Orijinalini görmek için tıklayınız : 18/06/2007 Türkiye'de Neler oluyor
Bağcılar'da namaz skandalı (2)
Günlerce gazete manşetlerini işgal eden Bağcılar Lisesi'nde namaz skandalının komplo olduğu müfettiş raporlarıyla ortaya çıktı. 2000 kişilik bir okulda 7 öğrencinin bodrumda, izbelerde namaz kılmasını büyük bir çete çökertilmiş gibi sunan medyaya söyleyeceğimizi o zaman dile getirmiştik. Ümraniye'de ele geçirilen cephanelik bile basının aynı ölçüde ilgisine mazhar olamadı.
Neyse o hamur çok su kaldırır, biz yeni gelişmeye dönelim. Konuyu araştırıp suç unsuru bulamayan müfettiş raporunda şöyle deniliyor: "Teneffüslerde bazı öğrencilerin kapıyı tutarak gizlice tek tek namaz kıldıkları görülmüştür. Ancak görüntüleri kaydeden velinin, öğrencileri namaz kılmaya ısrar ve teşvik etmesi, velinin ifade vermek istememesi, ikametgâh adresini terk etmesi ve öğrenciyi okula göndermemesi nedeniyle olayın komplo ve kurumu yıpratmak amaçlı olduğu kanaatindeyiz."
Raporda bir öğrenci olayla ilgili şu bilgileri veriyor: "Ben o gün namaz kılmadım. Arkadaşımız Ç.'nin annesinin ısrarı üzerine onlara öğrenmesi amacı ile gösterdik. Hatta bana Ç.'nin annesi, 'Sen de kıl, ben kapıyı tutarım.' dedi. Ben kılmadım. Aslında biz o gün orada kılmayacaktık, fırsat olmayabilirdi. Ç.'nin annesi, 'Nasıl kılıyorsunuz?' dedi, ısrar etti. Biz de gösterdik. Ben kapıyı tuttuğumda Ç.'nin halası elinde telefonu göğüs hizasında tutuyordu."
Bodrumda namaz skandalını ortaya çıkarıp medyaya servis yapan baba İ.K.'nın Milliyet Gazetesi'ne söylediği şu sözler o gün dikkatimi çekmişti. Görüntülerin televizyonda yayımlanmasından önce kızına bilgi verdiğini söyleyen baba İ.K., "Ben baskıcı bir baba değilim. Program yayımlanmadan önce kızıma durumu anlattım, 'Otur, izle' dedim. Şaşırdı çok, 'Nasıl böyle bir şey yaptınız?' dedi; ama izledikten sonra, 'Baba keşke daha önce paylaşsaydım yaşadıklarımı.' dedi. Evin içinde de örtünüyordu, program yayımlandığından beri artık örtünmüyor." Bir genç kızın kendisinin, daha önemlisi arkadaşlarının düşürüldüğü durumu bu kadar kolay kabullenmesi tuhaf değil mi? Arkadaşlarına kurulan tuzağın yemi olduğunu anladığında babasına, 'Keşke yaşadıklarımı daha önce sizinle paylaşsaydım' diye mi tepki gösterir? Babasının ifadesiyle 'beyni yıkanmış' bir gencin değil, normal birinin bile takınmayacağı bir tavır.
Bir öğrencinin rapordaki şu ifadesi babayı doğrulamıyor: "Ç.K.'nın annesi, 'Haydi namaz kılın, ben de seyredeyim, öğreneyim.' dedi. Ç., 'Anne, ben sana evde öğretirim.' deyince halası, "Ben de öğrenmek istiyorum, ileride kılarım" diyerek ısrar etti. Dersimiz boştu, namaz kıldık. Ç., annesine, 'Yoksa bizi şikâyet mi edeceksin?' diye sordu. O da kızına, 'Yok kızım!' dedi." Ç.'nin yerinde olmak istemezdim. Ailesinin de medyanın dolduruşuna geldiği için çok mutlu olmadığını sanıyorum.
