PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Bilgisayar Kitapları Arşivi



beaverss
02-11-2015, 21:22
Bilgisayar Kitapları Arşivi
3D Studio MAX R2
Animasyon bölümünde sizlere 3D Studio MAX ın genel kullanımı ve animasyon filmlerinin nasıl yapıldığını anlatacağımızı söylemiştik. Öncelikle programı biraz tanıyalım. (Dikkat!; bu bölüm sizi 3DS MAX'ı sisteminize başarıyla yüklemiş kabul etmektedir.)
3D Studio MAX
3D Studio MAX sizi hayal gücünüzün elverdiğince derinlere götürebilecek kadar güçlü bir animasyon programıdır. Programı biraz daha iyi kavradıktan ve kullanılan araçların ne zaman, nerede ve nasıl kullanılacağını öğrendikten sonra yapacaklarınız size oldukça keyif verecektir.
Program sisteminize kurulduktan sonra ilk kez çalıştırıldığında size gelecek olan bir seçim ekranıyla karşılaşacaksınız. 3D Studio MAX Driver Setup.
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Bu seçim ekranı 3DS MAX'ın ekranda görüntüleri verecek olan ekran sürücüsü programının belirlendiği kutudur.
Bu ekrandaki seçenekler ise;
I)Heidi : Heidi adı verilen görüntü sürücülerini seçebilmenizi sağlar. İşaretlendiğinde iki sürücü daha aktif seçili duruma geçer.

• a)Software Z buffer : MAX'ın bilgisayarın sahip olduğu standart görüntü donanımını kullanarak görüntülemesini sağlar.
b)Custom Driver : Sağ tarafta bulunan bu seçenek Heidi driver'ı kullanan başka sürücüleri seçebilmenizi sağlar.
II)Open GL : Open GL standardını destekleyen herhangi bir grafik hızlandırıcıya sahipseniz bu seçeneği işaretleyebilirsiniz. Max kendiliğinden sisteminizde yüklü olan sürücüyü bulacaktır.
III)Direct 3D : Sisteminizde Microsoft Direct 3D sürücüleri kullanan herhangi bir hızlandırıcınız varsa bu seçeneği işaretleyebilirsiniz.
Kullanıcı arabirimi
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Ekranın üst tarafında bulunan File, Edit, Tools, Group, Views, Render, Track View ve Help kategorilerinden oluşan menüdür.
Komut Çubuğu
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Yine ekranın üst tarafında, menülerin hemen altında bulunan, yatay olarak sıralanmış bir grup düğme ve kutudan oluşmaktadır. Bazı temel komutları devreye sokan ikinci bir komut merkezidir.
View Ports
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Max arabiriminin en büyük kısmıdır. Oluşturulan sahnelerin belirlenen bakış açılarından nasıl göründüğü, bu görüntü alanlarından izlenir. Max açıldığında dört farklı açıdan görüntü veren dört görüntü alanı çıkar. Çalışmaların, üzerinde gerçekleştiği alan aktif ekran olarak adlandırılır ve ekranda beyaz kalın bir çizgiyle çerçevelendirilir. (Yukarıdaki örnekte FRONT bakış açısı aktif ekrandır.) Ekrandaki görüntü alanlarının sol üst köşelerinde beyaz yazıyla o bakış açısının ismi yeralır. (Perspektive, Front, Left, vb..)
Durum ve Suflaj Satırı
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Suflaj satırı
Ekran üzerinde seçilmiş olan nesnelerin sayısını göstererek kullanıcıya yardımcı olur.
Suflaj satırı ise ingilizce cümlelerle kullanıcının yapması gereken bazı işlemleri bir suflör gibi belirterek kullanıcıya yol gösterir.
Bu sayıda MAX hakkında basit bilgiler verdik. Sonraki sayıda görüşmek dileğiyle hoşçakalın ..

beaverss
02-11-2015, 21:24
MAX'de Menüler
Nesne menüleri, MAX'de animasyonu hazırlarken kullanılan objelerin yaratılması, değiştiricilerin ve efektlerin uygulanmasını sağlayan menülerdir. Ayrıca animasyonların hareketlendirilmesini sağlayan Inverse Kinematics, dinamik efektlerin (yerçekimi, çarpışma, parçacıklar...) uygulandığı Space Warps'ları içeren bölümdür.
Şimdi obje oluşturmakta kullanılan menüye bir göz atalım...
Create Menüsü
Create menüsü, MAX uzayında obje oluşturmak için kullanılan tek ve en karmaşık menüdür. Kendi içerisinde yedi farklı bölüme ayrılır.
Geometry: Max uzayında üç boyutlu objeleri oluşturmakta kullanılan bölümdür. Ayrıca kendi içinde dokuz bölüme ayrılır. Bunun sebebi kullanılan objelerin max'de farklı sınıflarda oluşmasındandır.
Shapes: Max uzayında iki boyutlu nesneler ve üç boyutlu nesnelerin iskeletlerini oluşturmakta kullanılır. Bu menü kendi içinde ikiye ayrılır. Daha sonra Nurbs Modelleme' de anlatacağımız, Nurbs Curves bölümününde bulunduğu kısmı içerir.
Lights: Max uzayında nesneleri ışıklandırmak ve ışık efektlerini uygulamak için kullanılan aydınlatma objelerini içerir.
Cameras: Max uzayında oluşturduğumuz animasyonlarda kamera ve görüntüleme objelerini içeren bölümdür.
Helpers: Max'de animasyonları hazırlarken bazı yardımcı elemanlar kullanılır. Örneğin, hareket eden bir kol yapılacağı zaman bu kolun eklem noktalarını "point" gibi bir yardımcıyla belirtmemiz gerekir. İşte bu bölüm bize bu yardımcıları sunar.
Space Warps: Max uzayında dünyadaki çevresel etkileri oluşturmak için kullanılan bölümdür. Dalga, rüzgar, patlama bu efektlere örnek gösterilebilir.
Systems : Bu bölümde ise Max'in uzay sisteminin ve ek olarak çevresel plugin'lerin yer aldığı menüdür.
Modify
Modify, bir animatörün en çok kullandığı menülerden biridir. Bu menüdeki değiştiricilerle bir kutudan(box objesi) bir otomobil yapabilirsiniz. Her nesne için değişik bir modify menüsü vardır. Bir nesneyi "create" den yarattıktan sonra nesnenin özelliklerini sadece bu menüden değiştirebilirsiniz.
Hierarchy
Hierachy menüsü, eklemli animasyonlarda eklem ve hareket kısıtlamalarının oluşturulduğu bölümdür.
Motion
Motion menüsü animasyonlarımızda kullanılan hareketlendirilmelerin kontrol edildiği bölümdür. (Time, position, scale vb.)
Display
MAX'de çalışma alanlarının (viewport) kullanılmasında yardımcı olan, bazı özellikleri açıp kapamanıza yarayan, komutları içeren bölümdür.
Utilities
Utilities menüsü MAX ile beraber gelen ve çalışırken bizlere yardımcı olacak programların bulunduğu yerdir. Özellikle "DYNAMICS Utilities" bölümü çevresel ve atmosferik efektlerde oldukça yardımcı olmaktadır.
Max' da kullanılan menülerin genel olarak özelliklerini öğrendikten MAX uzayında nesnelerin nasıl oluşturulduğunu ve modifiers'ların nasıl uygulanacağına bir göz atalım.
Öncelikle create menüsünü açalım. Daha önce herhangi bir seçeneği işaretlemediyseniz "Object Type" bölümünde Box, Cone, Sphere vb. olan bir menü grubu olacaktır. Burada Box yazan butonu seçiyoruz. Karşımıza gelen, Menü Box nesnesini yaratmakta kullanacağımız genel parametreleri içerir. Creation Method'da Box ve Cube seçenekleri bulunmaktadır. Bu seçenekler küp ya da kutu şeklinde bir nesne yaratmayı sağlar.
Parameters'da nesnenin boyutları ve yüzey sayısı ayarları bulunur. Şimdi TOP görünüşünde faremizin sol tuşuna tıklayarak bir BOX nesnesi yaratalım. Fareyi çalışma ekranı üzerinde hareket ettirdiğimizde bu parametrelerde de değişiklikler görülür. Fakat burayı kapattığımızda bu kutunun özelliklerini buradan değiştirmemiz imkansızdır. Bunun için "Modify" panelini açıyoruz. Modify panelini açtıktan sonra, kutumuz seçili durumdayken, karşımıza daha önce Box nesnesini yaratırken gördüğümüz parametreler gelir. Şimdi bu parametrelerden Length yazan bölüme fare ile tıklıyoruz. Buradaki değeri 100 yapıyoruz, enter tuşuna basarsak kutumuzun boyunda bir değişiklik olacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken, oluşturulan bir nesnenin özelliklerini Modify'den düzeltebileceğimizdir. Bunu her zaman aklımızda tutmamız gerekir. Animasyonlarımızı yaparken oldukça sık kullanacağız.
Max uzayında bütün nesneler aynı şekilde yaratılır. Gerekli olan butona basılır ve parametreleri değiştirilir. Sizde diğer nesnelerin nasıl oluşturulduğu hakkında biraz bilgi almak için nesneleri tek tek deneyin.
İki boyutlu nesnelerin üç boyutlu nesnelere çevrilmesini inceleyelim. Öncelikle yapmamız gereken şey Shapes menüsünden çizeceğimiz modelin kalıbını oluşturmak. Örneğin bir silindir çizelim.
Shapes bölümünden Circle'a fare ile tıklıyoruz. Nesnenin boyutunu fareyi ekran üzerinde sol tuşu basılı şekilde hareket ettirerek belirleriz. Şu an elimizde iki boyutlu bir dairemiz var. "Modify" menüsü bulunan "Extrude" butonundan seçildiğinde Max otomatik olarak objemizin üçüncü boyutu oluşturur. Artık yapmamız gereken şey üçüncü boyutun genişliğini belirlemek. Bunu "Parameters" bölümünde "Amount" parametresini arttırarak yapabiliriz. Örneğin, Amount parametresini 10 yaparak değişiklikleri izleyin. Burada bulunan diğer ayarlar ise (capping ,output ...) daha sonra inceleyeceğimiz Patch ve Nurbs modellemede bize yardımcı olacak parametrelerdir.
Nesnelerin oluşturulması ve özelliklerinin değiştirilmesi, animasyon yaparken çok kolaylık sağlayacaktır. Bunun için sık sık modify menüsünden, parametreleri kullanarak değişik nesneler oluşturmanızı öneririz.
Sonraki ay görüşmek dileğiyle hoşçakalın..

