PDA

Orijinalini görmek için týklayýnýz : MAÝDE SURESÝ 33. AYETÝ NASIL ANLAMALIYIZ?



halukgta
15-11-2018, 12:52
Bu makalemde sizleri, Maide suresi 33. ayet üzerinde düþünmeye davet ediyorum. Bu ayet günümüzde çok farklý þekillerde anlaþýlmýþ ve farklý manalar verilip, anlatýlmaktadýr. Önce ayeti yazalým ve farklý düþüncelere de yer vererek, en doðruyu aramaya, bulmaya birlikte çaba harcayalým.

Maide 33: Allah ve Resulüne karþý savaþan ve YERYÜZÜNDE FESAT ÇIKARMAYA ÇALIÞANLARIN CEZASI, ancak öldürülmeleri veya asýlmalarý yahut ayak ve ellerinin çaprazlama kesilmesi, ya da yeryüzünde baþka bir yere sürgün edilmeleridir. Bu, dünyada onlar için bir zillettir. Ahirette ise onlar için büyük bir azab vardýr. (Elmalý meali)

Bu ayeti Kur’an ýn diðer ayetlerinden baðýmsýz ve onlardan faydalanmadan anlayan bir gurup ki bunlara mezheplerin fýkýh inançlarý da dâhil, Müslümanlara savaþ açanlarýn cezasýný Allah, bu ayette emrettiði gibi verin, yani öldürülmeleri, dönekliklerinden dolayý el ve ayaklarýnýn kesilmeleri ni Allah istiyor þeklinde anlamaktadýrlar. Hatta bazý mealler, el ve ayaklarýný çaprazlama deðil, yalnýz kesin diye de tercüme edenler vardýr. Bu ayeti bu þekilde anlarsak, Muhammed suresi 4. ayetinde geçen, savaþ esirlerini ya bir lütuf olarak, karþýlýksýz, ya da fidye alarak serbest býrakýn ayetiyle tamamen ters düþecek, hatta ayetler arasýnda Kur’an da çeliþki yaratýlacaktýr. Kur’an da çeliþki olmayacaðýna göre, Maide 33. ayette farklý bir konunun anlatýldýðý çok açýktýr.

Yine bu ayeti izah etmeye çalýþan bir baþka gurupta, bir öncesindeki ayetten esinlenerek, bu ayette bahsedilenlerin aslýnda firavun un kendisinden izinsiz, Allah a iman edenlere yaptýklarýndan bahsedildiði, bazý ayet örnekler verilerek anlatýlmaktadýr. O ayetlerden bir örnek verelim.

Araf 124: Mutlaka ellerinizi ve ayaklarýnýzý çaprazlama keseceðim, sonra da hepinizi asacaðým! (Diyanet vakfý )

Maide suresi 33. ayetten bir ayet öncesinde þöyle diyor Allah.

Maide 32: ÝÞTE BU NEDENLE ÝSRAÝL OÐULLARI'NA ÞÖYLE YAZMIÞTIK: Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çýkartmaya karþýlýk olmaksýzýn, haksýz yere bir cana kýyarsa, bütün insanlarý öldürmüþ gibi olur. HER KÝM BÝR CAN KURTARIRSA, BÜTÜN ÝNSANLARI KURTARMIÞ GÝBÝ OLUR. Peygamberlerimiz onlara apaçýk deliller getirdiler; ama bundan sonra da onlardan çoðu yine yeryüzünde aþýrýya gitmektedirler. ( Bayraktar Bayraklý)

Ayete dikkat ederseniz, haksýz yere cana kýyarsa bütün insanlarý öldürmüþ gibi olur diyor. Her kim bir caný kurtarýrsa, bütün insanlarý kurtarmýþ olur diyerek, adeta ölümün Allah tarafýndan hoþ karþýlanmadýðý anlatýlýyor. Yine genelleme yaparak, elçilerimiz onlara apaçýk deliller getirdikleri halde dinlemeyerek, aþýrýya gittikleri anlatýlýyor. Dikkat ettiyseniz geçmiþte olanlardan bilgiler veriyor.

Bu ayette örnek gösterilip devamýndaki yani 33. ayette geçen, Allaha ve elçisine savaþ açanlara verilecek ceza denmesine raðmen, bu ayette bahsedilenlerin ÝHBAR niteliðinde FÝREVUN un yaptýklarýna örnek verildiði, anlatýldýðý söylenmektedir. Bu ayet þöyle yapýn diye emir vermiyor, bilgi veriyor. Araf suresi 124. ve Taha 71, Þuara 49. ayetler bunun kanýtýdýr denmekte. Emir vermeyip, bilgi verdiði konusuna katýlýyorum ama bu ayetin, bahsedildiði ayetlerle bir baðlantýsý olduðunu kabul edemiyorum. Çünkü her iki ayetle birlikte düþündüðümüzde bir baðlantý direk kurmak neredeyse imkânsýz görünüyor. Bu zorlama bir düþünce olur, aralarýn da bir baðlantý görünmüyor ayette. Çünkü Maide suresi 34. ayette bakýn ne diyor.

