PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Bilim Adamlarının Biyografileri...



sarıkanarya_41
08-02-2009, 15:44
Robert Edwin PEARY (1856-1920)


Only the registered members can see the link
Kuzey Kutbu'na ilk kez ayak basan kâşif olarak kabul edilen Robert Edwin PearyOnly the registered members can see the link ABD'nin Pennsylvania eyaletindeki Cresson kentinde doğdu. Brunswick'teki Bowdoin College'i bi­tirdikten sonra ABD donanmasına katıldı. 1886'da Grönland'a yaptığı bir yolculuktan sonra Kuzey Kutup Bölgesi'nde keşifler yap­maya karar verdi. 1891–1908 arasında Grön­land'a yapılan beş seferi yönetti.
PearyOnly the registered members can see the link Kuzey Kutup Bölgesi'ndeki gezile­rinde edinmiş olduğu deneyimlerden Grönland'dan Kuzey Kutbu'na yaptığı kesil gezi sinde yararlandı. Peary'nin gemisi RooseveltOnly the registered members can see the link Kuzey Kutup Bölgesi'ndeki keşif gezileri için özel olarak yapılmıştı. İlk iki gezisinde Kuzey Kutbu'na ulaşamayan PearyOnly the registered members can see the link Kuzey Kutbuna ulaşmak için yaptığı üçüncü ve son seferindeOnly the registered members can see the link Grant Arazisi'ndeki Columbia Burnu'ndan büyük bir grupla ve taşınabilecek en fazla araç gereçle yola çıktı. Kâşifler küçük bir öncü kolunun seçip işaretlediği yolu izliyordu. Belirli aralıklarla ana gruptan ayrılan küçük gruplarOnly the registered members can see the link ancak geri dönmelerine yetecek ka­dar erzak alıp geri kalanını yola devam edenlere bırakarak hareket üslerine dönüyordu. Yol­culuğun 255 kilometrelik son bölümü başlar­ken grupta yalnızca PearyOnly the registered members can see the link Matthew Henson ve dört Eskimo kalmıştı. Kâşifler kutup nok­tasına ulaştıklarına karar verinceOnly the registered members can see the link orada 30 saat kadar kalarak gözlemlerde bulundular ve bilimsel veriler topladılar. Peary yaptığı keşif gezileriyle Grönland'ın bir ada olduğunu ka­nıtladı ve Eskimolar'a ilişkin araştırmalar yürüttü. Kuzey Kutup Bölgesi'ndeki denizlerOnly the registered members can see the link gelgit olayı ve rüzgârlarla ilgili bilgiler topla­dı. Ne var kiOnly the registered members can see the link Peary'nin olayları kaydetmekte titizlik göstermemiş olması ve bazı bilgilerin eksikliği uzmanlar arasında kuşkulara yol açtı ve Peary'nin Kuzey Kutbu'na ulaşıp ulaşma­dığı tartışma konusu oldu. Peary kutup nokta­sının 8 kilometrelik çevresinde derinlik öl­çümleri yapmış ve 2.700 metrede bile deniz dibine ulaşamamıştı. Böylece Kuzey Kutbu' nun buzla kaplı büyük bir denizin ortasında olduğunu kanıtlamış oldu.

sarıkanarya_41
08-02-2009, 15:46
Uppsala da Doğan ve calısmalarını bu kentte gerceklestiren isveçli fizikçi ve astronom anders celsius 1730 da uppsala universitesinde astronomi profösoru oldu.

Yapımi 1740 ta tamamlanan uppsala gozlemevini kurarak yasamının son 4 yılında orada çalıstı.biri dünyanın gunese uzaklıgının hesaplamasına yarayan yeni bir yonteme öburu dünyanın biçimini saptamaya yonelik iki astronomi kitabı yazdı.dünyanın kutuplarda hafifce basık olduğunu gözem yoluyla bulan ilk bilimadamlarından biri oldu.

Celsius günümüzde kendi adını tasıyan sıcaklık olceğinin bulucusu olarak tanınır.sanigrat olarakta adlandırılan bu ölçek dünyanın her yanında özellikle bilimsel olcümlerde kullanılır.daha once kullanılan sıcaklık olceğini Danzigli bir alman fizikçi olan daniel fahrenheit 1714 te geliştirmişti.

Çalısmalarını daha cok hollandada yürüten fahrenheit ın adıyla anılan bu olcek suyun donma noktasını 32F kaynama noktasını 212F olarak gosterir.Celcius 1742 de farklı bir sıcaklık olceği geliştirdi.sıcaklık aralığını 10 esit parcaya boldu.aslında celcius buzun erime noktasını 100 suyun kaynama noktasını 0 olarak kabul etmişti.

Daha sonra 0 ile 100 u yer değiştirdi.baslangıcta bu olceğe yüz adım anlamındaki latince centum gradus tan gelen santigrat ölçeği demişti.ama 1948 de toplanan uluslararası konfreansta adını bulucusunun adı olan celsius la değiştirdiler.celsius derecesi C olarak adlandırılır.

sarıkanarya_41
08-02-2009, 15:46
Öklid (Euclides) (Öklid (Euclides) Kimdir? - Öklid (Euclides) Hakkında)
Rönesans sonrası Avrupa'daOnly the registered members can see the link Kopernik'le başlayanOnly the registered members can see the link KeplerOnly the registered members can see the link Galileo ve Newton'la 17. yüzyılda doruğuna ulaşan bilimsel devrimOnly the registered members can see the link kökleri Helenistik döneme uzanan bir olaydır. O dönemin seçkin bilginlerinden AristarkusOnly the registered members can see the link güneş-merkezli astronomi düşüncesinde Kopernik'i öncelemişti; Arşimet yaklaşık iki bin yıl sonra gelen Galileo'ya esin kaynağı olmuştu; Öklid çağlar boyu yalnız matematik dünyasının değilOnly the registered members can see the link matematikle yakından ilgilenen hemen herkesin gözünde özenilenOnly the registered members can see the link yetkin bir örnekti.

ÖklidOnly the registered members can see the link M.Ö. 300 sıralarında yazdığı 13 ciltlik yapıtıyla ünlüdür. Bu yapıtOnly the registered members can see the link geometriyi (dolayısıyla matematiği) ispat bağlamında aksiyomatik bir dizge olarak işleyenOnly the registered members can see the link ilk kapsamlı çalışmadır. 19. yüzyıl sonlarına gelinceye kadar alanında tek ders kitabı olarak akademik çevrelerde okunanOnly the registered members can see the link okutulan Elementler'inOnly the registered members can see the link kimi yetersizliklerine karşınOnly the registered members can see the link değerini bugün de sürdürdüğü söylenebilir.

Egeli matematikçi Öklid'in kişisel yaşamıOnly the registered members can see the link aile çevresiOnly the registered members can see the link matematik dışı uğraş veya meraklarına ilişkin hemen hiçbir şey bilinmemektedir. Bilinen tek şey; İskenderiye Kraliyet Enstitüsü'nde dönemin en saygın öğretmeni; alanında yüzyıllar boyu eşsiz kalan bir ders kitabının yazan olmasıdır. Eğitimini Atina'da Platon'un ünlü akademisinde tamamladığı sanılmaktadır. O akademi ki giriş kapısındaOnly the registered members can see the link "Geometriyi bilmeyen hiç kimse bu kapıdan içeri alınmaz!" levhası asılıydı.

Öklid'in bilimsel kişiliğiOnly the registered members can see the link unutulmayan iki sözünde yansımaktadır: Dönemin kralı I. PtolemyOnly the registered members can see the link okumada güçlük çektiği Elementler'in yazarınaOnly the registered members can see the link "Geometriyi kestirmeden öğrenmenin yolu yok mu?" diye sorduğundaOnly the registered members can see the link Öklid "Özür dilerimOnly the registered members can see the link ama geometriye giden bir kral yolu yoktur" der. Bir gün dersini bitirdiğinde öğrencilerinden biri yaklaşırOnly the registered members can see the link "HocamOnly the registered members can see the link verdiğiniz ispatlar çok güzel; ama pratikte bunlar neye yarar?" diye sorduğundaOnly the registered members can see the link Öklid kapıda bekleyen kölesini çağırırOnly the registered members can see the link "Bu delikanlıya 5-10 kuruş verOnly the registered members can see the link vaktinin boşa gitmediğini görsün!" demekle yetinir.

Öklid haklı olarak "geometrinin babası" diye bilinir; ama geometri onunla başlamış değildir. Tarihçi Herodotus (M.Ö. 500) geometrinin başlangıcınıOnly the registered members can see the link Nil vadisinde yıllık su taşmalarından sonra arazi sınırlarını belirlemekle görevli kadastrocuların çalışmalarında bulmuştu. Geometri "yer" ve "ölçme" anlamına gelen "geo" ve "metrein" sözcüklerinden oluşan bir terimdir. Mısır'ın yanı sıra BabilOnly the registered members can see the link Hint ve Çin gibi eski uygarlıklarda da gelişen geometri o dönemlerde büyük ölçüdeOnly the registered members can see the link el yordamıOnly the registered members can see the link ölçmeOnly the registered members can see the link analoji ve sezgiye dayanan bir yığın işlem ve bulgudan ibaret çalışmalardı. Üstelik ortaya konan bilgiler çoğunlukla kesin olmaktan uzakOnly the registered members can see the link tahmin çerçevesinde kalan sonuçlardı.

