PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : 15/12 Dünya'da Neler oluyor



muzo
15-12-2006, 09:25
KARINDEŞEN JACK GERİ DÖNDÜ!.. İNGİLTERE'DE ÖLDÜRÜLEN FAHİŞE SAYISI 5'E ÇIKTI
İngiltere'de, 3 hayat kadınının ölü bulunduğu Ipswich bölgesi yakınında iki ceset daha bulunduğu bildirildi.



İngiltere'de, 3 hayat kadınının ölü bulunduğu Ipswich bölgesi yakınında iki ceset daha bulunduğu bildirildi.
Polis, bu cesetlerin, kayıp olan iki kadının cesetleri olduğunu tahmin ettiklerini belirtti.
Polis, daha önce iki hayat kadınının kayıp olduğunu açıklamıştı.
Paula Clennell adlı kadından cumartesi gününden, Annette Nicholls'tan ise 4 Aralıktan bu yana haber alınamıyordu.
Gemma Adams, Tania Nicol ve kimliği belirlenemeyen bir hayat kadınının cesedi 3 farklı bölgede bulunmuş ve polis bu kişilerin cinayete kurban gittikleri sonucuna varmıştı.

muzo
15-12-2006, 09:26
EL KAİDE'NİN DİNİ LİDERİ YOĞUN BAKIMDA

El Kaide'nin, ABD'de ömür boyu hapis cezasına çarptırılan 'Kör imam' lakaplı dini lideri Şeyh Ömer Abdurrahman'ın sağlık durumunun kötü olduğu ve ölümü durumunda El Kaide'nin ABD'ye intikam saldırısı düzenleyebileceği uyarısı yapıldı.



El Kaide'nin, ABD'de ömür boyu hapis cezasına çarptırılan 'Kör imam' lakaplı dini lideri Şeyh Ömer Abdurrahman'ın sağlık durumunun kötü olduğu ve ölümü durumunda El Kaide'nin ABD'ye intikam saldırısı düzenleyebileceği uyarısı yapıldı.
Amerikan ABC Televizyonu'nun özel haberine göre, Federal Soruşturma Bürosu (FBI) içbildirisinde, yaklaşık 1 hafta önce kan tükürmeye başlayan ve derhal Missouri eyaletindeki Springfield Saint John Hastanesi'nin yoğun bakım servisine kaldırılan 68 yaşındaki Şeyh Ömer Abdurrahman'ın sağlık durumunun kötü olduğu bildirildi.
FBI'ın uyarı notunda, El Kaide sorumlusunun, yitirdiği kanın yerine konması için kan naklini kabul ettiği ve doktorların muayenesi sonucu karaciğerinde bir tümör belirlendiği kaydedildi.
'Kör İmam' lakaplı Abdurrahman'ın ölümü durumunda intikam için saldırılar düzenlenmesini isteyen önceki açıklamalarına dikkat çeken FBI bildirisinde, terör saldırısı uyarısı yapılırken, 'Kör İmam'ın 1998'de cezaevinden yaptığı vasiyeti niteliğindeki son açıklaması yayınlandı.
Şeyh Ömer Abdurrahman, yandaşlarıyla birlikte, Dünya Ticaret Merkezi'ne 1993'de düzenlenen ve 6 kişinin öldüğü, 1000'den fazla kişinin de yaralandığı saldırıdan sorumlu tutularak yargılanmış ve 1996'da müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.
'Kör İmam', New York'ta yapılan duruşması sırasında, 'ABD'yi, İslam dünyasına karşı izlediği politikadan ötürü cezalandırmak amacıyla söz konusu saldırıları planladıklarını' açıklamıştı.

muzo
15-12-2006, 09:26
YENİ GENEL SEKRETER BM'DE YEMİN ETTİ

1 ocakta görevine başlayacak olan Ban ki-Moon, 8. BM Genel Sekreteri olarak yemin etti.



NEW YORK - Güney Kore'nin eski Dışişleri Bakanı Ban ki-Moon, 8. BM Genel Sekreteri olarak yemin etti.


