halukgta
10-12-2018, 19:45
Kur’an ý anlayarak ve düþünerek her okuduðumda, çok farklý gerçekleri görüyorum, þükürler olun. Sanki ayetler günümüzde yaþanan olaylar için indirilmiþçesine, bizlere rehberlik yapýyor. Kur’an ý okurken bir ayet özellikle dikkatimi çekti ve ayeti okurken, Atatürk ün mecliste yaptýðý ve çok yanlýþ anlamlar yükledikleri, bir konuþma geldi aklýma. Ondan bahsetmeden önce okuduðum ve dikkatimi çeken ayeti önce sizlerle paylaþmak istiyorum.
Nisa 153: Ehlikitap, SENDEN KENDÝLERÝNE GÖKTEN BÝR KÝTAP ÝNDÝRMENÝ ÝSTÝYOR. Zaten onlar Musa’dan da bundan daha büyüðünü istemiþlerdi. Demiþlerdi ki: "Allah'ý bize açýktan göster." Bunun üzerine zulümlerinden ötürü kendilerini yýldýrým çarpmýþtý. Sonra kendilerine açýk-seçik kanýtlarýn geliþi ardýndan buzaðýya taptýlar. Biz onlarýn bu günahýný da affettik. Biz Musa’ya apaçýk bir kanýt/bir hükmetme gücü verdik. (Yaþar Nuri meali)
Dikkat ettiyseniz, Allah ýn elçisi, kendisine gelen ayetleri bir bir teblið ederken, Peygamberimizden bir istekte bulunuyorlar ve diyorlar ki; GÖKTEN ALLAH KATINDAN SANA BÝR KÝTAP ÝNDÝRÝLSEYDÝ YA. Daha önce ki Ehli kitapta, bundan daha büyük isteklerde bulunduklarýný, Musa Peygamberimizden Allah ý göstermesini istedikleri örneðini veriyor. Peki bu ayette, Ehlikitap ýn gökten bir kitap indirilmesini istemelerinden, ne kast ediliyor olabilir?
Önce þunu hatýrlatmak isterim, Allah yalnýz gökte deðil, her yerdedir. Kur’an da Allah ýn yalnýz gökte olduðuna dair, tek bir bilgi yoktur. TAM TERSÝNE GÖKTE VE YERDE YAÞAYANLARIN ÝLAHIDIR DER KUR’AN. ALLAH IN YALNIZ GÖKTE OLDUÐUNA ÝNANALAR, CAHÝLÝYE TOPLUMU ÝNANCI OLDUÐU GÝBÝ, BUGÜN ÝSLAM I TARÝKAT EKSENLÝ YAÞAYANLARIN BÝR KISMI, ALLAH ARÞIN ÜSTÜNDE, YANÝ KÂÝNATIN TAVANINDADIR DÝYEBÝLMEKTEDÝRLER.
Ehli kitap her þeyiyle hazýr, tüm ayetlerin içinde bulunduðu bir kitabýn indirilmesini istiyorlardý. Ama Allah ayetlerini sindire sindire anlayýp, hayata geçirebilmeleri için ayetlerini yavaþ yavaþ sözlü bir þekilde indiriyor ve elçisi de kayda alýyor, insanlara ezberletiyordu. Onlarýn, gözleriyle Allah ý görmek istedikleri gibi, Allah katýndan gelen bir kitap þeklini de görmek istemeleri nedeniyle, Allah dan uyarý alýyorlar.
Ayete dikkat ettiyseniz, Ehli kitaba daha öncede ayetlerini apaçýk Allah gönderdiðimiz halde, onlar bu kanýtlarý göz ardý ederek, hayatlarýna geçirmediklerini, hala atalarýnýn yanlýþ inançlarýný yaþamaya, bunlarda Allah katýndan gelmiþtir demeye, yani atalarýn inancýný yaþamaya devam ettikleri bilgisini, özellikle bizlere bildiriyor. Tabi aralarýndan, iman edenlerin günahlarýný affettiðini de söylüyor.
