f47xfenerli
09-06-2007, 01:29
Türk Telekom'un yeni tarifesine Danıştay'dan veto !.
--------------------------------------------------------------------------------
Danıştay, Türk Telekom'un yeni tarifesinin yürütmesini durdurdu
Danıştay, 1 Mart 2007 itibariyle yürürlüğe giren Türk Telekom'un yeni ücret tarifesinin onaylanmasına ilişkin Telekomünikasyon Kurulu kararının yürütmesini durdurdu. Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER) Türk Telekom tarafından hazırlanan, 1 Mart 2007 itibariyle yürürlüğe giren yeni ücret tarifesinin onaylanmasına ilişkin 25 Aralık 2006 tarihli Telekomünikasyon Kurulu kararının ve 28 Ağustos 2001 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan tarife yönetmeliğinin 7. maddesinin tavan fiyat yöntemine ilişkin kısımlarıyla 11. ve 12. maddelerinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay'da dava açmıştı.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, davaya ilişkin ilk incelemesini tamamlayan Danıştay 13. Dairesi söz konusu Telekomünikasyon Kurulu kararının yürütmesinin dava sonuçlanıncaya kadar durdurulmasına oy çokluğuyla karar verdi. Daire, tarife yönetmeliğinin 7. maddesinin tavan fiyat yöntemine ilişkin kısımlarıyla 11. ve 12. maddelerinin yürütmesinin durdurulması istemini ise oy birliğiyle reddetti.
Dairenin kararında, Türk Telekom tarafından dava konusu tarifenin 31 Aralık 2003 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan ''Tavan Fiyat Tebliği''ne göre hazırlandığı ve kurum tarafından 25 Aralık 2006 tarihinde onaylandığı, 1 Mart 2007 tarihinde yürürlüğe girdiği anımsatıldı.
Kararda, tebliğin 1 Ocak 2004 tarihinde başlayıp 1 Aralık 2005 tarihinde sona erecek şekilde 2 yıllık bir dönemi kapsaması, kurulun gerekli görmesi halinde her tavan fiyat döneminin, 31 Aralık 2006 tarihinde sona erecek şekilde 1 yıl daha uzatılarak yürürlükte bulunması karşısında, kurum tarafından bu tebliğe dayalı olarak 2007 ve daha sonraki dönemleri ilişkin tarifenin onaylanmasında hukuka uyarlık bulunmadığı vurgulandı.
Yeni tebliğ ile il içi arama ücretine azami artış oranı sınırının getirildiği onaya ilişkin eski tebliğ hükümlerinde böyle bir sınırlama bulunmadığı belirtilen kararda, davanın konusunu da il içi aramalara yüksek oranda zam yapılırken, şehirlerarası ve uluslararası görüşmelere maliyetin altında indirim yapılması yönündeki iddiaların oluşturduğu anımsatıldı.
TÜKETİCİ MENFAATİNE AYKIRI
Kararda bu nedenle, onaylanan tarifenin kanunla korunması gereken tüketici menfaatlerine aykırı olduğu ifade edilerek, 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun 30/b maddesinde ve tarife yönetmeliğinin 5/e maddesinde öngörülen bazı hizmetlerin maliyetinin başka hizmetlerin ücretlerinden desteklenmesi veya karşılanmaması gerektiğine ilişkin ilkeyle bağdaşmadığı, bu itibarla mevzuata uygun olarak onaylanmadığı, kamu yararı ve hizmet gereklerine uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı ifade edildi.
Dairenin kararında, ''Davalı (Telekomünikasyon Kurumu) tarafından il içi aramalara yapılan zammın, 3 yıldır herhangi bir artış yapılmamasından kaynaklandığı ileri sürülmekte ise de aynı tarifenin şehirlerarası ve uluslararası görüşmelerde yüksek oranlarda indirim içermesi nedeniyle 406 sayılı kanunun 30/b maddesinde belirtilen tarifelerin dengelenmesinin hukuka aykırı olarak yapıldığı anlaşıldığından davalı idarenin savunması hukuki bulunmamıştır'' denildi.
Davalı Telekomünikasyon Kurumu'nun ve Türk Telekomünikasyon A.Ş'nin karara itiraz hakları bulunuyor. İtirazı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu görüşecek. Dairenin kararında, davaya konu tarifeye ilişkin yasal düzenlemelere yer verilerek, yasal düzenlemelerde Telekomünikasyon Kurumunun tarifeleri inceleme ve gerekenleri onaylama görevi sırasında tüketici menfaatlerinin korunması için gerekli tedbirleri alacağının öngörüldüğü anımsatıldı.