beaverss
02-11-2015, 21:27
NESNEDEN GERÇEĞE

Bu ay sizlere MAX dünyasında kaplama(texture) özeliklerini ve kullanımını anlatcağım. MAX de kaplamalar, yapılan animasyonların gerçekçiligini daha fazla arttırmak için kullnılır. Örneğin mermer bir zemini MAX de modellediğinizde kaplamaları uygulamadan
önce kimse onun mermer bir zemin olduğunu anlayamaz(hatta zemin olduğunu bile anlamaları zor olabilir). Bu yüzden kaplamaların önemi göz ardı edileyecek boyuttadır.bir örnekle başlayalım (Gerektiği yerde bazı açıklamaları yapacağım)
Mermer zemin dedik bu mermer zemini yaratalım. Create bölümünden 125X125X10 boyutlarında bir BOX objesi yaratalım.. Daha sonra Tool menusunden Material Editor ü çalıştıralım. Karşımıza ust kısmında 6 adet küre olan bir pencere açılacaktır...Bu ekranın adı "Material Editör"dür ve bütün kaplama işlemlerini bu pencereden yapılmaktasır.. Kutuyu seçelim. Daha sonra kürelerin alt kısmında "STANDART" yazan düğmeye basalım. Karşımıza bir pencere daha çıkıyor. Bu pencere kaplamalarımızı seçmek için kullandığımız Material Browser penceredır. "Browse from" penceresinde "material library" yazan bölüme tıklıyoruz. Yan tarafta daha fazla yazının geldigini farketmişsinizdir. Bu yazıların üzerinde altı adet pencere kontrol butonu wardır. Bu butonlardan ikincisine tıklarsak kaplama resimleri görebiiriz. Ttıkladıktan sonra mermer dokusu olan bir kaplama seçip ok diyoruz( Granite red kaplaması tavsiye edilir). En başataki kürenin o kaplama resmi ile kaplandığını gördük. Fakat bu resim bizim box nesnesine uygulanmadı. bunu için "Assign material to selection" butununa basmamız gerkiyor.(kürelerin altındaki 3. buton). Şimdi nesnemiz nasıl olmuş görelim. Bunu için RENDER işlemini yapmamazı gerekmektedir. Render işlemi MAX de yaptığınız çalışmaların en son halını görmek için yapılan bir işlemdir..Bunun için "Rendering" menusunden Render'e tıklıyoruz. Karşımıza gelen render ayarları bizim renden kalitesi çiktiların kaydedilmesi animasyonların video formuna dönüştürülmsi işlemini yapar...Burda gerhangi bir ayara yapmamıza gerek yok(şimdilik). Viewport pencerisnden render edilecek ekranımızı seçerek render diyoruz. Gördünüzmü?. Box nesnemiz artık bir mermer blok haline geldi. Kaplamalar bu kadar gerçekçi etki yaratabilmektedir. Şimdide bu mermer bloğun üzerine camdan bir küre yerleştirelim. Bunuda aynı şekilde yapcağız..render ekranını kapattıktan sonra yine create sphere yolunu izleyerek kutunun tam üzerinde bir küre yaratalım .Büyüklüğü önemli değil. Küreyi yarattıktan sonra tools menusunden yine material editorü çalıştırıyoruz. Bu kez mermer kaplı olan küre resminin yanındaki küreye tıklıyoruz(muhtemelen yeşil olan küre). Daha sonra standart yazan butona tıklıyoruz. Burada Glass adlı kaplama resmini seçmemiz gerekiyor. çünkü cam kaplaması bu kaplama ile yaratılmakadır. ve "assign material to selection" butonuna tekrar basıyoruz( dikkat: küre seçili olmazsa bi işe yaramaz). Ekrandaki küre resmi daha değişik bir hal aldı değilmi?
tekara render ederek etkiyi bir görelim .(render yapmayı unutmadınız değilmi?). Ve ışık, etkiyi daha da gerçek kılar. Crate-lights bölümünden bir adet target spot yaratalım ve gölge verelim .Gölge vermek için spotun yaratılma ekranında shadow parameters den cast shadows kutusuna tıklıyoruz. Şimdide render yapalım.(yaptığımız işlerlerden sonra render ekranını görmek için buraya tıklayınız)
Anlattığımız konular nesnelerin kaplanması,aydınlatılası ve renderini içeriyordu
bu işlemlerin özellikleri örneklerimiz devam ettikçe daha da yoğunlaşacaka ve açılanacaktır...

beaverss
02-11-2015, 21:32
Merhabalar
Bu ay sizlerle küçük bir animasyon yapacağız. Bu animasyonu yaparken bazı animasyon, canlandırma ve kaplama tekniklerini öğreneceksiniz.
Yapacağımız animasyon bir uçuş smülasyonu. Kullanacağımız meshler bir uzay gemisi ve bir ay yüzeyidir. Öncelikle ay yüzeyini hazırlayalım. Create menüsünden 200 X 200 X 2 boyutlarında bir box nesnesi yaratmamız gerekiyor.Bu nesnenin üzerinde uygulayacağımız değiştiricelerden dolayı segment sayısı fazla olmalıdır. Segment sayılarını 20 X 20 X 20 olarak ayarlayınız.
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Daha sonra Modifiers menüsünden Noise butonuna basarak Noise değiştiricisi uygulayalım. Bu ayarlarda seed ve scale parametrelerini 50 olarak atamamız daha gerçekçi bir etki yapar. Bu parametreleri uyguladıktan sonra z eksenindeki parametreyide 30 olarak ayarladığımızda BOX nesnemiz deformasyona uğrayarak yapmaya çalıştığımız ay yüzeyine oldukça benzeyecektir.(NOT: Bu işlemi yaptıktan sonra BİLGİSAYARINIZ YAVAŞ İSE bu nesneyi kaydedin.)

beaverss
02-11-2015, 21:35
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Bundan sonra devam etmek için buraya tıklayarak uzay gemisi modelini download etmeniz gerekiyor. Download bittikten sonra zip dosyasını açın ve bu dosyayı C:\3DSMAX2\SCENES\ dizini altına kopyalayın. Bu işlem bittikten sonra animasyonumuza devam ediyoruz. File menüsündeki Merge komutunu kullanarak uzay gemisi modelini ekranımıza alıyoruz. Biliyorum Merge ettiğiniz uzay gemisi oldukça büyük. Bilerek yaptım. Gemi üzerine sağ tuşa tıklayarak Scale yazan butona tıklıyoruz. Ve gemi üzerinde istediğiniz küçüklüğe ulaşıncaya kadar küçültüyoruz.
Şu an için bir ay yüzeyimiz ve bir uzay gemimiz var. Rendering menüsünden render butonuna tıklıyoruz. Ekrana gelen pencerenin en altında render yazan bir buton var. Bu butona tıklayarak ne yaptığımızı görebiliriz. Benim render işlemimin sonunda ortaya çıkan çalışmada ay yüzeyine benzemeyen bir şeyler var.

beaverss
02-11-2015, 21:35
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Hemen bunu ay yüzeyine benzeteceğiz. Nasılmı??? Tabiki Material Editörle yani kaplama kullnarak...
Material Editör'ü açtığımızda en üst köşedeki kırmızı top olan ekrana tıklıyoruz. Daha sonra MAPS yazan bölüme tıklayarak kaplamamızın ayarlarını yapacağımız ekranı açıyoruz. Burada ekrana gelen 11 adet işaretleme kutusu ve parametreler yazan kısımlar vardır. Bu kısımlardan Diffuse ve Bumb yazan işaretleme kutularını şeçiyoruz. Diffuse kaplanacak olan resmi ve Bumb ise kabartı oranını ayalamak içi kullnıyoruz. Diffuse yazan bölüün yanında bulunan ve üzerinde NONE yazan butona tıklıyoruz. Ekrana gelen ekrandan BİTMAP yazısına çift tıklıyoruz. Dikkat ettiyseniz MAPS yazan yerde başka bir parametre ekranı geldi. Bitmap Parameters bölümündeki yanında BİTMAP yazan büyük butona tıklıyoruz. Ve karşınıza bir seçim ekranı geliyor. Bu ekrandan DIRTGRAY.JPG isimli dosyayı seçerek ay yüzeyi isimli değiştirilmiş box nesnesine uygulayacağımız kaplamayı seçiyoruz. Daha sonra yukarıda Map#2 yazan yere tıklayarak Material#1 ekranının gelmesini sağlıyoruz. Diffuse yazan butonun üserinde şimdi Map#2 (DIRTGRAY.JPG) yazmaktadır. Bu kutunun üzerine gelip sol tuşa basarak bumb kaplama yazan yere sürüklüyoruz. Bumb yazan buton üserine gelince farenın butonunu bırakıyoruz. Ekrana gelen seçim penceresinden copy i işaretleyerek ok diyouz. Böylece Difusse atadığımız kaplama resmi uğraşmadan bumb map'ine atanmış oldu. Hazırlamış olduğumuz kaplama ekranın üzerine gelip sürükle bırak uygulayarak ay yüseyi adlı nesnemisin üzerine getirip bırakıyoruz.

beaverss
02-11-2015, 21:36
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Böylelikle ay yüzeyi nesnemiz hazırladığımız kaplamayla kaplanmış olur. Kaplama işimiz bitti. şimdi canlandırmaya basşlıyoruz. Bundan sonra yapacağımız işlemler size zor gelebilir fakat bittğinde oldukça eğlenceli olacaktır. Evet başlıyoruz kamera veee motoor...
Öncelikle uzay gemimizin izleyeceği yolu belirlememiz gerekiyor. Bunu path (yol) kullanarak yapacağız. Create shapes panelinden bir Line iki boyutlu nesnesi yaratacağız bunun için left Viewport'unu kullanacağız. Yanda görüldüğü giibi bir şekil çizmeye çalışın. Bu çizgiyle uçağımızın izleyeceği rota belirlenmiş oldu. Şimdi pilota bu rotayı tarif etmek gerekiyor.Uzay gemisini seçiyoruz. Motion paneline tıklayarak hareket parametrelerinin ekrana gelmesini sağlıyoruz. Assign Controller den position parametresine tıklıyoruz . Dikkat ettiyseniz Assign Controller parametresi aktif duruma geçti. Bu parametreye tıklayarak ekrana gelen parametrelerden PATH yazan parametreyi seerek OK diyoruz. Bu seçimi yapar yapmaz açılan ekrandan gelen Pick Path butonuna basıyoruz. Bıyon yeşile döndükten sonra line objemizi seerek uçağın bu objeyi tanmasını (yani yol olarak bu öbjeyi kabul etmesini) sağlıyoruz. Play butonuna bastığımızda uçak bu yolu izleyecektir. Ama bir teslik var. tam olarak izlemiyor.Bunu düzeltmek için Fallow kutusunu işaretliyoruz. Büyük bir ihtimalle sizin uzay geminizde benimki gibi garip bir yön kazanmıştır. bunu da hemen atta bulunan x y z kutucuklarından bunu düzelte birilsiniz . yinede olmuyorsa hemen yan taraftaki Flip kutucuğunu işaretledikten sonra deneyin.mutlaka düzelecektir.evet ay yüzeyimixi oluşturduk, kapladık , gemimizin rotasını belirledik, sadece bireksik kaldı oda güneş ışıkları.
Bunu yapmayı dahaönceki sayıda anlatmıştım. Fakat tekrar anlatmayı uygun görüyorum.
create-ligths bölümünden bir omni ışıgı yaratıyoruz. B ışıgı yaptığımız ay yüzeyinin üzerinde uçaktan ykarıda yaratırsak daha etkileyici etkiyi alırız.
Omniyi yarattıktan sonra parametleririn bulundugu bölümü en alta indirirerek Shadows parametersin bulundugu pencereyi ekrana getiririyoruz.Burada Cast shadows ve Use Global seetings kutucuklarına işaret koyuoruz. Ve rendere bir kez daha bakıyoruz .. Nasıl renderde güzel görünüyor değilmi??

