PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Siz Hala 'girelim' Mi Diyorsunuz?



davutkorucu
09-11-2007, 00:20
SİZ HALA 'GİRELİM' Mİ DİYORSUNUZ?


Only the registered members can see the linkının girişine, hiç ‘oval’ laflar etmeden hemen başlayalım:

Siz ‘sınır ötesi’ harekata koşulşuz şartsız ‘evet’ diyenlerden misiniz, yoksa, “Şimdi artık aklı selim düşünme zamanı” deyip, günümüzün o pek moda sözü ‘itidal’den yana mı?

Tabi bu soruyu, ateşin düştüğü yerde yaktıklarını tenzih ederek soruyoruz.

Gelin kim bilir belki de bu satırlardan sonra görüşünüzü değiştirecek beyin fırtınasına ve hafıza jimnastiğine birlikte başlayalım.

Hepimizin bildiği gibi, 80’li yılların başından beri ‘PKK’ adı verilen bu illetle uğraşıyoruz. 30 yıla yakın bir zamandır, sadece bölgede namlu namluya çatışmalarda değil, büyük kentlerde alışveriş yaparken, düğünlere, bayramlara hazırlanırken bile alçakça bombalarda canlarımız, bu uğurda harcanan paralarla, çoluk çocuğumuzun rızkları gitti.
Hepsine alıştık, kanıksadık.

Ancak, 21 Ekim Pazar günü 12 askerin şehit olması ve 8 askerin de kaçırılması bardağı taşıran son damla oldu.
İşte o günden sonra sanki tek ilaçmış gibi ‘sınır ötesi’ konuşulmaya başladı.

Peki gerçekten bizim bekamızın, huzurumuzun tek ilacı illa ki ‘sınır ötesi’ mi?

Bunun cevabına, beraber şöyle bir göz atalım, 15-16 gün önce Cumartesi’yi pazara bağlayan o uğursuz gecede yaşananları şöyle bir hatırlayalım:

- Hakkari'nin Yüksekova İlçesi'nin Irak sınırındaki Dağlıca Beldesi'nde dün gece saat 23.00 sıralarında yaşanan olayda teröristler, Dağlıca'dan Yeşiltaş'a giden askeri konvoya saldırı düzenledi. Yeşiltaş'a sevkiyat yapan 10-12 araçlık askeri konvoy, Avaşın Köprüsü üzerinde saldırıya uğradı. Köprünün üzerindeki araçlardan tam ortadaki roketatarla vuruldu. Köprünün de havaya uçurulduğu bildirilen olayın ardından sabah saatlerine kadar süren çatışma çıktı. Açılan ilk ateşle aralarında bir uzman çavuşun da bulunduğu 12 asker şehit oldu; 16 asker yaralandı, 8 asker de kayıp! Yaralı askerler helikopterlerle Yüksekova ve Hakkari'deki hastanelere nakledildi. Bölgeye takviye birlikler sevk edildi; geniş çaplı operasyon başlatıldı.

Sen, ben, o belki de çok keyifli geçen bir hafta sonu gecesinde derin bir uykuya dalmışken, ana dizinin dibinden sırtına tüfek alan o süt kuzuları 20 Ekim gecesi nasıl bir ‘can pazarı’ yaşadı hiç düşündünüz mü?

Bir anlık da olsa o dehşetin içinde kendinizin, ona atılan bir tokatta bile canınızı hiç düşünmeden verebileceğiniz kuzunuzun olduğunu farz ettiniz mi?

Olayın hemen ardından, Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu, yüreklerimize ateş düşüren Dağlıca köyünün konumunu NTVMSNBC’ye şöyle anlatmış:

-Dağlıca son derece sert, kesik ve derin yarlardan oluşan bir bölge. 20-25 metre öteyi bazı bölgelerde gündüz şartlarında bile görmek mümkün değil. Bölgede yapılacak operasyonlarda en önemli faktör istihbarat. Çünkü, Kuzey Irak’a sınır ötesi operasyon halinde “Gabar, Cudi, Kato, Küpeli dağlarının, Dağlıca arazisinden farkı yok. PKK ise, Irak’ın kuzeyinde kendisi için çok elverişli bir arazide bulunuyor.

TSK ile çatışanlar zaten bölgenin kurdu. Eğitimleri, inleri, yatakları zaten orada.

İşte gerçek bu. Orada bu çakal sürüsünün dilinden anlayanlarla mücadele etmek gerekmez mi?

Eski MİT Müsteşarı Sönmez Köksal, “Biz bomba atarken PKK mağarada saz çalıyor” diye olayı özetlemişti.

Yazık günah olmaz mı bu çocuklara?

Konuyu yıllardır takip eden Cengiz Çandar bakın aslında bu adımı çok iyi düşünüp taşınarak atmamız gerektiğini bakın nasıl özetliyor:

PKK’nin niyetlerine, yöntemlerine, eylem biçimi ve zamanlamasına “doğru teşhis” konmadığı takdirde, PKK pususuna Gabar’daki 13 şehit düşmekle kalmaz, Türkiye düşer. Öncelikle de Ak Parti hükümeti düşer. Nedir bu, daha da hain PKK pususu? Türkiye’yi Irak bataklığına çekmek, Kuzey Irak’a saplamak...
Gabar’a tam hükmedilmeden, Kuzey Irak’a girmek piknik gezintisi mi yapmak olur, aklımızı kullanalım. Öfkeyle kalkıp, zararla oturmanın, PKK’nın pususuna düşmenin zamanı değil. Bu bakımdan, hükümetin dünkü “ilk tepkisi”, kamuoyundaki duygusallığı kullanmak isteyen “vuralım-kıralım lobisi”nin iğvasına kapılmadığını gösterdiği için isabetli ve akıllıca olmuştur. Zaten “Gabar pususu”, Türkiye’yi akıl dışı yollara sapmaya davet eden, bir “hain PKK pususu”dur. Bu “pusu”nun alanını, Kuzey Irak’a dalarak genişletmek, Türkiye’nin güvenliğini güvence altına alması bir yana -unutmayalım bugüne dek Kuzey Irak’a, üstelik oradaki Kürtlerin desteği ve ABD onayı ile 24 kez girildi- siyasi ve diplomatik alanda ülkemizi daha da zayıflatmak, 22 Temmuz’la oluşmuş, çiçeği burnunda iktidarın altından halıyı çekmek demektir. Akıl dışı tepkilere yönelindiği taktirde, ortada ne yeni anayasa, ne demokratikleşme, ne AB hedefleri kalır. Giderek ne de AK Parti iktidarı...
Tabi Çandar bu yazıda her ne kadar PKK'yı ön plana çıkarmış olsa da, filmdeki 'esas oğlan'ın ABD olduğunu belirtmeye gerek yok diye düşünüyoruz.

İşte bu zamana kadar birçok icraatını eleştirdiğimiz AK Parti iktidarı bu konuda halka şirin gözükmek uğruna bu güne kadar gaza gelmemiş, sağduyulu davranarak tuzağa düşmemiştir.

Şimdi tüm bu görüşleri okuyup suhuletle düşündüğünüzde, siz hala “Bir an önce Kuzey Irak’a geçelim” diyenlerden misiniz?


Kenthaber/Özel
Yayın Tarihi : 7 Kasım 2007 Çarşamba