PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : İşte Hayretle okuyacagınız Hazır cevaplar!!



CABBARİ
18-05-2007, 11:21
Fatih Sultan Mehmet, çocukluğunda biraz yaramazlık yapınca, babası olan 2. Murat Han:
-“Ne kadar yaramaz bir çocuksun, senden adam olmaz” diye çıkışır.
Orada bulunan ve velâyet sırrıyla kalp gözü açık olan Akşemseddin Hazretleri, hafifçe gülümseyerek şöyle der:
-Peder ne der, kader ne der.

Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü
filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka
hiçbirşeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir... Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa: "Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" der. Diyojen, kenara çekilerek
gayet sakin şu karşılığı verir:

- Ben çekilirim!!

Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı Padişahı gibi sefer hazırlıklarını gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında veziri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
-- Sen sır saklamasını bilir misin, diye sormuş.
--Vezir, Yavuz'dan cevap alacağı ümidiyle:
--Evet, Hünkarım bilirim, dediğinde; Yavuz cevabı yapıştırmış:
--Ben de bilirim.

Örtünmek İçin Giyinmek

İngiltere Kralı George ile görüştüğü sırada, Gandi'nin üzerinde her zamanki gibi beyaz örtüsü varmış.
Davetten çıkınca, bir gazeteci sormuş:
- Kıyafetiniz, bir kralla buluşmak için yeterli miydi?
Gandi, hiç aldırmadan cevap vermiş:
- Kral, ikimize de yetecek kadar giyimliydi.

Kanuni Sultan Süleyman, sarayın bahçesindeki armut ağaçlarını kurutan karıncaların öldürülmesi için Şeyhül İslam Ebussud Efendi'den şu beyitle fetva istemiş:
Dırahta ger ziyân etse karınca
Zararı var mıdır ânı kırınca
(Ürünlere zarar veren karıncaların öldürülmesinde dinen bir zarar var mıdır?)
Ebussud Efendi bir beyitle cevap vermiş:
Yarın Hakkın divanına varınca
Süleyman'dan hakkın alır karınca

Meşhur bir filozofa:
- Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar
fakirsiniz?
diye sorulduğunda:
- Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan, demiş.

İngiliz garson, Türk müşteriye,”Çanakkale’de çok askerimizi öldürdüğünüz için sizleri pek sevmeyiz”deyince bizimkinden gayet soğukkanlı bir şekilde şu cevabı almış.

- Orada ne işiniz vardı?

Necip Fazıl Kısakürek vapurla Karaköy’e geçerken, yanına biri yaklaşıp;

- "Üstad, Peygambere ne diye gerek duyuldu? Biz kendi yolumuzu bulabilirdik." diye sorunca Necip Fazıl, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan;
- "Ne diye vapura bindin yüzerek geçsene karşıya" cevabını vermiş.

Yolculardan biri namaz vakti geçmeden otobüs şoförüne birkaç dakika mola vermesini rica etmiş.

Şoför:

- Kaza edersiniz efendim, diyerek durmak istemeyince adam cevabını vermiş:

- Ben kaza etmeden ya sen kaza edersen?

Materyalist öğretmen öğrencisine:

- Söyle bakalım Allah nerede? Eğer bilirsen bir portakal vereceğim.

Öğrenci:

- Siz bana O'nun olmadığı yeri gösterin, ben size bir bahçe dolusu portakal vereyim

Bir toplantida bir genç M.Akif küçük düsürmek için:

- Afedersiniz, siz veterinermisiniz? demis.

M.Akif hiç istifini bozmadan su cevabi vermis:

- Evet, biryeriniz mi agriyordu?

Bir Fransız yazar,Mehmet Akif’e:

--Kadınlarınızı evden çıkartmadığınız doğru mu? diye sorduğunda

Akif:

--Daha önceleri öyleydi, karşılığını vermiş. Fakat şimdi dışarı çıkarttık ve
bir türlü içeri sokamıyoruz.


Necip Fazıl'a, "Allah, deveyi iğnenin deliğinden geçirebilir mi?" diye sormuşlar. "Evet geçirir" demiş. Bunun üzerine "deveyi mi küçültür, yoksa iğneyi mi büyültür?" demişler.

Necip Fazıl, İlahi kudretin sonsuzluğunu ifade babında, şu cevabı vermiş:

- Ne deveyi küçültür, ne iğneyi büyültür. Gökteki yıldızları senin gözbebeğine sığdırdığı gibi, vızır vızır geçirir.

Necip Fazıl Kısakürek bir topluluğa konferans verdiği sırada izleyicelerden birisi üstada salatalık diğer adıyla hıyar fırlatmış. N.Fazıl Kısakürek hiç bozuntuya vermeden hıyarı yerden almış ve birisi şahsiyetini burda düşürmüş galiba demiş

CABBARİ
18-05-2007, 11:22
Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog, antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şey ikram etmek için biraz ayrılır.

Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 m kadar yukarda, altındaki dizili tasların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma baslar.

Kimyacı, "adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış."

Fizikçi, "adam sobayı yükselterek konfeksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş."

Jeolog, "burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanın tasların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış."

Matematikçi, "sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış."

Antropolog, "adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş."

Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar.

Adam cevap verir: "Boru yetmedi."

YANSIMA_38
18-05-2007, 11:23
yuregıne saglık kardsım

CABBARİ
18-05-2007, 11:25
Dostlarında biri, Fransız kralı 15. Lui' ye:

- Majesteleri, demiş. Akıl vergisi almayı hiç düşündünüz mü? Hiç kimse
budalalağı kabul etmeyeceğine göre, herkes böyle bir vergiyi seve
seve öder.

Kral, alaylı alaylı gülerek:

- Hakikatten enteresan bir fikir, cevabını vermiş. Bu buluşunuza
karşılık, sizi akıl vergisinden muaf tutuyorum.

Necip fazıl kısakürek, sakal bırakmaya karar verir ve bırakır. Sakallı halini görenler şaşırırlar. Hatta bazıları hakaret etmek bile ister. Fakat N.Fazıl bu. Hiç lafın altında kalır mı? Adama laik olduğu cevabı verir.

N.Fazılın sakallı halini gören biri, üstada hakaret etmek için karşısına geçip sakallı halini kasderek;

-“Yahu Maymuna dönmüşsün!” der.

Bu söz üzerine üstad adama haddini bildirir:

-“Öylemiii, peki o zaman arkamı döneyim!.."

İmam-I Azam hazretleri, üzerine doğru gelmekte olan bir hayvana yol vererek kenara çekildiğinde, yanındakiler neden böyle yaptığını sormuşlar.

Hazret,düşünmeden cevap vermiş

--Onun boynuzları var, benim ise aklım.

Mehmet Akif, Baytar Mektebi’nde müdür muavini olarak çalıştığı bir dönemde, muhasebeden gelen bir yazıyı anlayamaz. Yazıyı kaleme alan Salih Efendi’yi aratarak yazıda ne demek istediğini sorar:.:

-“ Salih Efendi İki türlü mana çıksın diye böyle yazdık efendim” cevabını verince, Akif dayanamaz ve:

- Hayret doğrusu, der. Biz birini bile çıkartamadık da.


Fatih Sultan Mehmet, adamları ile gezerken, yanına sokulan dilenciye bir altın vermiş. Dilenci parayı alınca:
- Aman Sultanım, demiş. Koskoca bir padişah, kardeşine bu kadar para verir mi?
Fatih Sultan Mehmet, nereden kardeş olduğunu sorunca, dilenci:
- İkimiz de Hazreti Adem’ in çocukları değil miyiz? demiş. Elbette kardeşiz.
Sultan Fatih:
- Bu keşfini sakın başkasına söyleme, diye gülümsemiş. Diğer kardeşlerimiz de pay isterse, sana zırnık bile düşmez.


Fatih’e sorarlar:

-İstanbul’u niçin fethettin?

Cevap verir:

-Önce o benim gönlümü fethettiği için!

CABBARİ
18-05-2007, 11:29
Mevlana Hazretleri, talebelerinin biriyle yürürken, yol kenarında birkaç köpeğin sarmaş dolaş uyuduklarını görürler.

Yanındaki talebesi:

- Güzel bir kardeşlik örneği, der. Keşke insanlar da bundan ibret alsa.

Mevlana, tebessüm ederek karşılık verir:

- Aralarına bir kemik atıver de, gör kardeşliklerini.

Süleyman Nazif ve Abdülhak Şinasi birlikte yemek yerken, Şinasi garsonu çağırır ve su ister.
Şinasi’nin kirden ve mikroptan eldivenle el sıkacak derecede korktuğunu bilen Süleyman Nazif garsona seslenmeden edemez:
-Oğlum, beyefendinin suyunu yıka da öyle getir.

Bir şemsiye tamircisi, yazmış olduğu şiirleri incelemesi için
Sheaksper' a gönderdiğinde, ünlü yazarın cevabı şu olur:
- Dostum siz şemsiye yapın, hep şemsiye yapın, sadece şemsiye yapın

Kadıköy Camiinde vaaz vermekte olan Osman Demirci Hoca'ya:
- Hocam, diye sormuşlar. At nalını evimizin kapısına asarsak uğur getirir mi?
- Demirci Hoca:
- Zannetmiyorum, diye cevap vermiş. O nallardan her atta dört tane var ama, bütün gün kamçı yiyip duruyorlar

Amerikalı iş adamı, Çinliyle alay ederek sormuş:
- Mezarlarına koyduğunuz pirinçleri ölüleriniz ne zaman yiyecek?
Çinli başını kaldırmadan cevap vermiş:
- Sizin ölüleriniz koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman...

