Orijinalini görmek için tıklayınız : İran-İsrail-Amerika üçgenindeki gerilim tırmanıyor...
İran Devrim Muhafızları'nın İsrail'i ve bölge ülkelerini vurabilecek menzile sahip Şahap-3 türü füze denemesinin ardından askeri denemeleri dün de sürdü... Karadan karaya, sahilden denize, karadan havaya, denizden havaya ve denizden denize füze denemeleri yapıldı. "Yüce Peygamber III" isimli 3 gün sürecek tatbikata Amerika sert tepki gösterdi. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice sert açıklamalarda bulundu. Bakan Rice, İran'ın olası bir saldırısına karşı, Washington'ın bölgedeki çıkarlarını ve müttefiklerini mutlaka savunacağını söyledi. Gürcistan ziyareti sırasında gelişmeleri değerlendiren Rice, ülkesinin Ortadoğu'daki güvenliği sağlama kabiliyetini artırdığını, İran'ın bundan şüphesi olmaması gerektiğini belirtti.
BARAK: VURMAYA HAZIRIZ
ABD'li Korgeneral Henry Obering da, İran'ın füzelerinin menzillerini artırması nın endişe verici olduğunu belirterek, "Birkaç yıl içinde Avrupa'nın büyük bir bölümünü vurabilirler" diye konuştu. İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak ise, 1981'de Irak'a düzenlenen saldırıyı dile getirerek, İran'ın nükleer tesislerini vurmaya hazır oldukları imasında bulundu. Barak "Bölgedeki en güçlü ül***iz, İsrail çok önemli çıkarları riske girdiğinde harekete geçmekte tereddüt etmediğini geçmişte kanıtladı, yine kanıtlarız" dedi. İran televizyonu da dün, ABD'nin bir aydır Irak hava sahasını İsrail jetlerinin kullanımına açtığını öne sürdü. Jetlerin Ürdün üzerinden Irak'a girdiği belirtildi. İsrail'in geçen ay Akdeniz'de 100'den fazla F-15 ve F-16 ile yaptığı tatbikat savaş provası diye yorumlanmıştı. Devrim Muhafızları Kara Güçleri Komutanı Hüseyin Salami de, "Parmaklarımız tetikte... Binlerce füzemiz istediğimiz hedefleri vurmak için hazır" diye meydan okudu.
bu amerika belası gene kan dökecek
israil ve amerika dünyanın kanını içmekte kimse
buna dur demiyor ...:smiles22:
:8[1]: eşbaşkan başbakan olduktan sonra birşey olmaz korkmayın:8[1]: şaka biryana olaylar vahim amerikan hayalleri ve petrol için insanlar öleçek acı cekeçek
dünyanın başına bela iki terorist ulke izrail ve amarıka inşaallah belalarını bulurlar dua edelim inşaallah yoksa bizi de bitirdiler siyonıst uşaklarıyla petrol kavgası icin ırakta kı bilanço 3000000milyon müslüman ı şehıt ettıler arkalarına bıle bakmadılar ülkelerini savunan ıraklı mucahıtleri de ellerındekı basın gucuyle terorist olarak duyruyorlar kamuoyuna ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM SAYGILARLA:45:
iran atomu gömecek güney doğuya ama ne zaman ?
iran atomu gömecek güney doğuya ama ne zaman ?
adamın yanı başına top tüfek güney doğu dan geçiyor.!
İranı her ne kadar sevmesemde ABD gibi adi işgalcileri düşündükçe, iranın yaptığı veya yapacağı her türlü saldırı ve savunmasında haklı olacağını düşünüyorum. Çünkü halen IRAKta her gün kan dökülüyor. Her gün insanlar ailesiz evsiz anasız babasız kalıyor. tek sebebi ABD dir. 3-5 gün sonra İranada girerlerse yine aynı şeyler tekrarlanacak. Allaha dua ediyorum eğer Abd, irana girerse öyle bir bozguna uğrasınki bir daha kimseye diş gösteremsin. Anasız Babasız ailesiz kalmak neymiş onlarda aynı acıyı tatsın.. Binlerce kilometre uzaktan hangi hakla diğer bir ül***e mudahele ediyorlar anlamıyorum....
