Orijinalini görmek için tıklayınız : 2 Mayıs Dünya Gündemi
DEJAVU®42
03-05-2007, 03:13
İsrail'de bakan ile başbakan kavgalı
Only the registered members can see the link
Dışişleri Bakanı Tzipi Livni'nin, Başbakan Ehud Olmert'in istifa etmesi gerektiğini söylemesinden sonra, Kanal 10 Televizyonu, Olmert'in bir yardımcısına atfen, "Livni'nin, istifa çağrısı nedeniyle görevinden alınacağını" bildirdi. Olmert'e karşı kapalı kapılar ardında liderlik arayışlarını sürdürdüğü söylentileri yayılan Livni, raporun yayınından sonra ilk kez bir araya geldiği Başbakan'a "istifa etmesinin yapacağı en doğru şey olduğunu söylediğini" belirtmişti.
İkilinin baş başa görüşmesinde Başbakan Olmert'in de Livni'ye "kendisine karşı bir kampanya yürüterek ve otoritesini sarsarak iki numara olarak kalamayacağı" uyarısında bulunduğu kaydediliyor. Ynet internet sitesine göre Olmert, Livni'ye "adımlarını atarken düşünmesi ve ne yapmak istediğine karar vermesi" gerektiğini söyledi.
Böylece, İsrail hükümetinde, devlet bakanı Eitan Cabel'in istifasından sonra, Dışişleri Bakanı Livni ile de Olmert'in ilişkileri kritik bir noktaya geldi. Dışişleri Bakanlığında düzenlediği basın toplantısında Tzipi Livni, İsrail kamuoyunun hükümete güvenini kaybettiğini belirtirken, "Bunu bizim yeniden sağlamamız gerekiyor" dedi, ancak yeniden seçime gitmenin yanlış olacağını da söyledi.
Livni, kendisinin istifa etmeyeceğini, başka bir siyasi partiden yeni başbakana destek vermeyeceğini ve Kadima partisinin yeni başbakanı seçmek için en doğru platform olduğunu belirterek, Kadima içinde başkanlık yarışına girme niyetinde olduğunu bildirdi. Livni, Hizbullah'a karşı savaşa girmenin doğru bir karar olduğunu ifade ederken, ancak savaş sırasında Başbakanlıkla herhangi bir koordinasyonu bulunmadığını kaydetti.
Livni, Başbakanı görevinden uzaklaştırmak için çalıştığı söylentilerini de "Böyle bir şey asla olmadı" ifadesiyle yalanladı. Livni, "Bu O'nun (Olmert'in) alması gereken bir karar" dedi. Öte yandan, İnşaat ve Konut Bakanı Meir Şetrit, Livni'nin istifa etmemekle iyi yaptığını söyledi.
-PERETZ'İN İSTİFA EDECEĞİ BEKLENTİSİ-
Öte yandan, Winograd raporunun ağır eleştirilerinin hedefindeki diğer isim olan Savunma Bakanı Amir Peretz'in de partisinin ağır baskısı altında olduğu ve istifasını sunmayı düşündüğü bildirildi. Peretz'in yardımcılarına atfen verilen haberlere göre, Savunma Bakanı birkaç saat içinde istifasını açıklayacak.
DEJAVU®42
03-05-2007, 03:13
Only the registered members can see the link
ABD ordu sözcülüğünden yapılan açıklamada, Irak güvenlik güçlerine yardımcı olacak 5 tugaydan dördüncüsü olan bu askerlerin, bu hafta içinde Irak'a geldiği belirtildi. Açıklamada, Washington'daki Fort Lewis'den gelen askerlerin Bağdat bölgesine ve ülkenin kuzey kesimine konuşlandırılacağı kaydedildi. Sayıları 28 bini bulacak askerlerin takviyesinin Hazirana kadar tamamlanması bekleniyor.
DEJAVU®42
03-05-2007, 03:14
Only the registered members can see the link
Polis, Şiilerin çoğunlukta olduğu Sadr semtinde yerel saatle 19.30'da düzenlenen saldırıda 6 sivil ve 3 polisin yaralandığını belirtti. Polis, ölenlerden 2'sinin polis, diğerlerinin sivil olduğunu kaydetti.
