde 4'ünü karşıladığını belirtti.
Son 3 yılda yurtiçinde ve dışında 5 tesise yatırım yapıldığını anlatan Canpolat, büyümeyi sürdürülebilir hale getirmek amacıyla gelişmeyi ve sahip olunan yetenekleri ortaklıklar yoluyla sanayileştirerek ülkenin teknolojik verimini artırmayı hedeflediklerini vurguladı.
ASELSAN'ın çalışma alanlarına ilişkin bilgiler veren Canpolat, şirketin çok farklı mecralarda ve maksatlarda görev yapabilen radar ve elektronik harp ürünleri geliştirmeyi başaran bir noktaya geldiğini belirtti.
Açılışı yapılan tesisin yapımına 2012 yılında karar verildiğini anımsatan Canpolat, tesiste, ülke savunmasında kritik öneme sahip teknolojilerin geliştirileceğini dile getirdi.
Canpolat, Türkiye'nin savunma sanayiinde yeni ve yapımı süren tesislerle önemli bir aşama kaydettiğini vurgulayarak, "Türkiye, radar ve elektronik harp alanında dışa bağımlılıktan kurtulan ve bu alanlarda tasarım ve üretim yapabilen çok az sayıda ülke arasına girmiş bulunmaktadır" dedi.
ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hasan Canpolat, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın adına Gölbaşı Yerleşkesine dikilen 500 fidanı temsil eden bir beratı törende teslim etti.
ASELSAN GÖLBAŞI YERLEŞKESİNİN ÖZELLİKLERİ
Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde 157 milyon dolar yatırımla kurulan tesiste; kara, hava, deniz, uzay ve insansız platformlar için radar ve elektronik harp sistemlerine yönelik faaliyetler yürütülecek. Tesis, 75 bin metrekare kapalı olmak üzere toplam 350 bin metrekare alan üzerine kurulu bulunuyor.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylanan Radar ve Elektronik Harp Sektör Başkanlığı Ar-Ge Merkezi faaliyetlerini bu yerleşkede sürdürecek.
Yerleşkede 776'sı mühendis, 261'i teknik eleman olmak üzere bin 63 teknik personel ile 200'den fazla destek personeli çalışacak.
ASELSAN Gölbaşı Yerleşkesi'nde, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyacı olan uzun menzilli hava savunma radarları ile muharip uçak radarları başta olmak üzere askeri ve sivil alanda ihtiyaç duyulan her türlü radar ve elektronik harp sistemleri ile bu sistemlerde kullanılan anten, mikrodalga bileşen modül ve yazılım ürünlerinin tasarım, üretim, test ve lojistik desteği gerçekleştirilecek.
Yeni yerleşkede, radar ve elektronik harp alanında mevcut olan tasarım üretim yeteneklerini geliştirmek üzere yeni radar ve elektronik harp sistem entegrasyon ve test alanları, mikrodalga bileşen/modül tasarım ve üretim tesisleri, özel ölçüm laboratuvarları kuruldu.
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
TÜMOSAN'dan 190 milyon euroluk imza
Traktör üreticisi TÜMOSAN, Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) ile Güç Grubu Geliştirilmesi Projesi kapsamında sözleşme imzaladı
TÜMOSAN'dan 190 milyon euroluk imza Ana Sayfa» Şirketler17.03.2015 12:30 TÜMOSAN ile T.C. Milli Savunma Bakanlığı arasında imzalanan projenin büyüklüğü 190 milyon euro olarak açıklandı. Güç Grubu Geliştirilmesi Projesi'nin 54 ayda tamamlanması bekleniyor.
Konu ile ilgili olarak TÜMOSAN'ın KAP açıklaması şöyle: ''2012 yılından itibaren ihale çalışmalarını sürdürdüğümüz Güç Grubu Geliştirilmesi Projesi ihalesinde, 6 Ağustos 2014 tarihli Savunma Sanayii İcra Komitesinde alınan karar doğrultusunda Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile başlanan sözleşme görüşmeleri tamamlanmıştır. Güç Grubu Geliştirilmesi Projesi" için şirketimiz ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı arasında 17 Mart 2015 tarihinde sözleşme imzalanmıştır. Sözleşmenin bedeli 190 Milyon avro'dur. Toplam 54 ay sürmesi planlanan proje kapsamında, ihtiyaç duyulması halinde yurt içi mevcut imkan ve kabiliyetlerden azami derecede faydalanılması ve gerekli alanlarda yurt dışından teknik destek alınması suretiyle, Güç grubunun öncelikli olarak Altay Tankında kullanılması planlanmaktadır. Güç Grubunun tüm haklarının Savunma Sanayi Müsteşarlığı'na ait olacak şekilde özgün olarak tasarlanması, geliştirilmesi, prototip üretimi, test ve kalifikasyonu hedeflenmektedir. Bu proje kapsamında kazanılacak tecrübeler ışığında ileride diğer kara ve deniz platformları için ihtiyaç duyulan güç gruplarının da milli imkanlarla tasarım, geliştirme ve üretimi hedeflenmektedir.
Savunma Sanayi için, ilk yerli güç grubunu geliştirecek firma olarak anlaşmanın tüm yatırımcılarımız ve milletimize hayırlı olmasını diliyoruz. ''
Only the registered members can see the link
HAVELSAN İHA'sını CEBİT'te sergiledi!
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Güçlendirme Vakfı'nın teknolojik çözümler geliştiren şirketlerinden Havelsan, Almanya'nın Hannover kentinde devam eden Uluslararası Bilişim ve Bilgisayar Fuarı CeBİT'te tamamen milli olan ürünlerini tanıtıyor.
Tanıtılan ürünler arasında en çok ilgiyi ise en son teknolojiyle üretilen ve tamamen milli bir ürün olan İnsansız Hava Aracı (İHA) topladı.
TSK'yi güçlendirmek, arazide terörist faaliyetleri önceden saptamak amacıyla geliştirilen İHA Havelsan standında sergileniyor.
Yüzde 100 Türk yapımı İHA ile ilgili bilgi veren Havelsan Bileşim ve Güvenlik Teknolojileri İş Geliştirme Müdürü Bünyamin Karadeniz, bu aracın yazılım ve donanımıyla tamamen milli olduğunu ve kendileri tarafından gerçekleştirildiğini söyledi. Karadeniz, şöyle dedi:
"Tamamen özgün bir tasarımdır. Bunun amacı; terörist faaliyetler veya diğer tehlike unsurlarının havadan gözetlenmesini sağlamaktır. Yaklaşık yarım saat havada kalabilen, 2.5 kilogram ve kamera gibi mühimmatları taşıyabilen etkin bir araç. Tamamen elektronik ve yazılım tasarımını kendimiz gerçekleştirdiğimiz içinde yüzde yüz güvenilir bir milli savunma sanayi ürünüdür. Ürünlerimiz içinde taş görünümlü sensörlerimiz de mevcuttur. Taş görünümlü bu sensörleri sahaya dağıtıyoruz. Teröristlerin geçiz noktalarına konan bu sistemle kilometrelerce öteden hareketlilikleri tespit ediyoruz."
"UÇAKLARDA İNTERNET DEVRİ BAŞLIYOR"
Yolcu uçaklarında artık internet kullanımının sorun haline gelmeyeceğini, bu konuda Türk Hava Yolları (THY) ile ortak bir çalışma yaptıklarını vurgulayan Karadeniz, şöyle devam etti:
"Uçaklarda internet konusunda bizim de katkımızla bir çalışma var. Bunun planlamasını THY teknikle birlikte koordineli şekilde yapıyoruz. Bu yıl sonuna doğru THY uçaklarında hem teknolojik yeni eğlence sistemlerini, hem de internet hizmetlerini etkin bir şekilde görmeye başlayacaksınız. THY'nin Edirne uçağıyla deneme uçuşlarını gerçekleştirdik. Bunu başarıyla geçtik, önümüzdeki günlerde de uçaklarımıza tek tek yerli sistemlerimizi entegre edeceğiz."
"ÖNEMLİ BİR ŞİRKETİZ"
Fuara kendilerini ve ürünlerini tanıtmak amacıyla katıldıklarını, Türkiye için önemli bir şirket olduklarını anlatan Bünyamin Karadeniz, şöyle konuştu:
"Havelsan TSK'yı Güçlendirme Vakfı'nın bir şirketi olarak sivil ve askeri kamu ve kuruluşlarına teknolojik çözümler hazırlıyoruz. Yurt dışına yaptığımız ihracat bizim satışların önemli bir kısmını oluşturuyor. Teknolojik bağımsızlığın elde edilmesi yolunda önemli bir şirketiz. Fuarda Türk Hava Yolları teknik ekibiyle birlikte geliştirmiş olduğumuz kabin içi eğlence sistemlerini, terörist ve diğer tehlikelerin tespit edilmesi için insansız hava araçlarımızı ve sensörlerimizi müşterilerimize sunuyoruz. Siber güvenlik alanında çok önemli atılımlar yaptık. Teknolojik ihracatımıza katkıda bulunmak için de faaliyetlerimizi sürdürüyoruz."
(DHA)
ZTaWDI-Voo8
Only the registered members can see the link
'Savunma sanayi yerli motorla çağ atlayacak'
TÜMOSAN Genel Müdürü Öğün, "Güç Grubu Geliştirilmesi Projesi ile Türkiye'nin dizel motor ve transmisyon konusunda çağ atlayabileceği bir dönemi yaşayacağız" dedi.
Türk Motor Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (TÜMOSAN) Genel Müdürü Kurtuluş Öğün, AA muhabirine, ALTAY tanklarının motor ve transmisyonunun üretilmesine yönelik Güç Grubu Geliştirilmesi Projesi'ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
ALTAY tankının prototip çalışmalarının ithal güç grubuyla test edildiğini ifade eden Öğün, Savunma Sanayii Müsteşarlığının (SSM), yurtiçinde üretilen savunma araçlarının yurtdışında satışına, bir bölüm kritik teçhizatı üreten ülkeler tarafından müsaade edilmemesi nedeniyle üretim konusunda yeni bir karar aldığını söyledi. İhracatta karşılaşılan zorlukları gidermek amacıyla, bu tür ürünlerde olmazsa olmaz nitelenen dizel motor ve transmisyonun yurtiçinde üretilerek söz konusu engellerin aşılmasına yönelik proje başlatıldığını ifade eden Öğün, şöyle konuştu:
"Türkiye'de üretilecek savunma araçlarının, dizel motor ve güç gruplarının yerli üretimle karşılanmasıyla ithalat önlenmiş olacak. Bu ekipmanlar için çok yüksek ücretler ödenmesinin önüne geçilebilecek ve yurtiçinde bir tasarruf oluşturulacak. Bu projeyle Türkiye'nin dizel motor ve transmisyon konusunda çağ atlayabileceği bir dönemi yaşayacağız.
TÜMOSAN, Türkiye'de dizel motor üreticilerinden bir tanesi. Dizel motor üretimden çok kritik olan bir kısım parçaları hala yurtdışından alma zorunluluğunu hissediyoruz. Bu durumun projeyle kırılabileceğini ve proje kapsamında 'teknoloji geliştirme' adı altında yürütülecek alt projelerle böyle bir motorda kritik olarak adlandırılan elektronik kontrol ünitesi, mazot pompası, enjektör gibi ürünlerin de yurtiçinde üretilebileceğini düşünüyoruz. Dolayısıyla yüzde 100 yurtdışından bağımsız bir ürünün ortaya konulmasını hedefleyeceğiz ve bunu başaracağımıza inanıyorum."
(AA)
Only the registered members can see the link
Çin: Füzeler için Türkiye ile anlaştık
Pekin, Türkiye'nin açtığı füze savunma ihalesini Çinli firma CPMIEC'in FD-2000 sistemiyle kazandığını duyurdu.
Çinli yetkililer, Ankara ile NATO arasında uzun tartışmalara neden olan Türkiye’nin hava savunma sistemi ihalesini Çinli CPMIEC firmasının kazandığını doğruladı. Malezya’da düzenlenen ‘Uluslararası Denizcilik ve Havacılık Fuarı’nda (LIMA) yerel basına konuşan bir firma yetkilisi, Türkiye’nin açtığı uzun menzilli hava savunma füze sistemi ihalesini kazandıklarını belirtti.
5 kez uzatıldı
Türkiye Çin füzelerine karşı çıkan NATO ve Batı’nın baskısıyla ihale süresini 5 kez uzatmıştı. Türkiye’nin şartlarından biri olan ortak üretime tek ‘evet’ diyen Çinli şirket, ihalede 3.4 milyar dolarla en düşük teklifi vermişti.Ankara’nın Çin’le yaptığı anlaşma, başta ABD olmak üzere NATO genelinde tepkiye yol açmıştı. Batılı ülkeler, Çin yapımı füzelerin NATO’nun füze savunma sistemine uymayacağını belirterek anlaşmaya karşı çıkmışlardı.
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, geçen ay yaptığı açıklamada sürenin uzatılmasına karşın füze ihalesine Çinlilerden başka kimsenin teklif vermediğini belirtmişti. Yılmaz, satın alınacak füzelerin sadece ulusal sistemlere entegre edileceğini, NATO sistemlerine dahil edilmeyeceğini söylemişti. İlk ihaleye Çin’den başka ABD, Fransa-İtalya konsorsiyumu ve Rusya teklif vermişti.
Aynı anda 100 hedef
Türkiye’nin alacağı FD-2000 füzeleri, Çin Ordusu’nun uzun menzilli hava savunma füzesi HQ-9’un ihraç modeli. Füzelerin etkili menzilleri 125 kilometreye kadar çıkıyor. Sistemin en önemli parçası radar, aynı anda 100 hedefi takip edebiliyor.
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Milli Gözetim Radarı hazır!
Türkiye’nin ilk 60 deniz mili menzile sahip milli radarı MGR (Milli Gözetim Radarı) , tüm testlerden başarı ile geçerek kullanıma hazır hale geldi.
Milli Gözetim Radarı hazır!
Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) ile TÜBİTAK BİLGEM işbirliği ile 2010 yılında başlatılan “Kuş Radarı (KUŞRAD) Ar-Ge Projesi” kapsamında geliştirilen Milli Gözetim Radarı, ICAO ve EUROCONTROL tavsiye ve standartlarına uygun olarak tasarlandı.
Dünyada yaygın olarak kullanılan PSR (Primary Surveillance Radar- Birincil Gözetim Radarı)’ın tüm teknik özelliklerine sahip bulunan Milli Gözetim Radarı, aynı anda 1000’e kadar hedefin takibini yapılabilme özelliği ile dikkat çekiyor. Milli Gözetim Radarının, ihtiyaç duyulan havalimanlarına kurulması ve ardından da yurtdışına pazarlanması planlanıyor.
SİVİL VE ASKERİ AMAÇLI KULLANILABİLİYOR
Sivil veya askeri hava trafik kontrolü ve yağış durumunu belirlemeyi amaçlayan temel gözetim radar (PSR) sistemi, bir S-bant katı hal Doppler darbe radarı özelliğine sahip.
Radar ile eşevreli ileri sayısal işaret işleme yöntemleri ile farklı hava koşullarında 60 deniz mili menzilde hava taşıtlarının tespiti ve takibi gerçekleştiriliyor. Bu sistem ile hassasiyet zaman kontrolü (STC) uygulaması, adaptif kargaşa haritası ve Doppler süzgeçleri ile hareketli hedef tespiti (MTD) ve kargaşa azaltma işlemleri gerçekleştirilmekte, aynı anda 1000’e kadar hedefin takibi yapılabilmekte. Ayrıca, sistemdeki yağış kanalı ile 4°’ye 2 deniz mili çözünürlükte 6 kademeli yağış şiddeti bilgisi ve yağış bölgelerinin 2 boyutlu konumu elde edilebilmektedir.
AR-GE PROJELERİNE YURTDIŞINDAN İLGİ VAR
Diğer hizmet alanlarında olduğu gibi ARGE’de de önemli atılımlar gerçekleştiren DHMİ, bu konuda TÜBİTAK SAGE ile birlikte çalışıyor. Projeler, uluslararası teknoloji fuarlarında büyük ilgi uyandırıyor, beğeni topluyor.
Son olarak İspanya`nın başkenti Madrid’de açılan Hava Trafik Yönetimi (ATM) Dünya Havacılık Fuarı (World Exhibition)'da sergilenen Kuş radarı, ATC Simülatör, Hava Aracı takip sistemi ve Hava Trafik Kontrolörü seçme yazılımı ve Uçuş Bilgi Sistemi ARGE Projeleri, DHMİ standını gezenler tarafından ilgi ile incelendi.
Only the registered members can see the link
İnsansız Hava Aracı 'Sezgin'
HAVELSAN, 2015 CeBIT Bilişim Fuarı'nda tamamen Türk tasarımı olan "Sezgin" adını verdiği insansız hava aracını ziyaretçilere tanıttı.
HAVELSAN İş Geliştirme Müdürü Bünyamin Kahraman Karadeniz, yazılımı ve elektronik kart tasarımıyla Türk tasarımı olan araç hakkında AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Sezgin'in HAVELSAN ve Jandarma Genel Komutanlığı ile birlikte geliştirildiğini ifade eden Karadeniz, insansız hava aracının denemelerinin Ankara ve Tunceli'de başarıyla tamamlandığını anlattı.
Karadeniz, Sezgin'in yurt dışı satış faaliyetlerinin sürdürüldüğünü ve ürüne karşı çok ciddi bir talebin olduğu belirterek, şunları söyledi:
"Taş görünümlü yapay nesnelerin içine bazı hareket, sismik ve vibrasyon sensörleri yerleştiriyoruz. Kablosuz olarak birbirleriyle haberleşmesini sağladığımız bu taşları teröristlerin geçiş noktalarına koyuyoruz. Bir hareket veya titreşim olması durumunda, o bölgenin koordinatları aynen merkeze kadar taşınıyor. Hatta bazı taşların içine kamera yerleştirebiliyoruz. Böylece oradan çekilen görüntüyle oradaki hareketin bir köylüye mi yoksa teröriste mi ait olduğunu anlayabiliyoruz."