Maide 34: Ancak, siz kendilerini yenip ele geçirmeden önce tövbe edenler müstesnadýr. Biliniz ki Allah çok baðýþlayýcýdýr; merhamet sahibidir. (Bayraktar bayraklý meali)

Hatýrlayýnýz lütfen, 33. ayette yeryüzünde fesat çýkaranlarýn cezasýndan bahsediliyor ve sayýyordu yapýlacaklar. Ama 34. ayette siz savaþmadan önce tövbe edip, yani yeryüzünde fesat çýkarmaktan vazgeçmiþlerse, onlar bu cezadan müstesnadýr diyor, bu konuda önceden bilgi veriyor. Bakýn burada farklý bir konuya dikkat çekiyor Allah. Eðer böyle olmayýp bir hüküm, emir bildiren ayet olsaydý, her kim bir suç iþlemiþ bile olsa o kiþi tutuklanýp yargýlanýr cezalandýrýlýrdý. Ama ayette bahsedilen, savaþtan vazgeçen piþman olan toplumlarýn örneði veriliyor. Þimdide farklý bir düþünceyle anlamaya çalýþalým ayeti.

Maide 33. ayette bahsedilen konularýn, genel konuya yani Allah ve elçisine savaþ açanlarýn durumuna dikkat çekiyor ve olabilecek sonuçlarý önceden bildiriyor olmalý ki, bunlardan vazgeçen cezadan kurtulur diyebiliyor. Demek ki geçmiþte de böyle olmuþ. Ayetin baþýnda dikkat ederseniz verdiði örnek, Allah a ve elçisine savaþ açan, yani kanunlarýna karþý gelenler diyordu. Hatýrlayýnýz Bakara 278–279. ayetlerde de RÝBA dan geri kalaný býrakýn. Eðer bunu yapmazsanýz, Allah a ve elçisine savaþ ilan etmiþ olursunuz diyordu. Bakýn bu ayette de, önceden bir bilgi veriyor yani uyarýyor Allah. Yoksa kim Allah karþý savaþ açabilir? Hiç kimse. Bu sözlerde uyarý, tehdit ve dikkat çekme var. Eðer bunlarý uygulayýn demiþ olsaydý, bu konuda detay vermesi gerekirdi ki, böyle bir detay, bilgi asla yoktur.

Maide 33. ayette Allah a ve elçisine sözünden kasýt, herhangi bir elçi deðil, Allah ýn gönderdiði tüm elçiler kast ediliyor. Devamýnda þu ya da bu sebepten dolayý diye detay vermeden, Allah a ve elçisine derken, Allah ýn gönderdiði kanunlarýna karþý durup, elçileri ile savaþanlarýn, ya da elçilerin teblið ettiði dine karþý çýkanlarýn, karþýlaþacaklarý baþlarýna gelecekleri cezalardan, geçmiþ toplumlarýn karþýlaþtýðý tüm örnekler veriliyor. Ayete dikkat ettiyseniz çok geniþ bir zaman diliminden bahsediyor ve YERYÜZÜNDE FESADI YAYMAK ÝÇÝN GAYRET GÖSTERENLERÝN CEZASI DÝYE ÖZELLÝKLE, BELÝRLÝ BÝR TOPLUMDAN DEÐÝL, GENÝÞ BÝR TOPLUMDAN BAHSEDÝYOR GENELLEME YAPARAK ÖRNEK VERÝYOR. AYETÝN DEVAMINDA DA ANCAK DÝYE BAÞLIYOR VE BUNU YAPANLARIN BAÞLARINA GELMÝÞ OLAYLARI ÖRNEK VERÝYOR. Son kýsmýnda da bu insanlarýn baþlarýna gelen bu olaylar, onlarýn bu dünyada ki zilletidir yani aþaðýlanma, rezilliðidir diyor. Bakýn burada da genel bir bildirim var.

