PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : 02-07-2007 Türkiye'den Haberler



muzo
02-07-2007, 15:27
Ceviz büyüklüğündeki dolu, araçların camını kırdı



Only the registered members can see the link
Erzincan'ın Otlukbeli ilçesine yağan ve her biri 34 gram büyüklüğündeki dolu hayatı felç etti. Yağışta bazı araçların camları kırılırken, doluya havada yakalanan kuşlar telef oldu.



Doluya dışarıda yakalanan vatandaşlar ise kapalı alanlara kaçtı. Otlukbeli'ye ilk kez bu kadar büyük dolu yağdığını belirten ilçe sakinleri, karşılaştıkları manzara karşısında hayrete düştüklerini ifade etti. Bazı vatandaşlar ise dolu tanelerini dükkana götürerek tarttı.

muzo
02-07-2007, 15:29
Çete, dinlemeye takılmamak için bombaya 'karpuz' demiş
Çıkar amaçlı suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla tutuklanan Ulusal Birlik Hareketi Platformu Başkanı Semih Tufan Gülaltay ve ekibinin polise yakalanmamak için telefonda şifreli konuştukları belirlendi.


Çete suçlamasıyla tutuklanan Semih Tufan Gülaltay ve ekibi hakkında hazırlanan iddianamede, zanlıların polisten kaçmak için şifreli konuştuğu belirtildi.

Cumhuriyet Savcısı Cuma Özdemir tarafından çete üyeleri hakkında hazırlanan iddianamede; zanlıların birçok telefon konuşmasında silahtan bahsedildiği; ancak bunu şifreli yaptıkları kaydedildi. İddianamede, Gülaltay ve ekibinin el bombasını 'karpuz', silahı 'ayakkabı, ampullü jeneratör', hayalet silah olarak bilinen Glock'u da 'plastik' diye şifrelediklerine dikkat çekildi. İddianamedeki bir diğer bilgi ise operasyon yapılacağının Gülaltay'a bir kaynak tarafından sızdırılmış olması.

Savcılık iddianamesinde yer alan bilgilere göre; Diyarbakır'da 12 Eylül 2006'da meydana gelen patlamadan bir gün sonra sanıklardan Gürkan Temelli, çetenin tetikçi-tahsilatçı grubunda olduğu iddia edilen Necdet Atış'ı telefonla aradı. İki zanlı arasında şu görüşme geçti: "Temelli- Bu gecede halletmen, bu geceden hallolması lazımmış, bu gece. Atış- Abi telefonda mı konuşalım, telefonda olmaz ki. Temelli- Hani şey varmış ya büyük bir şeyler varmış sende. Atış- Karpuz. Temelli- Onları diyor şey yapsın diyor, manava geri iade etsin diyor onları ya. Atış- Tamam sorun yok, yok sorun yok." Savcı Özdemir, iddianamede, görüşmeyle ilgili şu tespitte bulunuyor: "Bu görüşmede örgütün suç unsuru içerir kelimeleri teknik takibe karşı telefonda konuşmamaya dikkat ettiği, Diyarbakır'da meydana gelen patlama olaylarının ardından polisin kendilerine baskın düzenleyebileceğini öngörerek 'karpuz' diye şifreledikleri örgüte ait bombaları yok etmeye çalıştıkları görülmektedir." Savcı, örgüt üyelerinin silah temin etme çabalarını gösteren birçok telefon görüşmesi olduğunu vurgulayarak, iletişim tespit tutanaklarında geçen şifreleri şöyle açıklıyor: "Tabanca yerine 'ayakkabı', 'ampullü jeneratör' gibi şifreli kelimeler kullandıkları, kamuoyunda hayalet silah olarak bilinen 'Glock' marka silah ile ilgili de 'plastik' kelimesini kullandıkları görülmektedir. Bunların yanında 14'lü silah için '14 kardeş' gibi ifadeler kullanılmıştır."

