PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Nasıl Bir Türkiye?



ibalaban
22-03-2008, 18:24
Nasıl bir Türkiye?


- Zorla içine itildiği, hiç hak etmediği iç ve dış karanlık tünelleri yıkıp aşan bir Türkiye...


- Emekçilerin, kentlilerin, köylülerin, emeklilerin, aydınların, daha dengeli paylaşımlarla, huzur içinde beraberce yaşadıkları, demokratik bir yurttaş olarak her vatandaşımızın kendisinden beklenen siyasi, örgütsel demokratik katılımı rahatça yapabileceği bir yaşam seviyesine ulaştığı bir Türkiye... Kendi aç, çocuğunun karnını doyuramayan, eşini, annesini hastaneye götüremeyen bir insanın, siyaset arenasında kendisine "iki kilo pirinç" teklif eden bir partiye yanaşması, çok mu anormal? Vatandaşımız, önce karnının doyduğu, barınağının sağlandığı bir ortam bulacak, ondan sonra da demokrasinin gereklerini yerine getirecek, oy verecek, isterse siyasi partilere üye olacak, ülkesi için çalışacak...- İşsizlik altında ezilmiş, geleceğe korku ile bakan, ekonomik bağımsızlığını eline alamamış, kendisini 2. sınıf vatandaş hisseden yüz binlerce, milyonlarca gencin önünü açacak yatırımları yapmaya, iş sahaları açmaya kararlı bir Türkiye…


- Dil, din, ırk, mezhep ayrımı yapılmayan, hiç kimseye bu gerekçelerle baskı uygulanmayan, torpil geçilmeyen, her vatandaşına eşit uzaklıkta, daha doğrusu "eşit yakınlıkta" olan bir Türkiye…


- Laik, demokratik, parlamenter hukuk devletini özgürlükçü, şeffaf ve barışçı amaçlarla tasvir eden, buna karşın devletin temel niteliklerini net ifadelerle koruyan, 12 Eylül'ün dar kalıplarını tamamen aşmış bir Anayasa'ya sahip bir Türkiye…


- Kendisini tüm yasa ve uygulamalarıyla en yüksek medeniyetler düzeyine çekmeyi "olmazsa olmaz" hedefi haline getirmiş, tartışmasız gerçek bir "demokratik hukuk devleti" yapısını elde etmiş bir Türkiye…


- Çevre bilinci gelişmiş, ormanlarına, yeraltı ve yerüstü kaynaklarına sahip çıkan, yerli sanayini koruyan bir Türkiye…


- Yurdun dört bir köşesini ve büyük kentlerini deniz yolları, demir yolları ve metrolarla kuşatmış, toplu taşımacılığın, doğayı korumanın önemini anlamış bir Türkiye.


- Yurdun herhangi bir yerinde vatandaşa bir polisin veya bir bürokratın yapacağı haksız ve kanunsuz bir hareketten, Başbakan'ın bizzat kendisini sorumlu tutacağı bir Türkiye…


-Sanayici, tüccar ve işadamının ül***e iş ve gelişim taşıma amacıyla çalıştığı, köşe dönmeciliğin, vurgunculuğun en kararlı adımlarla yok edildiği, gelir dağılımı uçurumlarının giderildiği bir Türkiye…


- Avrupa Birliği'nin önerdiği refah ve yüksek gelir seviyesine çıkmak isteyen, ancak Avrupa Birliği'nin bize bir masal olarak dayatılmasına karşı çıkan, bu birlik bahane edilerek adım adım Lozan'da kazandığımız her şeyi masa başında geri vermeyi ve haksız mesnetsiz sözde demokratik, özde ırkçı uygulamalara boyun eğmeyi reddeden bir Türkiye…


- Yine aynı AB umutları adına, kökten dincilerin Türkiye'yi ele geçirme ve 1923 Cumhuriyeti'ni yok etme senaryolarının en sinsi taktiği olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gücünü ve etkinliğini yok etme, Atatürk ilkelerine bağlılığı ile tanınan ve gözbebeğimiz gibi özenle baktığımız bu yüce kurumumuzu ulusal ve uluslararası boyutlarda yıpratma kampanyalarına karşı çıkan bir Türkiye.