rahm savari
11-07-2008, 13:55
arkasashlar ben bir iranliyim amerika irana hich bir zaman saldiramaz oyle olursa donyayi amerikaya jehenem ederiz...yashasin butun muslimanlar
arkasashlar ben bir iranliyim amerika irana hich bir zaman saldiramaz oyle olursa donyayi amerikaya jehenem ederiz...yashasin butun muslimanlar
hoş geldin sefa getirdin iranlı arkadaş
ABD ,İRAN'na savaş açarsa çok zararlı çıkar
''ben buna inanıyorum''.:)
Amerikanın ve israillin yaptıgı katliamlardan sonra amerika israil iran tarafından vurulmasına çok sevinirim.Abd ve israil filistin ve ırak saldırdılar kimse bişey demedi.Hepimiz müslümanız ve iran çıktı sonunda karşılarına.Ariel şaronun ve amerikanın yapacagı katliamların arasında mek***i kudüsü yerle bir etmekte var ama karşılarına iran çıktı ve artık dur diyor.
f47xfenerli
11-07-2008, 18:57
allahtan tek dileğim iranın bu şerefsiz siyonist israili yoketmesidir
sonuna kadar lanet ve kınıyorum abdyi ve yandaşlarını..
sonuna kadar lanet ve kınıyorum abdyi ve yandaşlarını..
katılıyorum size ağzınıza sağlık..:)
f47xfenerli
11-07-2008, 19:07
İranı her ne kadar sevmesemde ABD gibi adi işgalcileri düşündükçe, iranın yaptığı veya yapacağı her türlü saldırı ve savunmasında haklı olacağını düşünüyorum. Çünkü halen IRAKta her gün kan dökülüyor. Her gün insanlar ailesiz evsiz anasız babasız kalıyor. tek sebebi ABD dir. 3-5 gün sonra İranada girerlerse yine aynı şeyler tekrarlanacak. Allaha dua ediyorum eğer Abd, irana girerse öyle bir bozguna uğrasınki bir daha kimseye diş gösteremsin. Anasız Babasız ailesiz kalmak neymiş onlarda aynı acıyı tatsın.. Binlerce kilometre uzaktan hangi hakla diğer bir ül***e mudahele ediyorlar anlamıyorum....
bütün dileklerine cani gönülden katıldığımı belirtmek isterim:praying:
sonuna kadar lanet ve kınıyorum abdyi ve yandaşlarını..
bizim ulkemizde ABD yandası arkadasım :):):)
:8[1]: eşbaşkan başbakan olduktan sonra birşey olmaz korkmayın:8[1]: şaka biryana olaylar vahim amerikan hayalleri ve petrol için insanlar öleçek acı cekeçek
cok guzel ve anlamlı bir saka :8[1]::8[1]::8[1]:
[quote=rexsi;329855]bizim ulkemizde ABD yandası arkadasım :):):)
ülkemiz yandaşı değildir
eğer olsaydı doğal gazı oradan getirtmezdi..!!
irak için incirlik üsü verilmedi
bildiğim kadarıyla alış veriş heryerde olur
hayırına vermiyor parasıyla alıyor parasıyla veriyor
türkiye iran konusunda'da ABD'ye kesinlikle karşı çıkmakta...:)
ayran kardeş öyle olsa kitlerin büyük çoğunluğu israil ve amerikaya satılmazdı ıraka girmek için amerikanın izni alınmazdı birde ilk zaman amerikayı gidip israil lobisinden riyakat madalyası alıp başımıza başbakan olarak gelemez hele hele 100 yılın adamı olamazdı iranlı bir arkadaş vardı ülkesini bizden daha iyi tanır onlardada bildiğim kadarıyla kürt sorunu mezhep çatışmaları amerikalılar ve israilliler tarafından destekleniyor istememe rağmen size katılmama rağmen o ruh iranlılarda var mı diye sormak lazım kardeşe
valla bizlerde birlik olmadıktan sonra abd daha çok islam ülkesine elini kolunu sallayarak girer!! bunu kimöse merak etmesin!!iranın istediği kadar füzeleri olsun ..buna karşılık abd nin de kalleşliği var yani önce içerde kargaşa çıkartır kardeşi kardeşe vurdurur sonra bölücü gurupları destekler her türlü iranı 3-5 noktadan bölmeye başladığı anda da havadan başlar taarruza bu oyunu yıllardır canlı yayınlarda izliyoruz ..
afganistana girişini bi düşünün sırf afganlıları kullandı kendi askerini bile sürmedi piyasaya..
ıraka saldırşını düşünün bütün grupları kışkırttı pkk yı silahlandırdı şiileri gaza getirdi ve en son darbesini yaptı..
yani demek istediğim olay şu dünya müslümanları isalmi bir ül***e yapılan saldıryı kınamayıp ve karşısında duruşunu sergilemedikten sonra abd için iran falan sorun değil
cetindeniz
11-07-2008, 23:22
Amerikalılar dünya yetmemiş denemelerini uzaydan yapınca hiç bir yerde ses çıkmadıda gözlerini diktiler iranamı
bizim ulkemizde ABD yandası arkadasım :):):)
sen öylemi düşünüyorsun..
sen öylemi düşünüyorsun..
