PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : 19/01 Dünyadan Haberler



umsado
19-01-2006, 01:07
Bugünde buraya...

muzo
19-01-2006, 12:18
KONİCA MİNOLTA, FOTOĞRAF MAKİNESİ ÜRETİMİNE SON VERDİ

Dünyanın en önde gelen fotoğraf ekipmanları üreticisi Japon Konica Minolta, pazar çok rekabetçi olduğundan fotoğraf makinesi üretimini tümüyle durduracağını açıkladı.
19 Ocak 2006 Perşembe 10:44


TOKYO (İHA) - Dünyanın en önde gelen fotoğraf ekipmanları üreticisi Japon Konica Minolta, pazar çok rekabetçi olduğundan fotoğraf makinesi üretimini tümüyle durduracağını açıkladı.
Yeniden yapılanma paketine göre şirket 2007 yılına kadar küresel işgücünün yaklaşık yüzde 11'ini oluşturan 3 bin 700 çalışanını işten çıkarmayı planlıyor.
Yaklaşık bir hafta önce de diğer önde gelen fotoğraf makine ve ekipmanları üreticisi Nikon, filmli fotoğraf makinelerinin satışını durdurmayı ve çok satılan dijital modellerin üretimine yoğunlaşacağını açıklamıştı.

muzo
19-01-2006, 12:20
ABD'Lİ ÇİFTİN İNANILMAZ OYUNU


Amerikalı çift, Wendy's restoranında acı sosun içine kesik parmak koyup tazminat istemeye kalkıştı, cezaevinin yolunu tuttu.
19 Ocak 2006 Perşembe 10:24


ABD’de geçen yıl Wendy’s restoranında acı sosun içine kesik parmak koyarak şirketten tazminat talep etmeye çalışan Kaliforniyalı çift hapis cezasına çarptırıldı.
Santa Clara yüksek mahkemesi, Anna Ayala (40) ve eşi Jaime Plascencia’yı (44), üçüncü büyük Amerikan fast food zinciri olan Wendy’s’in satışlarında büyük düşüşe yol açmada oynadıkları rolden ötürü toplam 21 yıl hapse mahkum etti.
Mahkeme, Ayala’ya 9, eşi Plascencia’ya bir başka davayla da ilgili olarak 12 yıl 4 ay hapis cezası verdi.
Anna Ayala, geçen yıl 22 Mart’ta San Jose’daki Wendy’s restoranındaki acı sosun içinde kesik parmak bulduğunu iddia etmişti.
Konuyla ilgili olarak yürütülen soruşturmada, parmağın Plascencia ile yol döşeme şirketinde görevli çalışanlardan birine ait olduğu, söz konusu kişinin parmağını iş kazasında kaybettiği ortaya çıkmıştı.
Çiftin, adamın parmağını 100 dolara satın aldığı ve sessiz kalması için 250 bin dolar teklif ettiği belirtilmişti.
Wendy’s şirketi, söz konusu olaydan ötürü satışlarda 2.5 milyon dolar kayba uğradığını savunmuştu.

muzo
19-01-2006, 12:22
ÇALINAN OTOMOBİLİ 37 YIL SONRA BULUNDU


ABD'nin New York kentinde 37 yıl önce çalınan bir otomobil inanılmaz bir biçimde California'daki sahibine ulaştı.
19 Ocak 2006 Perşembe 00:06



ABD'nin New York kentinde 37 yıl önce çalınan bir otomobil inanılmaz bir biçimde California'daki sahibine ulaştı.



1968 model üstü açık Chevrolet Corvette marka otomobil, New York'taki Queens mahallasinde park halindeyken Ocak 1969'da çalındı. Gümrük muhafaza ve California karayolu polisi, çalınan bu aracı, Kasım ayında Los Angeles'tan İsveç'e gitmek üzere sınırdan çıkmaya hazırlanan bir konteynırda yaptığı aramada buldu.
Aracın sahibi, sigorta şirketi kayıtları aracılığıyla polis tarafından bulundu.



Artık California'da yaşayan ve Corvette'ine 37 yıl sonra kavuşan Alan Poster, 'Bu bir mucize, bir hayal' dedi.
Aradan geçen 37 yılda, esas rengi mavi olan aracın dış görünüşündeki tek değişiklik, renginin artık gri metalik olması. İyi durumda olduğu belirtilen aracın vites kutusu ve benzin deposunun yerinde ise 'yeller esiyor.' Şimdi bir koleksiyon modeli olan Corvette'in İsveç'teki alıcısı, endişeli olmadığını, çünkü aracın çalıntı olduğunu bilmediğini söylüyor.

umsado
19-01-2006, 13:21
Ekvador'un başkenti Quito'da polis ile gösteri düzenleyen liseli öğrenciler arasında çıkan çatışmada 57 kişinin yaralandığı, 23 öğrencinin tutuklandığı bildirildi.

Kızılhaç ve polis yetkililerince yapılan açıklamalarda, Kamu taşıma araçlarının bilet fiyatlarına yapılması planlanan yüzde 40'lık zammı protesto etmek amacıyla gösteri düzenleyen liseli öğrencilerini dağıtmak amacıyla polisin göz yaşartıcı gaz kullandığı belirtildi.

Kızılhaç, gösteriyi dağıtmak üzere gelen polise öğrencilerin taş ve sopalarla direnmesi sonucu meydana gelen çatışmalarda 2'si polis 57 kişinin yaralandığını duyurdu.

Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
19-01-2006, 13:22
ABD güçlerinin geçen hafta Pakistan'da Afganistan sınırına yakın bir bölgeye fırlattığı füzenin, El Kaide'nin üst düzey adamlarını vurduğu bildirildi.

Pakistan güvenlik kaynaklarına göre, operasyonda ölenler arasında El Kaide'nin 2 numarası olarak bilinen Eyman El Zevahiri'nin bir yakın akrabasının, ayrıca Amerikalıların en çok arananlar listesinde bulunan Mısırlı Midhat Mursi el Seyid Umar'ın da olduğu sanılıyor.

Damadola köyündeki bir hedefi vuran füzenin muhtemelen El Zevahiri'yi hedeflediğini belirten bir yetkili, “saldırıda en az 4 yabancı terörist öldü” dedi. Ölenlerin cesetlerinin, sempatizanları tarafından alınıp götürüldüğü kaydedildi. Bomba uzmanı olarak bilinen Mursi için 5 milyon dolar ödül konmuştu.

Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
19-01-2006, 13:23
Amerikalı Müslümanların oluşturduğu Amerikan-İslami İlişkiler Konseyi (CAIR) adlı kuruluş, Irak'ta kaçırılan Christian Science Monitor gazetesinin kadın muhabiri Jill Carroll'un serbest bırakılması için girişim başlattı.

CAIR'den yapılan açıklamada, kuruluşun oluşturduğu bir heyetin, bu amaçla bölgeye gitmekte olduğu belirtildi.
Heyetin, Amman ve Bağdat'ta düzenleyeceği ve Arap televizyonlarınca yayımlanması beklenen basın toplantılarında, Carroll'u kaçıran grubu, gazeteciyi serbest bırakmaya ikna etmeye çalışacağı kaydedildi.

CAIR'in icra direktörü Nihad Avad, “Toplumumuz adına bir adım atıyoruz. Sözümüzün işitileceği ve isteğimizin dinleneceği konusunda umutluyuz” dedi.

28 yaşındaki Carroll'u 7 Ocakta Bağdat'ta kaçıran grup, ABD'nin elindeki bütün Iraklı kadın tutukluları serbest bırakmaması durumunda gazeteciyi öldüreceğini duyurmuştu.

Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
19-01-2006, 13:24
Irak Adalet Bakanlığı, 6 Iraklı kadın tutuklunun serbest bırakılacağını açıkladı.

Açıklamada, tutukluların, Bağdat'ta kaçırılan kadın gazeteci Jill Carroll'un kurtarılmasına yardımcı olmak amacıyla serbest bırakılacakları bildirildi.

Amerikan ordusu, tutukluların serbest bırakılacağını doğrulamadı. 28 yaşındaki Carroll'u 7 Ocakta Bağdat'ta kaçıran grup, ABD'nin elindeki bütün Iraklı kadın tutukluları serbest bırakmaması durumunda gazeteciyi öldüreceğini duyurmuştu.


Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
19-01-2006, 13:25
Amerikan Kara Kuvvetleri, askere almada azami yaş uygulamasını 35'ten 40'a yükseltti.

ABD'de Eylül bitiminde sona eren 2005 vergi yılı için 80 bin yeni asker alma hedefini yerine getiremeyen Amerikan Kara Kuvvetleri, asker alma yaşını yükseltirken, yeni askere alınacaklara verilecek primleri de arttırdı.
Yeni önlemlerle asker toplama hedeflerine ulaşmayı amaçlayan Amerikan Kara Kuvvetleri'nin yeni askere alınacaklara vereceği prim tutarı ikiye katlanarak, özellikle Irak'ta görevlendirilecekler için yılda azami 40 bin dolara yaklaştı.

Kara Kuvvetleri'nden yapılan açıklamada, askere alma yaşı yükseltilerek, potansiyel asker sayısının arttırılacağı, asker olmak isteyenlere fırsat sağlanacağı ve silahlı kuvvetlerin hazırlık durumunun güçlendirileceği belirtildi.
Açıklamada, bu alandaki deneyimlerin, daha ileri yaştakilerin, olgunlukları, motivasyonları, bağlılıkları ve yurtseverlikleri sayesinde fiziki ölçütleri daha iyi yerine getirdikleri kaydedildi.

Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
19-01-2006, 13:26
Etiyopyalı ve Kenyalı iki kabile arasında çiftlik hayvanları nedeniyle çıkan çatışmada 38 kişi öldü.

Etiyopya'da yaşayan Dongiro kabilesi savaşçıları geçen hafta sonunda sınırı geçerek, Kenya'nın, kuraklığın hüküm sürdüğü Turkana bölgesine girdi. Etiyopyalıların, çiftlik hayvanlarını çalmak için Kenyalı çobanlara saldırması üzerine çatışma çıktı. Turkana bölge yöneticisi Njenga Miiri'nin bugün yaptığı açıklamaya göre çatışmada, saldırganlardan 30, Kenyalılardan da tümü kadın ve çocuk olmak üzere 8 kişi öldü.


Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
19-01-2006, 13:27
ABD Kongresi'ni art arda sarsan yolsuzluk skandallarının patlak vermesinin ardından, hem iktidardaki Cumhuriyetçi Parti, hem de muhalefetteki Demokrat Parti reform girişimlerine başladı.

Özellikle Kongre'nin alt kanadı Temsilciler Meclisi'ni etkileyen rüşvet ve yasadışı nüfuz kullanımı skandallarında, iktidardaki Cumhuriyetçilerin grup lideri Tom DeLay, hapis istemiyle yargılanıyor.

