PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Çocuk Sağlığı..



sarıkanarya_41
29-12-2008, 21:30
1- Çocuklar neden özellikle kışın çok hastalanıyorlar ?
Kış ve ilkbahar mevsimleri çocukların sağlığını olumsuz etkileyen bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkması ve yayılması için uygun bir dönemdir. Okul dönemi, kapalı ortamlarda bulunma, ani hava değişikleri, hava kirliliği, son zamanlarda eyelence merkezleri haline gelen alıs-veriş merkezleri bu dönemde daha çok hastalanma nedenlerindendir.


2- Kışın çocuklarda en çok görülen hastalıklar nelerdir ?
En çok görülen hastalıklar; nezle, grip, üst solunum yolu infeksyonu, bademcik iltihabı, sinuzit, orta kulak iltihabı, bronşit, bronşiolit, zatürre (pnömoni), krup (yalancı difteri), kızıl, suçiceği ve kızamık gibi döküntülü çocuk hastalıkları ve viral ishallerdir.


3- Bu hastalıkların belirti ve sonuçları nelerdir ? Her hastalıkla ilgili kısa bilgi verebilir misiniz ?
Only the registered members can see the link
Nezle ve grip: Çocuklarda en sık görünen infeksyondur ve en sık doktora başvurma nedenidir nezle ve soğuk algınlığını üst solunum yolu virusları gripi ise influenza virusları yapar. Burun tıkanıklığı, burun akıntısı, ateş halsizlik, öksürük şikayetleri gelişir. Takip ve tedavi edlimezse kulak iltihabı ve alt solunum yolu infeksyonlarına zemin hazırlar.

Bademcik iltihabı (Tonsillit)
Vucut direncinin düştüğü zamanlarda bademciklerin streptokok bakterisi ile iltihaplanması sonucu gelişir. Yüksek ateş, bulantı, boğaz ağrısı ve yutma güçlüğü, öksürük başlıca belirtileridir. Tedavi edilmezse eklem romatizması, böbrek ilthaplanması, kalp kapak iltihaplanması gibi komplikasyonlar gelişebilir.

Sinuzit
Çocuklarda her yaşta görülebilir. Uzun süren burun tıkanıklığı, burundan yeşil sarı akıntı, yatar pozisyonda öksürük gelişmesi sinüziti düşündürmeli ve muayenedden geçilmelidir.

Orta kulak iltihabı (Otitis media)
Uzun süren nezle ve burun tıkanıklığı sonucu kulak ile ağız arasındaki borunun havalanması bozulur ve infeksion gelişir.
Tedavi edilmezse işitme kayıpları, çevre dokularda iltihaplanma ve sık tekrarlayan akıntılı kulak iltihaplanmalarına neden olur.

Bronşit
Virusların neden olduğu bir alt solunum yolu infeksiyonudur. I?ki yaşından küçük çocuklarda ateş, solunum zorluğu, öksürük, hırıltı gibi belirtilerde ortaya çıkar. Hastahane tedavisi gerektirebilir.

Zatüre (Pnömoni)
Sık görülen alt solunum yolu enfeksiyonudur. I?lk üç yaşta hastaneye en sık yatma nedenidir. Etkeni genellikle küçük çocuklarda virus büyük çocuklarda bakteridir.
Gripal infeksiyon gibi başlayıp uzayan ve düşmeyen ateş ile seyreder.
Yakından takip ve tedavisi gereklidir.

Krup (Yalanci difteri)
Nezle ve gripal infeksionu takiben girtlak ve ses tellerinde iltihaplanmaya bağlı köpek havlaması şeklinde öksürük, hırıltı, nefes almakta zorlanma gibi belirtileri vardır.
Solunum güçlüğü olan vakalar hastaneye yatırılarak tedavi edilir.Soğuk buhar makinaları evde tedaviye yardımcıdır.

Kızıl
Kasıklarda ve gövdede kırmızı döküntülerle seyreden, yüksek ateş, şiddetli boğaz ağrısı, dilde çilek görünümü, halsizlik, eklem ağrıları gibi belirtileri olan bir hastalıktır.
Boğaz kültüründe streptokok bakterisi görülür. Antibiotik ile tedavi edilir.

Viral Ishal
Viral ishallerde genellikle etken rota viruslardır. Ateş kusma ve sulu dışkılama başlıca belirtileridir. Sıvı ve elektrolit kaybı bakımınan yakından takip edilmeli gerekirse hastaneye yatırılarak tedavisi sürdürülmelidir.

4-Bu hastalıklar içerisinde en ciddiye alınması gerekenler hangileridir ?

Bu hastalıklar arasında özellikle streptokok bakterilerinin neden olduğu bademcik iltihapları , orta kulak iltihapları, sinuzit, bronşit, zatürre, döküntülü çocuk hastalıkları ve virusların etken olduğu bağırsak enfeksiyonları ciddiye alınması gereken hastalıklardır.

5-Bu tip hastalıklardan korunmak için ailelere neler öneriyorsunuz ?

Öncelikle kreş ve okula başlamadan öncetüm aşı programının tamamlanası, okul kayıtlarında aşı karnelerinin istenmesi, hasta çocukların hastalık bulguları iyileşene kadar okula gönderilmemesi, sınıfların ve çocuk odalarının sık sık havalandırılması, mümkün olduğu kadar kapalı ortamlara gidilmemesi, çocuklara el yıkama alışkanlığının küçük yaşlardan itibaren kazandırılması, okul kıyafetlerinn eve gelir gelmez değiştirilmesi, sık banyo alışkanlığının geliştirilmesi önerilebilir.

6-Çocuklar hastalandıkları zaman bakımları en az yetişkinler kadar zor. Çünkü kimi zaman verilen ilacı ya da şurubu içmeyi reddediyorlar. Bu gibi durumlarda nasıl bir yol izlenmeli?
Çocuk hastalıklarının tedavi programında genel yaklaşımız çocuklara mümkün olduğu kadar travmatize etmeden tedavi edebilmektir. Kusan , bulguları ağır, düşmeyen ateşi olan hastalara ev şartlarında adaleden tedavi, hastane tedavisi gerekenlere damardan tedavi uygulanır. Hafif soğuk algınlığı belirtileri ile gelen çocukları dinlendirmek, doğal gıdalar ve taze sıklmış meyva suları ile beslemek, parasetamol içeren ilaçlar ve nefes açıcılar kullanmakyeterlidir.