ÖrneğinOnly the registered members can see the link Babilliler dairenin çemberini çapının üç katı olarak biliyorlardı. Bu öylesine yerleşik bir bilgiydi ki; pi'nin değerinin 3 değilOnly the registered members can see the link 22/7 olarak ileri sürenlereOnly the registered members can see the link bir tür şarlatan gözüyle bakılıyordu. Mısırlılar bu konuda daha duyarlıydılar: M.Ö. 1800 yıllarına ait Rhind papürüslerinde onların pi'yi yaklaşık 3.1604 olarak belirledikleri görülmektedir; ama Mısırlıların bile her zaman doğru sonuçlar ortaya koyduğu söylenemez. NitekimOnly the registered members can see the link kesik kare piramidin oylumunu (hacmini) hesaplamada doğru formülü bulan MısırlılarOnly the registered members can see the link dikdörtgen için doğru olan bir alan formülününOnly the registered members can see the link tüm dörtgenler için geçerli olduğunu sanıyorlardı.

Aritmetik ve cebir alanında BabillilerOnly the registered members can see the link Mısırlılardan daha ilerde idiler. Geometride de önemli buluşları vardı. ÖrneğinOnly the registered members can see the link "Pythagoras Teoremi" dediğimizOnly the registered members can see the link bir dik açılı üçgende dik kenarlarla hipotenüs arasındaki bağıntıya ilişkin önerme "bir dik üçgenin dik kenar karelerinin toplamıOnly the registered members can see the link hipotenüsün karesine eşittir" buluşlarından biriydi. Ne var kiOnly the registered members can see the link doğru da olsa bu bilgiler ampirik nitelikteydi; mantıksal ispat aşamasına geçilememişti henüz.

Ege'li Filozof Thales'in (M.Ö. 624-546)Only the registered members can see the link geometrik önermelerin dedüktif yöntemle ispatı gereğini ısrarla vurguladığıOnly the registered members can see the link bu yolda ilk adımları attığı bilinmektedir. Mısır gezisinde tanıştığı geometriyiOnly the registered members can see the link dağınıklıktan kurtarıpOnly the registered members can see the link tutarlıOnly the registered members can see the link sağlam bir temele oturtmak istiyordu. İspatladığı önermeler arasında; ikizkenar üçgenlerde taban açılarının eşitliği; kesişen iki doğrunun oluşturduğu karşıt açıların biribirine eşitliği vb. ilişkiler vardı.

Klasik çağın "Yedi Bilgesi"nden biri olan Thales'in açtığı bu yoldaOnly the registered members can see the link Pythagoras ve onu izleyenlerin elindeOnly the registered members can see the link matematik büyük ilerlemeler kaydettiOnly the registered members can see the link sonuçta Elementler'de işlenildiği gibiOnly the registered members can see the link oldukça soyut mantıksal bir dizgeye ulaştı. PythagorasOnly the registered members can see the link matematikçiliğinin yanı sıraOnly the registered members can see the link sayı mistisizmini içeren gizliliğe bağlı bir tarikatın önderiydi. Buna göre; sayısallık evrensel uyum ve düzenin asal niteliğiydi; ruhun yücelip tanrısal kata erişmesi ancak müzik ve matematikle olasıydı.

Buluş ve ispatlarıyla matematiğe önemli katkılar yapan PythagorasçılarOnly the registered members can see the link sonunda inançlarıyla ters düşen bir buluşla açmaza düştüler. Bu buluşOnly the registered members can see the link karenin kenarı ile köşegenin ölçüştürülemeyeceğine ilişkindi. Only the registered members can see the link gibiOnly the registered members can see the link bayağı kesir şeklinde yazılamayan sayılarOnly the registered members can see the link onların gözünde gizli tutulması gereken bir skandaldi. Rasyonel olmayan sayılarla temsile elveren büyüklükler nasıl olabilirdi? (Pythagorasçıların tüm çabalarına karşın üstesinden gelemedikleri bu sıkıntıyıOnly the registered members can see the link daha sonra tanınmış bilgin Eudoxus oluşturduğuOnly the registered members can see the link irrasyonel büyüklükler için de geçerli olanOnly the registered members can see the link Orantılar Kuramı'yla giderir).

ÖklidOnly the registered members can see the link Pythagoras geleneğine bağlı bir ortamda yetişmişti. Platon gibiOnly the registered members can see the link onun için de önemli olan soyut düşüncelerOnly the registered members can see the link düşünceler arasındaki mantıksal bağıntılardı. Duyumlarımızla içine düştüğümüz yanlışlıklardanOnly the registered members can see the link ancak matematiğin sağladığı evrensel ilkeler ve salt ussal yöntemlerle kurtulabilirdik. Kaleme aldığı ElementlerOnly the registered members can see the link kendisini önceleyen ThalesOnly the registered members can see the link PythagorasOnly the registered members can see the link Eudoxus gibiOnly the registered members can see the link bilgin-matematikçilerin çalışmaları üstüne kurulmuştu. Geometri bir önermeler koleksiyonu olmaktan çıkmışOnly the registered members can see the link sıkı mantıksal çıkarım ve bağıntılara dayanan bir dizgeye dönüşmüştü. Artık önermelerin doğruluk değeriOnly the registered members can see the link gözlem veya ölçme verileriyle değilOnly the registered members can see the link ussal ölçütlerle denetlenmekteydi. Bu yaklaşımda pratik kaygılar ve uygulamalar arka plana itilmişti.

Kuşkusuz buOnly the registered members can see the link Öklid geometrisinin pratik problem çözümüne elvermediği demek değildi. Tam tersineOnly the registered members can see the link değişik mühendislik alanlarında pek çok probleminOnly the registered members can see the link bu geometrinin yöntemiyle çözümlendiği; ama Elementler'inOnly the registered members can see the link eğreti olarak değindiği bazı örnekler dışındaOnly the registered members can see the link uygulamalara yer vermediği de bilinmektedir.Öklid'in pratik kaygılardan uzak olan bu tutumunun matematik dünyasındaki izleriOnly the registered members can see the link bugün de rastladığımız bir geleneğe dönüşmüştür.

GerçektenOnly the registered members can see the link özellikle seçkin matematikçilerin gözündeOnly the registered members can see the link matematik şu ya da bu işe yaradığı için değilOnly the registered members can see the link yalın gerçeğe yönelikOnly the registered members can see the link sanat gibi güzelliği ve değeri kendi içinde soyut bir düşün uğraşı olduğu için önemlidir.

Matematiğin tümüyle ussal bir etkinlik olduğu doğru değildir. Buluş bağlamında tüm diğer bilimler gibi matematik deOnly the registered members can see the link sınama-yanılmaOnly the registered members can see the link tahminOnly the registered members can see the link sezgiOnly the registered members can see the link içedoğuş türünden öğeler içermektedir. Yeni bir bağıntıyı sezinlemeOnly the registered members can see the link değişik bir kavram veya yöntemi ortaya koymaOnly the registered members can see the link temelde mantıksal olmaktan çok psikolojik bir olaydır. Matematiğin ussallığıOnly the registered members can see the link doğrulama bağlamında belirgindir. Teoremlerin ispatıOnly the registered members can see the link büyük ölçüde kuralları belliOnly the registered members can see the link ussal bir işlemdir; ama sorulabilir: Öklid nedenOnly the registered members can see the link geometrinin ölçme sonuçlarıyla doğrulanmış önermeleriyle yetinmemişOnly the registered members can see the link bunları ispatlayarakOnly the registered members can see the link mantıksal bir dizgede toplama yoluna gitmiştir?

