Orijinalini görmek için tıklayınız : Göz Sağlığı,Hastalıkları,Çözümleri...
sarıkanarya_41
14-12-2008, 23:07
şaşılık
İki gözümüz olmasına rağmen baktığımız maddeleri tek görürüz. Bunun sebebi görme eksenlerinin paralelliği neticesi cisimlerin hayallerinin her iki retinada birbirine uyarı alanlara düşmesidir. Gerçekten bir gözün sarı noktası diğer gözün sarı noktasına uymaktadır .Çeşitli sebeplerle gözlerin görme eksenlerinin paralelliği bozulduğunda şaşılık dediğimiz göz hastalığı oluşur. Şaşı olan insan uzaktaki bir cisme baktığında cismin hayali bir gözünde sarı noktada belirirken diğer gözünde sarı nokta dışında bir noktaya düşmekte ve hasta çift görmeden şikâyet etmektedir. Hastanın çift görmemesi için kayan gözdeki görüntüyü silmesi (supresyonj veya yeni koşullara adapte etmesi (anormal retina uyumu) gerekmektedir. İki gözle birlikte görme alışkanlığı doğumdan itibaren edinilmeye başlanır. Yeni doğmuş bebekte iki göz arasında refleks bir ilişki vardır. Bebek 2-3 aylık olduğunda hareketli cisimleri gözleri ile izleyebilir. Gözlerini bir cisimden diğer bir cisme çevirebilir ve yaklaşan bir cismi iki gözle izleyebilmek için içe doğru döndürebilir. Bebek 2-3 yaşına geldiğinde bu reflekslere uyum yani akomodasyon refleksi de eklenir. Şaşılıklar bazen pek belli olmaz. Bunlara gizli şaşılık (forya) denir. Ancak hastanın bir gözü kapatıldığında ortaya çıkar. Hastaya karşıdan bakıldığında farkedilen-lere ise belirgin şaşılıklar (tropya) denir. Şaşılık bazen bir gözde içe, dışa veya di*** yönde kayma şeklinde olur. Bazı kimselerin şaşılıkları ise uyum yaptıkları zaman daha belirgindir. Şaşılıklar çok çeşitli nedenlerden meydana gelebilir. Konkomitant şaşılık : 6 yaşından küçük çocuklarda ya doğuştan veya kırılma kusurlarından ya da ateşli hastalıklardan sonra beyindeki göz hareketlerini kontrol eden merkezlerin yetersizliği nedeniyle meydana gelir. Bu tip şaşılıklara non paralitik şaşılık denir, çünkü göz siniri felci yoktur. Konkomitant şaşılıkların tedavisinde kırılma kusurlarının düzeltilmesi için gözlük kullandırılır. Kayan gözde meydana gelen ve hiçbir anatomik bozukluğa bağlanamayan görme azlığı ya da görme tembelliğinin giderilmesine çalışılır. Bunun için de sağlam göz kapatılarak tembel göz açıkta bırakılır ve ona çalışma olanağı sağlanmış oiur. Bu tedaviye ne kadar erken başlanırsa o kadar faydalıdır. Şaşılık derecesini anlamak için kullanılan bir araç olan sincptofor’la aynı zamanda çocuğa özel ekzersizler yaptırılabilir. İnkomitant şaşılık : Gözleri hareket ettiren kaslardan birinde veya birkaçında felç oluştuğunda göz sağlam olan kasların etkisiyle karşı yöne kayar, yani şaşılık meydana gelir. Buna paralitik şaşılık da denir. Tedavisi göz ameliyatı ile mümkün olmaktadır.