Karadeniz, hareketin veya titreşimin tespitinden sonra insansız hava aracının faaliyetine ilişkin, "Diyelim bir hareket oldu ve biz bunun köylü mü terörist mi olduğunu anlayamadık. Tam bu noktada Sezgin devreye giriyor. Hareket sinyalinin geldiği yere otomatik olarak giderek, merkeze canlı video aktarımı yapıyor" dedi.
"Kullanım için sınır güvenliği anlaşmasını bekliyoruz"
Bünyamin Karadeniz, insansız hava aracının aktif olarak kullanımı için "sınır karakollarının güvenliği projesini" beklediklerini belirterek, "O proje konsolide ve entegre bir şekilde yürürlüğe girdiği anda Sezgin'in yoğun bir şekilde kullanılacağını düşünüyoruz" diye konuştu.
Sezgin'in Jandarmanın kullanımına sunulması için ön anlaşmaların yapıldığını kaydeden Karadeniz, "Yalnız ürünün satın alma boyutuna gelmesi için özel bir sınır güvenliği anlaşması yapılması gerekiyor. Bunun da Savunma Sanayi Müsteşarlığı ve Jandarma arasında olması gerekiyor. Biz bu anlaşmanın yapılmasını bekliyoruz" dedi.
Dünyanın en büyük ihtisas fuarı olan Uluslararası CeBIT Bilişim Fuarını yaklaşık 100 ülkeden 250 bin kişinin ziyaret etmesi bekleniyor. 16 martta kapılarını açan fuar yarın sona erecek.
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
'LPD' için imzalar bu ay atılıyor
Şu anda sipariş defterinde kesinleşmiş 6 projeleri olduğuna dikkat çeken Karasu, en önem verdikleri projenin ise Savunma Sanayii Müsteşarlığı için inşa edecekleri Havuzlu Çıkarma Gemisi (LPD) olduğunu söyledi. Bora Karasu, “Yaklaşık 700 milyon euro değerindeki ihaleyi aldık. İmza aşamasındayız. Ciromuzu önemli oranda artıracak bu proje için 1 yıldır görüşmelerimiz sürüyor. Bu ay için neticelendirmiş olacağız.İmza attıktan sonra 4 ay da o imzanın yürürlüğe girme süreci var. Sonra da 1 yıl dizayn sürer. 2016-2017'de başlamış oluruz. Bu projenin 2010 yılında tamamlanması planlanıyor” şeklinde konuştu.
Havuzlu Çıkarma Gemisi, Ege, Karadeniz ve Akdeniz harekat alanlarında ve gerektiğinde Hint Okyanusu ile Atlantik Okyanusu'nda kullanılabilecek. Gemi, idari ve lojistik görev fonksiyonlarına katkı sağlayacak. Havuzlu Çıkarma Gemisi, gerektiğinde Doğal Afet Yardım (DAFYAR) görevleri çerçevesinde de kullanılabilecek. Bünyesindeki tam teşekküllü hastane ve ameliyathane imkanı sayesinde doğal afet yardımı, insani yardım ve mülteci tahliye harekatları kapsamında tıbbi destek için kullanılabilecek. Geminin uzunluğu 230 metre, genişliği 30 metmaksimum hızı 21 knot olacak.
Sedef Tersanesi 3. köprünün ayaklarını bitirdi, sıra aradaki panellerde
Tersanelerin son yıllarda endüstriyel projelere yoğunlaştığının altını çizen Sedef Tersanesi yetkililerinden Bora Karasu, Sedef Tersanesi olarak 3. köprünün ayaklarını bitirdiklerini ve bu ayakların arasındaki panel imalatlarını da yapacaklarını belirtti. Buradan 20 milyon dolara yakın ciro sağlanacak. Bakım-onarıma ağırlık vermediklerini vurgulayan Karasu, “Bakım onarıma girmedik. Bu alan bizi mutlu etmedi.Çünkü çok sıkıntılı bir iş. Hem çok agresif, hem çok hızlı olmanız gerekiyor. Biz o nedenle endüstriyelde kalmayı tercih ettik. Bence tersane açısından çok da hata yapmadık” dedi. Yeni görüşmeleri de yaptıklarına dikkat çeken Karasu, ”Konteyner projesi gündemde, arabalı vapurlar için teklifl er alıyoruz. Havuz teklifi çok geliyor. Bu alanda uzmanlaştık. Müşteri arayışımız yok. Kaliteli iş yaptığımız için müşteri bize geliyor” diye konuştu.
(Aysel Yücel/Dünya)
İSPANYOL MODEL OLACAK
Sedef Gemi, Havuzlu Çıkarma Gemisi ihalesine İspanyol Navantia firmasına ait Juan Carlos I temelli bir çözüm ile katıldı. İspanyol Kraliyet Deniz Kuvvetleri için bugüne kadar inşa edilmiş en büyük gemi olan Juan Carlos I Helikopter Gemisi (LHD) 2010’da İspanyol Kraliyet Deniz Kuvvetlerine teslim edilmişti.
ASELSAN ile SSM arasında 5 sözleşme imzalandı
ASELSAN ile Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) arasında toplam bedeli 194,9 milyon TL ve 135,7 milyon dolar olan 5 sözleşme imzalandı. Sözleşmelerin toplam tutarı 500 milyon lira seviyesinde.
ASELSAN'ın Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda yer alan açıklamasında, şirket ile SSM arasında, Türk Silahlı Kuvvetleri ihtiyacı "Muhabere/Muhabere Dışı Elektronik Harp Sistemleri Tedarik Projeleri" kapsamında toplam bedeli 194 milyon 903 bin 597 TL ve 135 milyon 740 bin 318 dolar olan 5 sözleşme imzalandığı kaydedildi.
Açıklamada, söz konusu sözleşmeler kapsamında ASELSAN tarafından geliştirilip üretilecek olan Elektronik Harp Sistemlerinin teslimatının 2016-2021 yıllarında yapılacağı belirtildi.
Only the registered members can see the link
Menzili yüksek SOM motoru çalışmaları
SOM füzelerinin motorunu üreten Kale Grubu, menzili bin kilometreye çıkaracak. Kale Grubu Teknik Bölüm Başkanı Osman Okyay, "Bunlar yerli uçak için atılan ilk adımlar" dedi
Savaş uçağı F-35'lerden Boeing'e kadar birçok şirkete parça üreten Kale Grubu, Türkiye'nin havadaki babayiğidi olmak için vites yükseltti. Geçen yıl Pratt&Whitney ortaklığıyla 75 milyon dolarlık tesis açan şirket, ilk yerli uçak motoru ailesinin en küçük ferdini üretti. Savunma Sanayi Müsteşarlığı'nın başlattığı proje ile turbo jet seyir füzesi SOM'un motoru için uzun süredir çalışan Kale Ar-Ge, kritik tasarım fazını başarıyla geçti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MÜSİAD'ın geçen yılki fuarında Kale Grubu'nun üzerinde çalıştığı 180-200 kilometrelik SOM füzelerinin menzilinin uzatılması talimatı verdi. Bunun üzerine çalışmalarını hızlandıran şirket, yeni motorda önemli bir aşamayı geçerek, tasarımı tamamladı. İlk motor Nisan 2016'da teslim edilecek. Uçak motorlarını geniş bir aileye benzeten ve bunların en küçük ferdini geliştirdiklerini söyleyen Kale Grubu Teknik Bölüm Başkanı Osman Okyay, "SOM füzelerinin ilk yerli motoru üretildi" dedi.
200 BİN DOLAR ÖDÜYORUZ
Türkiye, SOM füzelerinin motorlarının tanesini 150-200 bin dolar ödeyerek ithal ediyor. Kale'nin teslim edeceği 180-200 kilometre menzilli motorlarla, hem ithalat duracak hem de ihracat yolu açılacak. Ancak asıl önemli gelişme menzilin artırılması olacak. Osman Okyay, "Cumhurbaşkanımız, çalışmaya başladığımız füze motorlarını inceledi ve 'Bunların menzilinin artırılması gerekiyor' dedi. Ben de, 'Biz zaten uzun süredir çalışıyoruz, görev verirseniz yeni motorla ilgili de çalışırız dedim' dedi. Bundan bir sonraki motor projesinde menzilin 600-1000 km olması hedefleniyor" diye konuştu.
ÜÇ ŞİRKETTEN BİRİYİZ
Kale Ar-Ge, SOM füzelerinin motorunu geliştirirken, üç ayrı işe de aynı anda başladı. Okyay, şöyle konuştu: "Biri motorun kendisi, diğeri yakıt pompası, alternatör, elektrik kontrol ünitesi gibi alt sistemleri, sonuncusu da test sistemlerinin geliştirilmesi ve iyileştirilmesi." Motorun test işlemlerini dünyada yapabilen 2-3 şirket olduğunu, belirten Okyay, "5 bin metredeki hava şartlarını laboratuvarda sağlıyorsunuz. Bu, motoru yapmak kadar zor bir iş" dedi. Kale Grubu, aynı zamanda seri üretimin altyapısını da devam ettiriyor. Nisan 2016'da motor teslim edilirken, ardından seri üretime geçilecek. Okyay, üretimin Kale Kalıp ve Kale Havacılık'ta yapılacağını vurguladı.
UÇAĞIN MOTORU 3 YILA BİTER
Osman Okyay, asıl hedeflerinin yerli uçak motoru olduğunu belirterek, bunun için de çalışmaların başladığını vurguladı. Savunma Sanayi Müsteşarlığı'nın liderliğini çok önemsediğini belirten Okyay, "Yerli uçak motoruna kilitlendik. Bunun için TEİ, TÜBİTAK, Kale Ar-Ge ve iki dökümcü şirketle, 'Tek (single) kristal nikel alaşımı' denilen motorun sıcak kısımlarında kullanılan zor bir döküm malzemesini geliştireceğiz. En kritik malzeme bu. 3-4 sene sürer. Ama başarırsak önemli bir aşamayı atlatmış olacağız. İnsanlı sistemlerin kullanılacağı motor için hedefimiz 2023" dedi.
Only the registered members can see the link
Altay Ana Muharebe Tankı Kabul testlerine başlandı
OTOKAR ana yükleniciliğinde ROKETSAN, ASELSAN, MKEK ve STM’nin alt yükleniciliğinde prototipleri tamamlanan Altay Ana Muharebe Tankı’nın Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) için kabul testleri başladı. Sözleşme şartlarına göre testlerin bir yıl sürmesi gerekiyor.
(c4defence.com)
Only the registered members can see the link
Modernize edilen son F-16 teslim edildi
TUSAŞ tarafından F-16 Modernizasyon Programı kapsamında modernize edilen son F-16 uçağı Hava Kuvvetleri Komutanlığına teslim edildi.
Kazan'daki Türk Havacılık ve Uzay sanayi AŞ (TUSAŞ) Tesisleri'nde gerçekleştirilen törende konuşan Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir, program dönemi boyunca Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterindeki 163 adet F-16 uçağının modernizasyonunun tamamlandığını söyledi.
Modernizasyon sayesinde çok farklı muharip güce erişen bir F-16 uçağı yaratıldığını dile getiren Demir, "Bir hayalimiz var. Birgün kendi milli muharip uçağımızın hangardan çıkış törenini yapmak hayalimiz. Hayalimiz büyük ama hayalperest değiliz. Genç arkadaşlarımıza, mühendislerimize, ulusumuza güveniyoruz. İnşallah yöneticilerimizde, hava kuvvetlerimizde, bizlerde bu irade var" dedi.
Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk ise projenin tamamlanmasının güçlerine güç kattığını söyledi.
Son yıllarda dünyada yaşanan krizlerin en önemlilerinin Türkiye'nin yakın coğrafyasındaki ülkelerde yaşandığını belirten Öztürk, bunun Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve özellikle Türk Hava Kuvvetlerinin her an harbe hazır olmasını gerektirdiğini kaydetti.
Yerli eğitim uçağı HÜRKUŞ'a ilişkin de konuşan Öztürk, "Türk Hava Kuvvetleri HÜRKUŞ ile uçmak istiyor. İlgili ilgisiz, bilen bilmeyen bir şeyler söylüyor. Birtakım spekülasyonlara kulak asmayın" diye konuştu.
Konuşmaların ardından uçak, proje kapsamında modernize edilen 163. ve son F-16 uçağı olarak Hava Kuvvetleri Komutanlığına teslim edildi.
Bu arada uçağın bulunduğu hangardaki kokteyl sırasında konuşan Öztürk, F-16 Block 30 uçaklarının yapısal modernizasyonuna ilişkin projenin de Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından onaylandığını bildirdi.
Öztürk, HÜRKUŞ'un da 12 ay sonra kendilerine teslim edilmesini arzu ettiklerini belirterek, milli olan herşeyi desteklediğini söyledi.
Teslim edilen son uçakla gelişmiş radarlar, dost-düşman tanıma sistemi, elektronik harp kendini koruma sistemi, modüler görev bilgisayarı gibi önemli modern kabiliyetlerin kazandırıldığı 163 adet F-16 uçağının modernizasyonu tamamlanmış oldu.(AA)
Only the registered members can see the link
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK, MİLLİ GÖZETİM RADARINI YERİNDE İNCELEDİ
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün TÜBİTAK ile ortaklaşa gerçekleştirdiği Milli Gözetim Radarı'nı (MGR) yerinde inceledi.
Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DHMİ) ile TÜBİTAK BİLGEM arasında imzalanan Kuş Tespit Radarı (KUŞRAD) Ar-Ge Projesi kapsamında " Birincil Gözetim Radarı (PSR) "prototipi olarak geliştirilen Milli Gözetim Radarı (MGR) üretildi.
MGR’nin 14-16 Ocak 2015 tarihlerinde gerçekleştirilen kabul testlerinden başarı ile geçtiği belirtilen açıklamada, bu sistem sayesinde sivil veya askeri havalimanlarında yerli donanım ve yazılım kullanılarak hava trafik kontrol maksatlı PSR ihtiyacının sağlanabileceği ifade edildi.
16 Ocak 2015'te tamamlanan MGR kabul işlemlerinin ardından, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, DHMİ Genel Müdürü Serdar Hüseyin Yıldırım ve TÜBİTAK yetkilileri ile birlikte söz konusu projeleri yerinde inceledi.
Bakan Işık, TÜBİTAK'ın Gebze yerleşkesindeki Milli Gözetleme Radarı'nın, yurtdışı eşdeğerleri ile benzer özellik ve kabiliyetlere sahip olduğunu vurgulayarak, yedekli (dual redundant) MGR sistem maliyetinin 1,9 milyon dolar civarında olacağını bildirdi.
Türkiye'nin her alanda milli kaynaklarını seferber ettiğini anlatan Işık, "Milli tankımız, helikopterimiz, füzemiz gibi birçok projenin ardından Milli Gözetleme Radarı'nı da faaliyete geçirdik. Projede emeği geçen arkadaşlarımızı kutluyorum" ifadelerini kullandı.
Only the registered members can see the link
ASELSAN’dan Hırvatistan’a ihracat
ASELSAN, Hırvatistan Savunma Bakanlığının Sahil Güvenlik Botu ihalesini kazanan yerel Brodosplit tersanesi ile söz konusu botlarda kullanılacak Uzaktan Komutalı Silah Sistemleri için bir sözleşme imzaladı.
Söz konusu sözleşme ile ASELSAN’ın Hırvatistan’a ilk ihracatı, Uzaktan Komutalı Silah Sistemlerinin de bir Avrupa Birliği ve NATO üye ülkesine ilk ihracatı gerçekleştirildi.
Bu sözleşme ile ASELSAN Uzaktan Komutalı Silah Sistemlerini kullanan dokuzuncu ülke Hırvatistan oldu. Keşif-gözetleme maksatlı kullanılacak olan ASELSAN ürünü Hassas Stabilize Yönlendirici Sisteminin de ilk satışı bir ihracat ile gerçekleştirildi.
Toplam bedeli 4.2 milyon Euro olan sözleşme kapsamında, son kullanıcısı Hırvatistan
Deniz Kuvvetleri olmak üzere 30mm Uzaktan Komutalı Stabilize Top Sistemi, Hassas Stabilize Yönlendirici Sistemi ve bağlı ekipmanların ihracatı gerçekleştirilecek.
30mm Stabilize Top (MUHAFIZ) Sistemi, ASELSAN’ın savaş gemilerinde, karakol botlarında, sahil güvenlik botlarında ve çıkartma gemilerinde kullanılmak üzere geliştirdiği Uzaktan Komutalı Silah Sistemleri ailesinin en yeni üyesidir. MUHAFIZ Sistemi çift yönlü mühimmat besleme yeteneğine sahip olup aynı anda iki farklı cins mühimmat kullanılabilmektedir.
MUHAFIZ Sisteminde, optik görüş ve silah nişan hattı, sistemin monte edildiği platformun hareketlerinden etkilenmeden hedef üzerinde kalabilmesi için ayrı ayrı stabilize edilmiştir. Gece ve olumsuz görüş şartlarında çıplak gözle görülemeyen hedeflerin tespit edilmesi, hedeflerin otomatik olarak tanınması, takip edilmesi ve bu hedeflere atış yapılabilmesi mümkün kılınmıştır. Sistem, otomatik hedef takip ve balistik hesaplama yeteneğine de sahip olup üzerine yerleştirilmiş olduğu platform veya hedef hareket halindeyken isabet oranı yüksek atışlar yapabilmektedir.
HSY yüksek stabilizasyon ve işaretleme hassasiyetine sahip iki eksenli bir yönlendiricidir. Üzerinde faydalı yük olarak termal kamera, gündüz görüş kamerası, lazer mesafe bulucu ve lazer işaretleyici bulunmaktadır. Platformun istenmeyen hareketlerinin elektro-optik sensörlerden izole edilmesiyle birlikte, entegre hedef takip elektroniği sayesinde yüksek hedef izleme performansına ulaşılmaktadır.
Only the registered members can see the link
TEI stratejik yol haritasını belirledi
Uluslararası havacılık sanayinin motor üretiminde önemli bir yere sahip TUSAŞ Motor Sanayi (TEI), gelecek 20 yıllık projeksiyonunu hazırladı. TEI, özgün tasarıma sahip milli motorların üretimi için yeni stratejilerini gündeme aldı.
