PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : 20/03 Türkiye'den Haberler



muzo
20-03-2006, 15:13
BU HABER, TATİLİ UCUZA GETİRMEK İSTEYENLER İÇİN...

Turizmcilerin iç pazara yönelmesi nedeniyle kısa bir süre sonra yerli turiste de Avrupalı turistler gibi içinde otel, uçak, transfer gibi tüm giderleri barındıran avantajlı paketler sunulacağı belirtildi.
20 Mart 2006 Pazartesi 14:02


Turizm sektörü, yurtdışından gelen rezervasyonların yavaşlamasıyla 'iç pazar'a sarılırken yetkililer, seyahat acentelerinin hak ve yükümlülüklerini düzenleyen 1618 sayılı Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Yasası'nın çıkmasıyla bu alanda ciddi büyüme yaşanacağını belirtti.
Yasaya eklenen 'sigorta güvence paketi'yle Türk vatandaşlarının tatilleri herhangi bir kaza ya da aksaklığa karşı sigorta güvencisine alınırken tüketicide oluşan güven duygusunun seyahatleri artıracağı vurgulandı.
Yasanın TBMM'de incelendiği, genel kurula ise henüz gitmediği ama turizmcilerin Başbakan Tayyip Erdoğan'a konuyu ilettikleri ve bir yılda çıkması bekleniyor.

Yabancılar sırada

Güvence paketi acentelerin bu sistemde çalışması için gerekli teminatlarını artıracağı ve disiplini de sağlayacağı için acenteler yurtdışındaki gibi 'tur operatörleri' kimliğinde de çalışabilecek.
Bu sayede Türkler de Avrupalı turistler gibi içinde otel, uçak, transfer gibi tüm giderlerini kapsayan çok uygun fiyatlı paket turlara sahip olabilecek.
Şu anda iç turizm pazarının 800 bin kişi düzeyinde olduğunu bu yıl 1 milyon rakamına ulaşılacağını belirten sektör yetkilileri, 2010 yılına kadar 4 milyon rakamının hayal olmadığını düşünüyor.
Özel havayolu şirketlerinin de Anadolu'daki sefer noktalarını ve sayılarını yükseltmesinin yerli turistin artmasına imkan vereceği belirtiliyor. Pazardaki büyümenin bu potansiyeli kaldıracak yeni seyahat acentelerinin açılmasına imkân vereceğini planlayan yetkililer, 'Turizm sektörüne yeni oyuncular girecek hatta mevcut bazı acentelerin birbirlerini satın alarak büyümesi de gündeme gelecek" yorumunda bulundu.
Şu anda piyasada ETS, Metro Travel, Club İremtur, Anı gibi firmalar pazarı yönlendirirken MNG kuruluşlarından Bentour'un peşinde çok sayıda talipli olduğu kulaktan kulağa dolaşıyor. Bentour'un iç pazarda 30-40 binlik bir operasyonunun bulunması markanını cazibesini artırıyor.
TÜRSAB 2'nci Başkanı Rıza Epikmen, "Bu yıl pazarın yüzde 25 büyümesini bekliyoruz. Önümüzdeki yıllarda da bu rakamın altına düşmeyecektir. Meclis'e gönderilmesini beklediğimiz TÜRSAB Yasa Tasarısı'nda yer alan 'sigorta güvence sistemi'yle tüketicinin sektöre güveni artacak.
Çünkü bu sistemde çalışmak için acentelerin teminatı artacak. Tüketiciler de tatile daha kolay çıkacak. Ayrıca potansiyeli olan şehirlere yönelik acentelerin sayısı da artacaktır" dedi. Sadece geçtiğimiz Kurban Bayramı'nda tatil için 250 bin Türk'ün rezervasyon yaptırdığını hatırlatan Epikmen, "Bu da pazarın gelişime ne kadar açık olduğunun önemli bir göstergesidir" diye konuştu.

İsrail'den direkt uçak

Artık Türk tüketicisinin akraba, memleket ziyareti için gezmediğini tatil köyü, otel gibi işletmelerde tatil yapma anlayışının geliştiğini anlatan Epikmen, "İç turizm pazarı hem yurtiçi hem de yurtdışına yönelik olarak büyüyor" açıklamasını yaptı. İç pazar hareketinin yabancı havayolu şirketlerinin dikkatini çektiğini belirten Epikmen, Easyjet'in pazara girmek için gün saydığını, Sunexpress'in sefer nokta sayısını artıracağını, İsrail'den şirketlerin Trabzon ve Kapadokya'ya uçuş planları bulunduğunu ifade etti.