7-Kimi zaman çocuklar bütün kış hasta olabiliyorlar. Aileler de doğal olarak doktor doktor geziyorlar. Ama kimi zaman bu yöntem çok fazla işe yaramıyor. Çünkü her doktor başka bir tedavi önerebiliyor. Böyle zamanlarda ailelere neler tavsiye ediyorsunuz

Sık tekrarlayan solunum yolu infeksiyonu hikayesi olan hastalarda hazırlayıcı nedenler araştırılmal, bunlara yönelik muayene ve tetkikler yapılmalıdır.
Örneğin geniz eti, allerji gibi. Ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirici bitkisel tedaviler de önerilebilir.

8- Son olarak çocukların günlük bir beslenme programı nasıl olmalı? Bu hastalıklarda korunmada beslenme ne kadar önemli?
Beslenme; büyüme ve gelişmede, vücut direncini yükseltmede önemli etkenlerden biridir.
Protenin ve vitaminden zengin beslenme önemlidir. Okula giden çocuklar kahvaltıyı geçiştirmemelidir. Oğün aralarında meyve ve meyve suları tüketmelidir. Kantin yerine, evde hazırlanmış gıdalar veya okulun yemek programına uygun beslenmeleri daha iyi olur.

9-Sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Düzenli aşılama, yaşa uygun dengeli beslenme, temizliğe önem verilmesi, hastalık belirtileri ağırlaşmadan ve dolayısı ile tedavisi zor ve uzun bir hale gelmeden sağlık merkezlerinde kontrolden geçilmesi sağlıklı bir gelişme için önemlidir.

sarıkanarya_41
29-12-2008, 21:30
Çocuklarda diş sağlığı

Türk Dişhekimleri BirliğiOnly the registered members can see the linkürk Diş Hekimleri Birliği Toplum Ağız Diş Sağlığı Komisyonu tarafından hazırlanmıştır.

Çocuklar dişlerini nasıl fırçalamalıdır?
" Dişlerinizi kapatıp, yuvarlak hareketlerle ön dişlerinizin görünen yüzlerini fırçalayın.
" Yine dişleriniz kapalı iken yuvarlak hareketlerle her iki taraftaki arka dişleri de fırçalayın.
" Ağzınızı açıp, arka dişlerinizin çiğneyici yüzeylerini ileri geri hareketlerle fırçalayın.
" Alt ve üst arka dişlerinizin iç yüzeylerini süpürme hareketi ile fırçalayın.
" Alt ön ve üst ön dişlerinizin arka yüzeylerini ancak diş fırçasını dik tutarak fırçalayabilirsiniz.
BUNLARI SAKIN UNUTMAYIN !!!
*Bebeğinize gece son beslenmesinde şekerli gıdalar vermeyin.
*Biberonla süt içirdikten sonra ağız temizliği için su içirin.Bir parça peynir verin.Only the registered members can see the link
*Emziği kesinlikle şekere, bala, pekmeze batırmayın. *Beslenme sırasında bebeğinizin kaşığını ağzınıza almayın, lokmaları ağzınızdan çıkarıp bebeğe vermeyin.
*Çocuğunuza şekerli yiyecek ve içecekleri iki öğün arasında vermeyin.
*Her beslenmeden sonra su verilerek ağız içinin temizlenmesi sağlayın.
* Bebeklere bir yaşından sonra emzik ile biberon bıraktırılmalı, bardak ve kaşık kullanarak beslenmeye alıştırılmalıdır.
*Çocuğun doğumundan itibaren her beslenmeden sonra ağız içi ıslak gazlı bezle temizlenmeli,bu işlem süt dişleri sürdükten sonrada devam etmelidir
* İki yaşından itibaren sizin kontrolünüzde günde iki defa dişlerini düzenli fırçalatın. Çocuğunuzun yaşına uygun diş fırçası ve macunu seçin.
*Diş macununun miktarı bezelye büyüklüğünde olmalıdır.
*Çocuğunuzun diş macununu yutmamasına dikkat edin.
*Korucu flor uygulaması için dişhekiminize başvurun.
*Süt dişlerinde çürük varsa mutlaka tedavisini yaptırın.
*6 yaşında süt dişlerinin en arkasından süren,ömür boyu ağzımızda kalması gereken 6 yaş dişlerine fissür örtücü uygulatın.çürük var ise mutlaka tedavi ettirin.
*Çocuğunuzu altı ayda bir dişhekimi kontrolüne götürün.
DÜZENLİ DİŞHEKİMİ KONTROLLERİ ALIŞKANLIĞINIZ OLSUN
Türk Diş Hekimleri Birliği anne babaları işte böyle uyarıyor:
Sevgili anne ve babalar;
Çocuklarda süt dişleri aşağı yukarı 6-8 aylıkken sürerler. 2,5-3 yaşında çocuklarda 20 adet süt dişi vardır. Only the registered members can see the link
Süt dişlerinin görevi; çocuğun beslenmesinin, konuşmasının, görüntüsünün düzgün olmasını sağlamaktır.Ayrıca kalıcı dişlere yer tutmak ve sürerken onlara rehberlik etmektir. Süt dişi erken çekildiği zaman bu doğal yer tutuculuk ve rehberlik ortadan kalkmaktadır Süt dişlerinin erken kaybedilmesi çene yapısını ve diş dizimini bozar. Ayrıca çocuk rahat çiğneyemediği için beslenmesi ve gelişimi etkilenebilir. Bu nedenle süt dişleri değişme zamanına kadar çürüksüz olarak korunmalı,çürük varsa mutlaka tedavi ettirilmelidir.
Bebeklerde süt dişlerinin sürmesi sırasında genelde salya akıntısı, iştahsızlık, huzursuzluk, uykusuzluk, ishal, ateş, çene veya yüzde kızarıklık, hafif öksürük gibi sıkıntılar yaşayabilirler. Bu sıkıntılar dişler sürmeden 2-3 ay önce başlayabilir. Bunların ne olduğu ve ne kadar ağrı oluşturacağı konusu çocuktan çocuğa farklılık gösterir. Bu dönemde dişlerini kaşıyabileceği bir şeyler vermek en doğrusudur. Çok gerekli ise doktor önerisiyle ilaç verilebilir.
Süt dişleri normal dişlere oranla daha çok organik madde içerirler, bu nedenle kolay ve hızlı çürümeye yatkınlardır, "Nasıl olsa yerine yenileri gelecek" diye düşünülmemelidir.

