Giriş

Orijinalini görmek için tıklayınız : Bana göre Mimar sinan Dünyanın mimarlık duayenidir !!!



CABBARİ
26-03-2007, 10:09
Mimar Sinan'in Selimiye Camii'nin kubbesini o
> genislige oturtmak için 13 bilinmeyenli bir
> denklemi matematigin bilinen 4 ana
>isleminden farkli besinci. bir islem bularak
>cozdugu soylenir.
Ayrica minarelerin serefelerine cikanlarin yolda
> birbirlerini gormemeleri ise buyuk bir bir dehanin
> urunudur.
Almanlar ayni sistemi meclislerinin onundeki dev
> kurede kullanmislar.
>
>
> Mimar Sinan bu sistemi 2 metre capindaki
> minarelere
> yuzyillar once monte edebilecek bir dehadir.
>
>
> Almanlarin dehasi ise, o cirkin metal yiginina
> Selimiye'den fazla turist cekebilmelerindedir..
>
>
> *******************************************
>
>
> Bir gun Selimiye Camii'ne girenler,
>
>
> kubbenin altiinda bir Japon'un ayaklarini kibleye
> dogru uzatmis sirtustu yattigini gormusler
>
>
> Tabii hemenJapon'u, "Burasi kutsal bir yer. Bu
> sekilde yatmak bizim inanclarimiza gore
> saygisizliktir.
>
>
> Lutfen oturun veya ayakta durun" diyerek
> uyarmislar.
>
>
> Ancak, Japon trans vaziyetteymis,
>
>
> gozlerini kubbeden ayirmadan soyle sayikliyormus:
>
>
> "Bu imkansiz. Ben yillarin muhendisiyim. Bu kubbe
> var olamaz.
>
>
> Hayal goruyorum. Bu kubbenin orada o sekilde
> durmasi
> fizik ve matematik kurallarina aykiri.
>
>
> Bu imkansiz, orada hicbir sey yok,orada hicbir sey
> yok..."
>
>
> *********************************
>
>
> Selimiye camisisinin zemini gevsek toprakmis.
>
>
> Bu nedenle minarelerinin yakin zamanda yikilacagi
> farkedilimis.
>
>
> Uluslararasi bir grup bilimadami toplanmislar.
>
>
> Nasil kurtaririz bu tarihi minareleri diye kafa
> kafaya vermisler.
>
>
> Sonucta en son teknoloji olan metal kelepcelerle
> minarelerin temellerini sabitlemenin en iyi cozum
> olduguna karar vermisler.
>
>
> Minarelerin temellerini acinca, koymayi
> dusundukleri
> kelepcelerin aynisiyla karsilasmislar.
>
>
> Mimar Sinan bilmem kaç yüzyil once ayni seyi
> dusunmus megerse....?
>
>
> *********************************************
>
>
> 1950-60 arasi bir tarihte insaat muhendisi, mimar
> ve
> jeofizikçilerden olusan bir Japon heyeti
> Turkiye'ye
> gelmis.
>
>
> Heyet Imar ve Iskan Bakanligi'ndan izin alarak
> ulkemizdeki tarihi yapilari incelemeye baslamis.
>
>
> Ayasofyayi, Yerebatan Sarnicini filan gezdikten
> sonra sira Sinan' in kalfalik eseri Suleymaniye
> Camisi'yle Sinan'in ogrencisi Mimar Davut
>
>
> Aga'nin eseri Sultanahmet Camisi'ne gelmis.
>
>
> Japonlar bu camiler uzerinde gunlerce inceleme
> yapmislar.
>
>
> Her geçen gun saskinliklari daha da artiyormus.
>
>
> Cunkü Japonlar daha ilk incelemede camilerin
> gevsek
> bir zemin uzerine insa edildigini anlamislar.
>
>
> Ama bunca yil, bu camilerde bir catlak dahi
> olmamasina akil sir erdirememisler.
>
>
> Bunun uzerine Tuürkiye programinin gerisini
> tamamen
> iptal edip, bu iki cami üzerine yogunlasmislar.
>
>
> Arastirmalarinin sonucunda herhangi bir sarsinti
> sirasinda bu iki caminin sabitlenmedigini aksine
> yerinde oynayarak yikilmaktan kurtulabildigi
> ortaya
> çikmis. Minareleri incelediklerinde ise dumurlari
> ikiye katlanmis.
>
>
> Minarelerin cok daha gelismis bir rayli sistem
> mekanizmasi uzerine oturtuldugunu ve her yone
> yaklasik 5 derece yatabildigini gormusler.
>
>
> Daha derin arastirma yapmak için Edirne'ye,
>
>
> Sinan'in ustalik eseri Selimiye Camisi'ne
> gitmisler.
> Ordaki olaganustu sistemleri gorunce iyice dumur
> olmuslar.
>
>
> Selimiye'nin tüm sirlarini aylarini harcayarak
> cozmüsler.
>
>
> Japonya'ya donduklerinde ise Sinan'in sirlarini
> uygulamaya sokarak sehirlerini Sinan'in kullandigi
> sistemlerle kurup muazzam gokdelenler dikmisler.
>
>
> Yani su an gelismis ulkelerin gokdelen yapiminda
> kullanildiklari cogu sistem,
>
>
> yuzyillar önce Sinan'in gelistirdigi
> mekanizmalarmis.
>
>
> Saygilarr...
>
>
> tac mahalin mimari mehmet efendi mimar sinanin
> ogrencisidir.*

