PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Hastaneden anneye başörtü zulmü!! İnsafsızlık!!



CABBARİ
04-12-2007, 14:17
Only the registered members can see the link


Vakit gazetesinden Kenan Kıran-Nafiz Karaman'ın haberine göre 22 aylık Muhammed Sait K. dün İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde kasık fıtığından ameliyat oldu. Çocuk Cerrahi Ameliyathanesi’nde yapılan ameliyat ardından anne Z.K çocuğu narkozluyken yanında durması için çağırıldı.

Fakat Z.K’nın hijyenik olmadığı ileri sürülerek başörtüsünü çıkarıp bone takması şart koşuldu. Dr. Altan Alim ve ameliyat hemşireleri aksi halde ameliyathaneye giremeyeceğini söyledi. Anne Z.K’da başörtüsünün hijyenik olmadığı iddiasının saçma olduğunu belirterek başını açmayı kabul etmedi.

Başörtüsü üzerine bone takmayı teklif eden annenin bu teklifi de geri çevrildi. Babanın çocuğunun yanına girme girişimi de sonuçsuz kaldı.22 aylık Muhammet Sait yaklaşık 1 saat narkozlu halde ameliyathanede yalnız bırakıldı.

Only the registered members can see the link daha sonra Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı’nda odaya çıkarıldı. Aile odaya çıkan çocuğun ameliyathanede sürekli ağladığı bilgisini verdi.

Baba S.K yaşadıklarını şöyle anlattı: Çocuğum dün Cerrahpaşa Çocuk Cerrahisi’nde kasık fıtığı ameliyatı oldu. Ameliyat ardından çocukların anneleri narkozlu iken refakatçi olmaları için ameliyathaneye alınırken eşimden başörtüsünü çıkarıp bone takmasını aksi taktirde içeri alamayacaklarını söylediler. Eşim örtünün üstüne bone takmak istedi fakat kabul etmediler. Benimde girmeme müsaade etmediler. Çocuğum bir saate yakın narkozlu olarak yalnız başına kaldı. Sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacağım.”

MUHABİRLERLERE SALDIRI
Aile ile görüşmek üzere Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne giden muhabirlerimiz güvenlik görevlilerinin saldırısına uğradı. Ulusal Güvenlik firmasına bağlı olarak çalışan Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı binasındaki görevli güvenlik görevlileri ailenin fotoğraflarını çekmek isteyen muhabirlerimize karşı kaba kuvvet kullandılar. Hastane içinde çekim yapması engellenmesi üzerine aile ile hastane dışına çıkan muhabirlerimiz burada çekim yaparken 10-15 kadar güvenlikçinin saldırısına maruz kaldılar.

Ulusal Güvenlik firmasının Nazım isimli mono blok amiri muhabirimize. “Öldürürüm lan sizi” siye tehdit etti Amir Nazım’ın talimatı ile fotoğraf makinelerini almaya çalışan güvenlikçiler tehditler savurup arkadaşlarımızı darp etti.. 2 arkadaşımıza çok sayıda güvenlikçinin saldırdığı olayı çevredekiler zor ayırdı. Av. Selçuk Kar yaşanan skandalı incelemek için olay yerine gelirken hastane yönetiminin saldırgan güvenlik amiri ile ilgili tedbir alması bekleniyor.

“TÜRBANDAN DOLAYI BİR DİRENÇ YOK”
Olayla ilgili görüştüğümüz Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halil Yanardağ ailenin iddialarını kabul etmedi. “Anne türbanlı olduğundan dolayı bir direnç konmuş değil.” diyen Yanardağ, olayı hastane müdüründen öğrendiğini belirtti ve şunları söyledi: “Orası ameliyathanenin hemen içerisinde olan steril bir ortam. Normalde çarşaflılar da gelir oraya. Buradaki durum sadece sağlık açısından. O boneler başörtüsü üzerine sığmıyor; çıplak kafaya geçecek kadar. Ondan dolayı zorlamışlardır. Yoksa hasta yakınları her yere giriyorlar.” Başörtülülerin başına bonelerin sığıp sığmadığını hiç deneyip denemediğini sorduğumuz Dekan, “O konuda bilgim yok” demekle yetindi.