sarıkanarya_41
14-12-2008, 23:08
Only the registered members can see the link nedeni olarak genetik etkenler kabul edilmektedir. Hastalar uzağı net görmemekten şikâyetle doktora başvururlar. Miyopi derecesi skiyaskopi yöntemi ile saptanır. Tedavi için göz doktoruna baş vurmalıdır. Miyop olanlara, önde oluşan görüntüyü geriye, retina üzerine düşürmek amacıyla ıraksak denilen kalın kenarlı mercekleri bulunan gözlük verilir
sarıkanarya_41
14-12-2008, 23:08
Only the registered members can see the linkÇeşitli nedenlerle görmenin azalmasına veya yok olmasına körluk denir. Görme bazen ancak ışığı farketme derecesine düşmüştür Bu duruma tıp dilinde ambliyopi denir. Tam körlükte ise hasta ışığı dahi göremez, görme sıfırdır. Görmeyen kimselere âmâ, gözeri açık olduğu halde görmeyenlere bakar kör (amaroz) denir. Yasalara göre ise kör bir insan ‘gözle görmenin gerektirdiği herhangi bir işi yapamayacak kişi’ olarak tanımlanır. Görme keskinliğini ölçmek içm üzerinde çeşitli büyüklükte harfler ve sayılar bulunan bir tablo (optotip) kullanılır. Okuma yazması olmayanlarda görme derecesini ölçmek için bir kenarı eksik halkalar veya E harfine benzeyen işaretlerden yararlanılır Görme yolundaki organlarda sırasıyla göz, optik sinirler, beyindeki bağlantılar (optik chıasma) ve beyin kabuğundaki görme merkezlerinde herhangi bir anormallik, yaralanma veya hastalık (glokom, katarakt) körlüğe yol açabilir. Bazı hastalarda çok kere ansızın meydana gelen histerik körlük de vardır. Histerik ambliyopiyi anlamak için kırmızı ve yeşil camlı gözlükler kullanılır. Körlerin eğitimi için kâğıt üzerine kabartma noktalarla işaretlerden yapılmış özel bir alfabe, yani Braille alfabesi kullanılmaktadır. Körlerin eğitimi için doğrudan beyne bağlanacak elektronik aletlerin kullanılma imkânları üzerinde çalışılmaktadır
sarıkanarya_41
14-12-2008, 23:09
Only the registered members can see the linköz küresinin ön kısmında sklera denilen göz akı tabakasının ön açıklığına saat camı gibi yerleşen saydam tabaka, kornea adını alır. Eğriliği skleranınkinden fazla olduğundan dışarıya doğru kabarıktır. Kırıcılığı 41-43 dioptridir. Bu saydam tabaka aslında 5 tabakadan yapılmıştır, kan ve lenf damarları yoktur. Sinirleri fazladır. Beslenmesi göz akı ile birleştiği çevredeki (limbus) kılcal damarlarından, göz kapalı iken gozkapaklarının arasındaki konjonktivadan olur. Kornea çok duyarlıdır, korunmasını kendi antikorları ve refleksleriyle yapar. Korneanın doğuştan hastalıkları arasında normalden büyük veya küçük olması, eğriliğinin az veya çok olması gibi durumları sayabiliriz. Korneanın eğriliğinin az olması hipermetropiye, öne eğriliğinin fazla olması ise miyopiye sebep olmaktadır. Korneanın porselen gibi beyaz oluşu, sklerokornea genellikle glokom ile beraber görülen bir” doku anomalisidir. Kornea hastalıklarında en önemli belirti ağrıdır. Ağrı’ ile hemen her zaman epifora denen göz yaşarması vardır. Işıktan rahatsız olma yani fotofobi şikâyetleri de bulunur. Korneanın iltihaplanmasına keratit denir. Yüz felçlerinde, ekzoftalmilerde veya göz kapaklarının uzun süre açık kaldığı koma vakalarında korneanın kuruması ile keratitler meydana gelebilir. Bu iltihaplanma ulkus simpleks, ulkus serpens gibi yaralarda yüzeyseldir. Derin iltihaplanma, Yengide meydana gelir, intertisyel keratit ‘enılen bu durumda kornea önce bulanır, sonra damarlar teşekkül eder. Korneada görülen mantar ve virüs enfeksiyonlarına herpetik keratit denir. İyi beslenmeyen, özellikle A vitamininden yoksun yiyecek alan küçük çocuklarda görülen bir kornea hastalığı da keratomalasidir. Tedavisi için vitamin verilir. Bazı kornea hastalıklarında meydana gelen beyaz kesif lekelere lökom veya nefelyon denir. Görmeyi etkileyen bu lekeler cerrahi teda. vi ile giderilebilir. Keratoplasti denilen operasyonlarla kesifleşerek bozulan kornea, ölü gözünden alınan saydam kornea ile değiştirilir. Bu tedavi yöntemine kornea nakli ameliyatı da denir.