TEI açıklamasına göre, TEI, geleceğine yönelik stratejik adımlar atabilmek için yeni yol haritası çizdi. TEI, "Stratejik Yönetim Sistem Gözden Geçirme Çalıştay'ında misyon ve vizyonundan 20 yıllık projeksiyonuna kadar geleceğini tasarladı. Buna göre TEI, özgün tasarıma sahip milli motorların üretimi için stratejilerini belirledi.
TEI Genel Müdürü Mahmut Faruk Akşit liderliğinde gerçekleşen çalıştaya, sektörün önde gelen uzmanları ve akademisyenler katıldı. TEI'nin yanı sıra havacılık sanayinin de hedef, misyon ve vizyonunun ele alındığı çalıştayda, özellikle savunma sanayine havacılık alanında motor üreten kurumun geleceği için uzmanlar görüşlerini paylaştı.
İstanbul'da 2 gün süren stratejik yönetim planı çalıştayına Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir de katılarak sektörün geleceğine yönelik misyon ve vizyona katkılarını sundu.
Gelecek 20 yılı kapsayan projeksiyonda, TEI tarafından üretilecek özgün tasarıma sahip milli motorların planlama, tasarım, imalat süreçlerinin yanı sıra uluslararası alanda motor parça imalatı ve bakımı konusunda da atılması gereken adımlar gündeme gelerek bu yönde çalışma prensipleri ortaya kondu.
TEI, oluşturduğu stratejik yönetim planıyla sistemli bir şekilde yürüttüğü tasarım çalışmalarıyla da sektöre rol model olmaya devam edecek ve uluslar arası arenada da sektörünün en önemli oyuncuları arasında yer alacak.
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Aselsan Urugay Silahlı Kuvvetleri'ne sınır güvenlik sistemi kuracak
Savunma sanayi kuruluşu Aselsan ile Uruguay Silahlı Kuvvetleri, sınır güvenlik sistemlerinin kuruluşu ve güvenlik araç alımlarını içeren bir niyet bildirisi imzaladı.
İki taraf arasındaki mevcut işbirliğinin güçlendirilmesi ile ek sistem alımlarına ilişkin niyet bildirisi, Uruguay Kara Kuvvetleri Komutanı General Guido Manini Rios ve Aselsan Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Şeker tarafından, Rio de Janerio'da gerçekleştirilen LAAD 2015 Fuarı'nda imzalandı.
İmzalanan niyet bildirisi ile gerçekleştirilecek projeler kapsamında; ilave ASUR Mobile Sınır Güvenlik Aracı alımı, Montevideo'da Güvenlik Yönetim Merkezi kurulumu, Sistemlerin ASELSAN Uydu Haberleşme Sistemi ile donatılması ve uydu üstünden iletilecek bilgilerin kıymetlendirilmesi ve tüm sınır hattının merkezden izlenmesi gibi yeteneklerin Uruguay Silahlı Kuvvetleri'ne kazandırılması bulunuyor.
Sınır, sahil, tesis, boru hattı, askeri üs ve kamu güvenliğine sağlama amaçlı faaliyet alanında çalışan Aselsan, Güney Amerika ve diğer yurtdışı pazarlardaki olası projelere yönelik temaslarını sürdürüyor.
Uruguay Kara Kuvvetleri'ne 2014 sonunda teslim edilen Aselsan Mobil Sınır Güvenlik Sistemleri bünyesinde yer alan Aselsan Güvenlik Yönetim Yazılımı, Gözetleme Radarı ve Elektro Optik Birimleri ile gece ve gündüz her tür hava koşullarında gözetleme yapabiliyor.
Sistemler, hedefin tespiti/tanımlanması/sınıflandırılması, takibi, koordinat hesabı ve coğrafi bilgi sistemi üstünde sorumluluk sahasına ilişkin durumsal farkındalığın sağlanması vb. birçok yeteneği de Uruguay Silahlı Kuvvetleri'ne kazandırdı.(DHA)
Only the registered members can see the link
Ukrayna ile Türkiye, Savunma ve Havacılık Alanında İşbirliği Yapacak
Türkiye ile Ukrayna savunma şirketleri, askeri ve endüstriyel komplekslerde ortak projelere başlama kararı aldı.
Ukrayna Devlet Savunma Endüstrisi işletmesi UkrOboronProm'dan yapılan açıklamada, Ukrayna Güvenlik Konseyi (RNBO) Başkan Yardımcısı Oleg Gladkovskiy başkanlığındaki Ukrayna heyetinin, 8-9 Nisan'da Türkiye’de savunma alanında temaslarda bulunduğu bildirildi.
Savunma Sanayi Müsteşarı İsmail Demir ile bir araya gelen Oleg Gladkovskiy, işbirliği yapılması alanında mutabakat zabtını imzaladı. Görüşmelerde Ukrayna tarafından; UkrOboronProm şirketi Genel Müdür Yardımcısı Sergey Pinkas ile UkrOboronProm şirketi Dış Ticaretten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Denis Gurak hazır bulundu.
İki ülke arasında savunma endüstrisini geliştirme amacıyla gerçekleşen görüşmelerde, başta havacılık olmak üzere roket, uçak ve zırhlı araç üretimi alanlarında ortak projeler başlama kararı alındı.
Aleksander Georgiyeviç, İvçenka ZMKB "İlerleme" Devlet Kurumu (Zaporoje Makine-Yapı Tasarımı Bürosu) ile TUSAŞ Motor Sanayii A.Ş. (TEI) müşterek turbojet uçak motoru üretimi konusunda anlaştı.
Bununla birlikte tank üretimi konusunda tecrübeli Ukrayna zırhlı araç şirketleri, Türkiye'nin geliştirmekte olduğu “Altay” ana muharebe projesine katılabilecek. Ayrıca Türk ve Ukrayna savunma şirketleri birlikte zırhlı araçları üretmeyi, geliştirmeyi ve modernize etmeyi hedefliyor.
Türk tarafı, savunma alanında faaliyet gösteren Ukrayna şirketlerine radar, iletişim ve navigasyon sitemlerini geliştirme ve üretme çalışmalarına katılmayı teklifinde bulundu.
UkrOboronProm şirketi, 4 Temmuz 2014 tarihinde NATO ülkeleri ile askeri ve endüstriyel komplekslerde işbirliğine gitme kararı almıştı. Şirket, 2014 yılı sonunda yoğun çalışmalar neticesinde 20 ülkenin savunma işletmesiyle ortak çalışma başlattı.
haberler.com
alıntı..
Savunma sanayi yıldız ürünleriyle ihracata yöneldi
Savunma sanayisi yıllardır yaptığı yatırımların ilk meyvelerini almaya başladı. 2015 için sektörün satışa hazır hale gelen üç yıldız ürünü, radar-füzeler ile Atak ve Hürkuş...
Savunma sanayi yatırımlarında hızla ilerleyen ve kendi ihtiyaçlarının yarısından fazlasını karşılamaya başlayan Türkiye son 10 yılda üretimde attığı tohumların meyvelerini toplamaya hazırlanıyor. Helikopterden tanka kadar bir çok projenin geliştirme kısmını bitiren Türkiye için 2015'in üç ana ürün grubu var. Radar ve füzeler ile helikopter (Atak) ve eğitim uçağı Hürkuş. Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) ve Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği'nin (SSI) öncülüğünde milli katılımın yapıldığı Brezilya'daki fuarda bu üç ürün ve birçok yeni ürün vitrine çıktı. Dünya genelinden 700 firmanın katıldığı fuara Türkiye'den toplam 10 şirket katıldı.
KİLOSU 5 BİN DOLAR EDİYOR
SSI Başkanı Latif Aral Aliş, bu üç üründen ilkinin az ülkenin üretebildiği saldırı helikopteri sınıfındaki Atak olduğunu belirtti. "Bir atak helikopterinin kilo başına ihracatı 5 bin dolar. Türkiye'nin kilo başına ihracat ortalaması 1.4 dolar" diyen Aliş, sektörün ihracatta büyümeye devam eden yegane sektörlerden biri olduğunun da altını çizdi. Türk firmalarını bu yıl toplamda yedi fuara katılacağını belirten Aliş, "Bizim artık sıçrama yapma zamanımız. Yıllardan beri yapılmış çalışmaların meyvelerini alma zamanı geldi artık" dedi. SSM yetkileri ise Atak ile aralarında Pakistan, Bahreyn, Türkmenistan ve Azerbaycan'ın bulunduğu sekiz ülkenin ilgilendiğini belirtti. SSM ile bundan böyle ortak hareket ederek milli katılımın sağlanacağını söyleyen Aliş, "Geçtiğimiz yıl 5-6 firmanın katıldığı fuara bu yıl 10 firma katıldı. Dört fuara geçen yıl ortalama 10 firma katıldı. 5-15 arasında katılım oluyor" dedi. 400 firmanın bulunduğu ihracatçı birliğinin yüzde 2'lik ortalama katılımı olduğunu söyleyen Aliş, "Bu oran yüzde 10'larda olmalı" şeklinde konuştu.
TSK ATAK'A GEÇTİ
TAI'nin ürettiği ilk milli helikopter olan Atak'ın (T129) teslimlerine de başlandı. Fuara katılan firma yetkilileri sekiz adet helikopterin şu anda Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından fiili olarak kullanıldığını aktardı. Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Bilgin ve İş Geliştirme Müdürü Görkem Bilgi'nin verdiği bilgiye göre Atak helikopteri ile ilgilenen bir çok ülke var. Şu anda alanında dünyanın en büyük 80'inci firması olan TAI'nin hedefi orta vadede 35'inci sıraya çıkmak. Hürkuş'taki plan ise silahlı versiyonu üreterek özellikle Afrika gibi pazarlara satmak.
HEDEF İLK 100 ARASINA GİRMEK
Roketsan'ın CEO'su Selçuk Yaşar, cironun yüzde 7'sini Ar-Ge'ye ayırdıklarını belirterek, 2015 sonunda 1 milyar TL satış hacmine ulaşacaklarını belirtti. Yaşar, birkaç yıl içerisinde dünyada ilk 100 büyük firma arasına gireceklerini belirterek, aynı sürede 500 milyon dolarlık ihracat hacmi yakalayacaklarını da vurguladı.
ASELSAN BÖLGESEL OFİSLERLE BÜYÜYECEK
Türkiye'nin en büyük savunma firmalarından Aselsan'da yurtdışına açılım modelini geliştirmeye başladı. Amerika Bölgesi Direktörü Emrah Alpsan, "Pazarlama ve iş geliştirme direktörlükleri kurduk. Aynı zamanda bölgesel ofisler açacağız. İhracatın payı şu anda yüzde 23 kademeli olarak yüzde 30 ve nihai olarak yüzde 50'ye çıkarmak istiyoruz" dedi.
PİYADE TÜFEĞİNDE İLK TESLİMAT
Makine Kimya Endüstrisi Kurumu Genel Müdür Yardımcısı Hayrettin Özden, "Güney Amerika'da konvansiyonel silah pazarı büyük. Bizim hedef pazarlarımız Kolombiya, Şili ve Honduras" dedi. İhracat Daire Başkanı Hasan Şahan ise milli piyade tüfeğinde Türk Silahlı Kuvvetlerine ilk teslimatın yapıldığını ve yıllık 20 binlik üretim kapasiteleri olduğunu söyledi.
2016 HEDEFİ 2 MİLYAR DOLAR CİRO
Geçtiğimiz yıl 1 milyar dolar olan cironun yüzde 30'u ihracattan elde eden Havelsan ise askeri ürünlerin yanında sivil çözümleri ile de öne çıkıyor. 20'ye yakın ülkeye askeri ve sivil çözümler ürettiklerini dile getiren Uluslararası Pazarlama Müdürü Umur Çağlayan, 2016 sonuna kadar 2 milyar dolarlık ciroya ulaşacaklarını dile getirdi.
BMC TOPARLANDI, İHRACAT BAŞLADI
Otomotiv ve savunma sanayinin önemli oyuncusu BMC, geçen yıl gerçekleştirilen el değiştirmenin ardından yeni sahipleri ile ciddi bir yapılanma içerisine girdi. İhracata ağırlık veren firmanın Savunma Sanayi Grubu Satış Müdürü Ufuk Yılmaz, "Bölgede Brezilya başta olmak üzere pek çok ülkeye ciddi ürün satışı gerçekleştirmeyi planlıyoruz" dedi.
Sabah
Only the registered members can see the link
Milli Piyade Tüfeği MPT-76 için üretim görüşmeleri son aşamada
Tasarımı Makine Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) ve Kale Kalıp tarafından yapılan Milli Piyade Tüfeği MPT-76'nın seri üretim sözleşmesi son aşamaya geldi.
Tüfeğin ilk etapta 35 bin adet üretilmesi planlanıyor. Kademeli olarak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin temel saldırı tüfeği olacak MPT-76'nın ana üretim yeri konusunda karar aşamasına gelindi. Dünya Gazetesi'nin edindiği bilgilere göre üretime ilişkin sektörde görüş ayrılığının kısa sürede giderilmesi bekleniyor. MPT-76, üretilip envantere alınınca modern dönemde TSK'nın milli olarak tasarlanıp üretilmiş ilk milli saldırı tüfeği olacak.
MPT-76'nın seri üretiminin yapılmasına ilişkin karar ocak ayında yapılan Savunma Sanayii İcra Komitesi'nde alındı. Bunun ardından üretimin yaptırılması konusunda görüşmeler sürdürüldü. Geliştirme projesinin ana yüklenicisi olan MKEK ile Kalekalıp'ta üretim yaptırılması konusu gündeme alındı. Ancak tüfeğin taşıyacağı marka ve satış konusunda görüş ayrılığı oluştu. O arada MKEK ve Kırıkkale Valiliği öncülüğünde bir Silah İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurulmasına ilişkin süreç de tamamlandı. Kırıkkale'nin MKEK'in oluşturduğu iklim içinde bir silah üretim merkezi olması ve yan sanayiinin kümelenmesi konusunda adımlar hızlandı. MPT-76'nın MKEK dışında pazarlanması ya da marka taşımasına ilişkin olasılık üzerine de karar süreci uzadı. Dünya Gazetesi'ne bilgi veren MKEK yetkilileri, üretim altyapısının her yönüyle kendilerinde bulunduğunu, çok az miktarda ek yatırımla tüfeğin seri üretim hattının oluşturulabileceğini belirttiler. Yan sanayi kullanımının bu tür üretimlerin doğası içinde bulunduğunu ve bu konuda bir görüş ayrılığı olmadığını belirten MKEK yetkilileri, buna karşılık silahın uzun vadeli düşünüldüğünde sürekliliğinin sağlanması bakımından kamu kontrolünde kalmasının gerekliliğine de inandıklarını vurguladılar.
Öte yandan, MKEK'te örgütlü Türk Metal Başkanı ve Türkİş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak, MKEK'in çok uzun yıllardır silah ve mühimmat üretimi gerçekleştirdiğini hatırlatarak, diğer kurumlarla kıyaslanamayacak boyutta deneyim ve altyapıya sahip olduğunu belirtti. Kavlak, "Silahın montajı, Ar-Ge geliştirme süreci, marka, kalite kontrol süreçleri MKEK'te kalmalı" dedi.
Kalekalıp: Mekanizma grubu milli olarak yapıldı
Tüfeğin geliştirme ihalesi alt yüklenicisi olan Kalekalıp'tan Dünya Gazetesi'ne verilen bilgiye göre, mekanizma grubu tasarımı, balistik hesapları, üretimde çok önemli bir fonksiyona sahip, takım aparat mastar tasarımlarının "yabancı şirket desteği olmadan yapılamayacağı" iddialarına karşılık, Kalekalıp tarafından geliştirildiği ve üretildiği kaydedildi. Kalekalıp'ın projeye dahil olmasının tarafların incelemesi sonucunda oluştuğu belirtilirken, geliştirme sürecindeki A serisi 50 tüfeğin de namlu hariç, MKEK yerine kendileri tarafından yapıldığını belirttiler. Kalekalıp'ın, MPT-76 seri üretim projesi kapsamında 15 bin adet tüfek üreteceği belirtildi.
MPT-76'nın kilometre taşları
SSM'nin 2009'ta başlattığı "Modern Piyade Tüfeği" geliştirme projesinde, milli imkanlarla tasarlanan ve tüm haklarının Türkiye'ye ait olduğu bir saldırı tüfeği üretimi amaçlandı. Ana yüklenicisi MKEK, alt yüklenicisi de Kalekalıp olan projede, üç ayrı prototip üretilmesinin ardından karar verilen model geliştirildi ve ilk test atışlarının ardından 2010 yılında iyileştirme sürecine girdi. Geliştirme ve iyileştirme süreçleri ile testleri sürecinde iki ayrı paket üretildi. Tüfek, 2014 yılı içinde kabul testlerini tamamladı.
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Kara Kuvvetleri geleceğin ihtiyaçlarına cevap verecek
TSK-2033 Yeniden Yapılanma Projesi kapsamında "Silahlı Kuvvetler’in demir yumruğu" Kara Kuvvetleri Komutanlığı, değişen harp koşullarına uygun olarak geliştirilecek.
Kışlalar çağın gereklerine uygun olarak yeniden yapılandırılarak eğitim, öğretim ve denetim sistemi etkinleştirilecek. Hudut birliklerinin teşkilat etkinliği artırılacak.
Genelkurmay Başkanlığının "TSK-2033 Yeniden Yapılanma Projesi" kapsamında 2015 yılının ilk sempozyumu olan "Kara Kuvvetleri Kurumsal Gelişim Projeleri Sempozyumu" Kara Harp Okulu’nda düzenlendi. 2 gün süren sempozyumun kapanışına Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar, EDOK Komutanı Orgeneral Kamil Başoğlu, Ege Ordusu Komutanı Orgeneral Galip Mendi, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti, 3. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar ile Ankara Garnizonu’nda görevli general, subay, astsubay ve uzman personel katıldı
Kurumsal gelişim projelerinin temel amacı, Kara Kuvvetleri’nin temel ihtiyaçlarını ve sorun alanlarını bilimsel yöntemlerle tespit ederek kalıcı çözümler geliştirmek ve kararlı bir şekilde uygulamak. Yapılan çalışmalarla Kara Kuvvetleri’nin sürekli gelişim anlayışı içerisinde ve Türk milletinin yüklediği sorumluluğun bilincinde olarak, milli askeri kültür ve temel değerlerini muhafaza ederken, geleceğin ihtiyaçlarına cevap verecek bir yapıya ulaşması hedefleniyor.