DEJAVU®42
03-05-2007, 03:14
Only the registered members can see the link
Lübnan Hizbullah'ının lideri Şeyh Hasan Nasrallah, İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in Lübnan savaşı ile ilgili komisyon kurmasını ve komisyonun raporunda başbakanı sert bir dille eleştirmesini övdü.
Nasrallah, yaptığı bir konuşmada, "düşman başbakanının ikinci (Lübnan) savaşını araştıracak bir komisyon kurması takdire şayandır.
Hatta bu, Olmert tarafından görevlendirilen komisyonun onun savaş sırasındaki tutum ve davranışlarını tanımlarken sert ifadeler kullandığı dikkate alınırsa, daha da takdire şayandır" dedi.
Nasrallah konuşmasında komisyon raporunun savaşı kimin kazandığı tartışmalarına herhangi bir çözüm getirmediğini belirterek, "Siyonist oluşumda (İsrail) bugün hakim olan atmosfer, bu savaşın bir başarısızlık olduğu şeklinde" dedi. Nasrallah daha önce savaşın kendileri için "kutsal bir zafer" olduğunu ileri sürmüştü
DEJAVU®42
03-05-2007, 03:14
Only the registered members can see the link
Rehn, Reuters'a telefonla yaptığı açıklamada, ''Türkiye krizden kendi çabalarıyla ve demokratik ilkelere tam riayetle çıkmalıdır, hatta krizden, öncekinden daha iyi bir demokratik yapı oluşturarak çıkması olasılığı da var'' dedi. Rehn, ''Yeni parlamento ve yeni cumhurbaşkanının, reform sürecinin yeniden başlatılması şansına sahip olacağını'' da belirtti.
''Türkiye'nin bu zor döneminde'' AB'nin Ankara ile dayanışma göstermesinin önemli olduğunu vurgulayan Rehn, ''AB'ye aday bir ülkedeki demokratik gelişmeler konusunda duyarlı olmak bizim meşru hakkımızdır'' diye konuştu.
Rehn, ''Türkiye'nin bir dostu olarak, bugünlerdeki gelişmelerin her zaman demokratik bir çizgide ilerlememiş olmasından kaygı duyuyorum ve demokratik ilkelere saygı, krizin ülkedeki sorumlu tüm liderlerce hızla çözümlenmesi çağrısı yapıyorum'' dedi.
DEJAVU®42
03-05-2007, 03:15
Only the registered members can see the link
Olmert, Dışişleri Bakanı Tzipi Livni ile görüşmesinden sonra, Kudüs'te kendi partisi Kadima'nın milletvekilleri ile bir araya geldi. Olmert, basına kapalı toplantının başında, savaşın ardından siyasete odaklanmak gerektiğini söyledi.
Lübnan savaşı hakkında Başbakanlıkca kurulan resmi konisyon tarafından hazırlanan raporu "sert" bulduğunu söyleyen Olmert, "Ders çıkarma sorumluluğunu alıyorum. Sınırlı enerjimizi tartışmalarla kullanırsak, bunun sonu yok.
Ben kişisel olarak çok rahat bir konumda değilim. Ancak, yaşı 60'ın üzerinde biri olarak, bugüne kadar çok şey gördüm ve hiç bir durumda sorumluluktan kaçılmayacağını biliyorum" diye konuştu. Raporunun ardından, Olmert'i istifaya çağıran isimlerden biri olan, koalisyon başkanı Kadimalı Avigdor Yitzaki ise akşam saatlerinde görevinden istifa etti. Yitzaki'nin yerine, İsrail parlamentosunun (Knesset) Dışişleri ve Savunma Komisyonu Başkanı Tzahi Hanegbi'nin getirilmesi bekleniyor.
Öte yandan, Dışişleri Bakanı Tzipi Livni'nin, Başbakan'ın istifa etmesi gerektiği yolundaki açıklamalarından sonra, İsrail radyosuna bir açıklama yapan Olmert'in strateji danışmanı Tal Ziberstein, "yaptıklarından sonra", Olmert'in Livni'yi görevden almaktan başka çaresi bulunmadığını düşündüğünü söyledi.
