ercanakman
26-09-2007, 22:29
BU İSİMLERİ BAŞTAN SONA KADAR OKUYUN LÜTFEN….
İbrahim ERTEN (Konya)
Mustafa YILMAZ (Konya)
Erkan KAÇAN(Konya)
Mevlüt ÖZKAN (Konya)
Hilmi ŞAHİN (Konya)
Ali ARAR (Konya)
İlyas UYAR(Konya)
Hüseyin ÇELİK (Denizli)
Ahmet APAK (Denizli)
Ercan ÇOBANOĞLU (Denizli)
Mustafa KOÇANOĞLU (Denizli)
Baki UMUTLU (Denizli)
Şeref TAY (Denizli)
Mehmet ÖZTÜRK (Denizli)
Hasan GÜLTUTAN (Hatay)
Mehmet TURA (Adana)
Şenol CANSIZ (Samsun)
Cavit YAMAN (Samsun)
Nihat ODABAŞI (Kastamonu)
Ramazan AKKAYA (Kastamonu)
Uğur BOZACI (İstanbul)
Ünal KALAFAT (İstanbul)
Ahmet ARAN (Manisa)
Haydar ASLAN (Trabzon)
Murat ELİBOL (Çanakkale)
Aydın KUZEY (Çanakkale)
Adem ZONGUR (Kırıkkale)
Musa SARIGÖZ (Osmaniye)
Murat MENTEŞ (Bolu)
Hikmet ÖZDEMİR (Malatya)
Abdullah KARA (Antalya)
Birol İrfan ASKAR (Afyonkarahisar)
Selahattin AYSAN (Isparta)
?
33 KİŞİNİN İSMİNİ OKUDUNUZ…
BU İSİMLER ÇOĞUNUZA BİR ÇAĞRIŞIM YAPMAMIŞTIR.
BEN SİZE HATIRLATIYIM.
LÜTFEN DİYEREK OKUMANIZI RİCA ETTİĞİM BU İSİMLER 24 MAYIS 1993
GÜNÜ ÜZERLERİNE 1570 ADET KELEŞ MERMİSİ SIKILARAK (HER BİRİNE ORTALAMA
50 MERMİ) KATLEDİLEN 33 SİLAHSIZ 20 YAŞLARINDA GENCECİK VATAN
EVLATLARININ AD VE SOYADLARIDIR.
EVET 33 BU RAKAMI ÖMRÜNÜZÜN SONUNA KADAR UNUTMAMANIZ DİLEĞİYLE.
AŞAĞIDA YAZILANLARI KENDİNİZİ O TARİHTE O ASKERLERİMİZİN YERİNE
KOYARAK OKUMANIZI RİCA EDİYORUM…
YER:
Elazığ-Bingöl Karayolu Bilaloğlu Mevkii
YIL: 24 MAYIS 1993
33 vatan evladının şehit olduğu 12 yıl önceki katliamdan sağ kurtulan
üç asker, yaşadıklarını anlattı.
Malatya'dan iki sivil midibüse biniyorlar. Hepsi sivil giysili,
üniforma ve postalları çantalarında. Hiçbirinde silah yok, kendilerine
refakat eden tek bir askeri personel de. Saat 18.00. Bingöl'e 10
kilometre var. Dağlık, dar bir yol. Birden silah sesleri yankılanıyor.
İlk virajı geçtiklerinde, 50 PKK'lının karşı yönden gelen Bingöl Tur'a
ait bir otobüsü durdurup, çoğunluğu terhis olmuş ya da dağıtıma giden
sivil erlerden oluşan 50 yolcuyu esir aldığını görüyorlar. Şoföre
bağırırlar; 'Geri dön!' Şoför oralı olmaz. Zaten 4 saatlik yolda 3
mola vermiş... Otobüsün kapısını, 'Orada ben yoktum' diyen Şemdin
Sakık, o zamanki adıyla 'Parmaksız Zeki' açıyor.
OSMAN PARTAL ANLATIYOR
Trabzonluyum. İki midibüsteki toplam 50 askerden biriydim.
Van-Özalp'taki birliğime gidiyordum. Yol boyunca gereksiz molalar
veren şoför bir ara lastik patladığını söyleyip durdu. Lastiğin
patlamadığını, krikoya dokunmadığını gördüm. Aksın altına girdiğinde
birileriyle konuşma yaptığını duydum. Galiba telsizle konuşuyordu.
