freestar
17-12-2006, 02:02
Hızlı ritimli melodiler, beynin sol ön bölgesini uyarıp mutluluk duygusunu olumlu yönde etkiliyor.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Işık, hızlı ritimli melodilerin, beynin sol ön bölgesini uyardığı için mutluluk duygusunu olumlu yönde etkilediğini söyledi.
Işık, Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Anabilim Dalı tarafından TÜ Devlet Konservatuarı Sanat ve Eğitim Merkezi'nde düzenlenen ''Müzik, Aşk ve Psikiyatri'' konulu seminerde, yaşamda ilk duyulan sesin annenin kalp atış sesi olduğunu belirtti.
Kalp atışlarının bebek için güçlü sesler olduğunu ifade eden Işık, ''Kalp atışları ritmik ve müzikal özellik taşıyarak, bebeğe güven duygusu verir. Anne heyecanlandığında veya korku gibi durumlarında bebek de huzursuzlanır'' dedi.
Bebek dünyaya geldikten sonra da annesinin kalp seslerinin önemini sürdürdüğünü belirten Işık, çoğu bebeğin anne tarafından kucağa alınıp kulağını kalp bölgesine koyduğunda, annenin kalp sesinin işitmesiyle ağlamasının durduğunu ve sakinleştiğini bildirdi.
Zamanla annenin kendi sesinin de önem kazanmaya başladığını anlatan Işık, şunları kaydetti:
''Bebekler annenin mırıldandığı müzikal ninnilerle kendilerini bilmedikleri, korkutucu karanlık dünya olan uykuya rahatça ve güvenli şekilde bırakırlar. Bebek annenin söylediği ninniyle başkası tarafından söylenen ninniye farklı reaksiyon verebilir. Yani ancak bildiği, hoşnut kaldığı müziğin varlığında kendini güvende hisseder. İleride kendi de mırıldanmaya başlar. Bu müziğe annenin dokunuşlarının eklenmesi, alınan hazzı daha da güçlendirir.''
Otistik çocuklarda da tedavi amacıyla kullanılan müziğin, onların dış dünya ile ilişki kurabilmelerinde bir aracı rolü oynadığını bildiren Işık, bazı kekeme çocukların da şarkıları normal söyleyebilmelerinin, güvensizliklerini düzeltebildiğini söyledi.
Otistik çocuklarda tef, davul gibi aletler kullandırılarak çocuğun gerginliğinin de azaltılabildiğini ifade eden Işık, sakinleştirici, sedasyon yapıcı hicaz makamındaki melodilerin diletilebildiğini bildirdi.
Işık, depresyondaki hastalarda ise mutluluk duygusu yarattığı ileri sürülen rast ve mahur makamlarında melodiler dinletilmesi gerektiğini kaydetti.
-''AŞKLAR MÜZİKLE BAŞLAR''-
Müziğin ergenler için anlamının değiştiğini anlatan Işık, müziğin özel duyguların anlatım aracı olabildiğini ve aşkların genellikle müzikle başladığını savundu.
Müziğin ergen grubunda ''rockçılar'', ''Müslüm babacılar'' gibi ortak değer olabildiğini ifade eden Işık, ''Protest bir müzik ergenin isyan duygularının anlatımı olabilir. Tanınmış müzisyenler ise genç için olumlu bir idol olur ve kişi onun gibi giyinmeye, davranmaya ya da onun gibi müzikle uğraşabilir'' dedi.
Müziğin bazen olumsuz olaylar için de tetiği çeken bir etken olabildiğini savunan Işık, gençlerin müzik aracılığıyla madde ya da alkol kullanımını özendiren olumsuz mesajlar alabildiğini, olumsuz sosyal bir yaşama da yönelebildiğini belirtti.
Işık, intihar teması işleyen melodilerin, kişide uygun bir zemin varsa ve özellikle alkol ve madde kullanımıyla birleştiğinde olumsuz sonuçları kolaylaştırabildiğini söyledi.
-MÜZİK VE PSİKİYATRİ-
Müzikle terapiye yönelik tedavi girişimlerinin, sınırlı olan psikiyatrik hastalıklarda yardımcı bir tedavi yaklaşımı olarak ele alınabildiğini belirten Işık, 'Müzik tek başına kişideki psikiyatrik hastalığı düzeltemez. İlaç gibi tedavilere yardımcı olabilir'' dedi.
Anne karnındaki bebekten yaşlı bir kişiye kadar yaşamın müzikle iç içe olduğunu ifade eden Işık, şunları kaydetti:
''Aslında her insanın kendisine özgü bir melodisi vardır. Kişinin istekleri, hayalleri, sevinçleri, öfkeleri sevgileri, hayal kırıklıkları melodinin notalarını oluşturmaktadır. Bu kadar önemli ve gerçek bir olayın psikiyatrik durumların tedavisinde de kullanılabileceği olasılığından yola çıkılarak, eski çağlardan bu yana müzikle tedavi girişimlerinde bulunulmuştur. Bu yaklaşımlar tek başına kişideki psikiyatrik hastalığı düzeltemez. İlaç gibi tedavilere yardımcı olabilirler.''
