PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Sayiklamalar



melek73
28-03-2006, 17:27
SAYIKLAMALAR

Gecenin bir yarısıydı. Kalbimi çıkarıp masanın üstüne koydum hokka niyetine.
Kalemimi kalbimin mürekkebiyle doldurdum; yazmaya başladım. Kırmızı harfler
bekledim kağıdın üzerinde, siyah sözcükler çıktı kalemimden.

Kimseye göstermek istemedim siyah sözcüklerimi. Usulca kağıdın üzerine doğru
kapandım, uyudum. Sonra annem kapımın eşiğinden, ama çocukluğumdan,
seslendi. "Hadi", dedi "orada uyuma, yatağına yat." Söz dinledim. Masadan
kalkarken kağıda kaçamak bir bakış attım. Bir çocuğun el yazısı vardı
üzerinde.

Uzanıp yorganın altına girdim. Gözlerim kapanırken dizlerimi karnıma doğru
çekmeyi de unutmadım. Yorgan üstümde gitgide ağırlaştı. Saat kaçtı, kaç
yaşımdaydım bilemedim. Kapalı gözlerimin ardından annemin tedirgin başının
bana doğru eğildiğini farkettim. Gözlerimi açıp "Hastayım ben." dedim.
İnanmıyormuş gibi bir ifade takındı, ama eliyle ateşimi ölçtü. "Hiç bişeyin
yok aslında senin." diye söylendi, ama telaşla ilaç getirmeye gitti.

Canımın istediği gibi şımarabileceğimi hissettim. O rahatlıkla vapurun
demirlerine tutunup denize doğru sarktım. Annemin bir eli omuzumdaydı, öbür
eliyle denizanalarını gösterdi bana. İlk defa görüyordum, hiç de hoşuma
gitmedi, kafamı başka tarafa çevirdim. Babam kucağında kardeşimle sokağın
başında bekliyordu. Onlara doğru koştum. Yokuş aşağı koşarken düşmemeye
dikkat ettim, yine de düştüm. Sokağın parke taşları çocuk dizimi kanattı.

Telefon çaldı. Saat kaçtı, kaç yaşımdaydım bilemedim. Birileri açsın diye
bekledim; kimse açmayınca ben açtım telefonu. "Hasta mısın?" dedi bir
arkadaşım meraklı sesiyle. "Uyuyordum." dedim. "Hadi uyu o zaman sen, sonra
konuşalım." dedi. Sesindeki şefkati sevdim yaşım kaç olursa olsun.

Gözlerimi tekrar kapadım. Anneannemin eli dolaştı çocuk saçlarımda.
Farkettim ama uyuyormuş gibi yaptım. Gelip yatağımın kenarına oturdu. Hoşuma
gidiyordu orada olması, ama gözlerimi açmadım. Teyzemin kızı koşarak odaya
girdi. Anneannemin onu kucaklamasını kıskandım; sırtımı döndüm onlara. Bu
defa uyuyormuş gibi yapmadım, sahiden uyudum.

Zamanlar birbirlerini kıskandılar, yer değiştirmek istediler. Şimdiki zaman
geçmiş olmak istedi; geçmiş zamansa gelecek... Saat kaçtı, kaç yaşımdaydım
bilemedim. Uyudum.

Rüyamda kalbim masamın üzerindeydi. Kalemimi kalbimin mürekkebiyle
doldurdum; yazmaya başladım. Siyah sözcükler çıktı kalemimden. Bir çocuk
gülüşünün arkasına sakladım siyah sözcüklerimi. Yüreğimde sakladığım çocuk,
hep yaptığı gibi, karamsarlığımı iyimser bir kırmızıya boyadı. Çocuk
gülüşünü ödünç almak istedim, vermezlik etmedi; paylaştı bir kere daha
benimle o kocaman gülümsemeyi.

Kapı çaldı. Açacak kimse yoktu, ben açtım kapıyı. Bir arkadaşım uzun boyu ve
soğuktan buğulanmış gözlükleriyle girdi içeri. Keyifli gülüşümü gördü, ama
bişey sormaya gerek duymadı. Şehir kar altındaydı. Ben bembeyaz karda
oynayan kırmızı yürekli bir çocuktum...