gürün
04-12-2007, 14:21
haber kaynagı varmı eger haberse

CABBARİ
04-12-2007, 14:27
haber kaynagı varmı eger haberse

iyi okumadınız herhalde yada okuduysanız!!!
haberin en başında yazıyor hem haberi yapan hemde nerede yayımlandıgı!!!
selametle

muhteşem
04-12-2007, 14:38
gerçekten insafsızlık olmuş yazık kadına
o türbanın üzerine boneyi geçirmeside aynı şey ha açmış ha kapamış ne farkı var bir şekilde saçlarını bone kapatacak ama türbanını çıkar gel demeleri terbiyesizlik

musti06
04-12-2007, 14:53
:nono:: insan hakları diyorlar ama sadece insan kasaplarına katillere gaspcılara tecavüzcülere, vatan hainlarine pkk teröristlerine gelince insan hakları var diye haykıranlar :rtfm: gariban bir vatandaşa gelince :( bırakın insan haklarını dile getirmeyi insan yerine bile koymuyorlar yani herkes kendi yandaşlarını insan yerine koyuyor diğerlerini hiç sayıyor yahudiler gibi ama ister inkar etsinler ister kabul etsinler:nono: mazlumun ahı ahirette sorulacaktır bu kaçınılmaz her nekadar kabul etmeselerde emin olsunlarki hesabı sorulacak:angry8:

muhsinkilic
04-12-2007, 15:05
bunların içinde biraz gavurluk var herhalde

f47xfenerli
04-12-2007, 17:07
ÜLKEMİZDE insanlar neyi görmek istiyorsa malesef onu
doğru diğer yerşeyin yalnış olduğu bir anlayış oluşturuyor
bazı biz medeniyiz diyen kesimler onlar var onlar gibi düşünmeyen
onlar gibi saçılmayanlarda yok ne güzel anlayış değilmi?????????????????

f47xfenerli
04-12-2007, 17:16
bu ülkede diline dinine kültürüne sahip çıkmak
bazı kendini bilmezler tarafından tarafından
inançsızlık olarak görülmektedir bunun da
baş müsebibi medyadır malesef

Pasilobus
04-12-2007, 17:38
maalesef her devlet ortamında resmi yerlerde bu tarz yaptırımlara maruz kalınabiliyor
gerçekten üzülüyorum şimdi o hastanenin başhekimi iki gün sonra o çocuga birşey olsa vicdan azabı çekmeyecekmi??

Mehmet Kaynaklı
04-12-2007, 17:46
iyide bu ülke için cepheye cephane taşıyanlar o başı kapalı bacılarımız ninelerimiz değilmiydi bu nankör sürüleri nede çabuk unttular tarihi
gavur ülkelerinde başı türbanlılar hemen hemen her tarafa serbestçe girip çıkıyorlar ama % 90 nı müslüman olan ülkemde yasak olsun :49:

HCakir
04-12-2007, 17:51
Nasıl bi laiklikdir bizim ülkemizdeki anlamış değilim ,yanlış biliyorsam lütfen düzeltin ; Devletin dini olamaz..Herkes istediğine inanabilir ona tapabilir kimse kimseyi din hakkında zorlayamaz.. Eeee hani nerde ,nasıl bi anlayıştır bu düzeni oluşturanların Allah bela okumak istemiyorum.. Allah nasıl biliyorsa öyle yapsın onları..

f47xfenerli
04-12-2007, 18:03
herkesin bunu indirip bakmasını rica ediyorum:49:

Mehmet Kaynaklı
04-12-2007, 18:19
Nasıl bi laiklikdir bizim ülkemizdeki anlamış değilim ,yanlış biliyorsam lütfen düzeltin ; Devletin dini olamaz..Herkes istediğine inanabilir ona tapabilir kimse kimseyi din hakkında zorlayamaz.. Eeee hani nerde ,nasıl bi anlayıştır bu düzeni oluşturanların Allah bela okumak istemiyorum.. Allah nasıl biliyorsa öyle yapsın onları..

Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)


bak kardeş bunların ne biçim dini var nasılda dua ediyorlar allaha yakarıyorlar bu ülke müslüman olanalar tarafından kurtarıldı müslüman ülkesidir ve öyle kalacaktır bunun aksini idda eden hiç bi şerefsiz bu topraklarda yaşayamaz :bangin:

Mehmet Kaynaklı
04-12-2007, 18:21
herkesin bunu indirip bakmasını rica ediyorum:49:

allah razı olsun kardeş :praying:

HCakir
04-12-2007, 18:24
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)


bak kardeş bunların ne biçim dini var nasılda dua ediyorlar allaha yakarıyorlar bu ülke müslüman olanalar tarafından kurtarıldı müslüman ülkesidir ve öyle kalacaktır bunun aksini idda eden hiç bi şerefsiz bu topraklarda yaşayamaz :bangin:

Elbette öyle abi aksini iddaa etmek ahmaklık olur..! :sad:

bulletfromhell
04-12-2007, 18:24
haber %100 gerçekte olabilir,maksatlı,taraflı bir yayında olabilir...çünkü hastane enfeksiyonları konusunda avrupada en berbat durumda olan ülke biziz...dolayısıylada sadece hijyenik esaslarla yapılan bi uygulamayı malum medya kuruluşu eksajere ederek yayınlamışta olabilir...selametle

Mehmet Kaynaklı
04-12-2007, 18:27
Elbette öyle abi aksini iddaa etmek ahmaklık olur..! :sad:

evet kardeşim haklısın ahmaklıktan başkada bişi değil ama bu ahmaklar beraberlerinde çok yanlışlar çok sorunlar getriyor

f47xfenerli
04-12-2007, 18:49
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)


bak kardeş bunların ne biçim dini var nasılda dua ediyorlar allaha yakarıyorlar bu ülke müslüman olanalar tarafından kurtarıldı müslüman ülkesidir ve öyle kalacaktır bunun aksini idda eden hiç bi şerefsiz bu topraklarda yaşayamaz

:bangin:

bu sözler üzerine ne desek boş ağzına diline sağlık :praying:

umuter
04-12-2007, 19:14
herkesin bunu indirip bakmasını rica ediyorum:49:
evet indirdim çok güzel ve önemli bir slayt herkes izlesin mutlaka arkadaşlar
bu konuya gelince hiç bir mantıklı açıklaması yok bence oradaki personelin inatlaşmasından başka bi şeye benzemiyor görünüş öyle !!
o zaman insanlar hastaneye ya tamamen elbisesiz çıplak olarak girsin eğer kumaş parçaları steril değilse ya da komple tulum galoş ne varsa giysinler üzerine öyle saçma şey mi olur yaww!!!

pencere77
04-12-2007, 20:21
ülkemizde oluyor malesef

CABBARİ
04-12-2007, 22:34
bulletfromhellinde dediği gibi kasıtlı olarak haberi yapan gazete tarafındanda çıkarılmış bir haber olabilir
fakat ne olursa olsun o anneye başka bir şekilde yardımcı olunabilirdi illaki saçını açmak zorunda değildi

kucer06
04-12-2007, 22:37
Bana hiç inandırıcı bir haber gibi gelmedi.

bulletfromhell
04-12-2007, 23:30
bulletfromhellinde dediği gibi kasıtlı olarak haberi yapan gazete tarafındanda çıkarılmış bir haber olabilir
fakat ne olursa olsun o anneye başka bir şekilde yardımcı olunabilirdi illaki saçını açmak zorunda değildi
vay ağam hoş gelmişsin...görünmüyodun uzun zamandır...bi sıkıntı yoktur inşallah...