Yasal düzenlemelere göre kurumun, herkesin makul bir ücret karşılığında telekomünikasyon hizmetlerinden ve alt yapısından yararlanmasını sağlayacak uygulamaların teşvik edilmesi ve telekomünikasyon hizmetleri karşılığı alınacak ücretlerin yatırım ve işletme maliyetlerini ve genel masraflardan ilgili payını amortisman ve makul ölçüde karı mümkün olduğu şekilde yansıtması gerektiği belirtilen kararda, kurumun bazı durumlarda ücretlerin hesaplanma yöntemlerini ve üst sınırlarını makul ve ayrım gözetmeyen şartlarla yasada belirlenen genel ilkeler çerçevesinde çıkarılacak yönetmelikler, tebliğler, sair idari düzenlemeler, imtiyaz sözleşmeleri ve Telekomünikasyon ruhsatlarının hüküm ve şartlarını da gözeterek tayin ve tespit etmeye yetkili olduğu kaydedildi.
Mümkün olduğunca ilgili hizmetin maliyetlerini yansıtacak şekilde belirlenerek tarifelerin dengelenmesinin ilgili yasalara göre esas olduğu vurgulanan kararda, söz konusu yasalara göre, bir hizmetin maliyetinin diğer bir hizmetin ücreti yoluyla desteklenmesinden veya karşılanmasından kaçınılması gerektiği, haklı gerekçelerin varlığı halinde ücretlerin zorunlu maliyetleri ve makul bir ölçüde karı da yansıtmak kaydıyla üst sınır konulabileceği belirtildi.
Telekomünikasyon Kurumunun tarifeleri, yasaların bu hükümleriyle tarife yönetmeliği hükümleri uyarınca inceleyeceği kaydedilen kararda, kurumun mevzuata aykırı bulduğu tarifeleri onaylamaması gerektiğinin açık olduğu vurgulandı. Tarife yönetmeliğinin iptali ve yürütmesi durdurulması istenen 7. maddesinde kurulun her bir hizmet için hizmetin etkin olarak sağlanması maliyetine dayalı yöntem veya belli bir dönemde bir hizmet sepetindeki tarife değişikliklerinin ortalamasına uygulanacak tavan fiyat yöntemini ayrı ayrı veya her ikisi birden uygulayarak tarifeleri onaylayacağı hükümlerine yer verildiği anımsatılan kararda, aynı yönetmeliğin 11. maddesinde her hangi bir tarifenin tavan fiyat yöntemine göre onaylanması için işletmeci tarafından istenilen bilgi ve belgelerin sayıldığı, 12. maddesinde de tarifelerin tavan fiyat yöntemine göre onaylanması durumunda göz önünde bulundurulacak konuların belirlendiği ifade edildi.
Kararda, ilgili mevzuat hükümlerinde Türk Telekom'un tavan fiyat yöntemi dışında başka bir tarife hazırlamasını zorunlu kılan bir kuralın yer almaması nedeniyle iptali istenen yönetmeliğin bu hükümlerinin kanunlara aykırı olmadığı, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olduğu sonucuna varıldığı ifade edildi.
YENİ ÜCRET TARİFESİ
Dairenin kararında, Türk Telekom tarafından hazırlanan ve 1 Mart 2007 itibariyle yürürlüğe giren yeni ücret tarifesinin onaylanmasına ilişkin Telekomünikasyon Kurulu kararının iptali ve yürütmesinin durdurulmasına ilişkin kısımla ilgili yapılan incelemede de Türk Telekom tarafından dava konusu tarifenin ''ulusal, uluslararası ve cep telefonu görüşmelerinde şimdiye kadar yapılmış en büyük indirimi içerdiği'' şeklinde kamuoyuna duyurulduğu, bu duyuruda 1 Mart 2007'den geçerli olacak yeni fiyat tarifesiyle şehirler arası aramaların, şehir içi ile aynı fiyata getirildiğinin belirtildiği kaydedildi.
Tavan Fiyat Tebliği ile Türk Telekom tarafından hizmet sepetinde yer alan Telekomünikasyon hizmetlerine yapılabilecek aşırı fiyat artışlarının önüne geçebilmek amacıyla idarece saptanan formülle ortaya çıkan yeni tarifenin tespit edilmesi yönteminin getirildiği anımsatılan kararda, 16 Ocak 2007 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe giren Tavan Fiyat Yöntemine Yönelik Usul ve Esaslara İlişkin Tebliğin 21. maddesiyle 31 Aralık 2003 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Tavan Fiyat Tebliği hükümlerinin yürürlükten kaldırıldığı anımsatıldı.
Yeni tebliğle yürürlükten kalkan tebliğde idarece saptanan formüllerin aynı olduğu belirtilen kararda, yeni tavan fiyat tebliğinin hizmet sepetinin belirlendiği 5. maddesinde şehir içi arama ücretine azami artış oranı sınırı getirildiği ifade edildi.
