Giriş

Orijinalini görmek için tıklayınız : GaMze GaMze DoLmuyoR YüzüM.. Bak Acı! Bak Ya$! Bak SoğuK !



paradise
13-07-2008, 14:17
Ben en çok seni özledim Sana sarılmayı
Sımsıcak kalp atışını
Ve ellerimin arasında
Akıp giden saçının titrek
Tellerini özledim.

Ben en çok seni özledim
Derinliğinde kaybolduğum
Gözlerine ne demeli bilmem
Beni sonsuzluğa sürükleyen
Ve ansızın hüzünlerin en çıkmazına iten
O derin ve
Güzel gözlerini özledim.

Ben en çok seni özledim
Sesindeki çocuksuluğu
Varlığındaki coşku ile
Kederin o muhteşem yoğruluşunu
Olmadık zamanlarda
Olmadık benzetmelerini
Mesela ile başlayan
Ve insanın ruhunu okşayan
Hecelerinin kelime olmaya
Koşuşunu özledim

Ben en çok seni özledim
Yorgun bir akşamda
Yürürken kaldırımlarda
Sensizliği solumayı
Ve sensizlikle yürümeyi özledim

Ben en çok seni özledim
Seni seviyorum
Deyişin içindeki seni
Ve şiirlerdeki her bir satırın
Sana dönüşünü özledim.

Ben en çok seni özledim
Yağmur yağarken üzerime
Gözyaşlarımı bırakıp gökyüzüne
Başka bir yağmurla sana yağsın diye
Umut etmeyi özledim.

Ben en çok seni özledim
Kalbindeki insanlara rağmen
Orada sıkışacak bir yer bulmak
Ve dışarıda kalmamak için yaptığım
Çırpınışları özledim

Ben en çok seni özledim

Sen
Kimi özledin ¿

paradise
13-07-2008, 14:18
aRtik biReR yabanCiyiz ikimizde...
faRkLi yoLLaRa qiden iKi yabanCi..

bEn batiya, Sen ise doquya..

hizLa uzakLa$iyoRuz biRbiRimizden...

soL yanimizi hiC dinLemeden..

aRkamiza baKmadan, ko$aR adimLaRLa, uzakLa$iyoRuz biR'biRimizden...

yoLLaR qözü ya$Li bakaR bize.. ama yapabiLeCek biR $ey kaLmami$tiR aRtik...

bEdeninden ayRiLan biR Ruh qibiyiz...

dönü$ü yoq bu ayRiLiqin . . . ((!))

iKimizde fazLa Kan kaybettik..
aRdimizda biRaktiqimiZ yoLLaRda, bizden aRta kaLan Kan damLaLaRi vaR, bu issiZ sokakLaRda...

Kim biLiR ne Zaman duRuR bu Kanama...
Ne Zaman aLiRi$iz ba$ka vüCutLaRa...

paradise
13-07-2008, 14:19
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

Cümbüş kırık, neyzen suskun, ney suskun
geldi hazân, yine hüzün, yine hüsran, yine hicran
şarkı suskun, meyhan suskun, mey suskun
geldi hazân, yine giryân, yine figan ,yine efgân
gönüllere elem konuk her akşam ...
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

Bülbülü bir güle zar eylemişler
dünyayı sevene dar eylemişler
sevdayı göğsüme nar eylemişler
geldi hazân, yine giryan, yine hüsran, yine gam
yine hicran, yine hüzün, yine efgân, yine figan
bir ince sızıdır nereye baksam…
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

Bahçe mahsun, gül mahsun, gönül hicran
bülbül bi-zar-ı figan, bi-zar-ı fizan, bi-zar-ı efgân
ey vah yine hicrân, yine giryân, yine hüsran, yine gam
bir ince sızıdır düşer sineye her akşam
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

Hicran dilsiz, yaş gözsüz, mevsimler güz
şair suskun, şiir suskun, tar sözsüz
yine boyun büktü akşamlar öksüz
ey vah yine hazân, yine efkar, yine ah-u zar
yine firgat, yine hasret, yine gurbet, yine gam var
bir ince sızı düşer sineye her akşam ah leyli yar
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

Rüzgar hicran inler gönül secdede
nağmeler aşkı kanar her hecede
ay küser bir efkâr basar gecede
yine hazan, yine hüzün, yine hicran, yine gam
yine figan, yine efgân, yine giryân, yine hüsran
bir kara dumandır iner her akşam
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

Felek ki, demirden örmüş ağını
ceylanlar aşk için yakmış dağını
gazeller savurmuş gönül bağını
geldi hazân, yine hüzün, yine hüsran, yine gam
yan ey deli gönül dermansız derdine yan
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

Yine efkar vakti, yine her yer karardı
bahçe gazel döktü yaprak sarardı
her sokak başını bir elem sardı
geldi hazân, yine giryan, yine hüsran, yine gam
yine hicran, yine hüzün, yine giryan, yine hicran
bir ince sızıdır nereye baksam
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

Tipi bize, boran bize, kar bize
feryat bize, figan bize, zar bize
hicran bize, fizan bize, har bize
yine firgat, yine gurbet, yine hasret ey Ozan
dinmez bir sızıdır yüreğinde ne yapsan
gönüllere elem konuk her akşam
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

Geldi hazân, yine hicran,yine hüsran, yine giryân bana düştü...
yine firgat, yine hasret,yine figan, yine efgân cana düştü...
attı felek, her birimiz bir yana düştü
yan ey gönül yan, şimdi dermansız derdine yan
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
ah ile vah ile geçip gidiyor zaman

hüzünlere yazılmış bir ömür bizimkisi
ah!
neylersin leyli yar...


Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

paradise
13-07-2008, 14:19
- Islak hecelere bırakılmış düşlerim ---


Gecenin karanlığına yüreğimi asıp sana yazıyorum. Yüreğimi sana kanatlandırıp seni düşlüyorum kırık dökük hayallerimde..Uzakları aşındıran kelimelerimi satırlara serip seni soluyorum mürekkebimle. Yine yokluğun düşüyor hecelerime, yine yokluğun bir hançer gibi deliyor hücrelerimi..Ne yapsam, ne etsem fayda etmiyor. Sensizlikte kanayan dudaklarımı nehirlerde yıkasam da silinir mi yokluğunun acılarını ?. Zaman sanki hasretinde durmuş..Herşey hasrete prangalı…



Bir gelsen, karanlığı ezen yıldızları sayacağım birer birer.. Ne zaman seni düşünsem yıldızlar düşüyor saçlarına Bir gelsen, yollarıma bir kez uğrasan gülümseyecek umutsuzluğa boyanmış geleceğim . Yokluk zindanı aşıp bir gelsen vuslatı giydireceğim ayazlara. Ah bir uğrasan şehrime, seninle kır bahçesinde sıcak çaylarımızı yudumlarken sevincimden simitlerimizin kırıntılarıyla yavru kuşları doyuracağım..Ellerim ellerine değdiğinde avuç içlerimin terini bırakacağım ılık meltemlerin koynuna …Bir gelsen bir dokunsan yüreğime, mevsim ne olursa olsun gelişin bahar olacak dudaklarımda..


Zaman akıyor gidiyor. Mevsimler değişiyor, turnalar şehrimi terk ediyor.. Ama bir ben kalıyorum yokluğunda..Her düş kırıntısından sonra kirli sakallarımla vuslata isyan bayraklarını açıyorum. Yüzümü yıkadığımda aynalarla yüzleşmekten korkuyorum. Pencereleri bir açsam senin sesin diye fırlıyorum dışarıya. Ne zaman telefonum çalsa buğulu sesin diye koşuyorum. Ama her defasında yıkılıyorum olduğum yere..Gün pencerelerime vurduğunda ilk işim, yokluğunda ıslanan gözbebeklerimi mandalla ipe asıp güneşte kurumasını bekliyorum.


Ama ne olursa olsun, hasret perdelerinden bir gün sevda türküleriyle uyanacağız vuslat sabahına.. Melek'lerin ağladığı gönül bahçelerinde delicesine gezip gülüşlerimizi delicesine soluyacağız. Sabırla, umutla vuslatı bekleyecegiz. Vakit, hasret zamanı. Ne olur ağlama. Ben senin icin bu satırları yazarsan hasretimize ağladım. Ne olur üzülme sen ağladığıma..Bırak aksın gözyaşlarım. Silemesem de ellerimle gözyaşlarımı, yüreğimde umutlarla kurumuştur gözbebeklerim..Ne olur dayan bu hasrete..Bir gün vuslatın bahar kokulu gecelerinde yıldızlarda gezineceğiz.
Seni seviyorken ne olur gülümse…


"Birazdan yokluğunu sereceğim
Hasretinin duvarlarına.
Ve yüreğimi ateşleyeceğim
Katransı yokluğuna..
Ve gözbebeklerimi ıslatıp
Seni sayıklayacağım
Gecenin koynunda..
Hasretini dudaklarımda öldürüp
Güneşle boynuna sarılacağım
Bahar kokulu sabahlarda.."

paradise
13-07-2008, 14:20
eyy gözlerimin neminden düş'en yar
neydi seni ömrüme getiren!
bir kader busesi mi . . . . . . . ?
bir alın yazısı hikayesi mi. . . . . ?
ellerimin semaya bakan yönüne akarsın
zifiri geceler gözlerini yumarken üstüme
bir sözünle s/özümü beyaza çalarsın
ılık yağmurlar öper alnımı
bakışlarının deydiği mavilikten yağarsın
sen şehrinde adımlarken kaldırımları
ben içimde sana yollar açarım
kalbime girdiğin o an'ı vuslatım bilir
ömrümü, ömrüne bağlarım.



eyy sözlerimin ufkunda gün niyetine doğan yar
neydi seni ömrümde büyüten!
bir sevda güncesi mi. . . . . . .?
bir dua iklimi mi. . . . . . ?



iyiliğimi iyiklere boğan gönül aşımsın
kopkuyo kokan bir yalnızlıkta
başucumda bekleyip korkularımı toplarsın
ne kadar gözyaşı lekesi varsa hüznümde
bir yudum tebessümünde rengine boyarsın
sen iki dudağında süzerken kelimeleri
ben bir bir toplarım harfleri
bir güneş sıcağı değer ellerimin acizliğine
özlemini demlerim satırlarımda,sana dökerim şiirimi.



eyy ömrüme şifa gibi gelen yar
neydi seni ömrümde ömürsüz eyleyen. . . . . . ?
neydi yüreğimin yokluğunda seni var eden. . . . . . ?
belki çocukluk sevincime saklanmış bir mutluluk tanesi
belki aşk mey'ine damlamış bir su incisi.



saçlarıma değen rüzgarı, kirpiklerine şahit tutarsın
göz bebeklerinde uyutup kırıklarımı
bir ninni buğusuyla yoksulluğumu okşarsın
sen değil misin bütün gitmelerime 'kal' diye güller döken
bir gün gidecek olsam da
uzatıp ellerinin kifayetsiz halini
benimle o bilinmeze, gözün kapalı koşarsın.




eyy ismini üç hecede dilime ezber ettirdiğim yar!
bunca güzelliğinle
sen benim sevda y/aşımsın. . .

paradise
13-07-2008, 14:20
Birinin resmine bakıyorsunuz.


O; şimdi O’nu düşünüyor olduğunuzu bilmiyor.
Hasretinizin kuşları kanatlanıyor göğsünüzden.
İlle de onun omzuna konup kalmak istiyor.


Zor oluyor tekerlekleri kırılmış bir çek-çekle yokuş yukarı tırmanmak.
Zor oluyor, tek kanatla kalmışken özlem dağlarını aşmak.
Onu en özlediğiniz zamanda,
aklınız bir komutan olup, emir veriyor korku adlı askerlerine:
’sessizlik nöbetinizi aksatmayın’ diye.


Resmine bakıyorsunuz…
Özlemişsiniz besbelli ama aklınıza karşı gelin de, çıkın karşısına kolaysa…
Deyin ki; ‘’ÖZLEDİM İŞTE SENİ. İstediğim resmin değil ki…'’
Diyemiyorsunuz…
Konusamayacak kadar aciz; dilsiz, elsiz, kolsuz bir hayalet gibi dolanıyorsunuz
hükmünüzün geçmediği dünyasında.


Kucak dolusu anı ve hayal işte size, neyinize yetmiyor?
Dilerseniz geçmişe pişmanlık duymak serbest.
İsyanlar içinizde kaldığı sürece serbest.


Ağlamalar serbest.





Şişşştt ama ağlarken sessiz olun.





Gece boyu resmine baktığınız kişi şu anda uyuyor olabilir…

paradise
13-07-2008, 14:21
Only the registered members can see the link

Yağmurlar gözyaşlarıma gebe
Hasretin kapımda nöbette her gece
İçimde sana kana(ya)n binlerce hece ..
..Ve şimdi hepsini kusuyorum
Kustukça kusuyorum
Sustukça kusuyorum..
Yerinde mi diye yokluyorum yüreğimi bazen
..Ve sonra biraz daha yok(o)luyorum..

paradise
13-07-2008, 14:22
Only the registered members can see the link


Aşka misafir değil bu yürek,
Sevecek ölesiye,
Gün gelip garip kalsa da kuytu köşelerde,
Aşka misafir değil bu yürek,
Bekleyecek, bir ömür boyu sürse de,
Masum sevgi açlığını haykıracak, duyuracak sevgiliye,
Aşka misafir değil bu yürek,
Demirledi artık son limanına,
Hasret kalsa da vira diyecek kaptanına...

paradise
13-07-2008, 14:22
Only the registered members can see the link

Sen bu şiiri okurken..
Ben çoktan bu şehirden gitmiş olacağım..
Artık ne özlemlerimi duyacaksın bıçak yarası..
Ne de telefonların çalacak gece yarısı..
Ve bu zavallı yüreğim olmayacak artık..
Kaprislerinin hedef tahtası..
Seni sana beni bir akıl hastanesine..
Bırakıp gideceğim bu şehirden..

Nasılsa kavuşamadım sana..
Nasılsa dudaklarının kıyısına varamadım..
Nedense bütün çıkmaz sokaklar adresim oldu..
Ve nedense bütün kırmızı ışıkları üzerime yaktın..
Ne yaptımsa bir türlü sana yaranamadım..
Artık adressiz, ışıksız, ve öylesine ıssızım..

Dünlerin kadar eskiyim..
Verdiğin acılar kadar paslıyım..
İşte çıkıp gidiyorum hayatından..
Nasılsa fark etmez senin için..
Belki çok şanslı, belki de en yaşlıyım..
Artık..
Pusulam hasreti, saatim yalnızlığı..
Ve takvimler sensizliği gösteriyor bana..
Neylersin, yolcu yolunda gerek..
Belki bundan sonra, belki senden sonra..
Adam olur bu asi yürek..
Ve dersini alır da bu sevdadan..
Bir daha..
Boyundan büyük denizlere asılmaz kürek..

Yarın bu saatlerde ben yollarda olacağım..
Sen kimbilir kaçıncı uykunda..
Masal mavisi bir rüyada..
Ve elbette o korsan yüreğin..
Yine pusuda..
Oysa ilk defa sesimi duymayacaksın..
Sitemlerin sahipsiz..
Soruların cevapsız kalacak..
Belki ilk defa içini kemirecek yokluğum..
Tanımadığın bir korku içini saracak..
Ve ilk defa kendinle hesaplaşacaksın..
Ne oldu..? Ne oluyor..? Ne olacak..?
Sonra..
Bir gözün kör, bir kulağın sağır..
Bir ayağın kırık, bir kolun kesik..
Düşeceksin yollara..
Yani baştan başa yarım..
Yani baştan başa eksik..
Bütün duvarlar üstüne yıkılacak..
Belki ilk defa..
Unutuldum diyerek için sızlayacak..
Ve sen bu şiiri okurken..
Ayrılığımız çoktan başlamış olacak
Belki de son tesellin
Sana yazdığım bu son şiir olacak..
Ve kimbilir..
Unutulmuş bir gecenin tam ortasında..
Başucundaki bir radyoda..
Uykusuz bir şair yüreğini çınlatacak..
Ve bir daha fısıldayacak kulaklarına..
Sana adanmış bu satırları..

Bütün şehirler uyur İstanbul uyumaz..
Ve birgün..
Bütün sevenlerin unutur seni..
Ama bu şair yürek asla unutmaz..

Ahmet Selçuk İlkan

paradise
13-07-2008, 14:23
Only the registered members can see the link


Gözlerimde ayrılık büyüyor..
Korkuyorum senle dolu geçmişime bakmaya..


En sevdiğin kıyafetlerimi giydim..


__yanaklarımda aşk..
___dudaklarımda arzu..
____boynumda utanç..
_____alnımda masumiyet..
_______yüreğimde hasret..


Köşede bekliyorum..
Saat sensizliği çok geçiyor..


Alnımın yazısını evde bıraktım..
Gururumu üstüne örttüm..
Umutlarım açacak bana kapıyı..
Korkularımla kilitledim geçmişimi..
Hala bekliyorum..


Yağmurun yüzümü yıkadığı mevsim başladı..
Kış kokuyor üstüm başım..
Gözlerimde bulutlar aralandı..
Şimdi gerçeği gördüm, dönüyorum..


Evden çıkarken yalnızca sana gidiyordum..


___________umutlarıma ne derim şimdi..
___________sensizlikten geliyorum..


Dilek Eğri

paradise
13-07-2008, 14:23
Only the registered members can see the link

Gözleri..,
Misket misket sımsıcak..
Gözleri..,
Siyah kınında iki bıçak..
O gözlerdir işte..,
Uğrunda can verilip, can alınan...
Yine o gözlerdir..,

/..Bebeklerinde müebbet mahpus yatılan../


Zeynep Didem
__________________

paradise
13-07-2008, 14:24
Only the registered members can see the link


Seni düşünürken
Bir çakıl taşı ısınır içimde
Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar
Bir gelincik açılır ansızın
Bir gelincik sinsi sinsi kanar
Only the registered members can see the link


Seni düşünürken
Bir erik ağacı tepeden tırnağa donanır
Deliler gibi dönmeğe başlar
Döndükçe yumak yumak çözülür
Çözüldükçe ufalır küçülür
Çekirdeği henüz süt bağlamış
Masmavi bir erik kesilir ağzımda
Dokundukça yanar dudaklarım


Seni düşünürken
Bir çakıl taşı ısınır içimde


Bedri Rahmi Eyüboğlu

paradise
13-07-2008, 14:25
Seni İntihar Ettim .. | Kahraman Tazeoğlu
Only the registered members can see the link

deli dolu geçtik ateş hatlarından
sevgim korkuyla beraber büyüdü içimde
sevdikçe korktum
korktukça daha çok sevdim
er geç birbirini boğacaktı bu duygular biliyordum
neden sonra farkına varıyor insan
ayağına takılan bütün taşları
yoluna kendi döşediğinin
senin yarınlara inancın benden yüklüydü
daha cesaretliydin
planı çatılmamış yarınlara ektiğin umutlar
er geç açacaktı biliyordun
deli sevdalı çocuk ruhumun
nicelerinin uğruna kıyametler kopardığı
değersiz değerlere sırt dönmüş güvenli saflığında
bir sonsuzluk buldun kendine
ve hayatımızın resimlerini çizdin duvarlarımıza
sonra birden
yeşil bir kentte
ılık bir yaz gecesine astın beni
sevdalı ömrümün dakikası beş para etmedi
ödedim
cümlelerim seni taşımaktan yorgun düştü
son sözün
ve son anın efendisi olmaya bilenmiş yüreğine yenildim
geçmişten nefes alıp geçmişe nefes verdim
anılar kemirdi yüreğimi
felç oldu hislerim
zamanın çoktan dibe çöktüğü kum saatimin belinden
tek bir saniye bile süzülmüyordu
ters çevirmeye cesaretim yoktu
çünkü yeniden başlayacak bir hayatın
korkağı olmuştum
aşkların sonrasında hüzün vardır
ya sen hüznü boğarsın
ya da hüzün seni boğar
ama birisi kanatlarını kırarsa eğer
yaralı kuş rolüne soyunacağına
yürümeyi denemelisin
hayata dönmelisin
bunları düşünebilmek bile kendime dönüşümdü
ve sonunu infaz ediyordu içimde
o gece yüreğimden sağ çıksaydın eğer
ölen ben olurdum
o gece
hayatın lekesiz bir anında
seni intihar ettim
şimdi katil benim
artık güncemde bir boşluksun
yavaş yavaş taze anıların altına gömülüyorsun
ve sana ait sandığım her şeyin
aslında benim olduğunu öğreniyorum
hiçbir duygunun tek ilhamı değilsin
kendimi keşfettikçe
seni kaybediyorum
ve ufkuma sensizliği
korkusuzca geriyorum

paradise
13-07-2008, 14:26
Her nefret bir aşktır aslında

Bugün sana yabancıyım yüreğim..
Düşünmeden dökmek istiyorum içimdekileri..

Belki biraz kırıl istiyorum bana..
Biraz üzül…
Biraz anla…


Vazgeç istiyorum,
Hayallerden…
Kimbilir !
Belki de benden…


Saçmalamak istiyorum alabildiğine…
Bağırmak, durup dururken..
Gülmek, nedensizce..
Tersine yaşamak istiyorum hayatı…
Anla işte !
Saçma ne varsa yapmak istiyorum kendimce…

Ve sende saçmala istiyorum acımasızca…


Belki de…
Gelişi güzel ağlamak istiyorum sana…
Her bir damla da bensizliğe alış istiyorum …
Alış ki kolay olsun gitmek..
Can yakmadan…
Yaralamadan...

Yalan !
Hiçbir gidiş, acısız gitmez…
Giderse ‘’o ‘’ gidiş olmaz…

Ama sen git...
Ve öyle bir git ki,
Her adımda, senden değil kendimden vazgeçtiğimi hissettir acıyla …

Yüreğim
Sözün özü;
Vazgeç, saçmala ve git istiyorum izinsizce…!


Ben gidemiyorum ...
Sen de git işte !

paradise
13-07-2008, 14:27
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

Eksilmesin İmgen

Bana verdiğin mutluluğu
Paylaşacak kimsem yok
Sevincimi içime
Ve yalnız taşıyorum

(Biliyorsun ya

Susarak yaşamak zorundayım seni)
Bu yüzden gecelere ve sözcüklere
Bölüyorum ağırlığını
Yüzünü gözbebeklerime çiziyorum
Kırık kalemleriyle kirpiklerimin
Baktığım her yerde seni göreyim
Ve eksilmesin diye imgen

Uykularımda bile

Ömrümün evinden
Sır vermez derininden kalbimin

paradise
13-07-2008, 14:27
Tutamadım kendime verdiqim sözü yine..

AkLımın daLLarında yuva yapmış sustuqum herşey..
CevapLarını buLduqum her$ey qibi yitip qidiyor $u qecmek biLmeyen zaman..


[Firar......!]

Evet, Firardı senin yaptığın.. "Biz"den firar ettin "sen"..
Zamanını söyLeyemem ama, adımını attığın an anLamaLıydım diye de hayıfLanırım..




[Yazık......!]

Evet, yazık ettin sen!
GönüLLerce yoL katettikten sonra karşıma gecip, saLıverdin üzerime "umutLarını ! "
Neden yaptın!


Madem , miLatLarca yıL sonra dahi oLsa Firar edecektin, neden yaptın, ne demeye saLdın o umutLarı üzerime!

BiLiyorum herşeyi , sus! kıpırdamasın dudakLarın !


[BiLme......!]


Evet , biLme ne kadar aciz kaLdıqımı , ve , biLme sensizLiqin suLarında boğuLduğumu..
qönüLLerce yoL katettikten sonra neden sindirdin kokunu akLımın gamzesine!
O cukurda hapis kaLdım ben!


BiLme!

Bakamıyorum aynaya artık, kimin icin hazırLayacaksın ki sacLarının LüLesini!
Yokum ki!
geLdim mi ki?!
Birde , gönüLLerce yoL katettikten sonra soruyorsun "Bu bir gercek mi?" diye!



[Gercek......!]


Evet, Gercek / ti...... gözLerinin renqi kadar, yaLın/yaLnız/ayak koştugun kadar, girip/cıktığın kadar benden ba$ka her gönüLe, ve! ve döndüqün kadar buz tutmuş koLLarıma!
gercekti evet! BiLiyordum!


BiLiyordum, cırıLcıpLak kaLacaktı "umut"Larım o iLk adımı attığında!

Ah kafam....! Ah akıLsız başım!

gözLerin, sacLarını aLnından geriye atışın, en onuLmaz qerceqim, bitmek tükenmek biLmeyen hasretim!!!!!!!!!!!!!!!!
Artık cok qec....Sende biLiyorsun, uzakLar ve ........



[BiLmece'msin....]


Gec kaLmışLıqımın öfkesi
Yaptıqım her hatanın sebebi
gördüğüm renkLerin en güzeLisin biLiyorum..


Cıkar beni bu karanLıktan

Yitip gidiyorum...



[bıRaktığım gibiyim ama sana yOkum ,
ve ;

bendEki tüm saatLeR ayRıLığa kuRuLu..

yine dE , meRhaba sana.. sanCıLı qeCeLeRimin en anLamLı nedEni..
meRhaba gidip gidip dönmeLeRin en qüzeLi.. ]

paradise
13-07-2008, 14:28
Only the registered members can see the link

Seviyorum ßiliyorsun
ßenden UzakLara
UzakLara Gidiyorsun
Ne kaDar KoLay SöyLeDin
ßitti Her$ey ßitti Diye
HoşçakaL SevgiLim
ßenden Uzakta..

'' Hoşça/kal ''

paradise
13-07-2008, 14:29
Only the registered members can see the link



Tek olsanda, ayaktasın,
bir gün biteceğini,
bir gün yenileceğini bile bile,
bile bile ayaktasın,
bu adaletsizliğe meydan okurcasına..

paradise
13-07-2008, 14:29
Artık yazmayacağım! ..

Kalemimle vedalaştığım gündür bu gün..Kalemimin gözyaşlarıdır bunlar! ..
Kırk yıllık kadim dostum, can yoldaşım, lisanım, feryadım ve gönlümün sesi “kalemimi kırıyorum! ..” Ve kalemimi kırarken, içimde ki bomba’nın da fitilini ateşliyorum! .. Ben de yokum artık…. Kalemim gibi! ..

Çünkü; “ARTIK YAZMAYACAĞIM”

Kalemiyle “yaşar” şair ve… ve “kalemiyle ölür! ..”
Sen; ister “intihar” de buna, istersen cinayet! .. Ben mağduruyum bu infazın suçlusu değil! ..
Madem ki “AŞK” koca bir yalandı, madem ki ben “yalan’ı sevdim” madem ki yalanlarla beslenip, yalanlarla ümitlendim ve madem ki sonunda tükendim o halde ben; “yalan” bir kalemşördüm nihayet! ..

Ve sen;
Konuşan, ağlayan, yazan, çizen ve susan! .... SEN! .....

Konuştuğunda;
Anlamlandırmalıydın bütün sözcükleri, soyutlamalıydın tüm yanlış anlamalardan… Sesin duyulmalı, anlaşılmalıydı ne dediğin! .. Yerine ve zamana göre değiştirmeden…, her hal ve şartta korkmadan…., dişlerinin arasında ezmeden kelimeleri….. böylece konuşmalıydın! ...

Çizdiğinde;
Çocuksu sevinçlerimi, korkularımı çizmeliydin tuvaline, sonra bir fırtına resmi ve kasırga… sonra “tufan”
Ve geriye kalan enkaz ve harabeleri göstermeliydi her fırça darbesi.. Siyah siyah noktaları damlatarak tuvalin beyaz yüzüne, gözyaşlarımı resmetmeliydin! .. Çizdiğinde böyle çizmeli anlamlandırmalıydın, bir anlamı olmalıydı çizgilerinin! ...

Ağladığında;
Çaresizliğini gölgelemek, zayıflığını, korkaklığını, basiretsizliğini saklamak için,
Gözyaşlarının ardına sığınıp “aczin” parçası olmak, itiraf edemediklerinden kaçmak ve sıyrılmak için,
Yapamadıkların adına değil, “yapmadığın” ve “tercihlerini” kendi istediğin şekilde kullandığın sonuçlar için “ağlamamalıydın! ..”
Ağladığında, bu; Yüreğinin ağlaması olmalıydı, gözlerinin değil! .. Riya kokmamalıydı dökülen yaşlar… Ağladığın da böyle ağlamalıydın! ..

Yazdığında;
Sivri olmalıydı kalemin, kelimenin en hasını, cümlenin en vuırucu olanını seçmeliydin…, içimi titretmeli nefesimi kesmeliydi vurguların! .. Aşk kokmalı, sevda tütmeliydi satırların, yazacaksan böyle yazmalıydın! ..
Daha sonra pişman olup üstünü çizmeyeceğin, silgi kullanıp silmeyeceğin şeyler olmalıydı! ..

Sustuğunda, ki; susmuştun! ...
Bende susacağım! ... Lakin senin cehennemin olacak benim suskunluğum! .. Sindirerek oku! .. Tekrarı olmayacak! .. Bir şairin susuşu “Kıyametin kopuşu” kaleminin kırılması ise “depremlerin sonucu” gibidir! ..


Hülasa;
Senin için dün ne yazılmış, hatta düne kadar yazılmış ne varsa hepsini yakıyorum! .... Kalemimin kırık parçalarını da! .... Yüreğimi ve tüm yaşanmışlıkları karanlığa fırlatıyorum! .. Şaire yaraşır biçimde “ŞAİRE AİT NE VARSA” katlediyorum! .. Senin yarım bıraktığın “cinayet teşebbüsünü” katliamla tamamlıyorum! ..
Konuşan tek yanımı “Kalem’imi de” susturuyorum! ....
Yoluna çıkacak tüm yollardan dönüyor, yoluma çıkan tüm yollara “barikatlar” kuruyorum.. Hayatından eksiliyorum… Sen; eksiği hissetmesen de, “eksiklikten bahsetmesen de”
Var olduğu “iddia edilen” dostluğu, arkadaşlığı, yarenliği ve yine “Var olduğu yalanına” kendimi inandırdığım aşkı, sevgiyi, sevdayı, mazinin çöplüğüne ve bilinmezliğin zindanlarına gömüyorum! ....

Geriye;
Ne anlatılacak bir masal(!) , ne közüne üfleyecek rüzgar, ne yanaklardan süzülecek bir damla nedamet, ne tebessümle yad edilecek bir anı, ne de muhabbete dair bir konu bırakıyorum! ..
Yarınlara bakarken, ibretle temaşa ettiğim “umutların” yok oluşunu gördükten sonra, geriye bakıp “her ne varsa” mazide tarumar ediyorum! ..

Makale, şiir veya edebi bir kompozisyon değildir bu yazdıklarım..

“Susmadan” az önceki son nefes alışlarımdır! ..

ŞAİR SUSMUŞSA ÖLMÜŞ DEMEKTİR VE ÖLMÜŞTÜR ŞİİRLERİNDE KİM VARSA! ..

'Gönlüm sevmeden önce ne bir çöldü ne vaha
Sen arkanı döndün ya! .. Gayrı yazmam bir daha! ...'

paradise
13-07-2008, 14:30
-susmak aşkın diLidir- diyen sevgiLi konuş şimdi, keLimeLerine ihtiyacım var…”


Parça tesirLi sancıLar düşüyor kaLbime…düştükçe uçurum,sancıdıkça aşk…

ve aşkLaştıkça kaLp daha çok parçaLanıyor,
hayat yakLaştıkça daha bir özLüyorum kabuL ediyorum,

GaLibimsin !!

ve ben her şeyini savaş aLanında bırakan mağLup bir komutan gibiyim şimdiLerde..


Tüm zaferLerimi sende yitirmişim, kör bir şahinin gözLeriyLe yoL arıyorum kendime, sana çıkmayacağını biLdiğim yoLLarı görmekten korkuyorum beLki de kim biLir?..




Çıkmaz sokakLarda kısır kaLıyorum döngüLere..

ve ben dönemezken kendime

LabirentLerinde kayboLmuşken, sağım sen, soLum sen, yoLum sen, yönüm sen oLmuşken, senden gayrısına yok, yokLuğuna râm oLmuşken,

susma ömrüm!...





YoL kesiL cehenneme...




Keskin bir virajsın içimde bir türLü aLamadığım..

Ne zaman geçmeye kaLksam senden, ya bir uçurum boşLuğu, ya bir şarampoL oLuyor sonum..

Uzanan eLLeri tutmuyorum..
Yüreğime taktığın aLyans tutuyor içimi, içini bırakmıyorum..
DuL bir hasrete yâd/igar kaLıyorum öteLerde
Yar dediğimi ağyar, yaban dediğimi yar sanıyorLar..
SancıLanıyorum sessizLiğine
Tam vakti;
susturucu takıLmışken yüreğime, haykıramazken, her kurşun içimi parçaLarken, infiLak ederken isyanLarım sensizLiğe,
ve akarken gözümden ırmak ırmak,


susma ömrüm!...







Ateş kesiL cehenneme...




Tüm piyonLarım tükendi

ELimde bir şah… nereye koysam kendine mat çekiyor..

CemreLer ihanet ediyor adına, AsLı hükümsüz..
kendini biLe ısıtmıyor..
Adım LâL kaLıyor zemheri ayazLarına..
d-üşüyorum..
Muhaciri değiLim gayrı bu Arafın..
Ne cennet kokabiLiyorum, ne cehennem yanabiLiyorum..
Kendimsiz bir kent kuruyorum yokLuğunun sokağına..
BaykuşLara sakinLik yapıyor kentimin ıssızLığı… sesine parazit yapan bir sesLe yıkıLıyorum . . .
Uğraşma aşk..!



KaL (n)dıramazsın; kumdan kaLeLer gibi bir rüzgarLık değiL, bir cümLeLik yıkımLarım..

BiLmem ki hangi rihter öLçer sarsıntıLarımı.. artçı seLLere verirken sitemimi,

sana “sus”arken,
öLüme “su”sarken,
MüpteLâsıyken kahramanı bıçakLanmış masaLLarın aşk için aşıkLarı ezip geçmişken,


susma ömrüm!...





Şehâdet getir cinnetime...




Öznesi sen oLan bir ömre verdim adını, ki öLüm yar oLana kadar tek yar dediğim oL diye..

sana geldim, ölüme yar etme diye.

Susma diye çırpınışLarımın tek müsebbibisin..
BiLiyorum aLdırmıyorsun, dönmeyeyim istiyorsun suLtanLığına
Ve asLında aşk’tan korkuyorsun

ZuLmetin sırtımda yama oLurken yar/aLarıma





Hani oLur da geLdiğimde bir gün kapanacaksa yüzüme şehrinin kapıLarı,

Her Lisanı LâL bırakan bakışLarım anLamını yitirecekse eğer ve eL eLini tutacaksa eLLerin, eLimde değiL yanacağım . . .






O vakit güLüp geçeceksen yangınLarıma,

Sarmayacaksan,

BenimLe kınanıp, benimLe yanmayacaksan,
Cennetten kovuLmayı göze aLmayacaksan,
Bir sözüne çöLde vaha gibi susarken öyLe umarsız susacaksan…

Sen de sus ömrüm!...





Sus!..

Sus ki, öLüm bana yar,


ben öLüme YAR oLayım…




Sen. . .


. . . . . . . toprak kesiL cesedime . . . . . .

paradise
13-07-2008, 14:31
Düştü keLepçeLi gözLerin, kırıLan deLi sözLerinin yanına
İçimden fersah fersah kaçışın iç denizine, sancım oLur


Benim sancım Ankara gibidir, biLiyorsun…
SayfaLara sığmayacak kadar bitimsiz
Coğrafyamı bertaraf eden rüzgâr gibidir yâr …

Yar/sızım…



SusuzLuğun en kesif sayfaLarındayım…
Uzun sesLenişLere dönüyor suskunLukLarım…

Başını aLıp gitmiş bir hikayenin peşinden koşarken, düşürdüğüm sözcükLeri dipnot düşüyorum eksik günceme…

Hangi kıvrımından tutunsam acıdan büküLmüş harfLere;
KırıLgan İmâ’Lar çatırdayarak saLdırıyor sanki,
içimdeki sancıLara…
Uzun ve derin camkesiği çizikLerimden kanıyor, anLamı morarmış güncemin önsözü…


İç içe geçmiş anLamLarın karmaşıkLığında sıkışıyor,zamana direnen sevdam…

Zaman/sızım…


Kekeme yüreğim adını sayıkLıyor habire.
Adını şerh, yüzünü dipnot düştüm içime! ...
Ki yağmur sonrası toprak kokar adın
Hadi ifşa et de düşLerini gökyüzüne
İçsizLiğine (h)içLeneyim.
AL işte;

(H )içim…

Koynuma doLdurduğum insancıL cümLeLerin diLi sürçüyor…
Şizoid bir krizin, arsız ısrarıyLa kaybediyorum benLiğimi…
ÖfkeLi serzenişLer çıkıyor demir kapıLarımdan aLtından, hızLa ve yanarak…


SavaşLardan bana kaLan her şeyi, diğerLeri gibi takıp koLuma;
Yürüyoruz duvardan duvara…

no(k)tası konuLmamış satırLarını
kararLı “ES”LerLe no(k)taLıyorum…
BoğuLmuş sesimLe
Acı (K)ayıpLar afişLiyorum şehrimin duvarLarına…

(K)ayıbım…


ELimde beLki çoktan unuttuğun iki fotoğrafın var
Hangisine baksam (d)üşüyorum yâr..