cetindeniz
04-12-2007, 23:31
hala bu kaos devam ediyor baş örtüsünü hala hazmedemeyenler oluyor bunlara eşarp hediye etmek gerekir

leyla
04-12-2007, 23:41
B00QHKXkBNk
yüzde 90 ı müslüman olduğu söylenen bir ülkede müslüman olmak--islami kurallara göre yaşamak suç ise o ülkede müslüman çoğunluğu bence yüzde 90 değil...yüzde 10.dur...durum onu gösteriyor....kim ne derse desin...boş....
---üstteki videodaki kız öğrenci imam hatip öğrencisi ,bu durumda bile başörtüsü nasıl sorun olabilir....
----bu tip olaylarda kimlere güvenilerek,kime sırt verilerek ,annemizin,bacılarımızın başörtülerini çıkarmaya yelteniyorlar...hatta kimi o başörtüsünü çıkarttırmak zorunda bırakıyorlar......sütçü imam bu durumları görse ne derdi acaba
------------------------------------------------------------------
İkinci Fransız kuvvetlerinin şehre girişinin ertesi günü (31 Ekim 1919 Cuma) şehirdeki huzursuzluk had safhaya varmıştı. Bir grup Fransız Ermeni askeri ikindi üzerinde Uzunoluk Caddesi'nden kışlaya dönüyorlardı. O anda Uzunoluk Hamamından yüzleri peçeli iki Türk kadını çıktı. Üç kişi olan ve sarhoş durumda olan Fransız Ermeni askerlerinden birisi, hamamdan çıkan Türk kadınlarına saldırdı ve peçesini yırttı. "Artık burası Türklerin değildir, Fransız memleketinde peçe ile gezilmez" diyerek kadıncağıza sarılıp ilişmek istedi. Peçesi yırtılan ve zor durumda kalan kadıncağız bayılıp yere düştü. Diğer kadın da imdat istercesine bağırdı. Olayı Kel Hacı'nın kahvesinden gören Türkler dışarı çıkarak, askerlerin üzerine yürüdüler. Türkler, Ermeniler'e ihtarda bulunarak yollarına gitmelerini söylediler. Ermeniler kötü sözler sarfederek silah kullandılar. Bu arada Çakmakçı Sait orada kurşunla yaralandı ve şehit oldu. Gaffar Osman da yaralandı. Bu sırada Ali Sütçü Imam, Karadağ tabancasını alarak dükkanından hızla olayın olduğu yere geldi. Silahını Ermeni askerlerinin üzerine boşalttı. İlk kurşunu atan Kahraman Sütçü İmam'ın silahı ile yaralanan Ermeni askeri arkadaşlarının yardımı ile kışlaya götürüldü. Yaralı asker bir gün sonra öldü. 1 Kasım 1919 tarihinde ölen Ermeni için büyük bir cenaze töreni düzenlendi. Sütçü İmam ise Nalbant Bekir'den aldığı bir atla Bertiz'in Ağabeyli köyünde bulunan Beyazıt oğlu Muharrem Bey'in yanına gitti

Sütçü İmam Ermeni ve Fransızlar tarafından sürekli arandı. Bulunması için de Kahramanmaraş Hükümeti çok sıkıştırıldı. Bütün çabalara rağmen Sütçü İmam bulunamadı.----

osmann
05-12-2007, 09:48
ülkemizin böyle bir sorunu yoktu. ama malum kesim-medya kaşıya kaşıya sorun haline getirdi...Bence bunu sabataycılar istedi. ve hala istiyor.. halkı kutuplara ayırmanın daha güzel yolu varmı? ülkemizde başı örtülü insanlarla başı açık insanların birbiri ile kavga lı olabilmesi için herşeyi yapıyorlar.
ülkemizde bizleri ırklara, mezheplere, dinlere ve takımlara bile böldüler.
hepsini habire kaşıyorlar. kaşıdıkça insanların dikkatini çekip bir şey demelerini istiyorlar.
hani magazin programlarında yaparlarya sayın falanca sizin için sayın filanca şöyle dedi..o da gaza gelir hemen patlayıverir. sonra diğerine gider yetiştirirler. oda patlayınca alevlenir bir ona bir ona büyürde büyür. bizimkide böyle. kaşıyorlar...selametle...

gecelerinlordu
05-12-2007, 10:07
bu üniversitedekiler adam olmayacak. anlaşılan

CABBARİ
05-12-2007, 10:16
vay ağam hoş gelmişsin...görünmüyodun uzun zamandır...bi sıkıntı yoktur inşallah...