Volkan
26-03-2007, 10:24
her şeyin kaynağı elimizde mevcut ama kullanmayı bilmiyoruz.

yüzyıllar önce bu sistemi yapan türk. ama şimdi kullananlar japonlar. olsun.

bilgi için teşekkkürler.

CABBARİ
26-03-2007, 11:28
biz kendi değerlerimizin farkına değiliz elimizde uçup gidecelkler birgün inşallah yanılıyorumdur:(

banshee8831
26-03-2007, 12:11
vayy bea. mimar sinan gerçekten bizim bildiğimizden daha mükemmel bir insanmış.helal olsun valla...

CABBARİ
30-05-2007, 20:31
Mimar Sinan, Kayseri’nin Ağırnas köyünde doğduğu tahmin edilmektedir. 1511'de Yavuz Sultan Selim zamanında devşirme olarak istanbul'a geldiği bir söylentiden ibarettir bu konuda hiçbir bilgi yoktur ancak cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan Antropolojik araştırma Türk asıllı olduğunu ortaya çıkarmıştır : mimar olarak Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferine katıldı. 1521 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın Belgrad Seferine Yeniçeri olarak katıldı. 1522’de Rodos Seferine Atlı Sekban olarak katılıp, 1526 Mohaç Meydan Muharebesi'nden sonra, gösterdiği yararlıklar sebebiyle takdir edilerek Acemi Oğlanlar Yayabaşılığına (Bölük Komutanı) terfi ettirildi.

1533 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın İran Seferi sırasında Van Gölü'nde karşı sahile gitmek için Mimar Sinan iki haftada üç adet kadırga yapıp donatarak büyük itibar kazandı. İran Seferinden dönüşte, Yeniçeri Ocağında itibarı yüksek olan Hasekilik rütbesi verildi. Bu rütbeyle, 1537 Korfu, Pulya ve 1538 Moldavya seferlerine katıldı. 1538 yılında Hassa başmimarı oldu.

