PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Fotoğrafçılık Ansiklopedisi



ayran
23-07-2008, 13:02
Objektifler

Fotoğrafın penceresi ve fotoğrafçının ikinci gözü sayılan objektifler konusunda aradıklarınız bu yazıda...

Fotoğraf makinesinin en önemli kısımlarından birisi de objektifleridir. objektifler formülleri, yapıları ve kaliteleri ne olursa olsun bazı değişmez optik kurallara uygun olarak tek veya birkaç mercek sisteminden meydana gelmişlerdir. objektif, fotoğrafı çekilecek konunun bütün noktalarından yansıyarak gelen ışınları odak noktasında asal eksene dik odak düzleminde toplayarak konunun küçük bir görüntüsünün oluşmasını sağlar.

Objektifleri görüş açılarına göre 4 ana başlık altında incelemek mümkündür.

Normal Objektifler

Görüş açıları insan gözüne en yakın olan objektiflerdir (45-50 Derece). Görüntü boyu 24x36 mm. olan filmlerin kullanıldığı küçük boy makinelerde kullanılan 50 mm. odak uzaklıklı objektifler normal objektiflerdir.Dijital kameralar için 7-21 mmlik objektifler normal objektif sayılabilirler.
Optik kalitesi olarak en iyi sonuçlar normal objektiflerle elde edilir.

Geniş Açılı Objektifler

Geniş açılı objektiflerin görüş açısı normal objektiflere göre gittikçe genişleyen, alan derinliğini artıran niteliktedirler. Yaygın olarak, çok dar alanlardaki en geniş görüntüyü elde etmekte kullanılırlar. 35 mmnin altındaki odak uzunluklarında elde edilen görüntünün köşe ve kenarlarında bozulmalar oluşturabilirler. Ancak bazı fotoğrafçılar bu bozulma etkisini estetik bir değer olarak kullanabilirler. 17 mm - 28 mm arasında kalan objektifler geniş açılı objektiflerdir.

Balık Gözü Objektifler

Balık Gözü Objektifler en geniş görüş açısı olanağı sağlarlar.Bu tür objektifler kullanılarak elde edilen görüntülerde di*** ve yatay çizgiler önemli ölçüde bozulur, dairesele yakın görüntüler elde edilir. Yaratıcı görüntülere ulaşmada oldukça yardımcı olan, 6 mm - 16 mm arasındaki objektiflerdir.

Dar Açılı (Tele) Objektifler

Görüş açısı normal objektiflerden daha dar olan objektiflerdir. Fazla yaklaşılamayan portre, spor veya doğa gibi konuların çekimlerinde kullanılır. 100 mm, 200 mm, 300 mm, 400 mm odak uzaklığı olan objektiflerdir.

Değişken Odaklı (Zoom) Objektifler

Birden fazla değişik objektifin özelliğini bünyesinde taşıyan objektiflerdir. Fazla objektif taşıma ve sık değiştirmenin zorluğundan ortaya çıkmıştır. Üzerindeki halkanın ileri-geri veya sağ-sol çevrilmesi ile odak uzaklığı ve buna bağlı olarak görüş açısı değişen bu objektifler son yıllarda oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır. Genel amaçlı kullanımlar için geliştirilen zoom objektifler, kullanıcısına büyük kadrajlama kolaylığı tanımaktadır.

ayran
23-07-2008, 13:02
Flaş Konusunda Bilmedikleriniz

Nesnelere can ve renk veren ışığın kontrolü Flaş sayesinde bizlerde. Flaş ve kullanımı konusunda daha teknik bilgilere ihtiyacınız var ise burada ...


Fotoğraf makinelerinin flaşları iki cinstir: makinelerin entegre parçası olan gömme flaş ünitesi (kompakt makinlerde çok yaygındır); ve makinenin üstündeki özel bir yuvaya takılan ayrı flaş ünitesi (SLRlerde çok yaygındır; bazı kompaktlara da takılabilir). Flaş ünitelerinin hemen hemen hepsinde konudan yansıyan ışığı ölçen ve flaşın çakma süresini kontrol eden ışığa duyarlı bir foto elektrik hücre vardır. Buna karşın, özel kullanımlı flaş üniteleri olan bazı makineler flaşın çakma süresini filmden yansıyan flaş ışığını ölçerek ayarlar ve film tam olarak pozlandığı zaman flaş ışığını keser. Bu özel üniteler, yuvalarına bir kez takıldıktan sonra, makinenin bir parçası haline gelirler. Makinenin devrelerine kilitlenerek flaş verimine uyum sağlamak için gereken enstantane ayarını yaparlar ve makineden aldıkları diyafram ayarı ve film hızı bilgilerini değerlendirerek ne kadar flaş ışığı kullanılması gerektiğini tespit ederler.



Kırmızı Göz Problemi

Kırmızı Göz eski kompakt makinelerdeki gömme flaşların zaman zaman yarattığı ve kırmızı göz olarak bilinen sorun, çekitlen resimde insanların gözbebeklerinin parlak kırmızı gözükmesidir. Bunun nedeni, flaşın makinenin objektifine çok yakın olmasıdır. Sabit ve öne doğru bakan bir flaş kullanıldığı zaman bu sorunla karşılaşmak kaçınılmazdır. (Daha kaliteli kompakt modellerde geliştirilmiş tasarımlar kırmızı gözü ortadan kaldırmıştır.) SLRler daha büyük olduklarından flaş kafasıyla objektif arasındaki uzaklık bu ektiyi ortadan kaldırır. Flaş ışığının yansıtılması Doğrudan öne bakan bir flaş kullanırken karşılaşabileceğiniz başka bir sorun da elde ettiğiniz görüntünün donuk ve kaba olmasıdır.


Günümüzde yapılan ayrı flaş ünitelerinin çoğunda aşağı yukarı ve / ya da sağa sola hareket edebilen kafalar sayesinde ışık tavana ya da yakındaki bir duvara doğrultulup yansıtabilir. Bu şekilde elde edeceğiniz sonuç daha yumuşak ve doğal görünür. Eğer, renkli film kullanıyorsanız, flaş ışığının, yansıtıldığı yüzeylerin rengini alacağını ve bunu resmin bütününe yayacağını dikkate almanızda yarar vardır. Refletörden yansıtılmış flaş Doğrudan kullanılan flaş doğal olmayan bir aydınlatma yapar. Eğer flaş ışığı, flaş ünitesine takılan ve renk sıçramasını önleyen özel bir reflektörden yansıtılırsa aydınlatma çok daha doğal görünür. Flaş ışığının azalması Flaşın aydınlatma gücü çok çabuk azalır. Flaşla konu arasındaki uzaklığı iki katına çıkardığınız zaman ışığın yayıldığı alan dört katına çıkar; böylece, flaşın gücü dörtte bire iner. Flaşla çekilen resimlerde öndeki nesnelerin iyi aydınlatılmış olmasına karşın arkadakilerin karanlık, ve giderek görünmez oluşu bu yüzdendir. Bundan kaçınmak için flaşınızın çekeceğiniz resimler için yeterli olmasına dikkat edin. Flaş gücü, güç sayısı (GN) ile ifade edilir. - GN büyüdükçe flaşın verimi artar. Işığın yayıldığı alanın objektifin açısından küçük olduğu durumlarda da flaş gücünün azaldığı görülür. Bu durumda, resmin ortası çok iyi pozlandığı halde, görüntü, kenarlara doğru kararır. Bunu önlemek için ya objektifinizi değiştirip daha dar açılı bir objektif kulanmanız ya da flaşın önüne ışığı dağıtan bir filtre takmanız gerekir. Filtre kullandığınız zaman, flaş ışığı daha geniş bir alana yayılacak; buna karşılık doğal olarak ışık yoğunluğu azalacak ...

alıntı

ayran
23-07-2008, 13:03
Evde kuracağınız bir fotoğraf stüdyosu, aydınlatma tekniklerinin ince noktalarını keşfetmek için en iyi yerdir. Boş bir yatak odası, garaj ya da tavan arasına sahip olacak kadar şanslıysanız hemen işe koyulabilirsiniz. Eğer her an kullanabileceğiniz boş bir makanınız yoksa, evdeki odalardan birini zaman zaman bir stüdyo olarak da kullanabilirsiniz.
Fotoğraf stüdyosu yapmak için gereken odanın büyüklüğü, ne çekmek istediğinize bağlıdır. Örneğin, esas ilgi alanınız doğada bulunan küçük nesneler veya natürmortsa, 9-10 metrekarelik bir oda yeterlidir. Öte yandan, tam boy portreler çekecekseniz ihtiyacınız olan yer daha büyük olacaktır. Belki 18-20 metrekare.

Farklı türden çekimler yapılan bir stüdyo belli bir esneklik gerektirecektir. Bu yüzden böyle bir stüdyonun biçimi ince uzun değil, kareye yakın olmalıdır. Rahat bir dikdörtgen ya da kare biçimi stüdyo içinde çalışırken ışıklarınızı sadece konunun önüne ve arkasına değil, yanlarına da yerleştirebilirsiniz.

2.75m veya daha yüksek bir tavan, esnekliği artırması açısından tercih edilir. Yüksek tavan, ışıkların ya da reflektörlerin konunun oldukça yukarısına konabilmesine ve uzun fon dekorları kullanabilmesine imkan verir.

Normal olarak flaş ya da lamba gibi yapay ışık kullanacaksınız. Buna rağmen, eğer evdeki stüdyonuzda güneş ışığının girdiği büyük bir pencere varsa, böyle güzel bir olanağı da kullanmanız gerekir. Gün ışığı filmi ve flaş, pencereden gelen ışıkla birlikte kullanılabilir, çünkü hepsinin renk ısısı aynıdır. Yine de, yapay ışığın tek başına kullanılması gerekli olan durumlarda pancur ya da ışık geçirmeyen perdeler şarttır.

Duvarların ve tavanın rengi özellikle önemlidir. Beyaz tonlu yüzeyler ışığı en çok yansıtan yüzeylerdir. Bu nedenle, genel aydınlatma açısından en iyi seçimdirler. Dahası, istenmeyen renk sıçramalarından korkmadan, ışığı beyaz duvarlar ve tavandan konunuzun üstüne yansıtma özgürlüğünüz olacaktır. Açık renk de olsa duvarlarda sakın parlak boya kullanmayın; böyle boyalı yüzeyler, ışık vurunca istenmeyen parlak noktalar oluşturur.

Göz önüne almanız gereken diğer önemli hususlar: titreşimleri üç - ayak üstüne konmuş makineye iletmeyen, iyi ve sağlam bir döşeme; yeteri kadar raf ve depo alanı; modeller için iyi aydınlatılmış bir makyaj köşesi ve ışık üniteleri için çok sayıda elektrik prizi. Başka bir seçenek de çok prizli bir uzatma kablosu alıp, ışıkların fişlerini buraya takmaktır.

Depo: Küçük aksesuar, dekorlar vb. için düşündüğünüzden daha fazla yere ihtiyacınız olur. Bu nedenle, mümkün olduğu kadar çok raf ve dolap yapın.

Makyaj köşesi: Bu bir ev stüdyosu için şart değildir; ama; eğer modellerle çalışmak istiyorsanız, böyle bir köşe oldukça yararlı olacaktır.

Fotofludlar: İki ya da üç fotoflud çok genel aydınlatma imkanı verir. Fotofludlar ışığın yayılmasını sağlar

Reflektörler: Bunlar basit beyaz kartonlar ya da daha parlak ve keskin bir ışık elde etmek için mutfak folyosuyla kaplanmış tahtalar olabilir.

Fon perdeleri: Çeşitli renklerde fon kağıtları ve perdeleri bulundurun.

Kapakçıklar: Çeşitli büyüklük ve biçimlerdeki kapakçıklar farklı etkiler üretmek için stüdyo ışıklarına takılabilir.

Stüdyo flaşı: Amatör stüdyo flaşları daha ucuzdur. Elektrikle çalışırlar. Ayrıca istendiğinde kullanılabilecek özel güç üniteleri de vardır. Sıradan bir flaşla aynı renk ısısına sahiptirler.

Masa: Sağlam yapılmış bir masa küçük nesneleri koymak için gereklidir.

Mat - beyaz duvarlar ve tavan: Işığı yansıtan bir yüzey olarak kullanıldığı zaman bu tür yüzeyler renk parlaması ya da renk sıçraması yapmaz

Döşeme: Sert, kaymayan bir döşeme, makinenin oturduğu sehpa ve yerde duran ışıklarınız için sağlam bir taban oluşturur.

Pencere: Stüdyonuzda doğal gün ışığı girmesine imkan verir. Ama, sadece yapay ışık isteniyorsa pancurlar ya storlarla kapatılabilir.

Prizli uzatma kabloları: Ana prize takılır; bütün ışık ihtiayçlarınız için yeterli priz vardır.

alıntı

ayran
23-07-2008, 13:04
Dijital fotoğrafçılık hakkında merak edilenler

* Dijital fotoğraf makinesi nasıl çalışır ?
* Görüntü çözünürlüğü ve kalitesi ne demektir ?
* Dijital fotoğrafları nasıl basabilirim ?
* Dijital fotoğraf makinalarında ne tür saklama ortamı mevcut ?


* Dijital fotoğraf makinesi nasıl çalışır?

Dijital fotoğraf makinesi dört ayrı ana bileşenden oluşur; Ekran, objektif, resim algılayıcı ve hafıza. Ekran fotoğrafı çekilecek nesne ve temanın görüntülediği küçük bir monitördür. Bir çok mercekten oluşan objektif resim sahnesinden yansıyan ışınları bir araya getirir ve resim algılayıcıda izdüşümlerini oluşturur ve bu düzenlenir.

* Dijital fotoğrafçılığın
avantajları ve dezavantajları nelerdir?

Dijital foğrafçılığın en büyük avantajı film banyosu gibi işlemlerin ortadan kaldırıyor olması ve bu sayede hem zamandan hem de paradan tasarruf sağlarsınız. Bir diğer avantajı ise dijital kameraların basit kullanımıdır. Çünkü fotoğraf çekmek için makinenin sadece deklanşörüne basılması yeterlidir. Ayrıca MP3 formatında müzik çalabilme, ses kaydı, video çekimi yapabilme, çekilen resimlerin bilgisayar olmadan e-posta olarak gönderebilme, cep telefonuna bile sığabilme dijital kameraların teknolojik özelliklerinden sadece bir kaçı.
Dez avantajlara gelince, dijital fotoğraf makinelerinin fiyatları genelde yüksektir. Bir diğer dezavantajı da ekran gibi dijital bölümlerin makinenin enerjisini çabuk tüketmesi nedeniyle, dijital fotoğraf makinelerinin pil ya da batarya tüketiminin analog makinelere oranla daha fazla olmasıdır.

* Dijital kamera ile çekilen fotoğraflar
bilgisayar ortamına nasıl aktarılır?

Bu bir aktarım programı ve bilgisayarın seri veya usb bağlantısı için bir kablodan oluşur. Bir fotoğrafın aktarım süresi ortalama 30 saniye kadardır. Bazı kameralar disket kullanır bununla daha hızlı bir transfer sağlanır. Gerekli donanım üretici firmalar tarafıdan genellikle makine ile birlikte kullanıcıya sunulmaktadır.

* Görüntü çözünürlüğü ve kalitesi ne demektir?

