Giriş

Orijinalini görmek için tıklayınız : 16/01 Türkiyeden Haberler



umsado
16-01-2006, 00:36
Bugünde buraya...

umsado
16-01-2006, 01:10
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, özel uçak “ATA” ile saat 24.00'da Ankara'ya hareket etti.

Erdoğan'ı Atatürk Havalimanı'ndan İstanbul Valisi Muammer Güler uğurladı. Uğurlamada, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ile öteki ilgililer bulundu.

Başbakan Erdoğan'la birlikte eşi Emine Erdoğan, kızları Sümeyye ve Esra da Ankara'ya gitti.

Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
16-01-2006, 12:20
Bulgaristan Başbakanı Sergey Stanişev, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın davetlisi olarak iki günlük resmi ziyarette bulunmak üzere yarın Türkiye'ye gelecek.

Başbakanlık Basın Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamada, Bulgaristan Başbakanı Stanişev'in ziyareti sırasında yapılacak görüşmelerde, iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin ve bunları daha da geliştirme imkanlarının çok yönlü olarak ele alınacağı, bölgesel ve uluslararası konular üzerinde de görüş alışverişinde bulunulacağı bildirildi.

Açıklamada, konuk Başbakan'ın beraberinde Türkiye'ye gelecek Bulgar işadamlarının da, ikili ekonomik ilişkilerin gelişmesini teminen Türk işadamlarıyla temaslarda bulunacağı kaydedildi.

Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
16-01-2006, 12:21
İzmir'de, 2005 yılında meydana gelen 167 cinayetin 158'inin failinin tespit edildiği, 9'unun faili meçhul kaldığı ve olaylara karıştığı iddiasıyla 124 kişinin yakalandığı bildirildi.

İzmir Emniyet Müdürü Halil Tataş, yasalar çerçevesinde delilden sanığa gitmek suretiyle 167 cinayetin 158'inin çözülmesinin büyük oranda başarı olduğunu söyledi.

İzmir Emniyet Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, 2005 yılında İzmir merkez ve 8 metropol ilçede 167 cinayet meydana geldi. Bunlardan 158'inin faillerinin belirlenirken, 9'u henüz aydınlatılamadı.

Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerinin çalışması sonucu, cinayetlere karıştıkları iddiasıyla 124 kişinin yakalandığı ve haklarında düzenlenen evraklarla adliyeye sevk edildikleri belirtildi.

ÇUVAL CİNAYETİ

Asayiş Şube Müdürlüğü yetkilileri, İzmir'de 2005 yılında aydınlatılan en ilginç cinayetlerden birinin “çuval cinayeti” olduğunu bildirdi.

Alınan bilgiye göre, 30 Eylül 2005 günü Çankaya Semti'nde inşaat halindeki bir otelin bahçesinde çuval içinde küfeye konulmuş, kimliği bilinmeyen erkek cesedi bulundu. Bir haftalık olduğu belirlenen cesedin kimliğini bulmak için çalışmaya başlayan polis ekipleri, küfede “Z.K” rumuzu bulunduğunu gördü. İzmir'deki tüm küfe imalatçıları ile gerçekleştirilen görüşmeler sonucu, Z.K. rumuzlu küfeyi üreten imalathane bulunarak, satış yapılan kişiler araştırıldı.
Yaklaşık 50 kişiyle yüz yüze gerçekleştirilen görüşmenin ardından küfelerden birinin Kemeraltı Çarşısı'nda kalaylama işi yapan Erhan Yetik'te bulunduğu, ancak, Yetik'in bir haftadır kayıp olduğu öğrenildi. Yetik'in eşi, morgdaki cesedi teşhis ederek, kocasına ait olduğunu bildirdi.

Yetik'in iş ve özel yaşamını “mercek altına alan” Cinayet Büro Amirliği dedektifleri, ölen şahsın işyerinde çalışan yeğeni İ.T.Y'nin, bir süre önce çuval, ip ve koku önleyici kimyasal madde satın aldığını tespit etti.

Şüpheli davranışlarda bulunan ve gözaltına alınan İ.T.Y'nin, “kendisini sürekli azarladığı ve onur kırıcı sözler söylediği için” amcasını öldürdüğü ortaya çıktı. Amcasını öldürdükten sonra cesedini 4-5 gün iş hanının yakınında gizleyen İ.T.Y'nin, kokmaya başlayınca inşaat halindeki otelin bahçesine attığı belirlendi.

“TATAŞ: “POLİS, YASALAR ÇERÇEVESİNDE ÇALIŞIYOR”

İzmir Emniyet Müdürü Halil Tataş, yaptığı açıklamada, büyük şehirlerde asayiş olaylarının önemli sorun teşkil ettiğini, hemen her gün gasp ve cinayet olaylarının yaşandığını bildirdi.

Polisin yasalar çerçevesinde delilden sanığa gitmek suretiyle olayları çözdüğünü ve bunda başarılı olduğunu ifade eden Tataş, şöyle konuştu:

“Türk polisi, gelişen teknolojiyle birlikte daha çağdaş ve modern şekilde çalışmaya başlamıştır. Olay yerindeki en ufak bir parmak izi, kan veya tırnak izi bile polis için önemli ipucu olabilmektedir. Polisin, Türkiye'nin üçüncü büyük kenti olan İzmir'de işlenen 167 cinayetten 158'ini çözmesi büyük oranda başarıdır. Amacımız, bütün faili meçhul cinayetleri aydınlatmaktır. Böylece, mağdur ailelerin acılarını bir nebze olsun azaltacağımıza inanıyorum.”


Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
16-01-2006, 12:22
Adana'da, iki çocuk intihar etti.

Anadolu Mahallesi'nde, ailesiyle komşu ziyaretine giden ilköğretim okulu 6. sınıf öğrencisi M.Ü. (11), bir süre sonra ders çalışması gerektiğini belirterek, evine döndü. M.Ü, henüz belirlenemeyen bir nedenle kendini tavandaki vantilatöre astı.

Ailesi tarafından baygın halde bulunan ve Adana Devlet Hastanesi'ne kaldırılan çocuk, kurtarılamadı.

Öte yandan, Gürselpaşa Mahallesi 54 Sokak'ta ailesiyle yaşayan V.E. (16), henüz belirlenemeyen bir nedenle kendini iple odasının tavanına astı.

Yetkililer, her iki intihar olayıyla ilgili soruşturmanın devam ettiğini bildirdiler.

Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
16-01-2006, 12:30
Doçent adaylarına yönelik düzenlenen Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı'na (ÜDS) başvurular, 23 Ocak-1 Şubat 2006 tarihleri yapılacak.

Sınav, 26 Mart 2006 tarihinde Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nce (ÖSYM) gerçekleştirilecek.

Sınav sonuçları yüksek lisans programlarına giriş için de kulanılabileceğinden, ÜDS'ye doçent adaylarının yanı sıra lisans programı mezunu ile lisans programlarının son sınıfında veya son sınıftan bir önceki sınıfta okuyan öğrenciler de başvurabilecekler.

Yabancı dil koşulunu karşılamak için doktora ve sanatta yeterlik sınavına girecek adayların da ÜDS'ye katılmaları ve 100 üzerinden 50 ve üstünde puan almaları gerekiyor.

Adaylar, başvurularını üniversite rektörlüklerine yapabilecekler.

Alman, Fransız ve İngiliz dillerinde, fen bilimleri, sağlık bilimleri ve sosyal bilimler olmak üzere üç ayrı alanda gerçekleştirilecek ÜDS; Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Konya, Malatya, Samsun, Sivas, Trabzon ve Van ile KKTC'nin başkenti Lefkoşa'da yapılacak.

Doçent adaylarının başarılı olabilmek için ÜDS'den 100 üzerinden 65 ve üstünde puan almaları gerekiyor.


Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
16-01-2006, 12:31
Van Emniyet Müdürlüğü ekiplerince gerçekleştirilen operasyonda, terör örgütü PKK'ya ait olduğu değerlendirilen 23 kilogram A-4 plastik patlayıcı maddenin ele geçirildiği bildirildi.

Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri, 13 Ocak tarihinde saat 21.00 sıralarında bir aracı durdurarak arama yaptı. Aramada, terör örgütü PKK'ya ait olduğunun değerlendirildiği belirtilen 23 kilogram A-4 plastik patlayıcı madde ele geçirildi.

Açıklamada, araç içinde bulunan E.N ve M.E.Ç'nin üzerinde yapılan aramada ise yüklü miktarda döviz ile Türk lirası ve örgütsel dokümanların bulunduğu bildirildi.

Olayla ilgili olarak E.N, M.E.Ç ile M.S.Ç. adlı bir kişi mahkemeye sevk edildi.

Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
16-01-2006, 16:55
Only the registered members can see the link

Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'nde meydana gelen olaylarda tutuklanan Uzman Çavuş Tanju Çavuş hakkında, “Meşru Müdafaa sınırının aşılması suretiyle bir kişiyi öldürmek ve silahla beş kişiyi yaralamak” suçundan hakkında Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.

Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'nde 9 Kasım 2005 tarihinde bir kitapevine bomba atılmasıyla başlayan ve 2 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylar sırasında tutuklanarak Van Askeri Cezaevi'ne konulan Uzman Çavuş Tanju Çavuş hakkında, Hakkari Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianame tamamlandı.

İddianamede, 09 Kasım 2005 tarihinde, Şemdinli İlçesi Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan Umut Kitapevi'ne yapılan el bombalı saldırı sonucu kitapevinde bulunan Mehmet Zahir Korkmaz'ın ölmesi, bir kişinin de yaralanması üzerine Şemdinli İlçesi'nde yasadışı olarak toplanan kalabalığın kamu binalarını taşlayarak zarar verdiği ifade edildi. İddianamede, kalabalığın olay yerinden uzaklaştırılmasının sağlanması üzerine Şemdinli Cumhuriyet Başsavcılığı'nca bombalama olayı nedeniyle olay yerinde yapılan inceleme sırasında, bir grup halkın inceleme mahallinin ilerisinde, Ziraat Bankası karşısına gelen yerde toplandıkları ve olayı protesto etmeye devam ettikleri bildirildi.

Şüpheli Tanju Çavuş'un ise 8 Kasım 2005 tarihinde eşinin rahatsızlığı nedeniyle Van'da bulunduğu, tedavinin ardından 9 Kasım tarihinde Van'dan ayrıldığı ve saat 17.30 sıralarında Şemdinli'ye giriş yaptığı ifade edilen iddianamede, Şemdinli ilçe girişindeki bir grubun elektrik direğini yola devirerek ateşe verdiklerini gören Tanju Çavuş'un yolun kenarındaki boşluktan geçerek, Yüksekova yolu üzerinden Cumhuriyet Caddesi'ne doğru 42 D 1935 plakalı araçla ilerlediği kaydedildi.

Çavuş'un aracıyla ilerlediği sırada, Ziraat Bankası'nın karşısında bulunan ve caddeyi tamamen dolduran bombalama olayını protesto eden bir grup ile karşılaştığı, grup içerisinden Çavuş'un uzman çavuş olarak görev yaptığını bilen kimlikleri belirlenemeyen bazı kişilerin araca saldırdığı kaydedilen iddianamede, saldırı sırasında Çavuş'un aracının arka ve sol arka yan camının kırıldığı, aracın muhtelif yerlerine zarar verildiği belirtildi.

RASTGELE ATEŞ SONUCU BİR KİŞİ ÖLDÜ

İddianamede, Tanju Çavuş'un eşinin ve çocuklarının bu saldırıdan korktukları, aracın yolda ilerlemesinin güçleşmesi üzerine Çavuş'un ruhsatlı sarsılmaz Kılınç marka 9 mm'lik B 00-0397seri numaralı tabanca ile araç içerisinden rastgele ateş etmeye başladığı belirtilerek, Tanju Çavuş'un silahı ile ateş etmesi sonucu caddede bulunan Ali Yılmaz'ın öldüğü, diğer 5 müştekinin de kesin hekim raporlarına göre ateşli silah ile basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek, şekilde yaralandıkları kaydedildi.

İddianamede, Çavuş'un 5237 sayılı TCK'nın 86/2, 86/3-e(5 kez), 5237 sayılı TCK'nın 81, 27/1, (1 kez) ile 5237 sayılı TCK'nın 53, 54/1, 63. sevk maddeleri ile cezalandırılması, şüphelinin suçta kullandığı tabancanın TCK'nın 54. maddesi uyarınca müsaderesine, şüphelinin gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin TCK'nın 63. maddesi gereğince cezasından mahsubuna karar verilmesi talep edildi.

Tanju Çavuş, 18 Ocak'ta Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmada yargılanacak.

Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
16-01-2006, 16:56
İstanbul Adalet Sarayı önünde basın açıklaması yapmak isteyen TAYAD'lı gruba müdahale eden polis, 29 kişiyi gözaltına aldı.

Sultanahmet'teki İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanan Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Yardımlaşma Derneği (TAYAD) üyesi bir grup, Sincan F Tipi Cezaevi'nde kendisini yaktıktan bir süre sonra hastanede ölen Serdar Demirel için basın açıklaması okumak istedi.

Çevrede önlem alan güvenlik kuvvetleri, adliye binası önünde açıklama yapmalarına izin vermeyeceklerini bildirdiği gruba, pankart açmak istedikleri sırada müdahale etti.

Müdahale sonucu gözaltına alınan 29 kişi, polis araçlarına bindirilerek Güvenlik Şube Müdürlüğü'ne götürüldü.
Bu arada, Sultanahmet'teki Mehmet Akif Ersoy Parkı'nda toplanan başka bir TAYAD'lı grup adına yapılan açıklamada, “Serdar Demirel'in Sincan F Tipi Cezaevi'nde 19 Aralık 2005 tarihinde kendisini yaktığı, kaldırıldığı Ankara Numune Hastanesi'nde doktorlar tarafından zorla müdahale edildiği” öne sürüldü.

Demirel'in 7 Ocak 2006 tarihinde öldüğü belirtilen açıklamada, bu ölümden Adalet Bakanlığı, Sincan F Tipi Cezaevi idaresi ve Ankara Numune Hastanesi'nde yaralıyken müdahalede bulunan doktorların sorumlu olduğu öne sürülerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulacağı bildirildi.

Tek tek adliye binasına giden grup, suç duyurusu dilekçelerini savcılığa verdi.

Adliyeden çıkan bu grup, diğer TAYAD'lı grubun gözaltına alınması nedeniyle Mehmet Akif Ersoy Parkı'nda oturma eylemi başlattı.

Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
16-01-2006, 16:57
AKP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, Mehmet Ali Ağca'nın tahliyesi ile ilgili olarak, “Ortada bir yargı kararı var. Hükümetin sadece kararın gözden geçirilmesini isteme yetkisi var, bunu da yapmıştır” dedi.

AKP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, TBMM'de gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında, Meclis Genel Kurulu'nda yarın, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan'ın AB konusunda bilgi vereceğini, bu nedenle gruplara söz hakkı doğacağı için bu konuda bir genel görüşme açılacağını söyledi.

Bu görüşmede, AB konusunda TBMM'nin bir yılda neler yaptığının ele alınacağını ifade eden Kapusuz, AB'ye üye ve aday ülkelerin parlamento başkanları toplantısında alınan kararın da böylece uygulanmış olacağını anlattı. Kapusuz, 18 Ocak Çarşamba ve 19 Ocak Perşembe günlerinde ise bazı kamu kuruluşlarına ait okulların Milli Eğitim Bakanlığı'na devredilmesini öngören kanun tasarısının ele alınacağını belirtti. Salih Kapusuz, TBMM Genel Kurulu'nun bu hafta 15.00-19.00 saatleri arasında çalışacağını kaydetti.

Bağ-Kur ve SKK prim borçlarının yeniden yapılandırılmasıyla ilgili kanun tasarısının gelecek hafta ele alınmasını planladıklarını ifade eden Kapusuz, bu konuyu muhalefetle de görüşeceklerini vurguladı. Kapusuz, Bağ-Kur ve SSK prim borçlarının bu kanunla son kez yeniden yapılandırıldığını bildirerek, “Sosyal güvenlik kurumlarını tek çatı altında topluyoruz. Dolayısıyla bu son yeniden yapılandırmadır. İlgi gösterenler, bu kanundan yararlanır, ilgi göstermeyenler de sonucuna katlanır” dedi.

AĞCA'NIN TAHLİYESİ

Kapusuz, Mehmet Ali Ağca'nın tahliyesiyle ilgili bir soruyu yanıtlarken, konuyu henüz Grup Yönetim Kurulu'nda değerlendirmediklerini söyledi. Hükümetin, konuyla ilgili bir açıklama yaptığını hatırlatan Kapusuz, Türkiye'de kuvvetler ayrılığı ilkesinin bulunduğunu ve ortada Ağca ile ilgili bir yargı kararı olduğunu söyledi. Hükümetin, Kartal 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne kararını yeniden gözden geçirmesi için başvurduğuna işaret eden Kapusuz, hükümetin bu konuda başka bir yetkisi bulunmadığını da vurguladı.

Kapusuz, 1991 ve 1999 yıllarında af niteliğinde kanunlar çıkarıldığını belirterek, Anayasa Mahkemesi'nin de bu konuda iptal kararları bulunduğunu anımsattı. Kapusuz, “Ortada bir mahkumiyet kararı var. Mahkeme, karar vermiş, mahkum da bu karardan sonra serbest kalmış... Hükümet ne yapabilir? Kararın gözden geçirilmesini istemiş zaten...” diye konuştu.

“DERS ALMAK...”

Bir gazetecinin, “Ağca tahliye olurken bir grup Türk Bayrağı açtı ve sloganlar attı. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?” sorusunu da Kapusuz, şöyle cevapladı: “Sonuçta ortada bir suç var, suçlu var. Mahkeme kararına göre de bu suçlu tahliye oluyor. Bunu bir kısım insanlar tepkiyle karşılarken, bir kısmı da sevinçle karşılıyor. Herkes bundan ders almalı. Geçmişte de buna benzer olaylar yaşandı. Suçu övmeyi ve suçluya sahip çıkmayı tasvip etmiyoruz. Hiç kimseye özel bir muamele yapılmasını tasvip edemeyiz.”

DERİN DEVLET İDDİALARI

Kapusuz, eski Başbakan Bülent Ecevit'in “Ağca'nın kullanılması ve tahliye olmasının ardında derin devletin ve bazı güçlerin bulunduğu” yolundaki açıklamasının hatırlatılması üzerine de Türkiye'de zaman zaman “derin devlet ve bazı karanlık güçler” konusunun tartışıldığını söyledi. Bu konularda inceleme yapmadan, belge bulunmadan hüküm verilmesinin doğru olmadığını anlatan Kapusuz, “Sayın Ecevit 57. Hükümet'in başbakanıydı. O zaman karanlık güçleri ortaya çıkarmak için adım atsaydı” dedi.

