PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Apo'ya 'kürt Halk önderi' Dediler



pencere77
30-10-2007, 19:50
DTP'nin 8 Kasım'da Ankara'da yapacağı olağan genel kurulu öncesinde Diyarbakır'da yaklaşık 500 kişinin katıldığı ve üç gün süren Demokratik Toplum Kongresi'nin bugün sonuç bildirgesi açıklandı.
DTP'nin Diyarbakır'da düzenlediği Demokratik Toplum Kongresi'nde, Türkiye'nin üniter yapısına ters olan bölgesel ve yerel meclisler ile yönetilmesini öngören "demokratik özerklik" modelinin savunulması sonucu çıktı.

Ayrıca, Öcalan'ın halkla bağ kurabileceği bir cezaevine nakli ile Türkiyelilik üst kimliğinin kabul edilmesi talep edildi.

Teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın İmralı'daki yerinin değiştirilmesini isteyen DTP, teröristbaşının halkla bağ kurabileceği bir ortamın oluşturulması talebinde bulundu.

DTP'nin 8 Kasım'da Ankara'da yapacağı Olağan Kongre öncesi Kürtlerin değişik kesimlerini bir araya getirerek 50 ilden 600 delegenin katılımıyla Diyarbakır'da gerçekleştirdiği Demokratik Toplum Kongresi'nin sonuç bildirgesi açıklandı.

Kapatılan DEP eski milletvekilleri Leyla Zana ile Selim Sadak'ın da katıldığı bildiriyi DTP Genel Başkan Vekili Nurettin Demirtaş okudu.

Türk ve Kürt halkı başta olmak üzere Ortadoğu halklarının özgürlüğünü, kardeşliğini esas alan barışçıl ve demokratik birlikteliğin temel çözüm yolu olduğunun benimsendiğini dile getiren Demirtaş, teröristbaşı Abdullah Öcalan'ı Kürt halk önderi olarak gösterdi. Teröristbaşının Kürt sorununa demokratik çözüm yaklaşımının belirleyici olduğunu savunan Demirtaş, "Yıllardan beri Türk ve Kürt toplumu açısından bu 2 eğilimi görüp tüm zorluklara rağmen Kürt halkı adına çözüm yolunun demokrasiden, barıştan ve bir arada yaşamadan yana geliştiren Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'a yönelik İmralı uygulamaları çözümün önünü kapattığı gibi tarihsel kardeşlik duygularına da büyük zarar vermiştir. Bu nedenle kongremiz Abdullah Öcalan'ın İmralı'dan başka bir yere nakli ile sağlık sorunlarının giderilmesi için tedavi sürecinin başlatılmasının, toplumsal barış için rolünü oynayabileceği şekilde, halkla bağ kurabileceği bir ortam yaratılmasının Kürt halkı kadar Türkiye demokrasisi açısından da son derece yaşamsal olduğu sonucuna varmıştır." dedi.

Ülke bütünlüğü içinde halkın yerelde söz ve karar sahibi olmasını sağlayacak ve tüm farklılıkların kendini özgürce ifade edebileceği düzeyde özerklik kazanması temeline dayanan modelin çağdaş kavramlaştırılışını 'Demokratik özerklik' biçiminde tanımladıklarını dile getiren Demirtaş, bayrak ve resmi dilin tüm Türkiye ulusu için geçerli olmakla birlikte her bölge ve özerk birimin kendi renkleri ve sembolleriyle demokratik öz yönetimini oluşturmasını istedi.

İl Genel Meclisleri gibi seçimle işbaşına gelen dış işleri, maliye ve savunma hizmetleri ile merkezi ve bölge yönetimlerince birlikte yürütülecek emniyet ve adalet hizmetleri hariç diğer hizmet alanlardan sorumlu olacak 'Bölge Meclisi'nin oluşturulmasını isteyen Demirtaş, burada görev yapacak kişilere bölge temsilcisi denileceğini belirtti.

Bölge meclislerinin sayısının 20-25 olabileceğini ve bu yapının fedaralizmi ya da etnisiteye dayalı özerkliği ifade etmeyeceğini ileri süren Demirtaş, merkezi yönetimle iller arasında kademelendirilmiş demokratik bir yeni idare takviye olduğunu söyledi.

"TÜRKİYELİLİK ÜST KİMLİK OLSUN"

Herkesi Türk olarak tanımlayan bir vatandaşlık tanımı yerine kültürel kimlikleri kabul eden ve bu kimliklere dayalı Türkiye ulusunun tümünü kapsayan 'Türkiyelilik' üst kimliği çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının esas alınması gerektiğini ifade eden DTP Genel Başkan Vekili Demirtaş, yeni anayasada "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, bütün kültürlerin demokratik bir şekilde varlığını ve kendini ifade etmesini kabul eder." hükmünün yer almasının Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun barışçıl çözümünde ön açıcı bir yaklaşım anlamına geleceğini savundu.

Türkçe'nin resmi dil olmakla birlikte diğer dillerin bölgelerin çıkarılacak demografik yapısı da dikkate alınarak kamusal alanda ve eğitim dili olarak kullanılabilmesi, uluslararası sözleşme hükümlerine de uygun şekilde anayasal güvence altına alınmasını isteyen Demirtaş, kendi kimliğiyle siyaset yapma hakkı dahil bütün kültürlerin kendini özgürce örgütleyip sivil kurumlarını oluşturmasına imkan sağlanması anayasal güvenceye bağlanması gerektiğini ifade etti.

Düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan ifadelerin Anayasa'dan çıkarılmasını isteyen Demirtaş, Diyarbakır'da gerçekleşen Demokratik Toplum Kongresi'nin tamamlayıcısı olarak Ankara'da Demokratik Cumhuriyet Konferansı'nın yapılacağını duyurdu.


Only the registered members can see the link