Orijinalini görmek için tıklayınız : müze kent SAFRANBOLU
Only the registered members can see the link
Safranbolu’yu ülkemizde ve dünyada ön plana çıkaran en önemli unsur geleneksel Türk mimarisi tarzındaki Safranbolu evleridir. Bu evler bir yandan kentsel konumlarıyla diğer yandan mimarileriyle dikkate değerdirler. Başka bir anlatımla Safranbolu Evleri yüzlerce yıllık bir süreçte oluşan Türk kent kültürünün günümüzde yaşamaya devam eden en önemli yapı taşlarıdır.
Evler Safranbolu’nun iki ayrı kesiminde gruplanmış durumdadır. Birincisi “Şehir”(Çarşı ve Kıranköy) diye bilinen ve kışlık olarak kullanılan, ikincisi “Bağlar” diye bilinen ve yazlık olarak kullanılan kesimdir.
Hemen hemen herkesin bir kışlık bir de yazlık evi vardır. Yöre halkı kışın şehirdeki evinde yaşar ve yazın havaların ısınmasıyla Bağlardaki yazlık evine göçer. “Çarşı”da üretim ve ticaret hayatı yazın da aynen sürer.
Safranbolu evinin boyutu ve biçimini belirleyen üç temel unsurdan söz edilebilir: Çok nüfuslu büyük aile yapısı, yağışlı iklim, kültürel ve maddi zenginlik.
Safranbolu evlerinin “çevreye saygılı” olarak tasarlandığı günümüz mimarlarınca sıklıkla vurgulanır. Doğa-insan-ev; sokak-ev, sokak-çarşı ilişkileri son derece düzenli ve dengelidir. Çevreye olduğu kadar komşuya da saygı egemendir. Hiç bir ev diğerinin görüşünü engellemez. Kısacası Safranbolu’da “görünüm hakça paylaşılmıştır”.
Akla ve insana dönük olarak fonksiyonel bir biçimde tasarlanan evlerin yapımında taş, kerpiç, ahşap ve alaturka kiremit kullanılmıştır. Evin oturtulduğu arsa ne şekilde olursa olsun üst katlarda uygun geometri mutlaka sağlanmıştır.
Bahçeler sokaktan taş duvarlarla ayrılmıştır. Çift kanatlı büyükçe kapılarla bahçeye, bazen de doğrudan eve girilir. İhtişamı daha kapıda görmek mümkündür.
Harem-selâmlık geleneğinin bir sonucu olarak bazı evlerin çift girişi bulunmaktadır.
Evin girişinde zemin katta “hayat” vardır. Bu bölüm eğer taş kaplıysa “taşlık” adını alır. Burada ışık almayı sağlayan ve aynı zamanda odunların dizilerek hava akımıyla kurutulduğu ahşap kafesten “gliste” mevcuttur. Zemin katlarda ayrıca ahırlar, büyük kazan ocakları ve ambarlar bulunur.
Üst katlara ahşap ustalığının üstün örneklerini sergileyen merdivenlerle çıkılır. İkinci kat diğer katlara göre daha basıktır. Bu katta gerektiğinde yatak odası olarak da kullanılabilen bir mutfak bulunur. Mutfak ile selamlık arasında yemek servisinde kullanılan silindirik bir ahşap dönme dolap yer alır. Gündelik yaşam orta katta geçer. Soğuk kış günlerinde bu katın ısıtılması daha kolay olur.
Üçüncü kat Safranbolu evinde mükemmelliğe varılan noktadır. Bu katta tavanlar daha yüksektir. Odalara sekiz kenarlı bir çokgenden oluşan“sofa”nın (çardak) daha kısa olan dört çapraz kenarından açılan kapılardan girilir. Odaların giriş kapıları köşelerdedir ve giriş kapılarında oda ile doğrudan teması kesen özel ahşap paravana düzeni bulunur. Sofalar ve odaların tavanları ahşap süslemelerle kaplıdır. Her odada sedir düzeni ve çoğu zaman ocak vardır. Oda yan duvarlarında ahşap dolaplar ve sergen yer alır. Odaların her biri bir çekirdek aileyi ya da bir aile yakınını barındırabilecek tüm unsurlara sahip, bağımsız birim olarak tasarlanmıştır. Bu doğrultuda her odada ahşap dolapların (yüklük) içerisinde bugünün duş kabinlerini andıran gusülhaneler mevcuttur.