Þimdide Kur’an ýn diðer ayetlerinden faydalanarak, bu konuda ehli kitabýn yaptýðý yanlýþlarý düþünelim. Neler yapýyorlardý da, Allah onlarý uyarýyordu? Önce unutmamamýz gereken bir gerçek var, bu uyarýlar Allah ý inkâr edenlerden bahsetmiyor. Tam tersine Allah ý tek ilah olarak kabul ettikleri halde, Allah ýn yanýna adeta ilahlaþtýrdýklarý varlýklarý ve onlarýn kitaplarýný koyanlardan bahsediyor. Peki bu bilgileri, hangi kaynaklardan almýþlardý da, inançlarýna geçirmiþlerdi? Atalarýnýn rivayetler yoluyla kendilerine ulaþmýþ bilgileri, BUNLARDA GÖKTEN, ALLAH IN KATINDAN ÝNDÝRÝLEN AYETLERÝDÝR demeleri, onlarý Allah ýn yolundan saptýrmýþtý.
Ayetin sonunda Allah, bakýn çok net bir hüküm veriyor ve diyor ki, biz Musa ya apaçýk bir kanýt, yani kitabý indirdik ve bu kitapla kullarýma hükmetme yetkisini, gücünü verdik diyor. Peygamberimiz içinde, ayný hükümler zaten Kur’an da geçiyor ve ne diyordu Allah elçisine hatýrlayalým. “SANA ÝNDÝRDÝÐÝM KUR’AN ÝLE KULLARIMA HÜKMET.”
Kur’an da birçok ayette Allah, bizleri uyarýyor ve diyor ki, sakýn emin olmadýðýnýz bilgilerin ardýna düþmeyin. Sizleri Allah ile aldatacak insanlar çýkacak ve Allah ýn hükmü olmadýðý halde, BUNLARDA ALLAH KATINDAN ÝNDÝRÝLEN AYETLERDÝR DÝYENLER ÇIKACAKTIR, SAKIN ONLARA ÝNANMAYIN UYARISINI YAPIYOR. Benim katýmdan indirilen ve sizlerin sorumlu olduðunuz yalnýz Kur’an dýr diyerek, Zuhruf suresi 44. ayette, açýkça noktayý koymuþtur Yaradan.
Onun içindir ki bizlere düþen, Allah ýn bu uyarýlarýndan yola çýkarak, Alak suresi 1. ayetinde olduðu gibi, “YARATAN RABBÝNÝN ADIYLA OKU” uyarýsýndan yola çýkarak, önce Rabbimizin yarattýðý tabiat mucizelerinin ayetlerini okuyup, onlarý aklýmýzda, nefsimizde deðerlendirip, hayatýmýza geçirdiðimizde, Allah ýn en doðru yolunda olabiliriz. Yani önce hayatýn, tabiatýn, yaþamýn ayetlerini gözlemleyerek okumalýyýz ki, Allah ýn indirdiði yazýlý, sözlü vahyi doðru anlayabilelim.
Þimdide gelelim, Atatürk ün mecliste yaptýðý konuþmasýna. Bu konuþma ne yazýk ki, bazý art niyetli kiþiler tarafýndan farklý þekilde yorumlanarak, Atatürk dinsiz ilan edilmiþtir. Sözlerini yazmadan önce þunu hatýrlatmak isterim. Atatürk, Ýslam ý bilen ve batýldan ve hurafeden uzak, gereði gibi halkýn Ýslam ý öðrenmesi içinde çaba harcayan bir liderdi. Kur’an ý Türkçeye tercüme ettirmesi, bunun kanýtýdýr. Ýnancý olmayan bir insan, Kur'an ýn anlaþýlmasý için çaba harcar mý? Lütfen unutmayalým, bu konuþmanýn geçtiði mecliste, çok deðerli din âlimleri vardý. Ýslam a saygýsýzlýk adýna söylenecek tek bir sözü kabul etmeyeceklerini lütfen unutmayalým. Bakýn Atatürk konuþmasýnda ne söylüyor. Lütfen art niyetle deðil, Kur’an bütünlüðünde, kimseye iftira atmadan söylenenleri anlamaya çalýþýn.
