PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : 30/03 Türkiye'de neler oluyor



muzo
30-03-2006, 08:59
'OKULLARDA ŞİDDET 20 YIL ÖNCE DE VARDI AMA O ZAMAN KURTLAR VADİSİ YOKTU!..'

Cengiz Semercioğlu: "İlk kez o yıllarda okul önünde bekleyenlerin uyuşturucu sattığını, tuvaletlerde sigaradan esrara geçildiğini, sınıftaki kızların bekaretini kaybettiğini öğreniyoruz..."
30 Mart 2006 Perşembe 05:15



CENGİZ SEMERCİOĞLU'NUN HÜRRİYET'TEKİ YAZISI:


Ben lisedeyken de şiddet vardı o zaman Kurtlar Vadisi yoktu



80’li yılların ortaları, öğlen okuldan çıkıyoruz.


Öğreniyoruz ki, sabah ders arasında bir kız yüzünden çıkan tartışma nedeniyle yan sınıfın bıçkınları köşe başında bizi bekliyor.


Sataşmalar, sürtüşmeler, kavgalar...


Taraflar okula haftalarca toplu halde gidip geliyor...


"Bilmem kim bıçak taşıyormuş" diyorlar, ilk kez duyuyoruz.


İlk kez o yıllarda okul önünde bekleyenlerin uyuşturucu sattığını, tuvaletlerde sigaradan esrara geçildiğini, sınıftaki kızların bekaretini kaybettiğini öğreniyoruz...


20 yıl önceden bahsediyorum.


Ve o yıllarda bizim tanıdığımız en kötü adam Dallas’ın JR’ıydı.


Şiddete başvuran bir tek Zengin ve Yoksul’un Falconetti’si vardı.


Televizyondaki öpüşme sahneleri bile fazla ******ti.


Bizden bir kuşak önceki abilerimiz de liseye toplu halde gidiyordu, ölmemek için...


Çünkü onlar 1967’de tv diye bir şeyle tanışmasına rağmen sokakta birbirlerini vuruyordu.


* * *


20 yıl önce ben lisedeyken de okullarda şiddet vardı, o zaman Kurtlar Vadisi yoktu.


Kavgada öldürülen bir öğrenci duymadık ama kafa kol kırılırdı.


20 yıl sonra bugün kavgalar cinayetle bitiyor.


İşin en kolay yanı tüm bu cinayetleri alıp Kurtlar Vadisi’ne ya da şiddet içerikli dizilere bağlamak.


"Polat’a özendi", "Kurtlar Vadisi cinayeti", "Kurtlar lisesi" gibi başlıklarla medya tek suçlu olarak diziyi gösteriyor.


İşin ilginci hükümetten ve uzmanlardan gelen açıklamalar da aynı yönde...


Hatta Ali Atıf Bir bugün Kelebek’teki yazısında işi "Kurtlar Vadisi kaldırılsın"a kadar götürdü.


10 yıl boyunca tek bir şiddet dizisi çekmesek, tek bir film yayınlamasak sanki durum düzelecekmiş gibi.


Kimse yoksulluktan, işsizlikten, geri kalmışlıktan, aile içi sorunlardan, eğitimsizlikten, kültürsüzlükten, okumamaktan, öğrenmemekten bahsetmiyor...


Kimse bu sorunları düzeltmek için uğraşmıyor.


Kolay yolu seçip, Kurtlar Vadisi’ni suçlu ilan ediyor.


Kullanacağı tek aleti çekiç olan, her şeyi çivi olarak görürmüş.

muzo
30-03-2006, 08:59
ERTUĞRUL ÖZKÖK'TEN ŞOK İDDİA: 'POLİS VE ASKER OLAYLARA BİLEREK MÜDAHALE ETMİYOR!..'

"Bazı gerçekleri açık konuşmanın zamanı geldi. Çok kritik olsa da bugün onu yapmaya çalışacağım. Söyleyeceklerimin asıl hedefi, Türkiye, yani bizim ülkemiz."
30 Mart 2006 Perşembe 03:48



ERTUĞRUL ÖZKÖK'ÜN HÜRRİYET'TEKİ YAZISI:


Meydan kimlere kaldı



ÖNCEKİ gece Paris’te olaylar yatıştıktan sonra, Fransa’nın çok ünlü bir siması sessizce Republique meydanına geldi.