BM merkezinde yapılan törende Ban, kendisini yalnızca BM'nin çıkarlarına adayacağını, herhangi bir hükümetin ya da başka bir otoritenin talimatlarını kabul etmeyeceğine dair yemin etti.


Ban Ki-Moon, bugün yemin etmesine karşın 1 Ocak itibariyle BM Genel Sekreterliği görevine başlayacak.

muzo
15-12-2006, 09:28
DİANA'NIN ÖLÜMÜNÜN KAZA OLDUĞU KESİNLEŞTİ

Londra Emniyet Teşkilatı'ndan Paul Stephenson, kamuoyunun yararını gözeterek soruşturma raporunu açıklama kararı aldıklarını söyledi.



LONDRA - Galler Prensesi Diana'nın 1997 yılında Paris'te geçirdiği trafik kazası sonucu ölümü hakkında yürütülen araştırma sonucunda olayın bir kaza olduğu hükmüne varıldı.
2 yıldır süren soruşturmayı yürüten Londra Emniyet Teşkilatı'ndan Paul Stephenson, kamuoyunun yararını gözeterek soruşturma raporunu açıklama kararı aldıklarını söyledi.



Raporu hazırlayan emniyet teşkilatının eski başkanı John Stevens da, cinayet ve komplo gibi çok ciddi suçlamaları incelediklerini ancak olayın bir komplo olduğunu düşündürecek herhangi bir bulguyla karşılaşmadıklarını söyledi. Stevens olayı peş peşe gelen unsurların neden olduğu 'trajik bir kaza' olarak niteledi.



Kazada 36 yaşındaki Prenses Diana; sevgilisi işadamı Dodi el Fayed ve içinde bulundukları otomobilin şoförü Henri Paul ölmüştü. Fransız polisi bu konuda daha önce yaptığı soruşturma sonunda, kazaya şoförün alkollü olmasının yol açtığına hükmetmiş, şoförün paparazzileri atlatmak için aşırı hız yaparken aracın kontrolünü kaybederek geçtiği tünelin duvarlarına çarptığı görüşündeydi.



Dodi Fayed'in babası, Londra'nın ünlü mağazalarından Harrods'un sahibi Muhammed El Fayed ise, oğlu ve Prenses Diana'nın hayatını kaybettiği olayın bir kaza olmadığını savunuyordu.
Komplo teorilerinden birine göre, Fayed ve Diana'nın içinde bulunduğu otomobilin şoförü Henri Paul'un kan örnekleri, Diana'nın bir cinayete kurban gittiği gerçeğini gizlemek amacıyla morgda bir başkasının kan örnekleriyle değiştirilmişti.



Fransız polisinin iddiaların ardından yaptığı yeni kan testleri, örneklerin Henri Paul'e ait olduğunu doğruladı. Ancak Fransız polisinin çalışmaları, İngiltere'de kraliyet ailesinin en popüler mensubu olan Diana konusundaki tartışmaları dindirmedi ve İngiliz polisine bu konuyu soruşturması yönündeki baskı sürdü.



Lord Stevens, 2 yıl önce başladıkları soruşturmada, ekibinin bir olay mahallinde şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı ve ayrıntılı çalışmaları yaptığını vurguladı. Lord Stevens konu hakkında kraliyet ailesi mensupları ile kapsamlı görüş alışverişinde bulunduğunu ancak soruşturmanın devam etmesini gerektirecek bir unsur görmediğini belirtti.

"FAYED'İN İDDİALARI MESNETSİZ"