Safranbolu evlerindeki çıkmalar, evin dış görünümünü tek düzelikten kurtardığı gibi, bu çıkmaların yanlarında yer alan pencereler sedirde oturanların sokağı baştan başa görmesine olanak sağlar.
Sofalarda, eyvanlarda ve odalarda zaman zaman kalemişi süslemelere rastlanır.
Evlerin pencereleri çok özel biçimde tasarlanmış olup dar ve uzuncadır. Ahşap kanatlı pencerelerde ayrıca “muşabak” denilen kafesler bulunur. Pencere sayıları oda büyüklüğüne göre değişmekle birlikte genellikle fazladır. Bu hem içten geniş bir görünüm sağlar, hem dıştan evin görünümüne güzellik kazandırır.
Evlerin sokak cephelerinde ev içlerinde, bahçelerde, sokaklarda çeşmeler vardır. Şehirde su kültürü, dönemine göre oldukça ileridir. 5 km mesafeden ve tarihi İncekaya Su Kemeri’nin üzerinden şehre su getirilmiştir. Bir kısım büyük konaklarda havuzlu odalar bulunmaktadır. Havuzlar büyük hacimli ve insan boyu derinliktedir. Havuzlar bazı konaklarda selamlık köşkü denilen bahçe içindeki bağımsız binalarda yer almaktadır. Bahçelerde havuz ve kuyular (Bağlar’da) yoğunluktadır.
Only the registered members can see the link Gezi Evi
18. ve 19. yy. Türk toplumunun geçmişini, kültürünü ve yaşama biçimi ve teknolojisini yansıtan Safranbolu Evleri arasında önemli bir örnektir.
18. yy. başlarında yapıldığı sanılmaktadır. Sahibi Safranbolu kışlası kumandanı Hacı Mehmet Efendi’dir. Hacı Mehmet Efendi’ye Yarbay karşılığı olan “Kaim-Makam” denilmesi nedeniyle ailesi; dolayısıyla evleri de halk arasında bu isimle söylenegelir olmuştur.
Kentsel dokusunu ve tüm mimari özelliklerini günümüze dek koruyabilmiş, ilçemizde T.C. Kültür Bakanlığı’nın Safranbolu’nun korunması ve sağlıklaştırılması projesi çerçevesinde 1979 yılında kamulaştırıp restorasyonunu tamamladığı Kaymakamlar Evi; 16.12.1981 tarihinde Eğitim Merkezi olarak hizmete açılmıştır.
Safranbolu Çarşı’sı içinde, Hıdırlık Yokuşu Sokağı üzerinde bulunan yapı; kitle, plan ve cephe olarak özgün bir Türk Evi niteliğindedir.
Tel: 0 370 7126678
Kileciler Gezi Evi
Only the registered members can see the link
İlçemizin Musalla Mahallesinde Kışlayanı ve Akpınar sokaklarının birleştiği köşe başında bulunan Kileciler Evinin 1884 yılında Hacı Mehmet Efendi tarafından yaptırıldığı bilinmektedir.
Her iki sokağın eğimine göre biçimlenen yapı, tam anlamıyla bir köşe evdir. Temel taş duvarlı, üst katlar ahşap çatkı arasında kerpiç dolgudur. İki cephede üst kat zarif işlemeli taş konullar üzerinde dışarıya taşarak inşaa edilmiştir. Harem ve selamlık bölümlü konağın selamlık girişi Kışlayanı sokak; harem girişi ise Akpınar sokak üzerinde bulunmaktadır.
Tel: 0 370 7128200
Hakan Gül
17-01-2006, 20:06
hiç gitmedim ama duyduğuma göre güzel bir yermiş:victory:
yazın konaklarda kalacak yer bulma şansı çok azdır.o kadar yogun oluyor.
karabükte yaşayan birisi olarak safanboluya birçok kez gidip geldim gerçekten çok güzel buram buram tarih kokan bi yer herkesi davet ediyorum
dünyanın bir ucu japonyadan burayı görmeye gelenler var ama karabükte yaşayıp hiç gitmeyen veya çok bilmeyen kişiler fazlasıyla var selamlar
[email protected]
ben safranbolulu olarak kendi çektigim bir resimde ben vereyim dedim.herkesi safranboluyu görmeye davet ediyorum.
Yaban Ali
18-01-2006, 11:40
Çok güzel bu ahşap evler.. Bunları çok iyi korumak lazım..