Şemdin Sakık, 'Eylem planlanırken buradan askerlerin geleceğini
bilmiyorduk' diyor. Yalan söylüyor. Çünkü ilk otobüsün en ön
koltuğunda oturuyordum. Yolumuzu kestiklerinde şoförün kapısını bizzat
Sakık açtı. Toprak rengi üniforması vardı üzerinde, aynı renk kasketi
ters takmıştı. Omzundaki tüfeğin namlusu yere bakıyordu. Şoföre, diğer
otobüsün nerede olduğunu sordu. 'Arkada, geliyor' cevabını aldı. İki
dakika sonra diğer otobüs düştü pusuya. Yani bizi bekliyorlardı.
DOĞULU - BATILI DİYE AYIRDILAR
Geceyarısına kadar teröristlerle yürüdük. Mola verildiğinde niçin
kaçırdıklarını, amaçlarını sorduk. 'TC ateşkes ilan edince, iki gün
içinde sizi serbest bırakacağız' dediler. Saat 01.00 sularıydı.
Sakık'ın talimatıyla tek sıra olduk. Şemdin Sakık nereli olduğumuzu
sorup, Doğulu - Batılı diye bizi iki gruba ayırdı. Sakık, doğulu
olmayan benim de içinde olduğum 34 kişinin eğitim kampına
götürülmesini söyledi . Dağda koşar adım yürümeye başladık. Bize eşlik
eden teröristler sürekli değişiyordu. Toplam 300 kişiydiler. Bir köye
gittik. Kapısını çaldıkları evlerden başka teröristler çıkıp gruba
katıldı. Kimi terörist evlere gidip istirahat etti. Bir ahıra soktular
bizi öldürmek için. Sonra vazgeçtiler. Tekrar yürümeye başladık.
Sabahı göremeyeceğimi düşünüyordum. Yıldızlara son kez bakıp annemi,
babamı, köyümü düşündüm. Bir ırmaktan geçerken su içtik. Dağ yoluna
çıktık. Davranışları sertleşti. Durdurdular. Saat 03.00 sıralarıydı.
Yolun kenarına dizilmemizi istediler. Kolkola girip sıklaşmamızı
istediler. Yanımdaki arkadaşıma 'Devrem bizi vuracaklar' dedim.
DEVREMİ ÖLÜ GÖRÜNCE BAYILDIM
Tir tir titriyordum. Kalaşnikof, Bixi ve Kanvasların emniyetlerini
açtılar. Sonumuzun geldiğini anladım, kelimeyi şahadet getirip kendimi
yere attım. Taramaya başladılar. Dizime bir mermi isabet etti.
Vurulanlar üzerime düşüyordu. Kafamı koruyordum. Hepimizin öldüğünden
emin olmak için yüzlerce mermi yağdırdılar. Gittiklerini, seslerin
uzaklaşmasından anladım. Altı yedi arkadaşım sağdı henüz. Diğerleri
paramparçaydı. Can çekişenler, hırıldayanlar, ağlayanlar,
inleyenler... Su istiyorlardı. 'Anne, anne' diye bağırıyorlardı.
Öldüğümü zannediyordum. Kendimi çimdikledim, ölmemişim. Devremi beyni
parçalanmış görünce bayılmışım.
Bizi yan yana dizip 1570 mermi sıktılar
Ayılınca şehit arkadaşlarımı sırt üstü çevirdim. Dokunduğum her uzuv
elimde kalıyordu. Beyin, ayak... Yardım aramak için yukarı doğru
koşmaya çalıştım. Kan kaybediyordum. Asfalta çıktım, bir kamyonla
yakındaki Elmalı Karakolu'na gittim. Olanları anlattığımda dinleyen
jandarmalar ağlamaya başladı. Helikopter, tanklar geldi. Şehitleri
aldık. Olay yerinde 1570 mermi kovanı bulundu. Yani silahsız erlerin
herbiri için 50 mermi kullanmışlardı...
EVET BU SAYIDAN ÇOK FAZLA GÜVENLİK KUVVETİMİZ VE VATANDAŞIMIZ
ÖLMÜŞTÜR. AMA SİLAHSIZ KATLEDİLEN 33 VATAN EVLADI ŞEHİT EDİLEN BÜTÜN
İNSANLARIMIZIN SATIR BAŞI OLMALIDIR VE KESİNLİKLE UNUTULMAMALIDIR.
BUNLARI NİYE YAZDIM
NEDENİ:
14 YIL ARADAN SONRA KATLEDİLEN VATAN EVLATLARI İÇİN KATLEDİLDİKLERİ
YERE NİHAYET BİR ANIT DİKİLMİŞTİR. AMA NE ACI DEĞİLMİ TAM 14 YIL
SONRA…
YOLU BİNGÖL'E DÜŞENLERİN BU ANITA UĞRAMALARI DİLEĞİYLE..
UNUTULMAK NE KADAR ACIYSA
HATIRLANMAK O KADAR GÜZELDİR…
not:Formatta bağzı yazılar büyük olduğu için şimdiden özür dilerim...
