PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Evli, Bekar Fark Etmez Okuyun



kucer06
02-06-2007, 20:33
Bulent, avucunu acmis kendisine dogru elini uzatan adama ters ters bakti.

Elli yaslarinda gosteren adam, gormeye alistigi hirpani kiyafetli
dilencilere benzemiyordu. Uzerindeki giysiler eski fakat temizdi. Eli yuzu
temiz ve saglikli gorunuyordu. "Sapa saglam adam gidip calisacagina
dileniyor, belki benden daha zengindir" diye dusundu. Zaten cani cok
sIkkindi, bir de sinirlenmisti.

Alayci bir ses tonuyla:
- Ekmek parasi mi istiyorsun ? diye sordu.
- Hayir cikolata parasi lazim!

Bulent'in kizginligi saskinliga dondu. Espri yetenegi olan dilencinin hali
de baska oluyor diye dusundu.

- Niye siz ekmek bulamayinca cikolata mi yiyorsunuz?

- Hayir. Ekmek bulamadigimiz gunler genellikle bulgur pilavi yeriz, onu da
bulamadiysak ac yatariz.

Bulent adamin ciddi mi konustugunu yoksa dalga mi gectigini anlayamamisti.
- Bu gun karniniz doydu ustune tatli mi istedi caniniz?
- Fakirin cani mi olur ki, tatli istesin beyim.
- Bu bir kamera sakasi mi yoksa sen is bulamamis stendapci misin?
- Hicbiri degil. Sadece fakirim. Bugun karimin dogum gunu, ona cikolata
goturmek istiyorum.
- Dogum gununde yas pasta alinir bildigim kadariyla.
- O bizim icin degil zenginler icin. Otuz yillik evliligimiz boyunca ona
bir kez bile yas pasta alamadim. Ama her dogum gununde mutlaka cikolata
goturdum. Cikolatayi cok sever.

Adamin soyledikleri Bulent'in dikkatini cekmisti. O aksam karisiyla kavga
etmis, kapiyi carpip kendini sokaga atmisti. Arabasina da binmemis sahile
kadar yurumustu. Denizi seyretmek de onu rahatlatmamisti. Oysa eskiden
denizi seyrederken cok rahatlardi. Dalgalar sIkintisini alip gotururdu.

Fakat karisinin evde agliyor oldugunu bildigi icin olsa gerek, hicbir sey
onu rahatlatmiyordu.

Dilenciyle konusurken biraz kafasi dagilmisti. "Acaba soyledikleri gercek
mi, yoksa uyduruyor mu" diye dusundu.

- Cebinde bir cikolata alacak para yok mu simdi?

Bulent'in sorusu uzerine adam ceplerini bosaltti, bir nufus cuzdanindan
baska bir sey cikmadi.

- Ben dilenci degilim. Isim yok. Gunluk calisirim, ne is bulursam yaparim.

Fakat bu gun butun gun is aradim, aksilik bu ya, hicbir is bulamadim.

Bulent oturdugu banki isaret ederek yer gosterdi.

- Oturun biraz dertleselim bari, dedi.

Adam cekingen cekingen oturdu yanina.

- Yokmu esin dostun, borc alacak akraban?
- Fakirin akrabalari da fakir olur beyim. Bulurlarsa kendi karinlarini
doyururlar.
- Dilenecek kadar cok mu seviyorsun karini ?
- Hem de cok seviyorum. Otuz yilimi aydinlatti o benim.
- Himmmm. Ask hemde otuz yil suren ask. Hayret dogrusu! Askin omru en fazla
uc yil diyorlar oysa. Sen otuz yildan bahsediyorsun.
- Evet. Gecen yillar sevgimi azaltmadigi gibi artirdi.
- Soyle o zaman nedir evlilikte mutlulugun sirri?

Soylediklerine bakilirsa sen mutlulugun formulunu bulmus gibisin.

- Ben ilkokulu bile bitirmedim. Oyle formul falan bilmem.
- Formul dediysem kimya formulu sormuyorum canim. Bende alti yillik
evliyim. Sevdigim kadinla evlendim, fakat mutlu degilim. Surekli kavga
ediyoruz. Daha iki saat once kapiyi carptim ciktim.