Projelerin milli ve askeri kültüre uygun olarak, Kara Kuvvetleri Komutanlığı ailesini oluşturan tüm personelin fikirlerinin alınmasıyla, ortak akıl mekanizmalarının işletilmesiyle ve bir plan dahilinde hayata geçirilmesi planlanıyor.
Komuta ve kuvvet yapısının etkinliğinin artırılması, Kara Kuvvetleri eğitim, öğretim ve denetleme sisteminin etkinleştirilmesi, sınır fiziki güvenlik sistemi/hudut birliklerinin teşkilat etkinliği, harekat merkezlerinin etkinliğinin artırılması, operatif karargahlarının teşkilat etkinliği ve kışlaların yeniden yapılandırılmasına yönelik çalışmalar devam ediyor. Bu çalışmalarda TMH ve hudut konuları öncelikli olarak ele alınıyor.
Sempozyum sonucunda, Kara Kuvvetleri’nin değişen harp ortamının gereklerine uygun olarak, kurumsal gelişimin sürekliliğini sağlaması ve bunu bir yetenek haline dönüştürmesinin önem arz ettiği, başlatılan kurumsal gelişim projelerinin ve yetenek kazandırma çalışmalarının kuvvet yapısının geliştirilmesine ve harekat etkinliğinin artırılmasına katkı sağladığı vurgulandı.
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
ASELSAN, NATO Balistik Füze Savunma Programı'nda
ASELSAN, NATO Balistik Füze Savunma Programında, Leidos (ABD) firmasının liderlik yaptığı takımının içerisinde yer alacak.
ASELSAN'dan yapılan açıklamaya göre, şirket, Leidos firması ana yükleniciliğinde yürütülecek proje kapsamında, Almanya, ABD, İngiltere, Fransa, Hollanda ve Kanada'dan 8 firma ile çalışma yürütecek. Bu kapsamda, Leidos Takımı, balistik füze savunma sistemlerinin NATO Komuta Kontrol (C3) sistemine yönelik iyileştirilmesi ile NATO Balistik Füze Savunma (BFS) mimarisinin sadeleştirilmesi ve idamesini de sağlayacak şekilde NATO BFS kabiliyeti kazandırılmasına yönelik çalışacak.
Hollanda'da NCIA tesislerinde gerçekleştirilecek faaliyet, ASELSAN'ın balistik füze savunma alanındaki tecrübelerinden NATO BFS faaliyetlerinde yararlanılacağı ilk çalışma olması açısından da önem taşıyor.
Gelecek dönem balistik füze savunma sistemi ihtiyaçlarına yönelik sistem mimarisi geliştirme çalışmalarını başlatan ASELSAN, sistem mühendisliği ve test entegrasyon alanlarındaki kabiliyet ve birikimlerini NATO faaliyetleri kapsamında da kullanıyor.
(AA)
Only the registered members can see the link
Polonya T129’la ilgileniyor
Türk Kara Kuvvetleri’nin taarruz helikopteri T129’la Polonya yakından ilgileniyor. İhaleye çıkacak Polonya, Mi-24’leri değiştirmeyi hedefliyor.
Polonya T129’la ilgileniyor
Toplam 16 milyar dolarlık savunma bütçesiyle modernizasyon için düğmeye basan Polonya, taarruz helikopteri için harekete geçti. Türkiye bu ihaleye T129’la girecek.
T129’u yakından takip eden Polonya, AgustaWestland tarafından tasarlanan ve TAI tarafından yeni nesil sistemlerle geliştirilen helikopterle ilgileniyor. Önümüzdeki ağustos ayında yapılacak Radom Air Show’a T129’u götürecek olan TAI, burada gösteri uçuşu yapacak. T129’u tanıtacak olan TAI, helikopterle Polonyalı pilotları da uçurmayı planlıyor. TAI ayrıca Eylül ayında katılacağı Kielce’de yapılacak MSPO Fuarı’nda da T129’u Polonyalı yetkililere anlatacak.
KRUK İHALESİNDE 32 HELİKOPTER ALINACAK
Geçen yıl çıkılan ihalede Polonya 3,8 milyar dolarlık bütçe ile toplam 32 adet helikopter alımı planlanıyor. ‘Kruk’ adı verilen ihaleye TAI ve AgustaWestland ortak girerken rakipler Boeing AH-64E Apache ‘Guardian’ ile Airbus Helicopters EC665 Tiger. 2022’de tamamlanması planlanan projede Polonya tarafından uzun yıllardır kullanılan ve Sovyet döneminde alınan 29 adet Mi-24D ve W helikopterlerinin değişimi hedefleniyor.
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
KORKUT Hava Savunma Sistemi askere kalkan olacak
Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın alçak irtifa hava savunma ihtiyaçlarını karşılamak üzere geliştirme çalışmalarına ASELSAN ve FNSS tarafından başlanan Kundağı Motorlu Hava Savunma Sistemi'nin (KORKUT) geliştirme faaliyetlerinde son aşamaya gelindi.
Prototip üretimi tamamlanan ve halen doğrulama çalışmaları devam etmekte olan KORKUT sisteminin 2015 yılı içerisinde seri üretim kontratının imzalanması ve 2016'da teslimatlara başlanılması planlanıyor.
KORKUT Sistemi, hareketli unsurlar ile mekanize birliklerin hareket halinde yüksek isabet oranı, gece/gündüz her türlü arazi ve hava şartlarında hava savunmasının etkin şekilde gerçekleştirilmesi amacıyla geliştirildi. KORKUT Sistemi, üç Silah Sistemi Aracı (SSA) ve bir Komuta Kontrol Aracı’ndan (KKA) oluşan takımlar halinde görev yapacak.
FNSS'TEN KORKUT'A ÖZEL ARAÇ: ZMA-30
Kara Kuvvetleri envanterindeki emektar M-42A1/A2 Duster Walker sistemlerinin yerini alacak olan KORKUT Hava Savunma Sistemi, FNSS ürünü ZMA-30 paletli Zırhlı Muharebe Aracı üzerine entegre edildi. 30 Ton sınıfı zırhlı muharebe aracı amfibik bir araç olup, TSK bünyesinde görev yapan AKINCI ZMA’ya göre çok daha büyük süspansiyon kapasitesi ve arttırılmış güç gurubu performansına sahip. ZMA-30 KORKUT Platformunun şasesi özel bir zırh korumasına sahip ve mayınlara karşı dayanıklı. Bunun yanı sıra ZMA-30 KORKUT platformu nehir ve göletlerden geçiş yapabilmesi amacıyla iki adet su jeti ile donatıldı. Dünyada ilk defa uygulanan bu sistem sayesinde KORKUT rakip platformlara karşı büyük bir üstünlük sağlıyor.
DAKİKADA BİN 100 MERMİ
KORKUT’un ateş gücü MKEK tarafından üretilen iki adet 35 mm'lik toptan oluşuyor. Hareket halinde de atış yapabilen KORKUT, iki ayrı mermi besleme sistemi kullanarak, namlulardan biri arızalansa dahi diğer namlu ile atışa devam edebiliyor. Otomatik mühimmat besleme sistemi de olan KORKUT, dakikada bin 100 atış yapabiliyor. Menzili 4 kilometre olan sistem, hava-yer mühimmatları, seyir füzeleri, helikopter ve İnsansız Hava Araçlarına karşı geliştirildi. İhtiyaçlar doğrultusunda sisteme STINGER ve IGLA-S gibi kısa menzilli IR güdümlü füzeler de monte edilebilecek. KORKUT'un toplam 400 adet mermi taşıma kapasitesine sahip olduğu yetkililerce belirtiliyor.
Ateş İdare Cihazı, ASELSAN tarafından modernize edilen 35 mm çekili hava savunma sistemi ve HİSAR projesi kapsamında yine ASELSAN tarafından geliştirilmekte olan Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Fırlatma Sistemi’nin atış ve komuta kontrolünü üstlenecek.
ASELSAN RADARLARI İLE DONATILDI
KORKUT, otomatik hedef takibi yapabilen yine ASELSAN ürünü üç Boyutlu Ku-Bant Atış Kontrol Radarı ve IFF (Dost/Düşman tanıma) anteni ile donatıldı. Üç Korkut aracını kontrol edebilen ve yine ZMA-30 şasisi üzerine yerleştirilen KORKUT Komuta Kontrol Aracı ise aktif faz dizinli antene sahip üç boyutlu X-Bant Mobil Arama Radarı ile donatıldı. Ku-Bant Atış Kontrol Radarı azami 30km menzile sahipken, dakikada 30 devir dönüş yapan Mobil Arama Radarı'nın hedef tespit menzili ise 70km üzerinde.
KORKUT Komuta Kontrol Aracı’nın Genel Özellikleri
● 3 Boyutlu Arama Radarı ile Hedef Tespit ve Takip Yeteneği
● Yerel hava resmini oluşturarak tehdit değerlendirme ve silah tahsis işlemlerini gerçekleştirme yeteneği
● 3 adet KORKUT Silah Sistemi Aracı’nın komuta kontrolünü üstlenme yeteneği
● Üst seviye komuta kontrol unsurları ile koordinasyon halinde işletim yeteneği
KORKUT Silah Sistemi Aracı’nın Genel Özellikleri
● Hareket halinde atış yeteneğine sahip stabilize silah kulesi
● 35 mm KDC-02 tipi çift namlulu silah sistemi ile yüksek ateş gücü (1100 atım / dakika)
● Otomatik mühimmat besleme ve seçme kabiliyeti
● Parçacıklı Mühimmat kullanımı ile hava savunma görevinin sabit/döner kanat uçaklara, havadan yere füzelere, seyir füzelerine ve insansız hava araçlarına karşı etkili şekilde icrası
● Üst seviye komuta kontrolü koordinasyonunda operasyon
● Gelişmiş atış kontrol algoritmaları KORKUT, yine ASELSAN tarafından geliştirilen 35 mm Parçacıklı Mühimmatı atma kabiliyetine sahip. Parçacıklı Mühimmat; 35 mm hava savunma toplarının görevlerini havadan karaya füzeler, seyir füzeleri ve insansız hava araçları gibi güncel hava hedeflerine karşı etkin kullanılacak.
Only the registered members can see the link
L4uJOsOnly the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Patlayıcıya dayanıklı yerli bot üretildi
Gaziantep Üniversitesi'nde "topuk mayını" olarak bilinen ve ayağın kopmasına neden olan patlayıcıya dayanıklı bot üretildi.
Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim Halil Güzelbey ve ekibinin 12 yıl süren "Mayına Dayanıklı Asker Botu" projesi kapsamında ürettiği "Ediz" adı verilen bot, Sakarya'daki Otokar fabrikasında patlamaya eş değer düşürme testinden başarıyla geçti.
Prof. Dr. Güzelbey, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 12 yıl önce başlattıkları ve birkaç kez kesintiye uğrayan projede son aşamaya geldiklerini söyledi.
Proje ekibinde yer alan öğrencilerden Ediz Şavkın'ın bir trafik kazasında hayatını kaybettiğini belirten Güzelbey, botun adını da onun anısına "Ediz" koyduklarını ifade etti.
Patent almak için başvuruda bulunduklarını dile getiren Güzelbey, şöyle konuştu: "Botumuzu hazırlayarak Otokar'da patlamaya eş değer düşürme testine götürdük. Bir mankenin ayağına giydirilen bot yüksekten platformla beraber düşürüldü. Bot, 20 gramlık İtalyan mayının etkisinin aynısının simüle edildiği testten geçti. Şimdi bir aşama daha var. Üst tarafından da şarapnelden etkilenmemesi için modifikasyon yapacağız"
Testte, botun iki defa mayına basmaya dayanabileceğinin görüldüğünü aktaran Prof. Dr. Güzelbey, bunu da patlama testinde görmek istediklerini belirtti.
"BOTUN AYAĞIN KOPMASINI ENGELLEYECEĞİNE İNANIYORUZ"
Botun üç aşamalı düşünüldüğüne işaret eden Güzelbey, şunları kaydetti: "Patlamanın bir miktarını tahliye etmesi için alt tarafa şekil verdik çünkü patlama milisaniyeler içerisinde oluyor. Ortalama 5 milisaniye gibi bir zamanda patlama etkisini gösteriyor. İkinci aşamada patlamayı absorbe edecek ve şarapnel etkisini önleyecek 10 kattan oluşan malzeme kullandık. Bir de yüksekliğinin avantajı var. Üst tarafın içini de kaplayarak şarapnel etkisini ortadan kaldıracağız. Patlama sırasında ayakta morluk ve ufak tefek yaralanmalar olabilir ama botun ayağın kopmasını engelleyeceğine inanıyoruz."
AA
Only the registered members can see the link
Patlayıcılara karşı TÜBİTAK "zırhı"
Askeri araçlar ve binalar, patlayıcılara karşı Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'nun geliştirdiği zırhla korunacak.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Marmara Araştırma Merkezi Malzeme Enstitüsü uzmanları, askeri araçlar, betonarme binalar ve prefabrik yapıların dış veya iç cephesine entegre edilebilecek bir zırh sistemi geliştirmeyi başardı.
AA muhabirinin, TÜBİTAK yetkililerinden aldığı bilgiye göre, 2008 yılında Marmara Araştırma Merkezi Malzeme Enstitüsü'nün başlattığı Patlama Etkisine Karşı Korumalı Zırh Geliştirilmesi Projesi kapsamında; zırh sistemleri tasarımı, patlama ve hasar etkisi modelleme-simülasyonları ile prototip üretim çalışmalarını tamamlandı.
Milli Savunma Bakanlığı ARGE ve Teknoloji Dairesi Başkanlığı koordinatörlüğünde yürütülen proje kapsamında geliştirilen prototip zırh sistemleri, askeri araçları veya binaları TNT ve benzeri patlayıcıların patlama esnasında oluşturduğu şok basınç dalgasına karşı koruyor.
Patlama testlerini başarıyla geçen sistem sayesinde askeri araçlarda veya tesislerde bulunan personelin patlayıcılar veya bombalı saldırılar karşısında hayatta kalma oranının artması ve yaralanma düzeylerinin daha düşük seviyede olması bekleniyor.
Zırh çeliğine oranla daha hafif malzemeden yapılan yeni zırh sisteminin, askeri aracın hareket kabiliyetini rahatlatacağı belirtildi.
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Türk torpidosu görücüye çıkıyor
ASELSAN, Torpidoya Karşı Savunma Torpidosu'nu (TORK), 12. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda (IDEF'15) ilk defa sergileyecek.
Milli olarak geliştirilen, özgün donanım ve yazılıma sahip TORK ile gemiler denizlerde daha güvenli seyir yapacak.
Dünyanın en büyük 4 savunma sanayi fuarından biri konumundaki IDEF, 5-8 Mayıs'ta İstanbul'da gerçekleştirilecek. Türkiye için olduğu kadar, diğer katılımcı ülkeler ilesavunma sanayi şirketleri için de önemli bir tanıtım merkezi ve uluslararası pazar konumunda olan IDEF'te yeni savunma sanayi ürünleri de görücüye çıkacak.
Fuarın önemli katılımcılarından ASELSAN da TORK adı verilen Torpidoya Karşı Savunma Torpidosu'nu IDEF'te ilk defa sergilenecek.
Denizaltılar ve su üstü gemileri için torpido tehdidine karşı en etkin savunma Soft-Kill (Fonksiyonel İmha) ve Hard-Kill (Fiziksel İmha) yöntemlerinin birlikte kullanılması ile sağlanıyor.
Milli olarak geliştirilen, özgün donanım ve yazılıma sahip TORK ile gemiler denizlerde daha güvenli seyir yapacak.
TORK, su üstü gemilerine karşı atılacak lan akustik güdümlü, tel güdümlü, güdümsüz ve dümen suyuna güdümlü torpidoları imha etmek amacıyla geliştirilen bir anti -torpido özelliği taşıyor. TORK, platforma yaklaşantorpido tehdidine hassas şekilde yaklaşarak mesafe ve yönü ölçüyor. İmha mesafesine gelindiğinde de patlayarak tehdidi etkisiz hale getiriyor.
TORK'un temel özellikleri ve sahip olduğu avantajlar şöyle:
- Su üstü gemilerinin torpido tehdidine karşı savunma etkinliğini arttırıyor
- Tüm torpido tiplerine karşı etkili
- Özgün ve güncel (state-of-the-art) tasarıma sahip
- Denizaltılara kolayca adapte edilebilir modüler bir tasarıma sahip
- Akustik fonksiyonel imha (soft-kill) karşı tedbir sistemleri ile entegre olarak çalışabiliyor.
(AA)
Savunma ve uzay alanında 5 proje için sözleşme imzalanacak
Savunma Sanayi için Araştırmacı Yetiştirme Programı (SAYP) kapsamında savunma, havacılık ve uzay alanında 5 ileri araştırma projesi için sözleşme imzalanacak.
Savunma Sanayii Müsteşarlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Müsteşarlık-Gazi Üniversitesi-Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) ve Müsteşarlık-ODTÜ-TUSAŞ arasında SAYP çerçevesinde imzalanmış olan protokoller kapsamında, TUSAŞ ile Gazi Üniversitesi ve ODTÜ arasında savunma, havacılık ve uzay teknolojileri alanında gerçekleştirilecek 5 ileri araştırma projesinin sözleşme imza töreni, 12. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı IDEF 2015’te gerçekleştirilecek.