Bu ülkede yaklaşık 100 yıldır devlet mekanizması, kurumlar milletin rağmına, milleti dikkate almaksızın ve milleti şekillendirmek için çalışmaktadır.
Harici ellerce ülkemize kurulan bu derin yapı, sürekli milleti ezmiş, ama dinleme, dikkate alma ihtiyacı duymamıştır. 27 Mayıs’ın yıldönümünü yaşadığımız şu günlerde milleti dinleyen Menderes’in başına gelenler gazetelerde tefrika edilmektedir. Bu gayrı milli derin yapı Menderesi astığı gibi sulbünü de iflah etmemiştir. Bütün oğulları şaibeli kazalarla öldürülmüşlerdir. Son oğlu Aydın da siyasete bulaşıp, millete yönelince kaza(?) geçirmiş tekerlekli sandalyeye mahkûm hale getirilmiştir.
Türkiye’nin derin kodları yaklaşık 60 yıldır ABD kontrolündedir. Türkiye ne zaman biraz palazlansa, kendisine çizilen sınırları aşmaya, ABD direktiflerinden çıkmaya başlasa “BİG BOSS” hemen devreye girer ve dengeleri yeniden kurar. 1950’lerden bu tarafa hemen her 10 yılda bir ABD odaklı müdahalelere maruz kalmıştır ülkemiz. ABD, “içeride konuşlandırdığı adamları-kurumları” devreye sokarak Türkiye’yi hep yarı canlı ve kontrolünde tutmayı başarmıştır. 1980’de ABD Başkanının “bizim çocuklar başardı” dediği eli silahlı çocuklar pek çok defa devreye girmiş ve ül***i ABD-İsrail hedefleri doğrultusunda yeniden düzenlemiştir.
Söylemlerinin aksine, ABD, AB’nin güçlenmesine ve etkin hale gelmesine taraftar değildir. Türkiye’nin kendi inisiyatif alanından uzaklaşarak AB’ye yaklaşmasından rahatsızdır. Türkiye’nin gereğinden fazla(!) demokratikleşmesi, bağımsız politikalar izleyebilecek kadar güçlenmesi de ABD’yi rahatsız etmektedir.
ABD ile AB’yi kıyasladığımızda AB tercihi bizim için daha selametli görünmektedir. ABD bize talimatlarından çıkmayan bölgesel bir jandarma rolü biçmiştir. Aktör olma eğilimi gösterdiğimizde “derin” ellerini sokarak müdahale etmektedir. AB yekvücut hareket edebilen siyasi bir iradeye sahip değildir. Türkiye’ye müdahale etmesi yönlendirmesi, bloke etmesi daha zordur. AB’nin üyelere ve adaylara yönelik deklere ettiği, bağlayıcı normları, demokratik kriterleri vardır. Ama ABD ile ilişkilerimizde ABD’yi bağlayıcı en küçük bir kriter yoktur.
Son yıllarda yaşadığımız olaylara bir de AB-ABD mücadelesi açısından bakmak ta yarar var. Bu mücadelede AB, demokrasinin, özgürlüklerin, ekonomik gelişmenin tarafı olurken; ABD bürokratik elitin, militer güçlerin, millet iradesine saygısız kesimin yanında yer almaktadır. Ulusalcı kesimin şiddetli AB muhalefeti buradan kaynaklanmaktadır. Buna rağmen Neo-Con’ların Türkiye ayağı ulusalcı kesim utanmadan başkalarını Amerikancılıkla itham edebilmektedirler.
ABD’nin ve Yahudi Lobisi’nin epey bir süredir AKP hükümetinden memnun olmadığı bilinmektedir. Bu dostlarımız! kontrol ettiği derin odakları her fırsatta hükümete karşı harekete geçirmekte, ül***i karıştırmaya çalışmaktadır. Derin cenahlara “becerebilirseniz arkanızdayım” mesajı vermekte, operasyonlar başarısız olunca dil ucuyla demokratik(!) tavır takınmaktadır.
ABD, Yahudi lobisi, Neo-Conlar ve İsrail Türkiye’nin gidişinden rahatsızdırlar. Zira, Türkiye ABD-İsrail isteklerine kayıtsız tabi olma-maktadır. ABD-İsrail ikilisini rahatsız edecek şekilde İran’la, Suriye’yle iyi ilişkiler geliştirmektedir. Filistin’e destek çıkmakta, İsrail’in sivilleri hedef alan saldırılarını stratejik müttefiklerimizi(!) rahatsız edecek sertlikte kınamaktadır. Türkiye gerek Irak’ta, gerekse bölgede ABD’den bağımsız inisiyatifler almaya çalışmaktadır. Afganistan’da ABD’nin asker talebine olumsuz yaklaşmaktadır.
