kamkac62
13-11-2007, 10:14
Baykal: Türkiye Kürt düşmanı değil
Only the registered members can see the link
Türkiye, Türk düşmanı değildir" diyen Baykal, "PKK'yla mücadele elbette sürecek. Askeri yöntemler de dahil olmak üzere bu mücadeleyi yapacağız" şeklinde konuştu.
13 Kasım 2007 09:04
Fikret Bila'nın haberi
CHP lideri Deniz Baykal'ın, Kürt politikasıyla ilgili önerileri büyük ilgi gördü. CHP liderinin, Irak ve Kuzey Irak'taki gençlere Türkiye'de eğitim olanağı sağlanmasından ekonomik işbirliği yapılmasına kadar uzanan öneri paketini gündeme getirmesi, "Baykal değişti mi, yoksa sınır ötesi operasyona karşı mı?" gibi sorulara neden oldu.
Hemen belirtmek gerekir ki, Baykal'ın bu yaklaşımı yeni değildir. Bir anda bir değişim sonucu ortaya çıkmış öneriler değildir. Baykal, PKK ile Kürtlerin birbirinden ayrılması gerektiğini yeni söylemiyor. 1989'da SHP'nin bu konudaki raporu hazırlanırken taşıdığı düşünceleri bugün de dile getiriyor.
O yaklaşımın özü PKK ile Kürt vatandaşların, Kuzey Irak'taki Kürtlerin ayrı tutulmasıdır. PKK ile silahlı ve silahsız mücadele sürerken, Kürtlerle barış ve dostluğa dayalı, ekonomik kalkınmayı, refah artışını hedefleyen ilişkiler kurulması ve geliştirilmesi. Baykal'ın söylediklerinin özeti budur.
'Kürt düşmanı değiliz'
Baykal'la, dün bu konuda sohbet ederken şu vurguyu yaptı:
"Türkiye, Türk düşmanı değildir. Ben bunu anlatmaya çalışıyorum. Bizim, Kürt kökenli vatandaşlarımızla da Kuzey Irak'taki Kürtlerle de bir sorunumuz yok. Bizim, PKK'yla sorunumuz var. Ben, önerdiğim yaklaşımla PKK'nın Kuzey Irak'ta tecrit edilmesi gerektiğini düşünüyorum. PKK'yla mücadele elbette sürecek. Askeri yöntemler de dahil olmak üzere bu mücadeleyi yapacağız. Ama Kürtlere bir düşmanlığımız yok, olamaz. Bunu söylemeye çalışıyorum.
Sadece Kuzey Irak'takiler için değil Irak'ın bütününde insanların, gençlerin Türkiye'yi doğru tanıyıp doğru algılamaları lazım. Bu amaçla gençlerin gelip burada kaliteli eğitim görmelerine olanak sağlayalım, diyorum. Türkiye'nin gelişmişliğinden, refahından, çağdaşlığından, demokrasisinden yararlansınlar, kendilerini geliştirsinler istiyorum. Onların barış içinde, refah içinde olmalarına karşı değiliz, tam aksine, buna katkıda bulunabiliriz."
Irak'la Suriye'nin farkı
Baykal'ın dikkat çektiği bir yön de PKK karşısında Suriye ile Irak yönetimlerinin farkı. Baykal, bu farkı şöyle anlatıyor: "Suriye yıllarca PKK'yı barındırdı, destekledi. Ama PKK'yı meşru görmedi. Bizde yok, dedi. PKK'yı terör örgütü olarak kabul ediyor ama Suriye'de olduğunu inkâr ediyordu. Nitekim, 1998'de Türkiye ciddi baskı yapıca Öcalan'ı çıkarmak zorunda kaldı.
Oysa Irak'ta durum farklı. Kuzey Irak yönetimi PKK'ya terör örgütü değildir, diyor. Kolluyor, koruyor, destekliyor. Ayrıca ona meşruiyet vermeye çalışıyor. Gücü yetse meşru ilan edecek. Buna rağmen yönetimle mücadele edersiniz. Onlara baskı uygularsınız. Ancak Kuzey Irak'ta PKK'yı koruyan, ona sahip çıkan, sempatiyle bakan bir toplumsal yapı var. Ben bu yapının ayrışması gerektiğine inanıyorum.
PKK'nın bu yapının dışında itilmesi, terör örgütü olarak tecrit edilmesi gerektiğini savunuyorum. Kuzey Irak'ta bir Kürt gencin PKK sempatizanı olmaktan çıkarılması gerekir. Bu çok önemli."
Baykal, ABD Başkan Yardımcısı Cheney'in bile bir "Türk-Kürt çatışması, savaşı" olacakmış gibi konuşmasının çok yanlış olduğuna dikkat çekiyor.
Ortada bir "Türk-Kürt çatışması" olmadığını, Türkiye'nin terör örgütü PKK ile mücadelesinin söz konusu olduğunu vurguluyor.