eeee sezon sonu hesap kitap işleri anca hallettik:)

CABBARİ
05-12-2007, 10:21
Türbanın mesajı

Lise altı eğitimlilerde düzenli namaz kılanlar yarıdan fazla iken, lise ve üniversite mezunları arasında düzenli namaz kılanlar yüzde 26'dır. Bu veriler, eğitimle ibadet arasında varlığı bilinen ilişkinin sonucudur.
Bu bulgular çağdaşlaşma yolundaki yerimizi görmemize de yardımcı olabilir. Geriye doğru son on yılda, veya son 30 yılda, öğrenci oranının arttığı, eğitim kurumlarının niteliklerinin yükseldiği bilinmektedir. Sadece bu gerçek bile, halkımızın bir dönem öncesine göre daha çağdaş, devlet düzenimizin daha laik olduğunu doğrulamaktadır.
Only the registered members can see the link Bu araştırma verileri de eğitimle örtünme ve dinsel uygulamalar arasında doğrusal ilişki bulunduğunu göstermiştir. Bu ilişki, "örtünmeyenler"de açık biçimde görülmektedir: Eğitimi alt düzeyde bulunanlarda yüzde 20'nin altındaki örtünmeyenler oranı, eğitimde geçilen her kademede düzenli biçimde artmakta, yüksek eğitimlilerde yüzde 70'leri geçmektedir.
Ancak türban kullananlar oranında bu doğrusal ilişki görülmemektedir. Türban takanlar oranı eğitim kademesiyle doğrusal veya anlamlı biçimde değişmemektedir. İlk eğitimden yüksek eğitime kadar türban takanlar oranları sırayla, yüzde 13, 15, 22, 17, 12 gibi birbirinden uzak olmayan değerlerdedir. Bu veri, türban takanlar oranının eğitimden bağımsız olduğunu göstermektedir.
İnsanlar, kimlik edinmek, yaşam tercihini göstermek, aidiyetini belli etmek, geçerli bir güce yakın olduğunu belli etmek gibi birçok nedenle türban kullanıyor olabilirler. Ancak bunların önüne geçen bir başka mesajları daha vardır. Türban kullananların şüphesiz hepsi değil çoğunluğu, başlarındaki giysileriyle, toplumsal yaşamda, dinsel değerleri diğer değerlerden üstün tuttuklarını belli etmektedirler. Türban, öncelik verilen dinsel değerlerin simgesidir.
Dinsel değerlerin diğer değerlerden üstün tutulması, toplumsal yaşamı biçimlendirme yollarından biridir. Böyle bakıldığında, en azından bir bölümü için, türbanın siyasal bir simge olduğu, daha açığı siyasal İslamın simgesi olduğu söylenebilir.

Örtünmeye göre dindarlık tanımları

KONDA'nın yaptığı araştırmada, örtünme ilk sırada yer almak üzere, pek çok davranışa gerekçe olarak gösterilen "dindarlık" tanımlamaları ele alındı. "Dindarlık kime göre ne (insanların kendilerini tanımlayışları), kim kendini ne kadar dindar görüyor, dindarlıkla ibadet ve örtünme ne kadar ilişkili?" sorularının yanıtları arandı.
Kişilerin dindarlık tanımlamalarının yaş, eğitim, gelir düzeyi ve yaşanılan yere göre değişip değişmediği; değişiyorsa ne oranda değiştiği ölçülmeye çalışıldı.
Özellikle türban ve çarşafla ilgili dikkat çekici sonuçlar elde edildi.