Müziğin, hasta üzerinde dolaylı olarak beyindeki bazı beyin bölgelerini harekete geçmesi gibi biyolojik etki gösterebildiğini bildiren Işık, kişinin duygusal durumunu iç sıkıntısının gerginliğini olumlu şekilde etkileyebildiğini söyledi.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Işık, hızlı ritimli melodilerin, beynin sol ön bölgesini uyardığı için mutluluk duygusunu olumlu yönde etkilediğini söyledi.
Işık, Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Anabilim Dalı tarafından TÜ Devlet Konservatuarı Sanat ve Eğitim Merkezi'nde düzenlenen ''Müzik, Aşk ve Psikiyatri'' konulu seminerde, yaşamda ilk duyulan sesin annenin kalp atış sesi olduğunu belirtti.
Kalp atışlarının bebek için güçlü sesler olduğunu ifade eden Işık, ''Kalp atışları ritmik ve müzikal özellik taşıyarak, bebeğe güven duygusu verir. Anne heyecanlandığında veya korku gibi durumlarında bebek de huzursuzlanır'' dedi.
Bebek dünyaya geldikten sonra da annesinin kalp seslerinin önemini sürdürdüğünü belirten Işık, çoğu bebeğin anne tarafından kucağa alınıp kulağını kalp bölgesine koyduğunda, annenin kalp sesinin işitmesiyle ağlamasının durduğunu ve sakinleştiğini bildirdi.
Zamanla annenin kendi sesinin de önem kazanmaya başladığını anlatan Işık, şunları kaydetti:
''Bebekler annenin mırıldandığı müzikal ninnilerle kendilerini bilmedikleri, korkutucu karanlık dünya olan uykuya rahatça ve güvenli şekilde bırakırlar. Bebek annenin söylediği ninniyle başkası tarafından söylenen ninniye farklı reaksiyon verebilir. Yani ancak bildiği, hoşnut kaldığı müziğin varlığında kendini güvende hisseder. İleride kendi de mırıldanmaya başlar. Bu müziğe annenin dokunuşlarının eklenmesi, alınan hazzı daha da güçlendirir.''
Otistik çocuklarda da tedavi amacıyla kullanılan müziğin, onların dış dünya ile ilişki kurabilmelerinde bir aracı rolü oynadığını bildiren Işık, bazı kekeme çocukların da şarkıları normal söyleyebilmelerinin, güvensizliklerini düzeltebildiğini söyledi.
Otistik çocuklarda tef, davul gibi aletler kullandırılarak çocuğun gerginliğinin de azaltılabildiğini ifade eden Işık, sakinleştirici, sedasyon yapıcı hicaz makamındaki melodilerin diletilebildiğini bildirdi.
Işık, depresyondaki hastalarda ise mutluluk duygusu yarattığı ileri sürülen rast ve mahur makamlarında melodiler dinletilmesi gerektiğini kaydetti.
-''AŞKLAR MÜZİKLE BAŞLAR''-
Müziğin ergenler için anlamının değiştiğini anlatan Işık, müziğin özel duyguların anlatım aracı olabildiğini ve aşkların genellikle müzikle başladığını savundu.
Müziğin ergen grubunda ''rockçılar'', ''Müslüm babacılar'' gibi ortak değer olabildiğini ifade eden Işık, ''Protest bir müzik ergenin isyan duygularının anlatımı olabilir. Tanınmış müzisyenler ise genç için olumlu bir idol olur ve kişi onun gibi giyinmeye, davranmaya ya da onun gibi müzikle uğraşabilir'' dedi.
Müziğin bazen olumsuz olaylar için de tetiği çeken bir etken olabildiğini savunan Işık, gençlerin müzik aracılığıyla madde ya da alkol kullanımını özendiren olumsuz mesajlar alabildiğini, olumsuz sosyal bir yaşama da yönelebildiğini belirtti.
Işık, intihar teması işleyen melodilerin, kişide uygun bir zemin varsa ve özellikle alkol ve madde kullanımıyla birleştiğinde olumsuz sonuçları kolaylaştırabildiğini söyledi.
-MÜZİK VE PSİKİYATRİ-
Müzikle terapiye yönelik tedavi girişimlerinin, sınırlı olan psikiyatrik hastalıklarda yardımcı bir tedavi yaklaşımı olarak ele alınabildiğini belirten Işık, 'Müzik tek başına kişideki psikiyatrik hastalığı düzeltemez. İlaç gibi tedavilere yardımcı olabilir'' dedi.
Anne karnındaki bebekten yaşlı bir kişiye kadar yaşamın müzikle iç içe olduğunu ifade eden Işık, şunları kaydetti:
''Aslında her insanın kendisine özgü bir melodisi vardır. Kişinin istekleri, hayalleri, sevinçleri, öfkeleri sevgileri, hayal kırıklıkları melodinin notalarını oluşturmaktadır. Bu kadar önemli ve gerçek bir olayın psikiyatrik durumların tedavisinde de kullanılabileceği olasılığından yola çıkılarak, eski çağlardan bu yana müzikle tedavi girişimlerinde bulunulmuştur. Bu yaklaşımlar tek başına kişideki psikiyatrik hastalığı düzeltemez. İlaç gibi tedavilere yardımcı olabilirler.''
Müziğin, hasta üzerinde dolaylı olarak beyindeki bazı beyin bölgelerini harekete geçmesi gibi biyolojik etki gösterebildiğini bildiren Işık, kişinin duygusal durumunu iç sıkıntısının gerginliğini olumlu şekilde etkileyebildiğini söyledi.