Çözünürlük dijital bir fotoğraf üzerinde kaç tane resim noktası (piksel) bulunduğunu belirtir. Piksel sayısı ne kadar yüksek ise görüntü kalitesi o kadar yüksek anlamına galir. Basit bir dijital kamera ile ortalama 1280x960 piksel çözünürlük değerine sahip fotoğraf çekilebilmektedir. Monitörde gösterim için 640x480 piksel bir çözünürlük yeterli olacaktır. Daha kaliteli çekim ise daha pahalı bir kameraya ihtiyaç duyacaksınız bunun için de 2 milyon piksel yeterlidir.

* Dijital fotoğraf makinalarında ne
tür saklama ortamı mevcut?

En sık kullanılan saklama ortamı Compact Flash ve Smart media kartlarıdır. Her makinenin ayrı bir hafıza modülü vardır bu modüllere sığabilen fotoğraf sayısı çekilen objeye ve görüntü yoğunluğuna göre değişir.
Ayrıca dijital fotoğraf makinesi ile çekilen fotoğraflar bilgisayarda toplanabileceği gibi, buradan CDye aktarılarak arşivlemek ya da güvenle saklamak mümkün.

* Dijital fotoğraflara rötuş olanakları nelerdir?

Makine ile beraber sunulan resim düzenleme programı ile her türlü değişimi yapabilirsiniz. Ayrıca bilgisayara aktardığınız fotoğraflar üzerinde Photo Shop gibi yazılımları kullanarak daha profesyonel çalışabilirsiniz.

* Dijital fotoğrafları nasıl basabilirim?

Bilgiyar ortamına geçirdiğiniz dijital görüntüleri, CD veya disketlere aktarıktan sonra veya kameranızı dijital baskı yapan bir fotoğrafçıya götürüp, çektiğiniz fotoğrafların burada bilgisayar ortamına taşınmasının ardından bastıra bilirsiniz.

alıntı

ayran
23-07-2008, 13:05
Nedir bu MegaPixel ?

Dijital Fotoğraf makinelerini alırken yada incelerken en çok duyduğunuz özelliklerden birisini açıklıyoruz.


Sizlerinde bildiği gibi piyasada satılan bir çok fotoğraf makinesinin değişik Megapixel değerleri mevcut.
3.1 - 4 - 5 Megapixel gibi değerleri her gün duyuyoruz.Çektiğimiz fotoğrafların daha yüksek çözünürlüğe
sahip olması çekilen fotoğraftaki netliği artırmanın yanında bu fotoğrafların daha büyük boyutlarda baskılarına
izin vermektedir. Bu nedenle Mega Pixel değerleri yüksek olan makinelerle hem küçük hemde büyük boyutlardaki
baskılarda daha iyi sonuçlar almak mümkündür.

alıntı

MegaPixel Dijital kameralar ve tarayıcılar gibi cihazlarının görüntü çözünürlüğünü açıklamakta kullanılan ölçüdür.
Bu kelimeye anlam katan iki öğe bulunmaktadır Mega ve Pixel;Mega Milyon anlamına gelmektedir, Pixel ise Picture Element Resim Öğesi kelimelerin bir araya gelmesinden oluşmaktadır.Özetle Pixel fotoğrafı oluşturan her bir küçük noktaya verilen isimdir.Bu tanımlamalardan sonra MegaPixel bir milyon pixelden(resim öğesiden) oluşmaktadır diyebiliriz.

Dijital fotoğraf makinesinin sensörünün boyutu, yani görüntüyü kaydeden kısım megapiksel olarak ifade edilir.
Megapiksel sayısı arttıkça bu sensörün yakaladığı bilgi de artar ve bu sayede görüntü de o oranda büyütülebilir.
Dijital fotoğraf makinesi sensöründe yatay piksel sayısı ile di*** piksel sayısı çarpımı yakalama çözünürlüğünü verir.
Örnek olarak Kodak EasyShare DX3900 zoomlu dijital fotoğraf makinesini alalım. Yatay piksellerin sayısı 2.160, Di*** piksellerin sayısı ise 1.440tır. İki sayının çarpımı 3.110.400 piksel, yani 3,1 megapiksel eder.
İstediğiniz baskı boyutunu biliyorsanız aşağıdaki tabloyu gereksinim duyduğunuz yakalama çözünürlüğünü elde etmek için kılavuz olarak kullanabilirsiniz.

Maksimum Baskı Boyutu Gerekli Yakalama Çöz.
15 x 20 cm (5 x 7 inç) 1 megapiksel
20 x 25 cm (8 x 10 inç) 2 megapiksel
28 x 36 cm (11 x 14 inç) 3 megapiksel
50 x 75 cm (20 x 30 inç) 4 megapiksel

ayran
23-07-2008, 13:05
Fotoğrafın geleneksel kaydetme özelliğinden uzaklaşmak istiyorsanız, fotomontaj tekniği denemeye değer olacaktır. Bu ilginç teknikte çeşitli fotoğraflardan alınan görüntülerin bir araya getirilmesiyle, yeni bir görüntü elde edilir. Bu görüntü oldukça gerçekçi olabileceği gibi, tamamen düşsel de olabilir.

Her türlü montaj biçiminden en iyi sonuç almanın yolu önceden bir plan yapmaktır.

Burada Normandiya kıyısındaki Mont St. Michel örneğinde olduğu gibi, tek bir yapının yanında ya da mekanın gerçekçi bir montajını yapmaya niyetliyseniz, en iyisi makinenizi bir sehpanın üzerine koymaktır. Böylece, son karmaşık görüntüdeki her unsurun perspektifi birbiriyle uyumlu olacaktır.

Montaj



Fotoğrafların beyaz kenarları varsa onlar kesin.
Fotoğrafları, görüntülerin birbirlerine uyumlu olarak bağlancağı şekilde, üst üste yerleştirin.
Üst üste gelen fotoğraflarda, altta kalanın fazla kısımlarını bir yapıştırma payı kalacak şekilde bıçakla kesin
Her resmin arakasına çift taraflı yapışkan bir bant yapıştırarak montajı birleştirin.
Kuru kalem, mürekkepli kalem ya da boyayla birleşme noktalarını düzeltin, gölgeler ekleyin vb.
Rötüşlarınızı kuruyunca, montajı çift taraflı yapışkan bantla sağlam bir kartona yapıştırın. Kartonun fazlasını kesin.
Montajı kopya etmek
Herhangi bir baskıyı, belgeyi, sanat eserini kopya ederken, orijinalin makinenin arkasına (filmin konduğu yere) parelel olmasına dikkat edin. Bu durumda, orijinalin yüzeyindeki her nokta filmden aynı uzaklıktadır ve net olarak çekilebilir.
Montajı kopya etmek için düz bir yere yayın ve makinenizi, objektfi aşağıya dönük olarak merkezin tam üstünde tutun. Bu amaçla yapılmış özel kopya ayakları vardır. Bunlar, içlerine lamba yerleştirilebilen ve aşağı yukarı hereket ettirilebilen ayaklardır.
Öte yandan, birçok fotoğraf agrandizörünü de kopya ayağı gibi kullanabiliriz. Bu amaçla agrandizörün kafasını çıkartıp, yerine makinenizi takmanız yeterli olacaktır.

Görsel mozaik: Mont St. Michel'in bu montajından da görüldüğü gibi, konuya bu kadar yakın durarak tek bir kareye ön planı, adayı ve binaları sığdırmak imkansızdır. Bunu yapmak için konudan uzaklaştığınızda ise görüntünün boyutları ve izleyicide uyadırdığı etki çok azalacaktır. Bu yüzden biz konuya yakın durmayı tercih ederek, aynı noktadan sekiz farklı fotoğraf çektik. Ve sonuçta bunları birleştirerek görsel bir mozaik oluşturduk. Fotoğrafların birbirine uyumlu perspektifi görüntüye bir bütünlük kazandırırken, renklerdeki ufak farklılıklar dokusal bir etki yaratmaktadır. Aşağıdaki kroki, montaj sürecinin ilk aşamsını göstermektedir. Kompozisyonun genel düzenlenmesi yapılmış ve sekiz fotoğraf yerleştirilerek birbirlerine bantlanmıştır.

Temel teknik: Vizörünüzün dört köşesine ve kenarlarına dikkatle bakın. her karede sahnenin ne kadarını aldığınıza özellikle dikkat edin. İlk fotoğraftan sonra makineye sehpası üstünde yana ya da yukarı aşağı öyle bir pan yaptırın ki, bir sonra çekeceğiniz görüntü, bir evvelki görüntünün bir kısmını da içersin. Bu ne kadar fazla olursa, sonuçta elde edeceğiniz montajın da bütünlük açısından o kadar başarılı olacağını unutmayın.

Fantastik montaj: Gerçek hayatta hiçbir zaman karşılaşamaycağınız fantastik bir görüntü yaratmak istiyorsanız, yaklaşımınız çok daha rahat olabilir. Fotoğraf arşivinizde çekip de kullanmadığınız fotoğraflara bakın - büyük bir olasılıkla çalışabileceğiniz bol malzeme bulacaksınız. Bir ev fotoğraflarında kapının bulunduğu yeri kesip oraya birisinin yüzünü ya da aykırı bir sahne koyabilirsiniz.
Bu tür hileler, bir araya getirdiğiniz görüntülerin ton, aydınlanma ve perspektif açısından uyumlu olması sağlanırsa, daha da etkili olacaklardır.

Uygulama sonrası: Birleştirme işleminden sonra, montaj olduğu gibi çerçevelenip sergilenebilir. Ayrıca, bitmiş montajın, fotoğrafını da çekebilirsiniz. Bu durumda, çektiğiniz filmden yapacağınız baskı, orijinal montajın boyutlarından ufak olmalıdır; böylece, hatalar ve kaba birleşmeler görünmez.

Araç-gereç: Bu teknik için herhangi bir makine uygundur. Buna karşın bir üç-ayak sehpa şarttır. 35mm format için 35-55mm arası bir objektif kullanın. Daha uzun objektiflerin görüş açıları dar olduğundan büyük konuların bütününü alabilmek için daha çok fotoğraf çekmek zorunda kalabilirsiniz. Daha kısa objektifler ve özellikle ucuz geniş açılı objektifler görüntüyü kenarlara doğru çarpıtabilir
Sabit geniş açılı kompakt bir makineniz varsa, çektiğiniz karelerdeki görüntüleri daha çok üst üste bindirin ve montajda her fotoğrafın sadece ortasındaki alanı kullanın

alıntı

ayran
23-07-2008, 13:06
Vitrin ve parlak yüzey çekmek


Vitrin ve cilalı yüzeyler çoğu zaman dijital fotoğraf makineleri için yanıltıcıdırlar.Bu sebepten zararlı ışığı uzaklaştırmak için polarize filtre kullanmalısınız ancak ancak bu da ışığın bir miktar azalmasını sağlayacaktır bu yüzden tripod kullanılması gerekir

Gece çekimlerinde flaş


Örneğin arkada güzel, ışıl ışık bir boğaz manzarası, önde siz ve karanlık gece. Doğrudan flaşlı çekim yaparsanız arkadaki manzara gözükmez. Flaşsız çekerseniz siz gözükmezsiniz. O zaman flaşın modunu gece moduna getirin. Makine perdeyi, arkadaki manzarayı pozlayacak kadar açık tutar, kapamadan hemen önce flaşı çakarak sizi de bu manzaranın içine net biçimde sokar.

Iso değişiminini etkisi

Iso 100 yerine 200 seçtiğinizde algılayıcı duyarlılığı 3 kat artar , yani sabit diyafram için 1/60 enstantane yerine 1/250 seçmeniz gerekir

alıntı

ayran
23-07-2008, 13:07
Tv'den FotoĞraf Alma

Televizyondan bir görüntü almak istediğinizde genelde siyah bir yatay çizginin yukardan aşağıya doğru kaydığını görürsünüz ve televizyon ekranın fotoğrafını çektiğinizde muhtemelen bu siyah çizgi fotoğrafınızda çıkacaktır elbette bu istenmeyen bir durum bunu engellemenin yolu oldukça basit fotoğraf makinenizin enstantanesini 1/30 ve daha büyük değerlere ayarlamak bunu Tv mod Manuel mod kullanarak yapabilirsiniz mesala 1/15 gibi deneyin bu değerle artık siyah çizgi yok.

alıntı

ayran
23-07-2008, 13:08
ışık düzeltme


Çalılar içinde beyaz bir kedi gibi karanlık arkaplan açık renkli nesne için ışık düzeltme değerini - değerlere çekmeli
Diğer yandan;
Karlar içinde bir siyah kediyi çekmek için yani aydınlık arkaplan ve kapalı renk nesne için Ev (ışık düzeltme) + değerlere çekilmelidir

ayran
23-07-2008, 13:09
Fotograf makinalarını temelde iki sınıfa ayırabiliriz. Bunlar:

A - Kullandıkları film formatına göre

Film formatlarını minox, 110 (pocket), 126, APS, 135 (35mm, leica), 127, 120 ve 220 (roll), plan filmler şeklinde sınıflandırabiliriz.

Bunlardan 126 ve 127 artık üretilmiyor ve bu filmleri kullanan fotograf makinaları da üretilmiyor.
Dünyada en çok kullanılan film formatı 135 yani leica formatıdır. Bu filmin orijinal görüntü boyu 24X36mm. dir. Bu film 24 ve 36 pozluk olarak satılırlar. Bu filmi kullanan makinaların çok çeşitli imal edilmesi, bu makinalar için üretilen diğer fotograf malzemelerinin de (objektifler, flaşlar, vizörler vb.) çok çeşitli imal edilmesine yol açmış ve bu malzemelerin fiyatlarını oldukça makul seviyelere indirmiştir.

alıntı
İleri amatör ve yarı profesyonellerin tercih ettiği film formatı ise 120 yani roll filmdir. Bu film bir kenarı 6cm. Ve uzunluğu 80cm. olarak satılır. Bu filmi kullanan makinalara orta format makinalar denilir. 4 tip orta format makine vardır. Bunlar: 4,5X6, 6X6, 6X7, 6X9 makinalardır. Eğer film 4,5cm ilerletilirse 80cm.'lik filmden 16 kare fotograf elde edilir, film 6 cm ilerletilirse 12 kare fotograf elde edilir. Film ilerletmeler ***fi olarak yapılmaz her bir formatın makinası ayrıdır.

B - Bakaç sistemlerine göre


Fotograf makinalarını ikinci olarak bakaç sistemlerine göre sınıflandırabiliriz. Bunlar: optik bakaçlılar, tek objektifli SLR (single lens reflex), iki objektifli TLR (twin lens reflex) ve buzlu camlı makinalardır.

Hepsinin birbirlerine göre avantajları ve dezavantajları vardır. Bunlar içinde en çok tercih edileni SLR makinalardır. Kullanım kolaylığı, parçalarının kolay ve ucuz bulunur olması bu modelleri tercih sebebi yapmıştır.

Makinenin Ana Ögeleri
Fotograf makinalarının vazgeçilmez ana ögeleri:
a: karanlık kutu
b: objektif
c: film taşıyıcısıdır.
Zamanla makine üreticileri ana ögelere yararlı yardımcı ögeler ekleyip geliştirerek bugün kullandığımız fotograf makinalarına gelmişlerdir. Yeni üretim ve her türlü ayrıntıyı üzerinde barındıran fotograf makinalarının gövdeleri aslında hala birer karanlık kutudan ibarettir.

Karanlık Kutu
Fotograf makinasının objektifi ile filmin ara mesafesini belirleyen, içerisine takılan filmi ışıklı ortamlardan koruyan gövde kısmıdır. Objektif ve film taşıyıcısı için taşıyıcı görev üstlenir.