- Özelleştirme adı altında hükümetlerin devlete ait karlı işletmeleri eşlerine dostlarına, akrabalarına çekinmeden peşkeş çekmedikleri seviyeli bir Türkiye.


- İşçisinden sanayicisine, fikir emekçisinden metal üreticisine kadar üreten kesime saygı gösteren, onları el üstünde tutan ve aralarındaki sorunları çözme konusunda işçiyi, dar gelirliyi kollayarak orta yolu ve barışı bulan bir Türkiye.


- Basın özgürlüğünün kutsal olduğu, ancak siyaset-ticaret ilişkilerinden arındırılmış özgür ve bağımsız Türkiye.


- Dünyaya açılan, kendi siyasal rejimi ve anayasal hukuk devletini çökertmeye çalışan ülkeler hariç, tüm devletlerle iyi geçinen, "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" ilkesini yaşama geçirmek için her yolu deneyen ve bunu başaran bir Türkiye.


- "1920'lerde dikilmiş bu elbise, bu kalıp, bize bugün dar geliyor" safsatalarından arınmış, Atatürkçülüğü tartışmak gibi 20 yılını çalan bir ergenlik çağı hastalığını aşmış, güncel yorumlarıyla Atatürkçülüğün 21. yüzyılı kucaklamayı sağlayan esnek, ilerici, devrimci, çağın gerekleri ve yönelimleri karşısında hiçbir sorun teşkil etmediğini, tam tersine hala tüm atılımlar için gerekli alt yapıyı sağladığını anlamış bir Türkiye.




- Sağlık, eğitim ve sosyal güvenlik konusunda tüm ana sorumlulukların devlette toplandığı bir Türkiye. Özel okul ve hastanelerin gelişmesine olanak tanıyan, ancak dar gelirli vatandaşlarının da, en zengin vatandaşlar kadar hastalıklar karşısında korunabildiği, sosyal-demokrasiyi bu kritik alanda yaşama geçirmiş bir Türkiye.


- Eğitim sorunlarını ülkenin birinci meselesi haline getirmiş, bu alanda büyük yatırımlar yapan, yabancı dile ayrıca özel önem veren bir anlayışla, en geniş kültüre sahip ve dünyaya rahatça açılabilen yeni kuşaklar yetiştiren, üniversiteleri tam özerk bir Türkiye.


- Turizme döviz girdilerini en üst seviyelere tırmandırmak için özel bir önem veren, tüm dünyada eşzamanlı olarak yürütülecek kampanyalarla turizm gelirlerini en az onla çarpmayı hedeflemiş, bu alanda Fransa'yı bile aşmaya kararlı bir Türkiye…


- Sanatçılarına özel bir önem veren, bu alanda yıllardır yapılmamış yatırımları, masrafları yapan, çağdaş sanat müzeleri açan, genç sanatçılarına her türlü yardımı yapan, operaya, tiyatroya, sinemaya, müziğe, edebiyata, şiire, çağdaş sanata, halk müziğine, folklora ve deneysel sanatlara eşit derecede önem veren, genç insanlarının yaratıcılığını destekleyen, körükleyen, onlarla gurur duyan ve onların önünü açan bir Türkiye…


- Bütün devlet dairelerinde, koleksiyonuna katmış olduğu ülkenin en önemli sanat eserlerini gururla sergileyen, hastanesinden karakoluna, bakanlıklarından her türlü devlet kurumuna, havaalanına kadar, dünyaya kafa tutan çağdaş ve modern sanat yapıtlarıyla donanmış ve ülkemizi ziyaret eden turist, işadamı, diplomat ve benzeri her yabancıya parmak ısırtan bir Türkiye.