Aslında Bağcılar Lisesi olayı Türkiye'yi özetleyen bir model. Böylesi onlarca tuzak, çarpıtma ve komplo resmigeçit yapıyor. Bir kaşık suda fırtına koparıp toplumsal huzuru bozmak isteyenlerin, ne Ç. umurunda ne de babası. İdeolojik saplantıları ve şahsi kinleri için bu bir fırsattı, değerlendirdiler. Gerisi onları çok ilgilendirmiyor. Konya'daki 'testis skandalı' haberindeki çuvallama ya da 'Paris'te dinciler mini etekli kızı diri diri yaktılar' asparagasının yüzlerine çarpılması onları durdurmuyor. Bereket artık tek kale maç yapma imkânları yok. Hiç olmazsa bu lüksleri ellerinden alındı.
Türkiye üzerine kapalı kapılar ardında yazılan felaket senaryoları gündemde. İrtica konulu olanları sahnelemek eskisi kadar kolay değil. Bir de diğerlerini boşa çıkarmayı başarabilsek.
Futbolcu damat düğün günü maça gitti
Sivas'ta bir amatör spor kulübünde forma giyen genç, düğün günü hayatını birleştirdiği eşini gelinliği ile evde bırakarak, zirve mücadelesi veren takımı için önemli olan maçta forma giydi. Damatlığını yedek kulübesinde bırakan genç, attığı golle takımının puan kazanmasını sağladı.
Sivas 1. Amatör Küme'de zirve mücadelesi veren Abdulvahabigazispor'un forvet oyuncusu Fırat Kunduz (19), uzun süredir birlikte olduğu Gülsüm Şahin (19) ile hayatını birleştirme kararı aldı. Davullu zurnalı törenle dünya evine giren çiftin kına gecesinde Kulüp Başkanı Orhan Daş, teknik direktör Metin Özkoçak ve Fırat'ın takım arkadaşları da yer aldı.
Teknik direktör Özkoçak ve Başkan Daş, zirve mücadelesi veren takımları için önemli bir maç olan Türk Telekomspor karşılaşmasında, aynı gün düğünü olan golcü futbolcuları Fırat'ın oynayamayacağını düşünüyordu.
Düğünü nedeniyle maça gelemeyeceği tahmin edilen golcü oyuncunun yerine alternatif isimler arayan ikili, ertesi gün oynanacak maça nezaketen Fırat'ı da davet etti. Teknik direktörünün ve başkanının bu isteğini geri çevirmeyen Fırat, maça gelme sözü verdi.
-DÜĞÜN GÜNÜ MAÇA GİTTİ-
Maçın oynanacağı gün öğlen saatlerinde, Orhangazi Mahallesi'nden araç konvoyu eşliğinde eşi Gülsüm'ü gelin arabasına bindirerek Alibaba Mahallesi'ndeki evine getiren Kunduz, eşini evde bırakarak damatlığı ile takımı için önem taşıyan maça gitti.
Paşaçayırı Spor Tesisleri'nde oynanan Abdulvahabigazispor-Telekomspor maçı öncesinde damatlığını yedek kulübesine çıkararak forma giymek isteyen Fırat'a, teknik direktör Metin Özkoçak ilk 11'de şans verdi.
Maç boyuncu başarılı bir futbol ortaya koyan Fırat, ilk yarısı 1-1 sona eren karşılaşmanın ikinci yarısında takımı 2-1 mağlup durumdayken klas bir gole imza attı. Attığı golün sevincini takım arkadaşları ve teknik heyetle paylaşan Fırat, bu golle takımına 1 puan kazandırdı. Bu sezon 4 gole imza atan Fırat, bu maçtaki golü ile gol sayısını 5'e çıkardı.
Maç sırasında Teknik Direktör Özkoçak ve Başkan Daş'ın, yeni evli Fırat'ı, kendisini zorlamaması ve sakatlanma riski olan pozisyonlardan uzak durması konusunda sık sık uyardığı gözlendi.