Akrebin yeLkovanı defaLarca kez yakaLadığı zamanLarda,
ben seni ezberimden siLemiyorum. . .
Susuyorum / üşüyorum / düşüyorum.
Duyumsuyor musun?

SoLukLarıma sinen kokunu

(D)uyuyormusun …

HapisLik gibi atıştıran yağmurLarda yine hüzünLere gönüLLü devriyeLik yapıyor
gece yürüyüşLerim…
Bahçemdeki sarı ışığın uzayan göLgesinde,
sessiz ve yasak yaLnızLıkLar büyütüyorum kaLabaLıkLara…
Hüznün röntgenini çıkarıyorum biLmeden…


Hadi ! tut/un bana güneşi ,LekeLerim çıksın ortaya…
Ya da güneşe tut/un beni…

(K)aranLıktayım…

ÖLmeyi denedim kendime, öLemedim.



Sana geLecek zamanLarda tükendim. Artık geLemem. . .
ELLerim (d)üşüyor.
Nefesim tükeniyor
Ne desem duyuLmuyor

Sen duy beni ey yar…


SessizLiğin teninden soyamadım çığLıkLarı…
Bu yüzden deLiyorum öfkemin ambargosunu…
Yine saLıyorum yüreğimi
öLümLü kavgaLarın şiddetLi çarpışmaLarına…
YaLana büyüyen bir çocuğu emziriyor zaman…
İnfazLar büyütüyor geçmişimin beşiğinde…
SaLLanıyorum…

paradise
13-07-2008, 14:31
Ahdımdı,
Yüreğimi sıvadığın baLçıkLar arasından ışıLdamak
Yeni güne saLt umutLarLa başLayıp
ÜmitLeri bir tespihe sıraLamak. . .


Açmadın çaLdığım kapıLarı
Kapına göz pınarLarımı bıraktım
Her damLası vurdu avLuLarına
Gümüş tenteLerinden damLadı sevinçLerim
Yüzünden süzüLdü bir çok defa
Kafanı kaLdırıp bir kez biLe bakmadın. . .


Acın hangi diLde acıtmaz?
SöyLe de onu yazsın kaLemim
ÇekiLecek acı kaderde kaLmaz
Eminim. . .


Yaramdı,
GönLünün yaren oLuşu, biLmediği coğrafyaLarda
FethettikLerin kara buLutLarca işgaL ediLirken
FethedemedikLerinin sancısı vardı karnında
Yetemedim
Gözünde büyüttükLerine
Yetemedin
Bu yangını söndürmeye...


Son vedam / dı,
ŞiirLerimLe eLLerinin arasına buruşturup bıraktığım
KaLbinin nasır tutmuş yanLarını
BiLeyLedi mi söz yaşLarım?
Bu aşkLa birLikte küLLenemedi yazık
Kapında nöbet tutan gözyaşLarım...

paradise
13-07-2008, 14:32
yüReĞimi uYutmAyA gidİyoRum

Canım yanıyor,tüm kelimelerim tükenmiş,kaynağını bulamayan su gibiyim,deli gibi çağlarken akamıyorum. Duvarlar mı örülmüş aşkın önüne,setler mi çekilmiş. Buradayım diyorsun,yüreğim yüreğinde. Neden hissetmez yüreğim yüreğini. Suretin yanımdayken,ruhun ruhumla neden buluşamıyor .Neden ulaşamıyorum yüreğine.

Derin uykulara çekilme vaktidir şimdi. Yorulan yüreğimi uyutma vaktidir.

Ben beynimle sevmeyi öğrenemedim sevgili,oysa ki sizin dünyanızda aşk farklı,yüreğimle seviyorum derken beyninizle seviyorsunuz. Sorguluyor,yargılıyor ve kararlar alıyorsunuz,oysa ki duygular sorgulanmayı sevmez ne hissediyorsan onu yaşamak istersin. Yargılanmaktan hoşlanmaz,kırılır.

Aşk coşturandır,heyecanlandırandır,beklenendir,özlenen dir,tektir,parça parça yaşanmaz aşk. Bir parçasını şimdi yaşayayım nasılsa seviyor benimdir diyemezsin,her an gidebilecek kadar hassastır aşk. Seviyorsa kalır diyemezsin,aşktan bu kadar kolay gidilebilir mi diye sorgulayamazsın. Duygular akamazsa ruhuna ve çarparsa duvarlarına,unutma aynı şiddette geri döner geldiği yere.


Ben senin dünyanda ki aşkı anlayamadım sevgili. Öğrenmeye çalıştım. İçim acıdıkça, acıyan yanlarımı sevginle iyileştirmeye çalıştım. Bir gülüşün unutturdu bazen acılarımı,bir öpüş döndürmeye yetti başımı. Sevgi sözcüklerinle zirveye tırmandım ve o zirvede kaybolmamak için sıkı sıkıya tuttum ellerinden. Hayatımda esen rüzgarımdın benim. Ve o rüzgarın dinmemesi için tanrıya yakarışlarımdın. Anlık değildi sevmelerim her ne kadar anlarda sevmeye çalışsam da seni diye kelimelere dokunuşlarım.

İçim acıyor şimdi sevgili,yüreğimi uyutma vakti,senin dünyanda ki gibi sevmeyi beceremedim.

Aşk beynimizi uyuşturmak için kendi kendimize söylediğimiz yalanların toplamıdır somut dünyanızda,ben soyut dünyamda gerçeklerimle mutluydum.

Ey sevgili sebebini bilmediğim hayal kırıklıklarınla dolu şu an yüreğim. Sen beni,ben seni anlamaya çalışırken yorulan yüreğimi uyutmaya gidiyorum.

Yürek olmadan yaşanabilirse bir sevda hala senin aşk dediğin yerdeyim ,bekliyorum.

Öğret bana dünyanda ki aşkı,sen benim dünyamda ki aşka aşık oldun,çünkü aşk benim dünyamda çok güzel,çok özel,sende öğret bana sende ki aşkı,gönüllüyüm öğrenmeye. Yürek olmadan aşk oluyorsa öğret bana sana dair ne varsa,ben yüreğimi avutmaya gidiyorum.

paradise
13-07-2008, 14:33
Only the registered members can see the link


Son talandan beridir
Hiç girmedim gönül bahçelerime
Ne küllerden haberim var
Ne de boynu bükük ve
Susuz kalmış çiçeklerimden

Küçüğüm !
Ve sen t
Iyi düşün istersen,
Çok zor günler geçirdim ben.

O dilime almaya korktuğum kelimeler,
Dilsiz sevdalarımın rüyalarını süslerdi,
Uykuların içinde kabuslara dolandım,
Hiç bilmedigim korkularla uyandım,
Ve karanlığa dalmak nedir bilmezken,
Sabahlara kadar ne geceler biriktirdim,
Güneşin doğusunu sevinçle değil
Korkuyla izlerdim....
Gözlerimin halsizliğine teslim düşerdim de,
Nerede yattığımı bilemeden
Uyur kalırdım köprü altı çocukları gibi
Kıvrıldıgım yerde....

Küçüğüm !
Ve sen
Iyi düşün istersen,
Ne zor günlerden geçtim ben...

Y ü r e ğ i m ;
Yaralı kuş kanadından daha çok kanıyor,
Gözyaşlarım senelerdir içime akıyor,
Hiç kimse görmemiştir ağladığımı,
Ve kimse bilmez şikayetlerimi,
Herkesin sırdaşı geceler bile şahit degildir,
Okyanus dolusu gözyaşlarıma...
Çektiğim acıları haykırırdım da
Kendim bile duyamazdım çığlıklarımı,
Yalnızlığın soğuk sarmalayışları bile ürkerdi benden,
Üşümekten korkardı saramazdı,
Neyin var diye soramazdı.....

Küçüğüm !
Ve sen
Iyi düşün istersen,
Ne yangınlardan çıktım ben....

Küflü zincirler var gönül kapılarında,
Sor ki asırlardır bu haldeyim....
Sakın deme bana anahtar gerek,
Varsa eğer sen de olsa gerek.....
Yada boşver bırak beni neyine gerek...

Bu yürek yorgun,
Ve sen genç güzel küçüğüm,
Dedim ya ben sana iki numara büyügüm,
Gözlerinin parlaklığına kıyamam,
Sözlerinin heyecanını kıramam,
Sevmelerin bile daha ateşlidir senin
Ben sana uyamam....

Bırak beni kendi halime, n olur bırak,
Gerekirse can çekişeyim senelerce,
Kuytu köşeler kaderim olsun,
Ölüm sessizliği; hasret çektiğim bir dost,
Geceler; güvenmediğim sırdaş olsun....
Sense ardına bakma ve git,
Bekler elbette seni bir yerlerde,
En az efsaneler kadar,
Ve senin yüreğin kadar büyük bir sevda...

Söyleme bana yaş farkının önemi yok diye,
Söyleme bana sevgi ferman tanımaz diye,
Söyleme bana seni seviyorum diye,
Söyleme....!
Yalvarırım söyleme....!
Zor tuttuğum yüreğimin kilitleri kırılacak yoksa,
Küflü zincirlerimin ardındaki
Sönmeye yüz tutmuş küllerim
Tutuşacak sevgi rüzgarından.....
Sonra alevler bacayı saracak,
Sonra yüreğim kor gibi yanacak,
Sonra gözlerin
Sonra ellerin
Sonra dudakların bana dokunacak,
Sonrası tam bir yangın olacak küçüğüm,
Tam bir yangın olacak....

Ve sen ,
Küçüğüm !
Dağların ulaşılmış zirvelerinden
Yokuş aşağı koşarak inerken,
Yine bahçelerim talana uğrayacak....
Ve ardından gelen sorular,
Daha öncesinde olduğu gibi
Hep cevapsız kalacak....

Ve sen
Küçüğüm !
Önce dudaklarını,
Sonra ellerini çekip alacaksın,
En nihayet dizlerimin dermanı
O yürek yangını bakışlarını kaçıracaksın...

Sorma bana neden diye,
Nereden biliyorsun diye,
Belki bu sefer farklı olacak diye...

Bütün bunlar tarihten bir tekrarın
Bu zamana düşen gölgeleridir küçüğüm....

Gel söz dinle,
Aslında
Çok isterim seninle,
Bin gönül dolusu sevgiyle,
Çıkmak dağların doruğuna
En yükseğine....

Ama
Gel söz dinle,
Unut beni,
Ve gönül hazana,
Çiçeklerim talana uğramadan,
Hayallerim senle dolmadan,
Usulca git,
Sevginle git,
Aşkla git,
Yüreğimi yakmadan,
Dudaklarıma konmadan,
Ellerime dokunmadan,
Gözlerime bakmadan,
Git.

Ve sen
Küçüğüm !
Artık düşünme istersen,
Gönlümden geçeni dilersen,
Bana bağlanma derim, sevmeden git,
Hiç kanıma girme istersen,
Bir kerecik söz dinlersen,
Sevme istersen,
Hadi gitsen,
Artık
Sen.

Küçüğüm !
Ve
Sen
Çok
Seviyor
Bile
Olsan
Ben
Sevmeden
Git
İstersen.

paradise
13-07-2008, 14:33
Only the registered members can see the link

Sen hayatımın en vazgeçilmez aşkı
Sen uğrunda en çıldırdığım kumral
Sen yolunda savaşlar verdiğim sevdam
Sen uğrunda ölümlere gidip geldiğim
Sen beklediğim
Sen özlediğim
Sen gizlediğim...

Güneş doğmayı unutabilir
Sabah olmayı
Yağmur yapmayı
Ama ben seni asla...

Çiçekler açmayı unutabilir
Kuşlar uçmayı
Baharlar gelmeyi
Ama ben seni asla...

Ne zaman bir şiir okunsa aklımdasın
Ne zaman bir telefon çalsa karşımdasın
Sen tanrımın en güzel armağanı
Sen hayatımın en gerçek yalanı
Sen bütün huylarımı ezbere bilen
Sen gözyaşlarımı en iyi silen
Sen dünyanın en muhteşem erkeği

Sen yemeğimin tuzu
Yüreğimin buzu
Anasının en güzel oğlu
Sen kalbimde en tatlı sızı
Sen bütün varlığımın en sevimli hırsızı
Sen sevdikçe sevilesi
Övdükçe övülesi
Öptükçe öpülesi aşkım...

Sen beni yokluğuyla delirten
varlığıyla yolumu yolundan çeviren
Sevdasıyla beni bir dağ gibi deviren
Bundan böyle senden sorulsun günahlarım
Sende bütün sorularım
Sende bütün cevaplarım
Adam olmuşsam senden
Katil olursam senden
Ben çoktan vazgeçtim kendimden
Ama senden
Asla AŞKIM
ASLA! ...

paradise
13-07-2008, 14:34
Kalemimin ucunda yine sana dokulen misralar var..


Gozlerimin altinda sana akan gosyazlarim var..
Dudagimin ucunda..kondurdugun opucuklerin izi var..
Neredesin segilim eskidi artik bunlar..


Parmagimda bna verdigin o yuzuk..bol..dusecek simdi..
Bilegimdeverdigin o bilezik, salaniyor eskisinden cok..
Neredesin sevgilim, eriyip gidecem,artik..
Gel gotur benide..seninle..


Op tekrar dudagimdan..doldur opucuk izleriyle,
Bu misralar boyle huzunlu olmasin,
Ask ile dolsun, yalnizlik ile kalmasin..
Bu gozler piriltasin, ama, islaklikla degil,
mutlulukla sevdigim, senin mutlugun ile, senin kalbin ile..

*-*trixter*-*
13-07-2008, 15:47
paylaşım için teşekkürler :present:

paradise
13-07-2008, 18:58
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)


Bir balıkçı kahvesinde sen ve ben,
Ve bize ait olmayan gökyüzü…

Ben sana daha ait olmadan
Parçalara bölünüp kumsalların oluyordum
Kimsenin bilmediği bir lisanı çözer gibi
Bakıyordum sana,
Bilmesen de
Hissetmen umudu ile.

Deniz kokusu,
Parmaklarımda gezinen umudun,
Dalgaların hışırtısı
Bir varmış bir yokmuş gibi yakınlığın.
Kumların usulluğu,
Ve aitliğin İstanbul,
Bütün balıkçı kıyıları seni tanıyor
Ben onların olmak istedim hep,
Bir sabah kendimi denizkızı olarak hayal ettim
Köşelerde ki sabah kahveleri,
Bütün güzel sabahların gülümseyişi ben
Bir masa bir sandalye,
Bütünlüğünü bana vermek isteyen gözlerin.

Benim aitliğim Akdeniz’de
Sen İstanbul’un yokluğunu taşırken.

Bütün kaldırım taşlarına taşıdım kokunu,
Kulağımda
Kıyıların kimsesizliğinin çıplaklığı
Şehir ve sen
İstanbul…

Bütün sokaklara öğrettim adını.
Hangi kestirmeden çıksan,
Yine adına çıkarsın.
Hangi kaldırımda kaybetmek istesen kendini
Yine sana varırsın.
Bütün parklara yokluğunu taşıdım

Ben yokluğun kokuyorum.

Bu bir uyarı mahiyetindedir dikkatine;
O kadar dolduruyorsun ki içimi dışımı dünyamı sen ile
Şımarırım bak,
Sonra sensizlikte usul, usul ağlarım.

Bütün sabahlarında olmak için yola çıktım,
Bekle beni.

paradise
13-07-2008, 18:59
Suskunum...........!
Tüm acım tüm isyanım tüm feryadım
tek bi kelimeye nasılda sığabiliyor hayret!
Canım yanıyor parça parça bölünüyor içimdeki kök hücrelerim
Kalbim saklı haznesinden kurtuluyor da atıyor kendini bedenimin boşluğuna
İstila var herkes bi parça kopartma derdinde
Geriye kalanlar hurdacının eskicinin bile almayacağı kadar virane enkaz
olacak biliyorum…
Suskunum hiç bir şey yapamıyorum
Elinden oyuncağı alınırken karşı koymaya çalışan bi çocuk edasından
kurtulalı çok oldu
Tepindim ağlamaktan haykırmaktan yerle bir ettim ortalığı da
Ne oldu…
Hiç bir şeyim geri verilmedi bana benim olan ne varsa…
Ağlamak çığlık atmak bağırmak tepinmek nafile
hiçbir işe de yaramıyor
Giden zaten aklına gitmeyi koymuşsa kimse o gideni geri döndüremiyor
Yada onun
Senin oyuncağın olması onu dünyalar kadar çok sevmen bu mahkemelerde hafifletici sebep yerine bile geçmiyor…
Bu yüzden suskunum aklı başında bi suskunluk aklı firarda bir yürek için çok da akıllıca sayılabilir…
Belklide en büyük isyanım bu belklide tek çıkar yolum
Neden bilmem ama içime kapandım dışarıda bi dünya yıktım içimde bi dünya kurdum
Evimin kapısına da yazdım
Bunalıma gittim biraz zor dönerim…
Herkesi uzaklaştırıyorum kendimden beni seven herkesi
sevmeyen istemeyen her kim varsa ben istemesem de zaten beni terk etti…
Mutlu bir gelecek kurma hayallerim vardı
bir gecede kurulan bir gecede yıkılırmış
Peki o zaman benim dünyam neden her gece
tekrar tekrar yıkılıyor..
Zorlamı ittim ben kendimi bu yola
Zorlamı aklım almıyor dışardan gördüğüm ben içimdeki beni karşılamıyor
yada olmayı hayallettiğim düşlediğim beni
çok gerilerde bıraktım
Tek çıkar yol diye bişey kalmadı
Çıkar yol benim çıkmaz sokaklarımda geri dönüş umudumdu
Geriye dönemiyorum
İleriye gidemiyorum
Kaldım bu soğuk duvarlarda ellerim başımın arasında
Sesim çıkmıyor ağlamak nafile dedim ya
Suskunluk en büyük ceza hem bana hem etrafıma…
Ders almayı bilseydim yaşadıklarım benim kulaklarıma küpe olabilseydi yada ben bu başı taşlara vursaydım da şu yaptığım hataları yapmasaydım
Kader mi
Kısmet mi
Yaşanması gerekli mi
????
Eğer öyleyse amenna
Ama canım yanıyor anla bi yol lazım bana yada yada
Annem kızmasın ama
Bıçak getirin makas getirin kesin beni bu hayattan. Ne bu hayata ne bu bedenene bana ne sana ne yaşadıklarıma daha fazla dayanamaz bu yüreğim…
Aklım firari Ruhum kaçak…

paradise
13-07-2008, 19:01
Neden Hep "Sevgiyi" Sen Öldürüyorsunda Mezarını Kazmak Bana Düşüyor ?!
ÖyLe Alıştım Ki CesetLerini Gömmeye En Son O Siyah KEfenin İçinde Kendi ÖLümü Gömdüğümü İnan Farkedemedim...

Şimdi Benim KatiLim Kim ? Sen Mi Yoksa Ben Mi ?

Hep Bi FARKIMI Aradım Durdum Ya Bunca Zaman ! Benim DiğerLerinden Bir Farkım OlmaLıydı Dedim Çünkü DiğerLerinden En FazLa Ben SEvdim Seni En Çok Acını Ben Çektim..
Bunun İçindi BeLkide Beni Simsiyah Bir Kefene Layık Görmen!

Siyah Benim Rengimdi Çünkü
Matemim // İsyanımdı...

Ve Sen Yine Benim İyiLiğim İçin ÖLdürmedin Beni ! Bunu Yine Kendin İçin Yaptın Çok Acı Çektiğim İçin DeğiL...
Çünkü Uğruna ÖLmüş Bir Kız Olucaktı Sonunda !
Ve Sen Bundan Utanç DeğiL Sadece Gurur Duyucaktın..
İnan Artık Acımıyor Can'm Kangren Olmuş Bir Parmak Gibiydim Zaten Hissetmiyordum Artık Hiçbirşey Acıysa Acı Gözyaşıysa Gözyaşı Kayıpsa KAyıp Vermiştim İşte Uğruna VeriLebiLicek Herşei...

Bir Nefes Vardı HaLa Adını Ağzımdan Düşürmeyerek Senin İçin Tükettiğim...Onuda Çektin Yavaş Yavaş...
Gömdün Simsiyah Bir Kefene...

|Artık DiLimde BiLe DeğiLsin|

paradise
13-07-2008, 19:02
Hüzün yükLü morgLarım var benim soL yanımda / Ağrıyor



Düştü keLepçeLi gözLerin, kırıLan deLi sözLerinin yanına
İçimden fersah fersah kaçışın iç denizine, sancım oLur




Benim sancım İstanbuL gibidir, biLiyorsun…
SayfaLara sığmayacak kadar bitimsiz
Coğrafyamı bertaraf eden rüzgâr gibidir yâr …



Yar/sızım…





SusuzLuğun en kesif sayfaLarındayım…
Uzun sesLenişLere dönüyor suskunLukLarım…



Başını aLıp gitmiş bir hikayenin peşinden koşarken, düşürdüğüm sözcükLeri dipnot düşüyorum eksik günceme…



Hangi kıvrımından tutunsam acıdan büküLmüş harfLere;
KırıLgan İmâ’Lar çatırdayarak saLdırıyor sanki,
içimdeki sancıLara…
Uzun ve derin camkesiği çizikLerimden kanıyor, anLamı morarmış güncemin önsözü…




İç içe geçmiş anLamLarın karmaşıkLığında sıkışıyor,zamana direnen sevdam…



Zaman/sızım…




Kekeme yüreğim adını sayıkLıyor habire.
Adını şerh, yüzünü dipnot düştüm içime! ...
Ki yağmur sonrası toprak kokar adın
Hadi ifşa et de düşLerini gökyüzüne
İçsizLiğine (h)içLeneyim.
AL işte;



(H )içim…



Koynuma doLdurduğum insancıL cümLeLerin diLi sürçüyor…
Şizoid bir krizin, arsız ısrarıyLa kaybediyorum benLiğimi…
ÖfkeLi serzenişLer çıkıyor demir kapıLarımdan aLtından, hızLa ve yanarak…




SavaşLardan bana kaLan her şeyi, diğerLeri gibi takıp koLuma;
Yürüyoruz duvardan duvara…



no(k)tası konuLmamış satırLarını
kararLı “ES”LerLe no(k)taLıyorum…
BoğuLmuş sesimLe
Acı (K )ayıpLar afişLiyorum şehrimin duvarLarına…



(K )ayıbım…




ELimde beLki çoktan unuttuğun iki fotoğrafın var
Hangisine baksam (d)üşüyorum yâr..




Akrebin yeLkovanı defaLarca kez yakaLadığı zamanLarda,
ben seni ezberimden siLemiyorum. . .
Susuyorum / üşüyorum / düşüyorum.
Duyumsuyor musun?


SoLukLarıma sinen kokunu



(D)uyuyormusun …



HapisLik gibi atıştıran yağmurLarda yine hüzünLere gönüLLü devriyeLik yapıyor
gece yürüyüşLerim…
Bahçemdeki sarı ışığın uzayan göLgesinde,
sessiz ve yasak yaLnızLıkLar büyütüyorum kaLabaLıkLara…
Hüznün röntgenini çıkarıyorum biLmeden…




Hadi ! tut/un bana güneşi ,LekeLerim çıksın ortaya…
Ya da güneşe tut/un beni…



(K )aranLıktayım…



ÖLmeyi denedim kendime, öLemedim.





Sana geLecek zamanLarda tükendim. Artık geLemem. . .
ELLerim (d)üşüyor.
Nefesim tükeniyor
Ne desem duyuLmuyor



Sen duy beni ey yar…




SessizLiğin teninden soyamadım çığLıkLarı…
Bu yüzden deLiyorum öfkemin ambargosunu…
Yine saLıyorum yüreğimi
öLümLü kavgaLarın şiddetLi çarpışmaLarına…
YaLana büyüyen bir çocuğu emziriyor zaman…
İnfazLar büyütüyor geçmişimin beşiğinde…
SaLLanıyorum…

paradise
13-07-2008, 19:03
Only the registered members can see the link

Mecbur deqiLdin qitmeye


Beni böyLe sersefiL etmeye

Mecbur deqiLdin ayrıLıqa

Yüreqimi parçaLamaya... Mecbur deqiLdin...


'Sen deqiL miydin hep şöyLe diyen!' diyerek başLamayacaqım bu yazıma. Bu yazımda sözLerden bahsetmeyeceqim merak etme. NasıLsa hepsi senin için aqızdan çıkan önemsiz şeyLer, öyLe deqiL mi?


AyrıLıqı qetiren saatLere Lanet okuyorum artık. Kadere isyansa isyan. Adını sen koy işte..


HayaLLerim vardı benim de.. SeninkiLer qibi, herkesinki qibi. Suya düşenLerden bahsetmiyorum. HaLa qökyüzünde qezenLeri söyLüyorum..


UmutLarım vardı benim de.. SeninkiLer qibi, herkesinki qibi. YitiriLenLerden bahsetmiyorum. HaLa içimde koşup oynayanLardan söz ediyorum..


Can kırıkLarım yüreqimi kanattı sen gittikten sonra. Hayat ikiye böLündü; 'senden önce, senden sonra...'


Dün bir arkadaşım sarıLdı boynuma. SeviLmeye bu kadar ihtiyacım oLduqunu o anda anLadım işte.
Ve bir şeyi daha anLadım; 'Sen beni hiç sevmemişsin...'


Cana kıymak düşüncesi beynimi kemiriyor sokakLarda. Her qeLen arabaya ceLLat qözüyLe baktın mı sen hiç? Veya her aqaçta kendini gördün mü boquLmak üzereyken?


KoLay oLanının kaçmak oLduqunu öqretti annem bana. ÖnemLi ve zor oLanı ise yaşamakmış..
'Peki her qün öLüp öLüp diriLmek nedir anne?' dedim. Sustu... İLk defa annem sustu...


'Yeni bi başLanqıç yap' dedi eş dost. 'BaşLadıqımı bitiremedim ki' dedim.. OnLar da sustu.


Hayatta susmuştu ya hani, dayanamadım artık ben de sustum. Ne soruyorum ne de cevap veriyorum. Sadece böyLe arada bir sessiz çıqLıkLarımı kağıda döküyorum...

paradise
13-07-2008, 19:04
Only the registered members can see the link

Sana koşup geldim yine,ayaklarım istemeden...
Her geçen günde biliyormusun,daha yabancısın bana...

Ağlıyorum İstanbul!
Hem sana hem kendime ağlıyorum.
Sen ki; kimine Leyla,kimine Aslı oldun.
Sen ki; uğruna kanlar dökülenhummalı bir sevda idin.
Bakıyorum da şimdi terketmiş aşıkların bile seni...

Utanıyorum İstanbul!
Kendimden utanıyorum.
Yırtılıp atılmış giysilerinle çıplak bir kadın kadar haramsın artık bana.
Oysa; şu an bir Nedim,bir Yahya Kemal'in, bir Orahan Veli! nin gözleriyle bakmak isterdim sana.

Yürürken sokaklarında görmemek için halini başımı eğiyorum İstanbul!
telli duvaklı gelmiştin oysa,namusun namusumuzdu bizim.

Hastasın İstanbul!
Her gün eriyip gidiyorsun gözlerimin önünde.
Ve kırgınsın biliyorum, birilerine...
Toprağına her gün basıp bir gün hatrın sormayana...
Ben de kırgınım İstanbul!

Korkuyorum İstanbul!
Bir daha gelişimde seni,görememekten korkuyorum.
Şimdi gidiyorum İstanbul!
Dönermiyim?
Bilmiyorum....

CAFER YILMAZ

paradise
13-07-2008, 19:05
Only the registered members can see the link



Sözcükler şifreli görüntüsüdür yaşadıklarımızın. Tadına doyamadığımız romanların gizli öznesidir hatıralar. Bir varmış, bir yokmuş gibi gelip geçen tutkulu hayallerle beraber… Bir şeyler unuttuk zamanın kalbinde..!




Kıblemizi aşk ve aşk için tayin ediyorduk. Yaratılmak korkutulmaktı, korkuyorduk aynı zamanda sevdiğimiz kadar. Kitaplar, şiirler, filmler, yaz rüyâları, kış üşümeleri, düş çözülmeleri birbiri ardınca geliyordu.


Aşk için savaşan adamlar oluyorduk her birimiz, her birimiz savaşarak yaşıyorduk aşkı. Usulca sokulan yoksulluğumuzu, kabul görmeyen adamlığımızı, reddedilen sabrımızı hayatın mihengine vuruyorduk, kahroluyorduk..! Düşler ormanında yarasından sızan kanı ırmaklara akıtarak ölümü bekleyen ceylanlar gibiydik. Bal gözünden kanlar akıtan ceylanlar gibi çarpıyordu kalbimiz. Zamanın kalbine akıtıyorduk kahrolası yalnızlığımızı, terkedilmişliğimizi…


Bir şeyler unuttuk zamanın kalbinde..!


Korkarak gizlediğimiz duâlarımızı, okşamadan geçtiğimiz yetim başlarını, alnımızı toprağa mıhlamaksızın uğradığımız mabetleri ve hepsini yaralarımıza merhem olmaya çağıran zamanın kalbinde unuttuk unutulmaması gerekenleri..!


Vefasızlık işte, sevmeyi bilmiyorduk, yanmayı bilmiyorduk, özlemek nasılda uzaktı kırık kalplerimize...! Eski tarih olurdu biz geçtiğimiz zaman şehirler. Sevgiler devrildi bu müzmin çağın yalancı aynalarında. Gençliğimizi kaybettiğimiz günlerin hırçın çocukluğunu ezberledik elif-ba cüzlerinden. Hayat akardı, zaman akardı ve aşk akardı sırlı düşlerin yazılmamış sayfalarına doğru..!


Bir şeyler unuttuk zamanın kalbinde..!


Kimi akşamlar sıcak, demli bir çay otururdu masamıza, kimi zaman da hatırasını özlemle yad ettiğimiz bir delişmen sevda eskisi… Paslanan düşlerimiz kanatlanırdı o zaman, coşardık. Eylemlerin tadı, ezgilerin yakışı, bâkî kıldığımız kardeşlik yeminleri, unuturduk her şeyi..!


Dillerimiz lâl olurdu, bedenlerimiz gül olurdu, kururduk.


Her şey aşktı..!
Her şey aşk kokuyordu..!
Her şey aşk masalı gibi gizemliydi..!


Tükettik, ömrümüzde tüketilecek ne varsa… Yığdık önümüze buz dağlarını… Ne gençlik kaldı türkü olup söylediğimiz, ne de dili tutulan sözcüklerin ateş dansı..!


Dahası; yalın bir ağıt kaldı dudaklarımızda, zehir tadında..!



Bir şeyler unuttuk zamanın kalbinde..!


Aşkı unuttuk en kötüsü..!
Sevmeyi unuttuk en korkuncu..!
Merhameti unuttuk en acıklısı..!
İnsanlığı unuttuk en utançlısı..!

paradise
13-07-2008, 19:06
koD:Bir sokak kedisinin gözlerinde sessizim,

yalnızlaştırıyor yüzümü beton giymiş kalabalıklar..!



Ne açtığın boşlukları doldurabiliyorum,ne de yaşayabiliyorum içinde..Ruh esir,aşk diri,kalem küskün...Gecenin segahı mesken edindi yüreğimi,umut mahsulu saatler bana varmadan ölüyor..Bir kapsüle sığmayacak kadar çoğaldı içimde yaralar,yarım bardak uykuyla susturamıyorum kendimi...Dilime acımı baglayıp haykırıyorum acım dinmiyor...Haykırışlar yetse de kırılışları anlatmaya,anlattıgını dinletmeye yetmiyor...

İz bırakmış gölgelerle yaşanmıyor aşk kavradım...Kapatılmamış defterlerinin ağrısı volta atıyor şimdi titreyen kıyılarımda...Tanımadığım suretlerin hoyratlığını yudumluyorum avuçlarından...Eskitemediğin acılarına sattın sevgimi ..Halbuki ben yüreğine baştan borçlu yazıldığımdan bihaber, dünyaya sığdıramadığın ismini tek heceye sığdırmıştım..Yorgun düşmüş yüreğini dokunmadan tutmuştum ,"sus"olup sancılarında,su olup akmıştım yeşertmeye çalıştığın ne varsa...Sen bütün sebepleri buruşturup savururken çöp kutularına,sonuçları birbirine geçirip yollar yaparken ayaklarına,ben sadece kendime söylemişim anlıyorum..

Çok gördüm aslında herhangi bir zamanın içinde kaybolanı,ama görmedim kayboldugu yerde bulunanı..Sen kendını hep yanlış yerde aradın...Bulamadıkça vazgectin en insancıl yanlarından da..Anlık hazları diyarına hükümdar yaptın,koynundan cıkaramadın tek duyumluk dokunmaları...



Kod:Anlamadın yar hiç anlamadın,


Başını kuma gömüp yaşanmaz hayat...Saglam hatta sayısız köprü inşa etmek,köprülerde yaşamak hayatı nehri akmaz kılmıyor..Örülen duvarların arkasından bakmak ya da hayata,fırtınaları uzagına düşürmüyor.Kaçmak ise sadece çözümsüzlük zincirine bir halka daha ekliyor.Ve dayanılır kılmıyor hiçbir yalancı söylem acıları...

Emir verilmiyor duragan olmayana...!

Acılar yüzleşme istiyor,

yüzleşme kendine dönüp bakmayı ve tam burada başlıyor

aynalara yeminli dillerin firarı....

"Oysa firar katlanılır kılmaz efkarları ve üstünden

atlayarak aşılmaz hiç bir acı..."


Gün senin günündür artık...Sen,ben ve gölgeler denklemine yenik düştü bir yanım...Gözlerin kana buladı beni...Harcanacak tek bir "gel"im bile kalmadı hiçlik sokaklarında kaybolmayı emir biçtiğin ömrüne....



Kod:"Bir mucizeyi yok ettin.........Hadi alkışla kendini...!"


Bir korsan dagınıklığı şimdi bana kalan...Bakire bir yıldız bile kalmadı -gök-yüzümde...Hergün biraz daha artan bedeli ödüyorum,bilmem kaç kursun eskiterek yüreğimde...Dirhem dirhem sonlanan çağ hatırlatıyor unuttuklarımı anımsıyorum mesela tüm acılar mutluluklardan doğardı..

Varlığın kaybolan bir günün içinde kalsa da,kaybolan günün yamacından sessizliğe vuranlara atılan her ok gecemin karanlığında saklı...Geceyi kaybolan gün mü karartmıştı yoksa yıldızlar parlamak için geceyi karanlığa mı mecbur kılmıştı..

Cevapsızlığın körü,sarfet sarfet söylenmeyenler var,

söylesemde duyuramadıklarım..."

Leş kokuyorsa satırLarım...

Harcadıklarından,

Harcattıklarındandır,

,Bil...




Kod:Sevgi dediğin,arsız duygulara kurban edilecek kadar ucuz değil..