Türkiye'nin dünya kamuoyuna bunu iyi anlatması gerektiğini savunuyor.
Only the registered members can see the link
Türkiye, Türk düşmanı değildir" diyen Baykal, "PKK'yla mücadele elbette sürecek. Askeri yöntemler de dahil olmak üzere bu mücadeleyi yapacağız" şeklinde konuştu.
13 Kasım 2007 09:04
Fikret Bila'nın haberi
CHP lideri Deniz Baykal'ın, Kürt politikasıyla ilgili önerileri büyük ilgi gördü. CHP liderinin, Irak ve Kuzey Irak'taki gençlere Türkiye'de eğitim olanağı sağlanmasından ekonomik işbirliği yapılmasına kadar uzanan öneri paketini gündeme getirmesi, "Baykal değişti mi, yoksa sınır ötesi operasyona karşı mı?" gibi sorulara neden oldu.
Hemen belirtmek gerekir ki, Baykal'ın bu yaklaşımı yeni değildir. Bir anda bir değişim sonucu ortaya çıkmış öneriler değildir. Baykal, PKK ile Kürtlerin birbirinden ayrılması gerektiğini yeni söylemiyor. 1989'da SHP'nin bu konudaki raporu hazırlanırken taşıdığı düşünceleri bugün de dile getiriyor.
O yaklaşımın özü PKK ile Kürt vatandaşların, Kuzey Irak'taki Kürtlerin ayrı tutulmasıdır. PKK ile silahlı ve silahsız mücadele sürerken, Kürtlerle barış ve dostluğa dayalı, ekonomik kalkınmayı, refah artışını hedefleyen ilişkiler kurulması ve geliştirilmesi. Baykal'ın söylediklerinin özeti budur.
'Kürt düşmanı değiliz'
Baykal'la, dün bu konuda sohbet ederken şu vurguyu yaptı:
"Türkiye, Türk düşmanı değildir. Ben bunu anlatmaya çalışıyorum. Bizim, Kürt kökenli vatandaşlarımızla da Kuzey Irak'taki Kürtlerle de bir sorunumuz yok. Bizim, PKK'yla sorunumuz var. Ben, önerdiğim yaklaşımla PKK'nın Kuzey Irak'ta tecrit edilmesi gerektiğini düşünüyorum. PKK'yla mücadele elbette sürecek. Askeri yöntemler de dahil olmak üzere bu mücadeleyi yapacağız. Ama Kürtlere bir düşmanlığımız yok, olamaz. Bunu söylemeye çalışıyorum.
Sadece Kuzey Irak'takiler için değil Irak'ın bütününde insanların, gençlerin Türkiye'yi doğru tanıyıp doğru algılamaları lazım. Bu amaçla gençlerin gelip burada kaliteli eğitim görmelerine olanak sağlayalım, diyorum. Türkiye'nin gelişmişliğinden, refahından, çağdaşlığından, demokrasisinden yararlansınlar, kendilerini geliştirsinler istiyorum. Onların barış içinde, refah içinde olmalarına karşı değiliz, tam aksine, buna katkıda bulunabiliriz."
Irak'la Suriye'nin farkı
Baykal'ın dikkat çektiği bir yön de PKK karşısında Suriye ile Irak yönetimlerinin farkı. Baykal, bu farkı şöyle anlatıyor: "Suriye yıllarca PKK'yı barındırdı, destekledi. Ama PKK'yı meşru görmedi. Bizde yok, dedi. PKK'yı terör örgütü olarak kabul ediyor ama Suriye'de olduğunu inkâr ediyordu. Nitekim, 1998'de Türkiye ciddi baskı yapıca Öcalan'ı çıkarmak zorunda kaldı.
Oysa Irak'ta durum farklı. Kuzey Irak yönetimi PKK'ya terör örgütü değildir, diyor. Kolluyor, koruyor, destekliyor. Ayrıca ona meşruiyet vermeye çalışıyor. Gücü yetse meşru ilan edecek. Buna rağmen yönetimle mücadele edersiniz. Onlara baskı uygularsınız. Ancak Kuzey Irak'ta PKK'yı koruyan, ona sahip çıkan, sempatiyle bakan bir toplumsal yapı var. Ben bu yapının ayrışması gerektiğine inanıyorum.
PKK'nın bu yapının dışında itilmesi, terör örgütü olarak tecrit edilmesi gerektiğini savunuyorum. Kuzey Irak'ta bir Kürt gencin PKK sempatizanı olmaktan çıkarılması gerekir. Bu çok önemli."
Baykal, ABD Başkan Yardımcısı Cheney'in bile bir "Türk-Kürt çatışması, savaşı" olacakmış gibi konuşmasının çok yanlış olduğuna dikkat çekiyor.
Ortada bir "Türk-Kürt çatışması" olmadığını, Türkiye'nin terör örgütü PKK ile mücadelesinin söz konusu olduğunu vurguluyor.
Türkiye'nin dünya kamuoyuna bunu iyi anlatması gerektiğini savunuyor.