Objektif
Genellikle birden fazla mercek elemanından oluşan ve temel işlevi film düzlemi üzerine görüntü düşürmek olan mercek sistemleridir.

Film Taşıyıcısı
Filmin karanlık kutu içerisinde netleme (odak) düzleminde düzgün ve optik eksene dik tutan taşıyıcı sistemdir. Böylece objektif ile yapılan netlik film düzlemine aktarılabilir.
Makina gövdesine takılıp çıkarılan türde ise filmin önüne sürülen bir plaka ile filmi ışıktan korur.



Klasik Fotograf Makinası

Deklanşör
Örtücünün açılıp kapanmasını sağlayarak fotografın çekilmesini sağlayan buton.

Diyafram
Fotograf makinalarının objektiflerinde, açılıp, kısılarak filme ulaşacak ışık miktarını ayarlayan parça.

Obtüratör (Örtücü)
Film düzlemine ulaşacak olan ışık miktarının filmi ne kadar süre ile etkileyeceğini belirleyen mekanik parça; perde örtücü ve yaprak örtücü olmak üzere iki türdür.

Bakaç (Vizör)
Fotograf makinasında kadraj yapabilmek için, gözümüzü dayayıp baktığımız mercek sistemi.

Netleme Düzeneği
Fotografı çekilecek olan cismin net bir görüntüsünün elde edilmesi için, odak noktasının odak düzlemi (film düzlemi) üzerine düşmesini sağlayan mercek ayar düzeneği.

Flaş Bağlantısı
Flaş ile fotograf makinasının eş zamanlı çalışmasını sağlayan, çoğu zaman flaşında üzerinde taşındığı parça.

Işık Ölçer (Pozometre)
Fotografı çekilecek bir cisim üzerine düşen ya da ondan yansıyan ışık miktarını ölçmek amacıyla kullanılan elektronik araç;Fotografın çekilebilmesi için gerekli olan pozlama dengesini diyafram ve örtücü hızı birimleri cinsinden ve seçenekli olarak verir.

Kurma Kolu
Çekilen fotograf karesinin ilerletilmesi ve bir sonraki karenin pozlamaya hazır hale getirilmesini sağlayan mekanik. Filmi ilerletilmesi ileri sarma kolu ile yapılırken, filmin geri sarılması için geri sarma kolu kullanılır.

Modern Fotograf Makinası
Geciktirme Otomatiği (Self Timer)
Otomatik deklanşör olarak da tanımlanan, örtücüyü belli bir süre sonunda kendiliğinden harekete geçiren bir zamanlayıcıdır.

Sarma Motorları
Film sarma düzeneğinin bir motor ile otomatik olarak hareket ettirilmesini sağlayan düzenek.

Otomatik Netleme Düzeneği (Auto Focus)
Makine veya objektif üzerine monte edilen küçük bir elektrik motoruyla, deklanşöre yarım basmak suretiyle netliğin otomatik olarak yapan sistem.

Otomatik Poz Ölçme Düzeneği ( Spot, Matrix, Center Weighted )
Klasik fotograf makinalarında bulunan genel ölçüm sistemlerine ek olarak, kadraj içerisinde tam orta noktadaki ışığı ölçebilen noktasal ölçüm ve kadraj içerisinde bulunan orta daire içerisindeki ışığı önemseyerek Pozlandırma değerini ölçen elektronik ışık ölçerlerdir.

Elektronik Flaş Bağlantısı
Klasik fotograf makinalarında bulunan flaş bağlantısına ek olarak geliştirilmiş flaş kullanan ve bu flaş değerlerini, ayarlanan mesafe ve kullanılan objektifin görme açısına göre otomatik olarak düzenleyen elektronik sistemler.

Programlar (P,S,A,M )
Elektronik aksamlı fotograf makinalarında gelişmiş birtakım programlar bulunur. Bunlar fotografçıya büyük kolaylıklar sağlar.
P program: Fotograf makinası içerisinde bulunan ışık ölçerin (pozometre) moduna (spot, matriks, center) bağlı kalarak enstantane ve diyafram ayarlarını makinanın kendisinin yapmasıdır.
S program: Fotografçı enstantaneyi belirler ışık ölçer, moduna bağlı kalarak diyaframı kendisi ayarlar.
A program: Fotografçı diyaframı belirler, ışık ölçer moduna bağlı kalarak enstantaneyi kendisi ayarlar.
M program: Fotografçı enstantane ve diyafram ayarlarını manuel olarak kendisi ayarlar.

Pil Yuvası
Fotograf makinasının elektrikle çalışan tüm aksamına (ışık ölçer, motorlar vb.) enerji sağlayan piller burada bulunur.

Seri Çekim Otomatiği
Fotograf makinasının deklanşörüne basıldığı sürece ardı ardına fotograf çekmeye yarayan düzenektir. Seri fotograf çekilmek istenildiği zamanlar için tasarlanmış ve günümüz teknolojisi ile saniyede 12 kare fotograf çekilebilmesi mümkün olmuştur

alıntı

ayran
23-07-2008, 13:09
Objektiflerin Özellikleri
Fotograf makinelerinin en önemli kısımlarından birisi de objektiflerdir. Çekilecek fotografın keskinliğini, rengini, kontrastını dolayısıyla kalitesini belirlerler. Odak uzaklıkları, ışık geçirgenlikleri ve görüntü dairesi çapı ile anılırlar. Odak uzaklığı 6mm ile 2000mm arasında değişen çok çeşitli yapıda olabilirler. Bazı aynalı teleskopik objektiflerin odak uzaklıkları çok daha fazladır, bunlar ile çok uzaktaki objeler (ay, gezegenler vb.) izlenebilir.
Objektiflerin kalitesini belirleyen temel unsurlardan biriside keskinliktir. tek başına ölçülebilen bir özellik değildir; çözme gücü ve kontrast gibi değişkenlere bağlıdır. Çözme gücü, bir milimetrelik bir aralıktaki çizgi ayırma gücünü gösterir. Kaliteli bir objektif bir milimetrede 100'den fazla çizgi ayırabilir. Objektiflerin kontrastlığı ise, görüntüdeki en parlak bölgenin en karanlık bölgeye olan aydınlatma oranı ile belirlenir. Bu değer ne kadar yüksek ise o kadar yüksek kontrast var demektir, objektiflerin kontrastının yüksek olması, keskinliğin artmasına etkendir.

Odak Uzaklığı:
Objektifin optik merkezi ile film düzlemi (görüntünün oluştuğu düzlem) arasındaki mesafenin milimetre cinsinden değeridir.

Işık Geçirgenliği
Objektiflerin maksimum diyafram açıklığı o objektifin ışık geçirgenliğini belirler. Objektif nisbi açıklığı olarak da bilinen bu kavram objektifin yararlı genişliğinin (yaklaşık objektifin en önünde bulunan merceğin çapı ), objektifin odak uzaklığına bölümü ile bulunur.
Düşük değerlikli olması durumunda ışık geçirgenliği fazlalaşır ve bu tür objektifler hızlı objektifler olarak adlandırılır.

Keskinlik (Akütans)
Görüntü keskinliğini belirten bir unsurdur. Farklı yoğunluklar arasındaki geçişin keskin olması şeklinde ifade edilebilir. Işık geçirgenliğindeki artış ile birlikte keskinlik de artar.

Net Görüntü Dairesi Çapı
Bir objektifin arkasında (film düzleminde) oluşan görüntü bizim bildiğimiz gibi dikdörtgen biçiminde değil, daire biçimindedir. Biz bu daire biçimindeki görüntünün, merceklerin bazı kısıtlamalarından dolayı sadece bir bölümünü kullanabiliyoruz. Objektiflerin film düzleminde oluşturdukları kabul edilebilir net daire çapına "Net Görüntü Dairesi Çapı" denir -Şekil 3-2. Sabit objektifli makinalar bu dairenin çapını film köşegeni olarak kabul edip kare (6x6) veya dikdörtgen (24x36mm., 4.5x6, 6x7, 6x9 ) formatta film kullanıyorlar. Oysa plan film kullanan teknik kameraların ve perspektif kontrollü (shift) objektiflerin net görüntü dairesi çapı çok daha büyüktür.

Objektiflerin Sınıflandırılması

Normal Objektifler
Fotograf makinalarında kullanılan film formatlarının köşegenin uzunluğu kadar odak uzaklığı olan objektifler normal objektiflerdir. Örneğin 24 x 36mm boyutlarında film kullanan (leica, 135mm veya 35mm olarak adlandırılırlar) makinalarda normal objektif odak uzunluğu 50mm, görüş açısı 48 derece iken 6 x 9 formatlı makinalarda (roll film, 120 format) odak uzunluğu 105mm, görüş açısı 51 derecedir.


Geniş Açılı Objektifler
Odak uzaklığı film format köşegeninden kısa olan objektiflerdir. 60 derece veya daha büyük bir görüş açısında görüntü veren her objektif geniş açılı objektif olarak adlandırılabilir.
Yakın planda bulunan objeleri abartı büyük, uzak plandaki objeleri ise küçük göstermesi özelliklerindendir. İç mekan çekimlerinde mekanın daha geniş bir bölümünü çekmeye olanak vermeleri, manzara fotograflarında ise daha fazla objeyi kadraja sığdırmaları sebebiyle tercih edilirler.

Tele Objektifler
Normal objektiften daha uzun odak uzunluğuna sahip objektiflere denir. Odak uzunlukları 80 - 2000mm arasında değişir. Odak uzunlukları arttıkça görüş açıları daralır ve uzaktaki konuyu yaklaştırırlar. Özel amaçlar için çok daha uzun odaklı tele objektifler vardır. Spor muhabirleri, doğal hayatı fotograflayanlar ve benzeri fotografçılar tarafından tercih edilirler. Alan derinliğinin sınırlı oluşu, asıl konuyu çevresindeki ayrıntılardan arındırma olanağı sağlar.
Tele objektiflerin bir başka çeşidi de aynalı olanlarıdır. Bu objektiflerin içerisine birtakım aynalar yerleştirilerek mercek sayısı dolayısıyla ağırlıkları ve boyları azaltılmıştır. Sabit diyaframa (8 veya 11) sahip olmaları kullanım açısından pek pratik değildir, bol ışıklı ortam isterler.

Değişken Odaklı (Zoom) Objektifler
Objektiflerin mercek gruplarının aralarındaki mesafenin değiştirilmesi ile odak uzaklığı değişen objektifler elde edilir. Objektif üzerinde bulunan bir halkanın çevrilmesi veya ileri geri hareket ettirilmesi ile görüş açıları değiştirilir. Sabit odak uzaklığına sahip objektiflere göre ışık kayıpları vardır, en yakın netleme mesafesi sabit odaklılara göre daha büyüktür. İki uç değer arasındaki (örneğin 20-35mm, 80-200mm gibi) tüm görüş açılarını barındırmaları açısından kadrajlamada kullanım kolaylığı sağlar.


Balık Gözü Objektifler
Çok geniş açılı objektiflerdir. Görüş açıları 220 dereceye kadar genişleyebilir. Di*** ve yatay çizgiler aşırı distorsiyona uğrar, düz çizgiler birer eğri şeklinde görülürler. 6 ile 16mm arasında değişen odak uzunluklarına sahiptirler. 6 ve 8mm odak uzaklığına sahip objektiflerin görme açıları 220 ve 180 derecedir. Bu kadar geniş görme açısını bir dikdörtgene yerleştirdiğimizde, kenarları siyah ortada daire biçiminde görüntü elde ederiz. Görme açısı 180 derecenin altındaki objektiflerde görüntü dikdörtgen biçiminde olurken, görme açısı 180 ve daha büyük olan objektiflerde görüntü daire biçimindedir.

Görme açıları ve örnekler
Objektiflerin odak uzaklıkları arttıkça görme açıları daralır. 35mm (135 veya leica format) film kullanan fotograf makinaları için objektif odak uzaklıkları ve görme açıları yandaki şekildeki gibidir. -Şekil 3-3 Burada normal objektif 50mm ve görme açısı 46 derece olarak gösterilmiştir. 50mm'den daha küçük odak uzunluğuna sahip objektifler insan gözünün gördüğünden daha geniş açılarla görürken, 50mm'den daha büyük değerdekiler daha dar açılarla görürler. Dar açılı objektifler ile çok uzaktaki konuları yakınından bakıyormuş gibi fotograflayabiliriz.
Objektiflerin görme açıları ve çekilen fotograflara etkilerini iki şekilde inceleyebiliriz. Birincisi makina - konu arası uzaklık değişmeden objektiflerin görme açıları değiştirilerek. İkincisi ise konu büyüklüğü kadraj içerisinde aynı kalacak şekilde objektifler dolayısıyla görme açışları değiştirilirken konu - makine arası mesafe değişir. İlk durumda konu bize yaklaşırken, ikinci konumda konu sabit fonu bizden uzaklaşıyormuş gibi görülür. Bunun sebebi geniş açılı objektiflerin, objektife yakın olan konuları abartı büyük , objektiften uzaklaştıkça konuları abartı küçük göstermesidir.

Netleme Düzeneği
SLR sistemde netlik yaparken, görüntüde meydana gelen değişmeler bakaçtan (vizörden) izlenir. Bakaçtan bakıldığında buzlu camın ortasında netliğin sağlandığını görebileceğiniz bir bölge vardır. Kırık görüntülü (split field) tiplerde, netlik yapılmamışsa, merkezdeki daire üzerine rastlayan görüntü kırıktır. Netlik sağlandıktan sonra parçalı görünen bölüm birleşir. Diğer bir netleme sistemi olan mikroprizma yönteminde ise, merkezde bulunan dairenin çevresinde mikroprizmalardan oluşmuş bir halka bulunur. Netlik doğruysa bu bölgede görüntü titreşmez. Netliği, buzlu cam üzerindeki görüntünün değişmesinden izleyebileceğimiz gibi, netleme halkası üzerindeki uzaklığı gösteren sayılara bakarak da netleme yapabiliriz. Otomatik netleme sisteminde (auto focus AF) ise buzlu cam görüntüsü yoktur ve görüntü berraktır. Otomatik sistemi devredeyse, deklanşöre yarım basıldığında otomatik olarak konuya netlik yapılır. Otomatik sistemini devre dışı bırakmak istediğinizde, yani "Manuel" (el ile) netlemeyi seçtiğinizde ise, netliği gözünüze güvenerek yapabilirsiniz. Ama bu konuda size yardımcı olacak bir elektronik işaret sistemi de vardır. Bu sistem, netlik sağlanana dek size objektifi çevirmeniz gereken yönü bildirir ve netlik sağlandığında sizi uyarır. Bu uyarıyı sesle destekleyen modeller de vardır.
Otomatik olarak netleme yapan sistemlerde, netlenecek noktanın uzaklığının saptanması için üç yol vardır: Kontrastı karşılaştırma, kızıl ötesi ışınlarla tarama, ses dalgalarıyla ölçüm.


Kontrast karşılaştırmalı otomatik netleme sistemler
Auto-focus ünitesinden ve hareketli bir aynadan gelen görüntünün her ikiside, netleme sistemi üzerinde ışığa duyarlı bir panel üzerine gönderilir. Aydınlık ve karanlık bölgeler karşılaştırılır. Bu bölgelerin kontrastı aynı olduğu zaman, objektif hareketini durdurur. Ancak, netleme yapmak istediğimiz nesnenin, objektifin ölçümü gerçekleştirdiği duyarlı nokta üzerinde olduğundan emin olmalısınız. Bu sistemler, tekrar eden dokular ve kontrastı düşük görüntülerde yanılabilir. Netlenen yerin aydınlık olması gerekir. Günümüzde en çok kullanılan sistem bu sistemdir.