Hala,

Seni yazıyorsa hala kalemim,

Aldıkların,

Verdiklerin,

ve

Senden degil,

Kalemin itibarındandır

paradise
13-07-2008, 19:06
Only the registered members can see the link

aşk mı ? hayatmı ?

aşk...aşk sensin zaten aşkın tarifi yok ki
ben sen varsan nefes alırım sen varsan yarınıma bakarım

sadece senli hayellerle avunan bu gönlümü
senin bir tek gülümsemene adarım

senin bir tek canım diyişine
ve her seferinde bana bakan gözlerine
tutmam için uzattığın ellerine
yüreğimle sarılırım

sen olmazsam ben hiçim
sen olmazsan yarımım
dünümümde bu günümde sadece sensin sen benim
tek varlığımsın...tek yaşama isteğim
sahip olabileceğim ve yanımda görmek için çırpınacağım canımsın canım

söyle şimdi bana sen olmazsan ne aşkı nede hayatı tanıtım
gözlerimi bile kırpmam
eğer sana kavuşacaksam eğer ellerini tutacaksam
her an yanında olacaksam
hayatımı gözlerinin önünde bitirir
sana gelecekse ölüme sen diye koşarım



şimdi soruyomusun hala

aşk mı ? hayat mı ?


ben sen olmadan nasıl yaşarım sen olmadan aşkı tanımamki
sen olmadan haytta kalamamki
ben ne aşka nede hayata varım

sen ver cevabını sen koy birini kefeye hadi
ama bilki verdiğin cevapta ben olmalıyım
sen olmalısın...

sen benim aldığım nefesimsin
sen benim tek sevdiğimsin

çünkü benim için
aşk ta hayatta sensin...sen...

paradise
13-07-2008, 19:08
Ben gurbette değilim / Gurbet benim içimde
Only the registered members can see the link

Gurbet o kadar acı / Ki ne varsa içimde
Hepsi bana yabancı / Hepsi başka biçimde
Ne bir arzum, ne emelim / Yaralanmış bir elim
Ben gurbette değilim / Gurbet benim içimde

Eriyorum gitgide / Elveda her ümide
Gurbet benliğimi de / Bitirdi bir içimde
Ne bir arzum, ne emelim / Yaralanmış bir elim
Ben gurbette değilim / Gurbet benim içimde

paradise
13-07-2008, 19:08
Acma kapimi, usur yaralarim anne... Aklimin yanginlarina inat usur yuregim. Sorular, ogutler, dersler, kaybedisler… Titrek yuregimde degeri yok hicbirinin. Kapimi acan asi ruzgâr, iceri savurur anilarimi. Pervasizca odama dagilir zamanlar. Annemin kizgin sureti canlanir icimde. “Toplayacagim anne”, “Cocuk yanimi bulabilirsem, duzeltecegim hepsini”… Inanmaz yine… Vazgecerim diye… Kizgin gidisine hak verir ellerim. Vazgecerim. Efkârim onume duser. Islanir adimlarim. Uykumu calan geceler yagar sabahlara. Basima kitaplarin sayfalari ucusur. Biraz ask, biraz cografya… Taslasir, adimlarim. Bir soluk ak… Biraz beyazi olmali bu kâgitlarin. Penceremde kalir gozlerim. Kirik kanatlar var pervazlarda. Yagmurlari kana bular, yarali turnalar… Aksami bulur vakit. Yuregimde ayni titreme… Odama gelme anne. Acma kapimi, usur yaralarim. Toplamadim, toplayamadim yine zamani. Nereye donsem uzerime devrilir, gecikmisliklerim. Nazli bir yildiza aldanip; keske, kirmasaydim titrek lambami. Kirilmis cok sey var anne. Raflarda yarim kalmis hayallerim daginik… Kopkoyu bir duman; korkularim… “Topla” deme artik. Anla ki yerinde her sey… Ayaklarim kanamasa yuruyemem artik, kizil adimlarimi izler cocuklugum. Kaybolursa; bulamam umudumu. Yuregime batmasa nazli yildizin parcalari, duygularim usur. Sizlamasa yuregim, olurum anne… Yaza varmaz krizantemler. Hercai menekselere bahar zulumdur. Anla beni anne. Cabaladim, solacagimi bile bile, senin icin… Yapraklarimi kaybettim, dallarim tasimadi sahte tebessumlerimi. Yoruldum, cok yoruldum anne. Duzen bensiz kurulmus, ayak uyduramadim.

Anne...

paradise
13-07-2008, 19:09
BİR ŞİZOFRENİN (SCHIZOPHRENIA) GÜNCESİ

O hep düşünürmüş
hiç uygulamaz, yada uyguluyamaz, ama hep düşünürmüş
sessizce, köşe bucak arar, orada içine ağlarmış..
etrafındaki mutluluklara bakar kendi haline ağlarmış..
mutluluk, onun için hiç ulaşamayacağı yerdeymiş; yani ufukta...
Her insanın bu dünyaya gelişinde elbette bir sebep vardır
peki ya onun bu dünyadaki sebebi neymiş
acaba uzaktaki mutluluklara bakıp kendi haline acımasımı
yoksa oturup bi köşede içine ağlamasımı
palyaçoya benzermiş yani hep güleryüzlüymüş
ama o hep dertlerine ağlarmış
hep ağlarmış,, kimsenin göremediği bir şekilde
ufukta kalan hayellerine, kararan dünyasına
bir mağaranın içerisinde hissedermiş hep
güneş onun ülkesini çoktan terk etmiş gitmiş gibi...
kimse duymazmış onun attığı sessiz çığlıkları
o her gece bir mum yakıp erimesini seyredermiş
bir vakit dimdik durup etrafını aydınlatan o ateş
kendi eriyen göndesi içinde boğulurmuş hep..
kendiyle kavga edermiş sadece kendine sataşırmış,
içinde dışarı çıkamayan bir gücün altında ezilmiş gibi,
hareket ederken bile yorulurmuş...
etrafa hep boşgözlerle bakarmış,
aslında gördüklerini ondan başka kimse göremezmiş...
saatlerce oturduğu yerden kalkmazmış,
aslında orda otururken kimbilir nerelere gidermiş deryalarda...
konuşurken hep duraksarmış,
içerisindeki o ses ona hep susması gerektiğini söylermiş çünkü,
konuşursa, dökerse içini, eriyip gidermiş çünkü o mum gibi...
akıttığı tek damla gözyaşı yokken,
o gözyaşlarının oluşturduğu sularda yüzermiş hep...
o hayat denilen kapısı penceresi olmayan odanın içinde hep yalnızmış
kaçmak istediğinde ise,
odanın içinde döner döner yoruluncada bir köşeye çöker otururmuş...

paradise
13-07-2008, 19:10
Kavga ettik biraz önce ...
Ne var ne yoksa eteklerimizde döktük ortaya !

Bütün kimsesizliğimi ,
Onu özlerken çektiğim onca acıyı ,
Eskiyen yanlarımı fırlattım üstüne bir bir ..

Darmadağın oldu her yer !
Bir iki vazo kırıldı ,
Bir cam çatladı sanırım ,
Bir de koltuğun ayağı ...

? -Kırılan hayallerimin yanında lafı olur mu - ?

Nasıl kaybettiysen kendimi ,
Tozu dumana kata kata akıttım gözyaşlarımı ..
Toz ..
Duman ..
Gözyaşı ..
Çamur oldu her yer ..
Utandım !
Hazır hissedince başlamalı temizlemeye dedim , öylece bıraktım ..


Ben düzene sokmaya çalışırken kalp atışlarımı derin nefesler ala ala ,
O konuşmaya başladı birden , bağıra bağıra !


- Hep burdaydım ben aslında , her an yanı başında - diye haykırdı ...
- Açsaydın gözlerini , gerçekten görmek isteseydin görürdün beni -
- Emrine amadeydim , avuçlarının arasındaydım , istediğin gibi her an gözlerinde kalmamı sen sağlamalıydın -
Dedi ve sustu .......


Sustum bende !
Sus pus oldu çoktan tuzla buz olan varlığım ..
Sustu !
Sustum bende !


Kavga ettik biraz önce ...
Ne var ne yoksa eteklerimizde döktük ortaya !


Ne kadar zaman geçti aradan , hatırlamıyorum ..
O zamandan bu zamana neler yaptım bilmiyorum !
Çok mı kırdım onu , kızdı mı hapsettim diye anımsayamıyorum ...

En son hatırladığım o derin sessizliğin içinde kaybolduğum ...


Şimdi susun sizde !
Hepiniz .. Herşey ..
Susun !


Barışacağız elbet , biliyorum ...


Elimde bir anahtar ,
İçerideki odaya kilitlediğim -Mutluluğun - kapısının önünde nöbet tutuyorum !


Bir daha hiç bırakıp da beni , gitmesin uzaklara diye ....

paradise
13-07-2008, 19:11
Uzaksın, yakınsın, özlenensin ama bugün değil, yarın gibi bir ‘şey’sin sen... Hayatın anlamısın siyahsın beyazsın...

Bugün her şeyi değiştirmek için çabalarken, sen değişmeyen olarak duruyorsun karşımda. Kabul ediyorum. Dünyaya bu kalsın, ama sen bilme...

Dünyada kaç iklim, kaç zulüm, kaç ölüm var? Bir seni bunların karşısına koymak nasıldır bilemezsin. Bilme!.. Bugün her ölümle biraz ölürken, seni düşündükçe hayata dönüyorum yeniden. Gecenin en karanlık yerindeyim, bir sigara ateşinin aydınlattığı kadar ışık bile olsan yine de seviyorum seni. Sadece benim seni anladığım, kimsenin unutmamak için defterine not düşmediği, ama hayatımda hep bir dipnot olarak kalan kendi yasaklarım gibi unutmuyorum seni.

Adına aşk diyorlar, gelecek diyorlar... Bana yetmiyor. Her bestemde sana bir adım daha yaklaşmak istiyorum. Bir başka dilden seviyorum, kırmızıdan daha uzundur... Gelincikler gibi bir mevsim değil, dört iklim, köşe bucak, kim ne derse desin geri dönecek yerim yok,

bir kentin ortasındaa çığlık çığlığa bağırarak tek başına kalsam da yine seviyorum seni.

Bu bir suç duyurusudur, kendimi ihbar ediyorum...
BU SEVDADAN VAZGECERSEM ALLAH BELAMI VERSİN!!!

paradise
13-07-2008, 19:12
ses düşerse, kelimeler yara alır
kandırmasın beni şiirler, / yokluğumu isimlendirmeye gidiyorum



Sesim Duvardan Düştü... /... Kaldırın




- Pardon,"seni seviyorum" diyen bir ses buradan geçti
mi acaba?



- hayır bayan, görmedik



bir adam çıplak sesle şarkı söylüyor,
sesi üşeyecek diye çok korkuyorum
bir kadın limanda günah çıkartıyor,
günahları denizi kirletecek diye tedirgin oluyorum



tutma beni gece
karanlığında şarkılara gebe kalıyorum



- Pardon, "seni özledim" diyen bir ses uğradı mı acaba
buraya?



- hayır bayan, uğramadı



tutkularım çiçek verdi, kokusunu saldı
satamadım biriktirdiğim dağ özlemlerini
İsmet Teyze yaşasaydı söylerdi, anılarla nasıl başa çıkılacağını
herkes ölüyor, sevdaların öldüğü gibi



kandırmasın beni şiirler,
yokluğumu isimlendirmeye gidiyorum



- pardon, 'kadınım' diyen bir ses bir not bıraktı mı
acaba?



- hayır bayan, bırakmadı



cinayeti ellerim gördü
bir de yüreğim
gözlerim inanmaz yüze değmeyen bakışlara



beni rahmine al ve yeniden doğur anne
yanılgılarımın kapısını tekrar çalmayacağım
kuş tüyü vaatlerde kaybettim gerçeğimi
kandırıldığımı bırak unutayım



- Pardon, "sen benim elma şekerimsin" diyen bir ses
sizde kaldı mı acaba?



- hayır bayan, kalmadı



yorgun turuncu açtı gözlerini,
geceye tutundu
kıskanmasın canım mavi, onu da unutmadı
sır küpüdür şehvet bedenimde,
kapıma dayanmadı



bacaklarım mecalsiz artık aşk
sana kapıları açamayacağım diye korkuyorum



- Pardon, "artık bensiz bir yaşamın olsun" diyen bir
ses ağladı mı acaba?



- hayır bayan, duymadık



kanım çekiliyor dostlar
ayrılıkların en dokunulmaz şahidiyim




- Pelin Onay -

paradise
16-07-2008, 16:39
Her gün mü kan ağlar sevenin yüreği??? Yerli yersiz hıçkırıklara boğulur.. Hep karamsarmı bakar hayata... Yada pembe hayalleriyle mi avutur kendini!

Bir karamsarlığımda daha arıyorum bizi... Hiç bulamıyacağımı sandığım mutluluklarla doluyum aslında. öyLe bir seven yürek, benim için düşünen biri... Senin başaramadığını başarıyor ey Lanetlenmiş sevgili... Şimdi kLavyeme haykırıyorum sana oLan kinimi!

Bilmem kaçıncı mevsimin Tam ortasında ekrana savuruyorum küfürleri... ey hayaTımın laneti defoL git zihnimden... Beni bize bırak... Sevenime...

ArTık hep gülsün istiyorum yüzüm... Hep duymak istediğim kelimelerin eksikliğini Tamamlıyorum şimdi.Ne olursun bir daha buLaşma bana... Bizi bana bağışla...

Bir senliğin daha sonunu yaşıyorum bu akşam... Bırakıp gidişlerini sorguladığım bilmem kaçıncı gecesindeyim yokLuğunun... Ama yeminlerimle bir kez daha doğruluyorum yokluğunu, sensizliğimi... Gelen gidişinin acısını unutturdu bana... ilk defa çocuksu gülüşlerime dönüyorum... Her zaman kahkahaLara boğuLurdum şimdi haykırıyorum sevgimle beraber...

Bir geceye daha hazırLanıyorum şimdi... Seni düşünüp hıçkırıkLara boğuLduğum geceLerin aksine onu düşLüyorum uykuLarımda... Kavuşamadığımız her günün ezikliğini hissediyorum beLki omuzLarımda ama arTık ona akıTıyorum gözyaşlarımı... Ona söyLüyorum sevgi sözLerimi... Ve duy sesimi ey giden Lanetli...

Seni sevidiğimden daha çok seviyorum onu...

paradise
16-07-2008, 16:40
Only the registered members can see the link



Yarim olcaksan...;
yüreğimi sahiplenip Yüreğinin olmama izin vermelisin...
sonu olmayan sevda türkülerime kulaklarını asla kapamamalısın..
acını sahiplenişime ..sana gelen bana gelsin duasına duruşuma şaşırmak lüksün yok senin..
gözlerine bakarken bile seni özlememi fazla görmemelisin..
ne kadar mesafeler girsede aramıza..aldıgın nefes kadar sende olduğumu hissetmen lazım ebeden...
izin vermelisin gecenin aydınlığı olup ;
sabahına güneşin gibi doğmama..
buz gibi ayaz vurdugunda ..üşüdügünde beni düşünmen yetmeli ısınmana..
canın acıdıgında aklına düşersem acını dındıren yanın olmalıyım ben senın..
el ele sevgililer gördüğünde kıskanmalısın çaktırmadan..
aklına düşmeliyim sarılmalısın telefona..
canımın manası yar..dinmiyor sana özlemim..
uzak kaldıkca cosuyor sevdamın caglayanı..diyebilmelisin cesurca...
imkansızlaştıkca vuslatımız..yıkmalıyız tüm duvarları kalp kalbe verip...
ben yada sen dıye bır kelime olmamalı lügatimizde..BİZ olmalıyız sonsuz kere...
Gözlerine baktıgımda her yeri sen kokan diyarlarda bulmalıyım kendimi..
tüm yollarım sana çıkmalı....
kendımı kaybettıgım her anda yol gosterıcım sen olmalısın..
ömürlük bir yokluk bıle sebep olsa ayrılıgımıza bekleyıslerım tükenmez asla..
sev beni..
suya hasretcesıne suyu yudumlar gibi...
sev beni...
acısını dındırmek ısteyen cocugun annesıne sarılısındakı masumluk gıbı...
sev beni dua dua sevdıgım gıbı seni...
sev beni erisin tüm buz tutmus sancıyan yanlarım..
sev beni sevki dünyam sevginle şenlik havasına bürünsün..
sen sevdikce beni halaylar cekilsin..
sen sevdikce benı kavussun tum filmlerin asıkları...
sen sevdıkce benı evinde yakacak sobası olmayan cocuklar ısınsın ...
sev benı..
senı sevdıgım kadar sev benı
sev kı ; bızı goren herkesı hayran bıraksın sevgımız....
sevılmek ıstesın her genckız ben gıbı..
her erkek sen gıbı delıcesıne askı tatmak ıstesın..
sevıyorum senı...

paradise
16-07-2008, 16:40
Kekeme yüreğimin mutluluk luğatındaki tek kelimesi,
Miadı dolmuş bir ömrün aldığı son hediyesi,”


Uzat ellerini.bana. Uzat gözlerini karanlığıma.Sağnağındayım zamansızlığın. Biraz da uykusuz. Gecenin yırtık gömleğin var üzerimde. Yüreğimin dağınıklığını sevginle topla. Senden uzaklarda iken kapılarımda geçmişimi yüzüme vuran ayaz..Kekeme yüreğimin sol cenahında kanayan ve kanadıkça kırılan bir niyâz..Kurtar beni ey yâr. Tut gözlerimden. Tökezlemesin topallayan yüreğim.Çek beni Züleyhâ'nın kuyularından. Al götür beni Leylâ' nın karanlıklarından. Saçlarına dola yüreğimi. Müsvedde gibi kullanılmış gençliğimi bırak sen sonumu yaşa. Yüreğimin enkazlarında inleyen kız çocuğu çığlıklarımı bastır sesli harflerinle.Kangren yüreğimi kes. Kes ki daha fazla kanamasın infazım. Sızmasın deli gömleğimden sancılarım. Bastır göğsünü yüzümün yamalarına. İmlâsı bozuk bir çocuğum ben. Luğatımdaki tüm kelimelerim sanadır. Aldığım her nefes sana ve mutluluklarına duacıdır. Savur saçlarını toza toprağa karışmış bedenime.Ses ol kısılmış sesime. Doldur hüznünü küçük ellerime.Perdelerime gönder gülüşlerini. Sabahım olsun yüzün.Sonum olsun hüznün.


Basiretsiz gönlümünü yeniden yeşerten kadın;


Kapat gözlerini. Şehrinin tüm ışıklarını söndürdüm. Sen uyurken şehrinde hiçbir varlık yaşamamalı. Sen konuşurken tüm kelimeler boyun bükmeli dudaklarına. Yüzünde filizlenirken bahar, buzullar çözülmeli. Saçlarında dolanırken rüzgar, başı dönmeli bulutların. Kıskanmalı gözlerini herbir mahlukat. Adımı andığın her an ölmeli tüm cümleler. Sonra da gülüşlerinde yeşermeli özneler. Hadi uzat umutlarını. Bulut bulut düşsün yüzün yüzüme. Köhne bir mazinin mevcudiyetimin. Sınırı çizilmiş bir ömrün son nefesi ol sen. Kepenksiz bir ömrün kapılarını aç sen. Süzül perdelerimden. Bir türlü yeşertemediğim kız düşlerime uzat ellerini. Gün doğumu sancılarımdan kurtar beni. Sicilim bozuk.Temize çek yüreğimin kirlerini. Aldığın her nefes tövbem olsun günahkar hislerime. Suçlarım kabarık. İnfazım vurulmadan yüzüme, sen öldür beni ya da sakla beni yüreğinin mavi denizlerine. Senden önceki geçmişime tedbir konulmuşken kalbine al beni.Hayat mektebinde dikiş tutturamayan bu adamı gönül bahçene kabul et. Gülüşlerini acılarıma bağışla. Kanatlarımı özgürlüğüne saldım sende umutlarını sonsuzluğuma bahşet.


Kırık aynalarımdaki suretime hayat veren aydınlık,


Dol içime. Senin kaplamadığın her bir hücre ölümü seçsin bundan sonra. Şah damarlarımdan vücuduma akan her bir zerrede adın sayıklansın. Kanatlarımın rotası sensin. Bekle beni biraz. Kanayan ayaklarımla, yarım yamalak cocuğumla sana gelmekteyim. Tüm kelimelerimi yitirmişken yeniden ezberim olsun gözlerin. Duvarlarla konuşmalarım bitsin artık. Sebebim ol gülüşlerimin.Ölümümü bekleme yeniden yeşermek için. Taksiratım yok benim. Ya dudaklarında ölmeliyim ya da toprağa serilmeliyim..İnzivaya çekilmiş yaralarımı sar nefesinle.Bağ bozumunda yüreğimi yalpalayan rüzgara inat sar beni yüreğinle. Sana ihtiyacım olduğundan değil; ben zaten SEN'İM. Ben diye bir varlık yok BENDE..Kırık aynalarıma düşen aydınlık dol karanlığıma. Gözyaşların sonum olsun bu BEDENDE..



Virgüllerimi yitirdim. Sus pus içindi dilim. Neden susuyorsun diye sorma. Sen konuşurken ben susacağım demiştim. Büktüm dudaklarımı cümlelerine. Sen konuş ki; hükmü kırılsın yalnızlığın. Saltanatı bitsin acıların. Gülümse ulu orta. Gülümse sebepsizce. Ruhumun iktizazlarına( bozulmuş, buruşmuş) inat yeniden yeşet gözlerimi. Yaşa ki yaşasın benliğim. Yoksa karanlıklar saracak sokaklarımı. Bilirsin korkarım karanlıklardan. Uzat ellerini. Ölüm bedenime ilişmeden, istinad duvarları aydınlığımı çalmaya teşebbüs etmeden gel, uzan denizlerime.


İmlası bozuk bir çocuğum ben.
Kurtar beni “ benden “
Yarım bir mutluluğun demsiz umuduyum ben.
Kurtar beni derinlerden..
Gözlerinin Cennetinde yaşat beni..
Sonra da öldür..
Ölüm ellerinde gelsin bana..



Durma daya gözlerini gözlerime.
Mutluluğum,
Huzurum,
Sonum ol...


İsmaiL SarıGene

paradise
16-07-2008, 16:41
..Beklemek Eskisi Kadar Kolaymı?...


Bir ölüyü suçlamak kadar anlamsız şimdi sana seslenişim..
Üstüme üstüme geliyor hiçbirşey..
Anlatmadan..anlatamadan..Anlayamadan hiçbirşeyi..Senki uzak iklimlerin avazı çıktığı kadar suskun sevdası...
Senki bir "Yağmur masalının" kahramanı..
Desemki


" Kalbim ağrıyor.."
.....
Zaman mı geç kalıyor..Yoksa sen mi geç kalır oldun artık zamana...
Duymak istemezsin ama bitmişlik ve panik var duygularımda..
Ve beklemek...
Eskisi kadar kolay değil..
Eskisi kadar güçlü değilim ben..


"Milyonlarca damlanın altında boğulur gibiyim....."

paradise
16-07-2008, 16:42
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

Yüregimde kapılar var!!
belki gelirsin diye odalar açıyorum herbirine..
yüregimde çaresizlik var!!
sensizlige attıgım her adım,
biraz daha gem vurur ömrüme..
yüregimde bir sen var!!
olmadığın kalabalıklar beyhude..
yüreginde aşkına sefil bir ben! yoksan mutluluk ne çare

paradise
16-07-2008, 16:42
Sonuna varılmış bi sevdanın başını düşünmeye başladı aldığı ilk nefesle. Sevmeye nasıl hazır, dokunulmaya nasıl toydu. Duyulan bunca hakaret den sonra söylenecek ne kalmıştı ki? Ne ucuzca harcanmıştı sevdası. Nasılda önemsiz kılınmıştı, kimliği belirsiz, kişili değersiz insanlar tarafında. Herkesle çarpışa bilirdi sevdası uğruna da, sevdiği adamla asla…

SEVDİĞİ ADAM? Bu sözcük büyüyor içinde. Sevdiği ama sevmediği adamda diyebilir onun için. Ya da kazanamadan kaybettiği adam. Onun için söylenecek çok şey varda yapılacak bir şey kalmamış. Tükenmiş. Tüketmişler el bilirliğiyle. Şimdi bunların ardından ağlasa ziyan, sevse yazık, GİTSE ÖLÜM… Kadın içinin de içinden bir ah çekiyor "böylemi olmalıydı ilk aşkım" sigara yanıyor kadın yanıyor.

Adam! Enkazlar altında kalmış çıkaranı yok. Kendi kendine biraz silkinip tozları atmış ama hala koca duvarlar üzerinde. Çok sevilmiş kadın tarafından ama görmemiş. Ya da görmek istememiş. Onu da yıpratmış, hoyratça kullanıp intikamını aldığını sanmış aşktan ama aslında kadinın canını almış. Kadın çok sevmiş ya ilk defa, ses çıkarmamış adam kalbini almak için göğsünü parçalarken. Birkaç damla gözyaşı süzülmüş usulca. Gitmesinden kormuş aslında hiç gelmeyen adamın. Yeter ki gitmesin diye sevmiş adamı şimdi hem adamsız hem sevgisiz kalmış. Düşünmüş "acaba aşk denen olgumu çok acımasız ben mi sevmeyi beceremedim". Sevdiği adama toz kondurmamış. Hep asil hep bir farklı olmuş onun için sevdiği adam. Sevda; mil çekmiş kadının gözlerine kör olmuş kadın seviyor işte mil çekilen gözleriyle. Tadını çıkarmak istemiş. Bir daha sevemeyebilir böyle, uğruna bu kadar şeyden vazgeçemeye bilirmiş. Ucu çok sivri mil eşelese de gözlerini, görmese de gözleri sevdiğini, göze almış bir kez sevdayı…

Şimdi… Her şeyini vermesine rağmen kadın yalnız. Adam duvarları atmış üzerinden enkaz değil artık. Kadın gözlerinden ameliyat olmuş, doktorlar "aşk mili"nin çaresi bulunamadı sonsuza kadar kör kalacaksınız dedi. Adam hayatına devam ediyor gayet rahat. Kadınsa kör artık sevilemediği adam dolayısıyla. Artık ağlasa ziyan, sevse yazık, gitse.

paradise
16-07-2008, 16:43
Only the registered members can see the link

paradise
16-07-2008, 16:44
Sonunu bir türlü getiremediğim
Bir hikayenin ana fikriydin sen..
Satırların altına baktım,
Büyük harflerini taşıdım;
Aşkımı önsöz yaptım..
Seni okumaya doyamayan ben;
Aşk anlayışına anlayışsızdım..



“Bu kadar bilinmezliklerle,
Ertelenen hayallerle,
Bir efsaneyi tüketme..”
Diyecekken;
Yalanın bir satır başında karşıma çıktı..
Ve benim a(ş)k dediğime, sen kara dedin..
Aşk karalandı..!



..esas kız masalından çıkıyor



esaslı sevenini bulamadı diye..

paradise
16-07-2008, 16:44
Ne gül,
ne yarin!

Gül,küle karılmış günlerin tortusunda.
Yarın, vurulmuş yatıyor bugünün avlusunda.

Sakla yamalarını kalbim...

İnsanlar büyüdükçe günler kısalırlar;
günlerimiz gibi aşklarımız da
yittikleri duraklarda kalırlar.

Sakla yamalarını kalbim...

Kendini bıçak gibi ışıyan yeni güne bağışla.
Yürü,arkana bakma, ama umursa.
Bazen anılara en çok yakışan elbise,
birkaç damla gözyaşıdır unutma...

paradise
16-07-2008, 16:45
Only the registered members can see the link


BU NE KARTPOSTAL MSJIDIR SANA YAZDIĞIM
NEDE BİR BAYRAM TEBRİĞİ
BU BİR VEDA HAVASIDIR SANA
İÇİMİN AĞRIYAN YERİ...
GİDİYORUM İŞTE...
GÖM KALBİNE GİDİŞİMİ
SAKLA SONSUZA DEK GÖZLERİNDE
ÇIĞLIK ÇIĞLIĞA SENİ TERKEDİŞİMİ....

paradise
16-07-2008, 16:46
d)üşüyor Yolüstü çukurlarinda Yürüyüşlerim...


Soğuk bir İstanbul lodosu ertesi;


Koşarken düşürdüğüm kelimelerimi topluyorum,sensiz bir yol üstü hikayesinin,sağanak yağmurlu kaldırımlarında…


Islağım ardışık hüzünlerde…


Uyuyorsun…


Geceyi örtmüşsün üstüne…


Usulca çıkarıyorum cebimden ,yağmurda uslanmış kelimelerimi…


Sorgusunu bitiremediğim sanıklığımı avutuyorum,uykunda sıçrama diye…


Dağlıyorum asi hücrelerini ,anarşist dilimin…


Acı’dan tökezlediğim yerden tutunuyorum,


kirpiğinden yapılma tel örgülere…ellerim kan içinde…


Uyuyor(mu)sun ?...


Kanlı ellerimi sarıyorum,tek kale bir aşkın savaştığım siperinde…


Bırak yaralarımı sorgulamayı…Titreyen göğsüme dokun yar…


Hangi kapım çıksa önüne ;Sıkılgan bir edayla çevirdin anahtarı…


Oysa ben kollarımın arasında bir salıncakta


sallamayı düşlemiştim,hani şu yaşa(ya)madığımız çocukluğumuzu…


İçindeki çocuğu alda gel demiştim sana…gel(e)medin…


Uzun soluklu voltalarımda ,senin adımlarınla aşardım duvarları


ve gölgem vardı her güneşe çıktığımda..


Şimdi payına yıllarımı düşürdüğüm zındanlarda ,


geçen zamana asıyorum gençliğimi…


ölümün beyaz rengi vurmuşken saçlarıma


ince bir sızı oluyor aynadaki yılgın bakışlarım…


Uyuyor(mu)sun ?...


Kalk !... yalan karışıyor gerçek bir oyuna sinsice…


Düş !...Peşine kendi gerçekliğinin…


Bir yerde düş/erken,bir yerde (d)üşüyor


yolüstü çukurlarında yürüyüşlerim..


Artık suçsuzluğumu anlatabileceğim ,


sabıkasız tek bir harf kalmadı heybemde…


Ustamdan ödünç (ç)aldığım


“hüzün ikliminde” sözlerle ,geç kalmışlar ülkesinin dar geçitlerindeyim…


Boğuluyor kursağımdaki yalnız şarkı.


Saklanmaya çalışırken sıcağında,


asılsız bir ihbarla suçüstü yakalandım ,kahverengi bakışlarına…


gözlem altında gülüşlerim…


Yine de hesapsızca boyandığım kahverengiliğine


emanet ediyorum haylazlığımı…


Harf başı dikiliyorum karşına satırlarda…


Konuşucunca susturulduğum cümlelerin


son noktasından sesleniyorum sana;


(D)uyuyor(mu)sun ?!...

paradise
16-07-2008, 16:46
"Ruhumun ve hayatımın sıkıştığı,can çekiştiği şu dört duvar arasında hayatımı yazıyorum sana .."

Çocukluğumun mutluluğu olan ağlamalarımı hatırlamam,senden giderken süzülen yaşların yanında..

Kaldırımlardaki gölgemi yakalamak için düşüşlerimi,dizlerimin kanamasını,hıçkırıklarımı hatırlamam;sen düşümden düştüğünün kadar..

İlk aşkımı,ilk kavgamı,on yedi yaşımı hatırlamam..Senin "İLK'im" olduğun kadar..

En deli,en hırçın yıllarım olan,hayata merhaba dediğim o yaşımın ,yirmilik sancılarımın bedenimi inlettiği acıları hatırlamam; seni kaybettiğim de verdiği acı kadar..

Ve şimdi..

Belki yeniden sevebilme,ömrümü ömrüne adama ihtimalim olan hayatımın bu anında..

Yani şimdi,hemen..

Rüzgarda savrulan saçlarımın esintisi yüzüne değince..
Islanan saçlarımı dağıtışını bir daha sana hatırlatınca..
Yağmurun sildiği ayak izlerim,yeniden senin ardından iz bıraktığında..

Gözlerimin baktığı yerde seni bulmasına..
İsmimin senin dudaklarından yavaşca bir daha süzülmesine..

Ne dersin?


Derdin , bilirim..

Evet derdin,yanımda olabilseydin..

Islak saçlarımı yeniden dağıtırdın..
Bilirim..
Yeniden soluk alışında;ismim dökülürdü dilinden hece hece..

Ve sen yeniden; HAYATIM olurdun..


Seni;

Öfkelerimin,serzenişlerimin dilime dolandığı yerde asılı bırakıyorum..
Kollarım açık,tebessümüm yüzüne yansır bir halde..
Kımıldama sakın..Tam burada

Kal..

Olduğun yerde..

Ve HOŞCA...

Kal...

paradise
16-07-2008, 16:47
Only the registered members can see the link

paradise
16-07-2008, 16:47
Bir gün sen geçmiş zamandın
bense yanımda anlamlarım...bense
Gezinirken uzaklarda, akşamlarım
Her şey geçer demiştin...
Geçmeyen şeyler var şarkılarımda...
Günlerce bekledim üzerimde bıraktığın etki geçsin diye...
Olmazdı, olmadı da zaten...Ben aşktan korkardım...Korkulan başa gelirmiş, korktum ve geldi başıma... Seni o ilk gördüğüm anda hissettiğim şeyle başa çıkamadım...Geçsin diye bekledim. Geçmezdi bilirdim, geçmedi de zaten...
Aklımda kalan bir anlık bir bakıştı sadece...

Veben, bir sonraki bakışın için hayaller kurarken yakaladımkendimi günlerce...
Günlerce gözlerimi kapadığımda o bakış geldigözlerimin önüne...
Yok saymak istedim olmadı, yapamadım...
Geçmeyenşeyler vardı... Sen vardın...
Artık masmavi bir masal vardı...


Bir durak varyüreğimde.
Beklerken hep geciktiğim...
Sürüklerken beni sana mevsimlerim
Her kaçış kendini yakalar
Kaçamadığım şeyler var şarkılarımda;
Kaçtıkça senden, sana yakalandım. Aşktınsen. Kaçtıkça aşktan, mavisi yüreğime bulaştı...

Olmazdı artık, yapamazdım...Olmadı, yapamadım, kaçamadım...

Bu masalı yazmalıydım...Mutlu aşklar da yazılmalıydı.
Başladım yazmaya...
“Her aşk bir mavimasal, anlatılmayan”
Demiş şarkıda..
şimdi mavi bir masalı yaşıyorken seninle...
Tek bir cümle dökülüyor dudaklarımdan...“İyi ki sen mavisin. İyi ki bu bir masal”

[Ne olur izin verme, bitmesin bu mavi masal...]

osmann
16-07-2008, 17:39
vay be tam altı sayfa. bende yorumlar var zannetmiştim sırf şiirmiş...
helal olsun...paylaşımın için sağol...
selametle..

paradise
16-07-2008, 22:29
Bir Düşün Gölgesinde Suskunluklarım...

Suskunluk artarak devam ediyor... Yazılmayan kelimeleri düşlüyorum, kimse için hiçbir anlam ifade etmeyen şeyler. Gözlerimin önünde fışkıran aydınlığın içinde hayal meyal seni görüyorum. Yüzünde yüzyıllardan arınıp gelmiş olgun bir meyva tadında bir tebessüm. Gülümsüyorsun...

Ben uzun süredir uykulara kapılmadan yaşıyorum hayatı. Bir sürü yalnızlığın içinde birde senin yalnızlığının ağırlığıyla çıkıyorum karanlıklara. Sahte ışıkların içinde ruhunu sarhoşluğun kollarına bırakan binlerce vücudun arasında savunuyorum aşkı korkularımdan kurtulmak için. Gözlerimi her kapatışımda dipsiz bir karanlığa açıyorum aslında büyük bir korkuyla... Düşlerden artık korkuyorum.

Bana bıraktığın bir ucu ızdırap yanığı sözcüklerle yeni cümleler oluşturuyorum geleceğin güne dair. Uyuyamadığım uykularda sana akıtıyorum düşlerin en sıcağını her karanlık gecede. Belki dönersin diye penceremin buğusuna yazıyorum her gece yeniden adını, nefesimin nedenini anlaman için. Yokluğunun karanlığından korunmak için yakıyorum ışıklarımı karanlık saatler boyunca. Seni çok özlüyorum..

Acıların arkasına saklanarak kaçışınla tükenen ışığımı geleceğin güne kadar söndürmemek için çabalıyorum şimdi. Çoğu gün hasretten saçmalıyorum. Sarılacak birşeyler arıyorum en sonunda yine seni istiyor aklımı yakıp kavuran dokunuşlarım. Bekliyorum ne zaman biteceğini bilmeden. Sessizce birikiyorum. Suskunluklar artarak devam ediyor

paradise
16-07-2008, 22:41
Only the registered members can see the link


Neden bu kadar dağıttın yatağımı?
Bıraksan,düzenli kalsaydı...

Jilet gibi,tertemiz örtülerle kaplamıştım halbuki, şimdi dağınık.Örtülerimi gözlerime örtüp gitmişsin.

Lavanta kokular yok artık üstünde,sen kokuyor.
Kokunu unutmuşsun üstümde!
Ben kokuyor...Gelir gelmez söküp aldın ya ben'liğimden...