AA' dan alıntı haber olup, bilgilendirme amaçlıdır...
--------------------------------------------------------------------------------
Danıştay, Türk Telekom'un yeni tarifesinin yürütmesini durdurdu
Danıştay, 1 Mart 2007 itibariyle yürürlüğe giren Türk Telekom'un yeni ücret tarifesinin onaylanmasına ilişkin Telekomünikasyon Kurulu kararının yürütmesini durdurdu. Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER) Türk Telekom tarafından hazırlanan, 1 Mart 2007 itibariyle yürürlüğe giren yeni ücret tarifesinin onaylanmasına ilişkin 25 Aralık 2006 tarihli Telekomünikasyon Kurulu kararının ve 28 Ağustos 2001 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan tarife yönetmeliğinin 7. maddesinin tavan fiyat yöntemine ilişkin kısımlarıyla 11. ve 12. maddelerinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay'da dava açmıştı.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, davaya ilişkin ilk incelemesini tamamlayan Danıştay 13. Dairesi söz konusu Telekomünikasyon Kurulu kararının yürütmesinin dava sonuçlanıncaya kadar durdurulmasına oy çokluğuyla karar verdi. Daire, tarife yönetmeliğinin 7. maddesinin tavan fiyat yöntemine ilişkin kısımlarıyla 11. ve 12. maddelerinin yürütmesinin durdurulması istemini ise oy birliğiyle reddetti.
Dairenin kararında, Türk Telekom tarafından dava konusu tarifenin 31 Aralık 2003 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan ''Tavan Fiyat Tebliği''ne göre hazırlandığı ve kurum tarafından 25 Aralık 2006 tarihinde onaylandığı, 1 Mart 2007 tarihinde yürürlüğe girdiği anımsatıldı.
Kararda, tebliğin 1 Ocak 2004 tarihinde başlayıp 1 Aralık 2005 tarihinde sona erecek şekilde 2 yıllık bir dönemi kapsaması, kurulun gerekli görmesi halinde her tavan fiyat döneminin, 31 Aralık 2006 tarihinde sona erecek şekilde 1 yıl daha uzatılarak yürürlükte bulunması karşısında, kurum tarafından bu tebliğe dayalı olarak 2007 ve daha sonraki dönemleri ilişkin tarifenin onaylanmasında hukuka uyarlık bulunmadığı vurgulandı.
Yeni tebliğ ile il içi arama ücretine azami artış oranı sınırının getirildiği onaya ilişkin eski tebliğ hükümlerinde böyle bir sınırlama bulunmadığı belirtilen kararda, davanın konusunu da il içi aramalara yüksek oranda zam yapılırken, şehirlerarası ve uluslararası görüşmelere maliyetin altında indirim yapılması yönündeki iddiaların oluşturduğu anımsatıldı.
TÜKETİCİ MENFAATİNE AYKIRI
Kararda bu nedenle, onaylanan tarifenin kanunla korunması gereken tüketici menfaatlerine aykırı olduğu ifade edilerek, 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun 30/b maddesinde ve tarife yönetmeliğinin 5/e maddesinde öngörülen bazı hizmetlerin maliyetinin başka hizmetlerin ücretlerinden desteklenmesi veya karşılanmaması gerektiğine ilişkin ilkeyle bağdaşmadığı, bu itibarla mevzuata uygun olarak onaylanmadığı, kamu yararı ve hizmet gereklerine uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı ifade edildi.
Dairenin kararında, ''Davalı (Telekomünikasyon Kurumu) tarafından il içi aramalara yapılan zammın, 3 yıldır herhangi bir artış yapılmamasından kaynaklandığı ileri sürülmekte ise de aynı tarifenin şehirlerarası ve uluslararası görüşmelerde yüksek oranlarda indirim içermesi nedeniyle 406 sayılı kanunun 30/b maddesinde belirtilen tarifelerin dengelenmesinin hukuka aykırı olarak yapıldığı anlaşıldığından davalı idarenin savunması hukuki bulunmamıştır'' denildi.
Davalı Telekomünikasyon Kurumu'nun ve Türk Telekomünikasyon A.Ş'nin karara itiraz hakları bulunuyor. İtirazı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu görüşecek. Dairenin kararında, davaya konu tarifeye ilişkin yasal düzenlemelere yer verilerek, yasal düzenlemelerde Telekomünikasyon Kurumunun tarifeleri inceleme ve gerekenleri onaylama görevi sırasında tüketici menfaatlerinin korunması için gerekli tedbirleri alacağının öngörüldüğü anımsatıldı.
