Giriş

Orijinalini görmek için tıklayınız : YORGUNLUK



rselturk
21-02-2016, 21:31
Yorgunluk

Kuşlar vardır, cana benzer havalarda:
Soğuksa kar, baharsa yaprak;
Bir başına büyür toprakta ömrümüz,
Güneşle yeşil elleriyle çıplak;
- Uslu ayaklarla başlamış yolculuk-
Yürünmez öyle, bazen durulur,
Ve iner erenler katına yorgunluk;
Kapanır sükun üzre kitaplar.
Nefeslerle sürüp giden yaşamamız,
Bir su kenarına gelir durur;
Ekmekten, şaraptan öte nimetler vardır;
Yürünmez öyle hep, bazen susulur.
(Can Yücel):wave::wave:

rselturk
22-02-2016, 00:05
Hava Kurşun Gibi Ağır...
Hava kurşun gibi ağır!
Bağır
bağır
bağır
bağırıyorum.
Koşun
kurşun
eritmeğe
çağırıyorum...

O diyor ki bana:
— Sen kendi sesinle kül olursun ey!
Kerem
gibi
yana
yana!..

«Deeeert
çok,
hem dert
yok"
Yüreklerin
kulakları
sağır...
Hava kurşun gibi ağır...

Ben diyorum ki ona:
— Kül olayım
Kerem
gibi
yana
yana.
Ben yanmasam
sen yanmasan
biz yanmasak,
nasıl
çıkar
karanlıklar
aydınlığa..

Hava toprak gibi gebe.
Hava kurşun gibi ağır.
Bağır
bağır
bağır
bağırıyorum.
Koşun
kurşun
eritmeğe
çağırıyorum..
Nazım Hikmet Ran

aliharbiye
22-02-2016, 13:13
DAVET

Dörtnala gelip Uzak Asya'danAkdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim.Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplakve ipek bir halıya benziyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim.Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,yok edin insanın insana kulluğunu, bu dâvet bizim....Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hürve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim...:Nazım hikmet ran.nur içinde yatsın mekanı cennet olsun.... ne güzel şiirleri var. paylaşım içinde teşekkür ederim. nazımı sayende tekrar hatırladım.

rselturk
22-02-2016, 19:12
Evet Ali Harbiye dost,dua eder gibi günde beş vakit Nazım'ı okusam yine de bıkmam.Çoğu şiirleri ezberimdeydi..Genco Erkal gibi dost toplantılarında,rakılı sofralarda hep onu terennüm ederdim.Ama insan yaşlanınca yıpranma ilk önce maalesef bellekten başlıyor.Arasıra dilimize pelesenk olmuş bir şarkı gibi mırıldanmadan duramam.O halkını çıkarsız seven bir ozandı.Ruhu şâd olsun!..:wave::wave:

aliharbiye
23-02-2016, 10:10
dostum öncelikle nazım hikmeti bizlere hatırlattığın için teşekkür ederim. ben haftada 1-2 defa bilgisayardan kendi sesinden şiirlerini dinliyorum. hepsi birbirlerinden daha güzel. o kadar iyi şiir yazmışki anlatılmaz yaşanır. Şu kafiyeye bak ya...

MASALLARIN MASALI

Su basında durmuşuz,
çınarla ben.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarla benim.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınarla bana.

Su basında durmuşuz,
çınarla ben, bir de kedi.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarla benim, bir de kedinin.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınarla bana, bir de kediye.

Su basında durmuşuz,
çınar, ben, kedi, bir de güneş.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarın, benim, kedinin, bir de günesin.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınara, bana, kediye, bir de güneşe.

Su basında durmuşuz,
çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrümüz.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarın, benim, kedinin, günesin, bir de ömrümüzün.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze.

Su basında durmuşuz.
Önce kedi gidecek,
kaybolacak suda sureti.
Sonra ben gideceğim,
kaybolacak suda suretim.
Sonra çınar gidecek,
kaybolacak suda sureti.
Sonra su gidecek
güneş kalacak;
sonra o da gidecek...

Su basında durmuşuz.
Su serin,
Çınar ulu,
Ben şiir yazıyorum.
Kedi uyukluyor
Güneş sıcak.
Çok şükür yaşıyoruz.
Suyun şavkı vuruyor bize
Çınara bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze....

NAZIM HİKMET

aliharbiye
23-02-2016, 10:15
Bazan şairler ve şiirler dost olmaz mı insana? Aynı bazı öyküler gibi... O günkü halinize göre ilaç olur da bazan, yaranıza merhem sürerler sözgelimi. İşte o dostlarımdan biri Nazım Hikmet'tir. Bu gün canım nasıl da ünlü şairin Vasiyet şiirini okumayı istedi. Bugün bir köy mezarlığına çok tatlı bir kadını gömdük de.. Şimdi bu şiiri okumak aman ne iyi geldi!

Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü,
Ölürsem kurtuluştan önce yani,
Alıp götürün Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni.
Hasan Beyin vurdurduğu
Irgat Osman yatsın bir yanımda
ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp
kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda.
Traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın,
seher aydınlığında taze insan,
yanık benzin kokusu tarlalar ortamalı,
kanallarda su ne kuraklık, ne candarma korkusu
Biz bu türküleri elbette işitecek değiliz
toprağın altında yatar upuzun,
çürür kara dallar gibi ölüler
toprağın altında sağır, kör, dilsiz.
Ama bu türküleri söylemiştim ben
daha onlar düzülmeden
duymuştum yanık benzin kokusunu
traktörlerin resmi bile çizilmeden
Benim sessiz komşulara gelince,
şehit Ayşe'yle ırgat Osman
çektiler büyük hasreti sağlıklarında
belki de farkında bile olmadan
Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
-ki öyle gibi de görünüyor-
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni
ve de uyarına gelirse
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani....

Nazım Hikmet Ran