-FORMAYLA GELİNİN YANINA GİTTİ-
Maç sonrası takım arkadaşları Fırat'ı omuzlarına alarak, ''En büyük damat bizim damat'' tezahüratları ile evine gönderdi. Forması ile Alibaba Mahallesi'ndeki evine giden Fırat, eşi Gülsüm ve ailesinin şaşkın bakışları arasında kaldı. Gülüşmelerin yaşandığı evde, Fırat forması ile eşi Gülsüm ise gelinliği ile objektiflere poz verdi.
Gelin Gülsüm, eşinin düğün günü maç için kendisinden izin istediğini belirterek, ''Fırat maça gitmek için istedi, ben de izin verdim'' dedi.
Komşuların sınır kavgası kanlı bitti
Bursa'nın merkez Osmangazi ilçesinde, evlerinin duvar sınırı nedeniyle iki komşu arasında çıkan kavgada, bir kişi tabancayla vurularak yaralandı.
Alınan bilgiye göre Alacahırka Mahallesi Alacahırka Sokak'ta oturan Mehmet Aytekin (38) ile komşusu İlyas D.(43) arasında duvar sınırı nedeniyle tartışma çıktı.
Tartışmanın kavgaya dönüşmesinin ardından İlyas D, komşusu Aytekin'i tabancayla ayaklarından vurdu.
Çevredeki vatandaşların durumu bildirmesinin ardından olay yerine gelen güvenlik güçleri, ''112 Acil Servis'' ekibini beklerken, Aytekin'in kan kaybını yavaşlatmak için bacağına kravat bağlayarak müdahale ettiler. Aytekin, daha sonra ambulansla Bursa Devlet Hastanesine kaldırıldı.
Olaydan sonra kaçan zanlının yakalanmasına çalışılıyor.
Muş'ta ikinci sel 50 evde hasara yol açtı
Muş'ta dün etkili olan yağmur sebebiyle, Kepenek köyünde sel afeti yaşandı. Dağlardan gelen kayaların Kepenek Deresi'ni doldurması sonucu taşan sular, 50 evde büyük oranda zarara yol açtı.
Birinci selden iki saat sonra ikinci sel meydana geldi. Birinci selde 30 ev hasar görürken ikinci selden sonra köyde hayat felce uğradı. Evmer çamur deryasına dönüştü.
Dün öğlen saatlerinde yaşanan sel felaketi, Kepenek köyünde büyük çaplı zarara yol açtı. Kepenek Deresi'nin taşması sonucu dere yatağına yakın olan 50 ev ve çok sayıda hayvan barınağı sular altında kaldı. Binlerce dekar ekili alanda zarar meydana geldi. Özellikle sebze bostanları ile tütün tarlalarında zararın çok fazla olduğu belirtildi. Yaşanan sel felaketinin ardından Kepenek köyüne giden Sivil Savunma Müdürlüğü ekipleri ve Kızılay, evlerini sel basan ve sel sularında mahsur kalan vatandaşları kurtardı. İş makineleri tarafından Kepenek Deresi'ndeki büyük kayaların temizlenmesinden sonra çekilmeye başlayan suların ardından evlerine su basan vatandaşlar, evlerini çamurdan temizlemeye çalıştı.
Devlet Su İşleri Müdürlüğü'ne birkaç kez müracaatta bulunduklarını söyleyen Kepenek Köyü Muhtarı Nurettin Aslan, her seferinde derenin gelecek yıl ıslah edileceğinin söylenmesine rağmen hiçbir çalışma yapılmadığını söyledi. Aslan, "Birden bir yağmur başladı ve dere taşarak sel meydana geldi. Yaklaşık 50 ev sular altında kaldı. Tarım arazileri büyük zarar gördü" şeklinde konuştular.
Köylülerde her yıl dere taşkını sebebiyle sel felaketine maruz kaldıklarını söyleyerek, yetkililerden dere ıslah çalışması yapılması için çalışma başlatmalarını istediklerini söylediler.
Başkent'te saunaya silahlı baskın: 2 yaralı
Ankara'da gece saatlerinde Cinnah Caddesi'nde bulunan bir saunaya gelen kimliği belirsiz şahıs iki kişiyi bacağından silahla yaraladı.