Süt dişleri 6-7 yaşında değişmeye başlar. 6-13 yaş arası karışık dişlenme dönemidir. Bundan sonra süt dişleri yerini kalıcı dişlere bırakır.
6 yaş civarında süt dişlerinin en arkasından alt-üst çenede, sağ-sol dalmak üzere dört adet 1. büyük azı dişleri (6 yaş dişleri) çıkar. Çok erken yaşta çıktıkları için süt dişleri ile karıştırılabilir.

Halbuki ömür boyu ağızda kalan ve çiğnemenin merkezi olan ilk kalıcı dişlerdir. Bunların korunması gereklidir. Bu dişleri korumak için fissür örtücü denilen dişi çürüğe karşı koruyan uygulamalar yapılmalıdır.

Prof. Dr Alev Alaçam (G.Ü. Pedodonti AD.) Prof. Dr. Seval Ölmez (H.Ü Pedodonti AD.)' ninkatkıları ile TDB (Türk Dişhekimleri Birliği)tarafından hazırlanmıştır.

sarıkanarya_41
29-12-2008, 21:31
Çocuklar neden şişmanlıyor?

Dr. Kuşhan Diyet ve SağlıkHiçbir anne-baba çocuğunun zayıf, çelimsiz olmasını istemez ancak bunun uğruna da, "yeter ki yesin" diyerek çocuklarınızın sağlıksız besinlerle çok kilo almalarına neden olabilirsiniz. Dr. Kuşhan'ın çocuk şişmanlığı üzerine yaptırdığı araştırmaya göre, beslenme konusunda ülke olarak çok bilinçsiz olduğumuz ortaya çıktı.

Şişman çocukların yüzde 80'inin yaşamları boyunca şişman kaldıkları ve zayıflamalarının ise sonradan şişmanlayanlara göre çok daha zor olduğu tespit edildi.
Günümüzde insan sağlığını tehdit eden ve birçok hastalığa zemin hazırlayan şişmanlık sorunu, yaşam kalitesini düşüren en büyük problemlerden biri. Özellikle de çocuklarda görülen şişmanlık her geçen gün artıyor. Bunun en önemli sebeplerinden biri ise yanlış ve düzensiz beslenme. Çocuk yaşta alınan fazla kiloların en büyük tehlikesi de, yetişkin şişmanlığının nedenlerinden biri olarak görülmesi. Yani çocuk yaşta şişmansanız, yetişkinliğinizde de şişman olmanız kuvvetle muhtemel.

Şişman sayısının hızla artması ve bunun bir tehdit olarak görülmesi nedeniyle yapılan sağlık harcamaları, ülke ekonomilerine de büyük zararlar veriyor. Maalesef dünyanın her yerinde çocuklar, şişmanlıktan yana neredeyse erişkinler kadar payını almış durumda. Amerika başta olmak üzere birçok ülkede kanunlarla çocuk şişmanlığının önüne geçilmeye çalışılıyor. Bazı önlemler şöyle:
- Okullarda tüm gazlı, şekerli ve yüksek kalorili içeceklerin satılması yasaklandı.
- Fast-food yiyeceklerin birçoğu kaldırıldı.
- Daha sağlıklı yiyecekler tüketilmeye başlandı.
- Şişman çocukların aileleri okula çağrılıp, şişmanlığın giderilmesi için okulla işbirliği yapmaları sağlanıyor.
- Okuldaki beslenme; doktor, beslenme uzmanı işbirliğiyle oluşturuluyor ve çocuklara psikolojik destek veriliyor.
- Kanunen çocukların her gün 20 dakika yürüyüş yapma zorunluluğu getirildi. Bu tedbirlere her gün yenileri ekleniyor.
Ülkemizde de çocuk şişmanlığı ne yazık ki gittikçe artıyor. Başta İstanbul olmak üzere birçok ilde çeşitli orta dereceli okullarda binlerce öğrenci arasında yapılan araştırmalar bunu teyit ediyor. Yaptığımız detaylı araştırmada ortaya çıkan dikkat çekici hususlar şöyle:
1- Ailelerin beslenme konusunda yeterince bilinçli olmadığı ve çocuklarının da aynı bilinçsiz ve sağlıksız, şişmanlatıcı beslenme şeklini benimsedikleri,

2- Çocukların çok küçük yaştan itibaren çikolata, gofret, dondurma, bisküvi, çeşitli şekerleme ve benzeri şekerli unlu yiyeceklerle mutlu edilmeye çalışıldığı,

3- Çocukların aşırı derecede televizyon seyrettikleri; reklamı yapılan çok sağlıksız ve şişmanlatıcı yiyecek ve içeceklere özenip onları tükettikleri,

4- Hamburger, cheeseburger, ekmek arası döner, lahmacun gibi yerli ve yabancı fast-food'lar onların beslenmelerinin vazgeçilmezi haline gelmesi,

5- Okul kantinlerinin ve okulda verilen yemeklerin çocukların şişmanlaması için büyük katkıda bulundukları gözlemlendi.

Şişmanlığın temel nedenleri

- Yanlış ve düzensiz beslenme
- Hormonal düzensizlik
- Kalıtımsal etkiler
- Hareketsizlik
- Psikolojik problemler
Şişmanlığın neden olduğu hastalıklar

- Kalp hastalıkları
- Tip 2 diyabet
- Ortopedik rahatsızlıklar
- Cilt bozuklukları
- Psikolojik bozukluklar
Beslenme yanlışları

- Çocuğun besin gereksinimlerini bilmeme nedeni ile tabağına fazla yemek koymak, bitirmesi için zorlamak.

- Sabah kahvaltısının atlanması ya da bu öğünde reçel, marmelat, çikolata, kakaolu, yiyecekler yenmesi.

- Akşam öğününde fazla yemek tüketilmesi. Okul çocukları yeterli ve dengeli beslenmedikleri için bazı öğünleri atlayıp, bazı öğünlerde daha çok yiyecek tüketiyorlar.

- Enerjisi zengin besinlerin fazla tüketilmesi. Şekerli içecekler, bisküvi, cips, şekerlemeler, çikolata vb.

- Okul yemeklerinin sevilmemesi, çocukların daha çok kantinden fast food ile beslenmesi.

- Evdeki yemek düzeninde fazla yağlı yiyeceklerin kullanılması. Kızartmaların, yemeklere fazla yağ eklenmesinin,
böreklerin, hamur tatlılarının, pastaların beslenmede çok yer alması.