sarıkanarya_41
14-12-2008, 23:10
Only the registered members can see the linkırılma kusurunu düzeltmek amacıyla doğrudan göz küresinin üzerine uygulanan ufak merceklere kontakt lens denir. Kontakt lensler polymacon denilen sentetik bir maddeden yapılmaktadır. Kontakt lenslerin iyi yönleri bu merceklerin nemli havalarda buğulanmaması, spora elverişli olmaları, bazı görme bozukluklarında adi mercekten üstün olmaları ve şahsın görünümünde gözlük çerçevesi gibi bir değişiklik yapmamalarıdır. Kontakt lenslerin kötü yönleri ise uygulama ve çıkartılmasındaki zorluk, gözü tahriş edebilmeleri ve bütün görme kusurlarında elverişli olmamalarıdır. Mesela bifokal kontakt lens yapılamaz. Ayrıca kontakt lensler basit gözlüklerden daha pahalıdır. Göz doktorlarının tavsiyelerine uymak ve ona göre seçim yapmak en doğrusudur.
sarıkanarya_41
14-12-2008, 23:10
Only the registered members can see the linköz yuvarlağının on yuzu ile goz kapaklarının arka yüzünü örten, onları goz yuvarlağına bağlayan ince zara konıonktiva denir. Konjonktiva kendi salgısı ve göz yaşı yardımıyla daima ıslak ve nemlidir. Bazan bu sekresyon kurur, çapaklanma dediğimiz durumu meydana getirir. Konjonktivanın iltihabına ise konionktıvıt adı verilir. Bazı meslek sahiplerinde gözde kanlanma yani konıonktivada hiperemı olabılir Dış etkenlere açık olan göz, tahrişlerle sık sık ve kolayca kızarabıiır Güneş, yapay ışın veya uzun zaman ateş karşısında kalanlarda, toz ve rüzgâra karşı duranlarda, alkoliklerde ve kırılma kusuru olanlarda her zaman kanlanma görülebilir. Bunlara konjonktivit denmez. Bazen bir darbe sonucu veya gözün diğer tabakalarının iltihabında (akut iritis, akut glokom) da konjonktivada kanlanma olur. Akut kataral konjonktivit denen göz nezlesinin etkeni bir basildir. Tedavisinde çinko sulfatlı ve sulfamidli göz damlaları kullanılır. Yeni doğan çocuklarda 3. günden sonra görülen pürülan konjonktivit, annenin doğum kanalındaki mikroplardan meydana gelebilen ve körlüğe bile neden olabilen tehlikeli bir gonokok enfeksiyonudur. Çocuklan bu hastalıktan korumak için yeni doğanların gözlerine gumuş nitrat solüsyonu damlatılması yöntemi (Crede metodu), yıllardan beri doğum kliniklerinde uygulanmaktadır. Purulan konjonktivitin tedavisi için penisilinli ve sulfamidli ilaçlar kullanılır. Yetişkinlerde daha başka mikropların, virüslerin neden olduğu değişik konjonktivitler vardır ve bunlar ancak göz doktorlarınca teşhis ve tedavi edilebilirler.
sarıkanarya_41
14-12-2008, 23:11
Goz merceğinin saydamlığının kaybolduğu donuk beyaz bulanıklık gösterdiği bir durumdur. Göz merceğinin bulanıklığı arttıkça görme olayı güçleşir ve sonunda yok olur. Katarakt doğuştan olabileceği gibi gençlerde bir kaza sonucunda da meydana gelebilir (travmatik katarakt). Bununla birlikte katarakt çoğu zaman elli ile yetmiş yaş arasında gorulur ve nedeni merceğin dokularının zamanla bozulmasıdır (senıl katarakt) Bir ölçüde bu bozulma kalıtsal olabilir. Başlangıçta hastalık kendini bir gözde gösterirse de çoğu kimsede otekı gözde de bir sure sonra ortaya çıkar Bu durum yavaş yavaş ilerleyen bir karakter gösterir ve gozun görme yeteneğini yitirmesi ıkı yıl sürer. Kataraktın ilk belirtileri goz kapaklarının kızarması, gurtduzlerı başlayan ve nedeni belirlenemeyen başağrıları, gozun önünde devamlı olarak küçük benekler gözükmesi ve zamanla iyi seçememektır Bu gibi belırtiler gecikmeden bir goz mütehassısına başvurmayı gerektirir Sık sık gozluk değiştirerek geçici görme sağlanabilir. Katarakt gençlerde şeker hastalığına bağlı olarak da meydana gelebilir (diyabet kataraktı) Mereek bazen sadece ortasında yoğunluk gösterir ki buna nukleus kataraktı denir Merkezde başlayan yoğunluk zamanla butun merceğin donuklaşması ile sonuçlandığında total katarakt denilen durum meydana gelir
Hekimlerin bu konudaki genel düşüncesi en iyi yolun ameliyat olduğudur Böyle bir ameliyat yuz hastanın doksan yedisinde net goruntu sağlar Nısbeten kolay olan ameliyatta alınan bulanıklaşmış goz merceği yerine, hastaya yakınsak mercekli özel gözlükler verilir
sarıkanarya_41
14-12-2008, 23:12
Yakını görememe hastalığına hipermetrop ve gözünde böyle bir kusuru olan kişiye de hipermetrop denir.