'Karadeniz halkına da tatil yaptırmak istiyoruz'

İç pazarın gelişiminden umutlu olan ama bu yıl ciddi bir büyüme öngörmeyen Club İremtur Yönetim Kurulu Başkanı Saaddetin Ulubay asıl büyümenin acentelerin disipline edilmesiyle oluşacağını düşünüyor.
Şu anda tüketicilerin uzun vadede ev, otomobil gibi yatırımlarla ve kredi kartlarında 12-24 ay taksitlerle alışveriş yaptıklarını anlatan Ulubay, "Bütçelerin tekrar tatile açılması biraz zaman alacak. 2006'dan sonra ise gelişim kaçınılmaz" dedi. Pazarda Avrupa'dan Türkiye'ye gerçekleştirilen 'paket tur'ların Türk tüketicileri için de uygulanmasının önemine değinen Ulubay şunları söyledi:
"Bunların ilk örneği Kurban Bayramı'nda 120 dolara Mısır, 200 avroya İtalya, Hollanda turlarıyla gerçekleştirdik. Aynısını yurtiçinde de gerçekleştirebilirsek ve tüketicilerin bütçesini sarsmadan tatil yapmalarını sağlarsak iç pazar da hızla büyür. Şu anda Türkiye'de 4 binin üzerinde seyahat acentası bulunuyor ama bunun 750 tanesi aktif. Ve bunların üç-beşi tur operatörlüğü yapabilecek düzeyde.
Birçoğu 'tabela' şeklinde duruyor. Yeni yasa çıktığında tur operatörlüğü mekanizması çalıştırılabilecek.
Çünkü bu işi yapabilecek, gerekli teminatları yatıracak şirket sayısı çok fazla değil. Bizim gibi tur operatörlüğü yapabilecek şirketler, paket üretebilecek. Ulaşım, konaklama gibi tüm bağlantılar TUI, Neckermann gibi çalışacak yerli tur operatörü tarafından belirlenecek ve bu paket turlar acenteler tarafından satın alınarak tüketicilere ulaştırılacak. Bu da tüketiciye uygun fiyatlı tatil imkânı demek." Yeni sistemle her bölge insanına uygun 'tatil modelleri' oluşturabileceklerini aktaran Ulubay,"Şu anda Doğu ya da Karadeniz insanına tatil yaptıramıyoruz çünkü onların isteklerine, sosyo-ekonomik koşullarına uygun alternatiflerimiz yok. Ama özel tatil paketleri hazırladığımızda tatile çıkan sayısı artacak. Bizim şu anda yıllık 100 bin kişilik operasyonumuz bile 100 bin seviyesine yükselebilecek" dedi.

muzo
20-03-2006, 15:14
ADLİYEDE SKANDAL!

İntihar eden Yeddiemin Deposunu'nun sahibi M.Ç.nin, deposunda bulunan 300 bin YTL'lik hacizli malı sattığı ve bu mallarla ilgili 50'nin üzerinde hacizli dosyayı değişik tarihlerde daireden çalıp, yok ettiği ortaya çıktı.
20 Mart 2006 Pazartesi 13:50


İntihar eden Yeddiemin Deposunu'nun sahibi M.Ç.nin, deposunda bulunan 300 bin YTL'lik hacizli malı sattığı ve bu mallarla ilgili 50'nin üzerinde hacizli dosyayı değişik tarihlerde daireden çalıp, yok ettiği ortaya çıktı. Ç.'nin dosyaları icra dairesinden nasıl dışarı çıkardığını araştıran Cumhuriyet Savcısı, İzmir Adalet Sarayı'nda bulunan 26 icra dairesinden bazılarında da kayıp dosyalar bulunduğunu belirledi. Savcı, dosyası kayıp olan icra dairelerinin müdür ve memurlarını tek tek sorguya almaya başladı. Ç.'nin ölümüyle başlayan soruşturmada şu ana kadar 100'ün üzerinde dosyanın kayıp olduğu ortaya çıktı. İcra uzmanı hukukçular, özellikle kişisel olarak açılan davalarda ciddi sorun yaşanacağını belirtti. Hukukçular, "Avukatların takip ettiği davalarda, dosyanın bir kopyası da avukatta olduğu için sorun olmaz. Ancak kişisel davalarda malı haciz edilen ya da haciz ettiren vatandaşlar, ortada mal bulunmadığı için devlete tazminat davası açabilir" dedi.


Depo sahibinin ölümü skandalı çıkardı
Geçtiğimiz ay silahla intihar eden M.Ç.'nin ölümü, "Kayıp Dosya" skandalını ortaya çıkardı. Depocu Ç.'nin ölmeden önce deposunda bulunan hacizli malları sattığı ve sattığı mallarla ilgili icra dairelerinde bulunması gereken yaklaşık 50 dava dosyasını alıp, deposunda yaktığı belirlendi. Ç'nin ailesi ise, ölümden sonra kalan borçtan kurtulabilmek için reddi miras davası açtı.