Bu arada fotoğrafta çok güzel... eline sağlık.
safranboluya bir gün mutlaka gitmek isterim umarım bir gün yolum düşerde görmek nasip olur
sevgiler......
Hakan Gül
18-01-2006, 11:57
Çok güzel bu ahşap evler.. Bunları çok iyi korumak lazım..
Bu arada fotoğrafta çok güzel... eline sağlık.
zaten safranbolu evleri meşhurmuş
gelecek arkadaşlar olursa haber versinler tanışma imkanıda olur..
zaten safranbolu evleri meşhurmuş
Hakancım bildiğim kadarıyla hem meşhur hemde koruma altında.Ülkemizde daha ne güzellikler var ama biz kıymetini bilmiyoruz.Ecdat yadigarlarını harvurup harman savuruyoruz.Bilgi içinde teşekkürler safrannext.
ewet ewlerin tamamı koruma altında suan izin alınmadan bir çivi bile çakılamıyor..
Only the registered members can see the link
Cinci Hanı
Cinci Hanı, Safranbolu eşrafından Cinci Hoca olarak bilinen Karabaşzade Hüseyin Efendi tarafından 1645 yılında yaptırılmıştır. O dönemde İpekyolu güzergahında bulunmaktadır. Mimarının kim olduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte, dönemin baş mimarlarından Mimar Kasım tarafından yapıldığı sanılmaktadır. İnşaatı ile ilgili projeye rastlanmayan Hanın, devşirme olarak yetişen ustaların tecrübesi ve el becerileriyle yapıldığı sanılmaktadır.
Yapı malzemesi olarak moloz ve kesme taş, birleşimlerinde ise Horasan harcı kullanılan Cinci Hanı, kubbelerinde 28x28x3 santimetre ölçülerinde tuğla kullanılarak inşa edilmiş iki katlı bir yapıdır. Tamamen insan gücüne dayalı yapılan Han, Osmanlı mimarisinin en gelişmiş örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Only the registered members can see the link
Eski Hükümet Konağı
1904 yılında yaptırılmış, iki katlı görkemli bir taş yapıdır.
1976 yılında yanmıştır. Kültür Bakanlığınca Kültür Merkezi ve
Müze olarak kullanılmak üzere restoresi başlatılmıştır.
Bulunduğu yer Safranbolu'da "Kale" olarak bilinmektedir
Only the registered members can see the link
Demirciler Çarşısı
İzzet Mehmet Paşa Camisi altından geçen Akçasu deresinin iki yakasına kurulan çarşı sıcak ve soğuk demircilik el sanatlarının üretildiği yaşayan tek Lonca çarşısıdır. Bakırcı ve kalaycı esnaf da bu çarşı içersinde çalışmaktadır
Only the registered members can see the link
İncekaya Su Kemeri
Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından yaptırılan
eser, ilçe merkezine 7,5 km uzaklıktadır.
İncekaya Köyü’ndeki su kemeri 116 metre uzunluğunda,
6 kemerli görkemli bir yapıdır. Su kaynağından
ilçeye su getirilmesine yarayan kemer 110-220 cm genişliktedir. Altındaki Tokatlı Deresi de kanyon
gezisi için ideal bir parkurdur. Restore edilen
İncekaya Su Kemeri’nin alt tarafına çeşitli
etkinlikler için sahne ve oturma yerleri yapılmıştır
Only the registered members can see the link
Kazdağlıoğlu Camisi
Tarihi çarşının girişinde, çok köşeli ve kiremit
örtülü kubbesi ile dikkate çeker. Yapım
tarihi 1779’dur. Çevresindeki meydana
ismini vermiştir.
Only the registered members can see the link
Kaçak (Lütfiye) Camisi
Çarşının Akçasu Mahallesi Kaçak semtindedir.
Akçasu Deresi üzerinde kemerler kurularak
yapılmıştır. Caminin yapım yılı 1880’dir.