Yasal düzenlemelere göre kurumun, herkesin makul bir ücret karşılığında telekomünikasyon hizmetlerinden ve alt yapısından yararlanmasını sağlayacak uygulamaların teşvik edilmesi ve telekomünikasyon hizmetleri karşılığı alınacak ücretlerin yatırım ve işletme maliyetlerini ve genel masraflardan ilgili payını amortisman ve makul ölçüde karı mümkün olduğu şekilde yansıtması gerektiği belirtilen kararda, kurumun bazı durumlarda ücretlerin hesaplanma yöntemlerini ve üst sınırlarını makul ve ayrım gözetmeyen şartlarla yasada belirlenen genel ilkeler çerçevesinde çıkarılacak yönetmelikler, tebliğler, sair idari düzenlemeler, imtiyaz sözleşmeleri ve Telekomünikasyon ruhsatlarının hüküm ve şartlarını da gözeterek tayin ve tespit etmeye yetkili olduğu kaydedildi.
Mümkün olduğunca ilgili hizmetin maliyetlerini yansıtacak şekilde belirlenerek tarifelerin dengelenmesinin ilgili yasalara göre esas olduğu vurgulanan kararda, söz konusu yasalara göre, bir hizmetin maliyetinin diğer bir hizmetin ücreti yoluyla desteklenmesinden veya karşılanmasından kaçınılması gerektiği, haklı gerekçelerin varlığı halinde ücretlerin zorunlu maliyetleri ve makul bir ölçüde karı da yansıtmak kaydıyla üst sınır konulabileceği belirtildi.
Telekomünikasyon Kurumunun tarifeleri, yasaların bu hükümleriyle tarife yönetmeliği hükümleri uyarınca inceleyeceği kaydedilen kararda, kurumun mevzuata aykırı bulduğu tarifeleri onaylamaması gerektiğinin açık olduğu vurgulandı. Tarife yönetmeliğinin iptali ve yürütmesi durdurulması istenen 7. maddesinde kurulun her bir hizmet için hizmetin etkin olarak sağlanması maliyetine dayalı yöntem veya belli bir dönemde bir hizmet sepetindeki tarife değişikliklerinin ortalamasına uygulanacak tavan fiyat yöntemini ayrı ayrı veya her ikisi birden uygulayarak tarifeleri onaylayacağı hükümlerine yer verildiği anımsatılan kararda, aynı yönetmeliğin 11. maddesinde her hangi bir tarifenin tavan fiyat yöntemine göre onaylanması için işletmeci tarafından istenilen bilgi ve belgelerin sayıldığı, 12. maddesinde de tarifelerin tavan fiyat yöntemine göre onaylanması durumunda göz önünde bulundurulacak konuların belirlendiği ifade edildi.
Kararda, ilgili mevzuat hükümlerinde Türk Telekom'un tavan fiyat yöntemi dışında başka bir tarife hazırlamasını zorunlu kılan bir kuralın yer almaması nedeniyle iptali istenen yönetmeliğin bu hükümlerinin kanunlara aykırı olmadığı, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olduğu sonucuna varıldığı ifade edildi.
YENİ ÜCRET TARİFESİ
Dairenin kararında, Türk Telekom tarafından hazırlanan ve 1 Mart 2007 itibariyle yürürlüğe giren yeni ücret tarifesinin onaylanmasına ilişkin Telekomünikasyon Kurulu kararının iptali ve yürütmesinin durdurulmasına ilişkin kısımla ilgili yapılan incelemede de Türk Telekom tarafından dava konusu tarifenin ''ulusal, uluslararası ve cep telefonu görüşmelerinde şimdiye kadar yapılmış en büyük indirimi içerdiği'' şeklinde kamuoyuna duyurulduğu, bu duyuruda 1 Mart 2007'den geçerli olacak yeni fiyat tarifesiyle şehirler arası aramaların, şehir içi ile aynı fiyata getirildiğinin belirtildiği kaydedildi.
Tavan Fiyat Tebliği ile Türk Telekom tarafından hizmet sepetinde yer alan Telekomünikasyon hizmetlerine yapılabilecek aşırı fiyat artışlarının önüne geçebilmek amacıyla idarece saptanan formülle ortaya çıkan yeni tarifenin tespit edilmesi yönteminin getirildiği anımsatılan kararda, 16 Ocak 2007 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe giren Tavan Fiyat Yöntemine Yönelik Usul ve Esaslara İlişkin Tebliğin 21. maddesiyle 31 Aralık 2003 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Tavan Fiyat Tebliği hükümlerinin yürürlükten kaldırıldığı anımsatıldı.
Yeni tebliğle yürürlükten kalkan tebliğde idarece saptanan formüllerin aynı olduğu belirtilen kararda, yeni tavan fiyat tebliğinin hizmet sepetinin belirlendiği 5. maddesinde şehir içi arama ücretine azami artış oranı sınırı getirildiği ifade edildi.