Söz konusu araştırma projelerinin, nitelikli insan kaynağının yetişmesi yanında, havacılık ve uzay sektöründe ihtiyaç duyulan bilimsel bilginin üretilmesi, teknolojilerin geliştirilmesi ve teknolojilerin uygulanabilir ileri seviyelere taşınmasına da önemli katkı sağlaması hedefleniyor. Sözleşme imzalanacak proje başlıkları şöyle:
Artırılmış Gerçeklik Teknolojisi ile Havacılık Ürünlerinin Uygulamaya Geçirilme Kalitesinin Yükseltilmesi
Uzay Uygulamalarında Kullanılacak Eksenel Oluklu Sabit İletkenlikli Isı Borusunun Geliştirilmesi ve Performansının İncelenmesi
Hataların Kompozit Malzemelerin Mekanik Özelliklerine ve İnterlaminer Performansına Etkisi
Yapay Kas (Dielektrik Elastomer) Eyleyicilerin Modellenmesi ve Uygulaması
Kompozit Yapılarda Tamir Bölgeleri için Tasarım Kriterlerinin Belirlenmesi ve İlerleyen Hasar Analizleri.
AA
Only the registered members can see the link
Yerli İHA'ya yerli füze
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık, "TÜBİTAK SAGE'in İHA'lara taarruz yeteneği kazandırmak amacıyla geliştirdiği minyatür lazer güdümlü füze Bozok, savunma sektöründe devrim yaratacak" dedi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Savunma Sanayii Araştırma Geliştirme Enstitüsü'nce (SAGE), milli insansız hava araçlarına (İHA) taarruz yeteneği kazandırmak amacıyla minyatür lazer güdümlü füze Bozok'u geliştirdiğini belirterek, "Yerli lazer güdümlü füze Bozok, savunma sektöründe devrim yaratacak" dedi.
Işık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, savunma sanayisinin stratejik önemi bulunduğunu ifade ederek, bu konudaki projeleri desteklemek için destek mekanizmaları oluşturduklarını anlattı.
Savunma sistemleri konusunda çok ciddi çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Işık, "Ulusal savunma için ulusal Ar-Ge" sloganıyla çalışmalarını sürdüren TÜBİTAK SAGE'nin geliştirdiği önemli projelerle Türk Silahlı Kuvvetlerine hizmet etmeye devam ettiğini söyledi. Bakan Işık, bu kapsamda son olarak TÜBİTAK SAGE'nin, İHA'lara taarruz yeteneği kazandırmak amacıyla minyatür lazer güdümlü füze Bozok'u geliştirdiğini bildirdi.
Türkiye'nin 2023 vizyonu çerçevesinde, savunma sanayisini lokomotif sektörler arasında gördüklerini dile getiren Işık, bu alanda dışa bağımlılıktan tamamen kurtulmayı amaçladıklarını vurguladı. Işık, Türkiye'nin bundan sonraki süreçte savunma sanayisinde özgün tasarımlar ortaya koyması gerektiğine işaret ederek, "Bu kapsamda süren uzun çalışmalar sonunda yerli İHA'ya, yerli füze de tasarlandı ve Bozok doğdu. Yerli lazer güdümlü Bozok, savunma sanayisinde devrim yaratacak çok önemli bir proje" ifadelerini kullandı.
"Lazer başlıkla hassas güdüm yapabiliyor"
Bozok'un kabiliyetleri hakkında bilgi veren Işık, şunları kaydetti:
"Yerli lazer güdümlü Bozok, insansız hava araçlarına taarruz yeteneği kazandırarak, asimetrik savaş ortamında dost unsurları tehlikeye atmadan etkin savunma sağlıyor. Hafif ve minyatür boyutlu tasarımıyla ağırlığın kritik olduğu insansız hava araçlarına operasyonel esneklik sunuyor. Bozok, güdüm sistemiyle hedefe yöneliyor ve son safhada yarı aktif lazer arayıcı başlıkla hassas güdüm yapabiliyor."
Toplam ağırlığı 16 kilogram olan Bozok'un boyu 790 milimetre, çapı 120 milimetre, menzili ise 6 kilometre. Bozok, 12'nci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı IDEF 15'te de sergilendi.
Only the registered members can see the link
TEBER güdüm kitine yurt dışı ilgisi!
Roketsan tarafından geliştirilen Yeni nesil lazer güdüm kiti TEBER'in 2015 sonuna kadar tüm testlerinin tamamlanması planlanıyor.
TEBER adı verilen yeni nesil lazer güdüm kiti, MK–81 ve MK–82 genel maksat bombalarının vuruş kabiliyetlerini arttırarak akıllı hale getirecek.
Ataletsel Ölçüm Birimi (AÖB) ve Küresel Konumlama Sistemi (KKS) destekli; Lazer Arayıcı Başlık (LAB) içeren burun kısmı ile güdüm bölümü, kontrol bölümü içeren kuyruk kısmı ve gömlek kısmından oluşan TEBER hassas güdüm kiti, IDEF 2015 Fuarında ilk kez sergileniyor.
TEBER Kiti Projesine, Türk Silahlı Kuvvetleri yanı sıra aralarında Birleşik Arap Emirlikleri'ninde bulunduğu Körfez ülkeleri yoğun ilgi gösteriyor.
TESTLER 2015 SONUNDA TAMAMLANACAK
TEBER projesinin test ve sertifikasyonu 2015 sonuna kadar tamamlanması planlanıyor. Test işlemleri Eskişehir merkezli olan 401’nci Filo Komutanlığına bağlı F-16 Blok 40 uçakları tarafından yapılacak.
SIRADA TEBER VAR
Roketsan yetkilisi, Birleşik Arap Emirlikleri'ne gerçekleştirilen Cirit füze satışı TEBER projesini olumlu etkiledi. BAE yetkilileri TEBER kitini envanterdeki bulunan uçaklarda kullanmak istediklerini belirtti. Bu ülkeye satışı konusunda ikili görüşmeler sürüyor. Projenin tamamlanmasıyla birlikte TEBER güdüm kitini BAE Silahlı Kuvvetleri hizmetine girecek.
TEBER entegre edilmiş mühimmatların sadece AÖB, AÖB+KKS, AÖB+LAB ve AÖB+KKS+LAB ile atılma modları bulunacak. Sadece AÖB ve AÖB+KKS ile atılma modlarında mühimmat üzerinde LAB bulunmayacak.
Harp Başlığı MK-81, MK-82
Arayıcı Lazer Arayıcı Başlık(LAB)
Yaklaşma Sensörü 2-15m
Menzil(Min,Max) 2-28 km
CEP - 50 <3m
Manevra Kabiliyeti ± 3 g
Hareketli Hedef <110 km/s
Ağırlık (TEBER-82, TEBER-81) ~270 kg (595 lb), ~155 kg (345 lb)
Uzunluk (TEBER-82, TEBER-81) 2650 mm (104’’), 2100 mm (81.5’’)
Only the registered members can see the link
Türkiye'nin, Amerika firması Lockheed Martin'den sipariş ettiği 100 adet F-35 Lightning II savaş jetinin tanıtımı IDEF'15'te yapıldı. F-35'lerin 2018-2019 tarihlerinde peyder pey teslim edilmesi planlanıyor.
F-35 Lightning II savaş jetinin tanıtımı, 12. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı'nda (IDEF'15) yapıldı. Konuya ilişkin bilgi veren Lockheed Martin F-35 İş Geliştirme ve Stratejik Entegrasyonu Başkan Yardımcısı Jack R. Crisler ve Lockheed Martin uzman test pilotu Billie Flynn, F-35 Lightning II savaş jetinin çok daha hızlı olduğunu ve görünmezlik kabiliyetinin F-16'lara oranla daha güçlü olduğunu belirtti.
Tanıtımdan sonra smilasyon uçuşu gerçekleştirildi.
F-35 LIGHTNING II SAVAŞ JETİNİN TEKNİK ÖZELLİKLERİ
F-35 A CTOL Lightning II savaş jetinin uzunluğu 51,4 ft / 15,7 m. F-35 B STOVL : 51, 2 ft / 15,6 m.
F-35 C CV'nin ise uzunluğu 51,5 ft/ 15,7 m.
F-35 A CTOL'un yüksekliği 14,4 ft / 4,38 m.
F-35 B STOVL'un yüksekliği 14,3 ft / 4,36 m.
F-35 C CV'nin yüksekliği 14,7 ft / 4,48 m.(DHA)
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
TSK'nın Havuzlu Çıkarma Gemisi Proje Sözleşmesi İmzalandı
Tüyap'ta düzenlenen 12'nci Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı'nın ( IDEF'15) 3'ncü gününde, SSM ve Türk savunma sanayisi firmaları, çok sayıda anlaşmaya imza attı. TSK'nın en büyük deniz aracı olarak hizmet verecek Havuzlu Çıkarma Gemisi Projesi sözleşmesi, Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile Sedef Gemi İnşaat AŞ. arasında imzalandı.
Havuzlu Çıkarma Gemisi'nin Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na tesliminin 2021 yılında olması planlanıyor. Sözleşmeye ilişkin bilgi veren SSM Deniz Araçları Daire Başkanı Müjdat Uludağ, "Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile SEDEF Gemi İnşaatı Sanayi AŞ arasında sözleşme imzalanmasına karar verilmiştir. 2021 yılında tamamlanması planlanan proje kapsamında yurt içinde üretilecek havuzlu çıkarma gemisi Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ihtiyacına binaen Ege, Karadeniz ve Akdeniz Harekat Alanları'nda ve gerektiğinde Hint Okyanusu ile Atlantik Okyanusu'nda kullanılabilecektir" dedi.
GÜVERTEDEKİ PİSTLERDE 6 HELİKOPTER İNİŞ-KALKIŞ YAPABİLECEK
Geminin 1 Amfibi Tabur, çeşitli tank ve araçları ana üs desteği olmaksızın kriz bölgelerine taşıyabileceğini belirten Uludağ, "Gemi havuzunda taşıyacağı çıkarma araçları ile gerekli yerlerde çıkarma operasyonlarına katılabilecektir. Gemimizdeki uçuş güvertesi çeşitli tiplerdeki helikopterlerin emniyetle iniş kalkışına uygun mukavemette ve uygun büyüklükle 6 tane spota (Pist) sahip olacaktır. Ayrıca uçuş güvertesi 35 tona kadar iniş kalkış ağırlığına sahip helikopterler, çift motorlu hava vasıtaları ve insansız hava araçlarının (İHA) iniş-kalkışına, transferine ve güvenli biçimde park edilmesine uygun yapı ve donanıma haiz olacaktır. 30 tona kadar diğer tekerlekli, paletli araçları ve standart konteynerleri de taşıyabilecektir" diye konuştu.
BÜNYESİNDE HASTANE DE VAR
Havuzlu Çıkarma Gemisi, 34 yataklı tam teşekküllü bir hastaneyi de bünyesinde barındıracak. Tam yüklü deplasmanda 27,436 ton ağırlıkta ve 231 metre boyunda inşa edilmesi planlanan geminin, silahlı kuvvetlerin envanterinde yer alan en büyük deniz platformu olacağı kaydedildi. Sözleşmenin imzalarını, SSM Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir ve SEDEF Gemi şirketi yöneticileri attı.
SSM İLE ASELSAN ARASINDA 37 MİLYON 976 DOLARLIK ANLAŞMA
Bu arada, Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) ile ASELSAN arasında Kılıç sınıfı hücumbotlara askeri uydu muhabere temini projesi sözleşmesi imzalandı. Sözleşmeyi, SSM Müsteşar Yardımcısı vekili Mustafa M. Şeker ile ASELSAN Elektronik Sanayi ve Ticaret AŞ. adına Genel Müdür Dr. Faik Eken imzaladı. 5 yıl geçerli olacak olan anlaşma ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın uydu haberleşmesi ASELSAN tarafından sağlanacak. Sözleşme bedeli, 37 milyon 976 dolar.
FOTONİKS ile BAE SYSTEMS arasında 4 yıl sürecek HÜRKUŞ ? B HUD (Baş üstü gösterge) Projesi işbirliği anlaşması imzalandı. ViaSat Inc. ve AYESAŞ firmalarının Taktik Veri Linki (TVL) kapsamında Teknoloji ve Hizmet İşbirliği anlaşması yapıldı. İşbirliğinin, elektronik ve mekanik parça üretimini, yazılım ve donanım geliştirilmesini, testleri, bakım, onarım hizmetlerinin içermesi planlanıyor. SAFRAN ve İTÜ arasında da Seramik Matrisli Kompozitler CMC'ye (Ceramic Matrix Composites) ilişkin araştırma anlaşması yapıldı.
TÜBİTAK BİLGEM ile Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Tic. AŞ. (STM) arasında tarafların bilgi, deneyim, uzmanlık alt yapılarını karşılıklı paylaşıma açmak ve birlikte çalışmalar yürütmek vasıtası ile ülkemizin ekonomik ve stratejik gelişimine etkin katkılarda bulunmaya yönelik yapacakları siber güvenlik ve anayurt güvenliği konularında temel usül ve esaslarını belirlemek amacıyla protokol imzalandı.
TÜBİTAK BİLGEM, HAVELSAN ile de Devlet Hava Meydanları işletmesi için geliştirilen smilatörün görsel sistem entegrasyonu projesi mutabakat anlaşması imzalandı. Anlaşma ile hava trafik kontrolleri eğitimi sağlanacak.(DHA)
Only the registered members can see the link
ASELSAN'ın projesiyle askerler teknolojikleşecek
ASELSAN'ın ilk kez tanıttığı CENKER projesiyle birlikte Türk askeri giyilebilir bilgisayar, akıllı gözlük ve saat kullanacak.
Türk askeri bu yıldan itibaren gittikçe teknolojik birliklerden oluşacak. Bunun için başlatılan ve IDEF 15’te bitmiş hali ilk kez tanıtılan ASELSAN’ın ‘CENKER Takın ve Tek-Er Komuta Kontrol Sistemi’ TSK’yı öne geçirecek.
Only the registered members can see the link
İlk etapta Özel Kuvvetler için düşünülen sistemin yakın gelecekte piyade birliklerinden başlayarak arazide görev yapan tüm birimlerde kullanılması planlanıyor
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
ASKERLER BİRBİRİNİ KAYBETMEYECEK
CENKER’de bulunan hassas konum bilgilendirme sistemi sayesinde tüm tim birbirini kaybetmeden takip edebiliyor.
Diz ve dirsek koruma kullanan geleceğin Türk askerinin silahı ise NATO’nun 42 ağırlaştırılmış testini dünyada geçen tek silah olan MKE’nin ürettiği yeni nesil piyade tüfeği MPT-76 olacak.
5 BİN DOLAR
Ağırlığı 2 kg olan ve Türk mühendislerinin geliştirdiği yazılımla çalışan CENKER’in fiyatı maksimum 5 bin dolara geliyor.
Only the registered members can see the link
KURTARMA KIYAFETİ
AYKOR Marinex’in Kanadalı Nuytco ile birlikte geliştirdiği sualtı derin dalış kurtarma kıyafeti ‘Exosuit’ dikkat çeken yeni teknolojiler arasında yer alıyor.
1200 feet (360 mt) kadar inen Exosuit’i bir dalgıç kullanıyor. 35 bar basmasına rağmen tüm eklemlerin hareket edebildiği Exosuit’in ellerindeki manipulatörler sayesinde kritik kurtarma faaliyeti (tutma, kesme, kaldırma) rahatlıkla yapılabiliyor.
Only the registered members can see the link
2 MİLYON DOLAR
Exosuit’in önceki modelleri Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, ABD, Fransa, İtalya ve Rusya dahil bir çok ordu tarafından kullanıyor. Ayaklarındaki pedallar ve kollarındaki itici motorlarla kumanda edilen Exosuit’in fiyatı 1.5-2 milyon dolar arasında.
Only the registered members can see the link
KESKİN NİŞANCI DÜRBÜNÜ
Türk firması 3E EOS, Türkiye’nin dışarıdan aldığı keskin nişancı dürbünü ve termal dürbünü yerli olarak üretti. 100 metrede 2 cm. dağılımla atış yapabilen keskin nişancı dürbünü 1800 dolar, video kaydı yapan, fotoğraf çeken termal dürbün ise 8 ile 15 bin dolar arasında satılıyor. Termal dürbünün Iphone ile kumanda edilen modeli de yolda. Jandarma, Hava Kuvvetleri ve Azerbaycan Ordusu tarafından kullanılan sistem MKE’nin üretiği silahlar ve Aselsan’ın sistemleriyle birçok dünya ülkesine satılıyor.
Only the registered members can see the link
KÜRESEL GÖZLEM UÇAĞI
Altoy Savunma ve Havacılık ise partneri AeroVironment ürettiği HALE sınıfı İHA olan Küresel Gözlem Uçağı’nı (KGU) Türkiye’de üretip yirmiden fazla ülkeye ihraç edecek. 53.3 mt. kanat açıklığıyla Boeing-737’den bile büyük olan KGU, 65 bin feet’e kadar çıkıyor. Uçak, atmosferin 2. katı olan stratosferde yani bir anlamda uzayda uçabiliyor. KGU, keşif, dinleme, istihbarat, sınır güvenliği, muhabere irtibatı ve doğal afetlerde kesintisiz iletişim için kullanılıyor. Sıvı hidrojenden elektrik üreten sistemi ve 4 elektrik motoruyla çalışan KGU, bu sayede 7 gün havada kalabiliyor.
Altınay Havacılık ve İleri Teknolojiler’in ürettiği 5 bin 600 kg yük taşıyabilen, 6 eksenli stewart platformu sayesinde tank ve büyük araçların yolculuk, atış ve arazi simülasyonları yapılabiliyor. Platform helikopter pilotu eğitimlerinde de kullanılabiliyor. SSM, ASELSAN ve HAVELSAN için üretilen dünyada bu alandaki en gelişmiş platform olan sistemin fiyatı yaklaşık 400 bin euro. Şimdiden bir çok ülkenin almak istediği platformu isteyenlerden biri ise tarihteki ilk uçağı üreten Wright Kardeşler’in kurduğu Curtis-Wright Defence şirketi. Testleri tamamlanan platform için Altınay ve Curtis-Wright arasındaki görüşmeler devam ediyor.