“Fakat bu prensipleri, GÖKTEN ÝNDÝÐÝ SANILAN KÝTAPLARIN DOÐMALARI ile asla bir tutmamalýdýr. Biz ÝLHAMLARIMIZI gökten ve gaipten deðil, doðrudan doðruya hayattan almýþ bulunuyoruz.”
Bu sözleriyle Atatürk, gökten indirildiði sanýlan kitaplar sözünden, eðer Kur’an ý kast etmiþ olsaydý, bu konuþmasýnýn sonunda, TÜM MECLÝS, ALKIÞLAR MIYDI? Hepsi ayakta alkýþladý. Lütfen bu konuyu göz ardý etmeyelim ve o meclisteki çok deðerli insanlarý da, töhmet altýnda býrakmayalým. Daha önce belirttiðim gibi, Allah gökyüzünde deðil ki gökten Kur’an indirilsin, O her yerde. Ama dine batýl ve hurafe karýþtýran tüm ehli kitap, buna günümüzde yaþayan bir kýsým Müslümanlar da dâhil, bu yanlýþý yapýyor ve sanki Allah yalnýz gökyüzündeymiþ gibi anlatýyorlar. Bakýn ayette, ilhamlarýmýzý gaipten almayýz diyor. Gaip kaynaðý bilinmeyen, emin olmadýðýmýz demektir. Kur’an ýn geldiði yer bellidir. Gaip yani bilinmez deðildir. Ama Kur’an dýþýndan, emin olmadýðýmýz rivayetlerin kaynaðý belli deðildir. Adý üstünde rivayet.
O günkü toplumu düþünün lütfen. Atatürk hangi konularda çaba gösteriyordu Ýslam dini adýna? Batýldan, hurafeden uzak, gerçek Ýslam ile toplumun buluþmasýný istiyordu. Ýþte bu konuþmayý da, bu düþünce ekseninde lütfen düþünelim. DÝNÝ HURAFELERLE YAÞAYAN, TARÝKATLAR, CEMAATLER, ATATÜRK ÜN SAYESÝNDE UZUN BÝR SÜRE, ZEHÝRLERÝNÝ TOPLUMA AKITAMAMIÞLARDIR. Ama Atatürk düþmanlýðýný topluma, sinsice iþte böyle yaymýþlardýr.
Atatürk, batýlý ve hurafeyi din haline getirenlere, KUR’AN DIÞINDAN KÝTAPLARI, BUNLARDA ALLAH KATINDAN ÝNDÝRÝLMÝÞTÝR DÝYENLERE, CEVAP VERÝYOR MECLÝSTE BU KONUÞMASINDA. Bakýn Atatürk bu sözlerini nasýl açýklýyor. Dikkat ederseniz, bir kitaptan yani Kur’an dan bahsetmiyor, tam tersine gökten indiði sanýlan KÝTAPLAR diyor, birçok kitaptan bahsediyor. Yani Kur’an ý yeterli görmeyen, bunlarda Allah katýndandýr diyen, ciltlerce dolusu mezheplerin ve FIKIH inancýnýn dine ilave yaptýðý kanun ve kurallarýn DOÐMASI, delilsiz dayatmasý yani, sorgulamadan kabul edilmesine asla müsaade etmeyiz, Allah ýn kanunlarý ile eþ tutmayýz diyor.
Devamýnda ise bizlerin, günümüzde hala anlayamadýðý bir gerçeðe dikkat çekiyor Atatürk. Biz ilhamlarýmýzý, gaipten deðil, yani emin olmadýðýmýz kaynaklardan deðil, doðrudan doðruya hayattan, yani apaçýk Allah ýn yarattýðý yaþamýn gerçeklerinden alýrýz diyor. Bu söylediklerinin, Kur’an okumuþ herkes ne anlama geldiðini çok iyi anlayacaktýr. Allah, Rahman ve Rahim olan Allah ýn adýyla oku emrini verirken, iþte kullarýnýn önce bu yaradýlýþ gerçeðini tabiattan okumamýzý istiyor bizlerden. Yoksa indirilen bir kitap ilk önce yok ki insanlar okusun. Allah da bizlere bu konuda, bakýn bazý ayetlerinde neler söylüyor.