Olay gece 01:00 sularında meydana geldi. Silahlı bir şahıs Çankaya Cinnah Caddesi'nde bulunan Cinnah Sauna'ya geldi. İçeri giren şahıs silahını çekerek saunada çalışan M. Y. ve İ. H. isimli şahısları bacaklarından vurdu. Şahısları yaraladıktan hemen sonra dışarı yönelen saldırgan, kapının dışında da havaya bir kaç el ateş açtıktan sonra yaya olarak olay yerinden uzaklaştı. Olay yerine gelen polis ekipleri kapı dışında üç adet boş kovan bulurken içeride yaralı şekilde bulunan şahısların hastaneye kaldırılması için sağlık ekiplerine haber verdi. Ambulansla olay mahalline gelen sağlık ekipleri ilk müdaheleyi içerde yaptıktan sonra yaralıları hastaneye götürdü. Polis silahlı saldırganın kimliğini tespit etmek üzere harekete geçerken bir kaç hafta önce yakın bir muhitteki başka bir saunada benzeri bir olayın yaşandığı öğrenildi.
Olayın alacak verecek davası olabileceği ifade edilirken polis olayla ilgili geniş çaplı araştırma başlatt
Gülnar'da trafik kazası: 1 ölü, 3 yaralı
Mersin'in Gülnar ilçesinde, meydana gelen trafik kazasında 1 kişi öldü, 3 kişi yaralandı.
Alınan bilgiye göre, Ahmet Kara yönetimindeki 58 DP 840 plakalı traktör, Tırnak köyü yakınlarında, virajı alamayarak devrildi. Traktörün saman yüklü römorkunda bulunan Ayşe Şen (39), kaza yerinde öldü.
Yaralanan Gülsüm Kara, Gülnar Devlet Hastanesinde, sürücü Ahmet Kara ile eşi Ayşe Kara ise Silifke Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı.
Pendik Sahili'nde yakıt gemisi yandı
Pendik'te sahilden yaklaşık 500 metre açıkta bir yakıt gemisi yandı.
Olay sırasında boş olduğu öğrenilen geminin söndürülmesi için yangın söndürme gemileri çağrıldı. "KARAKÖY1" isimli gemi, denizden yapılan müdahale ile söndürüldü. Gemide bulunan bir personel, Sahil Güvenlik ekipleri tarafından kurtarıldı. Büyük çapta maddi hasar meydana gelen olayda yaralanma ve can kaybı yaşanmadı.
Edinilen bilgiye göre olay saat 01.00 sıralarında meydana geldi. Pendik'te sahilden yaklaşık 500 metre açıkta bir geminin yandığını gören vatandaşlar itfaiyeye haber verdi. Bunun üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Geminin sahilden uzakta yanması nedeniyle itfaiye ekipleri yangına karadan müdahale edemeyince, söndürme gemilerine haber verildi.
Söndürme gemisi gelene kadar gemide bulunan bir personel sahil güvenlik botuna alınarak kurtarıldı. "KARAKÖY1" isimli geminin makine dairesinde başlayan yangın kısa sürede büyüyerek alevler yükselmeye başladı. Alevlerin yükseldiği gemiye yaklaşık bir saat sonra gelen söndürme gemileri denizden su püskürterek müdahale etti. Gemi, bir saatlik bir çalışma sonucu söndürüldü. Yakıt tankeri olduğu belirtilen geminin olay sırasında boş olduğu öğrenildi.
Pendik sahilinde tedbir olarak çok sayıda itfaiye ve ambulans bekletilirken, olayda yaralanma ve can kaybı yaşanmadı.
Tüketiciden iki günlük kredi kartı boykotu
Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Başkanı Ali Er, ülke çapında 21-22 Haziran tarihleri arasında kredi kartı kullanmayacaklarını açıklayarak, "Yasadan yana değil, bankalardan yani paranın padişahlığından yana tavır alan BDDK'ya, tüketicilerin sorunlarına sahip çıkmayan siyasi partilere bir kez daha hatırlatmak için 2 gün kredi kartı kullanmayacağız ve kredi kartıyla alışveriş yapmayacağız" dedi.