Only the registered members can see the link
KALKANLAR POLİKARBON DESTEKLİ OLACAK
Gürsan tarafından üretilen polikarbon destekli akrilik kurşun geçirmez panel (Palshield), kurşun geçirmez camların yerini alacak. Muadili BR3 camın metrekaresi 65 kg iken, polikarbon panel ise sadece 23 kg ağırlığa sahip. Gürsan hafif malzemeye sahip polikarbon panelden jandarma ve polis kalkanları üretmeyi düşünüyor. EGM ve TSK’nın çeşitli birimleri Palshield’i inceliyor.
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Kale Pratt&Whitney, F35’in yüzde 25’ini üretir hale geldi
Ege Serbest Bölgesi’nde, F35 yeni nesil savaş uçakları için motor parçaları üreten Kale Pratt&Whitney Uçak Motor Sanayii, 1.5 yıl içinde çalışan sayısını 400 kişiye ulaştırdı
ABD’li Lockheed Martin’in, savaştaki her amaç için farklı uçak geliştirmenin masraflı olmasından dolayı tek bir uçağın tüm görevleri yerine getireceği şekilde geliştirdiği yeni nesil savaş uçağı F35’in komponentlerinin yüzde 25’i Ege Serbest Bölgesi’nde bulunan Kale Pratt&Whitney Uçak Motor Sanayii fabrikasında üretiliyor. 1.5 yıl önce üretime başlayan ve şimdiye kadar 70 milyon dolarlık yatırımın yapıldığı fabrikada, şimdiden istihdam sayısı 400 kişiye ulaştı. Kale Pratt&Whitnety, İzmir’deki çalışan sayısını nitelikli işgücünden oluşan 750 kişiye çıkarmayı planlıyor.
Pratt & Whitney’in uçak motorları hem sivil havacılıkta hem de askeri havacılıkta yaygın olarak kullanılıyor. Firma, sivil yolcu uçak motorları yanı sıra, Lockheed, Mc Donnell Douglas/Boeing için savaş uçak ve helikopter motorları, yüksek kapasiteli pompalar, Space Shuttle için Booster roketleri, Centaur roketleri için parça ve enerji üretimi için gaz türbünleri üretiyor. Ege Serbest Bölgesi’ndeki tesis, Kale Grubu’nun bu yatırımdaki ortağı olan Pratt&Whitney için yolcu uçağı parçaları da üretiyor.
İzmir’i nitelikli işgücü için seçti
İzmir’de nitelikli işgücünü barındırmak ve katma değeri yüksek ürünler üretmek için yola çıktıklarını söyleyen Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, Türkiye’nin konvansiyonel ürünlerin ihracatındaki kilogram değeri 2 dolarken, Kale Pratt&Whitney’in ürettiği parçaları kilogramını 177 dolardan ihraç ettiklerini söyledi. Okyay, ortakları Pratt&Whitney’in dünyanın en önemli savunma, havacılık ve uzay endüstrisi şirketlerinden biri olduğunu belirterek, “Biz de İzmir’de ağırlığı F35 için motor parçaları olmak üzere, yolcu uçakları için de motor parçaları üretiyoruz. Bu ortaklıkla hem teknoloji transferi hem de nitelikli işgücünün dünya pazarlarına açılması imkanlarını sağlıyoruz. Bu tesise şimdiye kadar 70 milyon dolarlık yatırım yaptık. Bu miktara bina yatırımı dahil değil, sadece makine parkına yapıldı bu yatırım” dedi.
Şu ana kadar üretmek amacıyla önemli sayıda iş paketi aldıklarını, bundan sonra da alacakları nitelikli iş paketleriyle fabrikanın tam kapasite çalışmasını sağlamayı hedefl ediklerini vurgulayan Okyay, “Savunma ve havacılıkta ciddi projelerden daha fazla pay almak istiyoruz. Ortağımızdan beklentimiz, bu fabrikayı geliştirip, büyüterek, İzmir’deki altyapıyı tüm dünyadaki üretimler için daha fazla kullanılmasını sağlaması. İzmir’de Türkiye’nin 21. yüzyıl hedeflerine uygun bir yatırım yaptığımızı düşünüyoruz” dedi. ESBAŞ’ın Ege Serbest Bölgesi’nde kurduğu modern altyapının da çalışma koşullarını son derece rahatlattığına işaret eden Okyay, “Başlangıçta öngördüğümüz iş potansiyelinin, cironun zaman içinde artarak, ortağımızın, en kaliteli, en iyi hizmeti sunan tedarikçisi olmayı amaçlıyoruz” dedi.
F35 savaş uçağının proje partneri olan Türkiye’nin başlangıçta satın almayı taahhüt ettiği uçak sayısını azalttığını hatırlatan Okyay, buna rağmen uçakların üreticisi Lockheed Martin ile işbirliğini ilerlettiklerini ve sadece Türkiye için değil, tüm dünyaya üretilecek uçaklar için motor parçaları ürettiklerini vurguladı. Okyay, “Biz Lockheed Martin için F35 üzerinde bulunan tüm komponentlerin yüzde 25’ini üretiyoruz. Motor parçaları ile bu oran daha da artacak” diye konuştu.
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
TEI'nin TJ90 motoru ŞİMŞEK ile test uçuşuna başlayacak
TUSAŞ Motor Sanayii (TEI) tarafından ŞİMŞEK yüksek hızlı hedef uçak sistemine TJ90 motoru geliştiriliyor.
ŞiMŞEK yüksek hızlı hedef uçak sistemi için geliştirilen TJ90 motorunun kalifikasyon testleri devam ediyor. 2015 yılı içerisinde TAI tarafından geliştirilen ŞİMŞEK platformuyla ilk test uçuşu gerçekleştirilecek.
ŞİMŞEK yüksek hızlı hedef uçak sistemi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hava savunma birliklerinin eğitim ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla 2009 yılında geliştirilmeye başlandı.
ŞİMŞEK, hava-hava, satıh-hava, uçaksavar ve füze sistemleri ile atış ve radarla takip eğitimlerinde kullanılacak, savaş uçakların ve füzelerin uçuş karakteristiklerine yakın özelliklere sahip, Yüksek Hızlı Hedef Uçak ihtiyaçlarını karşılayacak. 60 dakika havada kalma süresi olan sistem 15 feet irtifaya çıkabiliyor.
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
SOM-J füzesi 2018'de hazır!
IDEF 2015 Fuarı'nda ilk kez sergilenen SOM-J füzesinin sistem tasarım çalışmaları takvime uygun olarak başarılı bir şekilde yürütülüyor.
SOM-J Tasarım Gözden Geçirme Toplantısı Eylül 2015’de gerçekleştirilecek olup alt sistem tasarımı ve testlere Kasım 2015’de gerçekleştirilecek.
2017 yılının ikinci çeyreğinde ise Eskişehir 1’nci Ana Jet Üs Komutanlığı’nda yeni kurulan 401'inci Geliştirme Test Kıt'a Komutanlığı'na bağlı F-16 Blok 40 ile uçuş testlerine başlanacak. Geliştirme programının, 2018 yılında tamamlanması öngörülüyor. Halen kullanılan SOM’un A, B1 ve B2 modellerinden farklı olarak F-35’te kullanılan J modeli, boyut olarak daha küçük. F-35 uçağı gövde içinde 4 adet SOM-J füzesini taşıyabilecek.
Projenin ana yükleniciliğini Roketsan yaparken Tübitak SAGE ise alt yüklenici. Menzili 100 deniz mili yani 185 kilometre olarak planlanan SOM-J, atıldıktan sonra kuyruğunda dört adet denge kanatçığına sahip. Füze çok alçaktan radara yakalanmadan uçabilecek. Kara üzerinde ise SOM-J, yeryüzü şekillerini izleyerek kendini saklayabilen bir seyrüsefer sistemi ile hedefine ilerleyecek.
HAVADA HEDEF DEĞİŞTİREBİLECEK
SOM-J, taşıdığı yüksek çözünürlükteki görüntüleyici kızılötesi arayıcı başlığa sahip olacak. Hassas hedefleme sağlayacak bu sistem aynı zamanda atışın ardından Havadan İhbar Kontrol uçaklarının koordinesi ile hedef değişikliği de yapabilecek. Aynı şekilde uçuş sırasında hedefe vuruş açısı ve yaklaşma irtifası gibi değişiklikler de gerçekleştirilebilecek.
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
"Karayel"e tam not
Vestel Savunma AŞ tarafından geliştirilen taktik İHA sistemi Karayel, Denizkurdu 2015 Tatbikatı'nda kendisine verilen görevleri başarıyla yerine getirdi.
İZMİR
Vestel Savunma AŞ'den yapılan açıklamada, Karayel İHA'nın, Denizkurdu 2015 Tatbikatı sırasında, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından belirlenen harekat senaryoları kapsamında, Çanakkale Havalimanı'ndan kalkıp 10 saat 50 dakika havada kalarak en uzun uçuşu gerçekleştirdiği belirtildi.
Tatbikatta, taşıdığı faydalı yük ile kesintisiz havadan görüntü aktarımı sağlayan Karayel'in, böylece, Türkiye’de sivil havalimanından havalanan ve askeri tatbikatta görev icra eden ilk taktik İHA sistemi olarak bir başarıya imza attığı ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
" Karayel 4671 NATO Uçuşa Elverişlilik Standardına uyumlu ilk ve tek taktikİHA olmasının yanı sıra taşıdığı faydalı yük ile de fark yaratıyor. 1080p, 50X optik zoom kabiliyetine sahip, ileri teknoloji ürünü olan bu sınıftaki kamera, ilk defa taktik İHA Karayel sistemineVestel Savunma AŞ tarafından entegre edildi. Söz konusu kameranın en büyük özelliği, gökyüzünde yüksek irtifada çok hassas şekilde lazer ile hedef işaretleme yaparak, hedeflenen cismi çok iyi netlikle kullanıcıya iletebilme kabiliyetine sahip olmasıdır. Vestel Savunma AŞ, Karayel ile dünya İHA liginde Türkiye’nin üst sıralara çıkmasına katkıda bulunuyor."
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
"İHA'lara yurt dışından büyük talep var"
Baykar Makina Teknik Müdürü Bayraktar, "Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, Ukrayna, Polonya, Azerbaycan, Bangladeş gibi ülkeler uçaklarımıza yoğun ilgi gösteriyor" dedi.
Baykar Makina Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar, "İstanbul Teknopark'ta insansız sistemler mükemmelliyet merkezi kuracağız. Orada bu alanda bir ekosistem oluşturup, bu alanda personel yetiştireceğiz" dedi.
Bayraktar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, havacılıkta bir paradigma değişikliği yaşandığını belirterek, "Türkiye, havacılığın doğuşunu yakaladı ancak daha sonra ülkenin önü çeşitli nedenlerden ötürü kesildi. Şimdi havacılıkta yeni bir fırsat doğuyor, paradigma kırılması yaşanıyor. Bu kırılma teknolojiyi yakalama noktasında bizim için bir fırsat" diye konuştu.
Tam da bu noktada insansız hava aracı (İHA) teknolojisine yoğunlaştıklarını ve bu alanda önemli başarılar elde ettiklerini anlatan Bayraktar, "Şu an taktik sınıfı İHA'mız kendi sınıfında dünya rekoruna sahip ve dünyadaki en ileri sistem. 2007 yılında mini İHA sistemimiz Türkiye envanterine giren ilk İHA sistemi ve ilk ihraç edilen sistem oldu" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin dünya havacılığında söz sahibi olmasının yolunun İHA teknolojisinden geçtiğine işaret eden Bayraktar, teknolojinin peşinden giderek başarı elde edilemeyeceğini, önemli olanın teknolojinin gittiği yeri önceden tespit edip oraya ulaşmak olduğunu söyledi.
İHA teknolojisinin geleceği hakkında da bilgi veren Selçuk Bayraktar, "Dünyada şu anda İHA'ların gelecek projeksiyonunda sürüler halinde uçan akıllı savaşan uçaklar bulunuyor. Bunlar ufak, daha ucuz olma gibi avantajlara sahip olacak. Bizim amacımız da bu projeksiyona bütün firmalardan önce ulaşabilmek" dedi.
Bayraktar, Türkiye'nin İHA sistemleri konusunda kendi kendine yeten ender ülkelerden biri olduğunu, yakın gelecekte muharip İHA'ları da tamamen yerli şekilde yapabileceklerini belirtti.
"Teknoparkta İHA ekosistemi kuruyoruz"
İHA alanında uzman personel yetiştirmek için önemli çalışmalar yaptıklarını anlatan Bayraktar, "İstanbul Teknopark'ta insansız sistemler mükemmelliyet merkezi kuracağız. Orada bu alanda bir ekosistem oluşturacağız ve bu alanda personel yetiştireceğiz. Şu anda o bölgede 100 Ar-Ge şirketi var, 2023'te orada 30 bin Ar-Ge personelinin olması planlanıyor. İHA'nın sistemlerini geliştirecek firmaların olduğu bir kümelenme olacak" diye konuştu.
Türkiye'nin teknoloji geliştiren ülke olmakla, transfer eden ülke olmak arasında bir yol ayrımında olduğunu vurgulayan Bayraktar, "Devletin tepesindeki irade bu konuya gereken desteği veriyor, bu iradeye bütün kurum ve kuruluşlar da sahip çıkmalı" şeklinde konuştu.
"İHA'lara yurt dışından büyük talep var"
Selçuk Bayraktar, Türkiye'nin yurt dışına sattığı ilk milli İHA'yı kendilerinin yaptığına işaret eden "İHA'larımıza yurt dışından büyük talep var. Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, Ukrayna, Polonya, Azerbaycan, Bangladeş gibi ülkeler uçaklarımıza yoğun ilgi gösteriyor. Burada milyarlarca dolarlık bir ihracat potansiyeli var" dedi.
Türkiye'nin bugün kilogram başı ortalama ihracat bedelinin 1,5 dolar olduğunu hatırlatan Bayraktar, İHA'ların ihracatında bu rakamın 20 bin dolara kadar çıktığını, ülkenin bu potansiyeli harekete geçirmesi gerektiğini belirtti.
(AA)
Baykar Makina Üretimi İnsansız Hava Araçları
Only the registered members can see the link
Bayraktar TB2 - Deniz Kurdu Operasyonu
15 Mayıs 2015 Bayraktar TB2 insansız hava aracı Ege'de yapılan "Deniz Kurdu 2015" operasyonunda ilk resmi görevini gerçekleştirdi. Operasyon NTV'den canlı yayında duyuruldu.
Only the registered members can see the link
Radyasyona karşı giysi yolda
Türkiye’nin tekstil üretim merkezlerinden Denizli, savunma sanayisinde de faaliyet göstermeye hazırlanıyor. Kentteki 10 tekstil firmasının katılımıyla başlayan proje kapsamında ilk etapta radyasyon önleyici kıyafet ve tank çadırı üretilecek
Türkiye Moda ve Hazır Giyim Federasyonu Başkan Yardımcısı ve Denizli Tekstil ve Giyim Sanayicileri Derneği (DETGİS) Yönetim Kurulu Başkanı İsa Dal, kentin, gelecekte katma değeri yüksek ürünlere ağırlık vermesi gerektiğini belirtti.
Dal, ilk etapta 10 tekstil firmasının tek çatı altında toplandığı Türk Teknik Tekstiller Araştırma ve Yatırım Uygulama Grubu (TÜRKAY) Projesi’ne başladıklarını söyledi.
Teknik tekstilde marka kent yaratmak istediklerine işaret eden Dal, şöyle konuştu:
“Bu yıl sonu veya önümüzdeki yıl başında ilk uygulamaları ortaya koymayı hedefliyoruz. Savunma sanayi bu başlıkta özel olarak önemsediğimiz bir sektör. İlk etapta radyasyon önleyici kıyafetler ve tank çadırları üretimi için çalışma yürütüyoruz. Bursa Tekstil Konfeksiyon Ar-Ge Merkezi ve üniversitelerin desteğini alarak birer prototip geliştireceğiz. Başarılı olunması halinde kesin yatırıma geçeceğiz.”
AA
Only the registered members can see the link
Yerli İHA'ya yerli füze
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık, "TÜBİTAK SAGE'in İHA'lara taarruz yeteneği kazandırmak amacıyla geliştirdiği minyatür lazer güdümlü füze Bozok, savunma sektöründe devrim yapacak" dedi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Savunma Sanayii Araştırma Geliştirme Enstitüsü'nce (SAGE), milli insansız hava araçlarına (İHA) taarruz yeteneği kazandırmak amacıyla minyatür lazer güdümlü füze Bozok'u geliştirdiğini belirterek, "Yerli lazer güdümlü füze Bozok, savunma sektöründe devrim yaratacak" dedi.
Işık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, savunma sanayisinin stratejik önemi bulunduğunu ifade ederek, bu konudaki projeleri desteklemek için destek mekanizmaları oluşturduklarını anlattı.
Savunma sistemleri konusunda çok ciddi çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Işık, "Ulusal savunma için ulusal Ar-Ge" sloganıyla çalışmalarını sürdüren TÜBİTAK SAGE'nin geliştirdiği önemli projelerle Türk Silahlı Kuvvetlerine hizmet etmeye devam ettiğini söyledi. Bakan Işık, bu kapsamda son olarak TÜBİTAK SAGE'nin, İHA'lara taarruz yeteneği kazandırmak amacıyla minyatür lazer güdümlü füze Bozok'u geliştirdiğini bildirdi.
Türkiye'nin 2023 vizyonu çerçevesinde, savunma sanayisini lokomotif sektörler arasında gördüklerini dile getiren Işık, bu alanda dışa bağımlılıktan tamamen kurtulmayı amaçladıklarını vurguladı. Işık, Türkiye'nin bundan sonraki süreçte savunma sanayisinde özgün tasarımlar ortaya koyması gerektiğine işaret ederek, "Bu kapsamda süren uzun çalışmalar sonunda yerli İHA'ya, yerli füze de tasarlandı ve Bozok doğdu. Yerli lazer güdümlü Bozok, savunma sanayisinde devrim yaratacak çok önemli bir proje" ifadelerini kullandı.