Lütfen ayete dikkat edelim. Allah elçime karþý olup ona savaþ açaný, bu þekilde cezalandýrýn emrini vermiyor. Genelleme yaparak böyle yapanlarýn cezasý þunlar, þunlar olmuþtur geçmiþte diye tek tek olanlarý sayýyor. EMÝR KÝPÝ DEÐÝL, BÝLGÝLENDÝRME VAR. Yani geçmiþ yüzyýllar öncesinde, bugüne kadar benim kanunlarýma ve elçilerime karþý gelmiþ olanlar, ya asýlarak ya da farklý þekillerde toplumlar tarafýndan cezalandýrýlmýþ, öldürülmüþtür diyor. Eza ve cefa çekerek el ve ayaklarýnýn kesildiði cezalara da çarptýrýlmýþ olanlar vardýr. Bir kýsmý sözlerinde durmadýklarý için, bulunduklarý yerden uzak diyarlara sürüldüler diye örnekler veriyor. SÝZLER BUNU YAPANLARA, BU CEZALARI VERÝN DEMÝYOR. Demesi de mümkün deðil. Çünkü böyle yapanlarýn yani Allah ýn elçisine savaþ açanlarýn cezalarýný, nasýl davranýlmasý gerektiðini Allah, Kur’an da açýklamýþtýr, bu düþünce ve cezalar da, bu ayetlere zaten ters düþer.

Geçmiþ yüzyýllarý þöyle bir hatýrlayýnýz. Din adýna çýkan savaþlarý ve bu toplumlarýn bir birine neler yaptýðýný bir düþünün isterseniz. Allah ýn ayette saydýðý tüm olanlar gerçekleþmiþtir. Ölümler, asýlmalar, el ayak kesmeler, çarmýða gerilmeler, vatanlarýndan sürülmeler. Bunlarýn hepsi din adýna yapýlan savaþlarda insanlarýn baþýna gelmiþtir. Ama Allah böyle yapýn demediði halde, insanlar kendi nefisleriyle, inisiyatifleri ile bu cezalarý takdir etmiþler. Hâlbuki Allah ýn takdiri ve emri bizlere bu konuda nasýldý hatýrlayalým.

Muhammed 4: Ýnkâr edenlerle savaþta karþýlaþtýðýnýzda, hemen boyunlarýný vurunuz. Onlarý yendiðinizde de sýkýca baðlayýnýz. SAVAÞ SONA ERDÝÐÝNDE YA BÝR LÜTUF OLARAK KARÞILIKSIZ YA DA FÝDYE ALARAK SALIVERÝNÝZ. Allah dileseydi onlara galip gelirdi. Fakat kiminizi kiminizle denemek için böyle yaptý. Allah yolunda öldürülenlerin yaptýklarý hiçbir ameli Allah asla boþa çýkarmayacaktýr. (Bayraktar Bayraklý)

Bakara 190: Sizinle çarpýþmaya girenlerle Allah yolunda siz de çarpýþýn. AMA HAKSIZ YERE SALDIRMAYIN/ÇARPIÞMADA ZULME SAPMAYIN. Çünkü Allah, sýnýr tanýmaz azgýnlarý sevmiyor. (Yaþar Nuri Öztürk meali)

Mümtehine 8: ALLAH, SÝZÝNLE DÝN UÐRUNDA SAVAÞMAYAN VE SÝZÝ YURTLARINIZDAN ÇIKARMAYANLARA ÝYÝLÝK YAPMANIZI VE ONLARA ÂDÝL DAVRANMANIZI YASAKLAMAZ. Çünkü Allah, adaletli olanlarý sever. (Diyanet vakfý)

Allah bizlere bunca açýk barýþçýl ve adaletten sapmayýn emirlerini verdikten sonra, bir baþka ayetinde, size savaþ açanlara karþý, acýmasýzca, zalimce elini ayaklarýný kesin der mi? Bunu söyleyenler, Kur’an ý anlamayan ya da Kur’an da çeliþki yaratmaya çalýþanlardýr. Allah iki Müslüman toplumun birbiriyle savaþmasýnda bile, bakýn nasýl davranýn diyor.

Hucurat 9: Müminlerden iki zümre çarpýþýrlarsa, ONLARIN ARALARINDA HEMEN BARIÞI KURUN! Eðer onlardan biri öteki aleyhine sýnýr tanýmazlýk edip saldýrýrsa, AZGINLIK EDENLE, ALLAH'IN EMRÝNE DÖNÜNCEYE KADAR SAVAÞIN. Eðer vazgeçerse, yine ikisi arasýný adalet ve dürüstlükle sulh edin. Kuþkusuz, Allah adalette titiz davrananlarý sever. (Yaþar Nuri Öztürk meali)

Ýþte Allah ýn adaleti. Asla ayrým yapamadan adaleti, barýþý ayakta tutabilmek için dostluðu, kardeþliði saðlamaya çalýþmak, Allah ýn kurduðu düzenin en önemli özelliðidir.

Saygýlarýmla
Haluk GÜMÜÞTABAK

KUR'AN A DAVET (Only the registered members can see the link)
HALUK GÜMÜŞTABAK/ KUR'AN A DAVET. (Only the registered members can see the link)
BATILDAN UZAK, Ä°SLAMI YAÅžAYABÄ°LMEK. (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link