İcra daireleri güvensiz çıktı
Borca karşılık haciz edilmiş olan ve depoya gönderilen yaklaşık 300 bin YTL'lik hacizli malın satılmış ve dosyalarının yok edilmiş olması üzerine Cumhuriyet Savcısı olayla ilgili soruşturma başlattı. İcra dairelerinde haciz işlemi yapılan dava dosyalarının nasıl alınıp dışarı çıkarıldığı araştırılırken, icra dairelerindeki dosyaların güvende olmadığı belirlendi. Dosyaların daire içinde açık dolaplarda bulunduğu ve bu alana isteyen herkesin elini kolunu sallaya sallaya girebildiği ortaya çıktı.
Bunun üzerine soruşturma, İzmir Adalet Sarayı'ndaki 26 icra dairesini kapsayacak şekilde genişletildi. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı, başta icra müdürleri olmak üzere icra memurlarının tek tek ifadesini almaya başladı. Dosya sayımları sonucunda şu ana kadar birden fazla icra dairesinde, 100'ün üzerinde kayıp dosya olduğu tespit edildi.
İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Emin Özler, icra dairelerine giriş çıkışların memur kontrolü altında olması ve önlem alınması talimatını verdi. Başsavcının talimatı üzerine, icra dairelerinde, dosyaların bulunduğu yerlere asma raf konularak, dosyaları yerinden sadece memurların almasına ve onun kontrolü altında icra dairesinde incelenmesine izin verildi.
Uygulama, avukatları ve yanlarındaki yardımcı elemanları zor durumda bıraktı. Avukatlar, yaşanan güçlüğün aşılması için İzmir Barosu'ndan yardım istedi. İzmir Barosu, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazılı olarak başvuruda bulunarak, en azından kimlik beyan eden kişilere icra dairelerinde çalışma kolaylığı sağlanmasını istedi. Bu gelişme üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı, incelenmesi gereken dosyaları sadece avukatların veya avukat yanında çalışıp da baro tarafından temsil belgesi verilen kişilerin, kimliklerini ibraz ederek direkt bakmasına izin verdi.


HUKUKÇU GÖRÜŞÜ
Bundan sonra ne olacak?
1. Kayıp dosyaların takibini yapan avukatlar eğer bir suretini almışsa dosya hemen yenilenebilir. Ancak borçlu, haciz edilen malla borcunun bir kısmını ödediği için, alacaklı ise mal ortada olmasa da borcun bu kısmını almış gibi görünür. Zarardan dolayı depo sahibine, mirasçılarına ya da devlete dava açılabilir.
2- Eğer dosyanın bir sureti ortada yoksa ve haczedilen malların ne olduğu belli değilse, borçlunun beyanı geçerli olur. Borçlu kişi, borcun tamamını karşılayacak kadar hacizle malının alındığını iddia edebilir ve bu durumda aslında bitmeyen borcunun bitmesini isteyebilir. Alacaklı zarara uğrar. Ya da tam tersi alacaklı aldığı halde hiçbir şey almadığını iddia edip, alacağını çifte tahsil yoluna giderek, borçluyu mağdur edebelir.


Artık herkes giremeyecek
Soruşturma öncesinde icra dairelerine görevli olsun ya da olmasın herkes rahatlıkla girebiliyor, dosyasını çıkararak işlem yaptırabiliyordu. İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Emin Özler'in talimatıyla, kayıp dosya soruşturmasının başlamasıyla, icra dairelerine dosyaların olduğu yere asma raflar konuldu. İçeri girenlerin bu rafların arkasına geçerek dosya almaları yasaklandı. Dosyaların verilmesi ve incelenmesine memurların gözetiminde izin verildi. Avukatların yoğunluktan ve iş yapamamaktan dolayı şikayetçi olmaları üzerine, sadece görevli kimliğini beyan edenlere, kendi dosyalarını alma, bakma ve tekrar yerine koyma izni verildi.

muzo
20-03-2006, 15:14
150 SENEDE BİR 8'LİK DEPREM OLSAYDI AYASOFYA, GALATA KULESİ AYAKTA KALAMAZDI

Deprem uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, bazı deprem uzmanlarının İstanbul depremiyle ilgili abartılı tahminler yaptığını belirtti.
20 Mart 2006 Pazartesi 12:40