Allah, orada geniþ yollar edinip dolaþabilesiniz diye, yeryüzünü sizin için bir sergi yapmýþtýr.”
(Nuh 19–20 :“
O Allah ki, yeryüzünü sizin için bir döþek, gökyüzünü bir bina yaptý. O, gökten su indirip onunla çeþit çeþit meyveleri size rýzýk olarak çýkardý. O halde, bile bile Allah'a eþler koþmayýnýz. (Bakara 22)
Allah'ýn gökten yaðmur yaðdýrdýðýný ve bu sebeple yeryüzünün yemyeþil olduðunu görmez misin? Þüphesiz Allah, lütuf sahibidir; her þeyden haberdardýr. (Hac 63)
Atatürk ün toplumlarý yönetmek için aldýðý ilham, hayatýn ta kendisidir, yani yüce Rabbimizin hepimizin gözleri önünde yarattýðý ayetleridir diyor. Lütfen dikkat edelim söylenen söze. Atatürk bakýn nereden ilham aldýðýný söylüyor. Ýlham, üstün bir örnek güçten alýnýr. ATATÜRK DE BÝZLER EMÝN OLAMAYACAÐIMIZ BÝLGÝLERDEN ÝLHAM ALMAYIZ, BÝZLERÝN ÝLHAMI ALLAH IN YARATTIÐI, BÝZLER ÝÇÝN ÖRNEK OLAN, HAYAT VE YAÞAMDIR DÝYOR. Atatürk toplumun gerçek Ýslam ý öðrenebilmesi için, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýný özellikle kurmuþtur. Dinsiz bir insan bunu yapar mý? Camilerde hutbe veren bir insan, nasýl dinsiz olur.
Ýlk Diyanet iþleri Baþkaný Rifat Börekçi, bakýn Atatürk ü nasýl anlatýyor. Bu sözler Diyanet arþivinden.
“Atanýn huzuruna girdiðimde, beni ayakta karþýlardý. Utanýr ezilir, büzülür, ‘Paþam beni mahcup ediyorsunuz’ dediðim zaman, ‘ DÝN ADAMLARINA SAYGI GÖSTERMEK, MÜSLÜMANLIÐIN ÝCAPLARINDANDIR.’ buyururlardý. Atatürk þahsi çýkarlarý için, kutsal dinimizi siyasete alet eden, cahil din adamlarýný sevmezdi.” Not: Atatürk ve din eðitimi- Ahmet Gürtaþ- Diyanet Ýþleri baþkanlarý yayýnlarý. S- 12
Bunun dýþýnda, mecliste yapýlan bu konuþmaya bir anlam veren kiþi, ancak art niyetlidir ve o mecliste bu konuþmayý alkýþlayan tüm milletvekillerine, zerre kadar saygýsý olmayan, aldatýlmýþ insanlardýr diyebilirim. Atatürk, bu ülkenin birliðini ve bütünlüðünü saðlamýþ bir liderdir. Onun ya da herhangi bir kiþinin, imanýný yargýlamak bizlere düþmez. Eðer din ve imaný adýna bir yanlýþý varsa, hesabýný Allah a verecektir. Kiþileri inançlarý konusunda yargýlamak, bizlerin haddi deðildir. Lütfen emin olamayacaðýmýz yalanlara, iftiralara inanmayalým. Elimizde Kur’an, onun ýþýðýyla aydýnlanalým. Allah Hucurat 6. ayetinde bu konuda bizleri uyarýyor ve bakýn ne diyor. Kur’an a iman eden bir Müslüman, asla emin olmadýðý bir söze inanmaz ve bu sözü, bilgiyi topluma daðýtmaz.