Neden dağınık bıraktın yatağımı?

Dudak izlerin,yastığımdan aşağıya süzülmekte. Aynı vuruculukta darbelerin... Çarşaf,sen gelmeden önceki gibi... Soğuk!

Sıcaklığını alıp gitmeseydin yâr! üşüttün beni...

Sabahtan koyduğum pak çarşaf değil altımdaki.
Yorgun... Üşümüş... Üstünden bir 'sen' geçmiş,kolay mı? Şiddetine,hışımına kurban olmuş.

Yastığım,üzerinden tarihler geçmiş gibi... Ağır-aksak durmakta şimdi,arkamda...Yorgun...
Lâkin,başına yuva olmaktan mutlu.Ama kıskanmış. Göğsümde saatlerce,daha çok uyudun diye...

Sahi,yatağımı neden bu kadar dağıttın?

İklimime soktuğumu hatırlıyorum seni.
Çilek tadı,tarçın kokusu bir de.
Yavaş yavaş dağılan çarşafı hatırlıyorum,
inleyerek dağılan çarşafı...
Hani,üzerinde yaşam çizgilerimizi çizdiğimiz,
"atlasımız",çarşaf...
İki'nin tek'e dönüştüğü,altımızdaki atlasımız.

Çilek tadı hatırlıyorum,belli belirsiz.
Bedeninin tadından sıra gelmeyen tarçın kokusu...
Dudaklarında önce mi buluştum çilekle,sonra mı hatırlıyorum...

Loş bir ışıktı yanan...
Bunu hatırlıyorum.

Öznesi "ben" olan sevişme eylemine açtın kollarını önce.

Kaçtım,kovaladın.
Kovaladın,yakalandım..
Öznesi "biz" olan sevişme(ler) eylemine ilk halkayı ekledi(-k).

Neden dağınık yatağım?

Üzerinde acil sevişme izleri...
Öpüşlerinin tadı,seninle birlikte mi yol aldı?
Benden söküp almasaydın dudaklarını,bedenim titremezdi bu denli.
Dağınıklığına bir karşılık alabilseydim;dudakların olurdu!

Neden bu denli dağınıksın?
Neden dağınık bıraktın yatağımı?

Çok mu soru sordum?
Perdelerim sonuna kadar açık,
gözlerim,gece gözlerini hatırladığım zifiri'de şimdi. Fecri bekliyorum toparlanmak için...

Yatak çıplak, ben baştan aşağıya.... Yalınayak....
Dağınıklığına bir bedel isteseydim yalınlığın olurdu!

Üzerini kuşanmadan görmek seni,en yalınına ulaşmak,en tepedeki meyveye uzanıp tatmak gibi...

Kucağımda son dudak izlerin,koynumda gölgen...

Neden dağınık bıraktın yatağımı?
Neden ber-taraf ettin ben'i?


Baş ucumda sabırsız öpüşler izi...
Altımda soğuk çarşaf...
Yine iklimine soksan beni...

Gölgem,gölgene sığınsa gece vakti,
Son zerrenin tadına koşsam,çeksen yine kendine beni... Kaçsam,kovalasan ...Yakalansam...

Koynumdaki gölgelerin çoğalsa, milyon kere bitirsem seni...

Kurşun gibi vursan beni, çıkmamacasına en derinimden... Ben'liğime sen karıştırıp uyusam,
yine gölgende uyansam...

Perdeleri seninle açsam, seninle kapatsam ışıkları... Nice atlaslar çizsek,yaşam çizgilerimizle,senin terinle...

O zaman...

İstediğin gibi dağıt yatağımı yâr!

Bırak,dağınık kalsın!

paradise
16-07-2008, 22:42
Söyleyecek birşey olmuyor bazen...Sen benim ne düşündüğümü çok iyi biliyorsun,bende senin ne düşündüğünü biliyorum.Birbirimizi anlıyoruz ama...bana o kadar güzel iltifatlar etmişsin ki ben onların çoğunu haketmiyorum belkide...
Ama gerçek olan birşey vardı ben sana çok alışmıştım.Bana güvenmemen önemli değil ben seni anlıyorum!!!Çünkü hayatta iyi ve doğru insanlarla karşılaşmak o kadar zor ki...Sende almışsın tedbirini.Ama ben çok safım biliyor musun?Herşeyimi paylaşırım,yeter ki bir insan bana değer versin,ben ona sunarım tüm gerçekliğimi.Ama değer verdiğim insanlar hayatımdan çok çabuk kopuyorlar.Beni en çok üzen şey bu işte.Bende mi hata var hayatın kendisinde mi?Yoksa aşılamayacak engeller mi var hep bana engel oluyor???
O gün gelecek elbet,bana mutluluk tohumları serpen hayat,elbet birgün meyvesini sunacak bana.Ve ben o meyvelerin hepsini yemeyeceğim.Çünkü bu kadar bekleyişim bir anlık yaşamak için değil!
Yazacak o kadar çok şey var ki....
Yazdıkça yazmak,düşündükçe düşünmek,sevdikçe sevmek rüzgarları fısıldıyor bana doğru.Ama bir yerlerde durmayı bilmeliyiz öyle değil mi?Zaten hayatın en zor yönüde bu değil mi?Gerçeklerin en acısını saplıyor yüreğimize!
Ve şimdi sen güzel insan senin yüreğinde hiç kaybetmeler olmasın!Mutsuzluklar,karanlıklar,acılar olmasın!Hayallerin bitmesin ve sana kötülük hiç ulaşmasın!Gözlerinden sadece mutluluk gözyaşları aksın.
Ben ayrılıkları sevmem!!!
Ama hiçbir ayrılık kayıp değildir benim için.Çünkü kazandırdıkları ilgilendirir beni,senle ayrılmayı hiç düşünmedim.Seni kazanmak için çok savaş vermem gerekiyor belki ama sende bitmişsem yapacak hiçbir şey yoktur.
Şimdi hoşçakal,aslında aşk biterken başlar sevgili,aşk acıyı yaşarken başlarOnly the registered members can see the link

paradise
16-07-2008, 22:43
Bir hikaye anlatacağım size, bir aşk. Anlatması en kolay ama anlaşılması en zor bir aşk bu. Ya da anlaşılması en kolay ama anlatması en zor bir hikaye bu..

Bazen bir yalana inanmak gerçeğine inanmaktan daha iyidir bu aşkta. Bazen bir yalan, gerçeğinden daha az acı veriyor. Yalan bir gerçeklikle yaşamak, gerçek bir yalanla yüzleşmekten daha çekici kılıyor yaşanılanı. Her yalan, kaçınılmaz sonu hazırlıyor ve her yalan o sonu erteliyor. İki tarafında gerçekler yerine yalanlarına inanmayı tercih ettiği, her ertelemede sonsuzluğa ulaştığını sandığı bir öykü bu.

Ama artık olmuyor...
Yalanlar gerçekleri saklayamıyor...
Hikayenin sonu yalanlarla ertelenemiyor ve sonu gördükçe yeniden başlamak da çare etmiyor...
Resim hızla flulaşıyor...
Her yalan bir kurşun daha atıyor içime...
Her söz biraz daha yaralıyor...
Her gün bir yaşam hücresi daha ölüyor...
Gerçekleri unutup yalana inanmak da çare olmuyor parçalanan bedenime...
Derinleşen yaralar kalbimi ve beynimi her saniye biraz daha teslim alıyor...
Beyin ölümünden önce kalp ölümü gerçekleşiyor...
Ve geri kalan organlar hiçbir işe yaramıyor...

İster yalanına ister gerçeğine inan; 'içimde ölen biri var'. Ve yazmaya elim varmıyor- !

paradise
16-07-2008, 22:44
bilirim kolay değildir bitişler...
yorgun düşmüş hassas kalbin taşıyamayacağı kadar ağır,
yükler bir bir omuzlarına bırakılır..
gencecik derken insan yaşlanır..
oysa çekmiştir zaten derdi kederi,
yaşamıştır aşkın en yüzsüz halini..
yaralamışlardır kuş misali çırpınan bedeni...
gün gelir,
karanlıkta beliren bi siluet uçurum kenarından çekip alır seni..
dokunur yaralarına bir bir sihirli parmaklarıyla,
sarılır sımsıkı hiç bırakmamacasına,
kalbine süzülür yavaşça;
"kahramanım" dersin..
geçer günler sonra,
ömrünü adamaktır istediğin..
benimsin dediğin, her şeyden çok sevdiğin...
mutluluk başını döndürürken
yine bulursun kendini uçurum kenarında aniden..
inanamazsın..
soğuk su etkisi yaratır yüzüne çarpılan gerçek;
buz tutar için
"gitme" dersin...
şartların kurbanı olmuştur aşkın
ne desen engel olamazsın..
sorun yoktur senin için,
anlatamazsın...
içinden kopar gider yar, durduramazsın,
yaralarındır açılmaya başlayan
yavaş yavaş
kanata kanata
karşı koyamazsın..
can gibidir giden, ne varsa alır gotürür senden..
solar yüzün, dolar gözün,
sıkışır yüreğin
nefes alamazsın..
sağnaklar başlar sonra
kurudu sandığın göz pınarlarında..
yaşlardır dökülen sayfalara
yaşlardır karşı koyduğun inatla...
oysa yaşamak gerekmez miydi fırsat varken doya doya..
elimizdeydi sevda,
en güzel hediyeydi bana..
hoyrat eller yoktu bu defa,
inandığım güvendiğim..
aşkımdı o benim herşeyim..
eşimsin derdi bana meleğim..
gözleri, sözleri işlerdi içime usulca..
deli sevdam, doyamadığım
kattım canını ben canıma
kokun yadigardır bana..
yokluğundur aldığım koynuma..
kalakaldım sensizlik yollarında
bir başıma....



"sensiz yaşayamam demedim hiçbi zaman
demem de
yaşarım mecburen...
ama böyle bi hayat istemiyoruMM ben..."

paradise
16-07-2008, 22:45
Yaprakların uçlarında sararmaya başlamış bir hüzün, gök kurşun ağırlığında ve titreten, ürperten damlalar dökülüyor üzerime.
Bunca yılı yaşanmamış saydırıyor bir şeylerin yokluğu ve bunca yılı yaşanmayacak saydırıyor, ümit edememek.
Bir şeylerin sonuna gelip dayanmışım sanki. Yine de bekliyorum, beklemek istiyorum.
Dalgalar kül rengine çalan mavi bir tedirginliği çarpıyor limana.
Martılar telaşlı, zemin huzursuz.
Bastığım yer, yerinde duramıyor sanki.
Geçmiş hatırlanan bir gelecek, kayıp, tükenmiş...
Gelecek, birbirine çengellenen bir sürü soru işareti. Nereden geldiğim, nereye gittiğim ilgilendirmiyor beni, sanırım hiç bir yere gitmek istemiyorum.
İştahım kaçtı.
Burada olmak, yahut başka bir yerde olmak, hiç bir yerde olmamak, ne fark eder?
Akşam iniyor gönlüme, ıssızım, el ayak çekiliyor sokaklardan, ışıklı pencerelerin arkasına.
Soğuk, yağmurlu akşamlarda, önlerinden geçerken çay bardaklarının şıngırtısı işitilen, sıcaklık taşan pencereler...
Gidecek bir yeri olanlar gidiyorlar işte. Sarılacak bir şeyleri olanlar sarılıyorlar. Kapıyı anahtarla açmak can sıkıcı bir zahmet.
Çocukken hep kapı arkamdan kapatılsın isterdim. Kapıyı çekip gitmek bana göre değildi.
Işığı yaksam ne olur, yakmasam ne olur?
İçerimde ağlayan bir keman sesi, ocağın başına çöktüm, seni bekleyerek içimi ısıtıyorum.
Akşam erken insin, dışarıda yağmur, rüzgâr, kar, soğuk olsun, fırtınalar kopsun, ne çıkar?
Eşiğimde ayak izin olsun, yeter.

paradise
16-07-2008, 22:46
İçimde gizliden gizliye sakladıklarım vardı ya hani..
Yüreğimde beslediğim,her şeyden koruduğum izler vardı ya hani..
işte ben tümünü sana vermeye geldim bu gece..
Sığabildiği kadarını bu geceye, arta kalanları gündüzlerine...

İnsanın rahatlıkla sığınabileceği kadar parlaktı bakışların..Alev alev yakıyordu gözlerin..Seni,gözlerine yandığım o gece sevdim işte..

Hiç korkmadan ve hiç kaçmadan dikilip karşına..Sana sarıldım..
Ve bütün benliğimide savurdum bir dokunuşla havaya.. .
.

Aşk...
Ne kadar "yok"sa herşey, o kadar olacaktı "aşk"..
Anlamadın..
Anlatamadım..
.
.

O sabah kara bir defter sayfası buldum yatağının kenarında..Boş yer kalmayacak şekilde karalanmış bir sayfa..Ve işte o an anladım..Senin yaşaman için boyamaya, karalamaya ihtiyacın vardı bir şeyleri..Ve bunun için de her seferinde yeni bir sayfaya..


Başlama ve bitiş noktalarından ibaretti hayatın...
Ve aralarda birkaç dağınık sayfa..
O sabah hiç pişman olmadan, ama çok acı çekerek..
Bütün kadınlara maletmeden, ama seni lanetleyerek ..
Hayatımdan seni, senin oyununla çıkardım işte..

"Ben değiştim.." dediğin gün elinde yine karakalemle bekliyordun.Sevinçle sarılmıştın boynuma..Sanki gerçekmiş kadar büyük bir hevesle..Değiştiğini sandın...Sandın..Ama yine yanıldın..

Sadece bu seferki sayfa o zamana kadar gördüklerinden daha büyüktü..
Sayfalar yanılttı seni, ben de..Çünkü artık bir silgi vardı elimde..
Yok ediyorum senin bıraktığın derin izleri..
Ve artık karalayamayacaksın eskisi gibi..
Korkma..
Meraklanma..
Şaşırma sakın..
Gidiyorum işte..
.
.

Ansızın uykulardan uyanmaların..
Gözlerini perdeleyen endişelerin..
Değişmeni AŞK sanıvermen..
Umutların ve insanları umutlandırmaların..
Bana dönmen ve beni sevme alışkanlığın..
Kapama gözlerini,bak..
Bitiyor işte hepsi..
Bir adım sonrası ayrılık..
Bir adım sonrası benden sonrası..

"Ben" de senden sonrası kalmadı..
Bu senin "Son"ran..
Bu senin "Son" olman..


Çünkü, gördün işte..
Benim elimde silgi..
Seninse boş sayfaların yırtık..
Ve kalemin bitmekte..

paradise
16-07-2008, 22:50
Only the registered members can see the link
¢αи уü¢єℓdєи

Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne. O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
Demeyeceksin işte. Yaşarsın çünkü. Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni, Senin o'nu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın. Çok sahiplenmeyince,
Only the registered members can see the link
Çok ait de olmazsın hem.
Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini...
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin. Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın. Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde. Paldır küldür yürüyebileceksin.
Ille de bir şeyleri sahipleneceksen, Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.





Gökyüzünü sahipleneceksin,

Only the registered members can see the link



Güneşi, ayı, yıldızları...
Mesela kuzey yıldızı,senin yıldızın olacak. "O benim." diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir Şeylerin... Mesela gökkuşağı senin olacak.
Ille de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın. Mesela turuncuya, yada pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın. Çok sahiplenmeden,
Çok ait olmadan yaşayacaksın
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
Ilişik yaşayacaksın.

Ucundan tutarak..
Only the registered members can see the link

paradise
16-07-2008, 22:51
Only the registered members can see the link

Benide götürse derdim giden kimse yüreğimden
Ama kimse almadı beni yanına
Halbuki ne çok şey gitmişti gidenlerin ardısıra
Bir ben kaldım olduğum yerde
Bir ben eksik cümlelerim yarım kalmış sevinçlerimle
Sen benden gitme emi yaşanmamış sevdam
Hüznü alma koynuna
Sen benden gitme emi?

paradise
16-07-2008, 22:53
Only the registered members can see the link

Vurgun vakitlerimi, geçmişin tozlu raflarını unutmak için işte duy ; seviyorum seni...
Sesini duymadan senin oldum.. Yüreğimin oldun... Şimdi bunları anlatmak bi hayli ağır gelir bana ...

Korkağıyım bir aşkın esiri olmanın... Taşıyamıyorum bu yükü... Bi ucundan sende tutsan diyorum...

Beyaz sevdam kelimelerim yüreğinin kuytularına vuruyor...

Duyuyor musun? Meçhul bir yalnızlıktan titrek bir dalgayla geliyorum bu gece sana...
Sessiz kalıyorum, oysa ta kendisindeyim hayatın...
Beni seviyor olmana sessiz kalıyorum, enkaza dönüşmüş yüreğimi güzelleştirme çabasından, her ne kadar ihtiyacım olsa da kaçıyorum...

Ben sanırım mutlu olmaktan korkuyorum...
Gözleri umut dolu bir sevdanın, kör ebe oynamasına izin veriyorum... Nedenim yok bu oyunda...

Yorgun düştüğüm için sana ait olmak beni korkutuyor...

Senden şunu istiyorum bir dilekçe yazsan yüreğime...
Kalbin emanetim olsa...
En kanayan yerimden sevmeye başlasan beni...
Gelsen sen en büyük çığlıkla git dediğim anda...

Artık hayallerimi avuç avuç, kana kana içsem diyorum. Nedense sana beyhude bi özlemle kavuşmayı diliyorum. Sevda yokuşlarını tırmanıyorum senin için, belki yüzünü görebilirim diye...

Çöl sürgünü yüreğime sevda ekiyorum filizlenir belki diye...

Kan gölüne dönüşen yüreğimi kirlerinden arındırıyorum bu gün... Dezanfektan bir yalnızlıkla... Karaborsaya düşmüş yüreğimle...
Çöl yangını edasıyla; sana yazılırım bu gece...

Seni yazıyorum bu gece, akıl almaz hecelere varlığından bahsediyorum...
Yokluğunu aheste yaşıyorum...
Dargın ümitlerime güçlü cümlelerden bahsediyorum...
Bavuluma tüm umutları dikkatlice yerleştiriyorum.

Öyle derin ki soluğum tek nefeste içime çekebilirim seni... Bilirsin aşka olan hasretimi... Kızıl nehirlere olan tutkumu da... Canımı acıtmak için, nasıl da yaramı kurcalamayı sevdiğimi de bilirsin...

Bir küçük çocuk inadıyla, nasıl telef ederim her defasında yüreğimi... Ve sana koşmak için çabaladığımı... Aslında bilmezsin bunları; sen bana hep vurgun saatlerimde gelmiştin... Artık korkmuyorum seni sevmekten, seni severken içimde ki beni de terk edip sevmekten...


Şimdi gecenin en sessiz en derinine seni yazıyorum...


Bir ufacık beyaz sevda diliyorum.


Çocuk kalbimle elimden tutmanı ve göz yaşımı silmeni istiyorum.İstiyorum ki kalbimi koru...


Kalbini avuçlarıma bırak...


Doğan güneşten de; gece hatırına, seni bana vermesini ve elimi hiç bırakmamanı diliyorum...

Suretini bilmediğim...
Biliyorum ki uzaklarda bir yerde beklediğin benim...

Ey Aşk ! Yarala beni...
Dağıt bedenimi, paramparça olsun ...

Vur ! İstiyorum...
En kanadığım yerden vur beni.
İki kere ölmem ki ...
Ölürsemde; varsın olsun... Gözlerine göm beni
Gözlerinden akan ben olmalıyım

Sen olup, bir müsaitsiz vakit yüreğine akmalıyım...
Yüreğinin kıyısına vurup "beyaz sevda" zikretmeli dilim...

paradise
16-07-2008, 22:56
Kötü bir oyun bu... Beni hep çıkmazlara sürüklüyorsun...

Ruhumdan uzak tut hınzır oyunları...

Hiçbir şey gerçek değil...
Hiçbir şey olması gerektiği gibi,
hiçbir şey olması gerektiği yerde değil...

Ben de, sen de... Biliyorsun bunu...
O tepenin üzerinde oturuyor ve kaygısız düşler kuruyorum,
yaşam yalnızca kaygısız düşlerimi solduran realizm taraftarı atık parçacığı...

Onlar sihri göremiyorlar
ve bu yüzden gördükleri olur olmaz absürtlükleri sihir sanıyorlar...
Öylesine körler, öylesine somutlar ve öylesine gerçekler ki, mide bulandırıyorlar...

White lion dinliyorum...
Ve bu tınıyla bulunduğun boyuta gelip
seninle sonsuza (?) dek dans etmek istiyorum...

Bir tek ben değilim...
Bir tek sen değilsin...

Bir tek biz değiliz görmekten, duymaktan ve bilmekten yakınan,
Tanrı’ ya, yanıtsız bırakacağıni bile bile sorularla dolu kanlı mektuplar yollayan...
Bu odada, bir başıma acıdan parçalanırken ruhum,
kaygısız gibi görünmekten mazosistçe zevk alıyorum...
O odada, bir başına, acı çekiyorsun... Sen de...
Neden gözlerini kaçırıyorsun durmaksızın...
Ruhuna yapışan sızıyı görmelerine izin ver...
Oldukca fazlayız...
Bu kentte, gece yarıları, ışıkları açık, yüzlerce tedirgin ruh sancı çekiyor...
Çokluğumuz, yalnızca ruhlarımızın kanamasını artırıyor hepsi bu...

Zihnime yansıyan kurguları sayıklıyorum...
O, kurgularımın uzağında öylece gülümsüyor son fotoğraflarında...
“Küçük çocuk ağlama, uyursun ve uyandığında hepsi geçer”...
Soluk düşlerin arasından gündüze uyanıyorum,
tanıdık gülümseyişler üzerime üzerime geliyor,
sırf öyle olması gerektiği için ya da toplum bana bunu dikte ettiği için,
konuşuyor, gülümsüyor, yaşıyor ve ölüyorum...

Bu oyunun dışına hapsedilmiş bir izleyiciyim,
içeri giremiyorum, dışarı da çıkamıyorum...

İki boyut arası sıkışıp kaldım... Hayat, ölüm...
Başka şeyler bulmalısın artık Tanrı(m)...

Bu kavramlar oldukça klişeleşti... Dengemi yitirdim...
Bu anlamsız kurguda yer almak oldukça canımı yakıyor,
silik düşler biriktiriyorum, isimsiz, uyduruk adreslere postalıyorum düşlerimi...
Cevapsız... Sorular biriktiriyorum ayyaş gecelerime...
Uykular biriktiriyorum huzurlu günlerime...
Uykusuzum, ayığım, bedenim sağlıklı, ruhum verem...

Küçük mutluluklar biriktiriyorum,
ileride benim de büyük bir mutluluğum olması için...

Geri dönmek... Artık... Beklemiyorum...

Sadece yürüyorum o loş sokağın neonları arasında bir siluete dönüşene dek...
Sen, uyuyakalıyorsun hep hikayemin son paragrafında...
Ben ruhuma bayat kanlar biriktiriyorum...
Sönük düşler, kuşkular, özlemler, erdemler, erdemsizlikler,
hezeyanlar, kabuslar, kırık ümitler, tınılar, cesetler biriktiriyorum...
Yüzüme anlamsızca bakınan gözler biriktiriyorum,
ruhumu acıtan tümceler biriktiriyorum...

Uykusuzum... Uykusuz ve eksiğim bu kentte...
Gülümseyen yüzünün tezatında, kötücül kahkahalar savuruyor yaşam...
Kanamalı bir ruh için! EVET! Tam da şimdi...

KANAMALI BİR RUH İÇİN ACİL BAYAT KAN ARANIYOR!..

Sıtmalı tümcelere gereksinim duymadan söyleyeceğim ;

HAYAT! YARIŞMAK DEĞİL, YALNIZCA KAZANMAK ÖNEMLİDİR!

Bu saçma oyunda, biteviye kaybedeceğimizin bilincinde soluksuz ilerliyoruz...
Bilinç NEREDE?

Ruhunuz nerenizde takılı kaldı?!

Yaşam nerede, bu mekanik ölüler cehenneminde?

Ne zamandır uykudasınız?

Çocukluğunuza özlem duyuyorsunuz,
finans bültenlerinde ruhunuzun son parçasını da yitirirken...

Gökyüzü nerede?!
Martıları ne zamandır görmüyorsunuz?...

İyisi mi "siz"devam edin öylece...

"Biz", nasılsa silinip gideceğiz...

Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

paradise
16-07-2008, 22:57
Only the registered members can see the link

Gecenin uğultusuna yaslanmış bedenime ağır gelenleri, kelime kelime döküyorum sancılarımla..
Her şey ama her şey fazlalığa dair bu gece

Dibe vurmuş yüzüne susuyorum yalnızlığımın..
Geceye düşen ayrılıkları, acıya yüklüyorum usanmadan
Anlamına tutunduğum sözleri sindire sindire yuttuğum bu fazlalığın hıçkırıklara kapılmasına yüz tutuyorum bile bile..

Hani damlalara karışıp aksın istersin ya gözlerin
Öyle bir an, sana haykırıyorum parça parça
Hiçliğe fısıldıyorum, notaları kayıp melodileri
Yırtıyorum anlamsızlığını her satırının..
Zehrine karışıyorum yüreğinin


Düğümlüyorum çığlıklarımı, kalemime

İçine attığın her acı, bir gün gelir sen- olur demişti,
Yüreğiinci bir dost

O yazıyor, ben yazıyorum;
Durmuyor, durmuyorum;

Birgün ;bana; susacak sesim;
Şimdi
Yazıyor,
Bağırıyor,
Vuruyor dipsiz yokoluşlara;.

Ama birgün;

Ne bir ses ne bir darbe..
Susacak, susturacak;

O gün,
İçime bölüneceğim

paradise
16-07-2008, 22:59
Only the registered members can see the link

Yüreğime serin nefeslerin üflenirken pes ediyor yalnızlığım. Anlamlar bir bir yerine gelirken, “yalnızlığım” yok olmaya mahkum… Nefes kadar yakınken, hasret kadar uzaksın bana, ey aşk! Beraberinde yalnızlığım/n/ı getirmek de niye?

Kor ateşler içinde yanmak… Vuslatıma adım adım yaklaşırken düşüyorum kör kuyuların dibine. Melek diliyorum; kanatlansın da beni tutsun diye. Kör kuyularda Yusuf olmak belki; olabilmeyi bile hayal etmek belki de… Yusuf kör kuyulara düştü de, kör kuyu yakıştıramadı ya kendine, Yusuf’u… Aynı şey mi dersin, bizimki de?

Aşk! Kendini yüreğime attın da, ben mi yakıştıramıyorum kendimi sana? Ben’i mi bilmiyorum ben burada? Yakışmayan hangimiz? Veya yakıştıramayıp da kendisine zulmeden?

Karanlık gecelerde yol alıyor yüreğim… Taşımaya mecali yok aşkı –seni- da, aşka yazılanı –beni- da…

Hür bıraksam seni, bana ey aşk! Korkarım yine “sen” dersin de, yakıştırma’ya adım atmaz yüreğim!

Vuslatıma yakınken savur küllerimi! Küllerin ben’i ben’den çalmakta, aşk!

paradise
16-07-2008, 23:07
Only the registered members can see the link

Demedim mi bu hasret bitirir seni
Ay dolanır gider, yalnız kalırsın
Her gün yeni baştan dağılır, ufalırsın

DEMEDİM Mİ YÜREĞİM SEVME!!!

İşte ne gözyaşı, ne yemin, ne söz....
Geri dönen hangi güvercinin var?
Senin hangi çiçeğini sakladı bahar?

DEMEDİM Mİ AKLIM İNANMA!!!

Bir gün naza çeker kendini demedim mi?
Görmesen zindana döner bu şehir...
Görsen, umursamaz, aldırmaz

DEMEDİM Mİ GÖZLERİM BAKMA!!!

Demedim mi bu ürperten sıcaklık...
Bu taze güzellik kaybolur bir gün?
Sonra boşu-boşuna aranır, dövünürsün

DEMEDİM Mİ ELLERİM DOKUNMA!!!

Demedim mi bir gün susar şarkılar
Sesine ses veren rüzgar olur...
istediğin kadar artık bekle dur...

DEMEDİM Mİ KULAĞIM DUYMA!!!

Bir gün çıkıp gideceği belliydi
Ayan-beyan belliydi anlayamadın.
Başka bir rüyada şimdi o

DEMEDİM Mİ KOLLARIM SARMA!!!

Bütün çektiklerim senin yüzünden
Gölge bile geçirmezdin bir zaman üzerinden
Ah! şimdi paramparça oldun bin bir yerinden

DEMEDİM Mİ GURURUM KIRILMA!!!

paradise
16-07-2008, 23:14
Only the registered members can see the link

Şimdiye kadar ne kadar ayrılık, ne kadar ölüm, ne kadar terk ediliş varsa hepsini yüreğimde hissedip tek tek saçtım dünyanın bir köşesine. Karanlığı ve yalnızlığı katmasam eksik kalırdı yazdıklarım sanki, sanki ben onların bir parçasıydım. Güneş doğar mıydı, bir kez olsun kalmak için gelen olur muydu hayatıma düşündüm durdum. Mümkün müydü bu, sevebilmek başka bir yürekle dünyayı, tutunabilmek bir insana, günü karşılamak en içten tebessümle, üzülebilmek beraber yitenlerin ardından…. Her şey ne kadar da uzaktı bana oysa, umut umutsuzluğa katmışken kendini, nasıl olurda sıyrılabilirdim geçmişimden, ağırlığından hüznün……


Bu sondur sevgili, ayrılığın, karanlığın, ölümün ve yalnızlığın böylesi bir anlamla cümlelerimde son yer edişidir. Bu son karartışıdır kelimelerimi… Öyleki bundan gayri ben ayrılık desem karşımda bulacağım seni, ölüm desem yanımda…. Ben ki en büyük inkarcısı olmuşum kendimin, inananların en kutsal gecesinin birinde, inkar etmişim eski beni, mutluluğu kendine haram kılan beni, yokmuşcasına inkara durmuşum…. Önce Tanrıya sonra sana sığınrım ki af eyleyin beni… Sözüm ikinizden yanadır , siz terk etmedikçe terk edemeyeceğim sizi. ....


Adını Tanrıyla bir anarım delalım, adına yıldızlardan önce kanarım... Şimdi umut mevsimine dururken zaman, en koyu haliyle umut biriktiriyorum içimde burham burham, hiç bir zaman inanmadığım kadar inanıyorum geleceğe seninle... İçimde biriken onca şeye rağmen yazamamak ne kötüdür bilir misin? Oysa tam da şimdi,herkesten gizli topladığım sevgimi, dayayıp yedi renge sekizini ekleyecek olan gökkuşağına, ayak basılmamış bir düzlükte ki kar ışıltısı kadar pürüzsüz anlatabilmek vardı sana.. Zor olan bundan sonrasına değinmekmiş belkide.. Betimleyememek cümlelerle, cümlelerin içinde bulamamak onu, benzetememek hiç birşeye... Yazmak şimdi daha anlamlı benim için aslında, öyleki kalemimi mürekkebe her buladığımda sana seslenecek olmanın gerçekliği var önümde. Amaçsız, salınan, kırgın ,yarım mektuplara inat anlatmak var seni, ama bırakmıyor içimdeki çoşku, ona saniyelerin arasındaki boşlukta kerelerce çarpıyorum.. Acıyı ne güzelde anlatırdım oysa, hüznü,karanlığı nasılda kolay ortak ederdim kendime. Şimdi göründüğüm gibiyim işte, kalemi eline alan , ilk defa kendini harflerle anlatmaya çalışan bir çocuk acemiliğinde. Artık tek korkum sana içimdeki duyguyu anlatamayacak olmak, eksik kalacak olmak hissetiklerime........



Bu son delalım... son kez, ölümü katışım hayatın içine... bu kalemimin ayrılıkları son çizimi. Kim ne derse desin, hain bir zamanın insanlarıda olsak, sevgi tükenmiş artık yok da deseler, sana öylesine inanıyorum ki, dünyamı kapatabilirim insanlara... Zaten yetmezmi bana içinde bir sen olsan bir de ben.... Hatta dünyayı yeniden kurabiliriz bile böylelikle, bizden olanlara öğretebiliriz barışı, dostluğu, sevdayı... masallarını kurarız beraber içinde milyon çeşide bulanmış umut olan. Bizim dünyamızda ölende olmaz kavgalar yüzünden, kimse aldatmazda sevdiğini öyle değil mi? Seni korkularımla beklediğim zamanlara and olsunki, o anlarımın çaresizliği, acıları ve kutsallığı üzerine yemine dururum ki, anlatamadığım, eşine denk getiremediğim şu içimdeki varlığın varlığımın kanıtıdır...

Gecenin tam ortasındayım şimdi... ve sana söz verdiğim gibi terk eden ben oluyorum geceyi... Geceleri tuttuğum nöbetler başka bir bekleyenin olsun artık..

paradise
16-07-2008, 23:19
Cesaretin varmı yazdıklarımı okumaya !


İşte yine bir pazar akşamı. Adı diğer pazarlardan farklı değil aslında ama ne ben o eski pazarlardayım nede bu pazar onlardan biri...

Pamuk tanesi kar serpintisini görünce atıverdim kendimi dışarı sahil boyu yürürken hani film şeridimi derler? Öyle geçiverdi pek çok sahne…

Stradivarius yapımı bir kemandan çıkan nağmeler eşliğinde. Uzaktan gördüm çınarın kollarını yaklaştıkça daha bir büyüdü hani bazen uzaktan bakıp gözünüzde büyüttüğünüz bir şeyi yaklaşıp tanıyınca büyüklüğünden eser kalmaz bu çınar tam tersi yaklaştıkça büyüdü, büyüdü....

Denizden esen sert,soğuk rüzgar dallarında kar bırakmamış bugün. Gerçi görmeyeli çok uzun zaman olmadı ama daha bir ağırlaşmış gördüm heybetli vücudunu. tam dallarının altında ki bankla nasılda özdeşleşmiş sanki o bank orda olmasa çınarda olmayacak ya tersi. Ah! bugün geç kalmışım bankın üstünde tek el olmuş iki çift el, omuzlara yaslanmış iki baş çınarın kolları altında seyr-i endam etmekte…

Aylar öncesi geldi yine aklıma, o zaman mekan aynı mekan saat sanki bu sıralar ama figüranlar farklıydı. Uzaktan göz kırptım çınara dallarını hafifçe eğerek anladım der gibiydi. Çayımı yudumlarken boğazımda kısa süre bir şeyler düğümledi. Sigaradan olsa gerek zaman zaman içiyorum işte. çayla birleşince de bir başka oluyor meret.

Çınar dallarını hafif hafif sallayarak üzerindeki karları çiftin üzerine indirmek üzereydi. Nede olsa onlar bana göre yabancıydı çınara, yada sadece biri... Bardağı bankın üzerine bırakırken elim bir şeye dokundu, irkildim. Sonra bakınca gördüm bizim küçük çiçekçi çocukmuş. Usulca yanıma oturuvermiş elinde yine kırmızı gülleriyle… Üşümüş ellerinin tekini cebine sokmuş yanaklar ve burnu kızarmış aynı şekilde. Birden hızla kalkıp çifte doğru yöneldi yeni görmüştü sanırım, sadece gülleri uzattı sessizce, ama eli havada kaldı erkek elinin tersiyle git işareti yaparken o çoktan dönmüştü geriye. Alışıktı bunlara…

Gel diyerek işaret ettim sonra yanıma geldi bir bana birde çifte baktı dikkatle bir daha, bir daha.. Kurtarıp kendisini soru işaretlerinden elindeki kırmızı güllere bakarak koşarak uzaklaştı az sonra nefes nefese elinde bu sefer bir beyaz gülle geldi bakıştık, gözlerimi kaçırdım gözlerinden. Gidip çiftin yanına hiçbir şey demeden gülü bayanın kucağına bırakıp hızla uzaklaştı. Ne bana baktı nede başka bir yere…

Önce bir şeyler karaladım bir parça kağıda sonra sordum kendime cesaretin var mı yazdıklarımı okumaya? Ama şimdi değil...

