freestar
25-12-2006, 10:21
İngiliz tıp uzmanları, sadece hastalık taşıyan virüslerle birleştiğinde çoğalabilen zararsız bir virüs kullanarak gribe karşı çok büyük bir zafer kazandı.
İnsanoğlu artık, 1918 yılında dünya çapında 50 milyon kişinin ölümüne neden olan İspanyol gribi salgınındaki kadar bu hastalık karşısında aciz değil. Özellikle kuş gribi vakalarında göndeme gelen Tamiflu ve Relenza gibi antivirütik ilaçların varlığı, çok çabuk yayılabilen grip türlerine karşı etkin bir önlem olarak görülüyor. Ancak bunların bile hastalığın erken safhalarında alınması ya da dünya çapında herkesin ulaşabileceği kadar bol miktarda bulunabilmesi gerekiyor. Gribe karşı yürütülen mücadelede karşılaşılan en büyük güçlüklerden biri, kimi zaman öldürücü olan bu virüslerin zaman içinde mutasyona uğrayarak en güçlü ilaçlara karşı bile direnç kazanabilmesi... Geliştirilen aşıların sadece belirli türleri hedef alması da diğer bir olumsuzluğu oluşturuyor.
DÜŞMANI BASTIRIYOR
Ancak İngiltere’de tamamen farklı bir yaklaşımla geliştirilmekte olan yeni bir tedavi yöntemi, gribi “kendi silahıyla” vurmaya hazırlanıyor. Warwick Üniversitesi Profesörü Nigel Dimmock tarafından yürütülen ve fareler üzerindeki denemelerde tam başarı sağlanan yeni yöntemde, kuş gribinin de aralarında bulunduğu A tipi grip virüslerinden biri vücuda enjekte ediliyor. K endi yapı şifresini taşıyan RNA’sının içindeki 8 sarmal çubuktan en uzununun yüzde 80’i bulunmayan bu özel virüsün tamamen zararsız ve kendi başına çoğalamayacak durumda olduğu belirtiliyor. “Koruyucu virüs” adı verilen bu özel virüs sadece, hastalık yaratacak başka bir grip virüsüyle birleştiği zaman çoğalmaya başlıyor. Koruyucu virüsler, hastalıklı virüslerden çok daha hızlı bir şekilde çoğalabildiği için, “düşmana” karşı üstünlük sağlıyor ve hastalığın önüne geçiyor. Çünkü her türlü enfeksiyonda asıl mücadele, bünyedeki koruyucu ve “evsahipliği” yapan hücreler ile zararlı virüsler arasında gerçekleşiyor. Hızlı olup daha çok üreyen ise bu savaşı kazanıyor.
ANINDA KORUMA
A tipindeki her tür virüse karşı mücadele etme yeteneğine sahip bu “koruyucu virüsler” antivirütik ilaçlara karşı da direnç kazanmadığı için etkin bir şekilde hastalığa karşı koruyor. Geleneksel antivirütik ilaçların günde iki kez alınması gerekirken, yeni yöntemde tek doz, 6 haftalık koruma sağlıyor. Yeni yöntemin diğer bir özelliği de anında etkisini göstermesi.
Vatan
İnsanoğlu artık, 1918 yılında dünya çapında 50 milyon kişinin ölümüne neden olan İspanyol gribi salgınındaki kadar bu hastalık karşısında aciz değil. Özellikle kuş gribi vakalarında göndeme gelen Tamiflu ve Relenza gibi antivirütik ilaçların varlığı, çok çabuk yayılabilen grip türlerine karşı etkin bir önlem olarak görülüyor. Ancak bunların bile hastalığın erken safhalarında alınması ya da dünya çapında herkesin ulaşabileceği kadar bol miktarda bulunabilmesi gerekiyor. Gribe karşı yürütülen mücadelede karşılaşılan en büyük güçlüklerden biri, kimi zaman öldürücü olan bu virüslerin zaman içinde mutasyona uğrayarak en güçlü ilaçlara karşı bile direnç kazanabilmesi... Geliştirilen aşıların sadece belirli türleri hedef alması da diğer bir olumsuzluğu oluşturuyor.
DÜŞMANI BASTIRIYOR
Ancak İngiltere’de tamamen farklı bir yaklaşımla geliştirilmekte olan yeni bir tedavi yöntemi, gribi “kendi silahıyla” vurmaya hazırlanıyor. Warwick Üniversitesi Profesörü Nigel Dimmock tarafından yürütülen ve fareler üzerindeki denemelerde tam başarı sağlanan yeni yöntemde, kuş gribinin de aralarında bulunduğu A tipi grip virüslerinden biri vücuda enjekte ediliyor. K endi yapı şifresini taşıyan RNA’sının içindeki 8 sarmal çubuktan en uzununun yüzde 80’i bulunmayan bu özel virüsün tamamen zararsız ve kendi başına çoğalamayacak durumda olduğu belirtiliyor. “Koruyucu virüs” adı verilen bu özel virüs sadece, hastalık yaratacak başka bir grip virüsüyle birleştiği zaman çoğalmaya başlıyor. Koruyucu virüsler, hastalıklı virüslerden çok daha hızlı bir şekilde çoğalabildiği için, “düşmana” karşı üstünlük sağlıyor ve hastalığın önüne geçiyor. Çünkü her türlü enfeksiyonda asıl mücadele, bünyedeki koruyucu ve “evsahipliği” yapan hücreler ile zararlı virüsler arasında gerçekleşiyor. Hızlı olup daha çok üreyen ise bu savaşı kazanıyor.
ANINDA KORUMA
A tipindeki her tür virüse karşı mücadele etme yeteneğine sahip bu “koruyucu virüsler” antivirütik ilaçlara karşı da direnç kazanmadığı için etkin bir şekilde hastalığa karşı koruyor. Geleneksel antivirütik ilaçların günde iki kez alınması gerekirken, yeni yöntemde tek doz, 6 haftalık koruma sağlıyor. Yeni yöntemin diğer bir özelliği de anında etkisini göstermesi.
Vatan