Bir başka Cumhuriyetçi milletvekili Bob Ney hakkında da yasal işlem başlatılması bekleniyor.
Kongre'nin üst kanadı Senato'da da Cumhuriyetçi çoğunluk lideri Bill Frist hakkında, yasal olmayan mali işlemler yaptığı iddiasıyla soruşturma açıldı.

Bu gelişmelerden yararlanan muhalefetteki Demokratlar, Başkan George Bush'un Cumhuriyetçi Partisi'ni “bir yolsuzluk kültürü geliştirmekle” suçladı.

Eski başkan Bill Clinton'ın eşi, New York senatörü Hillary Clinton da Cumhuriyetçi Parti'nin idaresindeki Temsilciler Meclisi'nin “muz bahçesine” dönüştüğünü ve “Bush yönetiminin, Amerikan tarihindeki en kötü ve yolsuzluk hükümetlerinden biri olduğunu” söyledi.

Beyaz Saray sözcüsü Scott McClellan ise Hillary Clinton'ın bu sözleriyle “haddini aştığı” yorumunda bulundu.
Kasım ayında yapılacak Kongre ara seçimlerinden önce skandallardan kötü etkilendiğinin farkında olan Cumhuriyetçi Parti'de, son gelişmelerin ardından Temsilciler Meclisi Başkanı Dennis Hastert'ın talimatıyla reform çabası başlatıldı.
Bu girişimde Temsilciler Meclisi üyelerinin özel kuruluşlardan ve şahıslardan pahalı hediye almasının ve gezi masraflarının özel kuruluş ve şahıslarca karşılanmasının yasaklanması planlanıyor.

Muhalefetteki Demokratların reform girişiminde ise Kongre'de lobicilik yapan özel kuruluşların faaliyetlerine kısıtlamalar getirilmesi isteniyor.

Ara seçimler öncesindeki son ankette, Demokrat Parti'ye yüzde 49, Cumhuriyetçi Parti'ye ise yüzde 36 oranında halk desteği çıktı.

Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
19-01-2006, 13:28
New Statesman dergisine sızan bir İngiliz devlet belgesi, CIA'in işkence uçaklarının İngiltere hava sahası ve havaalanlarını İngiliz hükümet yetkililerinin söylediği gibi iki kez değil, çok daha fazla kullandığını ortaya koydu.

İngiltere Başbakanı Tony Blair'in kendisine yönelik soruları yanıtlarken kullanması için bilgi notu olarak Dışişleri Bakanlığı bürokratları tarafından hazırlanan belgede, “terör zanlılarının işkence için bir yerden bir yere götürülmesinin yasadışı olduğu” uyarısında bulunuldu. Bilgi notunda, başta Başbakan olmak üzere hükümet yetkililerine, uçuşlar hakkında ayrıntılara girmek yerine, bu uçuşların ardındaki ”terörle mücadele” amacının altının çizilmesi tavsiye edildi.
Süreçle ilgili her türlü ayrıntıdan dikkatle kaçınılması, özellikle de tartışmanın “işkence” sözcüğü çevresinden uzaklaştırılması önerilen bilgi notunun, aralık ayının ilk günlerinde hazırlandığı ortaya çıktı.

Bilgi notunu hazırlayan dışişleri bürokratları, uçuşlarla ilgili acil inceleme yaptıklarını da belirtirken, “Bu uçuşlarda hava sahamız ve topraklarımızın kullanılması için herhangi bir istekte bulunulmadı. Ancak elimizdeki belgeler, hava sahamız ve alanlarımızın Avam Kamarası'na bilgi veren Dışişleri Bakanı Jack Straw'un söylediğinden, yani iki kereden fazla kullanıldığını gösteriyor. Ayrıca İngiliz devleti olarak hava sahamız ve alanlarımızın böylesine bir süreç için kullanıldığını açıkça bilmediğimiz de doğrudur” dedi.

Bilgi notunda hükümet yetkililerine, “Şimdi yapacağımız şey, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın da dediği gibi, 'bu uçuşların kendilerinin iç ve dış politik sorumluluklarıyla bağdaştığı ve asla işkence içermediğine' halkı ikna etmek ve tartışmanın odağını ve insanların dikkatini de bu noktadan başka yerlere taşımaktır” tavsiyesinde bulunuldu.
Notta, İngiliz bürokratlarının, ABD'nin CIA uçakları yoluyla yaptığı faaliyetlerin uluslararası yasalara göre “hukuk dışı” olduğunu düşündüklerinin de altı çizildi.

Blair'in Downing Sokağı'ndaki resmi ikametgahının sözcüsü ile Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, basına sızan belge konusunda yorum yapmaktan kaçındı. Muhalefet sözcüleri ise hükümeti bu konuda daha açık bir politika izlemeye çağırdı. İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw, baskılar üzerine 12 Aralık günü Avam Kamarası'na konuyla ilgili açıklama yapmış ve 1998 yılında kendileri tarafından onaylanmış bu tür iki uçuşun yapıldığını, 11 Eylül saldırılarından sonra bu tür uçuşlarda hava sahaları ve alanlarının kullanıldığına dair tek bir belgenin bile bulunmadığını söylemişti.


Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
19-01-2006, 13:29
NATO, deprem nedeniyle Pakistan'da görev yapan askeri birimlerinin bölgeden ayrılmaya başladığını, geri çekilme işlerinin 1 Şubat'a kadar tamamlanmış olacağını bildirdi.