“Ey inananlar! Eðer bir fâsýk/yalan haber taþýyan size bir haber getirirse, onun doðruluðunu araþtýrýnýz. YOKSA BÝLMEDEN BÝR TOPLULUÐA KÖTÜLÜK EDERSÝNÝZ DE, SONRA YAPTIKLARINIZA PÝÞMAN OLURSUNUZ.” (Hucurat 6)
Saygýlarýmla
Haluk GÜMÜÞTABAK
KUR'AN A DAVET (Only the registered members can see the link)
HALUK GÜMÜŞTABAK/ KUR'AN A DAVET. (Only the registered members can see the link)
BATILDAN UZAK, İSLAMI YAŞAYABİLMEK. (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Nisa 153: Ehlikitap, SENDEN KENDÝLERÝNE GÖKTEN BÝR KÝTAP ÝNDÝRMENÝ ÝSTÝYOR. Zaten onlar Musa’dan da bundan daha büyüðünü istemiþlerdi. Demiþlerdi ki: "Allah'ý bize açýktan göster." Bunun üzerine zulümlerinden ötürü kendilerini yýldýrým çarpmýþtý. Sonra kendilerine açýk-seçik kanýtlarýn geliþi ardýndan buzaðýya taptýlar. Biz onlarýn bu günahýný da affettik. Biz Musa’ya apaçýk bir kanýt/bir hükmetme gücü verdik. (Yaþar Nuri meali)
Dikkat ettiyseniz, Allah ýn elçisi, kendisine gelen ayetleri bir bir teblið ederken, Peygamberimizden bir istekte bulunuyorlar ve diyorlar ki; GÖKTEN ALLAH KATINDAN SANA BÝR KÝTAP ÝNDÝRÝLSEYDÝ YA. Daha önce ki Ehli kitapta, bundan daha büyük isteklerde bulunduklarýný, Musa Peygamberimizden Allah ý göstermesini istedikleri örneðini veriyor. Peki bu ayette, Ehlikitap ýn gökten bir kitap indirilmesini istemelerinden, ne kast ediliyor olabilir?
Önce þunu hatýrlatmak isterim, Allah yalnýz gökte deðil, her yerdedir. Kur’an da Allah ýn yalnýz gökte olduðuna dair, tek bir bilgi yoktur. TAM TERSÝNE GÖKTE VE YERDE YAÞAYANLARIN ÝLAHIDIR DER KUR’AN. ALLAH IN YALNIZ GÖKTE OLDUÐUNA ÝNANALAR, CAHÝLÝYE TOPLUMU ÝNANCI OLDUÐU GÝBÝ, BUGÜN ÝSLAM I TARÝKAT EKSENLÝ YAÞAYANLARIN BÝR KISMI, ALLAH ARÞIN ÜSTÜNDE, YANÝ KÂÝNATIN TAVANINDADIR DÝYEBÝLMEKTEDÝRLER.
Ehli kitap her þeyiyle hazýr, tüm ayetlerin içinde bulunduðu bir kitabýn indirilmesini istiyorlardý. Ama Allah ayetlerini sindire sindire anlayýp, hayata geçirebilmeleri için ayetlerini yavaþ yavaþ sözlü bir þekilde indiriyor ve elçisi de kayda alýyor, insanlara ezberletiyordu. Onlarýn, gözleriyle Allah ý görmek istedikleri gibi, Allah katýndan gelen bir kitap þeklini de görmek istemeleri nedeniyle, Allah dan uyarý alýyorlar.
Ayete dikkat ettiyseniz, Ehli kitaba daha öncede ayetlerini apaçýk Allah gönderdiðimiz halde, onlar bu kanýtlarý göz ardý ederek, hayatlarýna geçirmediklerini, hala atalarýnýn yanlýþ inançlarýný yaþamaya, bunlarda Allah katýndan gelmiþtir demeye, yani atalarýn inancýný yaþamaya devam ettikleri bilgisini, özellikle bizlere bildiriyor. Tabi aralarýndan, iman edenlerin günahlarýný affettiðini de söylüyor.