AA' dan alıntı haber olup, bilgilendirme amaçlıdır...
--------------------------------------------------------------------------------
Danıştay, Türk Telekom'un yeni tarifesinin yürütmesini durdurdu
Danıştay, 1 Mart 2007 itibariyle yürürlüğe giren Türk Telekom'un yeni ücret tarifesinin onaylanmasına ilişkin Telekomünikasyon Kurulu kararının yürütmesini durdurdu. Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER) Türk Telekom tarafından hazırlanan, 1 Mart 2007 itibariyle yürürlüğe giren yeni ücret tarifesinin onaylanmasına ilişkin 25 Aralık 2006 tarihli Telekomünikasyon Kurulu kararının ve 28 Ağustos 2001 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan tarife yönetmeliğinin 7. maddesinin tavan fiyat yöntemine ilişkin kısımlarıyla 11. ve 12. maddelerinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay'da dava açmıştı.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, davaya ilişkin ilk incelemesini tamamlayan Danıştay 13. Dairesi söz konusu Telekomünikasyon Kurulu kararının yürütmesinin dava sonuçlanıncaya kadar durdurulmasına oy çokluğuyla karar verdi. Daire, tarife yönetmeliğinin 7. maddesinin tavan fiyat yöntemine ilişkin kısımlarıyla 11. ve 12. maddelerinin yürütmesinin durdurulması istemini ise oy birliğiyle reddetti.
Dairenin kararında, Türk Telekom tarafından dava konusu tarifenin 31 Aralık 2003 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan ''Tavan Fiyat Tebliği''ne göre hazırlandığı ve kurum tarafından 25 Aralık 2006 tarihinde onaylandığı, 1 Mart 2007 tarihinde yürürlüğe girdiği anımsatıldı.
Kararda, tebliğin 1 Ocak 2004 tarihinde başlayıp 1 Aralık 2005 tarihinde sona erecek şekilde 2 yıllık bir dönemi kapsaması, kurulun gerekli görmesi halinde her tavan fiyat döneminin, 31 Aralık 2006 tarihinde sona erecek şekilde 1 yıl daha uzatılarak yürürlükte bulunması karşısında, kurum tarafından bu tebliğe dayalı olarak 2007 ve daha sonraki dönemleri ilişkin tarifenin onaylanmasında hukuka uyarlık bulunmadığı vurgulandı.
Yeni tebliğ ile il içi arama ücretine azami artış oranı sınırının getirildiği onaya ilişkin eski tebliğ hükümlerinde böyle bir sınırlama bulunmadığı belirtilen kararda, davanın konusunu da il içi aramalara yüksek oranda zam yapılırken, şehirlerarası ve uluslararası görüşmelere maliyetin altında indirim yapılması yönündeki iddiaların oluşturduğu anımsatıldı.
TÜKETİCİ MENFAATİNE AYKIRI
Kararda bu nedenle, onaylanan tarifenin kanunla korunması gereken tüketici menfaatlerine aykırı olduğu ifade edilerek, 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun 30/b maddesinde ve tarife yönetmeliğinin 5/e maddesinde öngörülen bazı hizmetlerin maliyetinin başka hizmetlerin ücretlerinden desteklenmesi veya karşılanmaması gerektiğine ilişkin ilkeyle bağdaşmadığı, bu itibarla mevzuata uygun olarak onaylanmadığı, kamu yararı ve hizmet gereklerine uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı ifade edildi.
Dairenin kararında, ''Davalı (Telekomünikasyon Kurumu) tarafından il içi aramalara yapılan zammın, 3 yıldır herhangi bir artış yapılmamasından kaynaklandığı ileri sürülmekte ise de aynı tarifenin şehirlerarası ve uluslararası görüşmelerde yüksek oranlarda indirim içermesi nedeniyle 406 sayılı kanunun 30/b maddesinde belirtilen tarifelerin dengelenmesinin hukuka aykırı olarak yapıldığı anlaşıldığından davalı idarenin savunması hukuki bulunmamıştır'' denildi.
Davalı Telekomünikasyon Kurumu'nun ve Türk Telekomünikasyon A.Ş'nin karara itiraz hakları bulunuyor. İtirazı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu görüşecek. Dairenin kararında, davaya konu tarifeye ilişkin yasal düzenlemelere yer verilerek, yasal düzenlemelerde Telekomünikasyon Kurumunun tarifeleri inceleme ve gerekenleri onaylama görevi sırasında tüketici menfaatlerinin korunması için gerekli tedbirleri alacağının öngörüldüğü anımsatıldı.