Keman çaldı ben yürüdüm. Nereye mi? Bilmem.....
Only the registered members can see the link

paradise
16-07-2008, 23:25
Only the registered members can see the link

Yağmur yağıyor ve sen yoksun
Yağmur yağıyor! Hem de sağanak halinde! ..
“-utangaç suların sırdaşı oldum/ yüreğim üşüyor, ömrüm firari-” Ama sen yoksun! .. Belki de insanların en duygusal olduğu, yalan söylemediği, sevdâlı gözlerin sislenip birer cigara yaktığı, sevginin; kitaplar arasındaki kurutulmuş güllerden kurtulup sessiz bir ceylan gibi yüreklere girdiği ve yalnızlıkların ilk karanfil yaprağında büyüdüğü, çoğu kez de hüzünle birlikte sessizlik içinde yaşanan bir andır bu...Fakat kimsecikler farkına varmaz bile... Olsa olsa ancak şairler hatırlar yağmur kokan bir sabaha karşı camlarını açtıklarını. Havada asılı kalmış bir bulutu, bir kuşun titreyerek uçtuğunu, gül yaprakları üzerinde tomur tomur gülümseyen şebnemleri, yalan yeminlerin şâhidi papatyaların göz yaşlarıyla ıslandığını ancak şâirler hisseder...
“Ve bütün bunlar; aşkın güzelliğiyledir! ” derler! ..

Yağmur yağıyor! Hem de sağanak hâlinde! ..
“-utangaç suların sırdaşı oldum/ yüreğim üşüyor,ömrüm firâri-” Yağıyor işte; korkarak, yavaş sesle... Hatta bazen cesaretleniyor benim gibi, ve hışımla vuruyor camlara... Sonra yine ürkek! İhanet edercesine... Offf serçeeee! ...

Yağmur yağıyor! Fısıltıyla, nazla... Bir eski hikayenin sonunu getirircesine... İnsanlar bilmiyor bu hikâyeyi, gökyüzü dilsiz! .. Hava da anlaşılamamanın verdiği kahrolası hüzün...
Ah şu esrik bulutlarda geçmese gözlerimden, derken...

Yağmur yağıyor işte “ömrüm firârî” makamında...
“Yüreğim üşüyor..! ” Ve ben bu gecenin 25.saatlerinde “utangaç sırların sırdaşı” oluyorum cân! ..

Yağmur yağıyor diyorum, duymuyor musun? ! ..
Ve sen yoksun! ..

n.anelka24
17-07-2008, 03:42
paylaşım için tşk

ayran
17-07-2008, 11:33
teşekürler paylaşımın için

bilgin
17-07-2008, 13:23
paylaşım için çok teşekkür ederim. devamını bekliyoruz. saygılar.

paradise
17-07-2008, 18:15
Benim gözlerim yine uzaklara dalgın,yine kirpiklerimde tuz var..
Tırnaklarım avuçlarıma kan oturtmuş,öfkeliyim,susuyorum ağlarken..







Aşka dair şarkılar çalmasın artık,acıtmasın yüreğimi..
Yoruldum her şarkıda seni düşünmekten,seni bulmaktan,seni özlemekten..
Derin nefesler çekiyorum içime,senin hasretini içime çeker gibi..
Soluyamıyorum geriye,içimde kal diye..
Ne vardı bu kadar sevecek,yada ölesiye güvenecek...
Aşk kimi güldürmüşki?Yada ne kadar olmuşki ömrü mutluluğun...
Gözlerimdeki ışıltıyı yitirdim,yaşama sevincimi,umutlarımı,sitemlerimi,beklentilerimi yitirdim..Kendimi yitirdim sensizlikte..



Her sabah yeni bir role hazırlanıyorum,sahneye çıkacakmışım gibi..
Bana en yakışan rengi giyiniyorum mavi..
Gülümsüyorum...Kıyametler kopuyor içimde..



Barış zamanında yaşadım en büyük harpleri..
Fırtınalarda kaç gemi batırdım..
Aşıklara bakmıyorum artık,içimden bir şeyler kopuyor sanki..
Yorumlayamadığım rengarenk bir tabloya bakar gibi oluyorum..
Bu mutluluk resimleri gerçekmi???Hepsi sahtemi...
İnanmıyorum artık,inanamıyorum.
Yaşadığım sürece gerçekti...



Oysa şimdi...
Gece olunca kaldır başını bak gökyüzüne...
Kaç bakışım kaldı orada,yada kaç sabah doğan güneşe dokundum sen diye..
Ben seni oralarda aradım..
Her zaman bulabileceğim ama asla seni göremeyeceğim yerlerde...



Sensizlik böyle birşey işte...
Ben tükeniyorum,hasretler çoğaldıkça....!

paradise
17-07-2008, 18:15
Sende sevgisizliği sevdim.
İyi oldu gelmediğin".

Bu yol korkaklar için değildir
iyi oldu gelmediğin
Bu sulardan her babayiğit içemez,
Bu köprüden her benim diyen geçemez,
iyi oldu gelmediğin
Yumuşacık yürek gerek,
sevgi kadar derin gözler,
inançlı bir bilek gerek
iyi oldu gelmediğin.

Sen, bilindik kıyıların sığ sularından açılmadan yaşarsın
Sen,okyanus mavisine uzaklardan bakarsın,

Biz, yürüyemeyeceğin kadar uzak,
düşleyemeyeceğin kadar renkli,
ve berrak bir ül***e birlikte gidemezdik.

Sen, açık denizlerden habersiz bir balık,
yalçın tepelerden uzak bir martısın.
Sen, benim için korkak,
herkes için heryerdeki insansın.
İyi oldu gelmediğin.

Alınmanı istemem,
darılman üzer beni,
sana yalan söyleyemem.
Tabi, hep sevdim seni,
sende sığ suları, sende martıları,
açık denizden habersiz balıkları,
sıradan insanları.
Geçemeyeceğin köprüleri,
düşleyemeyeceğin mavileri
sende korkaklığı sevdim.

Sende sevgisizliği sevdim.
İyi oldu gelmediğin

paradise
17-07-2008, 18:16
çok anlamaya çalıştım hiç bi anlam çıkaramadığım paragraflardan…
noktalar…
sonra virgül koydum her birine…
ardımdakilere konuşma payı bırakarak…
koca sayfada bi virgül geri kalan insanlara bırakılan dopdolu ( ama boş) konuşma satırları…
çok konuştuğum zamanlarda bi faydasını görmedim…
anlatmaya başlayıp da anlaşılamadığı zaman ya da anlamamak için ellerinden geleni yapan insanları gördükten sonra anlatıcılığı da bırakıp kısaltmalara gidiyorum…
ismimi bile kısaltarak…
ve koca koca boşluklar yaratıyorum…
ama burası bile çok kalabalık olmaya başlıyo…

koca dünyayı iki kelimeye sığdırdım…
seni ile başlayan sonuna hep ağız dolusu suslar giren seviyorumları içimde kalan iki kelimeyi dünyaya armağan bırakıyodum hep…
oysa insanlar bile tek bişeyden oluşmazken seni kelimesi neden hep yarım bırakılıyodu…
işte bu tür saçmalıklara anlam veremedim…

şüpheli hayatların kirlenmiş halini oluşturuyoduk…
hani şu zamanların –di hali gibi bişey galiba…
hiç bişeye anlam veremediğim gibi buna da ne bi anlam ne de bi anlamının olmasını istemiyodu insanlar…
griydik biz…
kiri göstermemeye başlayan…
beyazın kirlenmiş hali kısaca…

Ağzımın içindeki tüm kelimeleri ayaklarının dibine düşürdüm…
kustum…
bütün kelimelerim çiğnenmeden yutulmuş…
... bırakıldı duygularım…
son baktığım sabahın güneşi bile yarım kaldı…


Sonunda anladım ki tek sermayem yalnızlığımdı…
ama unutmadım parmağımın ucuna dokunduğun zamanı…
ellerini…
ellerimi…
elimin üstünde bıraktığın çamuru…


siyah kiri görünmeyen ellerinden bana bulaştı….

paradise
17-07-2008, 18:17
Only the registered members can see the link

paradise
17-07-2008, 18:17
Bu aşk sana bir beden büyük küçük kız...
Uğraşma, sana bu renk yakışmıyor...
Sen kırmızının en çok yakıştığı dudaklara sahipsin,
bak, sana siyah öpücükler veriyorlar...
Sen, sevildiğini duymanın en çok yakıştığı kulaklara sahipsin,
bak, sana susuyorlar...


Her yeni yolculuğun başladığı an
bir kez daha bilirdim öncekilerden daha çok acıtacağını...
Her dalgadan biraz daha fazla ürkerdim,
biraz daha fazla korkardım
her sarsıntıda gemilerimin alabora olmasından...
Ve her fırtına biraz daha fazla üşütürdü içimi,
her yeni esintide daha fazla diken diken olurdu tüylerim...
Korkularım her yolculukta karabasanlara dönüşmeye başlardı...
Alışmıştım buna...
Ne kadar gariptir değil mi alışmışlık...
Korkuya alışıp;
içinde minicik şüpheleri bile barındırmayan sevdalarda
ne yapacağını bilememek...
Yalnızlığa alışıp, "bak ben yanındayım"lı cümlelerde
kendini zavallı hissetmek...
"Yolcu"luğa alışıp "yanımda kal"ların
değerini bilememek ya da...

Unutulmuşluklara aşk adını koyar olduktan sonra
değişmeye başlar her şey...
Artık acıyla kavrulur yüreğin ve kimse ellerine alıp üflemez ona,
bir kış akşamında aşıkların kestanelere yaptıkları gibi...
Hiçbir serzeniş duyuramaz sesini...
Hiçbir bekleyişte sıkılmazsın, asla gelmeyeceğini bilsen bile...
Aşıksındır artık, kandırılmışsındır...
Zaten yalnızlığının söylediği en büyük yalan değil midir aşk?
İnanırsın sonuna dek...
İnanırsın yalnızlığın son bulana dek...
Sözlerim sana küçük kız...
Yüzüme bak...
Ve bana onu sevdiğini söyle...
Ona her hayal kırıklığında daha fazla bağlandığını...
Onu her nefretinde daha fazla arzuladığını...
Onu her terkedilmişlikte daha fazla özlediğini...
Durma söyle...
Hem de bana söyle, "yolcu"ya...
Kaptanın özlemini kim daha iyi anlayabilir ki tayfalarından başka...
Küçücük yüreklerden daha iyi kim hissedebilir ki...
Kocaman sevdaların acısını...

Bu aşk sana bir beden büyük küçük kız...
Uğraşma, sana bu renk yakışmıyor...
Sen kırmızının en çok yakıştığı dudaklara sahipsin,
bak, sana siyah öpücükler veriyorlar...
Sen, sevildiğini duymanın en çok yakıştığı kulaklara sahipsin,
bak, sana susuyorlar...
Sen her şarkıda hatırlanmanın
en çok yakıştığı isme sahipsin, bak unutuyorlar...
"Yüzünü dökme küçük kız " diyor birileri,
"bir tek sen misin unutulan sevilmeyi ? "...

Sen de geçmişim saklı küçük kız...
Sende kandırılmışlıklarım,
sen de acıtılmışlıklarım,
sen de tüm kaybolmuşluklarıma sebep olan
meçhule giden yolculuklarım...
Bak dünyanın ucuna geldin...
Birazdan aşağıya düşeceksin,
birazdan kaybolacaksın sonsuzlukta...
O zaman kimse hatırlamayacak seni
ruh ikizinden başka...
Kimsenin kolu uzanmayacak boşluktan seni kurtarmak için
ve kimse atmayacak kendini o meçhul karanlığa
seni bulabilmek umuduyla...
Yalnızca ben olacağım...
Önce seyredeceğim düşüşünü acıyla...
Sonra yenik düşecek "onsuz da yaşanır"larım...
Birden bırakacağım kendimi...
Ölümüm olacaksın o zaman, bir kenarda unutulmuşluğum...
Ta ki yeni bedenlerde can bulana dek...
Sonra seveceksin beni
çünkü anlayacaksın yokluğunu paylaşabildiğimi...
Sonra aşık olacaksın bana
çünkü anlayacaksın dökük yüzündeki solgun bakışları
en iyi benim anlayabildiğimi...
Sonra unutacaksın beni,
fark edince seni "yolcu"luğumdan daha fazla istediğimi...
Sonra sonsuz bir uykuya dalacaksın onun omzunda...
Sonra acıyacaksın onun suskunluğunda...
Sonra yeniden dökeceksin yüzünü,
dünyanın ucunda yalnız kaldığında...

Aşk tatlı bir sarhoşluk...
Bazen ufak bir yudumu yeter başını döndürmeye;
bazen kadehler dolusu etkilemez seni...
Çözüm doğru zamanda doğru içkiyi bulabilmekte...
Ve sen önündeki boş şişeler dolusu içmişliğin arasında
kendinde olacaksın, benden bir yudum almadığın için....

paradise
17-07-2008, 18:18
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link

paradise
17-07-2008, 18:21
Only the registered members can see the link



Only the registered members can see the link


sesi soluğu kesilmiş bir aşkın ortasından yürüyoruz
acılarımızı saramayacak kadar uzağız artık



Only the registered members can see the link

kirpiklerimizde beslenen düşler,
yeni doğacak sevgililere miras
düşünüyorum da,
belki biz sevgiyi değil, hep ayrılığı büyüttük seninle
çıplak bedenlerimizden akan özlemler yanılttı bizi
yağmur yağarken anımsadığın ben değil,
yalnızlığındı belki de


Only the registered members can see the link

ve ben yalnızlığını bile özledim desem,
beni duyamayacak kadar sessizsin artık

nakaratındayım anıların
beni bu gece dehlizlere sürükleyen Timur Selçuk,
babasının şarkılarını söylüyor
öyle hüzünlü, öyle hasret, öyle tutkulu
ben de senin şarkılarını söylüyorum
is gibi, sus gibi, öyle vurgulu
kaçırıp getireyim kendimi yanına bir an için desem,
sana sarılamayacak kadar yorgunum artık


Only the registered members can see the link

dağınıklığını toparlarken odamın,
elimde kaldı bir kitabın içinden düşen resmin
göz göze geldik bir an,
gözlerinde 'seni seviyorum' bakışın
kara çalılar ardına saklanan sinsi bir isyan kaşıdı yüreğimi
resimlerde kalacak kadar yabancı değildik o zaman
her şeyden önce dostumdun,
ıslak hüznümü bile varlığınla gülümsetebildiğim
şimdi gözlerinde yeniden kulaç atmak istiyorum desem,
mavilerinde yüzemeyecek kadar bitkinim artık

nerede yanlış yaptığımı itiraf etmedi aşk
ilam kağıtları birikmiş bir sevda duluyum
şarkıların sakiliğini tek başıma yapıyorum,
rakı makamına göre kadehe doluyor
bilirsin işte, artık sevmek istemeyen kadınlık halleri
an geliyor,
kalbim kanatlanıp göğüs kafesine girmek istiyor desem,
semalarında süzülemeyecek kadar yaralıyım artık

Only the registered members can see the link

ağdalı sevdim seni ama yapışkan değil
sevmek çekip gitmekti gerektiğinde, bunu bildim
sadece şiirlerimde konuşabildim, bağıra..çağıra
kızdın ve kırıldın sitemlerimin tavşan dudaklarına belki ama
sevdim seni, ayazda..boranda
ah o sadekâr ellerin bedenime yeniden dokunsa desem,
ellerini bedenimde tutamayacak kadar titriyorum artık


Only the registered members can see the link

bir kedi gözlerimin içine baktı
ruhumdan bir deniz geçti, dalgaları göğsüme çarpttı
antika bir fincanda iç çekişlerim kaldı
gül kurusu perdeler, mutluluğuma kapandı
anılar dudaklarımı öptü, dudaklarım sızladı
çok zaman sonra sen de öp beni desem,
öpüşlerimiz bizi yakacak kadar sıcak değil artık

Only the registered members can see the link

ve sen, her şeye rağmen gelip, 'seni seviyorum' desen,
bu iki kelimeden ölesiye korkuyorum artık..

paradise
17-07-2008, 18:22
Only the registered members can see the link


Bu kent! Bu sokaklar!
Gri bir özlem taşıyor kıyıdaki o banklar...
Ahh... Hâlâ esaretin altında bu kent...
Yarım bırakılmış bir besteydin sanki
hiç kimsenin bilmediği.
Hâlâ söyleniyorsun buralarda, melodin hiç dinmedi...
Bilir misin bu kent tepeden tırnağa sen dolu.
Her adımımda, her sokakta sen çıkıyorsun karşıma.
Gün seninle başlıyor bu kentte...
Önce güneş oluyorsun, derken kahvaltım,
müziğim, çantam, saatim... Her şey sen oluyor birden.
Gittiğim kafe, baktığım deniz, yaktığım sigara, her şey sen..
Only the registered members can see the link


Hâlâ söyleniyorsun dedim ya buralarda, kulağımdaki uğultu sen...
Gözümdeki görüntü sen..
Yüreğimdeki gürültü sen...
Hâlâ esaretin altında bu kent,
burada yaşamak sen... Ve gün senle bitiyor elbet...
Şimdi içimde hazin bir sonbahar gibi soluk hayalin!
Ve artık yordu yüreğimi içimdeki melodi..
Yeter! Sonu gelmedi mi bu esaretin?

paradise
17-07-2008, 18:24
Only the registered members can see the link

Saatin kadranında değiştirmez yönümüzü
bu boynu bükük duruşun..
gitgide birbirine dönüştürürken ömrümüzü.




Only the registered members can see the link

Derler ki;
uzayan kirpiklerinin altında saklarmış dünyasını,
yağmurun korkuttuğu hiçbir çocuk
arka bahçede oynamazmış rüyasını..


Only the registered members can see the link

sonra bir düş boyu inceldim baktıklarımdan,
dudağının kenarına bir telaş taktım ki
o zamanlar çıkmıyormuş fotoğraflarda,
beni öperken yzümde bıraktığın boşluklar..

Only the registered members can see the link
ama, sana eksik uzanışım sakarlığımdan
yanlışlıkla birbirimizi vurmayalım diye,
uzanıp aldım.. o gülü aramızdan.


..

paradise
17-07-2008, 23:19
YOKLAMA KAĞITLARINDA ADSIZLIĞIM



Yoklama kâğıtlarında bırakılan yalnızlığıma son verip çelme takıyorum sesime…

Ses’im düşer nefesime. Ve bozgun yemiş bir kente salı veririm doğrularımı. Öylesine diye karalayabileceğim tek kıpırtı gölgem. Gölgem bile gri. Yüzü de yok ki gölgemin. Bakıp bakıp ağlasam. Tükürsem gözlerime de feri kaçsa ta şurama. İçlensem de sonra oturup öleler kentine şiirler yazsam adsızlığımla.




Duvarlar olması gerektiği gibi soğuk. Perdelerse hep kapalı. Gazete sayfalarıyla bütünleşen cam’larsa hep kırık dökük. Unutulmasın diye teksir kâğıtlarının en uça sıkıştırılan dipnot’un hatırlattığı acı kadar gereksiz bir ayrıntıyım ben.



Bir ölünün mezar taşına neden özenle yazılır doğum tarihi? Ve en alta kazılır ölüm tarihi. Kim bilmek ister ki ölenin kaç yaşında olduğunu? Ya da kaç yıl yaşadığını?



Biçimsiz yazıyorum her yazılanı. Ki adım yoklama kâğıtlarında en önemsiz olanıydı. “Bur da” diyebiliyorum en çok. Sonra kısılıyorum sesimi. Arka sıralara atıyorum varlığımı. Arka sokaklardan geçiriyorum ayaklarımı. Tanımasın kimse kim olduğumu. Kim olduğumun bilmem kaçıncı sorgusundayım hala. Bilinmezlikteyim. Karanlığın tam ortasına bırakıyorum nezaketsiz bedenimi... Çık diyor karanlık içimden. -Çık! Karanlığa bile dar geliyor gözlerim. Ya şimdi ben hangi cadde de nefes eskiteceğim ki? Her yanıma dar geliyor kadife düşler.



Yoklama kâğıtlarında karalanan adım mıydı yoksa adsızlığım mıydı beni halden hale sürükleyen?

paradise
17-07-2008, 23:20
lanet olsun böle hayata...
yaşamak mı şimdi bu??
nefes alıyorum yarımyamalak..
her solukta başka bi acı başka bi dert..
susun artık..
susuNNnn..!!
yalnız kalmak istiyorum..!!
sessizlik istiyorum..!!çekin ellerinizi üzerimden..!!
çekin..!!
ihtiyacım yokk sevilmeye..!!
ihtiyacım yokk sevmeye..!!
nasıl olsa bi gün sizde terketmeyecek misiniz beni..!!
sahte gözyaşlarınıza inanırmıyım sanıyorsunuz??
benim ağlamak için bir omuza ihtiyacım yok..
benim kimseye ihtiyacım yok..
şimdi sarılsam sizlere gitmicekmişsiniz gibi sözler vericeksiniz..
sonra yine terkedip gidiceksiniz..
istemiyorum böyle yaşamayı..
lanet olsun bu hayata..
lanet olsun herşeye..

paradise
17-07-2008, 23:24
Düşlerde sevdim seni, söyleyemedim..
Sessiz öptüm nefesini, söyleyemedim..

Ben seni, hep senin bilmediğin zamanlarda, senin bilmediğin mekanlarda sevdim.. Bunu sana hiç bir zaman söyleyemedim.. Anlatabilecek kelime bulacağımı hiç sanmadım.. Düşlerimdeydin hep.. Öyle büyüktü ki varlığın beni aştı ama sana ulaşmadı..
Ben seni, hep uzak sevdim, uzak öptüm.. Sessiz, sakin, sen rahatsız olma, ürkme diye, benden kaçma diye usulca öptüm.. Her nefesim senindi.. Çünkü ben, sen nefes alıp verdikçe vardım.. Ama sana ne sesimi, ne nefesimi duyuramadım.. Çığlık oldu sevgim, çarptı herkese.. Bir sana teğet geçti.. Öğrenemedin.. Söyleyemedim..

Sana ben şiirler, sözler büyüttüm,
Sana ben baharlar, yazlar büyüttüm,
Sana ben hummalı gizler büyüttüm,
Söyleyemedim...

Her kalemin ucuna düşen harf sendin.. Her dilimin ucuna gelen kelime sendin.. Ben her yazdığım kelimede seni büyüttüm, ben her kurduğum cümlede seni büyüttüm.. Sen bilmedin, ben söyleyemedim..
Bahar sen varsan gelirdi, yaz sen varsan güzeldi.. Her gelişin bahar, her dokunuşun yazdı bana.. Ben her bahar hüzün kaplar, her yaz yaşlar akıtırdım yokluğunda... Ben her baharı sen diye bekledim, ben her yazı sen diye geçirdim.. Bütün güzelliklerini sana büyüttüm.. Sen bilmedin, ben söyleyemedim..
En ateşlisi sanaydı aşkın.. En güzeli, belkide en büyüğü sanaydı.. Gizli gizli yanardı yüreğimde.. Aşkım büyüktü, ateşi büyüktü, giz'i hepsinden büyüktü.. Gösteremedim.. Nasıl beni yakıp, erittiğini bilemedin.. Oysa sen buz gibiydin.. Yine de gelmedin.. Nasıl bir yürek büyüttüm sana gizli gizli.. Sen bilmedin, ben söyleyemedim..

Şarkılar yazdım sana, okuyamadım..
Hep yanımdaydın oysa, dokunamadım..

Sana ben hayaller, düşler büyüttüm,
Sana ben gözümde yaşlar büyüttüm,
Sana ben hummalı aşklar büyüttüm,
Söyleyemedim..

Her şarkıya seni koydum, her şarkıyı sana yakışırdım.. Sen varsın diye söyledim hepsini ama sana duyuramadım..
Hep benimle olduğunu hiç bilmedin. Hayalinle yatar, hayalinle kalkardım anlamadın. Anlamadığın, hissetmediğin için dokunamazdım sana, duvarların öyle kalındı ki, yapamadım..

Hayallerimdin işte sen, bütün düşlerimdin..
İyiye, kötüye akan her damla yaş sanaydı, sensiz olmazdı..
Ateş gibiydi işte aşkın, dedim ya yakardı, söndüremezdim..
Ama sen hiç birini bilmedin,
Ben de Söyleyemedim...

paradise
17-07-2008, 23:30
Dalıyorum uzun uzun bu gunlerde uzaklara..

Nereye dönsem nereye baksam bir çehre beliriyor simamda..

Bir tebessüm dudaklarımda..

Sahralarda beliren su misali akıyorsun gözlerimin önünden

Sevmek bukadar zormuydu

Değer vermek..

Senden sadece sevmeni istemıstım..

Ne Ferhat gibi dağları delmeni bekledım

Ne mecnun gibi çöllere düşmeni

Ne de kerem gibi deli divane olmanı

Sev istedim..

Sevginin gerektirdiklerını ver istedim..

Ve en sonun da anladımki

Sevmek tek başına yetmiyormuş.

Emek istiyormus

Şevkat istiyormuş..

Bir gram da olsa tebbesüm istiyormuş..

Özgürlüğü sende aradım, gözlerinin derinliklerinde kaybolmakta..

Susuşlarım hep sende kaldı.. Gözlerinde takıldı virgül misali

Devamı gelsin istedim..hiç noktalamadım ki ben seni

Ya virgülde bıraktım gözlerimi

Ya iki noktada..

Son noktayı hiç koymadım ki

paradise
17-07-2008, 23:31
Efsunlu saatlerde sıcaklığı vardı ellerinin,
Ben seni seçtim sevgilim,
Matemi olmayan bir bedenden,
Aşkına aşkımı katarak geçtim,
Gördüm ellerinde hüzün,
Bir tutam sevda ile gülen yüzün vardı,
Çocukluğun vardı,çocukluğum gibi,
O masumluğun bana hep yüreğini anlatırdı,
Ve ben özledim seni durmadan sevgilim,
Yokluğuna yağan her yağmurda kendimi,
Aşkına karışan sensizlik bildim,

Durduğum yerde ıslanıyor şimdi gözlerim,
Ben seni seçtim sevgilim,ki sen,
Hasret çeken gecelerimde yüreğime bir büyüsün,
Aç perdelerini aşk'ın,kaldır gökyüzünü,
Seni sevdiğimi koskoca bir şehir görsün,
Ve duy ama inanma,
Ne dostunu dost,ne düşmanını düşman bilir bu dünya,
Aşkla başlar hayat,aşkla biter her düşen gibi sevdaya,
Ben seni sevdim sevgilim,seni seçtim,
Ve yazacak aşkı olmayan bir şair gibi değil,
Yüreğim bilerek başladım şiirlerce seni anlatmaya,
Suskunluğu tanımazsın sen benim bildiğim,bu yüzden,
Sen kalacaksın hayatım boyunca değer verdiğim.....

paradise
17-07-2008, 23:34
Aşkı simsiyah giydin!!!

Mükemmel biri değildim mutlaka... Allah kuluyum çünkü... Hatalarım vardı benim de; her insan gibi.

Yaptığım en ufak hata, seni biraz incitse beni yıkardı...Benim sevdamı taşımak kolay değildi, yorardı seni, belki de yıkardı..Aşkın yarını yoktu, kabul ediyorum... Ama bizim beklediğimiz yarındı... O yarın hiç yaşanmadı Kabul etmelisin ki vefasız senin sevdan daha da ağırdı...

Seni sana rağmen yaşadım ben... Bir tarafını tamamlasam, bir tarafın hep yarım kaldı... Oysa nasıl da umut doluydum başlarken... Ben beyaz atlı prens, sen prenses olacaktın... Ben tutunacak dal olacaktım sana; sen bende yeşeren yaprak... Sonbaharı yaşamayacaktık biz... Sevdamız İlkbahar olacaktı, çocuklarımız bu baharda açmış çiçekler... Yıllarımı, kendimi, hayatımı sana adamaya hazırdım oysa...

İhanet tuzağına hiç düşmeyecekti bizim aşkımız... Buna ilk gün karar vermiştim ben; ve kendimden emindim Ağaç ağaç gezmeyecekti benim yaprağım... Sonbahara yenik düşmeyecekti Başka coğrafyalara göçmeyecekti bizim aşkımız...

Çok ani oldu gidişin... Hiç beklemediğim bir anda, zamansız bir yalnızlıkla karşı karşıya kaldı yüreğim...

Ama gittin... Yaşanmış tüm güzellikleri ardında bırakırken, yaşanmamış ne varsa alıp gittin...Öylece gittin Bense arkandan bakakaldım çaresiz...Bir yıkım gibiydi gidişin...Nereye gittiğin önemli değildi aslında..Önemli olan giderken içimde ki umut dolu çocuğuda benden alıp götürmendi...Sen gittin, o çocukta gitti
Ne kadar zamandır yoksun; ne kadar zamandır karanlıktayım; ne zamandır yıldızlar yok gökyüzünde hatırlamıyorum...Çünkü ben her an seni yaşadım Geldiğin gün doğmuştum çünkü ben; gelişinle var olmuştum... Gri bulutları söküp atmıştım üzerimden, güneş hergün seninle doğuyordu hayatıma...Karda çiçekler açtırırdım artık... Çünkü sen vardın... Sen aşktın,hayattın,umuttun,candın...
Sen hayatın tadı, gülüşlerimin adı... Sen umut kaynağımdın...

Oysa gittin...

En acı yalnızlığın sensizlik olduğunu öğrendim gidişinle... Bu sabah beni uyandıran sesin yoktu... Ve ben bunun etkisiyle olsa gerek biraz daha inandım gidişine... Elimde kalan son birkaç umut kırıntısıyla bekledim bugün seni... Bu günde bende bir bahar günüydü oysa...Yüreğim gidişini kabul etmedi bir türlü... Ama nedense sen Kış mevsimini yaşamayı seçtin kendince... VE GİTTİN...

Bilseydim gideceğini; tutardım ellerinden, bırakmazdım seni... O da olmadı; yollarına sererdim kır çiçeklerini... Bilirim basamazdın çiçeklerin üstüne de yine kalırdın benimle... Bensiz kalamazdın ki sen hem... Beni koyup gidemezdin ki... Canım derdin her seferinde... Cansız yaşayamazdın ki

Oysa gittin be vefasız... Şimdi yarımım... Yokluğunu kabul etmek öylesine zor ki... Hiç olmamanı düşünemiyorum bile... Elimde yalnızlık var...Böylesine severken gitmen akıl alacak şey değil... Bir anlayabilsem... Kalbim nasıl ağrıyor, içim nasıl acıyor bir anlatabilsem...

Hayatın bana verdiği kaçıncı ders bu bilmiyorum.. Ama vazgeçmedim senden.. Bekleyeceğim...Şimdi kimin sevdasını yaşıyorsun ya da yaşatıyorsun bilmiyorum ama; İYİ BAK YÜREĞİNE... İyi bak çünkü bekleyişlerimin içine hapsettiğim özlemlerim o yüreğe ait....

Devam ediyordum hayatıma,seni hiç tanımıyordum.Renksiz ve belki de sürekli aynı şeyleri yaparak yaşayıp gidiyordum, gri rengi benimseyerek hayatımda.

Ve başka renkler katmıyordum hayatıma.

Kırmızının acısını yaşamak korkutuyordu yüreğimi.Kan kırmızıya boyamak istemiyordum bedenimi.Bu nedenle çekici geliyordu bana ve hergün aynı yerlerden geçip, aynı şeyleri yapan aynılaşmış yaşamları izlemek sıkmıyordu canımı asla.

Yada şöyle demeli...

Biraz sıkıcı ama az acılı...

Gördüğüm mutsuz yaşamları kaleme alırdım çoğu zaman.
Çoğu zaman onların acısı bin parça ederdi yüreğimi.
Sen en çok bu yanımı severdin benim.
En çok bu yanım etkilerdi yüreğini.
Ben senin etkileneceğini bilmeden devam ederdim siyah-beyaz yolumda ilerlemeye elimde kağıt kalem bilinçsizce.

kimi zaman arkadaşımın gözyaşına karışırdı yanağımdan süzülen damlalar.Kimi zaman ölü yavrusunun başında miyavlayan bir anne kedi etkilerdi beni derinden.

Ve ben düzelmesini ümit ederdim çoğu kez kaleme alırken yaşananları...

Ve sen en çok bu yanımdan etkilenirdin.
Ve ben seni o zamanlar hiç bilmezdim.

Keşke hiç bilmeseydim..
Keşke hiç görmeseydim..
Keşke hiç bakmasaydım gözlerine sevdiğim...

Söyler misin bana?
Ne yaptım sana,seni çok sevmekten başka...
Söyler misin bana?
Neydi suçum, seni çok sevmek dışında...

Griydi benim hayatım;renksiz ama acısız aynı zamanda.
Sen çıktığında karşıma direndim...
Evet direndim gözlerinden fışkıran renkli hayata...
Evet sevdiğim;siyah-beyaz yolumda, grimsi hayatıma devam etmek için çok direndi yüreğim.

Ama olmadı...
Olamadı....

Sen ısrarcıydın...Ben korkak...
Sen mavi-kırmızı...Ben siyah-beyaz...
Sen gündüz hareketliliği...Ben gece dinginliği...

Dedim ya...

Sen ısrarcı... Ben korkak...

Önce maviyi sundun önüme;deniz mavisini,gökyüzünün özgürlüğünü...
Kanat çırpmayı öğrettin yüreğime...
Derinliklerindeki mutluluğu sundun mavinin bana,bana ve ruhuma...

Sonra kanatlarımı kırdın,güneşin batarken bıraktığı kızıllığı soktun yaşantıma...

Renklerin en göz alıcısı ve can yakıcısını tattırdın ruhuma...

Ne yapmıştı sana benim grim...
Ne yapmıştı benim siyahım ve benim beyazım...

Ne yapmıştı da kalemim kırdın onu, koyu kırmızının içinde yok ettin harflerimi...
Neden katlettin onları birer birer...

Neden düşlerimi yok ettin, umursamazca öldürdün onları karıştırdın karanlıklara?

Neden kana buladın ruhumu durup dururken,
Durup dururken yüreğimi yıktın...
Neden?

Önce mavinin çekiciliğini gösterip bana neden soktun kırmızının acısını hayatıma?

Neden yaptın bunu bana?
Söyler misin ne yaptım sana?
Seni çok sevmekten başka...

Grimi geri ver şimdi bana...
Siyah-beyaz dünyamı sun yaşantıma...
Al kırmızını ,geri ver bana gözyaşlarımı dökülen yoluna...
Gülümsememi ver geri ey sevgili...
Seninle giden ve bir daha dönmeyen!
Geri ver düşlerimi,
Kanat çırpan kuşlarımı,
En önemlisi de gecemi,gecenin dinginliği ver geri bana...
Kalemimden damlayan kırmızılarını al..
Al ve canlandır harflerimi...
Ver baharımı, al kışını geri...
Kan kırmızı karlarını al, gecenin siyahına yayılan beyaz karımı istiyorum, iade et onları bana...

Hepsini istiyorum..
Hepsini vermelisin bana...
Alıp kan kırmızını yüreğimden,grimin renksiz ama acısız tonunu vermelisin bana.

Hem söyler misin niçin girdin hayatıma?
Ne yaptım sana seni çok secmekten başka..

Gökyüzünün mavisinden koparıyorum harflerin en güzellerini...
Öyle kör ki gözlerim çiçekler var sanıyorum ,sanıyorum ki mevsimlerden bahar.

Ve ben artık sustum...

gün,
gülsün yüzüne!
gülsün,
kıyamıyorum dokunmaya özüne!

yine aynı mısralar dökülüyor kalemimden sana varmaya çalıştıkça...
yoksun...
yoksun...
yoksun...

yok oluyorum ben de artık...

bir avuntu sadece
bakıyorum hala iskeleye inenlere...
yaşlanmışım,
seçemiyorum artık belli belirsiz yüzleri.

yaşlanmak ne zormuş, görmemek (yar) yüzünü (kendi) gözlerinde...

bir umut sadece
çekmeceyi açıyorum...
yıllar eskitemezmiş ya anıları,
fotoğraflar arıyorum...

yırtık bir fotoğrafta, yanına yakışmıyorum...

başımı kaldırınca,
göz göze geliyorum aynada kendimle,
arkamda bir siluet,
dokunmaya çalışırken tenime...

yoksun, ben sadece hayal kırıklığı olduğunu anlıyorum halisülasyonların...____seni benim yazdığımı, aslında olmadığını fısıldıyorum yüreğime en ağır şekilde...____

yırtık
eski
renkleri silinmiş
üzerine su damlamış bir fotoğrafım...

sığmıyorum albümlere... parçalara bölünüp atılasım geliyor, kıyamıyorum olur da dönersen, beni yitirdiğini anladığın anki haline...

sadece senin eserin olan, senin için rengi solan, eski, yırtık bir fotoğrafım... yanına yakışamadığım...
senin için yıprandığım...
parçalarım yüreğinde mi hala?