Mimar Sinan’ın, Mimarbaşılığa getirilmeden evvel yaptığı üç eser dikkat çekicidir. Bunlar: Halep’te Husreviye Külliyesi, Gebze’de Çoban Mustafa Külliyesi ve İstanbul’da Hürrem Sultan için yapılan Haseki Külliyesidir. Halep’teki Hüsreviye Külliyesinde, tek kubbeli cami tarzı ile, bu kubbenin köşelerine birer kubbe ilave edilerek yan mekanlı cami tarzı birleştirilmiş ve böylece Osmanlı mimarlarının İznik ve Bursa’daki eserlerine uyulmuştur. Külliyede ayrıca, avlu, medrese, hamam, imaret ve misafirhane gibi kısımlar bulunmaktadır. Gebze’deki Çoban Mustafa Paşa Külliyesinde renkli taş kakmalar ve süslemeler görülür. Külliyede cami, türbe ve diğer unsurlar ahenkli bir tarzda yerleştirilmiştir. Mimar Sinan’ın İstanbul’daki ilk eseri olan Haseki Külliyesi, devrindeki bütün mimari unsurları taşımaktadır. Cami, medrese, sübyan mektebi, imaret, darüşşifa ve çeşmeden oluşan külliyede cami, diğer kısımlardan tamamen ayrıdır.

Mimar Sinan’ın Mimarbaşı olduktan sonra verdiği üç büyük eser, onun sanatının gelişmesini gösteren basamaklardır. Bunların ilki İstanbul'daki Şehzade Camii ve külliyesidir. Dört yarım kubbenin ortasında merkezi bir kubbe tarzında inşa edilen Şehzade Camii, daha sonra yapılan bütün camilere örnek teşkil etmiştir.

Süleymaniye Camii, Mimar Sinan’ın İstanbul’daki en muhteşem eseridir. Kendi tabiriyle kalfalık döneminde, 1550-1557 yılları arasında yapılmıştır.
Selimiye Camii'nden bir görünüş
Selimiye Camii'nden bir görünüş

Mimar Sinan’ın en büyük eseri ise, seksen yaşında yaptığı ve "ustalık eserim" diye takdim ettiği, Edirne’deki Selimiye Camiidir (1575).

Mimar Sinan, Mimarbaşı olduğu sürece birbirinden çok değişik konularla uğraştı. Zaman zaman eskileri restore etti. Bu konudaki en büyük çabalarını Ayasofya için harcadı. 1573’te Ayasofya’nın kubbesini onararak çevresine, takviyeli duvarlar yaptı ve eserin bu günlere sağlam olarak gelmesini sağladı. Eski eserlerle abidelerin yakınına yapılan ve onların görünümlerini bozan yapıların yıkılması da onun görevleri arasındaydı. Bu sebeplerle Zeyrek Camii ve Rumeli Hisarı civarına yapılan bazı ev ve dükkanların yıkımını sağladı.

İstanbul caddelerinin genişliği, evlerin yapımı ve lağımların bağlanmasıyla uğraştı. Sokakların darlığı sebebiyle ortaya çıkan yangın tehlikesine dikkat çekip bu hususta ferman yayınlattı. Günümüzde bile bir problem olan İstanbul’un kaldırımlarıyla bizzat ilgilenmesi çok ilgi çekicidir.

Mimar Sinan 84 cami, 52 mescit, 57 medrese, 7 darül-kurra, 20 türbe, 17 imaret, 3 darüşşifa (hastane), 5 su yolu, 8 köprü, 20 kervansaray, 36 saray, 8 mahzen ve 48 de hamam olmak üzere 365 eser vermiştir. Büyükçekmece Köprüsü üzerinde kazılı olan mührü şöyledir: Elfakiru Hakir Ser Mimaranı Hassa.

Eserlerinin bir kısmı İstanbul’dadır. 1588’de İstanbul’da vefat eden Mimar Sinan, Süleymaniye Camii'nin yanında kendi yaptığı sade türbeye gömüldü.

Mimar Sinan Türbesi, İstanbul Müftülüğü'nün sütunlu kapısından çıkınca hemen solda, iki caddenin kesiştiği noktada Fetva Yokuşu sonunda solda, Süleymaniye Camii'nin Haliç duvarının önünde, beyaz taşlı sade bir türbedir.

Eserleri

Mimar Sinan'ın eserleri 85 cami, 52 mescid, 57 medrese, 75 darülkurra, 12 türbe, 94 imaret,122 darüşşifa,222 suyolu kemeri, 9 köprü, 59 kervansaray,433 ev 48 hamamdır. Kabe'nin kubbelerini tamir etmiş, Ayasofya'yı onarmış ve iki minare yapmıştır.