Öklid'i bu girişiminde güdümleyen motiflerin ne olduğunu söylemeye olanak yoktur; ancakOnly the registered members can see the link Helenistik çağın düşün ortamı göz önüne alındığındaOnly the registered members can see the link başlıca dört noktanın öngörüldüğü söylenebilir:

1) İşlenen konuda çoğu kez belirsiz kalan anlam ve ilişkilere açıklık getirmek;

2) İspatta başvurulan öncülleri (varsayımOnly the registered members can see the link aksiyom veya postulatları) ve çıkarım kurallarım belirtik kılmak;

3) Ulaşılan sonuçların doğruluğuna mantıksal geçerlik kazandırmak (Başka bir deyişleOnly the registered members can see the link teoremlerin öncüllere görecel zorunluluğunuOnly the registered members can see the link yani öncülleri doğru kabul ettiğimizde teoremi yanlış sayamayacağımızı göstermek);

4) GeometriyiOnly the registered members can see the link ampirik genellemeler düzeyim aşan soyut-simgesel bir dizge düzeyine çıkarmak (Bir örnekle açıklayalım: Mısırlılar ile Babilliler kenarları 3Only the registered members can see the link 4Only the registered members can see the link 5 birim uzunluğunda olan bir üçgeninOnly the registered members can see the link dik üçgen olduğunu deneysel olarak biliyorlardı; ama bu ilişkinin 3Only the registered members can see the link 4Only the registered members can see the link 5 uzunluklarına özgü olmadığınıOnly the registered members can see the link başka uzunluklar için de geçerli olabileceğini gösteren veriler ortaya çıkıncaya dek kestirmeleri güçtü; buna ihtiyaçları da yoktu. Öyle kuramsal bir açılma için pratik kaygılar ötesindeOnly the registered members can see the link salt entellektüel motifli bir arayış içinde olmak gerekir. NitekimOnly the registered members can see the link Egeli bilginler somut örnekler üzerinde ölçmeye dayanan belirlemeler yerineOnly the registered members can see the link bilinen ve bilinmeyen tüm örnekler için geçerli soyut genellemeler arayışındaydılar. OnlarOnly the registered members can see the link kenar uzunlukları aOnly the registered members can see the link bOnly the registered members can see the link c diye belirlenen üçgeni ele almaktaOnly the registered members can see the link üçgenin ancak Only the registered members can see the linkşitliği gerçekleştiğinde dik üçgen olabileceği genellemesine gitmektedirler).

Öklid oluşturduğu dizgede birtakım tanımların yanı sıraOnly the registered members can see the link beşi "aksiyom" dediği genel ilkedenOnly the registered members can see the link beşi de "postulat" dediği geometriye özgü ilkeden oluşanOnly the registered members can see the link on öncüle yer vermiştir (ÖncüllerOnly the registered members can see the link teoremlerin tersine ispatlanmaksızın doğru sayılan önermelerdir). Dizge tüm yetkin görünümüne karşınOnly the registered members can see the link aslında çeşitli yönlerden birtakım yetersizlikler içermekteydi. Bir kez verilen tanımların bir bölümü (özellikleOnly the registered members can see the link "nokta"Only the registered members can see the link "doğru"Only the registered members can see the link vb. ilkel terimlere ilişkin tanımlar) gereksizdi. Sonra daha önemlisiOnly the registered members can see the link belirlenen öncüller dışında bazı varsayımlarınOnly the registered members can see the link belki de farkında olmaksızın kullanılmış olmasıOnly the registered members can see the link dizgenin tutarlılığı açısından önemli bir kusurdu.

Ne var kiOnly the registered members can see the link matematiksel yöntemin oluşma içinde olduğu başlangıç dönemindeOnly the registered members can see the link bir bakıma kaçınılmaz olan bu tür yetersizliklerOnly the registered members can see the link giderilemeyecek şeyler değildi. NitekimOnly the registered members can see the link 18. yüzyılda başlayan eleştirel çalışmaların dizgeye daha açık ve tutarlı bir bütünlük sağladığı söylenebilir. Üstelik dizgenin irdelenmesiOnly the registered members can see the link beklenmedik bir gelişmeye de yol açmıştır: Öncüllerde bazı değişikliklerle yeni geometrilerin ortaya konması. "Öklid-dışı" diye bilinen bu geometrilerOnly the registered members can see the link sağduyumuza aykırı da düşselerOnly the registered members can see the link kendi içinde tutarlı birer dizgedir. Öklid geometrisiOnly the registered members can see the link artık var olan tek geometri değildir. Öyle de olsaOnly the registered members can see the link Öklid'in düşünce tarihinde tuttuğu yerin değiştiği söylenemez.

Çağımızın seçkin filozofu Bertrand Russell'ın şu sözlerinde Öklid'in özlü bir değerlendirmesini bulmaktayız: "Elementler'e bugüne değin yazılmış en büyük kitap gözüyle bakılsa yeridir. Bu kitap gerçekten Grek zekâsının en yetkin anıtlarından biridir. Kitabın Greklere özgü kimi yetersizlikleri yok değildirOnly the registered members can see the link kuşkusuz: dayandığı yöntem salt dedüktif niteliktedir; üstelikOnly the registered members can see the link öncüllerini oluşturan varsayımları yoklama olanağı yoktur. Bunlar kuşku götürmez apaçık doğrular olarak konmuştur. OysaOnly the registered members can see the link 19. yüzyılda ortaya çıkan Öklid-dışı geometrilerOnly the registered members can see the link bunların hiç değilse bir bölümünün yanlış olabileceğiniOnly the registered members can see the link bunun da ancak gözleme başvurularak belirlenebileceğini göstermiştir."

Gene Genel Rölativite Kuramı'nda Öklid geometrisini değilOnly the registered members can see the link Riemann geometrisini kullanan Einstein'ınOnly the registered members can see the link Elementler'e ilişkin yargısı son derece çarpıcıdır: "Gençliğinde bu kitabın büyüsüne kapılmamış bir kimseOnly the registered members can see the link kuramsal bilimde önemli bir atılım yapabileceği hayaline boşuna kapılmasın!"

sarıkanarya_41
08-02-2009, 15:49
EinsteinOnly the registered members can see the link Galilei ve Newton ile birlikte üç büyük bilim dehasından biridir. Üçü için de efsaneOnly the registered members can see the link gerçeği gölgede bırakmıştır. Özellikle Einstein'ın yaşamı efsanelerle doldurulmuş ve bunlar onun yalnız bilgin ve kamuya mal olmuş adam ünüyle beslenmiştir. Resimleri ünlü tablo La Gioconda'da olduğu gibi yerli yersiz basılmış; haksız olarak atom bombasının babası sayılmış ve ünlü E = mc2 formülü her hususta gerekli gereksiz kullanılmıştır. Gerçekte EinsteinOnly the registered members can see the link asıl alanı olan kuramsal fizikte yaptığı çalışmalarıyla XX. yy fiziğine ışık tutmuştur.
Albert Einstein 14 mart 1879'da Almanya'nın güneyindeki Ulm kentinde dünyaya geldi. Ailesi Musevi'ydiOnly the registered members can see the link ama pek dindar değildi. ÇocukluğuOnly the registered members can see the link babasının elektrik tesisatı yaptığı Münih'te geçti. Babası hiç bir zaman işinde başarılı olamamıştıOnly the registered members can see the link onun işiyle ve ailesinin geçimiyle ilgili yaşadığı sorunlar genç Einstein'ı çok etkilemiştir.

YETİŞME YILLARI
Einstein Münih'te Luitpold Lisesi'ne devam etti. Burada başarılı bir öğrenci sayılırdı ama aslında çok mutsuzdu; o dönemOnly the registered members can see the link her türlü askeri disipline ve dayanıksız otoriteye karşı olumsuz duygularının ortaya çıktığı yıllardı. On beş yaşındaOnly the registered members can see the link lisedeki yönetime daha fazla dayanamayarakOnly the registered members can see the link kendi iradesiyle okulu terk etti ve lise öğreniminin sona ermesini beklemeyerek ailesinin bulunduğu Pavia'yaOnly the registered members can see the link İtalya'ya gitti. Babası burada yeniden bir servet edinmenin peşindeydi. EinsteinOnly the registered members can see the link aylarca tek başına çalıştıktan sonraOnly the registered members can see the link ünlü Zürich Politeknik Enstitüsü'nün giriş sınavlarına katıldı. Bu sınavda başarılı olamadı ama öğretim yöntemlerinin son derece liberal olduğu bir İsviçre okulunda sınavlara hazırlanabilme olanağını elde etti. 1896'da Politeknik Yüksek Okulu'na kabul edildi ve burada 1900'e kadar dönemin en iyi profesörlerinin yanında çok iyi bir öğrenim gördü. Bu dönemde Alman biliminin tüm klasik yapıtlarını keşfetti. Bu arada Politekniğe kabul edilen ender kız öğrencilerden biri olan Sırp-Hırvat kökenli Mileva Maric ile tanıştı. Onun Musevi olmayan bir kızla evlenmesine karşı çıkan babasının ölümünden sonra 1903'te evlendiler.
EinsteinOnly the registered members can see the link okulu bitirdikten sonraOnly the registered members can see the link sahip olduğu saygın diplomaya karşınOnly the registered members can see the link kendine uygun bir iş bulamadı. Çeşitli üniversitelerde araştırma görevlisi kadrosu elde etmek için yaptığı birçok başvuru sonuçsuz kaldı. Sonunda babasının araştırma görevlisi bir dostunun araya girmesiyle Bern'deki patent dairesinde bir teknik uzmanlık görevi bulmasaydı durumu hiç de iyi olmayacaktı. Einstein için fizik çalışmalarına olanak vermesi bakımından bundan daha uygun iş olamazdı. 1955'te ölümünden birkaç hafta önce kaleme aldığı Öz yaşam öyküsü Taslağı'nda "Patent belgelerinin yazılması işi benim için gerçek bir kazançtı; bu iş fizik üzerinde düşünmek için bol zaman bulmama olanak veriyordu" diye yazacaktı.