Operasyon yapılacağı sızdırılmış

İddianamede yer alan bir diğer önemli bilgi ise operasyon yapılacağının Gülaltay'a bilinmeyen bir kaynak tarafından sızdırılmış olması. Gelen bilgi üzerine Gülaltay'ın örgütte bulunması muhtemel suç unsurlarını gizlettiğinin altının çizildiği iddianamede, Ulusal Birlik Hareketi Platformu'na 1 Nisan 2007'de yapılan operasyonda ele geçirilen ve üzerinde 16.3.2007 yazan bir CD'de Gülaltay'ın bir masa etrafında 4-5 kişi ile toplantı yaptığının görüldüğüne işaret ediliyor. Gülaltay'ın toplantıda, 'devlette bir dönem istihbari görevler yapmış bir dostunun kendisine yönelik operasyon yapılacağını' söylediğine işaret edilen iddianamede, ayrıca evine ve parti merkezine silah, bomba konularak komplo hazırlanacağını öne sürdüğü aktarılıyor. Yapılan teknik takipler sonucu örgüt mensuplarının silah varlığı ile ilgili çok sayıda görüşme tespit edildiğine vurgu yapılan iddianamede, operasyon sonrası örgütün alt tetikçi kadrosunda bulunan birkaç kişi dışında kimseden silah vb. suç unsuru yakalanamadığı ifade edilirken, bu durum şu şekilde açıklanıyor: "Söz konusu CD'deki görüşmenin operasyondan çok kısa süre önce olması konuşmaların içeriği ve örgütten telefon görüşmeleriyle orantılı olabilecek kadar suç unsuru yakalanamaması birlikte değerlendirildiğinde Semih Tufan'ın suç örgütüne yönelik operasyon yapılacağı bilgisini tespit edilemeyen bir kaynaktan öğrendiği ve örgütte bulunması muhtemel suç unsurlarını gizlettiği, yapılacak çıkar amaçlı suç örgütü operasyonunu siyasi bir komploymuş gibi göstermek maksadıyla böyle bir çekim yaptığı, bu sayede soruşturmanın ve kovuşturmanın seyrini saptırma gayretine girdiği değerlendirilmektedir."

Gülaltay, psikopat tavırlar sergilemiş

Savcı Özdemir, örgüt mensuplarının gözaltına alındıktan sonra kendilerine siyasi komplo kurulduğunu iddia ettiklerini ve bu iddiaları dile getirirken görevlilere hakaret, saldırı gibi fiilleri yapmaktan geri durmadıklarını aktarıyor. Savcı, "Gülaltay ve Atış nezarethanede, teşhis işlemleri sırasında psikopat tavırlar sergilemişler, nezarethane içinde bağırarak örgütün alt kademelerini yönlendirme amaçlı talimatlar vermişlerdir." ifadelerini kullandı.

muzo
02-07-2007, 15:30
Sivas'ı karıştırmak için otobüsle işçi getirdiler
Sivas'ta 1993 yılında meydana gelen ve 37 kişinin hayatını kaybettiği olaylar, aradan geçen 14 yıla rağmen hâlâ tartışılıyor. Olayları tezgahlayanlar ortaya çıkarılabilmiş değil, ancak bugünlerde piyasaya çıkan 'Sivas' isimli kitap 2 Temmuz 1993 günü kentte neler yaşandığı hakkında önemli ipuçları veriyor.


Sivas olaylarının canlı tanığı gazeteci Soner Doğan, gözlemlerini kitaplaştırdı.