Þimdide Kur’an ýn diðer ayetlerinden faydalanarak, bu konuda ehli kitabýn yaptýðý yanlýþlarý düþünelim. Neler yapýyorlardý da, Allah onlarý uyarýyordu? Önce unutmamamýz gereken bir gerçek var, bu uyarýlar Allah ý inkâr edenlerden bahsetmiyor. Tam tersine Allah ý tek ilah olarak kabul ettikleri halde, Allah ýn yanýna adeta ilahlaþtýrdýklarý varlýklarý ve onlarýn kitaplarýný koyanlardan bahsediyor. Peki bu bilgileri, hangi kaynaklardan almýþlardý da, inançlarýna geçirmiþlerdi? Atalarýnýn rivayetler yoluyla kendilerine ulaþmýþ bilgileri, BUNLARDA GÖKTEN, ALLAH IN KATINDAN ÝNDÝRÝLEN AYETLERÝDÝR demeleri, onlarý Allah ýn yolundan saptýrmýþtý.
Ayetin sonunda Allah, bakýn çok net bir hüküm veriyor ve diyor ki, biz Musa ya apaçýk bir kanýt, yani kitabý indirdik ve bu kitapla kullarýma hükmetme yetkisini, gücünü verdik diyor. Peygamberimiz içinde, ayný hükümler zaten Kur’an da geçiyor ve ne diyordu Allah elçisine hatýrlayalým. “SANA ÝNDÝRDÝÐÝM KUR’AN ÝLE KULLARIMA HÜKMET.”
Kur’an da birçok ayette Allah, bizleri uyarýyor ve diyor ki, sakýn emin olmadýðýnýz bilgilerin ardýna düþmeyin. Sizleri Allah ile aldatacak insanlar çýkacak ve Allah ýn hükmü olmadýðý halde, BUNLARDA ALLAH KATINDAN ÝNDÝRÝLEN AYETLERDÝR DÝYENLER ÇIKACAKTIR, SAKIN ONLARA ÝNANMAYIN UYARISINI YAPIYOR. Benim katýmdan indirilen ve sizlerin sorumlu olduðunuz yalnýz Kur’an dýr diyerek, Zuhruf suresi 44. ayette, açýkça noktayý koymuþtur Yaradan.
Onun içindir ki bizlere düþen, Allah ýn bu uyarýlarýndan yola çýkarak, Alak suresi 1. ayetinde olduðu gibi, “YARATAN RABBÝNÝN ADIYLA OKU” uyarýsýndan yola çýkarak, önce Rabbimizin yarattýðý tabiat mucizelerinin ayetlerini okuyup, onlarý aklýmýzda, nefsimizde deðerlendirip, hayatýmýza geçirdiðimizde, Allah ýn en doðru yolunda olabiliriz. Yani önce hayatýn, tabiatýn, yaþamýn ayetlerini gözlemleyerek okumalýyýz ki, Allah ýn indirdiði yazýlý, sözlü vahyi doðru anlayabilelim.
Þimdide gelelim, Atatürk ün mecliste yaptýðý konuþmasýna. Bu konuþma ne yazýk ki, bazý art niyetli kiþiler tarafýndan farklý þekilde yorumlanarak, Atatürk dinsiz ilan edilmiþtir. Sözlerini yazmadan önce þunu hatýrlatmak isterim. Atatürk, Ýslam ý bilen ve batýldan ve hurafeden uzak, gereði gibi halkýn Ýslam ý öðrenmesi içinde çaba harcayan bir liderdi. Kur’an ý Türkçeye tercüme ettirmesi, bunun kanýtýdýr. Ýnancý olmayan bir insan, Kur'an ýn anlaþýlmasý için çaba harcar mý? Lütfen unutmayalým, bu konuþmanýn geçtiði mecliste, çok deðerli din âlimleri vardý. Ýslam a saygýsýzlýk adýna söylenecek tek bir sözü kabul etmeyeceklerini lütfen unutmayalým. Bakýn Atatürk konuþmasýnda ne söylüyor. Lütfen art niyetle deðil, Kur’an bütünlüðünde, kimseye iftira atmadan söylenenleri anlamaya çalýþýn.
“Fakat bu prensipleri, GÖKTEN ÝNDÝÐÝ SANILAN KÝTAPLARIN DOÐMALARI ile asla bir tutmamalýdýr. Biz ÝLHAMLARIMIZI gökten ve gaipten deðil, doðrudan doðruya hayattan almýþ bulunuyoruz.”