Kızıl ötesi otomatik netleme sistemler
Bir pencereden IR (Infrared Red-Kızıl ötesi) dalgalar gönderilir. Başka bir pencereden ise hedef noktadan yansıyan IR dalgalarının toplandığı bir dedektör vardır. Deklanşöre hafifçe basmak taramayı başlatır ve dedektörden en güçlü sinyal alındığında ayna ve objektif hareketini durdurur. Bu sistem gün ışığında ve flaş gerektiren karanlık ortamlarda iyi çalışır. Düşük kontrastlı, tekrar eden dokularda yanılmaz. Ancak, cam arkasından yapılacak çekimlerde, ışınlar camdan yansıyacağı için yanılma olacaktır.


Ultrasonik sistemler
İnsan kulağı ile duyulması imkansız 1/1000 frekanslı ses sinyalleri kullanır. Gönderilen sinyallerin ne kadar sürede geri döndüğü, zamanlamayı sağlayan devre tarafından ölçülür. Objektifi çok hızlı hareket ettiren bir motor vardır. Karanlık bölgelerden ölçüm alıp, en yakın noktaya netler.

"Önceden netleme" ve "izleyerek netleme" fotografçıların öğrenmesi gereken iki önemli yetenektir. Önceden netleme için bir nokta seçin ve objektifinizi bu noktaya göre netleyin. Hareketli konu seçilen bu noktaya varmadan bir "an" önce denklanşöre basın. Böylece, perdenin açılıp kapanma süresinde konu seçtiğiniz noktaya gelmiş olur. Eğer konu seçtiğiniz noktadayken deklanşöre basarsanız geç kalmış olursunuz.
"Hareketi izleyerek netleme" ise, sürekli çalışarak elde edilebilecek bir yetenektir. Hareket eden konuyu, makine ile sürekli izleyerek uygulanan bir tekniktir. Makinenizde film yokken bir caddede hızla giden araçlara sürekli netlik yaparak alıştırma yapabilirsiniz. AF SLR makinelerin çoğu, hareket eden konuya sürekli netlik yapma özelliğini taşımaktadır. AF-S (Auto Focus-Single) modu, durağan konulara netlik yapmak için kullanılırken, AF-C (Auto Focus-Continuous) modu ise, hareketli konulara netlik yapmak için kullanılmalıdır.

alıntı

ayran
23-07-2008, 13:10
fotoğraf eğitimi (diyafram-enstantane)
Diyafram

Objektiflerin içinden geçecek olan ışığın miktarını ayarlayan mekanizmaya diyafram denir. Diyafram halkası objektif üzerinde bulunur. Gözümüz değişik yoğunluktaki ışık koşullarında, ışığı denetlemek için iristen yararlanır. İris az ışıklı ortamlarda açılır ve içeriye daha fazla ışık girmesi sağlanır, tersi durumda iris çok ışıklı durumlarda kısılarak ışığın gözümüzü rahatsız etmesi engellenir. Diyaframda tıpkı iris gibi davranarak çok Işıklı durumlarda filmin yanmasını, az ışıklı durumlarda filmin ışıksız kalmasını engeller. Diyafram "f" harfi ile ifade edilir. Bu harf İngilizce "Focus", Fransızca "Foyer" kelimelerinin baş harfidir.
En açık diyafram değeri (genellikle f:2, f:2.8 gibi değerlerdir) azaldıkça ışık geçirgenliği artar, bu tür objektifler diğerlerine oranla daha pahalıdırlar. Sabit odak uzaklıklı normal objektiflerde bu değer f:1.8, f:1.4, f:1.2 değerlerine kadar düşebilir.

Gelişmiş diyaframlı objektiflerde iki diyafram arası 2 veya 3'e bölünerek ara değerler elde edilir.

Net Alan Derinliği

Net derinliği ve alan derinliği olarak da ifade edilen bu kavram, fotografı çekilecek objenin netliğinin yapıldığı düzlemin önünde ve arkasında kalan net bölgeyi ifade eder. Net alan derinliğini etkileyen üç faktör vardır.

1. Diyafram Değeri
Diyafram değeri arttıkça (f:11, f:16, f:22 gibi) net alan derinliği artar. Diyafram değeri düştükçe (f:5.6, f:4, f:2.8 gibi) net alan derinliği azalır.

2. Odak Uzunluğu
Objektifin odak uzunluğu arttıkça (135mm, 200mm, 300mm gibi) net alan derinliği azalır. Tersi durumlarda yani geniş açılı objektiflerde (35mm, 28mm, 20mm gibi) net alan derinliği oldukça fazladır.

3. Konuya Olan Uzaklık
Konu makinaya ne kadar yakınsa net alan derinliği o kadar azalır. Konu makinadan uzaklaştıkça veya makina konudan uzaklaştıkça net alan derinliği artar.
Net alan derinliğini en az seviyede tutmak amacıyla uzun odaklı objektif ve açık diyafram değeri kullanıp, konuya mümkün olduğunca yaklaşmak gerekir. Böylece çekilen obje net, önü ve arkası maksimum netsizliğe (fluluk) ulaşacaktır. Bu tür yaklaşımlar genelde fonu temizlemek ve asıl konuyu öne çıkarmak amacıyla kullanılır.

Enstantane (örtücü)

Örtücünün açık kalma süresine enstantene denir. Enstantene 1/sn. cinsinden ifade edilir. Ana enstantene değerleri 1, 2, 4, 8, 15, 30, 60, 125, 250, 500, 1000 gibidir. 1 enstatenenin altındaki değerler makinalarda farklı renklerle veya üzerine " işareti konularak gösterilir ve bunlar 1/sn. değil direkt sn. cinsinden değerlerdir. Gelişmiş makinalarda ana enstantene değerlerinin 1/2, 1/3'lük kısımları alınarak ara enstantene değerleri elde edilir. Böylece çok daha hassas ölçümler yapılabilir.
60 enstantene demek 1/60sn demektir. Birbirini takip eden enstantene değerlerinde sayı iki katına çıkınca, süre yarıya iner. Yarıya inince süre iki katına çıkar. 125 enstantene ile film pozlanacaksa, bu değer filmin üzerine düşecek ışığın filmi 1/125sn süre ile etkileyeceğini gösterir.

B ve T Konumları

Çoğu uzun pozlama gereken zamanlarda makina üzerindeki en düşük enstantene değeri yetersiz kalabiliyor. Bu gibi durumlarda B (bulb) ve T (time) ayarları kullanılır. Bunun için makina kesinlikle bir tripot'a sabitlenmiş olmalıdır, hatta sarsıntıyı engellemek için kablo deklanşör veya uzaktan kumandalı deklanşör kullanılmalıdır. Eğer makinamız üzerinde ayna kilidi (mirror lock: hareketli aynayı yukarıda tutarak fotograf çekimi sırasında sarsıntıyı engeller) varsa o da kullanılmalıdır.

B ve T arasındaki fark; makina B konumundayken perdenin açık kalması için deklanşöre sürekli basmak gerekir (deklanşör kilidi kullanılarak sürekli parmağımızın orda kalması engellenebilir). T konumunda ise deklanşöre basılınca perde açılır, perdenin kapanması için tekrar deklanşöre basmak gerekir.
Uzun poz gerektiren normal çekimlere ek olarak gece hareket eden ışıklı cisimlerin uzayan ışıkları, havai fişek gösterileri, şimşek fotografları gibi çekimler için bu ayarlardan yararlanılır.

alıntı

ayran
23-07-2008, 13:11
Fotograf Filmleri

Nonkromatik Filmler

Mavi ışığa karşı duyarlı olan ilk duyarkatlardandır

Ortokromatik Filmler
Kırmızı ışığa karşı duyarsız olan bu filmler mavi ve yeşil ışığa karşı duyarlıdırlar. Bu nedenle manzara fotograflarının çekiminde kullanılırlar. Çok yakın tonlar arasındaki ayırımı kaydedemezler. Bu nedenle aşırı kontrast sonuçlar verirler. Çok ışıklı yerlerde kullanılırlar. Kırmızı ışık altında banyo edilebilirler. Günümüzde artık çok fazla kullanılmamaktadır.

Pankromatik Filmler
Her türlü ihtiyaca cevap verebilen, en çok kullanılan filmlerdir. Her türlü ışığa duyarlıdır. Kesinlikle karanlık ortamlarda banyo edilmelidirler. Ton ayrımlarını, renkleri çok iyi kaydedebilirler. Günümüzde standartlaşmış olan filmler bu yapıdadırlar, her türlü ışık altında ve her türlü konu için uygundurlar.


Duyarlı malzemenin özellikleri

Gradasyon
Bir görüntünün sahip olduğu gri tonlarının sayısal olarak miktarı; Yumuşak görüntüde çok sayıda gri ton; kontrast görüntüde, görüntü siyah ve beyazdan oluşmuş gibi görünür.

Gren
Duyarkattaki ışığa karşı duyarlı gümüş tuzu zerreciklerinin her birine verilen ad; bunlar ışıklandırılıp geliştirildikten sonra siyah ****lik gümüş zerreciklerine dönüşerek görüntüyü oluştururlar.

Hale
Film duyarkatında ilerleyen ışığın parlak yüzeyli asetat tabana ya da makinanın arka yüzeyine çarparak yansıması ve yeniden duyarlı katmana dönüp filmi etkilemesi olayı; bunu önlemek için genellikle filmlere yansımayı önleyici bir "anti halo" katman konmaktadır.

Duyarkat
Fotograf film ve kağıtlarında, görüntünün oluşturulabilmesi için kullanılan ve gümüş tuzlarından oluşan, ışığa karşı duyarlı katman.

Film Çeşitleri

S/B filmler

Negatif
Negatif filmlerde film pozlanıp banyosu yapıldıktan sonra, konunun tüm renkleri negatif film üzerinde mutlak beyazdan mutlak siyaha giden tonlarla negatif olarak saptanır. Siyah beyaz negatif filmlerde 5 ayrı katman vardır.
Bunlar:
1. Jelatin tabaka: Filmin banyo aşamasında, bileşiklerin bulunduğu biçimin bozulmasını engeller. Filmi banyodan sonra çizilmelere karşı korur.
2. Duyarkat: Film ışığa karşı doyurulduktan sonra, gizli görüntünün oluştuğu bölümdür. Gümüşün bromür, klorür ve iyodür tuzlarını içeren ve duyarkatın altlığa yapıştırma görevi gören jelatin ihtiva eder.
3. Yansıma Önleyici Tabaka: Işığın film tabanından geriye yansıyıp istenmeyen extra pozlamaları ve sızmaları önleyen yutucu (anti-halo) tabakadır. Anti-halo tabakası ışığı emen bir boya tabakasıdır ve ilk banyo ile film yüzeyinden uzaklaşır.
4. Selüloz asetat Taban: Taşıyıcı olarak görev yapar. Üzerinde bulunduğu katmanlara altlık oluşturur. Saydam, deforme olmayan, esnek yapıya sahiptir.
5. Düzeltici Tabaka: Taşıyıcı tabanın üzerinde bulunan duyarkat, banyonun etkisiyle yumuşar ve şişer; bu sırada koruyucu jelatin tabakası da büzüldüğü için filmin kıvrılmasına neden olur. Bunu önlemek için taşıyıcı tabakanın arkasına kıvrılmaya engel olmak üzere jelatin tabakası sürülür ki buna düzeltici tabaka denir.

S/B dia

Üretimi ve kullanımı son derece sınırlıdır. Talebin azlığı dolayısıyla ithalatçı firmalar Türkiye'ye siyah beyaz pozitif film getirmiyorlar. Negatif filmin tersine elde edilen orijinal görüntü burada pozitif olarak görünür. Agfa'nın "Scala" marka filmi böyle bir filmdir, Türkiye'de satılmamakta dolayısıyla film banyosu da yapılmamaktadır.

Kopya Filmi
Ortokromatik filmler olarak da adlandırılan bu tür filmler kırmızı ışığa karşı duyarsız, yeşil ve mavi renklere karşı aşırı duyarlıdır. Birbirine yakın tonlar arasındaki geçişi kaydedemezler, çok yüksek kontrastlı düşük asalı filmlerdir. Daha çok matbaa'larda kullanılırlar.

C41 S/B

Renkli film banyosu olan C-41'de banyosu yapılabilen bir filmdir. Kendi film banyosunu yapma fırsatı olmayan siyah beyaz tutkunları için ideal bir filmdir. Tonlar orijinal siyah beyaz filmlere göre daha düşük kontrastlıdır. Buna bağlı olarak da poz toleransları yüksektir.

Renkli Negatif
Bütün renkli filmlerin hepsinde birçok siyah-beyaz duyarkattan oluşan tabakalar vardır. Bunların her biri beyaz ışığın

mavi, yeşil, kırmızı dalga boyuna duyarlıdır. Değişik renkler her katmanda farklı gizli görüntüler oluşturur. Banyoda geliştirdikten sonra her katman kendini beyaz ışığa tamamlayan renge boyanır (mavi ışık dalga boyuna duyarlı katman sarıya, yeşil ışığa duyarlı katman magentaya, kırmızı ışığa duyarlı katman cyana boyanır). Filmde bu işlem kimyasal olarak yapılır. Film işe renksiz olarak başlar, banyo işlemi sırasında sarı, magenta ve cyan renkleri kazanır. Renkli negatif filmlerde renkler ters olarak oluşur. Renkli kağıda baskı yapıldığında işlem bir kez daha tekrarlanır ve pozitif görüntü oluşur.

Geniş pozlama toleransı sayesinde neredeyse her türlü pozlamanın doğru sonuç verdiği bu filmler, amatör fotografçılar tarafından rağbet görürler.

Renkli filmlerdeki üç duyarkat tabakasının en üstündeki duyarkat tabakası mavi ışığa karşı duyarlı yavaş bir duyarkattır. Bunun altındaki duyarkat tabakası ise ortokromatiktir, yani mavi ve yeşil ışıklara karşı duyarlıdır. Film üzerine düşen mavi ışıkların büyük bir kısmı birinci duyarkat tabakası tarafından emilirse de ikinci tabakaya, yani yeşil ışıklara karşı duyarlı olan duyarkat tabakasına sızan mavi ışınlar bu tabakayı etkileyecek kadar kuvvetlidir. Bu nedenle ikinci duyarkat tabakası üzerine hiç bir mavi ışığın sızmaması için birinci ve ikinci duyarkat tabakaları arasında sarı boyalı bir jelatin tabaka bulunur. Bu sarı jelatin tabaka mavi ışınları emer ve ikinci duyarkat tabakası üzerine yalnızca kırmızı ve yeşil ışınların düşmesini sağlar (film banyo edilirken bu tabaka banyoya karışarak film duyarkatından uzaklaşır). İkinci duyarkat tabakası ise üzerine düşen bu kırmızı ve yeşil ışınlardan yalnızca yeşil ışığı saptar. En altta ise kırmızı ışığa karşı duyarlı olan üçüncü duyarkat tabakası bulunur. Bu tabakanın yeşil ışığa karşı duyarlığı o kadar azdır ki, ikinci duyarkat tabakasından geçip de kırmızı ışığa duyarlı üçüncü duyarkat tabakası üzerine düşen yeşil ışığı süzmek için bir filtre gerekmez. Böylece bir görüntüyü oluşturan üç ana renk üç ayrı duyarkat tabakasında saptanmış olur. Üçüncü duyarkat tabakası ile filmin plastik tabanı arasında da yansımalara engel olacak antihalo tabakası bulunur.
Renkli negatif filmlerde, renkli negatif görüntü siyah-beyaz negatif filmlerde olduğu gibi açıklık, koyuluk bakımından konunun tamamıyla tersidir ve renkli negatif filmlerde bir konunun rengi, o rengin çıkarıcısı olan renkte görülür. Örneğin kırmızı renkli bir konu yeşil, mavi ise sarı olarak görülür.