Gözün kırılma kusurlarından olan bu hastalıkta görüntü, göz dibinde retinanın arkasına düşmektedir. Ancak genç yaştaki bir hipermetrop uyum yaparak görüntünün net olmasını sağlayabilir. Fakat yaş ilerledikçe uyum gücü azalır ve evvelce hastanın farkedemediği gibi hipermetrop yani latent hipermetropi belirli olmaya başlar.
Doktorlar, bir kimsenin yaşına bakmaksın zın, gerçek hipermetropisini öğrenmek için, atropin cinsinden bir ilaçla göz uyumunu felce uğratıp ortadan kaldırdıktan sonra kırma kusurunu ölçer ve gözlük reçetesi verirler
Hipermetroplarda retinanın arkasına düşen görüntüyü öne getirmek için yakınsak denilen ince kenarlı mercekleri bulunan gözlük kullanılır
sarıkanarya_41
14-12-2008, 23:12
Görme yollarında meydana gelen bir hastalık nedeni ile yarım görmeye hemianopsi denir. Görme alanı ya da alanlarının 1/4 bölümünün kaybına ise kuadronopsi adı verilir. Her iki görme alanının da aynı yöndeki kaybına homonim hemianopsi, görme alanlarının karşıt yöndeki yarılarının kaybına ise heteronim hemianopsi denir. Bu değişik görme kalıplarına göre doktorlar hastalığın yerini belirleyebilirler. Retinada algılanmış bulunan ışık izlenimini beynin görme merkezine ileten sinir yolları optik kiyasma denen yerde kısmen kesişirler. Bir kısım sinir lifleri sağ taraftan sol tarafa, diğer bir kısım ise sol taraftan sağ tarafa geçmekte, böylece her iki gözü ilgilendiren görme kayıpları meydana gelmektedir.
sarıkanarya_41
14-12-2008, 23:12
Göz küresinin önünde bulunan kornea dediğimiz saydam tabaka ve gözbebeğinin arkasındaki göz merceği dış çevreden gelen ışınları kırarak retinaya iletirler. Normal bir gözde (emetrop göz) ışınlar göz küresinin kırıcı yüzeylerinde ve merceklerinde kırılıp göz bebeğinden geçtikten sonra arkada retinada sarı nokta dediğimiz bir yerde birleşerek görüntüyü net olarak verirler. Göz yapısının ve lens denilen göz merceğinin bozuklukları bazı kırılma (refraksiyon) kusurlarına neden olmaktadır.
Optikte merceklerin kırma güçleri diyoptri ile ölçülür. Gözün toplam kırma gücü ise 60 diyoptri dolaylarındadır. Bazen gözün kırma gücündeki bozulma nedeni ile gözden giren ışınlar retinanın önünde veya gerisinde odaklaşırlar ve görme olayı normal olmaz. Kırma kusuru gösteren bu gözlere ametrop göz denir. Bunlar miyop, hipermetrop veya astigmat dediğimiz gözlerdir. Emetrop gözün değişik uzaklıktaki cisimleri net olarak retinaya düşürmek için kırma gücünü değiştirmesine uyum denir. Göz uyumu, reflekslerle yönetilen bir olaydır. Beyin korteksinden serilen emirle mercek adalesi (siliyer adale) kasılarak lensin ön yüzünün eğriliğini artırmakta ve görüntüyü retinada netleştirmektedir; Bu arada ışığın az veya çok oluşuna göre gözbebeği (iris) de açılmakta (midriyasiz) veya kapanmakta (miosis), böylece uyuma yardımcı olmaktadır.
pumapuma
15-12-2008, 00:23
faydalı bilgiler için teşekkürler sarı kanarya41 ellerine sağlık
çok faydalı.
çok teşekkürler
Powered by vBulletin® Version 4.2.5 Copyright © 2024 vBulletin Solutions, Inc. All rights reserved.