PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : yolculuklar



melek73
29-03-2006, 09:14
YOLCULUK


Yolculuktur; hele ilk defa gidilen yoldur, varmaktan güzel olan.

İlk sigara gibi, ilk elele tutuşma gibi, ilk bakışma - ilk öpüşme gibi,
unutulmazdır ilk gidilen yolculuklar, kıvrımdan sonrasını bilmediğin yollar.

Bir motorun pistonu gibi gidip gelirken işine, günlük kodlanmış uğraşlarına;
yaşamındaki diğer renksiz fotokopi eylemlerin gibi unutulmaya mahkumdur;
sana "al, yaşa" diye sunulmuş saatler, dakikalar, bir metresini bile
hatırlamadığın yolculuklar.

Hatırladıkların; belki kaldırıma çıkmış bir belediye otobüsüdür, belki
devrilen simit tezgahı, belki de karşılaştığın eski aşkındır, yüreğini
yangın yerine çeviren.

Aşk bir yolculuktur. İlk defa gittiğin, nereye varacağını kestiremediğin
dönüşü olmayan bir yoldur. Yaşamına birden fazla aşk sığdırabilecek kadar
şanslıysan eğer, her aşk, ayrı bir unutulmaz yolculuktur. Parmak izi gibi
farklıdır her yolculukta hissetttiklerin. Cetvelle çizilmemiş, eğri büğrü
yollardır uykularını kaçıran, yemeden içmeden kestiren, "çaylar şirketten"i
bile duyurmayan. Kol saatin vantilatör kayışına bağlı çalışırken hep bir
sonraki virajdadır gözün, ucunu görmeden sollayacağın.

Aşk, terminale varınca termin olur, biter. Başka bir şey başlar. Ya adı
"sevgi" olan, "dostluk" falan da denilebilecek, ya da "nefret"le bile izah
edilmeyecek berbat bir şey.

Ya, kardeş kardeş razı olduğun, kazadan korkmadığın, hiç bir metresi
hatırlanmayacak bir 'kara'yolculuğu başlar; ya da elinde valiziyle bir sırt
küçülür dikiz aynanda, bir zamanlar gözünde büyüttüğün.

Okul hayatın ayrı bir yolculuktur. Hep yaşıtlarındır çevrendekiler. Üç aşağı
beş yukarı aynı yolun yolcususunuzdur. Limit gökyüzüdür, mezuniyet Kaf
Dağı'nın ardında bir yerlerdedir. Kantindeki kaşarlı tost, güldürdüklerinin
dersten atılmaları, Cuma gecesi beş parasız çıkılan yolculuklar da,
yolculuğun en güzel kilometre taşlarıdır. Onlar hayata dair en güzel
keşiflerinin sığdığı, ufukların kabak gibi açıldığı yıllardır. Zor
kapatırsın; en içten, en hesapsız dostluklarla, en maskesiz, en dayanışmalı
beraberliklerle doldurduğun sırt çantanı, Kaf dağının eteklerinde.

Aşk, elinde değildir. Bir gece 2'de alıp götürüverir adamı, çıkartır
bilinmeyen yollara herkes derin uykulardayken. Gözlerinin bağlı ya da açık
oluşu farketmez, burnunun ucudur çoğu kez görebileceğin azami uzaklık. Okul
yıllarının yolculuğunda ise gözlerin faltaşı gibi açıktır; fotoğraflarını
çekebilmek için, son yolculuğunda bir film şeridi gibi gözlerinden önünden
geçecek hayatının.

Bir gün bir dağın ardında, bir ırmağın küçücük su damlası olarak, kocaman
bir okyanusa karışırsın. Uçaklar, otobüsler, eşekler, bisikletler, yunuslar,
kağnı arabaları bekler seni, sen aracını seçersin.

Ya bir banliyo treninde, rayların hapsinde emniyetle gider gelirsin; hep
aynı saatte, hep aynı duraklar arasında, herşeyi belli güzergahta. Ve bir
gün arka cebinde yeşil tarak, iner gidersin, hiç olmamış, hiç yaşamamış gibi
- hatırlanmamak üzere.

Ya da, ölünceye kadar yaşayacağının kesin olmasının verdiği güvenceyle;
başın döne döne, nefes kesen yolculuklarda bulursun kendini. Aslı ve özeti
aynı olur yaşamının.

Güneş solundan, bazen de tam karşından doğar yollarda. "Şşşt uyan, dersin
omuzunda uyuyana; masmavi denizi, "Ödemiş" yapımı römorktaki patatesleri,
kır kahvesindeki biber ağacını gösterirsin kızarmış gözlere. Bazen de oturup
bir duvara gece yarısı, ayaklarını sallar, kulağın muhteşem kalkış
anonsunda, küt küt atan kalbinle otobüsünün yıkanışını seyredersin.

Bir gittiğin yoldan bir defa daha gitmen gerekse bile onu bambaşka bir hale
getirir, bambaşka güzelliklerini keşfedersin. Her yeni yol, yaşam klasörüne
el yazın ile doldurulmuş renkli bir sayfa olarak eklenir.


* * *

Yollarda olmak güzeldir. Bir yerlere varmaya çabalarken geçirdiğin süre,
başına gelenler, ve öğrettikleri paha biçilmezdir. Onlardır vardığın durakta
özlediklerin, asla unutmayacakların.

"Yollarda olmak", 2. dünya savaşı sonrası ortaya çıkan doğum patlaması
kuşağına damgasını vurmuş bir yaşam felsefesidir.

Yollarda olmaya adanmış, yeni yollar, gidilmemiş patikalar keşfetmeye
çabalayan bir yaşam kuşağı ile, bir an önce, hiç yolculuksuz, hatta
yolsuzlukla bir yerlere varıvermeye çalışan, önlerine açılmış geniş
bulvarlarda acımasızca ilerleyen hormonlu kuşakların "mutluluk"
tariflerindeki tek ortak kelimedir "mutluluk".

Yollarda olabilmek özgürlüktür.

Her an yeni bir yolculuğa çıkabileceğini bilebilmek de...

Raydan çıkman, sana bakan ineklere de unutulmaz bir gün yaşatman dileğimle,

İyi Yolculuklar...