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi ile ilgili TBMM Araştırma Komisyonu'nun çalışmaları konusunda basına yansıyan haberlerin hatırlatılması üzerine de Kapusuz, komisyon çalışmalarının ortaya çıkan rapor üzerinden değerlendirileceğini söyledi. Kapusuz, milletvekillerinin hoş olmayan ifadeler kullanmasına ilişkin CHP grup yönetiminin kendisine bilgi verdiğini bildirerek, kendisinin tutanakları incelediğini ve her iki partiye mensup milletvekillerinin nahoş ifadeler kullandığını gördüğünü bildirdi.



Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
16-01-2006, 16:58
Samsun Ondokuzmayıs Üniversitesi’nde keyfi yönetim, kamu kaynaklarının amaç dışı kullanımı ve kadrolaşma iddialarının araştırılması için TBMM’de kurulan Araştırma Komisyonu bugün Samsun’da toplandı. OMÜ Rektörü Prof.Dr. Ferit Bernay’ın mazeret bildirip katılmadığı toplantıda 2’si Rektör Yardımcısı 1’i eski daire başkanı 3 kişi dinlendi.

Samsun Valilik Binası’ndaki toplantı salonunda Komisyon Başkanı Samsun Milletvekili Cemal Yılmaz Demir başkanlığındaki 22 üyenin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıya OMÜ Rektörü Prof.Dr. Ferit Bernay, tebligatın kendisine geç gelmesi ve toplantı günü akademik programını gerekçe gösterip katılmadı.

Toplantı öncesi gazetecilere bu konuyla ilgili açıklama yapan Komisyon Başkanı Cemal Yılmaz Demir, “Sayın rektör bugün, değiştiremeyeceği programı olduğunu bildirdi ve salı sabahından itibaren her an hazır olabileceğini söylemişti. Yarın sabah çağırmayı düşünüyoruz” dedi. Komisyon üyeleri daha sonra OMÜ Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Barış Diren ve Prof.Dr. Ahmet Rifat Şahin ile 2000-2003 yılları arasında Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanı olan ve şimdi OMÜ’ye bağlı şehir polikliniğinde idari müdür olarak görev yapan Hüseyin Güzel’i tek tek dinledi.

Komisyon üyeleri tarafından ilk dinlenenler arasında yer alan ve basına kapalı bölümde 2 saat boyunca soruları cevaplandıran Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Barış Diren, çıkışta gazetecilere hangi soruların yöneltildiğine ilişkin bir açıklamada bulunmadı. Ancak Diren gazetecilerin, “Komisyon sizce taraflı mı?” sorusuna, “Takdir kamuoyunundur” demekle yetindi.


Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
16-01-2006, 17:00
8 Ocak'ta Hürriyet İnsan Kaynakları gazetesi'nde yayınlanan araştırmaya göre, Türkiye'deki dini ve milli bayram tatillerinin birçok ülkeyle karşılaştırıldığında hiç de fazla olmadığı ortaya çıktı.

Bu yıl Türkiye'deki işyerleri çeşitli bayramlar nedeniyle 13 tam, 3 yarım gün kapanacak. Bunun bir nedeni de Kurban Bayramı'nın bu yıl iki kez kutlanacak olması. Bu bayramın arifesi ve ilk günü 30 ve 31 Aralık'a denk geliyor. Bu rakamlar, dünyanın diğer ülkeleriyle karşılaştırıldığında hiç anormal değil. Örneğin Rusya 2006'da 17 gün, Almanya 13 gün, Japonya ve Yunanistan 14 gün tatil yapacak.

Birçok ülkede ulusal bayram günlerinin yanı sıra bölgesel bayramlar da var. Özellikle Almanya, Avustralya ve İspanya bu konuda rekor kırıyor. Almanya'daki durum ülkenin çeşitli eyaletlerinde yaşayanların Katolik ve Protestan oluşuna göre değişiyor.

Katolik eyaletlerin çoğunda Karnaval sezonunda işyerleri kapanıyor. İspanya'da neredeyse her bölgede ayrı bir Meryem bayramı var. Avustralya'da birçok eyalette Kraliçenin Doğum Günü bayramı kutlanıyor, oysa Büyük Britanya'da böyle bir bayram yok. Zaten İngiltere, Kuzey İrlanda ve İskoçya, en az bayram tatili olan ülkeler arasında yer alıyor.

MİLLİ BAYRAMLAR NASIL ORTAYA ÇIKIYOR

Bütün ülkelerde dini bayramların sayısı milli bayramlardan daha fazla. Çoğu milli bayram oldukça yeni.

İkinci Dünya Savaşı birçok ülke için bayramların en önemli kaynağı. Örneğin Yunanistan, 1940'da İtalya'nın saldırısına uğradığında General Metaksas'ın teslim olma çağrısını "Hayır!" diyerek reddettiği ve direnişe geçtiği 28 Ekim'i Ochi (Hayır!) Bayramı olarak kutluyor. Rusya'da, Alman işgaline karşı direnişin anısına Anavatanı Savunanlar Bayramı var. İkinci Dünya Savaşı'nı yenilerek bitiren Japonya, yeni anayasanın Ulusal Meclis tarafından kabul edildiği 3 Mayıs gününü (1947) Anayasayı Anma Günü ilan etmiş.

Milli bayramları kaldırmak veya yenilerini yaratmak, çok daha köklü olan dini bayramlara göre daha kolay. Türkiye, 23 Temmuz 1908'deki II. Meşrutiyet'in ilanını Hürriyet Bayramı olarak uzun süre kutladı.

Ancak bu bayram 1935'te kaldırıldı. 12 Eylül 1980'den önce kutlanan 1 Mayıs Bahar Bayramı (birçok ülkede aynı gün İşçi Bayramı) ile 27 Mayıs Bayramı ise bu tarihte yapılan darbeden sonra bayram olmaktan çıktı.

Birçok ülke, olaylar geliştikçe yeni bayramlar ekliyor. Örneğin İspanya, Franco rejiminin sona ermesinden sonra 6 Aralık 1978'de kabul edilen yeni Anayasa'yı kutlamak için bu tarihi bir bayram ilan etti. 1990'da Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesi de 3 Ekim'de kutlanan Alman Birliği gününün ortaya çıkmasına neden oldu.

FRANSA'DA BAYRAM KALDIRILDI DİYE GREV

Son yıllarda bayramlar konusundaki en ilginç olay Fransa'da yaşandı. Bu ülkede haziran ayının ilk pazartesi günü bir dini bayram olarak (Pentecote Pazartesisi) kutlanıyor. Ancak 30 Haziran 2004'te Fransız hükümeti bir karar alarak bu dini bayramda çalışmayı şart koştu ve bu günü Dayanışma Günü ilan etti.