Başbakanlık yetkilileri ise Olmert'in bu konuda acelesi olmadığını belirttiler. Kanal 10 televizyonu da Başbakan'ın yardımcılarına atfen verdiği haberde, Livni'nin görevinden alınacağını belirtmişti. Olmert'in Livni'yi görevinden alması durumunda, yerine Ulaştırma Bakanı Şaul Mofaz'ı atayacağı öne sürülüyor.
DEJAVU®42
03-05-2007, 03:15
Only the registered members can see the link
Her sene yayınladığı raporu ABD Dışişleri Bakanlığı'na ve ABD Kongresi'ne sunan komisyon, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması için acil çağrıda bulundu ve ABD hükümetinin bu konuda Türkiye'ye telkinde bulunmasını istedi.
Komisyon raporunda ayrıca ABD'nin Türkiye'yi 2002 yılında imzaladığı uluslararası insan hakları anlaşmasına uygun olarak uluslararası denetim mekanizmalarına rapor vermesi için uyarması istendi. Raporda ABD hükümetinin Türkiye'ye iletmesi gereken uyarılar arasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye ile ilgili aldığı kararları yerine getirmek de yer aldı.
Raporda, 1974 yılında el konulan Yunan vakıflar binasının geri iadesi ya da bedelinin ödenmesi için de uyarıda bulunuldu.
Türkiye'de laik siyaset ve giderek geniş kitlelere yayılan Müslüman kimlik olgusunun ülkenin baş siyasi meselesi haline geldiği savunulan raporda, iki olgu arasındaki çatışmanın Türkiye'de insan haklarının geleceğinde önemli faktör olduğuna değinildi.
Türkiye'de laiklik kavramının da ABD'deki laiklik kavramından çok farklı olduğuna işaret eden rapor, "Türkiye'de laiklik; din ve devlet işleri arasında ayırımı değil, kamu yerlerinde dini aktivitelerin ifadesinin devlet tarafından kontrolü olarak uygulanıyor" ifadeleri kullanıldı.
DEJAVU®42
03-05-2007, 03:15
Only the registered members can see the link
Koalisyon milletvekili Maya Manolova tarafından Ataka'nın gündeme alınmasını istediği sözde Ermeni soykırımı konusunun gündemden düşürülmesi teklifi milletvekillerinin çoğunluğu tarafından kabul görünce, muhalefet genel kurul salonunu terk etti.
Ataka Partisi'nin lideri Volen Siderov, basına yaptığı açıklamada, iktidardaki Bulgar Sosyalist Partisi'nin (BSP) sonunda kendisini Bulgaristan karşıtı bir parti olduğunu gösterdiğini kaydederek, "BSP'nin bu hareketiyle, Avrupa Parlamentosu'nda (AP) Ankara'nın görüşlerini savunacağını gördük" dedi.
Bulgaristan Parlamentosu'ndaki işleyişe göre, her ayın ilk oturumunda siyasi gruplar o hafta görüşülecek konular hakkında öneri getirebiliyor.
DEJAVU®42
03-05-2007, 03:16
Only the registered members can see the link
İran resmi haber ajansı IRNA'nın haberine göre, Ahmedinejad Kerman eyaletinin Sircan kentinde yaptığı konuşmada ABD ile "samimi diyaloğu İran ulusunun memnunlukla karşılayacağını" belirtti.
Ahmedinejad, buna rağmen "ABD'nin diyalog yoluyla İran'ın nükleer programını durdurma amacını gerçekleştirebileceğini" düşünürse, hata yapacağını kaydetti.
İran cumhurbaşkanı "ama samimi bir biçimde davranırlarsa, İran ulusu da samimi davranırız" dedi.
DEJAVU®42
03-05-2007, 03:16
Only the registered members can see the link
Atina'da bir toplantıda yaptığı konuşmada Yunanistan'ın Kıbrıs'ta adil ve işleyebilir bir çözüm için çaba gösterdiğini belirten Bakoyanni, "Ancak, bu konuda gelecekle ilgili endişelerim var" dedi.