Evimiz, arabamiz, isimiz, gucumuz, her seyimiz var, ama mutlu degiliz.
Senin hicbir seyin yok, ama mutlusun. Para mi acaba bizi mutsuz eden?
- Hicbir seyim yok mu? Hayir benim her seyim var. Benim karim her seyim.

Sevgilim, esim, arkadasim, hayat yoldasim. Hayatimi paylastigim insandan
daha degerli ve daha onemli ne olabilir ki dunyada?

Sizin ev, araba, is diye her sey dediginiz seylerdir aslinda hicbir sey
olan.

- Oyle deme, su kadar varligin icinde bile karim her seyden sIkayet ediyor.
Bir de fakir olsam kim bilir ne olur?
- Altin tasin, kan kusana faydasi yoktur beyim. Sen kadin ruhunu hic
anlamamissin. Hicbir kadin iyi bir evde oturdugu, hergun cesit cesit
yiyecekler yedigi icin mutlu olmaz. Bir kadin, kocasinin her seyi oldugunu
bildiginde ancak mutlu olur.
- Sizin mutlulugunuzun sirri bumu ?
- Olabilir. Ben karima degerli seyler alamiyorum ama ona benim icin ne
kadar degerli oldugunu hissettiriyorum. O da cok mutlu oluyor.
- Bir kadina degerli oldugunu nasil hissettirilir?
- Kucuk kizi severek.
- Kucuk kiz mi ? Hangi kucuk kiz ?
- Yasi kac olursa olsun her kadinin icinde hic buyumeyen bir kucuk kiz
vardir. O kizi ne kadar cok sever, ne kadar cok mutu edersen, o kadini da o
kadar mutlu edersin.
- Nasil yani ?
- Kucuk kiz neleri sever, nelerden hoslanir bir dusunun. Kucuk kizlar hep
begenilmek, ilgi gormek isterler. Guzel olduklarini duymaya bayilirlar.

Kendilerine prensesmis gibi davranilmasini beklerler. Kucuk kizlar hep
prenses olmayi hayal ederler. Surprizlerden hoslanirlar. Biraz simartilmak
isterler. Sevilmek ve sevildiklerini hep duymak isterler. Iltifata doymaz
kucuk kizlar. Oyle degil mi?

- Haklisin. Benim dort yasimda bir kizim var. Adi Aylin. Her aksam boynuma
sarilir "babacigim beni ne kadar seviyorsun?" diye sorar. Giysisini
degistirdigi zaman etrafimda "Baba guzel olmus muyum?" diye sorar durur.
Guzelsin demem de yetmez ona. " Harikasin prenses gibi olmussun" demeliyim.
Dunyanin en guzel kizi demeliyim.

- Iste kadinlar bir omur boyu bunu duymak isterler. Ben elli yasindaki
karima boyle davraniyorum. Omrumuz olurda seksen, doksan yil da yasarsak
ben ona boyle davranmaya devam edecegim. Ona "bebegim" diye hitap ediyorum
cok hosuna gidiyor. "Bebegim bana bir cay yapar misin?" dedigimde cay
yapmak icin nasil kosturdugunu gormelisiniz.

- Hic kavga etmezmisiniz siz?
- Kavga evliligin tadi tuzu. Arada biz de tartisiriz. Kusup barismanin tadi
ayridir. Benim karim bir keci kadar inatcidir. Onunla barismak icin
ugrasmak ayri bir keyif verir bana.
- Benim esim cok ciddi kadindir. Hic kucuk kiz havasi yok onda.
- Kucuk kizlar buyudukleri zaman artik sevgi, ilgi istemeye utanirlar. En
ciddi yada en yasli kadinin bile o kucuk kiz mutlaka vardir. Yeter ki sen o
tatli kizi sevindirmeyi, mutlu etmeyi bil. Ve o kucuk kizi asla aldatma.
Yoksa bir daha sana guvenmez ve ne yaparsan yap hep kuskuyla bakar. Kucuk
kizlar hem cabuk mutlu olurlar hemde cabuk kirilirlar. Cok narindir onlar.
Hoyrat elleri sevmezler. Yumusak dokunuslari severler.
- Bu tavsiyeni deneyecegim. Fakat her zaman yapabilir miyim bilmiyorum.

Bazen islerim cok yogun oluyor o zaman eve cok yorgun gidiyorum.
- Bu sadece bir bahane. O kucuk kizi mutlu etmek dunyanin en kolay isi.

