PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : GÜlÜŞlerİnle AlkiŞla Benİ



melek73
28-03-2006, 17:40
Mucizeler ancak onlara inananlarca yaşanır ve aşk bir mucizedir
Bir aşkın bitişi, bir nehrin kuruyuşuna benzermiş. Ben senin, o nehri
kuruttuğun satırlarından geldim sevgili...
Satırlarından geldim birkaç saat önce...Uzun zamandır okumadığım ve
özlediğim satırlarından.Sessizliğin fazlasıyla konuşkandı. Beni bir zamanlar
anladığına inandığım satırlarından geldim, yürekli sevginden...Okudum seni,
hasretle ve sevgiyle..Ama ben senin, artık hiç yazışmayacağımızı bilen
satırlarından geldim. Düşlerin nerede sevgili, düşlerini göremediğim
satırlarından geldim. Korkuların ne zaman bitecek sevgili..? Düşlerin ne
zaman gün ışığına çıkacak..? Ve sen nereye yerleştirdin sana verdiğim güzel
sevgimi..? Ört üstünü ne olur, üşümesin ve gösterme kimseye. Özenip, beğenip
almaya kalkmasın. Bari sevgim sende kalsın. Çünkü ben senin, artık beni
istemeyen satırlarından geldim. Beni aramayan, merak etmeyen ve özlemeyen
satırlarından. Gülüşlerim sende kaldı demiştim, doğruymuş. Seni okurken
birden gülmeye başladım. Tekrardan yanıma almak istedim, size ihtiyacım var
dedim, gelmediler. Ve ben senin, gülüşlerimi alıkoyan satırlarından geldim.
Görüyorsun işte, sadece ben sevmemişim seni. Bana ait her bir güzellik seni
seçti, senin yanında kaldı.Bana sadece ben kaldım gibi. Artık biliyorum,
belki de seni kimsenin çözmesini ve tanımasını istemedin diye, o kapalı kutu
gibi kapattığın yüreğini kimse anlamasın diye bıraktın beni. Sen aşk
adamısın, sen her mevsim aşık olmalısın, bu yüzden, daha fazla yakınlaşmak
adına korktun. Birine tekrardan yakın olmaktan..Bu yüzden bana bir ayrılık
hediye ettin, beni bana bıraktın, sen sana kaldın. Ben senin, sana kalan
satırlarından geldim sevgili. Sadece sana ait olan satırlarından...

Biliyor musun, hiçbir zaman çözmeye çalışmamıştım seni. Konuşmalarının
arasına sıkıştırdığın cümleleri aldım sadece senden. Her görüşmemizde
“benden yana hiçbir zaman kuşkun ve korkun olmasın” diye başlayan
cümlelerini aldım. Korkuyorum derdim ama sen sürekli sana inanmamı ve
güvenmemi isterdin ve biz oturup saatlerce konuşurduk özlemlerimiz üzerine.
Oturup saatlerce konuşur ve gülerdik. Gülerken yüreğim kayardı sana doğru
ama sende beni yalnız bırakmaz, bana yüreğini açar, bu küçük sevgi
oyunlarına benimle beraber katılırdın. Ve bu sevda sözlerin beni öyle çok
etkilerdi ki, her telefonu kapatışımızda sana doyamadan sesinden
uzaklaşırdım. Sen görmezdin, ben yanardım. Sen görmezdin, ben hep yanardım.
Her konuşmamızın bitişinde, ben yüzünü çizmeye çalışır, kilometreler ötesine
taşırdım. Belki de sen başından beri biliyordun sevgili, kısa bir zaman
sonra çekip gideceğini. Benden sana inanmamı istiyordun ama biliyordun.
Herkes biliyordu..arkadaşlar, dostlar, hayallerim, umutlarım..Bir ben
bilmiyordum. Dile kolaydı, insanlara kolaydı, sana kolaydı, bir bana kolay
değildi sevgili. Ben senin, bütün bunları bilen ama unutan satırlarından
geldim. Beni her gün biraz daha geleceğimize hazırlayan ama o gelecekten
sinsice uzaklaşan satırlarından. Böylesi bir bitiş yakışmamıştı bize,
sana..İşte bu yüzden ben senin, bu bitişe yakışmayan veda satırlarından
geldim sevgili.