METİN YAMANER
BALIKESİR (İHA) - Deprem uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, bazı deprem uzmanlarının İstanbul depremiyle ilgili abartılı tahminler yaptığını belirterek, "Dedikleri gibi her 150 senede bir 8 şiddetinde deprem olsaydı, yüzlerce yıllık Ayasofya, Galata Kulesi gibi yapılar ayakta kalmazdı. Marmara'daki fay hattının iki defada kırılacağını ve 7 şiddetinden düşük depremlerin olacağını tahmin ediyoruz" dedi.
Balıkesir'in Bandırma İlçesi'nde 911 Arama Kurtarma Derneği'nin konferansında konuşan İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı Uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, muhtemel İstanbul depremiyle ilgili yazılan abartılı tahminlerin bazı çevrelerin işine yaradığını ileri sürdü. İstanbul depremiyle ilgili senaryolar yüzünden şehrin kuzeyinde yeni yerleşim alanları oluştuğunu belirten Prof. Dr. Üşümezsoy, "İstanbul'un güney kesimi tehlikede, deprem sonrası oluşacak dev tsunamiler güney sahillerini vuracak, birçok yeri yutacak, yıkacak denildi. Kuzeyde arsa fiyatları arttı. İstanbul'un kuzeyinde ormanlık alanları talan edip, dev yerleşim yerleri, villalar yaptılar. Bunlar yapıldığı anda müşterisi hazırdı, hepsi hemen satıldı" diye konuştu.
TÜBİTAK adına yapılan üç araştırmadan da Marmara Denizi'nden fay hattı için ayrı sonuçlar çıktığını öne süren Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, şunları söyledi:
"Fransız gemisi geldi, araştırmalar yaptılar. Sonunda uzun bir masada oturup açıklama yaptılar. Fayın uzunluğu 180 km, bir defada kırılır, 7.8 şiddetinde deprem olur denildi. Biz o zaman da böyle bir şey olamayacağını söyledik. Çünkü Marmara'daki fay hattı, Tekirdağ Marmara Adası arasında iki defa kırılmış. Bu fay tek defada kırılıp bu kadar şiddetli bir deprem olmaz. TÜBİTAK adına 3 defa araştırma yaptılar, üçünde de fayın yeri değişti. İlk önce İstanbul'un altına getirdiler, sonra bunu unutup oradan Tekirdağ'a kadar Marmara Denizi'nin ortasından hat gibi geçirdiler. Eğer dedikleri gibi her 150 yılda bir orada 8 şiddetinde deprem olsaydı, bu 10 şiddetinde hissedilir ve Ayasofya, Galata Kulesi gibi tarihi yapılar ayakta duramazdı. Marmara'daki fay hattının iki defada kırılacağını ve 7 şiddetinden düşük depremlerin yaşanacağını tahmin ediyoruz."

muzo
20-03-2006, 15:15
ÇOCUKLARIMIZI KİME EMANET EDECEĞİZ? MÜSTAHDEM, 7 YAŞINDAKİ ÖĞRENCİYE CİNSEL TACİZDEN TUTUKLANDI

Düzce'de bir ilköğretim okulunda 7 yaşındaki erkek öğrenciye cinsel tacizde bulunduğu iddia edilen müstahdem, tutuklandı.
20 Mart 2006 Pazartesi 12:26



Edinilen bilgiye göre, Aziziye İlköğretim Okulu'nda birinci sınıfa giden çocuklarının durumundan şüphelenen aile, durumu polise bildirdi.





Polis ekipleri, yaptıkları inceleme sonucu, okulun müstahdemi G.U'nun söz konusu öğrenciye meyve suyu ve simit alarak cinsel tacizde bulunduğu yönünde bilgiye ulaştı.





Gözaltına alınan G.U, ifadesinin ardından çıkartıldığı mahkemece tutuklandı. Bu arada, tutuklanan G.U'nun Çocuk Esirgeme Kurumu'nda büyüdüğü ve 6 ay önce bu kurumlarda yetişenlere yönelik açılan sınavı kazanarak Milli Eğitim Bakanlığı kadrosunda işe başladığı bildirildi.

muzo
20-03-2006, 15:16
KATİL, ANLAŞMALI BOŞANDIĞI EŞİ ÇIKTI

Eski eşini öldürmekten nöbetci mahkemeye çıkarılan 40 yaşındaki Nezaket Baş tutuklandı. Cinayetin ardından ilginç bir neden çıktı...
20 Mart 2006 Pazartesi 12:21


ORDU’da önceki gün meydana gelen ve bir kişinin ölümüne bir kişinin de yaralanmasına neden olan silahlı saldırının faili eski eş çıktı. Eski eşini öldürmekten nöbetci mahkemeye çıkarılan 40 yaşındaki Nezaket Baş tutuklandı.
Taşbaşı mahallesinde dün silahlı saldırı sonucu 45 yaşındaki Halil Yıldız hayatını kaybederken arkadaşı 37 yaşındaki Uğur Bekdemir ağır yaralandı. Olaydan sonra yapılan araştırmada Halil Yıldız’ın 11 yıl önce boşandığı eşi Nezaket Baş gözaltına alındı. Baş sorgulamada cinayeti kendisinin işlediğini itiraf etti. Nezaket Baş, ifadesinde, “Halil ile 11 yıl evli kaldıktan sonra anlaşmalı olarak boşandık. Kendisi Almanya’da bulunan amcasının kızıyla evlenip oraya gitti. Kazandığı paralarla 3 daire aldı. Döndükten sonra tekrar evlenecektik. Ancak, bana bir daire vererek evlenmekten vazgeçti. Olay akşamı kendisinden bir daire daha istedim. Ancak vermek istemedi. Bana küfür ve hakeret etti. Ben de daha önceden aldığım ruhsatsız silahla ona korkutmak için ateş ettim' dedi.
2 çocuk annesi Nezaket Baş, eski eşinin yanında bulunan arkadaşını da kazayla yaraladığını iddia etti. Baş çıkarıldığı nöbetci mahkemece tutuklanarak cezaevine konuldu.