ABD Türkiye’de siyasetten öte, Yerleşik bürokratik kurumlar üzerinde etkilidir. Bu kurumlarda ilişki içinde olduğu derin kanallar vardır.
Türkiye’de demokratikleşme karşısında en güçlü bürokratik direnç yargıdan ve ordudan kaynaklanmaktadır. Anti demokratik bütün çıkışlar, fikirler ordu-yargı mensupları tarafından desteklenmekte; hukukileştirilmeye, meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır. Türkiye’de ordu darbeler yapmış, yargı derin hukuk ayarlarıyla düzeni yeniden kurmuştur. 28 Şubat sürecinin aktörü ordu ise de, yardımcı oyuncu yargıdır. Askerlerin verdiği brifinglere yargının en kallavi üyeleri koşarak gitmişlerdir. Birde geri adam üniversiteler vardır. Güdümlü medya ise bütün derin operasyonların vazgeçilmezidir.
Aşağıdaki sorulara bulacağımız cevaplar şu günlerde içinde bulunduğumuz durumu aydınlatmaya yardımcı olacaktır.
ABD kontrol altında tutmakta zorlandığı hükümeti millet iradesine rağmen, etkili olduğu kurumlar eliyle devirmek mi istiyor?
E-muhtıra ile demokratik yürüyüşünden alıkonamayan Türkiye yargı müdahaleleri ile mi hizaya getirilmeye çalışılıyor?
Ülkenin demokrasisine, huzuruna, ekonomisine, toplumsal bütünlüğüne, gelişmesine kasteden bu operasyonlar Türkiye’yi bazı pazarlıklara zorlamak için mi?
Son yıllarda gereğinden fazla büyüyen, haddini aşan(!), inisiyatifler alan, ABD-İsrail ikilisini rahatsız edecek açılımlar yapan Türkiye yeniden yarı canlı, talimata açık bir pozisyona mı çekilmek isteniyor?
Yaşadığımız süreç içte ve dışta Türkiye’ye zarar vermektedir. Çevresinde bir sürü gelişme yaşanırken Türkiye enerjisini iç kavgalara, kısır çekişmelere vermekte, gelişmelerden kopmaktadır. Kutuplaşmalarla milli direnç ve birlik zedelenmekte, ülke müdahalelere açık hale gelmektedir. Türkiye dış politikada inisiyatif yitirmekte, güçsüz düşmekte, milli menfaatlerini koruyamaz hale getirilmektedir.
367 tartışmasıyla başlayan, e-muhtıra ile devam eden, kapatma davası ve Y-muhtıra ile iyice karmaşık hale getirilen sürecin ABD-İsrail odaklı bir dış operasyon olduğunu düşünüyorum.
ABD’nin Türkiye’de nefret edilen ülkeler arasında yer almasının temel nedeni Ortadoğu’ya, Müslümanlara yönelik işgalci-parçalayıcı hedefleri yanında, yıllardır milleti by-pas ederek derin kesimlerle iş tutmasıdır. Amerikalılar bilmeli ki, Türkiye dünkü Türkiye değil. ABD Türklerin dostluğunu kazanmak istiyorsa, millici-ulusalcı görünen milletten kopuk kişilerle ve kurumlarla iş tutmaktan vazgeçip, milletin hassasiyetlerini gözetmeli, milletin beklentilerini dikkate almalıdır. Türkiye artık derin araçlarla yönetilip yönlendirilebilecek bir ülke olmaktan çıkmıştır. Son derin operasyonların da nihai olarak başarılı olma şansı yoktur.
Bazıları son olaylarda AKP’yi AB-ABD’nin, derin-ulusalcı cenahı ise Rusya-Çin gibi güçlerin desteklediğini iddia ediyorlar. Bu iddiayı ortaya atanlar ya Türkiye’yi ve Türkiye’nin derin kodlarını bilmiyorlar veya yanıltıcı bilgi veriyorlar. Rusya ve Çin giderek güçlenmekte ise de, Türkiye’de operasyonel imkânları sınırlıdır. Hele kurumlar üzerinden operasyon yürütebilecek imkânları hiç yoktur. Provakatif operasyonlar yapmak kolaydır, biraz para bir miktar adamla yapılabilir. Ama bir ülkede kurumsal dengelerle oynayabilecek kadar etkin olmak uzun yıllar gerektirir.