beaverss
04-11-2015, 09:48
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Şimdi de videomuzu yapalım....
Render menüsünde bulunan Common Parameters bölümndeki acive time segment bölümünün aktif olmasını sağlayın daha sonra videomuzun boyutunu ayarlayın ve render output bölümündeki files butonuna basın gelen ekrana videonuzun ismini yazın.ve ok'e basın gelen ekranda herhangi bir değişiklik yapmadan ok butonun a yeniden basın.
en altta render butonuna bulunan kutudan perspektif ekranını seçin ve render butonunna basın eğer bir hadta yapmadıysanız güzel bir uzay gemisi simülasyonunuz olacaktır..Ben sizler için bu simülasyonun bitmiş halini yaptım.Buraya tıklayarak indirebilir ve sizinkiyle karşılaştırabilirsiniz.
Mehabalar...
Biraz gecikmeyle 3DS MAX derslerimize devam ediyoruz. Bu ay sizlere lens flare ve lens focus hakkıda bilgi vereceğim. Lens flare max da camerada ışık kırılamarını ve yanısmalarını simule etmek için kulanılan özel bir efekt türüdür. Hep birlikte bu etkinin nasıl verildigini uygulamalı olarak yapalım. Bunun için bir omni yaratacağız ve de bir free kamera. Bu işlemleri yaptıktan sonra rendering penceresinden video post ekranını açıyoruz. Add scene event butonuna tıklayarak efektimzin hangi kamerayı
kullanarak oluşacağını max a belirtmemiz gerekiyor. Bir tek kamera kullanıgımız için bu kamerayı seçiyoruz. Kuyruğa (quene) eklenen kamera dan sonra lens efektimizi seçmek için Add image filter event butonuna tıklıyoruz. açılan pencereden lens flare yazısına tıkladıktan sonra ok diyoruz. Eğer OK demeden setup ekranına tıklarsanız hiçbir ayalamanız kabul edilmez. Kuyrukta lens efect flare yazan yazıya çift tıladıktan sonra setup butonuna basıyoruz. kariımıza gelen ekran lens efektinin ayarlarının yapıldıgı setu ekranıdır.burada node sourse butonuna tıklayarak omni ısıgımzı secmemiz grekmektedir. Seçim işleminide tamamladıktan sonra Prewiev ve VP Quene butonlarına basarak nasıl bir lens efekti elde ettiğimizi görebilrsiniz. Hoş değilmi? Ama bu sadece birazı. Size değerinib üyüterek daha büyük bir efekt oluştırabilirsniz. Varsayılan olarak 30 belirlenmiştir. Bunu 50 yaparak etkiyi bir izleyin. Daha büyük bir efektimiz var arık. Şimdide mercek kırılması efektini vereceğiz. Bunu için pereferences alanındaki Auto Sec.. kutusuna çentik koymamız gerekiyor. Bu çentigi koyar koymaz ekrandaki değişikliği farkedeceksiniz. Ama sanırım biras fazla. Şimdi bu ayarlara bi göz atalım. Auto Sec.. kartına tıkladığızda karşımıza gelen ekran bu ayarların yapıldığı alandır. Min ve max degerlerini 1-3 olarak ayarlıyoruz, Radial color geçişindeki renk bayraklarının en sağındakine tıklayarak edit properties yazısına tıklıyoruz. Color yazan yerde renk ayarını yapcağız, kırmızı alana tıklayarak bu alanaı istedigniz bir renge dönüştürüm.(ben maviyi seviyorum =) )hoş görünüyor değilmi?? Bu değişiklikleri yaptıktan sonra OK butonuna basarak render ediyoruz. Fakat bu efektin görülmesi için renderi video post ekranında yapmamız gerekmektedir.Bu yüzden OK dedikten sonra video post ekranında "execute squence" butonanua basıyoruz(koşan adam olan buton)karşımıza gelen ekranda "singl"e yazan butona tıklıyoruz ve rende diyoruz. Ekranda gördüğünüz işigin kameradaki kırılamsının bir kopyasıdır. Şimdide focus efektini inceleyelim. Maxı resetledikten sonra top ekranında iki tane box objesi ciziyoruz. Bunlardan birtanesini diğerinin arkasına ve biras daha soluna yerleşitiriyoruz. Ortalama boyutları 30X30X30 olan kutuları cizdikten sonra bir target kamera yaratarak kameranın ki kutuyuda görmesini sağlıyoruz. Bu işlemler bittikten sonra video post ekranına geri dünuyoruz. Add Scene Event butonuna basarak kameramızı sectikten sonra "add scene event" butonun tıklayarak lens efect focus filtresini seciyoruz. OK dedikten sora kuyrukta lens efect focus filtresine çift tıklayarak "setup" butonuna basıyoruz. Karşımıza gelen ekrandan ilk önce "prewiev" ve "VP Quene" butonlarına basarak etkiyi görüyoruz, oldukca bulanık!. Sol tarafataki butonlardan "focal node" yazan butona tıkladıktan
sonra "select" butonuna da tıklıyoruz. Burada box1 kutusunu seciyoruz:.biraz daha netleşti fakat amacaımız bu degil. "Horiz focal loss" degerini 76 ya getiriyoruz. Ve "focal range" degerinide 74 degerine getirdikten sonra yapmak istedigimiz olay tmamlanmış olcaktır. Önde görülen nesne net arkadaki ise bulanık görümektedir. Yani anlatılmak isteilen kamera etkilerinde bu filtre de odaklama simulasyonunu oluştırmaktadır. Bu efekti kullanarak daha gercekci etkilerle animasyon yapabilrisiniz. Önümüzdeki ay Hilight filitresini ve video post da iki kameranın montajını üzerinde duracağız. Ve ayrıca sizlere iki farklı pluginin yüklemesini ve kullanılmasını öğreteceğim.Bol renderli günler dileğiyle hoşçakalın. Resim1 Resim2 Resim3

beaverss
04-11-2015, 09:49
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Animasyon 3d Max in en karmaşık olgularından biridir. Bu örnekte basit bir prizmanın twist effectiyle nasıl kıvrılabileceğini anlatacağım. Bu örnekte hem obje defarmasyonunu hem de frame slider'ın nasıl kullanıldığını öğreneceksiniz. Bu işlemi 4 adımda gerçekleştireceğiz.
Adım 1: İlk önce işe bir prizma çizmek ile başlayalım. Bunu perspektif penceresinden yapın. Boyutlarını ve segmentlerini aşağıdaki tabloya göre ayarlayın
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Adım 2: Yapmış olduğunuz prizmayı seçin. Frame slider'ı 100 konumuna getirin. Oradan modify adlı paneli açın. Burada bulunan kutucuklardan twist yazılı olana tıklayın.

beaverss
04-11-2015, 09:50
Adım 3: Bundan sonra yapacağımız iş animate adlı alt kısımdaki (frame slider'ın yanında) butonu aktif hale getirmek. Buton aktif hale geldiği zaman kırmızı rengi alır. Ardından yapacağımız iş twist bölümünde bulunan (yandaki panel) parametreleri değiştirmek. Parametreleri aşağıdaki tabloya göre değiştirin.
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Adım 4: Aktif hale getirmiş olduğumuz animate butonunu tekrar deaktive edelim. Buton önceki giri halini alır. Artık animasyon hazır. Render menüsünden istediğiniz bir çözünürlük belirleyin. Aktif olan segmentleri (frameleri) belirleyip render seçeneğini tıklayın. Render işlemi bittiğinde animasyonu kaydettiğiniz yerden microsoft avi player ile oynatmanız mümkündür. Daha sonraki sayılarda görüşmek üzere

beaverss
04-11-2015, 09:52
10 DERSTE FRONTPAGE SİTESİ
Ders 1: Sitenizi Planlayın
Internet’e veya Intranet’te Web sitesi sahibi olmadan önce yapılacak bir çok iş var. Bir kere siteniz Internet’te yeralacak ve World Wide Web (WWW) yoluyla herkese açık olacaksa, bu imkanı size sağlayacak bir evsahibi bulmanız gerekir. Siteniz, şirketinizin Yerel Alan Ağı’nda (LAN) Server görevi yapan bir bilgisayarda duracak ve sadece LAN’a erişimi olanların hizmetine sunulacaksa, sistem operatörü ile uzun uzun görüşmeler yapmak zorundasınız! Bir Web sitesinin, Internet’te mi, Intranet’te mi yer aldığı sitenin tasarımcısı açısından hemen hemen hiç bir farka sahip değildir. Yeter ki sitenize bir ev sahibi bulun: ister Internet’te ister Intranet’te. Biri dünya, diğeri şirket çapında, ama sonuç itibariyle her ikisinin de adı Web Sitesi! Ve her ikisi de aynı şekilde tasarlanır ve oluşturulur.
İşte size iki altın kelime: Tasarlama ve Oluşturma.
Bilgisayarın başına oturmadan önce, babadan kalma yönteme başvurarak, elinize kağıdı kalemi alıp, iyi bir planlama yapmak zorundasınız. Dolayısıyla bu bölümde önce Web Sitesi nasıl planlanır sorusuna cevap arayacağız. Bunu yapmadan site oluşturmaya kalkmak, nereye gideceğini planlamadan otomobile binip motoru çalıştırmaya benzer.
Web Sitesi’nin Amacı
Site planlaması, bütün iletişim araçlarında olduğu gibi, amacın belirlenmesiyle başlar. Sitenizin amacını belirlemek için şu sorulara cevap bulmalısınız:
 Bu siteyi neden oluşturuyorum? Sitemi ziyaret edip, sayfalarımı görecek olanlar ne öğrenecekler? Ne elde etmiş olacaklar?
Bu soruya vereceğiniz cevap, sitenizin birinci amacını belirleyecektir. Sitenizi gerçekten kişisel bir kararla, yani bir ticaret kuruluşu, bir dernek veya benzeri bir kuruluş için değil de sadece kendi zevkiniz için yapıyorsanız, bu sorunun cevabını siz vereceksiniz. Siteniz bir gruba, bir şirkete, bir kuruma ait olacak ise, bu sorunun cevabı muhtemelen grubu, şirketi veya kurumu yöneten kişi veya kişiler tarafından verilecektir. Siz sitenin sadece mimarı iseniz, bu sorunun cevabını sitenin sahibinden mutlaka almalısınız. Bu sorunun cevabı sitenin içeriğinin ana hatlarını belirler.
 Hedef kitle nedir? Bu siteyi ziyaret etmesini istediğimiz kişileri nasıl tanımlayabilirim.
Bu sorunun cevabı sitenizin içeriğinin özelliklerini ve sunuluş tarzını, başka bir deyişle uslubuna belirler. Yine, siteniz tamamen kişisel ise, sorunun cevabını siz vereceksiniz; site grupsal, örgütsel veya kurumsal ise, yetkililerden alacaksınız. Bir müzik sitesi, gençlere yönelik olabilir; herkese yöneli olabilir; türkü sevenlere yönelik olabilir; pop müzik sevenlere yönelik olabilir. Hedef olarak seçtiğiniz kitle, içerik olarak sunacağınız müziğin türünü de belirler; hedef kitleyi çekecek unsurlara yer vermeniz mümkün olur. Bu kitlenin zevkleri, ihtiyaçları nelerdir? Bunlara sitenizde nasıl hitabedebilirsiniz?
 Sitenizde ne tür bilgiler bulunacak? Ne tür bilgiler bulunmayacak?
Özellikle kurumsal nitelikteki sitelerde, yer alacak bilgiler kadar yer almayacak bilgilerin de belirlenmesi şarttır. Sitenizde yer alacak bilgilerin türü belirlendikten sonra, bu bilgilerin derlenmesi sorunu vardır. Yine, kurumsal nitelikteki sitelerde yer alacak bilgilerin birara getirilmesi ve tasarımcı olarak size toplu halde verilmesi gerekir. İster siz derleyin, isterse başka bir birim versin, tasarımcı olarak elinize gelen bilgilerin doğruluğunu tayin etmeniz gerekir. Siteniz tamamen size ait ise, yervereceğiniz bilgileri en az iki kaynaktan kontrol edin. Buna gazetecilikte iki kaynak kuralı denir. Bir örgüt veya kurumun sitesine girecek bilgilerin doğruluğunu tayin eden ayrı bir birim bulunabilir.
 Ziyaretçilerden ne tür bilgiler isteyeceksiniz ve bu bilgiler ne olacak?
Web, iki yönlü bir trafik gibidir; bir Web sitesi hem bilgi verir, hem de bilgi alır. Alınacak bilgiler bir form yoluyla derlenebileceği gibi, ziyaretçinin bilgisayarına Çerez (Cookie) göndermek ve bu kişinin sitenizi yeniden ziyareti halinde Çerez’deki bilgileri almak suretiyle de olabilir. Form veya Çerez yoluna başvurmasanız bile, bir ziyaretçinin sitenize bağlanması halinde, Web sitenize ev sahipliği yapan Web Server, isterseniz size bu ziyaretçi hakkında bir çok bilgiler sunabilir. Ziyaretçileriniz hakkında neleri bilmek istiyorsunuz? Bu bilgileri nasıl işlemek, ya da bu bilgilerden nasıl yararlanmak istiyorsunuz? Bu soruların cevabı, sitenizin oluşumunda ve gelişmesinde önemli rol oynayabilir.
 Sitenize ne kadar kaynak ayırabilirsiniz?
Bir site ne kadar büyükse, o kadar çok zaman ve hatta para harcamak gerekir. Sayfalarınızın durduğu ve Internet’e açıldığı Web Server’daki alan için para ödüyor olabilirsiniz; ödemiyor olabilirsiniz. Ücretsiz ev sahipliği yapan firmalar genellikle sınırlı bir alan sağlarlar ve sınırlı ziyaretçiye izin verirler. Ücret alan ev sahipleri ise bu ücreti alanın, sundukları hizmetin ve ziyaretçilerin sayısıyla belirlerler. Siteniz, ücretsiz bir Server’da bile bulunsa, içeriğin hazırlanması için gerekli programları (grafik veya multimedya işleme programları) satın almanız gerekir. İçerik olarak kullanacağınız malzemenin tümü yayın hakları bakımından ücretsiz edinilebilecek unsurlar olsa bile, aralarında yazılı izin gerektirenler olabilir. Bu yazıların yazılması, gönderilmesi ve takibi zaman ve dikkat ister. Şarkı sözlerinin şiir gibi yayınlanması bile “önceden yazılı izin alınmasına” tabi olabilir. Bu bakımdan sitenizin içerik bakımından genişliğini, içerik derleme ve bazılarının kamuoyuna sunulması için gerekli izinlerin alınması işine ne kadar zaman, enerji ve para ayıracağınız tayin edecektir. Siteniz kişisel değil de, bir şirkete veya kuruma ait ise içeriğin yayınında şirket veya kurum açısından sakınca olmadığını belirlemek için malî danışman, hukukçu ve diğer uzmanların onayı gerekebilir.
Şimdi bu soruları burada birlikte yapacağımız site açısından cevaplayalım:
Amatör fotoğrafçılık konusunda bir site yapacağız ve sitemizin amacı, fotoğrafçılık konusundaki merakımızı diğer amatör fotoğrafçılarla paylaşmak, bildiklerimizi onlara aktarmak ve ziyaretçilerimize fotoğrafçılık sevgisi aşılamak olacak. Hedef ziyaretçi kitlemiz, konuya ilgi gösteren yaşlı-genç herkes olacak. Ziyaretçilere herşeyden önce kendi fotoğraflarımızdan örnekler sunacağız. Ziyaretçilerimiz, sitemizde fotoğrafçılık konusunda genel ve uzmanlık konusu bilgiler bulacaklar; onlara İstanbul merkez olmak üzere, bütün yurttan fotoğraf sergileri, yarışmalar, uyarılar, açıklamalar konusunda bilgi sunacağız. Ayrıca sitemizde, resmî-özel, fotoğrafçılıkla ilgili diğer sitelere bağlantılar bulunacak; edinebilirsek, fotoğrafçılık eğitimi konusunda hizmet veren kişi, dernek ve kuruluşların listelerini de vermek istiyoruz. Bununla birlikte sitemizin amacı kendi fotoğraflarımızı pazarlamak olmayacak ve başka firmalara ilişkin ticarî bilgiler bulunmayacak. Yeni ürünler hakkında bilgi verirken, satın alınabilecek yerleri ve edinebilmişsek fiyatlarını ziyaretçilerimize duyurabiliriz. Ama sitemizde kimsenin reklamını yapmak istemiyoruz! Sitemizi ilerde paralı bir Server’a aktarabilir ve genişletebilirsek, belki bazı toptancı ve perakendecilerle anlaşarak, reklam alabiliriz. Sitemize ek olarak bir de ayda bir elektronik posta yoluyla bir bülten yayınlamayı düşünüyoruz. Bu bültenin amacı bizim gibi amatör fotoğrafçılara aylık olayların bir takvimini sunmak ve bu arada sitemizin varlığını bir kere daha duyurmak olacak. Bu bülteni gönderebileceğimiz kişilerin bir listesini oluşturmak için sitemize bir form koyarak, ziyaretçilerimizden isim ve elektronik posta adreslerini isteyeceğiz. Formda, ziyaretçilerimizin sitemiz hakkındaki görüşlerini ve önerilerini yazabilecekleri bir kutu bulunursa, buradan elde edeceğimiz bilgilerle sitemizin içeriğinde düzeltmeler yapabiliriz. Yani anlayacağınız, şimdilik bu siteye verebileceğimiz tek şey, zaman! O da çok değil.