Bu sözleriyle Atatürk, gökten indirildiði sanýlan kitaplar sözünden, eðer Kur’an ý kast etmiþ olsaydý, bu konuþmasýnýn sonunda, TÜM MECLÝS, ALKIÞLAR MIYDI? Hepsi ayakta alkýþladý. Lütfen bu konuyu göz ardý etmeyelim ve o meclisteki çok deðerli insanlarý da, töhmet altýnda býrakmayalým. Daha önce belirttiðim gibi, Allah gökyüzünde deðil ki gökten Kur’an indirilsin, O her yerde. Ama dine batýl ve hurafe karýþtýran tüm ehli kitap, buna günümüzde yaþayan bir kýsým Müslümanlar da dâhil, bu yanlýþý yapýyor ve sanki Allah yalnýz gökyüzündeymiþ gibi anlatýyorlar. Bakýn ayette, ilhamlarýmýzý gaipten almayýz diyor. Gaip kaynaðý bilinmeyen, emin olmadýðýmýz demektir. Kur’an ýn geldiði yer bellidir. Gaip yani bilinmez deðildir. Ama Kur’an dýþýndan, emin olmadýðýmýz rivayetlerin kaynaðý belli deðildir. Adý üstünde rivayet.
O günkü toplumu düþünün lütfen. Atatürk hangi konularda çaba gösteriyordu Ýslam dini adýna? Batýldan, hurafeden uzak, gerçek Ýslam ile toplumun buluþmasýný istiyordu. Ýþte bu konuþmayý da, bu düþünce ekseninde lütfen düþünelim. DÝNÝ HURAFELERLE YAÞAYAN, TARÝKATLAR, CEMAATLER, ATATÜRK ÜN SAYESÝNDE UZUN BÝR SÜRE, ZEHÝRLERÝNÝ TOPLUMA AKITAMAMIÞLARDIR. Ama Atatürk düþmanlýðýný topluma, sinsice iþte böyle yaymýþlardýr.
Atatürk, batýlý ve hurafeyi din haline getirenlere, KUR’AN DIÞINDAN KÝTAPLARI, BUNLARDA ALLAH KATINDAN ÝNDÝRÝLMÝÞTÝR DÝYENLERE, CEVAP VERÝYOR MECLÝSTE BU KONUÞMASINDA. Bakýn Atatürk bu sözlerini nasýl açýklýyor. Dikkat ederseniz, bir kitaptan yani Kur’an dan bahsetmiyor, tam tersine gökten indiði sanýlan KÝTAPLAR diyor, birçok kitaptan bahsediyor. Yani Kur’an ý yeterli görmeyen, bunlarda Allah katýndandýr diyen, ciltlerce dolusu mezheplerin ve FIKIH inancýnýn dine ilave yaptýðý kanun ve kurallarýn DOÐMASI, delilsiz dayatmasý yani, sorgulamadan kabul edilmesine asla müsaade etmeyiz, Allah ýn kanunlarý ile eþ tutmayýz diyor.
Devamýnda ise bizlerin, günümüzde hala anlayamadýðý bir gerçeðe dikkat çekiyor Atatürk. Biz ilhamlarýmýzý, gaipten deðil, yani emin olmadýðýmýz kaynaklardan deðil, doðrudan doðruya hayattan, yani apaçýk Allah ýn yarattýðý yaþamýn gerçeklerinden alýrýz diyor. Bu söylediklerinin, Kur’an okumuþ herkes ne anlama geldiðini çok iyi anlayacaktýr. Allah, Rahman ve Rahim olan Allah ýn adýyla oku emrini verirken, iþte kullarýnýn önce bu yaradýlýþ gerçeðini tabiattan okumamýzý istiyor bizlerden. Yoksa indirilen bir kitap ilk önce yok ki insanlar okusun. Allah da bizlere bu konuda, bakýn bazý ayetlerinde neler söylüyor.
Allah, orada geniþ yollar edinip dolaþabilesiniz diye, yeryüzünü sizin için bir sergi yapmýþtýr.”
