PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Uğur Mumcu Unutulmadi !



Aziz46
25-01-2008, 00:11
Only the registered members can see the linkğur%20Mumcu%20anılıyor/A24121348.jpg

Bombalı suikast sonucu 24 Ocak 1993’te yaşamını yitiren gazeteci-yazar Uğur Mumcu, ölümünün 15. yılında anılıyor. Mumcu için düzenlenen anma etkinlikleri, Batıkent’teki anıtına saat 11.00’de çelenk konulmasıyla başladı.


Batıkent Birlikteliği, bombalı saldırıda hayatını kaybeden Uğur Mumcu'yu ölümünün 15. yılında andı.

Batıkent Uğur Mumcu büstü önünde düzenlenen anma töreninde, Pir Sultan Abdal Derneği Yenimahalle Şube Başkanı Muammer Arslan ve Eğitim-İş Yenimahalle Şube Sekreteri Aydın Karataş, kırmızı beyaz karanfillerden oluşan bir çelenk koydu.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunmasının ardından, CHP Batıkent Temsilciliği sekreteri Hüseyin Bilgilisoy, yaptığı konuşmada, “Bundan sonra cumhuriyetimize yönelik tehdit ve tehlikelere karşı güveneceğimiz kurum kalmamıştır” dedi.

Mumcu'nun ulusalcı, Atatürkçü, laik ve yolsuzlukların, din tüccarlarının üzerine amansızca giden, hırsızların ipliğini pazara çıkaran, Türk toplumunu her açıdan aydınlatan bir gazeteci olduğunu belirten Bilgilisoy, “Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhuriyet kazanımlarının tehdit altında olduğu ve yolsuzlukların büyük boyutlara ulaştığı günümüzde Uğur Mumcu'yu her zamankinden daha büyük bir özlemle arıyoruz” diye konuştu.

Mumcu'nun “Ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım” ve “Vurulduk ey halkım, unutma bizi” gibi sözlerinin yazılı olduğu dövizler taşıyan gruptakiler, Amerika aleyhine sloganlar attılar.

Gruptakiler, daha sonra Mumcu'nun anıtına yaktıkları mumları bıraktılar.

HAFTA BOYUNCU ANMA ETKİNLİKLERİ SÜRECEK
Etkinlikler kapsamında 25 Ocak Cuma günü ise um:ag tarafından düzenlenen Ugur Mumcu’nun TV Sohbetleri konulu video gösterisi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde saat 12.00’de başlayacak. Saat 13.30’da “Eğitimin Üç Çıkmazı ? Şiddet, Kadrolaşma, Özelleştirme” konu açıkoturum yapılırken, gazeteci-yazar Tuncay Özkan’ın da katılacağı “Çağın Suçu” isimli açıkoturum da saat 15.30’da başlayacak. 25 Ocak gününde Uğur Mumcu etkinlikleri saat 20.00’de Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde başlayacak “Karanlıkta İlk Işık Kubilay” isimli tiyatro ile sona erecek.

UĞUR MUMCU’NUN GAZETECİLİĞİ VE MEDYA MASAYA YATIRILACAK
26 Ocak Cumartesi ise etkinlikler saat 13.30’da ise Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde “2008’e Girerken Türkiye ve Dünya” isimli söyleşi ile başlayacak. Saat 14.00’de Batıkent Ahmet Kışlalı Kültür Merkezi’nde Polifonik Korolar Konseri ve Cumhuriyeti Savunmak isimli açıkoturum başlayacak. Çağdas Sanatlar Merkezi saat 16.00’da ise Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Balbay ile gazeteci yazar Saygı Öztürk’ün katılacağı Uğur Mumcu Gazeteciliği ve Medya isimli açıkoturum yapılacak. 26 Ocak etkinlikleri saat 18.30’da Alegria Oda Korosu tarafından verilecek konser ile sona erecek.

Uğur Mumcu, 27 Ocak Pazar günü de çeşitli etkinlikler ile anılacak. Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde Mutsuzluk Ekseninde Edebiyat isimli açıkoturum saat 13.30’da, Tam Bağımsızlık Bilinci isimli açıkoturum saat 15.30’da, Turkuvaz Şarkılar isimli konser saat 18.30’da yapılacak. Ugur Mumcu isimli sinevizyon gösterisi ise saat 14.00’de Ahmet Kışlalı Kültür Merkezi’nde başlayacak. 28 Ocak Pazartesi günü Çağdaş Sanatler Merkezi’nde saat 12.30’da Siyasette Hukuksuzluk, Adaletsizlik ve Sonuçları adlı söyleşi, 14.00’de Türkiye’nin Değişen Yüzüne ODTÜ’den Bir Bakış isimli açıkoturum, saat 16.00’da da Küresel Emperyalizme Karsı Bagımsızlık, Sosyal Haklar ve Hukukun Savunulması adlı söyleşiler yapılacak. Günün son etkinliği ise 20.00’de Kutulaştırma isimli tiyatro oyunu olacak.

29 Ocak Salı günü ise Bağımsızlık Savaşının Kadınları 13.30’da, Yerel Yönetimlerde Gündem ve Gelecek 15.30’da, Ahmet Kannec ve Ekrem Öztan’ın konseri ise saat 18.30’da Çağdaş Sanat Merkezi’nde yapılacak. 30 Ocak Çarşamba etkinlikleri çerçevesinde ise Gitar ve Piyano Dinletisi, Bağımsızlık Bilinci ve Bağımsız Yargı adlı açıkoturum, Tam Bağımsızlık Bilinci ile Uluslararası İlişkiler adlı açıkoturum, 12 Eylül’den Mumcu’ya, Mumcu’dan Günümüze: Türkiye ile Aydın Cinayetleri ve Karanlığa Savrulan Türkiye adlı söyleşiler Çağdaş Eğitim Merkezi’nde yapılacak.