muzo
20-03-2006, 15:17
GENÇ ÇİFTE SOKAK ORTASINDA İNFAZ

KARS’ta, iki çocuklarıyla birlikte misafirlikten dönen Mehmet (30) ve Hanım (28) Avinç çifti, yolda kimliği belirsiz kişilerce kurşun yağmuruna tutuldu.
20 Mart 2006 Pazartesi 12:20


Genç çift yaşamını yitirdi, çocukları yaralandı. Yakınları, çiftin kan davası sonucu öldürüldüğünü ileri sürdü.
İnşaat işçisi Mehmet Avinç, dün eşi Hanım, çocukları Ferhat (3) ve Bekir (5) ile birlikte, Atatürk Mahallesi’nde oturan akrabalarına ziyarete gitti. Saat 21.30 sıralarında Subatan Mahallesi'ndeki evlerine dönmek üzere yola çıkan çift ve çocukları, Hüseyin Atak Bulvarı'nda saldırıya uğradı. Kimlikleri henüz belirlenemeyen ancak bir kaç kişi oldukları ileri sürülen silahlı saldırganlar, genç çift ve çocuklarının üzerine kurşun yağdırdı. Mehmet ve Hanım Avinç olay yerinde yaşamlarını yitirirken, annesinin kucağında bulunan Ferhat yanağından, 5 kurşunun isabet ettiği Bekir ise ağır yaralandı.
Çocuklar, olay yerine gelen polisler tarafından Kars Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastane personeli ve hemşirelerin, servise götürmek için kucaklarına aldıkları çocukların ağlamaları hastane koridorlarında yankılanırken, yakınları gözyaşlarına boğuldu.
Ameliyat sonrası durumları ağırlaşan Ferhat ve Bekir Avinç kardeşler, Erzurum Atatürk Üniversitesi Aziziye Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. İki kardeşin sağlık durumlarının iyiyi gittiği belirtildi. Mehmet ve Hanım Avinç’in cesetleri otopsi yapılmak üzere Trabzon’a gönderildi.

KAN DAVASI İDDİASI

Çiftin yakınları, olayın 2 yıl önce Digor İlçesi'ne bağlı, Karabağ ve Çatak köylüleri arasında yaşanan ve 2 kişinin ölümüyle sonuçlanan kan davasının devamı olduğunu ileri sürdü. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı.

muzo
20-03-2006, 15:17
YAZ SAATİ UYGULAMASINA 26 MART'TA GEÇİLİYOR

Yaz saati (ileri saat) uygulaması, 26 Mart Pazar günü 01.00'de, saatlerin bir saat ileri alınmasıyla başlatılacak.
20 Mart 2006 Pazartesi 12:16


ANKARA - Yaz saati uygulaması, 29 Ekim Pazar günü saat 02.00'de, saatlerin bir saat geri alınmasıyla sona erecek.
Yaz saati (ileri saat) uygulaması, çalışma saatlerinin günün güneşli bölümüne alınması suretiyle, gün ışığından daha fazla yararlanılması, elektrik enerjisinin aydınlatmada kullanılan bölümünden tasarruf sağlanması amacını taşıyor. Ayrıca, yaz saati uygulamasıyla, akşam saatlerinde en yüksek değerine ulaşan enerji talebinin (puant gücü) azaltılması hedefleniyor.
Yaz saati uygulaması başlangıç ve bitim tarihlerinde Avrupa ülkeleriyle birlikte hareket ediliyor.
Öte yandan, uygulamayla her yıl, 'orta ölçekli' bir hidroelektrik santralin yıllık üretimi kadar tasarruf sağlanıyor.
Yaz saati uygulamasıyla 1990'dan 2004 yılına kadar sağlanan elektrik tasarrufu ise toplam 7 milyar 41.7 milyon kwh'yı buldu.
16 Mart 2002 tarihli Resmi Gazete'de yer alan Bakanlar Kurulu Kararı'na göre, ileri yaz saati uygulaması, 29 Ekim 2006'ya kadar devam edecek.

muzo
20-03-2006, 15:23
BAĞ-KUR'LULARA İYİ HABER: KREDİ AL EMEKLİ OL!

