PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Diyelim ki, dizüstü alacaksınız...



ayran
19-07-2008, 23:03
Dizüstü mü masaüstü mü sorusuna cevap aradık, dizüstü seklinde karar verenler için en uygun çözümü bulmaya çalışacağız.

Dizüstü bilgisayar reyonlarında seçenekler oldukça çeşitli; genel olarak bakarsak:

-Büyüklüğüne ya da küçüklüğüne
-İşlemcisine
-Donanım farklılıklarına
-Ve tabi ki fiyatlarına göre seçenek belirlemek gerekiyor.

Öncelikle tam olarak ağırlık ve ekran ihtiyacımızı belirleyelim

Dizüstü bilgisayarlarında ağılığı ve büyüklüğü belirleyen temel faktör ekranlardır. Insanoğlu likit kristal olmayan ekran yaratana kadar da böyle devam edecek. Ne zaman gibi matrix misali havaya görüntü yansıtabilen teknolojiler icat olacak o zaman bilgisayarları da mendil cebimizde taşır hale geliriz. Ekranlar 12 inch’den başlayıp artık geniş ekran olarak 17 inch boyutlarına kadar geldiler. Burada inch olarak tanımlanan ekranın bir köşesinden diğer köşesine çapraz olarak ölçülen mesafedir. Örneğin 12,1 inch ekran yaklaşık 30 santim diyagonal mesafeye denk geliyor. Standart kare ekranlarda 12,1, 14, 15 ve 17 inch ölçülerini bulmak mümkün bir de yakın zamanda bunlara 16:9 ölçekli ekranlar da eklendi. Dolayısıyla ekrana verdiğiniz önem ve görmek istediğiniz boyut dizüstü bilgisayar alırken en belirleyici faktör olacak. Burada ne kadar taşımak isteyeceğiniz, masaüstünden hallice mi kullanacağınız ve ne kadar para vermek isteyeceğiniz önem kazanıyor. Ucuzluktan pahalıya, 14 , 15 , 17 ve 12.1 inch olarak gidiyor. Küçüklerin pahalı olmasının sebebi küçük bir alana büyük teknolojisi sığması gerekliliği sonucu bazı standart parçaların kullanılamamasından

Neyse ekranı seçince kabaca bütçe belirlenmiş oluyor. Ondan sonra sıra diğer özelliklere geliyor. DVD yazıcı, ekstra hafıze ve en önemlisi işlemci. Artık günümüz bilgisayarlarında kablosuz hemen hemen standart hale geldi dolayısıyla işlemcinin aynı zamanda kablosuz şebeke kartı içeren modellerini seçmekte fayda var. Artık günümüzde neredeyse her türlü mekanda kablosuz internet bulmak mümkün oldu, onun için makinanın kendi üzerinde kart mutlaka olması gerekiyor. Bunun yanında DVD yazıcayı çok kullanmam diyosanız buyurun cd yazıcılı alın, biraz maliyet kısmış olursunuz. Bundan sonrası kullanmak isteyeceğiniz sabit disk ve hafıza ile orantılı olarak değişecek. Bir de son günlerde parlak ekranlı ürünler hoş görüntüler sergilemekte. Bundan kısmamanızı ve yaklaşık üç yıl boyunca bakacağınız ekranın göze hoş gelmesini tavsiye ederim.

Gelelim fiyata, artık üç aşağı beş yukarı ürün belli ama markalara göre fiyatlar çeşitli. Ne yapacağız, nasıl karar vereceğiz. Elbette tek bir cevabı olmayan bir soru. Benim düşüncem iyi ve bilinen, dünyada yayg%POST Only the registered members can see the link************.com/mach1forum/newthread.php Only the registered members can see the link üç yıla batmayacak ve Türkiye’de servisi iyi bir marka seçmek gerekliliği. Dizüstü bilgisayarların özellikle anakartı ve bağlı devrelerinden biri bozulursa garanti dışında neredeyse sistemin tamamı kadar para ödemek söz konusu. Dolayısıyla öncelikle üç yıl garantili ürünlere yönelmek ya da az bir para ile üçüncü yıl garantiyi satan markaları tercih etmekte fayda var. Bunu satın aldığınız yere mutlaka sorunuz. Ayrıca serviste ve yedek parçada sorun yaşamamak için ana firması Türkiye’de bulunan ve dağıtımı sağlam distribütörlerce yapılan markaları tercih edin. Piyasada aylarca parça bekleyenleri sık sık duyuyorum. Onun için üçe beşe bakmadan kaliteli bir markadan taviz vermeyin. Karşınızda herhangi bir sorunda muhattap bulabilmek çok önemli.

Bütçeye sığan kaliteli bir marka da seçtikten sonra yanında verilen kampanya dahili hediyelere de göz atmakta fayda var. Örneğin çantalar orijinal marka olmadıkça pek dikkate almayın çünkü hediye diye verilen çantalar çok ucuz ve kalitesizler genelde. Gidip dışarıdan almak daha iyi. Zaten emin olun o ucuz ve sevimsiz çantaların fiyatı da genel fiyatın içinde hesaplanır, siz de boşuna para ödemiş olursunuz. Ayrıca hediye varsa ne kadar ihtiyacınız olup olmadığına bakın, bazen o hediyeleri fiyattan düşmeyi kabul ederler, deneyin.

Bir de markalar her ne kadar fiyatları aynı tutmaya büyük gayret gösterseler de büyük mağazalar ve marketler gibi mecraları araştırın, bazen 100 dolara yakın farklar yakalamak mümkün olabiliyor. Ya da sıkı bir pazarlıkla bir takım avantajlar elde edilebiliyor. Eh bu da sizin kabiliyetinize, zamanınıza bağlı. Diyorsanız ki uğraşamam, ki ben öyle derim, webden şöylece bir bakın, zaten aynı üründe fiyatların hemen hemen aynı olduğunu göreceksiniz.

Eh hemen hemen alışverişin sonuna geldik, kara verdiğiniz ürünü sizin için kuran, çalıştıran ve bu şekilde garantiyi başlatan yerleri tercih edin. Dizüstünün kurulması çabuk ve kolaydır, o kadarcık da destek vermek gayet doğaldır.

Ondan sonra makinaya iyi bakmak için ne gerekir, neler tehlikelidir, bunlara daha sonra bakalım, siz şimdilik yeni aldığınız bilgisayarınızı güle güle kullanın.