beaverss
04-11-2015, 09:56
Sitenin Türünü Doğru Belirleyin
Intenet’i dolaşmayı adet edinmiş iseniz, ziyaret ettiğiniz yerlerin ana çizgilerle ikiye ayrıldığını görmüş olmalısınız: kişisel ve kurumsal. Kişisel siteler, adının da belirttiği gibi kişilerin kendi zevklerine, kendi ilgi alanlarına göre oluşturdukları, sonuç itibariyle resmî hiç bir niteliği olmayan, dolayısıyla içindeki bilgilerin seçimi, derlenmesi veya sunuluşunda sorumluluk taşımayan sitelerdir. Fakat siz de bilirsiniz ki, öyle kişisel siteler vardır ki, bir çok kurumsal siteye değişmezsiniz. Gerek tasarımı, gerekse içerdiği bilgilerin doğruluğu bakımından bu sitelerin garantisi, sahibinin adıdır. Bu kişiyi tanıyor ve güveniyorsanız, sitesindeki bilgilere de güvenirsiniz. İkinci grupta ise daha çok profesyonel nitelikte, örgütsel veya kurumsal siteler bulunur. Bu tür sitelerdeki bilgilerin seçimi, sunuluşu ve doğruluğu, site sahibi kurum veya kuruluşun sorumluluğundadır.
Sitelerin kişisel veya profesyonel oluşu, tasarımını da etkiler. Ziyaretçiler, profesyonel bir sitede, konunun uzmanı kişilerle ilgili haberler, bu kişilerin görüşleri, tavsiyeleri, ve benzeri bilgiler bulmak isterler. Kurum veya kuruluşların siteleri, hukukî açıdan da sorumluluğa sahip olabilir. Bu tür sitelerde verilen bilgilerin, yapılan duyuruların, ziyaretçilerin (genel anlamda kamuoyunun) hayatı üzerinde etkileri olabilir.
Bizim fotoğrafçılık sanatı ve tekniği ile ilişkimiz, amatör bir ilişkiden öteye gitmediğine göre, yapacağımız sitenin bu konuda faaliyet gösteren bir derneğin sitesinden farklı olacağı açıktır. Böyle bir derneğin sitesinde, bu konunun uzmanı, mesleği bu alana giren kişiler bilgi verir, soru cevaplar, tartışma yaparken, bizim sitemizde böyle uzmanlık konuları ve sayfaları bulunamaz. Vereceğimiz bilgilerin ve aktaracağımız duyuruların yetkili kaynağı olmadığımızı belirtmemiz yerinde olur. Bu hem bizi sorumluluktan kurtarır; hem de ziyaretçilerimiz üzerinde yanlış bir etki yapmamış (açıkça söylemek gerekirse, yalan söylememiş) oluruz.
O halde, planlama işinin ikinci bölümü olan sitenin niteliğini belirleme kararını verirken, sitemizin kişisel olacağını ifade ediyoruz.
Eş-dost sınırını aşacak mısınız?
Ulaşmak istediğimiz kitleyi iyi belirlemek zorundayız. Kişisel bir site, site sahibinin ilgilendiği konularda bilgisini, deneyimlerinden elde ettiği sonuçları, görüşlerini, hayatını “eş-dost” ile paylaşmasına yöneliktir. Gerçi bir site, Internet’te dünyaya açıldığı zaman, bu siteye erişebilecek kişileri belirlemek (siteye girmeyi parola ile sınırlamazsanız) mümkün değildir, ama bu tür sitelerin erişmek istediği kişiler sınırlıdır. Böyle bir siteye hergün yüzlerce yabancının bağlanıp, çocuğumuzun yaşgünü fotoğraflarını seyretmesini de beklemeyiz. Kişisel sitemizin varlığını duyurmak için göstereceğimiz çaba da sınırlı olur.
Buna karşılık profesyonel bir site, bir grubun, örgütün, firmanın ve kamu kurumunun bilgi paylaşma aracıdır; dolayısıyla sitenin hedefi, grubun, örgütün, firmanın veya kamu kurumunun faaliyet alanına giren kişilerdir. Hedef kitlenin doğru belirlenmesi demek, bu kitleye giren kişilerin beğenileri, tercihleri, Internet’te bulmak istedikleri gibi sorulara doğruya yakın cevaplar vermek demektir. Hedef olarak seçtiğimiz kitlenin bizim sitemizden beklediklerini doğru belirleyemezsek, büyük bir ihtimalle bu kişilere ulaşmamız veya bu kişilerin sitemizi sık sık ziyaret etmeleri mümkün olmayacaktır. Oysa profesyonel veya kurumsal bir sitenin başlıca amaçlarından biri de ziyaretçi listesinin sürekli genişlemesini sağlamaktır.
Eş-dost çevresini aşmak istiyorsak, kime ulaşmak istediğimizi ve bu kişilerin sitemizden ne beklediğini düşünmek ve tartışmak zorundayız. Aslında bu o kadar da zor değil. Herşeyden önce, Internet’te bizim sitemize benzer bir çok site bulabiliriz; onların sitelerini inceleyerek, neler yaptıklarını ve neyi, nasıl sunduklarını görebiliriz.

beaverss
04-11-2015, 09:56
Sitenin İskeleti
Site planlama işinin kağıt üzerindeki birinci ve ikinci bölümü bitince sıra, yine kağıt üzerinde sitenin iskeleti dediğimiz, sayfalar ve bunların hangisinin hangisine bağlanacağını belirlemeye gelir. Birinci ve ikinci bölümdeki belirlemelerimiz, örneğin sitemizin ne kadar geniş, bilgilerin ne kadar kapsamlı olacağına ilişkin kararımız, bu noktada kağıda dökülecektir.
Internet sitelerini incelediğimiz zaman, genellikle tümünün Home Page, Endeks Sayfası, Splash Screen, Varsayılan Sayfa gibi adlarla anılan bir ana sayfası olduğunu görüyoruz. Bu, sitemizin vitrinidir. Ziyaretçilerimiz bu vitrine bakarak, beğendikleri bir şey görürlerse, bu sayfadaki bir bağlantıyı tıklayarak, içeri girerler.
Biz, ana sayfamıza gelen her ziyaretçinin, sitemizi geziş senaryosunu belirlemek zorundayız. “Şunu yapan sonra şunu yapsın. Bunu yapan daha sonra buraya gitsin!” şeklinde düşünerek, ziyaretçilerin atması muhtemel her adımı düşünerek, sayfalarımıza gereken bağlantıları koyarız.
Sitemizin çatısını, herşeyden önce, içerik belirler. Bir bilgisayar firmasının sitesinde, donanım ve yazılımlara ayrılan iki ana bölüm olabilir. Bir turizm şirketinin sitesinde, gezi planları, yer ayırtma formları, tur düzenlenen beldelerin tanıtımına ilişkin sayfalar bulunabilir. Bizim kişisel amatör fotoğrafçılık sitemizde şuna benzer bir akış planı izleyebiliriz:
<Akis plani01.tif>
Bu planda, ziyaretçilerimizin karşısına çıkacak ana sayfayı, dört sayfa halinde iki bölümün izlemesi öngörülüyor: bizim sağlayacağımız içerik (kendi fotoğraflarımızdan örnekler, fotoğraf teçhizatımız hakkında bilgiler), işimize yarayan ve başkalarıyla paylaşmakta yarar gördüğümüz bağlantılar (sergiler, yarışmalar ve ziyaretçilerimizin görmesini istediğimiz başka sitelerin adreslerini içeren bölüm) ve ziyaretçilerle ilişkiler sayfası (ziyaretçilerin sitemiz hakkında görüşlerini belirtmelerini ve elektronik mektup adreslerini bırakmalarını sağlayacağımız bir ziyaretçi defteri ve ziyaretçiler arasında karşılıklı haberleşmeye imkan veren bir Bülten Tahtası sayfası).
Bu aşamada sitede yer alacak her bir sayfanın içeriğini belirlememize gerek yok. Örneğin, Fotoğraf Örnekleri “sayfası” gerçekten kaç sayfa olacak, bilmiyoruz. Belki fotoğraf örneklerimizi, coğrafî bölgelere göre sayfalara bölsek daha iyi! Fotoğrafları konusuna göre (insan, doğa) veya türüne göre de (siyah/beyaz, renkli) bölümlere ayırabiliriz. Fakat buna karar vermek için henüz erken. Daha sitemize koyacağımız fotoğraf örneklerini bile seçmedik! Sitede yer alacak yazılar ortada yok.. Ne gibi yerlere bağlantılar vereceğimizi bilmiyoruz. Herşeyin bir sırası var!