Bu çok ünlü siyasetçi, gün boyu yoğun çatışmalara sahne olan bu meydana ne yapmaya gelmişti biliyor musunuz?



CRS denilen Fransız toplum polisini ve jandarmasını tek tek tebrik etmek için.


Bu çok ünlü kişi kimdi?


O irikıyım taşralı genç, polis ve jandarmalar ne yapmıştı da herbirinin elini sıkıp içten şekilde tebrik ediyordu?


Biraz sabredin...


Çünkü bazı gerçekleri açık konuşmanın zamanı geldi.


Çok kritik olsa da bugün onu yapmaya çalışacağım.


Söyleyeceklerimin asıl hedefi, Türkiye, yani bizim ülkemiz.


Ama cesaret almak ve taraftar bulmak için önce başka bir ülkeden başlayacağım.


* * *


Önceki gün Paris’in Republique meydanındaki olayları, tabiatıyla kenardan izledim.


Fransız toplum polisi CRS’nin tuttuğu stratejik bir noktadaydım.


Hadise çıkarmak isteyen göstericilerin bir bölümü, benim önümde kargatulumba edilip araçların içine sokuşturuldu.


"Sokuşturuldu" diyorum, gerçekten "casseur" (kırıp dökücü) denilen bu gençlere en küçük taviz gösterilmiyordu.


Ama bulunduğum yerden asıl olayları görmem mümkün değilmiş.


Otele gelip televizyonu açınca, gerçek manzarayı daha yakından görme imkánım oldu.


Bir kere 18 Mart’taki kadar fazla kırıp dökme olayı yoktu.


Yine de banliyölerden gelen, yüzleri maskeli gençler polisle çatışmaya girdiler.


İstanbul’da bazı genç kızların tekmelenmesine tepki gösteren Fransa’nın polisi, sayıları birkaç yüzü geçmeyen bu gençlere ne yaptı biliyor musunuz?


Argo deyişle tekme tokat, sille yumruk ve copla girişti.


Gençlerin arasına sokulmuş, aynı onlar gibi giyinmiş genç sivil polisler var.


Kız erkek ayırt etmeden, "casseur"leri yerlerde sürükleye sürükleye araçlara götürdüler.


Götüremedikleri için de ilginç bir yöntem kullandılar.


Üzerlerine çıkmayan boya püskürtüp, alıp götürmeyi daha sonraya bıraktılar.


* * *


Olaylar yatıştıktan sonra o meydana gelen ünlü siyasetçi, Fransız İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy’ydi.


Yani gelecek yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en kuvvetli iki adayından biri.


Olay çıkaran gençleri acımasızca etkisiz hale getiren genç polis ve jandarma erlerini işte böyle yürekten bağrına basıyordu.


Emin olun, yaptıkları, genç kızları tekmeleyen genç Türk polislerinden çok farklı değildi.


Ama durun, anlatacaklarım daha bitmedi.


Çünkü olaylar sırasında daha çarpıcı başka görüntüler de vardı.


Onları da anlatmam lazım.


* * *


Mitingi düzenleyen örgütler arasında CGT ve CFDT adlı işçi sendikaları da vardı.


Bu sendikalar kendi güvenlik birimlerini oluşturmuştu.


Her birinin elinde sarı coplar vardı.


Casseur denilen serserilerin önüne geçilemeyince sendikanın kendi güvenlik birimi saldırıya geçti.


Copları, polis ve jandarmadan daha acımasız biçimde gençlerin üzerine indiriyorlardı.


Fosforlu sarı renkleri yüzünden bu coplar, çok daha çarpıcı biçimde görünüyordu.


Ama bir şeye dikkat.


Fransız televizyonları, bu görüntülerden fazla ayrıntı vermedi.


Dünkü gazetelerin birinci sayfalarında da hemen hiç haber yoktu.