Cogu zaman birkac tatli soz yeterli olur. Sen o kucuk kizi mutlu ettiginde
karsiligini fazlasiyla alirsin. Artik o seni rahat ettirmek icin elinden
gelen gayreti gosterir. Karisi mutlu olmayan erkek mutlu olamaz. Mutlu
olmak isteyen erkek once hayat arkadasini mutlu etmelidir.

Dusunsene somurtkan, mutsuz, surekli soylenen biriyle yolculuga ciksan ne
kadar mutlu olabilirsin.

- Haklisinda bende butun gun ailem icin calisip yoruluyorum.
- Yine para, yine dis sebepler. Evet para onemli ve gerekli ama kadinlar
para icin erkekleri sevmezler. Para gecici mutluluklar verir. Kadinlar
hediye almayi severler. Paran varsa hediye al tabi. Ama hediyeyle mutlu
olmasini bekleme. Hediyenin yanina sevgini katmazsan hediyenin bir anlami
yoktur. Benim hicbir zaman cok param olmadi. Gunluk kazandim gunluk yedik.
Bazen ac kaldigimiz gunler oldu.

Hicbir zaman karimin kulaklarina altin kupe takamadim ama her zaman ask
sozleri fisildadim. Hicbir zaman boynuna pirlanta gerdanlik alamadim ama
hep opucuklerle sevdim boynunu. Hicbir zaman ona ipek elbiseler
giydiremedim ama kendi bedenimle ipek elbise gibi yumusacik sardim bedenini
ve mutlu ettim onu.

Adam ayaga kalkti.

- Bana musaade, artik gitmeliyim, karim merak eder. Sende git evine kucuk
kizin gonlunu al, belki o kucuk kiz simdi evde aglayip duruyordur.
- Bulent de ayaga kalkti. Kuvvetlice elini sIkti.
- Sizi tanidigima cok memnun oldum.

Elini birakti koluna girdi. Yolun karsisindaki pastaneyi gosterdi.
- Hadi gel esin icin suradan cikolatali pasta alalim, dedi.

Pastayi aldilar. Adam hayatinda ilk defa karisina yas pasta goturmenin
mutluluguyla, bin bir tesekkur ederek evginin yolunu tuttu. Bulent de
pastanenin yanindaki manavdan karisinin en sevdigi meyvelerden aldi.

Evine geldiginde karisi sismis gozlerle mutfak masasinda oturmus su
iciyordu. Bulent hic konusmadan meyveleri buyukce bir tabaga dokup yikadi.,
sonra esinin onune koydu.

- Bunlar dunyanin en sansli meyveleri, dedi.

Inci hic konusmadi.

- Sorsana "niye" diye.

Inci kizgin kizgin:

- Niye? Diye sordu.
- Cunku dunyanin en guzel ve en tatli kadinin midesine gidecek, dedi gayet
ciddi bir ses tonuyla. Inci sasirmisti. Bir anda yuzunun ifadesi
yumusamisti.
- Bunlar senin sevdigin meyveler, senin icin aldim.
- Hayret bir sey! Her zaman kendi sevdigin meyveleri alirdin. Benim hangi
meyveleri sevdigimi iyi hatirlamissin. Aslinda bu bekledigim istedigim bir
seydi. "bak senin sevdigin meyveleri aldim"

Ama simdi kiymeti yok. Cunku sana cok kirginim, meyve alarak gonlumu
alamazsin.

- Ozur dilerim seni kirdigim icin.

Sonra Bulent yere diz coktu.

- Cezam neyse raziyim. Ama bir tek sey istiyorum senden. Seni delice seven
bu adami senden mahrum etme.
- Bulent yere comelmis, boynu bukuk bir vaziyette cok komik gorunuyordu.

Inci kikir kikir gulmeye basladi.

- Affetmek o kadar kolay degil. Bakalim hangi cezalara katlanabileceksin,
dedi.

Bulent iste o zaman ona muzip muzip bakan esinin icinde sakladigi kucuk
kizi gordu.

Bundan sonra her sey daha farkli olacak diye dusundu.

cafi
03-06-2007, 00:35
düşündürücü çok güzel bir hikaye içinde çok şeyler gizli mutluluğun sırı paylaşım için teşekürler