Renkli Pozitif (Diapozitif) Filmler
Renklerin ve ton değerlerinin pozitif olarak kaydedildiği filmlerdir. Sonucu görmek için baskı yapılmasına ihtiyaç yoktur, elde edilen orijinal film, görüntüsü pozitif olan bir filmdir. Kontrastı negatif filmlere göre daha yüksektir. Bu nedenle poz toleransları çok sınırlıdır. Pozlama sırasında yapılan hatalar filme direkt yansır. Diapozitif, slide renkli reversal film olarak da adlandırılırlar. E-6 denilen üniversal film banyosu ile yıkanırlar.


Fotograf Kağıtları

Kontrast Derecelerine Göre Kağıtlar
Fotograf kağıtlarının her logaritmik basamak developmanda beyazdan siyaha doğru giden gri tonu arttırır. Yumuşak (soft) kağıtlar tam siyahtan evvel uzun bir gri ton sıralaması Bu tip kağıtlar baskıda tam siyah yada tam beyazı verebilmek için uzun süreli poz gerektirirler. Diğer taraftan daha yüksek kontrastlı kağıtlarda çok az gri tonlar gözükür ve kısa poz süresi gerektirirler. Fotograf kağıtlarında da kontrast derecelenmesine etki eden hususlar, filmlerde olduğu gibi geliştiricinin cinsi, gelişme süresi ve kağıt yüzeyinin fiziksel yapısıdır.
Fotograf kağıtları artan ışığa karşı pozlandırıldıklarında artan bir yorgunluk meydana getirirler ve fotograf kağıtlarının baskı derecesi siyahtan beyaza kadar tam bir ton ölçüsü meydana getirmek için değişik değerde poz süresi gerektirir. Poz ölçüsü ifadesi en açık renk için gereken poz ile tam siyah tonu veren poz arasındaki oran farklıdır. l den 20 ye ölçekli bir kağıt, negatifin bütün ton renklerini verir ki en ince kısım ışığı en koyu kısımdan 20 kere daha fazla geçirir. Poz ölçüsünü ifade etmek için genellikle logaritmik üniteler kullanılır. Bir aritmetik ölçüde l den 20 ye kadar olan ölçü logaritmik tabirle 1.30 dur. Ve bu değerler ayarlanıp standart hale getirilmiş O, l, 2, 3, 4, 5 gibi numaralarla gösterilmişlerdir.
Baskı kağıtları genellikle kullanılacakları işin tipine göre derecelendirilmişlerdir. Bu farklı derecelendirilmeler amatörün yada fotografçının yumuşak (soft) tan çok sert kontrasta göre her türlü negatif filimden mümkün olan en güzel baskıyı elde etmesini sağlar. Fotograf kağıtlarının kontrast derecelenmesi konusunda uluslararası bir standart yoktur. Bazı yapımcılar kontrast derecelerini belirtmek için yumuşak, sert, çok sert gibi kelimeler bazıları ise O dan 5 e kadar numaralar koymuşlardır. Değişik yapımcıların yaptıkları materyallere aynı numarayı verdikleri halde, zaman zaman ikisi arasında büyük farklar olduğu görülmektedir. Bütün bunları göz önünde bulundurarak bir değerlendirme yapmak koşuluyla çeşitli yapımcıların kağıt ambalajlarında kullandıkları sıra ve numaralama şu şekildedir:

1. Ekstra soft-Ekstra Doux-Ekstra yumuşak
2. Soft-Doux-Yumuşak
3. Normal-Medium-Normal
4. Hard-Vigourus-Dure-Kontrast
5. Ekstra hard-Ekstra Vıgourus-Ekstra Dure-Ekstra kontrast
6. Ultra Kontrast-Ultra hard-Ultra Vıgourus-Ultra Dure

Görülüyor ki en yumuşak olan kağıt, yani yumuşak sonuçlar veren kağıt O numaralı ekstra yumuşak (ekstra soft) kağıt, buna karşılık en kontrastlı sonuçlar veren kağıt ise 5 numaralı ultra kontrast kağıttır.
Soft negatiflerle soft kağıtlar kullanıldığında dümdüz, soluk ve ayrıntıları belirsiz bir sonuç alınır. Kontrast negatiflerle de kontrast kağıtlar kullanıldığında aksine yalnız siyah tonlar ve beyaz bölgeler olarak ara tonları olmayan bir sonuç alınır. Bunlara göre soft negatiflerle kontrast kağıtlar, kontrast negatiflerle de soft kağıtlar kullanılır.

Değişken Kontrastlı Kağıtlar
Bu kağıtlar agrandizör ışığının önüne bir filtre konarak değiştirilmesi suretiyle çok değişik kontrast derecelenmesi vermekte ve böylece aşağı yukarı her karakterdeki negatif ile kullanılmaları mümkün olabilmektedir.
Değişik kontrast derecelenmelerinin aynı kağıt üzerinde toplanması kağıt duyarkatına yeşil ışınlara duyarlı ikinci bir duyarkat katının ilavesiyle sağlanmıştır. Bu suretle bir kat duyarkatın renk duyarlığı olmamasına karşılık diğer kat, spektrumun yeşil renkli ışınlarına karşı duyarlıdır
Bir çok normal negatiflerden, normal kontrast derecesi olan 2 numaralı kağıda baskı yapılarak doyurucu sonuçlar elde edilir. Fakat bazı durumlarda, örneğin çok sert kontrastlı ya da yumuşak (soft) negatifler baskı sırasında l ya da 3 ve hatta bazı durumlarda da O veya 5 numara kağıt kullanmağı gerektirir. Fakat bu kağıtlara, örneğin O ve 5 numaralı kağıtlara çok ender olarak gereksinme duyulur. Bunun en iyi çaresi değişken kontrastlı kağıtlar kullanmaktır.
Değişken kontrastlı kağıtlara herhangi bir filtre kullanılmadan baskı yapıldığında bu kağıtların kontrast derecesi normal olarak 2 dir. Filtre kullanılmak suretiyle baskı yapıldığında kontrast istenildiği şekilde ayarlanabilir.
Kodak firmasının Polycontrast, Polycontrast Rapid ve Po-lilure ve Ilford firmasının Multıgrade markalı kağıtları değişken kontrastlı kağıtlardır. Yine bu tip kağıtlarla kullanılmak üzere hazırlanmış değişik marka çeşitli filtreler vardır. Örneğin Kodak'ın bu tip kağıtlarla kullanılmak üzere PC1, PC1½, PC2½, FC3, PC3½, BC4 olmak üzere 7 filtrelik bir serisi vardır. Böylece 7 ayrı kutu değişik kontrast derecesinde kağıt kullanmak yerine bir kutu değişken kontrastlı kağıt ile 7 ayrı kontrastı elde
etmek mümkündür. Örneğin Kodak'ın Polycontrast kağıdına yine Kodak Polycontrast Filtre PC l ile baskı yapıldığında kağıdın kontrast derecesi l, PC3 ile baskı yapıldığında ise 3 numaradır.

Burada kağıtlar ayrıca 6 sınıfa ayrılır
1. Taban malzemesi: Fotograf kağıtları taban malzemesi bakımından iki sınıfa ayrılırlar. Bunlardan birincisi kağıt tabanlı olanıdır, ikincisi ise plastik tabanlı kağıtlardır. Günümüzde daha çok ikincisi yani plastik tabanlı kağıtlar tercih ediliyor.
2. Taban rengi: Normalde kullanılan fotograf kağıtları beyaz, krem veya bunların karışımı olan fildişi rengindedir. Değişik etkiler yaratmak amacıyla kağıt üreticileri kırmızı, sarı yeşil, mavi, turuncu gibi renklerde kağıt tabanları da üretmişlerdir.
3. Taban kalınlığı: Fotograf kağıtları, tek kat tabanlılar, çift kat tabanlılar, ince tabanlılar ve özel amaçlar için değişik taban kalınlıklarında üretilirler. Tek kat tabana sahip kağıtların metrekaresi 135gr.dır.
4. Kimyasal yapısı: En çok kullanılan fotograf kağıdı duyarkatları gümüş klorür, gümüş bromür veya bunların karışımından yapılırlar. Böylece fotograf kağıtları bromürlü, klorürlü, kloro-bromürlü olmak üzere üç büyük grupta toplanırlar.
5. Renk duyarlılığı: Nonkromatik kağıtlar maviye duyarlıdırlar, ortokromatik olanlar kırmızı ışığa duyarsızdırlar, pankromatik olanlar her türlü ışığa duyarlıdırlar.
6. Yüzey dokusu: Yüzeyleri bakımından kağıtlar parlak, yarı mat, mat, grenlenmiş, kumaş desenli, ipek dokulu, saten gibi birkaç gruba ayrılırlar.

Doğru Pozlandırma Nedir?
Poz süresi, filmi etkileyen ışığın yoğunluğuna ve gelme süresine bağlıdır. Bir kabı, bol miktarda gelen suyla kısa bir sürede veya daha az şiddetle akan bir su ile, daha uzun bir sürede doldurabiliriz. Aynı şeyler pozlama yaparken de geçerlidir.
Film doğru bir şekilde pozlanmışsa, gerçek görüntüdeki renk tonları aynen kaydedilebilecek kadar ışık almıştır. Eğer gerekenden çok daha az ışık alırsa, dia koyu ve tonsuz gölgelerden oluşacak, negatifin kontrastı çok düşük olacaktır. Diğer yandan, çok fazla ışık alırsa da fazla ışık alan yerler dia'da daha da beyazlaşacak ve ayrıntılar kaybolacak, negatifin kontrastı artacaktır.
Pratikte, dört faktör filmin pozlanmasını etkiler. Bunlardan ilki, fotografı çekilen konunun kendisidir, ikinci faktör, filmin ışığa duyarlılığıdır. "Hızlı" filmler daha duyarlıdır ve "yavaş" olanlardan daha kısa bir poz süresi gerektirirler. Diğer faktörler obtüratör hızı ve diyafram açıklığıdır. Kimi zaman, özellikle de hareketli konularda obtüratör hızı daha önem kazanır. Fotografçının diyaframı, obtüratörün açık kaldığı süreye göre uyarlaması gerekir. Bazen de, durağan konular vardır ve alan derinliği konusu önem kazanır. Obtüratör hızı, giren ışığın yoğunluğunu karşılayacak şekilde seçilir.
Doğru pozlama, denildiğinde görüntüyü oluşturan tüm ayrıntının film üzerine kaydedilebildiği anlaşılır. Fazla veya az pozlama ile görüntünün olduğundan daha karanlık veya aydınlık olmasına göre ton skalasının bir tarafına doğru ton kaybı meydana gelir. Düşük kontrastlı görüntülerde çok daha fazla hata yapma olasılığı vardır. Kontrast konularda da poz doğru olarak saptanmalıdır. Bu sayede film, kendi duyarlılığının olanak verdiği oranda ayrıntı saptayabilir. Bir çok fotografçı ek olarak normal pozun altında ve üzerindeki değerlerle, biri açık diğeri koyu sonuç verecek şekilde çekim yaparlar. Alternatif değerlerden oluşan bu seri fotograflar, düşük kontrastlı bir görüntüde, normalin bir stop altı ve bir stop üstü olmak üzere üç fotograftan oluşurken, kontrast bir görüntü de en uygun sonucu verecek seriyi elde etmek için yarım stop poz aralıklarıyla arka arkaya beş adet fotograf çekilmelidir.

Gri kart Kullanımı
Işık ölçerler bazı ışık koşullarında yanılırlar ve fotografçının fotografı yanlış pozlamasına neden olurlar. Fotografçılar ışığı iyi bilmeli ve kullandıkları ışık ölçerlerin hangi ışık koşullarında yanılabileceğini tahmin etmelidirler. Işık ölçerin verdiği değer üzerinden ne kadarlık bir düzeltme yapılacağı ancak bu şekilde tahmin edilir.
Harici pozometrelerde en ideal ışık ölçme %18'lik gri kart ile yapılır. Bu kart Kodak tarafından üretilmiş, üzerine düşen ışığın %18'ini yansıtan kartlardır. Bu özelliği ile ışık ölçerlerin en doğru sonuçları vermesi sağlanır. Çünkü tüm ışık ölçerler %18 gri yansıtıcıya göre çalışırlar, %18'lik griden daha koyu veya daha açık olan konularda ışık ölçerler yanılırlar. Işığın yoğunluğuna ve yansıdığı yüzeye bakıp gerekli müdahaleler yapıldıktan sonra ışık değeri makinaya uygulanmalıdır.
Gri kart üzerinden yapılan ölçüm aslında bir yüzeyden yansıyan ışınlar miktarının ölçülmesinden, yani bir yansıyan ışık tipi ölçümden ibaret olmasına karşılık, bulunan ölçümün direkt olarak ışık kaynağından konu üzerine düşen ışık miktarının ölçülmesi olması nedeniyle düşen ışık tipi ölçüm yönteminin bir parçası olarak düşünülebilir. Bu şekilde poz değerlerinin bulunmasında sıradan pozometrelerin kullanılması halinde bile gayet güzel sonuçlar veren ve amatör fotografçılar arasında çok yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemde ölçü şu şekilde yapılır: Pozometre, fotoelektrik hücre görüş açısını dolduracak büyüklükte gri bir kartona yöneltilir. Karton yerine insan eli de aynı başarı ile kullanılabilir, fakat birçok hallerde de pozometre fotoelektrik hücresi görüş açısına tamamıyla dolduramayacak kadar küçüktür. Bu nedenle kart yerine elinizi kullandığınız takdirde bu noktayı dikkatle göz önünde tutmalısınız.
Kart o şekilde tutulmalıdır ki, güneş ya da gök olan ana ışık kaynağından gelen ışınlardan başka hiç bir gölgenin üzerine düşmemesi gerekir. Bu anlatılan yöntemde pozometre fotoelektrik hücresi önüne beyaz plaka ilave edilmez. Sadece bildiğimiz sıradan bir pozometre anlatılan şekilde tutulan bir kartona yöneltilerek ölçme yapılır.

alıntı

ayran
23-07-2008, 13:12
Daha Güzel Fotoğraflar için ...
Çektiğiniz fotoğraflar net mi çıkmıyor, bulanık mı oluyor, karanlık mı çıkıyor ? ve başka bir çok soruya yanıtlar burada ...