İttifak yetkilileri, geçen ekim ayı başında başlatılan yardım operasyonlarının son bulduğunu, bölgede kurulan geçici bir hastanenin 5 bin kişiye tedavi sağladıktan sonra kapatıldığını ve hastane personelinin ülkeden ayrıldığını söyledi.
NATO sağlık personelinin yerinin Pakistanlılar tarafından doldurulduğu, ittifakın bazı tıp malzemelerini bağış olarak bölgede bıraktığı ifade edildi.

Pakistan'daki askeri birimleri yöneten İngiliz general Andrew Walton, bazı üye ülkelerin askerlerinin ve yardım birimlerinin ikili ilişkiler çerçevesinde Pakistan'da bir süre daha kalacağını bildirdi.
NATO, Pakistan'a yapılan deprem yardımlarına ilişkin çalışmalar çerçevesinde, Acil Mukabele Gücü'nden (NRF) bin kadar teçhizatlı askeri görevlendirmişti.

Devlet ve hükümet başkanlarının 2002 sonunda Prag zirvesinde aldığı karar çerçevesinde, bu yıl 25 bin kadar askerle “tam operasyonel” olması öngörülen NRF, ilk aşamada 2004 yılında 6 bin dolayında askerle göreve başladı.
İttifak üyesi ülkelerin kara, deniz ve hava kuvvetlerinden gelen araç ve askerlerden oluşan NRF, “bir kriz halinde” 15 ila 30 gün içinde harekete geçirilebilecek yetenekte bulunuyor. NRF, “dünyanın her yerinde”, “modern NATO'nun hedef olduğu yeni tehditlere karşı” mücadeleye hazırlıklı tutuluyor.

İttifakın askeri yetkililerine göre, bu tehditlerin başında terörizm ve kitle imha silahları bulunuyor. NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, “NATO bir insani yardım örgütü değildir ve ittifakın bu tür bir örgüt olma niyeti yoktur” diyerek, bu konudaki bazı tartışma ve itirazları noktalamıştı.

NATO bünyesindeki son tartışmalarda, ittifakın insani yardım ve doğal felaketlere müdahale alanlarında olası rolü ele alınıyor. Başta Fransa olmak üzere bazı müttefikler, NRF birimlerinin Pakistan'a gönderilmesine karşı tavır aldı ve NRF'nin bu amaçla oluşturulmadığı üzerinde durdu.

İttifakın, deprem yardımı çerçevesinde, BM tarafından sağlanan çadır, örtü, ısıtma cihazı gibi ihtiyaçları karşılayan 3 bin tondan fazla insani yardım malzemesini Pakistan'a aktardığı belirtildi. Bu operasyonlarda İncirlik Üssü kullanıldı. NATO askerleri, kurtarma çalışmalarına ve sağlık hizmetlerine katkıda bulundu.

Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
19-01-2006, 13:30
İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri ve nükleer konulardaki baş müzakerecisi Ali Laricani, ülkesinin nükleer programı konusunda “uzlaşmaya hazır olduklarını” söyledi.

Laricani, BBC'ye verdiği demeçte, İran'ın nükleer programı konusundaki kaygıları tartışmak ve garantiler vermek istediğini de belirtti.

Ancak Laricani, “İran'ın hiçbir koşulda uranyum zenginleştirme programını durdurmayacağını” da belirterek, “iyi bilimadamlarına sahip, cesur bir milletten nükleer araştırma yapmamasını istememeliler” dedi.

Laricani “Eğer nükleer yakıtın dönüştürülmemesi konusunda garantiler istiyorlarsa, yapılacak görüşmelerde her iki taraf için de kabul edilebilir bir formüle ulaşabiliriz” diye konuştu.

Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
19-01-2006, 16:49
Dünyada ilk yüz nakli yapılan kadının yeni dudaklarını kullanarak yeniden sigaraya başlaması doktorları endişelendiriyor.

Öncü nakil ameliyatını 27 Kasım'da gerçekleştiren ekibin başkanı Dr Jean-Michel Dubernard, hastanın yeniden sigaraya başlamasının iyileşmesini geciktirebileceğini ve dokunun reddi riskini artırabileceğini belirtti.

“Bu bir sorun” diyen Dr Dubernard, hastanın yeniden sigaraya başlamasının, ayrıca genel olarak hastanın sağlığına ve nekahat dönemine etki etmesinden endişe duyduklarını söyledi.

38 yaşındaki Fransız kadına kısmi yüz nakli uygulayan ekip, operasyondan sonraki ilk açıklamasında, hastanın ayrıca hafta sonunda yanında bir psikiyatrla Lyon kenti sokaklarına çıktığını, bir bara giderek ilk sosyalleşme adımını da attığını belirtti.

Fransa'nın kuzeyindeki Amiens kentinde bulunan bir hastanede yapılan ameliyatla, yüzü bir köpek tarafından parçalanan 38 yaşındaki kadına, burun, dudaklar ve çene nakli yapılmıştı.

Amiens'deki hastane ile güneydeki Lyon kentindeki hastane tarafından yapılan ortak açıklamada, kısmi yüz nakli ameliyatını iki hastanedeki doktorların birlikte yaptığı belirtilmişti.

Organların, beyni ölen bir hastadan ailesinin rızasıyla alındığı belirtilen açıklamada, kadının sağlık durumunun iyi olduğu ve nakledilen organların normal gözüktüğü, ayrıca kısmi yüz nakli yapılan kadının adının gizli kalmasını istediği kaydedilmişti.


Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
19-01-2006, 16:50
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Türkiye'nin, yeni yüzyılda Orta Asya'nın bir çekişme alanı olmaktan çok, değişik tarihsel ve kültürel değerlerin uyum ve işbirliği alanı olarak algılanmasının, bölgesel barış ve gönence katkıda bulunacağı inancında olduğunu söyledi.

Sezer, resmi ziyaret çerçevesinde Ankara'da bulunan Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahmanov ile Çankaya Köşkü'nde baş başa ve heyetler arası görüşmelerde bir araya geldi.

Cumhurbaşkanı Sezer, görüşmelerin ardından yapılan ortak basın açıklamasında, Rahmanov ve heyetini Türkiye'de ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade ederek, “Sayın Rahmanov'un dost ve kardeş Tacikistan'ın cumhurbaşkanı olarak Türkiye'yi ziyareti, ülkelerimiz arasındaki ilişkilere en üst düzeyde yeniden ortak bir ivme kazandırılması yönünden büyük önem taşımaktadır” dedi.

Tacikistan'ın bağımsızlığını ilk olarak tanıyan ve Duşanbe'de büyükelçilik açan ilk ülke olan Türkiye'nin, Tacikistan'ın istikrar ve esenliğine her zaman önem verdiğini, desteğini içtenlikle ortaya koyduğunu kaydeden Sezer, iki ülke arasında paylaşılan bu kardeşlik ve karşılıklı güvenin, bugün de Tacikistan ile ilişkilere sağlam bir temel oluşturduğunu belirtti.

Sezer, Tacikistan'ın, Orta Asya'da barış, istikrar ve gönencin yaygınlaştırılmasında işbirliğine önem verdikleri bir ülke olduğunu söyledi.

Aralarında hiçbir sorun bulunmayan iki ülkenin, bölgesel uyum ve işbirliğinin güçlendirilmesi yönünde ortak hedefleri paylaştığını kaydeden Sezer, bugün imzaladıkları, “Türkiye Cumhuriyeti ile Tacikistan Cumhuriyeti Arasında İşbirliğine İlişkin Ortak Bildiri”nin, bu ortak istencin ve dayanışmanın göstergesini oluşturduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Sezer, Rahmanov ile görüşmelerde ikili ilişkileri tüm yönleriyle ele aldıklarını, ekonomik işbirliğinin, iki ülkenin gerçek olanaklarını yansıtacak düzeye yükseltilmesi yönünde ortak bir istenci paylaştıklarını gözlemlediklerini belirtti. Sezer, iki ülke arasında bugün imzalanan anlaşmaların, bu amaç doğrultusunda atılmış sevindirici adımlar olduğunu söyledi.
Görüşmelerde, iki ülkeyi ilgilendiren bölgesel ve uluslararası konularda da kapsamlı görüş alışverişinde bulunduklarını kaydeden Sezer, Türkiye'nin, Tacikistan'ın dünyayla bütünleşme yönündeki çabalarını desteklediğini belirtti.
Sezer, Tacikistan Cumhurbaşkanı Rahmanov ile görüşmelerde ayrıca, ortak coğrafyalarını oluşturan Avrasya ve Orta Asya'da kalıcı istikrar ve gönencin sağlanması konusunda aynı yaklaşımı paylaştıklarını mutlulukla gördüklerini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Sezer, bu ortak amaca yönelik çabalara katkılarını artırmak, aralarında yakın işbirliği ve diyalogu daha da geliştirmek konusunda görüş birliğine vardıklarını ifade etti. Sezer, “Türkiye, yeni yüzyılda Orta Asya'nın bir çekişme alanı olmaktan çok, değişik tarihsel ve kültürel değerlerin uyum ve işbirliği alanı olarak algılanmasının, bölgesel barış ve gönence katkıda bulunacağı inancındadır” diye konuştu.

RAHMANOV'UN AÇIKLAMASI

Tacikistan Cumhurbaşkanı Rahmanov da, yaptığı açıklamada, iki ülke arasında siyasi görüşmelerin devamı ve iki ülke ilişkilerinin dostça ve yapıcı bir çerçevede sağlamlaştırılmasının her iki ülke ve bölge halkı için faydalı olacağını belirtti.
Rahmanov, “Türkiye ile birlikte sahip oldukları tarihsel ortak birlikteliklerin gelişmesi ve çağın seviyesine çıkarılmasının, iki dost ülke için de fayda sağlayacağına inandığını, bu yönde çalışmalar yürüttüklerini” belirtti.
Ziyaretinin, iki ülke arasındaki “yapıcı ve faydalı” siyasi ilişkilerin daha da geliştirilmesine dayalı olduğunu kaydeden Rahmanov, geleneksel dostluk havası içinde, yapıcı görüşmelerde bulunduklarını söyledi.

Rahmanov, görüşmelerin en önemli konusunun, karşılıklı ilişkilerin kuvvetlendirilmesi olduğuna işaret ederek, bunların başında da ekonomik ilişkilerin geldiğini kaydetti.