İbrahim ERTEN (Konya)
Mustafa YILMAZ (Konya)
Erkan KAÇAN(Konya)
Mevlüt ÖZKAN (Konya)
Hilmi ŞAHİN (Konya)
Ali ARAR (Konya)
İlyas UYAR(Konya)
Hüseyin ÇELİK (Denizli)
Ahmet APAK (Denizli)
Ercan ÇOBANOĞLU (Denizli)
Mustafa KOÇANOĞLU (Denizli)
Baki UMUTLU (Denizli)
Şeref TAY (Denizli)
Mehmet ÖZTÜRK (Denizli)
Hasan GÜLTUTAN (Hatay)
Mehmet TURA (Adana)
Şenol CANSIZ (Samsun)
Cavit YAMAN (Samsun)
Nihat ODABAŞI (Kastamonu)
Ramazan AKKAYA (Kastamonu)
Uğur BOZACI (İstanbul)
Ünal KALAFAT (İstanbul)
Ahmet ARAN (Manisa)
Haydar ASLAN (Trabzon)
Murat ELİBOL (Çanakkale)
Aydın KUZEY (Çanakkale)
Adem ZONGUR (Kırıkkale)
Musa SARIGÖZ (Osmaniye)
Murat MENTEŞ (Bolu)
Hikmet ÖZDEMİR (Malatya)
Abdullah KARA (Antalya)
Birol İrfan ASKAR (Afyonkarahisar)
Selahattin AYSAN (Isparta)
?
33 KİŞİNİN İSMİNİ OKUDUNUZ…
BU İSİMLER ÇOĞUNUZA BİR ÇAĞRIŞIM YAPMAMIŞTIR.
BEN SİZE HATIRLATIYIM.
LÜTFEN DİYEREK OKUMANIZI RİCA ETTİĞİM BU İSİMLER 24 MAYIS 1993
GÜNÜ ÜZERLERİNE 1570 ADET KELEŞ MERMİSİ SIKILARAK (HER BİRİNE ORTALAMA
50 MERMİ) KATLEDİLEN 33 SİLAHSIZ 20 YAŞLARINDA GENCECİK VATAN
EVLATLARININ AD VE SOYADLARIDIR.
EVET 33 BU RAKAMI ÖMRÜNÜZÜN SONUNA KADAR UNUTMAMANIZ DİLEĞİYLE.
AŞAĞIDA YAZILANLARI KENDİNİZİ O TARİHTE O ASKERLERİMİZİN YERİNE
KOYARAK OKUMANIZI RİCA EDİYORUM…
YER:
Elazığ-Bingöl Karayolu Bilaloğlu Mevkii
YIL: 24 MAYIS 1993
33 vatan evladının şehit olduğu 12 yıl önceki katliamdan sağ kurtulan
üç asker, yaşadıklarını anlattı.
Malatya'dan iki sivil midibüse biniyorlar. Hepsi sivil giysili,
üniforma ve postalları çantalarında. Hiçbirinde silah yok, kendilerine
refakat eden tek bir askeri personel de. Saat 18.00. Bingöl'e 10
kilometre var. Dağlık, dar bir yol. Birden silah sesleri yankılanıyor.
İlk virajı geçtiklerinde, 50 PKK'lının karşı yönden gelen Bingöl Tur'a
ait bir otobüsü durdurup, çoğunluğu terhis olmuş ya da dağıtıma giden
sivil erlerden oluşan 50 yolcuyu esir aldığını görüyorlar. Şoföre
bağırırlar; 'Geri dön!' Şoför oralı olmaz. Zaten 4 saatlik yolda 3
mola vermiş... Otobüsün kapısını, 'Orada ben yoktum' diyen Şemdin
Sakık, o zamanki adıyla 'Parmaksız Zeki' açıyor.
OSMAN PARTAL ANLATIYOR
Trabzonluyum. İki midibüsteki toplam 50 askerden biriydim.
Van-Özalp'taki birliğime gidiyordum. Yol boyunca gereksiz molalar
veren şoför bir ara lastik patladığını söyleyip durdu. Lastiğin
patlamadığını, krikoya dokunmadığını gördüm. Aksın altına girdiğinde
birileriyle konuşma yaptığını duydum. Galiba telsizle konuşuyordu.
Şemdin Sakık, 'Eylem planlanırken buradan askerlerin geleceğini
bilmiyorduk' diyor. Yalan söylüyor. Çünkü ilk otobüsün en ön
koltuğunda oturuyordum. Yolumuzu kestiklerinde şoförün kapısını bizzat
Sakık açtı. Toprak rengi üniforması vardı üzerinde, aynı renk kasketi
ters takmıştı. Omzundaki tüfeğin namlusu yere bakıyordu. Şoföre, diğer
otobüsün nerede olduğunu sordu. 'Arkada, geliyor' cevabını aldı. İki
dakika sonra diğer otobüs düştü pusuya. Yani bizi bekliyorlardı.