- Evde öğünler dışında bisküvi, kraker, kola, çikolata gibi besinlerin yenmesine izin verilmesi.
Dr. Kuşhan'dan ailelere öneriler

- Beslenme konusunda, bebeklikten itibaren çocuk doktoruna danışarak onun tavsiyelerini uygulayınız. Unutmayın ki, şişmanlığın beslenme açısından tohumları bebek ve küçük yaşta atılıyor.

- Çocuğunuza sofrada oturarak yemek yeme alışkanlığı kazandırın. Sofra dışında düzensiz zamanlarda yemek yeme alışkanlığını önleyin.

- Büyüme çağında günlük alınan protein miktarı, erişkinlere göre iki misli fazla olmalıdır. Yani et, tavuk, balık, deniz, ürünleri, süt, yoğurt, yumurta gibi hayvansal protein kaynakları daha çok tüketilmeli.

- Bitkisel protein kaynağı olarak, haftada en az bir defa kuru fasulye, nohut, mercimek, bezelye soya fasulyesi tüketilmeli.

- Ayrıca aşırıya kaçmamak şartıyla, fındık, ceviz, badem gibi kuru yemişler de yedirilmelidir.

- Çocuğunuzu mutlaka salata yemeye alıştırın.

- Onlara, evde pişmiş sebze yemekleri alışkanlığı kazandırın.

- Zeytinyağlı ve etli sebzeleri sofradan eksik etmeyin.

- Çocuklarınızı kahvaltıda reçel, marmelat, çikolata ve kakaolu yiyeceklerden uzak tutun. Onun yerine süt, peynir,
doğal tahıl gevrekleri, margarinsiz tostlar ve meyveye alıştırın.

- Çikolata, gevrek, şekerleme, kek, bisküvi gibi şeker içeren yiyecek maddelerinden uzak tutun. Çocuğunuzun tatlılara ihtiyacı yoktur.

- Tatlı yerine meyve yeme alışkanlığı kazandırın.

- Dışarıya yemeye götürdüğünüz zaman asla hamburger, Amerikan pizzası, patates kızartması gibi yemeklere alıştırmayın.

- Çocuğunuzun beslenme çantasına her gün değişik sandviçler, salata ve meyve koyun. Okulda onları tüketmesi şişmanlaması açısından alınacak en önemli önlemlerden biridir.

sarıkanarya_41
29-12-2008, 21:31
Çocuk yogası

Diyet Dergisi...Only the registered members can see the link Çocuklar da huzuru yogada buluyor!

Günümüzde iş ve şehir yaşamının gerginliği altında boğulan yetişkinler huzuru yogada buluyor. Peki ya çocuklar? Onlar da en az yetişkinler kadar stres altında. Apartmanlarda yetişen, kendilerine oyun alanı bulamayan, küçük yaşlardan itibaren ders ve sınav stresiyle boğuşan, erken yaşlarda rekabetle tanışan ve yalnızlaşan çocuklar da artık tüm bu gerginliklerden yoga sayesinde kurtuluyor. Giderek daha çok aile tarafından ilgi gören çocuk yogasını işin uzmanı, yOgaMini Projesi'nin kurucusu Beste Dolanay'la konuştuk.

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Üniversitede Turizm ve Otel İşletmeciliği eğitimi aldım. Daha sonra da kurumsal işletme ve reklamcılık üzerine mastırımı yaptım. Yani aslında mesleğim turizmcilik ama çeşitli değişik işlerde çalıştıktan sonra 2003'de bir kızım oldu ve özellikle çocuklar için yoga eğitmenliği yapmaya karar vererek bu konuda araştırmalar yapıp bir proje oluşturmaya karar verdim.
Ne zamandır yoga yapıyorsunuz? ;

7 yıldır yoga yapıyorum. 2004 yılında Swami Vivekananda Yoga Terapi Üniversitesi'nden (sVyasa) Yoga Eğitmenlik Sertifikası aldım ve profesyonel olarak yoga dersleri vermeye başladım. YOGANIN FİZİKSEL FAYDALARI

" Sinir ve salgı bezlerini stimüle eder, iç organları düzenler

" Bedene de, akıla öğrettiği gibi, esnekliği öğretir

" Güç, esneklik ve koordinasyon becerileri sağlayarak, spor ve
diğer fiziksel faaliyetler sırasında incinmeyi engeller

" Çocuk kuvvetliyse denge ve esneklik kazandırır, denge ve esnekliğe zaten sahipse, ona kuvvet kazandırır
ZİHİNSEL FAYDALARI

" Daha kolay öğrenme ve yeni şekillerde öğrenmek için olumlu düşünce ve motivasyonu kazanmak

" Yarışma stresi olmadan, kendileri ve çevreleri için farkındalık geliştirmeyi, kendilerini incelemeyi ve keşfetmeyi öğrenmek

" Konsantrasyon, odaklanma ve dikkati geliştirmek, böylece öğrenme becerileri gelişir

" Kendine güven, başarı ve arzu edilen bir şeyi elde etmek için yollar sunmak

" Hayal gücü ve yaratıcılığı geliştirmek, ifade etmek

" Anatomi ve fizyolojiyi öğretmek
SOSYAL AÇIDAN FAYDALARI
" Yarışma stresi olmadan, kendileri ve çevreleri için farkındalık geliştirmeyi, kendilerini incelemeyi ve keşfetmeyi öğrenirler, yoga yarışmacı değil, tamamlayıcıdır

" Takım çalışmasını geliştirir

Yoga yapmaya nasıl başladınız?

İstanbul'da çalışırken stresimi azaltıp biraz rahatlamak ve bedensel sağlığımı korumak amacıyla başladım. Bunun için nefes tekniklerini öğrendim. Ama sonra yogada çok daha fazlasını buldum: Kendimi!
Yoga Mini'den bahsedebilir misiniz? Bu proje nasıl doğdu?

2000-2002'de iş hayatım süresince çeşitli gönüllülük projelerinde, özellikle ilkokul çağındaki çocuklarla çalıştım. 2003 yılında kızım doğdu. O sıralarda yeğenime yoga yaptırıyordum ve bundan çok zevk aldığımı gördüm. Yoganın yararlarını çocuklarla da paylaşmak istedim ve bu amaçla yaptığım araştırmalar sonucunda çocuk yogasıyla ilgili çalışmaları derledim. 2004 yılında da 5-12 yaş için uygulanabilecek yOgaMini Projesini oluşturdum. Türkiye'nin ilk ve tek çocuk yogası websitesini kurdum. Bu projeyle yogayı çocuklara okullarda, çocuk gelişim merkezlerinde ve çocuk kulüplerinde doğru ve sistematik bir şekilde tanıtmayı ve sevdirmeyi hedefliyorum.
Siz şu an yurt dışında yaşıyorsunuz. Orada neler yapıyorsunuz?