Her iki ülkenin de, ekonomi, altyapı ve sosyal alanlarda sahip oldukları potansiyeli değerlendirmenin, halklarının yararına olacağı konusunda hemfikir olduğunu ifade eden Rahmanov, bugün imzalanan anlaşmaları, sahip oldukları potansiyelin değerlendirilmesi yönünde önemli adımlar olarak niteledi. Rahmanov, görüşmeleri sırasında önemli bölgesel ve uluslararası meseleleri de ele aldıklarını, görüştükleri önemli konulardan birisinin de, güvenlik ve bölgesel işbirliği olduğunu söyledi.

“Ciddi bir tehlike” olarak nitelediği terörizm, uyuşturucu kaçakçılığı ve uluslararası suç örgütleriyle mücadeleyi, bölgede güvenlik ve gelişmenin sağlanması için önemli adımlar olarak gördüklerini kaydeden Rahmanov, iki tarafın da, bölgesel işbirliğinin artırılmasına yönelik inançlarını dile getirdiğini ifade etti.

Rahmanov, ülkesinin, ekonomik alandaki anlaşmaların pratik hayata geçirilmesini gerekli gördüğünü vurguladı.
Türkiye'yi ziyaretinin, iki ülke tarihinde ve bölgesel işbirliği noktasında yeni bir sayfa açmasını ümit ettiğini kaydeden Rahmanov, Cumhurbaşkanı Sezer'i Tacikistan'a davet ettiğini de belirtti.

Tacikistan Cumhurbaşkanı, “Siyasi görüşmelerin devamı ve iki ülke ilişkilerinin dostça ve yapıcı bir çerçevede sağlamlaştırılması her iki ülke ve bölge halkı için faydalı olacaktır” diye konuştu.

İMZALANAN ANLAŞMA VE PROTOKOLLER

Sezer ve Rahmanov, basın açıklamasından önce, “Türkiye Cumhuriyeti ile Tacikistan Cumhuriyeti Arasında İşbirliğine İlişkin Ortak Bildiri”ye imza attılar.

İki ülke arasında diğer bazı anlaşma ve protokoller de imzalandı. Bunlar, “Türk Standartları Enstitüsü ile Tacikistan Cumhuriyeti Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı Nezdinde Standardizasyon, Metroloji, Belgelendirme ve Ticari Denetim Ajansı Arasında İşbirliği Protokolü”, ”Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Tacikistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Türk İşbirliği Kalkınma İdaresi Başkanlığı Program Koordinasyon Ofisi'nin Faaliyetine İlişkin Anlaşma”, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Tacikistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Turizm Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı”, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Tacikistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Uzun Vadeli Ticari, Ekonomik ve Sınai İşbirliği Programı ve İcra Planı” ve ”Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Tacikistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ortaklık ve İşbirliği Anlaşması” olarak sıralanıyor.


Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
19-01-2006, 16:51
İspanya'da Katalunya özerk yönetiminin aşırı özerklik taleplerini eleştirirken, "Gerekirse İspanya’nın bütünlüğü için kışlamızdan çıkarız" diyen Kara Kuvvetleri Komutanı General Jose Mena Aguado’nun görevden alınmasıyla başlayan gelişmeler gündemdeki yerini koruyor.

’Darbe imasında bulunan’ Kara Kuvvetleri Komutanı’ndan sonra, Brüksel’deki NATO karargahında görevli bir albayın da İspanyol gazetesine gönderdiği bir mektupta, Mena’yı ’sözlerinin arkasında durmamakla’ eleştirmesi hükümeti harekete geçirdi.

İspanya Savunma Bakanı Jose Bono, orduda başgösteren bu huzursuzluğu bastırmak için askerlere adeta demokrasi dersi veren açıklamalarda bulundu. Bono, ordunun görevinin anayasada açıkça belirtildiğini kaydederek, "Her kim olursa olsun bu çerçevenin dışına çıkarsa suç işlemiş olur ve cezalandırılır" sözleriyle askerlere adeta gözdağı verdi.

’ASKER SİYASİ GÖRÜŞÜNÜ TOPLUM ÖNÜNDE İFADE EDEMEZ’

Bono şunları söyledi:

"İspanyol ordusunun görevi Ortaçağ krallıklarına hizmet etmek değil, sandıktan çıkan hükümete itaat etmektir. Ordu mensubu bir kişi hangi rütbede olursa olsun anayasal çerçeve dışına çıktığı taktirde suç işlemiş olur ve cezalandırılır. Askerin siyasi görüşü olabilir, ancak askerlerin siyasi görüşlerini toplum önünde ifade etmeleri yasaktır.

Ordunun hizmet görevi Anayasa’da açıkça belirtilmiştir. Her İspanyol vatandaşının olduğu gibi, askerin de bu Anayasa’ya uyma zorunluluğu vardır. Hiç kimsenin Anayasa önünde ayrıcalığı yoktur."

GENELKURMAY BAŞKANI: SİVİLLERDEN ÖNCE BİZ CEZALANDIRIRIZ

Bu arada İspanya Genelkurmay Başkanı Jose Antonio Garcia Gonzalez de yaptığı açıklamada, hükümetin kararlarını sonuna kadar desteklediklerini söyledi. Gonzalez, Bono’ya, orduda anayasanın dışına kim çıkarsa çıksın bu kişilerin sivil yönetimden önce ordu içinde cezalandırılacağı yönünde güvence verdi.

Genelkurmay Başkanı ayrıca, ’ordu içinde disiplinsizlik’ olarak adlandırılan bu tür açıklamaların düzeltme merciinin Savunma Bakanlığı olmadığının altını çizerek, bu tür disiplinsizlik olaylarının ordu içinde cezalandırılacağını vurguladı.

Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
19-01-2006, 16:52
ABD'yi 5 ay önce vuran Katrina kasırgası, ardında 3 bin 200'den fazla kayıp bıraktı.

Ulusal Kayıpları Bulma Vakfı'na şimdiye dek yapılan 11 bin 500 kayıp başvurusundan 3 bin 200'ünün yeri tespit edilemezken, en çok başvuru Louisiana eyaletinden geldi.

Louisiana eyaleti tıbbi müfettişi Dr Louis Cataldie, kayıpların tespit edilmesi için eyalet ve yerel makamlardan öncelikle 400 adresin yeniden kontrol edilmesini isteyeceklerini belirterek, kayıpların çoğunun New Orleans kentinin doğu kesimlerinde olduğunu kaydetti.

Kayıpların büyük bölümünün Pontchartrain gölüne sürüklenmiş veya cesetlerinin hala kentin önemli bir bölümünü kaplayan çamur örtüsünün altında kalmış olabileceğini ifade eden yetkililer, ancak kayıp listesinde bulunan bazı isimlerin de yakınlarınca bulunmuş, ancak vakfın arama merkezine bildirilmemiş olabileceğini belirtti.
Katrina kasırgasıyla bağlantılı olarak 5 eyaletten bildirilen 1300'den fazla ölümün 1080'i Louisiana'da meydana geldi.


Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
19-01-2006, 17:32
Avrupa Parlamentosu’nda Orhan Pamuk hakkındaki suçlamaların geri çekilmesini isteyen bir deklarasyon imzaya açıldı. Deklarasyonda TCK’nun Avrupa standartlarına aykırı maddelerinin değiştirilmesi çağrısına da yer veriliyor.

Avrupa Parlamentosu’nda (AP) yazar Orhan Pamuk hakkındaki suçlamaların geri çekilmesini isteyen bir deklarasyon imzaya açıldı. ABHaber’e göre, AP’de Orhan Pamuk için hazırlanan deklarasyon, milletvekillerinin imzasına açıldı. Avrupa Parlamentosu’nun ifade özgürlüğüne verdiği önemine dikkat çekildiği deklarasyonda Türkiye’nin AB ile üyelik müzakerelerinin başladığı anımsatılıyor.

Orhan Pamuk’un "Türk kimliğine haraket"le suçlanmasının "alarm" yarattığı dile getirilen deklarasyonda AB ülkeleri ve AP Başkanının Türk yetkililere Pamuk hakkındaki suçlamaların geri çekilmesi çağrısında bulunmaları isteniyor.
Üye devletler ve Avrupa Komisyonu’ndan Türkiye’deki yeni TCK’nun uygulamasının yakından izlenmesi ve TCK’nun Avrupa standartlarına ters düşen maddelerinde değişikliğe gidilmesi talebine de yer veriliyor.

Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
19-01-2006, 20:30
Çin ile Yunanistan arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasından bu yana ilk ortak bildiri imzalandı.

Çin Başbakanı Ven Ciabao'nun daveti üzerine 4 günlük ziyaret için Pekin'de bulunan Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis'in Ven ile görüşmesinden sonra imzalanan ortak bildiride, iki ülke arasında ekonomi ve ticaret alanında işbirliğinin pekiştirilmesi için, bir ”Çin-Yunanistan ekonomik ve ticari işbirliği forumu”nun kurulması kararlaştırıldı.
Görüşmede Karamanlis, iki ülkenin hava taşımacılığı ve liman işlerinde işbirliği yoluyla turizm alanında birbirine kolaylık sağlamalarını, kültür ve eğitim alanlarında da temaslarını artırmalarını istedi.

Ven de, ekonomik ve ticari işbirliğiyle sosyal temasların güçlendirilmesini istedi ve olimpiyat oyunları alanında işbirliği seviyesini yükselterek, Pekin 2008 Olimpiyat Oyunları'nın başarıyla yapılması için ortak çaba harcanmasını önerdi.

Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
19-01-2006, 20:31
Suriye'yi ziyaret eden İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Devlet Başkanı Beşşar Esad ile görüştü.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, görüşmeden sonra Ahmedinejad ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Gerek İran'ın, gerekse bir başka devletin barışçıl teknoloji elde etmesini destekliyoruz” dedi. Esad, buna karşı çıkan devletlerin ikna edici bir mazeret bildirmediklerini söyledi.

Suriye'nin nükleer silahlardan arınmış bir Ortadoğu çağrısını yineleyen Esad, “bunun başlangıcını İsrail yapmalı” dedi.
Esad, Lübnan'nın istikrarını desteklediklerini belirtti ve buradaki yabancı müdahalesine son verilmesi çağrısında bulundu. Ahmedinejad da, konuşmasında, iki ülkenin politikalarını koordine etme ihtiyacında olduklarını söyledi.
İran Cumhurbaşkanı, “Suriye'nin İsrail'e sebatla karşı çıkan taraf olduğu, İran'ın da İslam devriminin savunucusu olduğu düşünülürse, bu bizi daha çok işbirliğine götürüyor” dedi. Esad, Ahmedinejad'ın seçilmesinden sonra İran'ı ziyaret eden ilk devlet başkanı olmuştu.

Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
19-01-2006, 20:31
Almanların yaklaşık dörtte biri, bu yıl ülkelerinde yapılacak Dünya Futbol Şampiyonası sırasında terör eylemi düzenlenmesinden endişe ediyor.