Dindarlık ve örtünme

Araştırma sonucuna göre, kendi tanımladığı şekliyle kendini "inançlı" kabul edenler (kendini, inançlı ama dinin gereklerini pek yerine getiremeyen biri olarak tanımlayanlar) arasında başını örtmeyenler yüzde 54, türban takanlar yüzde 7.9 oranında. Kendini "dinin gereklerini yerine getirmeye çalışan dindar biri" olarak tanımlayan "dindarlar" arasında başını örtmeyenler yüzde 17.2, başörtüsü kullananlar yüzde 62.1, türban kullananlar yüzde 19.5 ve çarşaf kullananlar yüzde 1.2 oranında. Kendini "dinin tüm gereklerini yerine getiren dindar biri" (yaygın ifadeyle sofu) olarak tanımlayanlar arasında başını örtmeyenler yüzde 13.2 iken, başörtüsü kullananlar yüzde 53.8, türban kullananlar yüzde 28.2, çarşaf kullananlar yüzde 4.7 oranında. Grafikte de görüleceği gibi, kendi tanımlarıyla, kendi dindarlıklarının ölçüsü arttıkça örtünme ve türban kullanma oranı da yükseliyor.


Only the registered members can see the linküzenli namaz kılanların oranı yüzde 43.9 düzeyinde

İbadetlerini yapma sıklığı ile ilgili sorularda, en düzenli yapılan ibadetlerin oruç tutmak ve cuma namazına gitmek olduğu görülüyor. Deneklerin yüzde 43.9'u namazını düzenli olarak kıldığını söylerken, yüzde 41.7'si ara sıra kıldığını, yüzde 14.4'ü ise hiç kılmadığını söylüyor. Orucunu düzenli tutanlar yüzde 82.5 iken, ara sıra oruç tutanlar yüzde 12.1, hiç tutmayanlar ise yüzde 5.4 oranında.
Düzenli olarak cuma namazına gidenler yüzde 56.1, düzenli olarak dua edenler yüzde 75.2, düzenli olarak camiye / cemevine gidenler yüzde 24.4, düzenli olarak Kuran okuyanlar yüzde 26.3 oranındalar.
Türkiye insanı orucunu tutmak ve dua etmek konusunda duyarlı görünüyor. Eğitim azaldıkça ve yaş ilerledikçe ibadet alışkanlıkları artarken, yaşanılan yerin kent veya kırsal kesim olması bu alışkanlıkları çok özel oranlarda etkilemiyor.

Only the registered members can see the link



Çarşaf kullananların yüzde 84'ü düzenli olarak namaz kılıyor

Örtünme ve ibadet ilişkisinde en dikkat çekici sonuç, düzenli ibadet alışkanlıklarında türban ve çarşaf kullananlar arasındaki farkın (yüzde 17.5), türban ve başörtüsü kullananların arasındaki farktan (yüzde 9.8) daha fazla çıkması oldu.
Türban kullananların ibadet alışkanlıkları başörtüsü kullananlara göre daha yoğun iken, çarşaf ve peçe kullananların ibadet alışkanlıkları türban kullananlara göre daha yoğun. Namaz kılma alışkanlığı sorulduğunda, başörtüsü kullananların yüzde 56.6'sı, türban kullananların yüzde 66.4'ü, çarşaf kullananların yüzde 83.9'u düzenli olarak namaz kıldığını söyledi.
Düzenli oruç tutmak konusunda da namaz kılmaya benzer eğilim görünürken, başörtüsünden çarşaf kullanmaya doğru oruç tutma sıklığı artıyor.


Only the registered members can see the link
Eğitim arttıkça 'sofuluk'tan 'inançlılığa' kayma oluyor

Eğitim kümeleri üzerinden dindarlık tanımlarına bakıldığında, sofuluğun en yoğun olduğu eğitim kümeleri okuryazar olmayan (yüzde 12.6) ve diplomasız okuryazar (yüzde 19.3) çıkıyor. Dindar olanların oranı okuryazar olmayanlar arasında yüzde 67.6, diplomasız okuryazarlar arasında yüzde 61.4, ilkokul mezunları arasında yüzde 59.1, ortaokul mezunları arasında yüzde 52.3, lise mezunları arasında yüzde 43.5, üniversite mezunları arasında yüzde 36.1, yüksek lisans mezunları arasında 43.8 düzeyinde bulunuyor. İnançlı olanlar ise okuryazar olmayanlar arasında yüzde 18.3, diplomasız okuryazarlar arasında yüzde 16.3, ilkokul mezunları arasında yüzde 26.5, ortaokul mezunları arasında yüzde 37, lise mezunları arasında yüzde 46.2, üniversite mezunları arasında yüzde 51.3, yüksek lisans mezunları arasında 43.8 oranında.
Dindar ve inançsızların eğitim kümeleri arasındaki dağılımı bile çok net olarak eğitimin artması ile dindarlık ölçüsü arasında bir ters ilişkiyi göstermektedir:
Eğitim arttıkça sofuluktan inançlılığa doğru kayma oluyor. Bu ilişki grafikte de kolayca görülüyor.