1905Only the registered members can see the link OLAĞANÜSTÜ BİR YIL
Einstein'ın 1905'te yayımladığı ve fizik tarihinin seyrinde değişikliğe yol. açan beş makalesi 1900 ile 1905 arasında olgunlaştı. Isaac Newton'a başarısının sebebi sorulduğunda söylediği şu sözler kadar Einstein'a uygun olan bir başkası yoktur: Tüm zamanım uğraştığım sorunlar üzerinde düşünmekle geçer. Einstein on yıldan beri sürekli olarak fizikteki derin bir ayrılık üzerinde düşünmekteydi; bu ayrılık fiziği kuramsal düzeyde birbiriyle bağdaşamaz bir biçimde ikiye bölüyordu: bir yanda ışığınOnly the registered members can see the link denizin yüzeyindeki dalgalar gibi tüm uzaya ya yılmış ve süreklilik arz eden dalgalar dan oluştuğunu ileri süren dalga kuramı (James C. Maxwell'in ışığın elektromanyetik doğasını göstermiştir); öte yandaOnly the registered members can see the link ışığı parçacıklardan oluşanOnly the registered members can see the link tümüyle yerel ve süreksiz bir mekanik olgu olarak kabul eden Newtoncu kuram. Sürekli olan ile süreksiz olanın fizik kuramında birlikte yer almasına oldukça şaşıran ve fiziğin ancak tekli yapıda olabileceği fikrine sıkı sıkıya bağlanan EinsteinOnly the registered members can see the link kararlı bir biçimde bu ayrılığı ortadan kaldırmanın yollarını aramaya girişti. Bu konu tüm yaşamının en önemli amacını ve bütün araştırmalarının arkasındaki gerçek itici gücü oluşturacaktı.
Einstein'ın en önemli üstünlüğüOnly the registered members can see the link ışık kuramının fizikteki en derin çelişkiyi içe ren alan olduğunu kavramasıydı. Deha sının diğer bir yönüOnly the registered members can see the link geçerli olan ışık kuramının temel kavramlarından biri olan esirinOnly the registered members can see the link fizikteki tekliğin önündeki engellerden biri olduğunu anlamasıydı. Ger çekte ışık bir dalga gibi düşünülmüştü; bu dalga kavramıOnly the registered members can see the link suyun yüzeyinde olu- şan dalgalanma olayına benzer biçimde geliştirilen kuramsal bir kavramdı. Eğer bu benzerlik sonuna kadar sürseydiOnly the registered members can see the link olay son derece açık olacaktı; oysa sudaki dalgalanmayı olanaklı kılan maddi ortamOnly the registered members can see the link ışık için çok kolayca belirlenebilir değildi. Birçok fizikçi kuşağının önünde duran engel buydu: ışık enerjisinin yayıl masını sağlayan ortam nedir? Bu ortam için düşünülen esirin birçok fiziki özelliğinin ele geçmez olmasına karşın (yoğunluğunun ve esnekliğinin hesaplan- ması ya da ölçülmesi olanaksız gözüküyordu)Only the registered members can see the link onun hareketsiz olduğunu var saymakOnly the registered members can see the link kuramının içsel nedenlerinden ötürü zorunlu gözüküyordu.
Bu tarihi hatırlatma Einstein'ın 1905'teOnly the registered members can see the link henüz yirmi altı yaşındayken ortaya koyduğu entelektüel cesaretin önemini değerlendirmeye olanak verir. Gerçekten de Einstein'a göre esirin fiziki özelliklerinin saptanmasının bu denli güç olmasının nedeniOnly the registered members can see the link onun hiçbir fiziki gerçekliğe sahip olmamasındanOnly the registered members can see the link onun yalnızca bir uydurma olmasındandı; bu kavramOnly the registered members can see the link kolaylıkla bir kenara bırakılabilecek bir yakıştırmadan başka bir şey değildi. Einstein'ınOnly the registered members can see the link özel görelilik kuramını anlattığı ünlü makalesi bu temele dayanıyordu: Esir yoktur.
Bu makalesinde EinsteinOnly the registered members can see the link zaman ve uzayla ilgili « doğal » fikirlerin çok derin bir eleştirisi pahasınaOnly the registered members can see the link esiri kalan tek maddi özelliği olan hareketsizlikten de arındırmayı başardı. Böylece fizikte tek liği gerçekleştirdi. AslındaOnly the registered members can see the link o döneme değin ışığın dalga kuramında kabul edil diği gibi hareketsiz bir esirin varlığını öngörmekOnly the registered members can see the link tüm mekaniğin (Galilei'den beri)Only the registered members can see the link tüm parçacık hareketi kuramının üzerine kurulduğu görelilik düşüncesi ve ilkesine açıkça aykırıydı ve bu neden le hareketsizliğin olmadığıOnly the registered members can see the link bunun fiziki bir anlamının olmadığı öne sürülebilir di. Böylece ilkeler düzleminde ışık kuramı derhal mekanikle bağdaşıkOnly the registered members can see the link homojen bir duruma gelecekti. EinsteinOnly the registered members can see the link esirin sonunu ilan etmekle bu ayrılığıOnly the registered members can see the link heterojenliği ortadan kaldırdıOnly the registered members can see the link ışığın görelilik kuramını ortaya koydu ve onu mekanikle birleştirdi.
Einstein gene 1905'teOnly the registered members can see the link ışığın ısıl özellikleriniOnly the registered members can see the link yani ısıtılmış bir cismin yaydığı ışığın rengini inceleyerekOnly the registered members can see the link ışığı aynı zamanda parçacıklardan oluşan bir olgu olarak da kabul etmek gerektiğini kanıtladı. Bu sonuç da fiziğin tekliği yolunda ilerleme olanağı sağladı; daha önce inanıldığı gibi ışığınOnly the registered members can see the link mekaniğin incelediği parçacıklardan tümüyle farklı bir doğaya sahip olduğu yolundaki görüşün tümüyle doğru olmadığıOnly the registered members can see the link ışığın aynı zamanda maddi özelliklereOnly the registered members can see the link parçacık özelliğine de sahip olduğunu ortaya çıkardı. Dolayısıyla evrende bulunan tüm nesnelerin ortak bir doğası olduğu fikri ufukta beliriyordu.
Böylece Einstein daha sonraki elli yıl boyuncaOnly the registered members can see the link araştırmalarını 1905'te açtığı iki yolda çeşitli başarılarla sürdürerek birleşik bir fizik kuramı kurmaya çalıştı. Bu yollardan biri fiziğin farklı dallarının dayandığı ilkelerin birleştirilmesiydi. (Einstein buna «bir ilkeler kuramının araştırılması » diyordu); İkinci yol iseOnly the registered members can see the link fiziğin ele aldığı ve evrendeki şeylerin yapıldığı nesnelerin birliğini kurmaktı (Einstein bu yolu «bir inşa kuramının araştırılması » olarak tanımlıyordu).