(Nuh 19–20 :“
O Allah ki, yeryüzünü sizin için bir döþek, gökyüzünü bir bina yaptý. O, gökten su indirip onunla çeþit çeþit meyveleri size rýzýk olarak çýkardý. O halde, bile bile Allah'a eþler koþmayýnýz. (Bakara 22)
Allah'ýn gökten yaðmur yaðdýrdýðýný ve bu sebeple yeryüzünün yemyeþil olduðunu görmez misin? Þüphesiz Allah, lütuf sahibidir; her þeyden haberdardýr. (Hac 63)
Atatürk ün toplumlarý yönetmek için aldýðý ilham, hayatýn ta kendisidir, yani yüce Rabbimizin hepimizin gözleri önünde yarattýðý ayetleridir diyor. Lütfen dikkat edelim söylenen söze. Atatürk bakýn nereden ilham aldýðýný söylüyor. Ýlham, üstün bir örnek güçten alýnýr. ATATÜRK DE BÝZLER EMÝN OLAMAYACAÐIMIZ BÝLGÝLERDEN ÝLHAM ALMAYIZ, BÝZLERÝN ÝLHAMI ALLAH IN YARATTIÐI, BÝZLER ÝÇÝN ÖRNEK OLAN, HAYAT VE YAÞAMDIR DÝYOR. Atatürk toplumun gerçek Ýslam ý öðrenebilmesi için, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýný özellikle kurmuþtur. Dinsiz bir insan bunu yapar mý? Camilerde hutbe veren bir insan, nasýl dinsiz olur.
Ýlk Diyanet iþleri Baþkaný Rifat Börekçi, bakýn Atatürk ü nasýl anlatýyor. Bu sözler Diyanet arþivinden.
“Atanýn huzuruna girdiðimde, beni ayakta karþýlardý. Utanýr ezilir, büzülür, ‘Paþam beni mahcup ediyorsunuz’ dediðim zaman, ‘ DÝN ADAMLARINA SAYGI GÖSTERMEK, MÜSLÜMANLIÐIN ÝCAPLARINDANDIR.’ buyururlardý. Atatürk þahsi çýkarlarý için, kutsal dinimizi siyasete alet eden, cahil din adamlarýný sevmezdi.” Not: Atatürk ve din eðitimi- Ahmet Gürtaþ- Diyanet Ýþleri baþkanlarý yayýnlarý. S- 12
Bunun dýþýnda, mecliste yapýlan bu konuþmaya bir anlam veren kiþi, ancak art niyetlidir ve o mecliste bu konuþmayý alkýþlayan tüm milletvekillerine, zerre kadar saygýsý olmayan, aldatýlmýþ insanlardýr diyebilirim. Atatürk, bu ülkenin birliðini ve bütünlüðünü saðlamýþ bir liderdir. Onun ya da herhangi bir kiþinin, imanýný yargýlamak bizlere düþmez. Eðer din ve imaný adýna bir yanlýþý varsa, hesabýný Allah a verecektir. Kiþileri inançlarý konusunda yargýlamak, bizlerin haddi deðildir. Lütfen emin olamayacaðýmýz yalanlara, iftiralara inanmayalým. Elimizde Kur’an, onun ýþýðýyla aydýnlanalým. Allah Hucurat 6. ayetinde bu konuda bizleri uyarýyor ve bakýn ne diyor. Kur’an a iman eden bir Müslüman, asla emin olmadýðý bir söze inanmaz ve bu sözü, bilgiyi topluma daðýtmaz.
“Ey inananlar! Eðer bir fâsýk/yalan haber taþýyan size bir haber getirirse, onun doðruluðunu araþtýrýnýz. YOKSA BÝLMEDEN BÝR TOPLULUÐA KÖTÜLÜK EDERSÝNÝZ DE, SONRA YAPTIKLARINIZA PÝÞMAN OLURSUNUZ.” (Hucurat 6)
Saygýlarýmla
Haluk GÜMÜÞTABAK
KUR'AN A DAVET (Only the registered members can see the link)
HALUK GÜMÜŞTABAK/ KUR'AN A DAVET. (Only the registered members can see the link)
BATILDAN UZAK, İSLAMI YAŞAYABİLMEK. (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link