Zamanın durduğu kent Safranbolu
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Karabük iline bağlı bir ilçe olan Safranbolu , tarihi evleri ile Karabük ilinin turizm merkezi olmuştur
Bozulmayan dokusuyla Türk toplumunun günlük yaşatısını en ince ayrıntısına kadar gösteren Safranbolu evleri
UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınmıştır. Adını Safran adlı bitkiden alan Safranbolu dünyada bu bitkinin
yetiştiği nadir yerlerden biridir. 18. ve 19. yüzyıl Osmanlı kent dokusunu günümüze değin koruyabilen Safranbolu'daki tarihsel anıtların çoğu, Candaroğulları ve Osmanlı dönemlerindendir. Safranbolu'daki tarihsel anıtlar
çoğunlukla kare ya da kareye yakın planlı, düz çatı ya da kubbe ile örtülü, moloz taştan yalın örneklerdir. Camiikebir mahallesindeki eski cami (Gazi Süleyman Paşa Camii) 14. yüzyılda Candaroğulları döneminde kiliseden
camiye dönüştürülmüştür. Yanındaki gazi Süleyman Paşa medresesini Abdulmecid 1845/1846 da onartmıştır. Aynı kesimde bulunan eski hamam
1322 den sonra inşa edilmiştir, çifte hamam planındaki yapı günümüzde de işlevini sürdürmektedir. Kare yapılı, ahşap örtülü, moloz taştan Taşminare camisi de Candaroğulları dönemindendir. Safranbolu'daki önemli Osmanlı yapılarından biri olan Köprülü Mehmet Paşa camisine (1662) çarşı içinden kemerli büyük bir kapı ile geçilir. Beşik tonoz örtülü beş bölümlü son cemaat yerinden, kiremit kaplı kubbe ile örtülü (eskiden kurşun kaplıydı) ana mekana girilir. Burası geç dönem kalem işleri ile bezelidir. Hidayet Ağa'nın yaptırdığı (1718/1719) hacı Süleyman Efendi'nin onarttığı (1873/1874) ve 1950 de yeniden elden geçirilen Hidayetullah Camii kare planlı, yalın bir camidir; tek bezemesi minaredeki geometrik motiflerdir. 1779 da eski bir caminin yerine
inşa edildiği sanılan Kazdağlı camisi, yanlarda tonoz, ortada kubbe ile
örtülü üç bölümlü son cemaat yeri ile; tek kubbeli ana mekandan oluşur. 3. Selim'in sadrazamı İzzet Mehmet Paşa'nın yaptırdığı (1796) ve kendi adını taşıyan
cami 1902/1903 tarihinde onarılmıştır. Eğimli bir alana uyumlu bir biçimde yerleştirilmiş yapılarla küçük bir külliye oluşturan bu camii tümüyle kesme taştandır. Tüm kubbelerinin kurşunla kaplı olmasıyla öteki camilerden ayrılır
ve 18. yüzyılda Anadolu'da batı etkilerini yansıtan bir örnek olması açısından dikkati çeker. Ortası kubbeli, yanları tonozlu son cemaat yerinden tek kubbeli ana mekana geçilir, bu mekanın kuzeyindeki üç kubbeli bölüm kadınlar mahfili olarak eklenmiştir. Hacı Hüseyin Hüsnü'nün yaptırdığı kaçak (Lütfüye) camisi
(1878/1879) Akçasu deresi üzerindeki bir kemere oturtulmuştur. Bu ilginç mimarisinin yanı sıra ahşap minaresi ile de dikkati çeker. Kentte halveti şeyhlerinin yalın türbelerinin (Hacı Emin efendi 1866/1867),(Şeyh Mustafa 1871/1872) yanı sıra Ali ile Hasan Baba türbeleri (1871/1872) bulunmaktadır. Safranbolu'da, Osmanlı döneminden günümüze ulaşan en eski anıtlardan biri olan Kalealtı tekkesi (1550) çok yıkıktır. 1844 de halveti tekkesi olarak inşa edilen Ali Baba tekkesinden günümüze yalnızca mescidin bir bölümü ulaşmıştır. İki katlı, revaklı avlulu Cinci hanı 17. yüzyılın ilk yarısında Cinci Hoca tarafından yaptırıldı. Avlu çevresinde kubbeli odalar vardı, ahır güneybatıdadır.
Safranbolu yöresinde Cinci Hoca vakfı diye bilinen yeni hamam vakıf
kayıtlarına göre, Hamide Hatun vakfıdır, haç planlı sıcaklıklı çifte hamam planındadır.