Evet, eşimin işi sebebiyle Güney Afrika'da yaşıyorum. yOgaMini Projesi, Türkiye'de halen çeşitli okullarda ve çocuk kulüplerinde uygulanıyor. Ben de Güney Afrika'da yOgaMini Projesi'ni çeşitli yerlerde uyguluyorum. Hatta kızım da derslere katılıyor. Ayrıca anne ve bebek yogası dersleri veriyorum. Kendim de Asthanga Yoga (dinamik yoga türü) yapıyorum.
Çağımızda yetişkin insanlar iş stresi ve şehir yaşamının gerginliği gibi nedenlerle yogaya yöneliyor. Peki çocuklara neden yoga yapılıyor?

Günümüzde küçüklerin de en az büyükler kadar hayatlarında stres ve yarış içinde olduklarını görüyoruz. O zaman onların da büyükler gibi yoganın faydalarından yararlanmaya hakları var! Hem de daha da eğlenceli bir şekilde...
Yoganın çocuklara ne gibi faydaları var?

Yoga, çocuklara erken yaşta başlandığı ve düzenli bir şekilde yaptırtıldığı taktirde birçok şey öğretiyor. Daha sakin olmayı, ahengi, huzuru, kendilerini tanıyıp güvenmelerini sağlamayı öğretiyor. Çeşitli zihinsel ve fiziksel rahatsızlıklara önleyici bir faktör oluşturuyor. Sorunlarına bile başka bir açıyla bakmayı öğretebiliyor yoga. Ayrıca, çocuk yogasının en önemli özelliği çok eğlenceli olması. Çocuklar, içinde hayvan taklitleri yapılan, hikayeler anlatılan, oyunlar oynanıp şarkılar söylenen, arkadaşlarıyla ortak bir şeyler paylaşarak sadece koşulsuz sevgi ve anlayış gördükleri bir yoga dersine neden gelmesinler?
Çocuk yogasının yetişkin yogasından ne gibi farkları var?

Çok daha eğlenceli! Müzik, hikayeler, oyunlarla dolu bir macera. Hayal güçlerini çalıştırmalarına yardımcı olarak çabuk sıkılmamalarını sağlamak gerekiyor. Hareketler arasında geçişler ve bir pozisyonda durma süresi büyük yogasına göre daha hızlı. Her türlü sürprize açık olmak gerek çocuklarla... Yani yetişkin yogası gibi kesin çizgiler yok çocuklarla yoga yaparken.
Hangi yaş grubundaki çocuklarla yoga yapılır? Başlamak için ideal yaş kaçtır? RUHSAL AÇIDAN FAYDALARI
" Çevremize iyi bakma konusunda farkındalık yaratır

" Sevgi, öz saygı ve başkalarına saygıyı temel alan, verimli, yapıcı bir hayat için yöntemleri öğretir

" Kendine güven, başarı ve bir şeyi elde etmek için yollar sunar

" Maddi zenginliğe ve markalara bağımlılık konusunda özgürleşmeyi sağlar

Evde yoga yaparken bunlara dikkat edin!

. Yogayı yumuşak bir örtü ya da havlu üzerinde, mümkünse ayakkabılarınızı çakararak yapın.

. Yoga duruşlarında uzun süre kalmayın. Çocuğunuzu yoga yaparken zorlamayın.

. Arada sırada çocuğunuzun gözlerini kapatıp dinlenmesini sağlayın, burundan nefes almasını teşvik edin!

. Yoga sırasında ona sık sık "aferin" deyin, mümkünse her fırsatta onu öperek ve ona sarılarak ona değer verdiğinizi gösterin!

. Yoga çalışmanızın sonunda birlikte şarkı söyleyin, şarkıya göre hareketler uydurun ve bunları beraber yapın, birlikte dans edin! Hareketlerle şarkı söylemek, bir yandan eğlenirken bir yandan da dikkatini toplamasını sağlar, konsantrasyonunu arttırır.
Yoga sayesinde çocuklar:
. Daha güçlü ve sağlıklı bir bedene sahip olurlar.
. Daha aktif, daha esnek ve daha zeki olurlar.
. Yaratıcı olurlar, hayal güçleri genişler ve kendilerini daha iyi ifade ederler.
. Konsantrasyonları artar ve daha dikkatli olurlar.
. Kas yapıları güçlenir ve dengeleri artar.
. Nefes egzersizleri ile akciğer kapasitesi artar.
. Postür bozuklukları düzelir.
. Kendine güvenleri ve emosyonel dengeleri artar.


3 yaşından itibaren her yaş grubuna çocuk yogası dersleri veriyoruz. 6-7 yaş, bedensel ve zihinsel olarak idealdir. Ancak yine de yogaya ne kadar erken başlanır ve bir farkındalık yaratılırsa onlar için o kadar iyi olur.
Yoga Mini'ye gelen aileler en çok hangi nedenle çocuklarına yoga uygulatıyor?

Aileler konsantrasyon, dikkat bozukluğu ve hiperaktivite gibi sorunları çözmek için ya da bedensel esneklik ve denge sağlamak için çocuklarına yoga yaptırıyorlar.
Çocuk yogasında özel bir malzeme kullanılıyor mu?

Hayır, sadece yere yoga matları seriyoruz, hareketleri yaparken ayakları kaymasın diye. Yoga yaparken rahat kıyafetler giymeleri gerekiyor. Bazen de derin gevşemede, gözlerini kapalı tutup rahatlasınlar diye göz torbaları koyuyoruz.
Yoga'nın öğrenmeye katkısı nedir?

Aslında birçok faydası var. Yoga sayesinde çocuğun konsantrasyonu ve dikkatini toplaması sağlanıyor. Bu da öğrenme becerilerini geliştirmesine yardımcı oluyor. Ayrıca, daha kolay öğrenme ve yeni şekillerde öğrenme yolları için olumlu düşünce ve motivasyonu kazanmak açısından faydalı.
Çocuklarda yoga uygulamaları nasıl yapılıyor?