BİRLEŞTİRİCİ İLKE ARAYIŞI
Einstein 1905'ten sonra elektromanyetik kuvvetler ile çekim kuvvetlerini aynı biçimde ele almayı olanaklı kılacak temel ilkeleri bulmaya yöneldi. Bu sonuca kısmenOnly the registered members can see the link 1907 ile 1916 arasında uğraştığı Genel Görelilik Kuramı ile ulaştı. Genel Görelilik Kuramı bir çekim kuramıdır; yani iki cismin bir- birine uyguladığı çekimle ilgilidir. Newton'un açıklamadan öne sürdüğü bu etkileşim kuramının yerine Einstein bir başka kuram geçirdi. Einstein'ın çalışmalarıylaOnly the registered members can see the link bu etkileşiminOnly the registered members can see the link o bölgede bulunan cisimlerin yol açtığı bir uzay-zaman eğriliği olduğu ortaya çıkmıştı. Bugün yetmiş beş yaşını aşmış olan bu kuram henüz «olgular»ca yalanlanmış değildir. 1930'lar ile 1950'ler arasında son derece popüler olan (ki o dönemde bu kuramı gazete ve dergilerin «matematik» köşelerinde sıkça görmek mümkündü) Genel Görelilik Kuramı bugün astrofiziğin temel çerçevesini oluşturur. Bu kuram aynı zamanda kozmolojiyi tümden yenilemiştir.
EinsteinOnly the registered members can see the link kuramının evrenin genel yapısını betimleme olanağını verdiğini fark etmiş ve büyük bir şaşkınlıkla evrenin hem sınırsız hem de sonlu olduğunu keşfetmiştir.
Bugün kozmolojiOnly the registered members can see the link Genel Görelilik Kuramı üzerinde yükselmektedir. Kara deliklerOnly the registered members can see the link büyük patlama (big bang) ya da çekimsel dalgalarla ilgili araştırmalarOnly the registered members can see the link Einstein'ın 1907 ile 1916 arasında yaptığı çalışmalar sonucunda açtığı yolda ilerlemektedir. Einstein tüm yaşamı boyunca Genel Görelilik Kuramını «sevgili çocuğu» olarak nitelendirmiştir; bunun nedeni herhalde onun Özel Görelilik Kuramı gibi kolay doğmamış olmasıydı: Einstein 1911 ile 1916 arasında matematik öğrenmenin yanı sıra bu dönemde daha önce hiçbir bilgisinin olmadığı tansör çözümlemesini ve Eukleidesci olmayan geometriyi öğrenmişti. Ayrıca yalnız çalışmayı sevmesine karşın çalışma arkadaşlarından Marcel Grossmann'a başvurmak zorunda kalmıştır. Einstein bu büyük matematikçidenOnly the registered members can see the link geliştikçe daha çok karmaşıklaşan kuramının biçimselleştirilmesi labirentinde kendisine yardım etmesini istemiştir.
Aslında Genel Görelilik Kuramı hem yapısıylaOnly the registered members can see the link hem de evreni betimleme biçimiyle Einstein için ideal bir biçimi temsil ediyordu. Bu kuram esasen bir alan kuramı kavramına dayanıyordu; yani uzayın belirli bir noktasında bulunan bir cisminOnly the registered members can see the link çevresindeki uzay bölgesinde bir değişiklik meydana getirmesi fikrini temel alıyordu. Bu cisim bir «alan» yaratıyordu; bu alan ise onu yaratan cisim tarafından uzayın bir bölgesinde oluşturulan bir değişiklikten başka bir şey değildi. Bu muhakemenin temeli şu ilkedir: daha önceleri düşünüldüğünün tersineOnly the registered members can see the link uzay içindeki cisimlere karşı duyarsız değildirOnly the registered members can see the link yani bir cismin varlığında ya da yokluğunda uzay aynı değildir.
Görelilik anlayışına göre iki cisim arasındaki etkileşimOnly the registered members can see the link cisimlerden birinin diğeri üzerinde yarattığı alan etkisiyle betimlenir: birinci cisim ikincinin bulunduğu yerde onun duyarlı olacağı bir alanOnly the registered members can see the link yani uzayda bir değişim yaratır; ikinci de bu etkiye karşılık verir. Bu süreç karşılıklı olduğundan (birinci ve ikinci cismin yerleri değiştirilebilir)Only the registered members can see the link burada betimlenen bir karşılıklı etkidirOnly the registered members can see the link yani uzayın aracı olduğu bir tür etkileşimdir.
Böylelikle alan kavramı bir sürekli değişkenlik (kontinium) fikrine dayanır: uzay her noktasında değişikliğe uğramaktadır. Bu sürekli değişkenlik kavramıOnly the registered members can see the link alan kavramını hem güçlendirirOnly the registered members can see the link hem zayıflatır. GüçlendirirOnly the registered members can see the link çünkü uzayın sürekli yapıda olmasıylaOnly the registered members can see the link uzayda (uzay-zaman) olup biten tüm fiziki süreçlerin betimlenmesiOnly the registered members can see the link bir alan kuramıyla uyumlu görünür. ZayıflatırOnly the registered members can see the link çünkü bir sürekli değişkenlik kuramına tekabül eden «serbestlik dereceleri»nin sayısı (yaniOnly the registered members can see the link değişkenliklerin olanaklılığı)Only the registered members can see the link dünyayı temsil etmek için çok fazladır; herhangi bir anda alanınOnly the registered members can see the link yerelleşmiş bir cisim olarak «kristalleşme- si» gerekir.
Einstein kırk yıl boyunca -ölümü- ne dek- bu sorun üzerindeOnly the registered members can see the link kendi ifadesiyle kafa patlatmaktan vazgeçmedi. Tüm fizik kuramlarını birleştirecek bir kuram tutkusunu terk etmedi ve sürekli olarakOnly the registered members can see the link 1905'te ortaya koyduğu görelilik il- kesine veya Genel Görelilik Kuramının temelindeki eşdeğerlik ilkesine benzer bir biçimdeOnly the registered members can see the link tüm etkileşimler için geçerli olacak bir alan kuramı oluşturmaya çalıştı. İşte sık sık girişilip daha sonra vazgeçilen «birleşik kuram» geliştirme çabalarının temelinde bu yatar. Modern fizik bu tutkuyu biraz farklı bir yönden yeniden ele almıştır; çünkü Einstein'ın birleşik kuram üzerinde çalıştığı yıllarda bilinmeyen yeni etkileşimler bulunmuştur (atom çekirdeğindeki zayıf ve kuvvetli etkileşimler).