Yasal düzenlemelere göre kurumun, herkesin makul bir ücret karşılığında telekomünikasyon hizmetlerinden ve alt yapısından yararlanmasını sağlayacak uygulamaların teşvik edilmesi ve telekomünikasyon hizmetleri karşılığı alınacak ücretlerin yatırım ve işletme maliyetlerini ve genel masraflardan ilgili payını amortisman ve makul ölçüde karı mümkün olduğu şekilde yansıtması gerektiği belirtilen kararda, kurumun bazı durumlarda ücretlerin hesaplanma yöntemlerini ve üst sınırlarını makul ve ayrım gözetmeyen şartlarla yasada belirlenen genel ilkeler çerçevesinde çıkarılacak yönetmelikler, tebliğler, sair idari düzenlemeler, imtiyaz sözleşmeleri ve Telekomünikasyon ruhsatlarının hüküm ve şartlarını da gözeterek tayin ve tespit etmeye yetkili olduğu kaydedildi.
Mümkün olduğunca ilgili hizmetin maliyetlerini yansıtacak şekilde belirlenerek tarifelerin dengelenmesinin ilgili yasalara göre esas olduğu vurgulanan kararda, söz konusu yasalara göre, bir hizmetin maliyetinin diğer bir hizmetin ücreti yoluyla desteklenmesinden veya karşılanmasından kaçınılması gerektiği, haklı gerekçelerin varlığı halinde ücretlerin zorunlu maliyetleri ve makul bir ölçüde karı da yansıtmak kaydıyla üst sınır konulabileceği belirtildi.
Telekomünikasyon Kurumunun tarifeleri, yasaların bu hükümleriyle tarife yönetmeliği hükümleri uyarınca inceleyeceği kaydedilen kararda, kurumun mevzuata aykırı bulduğu tarifeleri onaylamaması gerektiğinin açık olduğu vurgulandı. Tarife yönetmeliğinin iptali ve yürütmesi durdurulması istenen 7. maddesinde kurulun her bir hizmet için hizmetin etkin olarak sağlanması maliyetine dayalı yöntem veya belli bir dönemde bir hizmet sepetindeki tarife değişikliklerinin ortalamasına uygulanacak tavan fiyat yöntemini ayrı ayrı veya her ikisi birden uygulayarak tarifeleri onaylayacağı hükümlerine yer verildiği anımsatılan kararda, aynı yönetmeliğin 11. maddesinde her hangi bir tarifenin tavan fiyat yöntemine göre onaylanması için işletmeci tarafından istenilen bilgi ve belgelerin sayıldığı, 12. maddesinde de tarifelerin tavan fiyat yöntemine göre onaylanması durumunda göz önünde bulundurulacak konuların belirlendiği ifade edildi.
Kararda, ilgili mevzuat hükümlerinde Türk Telekom'un tavan fiyat yöntemi dışında başka bir tarife hazırlamasını zorunlu kılan bir kuralın yer almaması nedeniyle iptali istenen yönetmeliğin bu hükümlerinin kanunlara aykırı olmadığı, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olduğu sonucuna varıldığı ifade edildi.
YENİ ÜCRET TARİFESİ
Dairenin kararında, Türk Telekom tarafından hazırlanan ve 1 Mart 2007 itibariyle yürürlüğe giren yeni ücret tarifesinin onaylanmasına ilişkin Telekomünikasyon Kurulu kararının iptali ve yürütmesinin durdurulmasına ilişkin kısımla ilgili yapılan incelemede de Türk Telekom tarafından dava konusu tarifenin ''ulusal, uluslararası ve cep telefonu görüşmelerinde şimdiye kadar yapılmış en büyük indirimi içerdiği'' şeklinde kamuoyuna duyurulduğu, bu duyuruda 1 Mart 2007'den geçerli olacak yeni fiyat tarifesiyle şehirler arası aramaların, şehir içi ile aynı fiyata getirildiğinin belirtildiği kaydedildi.
Tavan Fiyat Tebliği ile Türk Telekom tarafından hizmet sepetinde yer alan Telekomünikasyon hizmetlerine yapılabilecek aşırı fiyat artışlarının önüne geçebilmek amacıyla idarece saptanan formülle ortaya çıkan yeni tarifenin tespit edilmesi yönteminin getirildiği anımsatılan kararda, 16 Ocak 2007 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe giren Tavan Fiyat Yöntemine Yönelik Usul ve Esaslara İlişkin Tebliğin 21. maddesiyle 31 Aralık 2003 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Tavan Fiyat Tebliği hükümlerinin yürürlükten kaldırıldığı anımsatıldı.
Yeni tebliğle yürürlükten kalkan tebliğde idarece saptanan formüllerin aynı olduğu belirtilen kararda, yeni tavan fiyat tebliğinin hizmet sepetinin belirlendiği 5. maddesinde şehir içi arama ücretine azami artış oranı sınırı getirildiği ifade edildi.
AA' dan alıntı haber olup, bilgilendirme amaçlıdır...
