muzo
23-03-2007, 19:36
Hasan Dayı
Köyün birinde tek bir televizyon varmış ve o da Hasan dayının evindeymiş. Birgün televizyon izlerken Ecevit'i görmüş bütün köylüler. Hasan Dayı, "Hayırsız sen benim elimde büyüdün" demiş. Köylüler inanmamış tabi ki. Hasan dayı ispatlamak için onları Ankara'ya götürmüş. Ecevit Hasan dayıyı kapıda görür görmez eğilmiş elini öpmüş. Köylüler dumur olmuş tabi. Aynı olay Süleymen Demirel'de de yaşanmış ve birgün yine otururken Bill Clinton çıkmış televizyona. Hasan Dayı, "Buda benim elimde büyüdü" demiş. Hep beraber Amerika'ya gitmişler Hasan dayının kanıtlaması için. Sekreter sadece bir kişinin girmesine izin vermiş. Hasan dayı girmiş. Birkaç saat geçmiş. O arada Michael Jordan ziyarete gelmiş. Ona demişler ki, "Sen uzun boylusun yukarıdaki pencereden bak. İçerde ne olduğunu bize anlat!" Sormaya başlamışlar:
- "Kaç kişiler?"
- "Beş altı kişi var."
- "Peki kimler var?"
- "Valla biri Hasan Dayı da diğerlerini tanımıyorum."
Köyün birinde tek bir televizyon varmış ve o da Hasan dayının evindeymiş. Birgün televizyon izlerken Ecevit'i görmüş bütün köylüler. Hasan Dayı, "Hayırsız sen benim elimde büyüdün" demiş. Köylüler inanmamış tabi ki. Hasan dayı ispatlamak için onları Ankara'ya götürmüş. Ecevit Hasan dayıyı kapıda görür görmez eğilmiş elini öpmüş. Köylüler dumur olmuş tabi. Aynı olay Süleymen Demirel'de de yaşanmış ve birgün yine otururken Bill Clinton çıkmış televizyona. Hasan Dayı, "Buda benim elimde büyüdü" demiş. Hep beraber Amerika'ya gitmişler Hasan dayının kanıtlaması için. Sekreter sadece bir kişinin girmesine izin vermiş. Hasan dayı girmiş. Birkaç saat geçmiş. O arada Michael Jordan ziyarete gelmiş. Ona demişler ki, "Sen uzun boylusun yukarıdaki pencereden bak. İçerde ne olduğunu bize anlat!" Sormaya başlamışlar:
- "Kaç kişiler?"
- "Beş altı kişi var."
- "Peki kimler var?"
- "Valla biri Hasan Dayı da diğerlerini tanımıyorum."