BİR YALNIZ ADAMIN KOŞUSU
İlkeler doğrultusunda izlenen yol arzulanan birleşmeye olanak vermese bileOnly the registered members can see the link Einstein en azından «inşa edilmiş» kuramı geliştirmeyi umuyorduOnly the registered members can see the link bu kuramla evreni oluşturan yapıtaşlarını ortaya koymak daha ulaşılır gözüküyordu. ışığın sürekli ortamda yayılma olanağını ortaya koyan 1905 makalesininOnly the registered members can see the link aynı zamanda ışığın süreksizlik özelliğine sahip olduğunu içermesiOnly the registered members can see the link bu anlamdaki bir adımı oluşturuyordu. Aslında bu makale bugün fiziğin temel kuramı olan kuantum kuramının kurucu belgesi olarak da kabul edilebilir. Bu kuramOnly the registered members can see the link 1905 makalesinde ifade edilenlerle uyumlu olarakOnly the registered members can see the link evrenin temel yapıtaşlarının ya parçacıklardan ya da dalgalardan oluşabileceği düşüncesinin bir kenara bırakılmasını zorunlu kılar; ayrıca bir ölçümün sonuçlarının ancak istatistik olabileceğini öne sürer. Kuantum kuramı yalnızca olasılıkların hesaplanmasına olanak verir.
1905 ile 1927 arasında Niels BohrOnly the registered members can see the link Erwin SchrödingerOnly the registered members can see the link Paul Dirac ve kuramın diğer « kurucu öncüleri» ta- rafından geliştirilen (bu kurucular arasında Einstein'ın adı genelde anılmaz) kuantum mekaniğinin ilkeleri özetle bunlardır. Ama Einstein'ın kuantum kuramına katkısının 1905'te yayımlanan ışığın kuantaları üzerine makalesiyle (veya 1901'de yayımlanan ve katılardaki fononlar kuramının kökeninde yer alan özgül ısı üzerine yazdığı makalesiyle) sona erdiğini düşünmek yanlış olur. EinsteinOnly the registered members can see the link 1905'te «bulgusal» olarak öne sürdüğü ışık kuantaları varsayımını (yani Einstein bu varsayımı kesin kanıtlanmış olduğundan değilOnly the registered members can see the link ama kuramı iç tutarlılık nedenleriyle doğrulandığı için öne sürmüştü)Only the registered members can see the link daha sonraki yıllar- da tekrar ele alarak onu «bulgusal»
olmaktan kurtarıp «gerçek»liğini kanıtlamaya çalıştı. 1909'daOnly the registered members can see the link ışımadaki dalgalanma özelliğini inceledikten sonra ışığın doğasında bulunan bir «ikilikle»Only the registered members can see the link hem parçacık hem de dalga özellikleriyle nitelendirile- bileceği fikrini geliştirdi. 1916'da kuantaların yalnız enerjileriyle değilOnly the registered members can see the link aynı zamanda (proton ve nötron gibi tüm «gerçek» parçacıklarda olduğu gibi) hareketlerindeki nicelikle de nitelendirilebileceğini gösterdi ve böylece kuantaların gerçekliğinin kabulünde önemli bir adım attığını düşündü. Ama ışığın bu parçacık niteliğinin kanıtlanmasına yönelik deneylerde uğranan düş kınklıklarıOnly the registered members can see the link Einstein'ıOnly the registered members can see the link ulaştığı sonuçları yeniden Only the registered members can see the linközden geçirmek zorunda bırakacaktı. 1905 makalesinin temeli olan madde-ışıma benzeşimine geri dönerekOnly the registered members can see the link 1924'te ışık kuantalarının klasik «gerçek» parçacıklarla aynı istatistiğe boyun eğmediklerini gösterdi; ışık kuantaları çeşitli olanaklı durumlarda düzenli bir dağılım göstereceklerineOnly the registered members can see the link onları gruplaşmaya iten bir kuvvet varmış gibiOnly the registered members can see the link birbirleri üzerinde birikme eğilimine sahiptilerOnly the registered members can see the link bu da onların genelde bir dalga izlenimi vermesinin sebebiydi. Bu keşfin önemi göz ardı edilemezdi; lazerin ve aşın iletkenliğin bulunmasıOnly the registered members can see the link fotonlara Only the registered members can see the linközgü bu istatistiksel kuanta (Bose-Einstein istatistiği olarak bilinir) bilgisine dayanır. Bununla birlikte Einstein'ın bu alandaki çeşitli çalışmalarına rağmenOnly the registered members can see the link BohrOnly the registered members can see the link HeisenbergOnly the registered members can see the link Dirac ve diğerleri tarafından temsil edilenOnly the registered members can see the link kuvantum kuramının geliştirilmesindeki ana akımın dışında kaldığı doğrudur. Aslında Einstein kuantum kuramının istatistiğe bağlı niteliğini kabul etmeyi her zaman yadsımıştır; bir ölçümün kuram tarafından yetkin bir biçimde öngörülemeyeceğini ya da şakayla karışık söylediği gibi «Tanrının zar atmasını» anlayamamıştır. Kuantum kuramının kurulma yılları olan 1913 ile 1927 arasında EinsteinOnly the registered members can see the link onun onayını almaya çalışan genç araştırmacıların umutsuz çabalarına rağmen kuantum kuramına karşı eleştirel bir tavır takındı. Daha sonraları kuramın mantıksal tutarsızlığını tartışmayı bir kenara bırakacak ve karşı çıkmalarının konusu biraz farklı bir alana kayacaktır: Einstein'a göre kuantum kuramı henüz «eksiktir» (bu nedenle de «tamamlanması» için daha da derinleştirilmelidir) çünkü kesin deney koşullarında sistemin sonraki halini aynı kesinlikte verememektedir. 1927'de dönemin tüm seçkin kuantum fizikçilerini bir araya getiren Solvay KongresiOnly the registered members can see the link Einstein ile Bohr arasındaki kuramsal tartışmayla fizik tarihindeki yerini alacaktır.
Einsetin'ın Nazizmden kaçarak 1935'te Amerika Birleşik Devletleri'ne iltica etmesiyleOnly the registered members can see the link bu tartışma yeniden alevlendi. Tartışma bu kez Kuantum kuramında «yerel olmama» (yerel olmayan etkileşim) denen bir sorun üzerindeydi. Yerel olmayan etkileşime göreOnly the registered members can see the link geçmişte karşılıklı etkide bulunan iki sistem üzerinde yapılan ölçümlerOnly the registered members can see the link birbirlerinden bağımsız değildir; sistemlerden biri üzerinde yapılan ölçümlerOnly the registered members can see the link bu iki sistem birbirinden ayrı da olsaOnly the registered members can see the link sanki birbirleriyle anında bağlantı kuruyorlarmış gibi ya da «haberleşiyorlarmış» gibiOnly the registered members can see the link bir diğeri üzerinde yapılan ölçümleri de belirlemektedir. Bu nokta kuantum kuramının kurucuları tarafından daha önce farkedilmemişti.
1935'te yayımlanan ünlü bir makaleyle (bu makalede geliştirilen düşünceler «EPR paradoksu» olarak bilinir; EPR makale yazarlarının baş harfleridir: EinsteinOnly the registered members can see the link Podolsky ve Ro sen) fizikçiler topluluğunun dikkatini kuantum kuramındaki bu şaşırtıcı duruma yönelten Einstein'dır. O zamandan beri bu konu üzerindeki çalışmalar sürmektedirOnly the registered members can see the link özellikle Alain Aspect tarafından 1982'de gerçekleştirilen ünlü deneylerde belirlendiği gibiOnly the registered members can see the link birbirine etkide bulunmuş iki fotonun durumları gerçekten de bu etkileşimin izlerini taşımaktadır ve bunlar sonsuza dek birbirleriyle bağlantılı kalacaklardır.
Einstein tarafından kuantum kuramına yöneltilen eleştiriler genelde onu tercihinin alan kuramları yönünde olmasıyla ilişkilendirildi. Sorunun kökeninde süreksizin sürekliye olan baskınlığının söz konusu olmasına rağmen Einstein'ın kafasını kurcalayan sorun bu değildi. Einstein'a göre kuantum kuramındaki asıl kusur parçacıkların varlığını açıklayamamak ve kuantaların varlığını onları doğrulamadan ortaya koymaktır. Einstein'ın yaşamının yalnızlık içinde sona erdiğini ifade etmek pek de abartma olmayacaktır. Einstein kendisinin 1905'te ortaya koyduğu ışık kuantalarının varlığından kuşkulanan birkaç meslektaşıyla yalnızlığını paylaşmıştır. 12 Aralık 1951 tarihli bir mektubunda şöyle yazıyordu: «Elli yıldır bilinçli olarak kafa yorduğum şu soruna bir yanıt bulabilmiş değilim: Işık kuantaları nedir? Bugün çıkagelen ilk aklı evvelOnly the registered members can see the link onun ne olduğunu bildiğine inanıyorOnly the registered members can see the link ama kendini aldatıyor.»

YAŞADlĞI YÜZYILDAN KENDİNİ SORUMLU GÖREN BİR ADAM
19l9'da Kraliyet Astronomi Derneği'nin üyelerinden biri olan Arthur Eddington'un telgrafı Londra'ya ulaştığı gün Einstein döneminin en ünlü bilim adamı haline gelmişti. Arthur EddingtonOnly the registered members can see the link o günlerdeki bir tam güneş tutulmasıyla ilgili bir araştırma kurulunun başı olarak güney yarıküreye gitmişti ve bu araştırmanın aynı zamanda Genel Görelilik Kuramının sonuçlarından biri olan ışık ışınlarının güneş çevresinde eğilmesi iddiasının doğrulanıp doğrulanmayacağının belirlenmesini de sağlayacağı umuluyordu. O dönemdeOnly the registered members can see the link bir İngiliz araştırma kurulunun bir Almanın kuramı sayılabilecek (Einstein aslında İsviçrelidirOnly the registered members can see the link ama Berlin'de çalışmaktadır) bir kuramı doğrulamasıOnly the registered members can see the link ülkeler arasında bir yumuşama umudu olarak görünüyordu. Böylece Einstein gün geçtikçe güncel bir konuma geliyordu.
Einstein bu apansız gelen ünüOnly the registered members can see the link yürekten desteklediği bazı konuların hizmetinde bilerek kullandı; bunlarOnly the registered members can see the link barış için mücadele etmek ve Avrupa'da giderek çoğalan Yahudi düşmanlığına karşı MuseviIerin yerleşebileceği bir toprak parçasının bulunması çabasıydı.
Einstein'ın siyasetle ilişkisi 1914'te Doksan Üçler denilen ve uygarlığın değerlerini (burada örtük olarak kastedilen Alman değerleridir) barbarlara karşı korumayı içeren bir bildiriyi imzalamayı reddetmesiyle başlar; bu bildiri Alman entelijansiyasının büyük bir kesimi tarafından onaylanmıştı. Genel Görelilik Kuramı 'nın tamamlanmasıyla çakışan Birinci Dünya Savaşı'nın sonuOnly the registered members can see the link Einstein için yoğun bir siyası etkinlik fırsatı oldu; özellikle barış ve ülkeler arası uzlaşma yönünde. Milletler Cemiyeti'nin yönetiminde bazı örgütlerin üyesi olarakOnly the registered members can see the link diğer ülkelerin Alman bilim adamlarına uyguladıkları boykota karşı mücadele verdi; bu ülkeler daha uygar olduklarını düşünüyorlardı. Tüm ülkelerdekiOnly the registered members can see the link inancı uğruna askerlik yapmayı reddedenlerin haklarını etkinlikle savundu ve Fransız-Alman uzlaşmasının ateşli bir militanı olarak mücadele verdi (1922'de Paris'e yaptığı yolculuğun başka bir nedeni yoktur). EinsteinOnly the registered members can see the link Hitler'in 1933'te iktidara gelmesiyle tavrını tümden değiştirdi; elindeki tüm güçleri Nazizmle mücadele yolunda seferber etti. Einstein'a göre eldeki her araçla askeri olan da buna dahil-Only the registered members can see the link Nazizmle mücadele etmek gerekmektedir. Amerika Birleşik Devletleri'ne yapmakta olduğu bir gezi sırasında Einstein'ın evi Naziler tarafından yağmalandı. EinsteinOnly the registered members can see the link Almanya'ya dönmemeye ve Princeton Yüksek Araştırma Enstitüsü'nün kendisine önerdiği kürsüyü kabul etmeye karar verdi; 1933 yılının sonbaharında Princeton'a yerleşti.
1939'da Başkan Roosevelt'e yazdığı ünlü mektubuylaOnly the registered members can see the link ilk atom bombalarının gerçekleşmesine yol açacak araştırmalarda çalışmak istediğini bildirdi. BununOnly the registered members can see the link savaşın bitiminde Maccarthyciliğin ve soğuk savaşın gelişmesine yol açtığına üzüntüyle tanık olacak ve son yıllarını savaş çılgınlığıyla mücadele etmeye adayacaktı. Einstein'a göre barışın korunabilmesi için bir dünya devletinin kurulması gerekiyordu; bu devletOnly the registered members can see the link Birleşmiş Milletler Örgütü'nden daha geniş bir güce sahip uluslarüstü bir federasyon ve silahlı kuvvetlerden sorumlu tek güç olacaktı.
EinsteinOnly the registered members can see the link barış yanlısı etkinliklerinin yanı sıraOnly the registered members can see the link zamanının büyük bir kısmını Filistin'de bir Yahudi merkezi kurma fikrine ayırdı. 1921'den itibaren Hayyim Weizmann'la birlikteOnly the registered members can see the link Kudüs İbranı Üniversitesi'nin kurulmasına katkı sağlamak üzere Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Musevi topluluklarından yardım sağlamak amacıyla bu ülaaae gitti. EinsteinOnly the registered members can see the link bu üniversite tasarısının gerçekleşmesi için çok çaba harcadıOnly the registered members can see the link hatta yüksek düzeyli bir eğitimde verilecek farklı dersleri bizzat kendi saptadı. AyrıcaOnly the registered members can see the link Filistin konusundaki Siyonist hareketin iç tartışmalarında etkin bir rol üstlendi; bu konuda aldığı tavırlarOnly the registered members can see the link ne kadar gerçekçi olduğunu göstermektedir: Einstein her zamanOnly the registered members can see the link İsrail'in temellerinin atılmasınınOnly the registered members can see the link o topraklar Araplara ait olduğu sürece sorunsuz olamayacağına işaret etmişt tir. İngilizlerin manda yönetimininOnly the registered members can see the link çeşitli sorunları çözüme ulaştıracağına aşın bir güven duymuştur.
Einstein 18 Nisan 1955'te öldü; son yazısı Bertrand Russell ile birlikte kalerne aldıkları bir barış çağrısıydı.