DOĞULU - BATILI DİYE AYIRDILAR
Geceyarısına kadar teröristlerle yürüdük. Mola verildiğinde niçin
kaçırdıklarını, amaçlarını sorduk. 'TC ateşkes ilan edince, iki gün
içinde sizi serbest bırakacağız' dediler. Saat 01.00 sularıydı.
Sakık'ın talimatıyla tek sıra olduk. Şemdin Sakık nereli olduğumuzu
sorup, Doğulu - Batılı diye bizi iki gruba ayırdı. Sakık, doğulu
olmayan benim de içinde olduğum 34 kişinin eğitim kampına
götürülmesini söyledi . Dağda koşar adım yürümeye başladık. Bize eşlik
eden teröristler sürekli değişiyordu. Toplam 300 kişiydiler. Bir köye
gittik. Kapısını çaldıkları evlerden başka teröristler çıkıp gruba
katıldı. Kimi terörist evlere gidip istirahat etti. Bir ahıra soktular
bizi öldürmek için. Sonra vazgeçtiler. Tekrar yürümeye başladık.
Sabahı göremeyeceğimi düşünüyordum. Yıldızlara son kez bakıp annemi,
babamı, köyümü düşündüm. Bir ırmaktan geçerken su içtik. Dağ yoluna
çıktık. Davranışları sertleşti. Durdurdular. Saat 03.00 sıralarıydı.
Yolun kenarına dizilmemizi istediler. Kolkola girip sıklaşmamızı
istediler. Yanımdaki arkadaşıma 'Devrem bizi vuracaklar' dedim.
DEVREMİ ÖLÜ GÖRÜNCE BAYILDIM
Tir tir titriyordum. Kalaşnikof, Bixi ve Kanvasların emniyetlerini
açtılar. Sonumuzun geldiğini anladım, kelimeyi şahadet getirip kendimi
yere attım. Taramaya başladılar. Dizime bir mermi isabet etti.
Vurulanlar üzerime düşüyordu. Kafamı koruyordum. Hepimizin öldüğünden
emin olmak için yüzlerce mermi yağdırdılar. Gittiklerini, seslerin
uzaklaşmasından anladım. Altı yedi arkadaşım sağdı henüz. Diğerleri
paramparçaydı. Can çekişenler, hırıldayanlar, ağlayanlar,
inleyenler... Su istiyorlardı. 'Anne, anne' diye bağırıyorlardı.
Öldüğümü zannediyordum. Kendimi çimdikledim, ölmemişim. Devremi beyni
parçalanmış görünce bayılmışım.
Bizi yan yana dizip 1570 mermi sıktılar
Ayılınca şehit arkadaşlarımı sırt üstü çevirdim. Dokunduğum her uzuv
elimde kalıyordu. Beyin, ayak... Yardım aramak için yukarı doğru
koşmaya çalıştım. Kan kaybediyordum. Asfalta çıktım, bir kamyonla
yakındaki Elmalı Karakolu'na gittim. Olanları anlattığımda dinleyen
jandarmalar ağlamaya başladı. Helikopter, tanklar geldi. Şehitleri
aldık. Olay yerinde 1570 mermi kovanı bulundu. Yani silahsız erlerin
herbiri için 50 mermi kullanmışlardı...
EVET BU SAYIDAN ÇOK FAZLA GÜVENLİK KUVVETİMİZ VE VATANDAŞIMIZ
ÖLMÜŞTÜR. AMA SİLAHSIZ KATLEDİLEN 33 VATAN EVLADI ŞEHİT EDİLEN BÜTÜN
İNSANLARIMIZIN SATIR BAŞI OLMALIDIR VE KESİNLİKLE UNUTULMAMALIDIR.
BUNLARI NİYE YAZDIM
NEDENİ:
14 YIL ARADAN SONRA KATLEDİLEN VATAN EVLATLARI İÇİN KATLEDİLDİKLERİ
YERE NİHAYET BİR ANIT DİKİLMİŞTİR. AMA NE ACI DEĞİLMİ TAM 14 YIL
SONRA…
YOLU BİNGÖL'E DÜŞENLERİN BU ANITA UĞRAMALARI DİLEĞİYLE..
UNUTULMAK NE KADAR ACIYSA
HATIRLANMAK O KADAR GÜZELDİR…
not:Formatta bağzı yazılar büyük olduğu için şimdiden özür dilerim...