1. Kameranızı her zaman kullanıma hazır tutun. Belki de ömür boyu yalnızca bir kere karşı karşıya kalabileceğiniz olaylar olabilir. Örnek vermek gerekirse, doğanın bir parçası olan hortumu görmeniz her zaman mümkün değildir.
2. Yaklaşın. Genel olarak, konuya ne kadar yakın olursanız, çekimleriniz de o kadar başarılı olacaktır. Böylece gereksiz arkaplanlardan ve çevredeki cisimlerden kurtulmuş olursunuz. Bazı durumlarda çok yakından çekme durumunda kalabilirsiniz, bu yüzden fotoğraf makinenizin kullanım kitapçığından çekebileceği en yakın mesafeyi öğrenin.
3. İnsanların meşgul olmasını sağlayın. Böylece, fotoğraflarınız, gerçekten doğal gözükür. Bu yüzden, insanları çekerken, klasik poz vermelerini istemeyin, onlardan daha aktif olmalarını, birşeyle meşgul olmasını isteyin.
4. Sade bir arkaplan kullanın. Sade bir arkaplan, fotoğrafı çekilen nesnenin üzerine dikkat çekilmesini sağlar.
5. Nesneyi ortalayın. Resmini çektiğiniz nesneyi göz merceğinizde ortalamanın hiç bir sakıncası yoktur. Nesnenin ortada olması, kompozisyonu daha dinamik yapar ve göze hoş gelir.
6. Manzara resimlerinde ön planı unutmayın. Manzaralı fotoğraf çekerken ön plana nesneler eklemeyi deneyin. Ön plandaki elemanlar, resme derinlik ve boyut katar.
7. İyi aydınlatmaya dikkat edin. Ortalama bir aydınlatma, film için yeterli olabilir, ancak iyi bir aydınlatma, resimlerinizi daha renkli, daha canlı yapacaktır. Güçlü güneş ışığı, iyi aydınlatmalardan sadece biridir. Bazı kişiler, insan portreleri için en elverişli aydınlatmayı bulutlu ve kapalı havalarda sağlandığını öğrendiklerinde şaşırmaktadırlar. Parlak güneş, insanların gözlerini kısmasına neden olur ve sert gölge yapar. Bulutlu günlerde ise, ışık yumuşaktır ve yüzü matlaştırır.
8. Fotoğraf makineninizi sağlam tutun. Bazen iyi resimler, basit şeyler yüzünden kaçırılmaktadır. Makineyi sağlam ve emin bir şekilde tutmak, keskin ve temiz resimler elde etmenizi sağlayacaktır. Deklanşöre sert bir şekilde basmak yerine nazikçe basmanız yeterlidir. Makinenin en ufak bir şekilde sallanması bile resimlerinizin keskinliğini etkileyecektir. Bunu önlemek için destek olarak kolunuzu, ya da varsa tripod kullanabilirsiniz.
9. Flaş kullanın. Çoğu makinelere önceden monte edilmiş flaşları kullanarak, resimlerinizin daha kaliteli olmasını sağlayabilirsiniz. Özellikle iç mekanda, fazladan ışık gerektiğinde kullanılır ve hareketi dondurarak keskin resimler elde edilir. Flaş alanında olmanıza dikkat edin. Bu alan, çekilecek olan yerin uzaklığıdır. Tipik olarak 1 metreden 5 metreye kadardır. İç mekanda olduğu gibi, dış mekanda da kullanılır. Dış mekanda kullanılması durumunda, gölgeleri yumuşatır ve renklerin parlak çıkmasını sağlar.
10. Doğru film seçin. En çok kullanılan üç film hızı vardır, 400, 200 ve 100. Bütün fotoğraf makineleri, bu film hızlarını kullanabilecek kapasitededir. 100 Film: Güneş ışığında en doğru sonuç veren filmdir. Keskin detaylara ve parlak renklere sahip resimler elde edilebilir. Yakın çekimler için idealdir. 200 Film: Her yönden iyisini arıyorsanız, işte bu! Değişken ışıkta renkleri ayarlayabilir ve mükemmel bir keskinlik sağlar. Yavaştan orta hızlı hareketler için uygundur ve iç-dış mekanda rahatlıkla kullanılabilir. 400 Film: Zengin renkler ve gerçek keskinlik için bunu tercih edebilirsiniz. Dış mekanda olduğu gibi uzatılmış flaş mesafesinde de etkilidir. Spor ve hareket resimlerinin en rahat çekildiği film tipidir...

alınt

ayran
23-07-2008, 13:13
su altı fotorafçılığın




Only the registered members can see the link

Sualtı fotoğrafçılığı hiçbir zaman kolay bir uğraş olmamıştır ve hala bir çok dalıcı gezilerinden memnun olmadıkları sonuçlarla dönüyor. Objelerinizle sadece sınırlı bir zamanınız var. Sualtında diğer insanlarlada tam ve net bir iletişim imkanınız yok. Kendinizde dahil herşey hareket halindedir ve bir anda fotoğraf ekipmanınız su alıp işe yaramaz hale gelebilir. Tüm bunlar fotoğrafı karaya göre çok daha zor hale getirir. Suyun optik karakteride yardımcı olmaz. Son dalışınızda 30 metre görüş mesafesini gördüyseniz şanslısınız. BU güzelliği anlatmak için hangi kelimeyi seçeceğinizi bilemezsiniz. Aynı görüş mesafesini araba kullanırken yavaş gitmenize ve havanın kötülüğüne küfretmeize yol açar. Böylece sualtı fotoğrafçılığının 10 emrine geçmeden önce sualtı fotoğrafçılığının herşeyin üzerinde olan kuralı; olabildiğince çok sudan kurtulun!



Only the registered members can see the link
1. Yakınlaşın

Sualtında sıradan objeleri fotoğralamak istediğiniz anda sizinle objeler arsındaki su miktarı size görüntü netliği, flashın beyaz ışığının kamera ile objektifin uzaklığı boyunca suyun ışığı yutması ve kameraya geri yansıtması gibi problemler getirecek. Suyun yoğunluğunun yol açacağı problemleri çözmek ve objenize daha fazla yaklaşabilmek geniş açı lensler kullanabilirsiniz. Sualtında geniş açı objektifler daha geniş ve büyük fotoğraflar çekmekten çok orta boy objelerin olabildiğince net çekilebilmesi için kullanılır.

2. Kendi Işığınızı taşıyın

Suda ışık seçilerek yutulur. Sadece derinlere indikçe kararmakla kalmaz, güneşin sadece monokrom mavi ışınları suyun bir kaç metre altına inebilir. Buda su altına kendi ışık kaynağınızı indirmenizi ve özellikle fotoğraf için sulatıflaşı taımanızı gerektirir.

3. Küçükten başlayın

Makro veya yakın plan çekimler sualtında fotoğrafa başlamanın en kolay yoludur. Yakın plan setleri ekipmanınızla hazır olarak suya girmenize izin verir. Flaşınız bile önceden hazırlanabilir ki böylece çektiğiniz fotoğrafların istediğiniz sonuçlarda olması kesinleşebilir. Doğru kareyi bulmak ve doğru anda doğru enstantene hızını kullanmak bu tip fotoğrafları çekmek için yeterlidir. Sadece bu yüzden birçok yeni sualtı fotoğrafçısı işe makro çekimlerle başlar

4. Hazırlayın ve tasarlayın

Birçok dalıcının fotoğraf makinasını av tüfeği gibi kullanıdığını farkettiniz mi? Objelerini kameranın vizörünün tam ortasına nişanlayıp daha sonra çektikleri fotoğrafların kocaman boşluklardan oluştuğunu görünce şaşırırlar. Kameranın vizörü resim yapılan bir çerçeve olarak düşünülmelidir. Karenizin içini doldurun ve tasarladığınız resmi çekin. Sadece “öldürmek “ için deklanşöre basmayın.

5. Sallanmayın, Titremeyin

Kameranın titremesi halen istenen sonuçların alınmamasında en önemli etkenlerden biridir. Akıcı bir ortamın içinde olduğunuzdan herşeyin çok düzgün ve sakin olduğu yanlışına düşersiniz. Gerçekte çoğu zaman hareket eden objeniz değil sizsinizdir. Modern görüşlü fotoğrafçılar mercanlara tutunarak kendilerini hareketsiz kılmaz. Hızlı bir enstantane kullanmak (örneğin saniyenin kısacık bir anı 1/250) nefesinizi kontrol ederken iyi bir sonuç almanızı sağlar. Bu söylemesi yapmasından kolay bir durumdur. Bir çok kameranın flaşı bu hızda senkronize çalışmaz. Ve sualtında olaylar hızlı gelişir. Mümkünse geniş zaman kullanın, yavaş ve sakin hareketlerle çalışın.

6. Geri saçınımdan kaçının

Flaş en iyi nereye yerleştirilebilir? “buharlı” ortamda çaılştığınızı unutmayın. Siste uzun farları açık bir arabayla yol almak önünüzü görmeyi zorlaştırır. Sis lambaları olabildiğince sürcünün göz seviyesinin altında yer alır sizde flaşınızı böyle konumlayın. Sisin hava içinde milyonlarca küçük su damlasıyla oluştuğu gibi daldığınız suda da aynı şekilde milyonlarca damla gizlidir. Flaşı kameranın objektif açısından uzağa yerleştirerek ışığın geri dönmesini ve geri saçınım olarak tanımlanan kötü efektin oluşmasını engellersiniz. Makineye dahil “built in” flaşlar sadece normal atmosfer ortamında kullanmak için uygundur su altında flaşınızı uzun monte kol üzerinde veya kol uzaklığında bir yere monte ederek kullamalısınız. Ancak flaşın kadrajın içine girmemesine dikkat edin. Modern kameraların flaş sistemleri senkronize çalıştığı için doğru enstantane ve diyaframı ayarlamak çocuk oyuncağı sayılabilir.

7. Buddy’nizi sömürün

Buddyniz model, ışık tutucu, veya vahşi yaşam insanı olarak adlandırılabilir. Kendi istekleriyle fotoğrafçının isteklerini yerine getiren buddylere sahip olan fottoğrafçılar çok şanslıdır. İnsansız fotoğraflar dalıcı olmayanlar için pek birşey ifade etmez.,

8. Seçiçi Olun

Çoğu zaman kendimizi ortamın şartları ve bu şartların getirdiği sınırlamalar içinde bulsakta çalışmalarımızı sualtı ve dalış şartlarının en uygun olduğu durumlarda yapmalıyız. Sualtı kameramanı Peter Scoones bile bir keresinde bana kendisi için ideal dalış ortamının cin netliğinde temiz, akıntısız çok sayıda canlı hareketinin bulunduğu ve yüzeyden sadece 3-5 metre derinde olduğunu söylemişti.

9. Önceden Hazırlanın

Sualtı korumaları içindeki Modern SLR kameralar otomatik netleme özelliğine sahipler. Yinede bu objektifler hızlı hareket eden deniz canlılarını yakalamakta yeterince hızlı olmayabilir. Kameranızı önceden netleyin ve heran resim çekmek için hazırlıklı olun. Tüm teknik ayar kararlarını yüzeyde verin ve uygulayın.

10. Olabildiğince çok fotoğraf çekin

Sulatında geçirilen her dakikayı hesapladığınızda dalış pahalı bir spor olabilir ancak deneyimin karşılığı hesaplanamaz. Dalış sayınızı arttırın ve çok fazla fotoğraf çekin. Eninde sonunda bir dalışta en düşük harcama film veya dijital kart için yapacağınız harcamadır.

ayran
23-07-2008, 13:13
FotoĞraf Hİlelerİ Ve Özel Teknİkler 1


Fotoğrafta hileler ve oyunlar; ya yalnızca hile olsun, şaşırtıcı bir görüntü elde edilsin diye, veya normal hallerde çekilmesi zor fotoğrafları daha kolay çekebilmek için ya da daha güzel daha değişik görüntüler elde edebilmek için kullanılır. Fotoğrafta oyun ve hileler yapılış şekillerine göre, optik hileler, kimyasal hileler, mekanik hileler, poz hileleri, aydınlatma hileleri, karanlık oda hileleri olmak üzere guruplamak mümkündür.

MERCEKLERLE HİLELER
Fotoğraf oyun ve hilelerinin büyük bir kısmı optik usullerle yapılır. Bu hileler genellikle elde mevcut olan optik malzemelerin alışılmamış şekillerde kullanılması ile yapılırlar.

Değişik odak uzaklıklı objektiflerle çekilen fotoğraflar çoğu kez bir fotoğraf hilesi olarak kabul edilmezler. Çünkü bu objektifler kullanılan fotoğraf makinesinin standart malzemeleridir. Örneğin 35 mm. lik bir fotoğraf makinesi için 50 mm. objektif normal bir objektiftir ve bu objektifin görüntüyü alış biçimi, normal insan gözünün görüntüyü alış biçimine en yakını sayılır. Bu normal objektiflerle çok değişik perspektifler seçmek koşuluyla çeşitli oyunlar yapılabilir. Bunun için gereken tek şey fotoğrafını çekeceğiniz objeyi çeşitli görüş açılarından ve değişik uzaklıklardan gözlemek ve hayal gücünüzü çalıştırmaktır.

Genişaçılı objektiflerle çeşitli biçim bozma oyunları yapılabilir. Örneğin bu objektiflerle fotoğrafını çekeceğiniz objenin ön kısımları olağanüstü geniş, geri planda kalan kısımları da o oranda küçük görünür

Objeyi odak dışı bırakarak çok garip ya da hayal gibi ince fotoğraflar çekebilirsiniz. Odak dışı bırakarak fotoğraf çekme çoğunlukla geriden, kontrast yaratıcı aydınlatma tekniği ile birlikte uygulanır.

Panoramik görüntülü fotoğraf çekme yönteminin esası hareket halindeki bir objenin fotoğrafını çekerken, fotoğraf makinesini objenin hareketi ile aynı hızda olmak üzere hareket ettirmektir. Böylece ön planda bulunan hareket halindeki obje keskin hatlarla görüntü verecek, geri plandaki objeler ise yatay biçimde yayılacak öndeki objedeki hareketlilik etkisini kuvvetlendirecektir. Dikkat edilmesi gereken şey, çekim sırasında objeyi makine vizörünün tam ortasında tutarak hareket etmek ve obtüratör hızını bu etkiyi verecek şekilde belirlemektir.

Optik hileler için bunların dışında, dürbün, gözlük camı vb. gibi mercekler kullanılır. Bir teleskop ile veya bir dürbünün tek tarafı ile çekilen fotoğraflarda bazen normal teleobjektiflerden çok daha başarılı ve çok daha enteresan görüntü elde edilebilir. Teleskop veya dürbünün kullanıldığı zaman dikkat edilmesi gerekli en önemli husus, dürbün veya teleskop makine önüne konduğu zaman, objektif ile dürbün veya teleskop merceği arasındaki kısmın kenarlardan ışık sızmayacak şekilde karanlık bir hale getirilmesidir. Diğer önemli husus ise, dürbünün bakılacak tarafındaki merceğinin küçük, makine objektifinin büyük çaplı olması nedeniyle ortaya çıkacak sakıncanın giderilmesidir. Bunun içinde f : 11, f : 16, f : 22 gibi çok küçük diyafram açıklıkları kullanmak gerekir.

Dürbün veya teleskop ile çekilen fotoğraflar, fotoğraf makinesinin objektif odak uzaklığını uzatmak için kullanılmaktadır. Bunun aksini yapmak, yani odak uzaklığını kısaltmak için yapılacak en basit şey fotoğraf makinesi objektifi önüne bir normal gözlük camı koymaktır. Yalnız gözlük camlarının fotoğrafik ve optik bazı düzeltmeleri olmadığından yumuşak görünüşlü fotoğraflar verirler. Gözlük camlarının bir diğer kullanılış şekilde, objektif önünde değilde, objektif yerine kullanılışıdır. Bu iş için +3,+ 6 arası diyoptrili camlar kullanılır. Bunlarla da enteresan fotoğraflar çekmek mümkündür.

Fotoğraf makinesi objektifine monte edilebilen ya da karşısına yerleştirilen değişik tipteki prizmalarla, bir objenin filime yansıyan görüntüsü çoğaltılabilir, sevimli ve eğlendirici fotoğraf elde edilebilir.

Bir su damlası beş su damlası haline, bir surat beş surat haline gelir. Tek ortadaki görüntü daha belirgin, kenarlar gittikce yumuşak görüntülü olur.