Anladım...!
Biz olamayacağız seninle,lûgatımıza oturmamış bu kelime
Sen kendi hayatına,ben kendi acıma kaldığımız yerden devam edeceğiz...
Kendi kader yolunda ilerlerken sen an be an ; ben o yola çıkan kestirmeler arıyacağım bulana dek...
Bulamam diye umutsuzluğa kapılmadan,hayıflanmadan,yorulmadan hiç...gittiği yere kadar,yüreklerimiz denk düşene kadar...

Anladım...!
Sen hâlâ bakarken gözlerimin içine sevgiyle,masumane...gitmez böyle!
Ben savaş verirken içten içe seni bitirmek üzere,senin bu yaptığın ne,söylesene?

Arama beni,çıkma karşıma,rüyalarım ardına düş artık...n`ôlur anla!

Sana bakarken içime düşen o kimliksiz,o çaresiz yaşları,her seslenişinin bahar olduğunu senden saklama çabamı,unutmaya çalıştığımı varlığını...ve başaramadığımı...anla

Sen yaralarımdan usul usul akarken,canım nasıl yanıyor bi bilsen...
Nerden bilebilirsin ki...Sen beni gerçekten sevmedin ki...

Peki öyle olsun,anlama işide yine bu yürekte son bulsun
Tıpkı gidişinle son bulan hayallerim gibi,
Tıpkı gidişinle çıkmaz sokaklarda kalışım gibi,
Tıpkı gidişinle...aslında hiç gitmediğin gibi...ben anlayayım herşeyi...

Anladım artık anlamsızlığımızı!
Bir senin gözlerinden,benimse yüreğimden gitmeyen bu karabulutları...bu çıkmaz sokakların nedenini anladım...
Ben seni unutamadım...!

Sevgili ;
Senin mutluluğun mutluluğum olur çoğu zaman
Acılarınsa acımdır...bilirsin
Ya verdiğim değer boşaysa,kederin kederimken,ben bir hiçsem gözünde...?
O zaman söylenecek söz kalmamıştır,yapacağımsa tek şey var:
Arkama bakmaksızın kaybolmak karanlıklarda,karışmak kalabalığa...yapayalnız

Sonunu biliyorum bu yolun,sonumu biliyorum sevgili...
Öylece kalakalmak,yitmek gitgide gözleren öteye
Sana kırgın mektuplar yazmak,ama göndermemek asla...
Her rüzgarda kokunu duymak,her şarkıda seni hatırlamak

Ve ağlamak gecelerce,
ağlamak öylesine...kaderime
ağlamak;
hasretinden deliye döndüğüm için,aklımdan biran bile gitmediğin için,sensiz yaşayamadığım için...

Daha bitmedi düşlerim sevgili...
Ben hâlâ seninle nefes alıyorum,hâlâ sana kıyamıyorum ve en önemlisi;
hâlâ seni seviyorum!!!

Bu yüzden,tüm bu hissettiklerim yüzünden;

vazgeçmek için çok erken...

Yaşadığım en acı,
Yaşadığım en derin,
Yaşadığım en büyük "aşk" sın sen!!!

nehirler akıyor... yeşil yeşil akıyorlar sanki... bir taş atıp suya atıyorum. su bulanmıyor. eğilip bakıyorum suya. kendimi görüyorum suda.

dalıyorum...

yok öyle ıslanmak değil. kendime bakıp iç geçiriyorum. içim geçiyor. bakmışım ki gökteyim. yeşile maviden bakıyorum. küçük bir kelebek eğiliyor.kelebeliği de görüyorum suda. sahi kelebekler su içer mi? içsinler ya, onlar da varsın suyun doyumsuzluğuna...

kendimi seyre dalışım devam ediyor. inceliyor hayallerim gökyüzünde. süzülüyorlar güneşe doğru. bir bulut olmuşum şimdi. beyaz bir yürek olmuşum. gördünüz mü beni? hadi pencereden dışarı bakın... belki hala ordayımdır. hava karardıysa, sabah bakarsın. geceleri görünmüyorum...

güneşe yaklaşıyorum git gide. hayır hayır, güneşe engel olmaz bu yürek bulut. güneşler lazım içerlerimize. evet yaklaştım güneşe. artık ben de güneşim. bak benimle aydınlandı her yer. bencil olayım azcık da, güneşi sen görsen yeter...

güneş batacak...

akşam olmak üzere. çiçekler küsüyor güneşe. yaprakları kapanıyor. bulutlar küsüyor gökyüzünden dağılıyorlar. anneler, çocuklarını evlerine alıyorlar güneş gidiyor diye.

ben ne olacağım şimdi...?

batacağım güneşle...
dağların ardında kaybolacağım.
güneşin kefili ay,
güneş doğacak yarın...
benim kefilim sensin!
gelmezsen ne olacağım?

nehir kenarında çıktığım yolculuk dağların ardında son buluyor. kimseler bilmiyor kaf dağının ardını...
ayrılık gaiba bu... sabah güneşe barışacak çiçeklerle, sen de güne barış bana rağmen...

benle kalamadın ama... düşlerimizden ayrılma... ben olamayan yanına yenilerini al...

gitmeliyim. uyku vakti...

ağlamaklıyım... ne olur izin ver de dökülsün gözyaşlarım.. hem belli mi olur belki gözyaşlarımla seni de atarım...

ağlamaklıyım... ne olur izin ver de dökülsün gözyaşlarım... hem belli mi olur belki gözyaşlarımda ben sana varırım...

gülsem, güneşe benzerdi ya gözlerim,
ağladım... yosun koktum.
bir yaramaz çocuktum,
çok koştum, çok yoruldum...
ebe oldum, sobeleyemedim!!!

yalnızdım
...
sense oyunda yoktun!!!

ağlasam, uzak ülkelerdeki çöllere değerdi gözyaşlarım,
güldüm... nem koktum,
bir kör kuyuydum,
çok doldum, çok zordum,
taştım, kurumadım!!!

yoktun
...
bense ne çoktum sensiz!!!

ağlamaklıyım... ne olur izin ver de dökülsün gözyaşlarım.. hem belli mi olur belki gözyaşlarımla seni de atarım...

ağlamaklıyım... ne olur izin ver de dökülsün gözyaşlarım... hem belli mi olur belki gözyaşlarımda ben sana varırım...

sana bir sır vereyim mi?

ben seni ararken oyunlarda, senin bana yerini söyledğini unuttum.

sahi hala içimde misin?

bundan mı çokluğum?.

Umudumu yitireli hayli zaman geçti...
Yeniden sevebilmek zor..
Ellerimin arasından kayıp giden sen..
Yeniden doğarmısın karanlık sabahlarıma?..

Aşk..seni tarif edebilmek imkansız mükemmelsin,mekemmelliğin ayrıntılarında gizli..
Bir elin mutluluk veriyor,diğer elinse acı..
Ve mutluluğu almadan acıyı almak o kadar zor ki..?

Kelimelerimi dizdin boğazıma dar ağacında asılı kaldım..kalbime bir kuşunda ben sıkıyım dedim olmadı yapamadım,yapamazdım..
Eyyy...Kalbimi saran muamma.. Bende bir kurşunluk can var Amma vurulursun diye aklım çıkıyor..
İşte tek nedeni bu..! sen..

Aşk senin ezip geçeceğin kum taneleri değil..
Üstüme bastığın yeter,ezip geçtiğin yeter..
Her an kaybederim korkusuyla hayatımı zindana çevirdiğin yeter..
istediğin bir değil bin çiçekse
istediğin başka bir ten,başka bir bedense..
istediğin ben değilsem eğer peki..

Azat kuşunu yüreğine bıraktım geçmişi gömeriz en dipsiz kuyulara,sevda şarkılarını yok ederiz..
Bir sen birde ben vardık evvel zaman içinde...
Masallara devrediriz yitik sevdamızı bir varmış bir yokmuş oluruz
unutursun... unutulursun belki...
Şimdi.. Bırakıyorum seni..
Gözyaşlarım işkencelerde,kelimeler kifayetsiz umutlar yitirilmiş.. Ne yeni doğacak gün için can kalmış bedende ne de geçmişi unutacak kadar kalpsiz bir yürek..

Hadi..al git ne varsa..
Topla yüreğimin kırıntılarını..
Hadi.. bir tekmede sen at savur..
Hadi..hiç yaşanmamış say beni..
Hadi..git ne olur göm diri diri beni..

Şimdi ne desem de rastık kavgaların dile gelse, yatağına kokumu bırakıp giderken ne çok şey alacağım nefesinden.
Teninde var olan yaşamın basamaklarını ezberlemek istiyorum sevgili, olur da bir gün bırakıp gidersen, olur da bir gün nefesim nefesinden uzak kalırsa, bilki toza toprağa seslenecek sesim, seni seviyorum.

seni seviyorum, çünkü sevmek için her şey var sende. Seni seviyorum, çünkü anlamlar buluyorum sende yudumlarken en masum nefesi. Seni seviyorum, çünkü sevdikçe biliyorum mavinin deniz, kırmızının gülde daha da güzel olduğunu. Seni seviyorum, çünkü sen kokuyorum... Seni seviyorum, çünkü seviliyorum…

Mahremi kilitli bir yan var içimde, dudaklarının tazeliğini bana veren, dilindeki aşkı bana kusan sebepler var içimde, sen varsın, sesin var, damağına akan dudaklarım var…
seni seviyorum
öptüğün dudaklarımdan iniyor sesim, dinle,
sana söyleniyor bütün hayatlar, sana akıyor yağmurlar
ben ben değilim, ben sendeyim
sen bana verene kadar
sen beni bir sokak köşesine bırakıp gidişini gözlerime kazıyana kadar…
Ama o gün gelene kadar seni koklayacağım dağların eteğinde
seni bileceğim göremediğim yerlerde senin de olduğunun
ağlayacaksak bileceğim biz için yanıyor bu ateş
ağlayacaksak bileceğim, sana akıyor bu nefes
ağlayacaksak bileceğim, yalnızca senden bana doğacak güneş...

"-sen hayatımsın"

yok sevgili, hayat nedir
hayat ellerinde masum bir çocuk sesidir
ben sana tanrı gibi bakar oldum sen geleli
sana tapar gibiyim
sanadır secdedeki dua yüklü cümleler
sanadır sevgili, sanadır bir nefes yüklü günahla ölmeler
seni seviyorum
hepsi bu

sendendir bu
aşka yüz tutan tenindendir
seni sevmelerdir sana seni söylemeler…

nehir olup sana gelmek istiyorum
serçe kanadında uyumak
ömrümün en vahşi bakireliğinde sana sarılmak istiyorum
sen olmak istiyorum belki de
seninle olmak…

Ne bileyim sevgili,
seni seviyorum ya, dilime takılıdır adın
seni seviyorum ya, sanadır kahırlı yalnızlıkta başkaldırışım
seni seviyorum ya sevgili,
yalnızca sanadır
senindir bu yürek…
anla sevgili,
anla
ve sadece sarıl bana

dilindeki tipiye tutuldum, al beni göğsündeki en korunaklı yere...

-"oradasın
en kuytusunda"

özlemek nicedir seni sorar bana
özlenir olmuş sesin
nefesin
gözlerin
hasret olmuş yaban gülüm, göğümdeki kanat çırpan güzelliğin...

paradise
17-07-2008, 23:35
Ben seni sevdim,
Senin yokluğunda her gün
Sana kavuşmanın hayallerini içimde büyüttüm.
Sensiz geçen her geceye,
Bin kahır binbir sitem ilettim.
Ruyalarımda her an seninle yatıp,
Seninle sabaha günaydın dedim.

İçimde büyüttüm sevgimi,
Sabrımı, umudumu,
Sensiz ne yaşayabildim,
Ne de ölebildim.
Her gün,
Sensiz geçen bir günün eksilmesine sevindim,
Öyle ya sensiz bir hayattan bir gün daha bitiyordu,

Hep bunu düşündüm,
Sana kavuşmanın sevincini içime hapsettim.
Geceler; o kapkara geceler,
Hastalıkların ve sevdaların yüreğimize,
Acısının en derinlere işlediği geceler,
Sensizlikte binlerce kez ölüp ölüp,
Tekrar sabaha seninle baştan yaratıldığım geceler.

Bir onlar şahit kanlı gözyaşlarıma,
Bir onlar en sırdaş kanayan yaralarıma,
Bir onlar şahit yüreğimde yamalı sevdana..
Sensizlikmiş bu kadar canımı yakan,
Acıtan, parçalayan,
Bir sen vardın içimde...
Bir de o vefasız sevdan...

Gelişinle aydınlanacaktı dört duvar,
Geceler an kadar kısalacaktı gülüşünle,
Ne şafaklar doğacaktı günle kucaklaşan,
Nice akşamlar paylaşılacaktı gecelere uzayan,
Ne umutlar yeşerekti yüreğimizdeki topraktan,
Bunca acıya, bunca ayrılığa, bunca kahıra,
Dile gelecekti zaman..

Uzayıp giden yollardan gelmişsin,
Bizi, bizden çalan gönüllere girmişsin,
Emanet kalbimi yerlere sermişsin,
Beni soranlara, o kim? demişsin,
Meğer sen, benden çoktan gitmişsin,
Bir sen vardın içimde...
Bir de o vefasız sevdan...

paradise
17-07-2008, 23:36
bir yoL kenarında bekLiyorum seni,
anLat bana kendini..
anLat ki ; senin yoLuna doqru ko$ayım doLu doLu..
ya da sus qeri döneyim uSuLca bakmadan ardıma..
Only the registered members can see the link
RasqeLe ya$anıLan hayatLarın içinden çıkmı$tın kar$ıma ansızın..
Ansızın bitivermi$tin qönLümün topraqına dört yaprakLı yonca misaLi sevqiLim…..



Ah,yazık…
SevqiLim(din)
Sevdiqim(sin)



En korkunç karanLıkLarın ortasında ı$ık oLmu$tun ruhuma..
Cevapsız soruLarLa kaLakaLmı$Lıqımın, eskimi$ yüreqimin sıqınaqıydı qözLerim,
adın a$ktı ve a$k yüreqine sakLanmı$tı qeçmi$ zaman yoLcuLukLarımın birinde benden habersiz…
Sen çıkmadan önce yaLnızLıqından bunaLmı$ benLiqim intihar eyLeminin dü$ünce safhasında can çeki$iyordu durmaksızın oysa..


Oysa sesin…


Sesin ta$ pLaktan dinLediqim eski zaman $arkıLarı qibi ho$ qeLirdi ruhuma..


Sahi, vakitLerden neydi iLk çıktıqında kar$ıma?



Nisan da kaLma bir bahar ak$amı oLabiLir mi çıkı$ına denk qeLen o iLk qünLer acaba?
$aka qibi ba$Lamı$tı ya hani her $ey, hani $aka qibi diyerek,
sevqi doLu bakı$Larımız utanqaç qüLücükLer e$Liqinde kucakLa$ırdı ya zamansız…

Nisan mıydı nedeni?
SuçLu nisan mıydı qerçekten?
A$k suç muydu yada?
A$kın suçu, yürekLerimize ektiqi heyecan mıydı ki, tek hataLı onu qörürdük ayrıLıkLarın ardından?


SöyLesene ne vakit ekmi$tin tohumLarını yüreqime de, ne vakit kök saLmı$tın toprakLarıma?
Hanqi zaman diLiminde sevmi$tim ve ben seni?
Ve hanqi anda kaybetmi$tim de seni, umarsızca çöLe dönmü$tü yüreqim sevqiLim?



Unuttum…
SevqiLim(din)
Sevdiqim(sin)



RasqeLe ya$anıLan hayatLarın içinden, ansızın bitivermi$tin qönLümün topraqına dört yaprakLı yonca misaLi oysa..
En korkunç karanLıkLarın ortasında ı$ıktın sen ruhuma..
Cevapsız soruLarLa kaLakaLmı$ benLiqimin,
Eskimi$ yüreqimin sıqınaqıydı qözLerin hatta…
PLakçıdan aLdıqım eski bir ta$ pLaktan dinLediqim $arkı qibi huzur verirdi sesin bana..


Ne zaman hayatıma qirmeye çaLı$ırken, hayatım oLup çıkmı$tın sevqiLi?
KorkuLarımı bir bir anLatırken sana ve qeLme, qideceksen eqer derken; ne çabukta kurmu$tun yüreqime eqemenLiqini..
Ve ben fethediLmi$ bir üLke misaLi hanqi ara açmı$tım tüm kapıLarımı da tesLim oLmu$tum sana?

Apansız nasıLda qerçekLe$iverdi her $ey,
Her $ey $aka qibi aniden hanqi ara diziLdi yamacıma?

Nisan’dan kaLma bir qündü ya hani iLk çıkı$ın kar$ıma..

Nisanda mıydı her $eyin suçu?
SuçLu Nisan mıydı; yoksa ben yine suçLu buLamadıqımdan ona mı atmı$tım tüm hataLarı..

SöyLesene bana yar,
Susmadan, qözLerimin içine bakıp anLatsana bir bir her $eyi…

Ne vakit ekmi$tin tohumLarını yüreqime de, ne vakit kök saLmı$tın toprakLarıma?
Hanqi zaman diLiminde sevmi$tim ve ben seni?
Ve hanqi anda kaybetmi$ti yüreqim eLLerini de, çöLe dönmü$tü yazın ortasında kaLmı$ toprak misaLi sevqiLim?


SevqiLim…
Unutmu$um,
Yazık!
SevqiLim(din)
Sevdiqim(sin




Ansız qeLi$Lerinin birinde sunduqun sonsuz sevqiyi aLıp qiderken sen sevqiLi,
sonu beLLi oLmayan bir hüzün kapLıyor yüreqimi ve ben terkediyorum yüreqini...

Yüreqim, yüreqinde qizLi uzakLa$ıyorum biLinmez sınırLara senin aniden qeLi$in qibi, aniden qidiyorum uzakLara

paradise
17-07-2008, 23:38
Bir şey var içimde…
Ya da biri…
Bazen bildiklerini fısıldıyor bana, ama genellikle susuyor. O susunca ben konuşuyorum, ben susunca da ilginç, melankolik bir havaya sokuyor beni gerçeklerini paylaşarak.
Kimsin sen diye sormak aklıma gelmedi hiç. Çok “ben”imsediğimden olsa gerek… bazen öyle birileri çıkıyor ki karşımıza, benliğimiz gibi… “Kimsin sen?” diye sormak anlamsız geliyor. Neyse karşımıza çıkanları, gidenleri, kalanları karıştırmayalım. Ben karıştırmak istemedim aslında, içimdeki fısıldadı.
İçimdeki, ufukları seyrederken melankolik takılmayı seviyor. en sevdiği şey ise kaçmak.
Çoğu zaman korktuğu için kaçıyor; bazen de dayanamıyor “ben”im kuruntularıma, saklanıveriyor bir yerlere. Ben mi? Onu geri getirmek için çaba sarf etmiyorum, biliyorum gelecek!

Bir şey var içimde…
Ya da biri…
Tavsiyelerini dikkate almıyorum bazen; çünkü o hala masallara inanıyor. İnce bir hüzün türküsü ona “yalan” söylemiyordur belki de kim bilir? Ya bilmediğinden “ben”i ya da görmek istemediğinden “ben”im dünyamı, ufak tefek, şirin masallar fısıldıyor; ne yalan söyleyeyim çok seviyorum masallarını... Masallarındaki adil dünya, gülen mutlu çocuklar, bitmeyen aşklar, kocaman yüreklerin taşıdığı kutsal sevgiler hep içimde kalsın ve ben bunları hissedeyim istiyorum. Ama sadece o kadar! İnanmalı mıyım, bilmiyorum…
Bir şey var içimde…
Ya da biri…
Onun “zaman”ı başka!
Belki bir yıl 1000 gün, belki daha fazla. Hızla büyümüyor “ben” gibi. Alınganlığı hafif çocuksuluğunun mirası. Elinden oyuncağı alınmış bir çocuk tavrıyla boşuna akıtıyor gözyaşlarını bazen. Bazen de en “büyümüş” haliyle gitmek istiyor uzaklara. Ama içimin en kuytusundan başka gidecek yeri yok, bilmiyor…Çoğu zaman susmayı tercih etse de, fazla suskun kalınca ufuklara çeviriyor gözlerimi. İkimiz birlikte susuyoruz…
Bana benziyorsa eğer, bu kadar deşifre olmak hoşuna gitmemiştir. Onu anlatmayı bıraksam da, adi bir paparazzi tavrıyla en gizli yanlarını ortaya çıkarsam da o hep benim, biliyorum…
Terk edemez beni!
Ama küstürmek istemem. İstediğim tek şey şimdiye kadar sormadığım bir sorunun cevabını duymak…
Kimsin sen?
“ben” misin?
Sen “ben”sen ben kimim?

paradise
17-07-2008, 23:39
Özledim seni bugün sebep yokken

Uzansam hayallere dokunurum sandım bak
Yıllar geçmiş üstümüzden
Hala ilk günkü gibi aklımdasın



Söyleyecek çok sözüm vardı

Hepsi yarım kaldı
Neler ummuştum hayattan
Elimde ne kaldı



Kırılan kalbim miydi yoksa?

Karnımdaki bu sancıyla
Küflenmiş ruhum unutmadı
Unutmadı seni hala



Özledim seni bugün sebep yokken

Uzansam hayallere dokunurum sandım bak
Yıllar geçmiş üstümüzden
Hala ilk günkü gibi aklımdasın
Özledim seni, özledim seni, özledim seni..

paradise
17-07-2008, 23:40
Gücüm yok... Ey sevgili tükendim artık! Çek ipimi öleyim...

Aşk Olur Adı

Sen!
Ey yalnızlığımın adı, sevdanın adresi, sonsuz ahı hasretimin. Tükenmeyen hülyalarımın sahibi dil-i
Benim bitmeyen yanlızlığım, yanlızlığımın bitmeyen umutışığı. Ruhumun sahibi, yüreğimin canyoldaşı.

Beni diyar diyar süren gurbet ellere, seyyah edip gezdiren, hasretini çektiren ölümüne... Sonsuz acılara gark edip kanlı yaşlar döktüren gözlerimden... Gözlerindeki aşka mahkum kılan ve azat etmeyen bir ömür...

Çıkıp gitme zamanı şimdi yine ey yar, uzaklar düşünce bir kez yüreğe, sen düşünce hayale, ruhumu zaptetmek mümkün müdür?... Ki, gittiğim her yerde senden izler ararım, hiç bir yerde olmadığını bile bile. Olmadık zamanlarda aklıma düşersin, yaralanırım...

Dilimin ucuna her geldiğinde dilimi ısırırım, seni sevdiğimi haykırmamak için. Seni sevdiğimi yalnız sana söylemek için bir gün kavuştuğumda. Ne varki her yaklaştıkça uzaklaşıyorsun…

Ama artık anlıyorumki sana kavuşmak sonsuz bir hayal, yine de sevdamı yükleyip yüreğime, seni bulmak, sana söylemek için sevdiğimi. her sabah düşerim yollara yeniden...

Şimdi her seher çıkıp dağlara ismini haykırırım yankılı kayalara...

İlan-ı aşk ederim, dinlemeselerde beni! Duymasalarda!
“Ey dağlar, ey nehirler, ey rüzgar, ey bulutlar, ey insanlar duyduk- duymadık demeyin, ben onu seviyorum,” derim...

Sensiz hayat yok benim için, yaşam yok. Söz vermiştim sevdama, yaşarsam aşk için yaşarım yalnız, aşkım için... Ölürsem aşk için...
“Gönül her zaman gelmeyeni beklermiş” derler, sevdası saklı duran sevgiliyi. Gelmese de bir ömür yine beklenirmiş o sevgili…

Sen benim bir ömür hasretini çektiğimsin, beklediğimsin ey yar. Bütün boşluklarını seninle doldurdum ömrümün… Yazdığım bütün şiirlerde, söylediğim bütün şarkılarda sen vardın yüreğimde. Aşka dair ettiğim bütün yeminlerde sen vardın yanımda. Gelmesende bekleyeceğim...

…../Düşlerim dağınık şimdi, kara bulutlar kümelenip durur usuma, acılar çöreklenip yüreğime, yerden yere vurur beni olmadık zamanlarda. Ben seni sevdiğimden beri, ilmek ilmek hasret dokur ömrümün gergefine zaman... Seni ne zaman özleyip ağlasam güzelleşir yeryüzü, güzelleşir gökyüzü, ışık dolar gözlerime... Sevgiyi damıtır en derin yerinden gözlerim... Aşk olur adı...

Ey yar yıldızım yitikse şimdi, doğmuyorsa ve ışımıyorsa gecelerime ay. Beni terkedip başka ufuklarda parlıyorsa, almıyorsa beni kucağına bir vefalı dost gibi ve gelmiyorsa beklediğim sabah. Özlediğimde yanımda yoksan eğer, uzaklar acımasızca vuruyorsa.
Ben yine de hep seni düşlerim ışıl ışıl, seni özlerim zifiri gecelerde de olsa...

Şimdi her gece bir tren kalkıyorsa gönlümün istasyonundan sana doğru, elim kalkmıyorsa ve sallayamıyorsam verdiğin mendili ardından. Gözyaşlarım ateş olup düşüyorsa ve hüzün olup yakıyorsa düştüğü yeri sebep sensin.

Meğer ki aşk imiş beni bağlayan hayata bu güne kadar. Her soluk aldığımda sevdayı hissettiğim içinmiş, sevdayı yüreğimde ölümüne taşıdığım içinmiş ki yaşamışım... Ve savunmşum yaralı kalbimi, hicranlar içinde de olsa, savunmuşum gözyaşımı kimseye aldırmadan.

Bilki, tomurcuklar açmadan kuruyorsa dalımda, her bahar bir tek kan gülleri açıyorsa gülşende, ey aşk, ey sevdiğim sensin sebep...

Şimdi ölüme hüküm giyiyorsam her yargılandığım yerde, hüznün acılı ırmaklarında kalıyorsa hayallerim ve sonunda kırılıyorsa kalem. Bil ki sebep sensin ey aşk, ey sevgili.

Ben sefilliği, garipliği, çölü, kimsesizliği, sahrayı, sahrada derviş olmayı, aşka mahkum olmayı senin için seçmişim ey yar...

İstersen sev beni! istersen kır! Acıt, ez, öğüt, paramparça et.
Gücüm yok tükendim ey yar! Çek ipimi...

Söyle, ne desem son sözüm sorulup, zülfün boynuma dolandığında, Söyle ne etsem, nereye gitsem...

Ah! etsem, delinir mi kara bağrım? Yaralı geyikleri kurtulur mu canevimin?

Söyle, son sözüm sorulduğunda, tutar mı elimi aşk? Toplar mı yerlere savrulan hayallerimi? yaşatır mı anılarda?

Gücüm yok... Ey sevgili tükendim artık! Çek ipimi öleyim...

paradise
17-07-2008, 23:40
Derin rüyalarda saklı umutlarım, güllerin yapraklarını solup toprağa düştüğü gibi acılarla dolu hayatım, kin, öfke kaplı duygularım… Hayatlarda bir diken, bende kaplı bin diken… Gerçekleri aradım gece gündüz hayallerde, akıbetimle karşılaştım sadece, komadaki düşüncelerimle, istediğim her şey terkedilmiş şehirler, içlerine dikilmiş çöllerdeki cehennem meleğinin bayraklarıyla yabani eller… Kalbimdeki çocukta yaş dolu gözler, duyarsız sözler, gerçekleşmeyecek dilekler…
Yürüyorum yalnızlıkla yan yana, sağımda solumda kırık dökük duygularla, geleceğimden umutsuzca, arkamda bıraktığım leş dolu hatıralarla. Stagflasyonda olan günahlar, spekülatif düşüncelerle yüklendi sırtıma, sürç-i lisanla… Suçlu yokmuş zamanda, suçlu olan zamansa… Elimden alınan Tanrı’dan intikal edilen duygulara karşılık bırakıldı iç karartan karamsarlıklarla, zamanda yorgun asırlık ruhlar, ruhuma. Unutulmuşluğun minik evinin odalarında yalnızlıktan üşümekteyim, hatırlanmamaktan, vefasızlıktan buz kesiyor yazın sıcağında bile halim. Yıldızlarım yavaş yavaş parlaklığını yitirmekte unutulup gitmekte halim… Şimdi gidiyorum, her şeye rağmen öyle ki hayallerimin peşinde sırtı dönük cehennem ateşi, suskun gönlüm pişmanlığın elinde çığlıklar gevezesi, karanlık karamsar yolunda ki kör izleyici kader sözlerinin içinde intiharda gizlice ve sessizce… Derin arbedeler geçirdim kendi kendime intiharda çocuksu duygularım gecenin karanlığında, dualarımsa derinlerde… Fecir’i beklerken karanlığımda konuşuyorum evimde, odamın eşyalarının arkasında saklanan hayaletlerle… Söyledikleri söyleceklerini tasdiklercesine. Günah ve kader asla birlikte olmaz diye, herkes ihanette yaşama ve eğer böyle giderse olmayacak asla unutulan ruhlara derd-i deva. Kalpler karşılıklı atıyor son zamanlarda solan yaşama hevesi kaçan acılarla dolu pişmanlıklarla. Canlar sonbaharda solan güller gibi solmakta. İnsanoğlu hayat oyununun sahnesinde sudan sebebiyetten kavga çıkartıyor evcil arzularla, dillerine batan dikenlerle umuda duyulan susuzlukla... Kaldırımlara ezilen ayaklarla pembe gezegenlerde yürümek isteyenler, hayatlarında tek gidişlik, tek vagonlu trenlerle, tutuklu baytiyarla, bir kalemde silinmiş yadigar umutlarla, bekleniyor karamsar umutsuzlukla. Suçlu duyulan aflara af aranmakta, hakimiyet gücü kalmamış padişahların karşısında kendimi ona bıraktım artık dayanacak gücüm kalmayınca. Unutulmuşluğun minik evine böylece karıştım, yerleştim yalnızlığımla tanıştım. Ebediyete intikalle, sessiz çığlıklar atan ruhuma olacaktır bu derdi deva…

paradise
17-07-2008, 23:42
Only the registered members can see the link

TEK KİSİLİK GÖSTERİ

Tek kişilik gösterim var bu akşam
Kimse gelmesin izlemeye ne gam
Tek kişi olmam gerek


Bu yalnızlık bilerek isteyerek
Yalnızları oynuyorum tüm roller bende
Çabuk benimsedim bu rolü sayende ]
Dekorda bir ayna var bir kâğıt bir kalem
Konu hüzün konu keder konu elem
Şarkılar mırıldanıyorum kendi halimde



Only the registered members can see the link


Camsız bir ayna var işte elimde
Kendimi görürsem bozulur hikâyem
.Selamda alkış istemem
Derin bir ah olsun size hediyem




Tek kişilik gösterim var yine
Bu kez hiç sevinmedim geldiğine .




.Yazan ben yöneten ben oynayan ben
Yoksun senaryomun hiçbir yerinde sen
Yalnızları oynuyorum .


Huzurlarınızda tek kişilik bir gala
Başlama vakti; yarına bugün kala .

paradise
17-07-2008, 23:43
Only the registered members can see the link

Her sözün
Bir öncekinden daha anlamlı,
Her bakışın
Öncekinden daha sıcak,
Ve her dokunuşun
Daha yakıcı.
Doğuştan yazılmışım sana
Sen de bana
Öyleyse neden?
Bu koskoca aşk,
Hem bu kadar bize hak,
Hem bu kadar yasak!

paradise
17-07-2008, 23:44
Zaman geçiyor...



Oturduğum yerden kalkmayışımın üzerinden de çokça zamanlar geçti.



Ömrümün hangi anında takılı kaldığımdan dahi bihaber zamanlardayım.




Suskunluğuma neyin ses olabileceği konusunda da herhangi bir fikrim yok.



Kendine bile yabancılaşmaya başlamış bir kitleyim. "Kitle(!)" Evet, evet, ötesi yok. Ruhumun şimdilerde soluğu kesik.




Mantık...



Şurada bir köşede olacaktı. Zamansız lazım olur diye hep saklarım bir köşede. Bu yüzden belki beni kırdıklarında gözümden yaş akmıyor. Bu yüzden belki duygusuzlaşıyorum yitiklerimde bile.




Konuşmak ist[em]iyorum...




Başımda yedi baharın sarhoşluğunda kelebekler, kanat çırpıyor. Başım dönüyor bu yaşama hevesinden benim.



Bir yerlerde incinmişlik var sanki de, zanlı kim? Buralarda düşleri kanlı birini gördünüz mü?



Kırık'ım.



Bir cellat bana yakınlardan el sallıyor!



Ama...



Dur daha, çok işimiz var {dı}

paradise
17-07-2008, 23:45
Only the registered members can see the link
Sahi Erkekler De İncinir Mi?

Erkekler de acı çekiyor mu? Endişe, korku, güvensizlik yaşıyormu? “Ya giderse? “diye titriyor mu içleri? Yollara dalıyor mu gözleri? İç çekerken çok ağlamış bir çocuk gibi titriyor mu göğüsleri?



Aldırıyorlar mı karşılarındakinin suskunluğuna? Affediyorlar mı? Susuyorlar mı? Bekliyorlar mı? Yalnızlığa inat, inen akşam sonrası elektrik düğmesine uzanan elleri tanır mı sabretmenin kaderini? Konuşmamak canlarını sıkar mı onların da? Sormak isterken soramamak, koşmak isterken koşamamak boğar mı onları da?


Dün sabah birden bunlar geldi aklıma.

Sevdiğim birkaç adam vardır. Akıllarını severim. Kalplerini severim. Kalem tutan ellerini severim. Güzel gülen gözlerini severim. Geçtim karşılarına, herbirine sordum bu soruları..

Biri dedi ki “ne diyorsun sen, erkek incinmez mi?”. Öbürü “ Ahhh!” dedi.,”Ah acır elbette kalbi erkeğin”. Diğeri ise “Olur mu hiç? İnsan değildir kalbi incinmeyen..”



O zaman neden anlaşamıyoruz peki?

Nedir yani bu kadar benzer kederler yaşarken paylaşamadığımız? Biri “Bilsem..” diye sustu. Öbürü “ Erkekler de yaşıyor ama kadınlar sürdürüyor” dedi. Diğeri “ Birbirimizi tanımıyoruz. Sır haline geliyoruz, getiriyoruz kendimizi. Hem bu ülkede kadın erkek birbirini tanıyalı 150 yıl oldu. İnsanlık tarihini düşünürsek çok kısa bir zaman bu. Biliyor musun kendimi inciterek sorunları halletmeye çalışıyorum galiba”

Yani.. Aslında.. Benim çok sevdiğim bu üç adam da aynı içtenlikle “ah” etse de neden birbirimizden ayrı düştüğümüze üç ayrı yanıt verdiler

“Neredesin? Kimlesin? Ne yapıyorsun? Sormasalar şu soruları kadınlar..”

“Erkekler de merak eder evet. Ama bir yaşama biçimi haline getirmezler bunu. Yani kadınlar o kadar çok soruyor ki aynı soruları, bir bağımlılık haline geliyor bu onlarda. Sonunda erkek nerede olduğunu söylemekten bıkıyor ve durmadan sevildiğini duymak isteyen kadının İÇTENLİĞİNDEN ŞÜPHEYE DÜŞÜYOR. Kendini saklıyor belki de... Velhasıl akıl sır ermiyor bu işlere. Yorulmuşum ben artık” Böyle dedi içlerinden biri...

Sonra yazımı yazmadan en uzaktakini aradım. “Sen” dedim “Tanıdığım incinme eşiği en yüksek erkeklerden biri gibi durursun.. anlat bana, neden uzaktayız bu kadar?”

paradise
17-07-2008, 23:46
Only the registered members can see the link

UzakLarda bir adam sevdim
Kendimin ne yanina dönsem onu anLatirdi
Ömrümün ne yanina kacsam onu tutardi.
Adi neydi? Umudumun icinden gecti.

Only the registered members can see the link

Adi neydi?
Gri, dumanLiydi gözLeri
Kor parcaLari gizLenirdi derinLerinde

Öptügümde yakardi gözLeri

Only the registered members can see the link


Sevdiginde gün batar gibi
Sevdiginde aksam gibi bakardi.
Cocuktu gözLerinin küLLeri
ÖzLediginde yetim gibi bakardi.

Only the registered members can see the link



UzakLardan bir adam sevdim
Beni isizLiginas aLdi .