Hükümetin amacı şuydu: Yaşlılar ve bakıma muhtaç olanlar için yeni bir sigorta fonu kurulacak, çalışanlar bu fona bir günlük çalışmalarıyla katkıda bulunacaklardı. Bunu karşılamak için de Pentecote Pazartesisi seçilmişti; o gün herkes çalışacaktı. Asıl amaç, sosyal sigorta sistemine biraz daha kaynak aktarmaktı.

Tabii sendikalar, hükümetin bu kararına karşı çıktılar ve 2005 yılında haziranın ilk pazartesi günü grev yaptılar. Böylece tarihte az rastlanır bir olay gerçekleşti; bir dini bayram günü, grevle kutlanmış oldu.


Japonya


1 Ocak Yeni Yıl
9 Ocak Yetişkinler Günü
11 Şubat Kuruluş yıldönümü
21 Mart civarı İlkbahar Ekinoks günü
29 Nisan Doğa Günü
3 Mayıs Anayasayı Anma Günü
5 Mayıs Çocuklar Günü
17 Temmuz Denizcilik Günü
18 Eylül Yaşlılara saygı günü
23 Eylül Civarı Sonbahar Ekinoks günü
9 Ekim Sağlık ve Spor Günü
3 Kasım Kültür Günü
23 Kasım İşçi Şükran Günü
23 Aralık İmparatorluğun Doğum Günü


Rusya


1-2-3-4-5-6 Ocak Yeni Yıl
9 Ocak Ortodoks Noeli
14 Ocak Ortodoks Yeni Yılı
23 Şubat Anavatanı Savunanların Günü
8 Mart Kadınlar Günü
21 Nisan Ortodoks Kutsal Cuması
23-24 Nisan Ortodoks Paskalyası
1 Mayıs İşçi Bayramı
9 Mayıs Zafer Bayramı
12 Haziran Resmi Tatil (Rusya Günü)
6 Kasım Birlik Günü


İsrail


14 Mart Purim
13 Nisan Pesah
19 Nisan Pesah
3 Mayıs Bağımsızlık Günü
2 Haziran Şavuot
3 Ağustos Tisha b'Av
23 Eylül Roş Aşana (Musevi yeni yılı)
24 Eylül Roş Aşana Tatili
2 Ekim Yom Kipur
8 Ekim Sukot
13 Ekim Sukot
14 Ekim Simhat Tora


ABD


1-2 Ocak Yeni Yıl
16 Ocak Martin Luther King'i Anma Günü
20 Şubat Cumhurbaşkanı Günü
29 Mayıs Anma Günü
4 Temmuz Bağımsızlık Günü
4 Eylül İşçi Bayramı
9 Ekim Kristof Kolomb Günü
10 Kasım Eski Muharipler Günü
23 Kasım Şükran Günü
25 Aralık Noel


Avustralya


1-2 Ocak Yeni Yıl
26 Ocak Avustralya Günü
6 Mart İşçi günü (yalnız Batı Avustralya)
13 Mart İşçi Günü (yalnız Tasmanya ve Victory)
13 Mart Gönüllüler Günü (yalnız Güney Avustralya)
20 Mart Canberra Günü (bölgesel)
14 Nisan Kutsal Cuma
15 Nisan Kutsal Cumartesi (Tasmanya hariç)
16-17 Nisan Paskalya
18 Nisan Paskalya Salı (yalnızca Tasmanya)
25 Nisan ANZAK Günü
1 Mayıs İşçi Günü (Kuzey Avustralya ve Queensland)
5 Haziran Resmi tatil (Batı Avustralya)
5 Temmuz Kraliçe'nin Doğumgünü (Batı Avustralya hariç)
7 Ağustos Resmi Tatil
2 Ekim İşçi Bayramı (bölgesel)
2 Ekim Kraliçe'nin Doğumgünü (B. Avustralya)
7 Kasım Melbourne Kupa Günü (bölgesel)
25-26 Aralık Noel


Çin


1-2 Ocak Yeni Yıl
29-30-31 Ocak Çin Yeni Yılı
1-2-3 Mayıs İşçi Bayramı
1-2-3 Ekim Milli Bayram


Almanya


1 Ocak Yeni Yıl
6 Ocak Epifanya (Baden-Würtemberg, Bavyera, Saksonya Anhalt eyaletleri)
14 Nisan Paskalya Arifesi
16-17 Nisan Paskalya
1 Mayıs 1 Mayıs Bayramı
25 Mayıs Hazreti İsa'nın Göğe Yükselmesi
4-5 Haziran Küçük Paskalya
15 Haziran Yortu Bayramı (Baden-Würtemberg, Bavyera, Hessen, Saksonya Anhalt, Mecklenburg-Önpomeranya, Kuzey Ren-Vestfalya, Rheinland-Pfalz, Saarland, Saksonya, Thüringen eyaletlerinde)
15 Ağustos Meryem Ana'nın Göğe Yükselmesi (Bavyera, Saarland)
3 Ekim İki Almanya'nın Birleşme Günü
31 Ekim Reformasyon Günü (Brandenburg, Saksonya Anhalt, Saksonya, Mecklenburg-Önpomeranya, Thüringen eyaletleri)
1 Kasım Azizler Yortusu (Baden-Würtemberg, Bavyera, Saksonya Anhalt, Mecklenburg-Önpomeranya, Kuzey Ren-Vestfalya, Rheinland-Pfalz, Saarland, Saksonya, Thüringen eyaletleri)
22 Kasım Tövbe ve Dua Günü (Saksonya)
24-25-26 Aralık Noel Tatili
31 Aralık Yılbaşı


İtalya


1 Ocak Yeni Yıl
6 Ocak Yortu
16-17 Mart Paskalya Tatili
25 Nisan Özgürlük Bayramı
1 Mayıs İşçi Bayramı
2 Haziran Cumhuriyet Bayramı
29 Haziran Resmi Tatil (yalnızca Roma'da)
15 Ağustos Meryem Ana'nın Göğe Yükselişi
1 Kasım Azizler günü
7 Aralık Aziz Ambrogio Günü (yalnızca Milano'da)
8 Aralık Meryem Ana günü
25-26 Aralık Noel Tatili