Only the registered members can see the link
Yaşadığı yer, inancı fazla etkilemiyor

Araştırmada kişilerin kendi anlamlandırmalarıyla dinle ilişkilerini tanımlayışlarına, yaşadıkları yerin kent veya kırsal kesim oluşuna bağlı olarak değişip değişmediğine bakıldı. Yaşanılan yerin dindarlık yoğunluğu üzerinde bir fark yaratmadığı görüldü. Kentte yaşayanların yüzde 52.9'u kendini dindar olarak tanımlarken, kırsal kesimde yaşayanlarda bu oran yüzde 54.1 çıkıyor. Kentte yaşayanların yüzde 34.9'u kendini inançlı olarak tanımlarken, kırsal kesimde yaşayanların yüzde 33'ü kendini inançlı olarak tanımlıyor.
Yaşadığı yerin kırsal kesim veya kent olmasına göre dindarlık ölçüsünde önemli bir değişiklik görülmüyor.


Only the registered members can see the link
Ateistlerin geneldeki oranı binde 9 düzeyinde çıktı

Araştırmada, deneklerin kendilerini dindarlık açısından nasıl tanımladıklarına da bakıldı. Kendi dindarlık tanımlarıyla veya "din ile ilişki" tanımları üzerinden, kendilerini nasıl konumladıkları sorulduğunda, kendini "dinin gereklerini yerine getirmeye çalışan dindar biri (dindar)" olarak tanımlayanlar yüzde 52.8, "inançlı ama dinin gereklerini pek yerine getiremeyen biri (inançlı)" olarak tanımlayanlar yüzde 34.3, "dinin tüm gereklerini tam yerine getiren dindar biri (sofu)" olarak tanımlayanlar yüzde 9.7, "dinin gereklerine pek inanmayan biri (inançsız)" olarak tanımlayanlar yüzde 2.3, "dini inancı olmayan biri (ateist)" olarak tanımlayanlar yüzde 0.9 oranında çıktı. (Parantez içindeki tek kelimelik tanımlar bize aittir. Bundan sonraki tablolar ve açıklamalarda hem ateistler inançsızlar kümesine ilave edilerek hem de küme açıklaması olarak bu kısa tanımlar kullanılmaktadır.)
Toplumun çok önemli büyük çoğunluğu (yüzde 86.1) kendini "inançlı" ve "dindar" olarak tanımlıyor.


Only the registered members can see the link


'Koyu dindar'larda düzenli olarak namaz kılanların oranı yüzde 83.6

Kendilerini "inançlı" olarak tanımlayanların düzenli yaptıkları ibadet alışkanlıklarına bakıldığında, yüzde 65.3'ü oruç tutuyor, yüzde 55.3'ü dua ediyor, yüzde 36.3'ü cuma namazına gidiyor, yüzde 9.4'ü namazını kılıyor. Kendilerini "dindar" olarak tanımlayanların ise düzenli yaptıkları ibadet alışkanlıklarına bakıldığında, inançlı olduğunu söyleyenlere göre neredeyse yüzde 50 fazla oranda ibadetlerini düzenli yaptıkları görülüyor. Dindarların yüzde 93.8'i orucunu düzenli tutuyor, yüzde 86.7'si düzenli dua ediyor, yüzde 68.7'si düzenli olarak cuma namazına gidiyor.
Sofuluk ve dindarlık tanımları ile ibadet alışkanlıklarına bakıldığında ikisi arasındaki farkın çok az olduğu görülüyor. Sofuların yüzde 97.6'sı orucunu düzenli tutuyor, yüzde 96.6'sı düzenli dua ediyor, yüzde 85.4'ü düzenli namaz kılıyor, yüzde 83.6'sı düzenli cuma namazı kılıyor.


