osmann
30-10-2007, 10:42
Mehmet Şevket Eygi
30.10.2007
DEMOKRAT rejimli, hukukun üstünlüğünü kabul etmiş, şeffaf ve açık bir ülkeyi altüst edecek, Yüce Divanlar kurulmasına sebep olacak; her biri diğerinden korkunç ve dehşetli iddialar ortaya atılıyor ve bizim ilgili ve sorumlu şahıslarımız ve kurumlarımızın kılları kıpırdamıyor.
(1) Güneydoğu’da bundan kısa bir müddet önce Şırnak’ın Beşağaç Köyünde bir minibüs tarandı ve içindeki sivil 12 vatandaşımız feci ve vahşi bir şekilde öldürüldü. Bu cinayeti PKK yaptı denildi ama bir sürü itiraz var, “Hayır PKK yapmadı, başka güçler yaptı...” deniliyor. Oraya birkaç sivil kuruluşun elemanlarından meydana gelen bir araştırma heyeti gitti ve bir rapor hazırlayıp kamuoyunun dikkatine sundu. Cinayet konusunda büyük şüpheler olduğunu onlar da açıklıyor. Sayın Büyük Millet Meclisimiz bu konuyu niçin araştırmıyor, niçin tahkikat komisyonu kurmuyor, niçin ciddî ve aydınlatıcı raporlar hazırlamıyor?
(2) Medyada “PKK terörünün gölgesinde büyük uyuşturucu (Beyaz) ticareti ve kaçakçılığı yapıldığı, birilerinin bu yolla yekûn olarak on milyarlarca (belki de yüz milyarlarca) haram ve kara para kazandığı” iddiaları var. Sayın Meclis bu konunun üzerine niçin gitmiyor?
(3) Yine, PKK terörünün tozu dumanı içinde büyük miktarda silah, cephane, mühimmat, askerî araç ve gereç ticareti, trafiği, kaçakçılığı yapıldığı iddia ediliyor. Sayın Meclisimiz susuyor. Niçin?
(4) Yıllardan beri İmralı adasında imparator gibi bakılan, ağırlanan, kendisine her türlü konfor sağlanan APO, nam-ı diğer Abdullah Öcalan’ın gazeteci Avni Özgürel’e PKK terör hareketi için “Avni bey bu savaşı bitireni bitirirler...” dediğini, Neşe Düzel, Avni Özgürel ile yaptığı röportajda açıkça yazmıştır. (Bakınız Radikal Gazetesi: 27 Ekim 2003 adı geçen röportaj) Millî iradenin merkezi olan sayın Meclis bu konu üzerinde niçin durmamaktadır?
(5) Aynı röportajda PKK terörü münasebetiyle Başbakanlığın örtülü ödenek (Tahsisat-ı mesture) faslından büyük miktarların hesapsız kitapsız kontrolsuz bir şekilde akıtıldığı iddia ediliyor. Bu konu, üzerinde durmaya değmez bir konu mudur ki, sayın Meclisin ilgisini çekmemektedir.
(6) Yekûn cirosu yüz milyarlarca dolar olan PKK terörünün kesinlikle bitirilemeyeceği, bunu bitirenin işinin bitirileceği söyleniyor. Sayın Meclis’imiz bu konuyu niçin araştırmıyor?
(7) Abdullah Öcalan’ın başlangıçta MİT ile ilgisi olduğu söyleniyor, PKK’yı rejimin derin güçlerinin kurdurduğu iddia ediliyor. Sayın Meclislimiz bu korkunç, bu dehşetli, bu son derece önemli iddiaları gündemine almıyor. Niçin?
(8) Yakın tarihimizde birtakım derin güçlerin, parçalayıp kolay idare etmek ve soyabilmek için halkı Türk ve Kürt, Sünnî ve Alevî, Dinci Laik, Sağcı Solcu, Şucu Bucu diye birbirine düşman ve hasım kesim ve kamplara ayırdığı iddia ediliyor. Bunlar birkaç manyağın ve parayonakın ortaya attığı saçma kurgular mıdır, yoksa delilleri var mıdır? Niçin incelenmiyor?