* * *


Şimdi geliyorum Diyarbakır’a....


Kimse kusura bakmasın, oradan gelen görüntülere de bakacağım.


Danimarka’dan yayın yapan bir televizyonun açık talimatı ve tahrikiyle olaylar başlıyor.


İşyerleri yakılıp yıkılıyor.


Bankalar talan ediliyor.


Ama o ne, kalkan tek cop yok.


Ne polis müdahale ediyor, ne de cenazeyi düzenleyen örgütler.


Burası Türkiye ise artık bazı gerçekleri açıkça konuşmanın zamanı geldi.


* * *


Şurası açık.


Polis ve asker bilerek müdahale etmiyor.


Belli ki, "bir yerlere mesajlar veriliyor".


Herkes görsün isteniyor.


Örgüt de memnun.


O da, "Burası bizden sorulur" mesajı vermeye çalışıyor.Ben de şunu diyorum:


"Burası Türkiye Cumhuriyeti ise, yani bir devletse, son iki günümü geçirdiğim Fransa ne oluyor?"


Paris meydanı gece kime kalıyor, Diyarbakır meydanı kime?


Kimler kimleri kutluyor?


Bir de örgüte.


Orası sizden soruluyorsa, siz de bu talancılardan hesabını sorun.


Ben kendi payıma soruyorum...


Ama bu ülkede gerçekten birlik ve barış isteyen herkes de bu soruyu kendikendine sormalı.

muzo
30-03-2006, 09:00
SON DAKİKA... AKDENİZ'DE DEPREM!..

Hatay'a 100 kilometre uzaklıkta yaşanan depremin, İskenderun'da da hissedildiği bildirildi.
30 Mart 2006 Perşembe 02:49



Akdeniz'de, 4.7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.


Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden alınan bilgiye göre, KKTC'nin doğusu ile Suriye arasındaki bölgede, saat 01.05'te kaydedilen depremin büyüklüğü 4.7 olarak ölçüldü.


Hatay'a 100 kilometre uzaklıkta yaşanan depremin, İskenderun'da da hissedildiği bildirildi.


/Haberturk

muzo
30-03-2006, 09:00
ÜMRANİYE'DE YASADIŞI GÖSTERİ GERGİNLİĞİ: 1 POLİS VE 2 GAZETECİ YARALANDI!..

Polisin dağıldığını gören göstericiler, aynı cadde üzerinde bir süre sonra tekrar toplandı.
30 Mart 2006 Perşembe 01:31



UĞURLU ÖZDEMİR
İSTANBUL (İHA) - Ümraniye'de yasadışı gösteri yapmak isteyen gruba polis müdahale etti. Çıkan arbedede 1 polis memuru ve 2 basın mensubu yaralandı.


Ümraniye Mustafa Kemal Mahallesi 3001 Caddesi üzerinde toplanan yaklaşık 100 kişilik grup, yola barikat kurup ateşe verdi. Bölücü örgüt lehine slogan atan gruba polis, zırhlı araçların da desteğiyle müdahale etti. Polis gruba gaz bombası atarken, göstericiler buna taşla karşılık verdi. Bu arada göstericilerin attığı bir taş, 1 çevik kuvvet polisinin başına isabet etti. Başından yaralanan polis, arkadaşları tarafından hastaneye kaldırıldı.


Grup ara sokaklara dağılırken, mahallede bir süre devriye gezen polis, olayların yatıştığını zannederek çekildi. Polisin dağıldığını gören göstericiler, aynı cadde üzerinde bir süre sonra tekrar toplandı. Ateş yakan grup, slogan atmaya devam etti. Bu arada basın mensuplarının görüntü aldığını fark eden eylemciler, bu kez gazetecileri taşladı. Atılan taşlardan 2 gazeteci yaralanırken, basın kuruluşlarına ait araçlar ve kameralar zarar gördü.


Gösterilerin şu sıralarda devam ettiği, polisin gruba bir daha müdahalede bulunmadığı öğrenildi.

muzo
30-03-2006, 09:06
GÜNEŞ TUTULMASINI İZLERKEN CANINDAN OLDU!..