KLASİK FİZİKÇİLERIN SONUNCUSU
Einstein bugün efsane haline gelmiş bir şahsiyettir; onun imgesiOnly the registered members can see the link ister reklam için olsunOnly the registered members can see the link isterse yaşama karşı bir tavrı belirtmek için olsunOnly the registered members can see the link çok kullanılmıştır. Bu efsanelerin dışındaOnly the registered members can see the link yaptığı katkının ölçüsünü kendi etkinlik alanında aramak önemlidir: fizik alanı. Einstein ışık kuantaları üzerine 1905'te yayımladığı makalesiyleOnly the registered members can see the link kuantum kuramının kurucusudur. Kuşkusuz kısa süre içinde kuantum kuramına belli bir mesafeyle yaklaşır olmuşturOnly the registered members can see the link ama böyle bir eleştirel tavrın bilim topluluğu bünyesinde büyük kazançlar sağladığını da göz ardı etmemek gerekir; eğer Einstein bu sorunlarla uğraşmamış olsaydıOnly the registered members can see the link örneğin yerel olmayan etkileşim gibi sorunlar daha uzun süre fark edilmeyebilirdi. Einstein'ınOnly the registered members can see the link kuantum kuramını bu haliyle kabul etmeyi yadsımasıOnly the registered members can see the link aynı zamanda fizik tarihinin onunla sona eren bir evresine de ait olduğu anlamına gelmektedir; bu- günOnly the registered members can see the link fizik artık temelini oluşturan kuantum kuramı olmadan düşü-nülemiyor.
Einstein'ın bir diğer alanda da katkısı olmuştur kiOnly the registered members can see the link ondan sonra fizikOnly the registered members can see the link daha önce olduğundan farklıdır; bu alanOnly the registered members can see the link temel ilkelerin araştırılması alanıdır. Bugün fizik tümüyle belli sayıdaki ilkelerin kabulüne dayanmaktadır; bu ilkeler değişmezlik ya da simetri ilkeleridir. Bunlar fizik yasalarının dayandığı «üstün yasa»lardır. Bugünkü kuramsal fizikçilerin temel etkinlik alanını
oluşturan bu ilkeler Einstein'la ortaya çıkmıştır.
Gerçi Einstein'dan önceki fizik de bu ilkeleri uyguluyorduOnly the registered members can see the link ama deneyci yoldan yani şu ya da bu yasanınOnly the registered members can see the link şu değişmezlik ilkesine uyduğunun doğrulandığını öne sürerek uyguluyordu.
Einstein'dan itibaren buna karşıt bir yoldan gidilmektedir; önce değişmezlik ilkelerinin ne olacağıOnly the registered members can see the link daha sonra da onlardan çıkacak yasalar belirlenir. Bu anlamda bugünkü fizikçiler Einstein'ın bıraktığı mirası kullanmaktadırlar.

sarıkanarya_41
08-02-2009, 15:51
Daniel Rutherford (Daniel Rutherford Kimdir? - Daniel Rutherford Hakkında) Daniel Rutherford
VikipediOnly the registered members can see the link özgür ansiklopedi Daniel Rutherford (d. 3 Kasım 1749 - ö. 15 Kasım 1819) İskoç kimyacı ve doktordur. 1772 yılında azot diğer bir adıyla nitrogen'in (Latince nitrumOnly the registered members can see the link Yunanca "doğal soda"Only the registered members can see the link "genler"Only the registered members can see the link "şekillenmek" anlamında olan Nitron kelimesinden gelmektedir) izolasyonunda ün kazanmıştır.
Edinburgh'ta doğan bilim adamıOnly the registered members can see the link babası John Rutherford (1695–1779)'un tıp alanında profesör olduğu Edinburgh Üniversitesi'nde eğitim görmüştür. Öğrenci gibiOnly the registered members can see the link 1772'de Azot izolasyonunu ve 1778'de oksijeni hayati hava olarak tanımlamıştır.
Daniel Rutherford 1772'de azotu keşfettiğinde onu zararlı hava veya sabit hava olarak adlandırmıştır. Havanın belli bir oranının yanma olayında yer almadığıOnly the registered members can see the link 18. yüzyıl kimyacıları tarafından iyi bilinmekteydi. AzotOnly the registered members can see the link yaklaşık aynı tarihlerde Carl Wilhelm ScheeleOnly the registered members can see the link Henry Cavendish ve Joseph Priestley tarafından da araştırılmaktaydı.

sarıkanarya_41
08-02-2009, 15:52
Felix Bloch (1905 - 1983)

Only the registered members can see the link

23 Ekim 1905 yılında ZürihOnly the registered members can see the link İsviçre'de doğmuştur. Burada ve Eidgenössische Technische Hochschule de eğitim görmüştür.


1927 de fizik mühendisliği eğitimini tamamlamasının ardından University of Leipzig'e geçerek doktorasını vermiştir. Alman akademilerinde Werner HeisenbergOnly the registered members can see the link Wolfgang PauliOnly the registered members can see the link Niels Bohr ve Enrico Fermi gibi bilim adamları ile çalışmıştır.


1933 yılında Almanyayı terk ederek Stanford Üniversitesine geçmiştir. 1939 yılında Amnerikan vatandaşlığına geçmiştir. 2. Dünya Savaşı yıllarında Los Alamos National Laboratuarında atom enerjisi üzerinde çalışmıştır.


Savaş sonrası dönemde nükleer indüksiyon ve manyetik nükleer rezonans konularına yoğunlaşmıştır. MRI (Manyetik Rezonans Görüntüleme) olayının temellerini atmıştır. O ve Edward Mills Purcell 1952 Nobel Fizik Ödülü'nü nükleer manyetik alanındaki çalışmalarından dolayı almışlardır.

sarıkanarya_41
08-02-2009, 16:01
Yuri Alekseyeviç Gagarin (1934 - 1968)