CABBARİ
18-05-2007, 11:34
Meşhur tarihçi İbnülemin Mahmud Kemal İnal, bir gün Taha Toros’la birlikte müşterek bir dostlarının cenaze namazına yetişmek üzere Beyazıt’tan Fatih’e doğru yürürken habire çocuğunu döven bir kadını görür. Olaya müdahale eden üstada, kadın dert yanar:
—Efendim, bu çocuk fena halde canımı sıktı. Az önce illa çikolata alacaksın diye tutturdu. Aldım, yemedi. Şimdi de simit diye ağlıyor. Gördüğünüz gibi yerden kalkmıyor.
İbnülemin, kadına çocuğun adını sorunca, “Vural” cevabını alır. Bunun üzerine, nüktesini salıverir:
—Be kadın! Madem ki veledin adını Vural koymuşsun. Öyleyse, dediğini yapmak zorundasın. Hem vuracaksın, hem alacaksın. Vur-al

Bir adam İmam-ı Âzam’a gelerek sordu:

"Yıkanmak için nehre girdiğimde kıbleye mi yöneleyim, başka yöne mi?"

İmamı zam tebessüm ederek cevap verdi:

"Çıkınca elbisesiz kalmak istemiyorsan, elbiselerinin olduğu yöne dön."

Sadrazam Keçecizâde Fuat Paşa’nın yaptığı bazı işleri beğenmeyenler, aleyhinde türlü sözler söylerlerdi. İstanbul’un bazı sokaklarının kaldırımla döşenmesi de düşmanlarına dedikodu fırsatı vermişti.

Bir gün, birisi bu kaldırımların nasıl ve neyle yapıldığını sorunca Fuat Paşa’dan şu cevabı aldı:

“Bize atılan taşlardan yapıldı!..”

draculu45
18-05-2007, 11:40
üstadım ellerine saglık cok güzel bir konuya deginmişsin anlayan için mütiş ama

YANSIMA_38
18-05-2007, 11:44
CABBARİ kardesım aydınlattıgın her konu bılınmesı gereken konular dusuncene fıkrıne saglık :)

CABBARİ
18-05-2007, 12:00
maksadımız paylaşım!!!
bizde bu vazifemizi en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz
tarihimiz altın değerinde öenmli tarihimize sahip çıkmalıyız
selametle

ömer yazıcı
18-05-2007, 12:01
evet arkadaşlar hepside çok güzeldi ellerinize sağlık.

osmann
18-05-2007, 12:12
çok güzel di arkadaşlar. kutlarım. Böyle bir zamanda kendi büyüklerimizin nükteli sözleri ile hem keyifli zaman geçirdik.hemde faydalandık vesselam.
hepinizi kutlarım. eyvallah.

necatikasikci
18-05-2007, 12:32
ihya oldum çook teşekkür ederim emeğine sağlık

Onur Özkan
18-05-2007, 13:29
Saol abi çok ders verici konular var paylaşım için teşekkürler...!!!

DEJAVU®42
18-05-2007, 14:03
abi ellerine saglık böyle bilgileri bulup bizlerle paylaştıgın icin

Pasilobus
18-05-2007, 14:37
zamanında büyüklerimiz gerçekten karşısındaki insanları mat etmeyi başarabilmişler ama günümüzde öyle değil hemen teslim oluyoruz

golden51
18-05-2007, 14:47
emeğine sağlık kardeşim.hepside mütüş cevaplardı.

Onur Özkan
18-05-2007, 14:48
zamanında büyüklerimiz gerçekten karşısındaki insanları mat etmeyi başarabilmişler ama günümüzde öyle değil hemen teslim oluyoruz

Yok be abi okumamaktan oluo tabi günümüzde de böle cok iyi mat eden insanlar var ama mat olan insanlar tabi ökuz oldugu için anlayamıolar...!!!

gacvokem
05-02-2008, 01:04
HAZIR CEVAPLAR




Bir toplantıda bir genç M.Akif'i küçük düşürmek için:
-Affedersiniz, siz veteriner misiniz?
M.Akif hiç istifini bozmadan cevaplamış:
-Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?



Dünya nimetlerine önem vermeyen yasayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karsılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek olanaksızdır. Mağrur zengin, filozofa:
-Ben bir serserinin önünde kenara çekilmem.
Bunun üzerine Diyojen kenara çekilerek,gayet sakin su karşılığı verir:
-Ben çekilirim.