Türkiye üzerinde kurumsal, derin, operasyonel potansiyele sahip birkaç ülke vardır. Onlarda ABD, İsrail, biraz da İngiltere’dir.
Aktif haber
:sunglasses2: ben ce susma sustukca sıra bize gelecek doğru olanda bu dur ama bizdeki barak sevgisi ağar basıyor cesartet istr yani ama içimizde bu barağı istemeyen zavalılar var onlar kalabalıklaşıyor ve ürkütüyor dar ağcı kurmak lazım yani ama sağlam dikdatör biri lazım oda türkiyede var mı bilmem gereken sadece cesaret olduğunu düşünüyorum saygılarr.
!Rexsi Kesinlikle katılmıyorum..
[QUOTE=rexsi;330018]Bu ülkede yaklaşık 100 yıldır devlet mekanizması, kurumlar milletin rağmına, milleti dikkate almaksızın ve milleti şekillendirmek için çalışmaktadır.
Harici ellerce ülkemize kurulan bu derin yapı, sürekli milleti ezmiş, ama dinleme, dikkate alma ihtiyacı duymamıştır. 27 Mayıs’ın yıldönümünü yaşadığımız şu günlerde milleti dinleyen Menderes’in başına gelenler gazetelerde tefrika edilmektedir. Bu gayrı milli derin yapı Menderesi astığı gibi sulbünü de iflah etmemiştir. Bütün oğulları şaibeli kazalarla öldürülmüşlerdir. Son oğlu Aydın da siyasete bulaşıp, millete yönelince kaza(?) geçirmiş tekerlekli sandalyeye mahkûm hale getirilmiştir.
Türkiye’nin derin kodları yaklaşık 60 yıldır ABD kontrolündedir. Türkiye ne zaman biraz palazlansa, kendisine çizilen sınırları aşmaya, ABD direktiflerinden çıkmaya başlasa “BİG BOSS” hemen devreye girer ve dengeleri yeniden kurar. 1950’lerden bu tarafa hemen her 10 yılda bir ABD odaklı müdahalelere maruz kalmıştır ülkemiz. ABD, “içeride konuşlandırdığı adamları-kurumları” devreye sokarak Türkiye’yi hep yarı canlı ve kontrolünde tutmayı başarmıştır. 1980’de ABD Başkanının “bizim çocuklar başardı” dediği eli silahlı çocuklar pek çok defa devreye girmiş ve ül***i ABD-İsrail hedefleri doğrultusunda yeniden düzenlemiştir.
Söylemlerinin aksine, ABD, AB’nin güçlenmesine ve etkin hale gelmesine taraftar değildir. Türkiye’nin kendi inisiyatif alanından uzaklaşarak AB’ye yaklaşmasından rahatsızdır. Türkiye’nin gereğinden fazla(!) demokratikleşmesi, bağımsız politikalar izleyebilecek kadar güçlenmesi de ABD’yi rahatsız etmektedir.
ABD ile AB’yi kıyasladığımızda AB tercihi bizim için daha selametli görünmektedir. ABD bize talimatlarından çıkmayan bölgesel bir jandarma rolü biçmiştir. Aktör olma eğilimi gösterdiğimizde “derin” ellerini sokarak müdahale etmektedir. AB yekvücut hareket edebilen siyasi bir iradeye sahip değildir. Türkiye’ye müdahale etmesi yönlendirmesi, bloke etmesi daha zordur. AB’nin üyelere ve adaylara yönelik deklere ettiği, bağlayıcı normları, demokratik kriterleri vardır. Ama ABD ile ilişkilerimizde ABD’yi bağlayıcı en küçük bir kriter yoktur.
Son yıllarda yaşadığımız olaylara bir de AB-ABD mücadelesi açısından bakmak ta yarar var. Bu mücadelede AB, demokrasinin, özgürlüklerin, ekonomik gelişmenin tarafı olurken; ABD bürokratik elitin, militer güçlerin, millet iradesine saygısız kesimin yanında yer almaktadır. Ulusalcı kesimin şiddetli AB muhalefeti buradan kaynaklanmaktadır. Buna rağmen Neo-Con’ların Türkiye ayağı ulusalcı kesim utanmadan başkalarını Amerikancılıkla itham edebilmektedirler.
yazının burasına kadar katılıyorum...gerisi akp nin mazlum rolü...başka bişey değil...bence tabii...selametle
Powered by vBulletin® Version 4.2.5 Copyright © 2025 vBulletin Solutions, Inc. All rights reserved.