Eflani çayı üzerindeki iki kemerli, 34 metre uzunluğundaki Taşköprünün
Candaroğulları döneminden kaldığı sanılmaktadır. Safranbolu Gümüş deresi üzerindeki Tokatlı köprüsü 1796/1797 de, Candaroğulları döneminden kalma
bir su kemerinin üzerine yapılmıştır, tek gözlü kırk metre uzunluğunda bir örnektir. Tokatlı köprüsünün kuzeyindeki ince köprünün yapım tarihi bilinmemektedir,
110 metre uzunluğundaki yapının 33 metresi su üzerindedir. Bir büyük, beş küçük kemeri vardır. İlçede çeşitli tarihlerden bir çok çeşme bulunmaktadır. Köprü çeşmesi (1661/1662, 1896 da onarıldı), Taşminare çeşmesi (1691/1692), Köprübaşı çeşmesi (1837/1838), Karakullukçu çeşmesi (1874), Mescit (Hamidiye) çeşmesi (1905).
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Geleneksel Safranbolu evlerinden bir örnek
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
safranbolu evi ve selcuklular devrinde kale olarak kullanılan yüksek tepe
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
GEZİLECEK YERLER
Cinci Hanı
Cinci Hanı, Safranbolu eşrafından Cinci Hoca olarak bilinen Hüseyin Efendi tarafından 1645 yılında baş mimar Mimar Kasım’a yaptırıldı. İnşaatı ile ilgili projeye rastlanmayan hanın, devşirme olarak yetişen ustaların tecrübesi ve el becerileriyle yapıldığı sanılmaktadır.
Yapı malzemesi olarak moloz ve kesme taş, birleşimlerinde ise Horasan harcı kullanılan Cinci Hanı, kubbelerinde 28x28x3 santimetre ölçülerinde tuğla kullanılarak inşa edilmiş iki katlı bir yapıdır. Tamamen insan gücüne dayalı yapılan han, Osmanlı mimarisinin en gelişmiş örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
ÇİNCİ HANI GİRİŞ KAPISI
Yemeniciler Arastası
Köprülü Mehmet Paşa Camisine bitişik 48 ahşap dükkandan oluşan ve “yemeni” denilen ayakkabının yapıldığı eski Lonca Çarşısıdır. Restore edilen çarşı turistik amaçlı kullanılmaktadır. Çarşıdaki Ahmet Demirezen Yemenicilik Müzesi hafta sonlarında geziye açıktır.
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Ödül Avcısı
06-06-2006, 23:46
Çok güzel bir kente benziyor. Ahşap binaların çok özenle korunması gerekir.
Demirciler Çarşısı
İzzet Mehmet Paşa Camisi altından geçen Akçasu deresinin iki yakasına kurulan çarşı sıcak ve soğuk demircilik el sanatlarının üretildiği yaşayan tek Lonca çarşısıdır. Bakırcı ve kalaycı esnaf da bu çarşı içersinde çalışmaktadır.
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
İncekaya Su Kemeri
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından yaptırılan
eser, ilçe merkezine 7,5 km uzaklıktadır.
İncekaya Köyü’ndeki su kemeri 116 metre uzunluğunda,
6 kemerli görkemli bir yapıdır. Su kaynağından
ilçeye su getirilmesine yarayan kemer 110-220 cm genişliktedir. Altındaki Tokatlı Deresi de kanyon
gezisi için ideal bir parkurdur. Restore edilen
İncekaya Su Kemeri’nin alt tarafına çeşitli
etkinlikler için sahne ve oturma yerleri yapılmıştır
Hıdırlık Tepesi;
mutlaka uğramanız gereken yerlerden birisi Hıdırlık Tepesi. Buradan hiç bir evin diğerinin görüşünü kısıtlamadığını ve ne kadar düzenli bir şekilde konumlandırıldığını görebilirsiniz. Hıdırlık Tepesi, Türklerin Safranbolu'ya geldikleri zaman konuşlandığı yermiş ve açık namazgah şeklinde. Yağmur duası ile hıdırellez kutlamaları burada yapılırmış.
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Hıdırlık Tepesinden Safranboluya genel bakış
Eski Hükümet Konağı
1904 yılında yaptırılmış, iki katlı görkemli bir taş yapıdır.
1976 yılında yanmıştır. Kültür Bakanlığınca Kültür Merkezi ve
Müze olarak kullanılmak üzere restoresi başlatılmıştır.
Bulunduğu yer Safranbolu'da "Kale" olarak bilinmektedir
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Kaymakamlar Evi
19. yy başlarında yapıldığı sanılmaktaymış. Sahibi Safranbolu kışlası kumandanı Hacı Mehmet Efendi. Hacı Mehmet Efendi'ye Yarbay karşılığı olan "Kaim-Makam" denilmesi nedeni ile ailesi ve evleri halk arasında bu isimle anılmaktaymış. 1979 yılında Kültür Bakanlığı tarafından restore edilen ev, 1981 yılında Eğitim Merkezi olarak hizmete açılmış. Şimdilerde müze ev olarak düzenmiş.