Bağ-Kurlular’a bir iyi haber daha Prim borcunu ödediği an emekli olabileceklere, Ziraat ve Halk bankaları düşük faizli kredi verecek.
20 Mart 2006 Pazartesi 10:13


Bağ-Kurlular’a bir iyi haber daha Prim borcunu ödediği an emekli olabileceklere, Ziraat ve Halk bankaları düşük faizli kredi verecek.

Bağ-Kur'lulara bir müjde daha

Prim borçlarına indirim ve taksitlendirmeden sonra şimdi de parasızlık yüzünden emekli olamayan Bağ-Kur sigortalılarına düşük faizli banka kredisi imkânı tanınıyor

Bu durumdaki sigortalılar için Ziraat ve Halk bankaları ile anlaşma yapan Bağ-Kur, alınacak kredi ile prim borcunu bir defada tahsil edecek.

Bu para, hayatında hiç prim ödememiş olsa bile hemen emekliye ayrılacak olan sigortalının aylığından taksitler halinde kesilecek... Yakında başlayacak uygulama, emeklilik için yeterli prim ödeme süresi geçtiği ve yaş haddini doldurduğu halde Bağ-Kur'a borcu bulunduğu için emekliliğe hak kazanamayan sigortalıları kapsıyor.




KİMLERİ KAPSIYOR?


Bağ-Kur Genel Müdürlüğü ile iki kamu bankası arasında yapılan görüşmelerde, milyonlarca kişiyi ilgilendiren çok önemli bir anlaşma sağlandı. Buna göre, Bağ-Kur'a borcunu ödediği an emekli olabilecek durumdaki sigortalılara Ziraat ve Halk bankaları düşük faizli "Tüketici Kredisi" verecek. Bu imkândan, emekliliğe hak kazanabilmek için 7 bin 200 gün (20 tam yıl) prim ödeme süresi dolan kadınlar ile 9 bin gün (25 tam yıl) süreyi tamamlayan ve yaş şartını yerine getirmiş olan Bağ- Kur sigortalıları faydalanabilecek.


Bankalar tarafından çıkarılacak krediler sigortalıya değil doğrudan Bağ-Kur'un hesabına aktarılacak. Böylece prim borçları ödenmiş sayılacak olan Bağ-Kur’lulara hemen emekli aylığı bağlanacak. Ancak emekli, aylığının tamamını alamayacak. Belirli bir kısmı, bankadan alınan kredi borcu bitinceye kadar kesintiye uğrayacak ve bu para bankaya aktarılacak.


1.4 MİLYON BORÇLU


22 Şubat 2006'da Meclis'te kabul edilerek 4 Mart'ta Resmi Gazete'de yayınlanıp yürürlüğe giren “Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" gereğince Bağ-Kur ve SSK prim borçlularına af getirilmişti. Sigortalıların birikmiş borçları da taksitlendirilmişti.


1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu ile 2926 Sayılı Tarım Bağ-Kur Kanunu’na tabi yaklaşık 3.5 milyon sigortalıdan 2 milyon kadarının prim borcu bulunuyor. 31 Mart 2005 tarihi itibariyle, "normal Bağ-Kur" diye de tanımlanan 1479 Sayılı Kanun'a tabi 437 bin 585 sigortalının hayatında hiç prim ödemediği tespit edildi. 998 bin 671 sigortalı ise sadece bir defa prim ödedi. Şimdi bu kişilerin tamamı, bankadan alınacak kredi ile borçlarını bir defada ödeyip emekli olabilecek.


KARNE İMKÂNI


1479 ve 2926 sayılı kanunlar kapsamında Bağ-Kur’lu olan ve birikmiş borçları yeniden yapılandırılan sigortalılar ile bakmakla yükümlü oldukları kişiler (hak sahipleri), Sağlık Sigortası'ndan da faydalanabilecek. Ancak bu hakkı kazanabilmesi için sigortalının toplam borçlarının en az yüzde 25’ini peşin ödemesi veya ilk dört taksidini cari ay primleri ile birlikte ödemesi gerekiyor.


Prim affı nasıl uygulanıyor?


1479 Sayılı (Normal) Bağ- Kur Kanunu’na göre sigortalı olanlar ile 2926 Sayılı (Tarım) Bağ-Kur Kanunu’na tabi sigortalılar prim affından faylanabilecek. 31 Mart 2005 gününe kadar tahakkuk etmiş olan prim ile sosyal güvenlik destek primi borcu bulunanlar, kanunun yürürlük tarihinden itibaren (4 Mart 2006) iki ay içerisinde, Bağ-Kur'a yazılı olarak başvurmak zorunda. Bu şartla borçları yeniden hesaplanıp, taksitlendirilecek. Ayrıca, 01 Nisan 2005 gününden bugüne kadar geçen dönem için ise ana para+gecikme zammı eklenerek hesaplanan borçlar da taksitlendirmeden yararlanabilecek.