Size yOgaMini Projesi'nin nasıl uygulandığını anlatayım. Proje 4 bölümden oluşuyor. Birinci bölümde ısınma hareketleri yapılıyor, ikinci bölüm hikaye zamanı. Burada asanalar (sabit duruşlar) uygulanıyor. Üçüncü bölümde ikili duruşlar ve grup duruşları, oyunlar var. Son bölümde nefes çalışmaları yapılıyor. Bu bölüm daha ziyade gevşeme ve şarkı zamanı.
Günümüzde çocuklarda hiperaktivite çok yaygın. Bunun tedavisinde yoga uygulanıyor mu? Faydası var mı?

Evet, faydası var. Hemen olmasa da bir süre sonra konsantrasyon ve dikkat sağlamalarına yardımcı oluyor. Hiperaktif çocuklar bile oyunla, şarkılarla yerlerinde daha uzun bir süre oturmaya alışabiliyorlar!
Çocuklar ne sıklıkta yoga yapmalı?

Başlangıç için haftada 1 ya da 2 kez yeterli. Yaş grubuna bağlı olarak 20-25 dakikadan başlayarak, sonra süre uzatılarak uygulanabilir. Bir süre sonra her an ve her yerde hareketleri aniden yapmaya başlayabiliyorlar zaten!
Yoga nerelerde yapılmalı? Evde de yoga yapılabilir mi?

Özellikle küçük çocuklar için en uygun yer okullar ve çocuk kulüpleri. Okulda, ders öncesi konsantrasyon ve enerjilerini doğru yöne kanalize etmeleri açısından çok yararlı oluyor. Eğer kendi evlerinde yapacaklarsa mutlaka ebeveynleriyle birlikte yapmalılar. En önemlisi, çocuklarıyla kaliteli zaman geçirmek, hiçbir hareket veya duruş için onları zorlamamak, birlikte eğlenceli bir yolculuğa çıkmak...

sarıkanarya_41
29-12-2008, 21:32
ÇOCUK SAĞLIĞI

Only the registered members can see the link Çocuklarda normal büyüme ve gelişmenin izlenmesi, normalden sapmaların tespiti yoluyla hastalıkların belirlenmesi ve önlenmesi için gereklidir. Sağlıklı çocuk takibinde düzenli olarak boy, ağırlık ve baş çevresi ölçümleri yapılmalıdır.