Evde 10 oda bulunuyor. Odalar kocaman. Haremlik ve Selamlık olarak ev ikiye ayrılmış. Tek tek bütün odalarını gezdik. Eğer sizinde bizim gibi vaktiniz yoksa gezi evlerinden yalnızca Kaymakamlar Evini gezmenizi öneririm.
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Kaymakamlar Evi Bahçesi
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Ev'in haremlik bölümünden
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Selamlık bölümü. Gel keyfim gel....
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Haremlik bölümünde gelin hazırlanırken...
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Evin dıştan görünümü.
Saat Kulesi
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Padişah III. Selim’in Safranbolu’lu Sadrazamı İzzet Mehmet Paşa
tarafından 1797 yılında yaptırılmıştır. Kare planlıdır, saat
zembereksizdir. Yapı restore edilmiş olup, cuma, cumartesi, pazar
günleri geziye açıktır.
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Bu saat,safranbolu esnafı olan sarac Hüsnu tarafından 3 ayda bir kurulur Satt 3 ile 5 ay boyunca bu saat hiç kurulmadan calışmaktadır...
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
can sesi safranboluya ayrı tat verir bu ses kilometrelerce uzaktan duyulur.
Ödül Avcısı
07-06-2006, 00:07
Fotoğraflar süper. eline sağlık.
Safrannext safranboluyu çok güzel tanıtmış ellerine saglık
resimler çok güzel, ellerine sağlık safrannex .. inşallah safranboluya gitmek bizede kısmet olur..
arkadaşlar safranboluya tüm dostları bekleriz...
davutkorucu
07-06-2006, 14:24
arkadaşlar safranboluya tüm dostları bekleriz...
geleceğiz inşallah
Evleriyle ünlü Yörük Köyü
750 yıllık geçmişe sahip Yörük köyünde en eski ev 450, en yenisi 90 senelik. 450 yıllık "Obabaşı" günümüze Odabaşgil olarak gelmiş ve en eski ev unvanına sahip. Halk büyük şehirlere göç edince bugün köyde yaşayan 60 kişi kalmış.
Yörük köyü Safranbolu'nun yanıbaşında aynı mimariye sahip doğal özellikleriyle bozulmadan, yağmalanmadan günümüze kadar gelebilmiş ender köylerden biri. Yöre halkının büyük şehirlere göçü nedeniyle halen terk edilmiş görünümündeki şirin köyün tamamı adeta açık hava müzesi.
Only the registered members can see the link
Safranbolu'nun merkez köylerinden biri olan Yörük Köyü, Safranbolu'nun 20 km doğusunda yer alıyor. 140 hanelik köyün iç ve dış mimari zenginlikleri bölgeyi ziyaret eden turistlerin de önemli duraklarından birini oluşturuyor. Yörük Köyü'nün kuruluş hikayesi şöyle: Hüseyin-Hacı-Davut isimli üç kardeşin yönetimindeki Yörük aşireti Orta Asya'dan dağılan Oğuz Türkleri'nin Karakeçili aşiret kollarından biri. Üç kardeşin en büyüğü Hacı Hüseyin ve beraberindekiler bugünkü Yörük Köyü'nün orta mahallesindeki Hafız Pınar'ı olarak bilinen, halk arasında "Çökön" ismiyle anılan alana çadırlarını kurup yerleşmişler. Hayvancılıkla uğraşan yörüklere zamanla meralar yetmez olmuş. Kardeşlerden ikincisi Hacı grubuyla "Hacılar Obası Köyünü", üçüncü kardeş Davutta etrafındakilerle beraber "Davut Obası Köyünü" kurmuşlar.
Yörük köylüleri 250 sene göçer olarak çadırlarda yaşama devam etmişlerse de Osmanlı devletinin yerleşik düzene zorlamasıyla köyler oluşmuş. 750 yıllık geçmişe sahip Yörük köyünde en eski ev 450, en yenisi ise 90 senelik. 450 yıllık "Obabaşı Evi" günümüze Obabaşgil olarak değişerek gelmiş ve halen en eski ev olma unvanına sahip.