beaverss
04-11-2015, 10:00
Site Planını FrontPage’e Geçirmeden Önce
Microsoft FrontPage 98, iki ana programdan oluşur: FrontPage Editör (FrontPage Editor) ve FrontPage Gezgini (FrontPage Explorer). Editör, tek tek sayfalarınızı yapmakta kullanacağınız programdır; Explorer ise daha sonra Internet’e aktarılacak olan siteyi kendi sabit diskinizde oluşturmanızı sağlar.
FrontPage kurulurken, sabit diskinizde bir Kişisel Web Server (Personal Web Server) oluşturmuş olmalı. Sabit diskinizde Kişisel Web Server oluşturmak için aslında FrontPage gerekmiyor; isterseniz Windows 98 veya NT Workstation da sizin için bir kişisel Web Server kurabilir. FrontPage, isterseniz, bu Server’ı da kullanabilir.
“Kullanmak” ne demek? Biliyorsunuz, Web’de iki tür bilgisayar bulunur: Web ziyaretçilerinin bilgisayarları, ki buna teknik adıyla Client (müşteri, istemci) denir; ve ziyaretçilere Web sayfalarını sunan bilgisayarlar, ki bunlar da teknik adlarıyla Web Server diye anılırlar. FrontPage, Internet’e Server olarak açılmayacak da olsa, sizin sabit diskinizde bir kişisel Server kurarak, sayfalarınızı ve sayfalarınız arasındaki bağlantılarını, sanki Web’de imiş gibi, oluşturmanıza ve denetlemenize imkan sağlıyor. Bir siteyi bilgisayarınıza Kişisel Web Server kurmadan da oluşturabilirsiniz. FrontPage’in sadece Editör bölümünü kullanarak, sayfalarınızı yapar, içlerine metinlerinizi, grafiklerinizi, multimedya unsurlarınızı ve bağlantılarınızı koyarsınız. Bunları sabit disk üzerinde sınayabilirsiniz.
FrontPage’in Kişisel Web Server’ının, ilerde göreceğiz, sağlayacağı bir kolaylık, kendi sabit diskinizde, kendi kişisel Web Server’ınızda oluşturduğunuz siteyi, gerçek Web’e (sitenize evsahipliği yapacak firmanın Server’ına) aktarırken ortaya çıkar. Özellikle evsahibi firmanın gerçek Web Server programı FrontPage uyumlu ise, sabit diskinizdeki “site” gerçek Internet’e FrontPage tarafından aktarılır ve sitenizin güncelleştirme ve diğer işlerini FrontPage’i kullanarak yapabilirsiniz. Kendinize bir evsahibi seçerken buna dikkat etmiş ve evsahibiniz olacak firması sizin gibi müşterilerinin sitelerine FrontPage kolaylıkları sağlayan firmalardan arasından seçmiş olmalısınız!
Bununla birlikte evsahibi firmanın Web Server’ı FrontPage uyumlu değilse, yine de FrontPage Editör ile yapacağınız sayfaları, evsahibi firmanın arzu ettiği bir yöntemle (mesela CuteFTP veya benzeri bir dosya aktarma programı kullanarak) firmanın Server’ına gönderebilirsiniz.
Biz burada FrontPage’e sabit diskimizde bir Kişisel Web Server kurdurarak, sitemizi bu Server içinde oluşturacağız. FrontPage’i açtığınızda size mevcut bir siteyi mi açmak istediğinizi, yoksa yeni bir site mi oluşturmak istediğinizi soracaktır. Şimdi, FrontPage’i ilk kez çalıştırırken, yeni bir site oluşturmak istediğimizi belirtmemiz gerekir.
<FP0001.tif>
FrontPage, ilk kuruluşu sırasında varsayılan siteyi oluştururken veya daha sonra yeni bir Kişisel Web oluşturduğunuz zaman, sizden bir kullanıcı adı ve parolası isteyecektir. FrontPage, bu konuda son derece ciddîdir: ilk verdiğiniz isim ve parolayı vermedikçe, kendi bilgisayarınızda kendi oluşturduğunuz siteyi açamazsınız! (FrontPage, sizin siz olduğunu başka nasıl bilebilir!)
FrontPage’in kurulurken Varsayılan Web olarak kendiliğinden oluşturduğu site, bir ana sayfa ile üç bağlı sayfadan oluşur. FrontPage, site kurmayı kolaylaştırmak amacıyla, bilgisayarınıza, bir sitenin bütün sayfaları arasında görsel birlik sağlamak amacıyla “tema” adını verdiği bir dizi grafik dosyası ve stil oluşturur. Kullanıcı, sitesine bir “tema” seçtiği zaman, bütün sayfalarına bu temanın gerektirdiği görsel tarz veya tasarım ögeleri otomatik olarak uygulanır. Bunlara da sonra ayrıntılı olarak döneceğiz.
Bizim tasarlayacağımız sitenin planı, FrontPage’in varsayılan sitesine pek uymadığına göre, ilk diyalog kutusunda yeni Web oluşturulmasını istemeliydik; varsayılan Kişisel Web açık iken, File (Dosya) menüsünden New (Yeni) maddesini, onun açacağı listeden de FrontPage Web maddesini seçebiliriz.
Fakat bunu yapmadan önce, FrontPage Explorer’ın bölümlerini tanıyalım ve adlandıralım. Böylece ilerde birbirimizin ne dediğini daha iyi anlarız.
<FP0002.tif>
FrontPage Explorer, size sitenizi (ya da FrontPage’in terimi ile Kişisel Web’inizi) çeşitli farklı biçimlerde görme imkanı veriyor. Bunu Görünüm Seçme (View) çubuğunda arzu ettiğiniz görünüm türünü tıklayarak yapabilirsiniz. Burada Navigation (Keşif) görünümün seçilmiş olduğunu görüyorsunuz. Bu görünümde sitenin tümünü kuşbakışı görebilir; hangi sayfanın hangi sayfaya bağlantılı olduğunu (veya olmadığını) anlayabilirsiniz. FrontPage ilk açıldığında Folders (Klasör) görünümü seçer: sitenizdeki bütün klasörleri ve dosyaları burada Windows Gezgisi’nde olduğu gibi görebilirsiniz. All Files (Bütün Dosyalar) görünümünde ise seçili klasörün içindeki dosyaları görebilirsiniz. Hyperlinks (Bağlantılar) görünümünde, ana sayfanızdan aşağıya doğru bütün sayfalarınız ve sayfalardaki grafikler ve multimedia unsurları arasında kurduğunuz bağlantılar görüntülenir. Bu görünümü kullanarak daha sonra sitemizdeki bağlantıları kontrol edeceğiz ve kopuk bağlantıları arayacağız. Hyperlink Status (Bağlantıların Durumu) görünümünde ise sayfalarımıza koyduğumuz bütün bağlantıları toplu olarak görebilir ve hangisinin kopuk, hangisinin geçerli olduğunu inceleyebiliriz. Themes (Temalar) görünümünde ise FrontPage bize kurulurken sabit diskimizde oluşturduğu 54 ayrı “Site Teması”nı gösterecektir. Sitemize FrontPage’in hazır temalarından birini seçebiliriz; veya herşeye sıfırdan başlayıp, sayfalarımızın kişiliğini kendimiz belirleyebiliriz. “Site kişiliği” konusuna ikinci bölümde ayrıntılı değineceğiz. Tasks (Görevler) görünümü ise, özellikle bir ekip tarafından işbölümü ile geliştirilen sitelerde, yapılması gereken, yarım bırakılan işlerin bir listesini içerir. Grup halinde inşa edilen sitelerde, bu görünümden yararlanarak, kişiler veya ekipler nelerin tamamlanmasını istediklerini, nelerin tamamlandığını birbirlerine bildirebilirler ve işbirliğinin gelişmesini buradan takip edebilirler. Bu görünümden yararlanarak, kendi kendinize hatırlatma notları da oluşturabilirsiniz..Kağıt üzerinde yaptığımız site iskeletini FrontPage’e geçirmeden önce bir soru soralım: “Site” veya “Web” dediğimiz ve örneğin Folders görünümünde gördüğümüz klasörler ve dosyalar sabit diskimizde nerede duruyor? Klasörlerin bulunduğu yer olarak FrontPage, Windows sisteminin kuruluş tarzına bağlı olarak, “Only the registered members can see the link” şeklinde bir “adres” gösterecektir. Ben FrontPage’i, adı Server olan bir bilgisayara kurduğum için, (Bilgisayarınıza özellikle bir ağ ortamında ise isim vermek zorundasınız!) FrontPage, benim kişisel Web’imi Server adlı bir Server’da duruyormuş gibi göstermektedir: “Only the registered members can see the link”. Bir Kişisel Web’in Web server ile ilişkisine, sitemizi gerçek Internet’e açmak üzere evsahibinin bilgisayarına aktarırken döneceğiz. Şimdilik sadece FrontPage’nin “Only the registered members can see the link” diye adlandırdığı yerin sabit diskte, “FrontPage Webs” adlı bir klasörde “Contents” (İçerik) adlı bir alt-dizin olduğunu belirtelim:
<FP0003.tif>
FrontPage’in yanı sıra, örneğin Windows 98’e Kişisel Web Server, Web Tabanlı Kuruluş Yönetimi ve Web Yayım Sihirbazı bileşenlerini kurdurdu iseniz, sabit diskinizde “InetPub” adlı bir klasör ve içinde “Only the registered members can see the link” adlı bir alt-klasör bulunur.
<FP0004.tif>
Microsoft Kişisel Web Server’a aslında hiç ihtiyacınız yok. FrontPage’nin kendi Web’i, Microsoft Kişisel Web Server kadar kabiliyetli olmasa da sitemizi oluşturmak ve gerçek Web7e aktarmak için yeterli. Ama bu kitapçığı iyice hatmedip, Webcilik mesleğinde daha ileri aşamalara doğru harekete geçtiğinizde, örneğin ASP diye teknik tanışır ve bunu kendi Windows 98 sisteminizde nasıl uygulayabileceğiniz sorusunu kendi kendinize sormaya başlarsanız, cevabının Microsoft Kişisel Web Server programında yattığını ve Windows 98 CD’siyle ücretsiz edindiğiniz bu programın, eğitim amacıyla, 7 bin-8 bin Dolarlık Web Server programları ile boy ölçüşebilecek imkanları size sunduğunu hatırlayın. Microsoft Kişisel Web Server programını kurmak için, Windows 98 CD'nizi sürücüye yerleştirin; Başlat'ı ve Çalıştır'ı tıklayın. Çalıştır iletişim kutusunda x:\add-ons\pws\kur.exe yazın. x yerine CD sürücünüzün harfini yazın ve Tamam'ı tıklayın. Personal Web Server Kur'daki ayarları değiştirmenize gerek yok. Sabit diskinizde tam teşekküllü bir Web Server oluşacaktır.
<FP0005.tif>
FrontPage Web ile (c:\FrontPage Webs\Contents) Microsoft Kişisel Web Server Web’ini karıştırmamanız gerekir. FrontPage’i Microsoft Kişisel Web Server ile birlikte kullanmanız da mümkündür. Bu durumda Microsoft Kişisel Web Server’a, FrontPage Extensions eklemelerini yüklemeniz gerekir.
Biz bu kitapçıkta sayfalarımızı Microsoft Kişisel Web Server’ın Web’inde değil, FrontPage’in Web’inde oluşturacağız. Öylese, başlayalım şimdi bu sayfaları oluşturmaya: kağıt üzerinde tasarladığımız Web’i FrontPage aktaralım ve içini doldurmaya başlayalım.