- Futbol, güreş, halter, basketbol gibi çok başarılı olabildiğimiz sporlara destek vermeye devam etmenin dışında, her türlü amatör spor ve sporcuya da gereken bütçeleri ayıran, teniste de masa tenisinde de, bisiklette de, sırıkla atlamada da, satrançta da dünya şampiyonları çıkarmaya kararlı bir Türkiye.


8Hiç kimsenin kendisini başkalarının yaşam tarzının veya ahlakının bekçisi ilan etmediği, herkesin yalnız kendisinden, ailesinden ve çocuklarından sorumlu olduğu tamamen özgür bir Türkiye.


- Çağdışı zorlama kurallarla, yaşanan gerçeklerle hiçbir ilişkisi olmayan, sansür yasalarıyla, insanlarını diğer ülke vatandaşlarından daha değersiz ve daha az donanımlı olarak görmeyen, yazarlarına ve sanatçılarını mağdur etmeyen, dünyada yeni binyılı kavramış bir Türkiye.


- Tüm tarihsel değerlerini, kültür mirasını, tarihi yapılarını özenle koruyan, geliştiren, bunun yanı sıra mimari ve şehircilik alanında her türlü yeniliğe açık olan, değişen, gelişen, dinamik çehresiyle dünyanın ilgi odağı haline gelecek bir Türkiye…


- Demokratik rejimin, laik çağdaş hukuk devleti Cumhuriyetinin ve çok partili, seçimli parlamenter rejimin korunmasını kendi siyasi partilerinden ve demokratik kitle örgütlerinden bekleyen, yıllarca bölünerek, pasifleşerek aciz kaldıktan sonra, çıkış yolunu ve kendini korumayı Türk Silahlı Kuvvetleri'nden beklemeyen, bu yükü Ordumuzun sırtına bindirerek ardından da aynı kurumu eleştiri yağmuruna tutma kolaycılığına düşmeyen bir Türkiye.


- Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Yasaları, konunun uzmanlarınca en geniş şekilde tartıştırmış, bu konuda demokrasiyi korumak amacıyla atılacak en cesur ve en somut adımları atmış bir Türkiye… İki turlu seçim ve dar bölge konularında, aday saptama konularında, kendini demokratik yöntemlere taşıyan bir Türkiye.


- Uzlaşma kültürüne inanmış, yapıcı, renkli, farklı insanların diyalog içinde kendini ifade ettiği ve düşüncelerini savunduğu, seçim barajının yaratıcı, dinamik ve cesur insanları siyaset sahnesinden silemeyeceği, özgür ve çok sesli bir parlamentoya sahip bir Türkiye.


- "Bir gün AB'ye gireceğiz" iddialarıyla veya IMF baskısıyla kendi köylüsünü, çiftçisini, esnafını yalnızlığa ve umutsuzluğa sürüklemeyen, onları kollayan, salt Gümrük Birliği üyeliğiyle kendi ekonomisini intihara sürüklemeyen bir Türkiye.


- Kendi içinde eşit ülkelerin, evrensel barışın, eşit vatandaşlıkların, ekolojik dengeler, doğa ve çevrenin korunduğu, farklı kültürel değerlere saygı gösteren bir AB gerçekleşene kadar, dev bir pazar oluşturduğu bu birlikten somut hiçbir karşılık görmeyen bir ülke olmaktan çıkan, AB'ye eşit haklarla ve kendi onuruyla, ancak kendi tarihi ve fiili gerçeklerinin anlaşılması ve kabulü şartıyla girmek isteyen, batının gayrı medeni tavırlarına karşı ağırlığını koyan, yeni dünyanın stratejik gerçekleri ışığında pazarlık gücünü çok iyi bilen ve bunları kullanan, gücünü bilen bir Türkiye.


- Süper güçlerin çıkar ilişkileri için kendi vatan topraklarına kan, barut ve gözyaşı sokmayan, kendi ülke çocuklarını hiçbir şekilde ait olmadığımız çıkar savaşlarına yollamayan, bu konuları uluslararası hukuku hiçe sayan devletlerle pazarlık konusu yapmayan bir Türkiye…

Alıntı.