Only the registered members can see the link

Only the registered members can see the link



Her sesi hoscakaL der gibiydi
Her bakisi birakma beni...

Only the registered members can see the link

paradise
17-07-2008, 23:50
Only the registered members can see the link

VE ŞİMDİ KELİMELER KADAR YALNIZIM
BİR ODAM BİR BEN HAYATA KAPANMIŞIM
BAŞLAMAK ,İSTİYORUM YA TEKRARDAN
YA DA ÇEKİP GİTMEK VARMAK İSTİYORUM HAYALLERE…

ALDIĞIM NEFES KADAR ÜŞÜYORUM
VERDİĞİM SOLUK KADAR ACIYOR BEDENİM
ŞİMDİ YALNIZIM BİR ODAM BİR BEN
VE İÇİMDEKİ ACEMİ ŞAİİRİN
BURUŞUK KAĞITLARDA GİZLİ SAKLI ŞİİRLERİ

KARANLIĞIN BUZ GİBİ GECELERİNDE
RÜZGARIN SESİNİ DİNLİYORUM PENCEREMDE
SESSİZLİK ÇIĞ GİBİ ÜZERİMDE
BİLİYORUM ÇIKMAZ OLAN
SONU OLMAYA N BİR YERE VARIYORUM

GİDİYORUM BİR HAYALLERİM BİR KAĞIDIM
VE BİR BEN BİR HAYAT İŞTE
ONUDA GÖTÜRÜYORUM
SONSUZ KERE

VE SONSUZ KERE ANLIYORUM
BEN YAŞAMIYORUM ASLINDA
ÖLÜM ARDIMDA SESSİZ ADIMLARDA
BELKİ HİSSETTİĞİM DUYGULARIMDA
YA ONA GİDİYORUM YA DA ÇÖZEMEDİĞİM
VARAMADIĞIM YOLLARA…..

paradise
17-07-2008, 23:51
ßüyüleyici bir özelliqi vardı cözemedim qitti. Her bakışımda, biraz daha..biraz daha canım ceker. Dalmak ister qözlerim. Saatlerce izleyebilirdim oysaki.ßakardım..bakardım..süzerdim seni. Fark ederdin belki.. Etmeliydin! Etmen icin di bütün cabam! Fark etmen icin di..Ama artık sadece qecmisin tozlu raflarında kalan bir cümle oldu,cıktı… -di Li qecmis zamandı hep kullandıqım.. ßazen de –miş .. ßilmezdim bazı huylarını..Duyulan qecmis zamana rivayet ederdim,mecburen.. Şimdiki zamanı kullanamadım qitti sana..Nasıldır bilmem. İnan ki bilmem! Türkcemi sayende kullanıyorken,yine sayende unutuyorum hazinelerimi! –yor ekini …
Yine sayende siliyorum qecmişimi..Geçmişimdeki sen’i, ben’i, biz’i ..
Günlük tutarken kücük kücük notlar da sıkıştırmışım aralara.. DipNot! DipNot! diye diye doldurmuşum tüm sayfaları.. Sadece onları okuduqunda bile bir anlama varabiliyormuşsun..Sadece onları okuduqunda bile ben’deki sen’i çözebiliyormuşsun.. Anlıyacaqın; verdiqim sayfaların sadece sonlarına bak sevqili .. ßenim icin bulabileceqin her şeyin yeri

Adına ‘a$k’ dediqim aptalın sazı! Diyar diyar dolaştıqım sacmalık ! ßir tutam öpücük, kimi zaman bir bakış.. Sacmalık ! Saçma sapan rüyalar..Terleyerek uyanmalar..Nostalji şarkılarda akla qelen ilk kişi..midir aşk dediqiniz heyhat?!

Gercekten büyüleyici midir yoksa ben mi mübalaqa yapıyorum,yapma qereqi duyuyorum;bunu da bir türlü cözemiyorum… Yardım istiyorum, elimi uzatıyorum..Olmadı kalbimi koyuyorum (daha deqerli qörür belki diye).. Yok! Oda yetmiyor bedenimi koyuyorum istemiyor! Daha verebilecek bir şeyim yok! Diyorum..aldırmıyor. Demiyor ki ; “benim sana verecek hicbirseyim yok!” Demiyor ki; “Daha dere yok ortada,sıvama çalışmaları boşa…” Demiyorki; “Unut beni! ßen de öksüzüm
sen qibi ! ”

ßilmek de yetmiyor bazen..
ßilmek de anlatamıyor derdi,kederi.. Cözüm bulamıyor.Aldanıyor !
Kahrolasıca…
Nerden esti bu hayat bana ?

paradise
17-07-2008, 23:52
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)


Seni anlatmaya teşebbüs, farklı bir zamanda yine aynı duygularla…


Bir gidişin ardından…
Aklımda fikir ötesi düşünceler
Kalemimde kurulmayı bekleyen peşi sıra kelimeler
Ve kalem arkasında kaldı hep cümleler…
Anlatamadıklarım vurdu hep satırlara
Senli düşünceler şimdi gel-gitli


Son fırça darbesini yememişti henüz bu tablo,
Siyah beyaz bile olsa renkliydi düşler…



Gidişinin ardından…
Kuşlarda terk etti bu kenti,göç mevsimi çoktan geçmişti oysa
Ne tuhaf!
Hiç gelmediğin bu kent seni hatırlatıyor bana…
Yüreğimde yağmur sesleri…
Her köşe başı bir uçurum,sen gittin ya hava da bozar şimdi aksi gibi…


Gidişinin ardından…
Yalnızlığın(m)a Düş-tüm(n)
Görende olmadı,olmasın…
Beni senden başka gören olmasın,
Kimsenin seni benim gözümle göremeyeceği gibi…


Bırakalı çok oldu oyunları…
İnanmıyor artık oyuncular,figüranlar,seyirciler…
Gücüm yok yeni bir sahneye daha,aşk oyunlarının perdesini indireli benden çok zaman geçti,
Sen benden gideli şarkılarlada başım belada,aksi gibi hep senli melodilere sözler yüklemişler.


Sen giderken burada ayaz vardı,
Ne tuhaf ayazda çiçekler tomurcuktaydı.
Hangi mevsimin ayazı bu gidişin,nerde tomurcuk vermiş bu çiçekler.


Hangi şehre sürgünsün şimdi,
Hangi sokakta ayak seslerin yankılanıyor,
Yoksa sessiz mi kaldı yine sözlerin,susuyor musun kendine,
Gidiyorum dedin ya,
Son bir rica sana.
Gözlerini bırak geride,sözlerin sende kalsın yine.
Ben bulurum yolumu,düşsel bir zamanda aynı duygularla buluşmak dileğiyle şimdilik güle güle


Kalem arkası: Siyaha çalıyor bütün renkler artık dön gel.
Yine son olmadı…
Yine eksik kaldı,yetmedi.
Bitmedi…

paradise
17-07-2008, 23:53
Biliyor musun, yine bu kentin sokaklari islak... Bulutlar agliyor, bense onlara
eslik ediyorum, agladigimi kimseler fark etmiyor... Sirilsiklamim ve en çocuk
halimle üsüyorum...

Böyle bir yagmurlu gecede çikip gelmistin. O andan sonra yüregime sakladim, her solukta duyabilmek için seni.

Basimiz yoktu bizim, sonumuz da olmayacak. Bir anda basladik. Dokunan kadar
dokunulanin da sarsildigi o an boyunca yasadik seninle askin tüm evrelerini; tüm umudunu, sefkatini ve firtinalarini. Tek bir dokunusta bir büyük sirri
paylasarak yasadik o muhtesem kavusmayi ve hemen ardindan kahreden o ayriligi.

Ben sana yenik düstüm...

Sensizlik çok kalabalik geliyor yüregime; tasiyamiyorum.

Öyle birsey ki bu; yagmurlarla birlikte agliyorum sana, bana... Yüregime
katiyorum seni katabildigim kadar. Ruhum bembeyaz perdenin arasindan siyrilip
senin karmakarisik hayalinle dolasiyor sensiz gecelerimde. O zifiri karanlikta
dualar ediyorum. Kendime bile dilemedigim dileklerle sürüyorum seni aydinliga.

Tükenmiyecektik...
Tükenmiyecektim...

Bogazim dügüm dügüm. Bu öyle birsey ki; acilarin en kahirlisi. Ve ben
kahroluyorum..

Söylesene. Sen benden Vazgeçebildin mi?

Oysa derdim ki; benim kirilgandir umutlarim... Biliyorum ki uzaga atarim
yakinima düsersin... Bu kadar yakinima düsecegini nerden bilirdim.

Ve bil ki çok sevdim seni kisa bir zamanda; bu lanet olasi mesafelere inat...

paradise
17-07-2008, 23:54
Yalnızlık nedir diye sordular.//ağlarsın ya hani;karanlık bir gecedir ve omuzuna dokunacak,bir el ararsın.//karanlıkları devirdikten sonra,yeni gelen güne,kalabalıklara dalarsın.tıpkı bir mahkumun,kalabalıklara alışamaması gibi,zor gelir; ama 'yalnızlıktır bu '...



Adını ben koymadım 'Yalnızlığın' o bana hatırlamadığım,herhangi bir tarihin,saatin üç kırkbeş'inde geldi.//şimdi yine yalnızım.//fakat bununla beraber,inkâr etmek yanlış olur,yalnızlığın yalnız olmadığını.//bana sadece sana 'hoşgeldin' demek,sana ise,küçük bir 'merhaba'demek düşer.////hoşgeldin yalnızlığım!// 'Hoşgeldin '..

paradise
17-07-2008, 23:55
Garantili kırık kalp tamiri yapılır yazıyordu dükkanın camında...
kırık kalp tamiri...
beyaz kağıdın üzerine yeşil keçeli kalemle yazılmıştı; yeşil ile yazılmış olmasaydı ha bi de gözlerin yeşil olmasaydı inanmazdım belki bu kadar...
kalbimi aldın; daha kötülerini bile gördüm dedin, öylesine korkuyordum ki yüzüne bile bakamamıştım...
garantili kırık kalp tamiri yapılır; sen yılların kalp tamircisi...
önce yüzüne bakmayı öğrendim; sonra dile dökülmek üzere bekleyen kelimelere ses vermeyi; sen kırık kalp tamircisi ben de kalbimi ellerine teslim eden bir talepkar...
gözlerine dimdik bakmayı öğrettin; ''daha ana yemeğe gecmedik'' dedin...
kırık kalp tamiri yapan, arnavut kaldırımlı eski bir sokağın köşesindeki küçük evde yaşıyordun; hani şu odaları turuncuya boyalı olanda...
bi süre sonra kalbimin sen de olduğunu da unuttum; bozuk olduğunu da, parçalarını da...
haberin yokken bir gün dükkanına geldiğimde kalbimi eski gazetelere sarılmış halde çöpte buldum:
şaşırmadım dedin, gelmeni bekliyordum...
bu kalbe şekil verip biraraya getirmektense
kendi kalbimi nakledeceğim sana ve bırakacağım bu işi...
kırık kalp tamiri yapılır ilanı görürseniz ücra bir sokakta; hiç düşünmeden girin siz de içeri...

paradise
17-07-2008, 23:57
Sensizlik zor oLur demiştim ya sana .. Sensizliğin ölümüm olur.. YanıLmışım herşeyim.. Asıl senin varlıgın sonum oLmuş benim.. Uzagında olsam beLki diyerek dayanırdım belki herşeye.. ama yanında beLki diyecek bir cümLem oLmadı olmayacak hiçbir zaman.. Çünkü yanında hep kesin hep acı cevaplar aldım kendime..



Ben sana yetmiyorum biliyorum.. Senin istediğin ben değilim. Senin istediğin bendeki sen.. Anlamıyorum artık... Git desem yüreğim elvermiyor. KaL desem akLım darılıp gidiyor.. Çıkmazın içinde kaldım ... Bir cıkar yol yok. Dayanacak bir tek el yok.. Sen söyle ben nasıl dayanıyım basucundakii sensizliğe..



"Sevme beni sevdalardan vurgunlar yedim...
Bana cok gördüğün aşkı sen ellere ver
Terkedilişim ilk değil alışır gönlüm
Sevilmeden sevmek varya o daha beter"




Sen bana cok gördün aşkı.. Herşeyi tek basıma yaşamam üzerime bıraktın.. her defasında ben seninim dedin ama her defasında bir adım daha gittin..
Gittin...
Gittin...


Ve ben ardından sadece o gitmedi sadece bedeni gitti kalbi benimle dedim..




"Git, Hadi git
Ciğerim yanıyor
Son gece bu
Beni sevsen ne oLur
Kim saracak beni
Kim sevecek
Dur Dokunma
Yüreğim acıyor"



Artık sana kaL diyemiyorum biliyor musun. Kal demek gelmiyor içimden.. Seviyorum kahretsin.. Ama uzagında sevmekle yetinmeyi öğrenmeye gidiyorum artık.. Tutma. Dokunma.. EngeL oLma.. Son gecemiz son anlarımız beni artık sevsen ne oLur.. Git artık.. Ardına bakma. Bakarsan dayanamam.. Gitme derim sana.. Gözlerini uzak tut benden.. Bakamam.. Yüreğim acıyor..




"Hadi beni öldür
Beni unut
Hadi beni göm YalnızLığa
Hadi bana hepsi yalan de
Beni Bırakma"



Alıştım ben sensizliklere.. Alıştım seni uzagında, nefesini uzagında yaşamaya.. Şimdi içimde sadece yaLnızLık var.. Sadece yüreğim senLi doLu bir sensizlik var..



Ben senin koynunda acı cekmektense
Ben senin uzagında seni hayaL ederek yaşamaya gidiyorum..

paradise
18-07-2008, 15:31
ikiye üç kala...Satır aralarında sakladığım kenarı kırık seslerimi yerleştirdim boğazıma...Oysa kaç tane perde aralamıştın aklımda...?
Adımların ruhumu sarıp sarmalardı her defasında...Sen geçerken bildiğim tüm şiirlerimden,ayak seslerin ''adıma'' çalardı rengini...Adım ''sen'' oldukça,adını ''ben'' sanardım...

Şarkılar vardı sözlerinde...Yarı uykulu,yarı uyanık melodiler...Ve dilimize pelesenk olmuş düşler...Ne çok yarım kalınmışlık vardı nef(es)lerimizde...Birbirine karışsa tamamlanır(dı)...Karış(tı)...Çoğul nef(es)lerin kokusu sindi tekil yüreğimize...İlahi bir ritm dönüp dolaştı evrenimizde...Mart'a yirmibirinci defa uyanan bir sabahın açık bırakılmış penceresinden firar etti bir buğu...
''Sen'' beni gözlerimden sıkıca tutmuştun...''Ben''se aklım o buğunun peşinde,yollarına gölge olmuştum...

'' Kendimden daha az,senden daha çok seviyorum seni...'' Derdin.
* ...Ve eklerdin : ... *

Kurşunsuz bir silahın namlusunu beynime sıkıyorum nice hatırlayışımda...Ve aylardan ''Eylül''dü hatırlattığımda...
''Ortaköy''...
Sarı kokuyordu adeta...Kaldırım taşları nihayetlenmiş ömürlerle doluydu...Ayak altlarında teker teker paralanmaya mağlup ölümler...
''Yaprağın kaderi düşmekmiş''...Belki de bu yüzdendi havadaki melodram...

Gözlerim,renginde asılı kalmıştı yine...Gülümsüyordun belli belirsiz...Aniden bir kağıt çıkardın cebinden...Yan masadaki yaşlı teyzeye doğru uzanarak,bir kalem istedin her zamanki sevimliliğinle...''Teşekkürler''ini de ekledin şeytan tüyünün en tepesine...Kalemi ani bir hareketle alıp döndürdün parmaklarının üzerinde...Ve mürekkebin tek bir heceyi boyamıştı beyaz kağıdın suretinde...

''Aşk''...

Yüzüm prangalar giymişti bir kez yüzüne...Gülümseyişim,yüzünde takılıydı hala...Kalemi yavaşça aldın beyaz kağıdın üzerinden ve ellerime tutuşturdun...
''Sıra sende...'' Dedin.

''Aşk''ı kendime doğru çektim,masa örtüsünün pürüzlü teni parmaklarımın ucunda...Kaleme sinmiş ellerinin sıcaklığında usul usul yazdım harflerimi ''O''na boylu boyunca...

''Kendim(den) daha 'az',sen(den) daha 'çok' sevmeler biriktirir...''

Üç noktayı dualarımla birlikte ekledim harflerinin yamacına...Gözlerin bin asırlık saniyelerde saklı tuttu harflerimi...Ardından bir kaç hece serpildi ortalığıma ağzından...
''Hatırladım...''

*...Ve eklerdin : ''Bana sen hatırlattın...''*

Unuttuğum çok söz var yaşamda...Yitirdiğim sayısız ecel...İçimde sır edilmiş ve parçalanmış matemler var...Yamacında yaşlandığım boyumdan büyük uçurumlar...
''Sen'' ama bir ''sen'' daha ekleyemiyorum kaybedişlerime...Varlığın öylesine ''ben''ken,ölümü yakıştıramıyorum ucuma bucağıma...
Anlamıyor musun hala...?Sözcükler kadar ''fani'' değil hiçbir ''aşk''...
Üç harfte üç defa daha öldürsem de ''sen'i...
Geriye siyah'ı beden bulmuş yaşamımdan başka ne kalır ki...?
Biliyorum artık küçük adam;
Üç harf bir ''aşk'' etmiyor...Ve onun yokluğundan arta kalmış hiçbir ölüm bu üç harfe sığmıyor...

İkiye üç kala...Penceremin kuytusunda demliyorum geceyi sabaha...Bakışlarım yanıp sönüyor bir sokak lambasında...Apansızca bir nef(es) akıyor genzime doğru...Nedensiz bir iç çekiş yırtılıyor ortasından...Bir gölge düşüyor cama...Ruhunu teslim eden firari bir buğu...Son nefesi kapaklanıyor gözlerimin tenine :

*...Deli kızım uyan,söylenenler yalan...
Deli kızım uyan,bir tek sensin duyan...*

paradise
18-07-2008, 15:31
Bir iki satır yazacagım sadece… Sonra cekip gidecegim ,
Korkma ! Bir iki satırlık kalısım olacak !
‘Hosca Kal canımın ici, hocsa kal’ !
Bir veda cümlesi.. Bir kaybedis …
Bir deprem gibi ayrılık cöker üzerime bir hosca KaL’La ..
Sadece bir iki satırlık yan yana gelisimiz olacak, korkma !..
Belki tokalasacagım, ya da veda-i buse konduracagım yanagına ..
Belki de bir dipnotla ; Hosca KaL’la gidecegim …
Sonrası ; Bensiz kalacaksın iste ! İstedigin olacak !
Gidecegim dert etme !




Sevmekle-sevmemek arasındaki ince bir noktaydım sende !
Seviyor muydun ¿ oynuyor muydun ¿ Bir bilmece…
Bunca zaman bosuna yormusum kendimi, belli ki sevmiyordun..
Hic sevmedin !
Tamam, bir iki satırlık kalısım olacak, görmeyeceksin bir daha beni..
‘ Hosca KaL canımın ici Hosca KaL.. ’


Var mıydım sende,hic bilmiyorum … Ya da bir CümLe’cik oldum mu yüreginde ¿

Artık hicbir sey fark etmez.. Her sey[im] toparlanıyor bu evden, senden !
Senleyken bile sensiz düsen takvimler, sensiz gecen saatler..Baktigim aynalar ..
Hepsi, Hicbiri yok artık hayatında .. Yokum .. [belki hic olmadım..]
Bir iki satır yazacagım sadece … Bir iki satırlık kalısım olacak ! Son Kez !
Daha fazla uzatmıyorum , daha fazla yakmayacagım kendimi..
Gidiyorum : ‘ Hosca KaL canımın ici Hosca KaL.. ’




Sevmeye degmezdim ki zaten, iyi ki de yük etmedin beni yüregine..
Iyi ki de defettin beni basından ! En iyisini yaptın en iyisiydi inan ..
En güzelini, en uygununu yaptın bana .. Degmezdim sevilmeye .. Degmezdim deger verilmeye..!

Aglamaya üzülmeye..dert edilmeye degmezdim .. Karanlık gecelerin yıldızı olmaya degmezdim !

Bosver iyi ki de sevmemissin ..!

BaNa Degmez’di Hicbir gözyası …

paradise
18-07-2008, 15:32
Bir masal anlat bana, dilini bilmedigim...bir masal anlat sonunu kestiremedigin...anlat...
basimi dizlerine koyayim ben ve sen anlatmaya basla..tum kelimeler suzulsun saclarimdan..senin gozlerine dolunay vursun, benimkilere sen.
Bir masal anlat bana, kahramanlari sen ve ben olalim..bizi anlatsin masal.
Umutsuz bir cumleyle baslasin once, hayal kirikliklariyla devam etsin.
Gizli bir sevdadan soz etsin her harf, her cumlede adimiz gecsin. Yalvarislar, ozlemler, goz yaslari, mum isigindan umutlar olsun icinde.
Sen anlat, ben aglayayim..sen sil gozlerimi, ben ellerin gozlerime degsin diye surekli aglayayim..

Bir sarki soyle bana...tek bir sarki, melodisini uydurdugun..sozlerinde hasret olsun, sicak bir opus olsun nakarat aralarinda...
ruzgar kemanini cikarsin, hani su uzun zamandir yanimizda calmadigi.. Sen saclarindan kemana tel yap ve yureginden akort...
tek bir sarki soyle bu gece bana, icinde, imkansizliklar, engeller...
soguk karanliklardan bahsetmeyi de unutma...bu sefer sen agla, ben sileyim senin gozlerini..Sen ellerime bir opucuk kondur yeter ki, ben aglamasan da silerim gozlerini...

Zaman dursun dizlerinde..gunes bir daha hic dogmasin..yildizlar hic kaybolmasin gokten..
En derin lacivertleri goz yaslarimla yirtayim o gece..ve ellerin gozlerime tek bahane olsun..

Sonra sen sus ve ben anlatayim sana..masal degil ama...sirtima, gogsume, gozlerime, beynime kor bir bicak gibi saplanan gercekleri...
icimdeki tum gercekleri anlatayim sana..hayal gucumu bile korelten gercekleri...
uzaklardan bahsedeyim..yakin olan uzaklardan, uzak oldugunu sandigimiz yakinlardan, yuregimizdeki uzaklardan ve mantiksal uzakliklardan...
sen ogrendikce sok eden gercekleri, ben aglayayim..sen sirtimdan cikarmaya basla bicaklari, sen cikardikca ben yenilerini saplayayim..

Sen sus ve ben sana intiharlardan bahsedeyim..ucurumlardan, korkulugu olmayan balkonlardan, freni tutmayan arabalardan...
bir intihar gibi üzerime coreklenen sevdadan bahsedeyim sana..imkansiza asik olmayi anlatayim..bosa umitlere kapilmayi, her gordugumde bosa umutlanmayi anlatayim...

Dolunay vuran gozlerinde gordugum kendi intiharimi anlatayim sana..Bir goz kirpmalik zamanda kendimi birakayim gozlerindeki ucurumlardan..
O uzun kivrimli kirpiklerin bile yetisemesin beni ellerimden tutmaya..Ben gozlerine gomuleyim, sen agla, ben topragimda yediverenler yetistireyim.

Her sey basa sarsin sonra..tekrar seni goreyim..tekrar seveyim..tekrar dizlerine koyayim basimi..aglayayim ve yine gozlerinden atayim kendimi, dunyanin o en derin ucurumuna...

paradise
18-07-2008, 15:34
Only the registered members can see the link
Bir fidanım sevgilim
Son ses gibisin dudaklarımda,
Düşlerimden kaçak.

Titrek bir bakış gibisin,
Yüreğimden kaçak

Sen, ben gibisin,
Ağlamaklı fakat ağlayamayan.

paradise
18-07-2008, 15:35
Only the registered members can see the link
Mercan gözler vardı yüzünde
Sözler vardı dilinde,
Cümleler kurmak lazım bu sözlere,
Sözlere inat bu gözlere.


Yaratılış vardı belki de
Ebediyet yok oldu gözlerinde
Hayat yok oldu sözlerinde
Geriye ne kaldı sence;

paradise
18-07-2008, 15:35
Only the registered members can see the link


İlk doğan çiçekte gördüm seni,
Aynada gördüm sonra,
Sensizlikle kaybolan beni.


Üzülmenin sonu yoktur, bilirim
Üzülmek yerine ya seni ya da kendimi,
İnan yakar giderim

paradise
18-07-2008, 15:36
Only the registered members can see the link
Bir vazgeçiş öyküsü bu ...
Dinle!
Sevdiğim ...


Canını canıma kattığım senden,
Uğrunda herşeyi hiç yapabiliceğim senden ,
Vazgeçiyorum ...


Cam kırıklarıyla dolu bir yolda, yalınayak yürümek gibi yokluğuna alışmak ...
Tam acıya direniyorum derken ,
Batan her yeni parçayla sımsıkı sardığın o yaraların - bir daha asla yaralanmam derken -
Tekrar tekrar kanamsı gibi ...


İnsanın - canının acıması - yani ...
Ne derin bir anlam bu, gerçekten bilene ...


-Canım acıyor- ........
Anlamların benliğime yüklediği gerçekler çok ağır artık !
Varlığımı zorlayan bu oyundan yoruldum !


Seni özlemekten ..
Yokken varsaymaktan ..
Esirin olmaktan ..
Hayal etmekten ..
Yaşanmamış saymaktan ..
Var gibi görmekten ..
Yok gibi yaşamaktan ..
Yoruldum !!!



Bir vazgeçiş öyküsü bu ...
Dinle!
Sevdiğim ...


Gerçek bildiğim, hissettiğim için inandığım, inandığım için doğru saydığım herşeyden ..
Beni ben yapan duygularımdan ..
Seni benim sayan bütün düşüncelerimden ..
Bir çırpıda hemen ... Vazgeçiyorum !!!


Öyle kendinden emin bir geçiş ki bu ,
Tek bir zerre bile sen barındırmayan içine ,
İçimde öyle rahat, hiç tereddütsüz bir biçimde !


Zaman şimdiki zaman ...
Ve sen artık hep
Benim geçmişte kalan - yaram -......


telif bilinmiyor

paradise
18-07-2008, 15:37
Only the registered members can see the link



Ben sana sevmenin ne demek olduğunu öğrettim sende bana
SENİ SEVMENİN NE KADAR YANLIŞ OLDUĞUNU Şimdi sırada gitmek var.
Yüreğimde kalan emanet sevgini vererek çıkacağım hayatından.Ve nasıl girdiysem yalan gözlerine öylece akıp gideceğim.Bir kaç damla gözyaşıyla birlikte yanaklarından süzülüp dudaklarında son bulacağım. Hani herşeyin başladığı yerde.
Şimdi sırada susmak var.
Şiir bitince başlayacak sessizliğim.Duymayacaksın bir daha "seni seviyorum" sözünü benden. Bir başkasının söylediği en güzel söz bile titretemez yüreğini bundan sonra. Ve hiçbir şeyin değerini kavrayamaz benliğin ben sustukça.Suskunluğum saklıdır

paradise
18-07-2008, 15:38
açma




Only the registered members can see the link




günlerce hiçbir şey yapmadan uyuduğum günlerin ardından sanki yaşayan ben değilmişim gibi, bu hayat benim değilmiş gibi bir hissiyatla geceleri dürtülmüş gibi bölünen uykular izledi beni.. sebretmeye çalışıyorum..


kısa bir süre sonra mezun oluyorum ve ne yapacağını bilmeyen yuvadan düşmüş bir kuş gibi hissediyorum kendimi. içimde öyle karışık düşünceler dolaşıyor ki, bir rüzgar çıksın hepsini alıp götürsün istiyorum. milyonlarca yön var önümde, hangisine gideceğimi bilemediğim. kazanmak zorunda olduğum b,r sınav, aileme ve kendime karşı sorumluluklarım.. oysa ben bunların hiç birini yapmak istemiyorum. her şeyi bir kenara bırakıp bilmediğim bir Fransız şehrine gidip ufacık bir cafede lisanını anlamadığım insanların yanında sıcak bir fincan çay içmek istiyorum sevdiğim biriyle.. sırtımıza çantalarımızı alıp, kiraladığımız bisikletlerimizle dolaşalım, abuk sabuk şeyler konuşup, saçma sapan şeylere gülelim istiyorum.. istediklerimle yapmak zorunda olduklarımın rotasının böylesine farklı olmasına şaşırıyorum..




mutsuzum..



uzun zamandır mücadele etsem de tersi olsun diye, ve günlük yaşamımda yanımdakilere pek çok gülücükler savursam da ben, bazalde nedenini bilmediğim bir mutsuzluk var.. aşıkken ayrılmaktan mıdır, yapmak zorunda olduklarımı istemememden midir, karşımdaki kaostan mıdır.. bilmiyorum.. hala aşığım size, hala iliklerimdeki tüm seri hücrelerimle teker teker seviyorum sizi ben. sık sık içimdeki muhasebelerde yaptığım çıkarımlarla üzülsem de hissettiklerim böylesine netken, böylesine duruyken daha fazla zorlamıyorum kendimi.. ben hala aşığım size, parmaklarımdan taşan saçlarınıza, o kahverengisine gözlerinizin ve omzunuzdaki yerime aşığım.. ve bilerek tüm bunların bana mutsuzluk getireceğini, yeniden yenilmekten korkarak bir de.. susuyorum sadece.. susmak çok zormuş, acıyla fark ediyorum.. çabalıyorum..yorgunum çabalamaktan, mücadele etmekten, yeniden mutlu olmayı beklemekten-istemekten yorgunum.. oysa ne kolaydı kenarında durup hayatın millete direktifler vermek....

istemiyorum..


sahiden tek ve son kez yazacağım
yorumlarınızı da çıkarımlarınızı da istemiyorum bana dair..
tanımıyorsunuz çünkü beni, hiç biriniz tanımıyorsunuz neredeyse.. pembe çocuk ayakkabıları dünyada aldığım en güzel hediye olsa bile.. ağlıyorum şimdi bile o geceyi hatırlayarak..nedensiz.. ne çok merak etmiştim sizi, ne çok.. ne çok sevinmiştim elimdeki paketle. hayatımda aldığım en güzel, belki de alabileceğim en güzel hediyeyle sabaha kadar sarılıp uyumuştum.. çok değer vermiştim size ben, önemsemiştim.. yıllardır ilk kez gerçekten çabalamıştım ben, çabalamıştım..şimdiyse ölesiye yorgunum. ben gerçekten çok yorgunum. yeni güne başlamakta güçlük çekiyorum. kendimi iteklemekten böylesine yorulmuşken bir de sizin çıkarımlarınızla baş edemiyorum..siz bunu oscarlık rol olarak adlandırsanız da ben sahiden de yazdıklarımı yaşıyorum.. ben alışığım, öyleyse s.ktir ederim sizi de, size dair anılarımı da.. pembe çocuk ayakkabılarını da sabaha kadar sarılıp uyuduğum.. her şeyi unuturum.. durmayacakmış gibi yağan yağmuru unuturum.. ben.. ben her şeyi unuturum. s.ktir ederim olur biter..


agliyorum..

bana verdiğiniz tüm gülücükleri gözyaşlarıyla geri aldığınız için midir, yoksa gerçekten gözüme bir şey mi kaçtı bilemiyorum.. hala şu an bile susmayacakmışcasına ağlıyorum..




ben; kendimin olmayanda hak biçmedim kendime hiç..
aşık olmayı böyle derinlemesine yaşadığım için anladım sizi, çoğu kez anladım.
farklı olmalıydı normal insan tepkisi belki de.. şimdiyse içinizde bir tedirginlik, yeniden deneyeceğime dair.. denemeyeceğim.. deneyemem.. ben çok aşığım milyon kez bunu yazabilirim ama ne gücüm, ne cesaretim var. aşık olmak kör olmak ya belki de.. yine de.. ben herkesi hisleriyle ve hayatıyla baş başa bırakıp aranızdan çekiliyorum dönmemek üzere.. anlamaya çalışıyorum herkesi ama siz de beni anlayın istiyorum bir kez. beni anlayın ve susun istiyorum. çok şey mi istiyorum?



size söylemiştim
bu blogun da bir gün sonu gelecek
bitirip bir kenara çekileceğim
benim olayım bu, tüketiyorum.
elimi attığım her şeyi kısa bir sürede tüketiyorum
aşkları da, mutsuzlukları da, gelişeri de, güvenleri de, mutlulukları da.. her şeyi..
şimdi toparlayana kadar kendimi belki ya da belki dönmemek üzere(bunu tam net kestiremiyorum şu an) gidiyorum..




yorumlarınızı istemiyorum.
çıkarımlarınızı istemiyorum.
sizi istemiyorum
daha fazla kırılmak, yıkılmak, dökülmek istemiyorum..
rahat bırakılmak istiyorum
huzur istiyorum bir de..
bulana dek huzur yokum ben.
herkes kendisine istediği gibi bakmata özgürdür!

paradise
18-07-2008, 15:38
Only the registered members can see the link

Terk Edip Giderken Hiç Düşündünmü?

Sen asla birinin sahipleneceği olamazsın, izin vermezsin.. Ve asla sahiplenemezsin birini.. Senin sahiplendiğin yalnızca kendi korkuların, büyüttüğün yalnızlığın.. O derin kimsesizliğin... Bana bulaştırdığın kimsesizliğin.. Sevgi nasıl bulaşıcı ise hüzün ve nefrette öyle bulaşıcı.. Şimdi kendimde senin izlerini taşıdığımı görüyorum. Senin karanlıklarında yüzüyorum. Ne kadar kendime kaçsam o kadar seni buluyorum... Ve her seferinde senin boşluğundan çaresiz kendime, kendi çaresizliklerime dönüyorum..

Sen beni unutmak için savruldukça, bende seni unutmak için kendi acılarıma alışmaya çalışıyorum...

Sen şimdi o sahte öykülerinde ara yalnızlığını.. Ancak hayat sahte öykülerde değil, yüzleşmekten kaçtığın gerçeklerde.. Senin gerçeklerin kaçtığın yaşamında; güçsüz yanlarında, öfkende, sevinçlerinde, geçmişinde, baştan başa kendinde.. Korktuğun yaşama dokunuşlarında, duygularında... Bir kez olsun gir kendi gerçeklerinin ve yenilgilerinin arasına.. Ve gör kendini yüreğinin aynasında...

Seni sensiz sevmeye öyle alıştım ki.. Artık sensizliği sana tercih eder oldu kalbim.. Yarattığım masalımsı kahramanımın yerine kimseyi koyamaz oldu kalbim.. Ne zaman biri bana açsa yüreğini, o derin yaralarım açılıyor önüme.. Beni bırakıp gittiğinde oluşan yaralar hala kanıyor.

paradise
18-07-2008, 15:39
Only the registered members can see the link
Evet, yine sensizim bu koskocaman odada.
Yine yoksun yanımda
Yine aldım elime kara defterimi seni anlatıyorum, ağlayarak
Benim duman gözlüm diyorum bırakmaz beni
Çıkar gelir bir yerlerden alır götürür beni
Sever beni diyorum ama
Yoksun işte gelmiyorsun ...


Açmıyorsun kapıyı bir türlü
Ben yine kandırıyorum galiba kendimi
İlişkimizde olduğu gibi
Yok, olan seni var saydığım gibi
Olmayan ilişkimizi yaşatmaya çalıştığım gibi
İşte yine yoksun
Boşuna çabalıyorum belki de
Olmayan bir şey için boşuna
Bakma yüzümün hep güldüğüne
Bakma yıkılmaz gözüktüğüme
Sen beni hiç ağlarken gördün
Ben senin karşında ağlayıp ta sana aciz olduğumu göstermeyeceğim
Kalbim git koş kollarına sarıl bırakma onu dese de
Gelmeyeceğim sana bilirsin ne kadar inatçı olduğumu
Bilirsin yapmayacağım dediğim şeyi yapmayacağımı
Git hadi bırak beni bırak ta yeni sayfamı açayım
Senin olmayacağın beyaz sayfayı
GÜLE, GÜLE…! ...

paradise
18-07-2008, 15:39
Only the registered members can see the link
Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, katilim olmadan git!


Git de şen şakrak geçen günlerine gün ekle,


Beni kahkahaların sustuğu yerde bekle.


Git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar,


Git ki gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar.


Mademki benli hayat sana kafes kadar dar,
Uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar.


Hadi git, benden sana dilediğince izin,
Öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin.