Artık o kadar çok yoksun ki, ben de ne kadar varolduğunu karıştırıyorum
bazen. Yokluğun varlığını geçti. Benim varlığım ise tarihi eskimiş
mektuplarda kaldı nedense. Basit birer mektup değildi onlar. Sakın öyle
düşünme. Senin gördüklerinden de fazla, benim gördüğüm; heyecanlar, kalp
atışları, kavuşmaların şehveti, birikmiş hasretler ve aşk vardı tabi ki..Bu
yüzdendir ki asla yırtıp atmaya kıyamadım, seni içimden çıkarmaya
kıyamadığım gibi. Ben senin, beni içinden çıkarmaya kıydığın satırlarından
geldim...

Yalancı bir bahardayız. Bense bu yalancı baharda, yalancı gülüşler
dağıtıyorum etrafa ve gariptir hiç umut kalmadığı halde gelme ihtimalini
hesaplıyorum, kağıt kaleme gerek duymadan. Gözlerimi kapatınca kurduğum
hayaller rotasını şaşırdı zaten sevgili. Olur olmadık zamanlarda, olur
olmadık bir şekilde karşıma çıkıp, geldim diyebilme ihtimalini düşünüyorum.
Sakın ha, bu, okullardaki havuz problemlerine benzemez. Ben senin, bir nehir
gibi bana akabilme olasılığına düştüm. Bir aşkın bitişi, bir nehrin
kuruyuşuna benzermiş. Ben senin, o nehri kuruttuğun satırlarından geldim
sevgili...

Aklıma düşüyor deli dolu, sevgi dolu mesajlaşmalarımız. “Tatlısın yine
yüreği aşk kokan ama aşktan korkan kadınım”..demiştin..O kadın şu an nerede
bilmiyorum ama artık aşktan daha fazla korkuyor. İnancını ve güvenini
yitirdi, bana her zaman güven diyen bir adamın, uzayın boşluğunda kaybolan
sesinde. Oysa ki sürekli, benim çekip gitmemden korkardın, “içimdesin, kimse
alamaz sen gitmedikçe” dediğinde bile biliyordun aslında hiçbir yere
gitmeyeceğimi. Gitmedim...gitmeyecektim..gitmeyi hiç düşünmedim..peki bana
gitme diyen adam nerede..? hani kimse alamazdı beni senden ben gitmedikçe..?
Tüm sorular, tüm mesajlar ve tüm resimler bir film karesinden çıkmışçasına
donuk ve anlamsız..Film bitti ve dağıldı oyuncular.Yönetmen karlı bir iş
yapmanın sevincinde, seyirciler finalin hüznünde, baş roldeki sen ünlü bir
oyuncusun artık...Ve ben senin dillendirdiğin bütün replikleri unutan
satırlarından geldim sevgili..söylediğin bütün replikleri unutan
satırlarından...

Gözlerinden biraz hüzün içmeme izin verir misin...? Bitmiş olsa bile aşkın,
geceleri maskesini çıkartıp da yatan bir ben kalsam da yalnızlığımda, bana
biraz umut ve anlayış verir misin..? Kendim için bir şey istiyorsam namerdim
ama içimdeki çocukluğu güldürmek için bana rengarenk balonlar alır mısın..?
Ağladığım ve korkularımı yenemediğim zamanlar oluyor bazen. Sesimi
uzaklardan da olsa duyup gelerek, bana biraz sabır ve gülüş verir misin
sevgili..? Ben senin, bu sorulara cevap vermeyen satırlarından geldim.
İçindeki beni bir kurşun hızı kadar çabuk unutan satırlarından. Her
konuşmamızın arasına karışarak, bana hep “girit rüzgarım” dediğin
satırlarının içinden geldim. Girit rüzgarını sevildiğim zamanlarda
bırakarak..