İlk işimiz tabiî, FrontPage’in bizim için oluşturduğu Personal Web adlı site yerine kendi sitemizi açmak olacak. File menüsünden “Close FrontPage Web” (FrontPage Web’i Kapat) maddesini seçerseniz, FrontPage, yeni Web oluşturma ekranını açacaktır. Aynı işi, File menüsünden, New/FrontPage Web maddesini seçerek de yapabilirsiniz:
<FP0006.tif>
Yeni Web diyalog kutusunda kocaman 1 ve 2 rakamlarıyla işaretlenmiş iki bölüm göreceksiniz. Birinci bölümde, radyo düğmesi şekline sıralanan tercihleriniz şunlar:
1. Tek sayfalık bir Web oluşturabileceğiniz One Page Web;
2. FrontPage Editör (veya başka bir program) ile Site kapsamı dışında bağımsız (fakat bağlantılı) sayfalar haline oluşturduğunuz bir siteyi FrontPage Web’i olarak ithal edebileceğiniz Import an Existing Web;
3. FrontPage’in Sihirbaz veya Şablon yoluyla yardım edeceği tamamen yeni bir Web oluşturmanızı sağlayacağı From Wizard or Template seçeneği. Bu maddeyi seçerseniz, hemen altındaki kutuda bulanan Sihirbaz veya Şablonlardan birini seçebilirsiniz. (Corporate Presence/Kurumsal Varlık ve Discussion Web/Tartışma Web’i sihirbazları, yeni diyalog kutuları açacak ve sitenizin temelini hazırlamak için ek bilgiler isteyecektir. Customer Support Web/Müşteri İlişkileri Web’i, Personal Web/Kişisel Web ve Project Web/Proje Web’i, FrontPage’i tasarlayan uzmanların bu konulara uygun görükleri temalara dayanan site şablonlarına göre, gerekli tekmel sayfaları ve bağlantıları olan sayfalar oluşturacaktır.
Bir başka site oluşturma programını değil de FrontPage’i kullanmamazın sebeplerinden biri ile bu noktada karşı karşıya bulunuyoruz: Hazır Web sitesi. FrontPage bize sihirbazlar marifetiyle oluşturabileceğimiz iki tür Web sitesinin yanı sıra, 56 ayrı tema uygulanabilecek, beş temel site türü sunuyor:
Kurumsal Varlık Sitesi: FrontPage, bir kurumun ınternet sitesinde bulunması gereken Yenilikler, Mamüller ve Hizmetler gibi sayfalar, arama motoru, bilgi veya görüş bildirme formu, ve sitenin içindekileri belirten haritasını içeren sayfalardan hangisini istediğinizi, ana sayfada firmanızın görev anlayışı, profili, temas bilgileri gibi bilgilerin bulunup bulunmayacağını, sitenizde basın açıklamalarınıza, makale ve değerlendirme yazılarına yer verip vermeyeceğinizi, kaç mal ve kaç hizmet tanıtacağınıza, bunların fotoğraflarını verip vermeyeceğinize, formlarınızdan ele edeceğiniz bilgileri ne yapacağınıza, nasıl işleyeceğinize kadar sorarak, ve bize 56 tema arasından birini seçtirerek ortaya en az 13 sayfalık (en çok kaç sayfa olacağı kaç mamül ve hizmet tanıtmak istediğinize bağlı) bir site ve bu sayfaların yapıması için gerekli işbölümünün adımlarını gösteren bir görev listesi çıkartıyor. Bu sihirbaz kadar etkili Webmaster ve İdare Müdürü zor bulunur!
Tartışma Sitesi: Sihirbaz’ın sorduğu sorulara vereceğiniz cevaplarla, herkesin görüşünü ileteceği bir Sunuş formu, sitede lyer alan tartışma konuları ve her bir tartışma bağının içinde yer alan mesajların listesini veren İçindekiler sayfası, Cevap Bağları (Treads), Doğrulama Sayfası oluşturuyor; bu sayfaları, sizden alacağı cevaplara göre tartışma konularına göre bölümlüyor, tartışmaya kimlerin katılabileceği (varsayılan herkesin katılması), cevapların yeniden eskiye doğru veya eskiden yeniye doğru dizilmesi tercihlerinize göre sayfaların izinlerini tayin ediyor, biçimlendirmelerini yapıyor; tartışmaya katılmak istemeyen fakat başkalarının tartışmalarınnda arama yapmak isteyenler için bir arama sayfası oluşturuyor; yine 56 temadan birini seçmenizi sağlıyor. Sayfalarınız çerçeveli mi olacak? Çerçevelerde neler bulunacak? (Çerçeveli sayfa isterseniz, Browser’ı çerçeve teknolojisine uyumlu olmayanlar için bütün sayfalarınızın bir çerçevesiz türünü isteyin istemediğiniz de bu arada soruluyor.) Ortaya, İngilizce yazılmış bir sunuş ve davet yazısı, altında isteyenin tartışmaya katılma formunu seçeceği, isteyenin bütün sitenizde arama yapabileceği forma gitmesini sağlayan bağlantılar bulunan, (bu, sitenize ev sahipliği yapacak Web Server’da FrontPage Extensions ve Index Server varsa, işleyebilir) bir ana sayfa çıkıyor. Arama sonuçlarını ziyaretçinize ulaştıracak sayfa bile hazır! Tartışma uzadıkça, içindekiler listesi otomatik güncelleştiriliyor.
Müşteri İlişkileri Sitesi: Bu site bir şirketin müşterilerine yeni mal ve hizmetleri ile ilgili bilgiler sunması ve müşterilerinin taleplerini ve şikayetlerini iletmesi için gerekli temel sayfaları ve bağlantıları veriyor. Modern bir firmanın, müşterileri ile batılı anlamda ilişki kurması için gerekli bütün sayfalar ve bağlantılar düşünülerek hazırlanmış bu sayfalarda bütün yapacağınız neredeyse sadece kendi firmanızın adını, adresini, telefon ve faks numaralarını vermekten ibaret.
Kişisel Site: Internet’te sık gördüğünüz site sahibinin tamamen kendisiyle ilgili bilgiler sunduğu bir site. Ana sayfaya ek olarak site sahibinin ilgi konuları ve özel fotoğrafları ile ilgili iki sayfadan oluşuyor.
Boş Web: Adından da anlaşılacağı üzere, size içi boş bir site oluşturuyor. “İçi boş site” nasıl oluşturulur diye merak ediyorsanız; hemen belirtelim, içi boş bile olsa bir Web sitesinin içlerinde 20’ye yakın dosya bulunan (6’sı gizli) 13 klasörü ve gerçek Web Server programına kurulmuş FrontPage Extensions programlarının ilerde kullanmak isteyebilecekleri bilgi dosyaları vardır. İçi boş bir sitede, ana sayfa ile ana sayfanın bağlantı vereceği grafik ve multimedya dosyaları ve diğer sayfalar yoktur; ama bu unsurlar eklendiği anda çalışabilecek ve gerçek Web’e gönderilebilecek tam teşekküllü bir Web vardır.
Proje Sitesi: Firmaların kendi yerel alan ağlarında (LAN) kendi özel Internet’lerini (Intranet) oluşturmalarının giderek yayıldığı günümüzde, firma için projelerin gelişimine ilişkin işbirliği neden Web yoluyla yapılmasın? Bu site, bir firmaya veya örgüte, personelin veya mensuplarının süregiden projelerine ilişkin işbirliğini Internet’te veya Intranet’te yapmalarını sağlayan sayfaları hazırlıyor.
Microsoft, FrontPage’in kayıtlı kullanıcıları için sık sık yeni şablon ve temalar sunuyor. Bunların arasında öğrencilerin okulları için ortaklaşa hazırlayacakları bir Web sitesini, özellikle sivil toplum örgütleri düşünülerek hazırlanmış Grup Sitesi’ni, düğün, mezuniyet veya benzeri bir kişisel olayı konu alan Kişisel Olay Sitesi’ni, ve belirli bir proje çerçevesinde çalışan veya bir grubun üyesi olan ekibin kendilerini ve projelerini tanıtmak için kullanabilecekleri Takım Sitesi’ni sayabiliriz.
FrontPage, bu kutuda yapacağınız tercihlere göre sitenizin temelini oluşturacak klasörleri ve dosyaları oluşturacak, size sadece sayfaların içeriğini değiştirmek kalacaktır. Değiştirmek diyorum, çünkü FrontPage, ana sayfanızı ve temel bir kaç bağlantı sayfasını, varsayılan temaya uygun biçimde oluşturacak ve bağlantılarını kuracaktır. Birazdan göreceğiz, bize kalan sadece başlıkları ve metinleri değiştirmekten ibaret.
Asıl işimize başlamadan önce size bu seçeneklerin herbirini sırayla seçerek, FrontPage ile dört beş site oluşturmanızı tavsiye ederim. Bu siteler sabit diskinizde epey bir yer kaplayacaktır. Fakat her bir sitenin oluşumunu çeşitli görünümleri seçerek iyice incelemek, farklı site anlayışları hakkında size iyi bir fikir verecektir. Ayrıca FrontPage’in kendiliğinden oluşturduğu sayfaları da, herhangi bir görünümde sayfa simgesini iki kere tıklayarak Editör’de açabilir, FrontPage’in sayfa tasarım ilkelerini inceleyebilir; bağlantıların nasıl verildiğini, sayfa alanlarının nasıl kullanıldığını görebilirsiniz.
İncelemek amacıyla oluşturacağınız bir site açık iken, Tema görünümüne giderek, bu siteye farklı temalar kazandırın. Bu alıştırma, ikinci bölümde kendi sitemizi yaparken ele alacağımız Site Kişiliği konusuna hazırlık olacaktır.
Alıştırma amacıyla oluşturduğunuz siteleri silmek için, site açıkken, File menüsünden Delete FrontPage Web (Frontpage Web’i Sil) maddesini seçerek ve açılacak teyid kutusunda Evet’i tıklayarak siteyi tümüyle orntadan kaldırabilirsiniz. Fakat bence şu yol daha kazançlı sonuçlar verebilir:
1. Açık Web’i kapatın (File/Close FrontPage Web)
2. FrontPage, kendiliğinden yeni site diyalog kutusunu açacaktır. Burada sınama maksadıyla oluşturduğunuz ve başka bir isim vermediyseniz My New Web adını taşıyan Web’i sağ-tıklayın; açılacak Remove From List (Listeden Çıkart) maddesini seçin. FrontPage Explorer bundan emin olup olmadığınızı sorduğunda EVet’i seçin. Bu Web’e ilişkin klasör (c:\FrontPage Webs\Contents\myweb) artık silinebilir. Bir Web’i FrontPage’in Web listesinden çıkartmadan klasörünü silerseniz, FrontPage açılırken hata mesajı verecektir. Fakat deneme amacıyla oluşturacağınız bu örnek siteleri, ilerde açıp bakmak ve size çözümü zor gelen bir konuda Microsoft uzmanlarının nasıl bir yol izlediğini görmek istiyorsanız, My New Web’i, listeden çıkarttıktan sonra, bu Web’e ait klasörü (örneğin c:\FrontPage Webs\Contents\myweb’i yeniden adlandırın; ve isterseniz sabit diskinizde başka bir klasöre aktarın. İnsanın başı sıkıştığı zaman Microsoft’un Web ustalarını yardıma çağırması kadar zevkli bir şey olamaz.