Yörük Köyü Evleri
Aşı boyası, civit mavisi, tahini gibi renklere boyanmış evlerde ahşap doğramalar, kapaklar, torbalı parmaklıklar, sürme kafesler ilk bakışta dikkati çeken özellikler. 150-200 yıllık evlerde iç süslemelere duvar ve tavan kaplamalarına da oldukça özen gösterilmiş.
Uğura inanan Yörük köyü sakinleri evlerinin saçak uçlarına eskiden vurdukları geyiklerin boynuzlarını da asmışlar. 2-3 hatta 4 katlı olarak inşa edilen Yörük köyü evlerinde alt kat ahır olarak kullanılırken, girişte evin kileri, bahçesinde kuyusu bulunuyor, üst katlar oturma amaçlı odalara ayrılıyor. Pencereler kafesli, panjurlu, kapılar ise birbirinden ilginç ve estetik kilitlerle süsleniyor.
NASIL GİDİLİR?
Karabük e giden otobüslerden indikten sonra Kastamonu yoluna saparak devam edenler 18 km sonra Yörük köyüne olaşabilirler. Sabah köyden, akşam Karabük'ten minibüs seferleri de yapılıyor. İstanbul veya Ankara'dan özel araçla otobanı tercih ederek Gerede kavşağına gelenler Samsun yoluna dönüyorlar. Bu yol daha sonra ikiye ayrılıyor. Sola devamla Karabük'e gelenler Safranbolu istikametinde ilerleyip bu defa sağa Kastamonu'ya giden yol üzerinde ayrılarak, 1,5 km içerde bulunan Yörük köyüne girebilirler. Köy içi sokaklar parke taşı kaplı araçla dolaşmaya ve yürümeye müsait.
Only the registered members can see the link
Yörük köyünde konaklama tesisi bulunmuyor kalmak isterseniz ev pansiyon kiralanabiliyor ayrıca SAFRANBOLU ya 10 km mesafede safranbolu da toplam 5000 yatak kapasite ile gelen misafir barındırmaktadır.
Dünyayla öyle barışıktı ki pencere, önündeki sedirde saatlerce hiç sıkılmadan oturabilirdim. Ucu dantelli kar beyazı perdeyi araladığımda, önce kadim ceviz ağaçları çarptı gözüme. Az ötedeki küçük bostan, mavi göğün altında bir avuç cıvıltılı yeşillik! Taştan örme bir duvarla çevrili ve mevsimine göre çeşit çeşit taze sebze yetiştiriliyor içinde: Mısır, domates, biber, salatalık... Yukarı doğru tırmanan taş döşeli, daracık sokağın geleni geçeni, eşi dostu eksik olmuyor. Belli ki hep bu köyde yaşasa, bir de sokağa bakan,
kanaviçe işlemeli yastıklarla süslü şu rahat sedire kuruluverse, hiç yalnızlık çekmez insan. Safranbolu Yörük Köyü'nde, Sipahioğlu Konağı'nın duvarları masif ahşap dolaplar ve kök boya ile yapılmış kalemişleriyle bezeli 'baş oda'sındaydım...
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Konak, 1999 yılından beri köye gelen ziyaretçilerin de gezebildiği bir müze ev. Pencereden bakılınca gözüken evler, Osmanlı döneminde Anadolu ve Balkanlar'da görülen altı kâgir, üst katları ahşap çatkılı 'Geleneksel Türk Evleri'yle aynı özellikleri taşıyor. Alaturka kiremitleri, geniş saçaklı çatıları, kara kapaklı, ahşap korkuluklu, bol ışık alan göz göz pencereleri, cumbaları, eliböğründeli çıkmaları, bazılarının çatılarında ise cihannümaları var. Yazılı olmayan, ama herkesin bildiği bir kanuna göre inşa edilmişler. Ev yapmanın yaşamı da biçimlendirdiğine inanan, geçmiş bir yaşam kültürünün ayakta kalan son temsilcileri onlar. Komşuya gösterilen sevgiyi, saygıyı simgeliyorlar: Hiçbiri bir diğerinin güneşini, manzarasını kesmiyor. Geleneksel Türk konutlarının bir özelliği bu. Yapım kitabelerinden en eski olanların 17. yüzyıl, büyük bir çoğunluğunun ise 19. yüzyıl sonlarına tarihlendiği anlaşılan evler inşa edilirken, insan ve doğayla uyumlu bir yaşamı amaçlayan daha pek çok görgü kuralına uyulmuş: Komşunun bahçesine bakan bir pencere açılmıyor, yandaki bahçeye çatıdan gelen yağmur suyu boşaltılmıyor örneğin.