Bakoyanni, "Kıbrıs'ın, 2012'nin ikinci yarısında AB'nin yönetimini üstlendiğinde, tüm Ada sakinlerinin, Rumların ve Türklerin Avrupa ailesinin nimetlerinden yararlanabilecek durumda olacaklarını hayal ediyoruz. Ancak, yıllar geçtikçe çözüm olasılığı uzaklaşıyor.
Yeni nesillerin, Kıbrıslı Rumların ve Türklerin birlikte yaşamlarından anıları yok. Yunan hükümeti, bu nedenle Kıbrıs (Rum) hükümetinin çabalarını tüm gücüyle destekliyor" diye konuştu
DEJAVU®42
03-05-2007, 03:17
Only the registered members can see the link
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Nicholas Burns, İran ile doğrudan görüşmeler yapmak istediklerini, iki ülkenin 30 yıldır doğrudan görüşmeler yapmamasından ötürü, konuşacak çok şeylerinin olduğunu söyledi. İngiltere'deki düşünce kuruluşu Chatham House'da bugün bir konuşma yapan Burns, Mısır'daki Şarm el Şeyh'te düzenlenecek olan Irak toplantısı sırasında ABD ve İran dışişleri bakanları arasında bir görüşme yapılacağı umudunda olduğunu belirtti. ''Şarm el Şeyh'te masada iyi bir görüşme olması konusunda çok arzuluyuz'' diyen Burns, ''İran ve ABD arasında önemli konular üzerinde müzakereler yapılabilmesinin üzerinden 30 yıl geçti'' ifadesini kullandı. Burns, 30 yıl gibi büyük bir aralığın, dünyada diplomatik ilişkiler alanında yaşanan en olağan dışı durum olduğunu belirtti. İki ülke arasında zaman zaman dolaylı temaslar olmasına karşın, Tahran'daki ABD büyükelçiliğinin göstericilerce işgal edildiği 1979 yılından bu yana Tahran ve Washington arasında diplomatik ilişki bulunmuyor. ABD'de başkan Bush yönetimi İran ile özellikle Irak'taki güvenliğin konu alınabileceği doğrudan görüşmelere uzun süredir direniyordu.
DEJAVU®42
03-05-2007, 03:17
Only the registered members can see the link
İsrail'in ABD Büyükelçisi Sallai Meridor bugün yaptığı açıklamada, ''saldırı niyetimiz olmadığı konusunda Suriye'ye mesaj verebilmek için mümkün olan her fırsatı değerlendiriyoruz'' dedi.
Büyükelçi Meridor, Suriye'nin, İsrail sınırına, 1973 savaşından sonraki en büyük askeri yığınağını yapmakta olduğunu, sınıra yerleştirilen Suriye füzelerinin İsrail'in herhangi bir kentine ulaşarak büyük hasara yol açabileceğini kaydetti.
Büyükelçi, Rusya'nın Suriye'ye füze sağlayarak bu ülkenin silahlanmasına katkı yaptığını ifade etti. Büyükelçi, İsrail'in, ''Filistinlilerle barışın sağlanması için de mümkün olan bütün gayretini ortaya koymayı sürdüreceğini'' belirterek, ''Barışın sağlanması için Filistinliler açısından fırsatlar oluşturmaya çalışıyoruz'' diye konuştu
DEJAVU®42
03-05-2007, 03:17
Only the registered members can see the link
Temsilciler Meclisi'nde yapılan oylamada, Bush'un vetosunu aşmak için gerekli 3'te 2 çoğunluğu sağlanamadı. Demokratların kontrolündeki Mecliste vetonun aşılması için 222 lehte, 203 aleyhte oy kullanıldı.
Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, oylamadan önce yapılan oturumda "Bush'un Amerikan halkının isteklerine kulak asmadığını, Kongre'nin Bush'un istediği boş çeki vermeyeceğini" söylemişti.
ABD Kongresi, geçen hafta kabul ettiği, Irak'taki askerlerin çekilmeye başlanmasını öngören savaş bütçesi yasasını onay için Bush'a göndermişti. Daha önce yaptığı açıklamalarda yasa teklifini veto edeceğini söyleyen Bush, teklifi bugün veto etti.