Kitabın yazarı, yaşananların canlı tanığı gazeteci Soner Doğan. O tarihte Hürriyet ve TRT Sivas muhabiri olan Doğan, aynı zamanda Pir Sultan Abdal etkinliklerinin de panel konuşmacılarından. Doğan'a göre; Sivas'ta 14 yıl önce sahnelenen filmde üç rol var. Birisi başka merkezlerden gelen tertipçiler. Buna ister dış güçler ister derin devlet deyin; ama olaylar belli mihraklar tarafından planlandı. İkinci rol ise figüran olarak kullanılan kent halkına ait. Üçüncü karakter de bütün olup biteni izleyen valilik ve emniyet. Tertipçilere Pir Sultan Abdal etkinliklerini düzenleyenler de bilmeden de olsa katkı sağlamış. Örneğin Aziz Nesin'in davet edilmesi. Doğan'a göre Salman Rüşdi'nin 'Şeytan Ayetleri' kitabına tavrı nedeniyle toplumda antipatik bir isim olan Nesin'in Sivas'a çağrılması bir tahrik unsuru. Olayların çıkacağının bir gün önceden bilindiğini iddia eden Doğan, "Kapılara dini içerikli bildiriler bırakılıyordu. Bunlar polisin de elinde vardı." diyor. Doğan, Pir Sultan Etkinlikleri'nin başladığı gün Güneydoğu'dan otobüsle gelen işçilere dikkat çekiyor. Güzergahları asıl Ankara olan bu işçilerle ilgili şu bilgileri veriyor: "40 otobüs dolusu insan geldi. 2 Temmuz'da otobüsler boş gitti. Bunlar emniyet kayıtlarında var. Diğer yandan bir gün önce PKK'nın kırsal kesimde eylem yapacağı ihbarı geldi. 400 polis şehir dışına gönderilerek emniyet boşaltıldı. Cuma namazı çıkışında ABD bayrağı yakıldı. Kaç kişide ABD bayrağı bulunur merak ederim."

Sivas'ta daha önce görmediği insanların varlığına dikkat çeken Doğan, "Hemen hemen herkesi simasından da olsa tanırım. Cübbeli, sakallı tanımadığım insanlar vardı. Fotoğraf çekince yüzlerini, havanın sıcak olmasına rağmen giydikleri montları ile gizliyorlardı. Dağılan kalabalıkları durdurup geri gönderiyorlardı." şeklinde izlenimlerini anlatıyor. Sivas olaylarında 37 kişinin öldüğünü, bunlardan ikisinin otel çalışanı, ikisinin de otel dışındaki şahıslar olduğunu belirten Doğan, "Etkinliklere katılanların 33'ü öldü. Başbağlar'da 33 kişi hayatını kaybetti. Sivas olayları nedeniyle 33 kişi idama mahkum oldu." şeklinde ilginç değerlendirmede bulunuyor. Doğan, Sivas olaylarının kentin kaderini olumsuz etkilediğini, hâlâ şehirde korku ve endişenin hakim olduğunu kaydediyor.

muzo
02-07-2007, 15:30
Cinayeti işlediği evde uyurken yakalandı Adapazarı'nda yengesini ve dostu olduğu ileri sürülen bir kişiyi öldürdüğü iddiasıyla 4 yıldır aranan katil zanlısı, cinayeti işlediği baba evinde uyurken yakalandı.

2003 yılında Maltepe Mahallesi'nde dost hayatı yaşadığı gerekçesiyle yengesi Güneş Çakal'ı ve bu cinayetin ardından 1 ay sonra İzmir'de yaşayan arkadaşı Ali Yeler'i öldürdüğü iddia edilen E.Ç. (28) isimli katil zanlısı, düzenlenen operasyonla kıskıvrak yakalandı. 4 yıl boyunca gizlenmeyi başaran katil zanlısının amcasının kızı S.G. ile yakınlık kurduğunu ve evlenmeyi planladıklarını belirleyen Sakarya Emniyeti, S.G.'yi takibe aldı. E.Ç.'nin yengesini öldürdüğü baba evinde kaldığını tespit eden polis, dün sabaha karşı Maltepe Mahallesi Batur Sokak'taki eve operasyon düzenledi. Katil zanlısı E.Ç. yatağında uyurken yakalandı. E.Ç., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine konuldu. Katil zanlısının evlilik planları yaptığı amcasının kızı S.G.'nin de ifadesine başvuruldu. Katil zanlısının cinayetlerde kullandığı ruhsatsız tabancayı ise Bursa'nın Gemlik ilçesinde denize attığı öğrenildi