Borçlar nasıl taksitlenecek?


Kanuna göre yeniden yapılandırılmış olan borcun tamamı, başvuru süresinin bittiği tarihi takip eden ayın sonuna kadar ödendiği taktirde, borç peşin ödenmiş sayılacak. Yeniden hesaplanan borç, sigortalının isteğine göre 60 aya kadar taksitlendirilebilecek. Vatandaş taksit yapmak istiyorsa 12 aylık taksitlendirmede yıllık yüzde 4, 12 ayı aşan ancak 24 ayı aşmayan taksitlendirmede yıllık yüzde 5 fark ödeyecek. 24 ayı aşan taksitlendirmede ise yıllık yüzde 6 fark eklenecek.





(bugün)

muzo
20-03-2006, 15:24
TRAFİK SUÇU İŞLEYENE MAÇA GİTMEME CEZASI

Kayseri'deki mahkemelerin yeni Türk Ceza Yasası uyarınca verdiği kararlarda avukatlar, suçlarla cezalar arasındaki orantısızlığa itiraz ediyor.
20 Mart 2006 Pazartesi 09:43



Kayseri'deki mahkemelerin yeni Türk Ceza Yasası uyarınca verdiği kararlarda avukatlar, suçlarla cezalar arasındaki orantısızlığa itiraz ediyor.
Hırsızlık sanığına ‘gece sokağa çıkma ve ahırlara girememe’, trafik suçu işleyene, ‘maçlara gitmeme’, ruhsatsız tabanca taşıyıp yaralama olayına karışana ise, ‘10 ay içkili yerlerden uzak durma’ cezası. Bunlar Kayseri'deki mahkemelerin yeni Türk Ceza Yasası uyarınca verdiği kararlardan birkaç örnek.

İki ay süreyle maça gitmeme cezası
Yer Kayseri. 1’nci sulh ceza mahkemesi'nin salonundaki zanlı trafik güvenliğini tehdit etmekle suçlanıyor. Hakim ‘gereği düşünüldü’ diyor ve kararını açıklıyor.
Sanık, Türk Ceza Kanunu'nun 179/2. maddesi gereğince 30 gün hapis cezasına çarptırıldıktan sonra, hürriyeti bağlayıcı cezası, TCK'nın 50/1-D maddesine göre 2 ay süreyle Kayserispor maçlarına girmekten yasaklanması tedbirine çevriliyor.
Mahkeme, suçlunun maçlara gidip gitmediğinin kontrolünü ise Kayseri Emniyet Müdürlüğü'ne bırakıyor.
Yer yine Kayseri. Bu kez suçlu koltuğundaki zanlı, Kooperatifler Kanunu'na muhalefetten yargılanıyor.
Hakim bu kez suçluyu, bir ay süreyle Kayserispor-Kayseri Erciyesspor karşılaşmalarına gitmekten men ediyor.

Hırsızlık sanığına sokağa çıkma yasağı
Aynı mahkemede bu kez hırsızlıktan yargılanan bir sanık var. Karar açıklanıyor:
"Sanığın ikamet ettiği Felahiye ilçesinde bir yıl süreyle ahıra girmemesine, akşam 8'den sabah 8'e kadar sokağa çıkmamasına karar verilmiştir." Kayseri'deki bir diğer duruşma salonunda ise ruhsatsız tabanca taşıyıp yaralama olayına karışan 35 yaşındaki bir şahıs, 10 ay süreyle içkili yerlere girmekten men ediliyor.
Kayseri'de mahkemelerin yeni Türk Ceza Kanunu'na dayanarak verdiği bu kararlar avukatlarca eleştiriliyor. Avukatlar, kararların ceza ile suç arasındaki illiyet bağı ile çeliştiğini belirtiyor.
Avukatlar kanunlar hazırlanmadan alt yapısının çok iyi hazırlanması gerektiğinin altını çizerek, cezanın takibinin kolluk kuvvetlerince yapılmasının mümkün olmadığını savunuyor.