DEJAVU®42
03-05-2007, 03:18
Only the registered members can see the link
Bu akşam yerel saatle 21'de başlayan ve ''TF1'' ile ''France2'' televizyon kanallarında yayınlanan programın ilk bir saatinde, iki lider özellikle izleyecekleri ekonomik politikaları hakkında görüşlerini açıkladı.
Sarkozy, haftalık 35 saatlik çalışma süresinde esneklik yapılmasını isterken, memur sayısının düşürülmesini savundu. Ekonominin serbest piyasa kurallarıyla çalışmasını ve rekabete dayalı bir sistem geliştirilmesi gerektiğini savunan Sarkozy, sosyalist hükümetler de dahil olmak üzere dünyanın hiç bir bölgesinde bu tür bir uygulamanın olmadığını savundu.
Royal ise daha önceki sosyalist hükümet zamanında getirilen bu yasayı savundu ve bu yasa sayesinde daha fazla istihdam sağlandığını belirtti. Royal ayrıca, Sarkozy'nin aksine devlet dairelerinde çalışan memur sayısının düşürülmesine karşı olduğunu söyledi.
Royal, önemli olan memur sayısının düşürülmesi değil, savurganlığın durdurulması olduğunu kaydetti. İki aday da bütçe açıklarının düşürülmesine ve ekonomik büyümenin sağlanmasına öncelik vereceklerini açıklarken, bu konuda somut politikalar ortaya koyamadı. Royal, seçilirse araştırma projelerine öncelik vereceğini ve önümüzdeki dönemde gençler için 500 bin iş gücü yaratmak istediğini söyledi. Televizyon programında, asayiş ve güvenlik konusu da ekonomik programların dışında ayrıntılı bir biçimde tartışıldı.
Bu akşamki program, kararsız seçmenlerin görüşlerini değiştirmesi açısından önem taşıyor. 1988'deki seçimlerde, sağcı Chirac ile solcu Mitterrand arasındaki televizyon tartışmasını 25 milyon, 1995 yılında Chirac ve Lionel Jospin arasındaki tartışmayı ise 17 milyon kişi izlemişti.
Fransa'da 1974 yılından bu yana her cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi ilk turda ilk iki sırayı alan aday, televizyon tartışma programında bir araya gelerek son kez kozlarını paylaşıyor. Bu gelenek, 2002 yılında ikinci tura Jacques Chirac ve aşırı sağcı Jean-Marie Le Pen'in kalmasıyla bozulmuştu. Chirac, aşırı sağcı Le Pen ile bir araya gelemeyeceği gerekçesiyle bu tartışma programının yapılmasına karşı çıkmıştı.
ANKETLER
Son anketlere göre, seçime dört gün kala kararsız seçmen oranı yüzde 18 civarında. Yine son anketler, Sarkozy'nin seçimi az bir farkla da olsa kazanacağını gösteriyor. İlk turda yüzde 18 oranında oy alan Francois Bayrou ile yüzde 10 civarında oy alan Jean Marie Le Pen taraftarlarının ikinci turda kime oy atacakları büyük bir ihtimalle seçim sonucunu belirleyecek. Bayrou, geçen hafta seçmenlerini, kime oy atacakları konusunda özgür bırakırken, Le Pen, dünkü açıklamasında seçimlerin ikinci turunun boykot edilmesi çağrısında bulunmuştu. Ipsos tarafından düzenlenen anket, Bayrou'ya oy atanların yüzde 41'inin bu sefer Royal'e, yüzde 32'sinin Sarkozy'e oy atacağını ortaya koydu. Bayrou taraftarları arasında karasızların oranının yüzde 27 olduğu bildiriliyor.
Le Pen'in seçim boykotu çağrısına rağmen, aşırı sağcı seçmenin yine de Sarkozy için oy kullanması bekleniyor. Oy oranları yüzde 10'u bulan radikal sol ve yeşil parti temsilcileri, daha önce yaptıkları açıklamalarda Royal'i destekleyeceklerini söylemişti.
Fransa'da cumhurbaşkanılığı seçimlerinin ikinci turuna kalan iki aday arasında televizyonda bu akşam yapılan canlı yayının dış politika ve AB ile ilişkilerde Türkiye konusu ön plana çıktı.