Only the registered members can see the link


Yaşlandıkça dine yöneliş artıyor

Kendi tanımlarıyla dindarlık seviyelerine bakıldığında, 18-28 yaş arasındakilerin yüzde 47'si kendini inançlı, yüzde 43.8'i dindar, yüzde 5.3'ü sofu, yüzde 3.9'u da inançsız olarak tanımlıyor. 29-43 yaş arasındakilerin yüzde 34.1'i inançlı, yüzde 54.8'i dindar, yüzde 7.8'i sofu, yüzde 3.3'ü de inançsız olarak tanımlıyor. 44 yaş üstündekilerin de yüzde 23.1'i inançlı, yüzde 59'u dindar, yüzde 15.4'ü sofu, yüzde 2.5'i de inançsız olarak tanımlıyor.
Grafikten de görüldüğü gibi, yaş büyüdükçe, inançlı olmaktan sofuluğa doğru kayma oluyor, bir başka deyişle "yaş kemale erdikçe" insanların dinle ilişkisi yoğunlaşıyor.


Only the registered members can see the link


Gelir düzeyi arttıkça 'dindarlık yoğunluğu' azalıyor

En yoksul gelir dilimindekilerin yüzde 63.3'ü dindar, yüzde 24.9'u inançlı olduklarını söylüyor.
2'inci yoksul gelir grubundakilerin yüzde 56.2'si dindar, yüzde 30.4'ü inançlı olduklarını söylerken, orta gelir grubundakilerin yüzde 50.6'sı dindar, yüzde 38'i inançlı olduğunu söylüyor. Üst gelir gruplarında ise geliri üst 2. dilimde olanların yüzde 43.1'i inançlı olduğunu, yüzde 42.8'i dindar olduğunu söylerken, en üst gelir grubundakilerin yüzde 45.9'u inançlı yüzde 33.7'si dindar olduğunu söylüyor.
Gelir arttıkça sofuluktan inançlılığa doğru kayış artıyor ya da kendi tanımlarıyla dindarlık yoğunlukları gelir artarken azalıyor.


Only the registered members can see the link
(Milliyet)

osmann
05-12-2007, 12:17
cabbari mesajındaki istatistikleri dün cnn de ahmet hakan (sözde gazeteci) oturumda tartışıyordu. (yada kızıştırıyordu)

sence veya formdaki sevgili kardeşlerimize göre bu liste bize neyi gösterir?
nasıl bir faydası dokunur?
yada fayda gösterirmi?
ve yahut art niyetlemi hazırlanmıştır?
böyle kapsamlı bir çalışmayı herhalde babalarının hayırlarına hazırlamamışlardır değilmi?
muhteşem bir çalışma olmuş!!! acaba neden yapmışlar?
okuduk öğrendik. ne oldu?
selametle...

ayhanerguder
05-12-2007, 12:44
bu ülkede diline dinine kültürüne sahip çıkmak
bazı kendini bilmezler tarafından tarafından
inançsızlık olarak görülmektedir bunun da
baş müsebibi medyadır malesef

:clap2:: :clap2:: :45:

selvi64
05-12-2007, 13:18
:clap2:: :clap2:: :45:

Aynen katılıyorum abi şu sözlerine fakat şunu da eklemek gerekiyor,;;,
'hükümetimiz bu konuda ne yapıyor acaba'

osmann
05-12-2007, 13:23
Aynen katılıyorum abi şu sözlerine fakat şunu da eklemek gerekiyor,;;,
'hükümetimiz bu konuda ne yapıyor acaba'

hükümet ne yapacak. çıkar biri "doğru bulmuyorum" der..iş kapanır.ama düzelmez...

CABBARİ
05-12-2007, 20:04
hükümet ne yapacak. çıkar biri "doğru bulmuyorum" der..iş kapanır.ama düzelmez...

hükümetten birşey beklenmez her işi hükümette yapamaz hükümetin vekillendirdiği birsürü kurum var onların bile umrunda değil!!!