Birden çok görüntü elde etmek için aynalarda fotoğraf hilesi yapmak için kullanılabilirler. Bu görüntüler simetrik bir şekil gösterirler. 60 derece açıyla iki ayna yan yana konulursa bu takdirde 6 görüntü, aynalar arasındaki acı 45 derece olduğu takdirde de 4 görüntü elde edilir. Paralel aynalarla yapılan çekimlerde ise sonsuz sayıda görüntü elde edilir.

Bu tip fotoğraf çekimlerinde özel bazı tedbirler alınmazsa.fotoğraf makinesiyle fotoğrafçıda fotoğrafta görülür. Bu nedenle makineyi saklamak için bazı tedbirler almak gerekir.

Silindirik aynalar ile de çok değişik görüntüler sağlanabilir. Bunlarla silindirik yüzeyi yatay olarak kullanılırsa alttan üstten basık, silindirik yüzey di*** olarak kullanılırsa yanlardan basık uzun görüntüler alınır.

Fotoğrafçının kendi portresini çekmesinin bir çok yolları vardır. Bunlardan en yaygını poz otomatiği ya da remote - kontrol ile çekilenlerdir. Bir diğer şekil ise aynadan portre çekmektir. Çok basit bir iş olmasına karşılık yine de dikkat edilmesi gereken bir iki nokta vardır. Eğer netlik ayarı metre sistemine göre yapılacaksa bu takdirde makine objektifinden aynaya olan uzaklığa konudan aynaya kadar olan uzaklığı ilave etmek lazımdır. Böylece tam bir netlik ayarı saklanmış olur. Ayrıca çekim sırasında aynadan yansıyacak ışıklardan objektifin etkilenmemesine dikkat etmek gerekir. Diğer dikkat edilecek bir hususta sonuç görüntüde makinenin kendisinin .de görülmemesidir. Bunun için makine aynaya uygun bir açı ile yöneltilmelidir. Yahut da baskı sırasında makine görüntüden çıkarılmalıdır

Düz aynalarla olduğu gibi. içbü*** veya dış bü*** aynalarla da fotoğraf çekilebilir. Görüntüleri inceltip uzatan ya da kısaltıp kalınlaştıran bu tip aynalarla çekilen fotoğraflarda çok ilgi uyandırıcı görünüşler elde edilebilir. Böyle aynalarla fotoğraf çekerken dikkat edilecek nokta, netlik ayarının konunun en önemli ve belirli bir noktasına göre yapılmasıdır.

Ayna ile fotoğraf çekişte, görüntü, bilindiği gibi sağı sol, solu sağ olmak üzere ters çıkar. Bunun düzeltilmesi bazı durumlarda önemli olabilir. Bu durumlarda yapılacak şey ancak baskı sırasında negatifi ters kullanmaktır.

CAMLARLA YAPILAN HİLELER
Fotoğraf makinesi objektifi ile konu arasına konulan camlarla çekilen fotoğraflarla yapılan hilelerde optik hileler sınıfına girer. Bu camlar genellikle buzlu camlar, değişik desenli camlarla, bildiğimiz adi pencere camlarıdır. Bunların arkasından değişik konuların fotoğraflarının çekilmesiyle çok değişik sonuçlar alınabilir. Bu şekilde çekilen foıograflarla elde edilecek sonuçlar, tamamiyle konu, cam ve fotoğraf makinesi uzaklıklarının birbirine olan durumlarına bağlıdır

Ayrıca agrandisman sırasında fotoğraf kağıdı üzerine konacak çeşitli desendeki camlarla da çok değişik ve ilgi çekici baskılar elde etmek mümkündür.

Çekeceğiniz fotoğraf üzerinde çeşitli yıldız parıltıları elde etmek istiyorsanız, fotoğrafı çekerken makine objektifi önüne adi pencere camı yerleştirerek ve makinenizin netlik ayarını da sokak lambası gibi kuvvetli bir ışık kaynağı üzerine ayarlayınız. Tek bir cam perde, bu ışık kaynağını dört kuyruklu yıldız haline getirir. Çapraz durumda tutulan iki cam perdesi yıldızı sekiz kuyruklu hale getirir.

Bir cam parçası alarak, ortasını temiz bırakarak kenarlarına vazelin sürünüz. Bu camı objektifinizin önüne koyarak, istediğiniz objenin fotoğrafını bu camın arkasından çekiniz. Böylece asıl objenin etrafındaki hoşa gitmeyen ayrıntıların fotoğraf üzerinde görülmesine engel olunur ve ayrıca romantik bir görüntü elde edilir. Cam üzerine vazelin sürülürken bazı kısımların daha ince ve bazı kısımlarında daha kalın bir vazelin tabakasıyla kaplanmağı sonucunda daha değişik görüntüler elde edilir

Fotoğraflardaki kanaviçe görüntüsü, normal bir negatifi, fotoğraf kağıdı üzerine pürtüklü bir cam koyduktan sonra agrandisman baskısı yoluyla elde edilir. Camın pürtüklü yüzeyi üst tarafa getirilirse tam kanaviçe görüntüsü, pürtükler altta kalacak şekilde yerleştirilirse, kalın dokuma görüntüsü elde edilir

Bu agrandismanla baskı şuasında kontrast kağıt kullanıldığında kanaviçe deseni daha belirgin bir hale gelir. Pürtüklü cam kullanarak agrandisman baskı yapılırken kağıda verilen poz süresini biraz uzatmak gerekir.

Kanaviçeli görüntü elde etmenin başka bir yöntemide developman sırasında film emülsiyonunda kırışıklıklar meydana getirmek için ani değişiklikler yapılmasıdır. Bunun için önce filiminizi normal şekilde develope edin. yıkayın ve kurutun. Yalnız bu sırada kullandığınız saptama banyosu içinde herhangi sertleştirıci bir kimyasal madde bulunmaması gerekir. Daha sonra filimi kaynar olmayan sıcak suya daldırın., emülsiyon yumuşadıktan sonra soğuk suya batırın. Bu işlemi, emülsiyonda istenilen derecede kırışıklık meydana gelinceye kadar tekrarlayınız. Ancak filimi sıcak; suda fazla tutmayınız. yoksa görüntü yoğunluğu azalabilir. Emülsiyon istenilen ölçüde kırışıklığa erişince filimi içinde sertleştirici bulunan bir hipo eriyiğine (Formül No : 97-100) batırarak banyonuzu tamamlayınız. Kırışıklığın tramlarının noktalan çok inceden iri kanaviçe tramlarına kadar değişik kalınlıkta olabilir.

Sağ taraftaki tramlı kadın fotoğrafı normal objektifli bir makine kullanılarak ve filim normal şekilde banyo edilerek elde edilmiştir. Filim banyo edildikten sonra negatif develope edici eriyikten 10 derece daha sıcak suya batırılmış, sonra soğuk suya daldırılmıştır. Bu işleme fotoğrafçı, fotoğrafta görünen kalınlıkta tram elde edinceye kadar devam edilmiştir

ayran
23-07-2008, 13:14
TRAMLI FOTOĞRAFLAR
Gerek agrandisman baskı ve gerekirse de kontak baskı sırasında çeşitli etkiler veren tramlar kullanılarak yapıları baskılar çok değişik bir görünümde ve ilgii çekici olurlar.

POZ HlLELERİ
Fotoğrafın çekilmesi sırasında normal poz verme yöntemlerinin bilinerek çiğnemesi ile bir çok fotoğrafik etkiler elde edilebilir. Hareket halindeki bir konunun hareketini saptayacak kısalıkta obtüratör hızlan kullanarak konuyu hareketsiz yakalamaktansa, aksine uzun enstanteneler kullanarak konunun aydınlık kısımlarının konu arkasında kuyruklu yıldız gibi bir aydınlık iz bırakması sağlanabilir. Böylece büyük bir hareket etkisi uyandırılır.

Uzun poz verme şekliyle bir takım entresan hareketlerin fotoğrafını çekmek mümkündür, örneğin, bir davulcunun tokmağının hareketi, raks eden bir insanın el ve ayak hareketleri vb. gibi. Bunları. yani hareketleri saptamak için, davulcunun tokmağına, raks edenin kol ve ayaklarına küçük ampuller bağlayıp tamamiyle karanlıkta açık diyaframla poz verilir. Daha sonra diyafram normal açıklığına getirilip flaşla şahsin fotoğrafı çekilir. Sonuç görüntüde bir takım çizgiler halinde tokmağın, kol ve bacakların hareketinin saptanmış olduğu görülür. Yine buna yakın bir yöntemle, geceleri hareketli vasıtaların farlarının izlerini saptamak mümkündür ve çok değişik görünüşte sonuçlar alınır. Bunun için trafiğin çok yoğun olduğu, şehrin merkezi bir yerinde makine objektifini uzun müddet poz vererek acık bırakmak yeterlidir

Üst üste fotoğraf çekmeği meneden bir kilit mekanizması olmayan fotoğraf makinelerinde birden fazla poz verme suretiyle çeşitli etkiler elde edilebilir. Örneğin, fotoğraf alanından, hareketli cisimler, birden fazla poz vermeyle ayıklanabilir. Şöyle ki. hareketli bir caddenin trafiğinin fotoğrafı 1/100 enstantane ile çekilebilir. Şayet 1/100 enstantane yerine on kez 1/1000 enstantane kullanılırsa cadde üzerindeki sabit konuların fotoğrafı aynen saptanmış olur. Fakat hareketli konular bu durumda devamlı yer değiştireceklerinden hiç biri filim üzerinde görüntü olarak saptanabilmeleri için gerekli miktarda ışık yansıtmayacaklarından, kalabalık caddenin boş imiş gibi bir fotoğrafını çekmek mümkün olacaktır.

Birden fazla poz verme suretiyle aynı konunun veya aynı şahsın aynı kare içinde birden fazla değişik pozunu saptamak mümkündür. Bunun için kesin olarak siyah ve hiç aydınlatılmayan bir fon kullanmak gerekir. Fotoğraf makinesi obtüratöre T ye göre ayarlanır, fon önündeki şahsın bir pozu flaş ile çekilir. Bu durumda bu şahsın figür olarak negatifte kapladığı yerin dışında kalan kısımlar hiç ışık almamış olacaktır. İkinci kez şahsı bu ışık almamış bölge içine alarak, bir poz verilip tekrar flaş çakılarak ikinci bir görüntüsü aynı negatif üzerinde saptanır. Bunun gibi daha bir çok kez aynı işlem tekrar edilerek çok değişik görüntüsü olan fotoğraflar elde edilebilir.

FİZYOGRAM
Fotoğraf makinesi önünde, bir sarkaç ucundaki ışık kaynağının sallanırken çizmiş olduğu ışıklı çizgilerin fotoğrafı Fizyogram adını alır. Fizyogram yapmakla sonsuz değişıklikte ve güzellikte fotoğraflar elde etmek mümkündür elipsler şeklinde, sarkaç ipinin kontrolü ile çok değişik şekillerde ayarlanır ve birbirinden güzel fizyogramlar elde edilir. El feneri tavana bir tek noktadan çivili tek bir ipin ucuna değil de, bir uçurtma terazisi gibi üç yerden çivili üç ipin birleştikleri tek bir ipin ucuna bağlanırsa bu durumda çok daha değişik görünüşte fizyogramlar elde edilir.

Fizyogram yapmakta tecrübeli veya tecrübesiz olmak hiç bir şeyi değiştirmez, her ikisi de aynı şansa sahiptir Bir iki denemeden sonra en iyi koşullar saptanabilir. Hızlı filimlerle f : 11 diyafram açıklığında Fizyogram yapmak tavsiye edilir Fakat yine de tam poz ayan yapılacak birkaç denemeden sonra bulunacaktır

Fizyogram yapmak aslında gayet basit bir iştir Bunun için elektrikli bir el fenerinin reflektör kısmı çıkarılarak yalnız ampulü açıkta bırakılır Reflektörü çıkarılmış bu el feneri, tavandan bir iple sarkıtılarak bir sarkaç yapılır. Fotoğraf makinesi, sarkacın tavana bağlandığı noktanın altına yere, objektifi yukarı gelecek şekilde konur. Oda karartılır, makine obtüratörü T durumuna getirilerek sarkaç şeklindeki el fenerine hareket verilir. Bu hareket daire şeklinde, birbirini kesen

Işık kaynağının da fotoğrafın bir parçası olması istendiği durumlarda genellikle iki poz verme yöntemini kullanmak gerekir. Örneğin, bir mum ışığı, ışık olarak parlak olmakla beraber aydınlatma gücü çok zayıftır. Bu nedenle her hangi bir konunun mum ışığında aydınlatılmış fotoğrafını çekip aynı zamanda mumun da fotoğrafta çıkması istendiğinde bunu bir tek poz kullanarak yapmak olanaksızdır Mum ışığı ile etrafındaki çevrenin parlaklıklarının kontrastı duyarlı Materyalin saptama güçleri dışındadır. Bu nedenle konunun mum ışığıyla aydınlatılmasına ilaveten ayrıca aydınlatılması gerekir. Bunun için önce kısa bir pozla yanan bir mumun fotoğrafı çekilir, bundan sonra da tek bir ışık kaynağı ile aydınlatılan konunun ilk seferkinin birkaç misli pozla fotoğrafı çekilir. Bu şekilde hem mum ve hem de konu yeterli • derecede görülür hale gelir ve mum ışığında çekilmiş bir fotoğraf etkisi uyandırılmış olur.

alıntı

ayran
23-07-2008, 13:15
SİLUET FOTOĞRAFLARI
Tamamen beyaz fon içinde konunun hiç ayrıntısız, dümdüz bir siyahlık olarak saptanmasına "Siluet Fotoğrafları" denir. Özellikle profil portrelerde siluet çok kullanılan bir şekildir
Fotoğrafik siluet yapmak için bir çok yol vardır, fakat hepsinde ilke aynıdır. Bu ilke, iyice aydınlanmış beyaz bir fon önünde hiç aydınlatılmamış konunun fotoğrafının çekilmesidir. Görüldüğü gibi burada esas olan fonun aydınlatılmasıdır. Değişik şekillerde siluet yapmak, fonun değişik şekillerde aydınlatılmasıyla olur. Bu aydınlatışlardan en çok kullanılanı, beyaz bir perdenin arkadan aydınlatılması ve bunun önündeki konunun fotoğrafının çekilmesidir. Bunun için ince beyaz bir kumaş, en uygun yer olarak oda kapısına gerilir, arkadan birveya iki fotoflud lamba ile aydınlatılır. Bu perde önündeki konunun fotoğrafı çekildiğinde bir siluet fotoğrafı elde edilmiş olur Bu şekildeki aydınlatmada siyah beyaz çalışmalarda pankromatik bir filimle f : 8 de İ/25 saniye poz değerleri kullanılmalıdır. İyi aydınlatılmış beyaz fon önünde hiç aydınlatılmamış konunun: fotoğrafik silueti çekilirken konunun üzerine hiç ışık düşmemesine dikkat etmek gerekir. Bunun içinde konunun (ondan mümkün olduğu kadar uzakta olmasına dikkat edilir.

ŞEKLİ BOZULMUŞ BASKILAR
Baskı sırasında agrandismanın tabla kısmını ya da baskı kağıdını taşıyan rnarjörün eğikleştirilerek, fotoğraf çekimi sırasında fotoğraf makinesinin eğik tutulmasından dolayı meydana gelen çarpıklıkları bir oranda düzeltmek için kullanılacağı gibi, özel amaçla çarpıltılmış, deforme edilmiş fotoğraflar elde edilmek için kullanılan bir yöntemdir.