Birleşik Krallık


1 Ocak Yeni Yıl (Galler ve İskoçya'da)
2 Ocak Yeni Yıl
17 Mart Aziz Patrick Günü (K. İrlanda'da)
14 Nisan Kutsal Cuma
17 Nisan Paskalya
1 Mayıs Resmi Tatil
29 Mayıs Resmi Tatil
12 Temmuz Boyne Savaşı (Kuzey İrlanda'da)
28 Ağustos Resmi Tatil
25-26 Aralık Noel Tatili


Fransa


1 Ocak Yeni Yıl
14 Nisan Kutsal Cuma (bölgesel)
16-17 Nisan Paskalya
1 Mayıs İşçi Bayramı
8 Mayıs Zafer Bayramı (2. Dünya Savaşının bitişi)
25 Mayıs Yükseliş Günü
5 Haziran Pazartesi Pentikostu (kaldırılması için yasa teklifi verildi)
14 Temmuz Fransız Devrimi'nin Başlangıcı
15 Ağustos Assumption günü (dini bayram)
1 Kasım Bütün Azizler Günü
11 Kasım Ateşkes Günü(I. Dünya Savaşı'nın bitişi)
25 Kasım Noel Tatili


Yunanistan


1 Ocak Yeni Yıl
6 Ocak Epifanya (dini bayram)
6 Mart Büyük Perhiz
25 Mart Bağımsızlık Günü
21 Nisan Ortodoks Kutsal Cuması
22 Nisan Ortodoks Kutsal Cumartesisi
23-24 Nisan Ortodoks Paskalyası
1 Mayıs İşçi Bayramı
12 Haziran Ortodoks Pentekostu Pazartesi
15 Ağustos Assumption Günü (dini bayram)
28 Ekim Ochi (Hayır) Bayramı
25 Aralık Noel Tatili
26 Aralık Aziz Stefanos Günü


İspanya


1 Ocak Yeni Yıl
6 Ocak Epifanya (dini bayram)
13 Nisan Dini Perşembe (bölgesel)
14 Nisan Kutsal Cuma
16 Nisan Paskalya
17 Nisan Paskalya Pazartesi (bölgesel)
1 Mayıs İşçi Bayramı
15 Ağustos Asumpcion Günü
12 Ekim Milli Bayram
1 Kasım Bütün Azizler Günü
6 Aralık Anayasa Günü
8 Aralık Concepcion İmaculata (dini bayram)
25 Aralık Noel Tatili
26 Aralık Aziz Esteban Günü


Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
16-01-2006, 17:02
Şişli Belediyesi'nce, ilçede kamuya açık kapalı mekanlarda sigara içenler için özel bölüm uygulaması kapsamında, belediye çalışanları için de sigarayı bırakma eğitimi gerçekleştirildi.

Şişli Belediyesi konferans salonunda yapılan eğitim öncesi konuşan Sarıgül, 25 Ocak'ta ilçede uygulamaya konacak “sigara içenler için özel bölüm” uygulaması kapsamında, belediyenin çalışanlarını da bilinçlendirmeyi amaçladıklarını söyledi.

Kuralları önce kendi bünyelerinde uygulamaları gerektiğini anlatan Sarıgül, çalışanlara hitaben şunları söyledi:
“Bugünü, yarını keyifli bir şekilde geçirin. Sigara içmek isteyenler bol bol son nefeslerini çeksinler. Ama ayın 25'i itibariyle Türkiye'nin havası Şişli'den değişecek. Dumanlı masa, dumansız masa uygulaması başlayacak. Bugün eğitim çalışmalarımızın ilki. Yaptığımız hiçbir işte baskı yok, sevgi var. 25 Ocak itibariyle biz de belediyede 'gaz odası'nı açacağız. Gaz odası dememizin nedeni de biraz daha caydırıcı olması için. Sigara içen arkadaşlarımız varsa, onlara belediye binası içinde maalesef görev veremeyiz. Bundan sonra dışarıda görev yaparlar.”

KARBONMONOKSİT ORANINI ÖLÇEN CİHAZ

Sarıgül, konuşmasının ardından, ciğerlerdeki karbonmonoksit oranını ölçen cihazı ilk kez kendi denedi. Cihazın 0.6 oranını göstermesi üzerine Sigara Bırakma Merkezi görevlileri, Sarıgül'ün ciğerlerindeki karbonmonoksit oranının oldukça düşük seviyede bulunduğunu ve “pasif içici” sınıfına girdiğini söyledi. Daha sonra, Sigara Bırakma Merkezi kurucu ortağı Gökhan Arar, belediye çalışanlarına sigaranın zararları ve merkezlerindeki sigarayı bıraktırma yöntemine ilişkin bilgi verdi.

Bu arada, Arar'ın konuşması sırasında salonda bulunanlardan bazıları ve gazeteciler ise konuşmadan çok karbonmonoksiti ölçen cihaza ilgi göstererek, ciğerlerindeki karbonmonoksit oranını öğrenmek için kalabalık oluşturdular.

Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
16-01-2006, 17:03
Tokat'ın Zile İlçesi'nde, yaklaşık 4 ay önce okuldan çıktıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan 9 yaşındaki kız çocuğu, Ankara'da bulundu. Küçük kızı kaçırdığı ve tecavüz ettiği iddia edilen bir akrabası, tutuklandı.

30 Eylül 2005'te eğitim gördüğü Zile Tansu Çiller İlköğretim Okulu'ndan çıktıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan S.A'nın ailesinin başvurusu üzerine harekete geçen güvenlik güçleri, küçük kızı bulmak için ilçede geniş çaplı araştırma başlattı.

Soruşturmayı il dışında da sürdüren ekipler, bir istihbaratın değerlendirilmesi sonucu, 3. sınıf öğrencisi S.A'yı Ankara'da bularak ailesine teslim etti.

Polis yetkilileri, küçük kızı kaçırdığı ve tecavüz ettiği iddiasıyla gözaltına alınan ve akrabaları olduğu bildirilen Hasan K'nin (35) çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak Zile Kapalı Cezaevi'ne konulduğunu bildirdi.
Yetkililer, olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğünü, Hasan K'nin ailesinden bazı kişilerin de ifadelerinin alındığını belirtti.

Küçük kızın ise bir ilaç koklatılarak uyutulduğunu, ilçede bir süre tutulduktan sonra da Ankara'ya götürüldüğünü söylediği öğrenildi.