“Steria Mummert Consulting” adlı bir danışmanlık şirketi tarafından yapılan araştırmaya göre, Almanların yaklaşık dörtte biri Dünya Futbol Şampiyonası sırasında terör eylemi düzenlenmesinden endişe duyarken, yüzde 42'si terör tehdidi nedeniyle bir karşılaşmanın iptal edilebileceğini düşünüyor.

Araştırmaya katılan her 4 kişiden 3'ünün, holiganların, karşılaşmaların olduğu kentlerde olay çıkartabileceğine, yüzde 89'unun da karşılaşmalar sırasında büyük kentlerde trafik sıkışıklığı yaşanacağına inandığı bildirildi.
Polisin Dünya Futbol Şampiyonası sırasında daha yoğun tedbirler almasını isteyenlerin oranı yüzde 96 olarak belirlenirken, güvenlik için askerlerin de görev yapmasını isteyenlerin oranının yüzde 38 olduğu kaydedildi.


Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
19-01-2006, 20:33
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Tasos Papadupulos, temaslarda bulunmak üzere bu akşam Rusya'nın başkenti Moskova'ya geliyor.

Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mihail Kaminin, İtar-Tass ajansına yaptığı açıklamada, Güney Kıbrıs'ın Rusya'nın dış ticaret ortakları arasında önemli bir yer tuttuğunu söyledi.

Papadupolos'un yarın başlayacak temasları sırasında birçok acil ikili ve uluslararası konuların ele alınacağını belirten sözcü, ele alınacak konular arasında Kıbrıs sorununun çözümü, Akdeniz bölgesinde BM, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve Avrupa Konseyi gibi uluslararası kuruluşlarda işbirliği konularının bulunduğunu kaydetti.
Kaminin, Rusya'nın Kıbrıslıları Ada'da adil, nihai ve kalıcı çözüm çabalarında desteklediğini ifade ederek, “Birçok uluslararası konularda tutumumuz çok benzer veya yakın” dedi.

Güney Kıbrıs'ın, vize muafiyetini 2004 yılında kaldırmasına rağmen hala Rus turistler için en çekici yerlerden biri olduğunu ifade eden Kaminin, “Ada'yı yılda yaklaşık 100 bin Rus vatandaşı ziyaret ediyor. Rus ve Kıbrıslı kurumlar organize suç, terörizm ve uyuşturucu trafiğiyle mücadelede başarılı işbirliğini geliştiriyor” diye konuştu.

Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
19-01-2006, 20:34
KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş, Kırgızistan'a gitti.

THY'ye ait uçakla Bişkek'e hareket eden Denktaş, Atatürk Havalimanı VIP Salonu'nda yaptığı açıklamada, Kırgızistan ziyaretinin, yaklaşık 1 yıldır devam eden Türk Cumhuriyetleri ve İslam ülkeleri gezilerinden biri olduğunu söyledi.

Denktaş, görüşmelerde, ikili ilişkilerin nasıl geliştirilebileceği konularının ele alınacağını kaydetti.

Alıntı hurriyet.com.tr

umsado
19-01-2006, 20:53
Only the registered members can see the link

Katar merkezli El Cezire televizyonu, El Kaide örgütünün lideri Usame Bin Ladin'e ait yeni bir ses kaydı olduğunu duyurdu.

Habere göre, Bin Ladin kayıtta, El Kaide'nin ABD'de yeni saldırılara hazırlandığını, ayrıca ABD’lilerle şartlı ateşkese açık olduğunu söylüyor.

Bin Ladin olduğu belirtilen kişi ses kaydında, "yeni operasyonlara hazırlanıyoruz. Tamamlandıklarında, bunları Allah’ın izniyle evlerinizde göreceksiniz" diyor.

Söz konusu kişi, Müslümanlarla kendi topraklarında savaşmanın iyi olmayacağını belirterek, Irak ile Afganistan'ın yeniden inşası için adil ve uzun dönemli ateşkes öneriyor.

Bin Ladin olduğu öne sürülen kişi ateşkesin, ‘savaş tüccarlarının’ milyarlarca dolar kaybetmelerini önleyeceğini ileri sürüyor.

Kayıttaki ses, ateşkesin şartlarına ilişkin ayrıntıya ise girmiyor.

El Cezire'nin haberine göre kayıt geçtiğimiz ay yapıldı. Bin Ladin, 2004 yılının nisan ayında yine bir ses kaydıyla sadece Avrupa'ya ateşkes önermişti.

Alıntı cnnturk.com.tr

umsado
19-01-2006, 20:55
İsrail'in Tel Aviv kentinde düzenlenen intihar saldırısında ilk belirlemelere göre 20 kişi yaralandı. Yaralananlar arasında bir Türk de bulunuyor.

Patlama, Tel Aviv'deki eski otobüs garının bulunduğu kalabalık bir bölgede meydana geldi.

Sağlık yetkilileri bir kişinin ağır yaralandığını dört kişinin de tedavi altına alındığını açıkladı. Diğer yaralıların durumlarının hafif olduğu belirtiliyor.

Saldırıyı İslami Cihad Örgütü üstlendi. İsrail'de geçtiğimiz yıl altı saldırı olmuş tümünü de İslami Cihad Örgütü üstlenmişti.

Saldırı, 25 ocakta yapılacak Filistin seçimlerinin hemen öncesine rastladı. Radikal islamcı Hamas örgütü seçimlere katılacağı için son dönemde bu tür saldırılara başvurmuyor.

Alıntı cnnturk.com.tr