--------------------------------------------------------------------------------
Danıştay, Türk Telekom'un yeni tarifesinin yürütmesini durdurdu
Danıştay, 1 Mart 2007 itibariyle yürürlüğe giren Türk Telekom'un yeni ücret tarifesinin onaylanmasına ilişkin Telekomünikasyon Kurulu kararının yürütmesini durdurdu. Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER) Türk Telekom tarafından hazırlanan, 1 Mart 2007 itibariyle yürürlüğe giren yeni ücret tarifesinin onaylanmasına ilişkin 25 Aralık 2006 tarihli Telekomünikasyon Kurulu kararının ve 28 Ağustos 2001 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan tarife yönetmeliğinin 7. maddesinin tavan fiyat yöntemine ilişkin kısımlarıyla 11. ve 12. maddelerinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay'da dava açmıştı.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, davaya ilişkin ilk incelemesini tamamlayan Danıştay 13. Dairesi söz konusu Telekomünikasyon Kurulu kararının yürütmesinin dava sonuçlanıncaya kadar durdurulmasına oy çokluğuyla karar verdi. Daire, tarife yönetmeliğinin 7. maddesinin tavan fiyat yöntemine ilişkin kısımlarıyla 11. ve 12. maddelerinin yürütmesinin durdurulması istemini ise oy birliğiyle reddetti.
Dairenin kararında, Türk Telekom tarafından dava konusu tarifenin 31 Aralık 2003 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan ''Tavan Fiyat Tebliği''ne göre hazırlandığı ve kurum tarafından 25 Aralık 2006 tarihinde onaylandığı, 1 Mart 2007 tarihinde yürürlüğe girdiği anımsatıldı.
Kararda, tebliğin 1 Ocak 2004 tarihinde başlayıp 1 Aralık 2005 tarihinde sona erecek şekilde 2 yıllık bir dönemi kapsaması, kurulun gerekli görmesi halinde her tavan fiyat döneminin, 31 Aralık 2006 tarihinde sona erecek şekilde 1 yıl daha uzatılarak yürürlükte bulunması karşısında, kurum tarafından bu tebliğe dayalı olarak 2007 ve daha sonraki dönemleri ilişkin tarifenin onaylanmasında hukuka uyarlık bulunmadığı vurgulandı.
Yeni tebliğ ile il içi arama ücretine azami artış oranı sınırının getirildiği onaya ilişkin eski tebliğ hükümlerinde böyle bir sınırlama bulunmadığı belirtilen kararda, davanın konusunu da il içi aramalara yüksek oranda zam yapılırken, şehirlerarası ve uluslararası görüşmelere maliyetin altında indirim yapılması yönündeki iddiaların oluşturduğu anımsatıldı.
TÜKETİCİ MENFAATİNE AYKIRI
Kararda bu nedenle, onaylanan tarifenin kanunla korunması gereken tüketici menfaatlerine aykırı olduğu ifade edilerek, 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun 30/b maddesinde ve tarife yönetmeliğinin 5/e maddesinde öngörülen bazı hizmetlerin maliyetinin başka hizmetlerin ücretlerinden desteklenmesi veya karşılanmaması gerektiğine ilişkin ilkeyle bağdaşmadığı, bu itibarla mevzuata uygun olarak onaylanmadığı, kamu yararı ve hizmet gereklerine uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı ifade edildi.
Dairenin kararında, ''Davalı (Telekomünikasyon Kurumu) tarafından il içi aramalara yapılan zammın, 3 yıldır herhangi bir artış yapılmamasından kaynaklandığı ileri sürülmekte ise de aynı tarifenin şehirlerarası ve uluslararası görüşmelerde yüksek oranlarda indirim içermesi nedeniyle 406 sayılı kanunun 30/b maddesinde belirtilen tarifelerin dengelenmesinin hukuka aykırı olarak yapıldığı anlaşıldığından davalı idarenin savunması hukuki bulunmamıştır'' denildi.
Davalı Telekomünikasyon Kurumu'nun ve Türk Telekomünikasyon A.Ş'nin karara itiraz hakları bulunuyor. İtirazı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu görüşecek. Dairenin kararında, davaya konu tarifeye ilişkin yasal düzenlemelere yer verilerek, yasal düzenlemelerde Telekomünikasyon Kurumunun tarifeleri inceleme ve gerekenleri onaylama görevi sırasında tüketici menfaatlerinin korunması için gerekli tedbirleri alacağının öngörüldüğü anımsatıldı.