TÜKODER Genel Başkanı Ali Er yaptığı yazılı açıklamada, TÜKODER ve Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) ile birlikte ülke çapında iki günlük kredi kartı boykotuna tüm tüketicileri aktif olarak katılmaya çağırdı. Tüketicilerin yasaya rağmen bankalarca soyulmaya devam ettiğine dikkat çeken Er, "Bankalar, sözleşmesi olmayan, sözleşmesinde yıllık aidat ücreti yazan veya yazmayan, yada maaş çekmek için zorunlu kart hamili olan tüm tüketicilerden zorla yıllık kart ücreti adı altında para kesmeye yani soyguna devam ediyor" dedi.
"BANKALARIN HAKSIZ KAZANCI 6 MİLYAR YTL"
Bir kartın yıllık ortalama aidatının yaklaşık 30 milyon olduğuna dikkat çeken Er, kart sayısının ise 32 milyon 500 bine ulaştığını kaydetti. Er, bankaların yıllık kart ücretinden haksız kazançlarının 975 milyon YTL olduğuna işaret ederek,"Yine bankaların. Banka mevduat hesaplarından kestikleri yıllık işlem bedeli 50-60 milyon YTL arasındadır. Bankalarda 80 milyonun üzerinde hesap bulunmaktadır. Bu kalemde de bankaların tüketicilerde yasa dışı zorla aldıkları para 5 milyar YTL'dir. Her yıl tüketiciler bankalara haksız ve zorla 6 milyar YTL ödüyor" diye konuştu. Bankalardan yıllık kart ücretini geri talep eden tüketici sayısının yüzde 5 civarında olduğunu vurgulayan Er, kalanlarından ya bu konuda haberi olmadığını ya da zorla alındığından habersiz olduğunu kaydetti.
SORUNLARINIZA SAHİP ÇIKMAYAN PARTİLERE OY VERMEYİN
Yasalara saygılı her kurum gibi bankaların da haksız ve yasal olmayan bu soygundan vazgeçeceğine soyguna devam ettiğini ifade eden Er, şöyle konuştu: "İktidarından muhalefetine hiçbir siyasi parti tüketicilerin sorunlarına çözüm önerisi sunmuyor. Daha doğrusu tüketicilerin sorunlarını görmüyor bile. Tüketicilere sesleniyoruz. Sorunlarınızı görmeyen siyasi partileri sizde görmeyin. Sorunlarınıza sahip çıkmayan partilere 22 Temmuz'da oy vermeyin." Türkiye'nin etkili ve yetkili kurumlarını bir kez daha görevlerini yapmaya davet ettiklerini belirten Er, "Her gün defalarca izlediğimiz, harcadıkça kazandıran kart, her gün binlerce çip para armağanı, para puanlar, bonus paraların dağıtılmasının altında yatan telem gerçek kredi kartı pazarının ne kadar karlı bir pazar olduğunun açık kanıtıdır" dedi.
"BDDK, PARANIN PADİŞAHLIĞINDAN YANA TAVIR ALIYOR"
BDDK'nın kanayan bu yaraya ilaç olması gerektiğinin altını çizen Er, açık yasal durum karşısında bankaları haksız kazanç nedeniyle BDDK'nın uyarması gerektiğini söyledi. "Oysa, BDDK ile Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü'nün ikinci bir bankalar birliği gibi soygunu seyrediyor" diyen Er, bu nedenle tüketiciler olarak kendi sorunlarına sahip çıktıklarını kaydetti. Er, "Haksız ve hukuksuz olarak alınan yıllık kart ücretlerini ve yıllık banka işlemlerini protesto ediyoruz. Yasadan yana değil, bankalardan yani paranın padişahlığından yana tavır alan BDDK'ya, tüketicilerin sorunlarına sahip çıkmayan siyasi partilere bir kez daha hatırlatmak için 21-22 Haziran tarihleri arasında kredi kartı kullanmayacağız ve alışveriş yapmayacağız" diye konuştu.
Powered by vBulletin® Version 4.2.5 Copyright © 2024 vBulletin Solutions, Inc. All rights reserved.