beaverss
04-11-2015, 10:11
Kağıttan Web’e
Şimdi artık Front Page’in Web Sitesi hakkında iyi bir fikir sahibi sayılırız. Bundan sonraki aşama oldukça kolay. Edindiğimiz bilgilere göre, bizim amatör fotoğrafçılık sitesi, bir Kişisel Web olacak. Fakat bu kadar övdükten sonra, FrontPage’nin kişisel Web şablonunun bizim planladığımız Amatör Fotoğrafçının Sitesi için yeterli olmadığını söylersem, şaşırır mısınız?
Bir kere kişisel site şablonunda ziyaretçilerimizden bilgi toplayacağımız bir form yok; oysa bizim planımıza göre bir ziyaretçi defteri ve bu deftere ziyaretçilerin gireceği bilgileri işlememize imkan verecek bir CGI programı gerekiyor.
///////////////////////KUTU/////////////////////////
AÇIL CGI, AÇIL
CGI, Web Server’ın Susam Kapısı’dır; ve açılması için büyülü sözler değilse bile, ona yakın güçte programlar gerekir. Common Gateway Interface, Browser’ı ile Internet’te bir siteye bağlanan kişinin talep ettiği sayfa adından başka bir bilgi vermesine imkan tanımayan ve daima dışarı bilgi akıtan Web Server’ın, Browser yoluyla ziyaretçiden mesaj ve hatta komut aldığı tek kapıdır. Ziyaretçiler sitemizdeki bir formu doldurup Gönder düğmesini tıkladıklarında, Browser’ları bu bilgileri paketleyip, Server’a gönderir. Bu bilgiler, CGI kapısından geçerek Server’a girerler; fakat Server, CGI’nın önünde bu formun gönderdiği bilgileri bekleyen bir program yoksa, kendisine ulaşan bu bilgileri yaklaşık 20 dakika sonra siler! Sayfasında forma yer veren kişi olarak, site sahibinin (yani bizim) formun vereceği bilgileri alacak ve işleyecek bir CGI programı yazmamız (Program yazmak mı? Daha neler!) ve bunu Server’da CGI dizine koymamız gerekir. Korkacak bir şey yok; boşuna FrontPage kullanmıyoru, herhalde. Bizim yerimize bir program da yazmayacak ise, neden bedava NotePad yerine şu kadar Dolar’a FrontPage aldık? İlerde, formlarımıza program veya “işlem” bağlamayı ayrıntılı ele alacağız.
//////////////////////////KUTU BİTTİ///////////////////////
Biraz önce sizin yaptığınız gibi ben de FrontPage’in diğer şablonlarını incelerken, dikkatimi, Müşteri İlişkileri Sitesi çekti. Bu sitede, biraz değiştirmek şartıyla, kullanabileceğimiz herşey var. Hatta o kadar güzel şeyler var ki, bunları da sitemize katabilmek için kağıt üzerinde oluşturduğumuz site planında biraz değişiklik bile yapabiliriz.
O halde ne duruyoruz: File... New... FrontPage Webs... Karşımıza gelen diyalog kutusunda Customer Support Web’i tıklıyoruz; 2 numaralı bölümde sitemize bir ad veriyoruz: Amatör Fotoğrafçının Sitesi:
<FP0007.tif>
Tabiî hemen dikkat ettiniz, sitemizin adı Amatör Fotoğrafçının Sitesi değil, Amatör Fotografçinin Sitesi. Bu taktiği biraz sonra sayfa başlığında da uygulayacağız. Bunu neden yaptık? Şimdi bu kutuya, daha sonra da sayfa başlığı kutusuna yazdığınız ve yazacağınız ad, daha sonra sitemizi göndereceğimiz Web Server’da bilgisayarın sistem fontu denen yazı türü kullanılarak görüntülenecektir. Gerçi bunu o Web Server’ın operatöründen başkası görmeyecektir, ama Server sahibinden alacağınız bütün mesajlarda ve raporlarda sizin sitenize bu isimle atıf yapılacaktır. Sayfa başlığı olarak kullanacağınız isim ise, ziyaretçilerinizin Browser programlarının başlık bölümünde görüntülenecektir.
Bildiğiniz gibi ve ne yazık ki, ı, İ, ğ, Ğ, ş ve Ş harfleri, Macintosh ve Windows sistemlerinde, (Türkiye’de satılan Türkçe sürümü değilse) sistem yazı türü tarafından desteklenen harfler değillerdir. Yaptığınız sitenin adının, Türkçe desteği bulunmayan bilgisayarlarda da Türkçe’ye en yakın şekilde görüntülenmesini istiyorsak, biraz cambazlık yapmaya razı olmak zorundayız. İ harfi yerine üzerinde aksan olan Y harfinin görünmesinden I harfinin görünmesi (bence) daha tercih edilebilir durumdur. Şimdi bizim sitenin adı Türkçe desteği olsun olmasın bütün bilgisayarlarda, aslına uygun olmasa bile, aslına en yakın tarzda görüntülenmiş olacak.
İsim meselesi de hallettikten sonra, OK düğmesini tıklıyoruz ve FrontPage, Welcome (Hoşgeldiniz) adlı ana sayfanın altında sekiz sayfalı hazır bir site. Bu “hazır site,” ucuz konfeksiyon gibi planımıza pek uymamış görünüyorsa da, FrontPage’in yeteneği böyle durumlarda ortaya çıkar. Görelim bakalım.
<FP0007.tif>
Önce, bu plandaki bazı sayfaları, sağ-tıklayarak ve açılan menüden Rename (Yeniden adlandır) maddesini seçerek, hem FrontPage’in sayfalara kazandırdığı fonksiyona aykırı düşmeyecek, hem de bizim plana uygunluğu sağlayacak bizimde yeniden adlandıralım. (Search/Ara sayfasına planımıza uysun diye “Başkalarının Sayfaları” adını
veremeyiz, değil mi?) Planımızda olmayanlara da Türkçe isimler verelim.
<FP0008.tif>
HTML’e biraz aşina olanların ve plandaki çizgilerin sayfalar arasında mevcut bağlantıların (Hyperlink) işareti olduğunu bilenlerin, “Dur!.. Ne yapıyorsun? Sayfa adlarını değiştirirsen, sayfalar arası bağlantılar kopmaz mı!” dediğini duyar gibi oluyorum. Peki ama biz neden FrontPage kullanıyoruz, eğer sayfa adlarındaki değişikliğe göre kendi linklerini güncelleştiremeyecekse? Siz değiştirin sayfa adları, korkmayın! Sonra Tools (Araçlar) menüsünden Recalculate Hyperlinks (Bağlantıları yeniden hesapla) maddesini seçin. Biraz önce örneğin What Is New sayfasını işaret eden link komutu şimdi Yenilikler sayfasına dönmüş olmalı. İnanmazsanız, ispatı çok kolay! Önce Welcome sayfasını açıyoruz; sol kenardaki Navigation bağlantılarına bakın:
<FP0009.tif>
Sonra, aynı sayfanın, sadece Site Planındaki sayfa adlarını değiştirdikten sonra içindeki değişikliklere bakın:
<FP00010.tif>
FrontPage, sadece sayfanın görünen Hyperlink kelimelerini değil, fakat aynı zamanda HTML kodundaki bağlantı etiketleri (<A> ve </A>) ile belirtilen linkleri de değiştirmiş bulunuyor.
Fakat bu sayfaların Browser programlarının pencere başlığındaki adı halâ FrontPage’in verdiği başlığı taşıyor. Şimdi örneğin Yenilikler sayfasını iki kere tıklayın. Editör programının başlığında hangi adı görüyorsunuz? Sayfanın eski adı olan “Support” kelimesini! Şimdi sayfanın boş bir yerini sağ-tıklayın ve açılan menüden Page Properties maddesini seçin. Açılacak Page Properties kutusunda General sekmesinde Title hanesine, “Yenilikler” yazın. Şimdi sayfamızın hem adı, hem de başlığı Yenilikler oldu.
İsteseydik, yeni Web oluşturma aşamasında, Empty Web/Boş Web şablonunu seçerek sitemizi sıfırdan başlatır ve sayfaları kağıt üzerimizdeki plama uygun olarak yapardık. FrontPage Editör, size tek kelime HTML programlama bilmeden bunu yapma imkanı verirdi. Fakat yine de formları oluşturmak ve formların karşılığı olan programın yapacağı işleri seçmek bize kalırdı. FrontPage’nin hazırladığı sitenin sayfalarında değişiklik yapmak böylesine kolay olduğu için, siteyi, amacımıza en uygun olan şablonu seçerek FrontPage’ye hazırlattırdık. Şimdi, sadece sayfaların adlarını değiştirmekle kalmayacağız, fakat bağlantılarını ve yerlerini de değiştireceğiz. Fakat yine de öyle sayfalarımız olacak ki (örneğin, fotoğraflarımızı ve başka sitelere linkler vereceğimiz sayfalar), bunları sıfırdan biz yapacağız.
Ama bu iş, ikinci dersin konusuna giriyor. Şimdi FrontPage’i kapatıp, bilgisayarın dışında da bir dünya olduğunu keşfedebilirsiniz! Bunu yaparken FrontPage’i kapatmayı unutmayın; çünkü yeniden açılırken bize bir sürprizi olacak!