Yuri Alekseyeviç Gagarin 9 Mart 1934 yılında doğdu. Sovyet kozmonotOnly the registered members can see the link 1961 yılında uzaya çıkan ve dünyanın çevresini turlayan ilk insan.
Yuri GagarinOnly the registered members can see the link Gzhatsk yakınlarındaki Kluşino`da 9 Mart 1934 tarihinde dünyaya geldi (bu kasabanın adı 1968`de Gagarin olarak değiştirildi). Annesi ve babası kolektif bir çiftlikte çalışıyordu. Yuri dört çocuktan üçüncüsüydüOnly the registered members can see the link özellikle ablası Yuri`yle yakından ilgilendi. Sovyetler Birliği`ndeki milyonlarca aile gibi Gagarin ailesi de İkinci Dünya Savaşı`ndan kötü biçimde etkilendi. İki abisi 1943`te Almanya`ya götürüldü ve savaş bitene kadar geri dönemediler. Hocaları Gagarin`i zeki ve çalışkan fakat biraz da yaramaz bir çocuk olarak tanımlardı. Matematik hocası savaş esnasında Kızıl Ordu Hava Kuvvetleri`nde uçmuştuOnly the registered members can see the link bunun da Gagarin üstünde büyük bir etki bıraktığı söylenir.
Bir dökümhanede çıraklığa başlayan Gagarin daha sonra Saratov`da bulunan yüksek teknik okuluna seçildi. Oradayken "Hava Kulübü"`ne girdi ve küçük uçaklarla uçmayı öğrendi. Bir hobi olarak başladığı bu iş zamanla hayatının önemli bir bölümünü kaplamaya başladı. 1955`de okulunu tamamladı ve bir pilot okulunda savaş uçağı eğitimi almaya başladı. Orada 1957 yılında evleneceği Valentina Goryacheva ile tanıştı. Eğitimden sonra hava şartlarının kötü olduğu Norveç sınırında bir bölgeye atandı. Yetişkin biri olduğunda boyu 157Only the registered members can see the link cm civarındaydı.
Uzay Yarışının başlangıç dönemindeOnly the registered members can see the link Sovyetler kozmonot adaylarını belirlemek için geniş bir tarama programı başlatmışlardı. 20 kozmonot ile Sovyet uzay programına seçilen Gagarin bütün testleri başarıyla atlattı. En sonunda gene yetenekli ve başarılı bir kozmonot olan German Titov ile Yuri Gagarin arasında bir tercih yapılacaktıOnly the registered members can see the link Yuri Gagarin seçildi. Bu seçimde soğuk Titov`un aksine Yuri`nin güler yüzlü ve cana yakın bir karakterinin olması ve sade bir çocukluk sürmesinin önemli olduğu söylenir.
12 Nisan 1961 tarihinde Gagarin uzaya çıkan ilk insan oldu. Uzaygemisinin adı Vostok 1 idi. Uluslarası medyaya göre GagarinOnly the registered members can see the link uzayda "Burada Tanrı falan göremiyorum." demişti. Ancak uzay uçuşu sırasında dünya ile yaptığı konuşmaların yayımlanan metninde böyle bir cümle yer almaz. Gagarin daha yörüngedeyken rütbesi TASS tarafından yükseltildi. Sovyet otoritelerine göre rütbe değişimin hemen yapılmasının sebebi Gagarin`in iniş sırasında ölebileceğini düşünmeleriydi. Ama bu gerçekleşmedi ve Gagarin dünyaya çok ünlü biri olarak döndü. Sovyetler Birliği Komünist Partisi`ni "bütün başarılarımızın düzenleyicisi" olarak övdü. Dönemin lideri Nikita Kruşçev de Gagarin`in ününden ve başarısından korkarak onu kendine politik bir rakip olarak düşünmeye başladı.
Gagarin dünya çapında ün kazanmış biri ve Sovyet başarısının sembolü olarak dünyayı dolaşmaya başladıOnly the registered members can see the link popülaritesini de kontrol edebiliyordu. Fakat kısa bir süre sonra alkol bağımlısı olduOnly the registered members can see the link 1961`de Kırım`da genç bir hemşireyle maceraya atıldı. 1962`de kendini toparlayarak kozmonot yetiştirme merkezinde çalışmaya başladı.
Kurumun antrenör vekili olma sürecindeOnly the registered members can see the link Gagarin savaş uçağı pilotu olmayı yeniden hak kazanması gerekti. 27 Mart 1968`de MiG-15 model uçağıyla rutin bir deneme sürüşü sırasında eğitmeniyle birlikte hayatını kaybetti. Kazaya neyin sebep olduğu bilinemediOnly the registered members can see the link 1986 yılında bir soruşturmada Su-11 model bir uçağın yol açtığı türbülansın kazaya yol açtığı söylendi. Aynı zamanda hava koşulları da kötüydü. Başka bir söylenti de Gagarin`in sarhoş olduğudurOnly the registered members can see the link oysa ki bu doğru değildir çünkü uçuştan önce iki testten geçmiştir ve yapılan araştırmalarda alkol veya uyuşturucu izine rastlanmamıştır. Yeni bir teori de pilot kabininin yanlışlıkla açıldığı ve bir anda güçlenen hava dolaşımı yüzünden uçağın kontrolünü Gagarin`in kaybettiğidir.

sarıkanarya_41
08-02-2009, 16:02
Luis Victor Broglie (1892-1987)
Broglie bir Fransız soylusunun ikinci oğluydu. Adını Normandiya'nın küçük bir kasabasından alan Broglie ailesinden 17. yüzyıldan beri yüksek rütbeli subaylarOnly the registered members can see the link politikacılar ve diplomatlar yetişmiştir. Louis de Broglie ağabeyi Maurice gibi bilim adamlığını meslek seçerek ailesinin bu geleneğini bozdu. Paris'deki aile malikhanesinde iyi donatılmış bir laboratuvar kuran Maurice de bir fizikçiydi.
Ve atom çekirdeği üzerindeki deneysel çalışmalara önemli katkıları oldu. Louis fırsat buldukça ağabeyinin çalışmalarına katılıyordu ama ona çekici gelen yalnızca fiziğin kavramsal yönü idi. Kendisini bir deneyciden yada mühendisten çok salt kuramcıOnly the registered members can see the link genel ve felsefi görüşleri özellikle çok seven biri diye tanımlar. I. Dünya savaşı sırasında fiziğinOnly the registered members can see the link pek az ilgilendiği teknik yönleriyle ilgili bir göreve getirildi.
Broglie'nin atom fiziğinin sırlarıOnly the registered members can see the link yani bilimin çözülmemiş kavramsal problemleri diye adlandırdığı konuya ilgisi Alman fizikcileri Max PlanckOnly the registered members can see the link Albert Einstein 'in çalışmalarına ilşkin olarak ağabeyinden öğrendiği bilgilerden doğduOnly the registered members can see the link ama fiziği meslek olarak seçmesi uzun zaman sonra oldu. 1909'da Sorbonne'da tarih öğrenimini tamaladıktan sonra başladığı kuramsal fizik öğrenimini 1913'te bitirdi. Görevlendirildiği Fransız tarihini araştırma projesinden şiddetli bir fikir ayrılığından sonra çekildi. Ve doktora aaai için fiziğe ilişkin bir konu seçti.
1924'te sunduğu doktora aaainde Broglie bilim dergilerinde daha önce yayınlanmış olan çığır açıcı elektron dalgaları kuramını geliştirdi. Atom boyutlarındaki maddenin dalga özelliklerine sahip olabileceği düşüncesinin temeli Albert Einstein'in 20 yıl önce yapmış olduğu bir öneride yatıyordu. Einstein burada kısa dalga boylu ışığın kimi koşullar altında sanki parçacıklardan oluşmuş gibi davrandığının gözlenebileceğini öne sürmüştü. Bu düşünce 1923 'te doğrulandı. Ama ışığın ikili niteliğiOnly the registered members can see the link Broglie'nin maddeye böyle bir ikilik düşüncesi yüklemesiyle birlikte bilim çevrelerinin onayını kazanmaya başlamıştı.
Broglie'nin bu önerisi atomdaki elektronların devinimine ilişkin hesapların ortaya çıkardığı bir soruya yanıt getirdi. DeneylerOnly the registered members can see the link elektronlerın çekirdek çevresinde devinmekte olması gerektiğiniOnly the registered members can see the link ama belirlenemeyen nedenlerden ötürü bu devinimde kimi kısıtlamaların bulunduğunu gösteriyordu. Broglie'nin dalga özellikli elektron düşüncesi bu kısıtlamaların açıklanabilmesine olanak sağladı. Çekirdekteki yükün belirlediği sınırlar içinde kalmak durumunda olan bir dalganın sahip olabileceği biçimde belirlenmiş olacak ve atom sınırlarına uyamayan biçimdeki bir dalga Only the registered members can see the link kendi kendisiyle girişime uğrayarak yok olacaktı. 1923'te Broglie bu görüşü ortaya attığındaOnly the registered members can see the link parçacık özellikleri iyice belirlenmiş olan elektronunOnly the registered members can see the link kimi koşullar altında dalga gibi davranabileceğini gösteren hiçbir kanıt yoktu.
Doktora aaainin bir kopyası raslantı sonucu Albert Einstein'in eline geçti. aaai çoşkuyla karşılayan EinsteinOnly the registered members can see the link Broglie 'nin çalışmasının önemini açıkca vurguladıOnly the registered members can see the link ayrıca bu çalışmayı daha da geliştirdi. Böylece Avusturya'lı fizikçi Erwin SchrödingerOnly the registered members can see the link bir varsayım olarak ileri sürülen bu dalgalardan haberdar oldu ve bu temeller üzerinde bir matematiksel sistemiOnly the registered members can see the link ileride fiziğin temel araçlarından birini oluşturacak olan dalga mekaniğini kurdu.