Aksaray'da, kullandığı iş makinesinden inerek güneş tutulmasını izleyen kepçe operatörü aniden hareket eden iş makinesinin altında kalarak can verdi.
30 Mart 2006 Perşembe 01:01



HAKAN ÇAL
AKSARAY - Aksaray'da, kullandığı iş makinesinden inerek güneş tutulmasını izleyen kepçe operatörü aniden hareket eden iş makinesinin altında kalarak can verdi.



Edinilen bilgiye göre, olay saat 14.00 sıralarında Aksaray'ın Ortaköy İlçesi Sarıkaraman Beldesinde meydana geldi.


Belde belediyesinde kepçe operatörü olarak çalışan Bahri Şenbay (51) çalışma yaptığı sırada güneş tutulmasını fark ederek tarihi anı izlemek için kullandığı iş makinesinden çalışır durumdayken aşağıya indi. Diğer işçiler ile tutulma anını izlemeye dalan Bahri Şenbay, aniden hareket eden iş makinesine durdurmak için tekrar binmek istediği sırada dengesini kaybederek yere düştü. İş makinesinin altında kalan ve mesai arkadaşlarının haber vermesi üzerine ambulansla Aksaray Devlet Hastanesine kaldırılan kepçe operatörü akşam saatlerinde hayatını kaybetti.


İşçilerini kaybetmenin üzüntüsünü yaşadıklarını söyleyen Sarıkaraman Belediye Başkanı Yahya Gürsoy, "Ben olayı görmedim ama görenlerin anlattığına göre işçimiz güneş tutulmasını izlemek için kepçeyi çalışır vaziyette bırakarak arkadaşlarının yanına geldiği sırada kepçe hareket etmeye başlamış ve işçimiz kepçeye binmek isterken dengesini kaybederek kepçenin altında kalmış.Ailesine başsağlığı diliyorum" dedi.


Olayı gören Başkan Yardımcısı Vahit Demirci, "Biz güneş tutulmasını izliyorduk operatör arkadaşımız çalışıyordu. Tam tutulma sırasında oda yanımıza geldi ama tekrar kepçe kaçıyor diye koşmaya başladı. Tam kepçeye bineceği sırada düştü ve kepçe üzerinden geçti" diye konuştu.



Talihsiz işçinin cesedi yapılan otopsi sonrası yakınları tarafından toprağa verilmek üzere alınarak Sarıkaman beldesine götürüldü.

muzo
30-03-2006, 09:07
BIÇAKLADIĞI SEVGİLİSİNİ HASTANEDE GÖRMEYE GİTTİ, YANINDA HAMİLE EŞİNİ GÖRÜNCE 5'NCİ KATTAN ATLADI

Karaman'da dün, tartıştığı erkek arkadaşını bıçakla yaralayan kadın, bunalıma girerek, bir inşaatın teras katından atladı.
30 Mart 2006 Perşembe 00:54



Karaman'da dün, tartıştığı erkek arkadaşını bıçakla yaralayan kadın, bunalıma girerek, bir inşaatın teras katından atladı.



Edinilen bilgiye göre, dün tartıştığı erkek arkadaşı Zeynel P'yi bıçakla yaralayan Meryem A. (23) çıkartıldığı mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.



Meryem A., dün akşam üzeri bıçakladığı erkek arkadaşı Zeynel P'yi görebilmek için Karaman Devlet Hastahânesi'ne geldi. Meryem A. burada Zeynel P'nin dînî nikâh ile birlikte yaşadığı 6 aylık hâmile olan Emine Ç. ile karşılaştı.



Emine Ç'yi, Zeynel P'nin yatağının başında beklerken gören Meryem A., bunalıma girerek hastahâneden ayrıldı. Genç kadın, Tahsin Ünal Mahallesi'ndeki Turgut Özal Caddesi, Karaman Devlet Hastahânesi'nin karşısında yapımı devam eden 5 katlı inşaatın teras katına çıktı.