İstanbul

* Süleymaniye, Şehzade, Haseki, Mihrimah, Osmanşah Valide, Sultan Bayazıd Kızı, Kara Ahmed Paşa, Rüstem Paşa, Mehmed Paşa, İbrahim Paşa, Bali Paşa, Hacı Evhad, Abdurrahman Çelebi, Kapıağası Mahmud Ağa, Odabaşı, Hace Hüsrev, Hamami Hatun, Defterdar Süleyman Çelebi, Ferah Kethüda, Drağman Yunus, Hürrem Çavuş, Sinan Ağa, Ahi Çelebi, Süleyman Subaşı, Zal Mahmud Paşa, Nişancı Paşa, Şah Sultan, Emir Buhari, Merkezefendi, Çavuşpaşa Camii, Turşucuzade Hüseyin, Kasımpaşa, Azapkapı Sokollu, Kılıç Ali paşa, Molla Çelebi, Ebülfazl, Şehzade Cihangir, Sinan Paşa, Üsküdar Mihrimah, Üsküdar Valide, Şemsi Paşa, İskender Paşa, Çoban Mustafa Paşa, Pertev Paşa, Çatalca Ferhat Paşa,

* Drağman Yunus Camii, Haseki Camii, Atik Valide Camii, Hadım İbrahim Paşa Camii, Sinan Paşa Camii, Sokollu Mehmed Paşa Camii, Kara Ahmed Paşa Camii, Ferruh Kethüda Camii, Molla Çelebi Camii, Piyale Paşa Camii, Mimar Sinan Camii, Azapkapı Sokollu Camii, Zal Mahmud Paşa Camii, Kılıç Ali Paşa Camii, Şemsi Ahmed Paşa Camii, Nişancı Mehmed Paşa Camii, Hacı Evhad Camii, Ramazan Efendi Camii, Mesih Paşa Camii


Anadolu
* Sapanca Rüstem Paşa, Samanlı Rüstem Paşa, Ferhat Paşa, İzmit Mehmet Bey, Kayseri Osman Paşa, Hacı Paşa, Ankara Cenabi Ahmed Paşa, Erzurum Lala Mustafa Paşa, Çorum Sultan Alaaddin, İzmit Abdüsselam, İznik Eski Cami, Halep Hüsrev Paşa, Manisa Sultan Murat, Kütahya Orhan Gazi, Kütahya Hüseyin Paşa, Bolvadin Rüstem Paşa, Karapınar Sultan Selim, Şam Sultan Süleyman, Hafsa Sokollu Mehmed Paşazade, Ereğli Ali Paşa, Isparta Firdevs Bey, Ulaşlı Memikethüda, Gözleve Tatarhan, Tırhala Osman Paşa, Kayseri Hacı Paşa.

Rumeli

* Sofya Bosnevi Mehmed Paşa, Hersek Sofu Mehmed Paşa, Rusçuk Rüstem Paşa, Budin Mustafa Paşa, Lüleburgaz Sokollu, Edirne Haseki Sultan, Edirne Selimiye, Edirne Mahmud Paşa, Edirne Defterdar Mustafa Çelebi, Babaeski Ali Paşa.

Mescid

Mimar Sinan, Müftü Çivizade, Üçbaş, Şerifezade, Mehmed Çelebi,Simkeş, Hacegizade, Çavuş, Çivizade, Takkeci Ahmed, Hacı Nasuhi, Kasap Hacı İvaz, Tabak Hacı,İbrahimpaşa eşi, Bayram Çelebi, Kürkçübaşı, Kemhacılar, Kuyumcular, Hersek bodrumu,Yayabaşı, Abdi Subaşı, Hüseyin Çelebi, Hacı İlyas, Duhanizade, Kadızade, Tüfenkhane, Sarayağası, Dökmecibaşı, arpacıbaşı, Hekim Kaysunizade, Ahmet Çelebi, Yahya Kethüda, Hasan Çelebi, Süheyl Bey, ilyaszade, Sarrafbaşı, Süleyman, Pazarbaşı Memi, Kethüda, Büyükçekmece Sokollu, Hacıpaşa, Saraçhane, Sarraf, Sulumanastır Abdi, Kürkçübaşı, Şeyh Ferhat.