beaverss
04-11-2015, 10:14
Ders 2: Sayfaları Yapmaya Başlayalım
Birinci derste, neden bir Web sitesi sahibi olmamız gerektiğine ilişkin bazı soruları yanıtladık; ve daha sonra bu sorulara verdiğimiz cevaplara göre, sitemizi kağıt üzerinde planladık. Sonra, FrontPage’in hazır şablon sitelerinden birini, bir şirketin müşteri ilişkileri sitesi için tasarlanmış şablonunu seçtik ve bu sitenin içi doldurulmaya hazır sayfalarını, kendi planımıza uygun bir tarzda adlandırdık. FrontPage’in hazır sitesi, bize planımızda değişiklik yapma fikri de verdi. Örneğin planda sadece bir ziyaretçi defteri öngörmüştük; FrontPage’in kolayca bize tartışma sayfası açabileceğini farkedince, sitemize bir de tartışma sayfası koymaya karar verdik. Ayrıca FrontPage’nin oluşturduğu sitede “Arama” adlı bir sayfa vardı; ki ona da dokunmadık ve sitemize onu da dahil ettik. Bu arada, Microsoft tasarımcılarının aklına firma deyince bilgisayar programı üreten bir firma geldiği için olmalı, sitemizde bir de ziyaretçilerin yazılım arızalarını bildirmeleri için Bugs sayfası oluştu; onun adına bile dokunmadık. Daha sonra ne yapacağımıza karar veririz, dedik.
FrontPage, birbirine bağlantılı bu sayfalardaki bağlantıları, bizim verdiğimiz adlarla güncelleştirdi. Fakat geriye bir iki ciddî sorun kalıyor: Bizim planımızda ana sayfadan üç (tabir yerinde ise) bölüme bağlantı olması diğer sayfalara bu bölümlerin kendi ana sayfalarından gidilmesi öngörülüyordu. Oysa FrontPage’nin planı, bir ana sayfa ile ona bağlı 7 sayfa oluşturdu. Yani çarşıdaki hesap pek bizim evdeki hesabımızı tutmadı. Ayrıca, hiç bir işimize yaramayacağı belli olan Bugs sayfası da öylece duruyor.
Peki.. Şimdi çalıştırın yeniden FrontPage’i. Parolanızı verdiniz; size FrontPage yeniden açılırken bir sürpriz var demiştim, değil mi? Şimdi FrontPage, sitenizde (daha doğrusu, sizin safya adlarını değiştirdiğiniz sitede bir değişiklik olduğunu farketti ve sizden “Bu sitedeki hatalı Endeks girdilerini güncelleştirmemi ister misiniz?” diye izin istiyor. Buna Evet düğmesini tıklayarak karşılık verin.
Hani, içeriğini pek anlamamakla birlikte, adını Arama yaptığımız sayfa vardı ya, işte bu “Endeks” o sayfaya ziyaretçilerinizin gireceği kelimelerle tüm sitenizde aramaya yapmalarını sağlayacak “site endeksi.” Site endeksi, bir Web’i oluşturan bütün sayfalardaki bütün anlamlı kelimelerin hangi HTML sayfalarında geçtiğini belirleyen (şimdilik FrontPage Web Server’ının; ama ilerde sitenizi Internet’e koyduğunuz zaman—evsahibi firmanın Web Server’i, Microsoft Internet Information Server adlı Web işletim sistemi ise—o Web Server’ın) arama motorunun kullanacağı kelime ve kelimelerin geçtiği sayfaların bağlantı listesi demektir. Özetle, Web sitemizi ziyaret edenler, bir forma herhangi bir kelimeyi yazarak, sitemizde bu kelimeyi içeren bütün sayfaların bir listesini görebilecekler.
Web Sayfasına Yazı Dosyası Yerleştirme
Yeni sitemizin ne kadar marifetli olacağına sevinmekle birlikte, önümüzde daha yapılacak çok iş var. FrontPage’in Navigation görünümünde, “Hos Geldiniz” adlı sayfayı iki kere tıklayın; FrontPage Sayfa Editörü açılacaktır:
<FP00011.tif>
FrontPage’in HTML editörünün, üç ayrı görünüm tarzı vardır. Editör penceresinin sol alt kenarında üç sekme göreceksiniz: Normal, HTML ve Preview (Önizleme). FrontPage Explorer’da herhangi bir görünümde bir sayfayı iki kere tıkladığınızda açılan Editör, sayfayı “Normal” diye adlandırdığı biçimde görüntüler. Bu, kelime-işlem programınızın yazı yazdığınız veya yazının paragraf aralarına grafikler koyduğunuz penceresinden hiç farklı değil. İkince sekmeyi tıkladığınızda, sayfanın Internet’te alışverişini ve Browser’lar tarafından yorumlanarak, ekranda görüntülenmesini sağlayan HTML kodları karşınıza gelecektir. Üçüncü sekme olan Preview ise sayfanızın bir ziyaretçinin Browser’ında nasıl görüneceğini görüntüler.
FrontPage’in hazır şablon sayfalarında, bir çok otomasyona yer verilmiş bulunuyor. Açtığınız “Hos Geldiniz” sayfasının başlığındaki “ş” harfi bulunmayan başlık da bu otomasyonun bir parçasıdır. FrontPage, buraya konan grafiklere, Internet’teki yaygın adıyla Banner (Afiş) diyor; ve sayfaya verdiğiniz adı alıp, Banner grafiği haline getiriyor:
<FP00012.tif>
Bu grafiği sonra değiştireceğiz. FrontPage Editör’de Preview sekmesini tıklayın: gördğünüz sayfa hoşunuza gitti mi? Gitmedi. Peki. Bu, FrontPage’in bir firmanın müşteri ilişkileri sitesine uygun gördüğü “tema” idi. Amatör fotoğrafçılık sitesinde daha başka bir tema belki daha uygun olur. Editörü kapatın. FrontPage Explorer ve başka bir görünüm seçmedi iseniz, Folders (Klasörler) görünümü karşınıza gelmiş olmalı. Sol kenardaki görünüm menü maddelerinden Themes’i tıklayın; iki kutulu bir pencere açılacak ve solda tema listesi, sağda da seçilen temanın temel görünüm örneği yer alacaktır. Bütün temaları sırayla inceleyin. Ben, atatör fotoğrafçı için, ressam tuvali temasını içeren “Canvas” temasını seçiyorum. Siz istediğinizi seçebilirsiniz. Fakat bu kitapçığı uygulayarak okuyorsanız, grafiklerimizin uyumlu olabilmesi için, beğenmesiniz de aynı temayı seçmeniz yararlı olur. Temanın adını seçtikten sonra alttaki Apply/Uygula düğmesini tıklayın. Navigation görünümünü seçin ve Hoş Geldiniz sayfasını iki kere tıklayarak, Editör’e sayfanızı açtırın.
FrontPage, sayfa adını alır ve grafik yapar, demiştik. Fakat aynı isim ziyaretçinin Browser’ında “Hoş geldiniz” şeklinde görünmesin diye, sayfamıza “Hos Geldiniz” adını vermiştik. Şimdi sayfanın Banner grafiği de “ş” harfi olmadan yapıldı. Bu hoş değil.
///////////////////////////QUARK İÇİN NOT/////////////////////////
“....ziyaretçinin Browser’ında “Hoş geldiniz” şeklinde görünmesin diye,...” cümleciğindeki “Hoş” kelimesinin son harfi buna karşılık ASCII karakteri olacak. Sanıyorum, bu “Hoş” şeklinde. Ama buraya yazdığım örnek, benim bilgisayardan PCW bilgisayarlarına kadar nasıl korunabilir, bilmiyorum. Fakat ş’e denk gelen ASCII’yi bulmak kolay: üstte de kolu olan p parfi, veya altta da kolu olan b harfi, ya da b ve p üst-üste!!
//////////////////////////////NOT BİTTİ///////////////////////////
FrontPage, bu grafiği “Header” adını verdiği özel bir “Component” (Bileşke) içine koyacak ve daha bir çok sayfada tekrar edecektir. Bu grafiği—FrontPage’in temasını bozmadan—değiştirmek istiyoruz.
Şimdi “Hos Geldiniz” yazısını tıklayın; Yazı ve çevresindeki grafik unsurları içeren bir kutu seçilecektir: klavyeden Ctrl+C tuşlarına basın. FrontPage Explorer ve Editör’e dokunmayın; sevdiğiniz grafik programını açın; yeni grafik yapmak istediğinizi bildirin ve boş sayfanın üzerinde Ctrl+V tuşlarına basın. Böylece FrontPage’in Banner grafiğini, grafik editing programınıza aktarmış oldunuz. Bu grafikteki “Hos Geldiniz” kelimelerini silerek yerine “Amatör Fotoğrafıçının Sitesi” yazmak, grafik programınızı kullanmadaki maharetinize bağlı! Sonuçta ortaya 630x60 piksel ebadında ve 72 dpi çözünürlükte bir GIF dosyası çıkartmanız ve bunu “Baslikban.gif adıyla sabit diske kaydetmeniz gerekiyor. Baştan beri site ve diğer isimlendirmelerde buradaki örnekleri izliyorsanız, grafik dosyalarınızı C:\FrontPage Webs\Content\amatrfotorafnn\images klasöründe bulundurmanız, daha sonra işinizi kolaylaştırır. Bu kitapçığın örnek dosyalarını PC World sitesinden indirdi ve geçici bir dizinde tutuyorsanız, şimdi bunları C:\FrontPage Webs\Content\amatrfotorafnn\images klasörüne kopyalayabilirsiniz. Burada bu dosyalardan BaslıkBan.gif adlı dosyayı da kullanabilirsiniz. Örnek sitenize bizim verdiğimiz adı vermediyseniz veya FrontPage’e sitenize ait dosyalar için varsayılan dizinden başka bir dizin gösterdiyseniz, Images klasörünü o dizinde arayın ve grafiklerinizi de o dizindeki Images klasörüne koyun.
Şimdi FrontPage’in bütün sayfalarda tekrar ettiği bu başlıkta grafiği silip, yerine kendi grafiğimizi koyacağız. Bunun için şu işlemleri yapın:
1. “Hos Geldiniz” yazısını sağ-tıklayın; açılacak menüden Delete/Sil’i seçin.
2. Başka bir yeri tıklamadan (yani Mouse işaretçisinin yerini değiştirmeden) Insert/ekle menüsünden Image/görüntü maddesini seçin ve açılacak diyalog kutusunda buraya koyacağınız başlık grafiğinin durduğu klasörü ve dosyayı işaret edin. OK’i tıklayarak yeni grafiğin sayfada yerini almısını sağlayın.
3. FrontPage Editör’ü kapatın; kapanışta sorulacak “Değişiklikler Included Page Header Dosyasına Kaydedilsin mi?” sdorusuna Evet düğmesini tıklayarak karşılık verin. Böylece sitedeki bütün sayfalarda, yeni başlık grafiğiniz kullanılmış olacaktır. Navigation görüntüsüne göre döndüğünüzde, bir başka sayfayı iki kere tıklayarak, başlağın gerçekten bütün sayfalarda değişip değişmesini deneyebilirsiniz:
<FP00013.tif>
Çok güzel! Hepsi değişmiş, değil mi? Fakat sayfalardaki yazılar İngilizce! Bu arada başlık grafiğinin hemen altında site içinde sayfadan-sayfaya hareket etmeye imkan veren navigation düğmelerini görüyoruz; içlerinde “Button” yazısı var.
Peki, şimdi bunları değiştirelim. Önce şu düğmelere Türkçe etiketler bulalım. Bunun için şu işlemleri yapabilirsiniz:
1. Navigation görünümünde, boş bir yeri sağ tıklayın, açılacak menüden Web Settings (Web Ayarları) maddesini seçin.
2. Açılacak kutuda, Navigation sekmesini tıklayın. Burada Home Page kutusuna Ana Sayfa, Parent Page kutusuna Yukarı, Previous Page kutusuna Geri, Next Page kutusuna İleri yazın.
3. Hazır, Web ayarları’nı açmışken, Language (Dil) sekmesini tıklayın, Default HTML Coding kutusunun seçme okuna basarak, açılacak listeden Turkish (Türkçe) maddesini seçin.
4. Web ayarları kutusunu Tamam’ı tıklayarak kapatın.
<FP00014.tif>
Yaptığınız değişikliğin, mesela Ara sayfasına işlenip işlenmediğini anlamak için, Önerileriniz sayfasını iki kere tıklayın. Bu sayfadaki düğmeler Türkçeleşmiş olmalı.
Yapacağımız ikinci iş, sayfadaki yazıları değiştirmekti. Şimdi onu yapabiliriz. Buna geçmeden önce, FrontPage’in Rich Text Format (Zengin Yazı Biçimi) biçimindeki dosyaları kabul edebildiğini hatırlatalım. Kelime-işlem programınızla yazdığınız bir yazıda arzu ettiğiniz kelimeleri koyu veya renkli harflere çeviriyor, paragraflarınıza içerden yazılma veya başlarına nokta koyma gibi biçimler veriyorsanız; bu dosyaları bu şekliyle FrontPage’e ithal edebilirsiniz. Tabiî, FrontPage, bir Windows programı olarak, başka programlarda kopyaladığınız metinleri de Yapıştır yoluyla kendi sayfalarına kabul edebilir. Bu iki yöntemi de şimdi ayrıntılı olarak ele alalım.
Önce kopyala-yapıştır yolunu deneyelim. NotePad’i açarak, şu paragrafı (tırnak işaretli olmadan) yazın:
“Amatör fotoğrafçının sitesine hoş geldiniz. Bu sitenin amacı, sadece kendi fotoğraflarımı sergilemek değil. Burada küçük çapta da olsa, amatör fotoğrafçılar arasında bir fikir alış-verişi başlatmak istiyorum. Tartışma sayfası, amatör fotoğrafçılar arasında sadece fotoğrafçılığı ilgilendiren konularda karşılıklı görüş bildirmeniz amacıyla tasarlanmış bulunuyor. Siteyle ilgili sorunları Öneriler sayfasındaki formu kullanarak bana iletebilirsiniz.
Siteme gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür ederim.”
Bu iki paragrafın tümünü seçin ve Düzen menüsünden Kopyala’ı tıklayarak Windows’un panosuna alın.
Sonra, FrontPage’de Navigation görünümünde Ana Sayfa’yı iki kere tıklayın; açılan sayfada, “Welcome” kelimesinden “CompanyEmail” kelimesine kadar olan İngilizce yazıların tümünü seçin ve Edit menüsünden Paste (Yapıştır) maddesini tıklayın. (Seçili yazıların üstünü sağ-tıklayarak açılacak menüden de Paste’i seçebilirsiniz.)
NotePad’in biçimlendirilmemiş yazısı, FrontPage’in biçimlendirilmiş yazısının yerini aldı. Aynı işlemi, sayfanın altındaki koyu harfli bölüm için de yapın, hukuksal ağırlığı olan bir kaç cümle yazın! Ve ortaya şu sayfa çıksın:
<FP00015.tif>
Yukarıda, FrontPage’in biçimlendirilmiş yazı da kabul ettiğini belirttik. Bunun için kelime-işlem programınızda oluşturduğunuz bir metni biçimlendirdikten sonra, RTF siçiminde kaydetme imkanınız olması gerekir. Belli başlı bütün kelime-işlem programları, örneğin Microsoft Word ve Corel WordPerfect, bunu yapabilirler. Kelime-işlem programınızda şu metni yazın:
“Bu sayfada amatör fotoğrafçılar için bilgisayar programları ve benzeri bilgisayar-destekli uygulamalara ulaşmanızı sağlayacak bağlantılar yer alıyor. Bu programların çoğu paylaşmalı programlardır. Bu tür programları sürekli kullanmak istiyorsanız, programın yazarına, talep ettiği ücreti ödemeniz gerekir. Dia-pozitiflere etiket yazma programları
Slide Label Saydamlarınızın çerçevelerine istediğiniz ebadda etiket basıyor.
Dia Labels Saydam etiketleri ile birlikte veritabanı oluşturuyor.
Fotoğraf Arşivi
Photo archive Sabit diskinizdeki bütün fotoğraflarınızın kolay ulaşılır arşivini yapmakta kullanabilirsiniz.”
Kelime-işlem programınız, bu imkanı tanıyorsa, Slide label, Dia Labels ve Photo Archive kelimelerine, gerçek olmayan bir Internet link’i bağlayın. Bu kelimelerle başlayan üç paragrafı noktalı liste biçimine sokun. Özetle, bu metni kelime işlem programınızda şu şekli alsın:
<FP00016.tif>
Sonra, bu metni Destek.rtf adıyla ve Rich Text Format (RTF) biçiminde sabit diskinizde herhangi bir klasöre kaydedin. RTF biçiminde kaydedilen dosyalar, kelime-işlem programının bütün biçimlendirme özelliklerini korumazlar. Fakat burada yaptığımız, yazı türünü Times New Roman yapma, link verme, paragrafları noktalı liste haline getirme ve bazı paragrafları koyu harfe çevirme gibi sabit biçimlendirmeler RTF dosyasında aynen saklanır.
Şimdi, kelime-işlem programını kapatın; FrontPage’in Navigation görünümünde Yenilikler sayfasını açın. Bizim biçimlediğimiz metne benzeyen yazıyı, (“This page” kelimelerinden “published” kelimesine kadar tarayın ve silin.
Mouse işaretçisini başka yere oynatmadan, Insert menüsünden File (Dosya) maddesini seçin ve açılacak diyalog kutusunda biraz önce kaydettiğiniz Destek.rtf dosyasını bulun, Aç düğmesini tıklayın. RTF dosyasını göremiyorsanız, Dosya Türü kutusunda RTF biçimli dosyaların seçilmiş olup-olmadığına bakın.
Destek.rtf dosyasındaki yazı, kelime-işlem programında verdiğiniz biçimi ve bağlantıları koruyarak, sayfadaki yerini almış oldu:
<FP00017.tif>
Böylece bu dersin birinci bölümü olan Web sayfasına yazı yerleştirme konusunu bitirmiş olduk. Bu bölümde öğrendiklerini uygulamak için diğer sayfalarda da yapılmasını gerekli gördüğünüz değişiklikleri yapabilirsiniz. Dersin bundan sonraki bölümünde sayfalarımıza fotoğraf ve resim yerleştirmeye çalışacağız. Ama önce yeni sayfa açmamız gerekiyor.