Muhammed El Fayed, komplo iddialarının arkasında Kraliçe Elizabeth'in eşi Prens Phillip'in olduğunu iddia etmişti. Bu senaryoyu savunanlar, eşinden bir yıl önce boşanan Prenses ve El Fayed'in evlilik hazırlıkları yaptığını, hatta Prenses'in hamile olduğunu iddia ediyordu.
Prenses Diana'nın hamile olmadığını da duyuran emniyet teşkilatının eski başkanı John Stevens, Dodi El Fayed'in bir nişan yüzüğü satın almış olmasına rağmen, soruşturma sonunda Prenses'in nişanlı ya da evlenme niyeti olduğunu düşündürecek hiçbir gösterge bulunmadığını belirtti. Stevens ayrıca, şoför Henri Paul'un o gece, çiftin yola çıktığı Ritz Oteli'na aniden çağırıldığını bu nedenle o gece direksiyon başında görev yapacağını kendisinin de bilmesinin mümkün olmadığını belirtti. Stevens istihbarat dosyalarına benzeri görülmedik ölçüde erişim sağladıklarını ve El Fayed'in suçlamalarının temeli bulunmadığından emin olduğunu da sözlerine ekledi. Fayed'e, yürüttüğü özel araştırmalarda elde ettiği verileri kendileriyle paylaştığı için teşekkür eden Stevens, bundan böyle tartışmanın spekülasyonlara değil kanıtlara dayanarak yapılabileceğini söyledi.



Soruşturma sonucunda, araçtaki hiç kimsenin bir cinayet komplosuna hedef olmadığı hükmüne varıldı. Ayrıca Fransız makamlarının ve sağlık görevlilerinin araçtakilerin hayatını kurtarmak için ellerinden gelen her şeyi yaptıkları belirtildi. Stevens, kazanın yaşandığı tünelin sonunda yanıp sönen parlak bir ışığın şoförün görüşünü engellediği şeklindeki senaryoyu da yalanladı.



Ayrıca Alma tünelinde, Prenses'in içinde bulunduğu Mercedes'in çarptığı beyaz bir Fiat Uno'nun foto muhabiri James Andanson tarafından kullanıldığı, Andanson'ın istihbarat servislerinin adamı iddia ediliyordu. Raporda, "Fiat Uno'nun James Andanson'a ait olmadığından, o gece kendisinin bu aracı kullanmadığından eminiz" dendi.



John Stevens, Andanson'ın bir istihbarat teşkilatının ajanı olduğu yolunda hiçbir kanıt bulunmadığını belirtirken, Fransız makamlarının Andanson'ın 2000 yılı Mayıs'ında intihar ettiği şeklindeki tespitini paylaştıklarını, ölümünden hemen sonra ofisindeki hırsızlığa dair ayrı bir araştırma yürütüldüğünü ekledi. Eski Londra Emniyet Müdürü Lord Stevens 15 kişilik bir ekiple yürüttüğü soruşturmanın maliyetinin yaklaşık 8 milyon doları bulduğu tahmin ediliyor. Soruşturma kapsamında 20 bin belge incelendi, bin 500 kişinin de ifadesine başvuruldu.
Soruşturma raporunun Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı CIA'nin, ölümünden kısa bir süre önce Diana'nın telefon görüşmelerini dinlediğini duyuracağı da öne sürülüyordu. Ancak iddia CIA tarafından reddedildi.



Prens Charles ve Diana'nın oğulları Prens William ve Harry'nin bugün basın toplantısıyla açıklanacak bulgular konusunda bilgilendirildiği sanılıyor.



1961'de aristokrat bir ailenin üçüncü çocuğu olarak doğan Diana Spencer, 1981'de İngiliz tahtının varisi Galler Prensi Charles ile gösterişli bir törenle evlendi. Diana kısa sürede kraliyet ailesinin en popüler üyesi oldu. 1992 sonunda ayrı yaşamaya başlayan çift, 1996 Ağustos'unda boşandı. Evliliğinin son yıllarında Prenses özel hayatındaki sorunları kamuoyu önünde de ifşa etmiş, zamanını daha çok hayır işlerine ayırmaya başlamıştı. Diana, 31 Ağustos 1997'de, günün ilk saatlerinde Paris'te erkek arkadaşı Dodi Fayed ve şoförleri Henri Paul ile geçirdiği trafik kazası sonucu öldü.



Ölümü sonrasında kraliyet ailesinin başta sergilediği mesafeli tutum büyük bir tartışmaya neden oldu.



Ölümünün 10. yılında, Diana hem yaş gününde düzenlenecek bir konserle hem de öldüğü gün düzenlenecek bir ayinle anılacak.