Türbe

Sultan Süleyman, Şehzade Mehmed, Hüsrev Paşa, Sultan Selim ve şehzadeler, Rüstem Paşa, Ahmed Paşa (Topkapı), Sokollu ve çocukları, Siyavuş Paşa, Zal Mahmud, Şemsi Ahmed Paşa, Yahya Efendi, Arap Ahmed Paşa, Hayreddin Paşa, Kılıç Ali Paşa, Pertev Paşa, Şahıhuban Kadın, Ahmed Paşa (Yenikapı), Hacı Paşa.


Köprü

Büyükçekmece, Silivri, Meriç Mustafapaşa, Marmara, Tekirdağ Sokollu, Halkalı Odabaşı, Haramidere Kapıağası, Sinanlı Sokollu, Vişegrad Sokollu.Mimar Sinan bu eserlerinde çok başarılıdır.Çoğu hala sağlamdır.

İmaret

İstanbul Sultan Süleyman, Mekke Haseki, Karapınar Sultan Selim, Şehzade, Medine Haseki, Edirne Mustafa Paşa, Şam Sultan Süleyman, Çorlu Sultan Selim, Üsküdar Valide, Üsküdar Mihrimah, Manisa Sultan Murat, Rusçuk Rüstem Paşa, Sapanca Rüstem Paşa, Lüleburgaz Sokollu, Hafsa Sokollu, Gebze Mustafa Paşa, Bosna Sokollu.


Kervansaray
Sultan Süleyman, Büyükçekmece Sultan Süleyman, Rusçuk Rüstem Paşa, Bitpazarı Kebeciler, Galata Kurşunlu, Bursa Ali Paşa, Bitpazarı Ali Paşa, Vefa Pertev Paşa, Ilgın Lala Mustafa Paşa, Sapanca Rüstem Paşa, Samanlı Rüstem Paşa, Karıştıran Rüstem Paşa, Akbıyık Rüstem Paşa, Karaman Ereğli Rüstem Paşa, Ipsala Hüsrev Kethüda, Hafsa Sokollu, Lüleburgaz Sokollu, Edirne Rüstem Paşa, Edirne Ali Paşa.Yapılan bu kervan saraylara gelen yolcular 3 gün bedava kalabiliyorlardı 3 günde dinlenmelerine yeterli bir gündür

Mahzen

Galata, Tersane, Topkapı Sarayı, Hasbahçe, Unkapanı.

Medrese

Mekke Sultan Süleyman, 6 yerde Sultan Süleyman, Halıcılar, Sultan Selim, Edirne sultan Selim, Çorlu Sultan Süleyman, Şehzade, Haseki, Kariye, Üsküdar Mihrimah, Edirnekapı Mihrimah, Kadırga Sokollu, Eyüp Sokollu, Aksaray Osmanşah Validesi, Rüstem Paşa, Ali Paşa, Ahmed Paşa, Sofu Mehmed Paşa, İbrahim Paşa, Sinan Paşa, İskender Bey, Kasım Paşa, Babaeski Ali Paşa, Gebze Mısırlı Mustafa Paşa, İzmit Ahmet Paşa, Esekapı İbrahim Paşa, Şemsi Ahmed Paşa, Kapıağası Mahmud Ağa, Kapıağası Cafer Ağa, Ahmet Ağa, Müftü Hamid Efendi, Malul Emir Efendi, Ümmülveled, Üçbaş, Kazasker Perviz Efendi, Fatih Hacegizade, Ağazade, Yahya Efendi, Abdüsselam Bey, Tuti Kadı, Hekim Mehmed Çelebi, Hüseyin Çelebi, Emir Sinan Efendi, Şahkulu, Drağman Yunus, Karcı Süleyman, Hacıhatun, Defterdar Şerifezade, Kadı Hekim Çelebi, Babaçelebi, Kirmastı, Sekban Ali Bey, Altımermer, Mehmed Bey, Hüseyin Çelebi,Gülfem Hatun, Ankara Hüsrev Kethüda.