"Lazer başlıkla hassas güdüm yapabiliyor"
Bozok'un kabiliyetleri hakkında bilgi veren Işık, şunları kaydetti:
"Yerli lazer güdümlü Bozok, insansız hava araçlarına taarruz yeteneği kazandırarak, asimetrik savaş ortamında dost unsurları tehlikeye atmadan etkin savunma sağlıyor. Hafif ve minyatür boyutlu tasarımıyla ağırlığın kritik olduğu insansız hava araçlarına operasyonel esneklik sunuyor. Bozok, güdüm sistemiyle hedefe yöneliyor ve son safhada yarı aktif lazer arayıcı başlıkla hassas güdüm yapabiliyor."
Toplam ağırlığı 16 kilogram olan Bozok'un boyu 790 milimetre, çapı 120 milimetre, menzili ise 6 kilometre. Bozok, 12'nci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı IDEF 15'te de sergilendi. AA
Only the registered members can see the link
Milli piyade tüfeği üretimine teşvik
MKEK, 10,5 milyon liralık yatırımla silah üretim kapasitesini milli piyade tüfeğinin seri üretimini de kapsayacak şekilde genişletecek.
Makina ve Kimya Endüstrisi (MKEK) Kurumu, 10,5 milyon liralık yatırımla silah üretim kapasitesini milli piyade tüfeğini seri üretimini de kapsayacak şekilde genişletecek.
MKEK Silah Fabrikası Müdürlüğü, Kırıkkale'de hayata geçirilecek yatırımla makina imalat üretim kapasitesini ve çeşitliliğini artıracak.
Kurum yapılacak yatırımla yılda 20 bin 196 milli piyade tüfeği, 136 bin 12 muhtelif tüfek, 50 bin 85 muhtelif tabanca, 19 bin 474 40 milimetre bombaatar üretim kapasitesine ulaşacak.
Söz konusu proje için 10 milyon 546 bin 663 liralık sabit yatırım yapılması planlanıyor. Yatırım için yaklaşık 4 milyon dolarlık makina ve teçhizat ithalatı yapılacak.
MKEK'nin milli piyade tüfeği üretimini de kapsayan projesi, Ekonomi Bakanlığı tarafından yatırım teşviki kapsamına alındı. Yapılan değerlendirme sonunda söz konusu projenin KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, yüzde 60 vergi indirim oranı, yüzde 25 yatırım katkı oranı gibi teşviklerden yararlanması kararlaştırıldı.
Türk mühendis ve işçilerin imzasını taşıyor
Savunma Sanayii Müsteşarlığınca yürütülen Modern Piyade Tüfeği Projesi kapsamında, yurt içinde geliştirilen Milli Piyade Tüfeği'nin 200 adetlik ilk kafilesi, 9 Mayıs 2014'te Kara Kuvvetleri Komutanlığına teslim edildi.
Silahın teknik özellikleri Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından tanımlanan harekat konsepti ve görev ihtiyaçları göz önüne alınarak belirlendi, 2009'da başlanan tasarım ve geliştirme faaliyetlerinin ardından NATO tarafından kabul gören uluslararası askeri standart ve prosedürlere uygun olarak gerçekleştirilen test ve doğrulama süreci başarıyla tamamlandı.
Tamamen Türk mühendis ve işçileri tarafından tasarlanıp üretilen tüfeğin tüm fikri ve sınai mülkiyet hakları Savunma Sanayii Müsteşarlığına ait bulunuyor.
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, bu yıl için 35 bin piyade tüfeği talebinin olduğunu, bunun 20 binini MKEK'ye, 15 binini ise Kale Kalıp'a ürettirme kararı aldıklarını bildirmişti.
AA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Denizkurdu 2015 Tatbikatı'na Katıldı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, katılımıyla Deniz Kuvvetleri Komutanlığının Denizkurdu 2015 Tatbikatı'nın "Seçkin gözlemci günü" Ege Denizi’nin Türk karasularında gerçekleştirildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Denizkurdu 2015 Tatbikatı’nı "Başkomutan" sıfatıyla tatbikatın sancak gemisi TCG Salihreis'ten izledi. Donanma Komutanı Koramiral Veysel Kösele'nin sevk ve idaresindeki tatbikatın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katıldığı bölümünde atışlar yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer ilgililerin, sancak gemisi TCG Salihreis gemisinin üst güvertesinde yerlerini almasının ardından "Seçkin gözlemci günü"nün ikinci bölümüne geçildi. Tatbikat kapsamında, ilk olarak belirlenen hedefe Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağlı Sea Hawk helikopterlerinden atış yapıldı. İki helikopterden hareketli hedefe yapılan Hellfire güdümlü mermi atışında isabet sağlandı. Görevin tamamlanmasının ardından helikopterler, tatbikatın sancak gemisi olan TCG Salihreis'in önünden alçak uçuş yaparak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı selamladı.
HELLFİRE GÜDÜMLÜ MERMİ ATIŞI
Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca ilk defa hareketli hedefe Hellfire güdümlü mermi atışı yapıldığı ifade edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan atış öncesi Orgeneral Akar ve Oramiral Bostanoğlu'dan bilgi aldı. Daha sonra TCG Oruçreis ve TCG Yavuz firkateynlerinden Sea Sparrow güdümlü mermi atışı gerçekleştirildi.
Tatbikata fırkateyn, korvet ve hücum botlarının su üstü atışlarıyla devam edildi. Atışlar öncesi Donanma Komutanı Koramiral Kösele, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bilgi verdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı unsurlarının isabetli atışlarının ardından Kösele, üzerinde bulunulan TCG Salihreis Fırkateyni'nden de atış yapılması talebini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın izin vermesinin ardından tatbikatın sancak gemisi TCG Salihreis'tensu üzerindeki hedefe top atışları gerçekleştirdi. İsabetli atışlarının ardından hedef battı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekilerin geminin "sancak kırlangıç" bölümünde yerlerini almalarının ardından ise tören geçişi yapıldı.
"BİZLER İÇİN ONUR VERİCİ BİR TATBİKAT"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tatbikata katılan helikopter, gemi ve uçakların selamlamalarına el sallayarak cevap verdi. Geçiş sırasında TCG Kemalreis tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan için 21 pare top atışı gerçekleştirildi.
Geçiş töreninin ardından geminin köprü üstüne geçen Erdoğan, buradan tatbikata katılan unsurlara hitaben, "Türk Silahlı Kuvvetlerimizin değerli mensupları, 14-28 Mayıs tarihleri arasında denizlerimizde yapılmakta olan Denizkurdu 2015 Tatbikatı'nın şu anda başarılı seyrini tüm komuta kademesi ile birlikte izledik. Gerçekten bizler için gurur verici, onur verici bu tatbikatın ülkemizin güvenliği, emniyeti için hayırlara vesile olduğuna inanıyorum. Tüm emeği geçen komuta kademesinde olsun, tüm buradaki ekiplerimize olsun başarılarının artarak devamını diliyorum. Allah yar ve yardımcımız olsun" dedi
Tatbikatın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan Antalya’ya hareket etti.
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Bu konu içerisindeki bazı paylaşımlar alıntıdır.
7P59DbaAd9c
Baykar Makina’dan ikinci teslimat!
Taktik İnsansız Hava Aracı’nda (İHA) başarılı teslimat sürecinin ilk adımını tamamlayan Baykar Makina, ikinci paket 6 uçağın teslimatını yapıyor.
Baykar Makina’dan ikinci teslimat!
Taktik İHA İkinci Sistem (6 Uçak ve 2 Yer Kontrol İstasyonu) seri imalat işlemlerini tamamlayan Baykar Makina, 7,8,9,10,11, ve 12. hava araçlarının resmi heyet katılımıyla gerçekleşecek test ve kabul faaliyetleri öncesinde her birinin uçuş testlerine tabi tuttu. Bu süreci 14 Haziran’da tamamlayan Baykar ekibi testin sonunda otomatik iniş ve otomatik taksi aşamalarını da tamamladı.
Bayraktar Taktik İHA 1. Sistemi'nin (6 Uçak ve 2 Yer Kontrol İstasyonu) askeri ve sivil resmi heyet huzurunda test ve kabul faaliyetleri 22 Kasım 2014 tarihinde başarıyla tamamlanmıştı
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
TEI Paris Air Show'da
TEİ TJ35, TJ90 ve TP38 insansız hava aracı motorları sergilenecek...
Dünyanın en önemli havacılık fuarı olarak adlandırılan Paris Air Show'a TUSAŞ Motor Sanayi AŞ'nin (TEI) de katılacak. Ağırlık İnsansız Hava Araçları motorlarında...
TEI'den yapılan açıklamada, 15-21 Haziran'da gerçekleştirilecek Paris Air Show'da TEI'nin, yeni nesil jet motorlarında kullanılan ve yakıt ekonomisine büyük katkı sağlayan parçaları sergileyeceği belirtildi.
Fuarda ayrıca TJ35, TJ90 ve TP38 insansız hava aracı motorlarının TEI tarafından ziyaretçilerin ilgisine sunulacağı açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Genel Maksat Helikopter Programı kapsamında, TEI tarafından 'T700-TEI-701D' adı altında 236 adet üretilecek General Electric'e ait T700 motorunun bire bir ölçekli bir modeli de stantta yerini alacak. Global sivil havacılığın yüzde 50'sinden fazlasına ürün ve hizmet sağlayan TEI, dünyanın dev firmalarının katıldığı Paris Air Show'a katılarak hem marka değerini pekiştirecek hem de ülkemizin savunma ve havacılık sanayinde geldiği seviyeyi sektör oyuncularına gösterecek."
AA
Only the registered members can see the link
Yerli bremze aracı 'Atılım'a yabancı ilgisi
Eskişehir'de 1. Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanlığı tarafından geliştirilen ve jet motorların yer testlerinde kullanılan 'bremze' için yabancı hava kuvvetlerinden talep var.
Yerli motor bremzeye yabancı ilgisi
Savaş uçaklarının kalbi olan jet motorlar, bakım süreçlerinin ardından test ve diğer çalışmalar için bremze adı verilen test merkezlerinde kontrol ediliyor. Bremzede, uçaktan sökülen motor, özel bir sisteme takılarak atmosferik değerlerden hava sıcaklığına farklı özelliklerle test ediliyor. Bakım sonrası sonuçlar, bu bremzedeki testlerle gerçekleştiriliyor.
1. Hava İkmal Bakım Merkezi (1. HİMB) Komutanlığı geliştirdiği milli sistem ve yazılımlarla yerli bremzeleri yaparak çeşitli üs komutanlıklarına kuruyor. ATILIM adı verilen bremzede 604 parametre ile 1208 limit kayıt altına alınıp analizleri gerçekleştiriliyor.
İlk prototipi 2007 yılında üretilen bremzenin testlerinin tamamlanmasının ardından seri imalata 2008’de geçildi. Bugüne kadar Malatya Erhaç, Konya ve Eskişehir’deki üs komutanlıklarına bremzeler takıldı. Sisteme yurt dışından da ilgi var.
İŞTE ÖZELLİKLERİ
+ Isı değerleri +55 ila -39 santigrat derece arasında test imkanı sunuluyor.
+ 150 desibele kadar çıkan ses oranı, 72 desibele düşürülüyor.
+ Kurşun geçirmez cam sistemi sayesinde test sırasında yaşanabilecek parça sekmesi gibi tehlikelerden personel korunuyor.
Bremze konusunda yurtdışından da talep alan 1. HİBM, ilerleyen yıllarda bu sistemin ihracatı için çalışmalar yapıyor. F-35 motorları için de alt yapı sunan bremze, gelecekte F135PW-100 motorlarına da hizmet verecek.
Türkiye ve Katar arasında askeri işbirliği
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Katar'da konuşlandırılmasını öngören işbirliği anlaşması Resmi Gazete'de yayımlandı.
Ankara'da 19 Aralık 2014 tarihinde imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti Hükümeti Arasında Askeri Eğitim, Savunma Sanayii ile Katar Topraklarında Türk Silahlı Kuvvetlerinin Konuşlandırılması Konusunda İşbirliği Anlaşması"yla askeri eğitim, savunma sanayisi, ortak askeri tatbikat ve taraflar arasında kuvvetlerin konuşlandırılması alanlarında işbirliğinin güçlendirilmesi için mekanizma kurulacak.
Buna göre, kabul eden ülke, anlaşmanın uygulanması amacıyla diğer ülkenin liman, havalimanı, hava sahasını kullanmasına, topraklarında kuvvetlerin konuşlandırılmasına, tesis, kamp, birim, kuruluş ve askeri tesislerinden yararlanmasına müsaade edecek.
Türkiye ve Katar terörizmle mücadelede de işbirliği yapacak
İki tarafın askeri birim ve kuruluşları arasında işbirliği ve karşılıklı ziyaretler yapılacak. Taraflar arasında heyet değişimi olacak. Ortak manevra ve tatbikatlara katılmak üzere gözlemciler davet edilecek. Taraflar arasındaki askeri manevra ve tatbikatlara katılım sağlanacak. İkili manevra ve askeri eğitimlerin iyileştirilmesi ve geliştirilmesiyle ilgili bilgi alışverişinde bulunulacak. Türkiye ve Katar, savunma sanayisi ve terörizmle mücadelede de işbirliği yapacak.
Anlaşma, tarafların herhangi birisinin diğerine gönderdiği ve kendi milli yasalarına göre anlaşmanın yürürlüğe girmesi için gerekli tüm işlemlerin tamamlandığını bildiren son yazılı bildirimin alındığı tarihten itibaren anlaşma yürürlüğe girecek ve geçerli sayılacak.
Only the registered members can see the link
MKEK'den 56 milyon dolarlık ihracat
Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu, geçen yıl 21 ülkeye toplam 56 milyon 147 bin dolarlık ihracat yaptı.
Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) verilerine göre, kurum, geçen yıl Pazarlama ve İhracat Dairesi Başkanlığı aracılığıyla fabrika müdürlükleri tarafından üretilen mamullerin, hedef pazar, ürün, fiyat, dağıtım ve satış stratejilerini belirledi. Ardından, Türk Silahlı Kuvvetleri, İçişleri Bakanlığı ve diğer bir kısım alıcılar ile yurt dışı piyasalara ürünlerin pazarlanmasına yönelik faaliyetler yürütüldü.
Bu çerçevede, Yurtiçi Kurumsal Satış Şube Müdürlüğü; Milli Savunma Bakanlığı, kuvvet komutanlıkları, İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Milli İstihbarat Teşkilatı'nın ihtiyacı olan ve kurumun üretim programında bulunan her türlü silah, mühimmat, yedek parça ve malzemelerin Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu çerçevesinde satışını gerçekleştirdi.
İhracat şube müdürlükleri ise kurumun ihracatının arttırılması ve yurt ışı piyasalarda etkin bir konuma gelinebilmesi için müşteri memnuniyetine önem vermenin yanında bağlantı kurulan ülkelerin ilgili birimleri ile görüşmeler yaptı.
Müşteri memnuniyetini artırmak amacıyla yurtdışından gelen alım taleplerine, kısa zaman içerisinde fiyat, teslim termini, ürün teknik özellikleri ile ilgili hususlara fabrikalarla koordine içinde cevap verildi.
Yurtdışı taleplerine uluslararası alanda rekabet edilebilir fiyat verebilmek amacıyla fabrikalara piyasa fiyatları ile ilgili geri bildirimde bulunuldu.
Tüm bu çalışmalar sonunda geçen yıl 56 milyon 147 bin 871 dolarlık ihracat rakamına ulaşıldı.
Geçen yıl ihracat yapılan ülke sayısı 21'i buldu. İhracat yapılan ülkeler arasında İsviçre, İngiltere, Suudi Arabistan, Bahreyn, Almanya, Pakistan, Fas, Tunus, Filipinler, Rusya, Vietnam, Azerbaycan, Endonezya, Tayland, Kenya, Lüksemburg, İtalya, Lübnan, Peru, Türkmenistan ve Kazakistan yer aldı.
Kurum ayrıca fabrikalarının işletme malzemeleri ihtiyacını karşılamak için 30 milyon 278 bin 643 dolarlık ithalat yaptı.
Only the registered members can see the link
avunmaya güçlü Ar-Ge desteği
Merkezi yönetim bütçesinden araştırma-geliştirme (Ar-Ge) faaliyetleri için gerçekleştirilen harcamaların 5'te biri, Milli Savunma Bakanlığı tarafından finanse edilen temel, nükleer ve uzayla ilgili çalışmalarda kullanıldı.
Bütçeden Ar-Ge'ye ayrılan kaynağın önemli bir kısmı savunma sanayine yönelik projelere ayrıldı.
Ar-Ge için merkezi yönetim bütçesinden 2008-2014 arasındaki 7 yılda toplam 30 milyar 213 milyon 155 bin 350 lira harcandı. Bu kaynağın 6 milyar 480 milyon 878 bin 336 lirası savunma sanayine yönelik projelerde kullanıldı. Söz konusu dönemdeki toplam Ar-Ge harcamasından savunma sanayine ayrılan kaynağın oranı yüzde 21 olarak gerçekleşti.
Savunma projelerine 2008'de 489 milyon 196 bin 242, 2009'da 920 milyon 217 bin 443, 2010'da 853 milyon 160 bin 555, 2011'de 906 milyon 416 bin 400, 2012'de 792 milyon 105 bin 12, 2013'te 1 milyar 755 milyon 267 bin 528 ve 2014'te 764 milyon 515 bin 158 lira kaynak kullanma imkanı sunuldu.
Merkezi yönetim bütçesinden savunmaya yönelik Ar-Ge için ayrılar kaynak, Milli Savunma Bakanlığı tarafından finanse edilen temel, nükleer ve uzayla ilgili projeler için kullandırılıyor. Bu kapsamda, belirlenen öncelikli alanlar ve ana sistem projelerinin hedef ve ihtiyaçları ile uyumlu, sanayi-üniversite-araştırma kuruluşu işbirliğini içeren ve teknoloji ağırlıklı Ar-Ge faaliyetleri destekleniyor.