Ünlü bir filozofa sormuşlar:
-Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar fakirsiniz?
Filozof cevap vermiş:
-Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan...



Bir filozofa sormuşlar:
-Sansa inanır misiniz?
-Evet, yoksa sevmediğim insanların basarisini neyle açıklardım.



Sokrat ölüme mahkum edildiğinde esi:
-Haksiz yere öldürülüyorsun diye ağlamaya başlayınca,
Sokrat:
-Ne yani, bir de hakli yere mi öldürülseydim?.



Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü Galile'ye hasımlarından biri:
-Efendim,kulaklarınız bir insan için büyük değil mi?
Galile cevaplamış:
-Doğru,benim kulaklarım bir insan için büyük ama,seninkiler bir eşek için fazla küçük sayılmaz mi?



Öğrenci;
--Hocam,diye sormuş.İnsan,maymunun gelişmiş şeklidir''diyorlar.Ne dersiniz? Seyid Ahmet Arvasi cevap vermiş.
--O mantığa göre çınar ağacı da maydanozun gelişmiş şeklidir.



Lokman Hekim'e:
--Hastalarımıza ne yedirelim?diye sorduklarında,şu cevabı vermiş:
--Acı söz yedirmeyin de,ne yedirirseniz olur.



Bir Fransız yazar,Mehmet Akif'e:
--Kadınlarınızı evden çıkartmadığınız doğru mu?diye sorduğunda Akif:
--Daha önceleri öyleydi,karşılığını vermiş. Fakat şimdi dışarı çıkarttık ve bir türlü içeri sokamıyoruz.



Komedyen Eddie Cortar'a,
--Hastalanınca ne yapmak gerekir?diye sorulduğunda:
--Mutlaka doktora gidin demiş. Zira doktorun yaşaması gerek.Verdiği ilacıda alın, çünkü eczanecinin de yaşaması gerek. Fakat ilaçları sakın içmeye kalkmayın, zira sizinde yaşamanız gerek..



Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı Padişahı gibi sefer hazırlıklarını gizli tutarmış.Bir sefer hazırlığında veziri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca,Yavuz ona:
-- Sen sır saklamasını bilir misin?diye sormuş.
--Vezir, Yavuz'dan cevap alacağı ümidiyle:
--Evet, Hünkarım bilirim,dediğinde;Yavuz cevabı yapıştırmış:
--Bende bilirim.



İmam-I Azam hazretleri,üzerine doğru gelmekte olan bir hayvana yol vererek kenara çekildiğinde, yanındakiler neden böyle yaptığını sormuşlar. Hazret,düşünmeden cevap vermiş
--Onun boynuzları var, benim ise aklım.



Fakirlikten şikayet etmeyin diye nasihatta bulunan merhametli sultan'a halktan biri:
--İyi ama,ne sermayemiz var ki sultanım?
deyince,ondan şu cevabı almış:
--Cennete müşteri olanların, sermayesi az mıdır?



N.Fazıl Kısakürek,vapurla Kadıköy'e geçerken,yanına biri yaklaşıp:
--Üstad,diye sormuş.Peygamberlere ne diye gerek duyuldu? Biz yolumuzu bulabilirdik. Necip Fazıl, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan:
--Ne diye vapura bindin ki, cevabını vermiş.Yüzerek geçsene karşıya.


Bir doktor alkolsüz bira içilir mi?diye soran hastasına,Nasreddin Hoca'nın şu fıkrası ile cevap vermiş: Adamın biri, Nasreddin Hoca'ya:
--Tuvalette bir şey yemek caiz midir? diye sorunca,Hoca:
--Caizdir,demiş. Ama içeride başka bir şey yediğini zannederlerse,ne diyeceksin

Aziz46
05-02-2008, 03:38
Usta süper walla...En cokta Bu Hoşuma gitti : Dünya nimetlerine önem vermeyen yasayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karsılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek olanaksızdır. Mağrur zengin, filozofa:
-Ben bir serserinin önünde kenara çekilmem.
Bunun üzerine Diyojen kenara çekilerek,gayet sakin su karşılığı verir:-Ben çekilirim.
Helal olsun güzel laf sölemiş..

CABBARİ
05-02-2008, 17:52
Konular Birleştirilmiştir!!!

pencere77
06-02-2008, 22:53
tşekkürler

sedo
06-02-2008, 23:12
teşekurler

alp_532
07-02-2008, 10:46
Sayın ustam
Emeğine ve bilgine sağlık
Saygılar

bilim-ilim
07-02-2008, 11:14
bu güzel paylaşım için teşekkür ederim

HCakir
07-02-2008, 11:16
Paylaşım için tesekkurler gerçekten de güzel cevaplar. :)

ONALP38
07-02-2008, 12:26
teşekkür