Darülkurra

Sultan Selim, Üsküdar Valide, Hüsrev Kethüda, Eyüp Sokollu, Küçükkaraman Müftü Sadi, Bosna Sokollu,Müftü Kadızade.


Darüşşifa

Sultan Süleyman, Haseki, Üsküdar Valide.Hastahene demektir.Günümüzün hastaheneleri görevini yaparr.

Hamam

Sultan Süleyman, 3 tane Topkapı Sarayında, 3 Üsküdar Sarayında, Haseki, Hasekisultan, Üsküdar Valide, Karapınar sultan selim, Cibali Valide, Edirnekapı Mihrimah, Lütfü Paşa, Galata Sokollu, Edirne Sokollu, Yenibahçe Kocamustafapaşa, Silivrikapı İbrahim Paşa, Sulumanastır Kapıağası, Beşiktaş Sinan Paşa, Fındıklı Molla Çelebi, Tophane Kılıç Ali Paşa, Fenerkapısı Kaptan paşa, Macuncuçarşısı, Hafsa sokollu, Merkezefendi, Nişancı Paşa, Hüsrev Kethüda, İzmit, Çatalca, Sapanca Rüstem Paşa, Kayseri Hüseyin Bey, Sarıgüzel, Zeyrek Barbaros, Karagümrük Barbaros, Tophane Yakup Ağa.


Saray

Eskisaray, Topkapı, Üsküdar, Galata, Atmeydanı, Yenikapı, Kandilli, Fenerbahçe, İskender Çelebi, Halkalı, Rüstempaşa, Kadırgalimanı ve Ayasofya ve Üsküdar ve Halkalı ve Atmeydanı'nda Sokollu, Siyavuş Paşa, Ali Paşa, Ferhat Paşa,Pertev Paşa, Sinan Paşa, Sofu Mehmed Paşa, Mahmud Paşa, Şahıhuban, 2 Pertev, Rüstem, Sinan Paşa, Ahmed Paşa, Ali Paşa, Rüstemçelebi, Bosna Sokollu, Üsküdar Rüstem Paşa.

bulletfromhell
30-05-2007, 20:40
valla bi yerde okumuştum....yabancı bi dergiydi,ismi hatırımda değil ancak şunu yazmıştı...tercüme olarak 'teorik olarak incelediğimizde Sinan'ın IQ seviyesi Einstein dan daha yüksek'...bence de böyle...çünkü o mimari ve geometrik hesaplamalar,einstein'ın Atom fiziği denklemlerinden çok daha komplike ve yaratıcılık gerektiriyor....