Her şeyden çok sevdiğiniz bebeğinizin büyümesi, gelişmesi ve sağlıklı bir yaşam sürmesi şüphesiz ona sağlayacağınız imkanlarla mümkündür. Düzenli olarak doktora götürmek, kilosunu ve boyunu ölçtürmek, aşılatmak ve uygun besinlerle beslemek suretiyle iyi gelişmesini ve sağlıklı kalmasını sağlayabilirsiniz. Belirli bir çocukta saptanan değerler normal sınırlar içinde olsa bile, zaman içinde çocuğun kendine özgü büyüme grafiğinden sapmalar olabilir.
"Çocukluk Çağında Beslenme" adını verdiğim bu kılavuzda, doğduğu andan itibaren 5 yaşına gelinceye dek çocuğunuzun büyüme gelişmesindeki önemli aşamaları esas alarak, beslenme konusunda yol göstermeyi amaçladım. Her şey çocuklarımızın sağlığı için ..
ÇOCUKLUK DÖNEMLERİNE GÖRE BESLENME
0 - 4 Aylık Bebeğin Beslenmesi
4 - 9 Aylık Bebeğin Beslenmesi
9 - 12 Aylık Bebeğin Beslenmesi
1 - 5 Yaş Çocuk Beslenmesi
0 - 4 AYLIK BEBEĞİN BESLENMESİ:
Anne sütü mükemmel besin içeriği ile kolay hazmedilir, etkili bir biçimde kullanılır. Bebeğinizi hastalıklardan korur, mamalarla beslenmeden daha ucuza mal olur. Bunun ötesinde emzirmek suretiyle, anne bebek bağının kurulması kolaylaşır, yeni bir gebeliğin gecikmesi ve annenin sağlıklı kalması mümkün olur.
Doğumdan sonraki ilk 4 ayda yalnızca anne sütüyle beslenen bebekler ishal ve zatürree gibi bulaşıcı hastalıklara, alerjik rahatsızlıklara daha az yakalanırlar, daha sağlıklı büyürler. Bu nedenle;
İlk 4 ay bebeğinizi tek başına anne sütüyle besleyiniz. Bu aylarda anne sütüyle birlikte verilen ek besinler bebeğin anne sütünden yeterince yararlanmasını engeller.
Bebeğinizin yalnızca anne sütüyle beslendiği bu dönemde, su kaybına yol açan hastalık halleri dışında ilave su gereksinimi yoktur! Eğer ishal gibi mutlaka su verilmesi gereken bir durum söz konusuysa kaynatılmış su veriniz.
İlk günlerde gelen anne sütü çok besleyicidir. Bebeğinizi istedikçe ve sık sık emzirerek bu sütten yararlanmasını sağlayınız. Anne sütünün artmasını sağlamak için sık emzirme birinci koşuldur. Bebeğinizin emmediği durumlarda, göğsünüzde süt birikimi söz konusu olduğunda tırle adı verilen pompalarla boşaltma işlemi yapabilirsiniz. Bu pompalar hemen her eczaneden kolaylıkla temin edilebilmektedir.
Tüm annelerin sütü yararlıdır. Başlangıçta oldukça koyu olan sütünüz zamanla sulu bir hal alır; bu, anne sütünün genel özelliğidir ve tamamen doğal bir durumdur. Benim sütüm bebeğime yaramıyor gibi sözlerin hiçbir anlamı yoktur. Çünkü her annenin sütü kendi bebeği için özeldir.
Bebeğiniz her beslenmeden sonra az miktarda kaka yapabilir, bu durum bazen yanlışlıkla ishal olarak değerlendirilir. Oysaki altın sarısı renkte, kötü kokmayan, sulu, günde 7 - 8 kereye kadar olabilen bu dışkı tamamen normaldir. Yine aynı özellikleri taşıyan ama 3 günde bir bol miktarda yapılan kaka da normal kabul edilir. Ancak dışkı çok sert ise nedeni araştırılmalıdır.
Göğüs uçlarında meydana gelen çatlaklar genel kanının aksine, temizlikteki yetersizlikten değil, uygun emzirme pozisyonunun ve tekniğinin sağlanamamasından ileri gelir. Bebek, memenin sadece ucunu değil renkli kısmın önemli bir bölümünü bir ağız dolusu almalı, çene ucu meme cildine temas eder vaziyette ve alt dudak dışa kıvrılmış olmalıdır. Bu şekilde bebeğin yanaklarında şişlik oluşur ve yutkunarak annesinin sütünü aldığı kolayca fark edilir. Eğer çatlak meydana gelmişse doğru pozisyonda ve uygun emzirme tekniğiyle sorun kısa sürede halledilir. Beslenme sonrası bir miktar anne sütünün çatlak bölgelere sürülerek kurutulmasının yararlı olduğu düşünülmektedir.
Emziren anneler her zaman bol ve pamukludan yapılma sutyen giymelidirler.
Bebeklere ilk yaşın sonuna kadar kaynatılmamış su verilmemesi tavsiye edilir.
Bebeklerini emziren annelerin iyi beslenmesi anne bebek sağlığı açısından çok önemlidir. Bu nedenle annelerin; günde 2 litre (10 su bardağı) kadar sulu gıdalar (su, süt, az şekerli limonata, komposto çorbalar, vb.) almaları önerilir.
4 - 9 AYLIK BEBEK BESLENMESİ
Yalnız anne sütüyle beslenen bebeklerde ek gıdalara dördüncü aydan sonra başlanır. 4-6 ay arasında anne sütüyle yeterli büyüme gelişme sağlanıyorsa sadece anne sütüyle beslemeye devam edilir, bu durumda ek gıdalara altıncı aydan sonra başlanır.
Bu dönemde çocuğunuza verdiğiniz ek gıdalar anne sütünün tamamlayıcısıdır.
Ek Gıdalar:
Çocuğun ayına uygun büyüme ve gelişme sürecini destekleyen, değişik tatlarla tanışmak suretiyle sonraki aylarda kolay yeme alışkanlığı kazandıran, besleyici değeri yüksek ama allerji yapma niteliği az olan besinlerdir. Meyve suyu veya meyve püresi, sebze çorbası veya sebze püresi, muhallebi, yoğurt, peynir, reçel, bisküvi, ekmek, yumurta bebek beslenmesinde önde gelen ek gıdalardır.
Ek gıdaları kaşık ya da bardakla veriniz.
Yeni deneyeceğiniz yiyecekleri çocuk açken alışık olduğu yiyeceklerden önce veriniz. Miktarı daima azdan başlayarak arttırınız.
Yeni gıdaların allerji yapıp yapmadığına dikkat ediniz. Bu nedenle aynı gün içinde birden fazla yeni besin denemeyiniz. Şüpheli bir gıdayı kestiğinizde belirtilerin geçip geçmediğini kontrol ediniz. Bir iki gün sonra yeniden deneyiniz.
Bebeğinizin hoşlanmadığı önemli yiyecekleri zaman zaman yeniden deneyiniz.
Meyve Suyu:
Elma ve şeftali gibi meyvelerin suları taze olarak 1-2 tatlı kaşığı miktarından başlanarak verilir ve yavaş yavaş arttırılır. Portakal ve mandalina suyunun daha ileri aylarda verilmesi uygun olur.
Sebze Çorbası:
Meyve suyuna başlandıktan iki hafta kadar sonra öğle öğününde verilmek üzere patates, havuç, pirinç ve taze sebzelerden günlük olarak hazırlanır. Bir iki tatlı kaşığından başlanarak yavaş yavaş arttırılır. Dört haftalık bir süre içinde tam sebze püresine geçilir.
1. Hafta (sebze çorbası): 3-4 su bardağı su, 2 orta boy havuç, 1 orta boy patates 45 dakika kapaklı kapta pişirilir. Tel süzgeçle hiç ezmeden suyu bir başka kaba alınır. Bir çay kaşığı irmik ilavesiyle tekrar 5-10 dakika pişirilir. Sıvı miktarı 200 gram olacak şekilde ayarlanır.
2. Hafta (basit sebze püresi): Aynı şekilde pişirilir. Havuç ve patatesler tel süzgeçten tamamen ezilerek püre olarak geçirilir. Bu pürenin içine yine irmik katılarak mamanın hazırlanması tamamlanır.