Evet Türkiye devleti PKK’yı kısa zamanda bitirebilirdi. Niçin bitirmemiştir? Buna kimler engel olmuştur?
PKK terörünün tozu dumanı içinde kimler uyuşturucu kaçakçılığı yaparak muazzam ve efsanevî servetler edinmiştir? Bunlara kimler ortak olmuştur?
İstanbul’un mafyatik altyapısı bundan birkaç yıl önce niçin PKK yanlılarına verilmiştir? Bunu kimler planlamış, buna kimler göz yummuştur?
Şu anda ülkemizi bir savaşa sokmak, bir tuzağa düşürmek, bir bataklığa yuvarlamak isteyenler acaba beynelmilel silah kaçakçılarının ve tacirlerinin hesabına mı çalışmaktadır?
Millî iradenin merkezi olan sayın Meclis’in bu konular üzerinde durmasını, araştırma ve inceleme heyetleri kurmasını ve halkımızı uyarıp aydınlatmasını bekliyoruz. Saygılarımla...
"Ben bu forumda İstanbul türk mafyasından alınarak kürt mafyasına verildi dediğimde bazı kardeşlerimizin iyi mi oldu ikisi de mafya demişti. Olmadı tabii...Mafyanın türkünede kürtünede karşıyım. Keşke devletin güvenlik güçleri hepsini alıverseydi içeriye... ama olmadı. Kürt mafyasının diğer mafyadan ayıran özelliği elde ettiği muazzam haracın büyük kısmını pkk ya vermesi idi...(Büyük haraç değil, muazzam haraç.MUAZZAM)
Bu tabii bazı yüksek bürokrat ve bakan ların gayreti ile gerçekleşti... gerçekleşmiş....görmedim duydum....Yukarıda ki hocamızın yazısıda buna işaret etmekte... selametle..."
30.10.2007
DEMOKRAT rejimli, hukukun üstünlüğünü kabul etmiş, şeffaf ve açık bir ülkeyi altüst edecek, Yüce Divanlar kurulmasına sebep olacak; her biri diğerinden korkunç ve dehşetli iddialar ortaya atılıyor ve bizim ilgili ve sorumlu şahıslarımız ve kurumlarımızın kılları kıpırdamıyor.
(1) Güneydoğu’da bundan kısa bir müddet önce Şırnak’ın Beşağaç Köyünde bir minibüs tarandı ve içindeki sivil 12 vatandaşımız feci ve vahşi bir şekilde öldürüldü. Bu cinayeti PKK yaptı denildi ama bir sürü itiraz var, “Hayır PKK yapmadı, başka güçler yaptı...” deniliyor. Oraya birkaç sivil kuruluşun elemanlarından meydana gelen bir araştırma heyeti gitti ve bir rapor hazırlayıp kamuoyunun dikkatine sundu. Cinayet konusunda büyük şüpheler olduğunu onlar da açıklıyor. Sayın Büyük Millet Meclisimiz bu konuyu niçin araştırmıyor, niçin tahkikat komisyonu kurmuyor, niçin ciddî ve aydınlatıcı raporlar hazırlamıyor?
(2) Medyada “PKK terörünün gölgesinde büyük uyuşturucu (Beyaz) ticareti ve kaçakçılığı yapıldığı, birilerinin bu yolla yekûn olarak on milyarlarca (belki de yüz milyarlarca) haram ve kara para kazandığı” iddiaları var. Sayın Meclis bu konunun üzerine niçin gitmiyor?
(3) Yine, PKK terörünün tozu dumanı içinde büyük miktarda silah, cephane, mühimmat, askerî araç ve gereç ticareti, trafiği, kaçakçılığı yapıldığı iddia ediliyor. Sayın Meclisimiz susuyor. Niçin?