Mehmet Kaynaklı
24-06-2007, 12:43
1950-60 arasi bir tarihte insaat muhendisi, mimar ve jeofizikçilerden olusan
bir Japon heyeti Turkiye’ye gelmis. Heyet Imar ve Iskan Bakanligi’ndan izin
alarak ulkemizdeki tarihi yapilari incelemeye baslamis.
Ayasofyayi, Yerebatan Sarnicini filan gezdikten sonra sira Sinanin kalfalik
eseri Suleymaniye Camisi’yle Sinan’in ogrencisi Mimar Davut Aga’nin eseri
Sultanahmet Camisi’ne gelmis. Japonlar bu camiler uzerinde gunlerce inceleme
yapmislar.
Her geçen gun saskinliklari daha da artiyormus. Cunkü Japonlar daha ilk
incelemede camilerin gevsek bir zemin uzerine insa edildiğini anlamislar.
Ama bunca yil, bu camilerde bir catlak dahi olmamasina akil sir
erdirememisler. Bunun uzerine Tuürkiye programinin gerisini tamamen iptal
edip, bu iki cami üzerine yogunlasmislar.
Arastirmalarinin sonucunda herhangi bir sarsinti sirasinda bu iki caminin
sabitlenmediğini aksine yerinde oynayarak yikilmaktan kurtulabildiği ortaya
çikmis. Minareleri incelediklerinde ise dumurlari ikiye katlanmis.
Minarelerin cok daha gelismis bir rayli sistem mekanizmasi uzerine
oturtulduğunu ve her yone yaklasik 5 derece yatabildiğini gormusler.
Daha derin arastirma yapmak için Edirne’ye, Sinan’in ustalik eseri Selimiye
Camisi’ne gitmisler. Ordaki olaganustu sistemleri gorunce iyice dumur
olmuslar. Selimiye’nin tüm sirlarini aylarini harcayarak cozmüsler.
Japonya’ya donduklerinde ise Sinan’in sirlarini uygulamaya sokarak
sehirlerini Sinan’in kullandigi sistemlerle kurup muazzam gokdelenler
dikmisler. Yani su an gelismis ulkelerin gokdelen yapiminda kullanildiklari
cogu sistem, yuzyillar önce Sinan’in gelistirdigi mekanizmalarmis.

Bir gun Selimiye Camii’ne girenler, kubbenin altiında bir Japon’un
ayaklarini kibleye doğru uzatmis sirtustu yattigini gormusler Tabii
hemenJapon’u, “Burasi kutsal bir yer. Bu sekilde yatmak bizim inanclarimiza
gore saygisizliktir. Lutfen oturun veya ayakta durun” diyerek uyarmislar.
Ancak, Japon trans vaziyetteymis, gozlerini kubbeden ayirmadan soyle
sayikliyormus:
“Bu imkansiz. Ben yillarin muhendisiyim. Bu kubbe var olamaz. Hayal
goruyorum. Bu kubbenin orada o sekilde durmasi fizik ve matematik
kurallarina aykiri. Bu imkansiz, orada hicbir sey yok,orada hicbir sey
yok…”
Selimiye camisisinin zemini gevsek toprakmis. Bu nedenle minarelerinin yakin
zamanda yikilacagi farkedilimis. Uluslararasi bir grup bilimadami
toplanmislar. Nasil kurtaririz bu tarihi minareleri diye kafa kafaya
vermisler. Sonucta en son teknoloji olan metal kelepcelerle minarelerin
temellerini sabitlemenin en iyi cozum olduğuna karar vermişler. Minarelerin
temellerini acinca, koymayi dusundukleri kelepcelerin aynisiyla
karsilasmislar. Mimar Sinan bilmem kaç yüzyil once ayni seyi dusunmus
megerse
Mimar Sinan’in Selimiye Camii’nin kubbesini o genisliğe oturtmak için 13
bilinmeyenli bir denklemi matematiğin bilinen 4 ana isleminden farkli
besinci. bir islem yaratarak cozdugu soylenir. Ayrica minarelerin
serefelerine cikanlarin yolda birbirlerini gormemeleri ise buyuk bir bir
dehanin urunudur. Almanlar ayni sistemi meclislerinin onundeki dev kurede
kullanmislar. Mimar Sinan bu sistemi 2 metre capindaki minarelere yuzyillar
once monte edebilecek bir dehadir. Almanlarin dehasi ise, o cirkin metal
yiginina Selimiye’den fazla turist cekebilmelerindedir..
alıntıdır

bulletfromhell
24-06-2007, 12:47
aynen öyle ustam....bizim en büyük eksiğimiz yaptığımız bi işi % 90 da bırakmamız...eksik kalan % 10 luk kısmımız ise çoğu zaman tanıtım oluyo...paylaşım için sağol

CABBARİ
24-06-2007, 15:41
konular birleştirilmiştir

Mehmet Kaynaklı
24-06-2007, 16:31
konular birleştirilmiştir

gerke yoktu bence
ben japonların ziyeretini anlattım konular birbirinin aynı değil neyse saygılar