(cnntürk)

muzo
20-03-2006, 15:24
AĞRI'DA ASKERİ ARAÇ DEVRİLDİ: 7 YARALI

Ağrı'da askeri bir aracın devrilmesi sonucunda 2'si ağır, 7 asker yaralandı.
20 Mart 2006 Pazartesi 09:24


AĞRI - Ağrı'da askeri bir aracın devrilmesi sonucunda 2'si ağır, 7 asker yaralandı.
Ağrı-Eleşkirt karayolu Şeker Fabrikası kavşağında, kar yağışı nedeniyle kayan bir askeri araç, yol ortasındaki trafik işaret levhasına çarparak devrildi.
Kazada, Jandarma Astsubay Ersin Ölmez ile jandarma erler Suat Sevgi, Halil Selir, Ali Kambur, İbrahim Kara, Ersan Topal ve Mehmet Şarkal yaralandı.
Yaralılardan Ersan Topal ile Ali Kambur, Ağrı Askeri Hastanesi'nde, diğer yaralılar ise Ağrı Devlet Hastanesi ile Erzurum Fevzi Çakmak Askeri Hastanesi'nde tedavi altına alındı.
Kaza nedeniyle Ali Kambur'un beyin travması geçirdiği, Ersan Topal'ın ise vücudunda çok sayıda kırık olduğu öğrenildi.

muzo
20-03-2006, 15:26
ARKADAŞINI ÖLDÜREN POLİSTE PKK ŞÜPHESİ

İzmir Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde görev yapan bir arkadaşını öldürüp, diğerini de yaralayan polis memuru, çıkartıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
20 Mart 2006 Pazartesi 00:13



İzmir Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde görev yapan bir arkadaşını öldürüp, diğerini de yaralayan polis memuru, çıkartıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.



Olay, dün saat 11.30 sıralarında Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü gazinosu tuvaletinde meydana geldi.


İddiaya göre, PKK sempatizanı olduğu iddiasıyla iki defa soruşturma geçiren polis memuru Mustafa Sait Günbay, daha önceden aralarında husumet olan meslektaşı ve mesai arkadaşı Ömer Dilekçi'yle tuvalette karşılaşınca tartışmağa başladı. Tartışmanın büyümesinin ardından polis memuru Günbay, Ömer Dilekçi'ye ve ardından da Dilekçi'nin yanında bulunan ve kendisine engel olmağa çalışan polis memuru Mehmet Tutakbala'ya ateş etti. Dilekçi olay yerinde hayatını kaybederken, ağır yaralanan Mehmet Tutakbala ise Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Tutakbala'nın hayâtî tehlikesinin sürdüğü öğrenildi.



Mesai arkadaşları tarafından etkisiz hale getirilen Mustafa Sait Günbay, Cinayet Bürosu ekipleri tarafından sorgulandıktan sonra dün akşam saatlerinde nöbetçi mahkemeye çıkartıldı. Günbay, "adam öldürmek ve adam yaralama" suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

MESLEKTAŞI TARAFINDAN ÖLDÜRÜLEN POLİSE HÜZÜNLÜ VEDA
İzmir'de meslektaşı tarafından öldürülen polis memuru Ömer Dilekçi için bir tören düzenlendi. Törende yakınlarının desteğiyle ayakta durmaya çalışan acılı eş Fergül Dilekçi, "Adalet onu geri getirmez" dedi.



Ömer Dilekçi için İzmir Adliyesi Adlî Tıp Kurumu önünde bir tören düzenlendi. İzmir Adli Tıp morgundan alınan Dilekçi'nin cenazesi bayrağa sarılı tabuta konuldu. Cenaze törenine İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Emin Özler, İzmir Emniyet Müdür Vekili Kemal Parmaksız, şube müdürleri, çevik kuvvet personeli ve yakınları katıldı. İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Emin Özler ve İzmir Emniyet Müdür Vekili Kemal Parmaksız, Ömer Dilekçi'nin eşi Fergül Dilekçi'ye başsağlığı diledi. Yakınlarının desteğiyle ayakta duran Fergül Dilekçi, "Adalet onu geri getirmez" diyerek gözyaşı döktü. Tabutun çıkartılması sırasında daha da fenalaşan Fergül Dilekçi, "Çanakkale Şehitleri gününde al kanlara mı boyadılar seni?" diyerek feryâd etti.



Bayrağa sarılı tabut, tören geçişinin ardından Çevik Kuvvet'te görevli silâh arkadaşları tarafından cenaze aracına kadar omuzda götürüldü. Tören sırasında özellikle bayan polis memurları gözyaşlarına hâkim olamadı.



THY'nin saat 17.30 uçağıyla Diyarbakır'a ve oradan da karayoluyla memleketi Elâzığ'a götürülecek olan Ömer Dilekçi'nin naaşının, yarın Elâzığ Asrî Mezarlığı'nda toprağa verileceği öğrenildi. Ömer Dilekçi'nin Elâzığ Polis Okulu'ndan mezun olduğu ve Fergül Dilekçi ile 2005 yılı Haziran ayında evlendiği öğrenildi.



Öte yandan, İzmir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yoğun bakım ünitesinde tedavisi süren yaralı polis Mehmet Tutakbala'nın hayati tehlikesinin bulunduğu bildirildi.
YUSUF KAHRAMAN - ŞEYDA BURCU İKİZ