"Yanağının yanına sıkıştırdı böğürtlen işlemeli başörtüsünün ucunu, / buyurun dedi halı serili kerevetlere / oturduk. / Bu oda benim dedi, bir güzel, bir içten gülerek, / Dolapları, tavanı göstererek... / Bu oda benim. / Burada ben yaşarım..." der, Safranbolu'yu konu alan bir şiirinde Cengiz Bektaş. Dizeler, geleneksel Türk evinin bir yaşama genişliği, bir yaşam zenginliği sunan odalarını ne güzel anlatır. Odaların her biri farklı hayatlara açılır. Her biri ayrı birer çekirdek aileyi barındırabilecek şekilde birbirinden bağımsız olarak tasarlanmış, ahşap dolaplar, yüklük ve ocak gibi elemanlarla donatılmıştır. Dolapların içinde bugünün duş kabinlerini andıran gusulhaneler (yunmalık) bulunur. Aynı odada, yer sofrasında yemekler yenir, toplanır; akşam dolaplardan döşekler alınır, serilir; sabah tekrar toplanır. Odanın çok amaçlı kullanılması yörük kültüründeki çadır geleneğinin de bir devamıdır. Böylece, büyük bir ailenin bireyleri hem farklı dünyalarda, hem de aynı çatı altında yaşayıp gider. Yıldızlı gökkubbeyi kendi damları bilen yörüklerin 'yurt' adını verdikleri çadırlarında bir zamanlar çoluk çocuk, ana baba, gelin damat ayrı ayrı, ama yine de yan yana yaşamaları gibi...
Tüm geleneksel konutlarda olduğu gibi Safranbolu Yörük Köyü evlerinde de zemin kat, taşlık (hayat), mutfak, depo ve ahır gibi mekânlardan oluşur; üst katlarda odalar ve sofalar yer alır. Ev sahibinin varsıllığı odaların işlevlerini farklılaştırır: 'Baş oda', 'kitaplık', 'namaz odası', 'ekmek evi' (mutfak) gibi değişik adlarla anılır odalar. Pencere sayısının fazlalığı, hatta döşemede kullanılan tahtaların eni bile ailenin zenginliğinin bir göstergesidir artık. Safranbolu Yörük Köyü çoğunlukla iki ya da üç katlı konaklarıyla kırsal bir dokudan çok, kentsel bir biçimlenme sunar. Köyde yaşayanların Oğuzların Kayı boyundan, Karakeçili aşiretinden geldiği söyleniyor. Sultan Abdülhamid döneminde önce köyün zengin ve ağa sınıfı, ardından da çiftçiler iş kurmak amacıyla İstanbul'a gelip yerleşmeye başlamışlar. Ama, köyle ilişkileri asla kesilmemiş. İstanbul'a gelenler şekercilik, helvacılık, simitçilik ve börekçilik gibi işlerle uğraşmış, hem bu büyük şehirde hem de köylerinde çalışarak gelir düzeylerini yükseltmişler. Günümüzde de köy sakinlerinin çoğu yalnızca yaz aylarını geçirmek için buraya geliyor. Dolayısıyla, bir müze kent görünümünde olan Yörük Köyü, eşsiz miarîn dokusunun varlığını biraz da bu zenginliğe borçlu...
İncelikli bir kültürün ürünü olan evlerde, asıl zenginlik ise detaylarda, inançlarda gizli: Bereket vermesi için odalara konulan buğday başakları, uğur getirsin diye saçaklara asılan geyik boynuzları, evlerin inşa kitabelerindeki ibrik biçiminde sembolize edilmiş 'Maşallah'lar, Arap harfleriyle yazılmış dualar ve harçlarının doğa ve insana duyulan sevgiyle yoğrulması Safranbolu Yörük Köyü evlerinin koruyucu tılsımı.
]Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
hotti.76
09-06-2006, 23:59
tarih ve nostalji kokuyor hocam eline saglık*****************
tarih ve nostalji kokuyor hocam eline saglık*****************
asıl tarih ve nostalji kokusunu SAFRANBOLUDA bulabilrsin .gelen turistler önce safranboluyu ziyaret edip sonra yörük köyüne gidiyorlar...
Hakan Gül
10-06-2006, 09:24
çok güzl evler elinize sağlık
Powered by vBulletin® Version 4.2.5 Copyright © 2025 vBulletin Solutions, Inc. All rights reserved.