Only the registered members can see the link
MPT-55 ve KNT-76 modellerinin seri üretimi yakın
Türk mühendis ve işçisi tarafından geliştirilen ve dünyadaki emsallerinden çok daha üstün özelliklere sahip 3 farklı tip tüfeğin seri üretimi için çalışmalarda sona gelindi.
Milli imkanlarla geliştirilen MPT-55 piyade tüfeği ve KNT-76 keskin nişancı tüfeğinin seri üretimine bu yıl, modern makineli tüfeğin seri üretimine ise gelecek yıl sonunda geçilmesi planlanıyor.
Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) Silah Fabrikası Ar-Ge Müdürü Selim İyiiş, yeni geliştirdikleri silahlardan MPT-55 piyade tüfeğinin 5,56x45 milimetre kalibreye sahip olduğunu belirterek, "MPT-55 piyade tüfeğinin iki modeli var. Birinci modelimiz 'Karabin' tipi kısa modelimiz. Bu modelimizin ağırlığı 2 kilo 900 gram ve dakikada 750 atım sayısına ulaşabilmekte. Plastik şarjörü, teleskopik ayarlanabilir dipçiği mevcut." dedi.
İyiiş, bu modelin uzun tipinin ise 3 kilo 200 gram ağırlığında olduğuna dikkati çekerek, "Plastik kompozit şarjörlü ve üzerine her türlü optik sistemin takılabileceği üniversal pikatini ray sistemine sahiptir." diye konuştu.
Keskin nişancı tüfeği
İyiiş, diğer projelerinin ise tim, manga tipi keskin nişancı tüfeği olarak tabir ettikleri KNT-76 olduğunu anlattı.
Tüfeğin 7,62x51 milimetre kalibreye sahip olduğunu dile getiren İyiiş, şunları kaydetti:
"Bu tüfeğin en büyük özelliği tek atışlı ve dağılım değeri 1,3 moa olmasıdır. En iyi değerlerimizden biri de 0,5 moadır. Eşdeğerlerine göre çok daha hafif, etkili, vuruş kabiliyeti çok yüksek keskin nişancı tüfeğimizdir. Dünyadaki eşdeğerlerine göre çok daha üstün özellikleri sahiptir."
"Dünyanın en iyi alev gizleyenine sahip"
Selim İyiiş, Savunma Sanayi Müsteşarlığının modern makineli tüfek projesinin de fabrikaları tarafından yürütüldüğünü söyledi.
Geliştirilen makineli tüfeğin ağırlığının 8 kilogram olduğuna dikkati çeken İyiiş, silahın iki hareketli olarak tabir edilen tam mayonlu sisteme sahip olduğunu aktardı.
Bu sistemin dünyanın en az tutukluk yapan sistemi olduğunu vurgulayan İyiiş, "Dünyanın en iyi alev gizleyenine sahiptir." ifadelerini kullandı.
Only the registered members can see the link
Türkiye İHA'da 'dünya markası' oldu
ilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun (TÜBİTAK) savunma sanayisine yönelik projeleri hakkında AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
TÜBİTAK'ın savunma sanayinde mayın dedektöründen uyduya, çok geniş spektrumda proje geliştirdiğini anlatan Özlü, "Örneğin Göktürk 2 Uydusu halen envanterde kullanımda ve 2,5 metre çözünürlüğe kadar görüntüleri aktarıyor." diye konuştu.
Özlü, TÜBİTAK Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsünde (SAGE) geliştirilen ürünler hakkında da bilgi verdi.
SAGE'de Satha Atılan Orta Menzilli Mühimmat (SOM) füzesinin geliştirildiğini ve şu anda envanterde bulunduğunu dile getiren Özlü, "Başarılı bir üründür. Yaklaşık 280-300 kilometreye kadar menzile sahip seyir füzesidir. SAGE, şu anda SOM füzelerinin boyutlarını küçültüp F-35 uçaklarına entegre etme çalışması yürütüyor. Bunun üretimini ise ROKETSAN yapacak." ifadesini kullanıldı.
Hassas Güdüm Kiti'nin de SAGE bünyesinde geliştirildiğini kaydeden Özlü, projenin ASELSAN tarafından üretildiğini ve envantere girdiğini bildirdi.
Özlü, Nüfuz Edici Bomba Projesi'ne de değinerek, "Bu da bir hedefi önce deliyor, içeri girip patlıyor. Özellikle mağaralardaki sığınaklarda, hem sığınağa nüfuz etme hem de nüfuzdan sonra içeride patlama şeklinde tasarlandı. Onun da üretimi yapılıyor ve envantere giriyor." şeklinde konuştu.
"Türkiye İHA tasarımı ve üretimi konusunda çok ciddi mesafe katetti"
Bakan Özlü, insansız hava aracı (İHA) tasarlanması ve üretilmesi konusunda Türkiye'nin çok ciddi mesafe katettiğine dikkati çekti.
Özlü, "ANKA'ya, yeni bir yetenek olarak uydudan kontrol getiriliyor. Böylece ANKA, Türksat uydusunun kapsamı alanında çalışabilecek." bilgisini verdi.
Gelinen noktada bir sonraki aşamanın silahlı İHA tasarlamak ve üretmek olduğuna işaret eden Özlü, şunları kaydetti:
"Artık Türkiye, daha önce tasarladığı ve ürettiği mini, male ve taktik sınıf İHA'ları silahlandırma çalışmalarını yürütüyor. Bunda da başarılıyız, ilk örnekleri var. Bu örnekler, şu anda Özgür Suriye Ordusu'na verdiğimiz destekte kullanılıyor. Buradaki temel husus, taktik sınıfı İHA 560-600 kilogram civarında, bunun üzerindeki silah sistemi de daha küçük oluyor. Amacımız, 3,5-4 ton civarında silahlı İHA yapmak ve bunu daha güçlü silah ve kameralarla donatmak. Türkiye, İHA konusunda ciddi mesafeler aldı, dünyanın sayılı 4-5 ülkesinden birisi haline geldi."
AA
Only the registered members can see the link
Yerli İHA motoru 2019’da hizmete girecek
TUSAŞ Motor Sanayi (TEI) tarafından geliştirilen PD170 serisi yerli İnsansız Hava Aracı (İHA) motoru, 30 bin feet (yaklaşık 10 bin metre) irtifada 120 beygir güç sağlayabilecek.
Yerli İHA motoru 2019’da hizmete girecek
İHA’ların en kritik parçalarından biri de motor. Türkiye’de tasarlanan tüm İHA’lar motorlarını yurtdışından alıyor. Örneğin Bayraktar, Rotax serisi motor kullanıyor. ANKA’da ise Thielert Centurion serisi motor var.
Silahlı platform veya gelişmiş keşif sistemleri devreye girince, motor imalatçıları bu tür projelere desteklerini çekmeye başlıyor. Çünkü İHA, stratejik bir görev almaya başlıyor. Bu tür durumlarda da yerli motor giderek ön plana çıkıyor.
TEI İMALATI YIL SONUNDA TAMAMLAYACAK
Eskişehir merkezli TEI, uzun süredir pervaneli bir motor konusunda çalışmalarını sürdürüyor. PD170 adı verilen motor, imalat aşamasında. Yıl sonuna kadar tamamlanacak imalattan sonra 2017’de ilk çalıştırma gerçekleştirilecek. Bunu önce uçak üzerinde ardından da İHA platformları üzerinde uçuş testleri izleyecek. Seri imalata 2018’de başlanması, teslimatların ise 2019’da gerçekleştirilmesi hedefleniyor.
Halen ANKA üzerinde modifiye edilmiş Thielert Centurion motoru bulunuyor. Toplam 155 beygir güç üretebilen motor, dört silindirli. Dizel yakıtla çalışıyor. ANKA için geliştirilen PD170 motoru, mevcut Thielert Centurion’dan daha kuvvetli olacak. Yüksek irtifalarda daha fazla güç sağlayacak yerli motor, böylelikle ANKA’nın taşıyacağı yükü artırırken yüksek irtifada daha uzun süre kalmasına imkan sunacak.
PD170, 20 bin feet (yaklaşık 6 bin 600 metre) irtifada 170 beygir güç üretecek. Yüksek irtifada ise pervaneli motorların güç kaybı meydana geliyor. 30 bin feet yani 10 bin metrede planlanan güç üretimi ise 120 beygir.
GÜÇ 210 BEYGİRE ÇIKARTILABİLECEK
TEI mühendisleri, motorun küçük modifikasyonlarla gücünü 210 beygire kadar yükseltebilecek. Bu da gelecek nesil ANKA tasarımlarında daha fazla yük anlamına geliyor. Çift turbocharger sistemine sahip motor için yeni bir üretim ailesi oluşturulması gündemde.
Kaynak: Kokpit Aero (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link
Denizaltılar için 4 yeni yerli teknoloji geliştirildi
HAVELSAN, denizaltılara yönelik geliştirdiği 4 teknolojik çözüm için patent başvurusunda bulundu.
HAVELSAN, Komuta Kontrol Genel Müdür Yardımcılığı bünyesinde su altı teknolojisi alanındaki tüm gereksinimleri karşılayabilecek şekilde faaliyet gösteriyor. HAVELSAN, aynı zamanda her türlü savaş gemisi için güvenilir, rekabetçi ve yerli sistemler sağlamak konusunda Deniz Kuvvetleri'ne hizmet veriyor.
Yazılım yoğun sistem alanlarında faaliyet gösteren HAVELSAN, son dönemde denizaltı teknolojilerine yaptığı yatırımlar ile ortaya çıkan çözüm ve ürünleri tescillemek için de harekete geçti.
Su altı teknolojileri alanında kapsamlı Ar-Ge yatırımları yapan HAVELSAN, kendi öz kaynakları ile milli Sonar Entegre Denizaltı Savaş Yönetim Sistemi ve milli Torpido Atış Kontrol sisteminin geliştirilmesi çalışmalarını sürdürüyor.
Şirket, bu alanda yürütülen çalışmalarla ortaya çıkan Denizaltı Savunma Harbi Torpido Atış Kontrol Sistemi, Denizaltı Bilgi Dağıtım Sistemi, Durumsal Hedef Hareket Analizi, Denizaltı Platformlarında Kullanılan Online Performans Analiz Sistemi gibi özgün ürünler için patent başvurusunda bulundu.
Denizaltı Bilgi Dağıtım Sistemi, denizaltı gemisinin emniyet ve güvenle seyir ve harekat görevlerini yapmasına olanak sağlıyor. Sistem, yüksek hızlı ham bilgileri, arayüz protokollerine uygun olarak topluyor, verileri kullanıcı tarafından verilen sıraya göre önceliklendiriyor, kontrol ve analiz için kayıt ediyor, olası bir arıza durumunda otomatik olarak kritik verilerin yedek kanallardan ilgili sistemlere dağıtılmasına imkan veriyor.
Denizaltı Savunma Harbi Torpido Atış Kontrol Sistemi, jenerik bir modern torpidonun kontrol ve güdümünü amaçlayan özgün bir atış kontrol algoritmasına dayanıyor.
Durumsal Hedef Hareket Analizi, başta pasif sensörleri yoğunlukta kullanmakta olan denizaltılar ve su altı araçları olmak üzere, hedef izleme ve veri tümleştirme yapan tüm platformlarda kullanılabiliyor.
Denizaltı Platformlarında Kullanılan Online Performans Analiz Sistemi, denizaltılarda ve ölçüm hassasiyeti bulunan denizaltı platformlarında, deniz deneyimleri kapsamında yapılması gereken analiz ve performans analizleri gibi işlemlerin otomasyonuna, denizde harcanan sürenin kısaltılmasına, sistemlerde karşılaşılabilecek sorunların yerinde ve tüm platform bazında analiz edilebilmesine olanak sağlıyor.
80 milyon liralık Ar-Ge yatırımı
HAVELSAN Genel Müdürü Ahmet Hamdi Atalay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ar-Ge çalışmaları ve bunların patentle tescili konusunda şirketin bugüne kadar mütevazi davrandığını söyledi.
Şirketin geçen yıl öz kaynak ve dış kaynaklı olarak toplamda 80 milyon liralık Ar-Ge çalışması yürüttüğüne işaret eden Atalay, "Şirket bünyesinde yürüttüğümüz çok sayıda Ar-Ge çalışması var. Bu çalışmalar sonucu çok sayıda patent çıkıyor olması gerekiyor. Yazılım konusunda bunun zor olması ve bu yöndeki çalışmaların bugüne kadar çok da tercih edilmemesi gibi nedenlerle patent çalışmaları istenen seviyede değildi. Son dönemde çalışanlarımız arasında patent çalışmalarını teşvik ediyoruz. Bundan sonra Ar-Ge çalışmalarımız doğrultusunda patent sayısının çok daha artacağına inanıyoruz" dedi.AA
Only the registered members can see the link
Tank mühimmatı için 'yanar kovan'
MKEK Kırıkkale Barut Fabrikası, 120 milimetre tank mühimmatı için "yanar kovan" üretmeye başladı.
Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) Barut Fabrikası, 120 milimetrelik tank mühimmatı için "yanar kovan" üretmeye başladı.
Fabrika Müdür Yardımcısı İhsan Kuru, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1939 yılında kurulan fabrikanın, o dönemde yıllık bin 400 kilogram top ve tüfek barutu ürettiğini söyledi.
Fabrikalarında bugün küresel ve silindirik olmak üzere iki tip barut üretildiğini ifade eden Kuru, "Bu tipler de tek, iki ve üç bazlı üretilmektedir. Milli Savunma Bakanlığına bağlı bütün kuvvet komutanlıklarının ihtiyaçları tarafımızdan karşılanmaktadır." dedi.
Kuru, barutun hammaddesinin viskoz selüloz olduğunu belirterek, "5,56 milimetre, 7,62 milimetre, 9 milimetre, 12,7 milimetre ve 20 milimetre mühimmat için barut üretimimiz var. Ayrıca küresel barut üretimine ilaveten istek olursa 7,62 milimetre silindirik barut ile av barutu da üretiyoruz. Büyük kalibreli silahlar için silindirik barut üretim tesisimizde 105 ve 155 milimetre top barutu ile 35 milimetre uçaksavar ve parçacıklı mühimmat barutu da üretimlerimiz arasında. Üretimlerimizi sipariş üzerine yapıyoruz. Raf ömrü stabilite testiyle belirlenmektedir. Yıllık 2 bin 500 ton nitro selüloz, bin 800 ton silindirik barut, 750 ton küresel barut üretiyoruz." diye konuştu.
Yanar kovan üretimi başladı
Kuru, barut üretiminin yanı sıra "yanar kovan" üretiminin de portföylerine girdiğini ifade ederek, "120 milimetre tank mühimmatının yanar kovanı, fabrikamız tarafından üretilerek Mühimmat Fabrikasına kovan ve adaptör olarak verilmektedir. Yıllık üretim kapasitemiz 10 bin adet." ifadelerini kullandı.AA
Only the registered members can see the link
TEI ürettiği motorları görücüye çıkartıyor
TEİ, İstanbul Airshow'da, insansız hava araçları için geliştirilen PD170 motorlarını tanıtacak.
Türkiye'nin havacılık motorları alanındaki lider şirketi TUSAŞ Motor Sanayi AŞ (TEI), sivil ve askeri alanda Türkiye'nin önemli havacılık fuarı olan İstanbul Air Show'a katılacak.
Kuruluştan yapılan açıklamaya göre TEI, 6-9 Ekim'de gerçekleştirilecek İstanbul Airshow'da yeni nesil ticari uçaklarda en çok tercih edilen GE LEAP motoru için ürettiği yüksek geometrik karmaşıklığa sahip 5 kademe blisk parçalarını sergileyecek.
Ayrıca TEI standında Türkiye'nin Özgün Helikopteri'ne güç verecek TS1400 motoru ile MALE sınıfı insansız hava araçları için geliştirilen PD170 motorunun modelleri de görücüye çıkarılacak.AA
Only the registered members can see the link
TUSAŞ; İstanbul Airshow'a milli gururumuz HÜRKUŞ ile katıldı.
TUSAŞ-Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. bölgenin en büyük sivil havacılık fuarı olan İstanbul Airshow’da sertifika sürecini tamamlayarak Türk Havacılık Tarihi’ne imzasını atan milli gururumuz HÜRKUŞ ile yer alıyor.
Bugün başlayan etkinliğin açılışını gerçekleştiren Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, TUSAŞ standında bulunan HÜRKUŞ’u ziyaret ederek bilgi aldı. TUSAŞ standında misafirleri TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Bilgin ve yönetim kurulu üyeleri ağırladı. Hv.K.K. Plan Prensipler Başkanı Tuğg. Reha Ufuk Er de standı ziyaret edenler arasındaydı.
Uluslararası arenada yolcu uçaklarının kritik gövde yapısalları alanında tek kaynak üretici ve risk paylaşımcı ortak olarak yer alan, Airbus, Boeing, Bombardier, Lockheed Martin, Spirit ve Northrop Grumman gibi dünyanın en büyük savunma ve havacılık firmalarına ihracat gerçekleştirerek, sivil havacılık pazarındaki konumunu güçlendiren ve iş payını arttıran TUSAŞ, Airshow süresince dünya devi havacılık şirketleri ile yaptığı işbirlikleri ve sivil havacılığa hizmetlerini anlatacak.
Ayrıca katılımcılar, TUSAŞ standında bulunan pilot kartoneti ile fotoğraf çekerek, #GururumuzHurkus hashtagi ile sosyal medyada paylaşım yapabilecek.
Türkiye’nin Havacılık ve Uzay Merkezi TUSAŞ, İnsansız Hava Aracı Sistemi ANKA, Yeni Nesil Eğitim Uçağı HÜRKUŞ, Taarruz ve Taktik Keşif Helikopteri T129 ATAK ve Keşif Gözetleme Uydusu GÖKTÜRK gibi ana platform ve sistemlerin geliştirme ve seri üretim faaliyetlerinin yanında; dünya devi şirket ortaklıklarını başarıyla yürüterek, küresel havacılık markası olma yolunda hızla ilerliyor.
AA
Powered by vBulletin® Version 4.2.5 Copyright © 2025 vBulletin Solutions, Inc. All rights reserved.