Genç kadın teras katından kendisini boşluğa bıraktı. Ağır yaralanan Meryem A. Karaman Devlet Hastahânesi Âcil Servisi'ne kaldırıldı.



Vücudunun çeşitli yerlerinde kırık ve omuriliğinde zedelenme tespit edilen genç kadın hayâtî tehlikesi olduğu için Konya'ya sevk edildi.



Ameliyat olan Zeynel P'nin de yoğun bakımda tedâvîinin sürdüğü öğrenildi.

muzo
30-03-2006, 09:08
SAKARYA'DA PKK AYAKLANMASI!..

Sakarya Valisi Okutan, Sakarya'da 2 kişinin, Çay Caddesi üzerinde bulunan bir noktaya pankart ve poster asmaya çalışması ve bu duruma vatandaşların tepki göstermesi üzerine patlak veren olaylarla ilgili bir açıklama yaptı.
30 Mart 2006 Perşembe 00:53



RECAYİ YÜKSEL - MEHMET KARAKAŞ
SAKARYA (İHA) - Sakarya'da çıkan olaylar üzerine bir açıklama yapan Sakarya Valisi Nuri Okutan, "Vatandaşlarımızı son günlerde yaşanan bu olaylara karşı sağduyulu olmaya çağırırken, taleplerin ve hakların demokratik bir şekilde ortaya konulması gerektiğini belirtiyoruz" dedi.


Sakarya'da 2 kişinin, Çay Caddesi üzerinde bulunan bir noktaya pankart ve poster asmaya çalışması ve bu duruma vatandaşların tepki göstermesi üzerine patlak veren olaylarla ilgili bir açıklama yapan Sakarya Valisi Okutan, "Sakarya'da, Kızıldere olaylarını anmak isteyen sol bir partiye mensup 2 genç tarafından pankart asılmak istenmiş, pankart asıldığını gören vatandaşlarla sol partili gençler arasında boğuşma çıkmış ve olaylara güvenlik güçleri müdahale etmiştir. Olayların ardından gençler, olay yerine yakın bir yerde arkadaşlarımız tarafından tutulmuş, gerekli güvenlik önlemleri alındıktan sonra polis panzerleriyle Emniyet Müdürlüğü'ne nakledilmiştir. Şahısların nakli sırasında vatandaşlar polise saldırmış ve olaylar çıkmış, olaylara karışan 5 kişi polisimiz tarafından gözaltına alınmıştır. Olaylarla ilgili gözaltılar, teknik istihbarat ve kamera kayıtları incelendikten sonra tek tek tespit edilerek gerçekleştirilecektir. Vatandaşlarımızı son günlerde yaşanan bu olaylara karşı sağduyulu olmaya çağırırken, taleplerin ve hakların demokratik bir şekilde ortaya konulması gerektiğini belirtiyoruz" ifadelerini kullandı.

muzo
30-03-2006, 09:09
2 KİŞİNİN SALDIRISINA UĞRAYAN POLİS MEMURU, HAYATINI KAYBETTİ

Bakırköy sahilinde kız arkadaşıyla birlikte otururken, kimliği belirsiz 2 kişinin saldırısına uğrayan Polis Memuru Baran Çelik, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.
30 Mart 2006 Perşembe 00:00



İSTANBUL - Bakırköy sahilinde kız arkadaşıyla birlikte otururken, kimliği belirsiz 2 kişinin saldırısına uğrayan Polis Memuru Baran Çelik, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.



Kartaltepe Polis Merkezi'nde görevli polis memuru Baran Çelik, Bakırköy sahilinde dün gece kız arkadaşıyla birlikte otururken, kimliği belirsiz 2 kişinin saldırısına uğramıştı. Adres sorma bahanesiyle yanlarına yaklaşan şahıslar, önce Çelik'in kafasına sert bir cisimle vurmuş, ardından da karnına ve omzuna ateş etmişti.


Saldırganlar olay yerinden hızla uzaklaşırken, Bakırköy Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Çelik, aşırı kan kaybından dolayı yoğun bakımda tedavi altına alınmıştı. Baran Çelik, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen bugün hayatını kaybetti.