Normal bir baskı için agrandisör tablası, negatife tam paralel durumda tutulur. Bunun içinde kağıt Üzerindeki baskının her tarafı aynı oranda büyütülmüş olur. Ağrandisör tablası ya da baskı yapılacak kağıt negatife göre eğikleştirildiği zaman kağıdın bazı kısımları negatife daha yakın, bazı kısımları daha uzak olacak, böylece baskı sırasında kağıt üzerine düşen görüntünün her tarafı aynı değil, değişik ölçüde büyütülmüş olacaktır. Negatife yakın olan kısımdaki görüntü küçülecek, aşağı doğru uzanan kısımlarda görüntü gittikçe yaygınlaşarak büyüyecektir. Tabla ya da kağıdın eğikliği ne kadar fazla olursa kağıda geçen görüntü o oranda gerilmiş, yaygınlaşmış, uzamış olacaktır.

Bu eğrilik nedeniyle kağıt üzerine düşen görüntünün bir kısmı net olmayacaktır. Bu nedenle netlik ayarını kağıdın orta yerindeki bir noktaya göre yapın. Ayrıca bu eğiklik nedeniyle kağıdın üst kısmı alt kısmından daha çok ışık alacağından, kağıt üzerindeki görüntünün her tarafında aynı tonu elde etmek için, baskı sırasında alt kısmın daha fazla poz almasını sağlayın.

Şekli bozulmuş baskı elde etmenin başka bir yöntemi de. ağrandisör tablası üzerindeki baskı yapılacak kağıdı, negatife paralel olarak bir yarım daire yönünde çevirmektir.

Sağdaki baskı, soldaki fotoğrafın negatifinden elde edilmiştir. Baskı sırasında kağıt yarım daireyi tamamlayacak şekilde 6 kez hareket ettirilerek elde edilmiştir.

Dışbü*** aynalardakine benzer bir görüntü elde etmek için, örneğin küçük bir surat üzerinde kocaman bir burun elde etmek için, agrandisör tablasında ortadan bükülmüş içbü*** şeklinde bir kağıt kullanınız. İçbü*** bir görüntü elde etmek için bu kez kağıdı orta yerinden dışbü*** biçime getiriniz.

GRENLİ FOTOĞRAF
Fotoğrafta gren genellikle İstenmeyen bir şeydir. Ancak bilerek, yaratıcı bir çalışma yapma isteğiyle hareket edildiğinde, grenli fotoğraflarla çok ilgi çekici sonuçlar elde etmek mümkündür. Portreler, tiyatrodaki oyun sahneleri, manzaralar ve daha bir çok konularda gren, fotoğrafa büyük bir cazibe katar. Burada dikkat edilecek tek nokta, fotoğrafını çektiğiniz konunun grene tahammül edecek nitelikte olmasıdır. Aksi halde gren fotoğrafı da asıl konuyu da öldürür.

Grenli baskı yapabilmenin çeşitli yöntemleri vardır. Bunlar, yüksek hızlı filim kullanmak (Agfa İsopan Record. Ilford HPS. Kodak Royal-X Pan gibi), gereğinden fazla poz vermek, gereğinden fazla develope etmek, grenli banyo edici developer formülü kullanmak, negatifin çok küçük bir kısmından aşın büyültme yapmak. Diğer bir şekilde gereğinden az poz ve gereğinden fazla banyo yapmaktır. Ayrıca baskı sırasında kontrast derecelenmesi yüksek olan sert kağıtlar kullanmak gerekir.

Kimyasal yolla elde edilen fotoğrafik hileler normal çalışma işlem ve şekillerinden uzaklaşma yoluyla elde edilen hilelerdir. Bunlar çoğu zaman hata sayılabilecek durumların bilerek yapılmasıyla elde edilirler.

SOLARIZASYON
Oevelopman işlemi sırasında negatifin çok kuvvetli bir ışık etkisinde bırakılmasıyla yapılır. Developer içindeki bir negatif normal zayıf bir ışık görürse sislenme ve fluluk yapar, fakat fotoğraf çekiminde kullanılan ışıktan çok daha kuvvetli bir ışığın etkisinde kalırsa bu takdirde tamamiyle bir ters dönüş olur ve solarizasyon dediğimiz durum meydana gelir. Bunu yapmak için negatif önce normal developmana tabi tutulur ve normal görüntü meydana gelene kadar developmana devam edilir. Normal negatif görüntü meydana geldikten sonra negatif film developerden çıkarılarak bir kaç saniye için kuvvetli ışığa tutulur. Bu sırada developman sırasında açığa çıkmakta olan gümüş bromür partikülleri mevcut negatif görüntü ile ters orantılı ışık etkisinde kalacağı için bu seferde bir reversal görüntü meydana gelecektir. Bundan sonra developman işlemine istenilen sonuç alınana kadar devam edilir Sonuçta elde edilecek negatif, bir pozitif ve bir negatifgörüntünün üst üste gelmesi şekli olacaktır. Yeterli miktarda developman işleminden sonra normal saptama banyosu işlemine geçirilir

SAPTAMA BANYOSU JALELERİ
Saptama banyosunun ısı derecesinin 30 ila 35 dereceye çıkarılması ile görüntünün saptama işleminin yapılması yanında, sıcaklık nedeniyle film emülsiyonu üzerinde bir sürü çatlamalar meydana gelir. Çok ince ve kılcal şekilde olan bu çatlamalar fotoğrafa eski bir yağlı boya tablo görüntüsü verecektir

Saptama banyosundan sonra namı ısıtırsak üzerindeki emülsiyon tabakası eriyerek ve sağa sola hareket ettirilince akacak duruma gelecektir. Bu şekilde yapılan hilelerle de bir çok değişik görünüşlü fotoğraflar elde edilir.

MONTAJ
Kesme ve yapıştırma suretiyle yapılan montajlar aynı ton ve aynı grilikteki iki fotoğrafın birinden alınan bir kısmın diğeri üzerine yapıştırılması ile olur. Yalnız dikkat edilecek hususlar kağıtların aynı kalınlıkta ve aynı fiziksel yapıda olması, çok keskin bir makas veya jilet kullanılması ve ek yerlerindeki çiziklerin tonlarına göre beyaz veya siyah boya ile iyice kapatılmaları ve görünür halden çıkarılmalarıdır. Bundan sonra yeni kompozisyonun bir negatifi çekilerek bundan istenildiği kadar baskı yapmak mümkündür.

alıntı

ayran
23-07-2008, 13:16
TARAMA FOTOĞRAFLAR
Baskı yapılmış fotoğraf üzerine çini mürekkebiyle çeşitli desenler çizilebilir. Bunlar genellikle fotoğraftaki konunun kenar çizgileri olabilir. Veya fotoğraftaki gölge ve aydınlık bölgelerin koyuluklarına göre bir cetvelle bazı yerlerde seyrek ve bazı yerlerde sık taramalar yapılabilir. Bundan sonra fotoğraf şiddetli bir ağartıcı ile ağartılır ve çini mürekkebi yıkanır Bu şekilde çok değişik görünüşte tarama fotoğfaflar veya ayni fotoğrafın desen şekilleri elde edilmiş olur. İstenirse bunlardan tekrar bir negatif yapılabilir.

NEGATİF - POZİTİF BİRLEŞİMİ
Bunun için bir konunun ayrı ayrı iki negatifi çekilir. Yalnız bu negatiflerden biri sağdan aydınlatma ile çekilmişse diğeri soldan aydınlatma ile çekilmelidir. Sonra bu negatiflerden birisi pozitif hale getirilir. Böylece aynı konunun bir negatifi ile bir pozitifi elde edilmiş olur. Bu ikisi üst üste konularak baskı yapılırsa kuvvetli bir kabartma «rölief» etkisi uyandıran bir fotoğraf elde edilir. Şayet elimizdeki bir tek negatiften bir kabartma fotoğraf elde etmek istersek bu kez de ayni negatifin bir pozitifini çıkarıp bunları üst üste koyarak baskı yaparız. Fakat bu kez ikisini tam üst üste koymayıp hafifçe kaydırmak gerekir. Böylece konunun kenarları kabartma olarak ortaya çıkmış olur. Kaydırma yapılmadığı takdirde nötral gri bir baskı elde edilir. Bu nedenle hafifçe kaydırmak şarttır.

FOTOGRAMLAR
Negatif kullanmadan elde edilen fotoğraflardır Bunun İÇİM agrandisörden yararlanılır. Ağrandisör tablasına fotoğraf kağıdı yerleştirilir ve bunun üzerinede fotoğrafı çıkarılmak istenen madde, örneğin, bir yaprak, bir kuş tüyü veya bir bardak ya da kristal eşya konur ve üstten poz verilir. Özellikle hacimli, saydam ve yarı saydam bardak gibi, sigara tablası gibi vazo gibi maddelerin çok entresan fotogramlarını çıkarmak mümkündür.

Diğer bir şekilde fotogram çıkarılması da eğri yüzeyli maddelere fotoğraf kağıdını sarmak şekli ile yapılır. Örneğin desenli bir bardak üzerine fotoğraf kağıdım sarıp bu bardağın içinden bir ampulle ışık vermekle yine güzel bir fotoğraf elde edilmiş olur. Özellikle desenli kristal bardak ve vazolarla bu şekilde çok güzel fotogramlar elde edilir.



FOTOGRAVÜRLER
Gravür etkisi uyandıran çok güzel fotoğraflar sonsuz yaratıcı olanakları olan ve esas itibariyle çok basit bir tekniktir. Ortalama karanlık oda malzemesi ve temel karanlık oda tekniği olan her amatörün yapabileceği bir iştir.

Gerekli malzeme bir agrandisör, bir pozometre ve birde kontak baskı çerçevesi, bir adet bildiğimiz adi aydınlatma ampulü ve bir de pikaptır.

İlk önce bu işlemler dizisi için uygun bir negatif seçilir Çünkü her negatif bu teknikle iyi sonuç vermez. Bu konuda en iyi önderiniz zamanla elde edeceğiniz alışkanlıktır. Negatifin seçiminde en uygun boyut 6x6 cm lik negatiftir.Buboyutta beyaz bir kağıt kesiniz ve bunu ağrandisör tablası üzerine koyarak netleştirme için kullanın.

İlk önce negatif filminizi ağrandizörün negatif taşıyıcısına yükleyin ve evvelce kestiğiniz beyaz kağıt üzerine görüntüyü düşürerek baskı yapmak istediğiniz kısmı seçin ve netlik ayarını yapın. Gravür filimi için gerekli poz süresini bulmak için iki yöntemde birini seçebilirsiniz. Birinci yöntemde negatifi ağrandizörden çıkarın ve ışık hüzmesinin merkezine duyarlı hücresi agrandizör ışık kaynağına yöneltilmek üzere bir pozometre koyun. Pozometreyi 12 ASA ya ayarlayın ve buna göre poz süresini ve f stop cinsinden diyafram açıklığım belirleyin. Bundan sonra negatifi ağrandizöre koyarak baskınızı yapın.

İkinci yöntemde ise kullanacağınız kopya filminden aynen baskı kağıtlarında olduğu gibi bir test şeridi yapın bu takdirde diyaframa f : 11 açıklığını verin ve 2 saniye aralıklı basamaklarla poz verin. Böylece elde edeceğiniz kopya filimi test şeridini kağıt developman banyosunda iki dakika banyo edin.

Bu iki yöntemden biriyle doğru pozu bulduktan sonra kopya filimine elinizdeki negatiften baskı yapın ve bunu develope ederek kurutun. Sonra bu filimi emülsiyon tarafı birbiri üzerine gelmek üzere ekspoze edilmemiş, poz verilmemiş bir tabaka kopya filimi üzerine yerleştirin ve bir kontak baskı çerçevesi içine koyarak kontak baskısını yapın. Bu ikinci baskıyı da develope ederek kurutun.

Böylece biri negatif ve biri de pozitif olan iki kopya filmi . hazırladıktan sonra fotoğravür işlemine başlayabilirsiniz. Kesin olarak foto gravür etkisi için negatifin ve pozitifin yoğunlukları aynı derecede olmalıdır. Zamanla alışkanlık kazandıkça yoğunluk miktarlarını değiştirmek suretiyle bir çok ara etkiler elde edebileceğinizi göreceksiniz.

Pozitif kopya filimi emülsiyonlu tarafı cama gelmek üzere kontak baskı çerçevesi camına Selefonla yapıştırın. Negatif filimi de tabanı pozitif filim üstüne gelmek üzere yerleştirin ve ışığa karşı tutarak tam manası ile üst üste çalıştırın ve sonra her iki filimi de selefon bantla sağlamca cama yapıştırın. Eğer her iki filime de doğru şekilde poz verilmiş ise negatif ve pozitif görüntülerin birbirini tam olarak iptal etmesi gerekir.

Bundan sonra 6x6 boyutunda matbaa filimi alın ve kırmızı karanlık oda, ışığı altında bu filimi emülsiyonlu tarafı fama daha evvel bandla yapıştırılmış negatif filimin emülsiyonlu tarafı ile çakışmak üzere cama yapıştırılmış filimlerin üzerine koyun ve kontak baskı çerçevesinin kapağını kapatın parlak ****l levhalar, hatta cilalı mermer üzerinde bile hayal gücünü aşan yansımalar olur. Çevrenin atmosferi ve ışıklandırma ile birleşince, bu yansımalar, gerçeği çok şaşırtıcı biçimde değiştiren görüntüler yaratır

Şimdi bu baskı çerçevesini pikabınızdaki ortasındaki mili çıkarılmış plak konan diski üzerine koyunuz. Bundan sonra pikabınızı karanlık odada uygun bir yere koyarak ve pikabın devir ayarını 33 devire ayarlayarak çalıştırın. Bu sırada pikaba yaklaşık olarak 3 metre uzakta 45 derece açıda 60 watlık bir ampül koyun ve bunu pikap çalışmağa başladığı anda 30 saniye kadar açarak poz verin. Poz verme böylece tamamlandıktan sonra matbaa filmini l : 2 oranında sulandırılmış Dektol-Kodak ile iki dakika veya formül 25 ile 2 dakika küvet banyosuna tabi tutun. Görüntünün meydana gelişini dikkatle izleyin. Sonuç olarak görüntü üzerinde koyu siyah hatları ve çok açık ton rengini elde etmelisiniz. İlk denemede bu sonucu elde edememişseniz poz süresini uzatmak ya da kısaltmak suretiyle yeni baskılar yapmanız gereklidir.

Böylece elde ettiğiniz matbaa filimi kuruttuktan sonra baskıya geçmeğe hazırsınız. Baskı yaparken bir matbaa pozitif filimden baskı yaptığınızı ve bu nedenle baskının negatif olacağının unutmayın. Eğer pozitif görüntülü fotoğraflar istiyorsanız bu matbaa filminin kontak baskıyla bir negatifini çıkartıp bu negatifle baskı yapmanız gerekir.

alıntı

ayran
23-07-2008, 13:16
YANSIMALAR
Bir çok yüzeylerde tatlı, şaşırtıcı, olağanüstü yansımalar meydana gelir. En çok görülen, bilinen yansımalar, suyun hafif kıpırdanışlarından ötürü çok orijinal ve göze hoş gelen çarpık, titrek görüntüler meydana getirir. Her çeşit cam.

İKİ NEGATİFLE BASKI
Gerek agrandisman baskı ve gereksede kontak baskı sırasında iki negatif kullanarak çok değişik ve ilgi çekici fotoğraf baskıları elde edilir

alıntı