3. Hafta (karışık sebze püresi): Havuç ve patatesin yanına 1 çay kaşığı pirinç ve her gün bir yenisi ilave edilmek üzere mevsimlik sebzeler eklenir. Örneğin ilk gün 3-4 yaprak maydanoz, ertesi gün maydanoz ve bir kaç yaprak ıspanak, sonraki gün ilaveten dörtte bir enginar, daha sonra dörtte bir domates gibi .. Tel süzgeçten ya da blenderden geçirilerek elde edilen püreye yine bir çay kaşığı irmik eklenerek 5 dakika daha pişirilir.
4. Hafta (tam sebze püresi): Ayrıntılarıyla anlattığım şekilde hazırlanan püreye 1 çay kaşığı zeytin yağı veya pastörize tereyağı katılır.
Altıncı aydan itibaren sebze çorbası ya da püresine 1 yemek kaşığı kıyma (3 kez çekilmiş yağsız sinirsiz dana) eklenmelidir.
Muhallebi:
Sebze püresinden 1-2 hafta kadar sonra genellikle 5. aydan itibaren akşam (gece değil) öğünü olarak verilir. 1 su bardağı süt, bir tatlı kaşığı pirinç unu, 1 tatlı kaşığı toz şekerle yapılır. Soğuk sütün bir kısmıyla pirinç unu iyice ezilir, kalan süt eklenir karıştırılarak pişirilir. Ateşten indirmeye yakın şeker eklenir. İlk günlerde süt sulandırılabilir.
Yoğurt:
Süt kaynatılır, elin dayanabileceği sıcaklığa kadar soğutulur. 1 litre süt içine bir çorba kaşığı yoğurt 1-2 kaşık sütle sulandırılarak eklenir, yavaşça karıştırılır. Hareket ettirmeksizin sıcaklığını koruyabilecek şekilde 3-4 saat bekletilir. Bir kase kadar ikindi öğünü olarak verilir.
Kahvaltı:
Çocuk altı ya da yedi ayını bitirdikten, sebze püresi, muhallebi, yoğurt gibi gıdalara iyice alıştıktan sonra kahvaltılara başlanır. Süt, beyaz peynir, reçel, pekmez, ekmek veya bebe bisküvisi başlıca malzemelerdir. Tuzu alınmış bir parça beyaz peynir ve reçel sütle ezilir. Karışıma ekmek içi katılır. Bu amaçla 3-4 bebe bisküvisi kullanılabilir. Kahvaltıya önce 1-2 tatlı kaşığı olarak başlanır, miktarı giderek arttırılır. Bal allerji yapma olasılığı nedeniyle bir yaşından önce tercih edilmez. İstenirse 1 çay kaşığı yağ eklenebilir. Bir süre sonra peynir, reçel, yağ ve ekmek sütten ayrı olarak verilebilir.
Yumurta:
Katı olarak pişirilmiş yumurtanın sarısı 1 çay kaşığı miktarından başlanıp giderek arttırılmak suretiyle kahvaltıya ilave olarak verilir. Bir haftanın sonunda bebeğiniz bir tam yumurta sarısı yiyebilir. İyice alışmış olan çocuklara yumurta kayısı kıvamında verilebilir. Yumurtanın beyazının bir yaşında önce verilmesi genellikle tercih edilmez.
Tahıllı Çorbalar:
Mercimek, yoğurtlu yayla, acısız tarhana çorbası gibi gıdalar, taze sebze çorbalarına alıştırılmış olan bebeklere 7. aydan sonra değişik tatları öğretmek amacıyla verilebilir.
Köfte:
Sebze çorbasıyla birlikte, yağsız sinirsiz üç kez çekilmiş dana kıymasından baharatsız olarak hazırlanmış 1-2 köfte 6. Aydan itibaren verilebilir.
Balık ve Tavuk:
Bebeğiniz yedi sekiz aylık olduğunda kıymaya alternatif olarak püre halinde öğle öğününde tavuk ve kılçıksız balık eti verebilirsiniz.
Karaciğer:
Kuzu ciğeri tercih edilir. Az tuzlu suda haşlanır, zarı çıkarılır, rendelenerek balık ve tavuk etleriyle dönüşümlü olarak sebze çorbalarıyla birlikte verilir.
Çay:
Çayın besleyici hiç bir değeri yoktur. Aksine diğer gıdaların besleyici değerini düşürür, barsaklardan demir emilimini bozarak kansızlığa yol açabilir. Bu bakımdan süt çocuğu beslenmesinde yeri yoktur.
6-8 AYLIK BEBEKTE BESLENME ŞEMASI:
1. Öğün (saat 06.00-07.00)
Kahvaltı + Anne Sütü
Ara Öğün (saat 09.00-09.30)
Meyve Suyu
2. Öğün (saat 11.30-12.30)
Et + Sebze Maması + Anne Sütü
Ara Öğün (saat 15.30-16.00)
Yoğurt + Meyve Püresi + Ekmek
3. Öğün (saat 18.30-19.30)
Sütlü Muhallebi + Anne Sütü
Gece Öğünü
Anne Sütü (1-2 kez)
Anne sütü verilmeyen bebeklerde bunun yerine uygun şekilde hazırlanmış hazır mama verilebilir. Ancak unutulmamalıdır ki hiç bir mama anne sütünün tam olarak yerini tutamaz. Bu nedenle bebeğinizi kendi sütünüzle beslemek için olabildiğince gayret gösteriniz.
9-12 AY ARASI BEBEĞİN BESLENMESİ:
Çocuğunuz için bu dönemde özel yiyecekler hazırlamanıza gerek yoktur. Yetişkinler için pişirilen tüm ev yemekleri az yağlı püreler halinde bebeğe verilebilir.
Örnek Mönü:
Sabah: Kahvaltı
1 Bardak şekersiz süt
1 Yumurta sarısı
1 Tatlı kaşığı reçel ya da pekmez
1 Çay kaşığı yağ
1 İnce dilim ekmek veya 3-4 adet bisküvi
Ara: Meyve püresi
Öğle: Kıymalı sebze püreleri
Dolma içleri, sebzeli köfteler
Kuru baklagil püreleri
Bir dilim ekmek içi (sebzelerle)
Akşam: Muhallebi (veya öğle öğünün aynısı)
Sebze olarak bakla ve patlıcan bebek beslenmesinde tercih edilmez. Bir yaşına basan bebekler aile sofrasına oturtulur, kendi kendine yemesi için teşvik edilir. Diğer sütlü besinlerin yanı sıra günde bir bardak süt içmesine özen gösterilir.
1-5 YAŞ ÇOCUK BESLENMESİ:
Dokuz aydan sonra çocuğun temel gıdası olmaktan çıkan anne sütü 2 yaşına dek anne için uygun olan bir zamanda kesilebilir.
Bir yaşından sonra 13-14 aylık olan çocuğa, çatal kaşık kullanma alıştırmaları yapılabilir. Ailenin diğer fertleriyle birlikte sofrada oturan çocuğun ayrı tabağı olmalı, neyi ne kadar tükettiğine dikkat edilmelidir.
Bu dönemde de çocuklar günde dört öğün beslenmeli, temel besin gruplarından (süt ve sütlü gıdalar .. etler, yumurta ve baklagiller .. sebze ve meyveler .. unlu ve nişastalı besinler) yeterli ve dengeli tüketmelidirler.
Ülkemizde en sık yapılan hatalardan biri çocuğu yemek suyuyla beslemektir. Hiç bir besleyici değeri olmayan bu beslenme biçimi uygulanmamalıdır.
Her gün yarım litre süt çocuklara verilmelidir. Süt her şekilde verilebilir. Sütün içerdiği kalsiyum çocukların gelişimi için çok önemlidir. 25 gram peynirde de 200 gram sütteki kadar kalsiyum vardır.
Her gün et ve baklagillerden bir ikisi beslenme listesinde bulunmalıdır. Her gün bir yumurta yedirilmelidir. Düzenli et verilen çocuklara gün aşırı olabilir. Günde bir ya da iki kez sebze verilmelidir.
Günde bir iki kez meyve yenmelidir. Fazladan bir öğün meyve vermek sebzenin yerini tutabilir. Meyve suları da meyvenin yerine geçebilir.
Günde bir iki kez nişastalı besinler ve üç dilim ekmek beslenme listesinde bulunmalıdır. Çocuklara olabildiğince erken dönemde kendi kendilerine çatal kaşık kullanarak yemeleri öğretilmelidir.
Her çeşit şekerleme, pasta, kek, dondurma sık sık verilmemesi gereken yiyeceklerdir. Öğünler arasında çocuğa şekerleme vermek iştahı azaltarak yetersiz beslenmeye yol açtığı gibi diş çürüklerinin de önde gelen nedenidir.