Kaçırılan S.A'nın babası Fevzi A, şunları söyledi:

“Çocuğumu kaçıranlar akrabamız. Onlardan hiç şüphelenmedim. Benimle haftalarca kızımı aramaya çıktılar. Kızıma tecavüz etmiş. 4 aydır annesi de ben de deli gibi gezdik. Perişan olduk, annesi sinir hastası oldu.”

Anne Çeşmi A. ise kızının bunalıma girdiğini ve tedavi olması gerektiğini belirterek, “Aileler ve okulda öğretmenler dikkatli olsun. Bizim kızımızı yaktılar, kimsenin çocuğu yanmasın. 4 aydır dünyamız karardı. Ama şimdi çok mutluyum. Kızım sağ salim geldi ya dünyalar bizim oldu” diye konuştu.

Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
16-01-2006, 20:56
Konya'nın Hüyük İlçesi'ne bağlı Göçeri Belde Belediye Başkanı Mustafa Ö, karşılıksız çek verdiği iddiasıyla tutuklandı.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Konya'da polisin yürüttüğü ”Altın Vuruş” operasyonu kapsamında tutuksuz yargılanan Göçeri Belediye Başkanı Mustafa Ö, hakkında karşılıksız çek vermek suçundan 100 günlük kesinleşmiş hapis cezası bulunması nedeniyle sevk edildiği mahkemece tutuklandı.
Mustafa Ö, Beyşehir Cezaevi'ne gönderildi.
Belediye Başkanı Mustafa Ö, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin düzenlediği “Altın Vuruş” operasyonu kapsamında yakalanan bazı kişilerle irtibatlı olarak tarihi eser kaçakçılığı yaptığı iddiasıyla da yargılanıyor.

Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
16-01-2006, 20:59
Bir süre önce geçici olarak Ankara'ya atanan Edirne Gümrük ve Muhafaza Başmüdürü İbrahim Halil Ekinci, ”rüşvet almak” iddiasıyla tutuklandı.

Edirne Cumhuriyet Savcılığı'ndan edinilen bilgiye göre, Kapıkule Sınır Kapısı'nda geçen ay free shop mağazalarına yönelik operasyon çerçevesinde Gümrük ve Muhafaza Başmüdürü Ekinci, Cumhuriyet Savcılığı'na ifade verdi. Ekinci, ifadesinin alınmasından sonra tutuklanma istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi.

Ekinci, “rüşvet almak” iddiasıyla tutuklanarak Edirne Kapalı Cezaevi'ne konuldu.

Kapıkule Sınır Kapısı'nda geçen ay yapılan operasyonda, ”kaçakçılık” suçlamasıyla 35 free shop sahibi ve çalışanı tutuklanmıştı.

Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
16-01-2006, 22:35
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kısa bir çalışma ziyareti için bugün Ankara'ya gelen Ürdün Başbakanı Maruf Bahit ile bir araya geldi.

İki başbakan baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından düzenledikleri ortak basın toplantısında, iki ülke ilişkilerinin her alanda geliştirilmesinin önemine dikkat çekti. Erdoğan, konuk Başbakanı Türkiye'de görmekten duyduğunu memnuniyeti dile getirerek, Bahit'in 2002-2005 yılları arasında Türkiye'de büyükelçi olarak görev yaptığını hatırlattı. Bahit'in ziyaretinin son derece anlamlı ve görüşmelerin de çok verimli geçtiğini belirten Erdoğan, iki ülke ilişkilerinin ekonomi, siyaset, askeri, ticari ve kültürel gibi tüm alanlarda geliştirilmesinin önemi üzerinde durduklarını kaydetti. Başbakan Erdoğan, Türkiye ile Ürdün'ün Ortadoğu barışında adil ve kalıcı bir inisiyatif kullanabileceğini inandıklarını söyleyerek, iki ülke ilişkilerinin ekonomik alanda daha da geliştirilmesi gerektiğini, çünkü Türkiye ile Ürdün arasındaki yaklaşık 3 milyon dolarlık ticaret hacminin gerçek potansiyeli yansıtmadığını bildirdi.
Erdoğan, ekonomik ilişkilerin daha da geliştirilmesine yönelik çalışmaların hızlandırılmasının önemine dikkat çekerek, iki dost ve kardeş ülke olarak uluslararası konularda aynı görüşleri paylaştıklarını ve Türkiye ile Ürdün'ün bölgede istikrarı temsil eden iki ülke olduğunu belirtti. Erdoğan, iki ülkenin bu öncü konularını korumaları gerektiğini de vurguladı. Konuk Başbakan Bahit de, Türkiye'yi ikinci vatanı olarak gördüğünü ve yeniden gelmekten dolayı çok memnun olduğunu dile getirerek, bugünkü görüşmelerde ikili ilişkilerin her alanda geliştirilmesinin önemini vurguladıklarını kaydetti. İki ülke arasındaki ticaret hacminin artırılması gerektiğini belirten Bahit, Ankara ziyaretinin başbakan olmasının ardından yurtdışına yaptığı ilk ziyaret olduğuna işaret etti. Türkiye ile Ürdün arasında tarihi, köklü ilişkiler bulunduğunu söyleyen Bahit, ziyaretinin ilişkilerin daha da gelişmesine olumlu etki yapacağına olan inancını dile getirdi. İkili ilişkilerin yanı sıra Ortadoğu barış süreci ve Irak'a yönelik gelişmeleri de ele aldıklarını belirten konuk Başbakan, Irak'ın toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin korunmasının önemi üzerinde durduklarını bildirdi.

İRAN'IN NÜKLEER FAALİYETLERİ

Ortak basın toplantısında bir gazetecinin, İran'ın nükleer faaliyetlerine ilişkin sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: “İran'ın nükleer çalışmaların barışçıl anlamda devam ettiği sürece en doğal hakkıdır. Ama olaya kitle imha silahları perspektifinden bakıldığı zaman bunu desteklemek mümkün değil.” Erdoğan, İran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) ile daha şeffaf bir çalışma içinde olması gerektiğini de söyleyerek, Türkiye olarak İran'a hep bunu tavsiye ettiklerini kaydetti. İran'ın AB ülkeleriyle kesintiye uğrayan müzakerelerinin aynı şeffaflık içinde yürütülmesi gerektiğinin temennileri olduğunu belirten Erdoğan, İran'ın daha ılımlı ve uyumlu bir çalışma ile gerek dünya, gerekse bölge barışı için önemli olduğunu belirtti. Bahit de aynı soru üzerine, bölgedeki gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirterek, bu çerçevede İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un sağlığına ilişkin gelişmeleri de izlediklerini belirtti. Bahit, bunun yanı sıra Filistin ile temaslarını sürdürdüklerini belirterek, ABD'nin bölge barışını tesis etmeye yönelik katkısını beklediklerini de ifade etti.