Yasal düzenlemelere göre kurumun, herkesin makul bir ücret karşılığında telekomünikasyon hizmetlerinden ve alt yapısından yararlanmasını sağlayacak uygulamaların teşvik edilmesi ve telekomünikasyon hizmetleri karşılığı alınacak ücretlerin yatırım ve işletme maliyetlerini ve genel masraflardan ilgili payını amortisman ve makul ölçüde karı mümkün olduğu şekilde yansıtması gerektiği belirtilen kararda, kurumun bazı durumlarda ücretlerin hesaplanma yöntemlerini ve üst sınırlarını makul ve ayrım gözetmeyen şartlarla yasada belirlenen genel ilkeler çerçevesinde çıkarılacak yönetmelikler, tebliğler, sair idari düzenlemeler, imtiyaz sözleşmeleri ve Telekomünikasyon ruhsatlarının hüküm ve şartlarını da gözeterek tayin ve tespit etmeye yetkili olduğu kaydedildi.
Mümkün olduğunca ilgili hizmetin maliyetlerini yansıtacak şekilde belirlenerek tarifelerin dengelenmesinin ilgili yasalara göre esas olduğu vurgulanan kararda, söz konusu yasalara göre, bir hizmetin maliyetinin diğer bir hizmetin ücreti yoluyla desteklenmesinden veya karşılanmasından kaçınılması gerektiği, haklı gerekçelerin varlığı halinde ücretlerin zorunlu maliyetleri ve makul bir ölçüde karı da yansıtmak kaydıyla üst sınır konulabileceği belirtildi.
Telekomünikasyon Kurumunun tarifeleri, yasaların bu hükümleriyle tarife yönetmeliği hükümleri uyarınca inceleyeceği kaydedilen kararda, kurumun mevzuata aykırı bulduğu tarifeleri onaylamaması gerektiğinin açık olduğu vurgulandı. Tarife yönetmeliğinin iptali ve yürütmesi durdurulması istenen 7. maddesinde kurulun her bir hizmet için hizmetin etkin olarak sağlanması maliyetine dayalı yöntem veya belli bir dönemde bir hizmet sepetindeki tarife değişikliklerinin ortalamasına uygulanacak tavan fiyat yöntemini ayrı ayrı veya her ikisi birden uygulayarak tarifeleri onaylayacağı hükümlerine yer verildiği anımsatılan kararda, aynı yönetmeliğin 11. maddesinde her hangi bir tarifenin tavan fiyat yöntemine göre onaylanması için işletmeci tarafından istenilen bilgi ve belgelerin sayıldığı, 12. maddesinde de tarifelerin tavan fiyat yöntemine göre onaylanması durumunda göz önünde bulundurulacak konuların belirlendiği ifade edildi.
Kararda, ilgili mevzuat hükümlerinde Türk Telekom'un tavan fiyat yöntemi dışında başka bir tarife hazırlamasını zorunlu kılan bir kuralın yer almaması nedeniyle iptali istenen yönetmeliğin bu hükümlerinin kanunlara aykırı olmadığı, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olduğu sonucuna varıldığı ifade edildi.
YENİ ÜCRET TARİFESİ
Dairenin kararında, Türk Telekom tarafından hazırlanan ve 1 Mart 2007 itibariyle yürürlüğe giren yeni ücret tarifesinin onaylanmasına ilişkin Telekomünikasyon Kurulu kararının iptali ve yürütmesinin durdurulmasına ilişkin kısımla ilgili yapılan incelemede de Türk Telekom tarafından dava konusu tarifenin ''ulusal, uluslararası ve cep telefonu görüşmelerinde şimdiye kadar yapılmış en büyük indirimi içerdiği'' şeklinde kamuoyuna duyurulduğu, bu duyuruda 1 Mart 2007'den geçerli olacak yeni fiyat tarifesiyle şehirler arası aramaların, şehir içi ile aynı fiyata getirildiğinin belirtildiği kaydedildi.
Tavan Fiyat Tebliği ile Türk Telekom tarafından hizmet sepetinde yer alan Telekomünikasyon hizmetlerine yapılabilecek aşırı fiyat artışlarının önüne geçebilmek amacıyla idarece saptanan formülle ortaya çıkan yeni tarifenin tespit edilmesi yönteminin getirildiği anımsatılan kararda, 16 Ocak 2007 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe giren Tavan Fiyat Yöntemine Yönelik Usul ve Esaslara İlişkin Tebliğin 21. maddesiyle 31 Aralık 2003 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Tavan Fiyat Tebliği hükümlerinin yürürlükten kaldırıldığı anımsatıldı.
Yeni tebliğle yürürlükten kalkan tebliğde idarece saptanan formüllerin aynı olduğu belirtilen kararda, yeni tavan fiyat tebliğinin hizmet sepetinin belirlendiği 5. maddesinde şehir içi arama ücretine azami artış oranı sınırı getirildiği ifade edildi.
AA' dan alıntı haber olup, bilgilendirme amaçlıdır...