(4) Yıllardan beri İmralı adasında imparator gibi bakılan, ağırlanan, kendisine her türlü konfor sağlanan APO, nam-ı diğer Abdullah Öcalan’ın gazeteci Avni Özgürel’e PKK terör hareketi için “Avni bey bu savaşı bitireni bitirirler...” dediğini, Neşe Düzel, Avni Özgürel ile yaptığı röportajda açıkça yazmıştır. (Bakınız Radikal Gazetesi: 27 Ekim 2003 adı geçen röportaj) Millî iradenin merkezi olan sayın Meclis bu konu üzerinde niçin durmamaktadır?
(5) Aynı röportajda PKK terörü münasebetiyle Başbakanlığın örtülü ödenek (Tahsisat-ı mesture) faslından büyük miktarların hesapsız kitapsız kontrolsuz bir şekilde akıtıldığı iddia ediliyor. Bu konu, üzerinde durmaya değmez bir konu mudur ki, sayın Meclisin ilgisini çekmemektedir.
(6) Yekûn cirosu yüz milyarlarca dolar olan PKK terörünün kesinlikle bitirilemeyeceği, bunu bitirenin işinin bitirileceği söyleniyor. Sayın Meclis’imiz bu konuyu niçin araştırmıyor?
(7) Abdullah Öcalan’ın başlangıçta MİT ile ilgisi olduğu söyleniyor, PKK’yı rejimin derin güçlerinin kurdurduğu iddia ediliyor. Sayın Meclislimiz bu korkunç, bu dehşetli, bu son derece önemli iddiaları gündemine almıyor. Niçin?
(8) Yakın tarihimizde birtakım derin güçlerin, parçalayıp kolay idare etmek ve soyabilmek için halkı Türk ve Kürt, Sünnî ve Alevî, Dinci Laik, Sağcı Solcu, Şucu Bucu diye birbirine düşman ve hasım kesim ve kamplara ayırdığı iddia ediliyor. Bunlar birkaç manyağın ve parayonakın ortaya attığı saçma kurgular mıdır, yoksa delilleri var mıdır? Niçin incelenmiyor?
Evet Türkiye devleti PKK’yı kısa zamanda bitirebilirdi. Niçin bitirmemiştir? Buna kimler engel olmuştur?
PKK terörünün tozu dumanı içinde kimler uyuşturucu kaçakçılığı yaparak muazzam ve efsanevî servetler edinmiştir? Bunlara kimler ortak olmuştur?
İstanbul’un mafyatik altyapısı bundan birkaç yıl önce niçin PKK yanlılarına verilmiştir? Bunu kimler planlamış, buna kimler göz yummuştur?
Şu anda ülkemizi bir savaşa sokmak, bir tuzağa düşürmek, bir bataklığa yuvarlamak isteyenler acaba beynelmilel silah kaçakçılarının ve tacirlerinin hesabına mı çalışmaktadır?
Millî iradenin merkezi olan sayın Meclis’in bu konular üzerinde durmasını, araştırma ve inceleme heyetleri kurmasını ve halkımızı uyarıp aydınlatmasını bekliyoruz. Saygılarımla...
"Ben bu forumda İstanbul türk mafyasından alınarak kürt mafyasına verildi dediğimde bazı kardeşlerimizin iyi mi oldu ikisi de mafya demişti. Olmadı tabii...Mafyanın türkünede kürtünede karşıyım. Keşke devletin güvenlik güçleri hepsini alıverseydi içeriye... ama olmadı. Kürt mafyasının diğer mafyadan ayıran özelliği elde ettiği muazzam haracın büyük kısmını pkk ya vermesi idi...(Büyük haraç değil, muazzam haraç.MUAZZAM)
Bu tabii bazı yüksek bürokrat ve bakan ların gayreti ile gerçekleşti... gerçekleşmiş....görmedim duydum....Yukarıda ki hocamızın yazısıda buna işaret etmekte... selametle..."