UMP lideri Nicolas Sarkozy, ''Cumhurbaşkanı olursam Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkacağım'' dedi. Sarkozy, AB içinde kurumsal reformlar gerçekleşene kadar genişlemeye karşı olduğunu söyledi.
Türkiye'nin Avrupa'da olmadığını ve küçük Asya ülkesi olduğunu iddia eden Sarkozy, ''Sınırsız genişleme, AB'nin sonu olur'' diye konuştu. Royal ise, ''Türkiye konusunda sürecin açık olduğunu'' belirterek, zamanı geldiğinde referandumda Fransızların karar vereceğini söyledi. Sosyalist aday, şu anda genişleme öncesi bir ara verilmesi gerektiği savundu.
Fransızların müzakerelerin başlamasıyla bu konuda taahhüde girdiğini ve bunun göz ardı edilemeyeceğini kaydeden Royal, ''kapının Türkiye gibi büyük bir ülkeye ve medeniyete tamamen kapatılamayacağını'' ifade etti. Dünyanın istikrarı için Türkiye'nin önemine değinen Royal, Türklerin büyük bir kültürün temsilcileri olduklarını söyledi.
Royal, Türkiye'nin laik yapısına değindi ve Fransa'nın Türkiye'deki laik ve demokratik güçlerin yanında olması gerektiğini ifade etti. Tartışma sırasında Royal'in, Sarkozy'e oranla daha ''saldırgan'' ve ''atak'' bir tavır içinde olduğu gözlendi.
Siyah bir tayyör ve içine beyaz bir gömlek giyen 53 yaşındaki Sosyalist aday, son dönemde içişleri bakanlığı yapan Nicolas Sarkozy'nin asayiş ve güvenlik açısından başarısız bir performans çizdiğini söyleyerek, rakibini yıpratmaya çalıştı.
Denizci mavisi bir kostümle programa katılan 52 yaşındaki Sarkozy ise, güvenlik ve asayiş açısından son dönemde tutulan istatistiklere göre, kendisinin önceki sosyalist bakanlara oranla daha başarılı olduğunu söyledi ve suç oranın kendi bakanlığı sırasında yüzde 10 oranında düştüğünü söyledi. Tartışma sırasında, Royal'in, Sarkozy'nin konuşmasını daha fazla kestiği ve anketlere göre daha şanslı gösterilen rakibini daha fazla köşeye sıkıştırmak için çaba gösterdiği görüldü. Royal'in kendisini asayiş konusunda sıkıştırmasına Sarkozy, rakibini liberal ekonomi kurallarını bilmemekle suçladı.
Sarkzoy, devlet bütçesinden, bölgesel bütçeye kaydırma yapılabileceğini söyleyen rakibinin, ''anayasaya aykırı konuştuğu'' gerekçesiyle eleştirdi. Sosyalist aday Royal, cumhurbaşkanı olarak önceliğinin, ''fakirlik, işsizlik, eşitsizliğe dur demek ve asayişi sağlamak olacağını'' söyledi. Sarkozy, ''sorumluluk üstlenecek ve sonuç getirici politikalar üretecek bir cumhurbaşkanı olacağını'' savundu.
Sosyalist aday, küresel ısınmaya karşı daha fazla çaba göstereceğini söyledi. Enerji konusunda Royal, geri döndürülebilir enerji kaynaklarını üretimine önem vereceklerini söylerken, Sarkozy, 4. nesil nükleer enerji üretiminin ülke için mutlaka gerekli olduğunu savundu. Sarkozy, tartışma sırasında, rakibinin ''nükleer enerjiye karşı olup olmadığına açıklık getirmesi'' için yoğun çaba gösterdi.
Sarkozy'nin, özürlü çocukların normal okullara gitmesini önermesi üzerine Royal, bu geleneğin sağ iktidar döneminde iptal edildiğini belirterek rakibini eleştirdi. Dış politika konusunda Royal, Fransa'nın Avrupa politikasında daha etkili rol oynamasını istediğini söyledi.
Powered by vBulletin® Version 4.2.5 Copyright © 2025 vBulletin Solutions, Inc. All rights reserved.