Kahrımın nedenini söylesem irkilirler
Çünkü herkes beni Kays, seni Leyla bilirler.
Sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştın;
Oysaki hep yedekte, hep elde var saymıştın.


Hadi git, ne bir adres, ne bir hatıra bırak,


Zannetme ki, pişmanlık, mutluluk kadar ırak!


Sanma ki fasl-ı bahar geldiğim gibi gitmez,
Sanma ki hüsranını görmeye ömrüm yetmez.
Her darbene tahammül edecektir bedenim,
Gururum mani olur perişanıma benim.
Yari Ferhat olanın ellerle ülfeti ne?
Şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine


Henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka,
Sana gül bahçesini kim açar benden başka!


Hercai arılara meyhanedir çiçekler,
Kim bilir şerefinden kaç kadeh içecekler!
Mademki aşk tablosunun takdirinden acizsin,
Git de çağdaş ressamlar modern resimler çizsin.


Ne vedaya gerek var, ne de mektuba hacet,
Git de Allah aşkına bir selama muhtaç et!


Güllere de aşk olsun gene sen kokacaksan!
Fallara da aşk olsun gene sen çıkacaksan!


Kopsun nerden inceyse artık bu bağ, bu düğüm!
Her gece daha berbat, daha vahim gördüğüm.



Korkulu düşlerimi yorumdan kaçırıyorum;
Sırf sana üzülüyor, sırf sana acıyorum!


Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, katilim olmadan git! ...






Cemal Safi

paradise
18-07-2008, 15:40
Only the registered members can see the link
Hangi karanlıkta saklanıyorsan söyle,
Aydınlıklarımla geleyim sana,
İçinde özlemlerimi son buldurucak
Şarkılarımı getireyim berabimde.
Hazır değilsen söyle yıldızlara,
Göz kırpsınlar bana,
Onlarda bilirler aşıkların yüreklerini,
Yoksa kayarmıydı sevdalılara.
Yada istersen sen gel,
Bahar görmeden güldür yüzümü ki,
Kuşları kıskanmasın baharın,
Rüzgarı ellerinden devşirmesin sevdamızı.
Eğer benden kaçıyorsan yorulursun,
Söyle?
Daha ne kadar uzaklaşabilirsin ki benden,
Gittiğin yerde değilmiyim zaten
.

paradise
18-07-2008, 15:41
Only the registered members can see the link
Ben ciğerlerime mayın döşüyorum sana koşarken
Sen yoksun
Önce bir şiir itiyor dilimi geriye
Adından öpüyorum,geçiyor
Kim inanır buna LeyLli?
Kaç adam sevdiğini adından öper?
Kaç sevgili adını öptürmeyi becerir?

Sana, adına hayal denen bir yalan söyleyeyim LeyLi
Sen ben
ben sen olayım
Gül suyu yağsın bulutlardan
Varlığımızı eritelim be LeyLi
Sesin sesime alaşım olsun




Duydun mu
Rüyanın karesiydi bu
Hayalin ölüsü
Çünkü herkesin göğüne gömülen bulutlar yok bende
Çünkü baktığını çöl gören bir deliyim
Çünkü aklım yok bende
Kalbim bende yok!
Kalbin bende yok!
Yoksun!
Arıyorum
Eriyorum
Kendini nereye sakladın be LeyLi?



Only the registered members can see the link



Ellerimde beynine hançer saplanmış bir adamın resmi
Yoksun LeyLi
Sağına konduruyorum yokluğunu
Soluna eğiyorum yokluğumu
iki ucu kendim olduğum bu savaşta
ceset olmaya hazırım
Bir iyiliğe var mısın ?
Gözlerinin beyazına sarılayım
Çenemde saçların kırkbin düğüm olsun LeyLi

Yanı Aşk beni Nereye kaldırdı bulamıyorum..

Gelme....
Acının karnındakı sancı sensiz ölesim doğmakta..
Gelme LeyLi ...
Saçlarını sıçrayacak yoksa kalbinin kanseri...
Gidecek Kış Gözlerinden, Sel altında kalacak sesin tekmelenecek varlıgın.. Çıkacaksın Dünyadan....

Seninle başladım, bitsin seninle

paradise
18-07-2008, 15:41
Only the registered members can see the link

SENİ ADINLA DEĞİL KALBİMLE ÇAĞIRMAK İSTİYORUM

Şu an n'apıyorsun?
Belki gecenin karanlığında yıldızları seyrediyorsun
Belki elinde bir fincan çay, yalnızları oynuyorsun
Kim bilir belki de beni düşünüyorsun...

Ben seni düşünüyorum.
Seni düşünüyorum tüm kalbimle;
Seni düşünüyorum evlerine giden yalnız güvercinleri seyrederken...
Yanımda olmanı istiyorum her zamanki gibi

Sabaha kadar dayanamıyorum
Uykuya dalıp her akşam
Seni görmek istiyorum rüyamda
Her akşam sana seni ne kadar çok sevdiğimi bir kez daha söylemek,
Seni doyasıya öpüp koklamak istiyorum

Her sabah lanetler okuyarak uyanıyorum
Senin sıcak kolların yerine yatağımda uyandığım için
Her seferinde sensiz yaşayamadığımı haykırmak istiyorum sabaha...
Seni her gördüğümde kalbim bir başka çarpıyor

İşte o an, tam o an

Seni adınla değil, kalbimle çağırmak istiyorum birtanem...

paradise
18-07-2008, 15:42
Only the registered members can see the link
Geçmişdeki kötü anılarin kalemini bir bir kırıyorum!
sadece mutlulukları yanımda götürüyorum..
birde vazgeçilmezlerim..
artık icim boş, ferah, huzur ile dolu....
Birazda içimi hasretlik sancısı burkmakta.....
vakit ayrılık vakti, hesabım bitti gidiyorum!....
sakın, sakın gözleriniz dolu dolu bakmayıin!
zaten nicedir, kaç zamandir ayrilik sançisi taşırdım içimde
bu yük bana zor gelmekte
üstüne sizin hüznünüz eklenmesin
sizlerin gözünden akan bir damla yaş ağır gelir yüreğime..
üzülmeyin benim candostlarım!
sizleride bohçaladım gönlüme..
birlikte gidiyoruz ulaşacağım yere..
sizler, iyi ve kötü günlerimde
hep yanımda olan sizler sanmayın ayrılık var
yolculuğumuzda birlikte!!!..


Vakit tamam, saat ayrılık vakti...
bakmayın kale gibi durduğuma
içimden yufkalanmaktayım..
banada zor gelmekte ayrılık..
bir yandan sılama kavusaçakken
tamamlanacakken ailemin eksik parçaları
kolay değil ki
doğup büyüdüğüm yerden ayrılmak..
taşını toprağını dört bucagınv bildiğim semt'den..
kardeş bilip kabul ettiklerim
dost deyip bağrıma basdıklarım
sizlerden ayrılmak kolay değil ki
öyle bir ağır gelmekte..
içime oturmakta yer yer kemirmekte..
o endişelerle dolu dolu baktığım
gün bugün!!!
o gün bugün!
hasret acısi şimdiden koymakta
n'olur bari sizler dolu dolu gözlerle bakmayın hayata
samimi dostluklara ne zaman ne mekan koyar
biz harbi gönül dostlarıyız
düşüncelerimiz birdir heran!!!
zaten herbiriniz gönlümde
benimle gelmekte...
götürüyorum sizleride gittiğim yere..

İşte Gidiyorum
Ayrılık Vakti Geldiyse
delikanli gibi çekerim sineye
alırım üç bes parca esyalarımı
ve yüreğime derin yerlestirdiğim gönüldostlarımı
ardıma da bakmadan ceker giderim böyle...
Hic kimse mani olamaz Gitmeme...
dönüp bakarsam ardımda bıraktıklarıma, kalanlara
yüreğim sızlar, dayanamaz dağ gibi de olsa
Ayrılık zor Gelsede bana
arkadaşlarimi sevdiklarimi biraksamda ardımda
ailem icin hayatım feda
herseyim, alısdığım bildiğim hayatı bırakıp
atılırım yeni hayata....alışırım, zor olsada..
her günün ardından bir günes dogmakta...
Velhàsıl Insan Kaybetiklerinin değerini
Ayrılırken anlarmiş
ve şimdi daha iyi anlıyorum...
dost arkadaş kardeş acısı baya baya şimdiden koymakta..
Anıları, Arkadaşları geride bırakmak gidiyor zoruma...
buram buram özlüyecegim, şimdiden biliyorum...
buralardan Meçburen, sevdiklerim icin kopup Gidiyorum...
Arkadaşları Anıları dostluklari geride birakmak...
her biri aci vermekte sol yanıma
Ne kadar zor olsada
böylesi bir durumda,
başa gelen meçbur çekilir delikanlıca...
veee gidiyorum...
Vakit Ayrılıik vakti...
canımi derinden yaksada
hüznümü başarim delikanlıca bağrima
zaman Hasret zamanı olsada
meydan okurum ben,ben böylesi zamana
Kalbime bir sızı vursada
Ben Gidiyorum, gitmem lazım Buralardan ELVEDA...

paradise
18-07-2008, 15:42
Only the registered members can see the link
Aşk Denen Ölüm

Sanki hiç görmedim
Sanki hiç sevmedim
Herşey ne kadar oldu bir hayal
Saklanır gerçeğim

Nerde sevdiklerim
Nerde sonsuz aşklar
Acıttı beni
Unuttu beni verdiğin hazlar

Yine geceler uzun
Yine güneşimin gözleri kara
Aşk yine başımda
Yana yana kül oldum
Yine geriliyorum çarmıhına
Aşk denen ölüm.

paradise
18-07-2008, 15:43
Only the registered members can see the link
Bu akşam
Bütün ışıklarını söndürdüm şehrin
Ağladım yıldızları seyrederken
Bu akşam
Dolunaydan uzak tutup suretini
Bütün sensizliğimle aşkı öldürdüm


Zavallı bir ölüm
Zavallı aşk
Kan rengiyim
Çirkef ve rezil
Sevgilerin yollarını tutmuş
Aşkları bozguna vurmuşum
Ölesiyim ölesi
Bilesin aşkı ben öldürdüm


Dağlayan çığlıklara aldırma
Aşkın acısı onlar sensizliğin yanışı
Zehir zemberek zulüm
Kül rengi yokluğunun yarası


Aşkı ben öldürdüm
Saçlarının serinliğinden hayalleri
Gözlerindeki huzurumu
Anıların kalbine sapladım
Bütün yokluğuyla dolunayı
Dar ağaçları hep benden
Bilesin aşkı ben öldürdüm


Karanlığı ödünç aldım geceden
Son demlerimdi dolunay da
Gözlerimdeydi her halin
Zamanlarım bitmiş tükenmiştim
Kara bahtıma aşkın kıyametini gömdüm
Bilesin aşkı ben öldürdüm



Vedat Nusret Torun

paradise
18-07-2008, 15:44
Only the registered members can see the link
Bi bedende iki ben;
Biri onun, biri senin;
Biri yasanmıs ama kaybolmus...
Kımsenın bılmedıgı...
Unutulmus...
Sizın bıle gerceklıgınden emın olamadıgınız;
Bırı de yasanmadan kalmıs masum bı hayal...
Hepsı bu işte

paradise
18-07-2008, 15:44
Only the registered members can see the link



Biliyorum
aslında sen hiç bir zaman gelmedin bana.
Duymuyorsun !
Gitme diyorum sana,gitme !
Çığlıklarım boğuluyor gecenin karanlığında.
Gece korkunç, gece sessiz, gece yalnız...
Sesim kısılıyor
Gidişin bitişi olacak yüreğimdeki heyecanın,
Gidişin sönüşü olacak gözlerimdeki ateşin.
Beni,yüreğimdeki sevgiyi,
Gözlerimdeki bitmek bilmeyen umudu unuttun!
Ama ne olur bunu unutma.
Gidişin dinderemez bu fırtınayı.
Bir fırtınanın uğultusuyla sesleniyorum sana;
GITME....


Coşkun Erdoğan

paradise
18-07-2008, 15:45
Only the registered members can see the link
Kime NeBen belki en güzel şiirlerimi söylemeden,
Öleceğim sessiz, sedasız.
Bir yürek daha haykırmaktan yorulup susacak,
Kimin umurunda?
Bir yürek daha atmaktan yorulup duracak,
Kime ne?


Ben belki en güzel şiirlerimi söylemeden,
Öleceğim bir kaldırım kenarında.
Bir sevgi kalakalmıştır yüreğimde öylece
Kimin umurunda?
Bir platonik sevdaydı, öğrendiniz böylece
Gerçi kime ne?


Ben belki en güzel şiirlerimi söylemeden
Öleceğim bir sokak arasında
Bir “şair bozuntusu”ndan daha kurtulacak bu şehir
Kimin umurunda?
Bir “şair bozuntusu”ndan daha kurtulacak bu şiir
Kime ne?


Ben belki en güzel şiirlerimi söylemeden
Götüreceğim öbür tarafa
Bu şiirlerim ha söylenmiş, ha söylenmemiş
Kimin umurunda?
Ben ha ölmüşüm, ha ölmemişim
Söyleyin kime ne ?

paradise
18-07-2008, 15:45
Only the registered members can see the link
Geçmişe döndüm dün gece
Göz yaşı karşıladı beni önce..
Birçok giden olmuş hayatımdan
Güzel ve hareketli bir yıldı diye geçi verdi aklımdan,
inişli çıkışlı, ağlamalı gülmeli
VE SEN...
ASLINDA MUTLUYDUN, MUTLUYDUM!!

Sen çalmıştın kapımı,
İlkbaharda yıldızlı bir gecede
Almıştım seni içeri sorgusuz sulasiz..
Buyur etmiştim kalbimin en derin köşesine
Memnundun yerinden
MUTLUYDUN,MUTLUYDUM!!

Zaman öyle hızlı akıyorduki
Dolu dolu günler geçiriyorduk birlikte,
Hatırlıyorumda,yürürdük saatlerce
Soğuğa aldırmadan...
Öyle anlar olurdukii; susardık
O anda gözlerimiz çatışırdı kopamazdı epey bir süre
Ardından sım sıkı sarılırdık
MUTLUYDUN, MUTLUYDUM!!

Sonra kopdun benden
Bilmiyorum ama belkide kopardılar,
Gururum el vermedi seni çekip alamaya yalnızca sustum...
Benim değildin artık sen ve o deniz gözlerin..
Zaman dolmuştu artık gemi kalkmalıydı
Gönlümün limanından
HOŞÇAKALDI sana son sözüm
Bu defa belki sen MUTLUYDUN ama ben MUTSUZDUM

paradise
18-07-2008, 15:46
Only the registered members can see the link


Her şeyi sana yazdım...




Seni de her şeye...


Kalemler tükettim, tükenmeyen hasretle...


ucundan dökülen aşkla...


umutla...


çığlıkla...


Belki de nefretle...


Her umuda avuc açtım...


Sen dilendim...


Aşktan harap bir dilenci şimdi yüreğim...


Her şeyi sana yazdım...


Seni de her şeye...


Hayallerimin paragraf başlarına...


umutlarımın parantez içlerine...


Kalemler tükettim tükenmeyen hasretle...


Her şeyi sana yazdım,


seni de herşeye..


Binlerce kez okudum her gün


bir ilkokul defterinden...


Binlerce kez okudum


seçebilmek için seni


soru işaretlerinden...


Seni ezberledim hergün


karmakarış yazılar içinden...


Sana da kendimi yazdım...


Bana ait harflerle...


Farklı alfabelerle...


Herşeyi sana yazdım...


Herşeye seni yazdım...

paradise
18-07-2008, 15:47
Only the registered members can see the link
Bakmadığım kitap, defter kalmadı
Lügatlere baktım onları aştı
Âlimlere sordum aklı karıştı
Bilemedim nasıl anlatsam seni?

Only the registered members can see the link

Gözlerim takılır çözülmez senden
Gönlüm esir düştü san ki bir gölgen
Sevdamın seyrini düşünürken ben
Bilemedim nasıl anlatsam seni?

Only the registered members can see the link

O güzel cemalin güneşti aydı
Kaşların kemandı kirpiğin yaydı
Huriler bile sana hayrandı
Bilemedim nasıl anlatsam seni?

Only the registered members can see the link

İçimde sana kanayan binlerce hece
Ve şimdi hepsini kusuyorum
Yerinde mi diye yokluyorum yüreğimi bazen
Ve sonra biraz daha yokoluyorum..

paradise
18-07-2008, 15:48
Only the registered members can see the link

Sana olan sevdam su gibi berrak ve saf.

Belki ne bir çağlayan, ne bir deniz, nede bir okyanus. Benim sevdam çöle yağan yağmur gibi.
Sana olan sevdam bir kibrit çöpünün ateşi gibi, sanma ki bir kibrit çöpü az.Bil ki bir kibrit çöpü bir ormanı yakıp küle döndürür.

Sana olan sevdam nefes gibi. Tek solukta içime çektiğim ve bana hayat veren nefes gibi.

Sana olan sevdam iki damla gözyaşı gibi.M... damlalar,yanaklarımdan süzülüp birinin yüreğime,birinin de avuçlarıma düştüğü M... damlalar.

Sana olan sevdam bir serçenin ağlaması gibi.Sakın serçenin ağlamasını az bulma,çünkü serçeler ağlarsa ölürler.Tıpkı benim gibi sevdasını da yüreğinde taşır

paradise
18-07-2008, 15:48
Only the registered members can see the link
Ben o eski ben değilim, çok değiştim elde değil
Ben o eski ben değilim, yüzüm gülse içim zehir

Ayrılığın sürükleyip kıyılara vurdu beni
Kaybedenler kumsalında her gün ağlıyorum
Akan yıllar sürükleyip kıyılara vurdu beni
Kaybedenler kumsalında seni bekliyorum

Esti rüzgarlar
Bir şiir oldun dudaklarımda
Tarih olmuş şarkılarda
Hep seni söylüyorum

Adı konmuş ayrılığın çok iyi biliyorum
Seni hala seviyorum
Günü geçmiş bir sevdayız çok iyi biliyorum
Seni hala seviyorum. ..

paradise
18-07-2008, 15:49
Only the registered members can see the link

Ellerimin arasından kayıp gidiyor hayat. ...

Kendimi avutmak için bulduğum her şey bir süre sonra anlamsız geliyor....

Bir şeyler biterken yanı başında neyle avuna bilir ki insan. ..
Sense bir yerler de kendine duvarlar örüyorsun....
Biliyorum ki ne kadar ararsam arayayım yanına gelebileceğim
bir kapı bile bulamayacağım...
Kendine duvarlar örüyor ve beni dışarıya bırakıyorsun...
Olsun diyorum, ördügün duvarları yeşile boyuyorum...
Çiçekler ekiyorum dibine,büyümüyorlar...
Yeşilim soluyor, sen susuyorsun...
Ben ölüyorum...


Only the registered members can see the link
Kendime yalanlar uyduruyorum,kendim bile inanmıyorum...
Oyunlar buluyorum sıkılıyorum durmak sızın bir şeyler bitiyor içimde...
Sana sorduğum soruların hiçbir cevabı yok aslında duymayı beklediğim...


Sadece sesini özlediğimden...


Ellerimin arasından kayıp gidiyorum kendim bile tutamıyorum kendimi...
Ama olsun ben sana elimi uzatıyorum kurtar diye değil,
Sadece dokunmayı özlediğimden sana.. ..
Senden başka bir nedenim yok...
Senden başka bir isteğim yok...
Senden başka hiçbir şeyim yok

paradise
18-07-2008, 15:50
Only the registered members can see the link


sevgilerin en güzelini vermek için.
Seni düşündüm gecelerce,
en güzel düşlerimde yaşattım seni.
Ne varsa sana adadım elimdekileri,
sana adadım, yüreğimin her zerresini.
Yanlızca sen sev istedim,
sen sar istedim, yüreğimin her köşesini.
Seni gördüm nereye baktıysam,
Gözlerime işledim gözlerini.
Ve yalandan uzak,
en temiz sevdayla,
yarınlarımda bir sana yer verdim.
Bir tek, seni yazdım kaderim diye,
bir tek seni istedim, herşeyden çok.
Sen yoksan, anlamsız dünya, anlamsız yaşamak.
Sensizliği, ölümden bin beter bildim

paradise
18-07-2008, 15:50
Only the registered members can see the link
Biliyor musun;

Bir şeye kızdığımda, sinirlendiğimde;
Sen geliyorsun hemen aklıma, "boşver" diyorum kendi kendime, "sakin ol"...

Bir şeye üzüldüğümde, tam ağlamak üzereyken;
Sen geliyorsun aklıma, “daha önemli şeyler var hayatta” diyorum…

Bir tek senin için ağlıyorum…
Bir tek seni düşlüyorum…
Bir tek seni yaşıyorum ben rüyalarımda…

Bir şeye çok güldüğümde;
İstiyorum ki seninle birlikte güleyim, “duraksıyorum”…
Gülmek bana seninleyken çok yakışıyor biliyorum…

Bir şey için meraklandığımda…
Sen geliyorsun aklıma, “acaba O olsaydı ne yapardı” diyorum kendi kendime…
Ona göre yaşamaya çalışıyorum…

Bir tek senin için yaşıyorum..
Bir tek senin için gülüyorum kahkahalarla…
Bir tek seninle geleceğimi yaşamak istiyorum…

Seni Seviyorum…

paradise
18-07-2008, 15:51
Only the registered members can see the link
Seni Seviyorum, Çünkü;
Senin tarafından Sevilme fikri bile bir insanı hayatı boyunca
mutlu edebilecek kadar güzel ve asil ...

Seni Seviyorum, Çünkü;
Seni anlatmak için mısralar yetmiyor ...
Düşünüyorum bir kış gecesi bunu yazarken,
Acaba kaç şair senin güzelliğini anlatmak için binlerce mısra yazdı ...

Seni Seviyorum, Çünkü;
Senin gülümsemen güneşin doğuşu gibi,
İnsana her şeyi unutturuyor,
Sadece seyredip tadına varma hissi uyandırıyor ...
Seni Seviyorum, Çünkü;
Bu kadar nedenden sonra bile SENİ ne kadar SEVDİĞİMİ anlatamadım !

paradise
18-07-2008, 15:51
Only the registered members can see the link
Elimden tut yoksa düşeceğim

yoksa bir bir yıldızlar düşecek
eğer şairsem beni tanırsan
yağmurdan korktuğumu bilirsen
gözlerim aklına gelirse
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni
geceleri bir çarpıntı duyarsan
telaş telaş yağmurdan kaçıyorum
sarayburnu'ndan geçiyorum
akşamsa eylülse ıslanmışsam
beni görsen belki anlayamazsın
içlenir gizli gizli ağlarsın
eğer ben yalnızsam yanılmışsam
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni.

paradise
18-07-2008, 15:52
Only the registered members can see the link

Sen uykusuzluk nedir bilir misin
Tırnaklarınla yastığını parçaladın mı
Gözlerini tavana dikip
Düşündüğün oldu mu bütün gece
Ve bütün bir gün
Belki gelir ümidiyle bekledin mi hiç?
Gelmeyince
Seni aramayınca
Ölesiye ağladın mı?
Sonra çekilip en koyusuna yalnızlıkların
Ona ait ne varsa
Bir bir hatırladın mı

paradise
18-07-2008, 15:52
Only the registered members can see the link

Ne böyle senle ne de sensiz
Yazık yaşanmıyor çaresiz
Ne bir arada ne de ayrı
Olmak imkansız hiç sebepsiz

Ne hayallerle ümitlerle
Mutlu olmaktı dileğimiz
Suçlu ne sensin ne de benim
Şimdi sensizim sen de bensiz

Bir an gelip de küllenince
Yüreklerimiz dinlenince
Başka sevgilerde teselli bulunca
İşte biz o gün düşüneceğiz

Etrafımızı sarıverecek
Bir boşluk ki asla bitmeyecek
Her şey bir anda anlamsız gelecek
İşte biz o gün tükeneceğiz......

paradise
18-07-2008, 15:53
Only the registered members can see the link
Gün olur, alır başımı giderim,
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda
Şu ada senin, bu ada benim,
Yelkovan kuşlarının peşi sıra.
Dünyalar vardır, düşünemezsiniz;
Çiçekler gürültüyle açar;
Gürültüyle çıkar duman topraktan.


Hele martılar, hele martılar,
Her bir tüyünde ayrı bir telaş!



Gün olur, başıma kadar mavi;
Gün olur, başıma kadar güneş;
Gün olur, deli gibi..

paradise
18-07-2008, 15:53
Only the registered members can see the link
ya söküp atacaksın yaranı içinden; ya da içinde bırakıp durmadan
kanatacaksın... ya hiç bakmadan gideceksin; ya da yanında kalıp
sarılacaksın ya adam gibi seveceksin; ya da uzayıpp gideceksinn
sevmek kolayy değil öle yarim yüreğini açmak,aynı bedende bir olmak ...
ya sevginin peşinden koşacaksın, onu büyüteceksin; ya da hayatından
onu sileceksin aşk böle yarim ya zoru seçeceksin ya kolaya gideceksin
sevmek kolay değil öle yarimm
ya aşkın için mücadele edeceksin ya da sende herkes gibi
yalan olmayı seçeceksin..
ya da sende herkes gibi
yalan olmayı seçeceksin..

paradise
18-07-2008, 15:54
Only the registered members can see the link


Gidiyorum,
Senden birşey kalmayacak bu sefer içimde ,
Dokunamayacak en derin sözlerin yüreğime,
Tek bir söz geçiremesem bile kalbime ,
Gidiyorum.


Gidiyorum,
Uzaklar beni çağırır sensizliğe,
Hayır diyemiyorum dalgalarla sürünen kalbime ,
Ne kadar acı çeksem de içten içe ,
Gidiyorum.


Hayat bu değil mi ?
Ağlarsın duymaz seni,
Hasret içine çeker yüreğini,
Yaşam geride kalanların hesabını vermez ki,
İşte bu yüzden gidiyorum.


Şimdi titriyor ellerim ,
Bırakırken ellerini.

paradise
18-07-2008, 15:55
Only the registered members can see the link


Saymadım kaç gün geçti
Yokluğunda.
Özledim.
Ve bekledim geceler boyu.
Adını çağırdım, duyarsın diye,
Duymadın.
Her sokağın başına gölgen düştü.
Bir kıpırtıyla yüreğimde
Koştum.
Ama sen yoktun..
Öyle zordu ki yokluğun!
Ağlamak geldi içimden,
Sustum.
Olur da, gelirsen eğer,
Ağladığımı görmeyesin,
Güçsüzlümü bilmeyesin diye.
Sonra bir haykırıştır koptu işte!
Bağırdım, avazım çıktığı kadar:
Dön, dön seni çok özledim diye.

paradise
18-07-2008, 15:55
Only the registered members can see the link
Gözlerini önce kaçırdın gözlerimden
sonra sözlerini kaçırdın sözlerimden
en acı olan yüreğinin gidişiydi benden
gidiyordun yavaş yavaş
geride neyin kaldığının önemi olmadan
Gücü yetmiyordu sevginin bu gidişe dur demeye,
gücü yetmiyordu zamanın bu firakı engelemeye
seni bana getiren ne varsa gidişine bir yol oluyordu
gidiyordun hemde benden bu kadar uzakken
gidişine dur diyecek bir kelime varmıydı yeryüzünde
vardı ise hangi sözlüğün hangi harfinde gizliydi ,
bilmiyordum bilmek

paradise
18-07-2008, 15:56
Only the registered members can see the link
Daha kaldirimin basindaydi ömrüm
basindaydim bir cok seyin...
anlattiklarim ve bir o kadarda anlatamadiklarim...
düsündükce seni animsayamaz oldum
bir hayalim vardi içimde hep sakli...
tutup seni seni hiç birakmamak ...
basimi gögsüne dayayip aglamak
kendimi anlatmak sana içimdekilerini
ayna tutmak isterdim
bu benmiyim diye
yanlislarim oldu cogu zaman
kendime bile anlam veremedigim günler
ve kendi kendime konustugum saatler
seni animsamak seni hatirlamak
ve seni yasat

paradise
18-07-2008, 15:56
Only the registered members can see the link
Neler oldu bıze boyle
nıye ayrıldık severken bırbırımızı
bu gecem sensız ılk gecem
cıktım gece karanlıgında
ıssız sokaklara
yaktım bır sıgara cekıyorum
dumanı senı ıcercesıne
ıssız yerledeyım
baykus seslerı otuyor
askımız bıttı dıye
morel vermeye calısıyorlar seslerıyle
ben bu gece olmezsem
olemem hıc bır vakıt
bu gece sensız ılk gecem
yapayanlız odamda
duvar gelıyor sankı ustume
boguldum evımın dort kosesınde
alısmıstım senın varlıgına
nasıl oluda gıttın bır an

paradise
18-07-2008, 15:57
Only the registered members can see the link
Hani bazen birşeyler söylemek isterya insan,
Kelimeler takılır boğazına.
Bir türlü söyleyemez anlatmak istediklerini,
Oysaki o kadar tekrarlamıştır kendi kendine
Onun sesini duyunca unutursun herşeyi.
Bazen şiirler bazende şarkılar yetişir imdadına,
Yada birşeyler yazarak anlatmak ister insan sevdiğini.
Bazen yıldızlara bakıp onu düşünürsün gecelerce,
Onun yüzünü görmek sesini duymak istersin defalarca...
Ve her geçen gün onu bir parça daha özlersin
Ve her geçen gün biraz daha hırslanırsın
O sözleri söylemek için.
İşte bende isterdim o sözleri söylemeyi,
Öyle çok isterdimki gözlerine bakıpta...
SENİ SEVİYORUM demeyi.

paradise
18-07-2008, 15:58
Only the registered members can see the link
Bildiğim her şeyi bir yana atıp,
Bütün yaşadıklarımdan hiç ders almadan sevdim seni.
Sadece sevdim..
Sonra yeni şeylerle birlikte öğrendim seni.
Sen en yenisi oldun öğrendiklerimin.
En iyisiydin sevdiklerimin.
Senden sonra bütün öğrendiklerimi sevdim;
Gerçeklerin acı olduğunu öğrendim,
Gerçekleri sevdim,
Hasreti, sensizliği, gece çöken hüznü
Öğrendim ve yine sevdim.
Ben,
Sadece sevdim..

paradise
18-07-2008, 15:58
Only the registered members can see the link
Sen sevgi nedir bilirmisin?
sevmek yûrek ister yûrek
sen hic sevmedin ki bu alemde
gônlûme taht kurmustum yiktin
gittin bir kalemde biliyorum
kôkteki yildizlar kadar uzaksin
sen aslinda bana bir tuzaksin
umutsuz ask derler bunun adina
sevmek yûrek ister yûrek sende ne yûrek var ne de BEN DE

paradise
18-07-2008, 15:59
Only the registered members can see the link


Adı Yüreğimde Saklı
Gırtlağıma yapışık dil gibi / sessizliğim
Eteğime asılan kelimeleri dökemiyorum / kucağına
Cesaret saklanmış / koltuk altıma
Pis kokulu ter gibi / akıtamıyorum




Ne zaman menzilime alıp onu
Koşarak girmek istesem siperine
Asırlardan gelen prangalarım / acıtır bileklerimi
Suskunluğumun mahkumiyetine ağlarım / gizli gizli





Gülen gözlerimin ardında / hüzün saklı
Taşıdığım yük ağır / omuzlarım kesik kesik
Ot bürümüş arnavut kaldırımları / sırdaşım oldu
Bastığım taş ağlıyor / çaresizliğimin ummanına
Sevdamı kurşuna dizmek istesem de
Tetiği çekecek parmağım kırık
Ben benden çıktım / tenim emanetim




Sesimin üzerine karanlığı örttüm
Kirli buzdan yatağım / çalı çırpı yastığım
Tenime kar yağıyor / üşüyorum
Güneş asumanın zulasında / saklı cennet
Adresini bilmediğim sokaklarda susuyorum
Hayallerimdeki aşkın biletini dondurdum
Tek kişilik sessizliğim dişlerimin arasında
Tükürmek istiyorum / dudaklarım mühürlü




Suskunluğum / sevda yolunda barikat
Vurup! Yıkıp geçmek istedim
Molozların ortasında biçare kaldım
Nefesim kesik / gözlerim fersiz
Umudumun sırtında / paslı bıçak
Yüreğim kan akıtıyor
Yaralıyım / yollarım tıkalı




Kimliğim haymatlos pençesinde / boş bavul
Kızıl seher! satır aralarında saklı / bulamıyorum
Yüreğim akıntıya kapılmış / küreksiz sandal
Kurtuluş dilimin ucun damı? bilemiyorum


İşte şimdi söylüyorum
Ben onu seviyorum

paradise
18-07-2008, 15:59
Only the registered members can see the link
Sen beni sevesin diye sevmedim ki
İlk gördüğümde vuruldum sana
Mahur ve mahzun bakan gözlerinin
Gizemli nazarlarına takılıp ta
Düştüm peşine, avare oldum
Aşk denilen gizemli iksirin
Efsunlu büyüsüyle
Sevdim…
Ben seni sevmeyi Sevdim ..

paradise
18-07-2008, 16:00
Only the registered members can see the link
Gözlerinde bir baştan bir başa,
Yeni bir dünya kurmuştu gönlüm.
Bil ki çok sevmiştim seni bir zamanlar
Sevginin rengi beyaz olsun...


Bir mayıs sabahında gittiğinde
Yorgun düşlerimde bıraktım seni,
yüreğinde umutlarımı
Ayrılığın rengi kırmızı olsun...
Sen çok uzaklardayken,
Bir gün gelirsin diye,
Yazdığım hasret dolu şiirlerde bıraktım seni,
Özlemin rengi mavi olsun...
Sabahı ettiğim gecelerde bıraktım seni,
Işıkları bir bir söndü yıldızlarımın,
Karanlığa döndü aydınlık,
SEVGİLERİN BİTTİĞİ YERDE BIRAKTIM SENİ,
ÖLÜMÜN RENGİ SİYAH OLSUN...

paradise
18-07-2008, 16:01
Only the registered members can see the link
İkna özürlüyüm… Kör bakışlıyım… Modası geçmiş yüzüm… Yaşam pazarında… Göz alan, gönül çalan renkten yoksun… Maske fukarasıyım… Can... O gün gelince… Solgun olsa da bırak çiçeği… Toprak üstüne…


Hüzün damlar ıslığından
rüzgar serin
tüy diken diken
Adı sevdadır
sığınağımın
Ulaşamadığım
Sen…


Yaprakların arasından
süzülür cismin
can bulur beden
Adı korkudur
yapraklarımın
Hüzme
Sen…


Severim bilemezsin
taşırım
hissetmezsin
Ay karanlığısın
gecelerime
Siyah
Ben…

paradise
18-07-2008, 16:01
Only the registered members can see the link
GEL DESEN

Gel desen bir gün bana gel desen
Özlem yüklü kalbin ruhuma işleyen sesinle
Bana gel desen
Seninim , senin olanı benden istesen

Bekleyişlerim düşünce sonsuzluğunda
Özlemim sensizlik mayasıyla kabardı
Kalbim yanlızlığımın kahrında
Gel desen birgün bana gel desen !

Sensiz geçen her günümün ardında sen
Bos yatağımın baş ucunda sen ,
Kalbimde sonsuz sevgin ,
Bana verdiğin minicik resmin .....

Ve sen sen herşeyim .. bana gel desen
Biliyor musun neler olacak ?
Ömrümün sonbaharında
Bahar çiçekleri açacak ..

Saçılacak dört bir yana rengarenk güller
Mutluluk çığlıkları atıcam ekseninde
Seninim geldim !! feryatlar kaplayacak evreni
Ne olur ahh , ne olur bana gel desen ?

Ömrüm seni beklemekle geçecek olsa da
Sana adadım son tebessümlerimi
Sen sen birtanem son nefesimde de olsa
Ne olur , ne olur bana gel desen ?

Benimsin KADINIM desen !

paradise
18-07-2008, 16:02
Only the registered members can see the link
Sağda, solda izlerin var.
Zor oluyor bazen uyanmak.
´Zaman en iyi ilaç´ derdi babam.
Toparlanmaya çalışıyorum.
Kendime yeni uğraşlar buldum;
şiir,
resim,
tiyatro,
sinema.
Seni yazıp,
seni boyuyorum.
Seni oynayıp,
seninle uyuyorum.

gulbe
05-10-2008, 02:52
eline emegine yüregine saglik cok begendim:)

MUTAF
05-10-2008, 03:43
Hepinizin ellerine sağlık. süperdi..

mrbrown
05-10-2008, 10:34
güzeleline sağlk