Kemal Turan
23-12-2007, 16:11
Avrupa’yı Asya’ya bağlayan “1. Boğaziçi Köprüsü”nün temeli Beylerbeyi ayakları şantiyesinde; 20 Şubat 1970’de törenle atıldı
Only the registered members can see the link
Mart 1970’de Ortaköy ayaklarının kazısı başladı. Hemen ardından da Beylerbeyi ayaklarının kazısı başladı
Only the registered members can see the link
4 Ağustos 1971: Kule montajı
Ortaköy kulesinin inşaatı
Mayıs 1971’de Ortaköy çelik kulelerinin montajına başlandı. Beylerbeyi kulelerinin montajına ise Temmuz 1971’de başlandı. 1972’nin Ocak ayında her iki çelik kule de yükseldi
Only the registered members can see the linkşıtıcı çelik halatların çekimi
Only the registered members can see the link
21 Şubat 1972: Kılavuz halatlar çekildi
Only the registered members can see the link
Tabliyelerin orta kesimden başlayan montajı
Only the registered members can see the link
Köprü üzerinde kauçuk menşeili Asflatlama
Only the registered members can see the link
Yaklaşım viyadüğü inşaatı
Only the registered members can see the link
Ve Köprü 30 Ekim 1973’de törenle açıldı... (Cumhuriyet’in 50. Yıldönümü)
Only the registered members can see the link
Açılış töreni. Yeni alınan Büssingler misafirleri getirmişler ve beklemedeler...
Köprünün açıldığı gün halk o kadar yoğun bir ilgi gösterdi ki, onbinlerce kişi aynı anda köprünün üzerinde Asya’dan Avrupa yakasına doğru ve bir süre sonra da her iki yakaya doğru karşılıklı yürümeye başladı (Köprüyü ertesi günü çalacaklar (!) ya, onun endişesi herhalde, “Aman köprünün başına bir şey gelmeden, bir an önce ben de üzerinden bir kere geçeyim bari” psikolojisi). Açılış şerefine araç yolundan da yayalara yürüme izni verilince, köprünün üzerinde yaya adımlarının çokluğu ve bu yoğunluğun homojen olarak köprünün tüm yüzeyine yayılması sonunda rezonans artışı had safhaya girerek, köprü salıncak gibi sallanmaya başlayınca, daha ilk günden köprümüz çökmesin korkusuyla, derhal yaya geçişine son verildiğini gazeteler günlerce yazdılar...(Gerçekten de lastik tekerlekli araçların geçişleri yerine onbinlerce adımın aynı anda zemine yaptığı darbesel etki, lastik tekerlekten çok daha fazla tehlikeye yol açar, salınım artmaya başlayınca da bunun sönümlenmesi oldukça zordur, hızla sallanan salıncağın uzun süre sonra yavaşlayarak durması gibi)... Hatta yanlış hatırlamıyorsam, gazetelerde şu örnek verilmişti: “Köprüden arka arkaya tanklar geçse o derece risk oluşturmaz ama, bir tabur asker uygun adımla köprüyü geçmeye çalışırsa, bu daha büyük tehlikedir.” Ayakların aynı anda yere vurması yüzünden...
30 Ekim 1973: Tören Alanı-Yayaların yürüyüşü Başladı...
Only the registered members can see the link
alıntıdır
Only the registered members can see the link
Mart 1970’de Ortaköy ayaklarının kazısı başladı. Hemen ardından da Beylerbeyi ayaklarının kazısı başladı
Only the registered members can see the link
4 Ağustos 1971: Kule montajı
Ortaköy kulesinin inşaatı
Mayıs 1971’de Ortaköy çelik kulelerinin montajına başlandı. Beylerbeyi kulelerinin montajına ise Temmuz 1971’de başlandı. 1972’nin Ocak ayında her iki çelik kule de yükseldi
Only the registered members can see the linkşıtıcı çelik halatların çekimi
Only the registered members can see the link
21 Şubat 1972: Kılavuz halatlar çekildi
Only the registered members can see the link
Tabliyelerin orta kesimden başlayan montajı
Only the registered members can see the link
Köprü üzerinde kauçuk menşeili Asflatlama
Only the registered members can see the link
Yaklaşım viyadüğü inşaatı
Only the registered members can see the link
Ve Köprü 30 Ekim 1973’de törenle açıldı... (Cumhuriyet’in 50. Yıldönümü)
Only the registered members can see the link
Açılış töreni. Yeni alınan Büssingler misafirleri getirmişler ve beklemedeler...
Köprünün açıldığı gün halk o kadar yoğun bir ilgi gösterdi ki, onbinlerce kişi aynı anda köprünün üzerinde Asya’dan Avrupa yakasına doğru ve bir süre sonra da her iki yakaya doğru karşılıklı yürümeye başladı (Köprüyü ertesi günü çalacaklar (!) ya, onun endişesi herhalde, “Aman köprünün başına bir şey gelmeden, bir an önce ben de üzerinden bir kere geçeyim bari” psikolojisi). Açılış şerefine araç yolundan da yayalara yürüme izni verilince, köprünün üzerinde yaya adımlarının çokluğu ve bu yoğunluğun homojen olarak köprünün tüm yüzeyine yayılması sonunda rezonans artışı had safhaya girerek, köprü salıncak gibi sallanmaya başlayınca, daha ilk günden köprümüz çökmesin korkusuyla, derhal yaya geçişine son verildiğini gazeteler günlerce yazdılar...(Gerçekten de lastik tekerlekli araçların geçişleri yerine onbinlerce adımın aynı anda zemine yaptığı darbesel etki, lastik tekerlekten çok daha fazla tehlikeye yol açar, salınım artmaya başlayınca da bunun sönümlenmesi oldukça zordur, hızla sallanan salıncağın uzun süre sonra yavaşlayarak durması gibi)... Hatta yanlış hatırlamıyorsam, gazetelerde şu örnek verilmişti: “Köprüden arka arkaya tanklar geçse o derece risk oluşturmaz ama, bir tabur asker uygun adımla köprüyü geçmeye çalışırsa, bu daha büyük tehlikedir.” Ayakların aynı anda yere vurması yüzünden...
30 Ekim 1973: Tören Alanı-Yayaların yürüyüşü Başladı...
Only the registered members can see the link
alıntıdır