PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Guantanamo’da ki Abdülhamit nefreti



kamkac62
13-12-2007, 19:12
Guantanamo’da ki Abdülhamit nefreti

Yazar Mustafa Armağan, özellikle Müslüman tutuklularla yapılan işkencelerle gündeme gelen Guantanamo’da yapılan sorgulamalarla ilgili ilginç bir olayı nakletti.
13 Aralık 2007 17:10


Her Çarşamba günü Radyo 7’deki programında çarpıcı açıklamalarda bulunan araştırmacı yazar Mustafa Armağan, bu haftaki programında, 11 Eylül’den sonra, özellikle Müslüman tutuklularla yapılan işkencelerle gündeme gelen ABD hapishanesi Guantanamo’da yapılan sorgulamarda meydana gelen ilginç bir olayı nakletti.

11 Eylül’den sonra, Guantanamo’da sorgulanan Türk mahkum İbrahim Şen’in, orada yapılan işkencelerde, işkencecilerin söylediklerinden bahseden Armağan, Şen’in sorgusuna giren İsrailli Hahamların, Şen’e, “Türk terörist merak etme az kaldı Irak İran ve Suriye’den sonra sıra Türkiye’ye de gelecek. Kadınlarınız hizmetçilerimiz erkekleriniz de kölelerimiz olacak. İstanbul’a geldiğimizde ilk iş olarak dedeniz Abdülhamit’in mezarını ateşe vereceğiz.” Sözlerine değinen Armağan, “Abdülhamit yaptıklarıyla yeni yeni anlaşılıyor” dedi. “Abdülhamit Tahttan indirildikten sonra aleyhine propagandalar başlatıldı” diyen Armağan, “Sanki memlekete hiçbir şey yapmamış gibi. Kızılsultan, Zalim Türkiye’yi geri bıraktıran adam diye damgalandı. Aynı söyleşi bugün dahi bazı kalemlerde devam ediyor.” Diye konuştu.

Programında, ‘Abdülhamit Türkiye’yi geride bıraktı diyenlere de cevap veren Armağan şöyle konuştu: “Mülkiye Mektebi, Hukuk Fakültesi, sanat okulları, demiryolları, Şişli Etfal ve kuduz hastanesi, sağır ve dilsizler okulu, polis ve zaptiye teşkilatı dahil olmak üzere birçok temel kurumumuz nasıl oluyor da Türkiye’yi geri bıraktıran adamın döneminde açılmış oluyor.”

“Abdülhamit’i anlamadan üzerimizde oynanan oyunları anlayamayız” diyen yazar Armağan şunları söyledi:

“T.C olarak değilse bile daha büyük bir coğrafyada Müslüman unsurları kapsayan daha küçük Osmanlı devleti hedeflediğini düşünüyorum. Bir dünya savaşı kopacağını defalarca söylemişti. A ve B planları birincisi bu sınırları muhafaza etmek, Rumların, Yunanlıların, Sırpların, Bulgarların çoğunlukta olduğu toprakları koparmaya kalkarlarsa bu defa ikinci bir plan var. İçerden devletin kayarak bir bakıma Rusya’nın Sovyetler birliğine yaptığı gibi (Sovyetler birliğinin içerisine nasıl daha küçük bir imparatorluk çıkardıysa) kırma operasyonuyla Arap, Türk ve Kürtlerin ağırlıkta olduğu toprakları tabi, Arnavutlar ve Libya toprakları da dahil olmak üzere bir küçük imparatorluk hedefliyordu.

Abdülhamit en çok savaştan korkardı. Niye? Çünkü Dünya devletlerinin dengesi öylesine bizim aleyhimize bozulmuş ki savaşı kazansanız da bir şey fark etmiyor. Diyelim ki 1897 Yunanistan’a karşı bir savaş açtık, Yunanlıları perişan ettik, Rusya, İngiltere, Fransa bir taraftan devreye girdi, işgal ettiğimiz topraklardan geri çekilmek zorunda kaldık, dünyaya bir gözdağı vermiş olduk ve Yunanistan’dan bir tazminat aldık. “

Haber 7