UZANLARIN ÜRDÜN'DE OLDUĞU İDDİALARI

Başbakan Erdoğan, Uzan ailesinin Ürdün'de olduğuna yönelik basında çıkan haberlerin hatırlatılması üzerine, göreve geldikleri günden itibaren bu konuyu yakından takip ettiklerini söyleyerek, gerek TMSF, gerekse emniyet olarak bu süreci izlediklerini belirtti. Erdoğan, sadece Uzan ailesiyle ilgili değil yolsuzluklara karışan herkesle ilgili hassasiyetlerinin bundan sonra da devam edeceğini vurguladı. Aynı soru üzerine konuk Başbakan da, bu konunun eski bir sorun olduğunu söyleyerek, daha önce Ürdün'e yatırım yapmak için gelen Uzan ailesinin fertlerine pasaport verildiğini, ancak bunun onların Ürdün vatandaşı olduğu anlamına gelmediğini belirtti. Bahit, Ürdün yasalarına göre ülkelerinde yatırım yapmak isteyenlere pasaport verildiğini söyleyerek, yapılan görüşmeler sonrasında bu pasaportların iptal edildiğini ve şu anda da Uzan ailesi fertlerinin Ürdün'de bulunduğuna dair kendisinde bir bilgi olmadığını kaydetti.
Uzan ailesine ilişkin bir başka soru üzerine de konuk Başbakan, bu konunun Türk basını için çok önemli olduğunu gözlemlediklerini söyleyerek, Türk basınında bu konuya dair çıkan haberleri takip ettiklerini kaydetti. Başbakan Erdoğan ortak basın toplantısının ardından konuk Başbakan Bahit onuruna akşam yemeği verdi. Yemekte basına herhangi bir açıklama yapılmazken görüntü alınmasına izin verildi.


Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
16-01-2006, 22:36
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, kuş gribi hastalığıyla mücadele çerçevesinde bu akşam itibariyle Türkiye genelinde yaklaşık 931 bin kanatlı hayvanın itlaf edildiğini bildirdi.

Çin'in başkenti Pekin'de düzenlenecek olan “Uluslararası Kanatlı ve İnsan Gribine İlişkin Taahhüt Konferansı”na katılmak üzere İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan Çin'e gidecek olan Eker, İstanbul'a hareketinden önce Ankara Esenboğa Havalimanı'nda açıklama yaptı.

Çin hükümeti, AB Komisyonu ve Dünya Bankası tarafından ortaklaşa düzenlenecek olan söz konusu konferansa dünyanın çeşitli ülkelerinden birçok bakan ile Uluslararası Salgın Hastalıklar Ofisi, Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Gıda ve Tarım Örgütü başta olmak üzere birçok uluslararası kurum ve kuruluşun katılacağını kaydeden Bakan Eker, kendisinin de Sağlık Bakanlığı ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'ndan oluşan bir heyetle konferansa katılacağını ve bir konuşma yapacağını kaydetti.

KUŞ GRİBİNDE SON DURUM

Türkiye'deki kuş gribi vakaları konusunda da bilgi veren Bakan Eker, bu akşam itibariyle 13 ilde ve 24 mihrakta kesin tespit edilen ve laboratuvar teyidi alınan kuş gribi vakası bulunduğunu söyledi.

Vakaların bir kısmının güvercin, karabatak, ördek, büyük bir kısmının da kümes hayvanı olduğunu anlatan Eker, şüpheli vakaların sayısının ise 49 olduğunu belirtti.

Uzman ekiplerin gerek şüpheli vakaların bulunduğu yerlerde, gerekse kesinleşmiş yerlerde karantina, dezenfeksiyon, itlaf ve kontrol işlemlerini gerçekleştirdiğini kaydeden Tarım ve Köyişleri Bakanı, bu akşam itibariyle yurt genelinde yaklaşık 931 bin kanatlı hayvanın kuş gribi mücadelesi çalışmaları çerçevesinde itlaf edildiğini bildirdi.

Bakan Eker, itlaf edilen hayvanların bedellerinin sahiplerine ödendiğini, kuş gribiyle mücadele çalışmalarının da gerek tarama ve numune alma, gerekse ihbarların değerlendirilmesi ve bilgilendirme çalışmaları şeklinde devam ettiğini söyledi.

SEKTÖRE DESTEK ARAYIŞI

Kuş gribi hastalığı nedeniyle sıkıntıya giren tavukçuluk sektörünün sorunlarının geçtiğimiz günlerde Ekonomik Sorunları Değerlendirme Kurulu'nda (ESDK) görüşüldüğünü hatırlatan Bakan Eker, sektörden gelen tekliflerin büyük bir teknik komitede değerlendirildiğini, teknik komitenin son toplantısını yarın yapacağını ve sektöre verilecek desteğin buna göre şekilleneceğini bildirdi.

Tavukçuluk sektörünün milyarlarca dolar yatırım ve yüzlerce kişinin ekmek yediği bir sektör anlamına geldiğini belirten Eker, ”Biz sektörün sorunlarını çözmek durumundayız, sektörü korumak durumundayız” diye konuştu.

Türk Hava Yolları'na ait tarifeli uçakla saat 23.20'de Çin'in başkenti Pekin'e hareket edecek olan Bakan Eker, 20 Aralık Cuma günü yurda dönecek.


Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
16-01-2006, 22:37
Çankaya'da kafe basarak etrafa ateş açan kişiler, 1 kişiyi yaraladı.

Çankaya Türközü'nde akşam saatlerinde bir kafeye giren ve ellerinde satır ve sopalar da bulunan 5 kişi, pompalı tüfekle etrafa ateş etti. Kafedeki müşterilerden Şahin Kara, koluna isabet eden saçmalarla hafif yaralandı.
Olayda, kafenin camları kırıldı ve maddi hasar meydana geldi.

Görgü tanıklarının ifadelerine başvuran polis, kimliklerini belirlediği saldırganların yakalanması için soruşturma başlattı.
Olayın, daha önce aynı bölgede 3 kişinin yaralandığı silahlı kavgayla ilgili olduğu tahmin ediliyor.


Alıntı hurriyet.com.tr