15. Adalet ve Kalkınma Haftası’nın son gününde ise Muammer Aksoy saat 12.30’da anıtmezarında ziyaret edilerek anılacak. Ardından 14.00’da Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde “Hukuk Devletinde Özgürlük ve Güvenlik” isimli açıkoturum, saat 16.00’da da “Özgürlük Savaşçısı Muammer Aksoy” isimli Gösteri başlayacak.

15. Adalet ve Demokrasi Haftası’nın Geleneksel Kapanıs Gecesi ise Saat 19.00’da , Ankara Üniversitesi DTCF Farabi Salonu’nda başlayacak.

UNUTMADIK UNUTMAYACAĞIZ ! ALLAH MEKANINI CENNET EYLESİN ! UĞURLAR OLSUN !

turhan081
25-01-2008, 00:16
Gecenin bu saatine kadar kimse hatırlamadığına göre demekki unutulmuş sağolasın arkadaşım sen hatırlattın.Değerli paylaşımın için teşekkürler

HCakir
25-01-2008, 00:22
Paylaşım için teşekkürler. :)

Aziz46
25-01-2008, 18:38
Rica ederim Arkadaşlar ...

ibalaban
29-01-2008, 11:19
Sesleniş / Uğur Mumcu

Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık. Babamız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.
Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizler bir mumun ışığında bitirirdik kitaplarımızı. Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini, yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya. Ecelsiz öldürüldük. dövüldük, vurulduk, asıldık.

Vurulduk ey halkım, unutma bizi...

Yoksulluğun bükemediği bileklerimize çelik kelepçeler takıldı. İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez. İsteseydik, diplomalarımızı, mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık. mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık. yazlık kışlık katlarımız, arabalarımız olurdu. Yüreğimiz, işçiyle birlikte attı. Yaşamımızın en güzel yıllarını, birer taze çiçek gibi verdik topluma. Bizleri yok etmek istediler hep. Öldürüldük ey halkım unutma bizi...

Fidan gibi genç kızlardık. Hayat, şakırdayan bir şelale gibi akardı göz bebeklerimizden. Yirmi yaşında, yirmi bir yaşında, yirmi iki yaşında, işkencecilerin acımasız ellerine terk edildik. Direndik küçük yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla. tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi taptaze inançlarımızı fırlattık boş birer eldiven gibi. Utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden. Hücrelere atıldık ey halkım, unutma bizi...

Ölümcül hastaydık. Bağırsaklarımız düğümlenmişti. Hipokrat yemini etmiş doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük acımaksızın. Gelinliklerimizin ütüsü bozulmamıştı daha. Cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı gibi savrulduk. Vicdan sustu. Hukuk sustu, insanlık sustu.

Göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

Kanserdik. Ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde. Uydurma davalarla kapattılar hücrelere. Hastaydık. yurtdışına gitseydik kurtulurduk belki. Bir buçuk yaşındaki kızlarımızı öksüz bırakmazdık. Önce kolumuzu, omuz başından keserek yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık önlerine. sonra da otuz iki yaşında bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.

Öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

Giresun'daki köylüler, sizin için öldük. Ege'deki tütün işçileri, sizin için öldük. Doğudaki topraksız köylüler, sizin için öldük. İstanbul'daki, Ankara'daki işçiler sizin için öldük. Adana7da, paramparça elleriyle, ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük.

Vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

Bağımsızlık, Mustafa Kemal'den armağandı bize. Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara. mezar taşlarımıza basa basa, devleti yönetenler, gizli emirlerle başlarımızı ezmek, kanlarımızı emmek istediler. Amerikan üsleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.

Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi...

Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk; komunist dediler. Ülkemiz bağımsız değil dedik; kelepçeyle geldiler üstümüze. Kurtuluş Savaşında emperyalizme karşı dalgalandırdığımız bayrağımızı daha dik tutabilmekti bütün çabamız. bir kez dinlemediler bizi. Bir kez anlamak istemediler.

Vurulduk ey halkım unutma bizi...

Henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık. Bir kadın eli değmemişti ellerimiz. bir sevgiliden mektup bile almamıştık daha. bir gece sabaha karşı, pranga vurulmuş ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sehpalarına. herkes tanıktır ki korkmadık. İçimiz titremedi hiç. Mezar toprağı gibi taptaze, mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere.

Asıldık ey halkım, unutma bizi...

Bizi öldürenler , bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar, ağabeyimiz, babamız yaşlarındaydılar. ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı ya da susmuşlardı bütün olup bitenlere. öfkelerini bir gün bile karşısındakilere bağırmamış insanların gözleri önünde öldürüldük. Hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına, batı uygarlığı adına, bizleri, bir şafak vakti ipe çektiler.

Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi...

Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım, unutma bizi...Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım, unutma bizi.

Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi., hep birlikteyiz ey halkım, unutma bizi,
unutma bizi,
unutma bizi...




Sesleniş, Uğur Mumcu

ESES-58
29-01-2008, 11:39
herkese saygılıyım ama unutulsa ne olur unutulmasa ne olur.bırakın etkinlikleri eğer üzerinde varsa allah rahmetini eksik etmesin.ona o lazım. hırant dink in 1. ölüm yıldönümü,uğur mumcu etkinlikleri, sivas madımak yıl dönümleri vs vs. insan olarak rahatsızlık duyulacak durumlar ama kimse başbağları anmıyor ,eruh şemdimli baskınlarını hatırlamıyor.hatta kutlu doğum haftasının bile manasını hatırlayan yok.ondan sonrada demokrası balonuna suni kahraman ve gündemler oluşturuluyor.allah yinede tahsiratlarını affetsin.