Alkol kokularının arasında sıkışıyor yalnızlığım. Seninle beraber gezdiğimiz
sahil kasabalarını, deniz kenarlarını, köy sokaklarını özlüyorum.
Dinlediğimiz ve söylediğimiz şarkılarda bıraktığımız içten sarılmalarımızı.
Seni özlüyorum..Kendime daha fazla ne kadar yalan söyleyebilirim bilmiyorum
ama o zamanlardaki seni çok özlüyorum. Yalanlarla aram çok iyi şu sıralar.
“Sus artık” diye başlayan mesajlar gönderirken, ayağımı yerden kaldırıyor,
parmaklarımı üst üste getiriyorum. Sana söylediğim yalanlara da alıştım,
kendimi kandırmayı bile seviyorum. Ben senin, benim bu yalanlarıma inanmayan
satırlarından geldim sevgili. Bu yalanlarıma hiç inanmayan satırlarından..

Hayatın acılarıyla ve sorunlarıyla uğraşıyorum her gün. Ve her sabah, bugünü
de atlatabilecek miyim düşüncesiyle geçiyor vapur saatleri. Yorulduğumu ve
bittiğimi hissettiğim, tökezleyip tam yere düşeceğimi fark ettiğim anlarda,
gözlerimi kapatıp, beni bir yabancı gibi ortada bırakışını aklıma getiriyor,
yüreğimdeki sahipsiz sevginden, inanamayacağın bir şekilde güç alıyorum.
Yine de, benden ayrı olsan da, hala yaşadığını ve uzaklarda da olsa, bir
yerlerde nefes aldığını bilmek; küçük şeylerden mutlu olan Polyanna misali
ısıtıyor içimi. Yokluğunda varlığın gibi sevgili. Hiç fark yok. Ve ben
yokluğunu da varlığını sevdiğim gibi seviyorum. Çünkü ben sevgime
kırgınlığımı bulaştırmadım sevgili, söylemedim ona beni ne kadar üzdüğünü.
Bu yüzden, cinsiyeti ve şehri belli olmayan bir sevgi taşıyorum içimde. Ve
ben senin, artık bu sevgide bir sorumluluğun olmayan satırlarından geldim
sevgili.

Yalnız olduğumu düşünme sakın...Hiç olmadığım kadar kalabalığım belki..Beni
gerçekten sevildiğime inandıran hayat ve şiir dostlarım, daha gidecek çok
yolum, söylenmiş ve söylenmeyi bekleyen şarkılarım, hınzırca gülümseyen
yavrukurt sessizliğim, henüz içinde dans edemesem de deli yağmurlarım, nasıl
çoğaldığını hiçbir zaman anlayamadığım sabrım ve gücüm ve ne istediğini
bilen düşlerim var..Verdiğin sözleri tutamadığın için üzülme sakın, hayat
herkesi farklı şekilde büyütüyor ve ben hayatın bir şiir olmadığını
biliyorum sevgili, mutluluğun sallandığımız bir salıncak olmadığını bildiğim
kadar...Bu yüzden benim sevdam da bir şiir değildi. Ve ben senin, bu
sevdanın bir şiir olduğunu düşünen satırlarından geldim sevgili, sevdayı bir
şiir gibi yaşayan satırlarından..

Artık gidiyorum desem de, nereye gidebileceğimi ben de bilmiyorum ya da
bildiklerimi senden gizlemeyi tercih ediyorum. Senden uzaklaştıkça sana daha
da yakın olduğumu hissetmem, gidebilecek hiçbir şehir ve yön bırakmıyor
bana. Bir uçağın sesini duyuyorum, çok yakınlarımdan geçiyor. Üç dört saat
sonra, senin yaşadığın şehrin içinden de geçebilir belki. Sen de aynı sesi
duyar mısın acaba..? Bir tek beni duymuyorsun, beni işitmiyorsun gibi. İşte
bu yüzden, ben senin, artık beni duymayan satırlarından geldim sevgili. Beni
artık hiç duymayan satırlarından..

Biliyor musun, ben sana kavuşmayı değil, sana kavuşmayı düşlemeyi sevdim..Bu
yüzden de ben senin bu düşleri kanattığın satırlarından geldim sevgili, bu
düşleri delik deşik yaptığın satırlarından..

Gülüşlerinle alkışla beni, yeter..Çünkü seni sevdiğimi bilen ve bilecek olan
satırlarından geldim..şimdi de seni, dahası bizi, o satırlarda bırakarak
gidiyorum...

Ama sen ne olur, ne olur gülüşlerinle alkışla beni..seni yürekten sevmiş
olduğumu bilen satırlarından geldim..!